Tahsin Görgün | Istanbul 29 Mayis University (original) (raw)
Uploads
Papers by Tahsin Görgün
It is commonly claimed that Ibn Khaldun did not have predecessors or followers. This article argu... more It is commonly claimed that Ibn Khaldun did not have predecessors or followers. This article argues otherwise. It is asserted here that Ibn Khaldun was a node within the Transoxanian philosophical tradition
and his main contribution was applying the classical metaphysics of
the Razi-School to the historical and social being. Grounding this claim
requires exploring the metaphysics of the Transoxanian philosophers.
In particular we need to focus on a peculiar method called ‘critical investigation’ (tahqiq) which led to the development of metaphysics as a science during this period. Grounding the above claim also requires demonstrating how Ibn Khaldun applied this method systematically. As a step in this direction, this article contributes to the history of Turkish thought through the study of Fakhr al-Din al-Razi, Adudddin al-‘Ici and Sa‘daddin al-Taftazani with the purpose of unearthing the historical
and philosophical roots of social metaphysics of Ibn Khaldun.
Ibn Khaldun’s social metaphysics -in particular in connection with the distinction that he makes ... more Ibn Khaldun’s social metaphysics -in particular in connection with the distinction that he makes between two beings, one as a direct result of God’s supreme power and the other as the product of human acts- has some characteristics which will present an answer to the quest for social metaphysics taking place not only in modern Turkey and the Islamic world but also in the entire world. For this distinction not only provides a connection directly between life and religion at the same time it puts forward an opportunity to establish a relationship between the individual and society, society and institutions and science and philosophy; this is an opportunity that, in comparison to many enterprises undertaken until this time, is well understood and widely accepted. In the article this subject will be discussed in the light of the possibility of society and the state of belonging, which are the basic problems of modern social theory and social philosophy.
Günümüz Türkiye'sinde ve İslam dünyasında değişim (tegayyür veya tebeddül), yaşanılan en önemli t... more Günümüz Türkiye'sinde ve İslam dünyasında değişim (tegayyür veya tebeddül), yaşanılan en önemli tecrübe gibi gözüküyor. Bir zaman donukluktan, katılıktan, aşırı muhafazakârlıktan şikâyet edilirken, bugün şikâyet edilen en önemli konu, hiçbir şeyin sabit olmayarak sürekli olarak bir değim içinde bulunmasıdır. Bu noktada en fazla kaygılanılan nokta, değişimin kendisinden çok, yönünün belli olmayışı ile alakalı olarak bir belirsizlikle karşı karşıya bulunuyor olmamızdır. Her ne kadar, bizim Batı'dan geri olduğumuzu varsayan görüşe göre, değişimin saiki belli olduğu için (yani Batı), bu saik hem saik olarak esası, hem de değişimin yönünü ve hedefini gösterdiği için hiç de belirsiz bir gidişat içinde bulunmuyoruz. Ancak bu tavır sahipleri için de, Batı'nın mevcut durumunun kabul edilebilirliği bir tarafa, bundan sonra ne yönde bir değişim içinde bulunduğu da belirsizliğini aynı şekilde koruduğu için, onlar da bu kaygının dışında değillerdir. Çünkü içinde yaşadığımız durum, bir anlamda hedefini kaybetmiş bir değişimin, insanlar karşısında kendi hürriyetini kazanarak, başlı başına bir amaç haline geldiğini gösteriyor. Arzu edilen, belki tam istenildiği şekilde olmasa da, gerçekleşmiş olmakla birlikte, gerçekleşmekle kalmamış, insanlar karşısında bir bağımsızlık kazanarak insanların başına bela olmuştur. Değişim bugün yaşanılan en önemli meselemizdir.
This article posits the notion that inasmuch as no systematic analysis has been conducted by stud... more This article posits the notion that inasmuch as no systematic analysis has been conducted by studies desiderating the foundation and content of the position generally known as Mu'tazila (institutionalized as the school of the Mutazilites) and, in
particular, in the formulation devised by Qadi Abduldjabbar-that is to say, that "moral good and evil may be distinguished independent ofrevelation"-misunderstanding has been the end result. In this article, first, a preliminary critical examination
of certain studies in this regard will be undertaken and, second, it will be exposed that the essence of the issue pertaining to the Mutazilites, of which Qadi Abduldjabbar was a member, arises from the fact that Islam was elucidated in a fashion such that non-Muslims could gain comprehension. To this end, the foundation
of the form of this approach and the way in which distinguished the various manifestations of truth (intellectual, lexical, legal, and conventional, or customary) are identified. In this framework, on the one hand, the ontological status of the
concepts of good and evil are specified and, on the other hand, the way in which these concepts, which are interrelated, are comprehended by each and every level of being is described. In the course of reconstructing Qadi Abduldjabbar's approach,
certain inherent difficulties that came to light are pointed out.
Conference Presentations by Tahsin Görgün
İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM) İcadiye Bağlarbaşı caddesi 40 Üsküdar 34662 İstanbul Tel. (021... more İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM) İcadiye Bağlarbaşı caddesi 40 Üsküdar 34662 İstanbul Tel. (0216) 474 08 50 Faks (0216) 474 08 74 www.isam.org.tr Bu kitap; Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti'nin 09.07.2010 tarih ve 2010 / 16 sayılı kararıyla basılmıştır. Baskı: TDV Yayın Matbaacılık ve Ticaret İşletmesi, Ankara © Her hakkı mahfuzdur. İstanbul, Kasım 2010 Kallek, Cengiz (ed.) Dinî hükümlerin kaynağı ve dinî metinlerin anlaşılması konusundaki çağdaş yaklaşımlar çalıştayı / Cengiz Kallek (ed.). -İstanbul : Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2010. 567 s. ; 24 cm. -(İSAM Yayınları ; 81. Sempozyumlar / Paneller Dizisi ; 7)
It is commonly claimed that Ibn Khaldun did not have predecessors or followers. This article argu... more It is commonly claimed that Ibn Khaldun did not have predecessors or followers. This article argues otherwise. It is asserted here that Ibn Khaldun was a node within the Transoxanian philosophical tradition
and his main contribution was applying the classical metaphysics of
the Razi-School to the historical and social being. Grounding this claim
requires exploring the metaphysics of the Transoxanian philosophers.
In particular we need to focus on a peculiar method called ‘critical investigation’ (tahqiq) which led to the development of metaphysics as a science during this period. Grounding the above claim also requires demonstrating how Ibn Khaldun applied this method systematically. As a step in this direction, this article contributes to the history of Turkish thought through the study of Fakhr al-Din al-Razi, Adudddin al-‘Ici and Sa‘daddin al-Taftazani with the purpose of unearthing the historical
and philosophical roots of social metaphysics of Ibn Khaldun.
Ibn Khaldun’s social metaphysics -in particular in connection with the distinction that he makes ... more Ibn Khaldun’s social metaphysics -in particular in connection with the distinction that he makes between two beings, one as a direct result of God’s supreme power and the other as the product of human acts- has some characteristics which will present an answer to the quest for social metaphysics taking place not only in modern Turkey and the Islamic world but also in the entire world. For this distinction not only provides a connection directly between life and religion at the same time it puts forward an opportunity to establish a relationship between the individual and society, society and institutions and science and philosophy; this is an opportunity that, in comparison to many enterprises undertaken until this time, is well understood and widely accepted. In the article this subject will be discussed in the light of the possibility of society and the state of belonging, which are the basic problems of modern social theory and social philosophy.
Günümüz Türkiye'sinde ve İslam dünyasında değişim (tegayyür veya tebeddül), yaşanılan en önemli t... more Günümüz Türkiye'sinde ve İslam dünyasında değişim (tegayyür veya tebeddül), yaşanılan en önemli tecrübe gibi gözüküyor. Bir zaman donukluktan, katılıktan, aşırı muhafazakârlıktan şikâyet edilirken, bugün şikâyet edilen en önemli konu, hiçbir şeyin sabit olmayarak sürekli olarak bir değim içinde bulunmasıdır. Bu noktada en fazla kaygılanılan nokta, değişimin kendisinden çok, yönünün belli olmayışı ile alakalı olarak bir belirsizlikle karşı karşıya bulunuyor olmamızdır. Her ne kadar, bizim Batı'dan geri olduğumuzu varsayan görüşe göre, değişimin saiki belli olduğu için (yani Batı), bu saik hem saik olarak esası, hem de değişimin yönünü ve hedefini gösterdiği için hiç de belirsiz bir gidişat içinde bulunmuyoruz. Ancak bu tavır sahipleri için de, Batı'nın mevcut durumunun kabul edilebilirliği bir tarafa, bundan sonra ne yönde bir değişim içinde bulunduğu da belirsizliğini aynı şekilde koruduğu için, onlar da bu kaygının dışında değillerdir. Çünkü içinde yaşadığımız durum, bir anlamda hedefini kaybetmiş bir değişimin, insanlar karşısında kendi hürriyetini kazanarak, başlı başına bir amaç haline geldiğini gösteriyor. Arzu edilen, belki tam istenildiği şekilde olmasa da, gerçekleşmiş olmakla birlikte, gerçekleşmekle kalmamış, insanlar karşısında bir bağımsızlık kazanarak insanların başına bela olmuştur. Değişim bugün yaşanılan en önemli meselemizdir.
This article posits the notion that inasmuch as no systematic analysis has been conducted by stud... more This article posits the notion that inasmuch as no systematic analysis has been conducted by studies desiderating the foundation and content of the position generally known as Mu'tazila (institutionalized as the school of the Mutazilites) and, in
particular, in the formulation devised by Qadi Abduldjabbar-that is to say, that "moral good and evil may be distinguished independent ofrevelation"-misunderstanding has been the end result. In this article, first, a preliminary critical examination
of certain studies in this regard will be undertaken and, second, it will be exposed that the essence of the issue pertaining to the Mutazilites, of which Qadi Abduldjabbar was a member, arises from the fact that Islam was elucidated in a fashion such that non-Muslims could gain comprehension. To this end, the foundation
of the form of this approach and the way in which distinguished the various manifestations of truth (intellectual, lexical, legal, and conventional, or customary) are identified. In this framework, on the one hand, the ontological status of the
concepts of good and evil are specified and, on the other hand, the way in which these concepts, which are interrelated, are comprehended by each and every level of being is described. In the course of reconstructing Qadi Abduldjabbar's approach,
certain inherent difficulties that came to light are pointed out.
İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM) İcadiye Bağlarbaşı caddesi 40 Üsküdar 34662 İstanbul Tel. (021... more İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM) İcadiye Bağlarbaşı caddesi 40 Üsküdar 34662 İstanbul Tel. (0216) 474 08 50 Faks (0216) 474 08 74 www.isam.org.tr Bu kitap; Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti'nin 09.07.2010 tarih ve 2010 / 16 sayılı kararıyla basılmıştır. Baskı: TDV Yayın Matbaacılık ve Ticaret İşletmesi, Ankara © Her hakkı mahfuzdur. İstanbul, Kasım 2010 Kallek, Cengiz (ed.) Dinî hükümlerin kaynağı ve dinî metinlerin anlaşılması konusundaki çağdaş yaklaşımlar çalıştayı / Cengiz Kallek (ed.). -İstanbul : Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2010. 567 s. ; 24 cm. -(İSAM Yayınları ; 81. Sempozyumlar / Paneller Dizisi ; 7)
Ahlâkın Temeli. Ed.Ömer Türker, 2015
Bugün "medeniyeti anlamak" için insanın yeryüzü macerasını baştan sona izlemek, tetkik etmek gere... more Bugün "medeniyeti anlamak" için insanın yeryüzü macerasını baştan sona izlemek, tetkik etmek gerekiyor. Doğudan Batı'ya, çağlar öncesinden bugüne etrafl ı ve detaylı malumat sahibi olmak gerekiyor. Böylesine geniş bir bakış açısıyla düşündüğümüzde görüyoruz ki insanlığın savaş ve barış haritası, ikircikli bir coğrafya ortaya çıkartmaktadır.
Tarihten Günümüze Kur'an'a Yaklaşımlar, 2010
Kültür Ocağında Bir Mütefekkir: Erol Güngör, 2009
Entelektüel Bağımlılığı Aşmak: İlim Geleneğimiz Üzerine Araştırmalar, 2009
Modern Dönemde Dini İlimlerin Temel Meseleleri, 2007
İslam'a Giriş: Ana Konulara Yeni Yaklaşımlar.Ed: Bünyamin Erul, 2007
Prof. Dr. Süleyman Hayri Bolay Armağan kitabı, 2005
Kur'an-ı Kerim, Tarihselcilik ve Hermenötik, 2003
Kur'an-ı Kerim, Tarihselcilik ve Hermenötik, 2003
The Great Ottoman, Turkish Civilization: Philosophy, Science and Institutions, 2000
Düzce Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2019
Muhafazakar Düşünce Dergisi, 2016
İslâm Araştırmaları Dergisi
20 Kasım 2021’de Tübingen’de nevi şahsına münhasır bir bilim adamı, kendi deyişiyle bir “kültür b... more 20 Kasım 2021’de Tübingen’de nevi şahsına münhasır bir bilim adamı, kendi deyişiyle bir “kültür bilimcisi” (Kulturwissenschaftler) olan Josef van Ess hayata gözlerini yumdu. Naziler’in iktidara gelişinden bir yıl sonra dünyaya gelen Josef van Ess hakkında konuşmak biraz da II. Dünya Harbi sonrası Alman oryantalizmi kadar Alman siyasî ve kültür tarihini de incelemek demektir. Zira Josef van Ess sadece dar anlamda “bilimsel konularda” yazmamış, aynı zamanda bu bilimin “yapılış şekli” ve “yapıldığı ortam” hakkında da önemli bilgiler vermiş, değerlendirmelerde bulunmuştur. XX. yüzyılın ikinci yarısında başladığı akademik hayatına ileri yaşlarında XXI. yüzyılda da devam etmesi ve çok sayıda eserin altına imza atması onu Alman oryantalizminin zirvesine taşıdı. Çalışmaları sadece Batı’da değil, kendine konu edindiği “Doğu”da da takdirle karşılandı ve en üst dereceden çeşitli ödüllerle taltif edildi. Josef van Ess’in çalışkanlığının yanı sıra dikkat çeken özelliği, içinden geldiği oryantali...
Eskiyeni: Modernlesme, Asrilesme,, Muasirlasma, Cagdaslasma ve Garplasma [Batilasma veya Batilila... more Eskiyeni: Modernlesme, Asrilesme,, Muasirlasma, Cagdaslasma ve Garplasma [Batilasma veya Batililasma] kavramlarinin hepsi ayni amac ve hedefleri mi ifade etmektedir? Yoksa farkli anlamlar cikarilabilir mi? Tahsin Gorgun: Bu terimler her ne kadar ayni seyi ifade etmek icin kullaniliyor gibi gozukse de her birisi istikak cihetinden farkli oldugu icin, bu istikaka binaen bu terimleri kullananlar, farkinda olsunlar veya olmasinlar, bu terimleri kullanmakla bir tercihte bulunuyorlar
Bilimname: Düşünce Platformu, 2004
Islam bilim tarihi, Islam medeniyetinin varligini surdurmesinin makul yollari olarak gelistirilen... more Islam bilim tarihi, Islam medeniyetinin varligini surdurmesinin makul yollari olarak gelistirilen ve adina bilim denilen faaliyetlerin, sistematik faaliyetlerin nasil tesekkul ettiklerini, hangi meselelerle karsi karsiya kaldiklarini, bu meseleleri hangi yontemlerle hallettiklerini, nerelerde tikanmalar yasandigi, bu tikanmalarin nasil asildigi, bu cercevede Islam medeniyetinin muhtelif donemleriyle ilimlerin halleri arasindaki irtibatlarin neler oldugunu arastirmasi gerekir. Bu konunun geregi gibi arastirmanin onundeki en onemli engel Bati merkezcilik, digeri de pozitivist tuzak olarak durmaktadir. Islam Bilim Tarihi arastirmalari bati merkezciligi asarak ve pozitivizm tuzagina dusmeden, Islam Toplumunun varligini surdururken ve surdurmek icin gelistirdigi makul yollari arastirarak sadece gecmise degil ayni zamanda hem bugune hem de gelecege isik tutacaktir.
Prof. Dr. Tahsin Görgün, Ahlak Dergisi'nin "Tarihçinin Ahlâkı" başlıklı bir soruştu... more Prof. Dr. Tahsin Görgün, Ahlak Dergisi'nin "Tarihçinin Ahlâkı" başlıklı bir soruşturmasında "Tarihin bir ahlâkı var mıdır? Eğer böyle bir ahlâk varsa bunu nasıl tanımlayabiliriz? Bu nasıl ve ne türden bir ahlâktır?" sorusunu cevaplıyor.