Oğuzhan Karaburgu | Akdeniz Üniversitesi (original) (raw)
Uploads
Papers by Oğuzhan Karaburgu
Amerikalı eleştirmen Harold Bloom'un "Etkilenme Endişesi" adını verdiği şiir teoris... more Amerikalı eleştirmen Harold Bloom'un "Etkilenme Endişesi" adını verdiği şiir teorisi, bir sanatkârın (şairin) selefleri ile arasındaki "Ödipal" ilişkiye dikkat çeker. "Etkilenme Endişesi" bir şiirin başka bir şiiri nasıl yarattığı ve hangi aşamalardan geçerek bunu gerçekleştirdiği üzerinde yoğunlaşır. Etkilenme endişesi yaşayan şair, Clinamen (Yanlış Okuma), Tessera (Tamamlama, antitez), Kenosis (Selefle sürekliliği koparma), Daimonikleşme (Karşı-Yüce), Askesis (Arınma) ve Apophrades (Ölülerin Dönüşü) gibi aşamalardan geçerek etkilenme endişesini revize etmeye çalışır. Türk edebiyatında da örneklerini gördüğümüz etkilenme endişesi, Tanzimat dönemi yazar ve şairlerinden olan Namık Kemal ve Abdülhak Hâmid Tarhan arasında da dikkat çekici boyuttadır. Üstadçıraklık diğer taraftan halef-seleflik ilişkisi çerçevesinde ele alacağımız bu etkilenme endişesi kendini şiirde ve tiyatroda gösterir. Abdülhak Hâmid Tarhan, "İçli Kız" isimli eserini, tama...
Rahim Tarım Armağanı, 2022
Yazar: Oğuzhan KARABURGU * ÖMER SEYFETTİN'İN "BAŞINI VERMEYEN ŞEHİT" HİKÂYESİNİ YENİ TARİHSELCİLİ... more Yazar: Oğuzhan KARABURGU * ÖMER SEYFETTİN'İN "BAŞINI VERMEYEN ŞEHİT" HİKÂYESİNİ YENİ TARİHSELCİLİK BAĞLAMINDA OKUMA DENEMESİ Özet: Türk hikâyeciliğinin önde gelen adlarından biri olan Ömer Seyfettin, kısa süren hayatına pek çok hikâye sığdırmıştır. Millî şuuru uyandırmak adına 'Eski Kahramanlar' üst başlığı ile konusunu tarihten alan hikâyeler de yazmıştır. "Başını Vermeyen Şehit" adlı hikâyesi de bunlardan biridir. İbrahim Peçevî'nin tarihinde yer alan manzum bir destandan hareketle yazılan bu hikâye, tarih metnine sadık kalmış ama yazarı tarafından birtakım seçme ve ayıklama işlemine tâbi tutulmuştur. Peçevî tarihindeki manzum destan, mensur bir hikâyeye dönüştürülürken tarih metninde bir addan öteye gitmeyen kişiler de ete kemiğe büründürülerek canlı bir varlık hâlini alırlar. 1980'li yıllarda Amerika'da ortaya çıkan Yeni Tarihselcilik, tarih metinlerinin nesnelliğini sorgulamış ve bu metinlerin bir edebiyat metni gibi kurmaca olduğunu iddia etmiştir. Yeni Tarihselciler, tarih yazarının kendi ideolojisi, bakış açısı ile tarih metnini oluşturduğunu, iktidar-güç bağlamında tarihi olayları kurguladığını bu yüzden de öznel bir tarih inşa ettiğini dile getirirler. Tarih metinlerinin kurgusallığını ortaya koyabilmek için yoğun betimleme ve metinlerarasılık yöntemleri Yeni Tarihselciler tarafından kullanılmaya başlanır. Bu yöntemler kullanılarak edebî metinlerle tarih metinleri karşılaştırmalı olarak incelenmeye çalışılır. Biz de bu makalemizde bu yöntemler ışığında Ömer Seyfettin'in "Başını Vermeyen Şehit" adlı hikâyesini incelemeye çalıştık.
ABDÜLHAK HÂMİD TARHAN'IN TİYATRO ESERLERİNDE KADIN
"Bir milletin nisvanı, derece-i terakkisinin mizânıdır." Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı'nın öneml... more "Bir milletin nisvanı, derece-i terakkisinin mizânıdır." Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı'nın önemli isimlerinden biri olan Abdülhak Hâmid Tarhan'ın gerek kişisel hayatında gerekse eserlerinde kadın, önemli bir yer işgal eder. Kadın konusundaki düşünceleri devrindeki diğer aydınlar ile benzerlik gösterse de kadını eserlerinde ele alışı ve ona verdiği değer bakımından farklı bir yerde durur. İlk Türk feminist yazarlarından biri olarak kabul edilen Abdülhak Hâmid, kadın ruhuna nüfuz etmesi, onun eğitimi ve toplumsal hayatımızdaki yeri ile ilgili düşünceleri eserlerinde özellikle tiyatro eserlerinde geniş yer bulur. Yarattığı kadın kahramanlar vasıtası ile fikirlerini açıkça dile getirme imkânı da bulmuştur. Tiyatro eserlerinin pek çoğuna kadın kahramanlarının ismini vermiş, rol model kadın kahramanlar yaratmıştır. Kadınlar bütün halleriyle onun eserlerinde yer alır. Kimi zaman sevdiği için hayatını feda edecek kadar cesur; kimi zaman aşkı ve inandığı değerler uğruna bütün zulümlere katlanacak kadar güçlü, dirayetli; kimi zaman savaş meydanlarında kılıç kuşanmış savaşçı; kimi zaman naif, kırılgan, hastalıklı; kimi zaman da iffet ve ahlak timsalidir. Tiyatro eserlerinde kadın hakları, kadının eğitimi, kadın-erkek eşitliği ve kadının sosyal hayattaki yeri gibi konuları ele alan Abdülhak Hâmid, bu başlıklar çerçevesinde bildirimizde değerlendirilecektir. Anahtar Kelimeler: Abdülhak Hâmid Tarhan, Kadın, Tiyatro Eserlerinde Kadın, Tanzimat. Women occupies an important place in both the private life and Works of Abdulhak Hamid Tarhan, a significant figure of Turkish Literature in the Tanzimat Period. Although he held similar thoughts about women with the intellectuals of his own period, he stands in a different place due to his way appreciation of the women in his works and the value he attaches to them. Considered as one of the first Turkish feminist writers, Abdulhak Hamid largely reflects his ideas in his theatre works regarding
REŞAT NURİ'NİN RECM HİKÂYESİ VE HALİDE EDİP'İN VURUN KAHPEYE ROMANI ÜZERİNE BİR KARŞILAŞTIRMA
Amerikalı eleştirmen Harold Bloom'un "Etkilenme Endişesi" adını verdiği şiir teoris... more Amerikalı eleştirmen Harold Bloom'un "Etkilenme Endişesi" adını verdiği şiir teorisi, bir sanatkârın (şairin) selefleri ile arasındaki "Ödipal" ilişkiye dikkat çeker. "Etkilenme Endişesi" bir şiirin başka bir şiiri nasıl yarattığı ve hangi aşamalardan geçerek bunu gerçekleştirdiği üzerinde yoğunlaşır. Etkilenme endişesi yaşayan şair, Clinamen (Yanlış Okuma), Tessera (Tamamlama, antitez), Kenosis (Selefle sürekliliği koparma), Daimonikleşme (Karşı-Yüce), Askesis (Arınma) ve Apophrades (Ölülerin Dönüşü) gibi aşamalardan geçerek etkilenme endişesini revize etmeye çalışır. Türk edebiyatında da örneklerini gördüğümüz etkilenme endişesi, Tanzimat dönemi yazar ve şairlerinden olan Namık Kemal ve Abdülhak Hâmid Tarhan arasında da dikkat çekici boyuttadır. Üstadçıraklık diğer taraftan halef-seleflik ilişkisi çerçevesinde ele alacağımız bu etkilenme endişesi kendini şiirde ve tiyatroda gösterir. Abdülhak Hâmid Tarhan, "İçli Kız" isimli eserini, tama...
Rahim Tarım Armağanı, 2022
Yazar: Oğuzhan KARABURGU * ÖMER SEYFETTİN'İN "BAŞINI VERMEYEN ŞEHİT" HİKÂYESİNİ YENİ TARİHSELCİLİ... more Yazar: Oğuzhan KARABURGU * ÖMER SEYFETTİN'İN "BAŞINI VERMEYEN ŞEHİT" HİKÂYESİNİ YENİ TARİHSELCİLİK BAĞLAMINDA OKUMA DENEMESİ Özet: Türk hikâyeciliğinin önde gelen adlarından biri olan Ömer Seyfettin, kısa süren hayatına pek çok hikâye sığdırmıştır. Millî şuuru uyandırmak adına 'Eski Kahramanlar' üst başlığı ile konusunu tarihten alan hikâyeler de yazmıştır. "Başını Vermeyen Şehit" adlı hikâyesi de bunlardan biridir. İbrahim Peçevî'nin tarihinde yer alan manzum bir destandan hareketle yazılan bu hikâye, tarih metnine sadık kalmış ama yazarı tarafından birtakım seçme ve ayıklama işlemine tâbi tutulmuştur. Peçevî tarihindeki manzum destan, mensur bir hikâyeye dönüştürülürken tarih metninde bir addan öteye gitmeyen kişiler de ete kemiğe büründürülerek canlı bir varlık hâlini alırlar. 1980'li yıllarda Amerika'da ortaya çıkan Yeni Tarihselcilik, tarih metinlerinin nesnelliğini sorgulamış ve bu metinlerin bir edebiyat metni gibi kurmaca olduğunu iddia etmiştir. Yeni Tarihselciler, tarih yazarının kendi ideolojisi, bakış açısı ile tarih metnini oluşturduğunu, iktidar-güç bağlamında tarihi olayları kurguladığını bu yüzden de öznel bir tarih inşa ettiğini dile getirirler. Tarih metinlerinin kurgusallığını ortaya koyabilmek için yoğun betimleme ve metinlerarasılık yöntemleri Yeni Tarihselciler tarafından kullanılmaya başlanır. Bu yöntemler kullanılarak edebî metinlerle tarih metinleri karşılaştırmalı olarak incelenmeye çalışılır. Biz de bu makalemizde bu yöntemler ışığında Ömer Seyfettin'in "Başını Vermeyen Şehit" adlı hikâyesini incelemeye çalıştık.
ABDÜLHAK HÂMİD TARHAN'IN TİYATRO ESERLERİNDE KADIN
"Bir milletin nisvanı, derece-i terakkisinin mizânıdır." Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı'nın öneml... more "Bir milletin nisvanı, derece-i terakkisinin mizânıdır." Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı'nın önemli isimlerinden biri olan Abdülhak Hâmid Tarhan'ın gerek kişisel hayatında gerekse eserlerinde kadın, önemli bir yer işgal eder. Kadın konusundaki düşünceleri devrindeki diğer aydınlar ile benzerlik gösterse de kadını eserlerinde ele alışı ve ona verdiği değer bakımından farklı bir yerde durur. İlk Türk feminist yazarlarından biri olarak kabul edilen Abdülhak Hâmid, kadın ruhuna nüfuz etmesi, onun eğitimi ve toplumsal hayatımızdaki yeri ile ilgili düşünceleri eserlerinde özellikle tiyatro eserlerinde geniş yer bulur. Yarattığı kadın kahramanlar vasıtası ile fikirlerini açıkça dile getirme imkânı da bulmuştur. Tiyatro eserlerinin pek çoğuna kadın kahramanlarının ismini vermiş, rol model kadın kahramanlar yaratmıştır. Kadınlar bütün halleriyle onun eserlerinde yer alır. Kimi zaman sevdiği için hayatını feda edecek kadar cesur; kimi zaman aşkı ve inandığı değerler uğruna bütün zulümlere katlanacak kadar güçlü, dirayetli; kimi zaman savaş meydanlarında kılıç kuşanmış savaşçı; kimi zaman naif, kırılgan, hastalıklı; kimi zaman da iffet ve ahlak timsalidir. Tiyatro eserlerinde kadın hakları, kadının eğitimi, kadın-erkek eşitliği ve kadının sosyal hayattaki yeri gibi konuları ele alan Abdülhak Hâmid, bu başlıklar çerçevesinde bildirimizde değerlendirilecektir. Anahtar Kelimeler: Abdülhak Hâmid Tarhan, Kadın, Tiyatro Eserlerinde Kadın, Tanzimat. Women occupies an important place in both the private life and Works of Abdulhak Hamid Tarhan, a significant figure of Turkish Literature in the Tanzimat Period. Although he held similar thoughts about women with the intellectuals of his own period, he stands in a different place due to his way appreciation of the women in his works and the value he attaches to them. Considered as one of the first Turkish feminist writers, Abdulhak Hamid largely reflects his ideas in his theatre works regarding
REŞAT NURİ'NİN RECM HİKÂYESİ VE HALİDE EDİP'İN VURUN KAHPEYE ROMANI ÜZERİNE BİR KARŞILAŞTIRMA