SILA ŞENLEN GÜVENÇ | Ankara University (original) (raw)
Books by SILA ŞENLEN GÜVENÇ
Mitos Boyut, 2020
Şenlen Güvenç, Sıla. Çağdaş İskoç Tiyatrosu (Contemporary Scottish Drama). İstanbul: TEM Yapım Ya... more Şenlen Güvenç, Sıla. Çağdaş İskoç Tiyatrosu (Contemporary Scottish Drama). İstanbul: TEM Yapım Yayıncılık Ltd., 2020.
Author : Sıla Şenlen Güvenç
Publication Year: 2020
Publisher : Mitos-Boyut
Language : Turkish
Pages : 312
ISBN : 9786057904522
Synopsis:
Contemporary Scottish drama is becoming increasingly popular on the Turkish stage. Since 2006, the works of many Scottish playwrights such as Anthony Neilson, David Greig, Zinnie Harris, Linda McLean, David Harrower, Davey Anderson, Stefan Smith, Kieran Hurley and Gary McNair have been staged in Turkey. Furthermore, many of them have participated in academic panels, conferences and workshops organized in Turkey as well as collaborating with Turkish theatre groups such as DOT and GalataPerform. This work, which is also the first book on Scottish drama published in Turkish, analyzes the plays of three leading contemporary Scottish playwrights staged in Turkey, namely Anthony Neilson, David Greig and Zinnie Harris.
Özet:
Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi öğretim üyesi olan Sıla Şenlen Güvenç’in kitabı, çağdaş tiyatro üzerine verdiği dersler, Edinburgh Üniversitesi’nde yaptığı araştırmalar, David Greig, Zinnie Harris, Linda Mclean gibi yazarlarla yaptığı görüşmeler ve eleştirmen olarak yıllar içinde takip ettiği prodüksiyonlar sonucunda ortaya çıkmıştır.
Son dönemde İskoçya’nın siyasi konumu, Bağımsızlık Referandumu ve Brexit ile ilgili duruşu ve dünyaya kazandırdığı çağdaş tiyatro yazarlarından dolayı, çok gündemde olan bir konu haline gelmiştir. Aynı şekilde, Türkiye’de de giderek daha fazla çağdaş İskoç tiyatrosuna ait eserlerin sahneye taşındığı görülmektedir. Bu doğrultuda, özellikle 2006 yılından bu yana Anthony Neilson, David Greig, Zinnie Harris, Linda McLean, David Harrower, Davey Anderson, Stef Smith, Kieran Hurley ve Gary Mcnair gibi yazarların oyunları sahnelenmiştir.
Bu çalışma, önde gelen üç çağdaş İskoç tiyatro yazarı Anthony Neilson, David Greig ve Zinnie Harris’in Türkiye’de sahnelenen oyunlarına odaklanmaktadır. Bu doğrultuda, Anthony Neilson’un dört oyunu Normal, Penetratör, Sansürcü ve Disosya, David Greig’in dört oyunu Avrupa, Uzak Adalar, İki Kişilik Yaz ile Prudencia Hart ve Bir Tuhaf Dibe Vurma Öyküsü, son olarak da Zinnie Harris’in üç oyunu Kış Dönümü, Nefesinizi Nasıl Tutarsınız? ve Şafakta Buluş Benimle farklı açılardan incelenmektedir.
Link:
https://www.mitosboyut.com.tr/yazar-445-sila-senlen-guvenc-kitaplari.aspx
Papers by SILA ŞENLEN GÜVENÇ
DergiPark (Istanbul University), Dec 1, 2012
Aydınlanma Çağı 18. yüzyılla bağdaştırılsa da, Aydınlanma felsefesinin kaynağı düşüncenin otorite... more Aydınlanma Çağı 18. yüzyılla bağdaştırılsa da, Aydınlanma felsefesinin kaynağı düşüncenin otoriteden uzaklaşmaya başladığı Rönesans ve özellikle de söz konusu gelişmelerin bir sistem haline getirildiği ve rasyonalizmin belirginleştiği 17. yüzyılla olarak kabul edilir. Bu düşünceler 17. yüzyıl sonlarında Marana ve/veya birden fazla İngiliz yazar/çevirmen tarafından kaleme alındığı düşünülen Letters Written by a Turkish Spy (Bir Türk Casusun Mektupları'dır. Tamamı sekiz ciltten oluşan koleksiyon altı yüzden fazla kurgusal mektuptan oluşmaktadır. Bu mektuplar sözde Paris'e Osmanlı Sultanı adına bilgi toplamak üzere yollanan Arap Mahmut adındaki bir Türk (Osmanlı) casusu tarafından kaleme alınmış, sonra ise çevrilmiştir. Bu çalışmanın amacı, 18. yüzyılda oldukça revaçta olan söz konusu koleksiyonun Aydınlanmanın temelini oluşturan Kartezyen felsefesini nasıl ortaya koyduğu ve ne denli popülerleşmesine katkıda bulunduğunu incelemektir.
OTAM Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi dergisi, 2010
Since Turkish Sultans mainly represented Islam for playwrights and the audience, English Renaissa... more Since Turkish Sultans mainly represented Islam for playwrights and the audience, English Renaissance plays about the Turkish Sultans were predominantly Christian tragedies illustrating the superiority of Christianity over 'Mohammedanism'. The earliest Ottoman sultan to appear in such a tragedy is Sultan Murad I, or Amurath I (1362-1389) in Thomas Goffe's tragedy entitled The Couragious Turk, or Amurath the First. In this respect, Goffe's Amurath the First contains a great density of biblical allusions, where Amurath functions as an anti-type in comparison to his Christian counterparts, Eumurphe and Cobelitz. As many playwrights before him, Goffe gathered the material from Richard Knolles' The Generall Historie of the Turkes (1603). The aim of this study is to provide a detailed study of Goffe's Christian tragedy in the light of Knolles' aforementioned text.
Fakülte dergisi, Oct 5, 2018
Çağımızın en önemli ve tartışmalı konularından biri şüphesiz küreselleşmedir. Çok karmaşık bir ka... more Çağımızın en önemli ve tartışmalı konularından biri şüphesiz küreselleşmedir. Çok karmaşık bir kavram olan 'küreselleşme'nin ekonomik, sosyal, siyasi, kültürel ve ideolojik etkileri-başta çevre, kültür, siyasi sistemler, ekonomik gelişim ve refah düzeyi olmak üzere-hayatımızın her alanını etkili olmaktadır. Özellikle son otuz yıldır yürürlüğe giren politikalar ve teknolojik gelişmelerden dolayı sınır ötesi ticaret, yatırım, taşımacılık ve gerçekleşen göçlerin boyutları o kadar büyüdü ki, yeni bir döneme girildiği şüphe götürmeyen bir gerçektir. Bu doğal olarak insanlar arasındaki mesafeleri kısaltmakta ve etkileşim noktalarını artırmaktadır. Küreselleşme, genel olarak David Greig'in oyunlarında önemli bir yere sahiptir. Oyunları, değişen ekonomi, küresel taşımacılık ve iletişim ağlarının genişlemesi sonucu-tren istasyonu, havalimanı terminali, bekleme salonları gibi-'transit' mekânlarda farklı kültürlerden, farklı geçmişlere sahip insanları bir araya getirmektedir. Fakat söz konusu etkileşim sadece iş gezileri gibi olağan koşullar içinde değil, dünyanın sınırlarını değiştiren savaşlar veya zorunlu göç gibi zorlu koşullarda da gerçekleşmektedir. Bunlardan biri Greig'in 1994 yılında Traverse Theatre Edinburgh'da sahnelenen Europe (Avrupa) adlı oyunudur. Bu çalışmada, Avrupa adlı oyun küreselleşme ve Avrupa'da yirminci yüzyılın sonlarında gerçekleşen değişimler bakımından incelenmektedir. Globalization has become one of the most important and controversial issues of our era. The economic, social, political, cultural and ideological impact of globalization is seen in every aspect of our lives, especially in its effect on the environment, culture, political systems, economic development and wealth distribution. Especially in the last three decades, the dimensions of technology, cross-border trade, investment, transport, and migration have changed so much that we truly live in a global world. This has naturally reduced the distance between people and increased the points of interaction. Globalization holds an important place in David Greig's plays, in which the changing economy, expanding global transportation and communication networks bring together people from different cultures and backgrounds in 'transit' places such as train stations, airport terminals and waiting rooms. This interaction, however, does not only occur in ordinary conditions such as business trips or travel, but also under hard conditions such war, changing borders and forced immigration. One such play is Greig's Europe, staged at the Traverse Theater Edinburgh in 1994. This study will examine Europe in the light of globalization and the changes that took place in Europe in the late twentieth century.
Scottish Literary Review, 2014
There have been an increasing number of Scottish plays dealing with Scottish history, national id... more There have been an increasing number of Scottish plays dealing with Scottish history, national identity, and independence, especially following the devolution in 1999 and the announcement of the referendum. These plays focusing on recent political issues such as the Union, the devolution, and Scotland’s break with the United Kingdom have shown the extent to which theatre has become an important forum and alternative site for dialogue about Scottish independence. One such play is David Greig’s Dunsinane (2010), a sequel to Shakespeare’s Macbeth (1605–6) supporting the Union of 1603. In contrast to Shakespeare, however, Dunsinane appears to argue for Scottish independence. This article will focus on how the Macbeth story has been reinterpreted to challenge the misrepresentation of Scottish history by Shakespeare, and invite the audience to re-think Anglo-Scottish relations. In addition to relating a more accurate history and representation of eleventh century Scottish history, Greig uses geographical, cultural and linguistic differences between England and Scotland to comment on Scotland’s selfgovernance, freedom and future. Although the play was composed in 2010, it clearly captures the cultural and political feelings of independence that gave way to the announcement of the referendum.
New Theatre Quarterly, Oct 11, 2017
In this paper Sıla Şenlen Güvenç surveys the key plays staged in the run-up to the Scottish Indep... more In this paper Sıla Şenlen Güvenç surveys the key plays staged in the run-up to the Scottish Independence Referendum of September 2014, with special emphasis on the six Theatre Uncut plays – Rob Drummond's Party Pieces, A. J. Taudevin's The 12.57, and Lewis Hetherington's The White Lightning and the Black Stag (composed in 2013), and Davey Anderson's twin plays, Fear and Self-Loathing in West Lothian and Don't Know, Don't Care, and Kieran Hurley's Close from 2014. Written prior to the referendum and performed together for the first time at the Edinburgh Fringe Festival in 2014, these plays became even more meaningful with developing events in the United Kingdom, especially Brexit and the potential for a second independence referendum in Scotland. The plays reflect many of the issues discussed in both the ‘Yes Scotland’ and ‘Better Together’ campaigns. Sıla Şenlen Güvenç is currently Associate Professor at Ankara University's Department of English Language and Literature. Besides articles and theatre reviews on English drama, she is the author of ‘Words as Swords’: Verbal Violence as a Construction of Authority in Renaissance and Contemporary English Drama (2009) and ‘The World is a Stage, but the Play is Badly Cast’: British Political Satire in the Neo-classical Period (in Turkish, 2014).
Fakülte dergisi, 2008
In contemporary English plays, linguistic violence contributes not only to the creation of a real... more In contemporary English plays, linguistic violence contributes not only to the creation of a realistic spectacle, but also to the replacement of critical thinking by automatic patterns of thought and speech. Such pre-constructed thought and speech function to re-shape, redefine and transform individuals’ character and destroy their autonomy. In Bernard Shaw’s Pygmalion, linguistic violence is employed to promote conformity to social order. The play illustrates the transformation of Eliza, a common flower girl, as a result of the instruction in phonetics given to her Professor Higgins. At the beginning, her non-standard Cockney accent makes her an outcast of the system and she is subjected to verbal abuse by Prof. Higgins. As Eliza’s education in phonetics advances and her command of English increases, she is both empowered and alienated. Despite her success at the Embassy reception, Eliza remains a disclassed flower girl who will never be completely accepted in upper-middle class British society.
Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı, Dec 21, 2020
Privateering in England, permitting private ships to attack enemy merchant ships and confiscate t... more Privateering in England, permitting private ships to attack enemy merchant ships and confiscate their crew and goods was only 'legally' possible under a licence known as a 'letter of marque', commissioned by a sovereign. In the Elizabethan Period (1558-1603), it proved to be an effective and less expensive way of dealing with Catholic Spain, especially during the Spanish War (1585-1603). When King James I ended the war with Spain in 1604, however, privateers such as John Ward-left without valid licenses-had to find other means of support. Under these new circumstances, the former Captain John Ward first became a pirate, and then a Barbary corsair (Yusuf Reis) and Muslim operating from Tunis. This study will provide a survey of early seventeenth century texts in English literature that deal with the English-Ottoman 'pirate' John Ward, someone who has been both glorified and condemned in literary texts. In this respect, early seventeenth century ballads, Samuel Rowlands' poems, and Robert Daborne's play A Christian turn'd Turke (1610-1612) focusing on Ward will be examined in the light of two pamphlets claiming to be providing "true" reports of his proceedings, Andrew Barker's A true and certaine report of the beginning, proceedings, overthrowes, and now present estate of Captaine Ward and Danseker (1609) and the anonymous Newes from Sea, of Two Notorious Pirates Ward the Englishman and Danseker the Dutchman (1609). It will be argued that, apart from the imaginary ballad "Ward and the Rainbow", Ward's literary representation has been largely dominated by the aforementioned two pamphlets, as well as political and moral concerns.
Ankara Üniversitesi sosyal bilimler dergisi, Jan 31, 2019
Yazarın konumu ve rolünü belirlerken bir yaratıcıdan tutun da geçmiş geleneğin bir parçası ve ürü... more Yazarın konumu ve rolünü belirlerken bir yaratıcıdan tutun da geçmiş geleneğin bir parçası ve ürünü olarak değerlendiren, yazar ile metin arasındaki ilişkiyi tanımlayan nice kuram mevcuttur. Şiire birçok yenilik getiren ve katkıda bulunan modernist şair Ezra Pound'un, hem İngiliz hem de Amerikan şiirine büyük etkisi olmuştur. T. S. Eliot "Tradition and the Individual Talent" ("Gelenek ve Bireysel Yetenek") başlıklı çalışması ile geçmiş geleneğe ve şairlere büyük önem atfetmesine karşın, kaleme aldığı 'yeni' çalışmalarıyla kendi bireysel otoritesini de ortaya koymaktadır. Pound, şiiri hakettiği mevkiye getirmeyi hedeese de, bunu, kendini üstün bir konuma getirerek ve okuyucuya erişiyemeyecekleri yüksek standartlar oluşturarak, halk ile kendisi arasında bir 'entelektüel fark' yaratmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Pound'un şiiri hak ettiği noktaya yükseltme arzusunun halkı göz ardı edip kısıtlı bir entelektüel kesime hitap etmesini ve dolayısıyla 'elitist' bir konum oluşturma çabasını ortaya koymaktır. There are many theories that dene the role of the author, and the relationship between the author and the text, ranging from its status as a creator to that of a product of past traditions or discourses. Ezra Pound-one of the most innovative poets of the modernist period-has made signicant contributions to poetry, and has had a vast inuence on both English and American poetry. His chief aim was to improve the status of poetry and give it direction through his work. In this respect, although he gives a great deal of importance to the past and pays homage to past poets in line with T. S. Eliot's "Tradition and the Individual Talent", he also departs from it to create something 'new' and establish his own poetic authority. This study proposes that even though Pound aims to raise poetry to its rightful place, he does this at the expense of disregarding or excluding the public. The superior position that he occupies as poet and instructor, and his high and 'elitist' poetic standards cannot be easily met on the part of his readers and, in turn, create a certain 'intellectual gap' between the poet and the general public.
OTAM Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi dergisi, 2005
The Generall Historie of the Turkes by Richard Knolles, is the first British chronicle written on... more The Generall Historie of the Turkes by Richard Knolles, is the first British chronicle written on the military and political aspects of the Ottoman Empire in the medium of English, instead of Latin. This is a clear indication that knowledge about the 'terror of the World' was becoming essential not only for the sophisticated reader who could read Latin, but also for the general reading public. Thus, meaning a greater circulation compared to a text in Latin. The popularity of the text can be inferred from the numerous reprints it went through. This chronicle, composed of 1200 folio pages,
DOAJ (DOAJ: Directory of Open Access Journals), 2017
OTAM Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi dergisi, 2007
Bu makalenin amacı, I. Bayezid ve Timur (Timurlenk)'un orduları arasında gerçekleşen Ankara Savaş... more Bu makalenin amacı, I. Bayezid ve Timur (Timurlenk)'un orduları arasında gerçekleşen Ankara Savaşı (1402) ve özellikle de bu savaşın sonucunun sahneye yansımasını veya gönderme yapılması Christopher Marlowe'un tragedyası Tamburlaine, Bölüm I (1587), ve Thomas Dekker'in komedyası Old Fortunas (1600)'da incelemektir. Ankara Savaşı Anadolu, Balkan ve Bizans tarihi açısından önem taşımasına rağmen söz konusu iki tiyatro eserinde Ankara Savaşı'na çok az yer verilmiş, ve daha çok I. Bayezid'in Timurlenk'in eline esir düşmesine odaklanmıştır.
OTAM Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi dergisi, 2003
As the British were becoming more familiar with the Ottoman Turks, many English playwrights of th... more As the British were becoming more familiar with the Ottoman Turks, many English playwrights of the Renaissance Period composed plays about the Ottoman Turks. One of the 'Turkish' topics employed by the British playwrights was the Ottoman Sultans. They tended to concentrate on the Ottoman Sultans reigning from 1360 to 1603, such as
the aim of this paper was to illustrate the connection between 'anatomy', one of the oldest natur... more the aim of this paper was to illustrate the connection between 'anatomy', one of the oldest natural sciences, and 'poetry', the most ancient genre of literature. Anatomy and related concepts have been a subject of and used as imagery in poetry since ancient times, but they have never carried such vast and multiple shades of meaning as in the 19th and 20th centuries. there are not only more allusions made to anatomy in modern verse, but also more poets have chosen to dwell upon anatomy, anatomists, dissections and cadavers as a main subject or persona in their poetry. In this respect, the use of anatomy and related concepts as subject and as imagery is examined in selected examples of 19th and 20th centuries Western verse composed by William Wordsworth, thomas Hood, charles baudelaire, Emily Dickinson, Gottfried benn, Dylan thomas, sylvia Plath and Nadine sabra Meyer in order to show how anatomy has been perceived and represented by poets.
DOAJ: Directory of Open Access Journals - DOAJ, 2017
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2019
Yazarın konumu ve rolünü belirlerken bir yaratıcıdan tutun da geçmiş geleneğin bir parçası ve ürü... more Yazarın konumu ve rolünü belirlerken bir yaratıcıdan tutun da geçmiş geleneğin bir parçası ve ürünü olarak değerlendiren, yazar ile metin arasındaki ilişkiyi tanımlayan nice kuram mevcuttur. Şiire birçok yenilik getiren ve katkıda bulunan modernist şair Ezra Pound'un, hem İngiliz hem de Amerikan şiirine büyük etkisi olmuştur. T. S. Eliot “Tradition and the Individual Talent” (“Gelenek ve Bireysel Yetenek”) başlıklı çalışması ile geçmiş geleneğe ve şairlere büyük önem atfetmesine karşın, kaleme aldığı 'yeni' çalışmalarıyla kendi bireysel otoritesini de ortaya koymaktadır. Pound, şiiri hakettiği mevkiye getirmeyi hedeflese de, bunu, kendini üstün bir konuma getirerek ve okuyucuya erişiyemeyecekleri yüksek standartlar oluşturarak, halk ile kendisi arasında bir 'entelektüel fark' yaratmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Pound'un şiiri hak ettiği noktaya yükseltme arzusunun halkı göz ardı edip kısıtlı bir entelektüel kesime hitap etmesini ve dolayısıyla 'elitist...
Mitos Boyut, 2020
Şenlen Güvenç, Sıla. Çağdaş İskoç Tiyatrosu (Contemporary Scottish Drama). İstanbul: TEM Yapım Ya... more Şenlen Güvenç, Sıla. Çağdaş İskoç Tiyatrosu (Contemporary Scottish Drama). İstanbul: TEM Yapım Yayıncılık Ltd., 2020.
Author : Sıla Şenlen Güvenç
Publication Year: 2020
Publisher : Mitos-Boyut
Language : Turkish
Pages : 312
ISBN : 9786057904522
Synopsis:
Contemporary Scottish drama is becoming increasingly popular on the Turkish stage. Since 2006, the works of many Scottish playwrights such as Anthony Neilson, David Greig, Zinnie Harris, Linda McLean, David Harrower, Davey Anderson, Stefan Smith, Kieran Hurley and Gary McNair have been staged in Turkey. Furthermore, many of them have participated in academic panels, conferences and workshops organized in Turkey as well as collaborating with Turkish theatre groups such as DOT and GalataPerform. This work, which is also the first book on Scottish drama published in Turkish, analyzes the plays of three leading contemporary Scottish playwrights staged in Turkey, namely Anthony Neilson, David Greig and Zinnie Harris.
Özet:
Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi öğretim üyesi olan Sıla Şenlen Güvenç’in kitabı, çağdaş tiyatro üzerine verdiği dersler, Edinburgh Üniversitesi’nde yaptığı araştırmalar, David Greig, Zinnie Harris, Linda Mclean gibi yazarlarla yaptığı görüşmeler ve eleştirmen olarak yıllar içinde takip ettiği prodüksiyonlar sonucunda ortaya çıkmıştır.
Son dönemde İskoçya’nın siyasi konumu, Bağımsızlık Referandumu ve Brexit ile ilgili duruşu ve dünyaya kazandırdığı çağdaş tiyatro yazarlarından dolayı, çok gündemde olan bir konu haline gelmiştir. Aynı şekilde, Türkiye’de de giderek daha fazla çağdaş İskoç tiyatrosuna ait eserlerin sahneye taşındığı görülmektedir. Bu doğrultuda, özellikle 2006 yılından bu yana Anthony Neilson, David Greig, Zinnie Harris, Linda McLean, David Harrower, Davey Anderson, Stef Smith, Kieran Hurley ve Gary Mcnair gibi yazarların oyunları sahnelenmiştir.
Bu çalışma, önde gelen üç çağdaş İskoç tiyatro yazarı Anthony Neilson, David Greig ve Zinnie Harris’in Türkiye’de sahnelenen oyunlarına odaklanmaktadır. Bu doğrultuda, Anthony Neilson’un dört oyunu Normal, Penetratör, Sansürcü ve Disosya, David Greig’in dört oyunu Avrupa, Uzak Adalar, İki Kişilik Yaz ile Prudencia Hart ve Bir Tuhaf Dibe Vurma Öyküsü, son olarak da Zinnie Harris’in üç oyunu Kış Dönümü, Nefesinizi Nasıl Tutarsınız? ve Şafakta Buluş Benimle farklı açılardan incelenmektedir.
Link:
https://www.mitosboyut.com.tr/yazar-445-sila-senlen-guvenc-kitaplari.aspx
DergiPark (Istanbul University), Dec 1, 2012
Aydınlanma Çağı 18. yüzyılla bağdaştırılsa da, Aydınlanma felsefesinin kaynağı düşüncenin otorite... more Aydınlanma Çağı 18. yüzyılla bağdaştırılsa da, Aydınlanma felsefesinin kaynağı düşüncenin otoriteden uzaklaşmaya başladığı Rönesans ve özellikle de söz konusu gelişmelerin bir sistem haline getirildiği ve rasyonalizmin belirginleştiği 17. yüzyılla olarak kabul edilir. Bu düşünceler 17. yüzyıl sonlarında Marana ve/veya birden fazla İngiliz yazar/çevirmen tarafından kaleme alındığı düşünülen Letters Written by a Turkish Spy (Bir Türk Casusun Mektupları'dır. Tamamı sekiz ciltten oluşan koleksiyon altı yüzden fazla kurgusal mektuptan oluşmaktadır. Bu mektuplar sözde Paris'e Osmanlı Sultanı adına bilgi toplamak üzere yollanan Arap Mahmut adındaki bir Türk (Osmanlı) casusu tarafından kaleme alınmış, sonra ise çevrilmiştir. Bu çalışmanın amacı, 18. yüzyılda oldukça revaçta olan söz konusu koleksiyonun Aydınlanmanın temelini oluşturan Kartezyen felsefesini nasıl ortaya koyduğu ve ne denli popülerleşmesine katkıda bulunduğunu incelemektir.
OTAM Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi dergisi, 2010
Since Turkish Sultans mainly represented Islam for playwrights and the audience, English Renaissa... more Since Turkish Sultans mainly represented Islam for playwrights and the audience, English Renaissance plays about the Turkish Sultans were predominantly Christian tragedies illustrating the superiority of Christianity over 'Mohammedanism'. The earliest Ottoman sultan to appear in such a tragedy is Sultan Murad I, or Amurath I (1362-1389) in Thomas Goffe's tragedy entitled The Couragious Turk, or Amurath the First. In this respect, Goffe's Amurath the First contains a great density of biblical allusions, where Amurath functions as an anti-type in comparison to his Christian counterparts, Eumurphe and Cobelitz. As many playwrights before him, Goffe gathered the material from Richard Knolles' The Generall Historie of the Turkes (1603). The aim of this study is to provide a detailed study of Goffe's Christian tragedy in the light of Knolles' aforementioned text.
Fakülte dergisi, Oct 5, 2018
Çağımızın en önemli ve tartışmalı konularından biri şüphesiz küreselleşmedir. Çok karmaşık bir ka... more Çağımızın en önemli ve tartışmalı konularından biri şüphesiz küreselleşmedir. Çok karmaşık bir kavram olan 'küreselleşme'nin ekonomik, sosyal, siyasi, kültürel ve ideolojik etkileri-başta çevre, kültür, siyasi sistemler, ekonomik gelişim ve refah düzeyi olmak üzere-hayatımızın her alanını etkili olmaktadır. Özellikle son otuz yıldır yürürlüğe giren politikalar ve teknolojik gelişmelerden dolayı sınır ötesi ticaret, yatırım, taşımacılık ve gerçekleşen göçlerin boyutları o kadar büyüdü ki, yeni bir döneme girildiği şüphe götürmeyen bir gerçektir. Bu doğal olarak insanlar arasındaki mesafeleri kısaltmakta ve etkileşim noktalarını artırmaktadır. Küreselleşme, genel olarak David Greig'in oyunlarında önemli bir yere sahiptir. Oyunları, değişen ekonomi, küresel taşımacılık ve iletişim ağlarının genişlemesi sonucu-tren istasyonu, havalimanı terminali, bekleme salonları gibi-'transit' mekânlarda farklı kültürlerden, farklı geçmişlere sahip insanları bir araya getirmektedir. Fakat söz konusu etkileşim sadece iş gezileri gibi olağan koşullar içinde değil, dünyanın sınırlarını değiştiren savaşlar veya zorunlu göç gibi zorlu koşullarda da gerçekleşmektedir. Bunlardan biri Greig'in 1994 yılında Traverse Theatre Edinburgh'da sahnelenen Europe (Avrupa) adlı oyunudur. Bu çalışmada, Avrupa adlı oyun küreselleşme ve Avrupa'da yirminci yüzyılın sonlarında gerçekleşen değişimler bakımından incelenmektedir. Globalization has become one of the most important and controversial issues of our era. The economic, social, political, cultural and ideological impact of globalization is seen in every aspect of our lives, especially in its effect on the environment, culture, political systems, economic development and wealth distribution. Especially in the last three decades, the dimensions of technology, cross-border trade, investment, transport, and migration have changed so much that we truly live in a global world. This has naturally reduced the distance between people and increased the points of interaction. Globalization holds an important place in David Greig's plays, in which the changing economy, expanding global transportation and communication networks bring together people from different cultures and backgrounds in 'transit' places such as train stations, airport terminals and waiting rooms. This interaction, however, does not only occur in ordinary conditions such as business trips or travel, but also under hard conditions such war, changing borders and forced immigration. One such play is Greig's Europe, staged at the Traverse Theater Edinburgh in 1994. This study will examine Europe in the light of globalization and the changes that took place in Europe in the late twentieth century.
Scottish Literary Review, 2014
There have been an increasing number of Scottish plays dealing with Scottish history, national id... more There have been an increasing number of Scottish plays dealing with Scottish history, national identity, and independence, especially following the devolution in 1999 and the announcement of the referendum. These plays focusing on recent political issues such as the Union, the devolution, and Scotland’s break with the United Kingdom have shown the extent to which theatre has become an important forum and alternative site for dialogue about Scottish independence. One such play is David Greig’s Dunsinane (2010), a sequel to Shakespeare’s Macbeth (1605–6) supporting the Union of 1603. In contrast to Shakespeare, however, Dunsinane appears to argue for Scottish independence. This article will focus on how the Macbeth story has been reinterpreted to challenge the misrepresentation of Scottish history by Shakespeare, and invite the audience to re-think Anglo-Scottish relations. In addition to relating a more accurate history and representation of eleventh century Scottish history, Greig uses geographical, cultural and linguistic differences between England and Scotland to comment on Scotland’s selfgovernance, freedom and future. Although the play was composed in 2010, it clearly captures the cultural and political feelings of independence that gave way to the announcement of the referendum.
New Theatre Quarterly, Oct 11, 2017
In this paper Sıla Şenlen Güvenç surveys the key plays staged in the run-up to the Scottish Indep... more In this paper Sıla Şenlen Güvenç surveys the key plays staged in the run-up to the Scottish Independence Referendum of September 2014, with special emphasis on the six Theatre Uncut plays – Rob Drummond's Party Pieces, A. J. Taudevin's The 12.57, and Lewis Hetherington's The White Lightning and the Black Stag (composed in 2013), and Davey Anderson's twin plays, Fear and Self-Loathing in West Lothian and Don't Know, Don't Care, and Kieran Hurley's Close from 2014. Written prior to the referendum and performed together for the first time at the Edinburgh Fringe Festival in 2014, these plays became even more meaningful with developing events in the United Kingdom, especially Brexit and the potential for a second independence referendum in Scotland. The plays reflect many of the issues discussed in both the ‘Yes Scotland’ and ‘Better Together’ campaigns. Sıla Şenlen Güvenç is currently Associate Professor at Ankara University's Department of English Language and Literature. Besides articles and theatre reviews on English drama, she is the author of ‘Words as Swords’: Verbal Violence as a Construction of Authority in Renaissance and Contemporary English Drama (2009) and ‘The World is a Stage, but the Play is Badly Cast’: British Political Satire in the Neo-classical Period (in Turkish, 2014).
Fakülte dergisi, 2008
In contemporary English plays, linguistic violence contributes not only to the creation of a real... more In contemporary English plays, linguistic violence contributes not only to the creation of a realistic spectacle, but also to the replacement of critical thinking by automatic patterns of thought and speech. Such pre-constructed thought and speech function to re-shape, redefine and transform individuals’ character and destroy their autonomy. In Bernard Shaw’s Pygmalion, linguistic violence is employed to promote conformity to social order. The play illustrates the transformation of Eliza, a common flower girl, as a result of the instruction in phonetics given to her Professor Higgins. At the beginning, her non-standard Cockney accent makes her an outcast of the system and she is subjected to verbal abuse by Prof. Higgins. As Eliza’s education in phonetics advances and her command of English increases, she is both empowered and alienated. Despite her success at the Embassy reception, Eliza remains a disclassed flower girl who will never be completely accepted in upper-middle class British society.
Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı, Dec 21, 2020
Privateering in England, permitting private ships to attack enemy merchant ships and confiscate t... more Privateering in England, permitting private ships to attack enemy merchant ships and confiscate their crew and goods was only 'legally' possible under a licence known as a 'letter of marque', commissioned by a sovereign. In the Elizabethan Period (1558-1603), it proved to be an effective and less expensive way of dealing with Catholic Spain, especially during the Spanish War (1585-1603). When King James I ended the war with Spain in 1604, however, privateers such as John Ward-left without valid licenses-had to find other means of support. Under these new circumstances, the former Captain John Ward first became a pirate, and then a Barbary corsair (Yusuf Reis) and Muslim operating from Tunis. This study will provide a survey of early seventeenth century texts in English literature that deal with the English-Ottoman 'pirate' John Ward, someone who has been both glorified and condemned in literary texts. In this respect, early seventeenth century ballads, Samuel Rowlands' poems, and Robert Daborne's play A Christian turn'd Turke (1610-1612) focusing on Ward will be examined in the light of two pamphlets claiming to be providing "true" reports of his proceedings, Andrew Barker's A true and certaine report of the beginning, proceedings, overthrowes, and now present estate of Captaine Ward and Danseker (1609) and the anonymous Newes from Sea, of Two Notorious Pirates Ward the Englishman and Danseker the Dutchman (1609). It will be argued that, apart from the imaginary ballad "Ward and the Rainbow", Ward's literary representation has been largely dominated by the aforementioned two pamphlets, as well as political and moral concerns.
Ankara Üniversitesi sosyal bilimler dergisi, Jan 31, 2019
Yazarın konumu ve rolünü belirlerken bir yaratıcıdan tutun da geçmiş geleneğin bir parçası ve ürü... more Yazarın konumu ve rolünü belirlerken bir yaratıcıdan tutun da geçmiş geleneğin bir parçası ve ürünü olarak değerlendiren, yazar ile metin arasındaki ilişkiyi tanımlayan nice kuram mevcuttur. Şiire birçok yenilik getiren ve katkıda bulunan modernist şair Ezra Pound'un, hem İngiliz hem de Amerikan şiirine büyük etkisi olmuştur. T. S. Eliot "Tradition and the Individual Talent" ("Gelenek ve Bireysel Yetenek") başlıklı çalışması ile geçmiş geleneğe ve şairlere büyük önem atfetmesine karşın, kaleme aldığı 'yeni' çalışmalarıyla kendi bireysel otoritesini de ortaya koymaktadır. Pound, şiiri hakettiği mevkiye getirmeyi hedeese de, bunu, kendini üstün bir konuma getirerek ve okuyucuya erişiyemeyecekleri yüksek standartlar oluşturarak, halk ile kendisi arasında bir 'entelektüel fark' yaratmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Pound'un şiiri hak ettiği noktaya yükseltme arzusunun halkı göz ardı edip kısıtlı bir entelektüel kesime hitap etmesini ve dolayısıyla 'elitist' bir konum oluşturma çabasını ortaya koymaktır. There are many theories that dene the role of the author, and the relationship between the author and the text, ranging from its status as a creator to that of a product of past traditions or discourses. Ezra Pound-one of the most innovative poets of the modernist period-has made signicant contributions to poetry, and has had a vast inuence on both English and American poetry. His chief aim was to improve the status of poetry and give it direction through his work. In this respect, although he gives a great deal of importance to the past and pays homage to past poets in line with T. S. Eliot's "Tradition and the Individual Talent", he also departs from it to create something 'new' and establish his own poetic authority. This study proposes that even though Pound aims to raise poetry to its rightful place, he does this at the expense of disregarding or excluding the public. The superior position that he occupies as poet and instructor, and his high and 'elitist' poetic standards cannot be easily met on the part of his readers and, in turn, create a certain 'intellectual gap' between the poet and the general public.
OTAM Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi dergisi, 2005
The Generall Historie of the Turkes by Richard Knolles, is the first British chronicle written on... more The Generall Historie of the Turkes by Richard Knolles, is the first British chronicle written on the military and political aspects of the Ottoman Empire in the medium of English, instead of Latin. This is a clear indication that knowledge about the 'terror of the World' was becoming essential not only for the sophisticated reader who could read Latin, but also for the general reading public. Thus, meaning a greater circulation compared to a text in Latin. The popularity of the text can be inferred from the numerous reprints it went through. This chronicle, composed of 1200 folio pages,
DOAJ (DOAJ: Directory of Open Access Journals), 2017
OTAM Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi dergisi, 2007
Bu makalenin amacı, I. Bayezid ve Timur (Timurlenk)'un orduları arasında gerçekleşen Ankara Savaş... more Bu makalenin amacı, I. Bayezid ve Timur (Timurlenk)'un orduları arasında gerçekleşen Ankara Savaşı (1402) ve özellikle de bu savaşın sonucunun sahneye yansımasını veya gönderme yapılması Christopher Marlowe'un tragedyası Tamburlaine, Bölüm I (1587), ve Thomas Dekker'in komedyası Old Fortunas (1600)'da incelemektir. Ankara Savaşı Anadolu, Balkan ve Bizans tarihi açısından önem taşımasına rağmen söz konusu iki tiyatro eserinde Ankara Savaşı'na çok az yer verilmiş, ve daha çok I. Bayezid'in Timurlenk'in eline esir düşmesine odaklanmıştır.
OTAM Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi dergisi, 2003
As the British were becoming more familiar with the Ottoman Turks, many English playwrights of th... more As the British were becoming more familiar with the Ottoman Turks, many English playwrights of the Renaissance Period composed plays about the Ottoman Turks. One of the 'Turkish' topics employed by the British playwrights was the Ottoman Sultans. They tended to concentrate on the Ottoman Sultans reigning from 1360 to 1603, such as
the aim of this paper was to illustrate the connection between 'anatomy', one of the oldest natur... more the aim of this paper was to illustrate the connection between 'anatomy', one of the oldest natural sciences, and 'poetry', the most ancient genre of literature. Anatomy and related concepts have been a subject of and used as imagery in poetry since ancient times, but they have never carried such vast and multiple shades of meaning as in the 19th and 20th centuries. there are not only more allusions made to anatomy in modern verse, but also more poets have chosen to dwell upon anatomy, anatomists, dissections and cadavers as a main subject or persona in their poetry. In this respect, the use of anatomy and related concepts as subject and as imagery is examined in selected examples of 19th and 20th centuries Western verse composed by William Wordsworth, thomas Hood, charles baudelaire, Emily Dickinson, Gottfried benn, Dylan thomas, sylvia Plath and Nadine sabra Meyer in order to show how anatomy has been perceived and represented by poets.
DOAJ: Directory of Open Access Journals - DOAJ, 2017
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2019
Yazarın konumu ve rolünü belirlerken bir yaratıcıdan tutun da geçmiş geleneğin bir parçası ve ürü... more Yazarın konumu ve rolünü belirlerken bir yaratıcıdan tutun da geçmiş geleneğin bir parçası ve ürünü olarak değerlendiren, yazar ile metin arasındaki ilişkiyi tanımlayan nice kuram mevcuttur. Şiire birçok yenilik getiren ve katkıda bulunan modernist şair Ezra Pound'un, hem İngiliz hem de Amerikan şiirine büyük etkisi olmuştur. T. S. Eliot “Tradition and the Individual Talent” (“Gelenek ve Bireysel Yetenek”) başlıklı çalışması ile geçmiş geleneğe ve şairlere büyük önem atfetmesine karşın, kaleme aldığı 'yeni' çalışmalarıyla kendi bireysel otoritesini de ortaya koymaktadır. Pound, şiiri hakettiği mevkiye getirmeyi hedeflese de, bunu, kendini üstün bir konuma getirerek ve okuyucuya erişiyemeyecekleri yüksek standartlar oluşturarak, halk ile kendisi arasında bir 'entelektüel fark' yaratmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Pound'un şiiri hak ettiği noktaya yükseltme arzusunun halkı göz ardı edip kısıtlı bir entelektüel kesime hitap etmesini ve dolayısıyla 'elitist...
Dört Öge, Dec 1, 2012
Aydınlanma Çağı 18. yüzyılla bağdaştırılsa da, Aydınlanma felsefesinin kaynağı düşüncenin otorite... more Aydınlanma Çağı 18. yüzyılla bağdaştırılsa da, Aydınlanma felsefesinin kaynağı düşüncenin otoriteden uzaklaşmaya başladığı Rönesans ve özellikle de söz konusu gelişmelerin bir sistem haline getirildiği ve rasyonalizmin belirginleştiği 17. yüzyılla olarak kabul edilir. Bu düşünceler 17. yüzyıl sonlarında Marana ve/veya birden fazla İngiliz yazar/çevirmen tarafından kaleme alındığı düşünülen Letters Written by a Turkish Spy (Bir Türk Casusun Mektupları'dır. Tamamı sekiz ciltten oluşan koleksiyon altı yüzden fazla kurgusal mektuptan oluşmaktadır. Bu mektuplar sözde Paris'e Osmanlı Sultanı adına bilgi toplamak üzere yollanan Arap Mahmut adındaki bir Türk (Osmanlı) casusu tarafından kaleme alınmış, sonra ise çevrilmiştir. Bu çalışmanın amacı, 18. yüzyılda oldukça revaçta olan söz konusu koleksiyonun Aydınlanmanın temelini oluşturan Kartezyen felsefesini nasıl ortaya koyduğu ve ne denli popülerleşmesine katkıda bulunduğunu incelemektir.
Tiyatro Ara, 2011
Sıla Şenlen (Güvenç)* ÖZET 'Sansür' kitap, dergi, oyun, film gibi yazılı, görsel veya sözel eserl... more Sıla Şenlen (Güvenç)* ÖZET 'Sansür' kitap, dergi, oyun, film gibi yazılı, görsel veya sözel eserlerin içeriğinde sakıncalı olarak nitelendirilen entelektüel, siyasi ve dini fikirlerin, ahlaka aykırı, müstehcen, onur kırıcı, saldırı niteliği taşıdığına inanılan düşüncelerin veya görüntülerin denetlenmesi, değiştirilmesi ve kontrol altında tutulması olarak tanımlanabilir. 'Suratına-Suratına' veya 'Yüzleşme' (in-yer-face) tiyatrosu örneği olan Anthony Neilson'ün Sansürcü (1997) adlı eseri hayatımızın farklı alanlarında var olan yasaklara ve 'sansürlere' dikkat çekmektedir. Bu alanlardan ilki toplumsal hayatta karşımıza çıkan otorite ve otoriteye bağlı sosyal kurumlar aracılığıyla uygulanan entelektüel, siyasal, ahlaksal, dilsel ve dinsel sansürdür. Bir diğeri ise toplumsal hayatın bir uzantısı olarak kendini özel hayatımızda, ilişkilerimizde, kullandığımız günlük dilde ve bilhassa cinsel hayatımızda gösteren sansürdür. Neilson, Sansürcü'de özellikle otoriteye bağlı sosyal kurumların uyguladığı ahlaksal sansürle ilintili olarak insanların özel hayatlarında kendilerine dayattıkları kişisel sansürleri ele almaktadır .
... The latest Ottoman personage to be dramatized in Renaissance drama is Mustafa, Sultan Süleyma... more ... The latest Ottoman personage to be dramatized in Renaissance drama is Mustafa, Sultan Süleyman's son, in Fulke Greville's Mustapha (1608)15. Greville's play is a closet drama16 about the closing years of the reign of Süleyman the ...