Ahmet DOĞAN | Ankara Yildirim Beyazit University (original) (raw)

Papers by Ahmet DOĞAN

Research paper thumbnail of Yalı Ağası Osman Ağa ve Yalı Ağalığı Makamı Hakkında Bazı Tespitler

Research paper thumbnail of Bahçesaray Para Vakıfları Üzerine Tespitler

Research paper thumbnail of SAFEVİ DEVLETİ’NİN KURUMSALLAŞMA DÖNEMİNDE SAFEVİ ŞAHLARININ SEYYİDLERLE İLİŞKİLERİ

SAFEVİ DEVLETİ’NİN KURUMSALLAŞMA DÖNEMİNDE SAFEVİ ŞAHLARININ SEYYİDLERLE İLİŞKİLERİ, 2023

SAFEVİ DEVLETİ'NİN KURUMSALLAŞMA DÖNEMİNDE SAFEVİ ŞAHLARININ SEYYİDLERLE İLİŞKİLERİ Öz: Seyyidler... more SAFEVİ DEVLETİ'NİN KURUMSALLAŞMA DÖNEMİNDE SAFEVİ ŞAHLARININ SEYYİDLERLE İLİŞKİLERİ Öz: Seyyidler, Hz. Muhammed soyuna mensubiyetleri nedeniyle Müslümanlar arasında hürmet duyulan kimselerdir. Bazı devletler ise Seyyidlerin bu konumundan istifade etmek için onlarla yakın ilişki kurmuşlar ve bu sayede onların gücünden istifade ederek meşruiyetlerini güçlendirmişlerdir. Bu devletlerden bir tanesi de İran Coğrafyasında egemenlik kuran Safevilerdir. Kızılbaş konargöçer kabileler tarafından kurulan Safevi Devleti'nin kuruluş döneminde yeterli miktarda din adamı yoktu. Bu nedenle devlet yöneticileri bu ihtiyacı ilk önce bölgede bulunan Seyyid ulemâlarla akabinde ise komşu coğrafyalardaki Şiî Seyyid ulemaları İran'a davet ederek gidermeye çalışmışlardır. Bu nedenle kısa süre içerisinde önemli miktarda Şiî ve Seyyid nüfus bölgeye göç etmiştir. Devletin kurucusu olan Şah I. İsmail'in Şiîliği resmi mezhep olarak ilan etmesiyle birlikte bölgede dengeler değişmeye başlamış, Sünni nüfus azalırken Şiî nüfus hızla artmaya başlamıştır. Özellikle Sünni inanca sahip Osmanlı Devleti ve Özbek Hanedanlığı ile yapılan mücadele içerde Safevi şahlarının Şiîlere ve özellikle de Şiî Seyyid ulemaya daha sıkı sarılmasına neden olmuştur. Çünkü Şiî Seyyid ulemaya verilen her türlü destek şahların ve devletin meşruiyetinin sağlanmasında önemli bir işlev görmüştür. Bu nedenden dolayı da Şah I. İsmail, Şah I. Tahmasb ve Şah Muhammed Hudâbende zamanında önemli dini ve idari makamlara Şiî Seyyid ulemâ atanmış, Şiî Seyyidler her bakımdan desteklenmiştir. Safevi Devleti'nin en önemli şerri', kazaî-hukukî makamları olan Sadâret, Şeyhülislâm, Kaziü'l-Kuzzât, Kadı ve Mollabaşılık gibi makamlar Şiî Seyyid zümrelerin uhdesine verilmiştir. Şiî Seyyid ulemaya destek vermeyen Şah II. İsmail gibi hükümdarların ise hükümranlığı kısa sürmüştür. Seyyidlik, Safevi hanedanının meşruiyetinin güçlenmesini kolaylaştırdığı gibi İran Coğrafyasında Şiîliğin resmi mezhep olarak yayılmasını ve İran milli kimliğin ortaya çıkmasına da

Research paper thumbnail of Gerây Hânedanına Mensup Bir Kadın Sultan: Kaya Sultân ve Muhallefâtı (A Woman Sultan Belonging to the Gerây Dynasty: Kaya Sultan and his Inheritance)

Benzerlik / Similarity: %14 Öz Kırım Yarımadası İlk Çağlardan itibaren Türk topluluklara ev sahip... more Benzerlik / Similarity: %14 Öz Kırım Yarımadası İlk Çağlardan itibaren Türk topluluklara ev sahipliği yapmış olan bir coğrafyadır. Bu coğrafyada kurulmuş en önemli devletlerden biri Kırım Hanlığıdır. Hacı Gerây tarafından kurulan hanlık, 1475 yılında Osmanlı Devleti egemenliğine girmiş ve bu tarihten 1774 yılına kadarda Osmanlı tarafından nasb olunan hanlar tarafından yönetilmiştir. Bu süre zarfı içerisindeki en önemli hanlardan biri de I. Selim Gerây Han'dır. Selim Gerây gibi evlatları da Kırımlılar tarafından çok sevilmişlerdir. Oğulları, hanlık ve Kalgay sultânlık makamlarına getirilmiştir. Kızlarından biri olan Kaya Sultân da Kırımlılar tarafından sevilen ve itibar edilen biri olmuştur. Kaya Sultan, I. Selim Geray Han'ın kızı olması hasebiyle sultan olarak anılmış olmakla birlikte aynı zamanda hanın kız kardeşi olması nedeniyle de hanikedir. Kaya Sultan da birçok han kızı gibi Karaçi beyleriyle evlendirilmiştir. Kocası, Karaçi beylerinin en güçlüsü ve zenginlerinden biri olan Şirin sülalesine mensup Seferşah Mirza'dır. Annesi ise Gülendam Bikeç'tir. Kaya Sultan vefat ettiğinde sadece Bahadırşah Mirza adında bir oğlu vardı. Kaya Sultan, döneminin en güçlü kadınlarından biridir. Bu çalışmada, onun vefâtından sonra geride bıraktığı muhallefâtı incelenerek 18. yüzyılda bölgede yaşayan kadınların mal varlıkları ve sahip oldukları haklar değerlendirilecektir. Bu çalışmayla birlikte; Kırım tarihi, Kırım'da kadınların yönetimdeki etkisi ve sahip oldukları ekonomik ve yönetsel haklar irdelenerek tarih çalışmalarına katkı sağlanmış olunacaktır.

Research paper thumbnail of Kırım Hanlığı'nda Kadı'nın Teftiş Görevi

KIRIM HANLIĞI'NDA KADI'NIN TEFTİŞ GÖREVİ Öz Tarih boyunca hem kamu hem de özel sektör yöneticiler... more KIRIM HANLIĞI'NDA KADI'NIN TEFTİŞ GÖREVİ Öz Tarih boyunca hem kamu hem de özel sektör yöneticileri yapılan işi kontrol etmek ve doğruya ulaşmak için teftiş faaliyetinde bulunmuştur. Teftiş faaliyetinde bulunan kurumlar arasında en önemlilerinden biri de devletlerdir. Bu devletlerden biri de Kırım Yarımadasında kurulan Kırım Hanlığı'dır. Hanlık yöneticileri ülkede adaleti sağlamak ve doğru bilgiye ulaşmak için teftişi aktif bir şekilde kullanmışlardır. Ülkede teftişin en etkili şekilde kullanıldığı yer ise kadılıklardır. Devlet yöneticileri ülkenin her kazâsında bulunan kadılar vasıtasıyla en ücra noktalara kadar teftiş faaliyetinde bulunmuşlardır. Nitekim kadılar tarafından tutulan kadıasker defterleri incelendiğinde kadı'nın bilinen görevlerinin yanında muhallefât, katl, vakıf, eğitim-öğretim, çarşı ve bedel-i hâc gibi konularda teftiş yetkisinin olduğu görülmektedir. Bu çalışmayla kadıların kadıasker defterlerine yansıyan teftişle alakalı yetkileri irdelenmiştir. Çalışma, Türkiye'de bulunan Kırım Hanlığı Kadıasker Defterleri ile sınırlıdır. Belirlenen defterlerden kadı ile alakalı hüküm ihtiva edenler transkrip edilmiştir. Elde edilen transkripsiyon ve Kırım Kadıasker Defterleri ile ilgili yapılan lisansüstü çalışmalar birleştirilmiş ve içerik analizi yöntemi ile yorumlanmıştır. Bu bağlamda kadıların miras hukukunda, ölüm davalarında, tüketici haklarının korunmasında, eğitimöğretim ve kütüphanede bulunan kitapların tetkikinde ve vakıfların teftişinde önemli bir rolünün olduğu ortaya konmuştur. Çalışma, devletin ülkede düzeni ve adaleti sağlama konusunda ne gibi tedbirler aldığını göstermesi bakımından mühimdir. Çalışma, kadıların teftiş yetkisini müstakil olarak ele alan ilk örnektir. Ayrıca bu çalışmayla birlikte ortaya çıkan verilerin teftiş konusunu çalışan araştırmacılara katkı sağlayacak olması önemlidir.

Research paper thumbnail of İslâm Hukukunda Nikah Akdinin Uygulanması:Kırım Hanlıgı Örneği(17. ve 18. Yüzyıl)

Ahmet DOĞAN, 2023

Bu çalışma İslâm hukukunda yer alan nikâh kavramının Kırım Hanlığı Kadıasker Defterlerindeki uygu... more Bu çalışma İslâm hukukunda yer alan nikâh kavramının Kırım Hanlığı Kadıasker Defterlerindeki
uygulanmasını kapsamaktadır. Çalışmada nikâhın İslâm hukukundaki önemi üzerinde durularak Kırım
toplumunda uygulanması İslâm hukuku bakımından incelenmiştir. Çalışmanın amacı İslam hukukunun Kırım
toplumu üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Çalışmada konu bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilerek yeni bir
yorum katılmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda bazı konular çalışmanın sınırları içinde tartışılmıştır. Bu kapsamda
Kırım aile yapısı ve nikâhın uygulanışı hakkında bazı tespitler yapılmıştır. Buna göre de Kırım toplumunda
egemen din İslâm’dır. Nikâh ise İslâmi kurallara göre kıyılmaktadır. Nikâh için öncelikle çiftler arasında karşılıklı
rızanın bulunması gerekmektedir. Kadın ve erkek arasında karşılıklı rızadan sonra ise kızın ailesinden izin
alınmaktadır. Aile büyüklerinden izin alma âdeti hem İslâm hukukunun hem de bozkır töresinin Kırım’daki bir
yansımasıdır. Nikâhın en önemli şartlarından biri ise mihrdir. İslâm hukukunda olduğu gibi Kırım toplumunda da
nikâh öncesinde mutlaka mihr miktarı belirlenir ve ne şekilde ne zaman ödeneceği şahitlerin huzurunda belirtilirdi.
İslâm hukukunda olduğu gibi Kırım’da da standart bir mihr miktarı bulunmayıp kadının ve erkeğin toplum içindeki
statüsüne göre mihr belirlenmiştir. Kırım’da ve İslâm hukukunda nikâhın din adamının ya da resmi bir görevlinin
huzurunda yapılma zorunluluğu bulunmamaktadır. Bazı nikâhlar cami imamının huzurunda bazıları ise kadı ya da
temsilcisi huzurunda kıyılmış, bunların çok az bir kısmı kadıasker defterlerine kaydedilmiştir. Fakat nikâhın
kıyılabilmesi için İslâm hukukunda belirtilen evlenme engellerinin bulunmaması ve karşılıklı rıza, veli onayı, mihr
ve şahitlerin bulunması gibi asgari şartların sağlanması gerekmektedir. Yine bölgede çok sayıda kölenin bulunması
köle ile yapılan evlilikleri de meydana getirmiştir. Bu bağlamda köle ile yapılan nikâhlarda da İslâmi kaideler
uygulanmış, köle önce âzad edilmiş akabinde belli bir mihr karşılığında nikâh kıyılmıştır. İslâmi kurallara uygun
şekilde meydana getirilen nikâhla kurulan aile, toplumun sağlam temeller üzerinde oturmasında önemli bir etkiye
sahip olmuştur. Çeşitli sebeplerle evliliklerin sonlandırılması gerektiği zaman da yine İslâm hukuku devreye
girmiştir. Erkek istediği zaman ve mekânda karısını boşama hakkına sahipken kadının kocasından boşanması
ancak hâkim makamın huzurunda belli şartlarla mümkündür. Erkek, karısını talâk ile boşaması halinde genellikle
mihrini ve iddet nafakasını ödemiştir. Erkeğin karısını boşaması ile birlikte kadın genellikle mahkemeye
başvurarak kocasının kendisini boşadığını ve bu nedenle mahkemece de boşanmanın onaylanmasını talep etmiştir.
Talâk haricindeki boşanmalarda ise kadın genellikle mihr ve iddet nafakasından feragat etmiştir. Çalışmada,
boşanma talebinden kaynaklı kadına karşı şiddet olayına rastlanmamıştır. Fakat boşanma sebepleri arasında kadına
karşı uygulanan şiddet vardır. Çalışmada elde edilen bulgular bir bütün olarak değerlendirildiğinde Kırım’da İslâm
hukukunun sıkı bir şekilde takip edildiği, bölgenin geçmişinde Türklük ve İslâmiyet’in etkili olduğu
görülmektedir.

Research paper thumbnail of Genel Türk Tarihinin Kaynaklarından Süreli Yayınlara Bir Örnek: Kırım Mecmuası

Journal of History and Future

Genel Türk Tarihi'nin birinci el ve ikinci el kaynaklarının yanında bu kaynakları içinde barındır... more Genel Türk Tarihi'nin birinci el ve ikinci el kaynaklarının yanında bu kaynakları içinde barındıran süreli yayınlardan çıkan birçok dergi yer almaktadır. Ö� zellikle yaklaşık son asrı kapsayan bu dergilerin birçoğu bu alana önemli katkılar yapmıştır. Türk Yurdu, Türkiyat Mecmuası, İ� stanbul Ü� niversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, Türk Kültürü, Bilig, Belleten ilk göze çarpan dergilerdendir. Bunların yanında yayınlandığı dönemlerde Türk tarihine büyük hizmetler vermiş fakat kısa süre sonra yayın hayatından çekilmiş dergilerde bulunmaktadır. Bunlardan biriside 2 Mayıs 1918 ile 15 Mayıs 1919 tarihleri arasında yirmi üç sayı olarak neşredilen, Kırım ve Türk dünyasıyla alakalı ilmı� , edebı� , dinı� , ictimaı� ve tarihı� mevzuları işleyen, Kırım'la ilgili her türlü olayı Türk dünyasına ve Avrupa'ya hemen duyurmaya çalışan Kırım Mecmuası'dır. Bu dergi Kırım Ahali Cumhuriyeti'nin Bolşevikler tarafından ortadan kaldırılmasından sonra İ� stanbul'da Kırım'ın bağımsızlığını savunan bir dergidir. Dergide yer alan ve genel Türk tarihi alanında birinci el kaynak özelliği taşıyan birçok görsel, harita vb. önemli bir kaynak hazinesidir. Bugün Kırım'ın tekrar Rusya tarafından ilhakının gündemde olduğu bir zamanda bu derginin gündeme getirilmesinin ve tanıtılmasının önemli olduğu da düşünülmektedir. Çalışmada, bu derginin yayınlanmasına sebep olan olaylar silsilesine, bu

Research paper thumbnail of 20. Yüzyılda Türkiye-Türk Dünyası İlişkileri 15. Bölüm Türkiye Kırım İlişkileri Editörler: Cihat YILDIRIM Fatih TUĞLUOĞLU

Research paper thumbnail of Kırım Mecmuasında Türkçülük algısı.pdf

Çalışmamızda ana kaynak olarak da Kırım Mecmuası kullanılmıştır. Mecmuada Türkçülük algısının kuv... more Çalışmamızda ana kaynak olarak da Kırım Mecmuası kullanılmıştır. Mecmuada Türkçülük algısının kuvvetli bir şekilde vurgulandığı Türklük-Tatarlık-Lisan ve Din konularını içeren makaleler tasnif yöntemi ile günümüz Türkçesine çevrilmiştir. Mecmuada yer alan bu makaleler incelendiği zaman Kırımlıların kendilerini Türk olarak gördükleri, Ruslar ve bazı Kırımlı aydınlar tarafından meydana getirilmek istenen Tatarlık fikrine karşı çıktıkları, kendilerine Tatar denilmesini istemedikleri, Tatarlığın bir aldatmaca olduğu, boy milliyetçiğinin teşvik edilerek Türklerin zayıf düşürülmek istendiği sonuçlarına varılmış, bunlar çalışmada kanıtları ile beraber ortaya konulmaya çalışılmıştır. Ayrıca Mecmua’da Türk milliyetçiliğinin kaçınılmaz bir gerçek olduğu ifade edilerek, Türk Dünyasının birlikteliğinin önemi üzerinde de durulmuş ve bunun her alanda olduğu gibi İsmail Bey Gaspıralı’nın ‘Dilde, fikirde, işte birlik’ fikrine sıkı sıkıya bağlı kalınmasıyla gerçekleştirilebileceği ifade edilmiştir. Şüphesiz Kırım Mecmuası gibi Kırım’ın ve Kırımlıların Türk olduğunu ispat etmeye çalışan neşriyatların önemi Rusya’nın 16 Mart 2014 tarihinde bölgeyi ilhak etmesiyle daha fazla önem kazanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Kırım, Kırım Mecmuası, Türkçülük, İsmail Bey Gaspıralı

Research paper thumbnail of Bazı Matbuat Örneklerine Göre Kırım'da Türklük Tatarlık Tartışmaları

Research paper thumbnail of Bazi Matbuaat Orneklerine Gore Kirimda Turkluk Tatarlik Tartismasi

Research paper thumbnail of Gaspıralı İsmail ve Kırım Ahali Cumhuriyeti.pdf

Research paper thumbnail of Genel Türk Tarihinin Kaynaklarından Süreli Yayınlara Bir Örnek: Kırım Mecmuası

ÖZET Genel Türk Tarihi'nin birinci el ve ikinci el kaynaklarının yanında bu kaynakları içinde bar... more ÖZET Genel Türk Tarihi'nin birinci el ve ikinci el kaynaklarının yanında bu kaynakları içinde barındıran süreli yayınlardan çıkan birçok dergi yer almaktadır. Ö� zellikle yaklaşık son asrı kapsayan bu dergilerin birçoğu bu alana önemli katkılar yapmıştır. Türk Yurdu, Türkiyat Mecmuası, İ� stanbul Ü� niversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, Türk Kültürü, Bilig, Belleten ilk göze çarpan dergilerdendir. Bunların yanında yayınlandığı dönemlerde Türk tarihine büyük hizmetler vermiş fakat kısa süre sonra yayın hayatından çekilmiş dergilerde bulunmaktadır. Bunlardan biriside 2 Mayıs 1918 ile 15 Mayıs 1919 tarihleri arasında yirmi üç sayı olarak neşredilen, Kırım ve Türk dünyasıyla alakalı ilmı� , edebı� , dinı� , ictimaı� ve tarihı� mevzuları işleyen, Kırım'la ilgili her türlü olayı Türk dünyasına ve Avrupa'ya hemen duyurmaya çalışan Kırım Mecmuası'dır. Bu dergi Kırım Ahali Cumhuriyeti'nin Bolşevikler tarafından ortadan kaldırılmasından sonra İ� stanbul'da Kırım'ın bağımsızlığını savunan bir dergidir. Dergide yer alan ve genel Türk tarihi alanında birinci el kaynak özelliği taşıyan birçok görsel, harita vb. önemli bir kaynak hazinesidir. Bugün Kırım'ın tekrar Rusya tarafından ilhakının gündemde olduğu bir zamanda bu derginin gündeme getirilmesinin ve tanıtılmasının önemli olduğu da düşünülmektedir. Çalışmada, bu derginin yayınlanmasına sebep olan olaylar silsilesine, bu

Research paper thumbnail of Yalı Ağası Osman Ağa ve Yalı Ağalığı Makamı Hakkında Bazı Tespitler

Research paper thumbnail of Bahçesaray Para Vakıfları Üzerine Tespitler

Research paper thumbnail of SAFEVİ DEVLETİ’NİN KURUMSALLAŞMA DÖNEMİNDE SAFEVİ ŞAHLARININ SEYYİDLERLE İLİŞKİLERİ

SAFEVİ DEVLETİ’NİN KURUMSALLAŞMA DÖNEMİNDE SAFEVİ ŞAHLARININ SEYYİDLERLE İLİŞKİLERİ, 2023

SAFEVİ DEVLETİ'NİN KURUMSALLAŞMA DÖNEMİNDE SAFEVİ ŞAHLARININ SEYYİDLERLE İLİŞKİLERİ Öz: Seyyidler... more SAFEVİ DEVLETİ'NİN KURUMSALLAŞMA DÖNEMİNDE SAFEVİ ŞAHLARININ SEYYİDLERLE İLİŞKİLERİ Öz: Seyyidler, Hz. Muhammed soyuna mensubiyetleri nedeniyle Müslümanlar arasında hürmet duyulan kimselerdir. Bazı devletler ise Seyyidlerin bu konumundan istifade etmek için onlarla yakın ilişki kurmuşlar ve bu sayede onların gücünden istifade ederek meşruiyetlerini güçlendirmişlerdir. Bu devletlerden bir tanesi de İran Coğrafyasında egemenlik kuran Safevilerdir. Kızılbaş konargöçer kabileler tarafından kurulan Safevi Devleti'nin kuruluş döneminde yeterli miktarda din adamı yoktu. Bu nedenle devlet yöneticileri bu ihtiyacı ilk önce bölgede bulunan Seyyid ulemâlarla akabinde ise komşu coğrafyalardaki Şiî Seyyid ulemaları İran'a davet ederek gidermeye çalışmışlardır. Bu nedenle kısa süre içerisinde önemli miktarda Şiî ve Seyyid nüfus bölgeye göç etmiştir. Devletin kurucusu olan Şah I. İsmail'in Şiîliği resmi mezhep olarak ilan etmesiyle birlikte bölgede dengeler değişmeye başlamış, Sünni nüfus azalırken Şiî nüfus hızla artmaya başlamıştır. Özellikle Sünni inanca sahip Osmanlı Devleti ve Özbek Hanedanlığı ile yapılan mücadele içerde Safevi şahlarının Şiîlere ve özellikle de Şiî Seyyid ulemaya daha sıkı sarılmasına neden olmuştur. Çünkü Şiî Seyyid ulemaya verilen her türlü destek şahların ve devletin meşruiyetinin sağlanmasında önemli bir işlev görmüştür. Bu nedenden dolayı da Şah I. İsmail, Şah I. Tahmasb ve Şah Muhammed Hudâbende zamanında önemli dini ve idari makamlara Şiî Seyyid ulemâ atanmış, Şiî Seyyidler her bakımdan desteklenmiştir. Safevi Devleti'nin en önemli şerri', kazaî-hukukî makamları olan Sadâret, Şeyhülislâm, Kaziü'l-Kuzzât, Kadı ve Mollabaşılık gibi makamlar Şiî Seyyid zümrelerin uhdesine verilmiştir. Şiî Seyyid ulemaya destek vermeyen Şah II. İsmail gibi hükümdarların ise hükümranlığı kısa sürmüştür. Seyyidlik, Safevi hanedanının meşruiyetinin güçlenmesini kolaylaştırdığı gibi İran Coğrafyasında Şiîliğin resmi mezhep olarak yayılmasını ve İran milli kimliğin ortaya çıkmasına da

Research paper thumbnail of Gerây Hânedanına Mensup Bir Kadın Sultan: Kaya Sultân ve Muhallefâtı (A Woman Sultan Belonging to the Gerây Dynasty: Kaya Sultan and his Inheritance)

Benzerlik / Similarity: %14 Öz Kırım Yarımadası İlk Çağlardan itibaren Türk topluluklara ev sahip... more Benzerlik / Similarity: %14 Öz Kırım Yarımadası İlk Çağlardan itibaren Türk topluluklara ev sahipliği yapmış olan bir coğrafyadır. Bu coğrafyada kurulmuş en önemli devletlerden biri Kırım Hanlığıdır. Hacı Gerây tarafından kurulan hanlık, 1475 yılında Osmanlı Devleti egemenliğine girmiş ve bu tarihten 1774 yılına kadarda Osmanlı tarafından nasb olunan hanlar tarafından yönetilmiştir. Bu süre zarfı içerisindeki en önemli hanlardan biri de I. Selim Gerây Han'dır. Selim Gerây gibi evlatları da Kırımlılar tarafından çok sevilmişlerdir. Oğulları, hanlık ve Kalgay sultânlık makamlarına getirilmiştir. Kızlarından biri olan Kaya Sultân da Kırımlılar tarafından sevilen ve itibar edilen biri olmuştur. Kaya Sultan, I. Selim Geray Han'ın kızı olması hasebiyle sultan olarak anılmış olmakla birlikte aynı zamanda hanın kız kardeşi olması nedeniyle de hanikedir. Kaya Sultan da birçok han kızı gibi Karaçi beyleriyle evlendirilmiştir. Kocası, Karaçi beylerinin en güçlüsü ve zenginlerinden biri olan Şirin sülalesine mensup Seferşah Mirza'dır. Annesi ise Gülendam Bikeç'tir. Kaya Sultan vefat ettiğinde sadece Bahadırşah Mirza adında bir oğlu vardı. Kaya Sultan, döneminin en güçlü kadınlarından biridir. Bu çalışmada, onun vefâtından sonra geride bıraktığı muhallefâtı incelenerek 18. yüzyılda bölgede yaşayan kadınların mal varlıkları ve sahip oldukları haklar değerlendirilecektir. Bu çalışmayla birlikte; Kırım tarihi, Kırım'da kadınların yönetimdeki etkisi ve sahip oldukları ekonomik ve yönetsel haklar irdelenerek tarih çalışmalarına katkı sağlanmış olunacaktır.

Research paper thumbnail of Kırım Hanlığı'nda Kadı'nın Teftiş Görevi

KIRIM HANLIĞI'NDA KADI'NIN TEFTİŞ GÖREVİ Öz Tarih boyunca hem kamu hem de özel sektör yöneticiler... more KIRIM HANLIĞI'NDA KADI'NIN TEFTİŞ GÖREVİ Öz Tarih boyunca hem kamu hem de özel sektör yöneticileri yapılan işi kontrol etmek ve doğruya ulaşmak için teftiş faaliyetinde bulunmuştur. Teftiş faaliyetinde bulunan kurumlar arasında en önemlilerinden biri de devletlerdir. Bu devletlerden biri de Kırım Yarımadasında kurulan Kırım Hanlığı'dır. Hanlık yöneticileri ülkede adaleti sağlamak ve doğru bilgiye ulaşmak için teftişi aktif bir şekilde kullanmışlardır. Ülkede teftişin en etkili şekilde kullanıldığı yer ise kadılıklardır. Devlet yöneticileri ülkenin her kazâsında bulunan kadılar vasıtasıyla en ücra noktalara kadar teftiş faaliyetinde bulunmuşlardır. Nitekim kadılar tarafından tutulan kadıasker defterleri incelendiğinde kadı'nın bilinen görevlerinin yanında muhallefât, katl, vakıf, eğitim-öğretim, çarşı ve bedel-i hâc gibi konularda teftiş yetkisinin olduğu görülmektedir. Bu çalışmayla kadıların kadıasker defterlerine yansıyan teftişle alakalı yetkileri irdelenmiştir. Çalışma, Türkiye'de bulunan Kırım Hanlığı Kadıasker Defterleri ile sınırlıdır. Belirlenen defterlerden kadı ile alakalı hüküm ihtiva edenler transkrip edilmiştir. Elde edilen transkripsiyon ve Kırım Kadıasker Defterleri ile ilgili yapılan lisansüstü çalışmalar birleştirilmiş ve içerik analizi yöntemi ile yorumlanmıştır. Bu bağlamda kadıların miras hukukunda, ölüm davalarında, tüketici haklarının korunmasında, eğitimöğretim ve kütüphanede bulunan kitapların tetkikinde ve vakıfların teftişinde önemli bir rolünün olduğu ortaya konmuştur. Çalışma, devletin ülkede düzeni ve adaleti sağlama konusunda ne gibi tedbirler aldığını göstermesi bakımından mühimdir. Çalışma, kadıların teftiş yetkisini müstakil olarak ele alan ilk örnektir. Ayrıca bu çalışmayla birlikte ortaya çıkan verilerin teftiş konusunu çalışan araştırmacılara katkı sağlayacak olması önemlidir.

Research paper thumbnail of İslâm Hukukunda Nikah Akdinin Uygulanması:Kırım Hanlıgı Örneği(17. ve 18. Yüzyıl)

Ahmet DOĞAN, 2023

Bu çalışma İslâm hukukunda yer alan nikâh kavramının Kırım Hanlığı Kadıasker Defterlerindeki uygu... more Bu çalışma İslâm hukukunda yer alan nikâh kavramının Kırım Hanlığı Kadıasker Defterlerindeki
uygulanmasını kapsamaktadır. Çalışmada nikâhın İslâm hukukundaki önemi üzerinde durularak Kırım
toplumunda uygulanması İslâm hukuku bakımından incelenmiştir. Çalışmanın amacı İslam hukukunun Kırım
toplumu üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Çalışmada konu bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilerek yeni bir
yorum katılmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda bazı konular çalışmanın sınırları içinde tartışılmıştır. Bu kapsamda
Kırım aile yapısı ve nikâhın uygulanışı hakkında bazı tespitler yapılmıştır. Buna göre de Kırım toplumunda
egemen din İslâm’dır. Nikâh ise İslâmi kurallara göre kıyılmaktadır. Nikâh için öncelikle çiftler arasında karşılıklı
rızanın bulunması gerekmektedir. Kadın ve erkek arasında karşılıklı rızadan sonra ise kızın ailesinden izin
alınmaktadır. Aile büyüklerinden izin alma âdeti hem İslâm hukukunun hem de bozkır töresinin Kırım’daki bir
yansımasıdır. Nikâhın en önemli şartlarından biri ise mihrdir. İslâm hukukunda olduğu gibi Kırım toplumunda da
nikâh öncesinde mutlaka mihr miktarı belirlenir ve ne şekilde ne zaman ödeneceği şahitlerin huzurunda belirtilirdi.
İslâm hukukunda olduğu gibi Kırım’da da standart bir mihr miktarı bulunmayıp kadının ve erkeğin toplum içindeki
statüsüne göre mihr belirlenmiştir. Kırım’da ve İslâm hukukunda nikâhın din adamının ya da resmi bir görevlinin
huzurunda yapılma zorunluluğu bulunmamaktadır. Bazı nikâhlar cami imamının huzurunda bazıları ise kadı ya da
temsilcisi huzurunda kıyılmış, bunların çok az bir kısmı kadıasker defterlerine kaydedilmiştir. Fakat nikâhın
kıyılabilmesi için İslâm hukukunda belirtilen evlenme engellerinin bulunmaması ve karşılıklı rıza, veli onayı, mihr
ve şahitlerin bulunması gibi asgari şartların sağlanması gerekmektedir. Yine bölgede çok sayıda kölenin bulunması
köle ile yapılan evlilikleri de meydana getirmiştir. Bu bağlamda köle ile yapılan nikâhlarda da İslâmi kaideler
uygulanmış, köle önce âzad edilmiş akabinde belli bir mihr karşılığında nikâh kıyılmıştır. İslâmi kurallara uygun
şekilde meydana getirilen nikâhla kurulan aile, toplumun sağlam temeller üzerinde oturmasında önemli bir etkiye
sahip olmuştur. Çeşitli sebeplerle evliliklerin sonlandırılması gerektiği zaman da yine İslâm hukuku devreye
girmiştir. Erkek istediği zaman ve mekânda karısını boşama hakkına sahipken kadının kocasından boşanması
ancak hâkim makamın huzurunda belli şartlarla mümkündür. Erkek, karısını talâk ile boşaması halinde genellikle
mihrini ve iddet nafakasını ödemiştir. Erkeğin karısını boşaması ile birlikte kadın genellikle mahkemeye
başvurarak kocasının kendisini boşadığını ve bu nedenle mahkemece de boşanmanın onaylanmasını talep etmiştir.
Talâk haricindeki boşanmalarda ise kadın genellikle mihr ve iddet nafakasından feragat etmiştir. Çalışmada,
boşanma talebinden kaynaklı kadına karşı şiddet olayına rastlanmamıştır. Fakat boşanma sebepleri arasında kadına
karşı uygulanan şiddet vardır. Çalışmada elde edilen bulgular bir bütün olarak değerlendirildiğinde Kırım’da İslâm
hukukunun sıkı bir şekilde takip edildiği, bölgenin geçmişinde Türklük ve İslâmiyet’in etkili olduğu
görülmektedir.

Research paper thumbnail of Genel Türk Tarihinin Kaynaklarından Süreli Yayınlara Bir Örnek: Kırım Mecmuası

Journal of History and Future

Genel Türk Tarihi'nin birinci el ve ikinci el kaynaklarının yanında bu kaynakları içinde barındır... more Genel Türk Tarihi'nin birinci el ve ikinci el kaynaklarının yanında bu kaynakları içinde barındıran süreli yayınlardan çıkan birçok dergi yer almaktadır. Ö� zellikle yaklaşık son asrı kapsayan bu dergilerin birçoğu bu alana önemli katkılar yapmıştır. Türk Yurdu, Türkiyat Mecmuası, İ� stanbul Ü� niversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, Türk Kültürü, Bilig, Belleten ilk göze çarpan dergilerdendir. Bunların yanında yayınlandığı dönemlerde Türk tarihine büyük hizmetler vermiş fakat kısa süre sonra yayın hayatından çekilmiş dergilerde bulunmaktadır. Bunlardan biriside 2 Mayıs 1918 ile 15 Mayıs 1919 tarihleri arasında yirmi üç sayı olarak neşredilen, Kırım ve Türk dünyasıyla alakalı ilmı� , edebı� , dinı� , ictimaı� ve tarihı� mevzuları işleyen, Kırım'la ilgili her türlü olayı Türk dünyasına ve Avrupa'ya hemen duyurmaya çalışan Kırım Mecmuası'dır. Bu dergi Kırım Ahali Cumhuriyeti'nin Bolşevikler tarafından ortadan kaldırılmasından sonra İ� stanbul'da Kırım'ın bağımsızlığını savunan bir dergidir. Dergide yer alan ve genel Türk tarihi alanında birinci el kaynak özelliği taşıyan birçok görsel, harita vb. önemli bir kaynak hazinesidir. Bugün Kırım'ın tekrar Rusya tarafından ilhakının gündemde olduğu bir zamanda bu derginin gündeme getirilmesinin ve tanıtılmasının önemli olduğu da düşünülmektedir. Çalışmada, bu derginin yayınlanmasına sebep olan olaylar silsilesine, bu

Research paper thumbnail of 20. Yüzyılda Türkiye-Türk Dünyası İlişkileri 15. Bölüm Türkiye Kırım İlişkileri Editörler: Cihat YILDIRIM Fatih TUĞLUOĞLU

Research paper thumbnail of Kırım Mecmuasında Türkçülük algısı.pdf

Çalışmamızda ana kaynak olarak da Kırım Mecmuası kullanılmıştır. Mecmuada Türkçülük algısının kuv... more Çalışmamızda ana kaynak olarak da Kırım Mecmuası kullanılmıştır. Mecmuada Türkçülük algısının kuvvetli bir şekilde vurgulandığı Türklük-Tatarlık-Lisan ve Din konularını içeren makaleler tasnif yöntemi ile günümüz Türkçesine çevrilmiştir. Mecmuada yer alan bu makaleler incelendiği zaman Kırımlıların kendilerini Türk olarak gördükleri, Ruslar ve bazı Kırımlı aydınlar tarafından meydana getirilmek istenen Tatarlık fikrine karşı çıktıkları, kendilerine Tatar denilmesini istemedikleri, Tatarlığın bir aldatmaca olduğu, boy milliyetçiğinin teşvik edilerek Türklerin zayıf düşürülmek istendiği sonuçlarına varılmış, bunlar çalışmada kanıtları ile beraber ortaya konulmaya çalışılmıştır. Ayrıca Mecmua’da Türk milliyetçiliğinin kaçınılmaz bir gerçek olduğu ifade edilerek, Türk Dünyasının birlikteliğinin önemi üzerinde de durulmuş ve bunun her alanda olduğu gibi İsmail Bey Gaspıralı’nın ‘Dilde, fikirde, işte birlik’ fikrine sıkı sıkıya bağlı kalınmasıyla gerçekleştirilebileceği ifade edilmiştir. Şüphesiz Kırım Mecmuası gibi Kırım’ın ve Kırımlıların Türk olduğunu ispat etmeye çalışan neşriyatların önemi Rusya’nın 16 Mart 2014 tarihinde bölgeyi ilhak etmesiyle daha fazla önem kazanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Kırım, Kırım Mecmuası, Türkçülük, İsmail Bey Gaspıralı

Research paper thumbnail of Bazı Matbuat Örneklerine Göre Kırım'da Türklük Tatarlık Tartışmaları

Research paper thumbnail of Bazi Matbuaat Orneklerine Gore Kirimda Turkluk Tatarlik Tartismasi

Research paper thumbnail of Gaspıralı İsmail ve Kırım Ahali Cumhuriyeti.pdf

Research paper thumbnail of Genel Türk Tarihinin Kaynaklarından Süreli Yayınlara Bir Örnek: Kırım Mecmuası

ÖZET Genel Türk Tarihi'nin birinci el ve ikinci el kaynaklarının yanında bu kaynakları içinde bar... more ÖZET Genel Türk Tarihi'nin birinci el ve ikinci el kaynaklarının yanında bu kaynakları içinde barındıran süreli yayınlardan çıkan birçok dergi yer almaktadır. Ö� zellikle yaklaşık son asrı kapsayan bu dergilerin birçoğu bu alana önemli katkılar yapmıştır. Türk Yurdu, Türkiyat Mecmuası, İ� stanbul Ü� niversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, Türk Kültürü, Bilig, Belleten ilk göze çarpan dergilerdendir. Bunların yanında yayınlandığı dönemlerde Türk tarihine büyük hizmetler vermiş fakat kısa süre sonra yayın hayatından çekilmiş dergilerde bulunmaktadır. Bunlardan biriside 2 Mayıs 1918 ile 15 Mayıs 1919 tarihleri arasında yirmi üç sayı olarak neşredilen, Kırım ve Türk dünyasıyla alakalı ilmı� , edebı� , dinı� , ictimaı� ve tarihı� mevzuları işleyen, Kırım'la ilgili her türlü olayı Türk dünyasına ve Avrupa'ya hemen duyurmaya çalışan Kırım Mecmuası'dır. Bu dergi Kırım Ahali Cumhuriyeti'nin Bolşevikler tarafından ortadan kaldırılmasından sonra İ� stanbul'da Kırım'ın bağımsızlığını savunan bir dergidir. Dergide yer alan ve genel Türk tarihi alanında birinci el kaynak özelliği taşıyan birçok görsel, harita vb. önemli bir kaynak hazinesidir. Bugün Kırım'ın tekrar Rusya tarafından ilhakının gündemde olduğu bir zamanda bu derginin gündeme getirilmesinin ve tanıtılmasının önemli olduğu da düşünülmektedir. Çalışmada, bu derginin yayınlanmasına sebep olan olaylar silsilesine, bu