Hatice Acar | Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi / Social Sciences University of Ankara (original) (raw)
Thesis Chapters by Hatice Acar
Evanjelizmin, Hıristiyanlığın yayılmasında ve genişlemesinde çok önemli bir yeri vardır. İsa'dan ... more Evanjelizmin, Hıristiyanlığın yayılmasında ve genişlemesinde çok önemli bir yeri vardır. İsa'dan sonra Pavlus ile şekillenen Hristiyanlık, günümüzde en çok mensubu olan dindir. Söz konusu dinde üç büyük mezhebin şemsiyesi altında evanjelik olgu ortaya çıkmıştır. Evanjelizm, zaman ve mekân farklılığıyla dini harekete dönüşmüştür. Özellikle Amerika'da en güçlü halini bulmuştur. Amerika Birleşik Devletleri'nin siyasî, dinî, sosyal ve kültürel alanda söz sahibi olmaları Evanjeliklerin eskatolojik görüşleri paralelinde ABD'nin dış siyasetini yönlendirme imkânı da vermiştir. Evanjeliklerin ABD'de etkin olması milenyumun başlangıcından bu yana Hollywood sinemasında seküler kıyamet geleneği yanında dünyanın sonuyla ilgili eskatolojik atıfların daha çok benimsenmesine yol açmıştır. Evanjelizme özgü eskatolojik beklentilerin Hollywood filmlerine yansımasını ele aldığımız bu araştırmada Hıristiyanlık teolojisinde evanjelizmin yeri, Evanjelizm kavramının kullanış şekilleri ve söz konusu olgunun Evanjelik harekete dönüşümü hakkında dini, sosyal ve siyasi içerikli bilgiler vermeyi verilmiştir. Çalışmada Evanjelizmin eskatolojik beklentilerin Hollywood filmleri ekseninde gösterilmesi amaçlanmıştır. Mezkûr filmleri çözümleme yöntemi olarak Dinler Tarihi biliminin çokça kullandığı deskriptif (nitelendirici) ve fenomenoloji metodu bağlamında türsel, göstergebilim, psikanalitik ve auteur eleştirel çözümleme yöntemleri ile alt metin okuması gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak filmlerin içeriği genellikle Kitab-ı Mukaddese dayanmaktadır. ABD'de etkin olan evanjelizm inancından kaynaklanan kıyamet ve Mesih'in döneceğine dair beklenti ve bu beklentiye uygun sergilenmesi gereken davranışlar filmler yoluyla ortaya konmakta ve bir model olarak somutlaştırılmaktadır.
Makale | Article by Hatice Acar
Medya ve Din Araştırmaları Dergisi, 2024
The impact of socio-political developments on a global scale has led to an increased effectivenes... more The impact of socio-political developments on a global scale has led to an increased effectiveness of the countertheological perspective on religions and cultures in print and broadcast media, especially since the early modern period. Even in regions where there has been no significant historical or religious interaction, the influence and imprint of different religious traditions on a particular religion can be discerned. In this context, theological or religious negative approaches to Islam in Japan can be evaluated within the framework of an influence that emerged in the West with modernity and has its roots in Christian religious traditions. Conversely, an examination of the historical development of Islam in Japan reveals that the country's multicultural and religiously pluralistic structure precludes the possibility of any religious group being perceived negatively on a collective level. However, it is important to acknowledge that the process of Western-style modernisation has occasionally led to negative cultural perceptions of other religions within Western societies. Considering the historical development of Islam in Japan, the country's multicultural and religiously pluralistic structure renders the collective portrayal of any religion as negative implausible. Consequently, the potential for Islamophobia in Japan today and the grounds for the discussions around it continue in this context.
Medya ve Din Araştırmaları Dergisi | Journal of Media and Religion Studies, 2024
The impact of socio-political developments on a global scale has led to an increased effectivenes... more The impact of socio-political developments on a global scale has led to an increased effectiveness of the counter-theological perspective on religions and cultures in print and broadcast media, especially since the early modern period. Even in regions where there has been no significant historical or religious interaction, the influence and imprint of different religious traditions on a particular religion can be discerned. In this context, theological or religious negative approaches to Islam in Japan can be evaluated within the framework of an influence that emerged in the West with modernity and has its roots in Christian religious traditions. Conversely, an examination of the historical development of Islam in Japan reveals that the country's multicultural and religiously pluralistic structure precludes the possibility of any religious group being perceived negatively on a collective level. However, it is important to acknowledge that the process of Western-style modernisation has occasionally led to negative cultural perceptions of other religions within Western societies. Considering the historical development of Islam in Japan, the country's multicultural and religiously pluralistic structure renders the collective portrayal of any religion as negative implausible. Consequently, the potential for Islamophobia in Japan today and the grounds for the discussions around it continue in this context.
Antakiyat, 2024
Öz Toplam üye sayısı Japonya nüfusunun belki de %15'ini oluşturan Yeni Dinî Hareketler (YDH'ler),... more Öz Toplam üye sayısı Japonya nüfusunun belki de %15'ini oluşturan Yeni Dinî Hareketler (YDH'ler), bu ülkede dinî deneyimin önemli bir aracı haline gelmiştir. Bu grupların birbirinden farklı çeşitli yapıları bulunmaktadır Onların birçoğu araştırmalarda "hayatî" olarak tanımlanmıştır. Konfüçyüsçü etiğe dayanan bu anlayış Tanrı, yaşam ve insan doğasına bakış açısındaki iyimserlikle karakterize edilmektedir. Bununla birlikte, bazı belirli dinî gruplardaki Tanrı tasavvuruna yakından bakıldığında, hayatî kavramında modern dönem boyunca din ve toplumdaki eğilimleri yansıtabilecek bir gelişmenin işaretleri görülebilmektedir.
Kesit Akademi , 2019
Yeni din hareketlerinden sayılan Yehova Şahitleri dünyada en etkin misyoner teşkilatlarından biri... more Yeni din hareketlerinden sayılan Yehova Şahitleri dünyada en etkin misyoner teşkilatlarından birisidir. Yehova kavramı Kitabı Mukaddeste Tanrı için kullanılan "yahve" sözcüğünden türetilmiş yanlış bir kullanımdır. "Siz benim şahitlerimsiniz der, Yehova "(İşaya 43:10) şeklinde geçmektedir. Yehova Şahitliğinin kurucusu Charles Taze Russel (1852-1916)'dır. Russel 1914'te Mesih'in Tanrının Krallığını kuracağını iddia etmiştir. Hareketin ikinci başkanı J. F. Rutherford (1869-1942) Russelistler ismi yerine "Yehova Şahitleri"ne çevirmiştir. Yehova Şahitlerinin inanç esasları, kutsal kitabı İncil'dir. İlahları Tanrı Yehova' dır. Tektir. İsa onun oğlu ve dünyadaki temsilcisidir. Ahiret inançları ise ölümden sonra hayat dünyada devam edecektir. Şahit olanlar kurtulacak geri kalanlar yok olacaktır. Milli hiçbir şeyi kabul etmezler. Sadece Vaftiz ve Evharistiya sakramentini kabul ederler. Türkiye'deki misyonerlik faaliyetleri genel olarak psikolojik usul ve telkinden ibarettir. Bu çalışmada öncelik Yehova Şahitlerini tanıtmak ve misyonerlik faaliyetlerine şehir olarak Antalya üzerinden bilgi vermektir.
Dinler Tarihi, 2024
Öz: Sinema, her dönemin kültürel, sosyal ve teknolojik bağlamlarını yansıtarak dönüşüm geçirmişti... more Öz: Sinema, her dönemin kültürel, sosyal ve teknolojik bağlamlarını yansıtarak dönüşüm geçirmiştir. Senaristler ve yönetmenler, perde arkasındaki yaratıcılar olarak, dünya hakkındaki düşüncelerini, duygularını ve algılarını izleyicilere aktarmak için çeşitli teknikler ve hikâye anlatma yöntemleri kullanmışlardır. İlgili bağlam doğrultusunda bu çalışma "Blue Eye Samurai" adlı anime serisini araştırma odağı olarak seçmiştir. "Blue Eye Samurai" gibi popüler tarihî anime serileri, Japon kültürünün derinliklerine inmeye ve izleyicilere Japon tarihini, toplumunu ve dinî gelenekleri öğretmeye yönelik önemli bir rol oynamaktadır. Dizide kadının sosyal ve dini statüsünü; karakter ve mekanların Şintoizm, Budizm, Hıristiyanlık ve Japon mitolojisiyle ile ilişkisini günlük yaşam üzerinden aktaran çeşitli göstergeler bulunmaktadır. Yine dinî fenomenler, belirgin olmamakla birlikte, örtük biçimde çeşitli göstergeler aracılığıyla ifade edilmektedir. Bu doğrultuda fenomenlerin nasıl dinî işlev gördüğünün anlamlandırılması ve anlaşılması için sunulan veriler göstergebilimsel yöntemle analiz edilmiş, ilgili anime serisinin Japon dinî geleneklerini açık ve kapalı nasıl yansıttığı sorusuna yanıt aranmıştır.
Antakiyat, 2024
Toplam üye sayısı Japonya nüfusunun belki de %15’ini oluşturan Yeni Dinî Hareketler (YDH’ler), bu... more Toplam üye sayısı Japonya nüfusunun belki de %15’ini oluşturan Yeni Dinî Hareketler (YDH’ler), bu ülkede dinî deneyimin önemli bir aracı haline gelmiştir. Bu grupların doğasındaki büyük çeşitliliğe rağmen, birçoğu önceki araştırmalarda “hayatî” olarak tanımlanan, Konfüçyüsçü bir etik ve Tanrı, yaşam ve insan doğasına iyimser bir bakışla karakterize edilen ortak bir dünya görüşünün unsurlarını paylaşmaktadır. Bununla birlikte, bazı belirli gruplardaki Tanrı tasavvuruna daha yakından bakıldığında, bu kavramda modern dönem boyunca din ve toplumdaki daha geniş eğilimleri yansıtabilecek bir gelişmenin işaretleri ortaya çıkmaktadır.
Bildiri | Presentation by Hatice Acar
Dinler Tarihi Lisansüstü Sempozyumu 2, 2024
İnsanoğlu, varoluşsal sorularına cevap ararken, dünyanın nasıl var olduğu ve sonunun ne olacağı g... more İnsanoğlu, varoluşsal sorularına cevap ararken, dünyanın nasıl var olduğu ve sonunun ne olacağı gibi temel meseleleri sorgulamıştır. Cevaplar aranırken, insanlar genellikle bilimsel, dini ve mitolojik açıklamalara başvurmuşlardır. Dünya nasıl oluştu, insan nereden geldi ve sonu ne olacak gibi sorular, çeşitli dinlerin kutsal metinlerinde açıklanmıştır. Dünyanın sonuyla ilgili sorular da insanların tarih boyunca üzerinde düşündüğü önemli konulardan biridir. Eskatoloji, kıyamet günü, apokaliptik senaryolar ve son günle ilgili beklentiler, birçok din ve kültürde yer alır. Bilim kurgu edebiyatı ve Hollywood sineması da dünyanın sonunu konu alan birçok eser ve film üretmiştir. Bu araştırmaya da konu olan Matta incilinin yirmi dördüncü bölümü sonun belirtileri hakkında bilgiler vermektedir. Bu husus, Hollywood sinemasına da konu olmakta ve Evanjelik çevrenin yanı sıra seküler kesim de dünyanın sonu temalı filmleri izlemektedir. Araştırmanın konusu Matta İncili yirmi dördüncü bölümünde İsa Mesih’in son hakkında söylemleri değerlendirilerek seçilen filmlerin eleştirel okumasını yapmaktır. Söz konusu filmler şunlardır: Armageddon (1998), I Am Legend (2007) ve Knowing (2009). Kapsama dahil edilen bahsi geçen filmlerden hareketle İsa Mesih’in Zeytin Dağı vaazında söz edilen; manevi aldatmaca, savaşlar, siyasi huzursuzluk, doğal afetler, Hristiyanlara yapılan zulüm, kanunsuzluk, dinden dönme gibi başlıklardan yola çıkılmıştır. Bu çerçevede kıyamet temsilleri konu edinen yapımcı ya da yönetmenlerin, kutsal metinlerde geçen prensipleri ne derece uygulandıkları ve hangi fenomenolojik unsurlardan film içinde ne ölçüde istifade ettikleri, ilgilerini çeken temsilleri ve fenomenleri beyaz perdeye nasıl yansıttıkları ele alınmaktadır. Hem dini hem de seküler perspektifler göz önünde bulundurarak filmlerin kıyamet temalarının kültürel ve sinematik temsillerini nasıl yansıttığı ve bunlarla nasıl ilişki kurulduğu analiz edilecektir. Sonuç olarak son hakkındaki soruların sadece dini bir söylem olmadığı ve sinemaya da yansıdığı görülmektedir.
1st International Media, Digital Culture and Religion Congress, 2024
12. Türkiye Lisansüstü Çalışmalar Kongresi, 2023
Şeytan ve şeytani temsiller çoğu dinde mevcuttur. Şeytan ve şeytani imge düşüncesi, bireysel ola... more Şeytan ve şeytani temsiller çoğu dinde mevcuttur. Şeytan ve şeytani imge düşüncesi, bireysel olarak insanların algılarının yanı sıra Güney Kore kültürünü ve toplum yaşayışını da şekillendirmiştir. Sinema korku türünde filmlerde Şeytanı kullanmış ve seyirciye farklı şekillerde yansıtmıştır.
Dinler Tarihi Lisansüstü Sempozyumu 1, 2023
Asoscongress The 6th International Symposium on Religious Sciences , Apr 17, 2019
1st International Media, Digital Culture and Religion Congress, 2024
Since its emergence in the early modern period, socio-political developments in the world have le... more Since its emergence in the early modern period, socio-political developments in the world have led to an increase in the effectiveness of counter-theological perspectives on religions and cultures with the influence of printed and visual media. The influence and traces of the perspectives of different religious traditions on a particular religion can be seen even in regions where there is no serious historical and religious interaction. Especially in Japan, approaches to Islam that have a theological or religious character can be evaluated within the framework of a type of influence that emerged in the West with the modern period and whose roots go back to Christian religious traditions. Considering the religious history of Islam in Japan, the multicultural and religious pluralist structure of the country does not make it possible for the existence of any religion to have a negative image. However, in the historical process, the regional political-conjunctural view triggered an instrumental view of Islam and remained effective until the modern period. With the modern period, Islam found a field of activity on the social-religious ground and could be evaluated as a different-positive religious value for Japanese society. The same period also brought along a negative-cultural view of other religions in popular western culture. In this sense, it can be said that the possibility of Islamophobia in Japan today and the grounds for discussions around it continue in this context. It is expected that our study will contribute to the field and prepare the ground for new studies.
Papers by Hatice Acar
Evanjelizmin, Hıristiyanlığın yayılmasında ve genişlemesinde çok önemli bir yeri vardır. İsa'dan ... more Evanjelizmin, Hıristiyanlığın yayılmasında ve genişlemesinde çok önemli bir yeri vardır. İsa'dan sonra Pavlus ile şekillenen Hristiyanlık, günümüzde en çok mensubu olan dindir. Söz konusu dinde üç büyük mezhebin şemsiyesi altında evanjelik olgu ortaya çıkmıştır. Evanjelizm, zaman ve mekân farklılığıyla dini harekete dönüşmüştür. Özellikle Amerika'da en güçlü halini bulmuştur. Amerika Birleşik Devletleri'nin siyasî, dinî, sosyal ve kültürel alanda söz sahibi olmaları Evanjeliklerin eskatolojik görüşleri paralelinde ABD'nin dış siyasetini yönlendirme imkânı da vermiştir. Evanjeliklerin ABD'de etkin olması milenyumun başlangıcından bu yana Hollywood sinemasında seküler kıyamet geleneği yanında dünyanın sonuyla ilgili eskatolojik atıfların daha çok benimsenmesine yol açmıştır. Evanjelizme özgü eskatolojik beklentilerin Hollywood filmlerine yansımasını ele aldığımız bu araştırmada Hıristiyanlık teolojisinde evanjelizmin yeri, Evanjelizm kavramının kullanış şekilleri ve söz konusu olgunun Evanjelik harekete dönüşümü hakkında dini, sosyal ve siyasi içerikli bilgiler vermeyi verilmiştir. Çalışmada Evanjelizmin eskatolojik beklentilerin Hollywood filmleri ekseninde gösterilmesi amaçlanmıştır. Mezkûr filmleri çözümleme yöntemi olarak Dinler Tarihi biliminin çokça kullandığı deskriptif (nitelendirici) ve fenomenoloji metodu bağlamında türsel, göstergebilim, psikanalitik ve auteur eleştirel çözümleme yöntemleri ile alt metin okuması gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak filmlerin içeriği genellikle Kitab-ı Mukaddese dayanmaktadır. ABD'de etkin olan evanjelizm inancından kaynaklanan kıyamet ve Mesih'in döneceğine dair beklenti ve bu beklentiye uygun sergilenmesi gereken davranışlar filmler yoluyla ortaya konmakta ve bir model olarak somutlaştırılmaktadır.
Medya ve Din Araştırmaları Dergisi, 2024
The impact of socio-political developments on a global scale has led to an increased effectivenes... more The impact of socio-political developments on a global scale has led to an increased effectiveness of the countertheological perspective on religions and cultures in print and broadcast media, especially since the early modern period. Even in regions where there has been no significant historical or religious interaction, the influence and imprint of different religious traditions on a particular religion can be discerned. In this context, theological or religious negative approaches to Islam in Japan can be evaluated within the framework of an influence that emerged in the West with modernity and has its roots in Christian religious traditions. Conversely, an examination of the historical development of Islam in Japan reveals that the country's multicultural and religiously pluralistic structure precludes the possibility of any religious group being perceived negatively on a collective level. However, it is important to acknowledge that the process of Western-style modernisation has occasionally led to negative cultural perceptions of other religions within Western societies. Considering the historical development of Islam in Japan, the country's multicultural and religiously pluralistic structure renders the collective portrayal of any religion as negative implausible. Consequently, the potential for Islamophobia in Japan today and the grounds for the discussions around it continue in this context.
Medya ve Din Araştırmaları Dergisi | Journal of Media and Religion Studies, 2024
The impact of socio-political developments on a global scale has led to an increased effectivenes... more The impact of socio-political developments on a global scale has led to an increased effectiveness of the counter-theological perspective on religions and cultures in print and broadcast media, especially since the early modern period. Even in regions where there has been no significant historical or religious interaction, the influence and imprint of different religious traditions on a particular religion can be discerned. In this context, theological or religious negative approaches to Islam in Japan can be evaluated within the framework of an influence that emerged in the West with modernity and has its roots in Christian religious traditions. Conversely, an examination of the historical development of Islam in Japan reveals that the country's multicultural and religiously pluralistic structure precludes the possibility of any religious group being perceived negatively on a collective level. However, it is important to acknowledge that the process of Western-style modernisation has occasionally led to negative cultural perceptions of other religions within Western societies. Considering the historical development of Islam in Japan, the country's multicultural and religiously pluralistic structure renders the collective portrayal of any religion as negative implausible. Consequently, the potential for Islamophobia in Japan today and the grounds for the discussions around it continue in this context.
Antakiyat, 2024
Öz Toplam üye sayısı Japonya nüfusunun belki de %15'ini oluşturan Yeni Dinî Hareketler (YDH'ler),... more Öz Toplam üye sayısı Japonya nüfusunun belki de %15'ini oluşturan Yeni Dinî Hareketler (YDH'ler), bu ülkede dinî deneyimin önemli bir aracı haline gelmiştir. Bu grupların birbirinden farklı çeşitli yapıları bulunmaktadır Onların birçoğu araştırmalarda "hayatî" olarak tanımlanmıştır. Konfüçyüsçü etiğe dayanan bu anlayış Tanrı, yaşam ve insan doğasına bakış açısındaki iyimserlikle karakterize edilmektedir. Bununla birlikte, bazı belirli dinî gruplardaki Tanrı tasavvuruna yakından bakıldığında, hayatî kavramında modern dönem boyunca din ve toplumdaki eğilimleri yansıtabilecek bir gelişmenin işaretleri görülebilmektedir.
Kesit Akademi , 2019
Yeni din hareketlerinden sayılan Yehova Şahitleri dünyada en etkin misyoner teşkilatlarından biri... more Yeni din hareketlerinden sayılan Yehova Şahitleri dünyada en etkin misyoner teşkilatlarından birisidir. Yehova kavramı Kitabı Mukaddeste Tanrı için kullanılan "yahve" sözcüğünden türetilmiş yanlış bir kullanımdır. "Siz benim şahitlerimsiniz der, Yehova "(İşaya 43:10) şeklinde geçmektedir. Yehova Şahitliğinin kurucusu Charles Taze Russel (1852-1916)'dır. Russel 1914'te Mesih'in Tanrının Krallığını kuracağını iddia etmiştir. Hareketin ikinci başkanı J. F. Rutherford (1869-1942) Russelistler ismi yerine "Yehova Şahitleri"ne çevirmiştir. Yehova Şahitlerinin inanç esasları, kutsal kitabı İncil'dir. İlahları Tanrı Yehova' dır. Tektir. İsa onun oğlu ve dünyadaki temsilcisidir. Ahiret inançları ise ölümden sonra hayat dünyada devam edecektir. Şahit olanlar kurtulacak geri kalanlar yok olacaktır. Milli hiçbir şeyi kabul etmezler. Sadece Vaftiz ve Evharistiya sakramentini kabul ederler. Türkiye'deki misyonerlik faaliyetleri genel olarak psikolojik usul ve telkinden ibarettir. Bu çalışmada öncelik Yehova Şahitlerini tanıtmak ve misyonerlik faaliyetlerine şehir olarak Antalya üzerinden bilgi vermektir.
Dinler Tarihi, 2024
Öz: Sinema, her dönemin kültürel, sosyal ve teknolojik bağlamlarını yansıtarak dönüşüm geçirmişti... more Öz: Sinema, her dönemin kültürel, sosyal ve teknolojik bağlamlarını yansıtarak dönüşüm geçirmiştir. Senaristler ve yönetmenler, perde arkasındaki yaratıcılar olarak, dünya hakkındaki düşüncelerini, duygularını ve algılarını izleyicilere aktarmak için çeşitli teknikler ve hikâye anlatma yöntemleri kullanmışlardır. İlgili bağlam doğrultusunda bu çalışma "Blue Eye Samurai" adlı anime serisini araştırma odağı olarak seçmiştir. "Blue Eye Samurai" gibi popüler tarihî anime serileri, Japon kültürünün derinliklerine inmeye ve izleyicilere Japon tarihini, toplumunu ve dinî gelenekleri öğretmeye yönelik önemli bir rol oynamaktadır. Dizide kadının sosyal ve dini statüsünü; karakter ve mekanların Şintoizm, Budizm, Hıristiyanlık ve Japon mitolojisiyle ile ilişkisini günlük yaşam üzerinden aktaran çeşitli göstergeler bulunmaktadır. Yine dinî fenomenler, belirgin olmamakla birlikte, örtük biçimde çeşitli göstergeler aracılığıyla ifade edilmektedir. Bu doğrultuda fenomenlerin nasıl dinî işlev gördüğünün anlamlandırılması ve anlaşılması için sunulan veriler göstergebilimsel yöntemle analiz edilmiş, ilgili anime serisinin Japon dinî geleneklerini açık ve kapalı nasıl yansıttığı sorusuna yanıt aranmıştır.
Antakiyat, 2024
Toplam üye sayısı Japonya nüfusunun belki de %15’ini oluşturan Yeni Dinî Hareketler (YDH’ler), bu... more Toplam üye sayısı Japonya nüfusunun belki de %15’ini oluşturan Yeni Dinî Hareketler (YDH’ler), bu ülkede dinî deneyimin önemli bir aracı haline gelmiştir. Bu grupların doğasındaki büyük çeşitliliğe rağmen, birçoğu önceki araştırmalarda “hayatî” olarak tanımlanan, Konfüçyüsçü bir etik ve Tanrı, yaşam ve insan doğasına iyimser bir bakışla karakterize edilen ortak bir dünya görüşünün unsurlarını paylaşmaktadır. Bununla birlikte, bazı belirli gruplardaki Tanrı tasavvuruna daha yakından bakıldığında, bu kavramda modern dönem boyunca din ve toplumdaki daha geniş eğilimleri yansıtabilecek bir gelişmenin işaretleri ortaya çıkmaktadır.
Dinler Tarihi Lisansüstü Sempozyumu 2, 2024
İnsanoğlu, varoluşsal sorularına cevap ararken, dünyanın nasıl var olduğu ve sonunun ne olacağı g... more İnsanoğlu, varoluşsal sorularına cevap ararken, dünyanın nasıl var olduğu ve sonunun ne olacağı gibi temel meseleleri sorgulamıştır. Cevaplar aranırken, insanlar genellikle bilimsel, dini ve mitolojik açıklamalara başvurmuşlardır. Dünya nasıl oluştu, insan nereden geldi ve sonu ne olacak gibi sorular, çeşitli dinlerin kutsal metinlerinde açıklanmıştır. Dünyanın sonuyla ilgili sorular da insanların tarih boyunca üzerinde düşündüğü önemli konulardan biridir. Eskatoloji, kıyamet günü, apokaliptik senaryolar ve son günle ilgili beklentiler, birçok din ve kültürde yer alır. Bilim kurgu edebiyatı ve Hollywood sineması da dünyanın sonunu konu alan birçok eser ve film üretmiştir. Bu araştırmaya da konu olan Matta incilinin yirmi dördüncü bölümü sonun belirtileri hakkında bilgiler vermektedir. Bu husus, Hollywood sinemasına da konu olmakta ve Evanjelik çevrenin yanı sıra seküler kesim de dünyanın sonu temalı filmleri izlemektedir. Araştırmanın konusu Matta İncili yirmi dördüncü bölümünde İsa Mesih’in son hakkında söylemleri değerlendirilerek seçilen filmlerin eleştirel okumasını yapmaktır. Söz konusu filmler şunlardır: Armageddon (1998), I Am Legend (2007) ve Knowing (2009). Kapsama dahil edilen bahsi geçen filmlerden hareketle İsa Mesih’in Zeytin Dağı vaazında söz edilen; manevi aldatmaca, savaşlar, siyasi huzursuzluk, doğal afetler, Hristiyanlara yapılan zulüm, kanunsuzluk, dinden dönme gibi başlıklardan yola çıkılmıştır. Bu çerçevede kıyamet temsilleri konu edinen yapımcı ya da yönetmenlerin, kutsal metinlerde geçen prensipleri ne derece uygulandıkları ve hangi fenomenolojik unsurlardan film içinde ne ölçüde istifade ettikleri, ilgilerini çeken temsilleri ve fenomenleri beyaz perdeye nasıl yansıttıkları ele alınmaktadır. Hem dini hem de seküler perspektifler göz önünde bulundurarak filmlerin kıyamet temalarının kültürel ve sinematik temsillerini nasıl yansıttığı ve bunlarla nasıl ilişki kurulduğu analiz edilecektir. Sonuç olarak son hakkındaki soruların sadece dini bir söylem olmadığı ve sinemaya da yansıdığı görülmektedir.
1st International Media, Digital Culture and Religion Congress, 2024
12. Türkiye Lisansüstü Çalışmalar Kongresi, 2023
Şeytan ve şeytani temsiller çoğu dinde mevcuttur. Şeytan ve şeytani imge düşüncesi, bireysel ola... more Şeytan ve şeytani temsiller çoğu dinde mevcuttur. Şeytan ve şeytani imge düşüncesi, bireysel olarak insanların algılarının yanı sıra Güney Kore kültürünü ve toplum yaşayışını da şekillendirmiştir. Sinema korku türünde filmlerde Şeytanı kullanmış ve seyirciye farklı şekillerde yansıtmıştır.
Dinler Tarihi Lisansüstü Sempozyumu 1, 2023
Asoscongress The 6th International Symposium on Religious Sciences , Apr 17, 2019
1st International Media, Digital Culture and Religion Congress, 2024
Since its emergence in the early modern period, socio-political developments in the world have le... more Since its emergence in the early modern period, socio-political developments in the world have led to an increase in the effectiveness of counter-theological perspectives on religions and cultures with the influence of printed and visual media. The influence and traces of the perspectives of different religious traditions on a particular religion can be seen even in regions where there is no serious historical and religious interaction. Especially in Japan, approaches to Islam that have a theological or religious character can be evaluated within the framework of a type of influence that emerged in the West with the modern period and whose roots go back to Christian religious traditions. Considering the religious history of Islam in Japan, the multicultural and religious pluralist structure of the country does not make it possible for the existence of any religion to have a negative image. However, in the historical process, the regional political-conjunctural view triggered an instrumental view of Islam and remained effective until the modern period. With the modern period, Islam found a field of activity on the social-religious ground and could be evaluated as a different-positive religious value for Japanese society. The same period also brought along a negative-cultural view of other religions in popular western culture. In this sense, it can be said that the possibility of Islamophobia in Japan today and the grounds for discussions around it continue in this context. It is expected that our study will contribute to the field and prepare the ground for new studies.