Uygar Özdemir | Ataturk University (original) (raw)

Uygar Özdemir

Supervisors: Dr.Öğr.Üyesi Gülten GÜLTEPE

less

Uploads

Papers by Uygar Özdemir

Research paper thumbnail of Çarkıfelek İkonografisinde Yılan Motifinin İhtiva Ettiği Doğum Ve Ölüm Döngüsünün Dişiliği Üstüne / Cumhuriyet 6.Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi Tam Metin

Çarkıfelek İkonografisinde Yılan Motifinin İhtiva Ettiği Doğum Ve Ölüm Döngüsünün Dişiliği Üstüne, 2022

Türk Sanatında sıklıkla başvurulan önemli süslemelerden biri olan Çarkıfelek motifi, Orta Asya me... more Türk Sanatında sıklıkla başvurulan önemli süslemelerden biri olan Çarkıfelek motifi, Orta Asya
mezar buluntularından Anadolu coğrafyasına kadar her yere yayılmış ve kendine pek çok
kullanım alanı bulmuştur. Cami kubbelerinden, dış cephe süslemelerine, mezar taşlarından
minyatürlere ve hatta şaman davullarına kadar kendini gösteren bu sembol farklı araştırmacılar
tarafından çok çeşitli yorumlara tabii tutulmuştur. Bizse bu çalışmamızda Çarkıfelek simgesini
kendisini çevreleyen yılan/ejder-evren motifi ile beraber ele alacağız. Kolektif bilinçte yer alan
yılan simgesinin içerdiği dönüşüm, yenilenme başlıklarının anaerkil dönemle paralelliğini
gerek Türk gerek dünya mitlerinden alıntılarla destekleyeceğiz. Tasvirlerde evrenin dişiliğini
arayarak, bilhassa doğum/ölüm, mevsim, menstruasyon gibi döngülere odaklanarak toprak ana
kültü ile kozmolojik manada su ikonografisini ve bütün bu inançların çarkıfelekle bağlantısını
keşfetmeye çalışacağız. İnsanoğlunun savaştığı en büyük canavar olan ölümü sonsuzluk
masallarıyla nasıl alt ettiklerini ve bu sonsuzluğu da doğada ve doğumda bulduklarını
göreceğiz. Bu bağlamda Çarkıfelek simgesinin su ve yılanla ilişkili olduğunu ve bu ilişkinin de
dişiliği sembolize ettiği sonucuna varmayı hedefliyoruz.
Çalışmada ele aldığımız Çarkıfelek ikonunu mitlerden yola çıkarak tanımlamaya çalışırken
aslında asıl hedefimiz bilincimizde nasıl bir doğa tahayyül ediyoruz ya da dünyaya ne
şekillerde, hangi şemalarla bakıyoruz sorusuna cevap aramak olacak. Bilişsel devrimden bu
yana insanlar topluluk halinde yaşamanın yolunu, inanabilecekleri ortak bir hikâye oluşturarak
bulmuşlardır ve araştırmamızın amacı bu hikâyeyi Çarkıfelek simgesi temelinde yeniden
yorumlamaktır.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Kayıp Rıhtım için Köşe Yazısı - Türk Kültüründe İsim Koyma Ritüellerinin Çoksatar Fantastik Romanlardaki Tezahürleri

İnsanın temel ihtiyaçlarının ardından gelen ilk sorunu muhtemelen adını beğenmemesidir. "Benim ad... more İnsanın temel ihtiyaçlarının ardından gelen ilk sorunu muhtemelen adını beğenmemesidir. "Benim adımı neden … koydunuz?" sualini ya da "İsmimi hiç sevmiyorum!" cümlesini kendimden ve çevremden o kadar fazla duydum ki neredeyse çocukluğuma dair ilk önemli sorunum diyebilirim. "İnsanın adı onunla en az ilgili olan yanıdır."[1] diyen Atılgan ile "Herkesin adı önemlidir, isimler insanın kimliğidir ve kimliği tercüme edemezsiniz."[2] diyen Izaguirre"nin ortasında bir yerde olan "ad" ile ilgili düşüncelerimi özellikle Le Guin"in yazdığı Yerdeniz Büyücüsü değiştirdi ve isimleri özel bir yere koydu benim için. Fakat bir de Yerdeniz"in üzerine Türk Mitolojisi kitapları geldi ki bu ad koyma ritüellerini fazla fazla önemsemeye başladım. Benim bu önemseme yolculuğumu şimdi epey kısa bir biçimde, sizi sıkmadan ele almaya çalışacağım.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Kayıp Rıhtım için Köşe Yazısı - Simülakrlar ve Simülasyon Çerçevesinde Günümüz Youtube Camiası

Youtube videoları televizyonun yerini alalı çok vakit geçmedi. Öyle ki ilk başta ana akım medyaya... more Youtube videoları televizyonun yerini alalı çok vakit geçmedi. Öyle ki ilk başta ana akım medyaya alternatif oluşturması sebebiyle kendilerini göklere çıkarmaktan geri durmadık. Çünkü televizyonun meselelere hep aynı açılardan, gerçekleri yamultarak ve yanlı yorumlar yaparak yaklaştığını çok defa gördük. Bundandır ki Youtube bizim için adeta bir devrimdi: Hemen herkes kendi düşüncesini açıkça belirtme özgürlüğüne sahipti. Muhalifliği, azınlık olması ya da cinsel yönelimi fark etmeksizin herkes bir biçimde kendini gösterebiliyordu.
Velhasıl alternatif akım medya değil Youtube, artık bir toplum hastalığı haline geldi. Bu yüzden Jean Baudrillard"ın Simülakrlar ve Simülasyon eseri çerçevesinde, televizyon ve Youtube karşılaştırması yapacağız.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Kayıp Rıhtım için Köşe Yazısı - Distopyaların Gerçekliği Üzerine Kısa Bir Deneme

Distopya kelimesi ilk defa İngiliz John Stuart Mill tarafından 19. yüzyılın başında kullanıldı. K... more Distopya kelimesi ilk defa İngiliz John Stuart Mill tarafından 19. yüzyılın başında kullanıldı. Kendisi devlet memuru ve filozoftu. Yalnız kelime kökeni bu yıllarda çıksa da ilk distopik öğeler mitoloji ile baş gösterdi. Uranus yeni doğan çocuklarının hepsini eşi ve annesi Gaia’nın karnına geri iterek yeni gelen potansiyel “baş tanrılar”ın doğmasına izin vermedi. Buna sinirlenen Gaia ise türlü hilelere başvurarak oğlu Kronos’a eşinin hayalarını kestirdi. George Orwell’ın da 1984’teki “… Kimse devrimi korumak için diktatörlük kurmaz; diktatörlük kurmak için devrim yapar.” sözüne paralel olarak Kronos da kendi çocuklarını yedi. Saltanatın yahut kötülüğün isim değiştirdiğini görüyoruz bu gibi örneklerde, ama asla yok olmuyor. Aynı enerjinin korunum yasası gibi, hep vardı. Hep el değiştiriyor. Bu dosyada savaşların, yaşamın içindeki distopyaların sanatçıyı nasıl etkilediğini, sanata yansımalarını çok kısa bir biçimde inceleyeceğiz.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Çarkıfelek İkonografisinde Yılan Motifinin İhtiva Ettiği Doğum Ve Ölüm Döngüsünün Dişiliği Üstüne / Cumhuriyet 6.Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi Tam Metin

Çarkıfelek İkonografisinde Yılan Motifinin İhtiva Ettiği Doğum Ve Ölüm Döngüsünün Dişiliği Üstüne, 2022

Türk Sanatında sıklıkla başvurulan önemli süslemelerden biri olan Çarkıfelek motifi, Orta Asya me... more Türk Sanatında sıklıkla başvurulan önemli süslemelerden biri olan Çarkıfelek motifi, Orta Asya
mezar buluntularından Anadolu coğrafyasına kadar her yere yayılmış ve kendine pek çok
kullanım alanı bulmuştur. Cami kubbelerinden, dış cephe süslemelerine, mezar taşlarından
minyatürlere ve hatta şaman davullarına kadar kendini gösteren bu sembol farklı araştırmacılar
tarafından çok çeşitli yorumlara tabii tutulmuştur. Bizse bu çalışmamızda Çarkıfelek simgesini
kendisini çevreleyen yılan/ejder-evren motifi ile beraber ele alacağız. Kolektif bilinçte yer alan
yılan simgesinin içerdiği dönüşüm, yenilenme başlıklarının anaerkil dönemle paralelliğini
gerek Türk gerek dünya mitlerinden alıntılarla destekleyeceğiz. Tasvirlerde evrenin dişiliğini
arayarak, bilhassa doğum/ölüm, mevsim, menstruasyon gibi döngülere odaklanarak toprak ana
kültü ile kozmolojik manada su ikonografisini ve bütün bu inançların çarkıfelekle bağlantısını
keşfetmeye çalışacağız. İnsanoğlunun savaştığı en büyük canavar olan ölümü sonsuzluk
masallarıyla nasıl alt ettiklerini ve bu sonsuzluğu da doğada ve doğumda bulduklarını
göreceğiz. Bu bağlamda Çarkıfelek simgesinin su ve yılanla ilişkili olduğunu ve bu ilişkinin de
dişiliği sembolize ettiği sonucuna varmayı hedefliyoruz.
Çalışmada ele aldığımız Çarkıfelek ikonunu mitlerden yola çıkarak tanımlamaya çalışırken
aslında asıl hedefimiz bilincimizde nasıl bir doğa tahayyül ediyoruz ya da dünyaya ne
şekillerde, hangi şemalarla bakıyoruz sorusuna cevap aramak olacak. Bilişsel devrimden bu
yana insanlar topluluk halinde yaşamanın yolunu, inanabilecekleri ortak bir hikâye oluşturarak
bulmuşlardır ve araştırmamızın amacı bu hikâyeyi Çarkıfelek simgesi temelinde yeniden
yorumlamaktır.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Kayıp Rıhtım için Köşe Yazısı - Türk Kültüründe İsim Koyma Ritüellerinin Çoksatar Fantastik Romanlardaki Tezahürleri

İnsanın temel ihtiyaçlarının ardından gelen ilk sorunu muhtemelen adını beğenmemesidir. "Benim ad... more İnsanın temel ihtiyaçlarının ardından gelen ilk sorunu muhtemelen adını beğenmemesidir. "Benim adımı neden … koydunuz?" sualini ya da "İsmimi hiç sevmiyorum!" cümlesini kendimden ve çevremden o kadar fazla duydum ki neredeyse çocukluğuma dair ilk önemli sorunum diyebilirim. "İnsanın adı onunla en az ilgili olan yanıdır."[1] diyen Atılgan ile "Herkesin adı önemlidir, isimler insanın kimliğidir ve kimliği tercüme edemezsiniz."[2] diyen Izaguirre"nin ortasında bir yerde olan "ad" ile ilgili düşüncelerimi özellikle Le Guin"in yazdığı Yerdeniz Büyücüsü değiştirdi ve isimleri özel bir yere koydu benim için. Fakat bir de Yerdeniz"in üzerine Türk Mitolojisi kitapları geldi ki bu ad koyma ritüellerini fazla fazla önemsemeye başladım. Benim bu önemseme yolculuğumu şimdi epey kısa bir biçimde, sizi sıkmadan ele almaya çalışacağım.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Kayıp Rıhtım için Köşe Yazısı - Simülakrlar ve Simülasyon Çerçevesinde Günümüz Youtube Camiası

Youtube videoları televizyonun yerini alalı çok vakit geçmedi. Öyle ki ilk başta ana akım medyaya... more Youtube videoları televizyonun yerini alalı çok vakit geçmedi. Öyle ki ilk başta ana akım medyaya alternatif oluşturması sebebiyle kendilerini göklere çıkarmaktan geri durmadık. Çünkü televizyonun meselelere hep aynı açılardan, gerçekleri yamultarak ve yanlı yorumlar yaparak yaklaştığını çok defa gördük. Bundandır ki Youtube bizim için adeta bir devrimdi: Hemen herkes kendi düşüncesini açıkça belirtme özgürlüğüne sahipti. Muhalifliği, azınlık olması ya da cinsel yönelimi fark etmeksizin herkes bir biçimde kendini gösterebiliyordu.
Velhasıl alternatif akım medya değil Youtube, artık bir toplum hastalığı haline geldi. Bu yüzden Jean Baudrillard"ın Simülakrlar ve Simülasyon eseri çerçevesinde, televizyon ve Youtube karşılaştırması yapacağız.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Kayıp Rıhtım için Köşe Yazısı - Distopyaların Gerçekliği Üzerine Kısa Bir Deneme

Distopya kelimesi ilk defa İngiliz John Stuart Mill tarafından 19. yüzyılın başında kullanıldı. K... more Distopya kelimesi ilk defa İngiliz John Stuart Mill tarafından 19. yüzyılın başında kullanıldı. Kendisi devlet memuru ve filozoftu. Yalnız kelime kökeni bu yıllarda çıksa da ilk distopik öğeler mitoloji ile baş gösterdi. Uranus yeni doğan çocuklarının hepsini eşi ve annesi Gaia’nın karnına geri iterek yeni gelen potansiyel “baş tanrılar”ın doğmasına izin vermedi. Buna sinirlenen Gaia ise türlü hilelere başvurarak oğlu Kronos’a eşinin hayalarını kestirdi. George Orwell’ın da 1984’teki “… Kimse devrimi korumak için diktatörlük kurmaz; diktatörlük kurmak için devrim yapar.” sözüne paralel olarak Kronos da kendi çocuklarını yedi. Saltanatın yahut kötülüğün isim değiştirdiğini görüyoruz bu gibi örneklerde, ama asla yok olmuyor. Aynı enerjinin korunum yasası gibi, hep vardı. Hep el değiştiriyor. Bu dosyada savaşların, yaşamın içindeki distopyaların sanatçıyı nasıl etkilediğini, sanata yansımalarını çok kısa bir biçimde inceleyeceğiz.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Log In