Aydıner Birsin Yıldız | Ankara Yildirim Beyazit University (original) (raw)
Papers by Aydıner Birsin Yıldız
CBÜ Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 2023
Bu araştırmanın amacı atletik zihinsel enerji ile sporcu uyku davranışları arasındaki ilişkinin i... more Bu araştırmanın amacı atletik zihinsel enerji ile sporcu uyku davranışları arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Araştırmaya gönüllü olarak 115’i erkek (%50,9), 111’i kadın (%49,1) toplam 226 sporcu katılmıştır. İlişkisel tarama modelinde yürütülen bu araştırma kapsamında veri toplamak için Atletik Zihinsel Enerji ve Sporcu Uyku Davranış Ölçeklerinden yararlanılmıştır. Veriler analiz edilirken ilk olarak yanıtların iç tutarlıkları ile normallik varsayımları incelenmiş ve yanıtların güvenilir olduğu ile verilerin normallik varsayımlarını karşıladığı tespit edilmiştir. Bu doğrultuda ilişkilerin belirlenmesi için Pearson korelasyon katsayısı hesaplanmıştır. Sporcu uyku davranışının atletik zihinsel enerji düzeyini öngörmedeki gücünü belirlemek için regresyon analizlerinden faydalanılmıştır. Araştırma kapsamında yapılan çoklu regresyon analizi sonuçlarına göre sporcuların uyku davranışlarının atletik zihinsel enerji düzeylerini anlamlı şekilde öngördüğü ve varyansın yaklaşık %30’unun açıklandığı belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda sporcu uyku davranışının atletik zihinsel enerji düzeyinin bir belirleyicisi olduğu ifade edilebilir. / The aim of this study was to examine the relationship between athletic mental energy and athlete sleep behaviors. A total of 226 athletes, 115 male (50.9%) and 111 female (49.1%), participated in the study voluntarily. Athletic Mental Energy and Athlete Sleep Behavior Scales were used to collect data within the scope of this research, which was conducted in the relational survey model. While analyzing the data, firstly, the internal consistency and normality assumptions of the responses were examined, and it was determined that the responses were reliable, and the data met the normality assumptions. Accordingly, Pearson correlation coefficient was calculated to determine the relationships. Regression analyses were used to determine the power of athlete sleep behavior in predicting athletic mental energy level. According to the results of multiple regression analysis conducted within the scope of the research, it was determined that athletes' sleep behaviors significantly predicted their athletic mental energy levels and explained approximately 30% of the variance. In line with the results obtained, it can be stated that sport sleep behavior is a predictor of athletic mental energy level.
ROL Spor Bilimleri Dergisi, 2023
Araştırmada kullanılan veriler, kolay ulaşılabilir örneklem yöntemi temelinde gönüllülük esasıyla... more Araştırmada kullanılan veriler, kolay ulaşılabilir örneklem yöntemi temelinde gönüllülük esasıyla çalışma grubunu oluşturan 254(100kadın, 154erkek) takım sporcusundan elde edilmiştir.Tarama modelinde yürütülmüş betimsel bu araştırmada kullanılan veriler“Sporcular için Profesyonelizm Ölçeği”ile “Takım Sporlarında Şiddet Eğilimi Ölçeği”aracılığıyla elde edilmiştir. Elde edilen bulgulardasporcu profesyonelizmi ile şiddet eğilimlerinin negatif yönlü bir ilişki içinde olduğu ve sporcu profesyonelizminin duygusal, fiziksel ve sözel şiddet eğilimlerini negatif yönlü olarak anlamlı şekildeöngördüğübelirlenmiştir. Bu bulgulardan hareketle sporcu profesyonelizmi algısının artırılması ile duygusal, fiziksel ve sözel şiddet eğiliminin azaltılabileceği söylenebilir. / / Today, professionalization is mandatory for sports, like all fields. However, it is claimed that ethical problems increase for professional sports that take place in different environments compared to recreational sports. For this reason, it becomes important to examine the possible effects of the professionalization of sports on the ethical values of sports and athletes. In this context, the aim of the research is to examine the effect of professionalism on the tendency to violence in team athletes. The data used in the research were obtained from 254 (100 female, 154 male) team athletes who formed the study group on a voluntary basis based on easily accessible sampling method. The data used in this descriptive study, which was conducted in the screening model, were obtained through the “Professionalism Scale for Athletes” and the “Scale of Violence in Team Sports”. According to the results obtained, it was determined that athlete professionalism and violence tendencies were negatively related, and athlete professionalism predicted emotional, physical, and verbal violence tendencies negatively. In line with this result, it can be commented that the increased perception of athlete professionalism and the tendency to emotional, physical, and verbal violence can be reduced.
Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğiitm Fakültesi Dergisi, 2022
Araştırmanın amacı, uzaktan eğitim sürecindeki üniversite öğrencileri örnekleminde bilişsel kapıl... more Araştırmanın amacı, uzaktan eğitim sürecindeki üniversite öğrencileri örnekleminde bilişsel kapılma, algılanan öğrenme ve özgüdümlü öğrenme arasındaki ilişkilerin incelenmesidir. Araştırmanın örneklem grubu, kolay ulaşılabilir örneklem yöntemi doğrultusunda gönüllülük ilkesiyle araştırmaya katılan 238 (kadın=167, erkek=71) öğrenciden oluşmuştur. Tarama modelinde yürütülmüş betimsel bu araştırmada kullanılan veriler Usluel ve Vural (2009) tarafından Türkçe uyarlaması yapılan “Bilişsel Kapılma Ölçeği”, Albayrak, Güngören ve Horzum (2014) tarafından Türkçe uyarlaması yapılan “Algılanan Öğrenme Ölçeği” ve Yurdugül ve Alsancak Sırakaya tarafından Türkçe uyarlaması yapılan “Çevrimiçi Öğrenme Hazır Bulunuşluluk Ölçeğinin” alt boyutu olan “Özgüdümlü Öğrenme Ölçeği” aracılığıyla elde edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre cinsiyet, algılanan öğrenme ve bilişsel kapılma için bir belirleyicidir. Kullanılan cihaz ve ders dışı teknoloji kullanımı bilişsel kapılma düzeyini etkilemektedir. Ayrıca yüksek bilişsel kapılma düzeyine sahip öğrenciler, tercih hakları olsa örgün eğitimi tercih edeceklerini belirtmişlerdir. Özgüdümlü öğrenme ile algılanan öğrenme arasında ise pozitif yönlü bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Bu bulgulardan hareketle öğrencilerin, özgüdümlü öğrenme düzeylerini yukarı çekebilmeleri adına çaba sarf etmeleri önerilmektedir. / The aim of this study is to examine the relationships between cognitive absorption, perceived learning, and self- directed learning in university students of distance education students. The study group of the research consisted of 238 (female=167, male=71) students who participated in the research with the principle of voluntariness in line with the easily accessible sampling method. This research is descriptive research conducted in the scanning model. In the study, data were collected through the “Cognitive Absorption Scale”, “Perceived Learning Scale” and “Self-Directed Learning Scale”. According to the results obtained, gender is a determinant for perceived learning and cognitive absorption. The device used affects the level of cognitive absorption. Students with a high level of cognitive absorption state that they would prefer formal education if they had the right to choose. Extracurricular technology use is a determinant of cognitive absorption. Self-directed learning and perceived learning are in a positive relationship. Based on these findings, it is suggested that efforts should be made to increase students' self-directed learning.
Spor ve Performans Araştırmaları Dergisi, 2022
Bu araştırma; Spor Bilimleri Fakültesi öğrencilerinin bireysel girişimcilik ve liderlik davranışl... more Bu araştırma; Spor Bilimleri Fakültesi öğrencilerinin bireysel girişimcilik ve liderlik davranışlarına ilişkin öz algıları arasındaki ilişkinin incelenmesini amaçlayan betimsel bir araştırmadır. Araştırmada kullanılan veriler, basit rastgele yöntem doğrultusunda gönüllük ilkesine bağlı olarak araştırmaya katılan 204’ü kadın, 100’ü erkek toplam 304 öğrenciden elde edilmiştir. Çalışmada veri toplama aracı olarak Lisans Öğrencilerinin Liderlik Davranışlarına İlişkin Öz Algıları ve Bireysel Girişimcilik Algı Ölçeği kullanılmıştır. İstatistiksel analizlerde bağımsız gruplar t-testi ve tek yönlü varyans analizi yapılmıştır. Boyutlar arasındaki ilişkilerin yorumlanmasına yönelik ise Pearson korelasyon katsayısı hesaplanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre kararlı liderlik davranışı algısı için cinsiyet, kadınlar lehine anlamlı bir belirleyicidir. Aktif spor yapan öğrenciler planlama, kontrol, kendine güven, motivasyon, bireysel girişimcilik algısı ile ilkeli, kararlı liderlik boyutlarında aktif spor yapmayan öğrencilere kıyasla anlamlı bir biçimde daha yüksek puanlara sahiptirler. Spor Yöneticiliği Bölümü öğrencileri kontrol, iletişim, öz disiplin ile katılımcı ve kendine güvenen liderlik davranışlarında anlamlı bir biçimde yüksek puanlar elde etmişlerdir. Ayrıca liderlik davranışları ile bireysel girişimcilik boyutları arasında anlamlı ilişkiler olduğu belirlenmiştir. / The aim of this research is to examine the relationships between the self-per- ceptions of the leadership behaviors of the students of the faculty of sports sciences and their perceptions of individual entrepreneurship. The research is a descriptive research. The data used in the research were obtained from a total of 304 students, 204 female and 100 male, who participated in the research based on the principle of voluntariness in line with the simple random method. The data used in the research were collected through the Self-Perceptions of Undergraduate Students’ Leadership Behaviors Scale and the Individual Entrepreneurship Perception Sca- le. In the statistical analysis, independent groups t-test and one-way analysis of variance were performed. Pearson correlation coefficient was calculated for the interpretation of the relations between the dimensions. According to the results, gender is a significant determinant in favor of women for the perception of deter- mined leadership behavior. Students who actively engage in sports have high sco- res in the dimensions of planning, control, self-confidence, motivation, individual entrepreneurship perception, and principled and determined leadership. Sports management students achieved significantly higher scores in control, communi- cation, self-discipline, and participatory and self-confident leadership behaviors. In addition, it has been determined that there are significant relationships between leadership behaviors and individual entrepreneurship dimensions.
Akdeniz Spor Bilimleri Dergisi, 2022
Bu araştırmanın amacı spor bilimleri fakültesi adaylarının bazı özelliklerinin tanımlanması ve sp... more Bu araştırmanın amacı spor bilimleri fakültesi adaylarının bazı özelliklerinin tanımlanması ve spor yaralanması kaygısı ile sportif sorunlarla başa çıkma becerileri arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Araştırmada kullanılan veriler, kolay ulaşılabilir örneklem yöntemi temelinde gönüllülük esasıyla çalışma grubunu oluşturan 889 (281 kadın, 608 erkek) adaydan elde edilmiştir. Adaylarının tamamı 2021-2022 eğitim-öğretim yılı için özel yetenek sınavlarına girmişlerdir. Tarama modelinde yürütülmüş betimsel bu araştırmada kullanılan veriler Spor Yaralanması Kaygı Ölçeği ve Sportif Sorunlarla Başa Çıkma Envanteri aracılığıyla elde edilmiştir. Sonuçlara göre spor geçmişine sahip erkek amatör sporcuların spor bilimleri fakültesi adayları arasında oransal üstünlüğe sahip olduğu, adayların hazırlanma koşullarında ise bireysel ya da kurs ile hazırlanma oranının birbirine yakın olduğu belirlenmiştir. Erkek adayların sportif sorunlarla başa çıkma becerilerinin kadın adaylara kıyasla daha yüksek olduğu söylenebilirken kadın adayların özellikle fiziksel unsurları içeren yaralanma kaygı düzeylerinin yüksek olduğu ifade edilebilir. Ayrıca adayların spor yaralanma kaygılarının orta düzeyde, sportif sorunlarla başa çıkma becerisi algılarının ise yüksek olduğu söylenebilir. Sporculuk geçmişi olan ve profesyonel seviyede spor yapan adayların rakiplerine kıyasla sportif sorunlarla başa çıkma becerilerinin yüksek, spor yaralanması kaygılarının ise düşük olduğu ifade edilebilir. / The aim of this research is to reveal some descriptive characteristics of the Sports Science Faculty candidates and to examine the relationship between sports injury anxiety and their ability to athletic coping skills. Easily accessible sampling method was used in the research. The study group consisted of 889 (281 female, 608 male) student candidates. All of the candidates took the special talent exams for the 2021-2022 academic year. This research is a descriptive research conducted in the scanning model. The data were obtained through the Sports Injury Anxiety Scale and the Coping with Sports Problems Inventory. According to the results obtained, male amateur athletes with a sports background have a proportional advantage among the candidates of the faculty of sports sciences. In the preparation conditions of the candidates, it was determined that the rate of individual or course and preparation was close to each other. It was determined that male candidates' ability to cope with sportive problems was higher than female candidates. In addition, it can be stated that female candidates have high levels of injury anxiety, especially involving physical elements. In addition, it can be said that the sports injury anxiety of the candidates is moderate level, and the perception of the ability to cope with sports problems is high. It can be stated that the candidates who have a history of sportsmanship and who play sports at a professional level have higher coping skills with sports problems and lower anxiety about sports injuries compared to their competitors.
Ahi Evran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2022
Teknolojinin günümüzde her alanda olduğu gibi spor faaliyetlerinin öncesinde, sırasında ve sonras... more Teknolojinin günümüzde her alanda olduğu gibi spor faaliyetlerinin öncesinde, sırasında ve sonrasında birçok şekilde ve amaçla kullanılmasının, sporun öznesi olan sporcular tarafından nasıl değerlendirildiği merak konusu olmuştur. Bu çalışma sporcuların, spor bünyesindeki teknoloji kullanımına dair görüşlerini metaforlar aracılığıyla tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Bu amaç doğrultusunda çalışma grubu farklı branşlarda aktif spor yapan 50 elit sporcudan oluşturulmuştur. Nitel araştırma yöntemlerinden olgu bilim deseninin kullanıldığı araştırmada veriler içerik analizi tekniği kullanılarak çözümlenmiştir. Katılımcıların sporda teknoloji kullanımına dair görüşlerini anlamak için “Sporda teknoloji kullanımı .... gibidir / ‘na benzer. Çünkü ....” cümlelerini tamamlamaları istenmiştir. Sporda teknoloji kullanımına ilişkin antrenman, anne, antrenör, oksijen, ilaç, su gibi metaforlar tespit edilmiştir. Araştırma kapsamında elde edilen bu metaforlar “zorunluluk, fayda, rehber, adalet sağlama, tamamlayıcı olma” kavramsal kategorileri altında toplanmıştır. Bu araştırma kapsamında elde edilen metaforlar değerlendirildiğinde, elit sporcuların sporda teknoloji kullanımına dair olumlu bir tutum içerisinde olduğu ve sporcuların teknoloji kullanımını destekledikleri kanaati oluşmuştur. / Today, it is a matter of curiosity how the use of technology in many ways and purposes before, during and after sports activities is evaluated by the athletes who are the subjects of sports. How athletes assess the technology usage in sports activities creates curiosity. The aim of this research is to determine the thoughts of athletes' on the usage of technology in sports activities through metaphors. The sample of the study consist of 50 elite athletes who are from different branches. In research, the phenomenological method from the qualitative research approaches was used. For the analysis of data, the content analysis method was used. The athletes were asked to fill the sentence “Technology usage in sports activities is like ... / look like’. Because ... .” Training, mother, trainer, oxygen, medicine, water are some of the metaphors related to the usage of technology in sports activities. Metaphors were gathered under 5 different categories. The metaphors derived from the research collected categories as “necessity, benefit, guide, secure the justice, supplementary”. Metaphors that have been derived from this research are assessed and we concluded that elite athletes are in a positive manner towards and support usage of technology in sports activities.
Kocaeli Sağlık Bilimleri Derisi, 2022
Amaç: Bu araştırmada amaç Covid-19 pandemisinde sporcuların depresyon ve kaygı düzeylerinin bazı ... more Amaç: Bu araştırmada amaç Covid-19 pandemisinde sporcuların depresyon ve kaygı düzeylerinin bazı değişkenler açısından incelenmesidir. Yöntem: Araştırmanın çalışma grubu kolay ulaşılabilir örneklem yöntemi doğrultusunda gönüllülük ilkesiyle araştırmaya katılan 256 (kadın=127, erkek=129) sporcudan oluşturulmuştur. Çalışma grubuna dâhil olmak için sporculardan pandemi ilan edilmeden hemen önce aktif müsabık sporcu olma şartı aranmıştır. Tarama modelinde yürütülmüş betimsel bu araştırmada kullanılan veriler Tuğlu ve ark. tarafından Türkçe uyarlaması yapılan “Birinci Basamak İçin Beck Depresyon Ölçeği” ve Öner ve Le Compte tarafından Türkçe uyarlaması yapılan “Durumluk ve Sürekli Kaygı Ölçeği” aracılığıyla toplanmıştır.
Bulgular: Sporcuların durumluk ve sürekli kaygı ile depresyon puanları cinsiyet, partner durumu, ekonomik gelir değerlendirmesi, pandemi nedeniyle ekonomik gelir kaybı yaşama ve Covid-19 geçirme durumuna göre istatistiksel olarak farklılaşmaktadır (p<0,05). Ayrıca depresyon ile kaygı düzeyleri arasında pozitif yönde istatistiksel olarak anlamlı ilişkiler saptanmıştır (p<0,05).
Sonuç: Sporcuların depresyon ve kaygı düzeylerinin Covid-19 pandemisi ve izolasyon önlemleri nedeniyle gösterebileceği artışta cinsiyet, partner durumu, covid geçirme durumu, ekonomik değerlendirme, pandemi nedeniyle ikamet değişikliği ve gelir kaybı yaşama durumunun belirleyici olabileceği belirlenmiştir. Ayrıca depresyon ya da kaygı düzeylerinde yaşanılacak herhangi bir artışın, bir diğerinde de artışa neden olabileceği saptanmıştır. / Objective: The aim of this study is to examine the depression and anxiety levels of the athletes in the Covid-19 pandemic in terms of some variables. Methods: The working group of the study was composed of 256 (female=127, male=129) athletes who participated in the study on the principle of volunteerism in accordance with the easily accessible sample method. In order to be included in the study group, athletes were required to be active competitive athletes just before the pandemic was declared. Descriptive data used in this study conducted with the scanning model Tuglu et al., Turkish adaptation by (2005) “Beck Depression Scale for Primary Care” and Turkish adaptation by Öner and Le Compte (1983) “status and continuous Anxiety Scale” was collected through.
Results:According to the results obtained, athletes' status and constant anxiety and depression scores differ statistically according to gender, relationship status, economic income assessment, economic income loss due to pandemic and Covid-19 positive (p<0.05). In addition, statistically significant relationships were found between depression and anxiety levels in a positive direction (p<0.05).
Conclusion: It has been determined that the increase in the depression and anxiety levels of the athletes due to the Covid-19 pandemic and isolation measures can be determined by the gender, relationship status, covid status, economic evaluation, change of residence and loss of income due to the pandemic. In addition, it has been determined that any increase in depression or anxiety levels may cause an increase in the other variable.
International Journal of Sport Culture and Science, 2020
The purpose of this research is to examine the personality traits of veteran folk dancers and the... more The purpose of this research is to examine the personality traits of veteran folk dancers and their participation motivation in sports. The study group of the research consists of 136 (66 female, 70 male) veteran folk dancers who voluntarily participated in the research from among the veteran folk dancers who took part in the Local Branch Folk Dances Competition in line with the easily accessible sampling method. In this descriptive study conducted in the scanning model, data has been collected by means of using the Participation Motivation Scale in Sports developed by Gill et al. (1983) and reported to be valid and reliable in Turkish by Oyar et al. (2001) as well as Ten-item Personality Scale developed by Gosling et al. (2003) and reported to be valid and reliable in Turkish by Atak (2013). According to the results obtained, it can be stated that gender is not a determinant factor in the personality formation and participation motivation in sports in veteran folk dancers and that sportive success / status seeking of veteran folk dancers continues despite their advancing age in line with emotional stability, which is a dominant personality traits of veteran folk dancers. / Bu araştırmanın amacı veteran halk oyuncuların kişilik özellikleri ile spora katılım motivasyonlarının incelenmesidir. Araştırmanın çalışma grubu kolay ulaşılabilir örneklem yöntemi doğrultusunda Mahalli Dal Halkoyunları Yarışmasında yer alan veteran halk oyunculardan gönüllülükle araştırmaya dâhil olan 136 (66 kadın, 70 erkek) veteran halk oyuncudan oluşmuştur. Tarama modelinde yürütülmüş betimsel bu araştırmada Gill ve arkadaşları (1983) tarafından geliştirilen, Oyar ve arkadaşları (2001) tarafından Türkçe geçerlik güvenirliği raporlanan Spora Katılım Güdüsü Ölçeği ile Gosling arkadaşları (2003) tarafından geliştirilen ve Atak (2013) tarafından Türkçe geçerlik güvenirliği raporlanan On Maddeli Kişilik Ölçeği aracılığıyla toplanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre veteran halk oyuncularında kişilik ve spora katılım güdüsünde cinsiyetin bir belirleyici olmadığı ve veteran halk oyuncularının baskın kişilik özellikleri olan duygusal dengelilik doğrultusunda ilerleyen yaşlarına rağmen sportif başarı / statü arayışlarının devam ettiği ifade edilebilir.
Akdeniz Spor Bilimleri Dergisi, 2021
Bu araştırmanın amacı, ragbi sporcularında duygusal zekâ ve kişilik özellikleri arasındaki ilişki... more Bu araştırmanın amacı, ragbi sporcularında duygusal zekâ ve kişilik özellikleri arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Araştırma grubu 2020-2021 sezonunda Türkiye Ragbi Federasyonu tarafından düzenlenen lig müsabakalarında oynayan 213 (94 kadın, 119 erkek) ragbi sporcusundan oluşmuştur. Araştırmanın verileri Lane ve diğerleri (2009) tarafından geliştirilen ve Türkçe uyarlaması Adiloğulları ve Görgülü, (2015) tarafından yapılan “Sporda Duygusal Zekâ Envanteri” ile Rammstedt ve John (2007) tarafından geliştirilen ve Horzum, Ayas ve Padır (2017) tarafından Türkçe uyarlaması yapılan “Beş Faktör Kişilik Ölçeği” ile toplanmıştır. Verilerin analizinde bilgisayar destekli veri çözümleme paket programı SPSS kullanılmıştır. Verilerin dağılım değerlendirmeleri çarpıklık ve basıklık puanlamaları üzerinden yapılırken, tüm analizlerde anlamlılık kriteri olarak p<0,05 düzeyi dikkate alınmıştır. Araştırma sonucunda; ragbi sporcularında duygusal zekâ ve kişilik özellikleri arasında anlamlı ilişkiler tespit edilmiştir. Ayrıca kadın sporcuların duygusal zekâ düzeylerinin erkek sporculara kıyasla istatistiksel olarak anlamlı bir biçimde daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Araştırmada elde edilen bulgular neticesinde ragbi sporcularının kişilik özellikleri açısından dışa dönük bireyler olduğu; duygusal zekâ düzeylerinin orta seviyede olduğu; cinsiyetin, ragbi sporcularının duygusal zekâ düzeylerinde bir belirleyici olduğu ve duygusal zekânın kişilik özellikleri ile istatistiksel olarak anlamlı bir biçimde ilişkili olduğu söylenebilir. / The aim of this research is to examine the relationship between emotional intelligence and personality traits in rugby players. The research group consisted of 213 (94 female, 119 male) rugby players playing in the league competitions organized by the Turkish Rugby Federation in the 2020-2021 season. To achieve the purpose of the study, Emotional Intelligence Inventory in Sports and Five Factor Personality Scalewere used. The obtained data were analyzed by SPSS 24 package program. While the distribution evaluations of the data were made on the basis of skewness and kurtosis scores, p<0,05 level was taken into consideration as the significance criterion in all analyzes. As a result of the research; A statistically significant relationship was found between emotional intelligence and personality traits in rugby players. In addition, it was determined that the emotional intelligence levels of female athletes were statistically significantly higher than male athletes. As a result of the findings obtained in the study, it was determined that rugby athletes are extroverted individuals in terms of personality traits; their emotional intelligence levels are moderate; It can be said that gender is a determinant of the emotional intelligence levels of rugby players and that emotional intelligence is statistically significantly related to personality traits.
Gazi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 2021
Bu araştırmanın amacı sporcuların COVID-19’a yakalanma kaygı düzeylerinin bazı değişkenler açısın... more Bu araştırmanın amacı sporcuların COVID-19’a yakalanma kaygı düzeylerinin bazı değişkenler açısından incelenmesidir. Araştırmada kullanılan veriler kolay ulaşılabilir örneklem yöntemi ile 972 sporcunun (523 Kadın, 449 Erkek) dahil edildiği çalışma grubundan elde edilmiştir. Çalışma grubuna dâhil olmak için en az üç yıllık lisanslı sporcu olma, pandemi öncesinde en az bir yıldır resmi müsabakalara katılmış olma ve 17 ile 33 yaş aralığında olma kriterleri aranmıştır. Tarama modelinde yürütülmüş betimsel araştırmada kullanılan veriler Demir, Cicioğlu ve İlhan (2020) tarafından alanyazına kazandırılan “Sporcuların Yeni Tip Koronavirüse Yakalanma Kaygısı Ölçeği (SYTKYKÖ)” aracılığıyla elde edilmiştir. Elde edilen verilerin normal dağılım gösterdiği gözlemlenmiştir. Bu kapsamda bağımsız gruplar t-testi ve tek yönlü varyans analizi yapılmıştır. İstatistiksel analizler İstatistiksel analizler p<0,05 anlamlılık düzeyi dikkate alınarak SPSS 22 paket programı aracılığıyla yapılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre sporcular cinsiyet, bireysel ve takım sporcusu olma, algılanan ekonomik durum değişkenleri açısından karşılaştırıldığında sporcuların COVID-19’a yakalanma kaygı düzeyleri istatistiksel olarak anlamlı bir biçimde farklılaşmaktadır. Öte yandan sporcuların COVID-19’a yakalanma kaygılarının bir yakınlarının COVID-19’a yakalanma değişkeni açısından farklılaşmadığı da tespit edilmiştir. Sonuç olarak, sporcuların COVID-19’a yakalanma kaygısı içinde oldukları belirlenmiştir. Bu bilgilerden hareketle; sporcuların psikolojik yapılarının korunması ve sportif performans kayıplarının önüne geçilmesi amacıyla branş ve sporculuk seviyesi gözetmeksizin COVID-19’a yakalanma kaygıları da dahil olmak üzere sportif performanslarını olumsuz etkileyecek benzer unsurların farkında olunması ve bu unsurların giderilmesine yönelik çalışmaların yapılması önerilmektedir. / The aim of this research is to examine the athlete's anxiety to catch the novel coronavirus (COVID-19) in terms of some variables. The study group of the research was composed of 972 (women=523, man=449) athletes who voluntarily participated with the easily accessible sampling method. In order to be included in the study group, the athletes were required to have at least three years of licensed sports and to participate in official competitions for at least one year before the pandemic, and being between the ages of 17 and 33 were determined as criteria. The data used in this study were obtained through the Novel Coronavirus Anxiety Scale developed by Demir, Cicioğlu, and İlhan (2020). It was observed that the obtained data showed a normal distribution. In this context, independent groups t-test and one-way analysis of variance were performed. All analyzes were performed using the SPSS 22 package program, taking into account the significance level of p<0,05. According to the results, when the athletes are compared in terms of gender, being an individual and a team athlete, and economic evaluation variables, the levels of anxiety about catching a novel coronavirus differ significantly. On the other hand, it has been determined that the concerns of athletes about getting COVID-19 did not differ in terms of the variable of catching the COVID-19. As a result, it has been determined that the athletes are concerned about catching the COVID-19. Based on this information, it should be aware of similar factors that will negatively affect the sports performance of the athletes, including the anxiety of catching the COVID-19, regardless of the branch and level of sportsmanship.
SPORMETRE, 2020
Bu araştırmanın amacı, futbolculuk seviyesinin (amatör, profesyonel, milli) prososyal ve antisosy... more Bu araştırmanın amacı, futbolculuk seviyesinin (amatör, profesyonel, milli) prososyal ve antisosyal davranışlar üzerindeki belirleyici rolünü tespit etmektir. Araştırmaya yaşları 19-30 arasında değişen 300 erkek futbolcu gönüllü olarak katılmıştır. Araştırma kapsamında veri toplama aracı olarak Kavussanu ve Boardley (2009) tarafından geliştirilen ve Türkçe uyarlaması Sezen-Balçıkanlı (2013) tarafından yapılan "Sporda Prososyal ve Antisosyal Davranış Ölçeği" kullanılmıştır. Araştırmanın istatistiksel analizlerinde, bağımsız değişkenin bağımlı değişkenleri yordamadaki gücünü belirlemek amacıyla basit doğrusal regresyon analiz yöntemi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre, sporculuk seviyesinin, takım arkadaşına prososyal davranışı anlamlı düzeyde yordadığı ve varyansın %4'ünü açıkladığı, rakip takım oyuncusuna prososyal davranışı anlamlı düzeyde yordadığı ve varyansın %20'sini açıkladığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte sporculuk seviyesinin takım arkadaşına antisosyal davranışı anlamlı düzeyde yordadığı ve varyansın %5'ini açıkladığı; rakip takım oyuncusuna antisosyal davranışı anlamlı düzeyde yordadığı ve varyansın %25'ini açıkladığı tespit edilmiştir. Gruplar içi puan ortalamaları incelendiğinde, milli ve profesyonel sporcuların amatör sporcu grubuna göre prososyal davranışlarda daha yüksek ortalamaya sahip olduğu, antisosyal davranışlarda ise daha düşük ortalamaya sahip olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak, sporculuk seviyesi arttıkça takım arkadaşına ve rakip takım oyuncusuna prososyal davranışların yükseleceği, sporculuk seviyesi düştükçe takım arkadaşına ve rakip takım oyuncusuna antisosyal davranışların yükseleceği değerlendirmesine varılmıştır. / Abstract: The aim of this study is to determining role of football level (amateur, professional, national) on prosocial and antisocial behaviors. A total of 300 male football players aged 19-30 years participated in the study voluntarily. In the scope of the research "Prosocial and Antisocial Behavior Scale in Sports" developed by Kavussanu and Boardley (2009) and Turkish adapted by Sezen-Balçıkanlı (2013) was used as data collection tool. In this research, simple linear regression analysis method was used to determine the power of independent variable in predicting dependent variables. According to the results of the research, it was found that the level of sportsmanship predicted prosocial behavior to his team mate significantly and explained 4% of the variance, predicted prosocial behavior to the opponent team player and explained 20% of the variance. In addition, it was found that the level of sportsmanship predicted antisocial behavior to teammate significantly and explained 5% of the variance, the opponent team player predicted antisocial behavior significantly and explained 25% of the variance. When the mean scores within the groups were examined, it was found that national and professional athletes had higher mean scores in prosocial behaviors and lower average in antisocial behaviors than amateur athletes. As a result, it was concluded that as the level of sportsmanship increases, prosocial behavior will increase to the teammate and the opponent team player and antisocial behavior will increase to the teammate and the opponent team player.
Progress in Nutrition, 2020
Study Objectives: The study aimed to contribute to the research and understanding of the concept ... more Study Objectives: The study aimed to contribute to the research and understanding of the concept of athletic mental energy (AME), which seems to be lacking in the literature. For this purpose, the relationship between athletic mental energy and eating habits was examined in a sample of professional football players. Methods: A total of 254 professional men football players with a mean age of 24.22±4.62 years, mean of 11.50±4.50 sports ages, participated in the study. The research used The Three-Factor Eating Questionnaire (TFEQ-R18) and The Athletic Mental Energy Scale (AMES). TFEQ-R18 was developed by Karlson et al (2000) and adapted to Turkish by Kıraç et al (2015). AMES was developed by Lu et al (2018) and adapted to Turkish by Yıldız et al (2020). Descriptive statistics and Simple Linear Regression Analysis methods were used in the analysis of the data obtained. The analyzes were made in the SPSS 22 package program and the significance level was taken as p <0.05 in all analyzes in the study. Results: As the result of research, it has been determined that cognitive restraint is positively correlated with AME, uncontrolled eating is negatively correlated with AME, emotional eating is negatively correlated with AME and susceptibility to hunger is negatively correlated with AME. Conclusion: We can state that eating behavior are predictors of cognitive energy as a result of research.
SPORMETRE Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi / The Journal of Physical Education and Sport Sciences, 2020
Öz: Bu çalışmanın amacı, yeni bir kavram olarak değerlendirilebilecek atletik zihinsel enerjinin ... more Öz: Bu çalışmanın amacı, yeni bir kavram olarak değerlendirilebilecek atletik zihinsel enerjinin ölçümü için Lu ve arkadaşları (2018) tarafından geliştirilen Atletik Zihinsel Enerji Ölçeği'nin (AZEÖ) Türkçeye uyarlanması ve psikometrik özelliklerinin incelenmesidir. Çalışmaya farklı branşlarda müsabık seviyede faal (futbol, basketbol, voleybol, hentbol, çim/buz hokeyi, atletizm, judo, taekwondo, tenis, yüzme, oryantiring, wushu, bisiklet) 174'ü erkek (%60,6) (x̄yaş=22,57±3,29), 113'ü kadın (%39,4) (x̄yaş=22.25±2.82) olmak üzere toplam 287 sporcu gönüllü olarak katılmıştır. Ölçek 18 madde ve 6 alt boyuttan oluşmakta, 6'lı Likert tipinde değerlendirilmektedir. Ölçeğin yapı geçerliliği için birinci ve ikinci düzey doğrulayıcı faktör analizi ayrı ayrı incelenmiş, güvenirlik değerlendirmesi için ise iç tutarlılık katsayıları hesaplanmış, iç tutarlılığın belirlenmesi adına madde toplam test korelasyonları da incelenmiştir. Birinci düzey doğrulayıcı faktör analiz sonuçlarında elde edilen uyum iyiliği indeks değerleri, x2/sd(x2=251,392, sd=120)=2,09, RMSEA=0,062, SRMR=0,053, GFI=0,91, CFI=0,95 olarak belirlenmiştir. İkinci düzey doğrulayıcı faktör analiz sonuçlarında elde edilen uyum iyiliği indeks değerleri ise, x2/sd(x2=336,325, sd=129)=2,60, RMSEA=0,075, SRMR=0,064, GFI=0,90, CFI=0,92 olarak belirlenmiştir. Ölçeğin Cronbach Alpha değerlerinin, 0,78 ile 0,91 arasında değiştiği tespit edilmiştir. Sonuç olarak Atletik Zihinsel Enerji Ölçeği'nin Türkçe versiyonunun sporcular için geçerli ve güvenilir bir ölçüm aracı olduğu söylenebilir. //
Abstract: This study aimed to adapt the Athletic Mental Energy Scale (AMES) ,which has been developed by Lu et al. (2018) to Turkish, and to investigate its psychometric properties. For this purpose, a total of 287 athletes participated in the study voluntarily,174 of whom were male (x̄age =22,57±3,29), and 174 were female (x̄age=22,25±2,82) who were active in different sport branches (football, basketball, volleyball, handball, field/ice hokey, track and field, judo, taekwondo, tennis, swimming, orienteering, wushu, bicycle). AMES consists of 18 items and 6 sub-dimensions and is evaluated as 6 Likert type. First and second level confirmatory factor analyses were examined for construct validity of the scale. Internal consistency coefficients were calculated for reliability assessment, and item-total test correlations were also examined to determine internal consistency. In the first level confirmatory factor analysis results, the goodness of fit index values were determined as x2/sd(x2=251,392, sd=120)=2,09, RMSEA=0,062, SRMR=0,053, GFI=0,91, CFI=0,95. In the second level confirmatory factor analysis results, the goodness of fit index values were determined x2/sd(x2=336,325, sd=129)=2,60, RMSEA=0,075, SRMR=0,064, GFI=0,90, CFI=0,92. It was determined that the internal consistency coefficients of the questionnaire changed between 0.78 and 0.91. As a result, it can be said that the Turkish version of "Athletic Mental Energy-AMES" is a valid and reliable measurement tool for athletes.
Akdenir Spor Bilimleri Dergisi / Mediterranean Journal of Sport Science, 2020
Bu araştırmada atletizm branşındaki sporcuların kişilik özelliklerinin başarı motivasyonuna etkis... more Bu araştırmada atletizm branşındaki sporcuların kişilik özelliklerinin başarı motivasyonuna etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışma, tarama modelinin kullanıldığı betimsel bir araştırmadır. Araştırmanın evrenini Türkiye’de atletizm branşında faaliyet gösteren sporcular oluştururken, araştırma grubunu ise Ankara, Antalya ve Mersin illerinde atletizm ile ilgilenen 104 milli takım sporcusu ve 238 milli olmayan sporcu oluşturmuştur. Araştırma kapsamında veriler, araştırmacılar tarafından hazırlanan Kişisel Bilgi Formu, Spora Özgü Başarı Motivasyonu Ölçeği (SÖBMÖ) ve Eysenck Kişilik Anketi – Gözden Geçirilmiş/Kısaltılmış Formu (EKA-GGK) ile toplanmıştır. Elde edilen veriler SPSS 23 paket programı ile analiz edilmiştir. Kişisel bilgilerin analizinde yüzde ve frekans hesaplaması kullanılmıştır. Cinsiyet ve millilik durumuna göre karşılaştırmalar, ManyWhitney U testi ile yapılmıştır. Yaş durumuna göre karşılaştırmalar ise Kruskal Wallis H testi ile yapılmıştır. Ölçeklerin alt faktörlerinin birbirleriyle ilişkilerinin tespiti için korelasyon analizi yapılmıştır. Sonuç olarak; atletizm ile ilgilenen sporcuların sporda başarı motivasyonu ile kişilik özellikleri arasında yakın bir ilişki vardır.
2. Uluslararası Akademik Öğrenci Çalışmaları Kongresi, 2019
Bütün toplumlarda görülen evrensel bir fenomen olarak din, insanların tutum ve davranışlarını, in... more Bütün toplumlarda görülen evrensel bir fenomen olarak din, insanların tutum ve davranışlarını, insanlar arası ilişkileri ve toplumsal hayatı belirleyen bir kurumdur. Çalışmanın amacı, spor bilimleri fakültesinde öğrenim gören öğrencilerin dinsel yaşayış düzeylerini yaş, cinsiyet ve öğrenim gördükleri bölüm açısından inanç, ahlak, ibadet alt boyutlarında saptamaktır. Araştırma, Gazi Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’nde 2018-2019 eğitim-öğretim yılının güz döneminde öğrenim gören 196 öğrenciyi kapsamaktadır. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden tarama deseni kullanılmıştır. Verilerin toplanmasında, Kişisel Bilgi Formu ile daha önce Kayıklık (2003) tarafından geliştirilen ve Kayıklık ve Kalgı (2017) tarafından revize edilen Dini Yaşayış Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde, ikili grup karşılaştırmalarında Mann Whitney-U testi, ikiden fazla grupların karşılaştırılmasında ise Kruskall Wallis H testi kullanılmıştır. Kruskall Wallis H testi sonuçları dikkate alınarak, gerek görüldüğünde Bonferroni düzeltmeli Mann Whitney-U testi kullanılmıştır. Araştırmaya katılan öğrencilerin Dini Yaşayış Ölçeği’nin alt boyutları olan İnanç ve İbadet Alt boyutları ile cinsiyet değişkeni arasında Erkekler lehine istatistiksel olarak anlamlı farklar tespit edilmiştir. Bölüm değişkenine göre, Dini Yaşayış Toplam Puanlarında ve İbadet Alt Boyutunda istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. Yaş değişkenine göre, İnanç Alt Boyutunda istatistiksel olarak Gecikmeli-Uzatmalı Dönem lehine anlamlı farklılık saptanmıştır. Sonuçlara göre, Erkeklerin inançları ve bu doğrultuda yapmış oldukları ibadetlerin kadınlara oranla anlamlı düzeyde yüksek farklılığa sahip olmasının kaynağı olarak, Erkeklerin büyük çoğunluğunun haftada bir de olsa düzenli olarak Cuma namazına gitmelerinden kaynaklandığı ve erkeklerin kendi zihinlerinde oluşturduğu dini şemaları daha güçlü benimsemiş olabilmeleri söylenebilir. Sonuçlara göre Rekreasyon Bölümü öğrencilerinin dini yaşayışlarının ve ibadetlerinin diğer bölümlere oranla daha az olduğu söylenebilir. Son olarak yaşın ilerlemesi ile İnanç düzeyindeki artışın, yaşla birlikte insanların dine karşı daha olumlu tutum ve davranışlar geliştirmelerinden kaynaklandığı söylenebilir.
Akdeniz Spor Bilimleri Dergisi / Mediterranenan Journal of Sport Science, 2019
Bu araştırmanın amacı, spor bahsi oynayan bireylerin, paraya ilişkin tutumlarının yaş, aylık geli... more Bu araştırmanın amacı, spor bahsi oynayan bireylerin, paraya ilişkin tutumlarının yaş, aylık gelir, haftalık bahse ayrılan harcama değişkenlerine göre fark olup olmadığını değerlendirmektir. Araştırmaya Ankara ili Altındağ ilçesinden tamamı erkek 242 gönüllü katılmıştır. Sosyo-demografik değişkenler ile ilgili bilgiler, araştırmacı tarafından oluşturulan Kişisel Bilgi Formu ile toplanmıştır. Araştırmada Tang tarafından 1995 yılında geliştirilen 12 maddeli Para Etiği ölçeği kullanılmıştır. Çalışmada kullanılan ölçeğe verilen yanıtların iç tutarlılığı Cronbach alpha (α) ile incelenmiş başarı, bütçe ve şeytan alt boyutları için katsayılar sırasıyla .88, .87, .86 olarak bulunmuştur. Elde edilen verilerin dağılımı incelenmiş ve normal dağılım gösterdiği tespit edilmiştir. Verilerin analizinde betimsel istatistikler, frekans (f) ve ANOVA testleri kullanılmıştır. İstatistikler SPSS .25 paket programıyla yapılmış ve yapılan tüm değerlendirmelerde istatistiksel anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edilmiştir. Sonuç olarak spor bahsi oynayan gençlerin, yaşlılara kıyasla paranın kullanımında daha dikkatli oldukları düşünülmektedir. Spor bahsi oynayan katılımcıların gelir seviyesi düştükçe, parayı başarı göstergesi olarak görme eğilimlerinin arttığı belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: bahis, spor bahsi, paraya ilişkin tutum. / / /
The aim of this study is to evaluate whether the attitudes of individuals who play sports bets differ according to the variables of age, monthly income, and weekly spending. 242 volunteers from Altındağ district of Ankara participated in the study. Information about socio-demographic variables was collected by the Personal Information Form formed by the researcher. In the study, a 12-item Monetary Ethics scale developed by Tang in 1995 was used. The internal consistency of the responses to the scale used in the study was examined by Cronbach alpha (α). The coefficients of success, budget and evil sub-dimensions were .88, .87, .86, respectively. The distribution of the obtained data was examined and found to be normal. Data were analyzed using descriptive statistics, frequency (f) and ANOVA tests. Statistical analysis was performed with SPSS .25 package program and statistical significance level was accepted as p <0.05 in all evaluations. As a result, it is thought that young people who play sports bet are more careful in using money than the elderly. As the income level of the sports betting participants decreased, their tendency to see money as an indicator of success increased.
Gaziantep Üniversitesi Spor Bilimleri Dergisi, 2019
Bu çalışmanın temel amacı; spor bilimleri fakültesindeki sporcu öğrencilerin kendinle konuşma ve ... more Bu çalışmanın temel amacı; spor bilimleri fakültesindeki sporcu öğrencilerin kendinle konuşma ve zihinsel dayanıklılık düzeyleri arasındaki ilişkinin incelemesidir. Çalışmaya Akdeniz ve Gazi Üniversitelerinin Spor Bilimleri Fakültelerinde öğrenim görmekte olan rastgele yöntemle seçilmiş 198 sporcu öğrenci katılmıştır. Katılımcıların 86'sı kadın (%43,4), 112'si erkektir (%56,6). Araştırma kapsamında veriler, araştırmacılar tarafından hazırlanan Kişisel Bilgi Formu, Sporda Zihinsel Dayanıklılık Envanteri (SZDE) ve Kendinle Konuşma Envanteri (KKE) ile toplanmıştır. SZDE, Sheard, Golby ve Van Wersch (2009) tarafından geliştirilmiş ve Türkçe uyarlaması Altıntaş (2015) tarafından yapılmıştır. KKE ise Zervas, Stavrouve Psychountaki (2007) tarafından geliştirilmiş ve Türkçe uyarlaması Engür (2011) tarafından yapılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde betimsel istatistik yöntemleri kullanılmıştır. Kendinle konuşma alt boyutları olan motivasyonel kendinle konuşma ve bilişsel kendinle konuşmanın, zihinsel dayanıklılık alt boyutlarından, güven alt boyutu, devamlılık alt boyutu ve kontrol alt boyutlarının birer yordayıcısı olup olmadığı çoklu regresyon analizi (aşamalı) ile test edilmiştir. Zihinsel dayanıklılık ile kendinle konuşma alt boyutları arasındaki ilişki ise Pearson korelasyon analizi ile değerlendirilmiştir. Yapılan analizler de anlamlılık düzeyi p< 0.05 olarak kabul edilmiş ve analizler de SPSS 25.0 paket programı kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, motivasyonel kendinle konuşma altboyutu ile zihinsel dayanıklılık düzeyi arasında pozitif yönlü zayıf bir ilişki, bilişsel kendinle konuşma altboyutu ile zihinsel dayanıklılık düzeyi arasında ise pozitif yönlü orta şiddetli bir ilişki saptanmıştır. Ayrıca motivasyonel kendinle konuşma alt boyutunun zihinsel dayanıklılığın devamlılık alt boyutuna, bilişsel kendinle konuşma alt boyutunun ise zihinsel dayanıklılığın güven alt boyutuna etkisinin manidar olduğu tespit edilmiştir. / / /
The purpose of this study was to examine the relationship between self-talk and mental toughness levels of student-athletes in the sports sciences faculty. A total of 198 student-athletes participating in the study were randomly selected from the Faculty of Sports Sciences of Akdeniz and Gazi Universities (male = 86, female = 112). In the research, information about socio-demographic variables was collected by the Personal Information Form created by the researcher. To achieve the purpose of the study, Sport Mental Toughness Questionnaire which was developed by Sheard, Golby and Van Wersch (2009) and adapted to Turkish language by Altıntaş (2015); and Self-Talk Questionnaire, which was developed by Zervas, Stavrouve Psychountaki (2007) and adapted to Turkish language by Engür (2011) were used. Descriptive statistics were applied in analysis of obtained data. Multiple regression analysis (stepwise) was used to test whether motivational self-talk and cognitive self-talk, which are sub-dimensions of self-talk, predict confidence, continuity and control which are sub-dimensions of mental toughness. The relationship between mental toughness and self-talk subscales was evaluated by Pearson Correlation coefficient. Analysis was performed by using SPSS, and the statistical significance was set at p<0,05. As a result of this research, while a weak positive correlation was noted between motivational self-talk levels and the level of mental toughness, there was a moderate positive relationship between cognitive self-talk levels and the level of mental toughness. Moreover, the effect size of the sub-dimension Motivational Self-talk sub-dimension was found to be significant on continuity sub-dimension of mental toughness and the effect size of cognitive self-talk sub-dimension was found to be significant on confidence sub-dimension of mental toughness.
Akdeniz Spor Bilimleri Dergisi / Mediterranean Journal of Sport Science , 2018
Bu araştırmanın amacı, bireysel ve takım sporu yapan spor bilimleri fakültesi öğrencilerinin kend... more Bu araştırmanın amacı, bireysel ve takım sporu yapan spor bilimleri fakültesi öğrencilerinin kendinle konuşma düzeylerini incelemek ve aralarında cinsiyet, sporculuk düzeyi, bölüm ve milli olma durumuna göre fark olup olmadığını belirlemektir. Araştırmaya bireysel sporlardan yüzme, taekwondo, okçuluk, masa tenisi ve güreş branşlarından 47'si erkek (46,1), 55'i kadın (53,9) olmak üzere toplam 102 sporcu; takım sporlarından ise, futbol, basketbol, voleybol ve hentbol branşlarından 43'ü erkek (35,3), 79'u kadın (64,7) olmak üzere 122 sporcu gönüllü olarak katılmıştır. Araştırmada sosyo-demografik değişkenler ile ilgili bilgiler, araştırmacı tarafından oluşturulan Kişisel Bilgi Formu ile toplanmıştır. Araştırmanın amacına ulaşmak için; Zervas, Stavrouve Psychountaki (2007) tarafından geliştirilen, Türkçe uyarlaması Engür (2011) tarafından yapılan "Kendinle Konuşma Envanteri" kullanılmıştır. Çalışmada kullanılan ölçeğe verilen yanıtların iç tutarlılığı Cronbach alpha (α) ile incelenmiş, kendinle konuşma düzeyi, motivasyonel işlev altboyutu, bilişsel işlev altboyutları için katsayılar sırasıyla; .96, .95, .91 olarak bulunmuştur. Elde edilen verilerin analizinde betimsel istatistik yöntemleri ve ikili grupların karşılaştırılmasında bağımsız gruplar T testi kullanılmıştır. İkiden fazla grupların karşılaştırılması tek yönlü varyans analizi ile yapılmıştır. İstatistikler SPSS 22 paket programıyla yapılmış ve yapılan tüm değerlendirmelerde istatistiksel anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edilmiştir. Milli takımda yer alma, takım ya da bireysel spor yapma değişkeni açısından öğrencilerin kendinle konuşma düzeylerinin farklılaşmadığı saptanmıştır. Öte yandan, cinsiyet ve bölüm açısından ise kendinle konuşma düzeylerinde ve motivasyonel işlev altboyutunda istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmıştır. Bu araştırma sonucunda spor bilimleri fakültesi öğrencilerinin kendinle konuşma düzeylerinin yüksek olduğu saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: bireysel sporlar, spor bilimleri, kendinle konuşma, takım sporları / / /
The purpose of this research is to examine the self-talk levels of the students of sports science faculty who perform individual and team sports and determine whether there is any difference according to gender, level of sports, division and nationality. A total of 102 athletes, 47 male (46,1) and 55 female (53,9) from Athletics, swiming, taekwondo, archery, table tennis and wrestling branches, as for the team sports, a total of 122 athletes, 43 male (35,3) and 79 female (64,7) from football, basketball, volleyball and handball branches voluntarily participated in the research study. In this research, information about socio-demographic variables was collected by the Personal Information Chart which was created by the researcher. To reach the purpose of the research; Self-Talk Questionnaire, which was developed by Zervas, Stavrouve Psychountaki (2007) and adapted to Turkish language by Engür (2011) were used. Descriptive statiscal methods were used to analyse the obtained datas and in analysis of the data about the comparison of two groups Independent-Samples T Test is used. Comparison of the groups which consists of more than two groups are conducted by One Way ANOVA Test. SPSS Pack 22 software was used for statistical analysis and p <0.05 was accepted as the level of significance. It has been determined that the levels of self-talk among the students do not differ in terms of participation in the national team, team or individual sporting change. On the other hand, a statistically significant difference was found in self-talk levels and motivational function sub-dimension in terms of gender and department. As a result of this research, it was determined that students of sports science faculty had high self-talks levels.
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2018
Çalışmanın amacı; elit düzeyde bireysel ve takım sporu yapan sporcuların zihinsel dayanıklılık dü... more Çalışmanın amacı; elit düzeyde bireysel ve takım sporu yapan sporcuların zihinsel dayanıklılık düzeylerini ve aralarında cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi, spor yapma sürelerine göre fark olup olmadığını belirlemektir. Araştırmaya bireysel sporlardan (Atletizm, Boks, Karate, Bisiklet) 56'sı erkek (%54,6), 50'si kadın (%45,4) toplam 106 sporcu; takım sporlarından, (Futbol, Basketbol, Voleybol, Hentbol) 57'si erkek (%56,4), 44'ü kadın (%43,6) 101 sporcu gönüllü olarak katılmıştır. Araştırmada Sheard ve diğ. (2009) tarafından geliştirilen, Türkçeye uyarlamasını Altıntaş (2015)'ın yaptığı " Sporda Zihinsel Dayanıklılık Envanteri " ve araştırmacıların hazırladığı kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Çalışmada yanıtların iç tutarlılığı Crα ile incelenmiş ve katsayısı .83 olarak bulunmuştur. Verilerin analizi SPSS 21 programı ile yapılmış, betimsel istatistiklerden frekans (f), yüzde (%); T-Testi testi ve ANOVA testleri kullanılmıştır. Araştırma sonucunda; bireysel sporcuların, takım sporcularına göre zihinsel dayanıklılık düzeylerinin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi ve spor yapma süresi, değişkenleri incelendiğinde gruplar içinde istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. / / /
The Purpose of this study is to examine the level of mental toughness of athletes who play individual and team sports at elite level and whether they differ according to gender, age, education level and time span of participation in that sport. 56 male (54.6%), 50 female (45.4%), totally 106 athletes from individual sports (Track and field, Boxing, Karate, Bicycle); and from team sports, (football, basketball, volleyball, handball), 57 male (56.4%) and 44 female (43.6%) participated in this study voluntarily. In the study, " Sport Mental Toughness Questionnaire (MTTQ) ", which was developed by Sheard et al. (2009) and adapted to Turkish by Altıntaş (2015), and personal information form prepared by researchers were used. The internal consistency of responses in the study was examined by Crα and the coefficient was found to be .83. Analysis of the data were made with SPSS 21 program, frequency (f), percentage (%) of descriptive statistics; T-test and ANOVA tests were used. As a result of the research; individual athletes have higher levels of mental toughness than team athletes. In addition, when the variables such as gender, age, education level and duration of sport were examined, statistically significant differences were found in the groups.
Muş Alparslan Üniversitesi Uluslararası Spor Bilimleri Dergisi, 2017
Bu araştırmanın temel amacı; spor dışındaki alanlarda öğrenim gören üniversite öğrencilerinin spo... more Bu araştırmanın temel amacı; spor dışındaki alanlarda öğrenim gören üniversite öğrencilerinin spora yönelik tutumlarının belirlenmesidir. Bu bağlamda, çalışmaya Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesinde öğrenim gören 391 kız (%60,2) 259 erkek (%39,8) olmak üzere toplamda 650 lisans öğrencisi gönüllü olarak katılmıştır. Bu araştırmada sosyo-demografik değişkenler ile ilgili bilgiler, araştırmacı tarafından oluşturulan Kişisel Bilgi Formu ile toplanmıştır. Araştırmanın amacına ulaşmak için; Koçak (2014) tarafından geliştirilen, 22 madde ve 3 faktörden oluşan " Spor Tutum Ölçeği " kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde verilerin dağılımları ve grupların dengeli olup olmamasına bağlı olarak ikili grup karşılaştırmalarında Mann Whitney-U testi, ikiden fazla grupların karşılaştırılmasında ise Kruskall Wallis testi kullanılmıştır. Kruskall Wallis testi sonuçları dikkate alınarak, gerek görüldüğünde Bonferroni düzeltmeli Mann Whitney-U Testi kullanılmıştır. İstatistikler SPSS 22 paket programıyla yapılmış ve yapılan tüm değerlendirmelerde istatistiksel anlamlılık düzeyi p<0,05 olarak kabul edilmiştir.Bu araştırmanın sonucunda, cinsiyet değişkeni açısından spor tutum toplam puanının yanında Psikososyal Gelişme ve Fiziksel Gelişme faktörlerinde anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. Zihinsel Gelişme faktöründe ise anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Spora Katılım değişkenine göre Spor Tutumu toplam puanları ve tüm faktörlerde anlamlı farklılıklar saptanmıştır. Öte yandan Anne ve Baba eğitim düzeyine göre farklılık tespit edilememesinin yanında öğrencilerin öğrenim gördüğü fakültelere göre farklılıklar tespit edilmiştir. Bu araştırma sonucunda, kız ve erkek öğrencilerin genel olarak spora yönelik tutum puanlarının yüksek olduğu belirlenmiştir. / / / The purpose of this research is determining the attitudes of undergraduate students enrolled in degree programs other than field of sport towards sport. In this context, 650 students of Ankara Yıldırım Beyazıt University, which consists of 391 women (60.2%) and 259 men (39.8%) participated in the study, voluntarily. In this research, information about socio-demographic variables was collected by the Personal Information Chart which was created by the researcher.
To achieve the purpose of the study, Sport Attitude Scale of Kocak (2014) which consists of 22 items and 3 factors, were used. In analysis of the data about the comparison of two groups Mann Whitney-U Test is used, which is determined by whether distribution of data or the groups are balanced. Comparison of the groups which consists of more than two groups are conducted by Kruskall Wallis Test. According to the results of Kruskall Wallis Test, Mann Whitney-U Test with the Bonferroni-correction is used, when needed. Statistics are generated by SPSS Pack 22
and p<0,05 is used as the significancy level. As a result of the analysis of the data set, when the gender is mentioned and there was found significant evidence about the total points of attitudes towards sports and psychosocial development and pyhsical development factors. However, there is no significant evidence in data set for mental development factor and the gender. Moreover, significant differences was detected in total points of attitudes towards sports and all of the factors, according to the regular participation to sports activities. On the other hand, effect of education level of parents was found to be insignificant while the different faculties had reasonable effects.
To sum up, the students who has participated in the study are detected to have high points of attitudes towards sports.
CBÜ Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 2023
Bu araştırmanın amacı atletik zihinsel enerji ile sporcu uyku davranışları arasındaki ilişkinin i... more Bu araştırmanın amacı atletik zihinsel enerji ile sporcu uyku davranışları arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Araştırmaya gönüllü olarak 115’i erkek (%50,9), 111’i kadın (%49,1) toplam 226 sporcu katılmıştır. İlişkisel tarama modelinde yürütülen bu araştırma kapsamında veri toplamak için Atletik Zihinsel Enerji ve Sporcu Uyku Davranış Ölçeklerinden yararlanılmıştır. Veriler analiz edilirken ilk olarak yanıtların iç tutarlıkları ile normallik varsayımları incelenmiş ve yanıtların güvenilir olduğu ile verilerin normallik varsayımlarını karşıladığı tespit edilmiştir. Bu doğrultuda ilişkilerin belirlenmesi için Pearson korelasyon katsayısı hesaplanmıştır. Sporcu uyku davranışının atletik zihinsel enerji düzeyini öngörmedeki gücünü belirlemek için regresyon analizlerinden faydalanılmıştır. Araştırma kapsamında yapılan çoklu regresyon analizi sonuçlarına göre sporcuların uyku davranışlarının atletik zihinsel enerji düzeylerini anlamlı şekilde öngördüğü ve varyansın yaklaşık %30’unun açıklandığı belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda sporcu uyku davranışının atletik zihinsel enerji düzeyinin bir belirleyicisi olduğu ifade edilebilir. / The aim of this study was to examine the relationship between athletic mental energy and athlete sleep behaviors. A total of 226 athletes, 115 male (50.9%) and 111 female (49.1%), participated in the study voluntarily. Athletic Mental Energy and Athlete Sleep Behavior Scales were used to collect data within the scope of this research, which was conducted in the relational survey model. While analyzing the data, firstly, the internal consistency and normality assumptions of the responses were examined, and it was determined that the responses were reliable, and the data met the normality assumptions. Accordingly, Pearson correlation coefficient was calculated to determine the relationships. Regression analyses were used to determine the power of athlete sleep behavior in predicting athletic mental energy level. According to the results of multiple regression analysis conducted within the scope of the research, it was determined that athletes' sleep behaviors significantly predicted their athletic mental energy levels and explained approximately 30% of the variance. In line with the results obtained, it can be stated that sport sleep behavior is a predictor of athletic mental energy level.
ROL Spor Bilimleri Dergisi, 2023
Araştırmada kullanılan veriler, kolay ulaşılabilir örneklem yöntemi temelinde gönüllülük esasıyla... more Araştırmada kullanılan veriler, kolay ulaşılabilir örneklem yöntemi temelinde gönüllülük esasıyla çalışma grubunu oluşturan 254(100kadın, 154erkek) takım sporcusundan elde edilmiştir.Tarama modelinde yürütülmüş betimsel bu araştırmada kullanılan veriler“Sporcular için Profesyonelizm Ölçeği”ile “Takım Sporlarında Şiddet Eğilimi Ölçeği”aracılığıyla elde edilmiştir. Elde edilen bulgulardasporcu profesyonelizmi ile şiddet eğilimlerinin negatif yönlü bir ilişki içinde olduğu ve sporcu profesyonelizminin duygusal, fiziksel ve sözel şiddet eğilimlerini negatif yönlü olarak anlamlı şekildeöngördüğübelirlenmiştir. Bu bulgulardan hareketle sporcu profesyonelizmi algısının artırılması ile duygusal, fiziksel ve sözel şiddet eğiliminin azaltılabileceği söylenebilir. / / Today, professionalization is mandatory for sports, like all fields. However, it is claimed that ethical problems increase for professional sports that take place in different environments compared to recreational sports. For this reason, it becomes important to examine the possible effects of the professionalization of sports on the ethical values of sports and athletes. In this context, the aim of the research is to examine the effect of professionalism on the tendency to violence in team athletes. The data used in the research were obtained from 254 (100 female, 154 male) team athletes who formed the study group on a voluntary basis based on easily accessible sampling method. The data used in this descriptive study, which was conducted in the screening model, were obtained through the “Professionalism Scale for Athletes” and the “Scale of Violence in Team Sports”. According to the results obtained, it was determined that athlete professionalism and violence tendencies were negatively related, and athlete professionalism predicted emotional, physical, and verbal violence tendencies negatively. In line with this result, it can be commented that the increased perception of athlete professionalism and the tendency to emotional, physical, and verbal violence can be reduced.
Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğiitm Fakültesi Dergisi, 2022
Araştırmanın amacı, uzaktan eğitim sürecindeki üniversite öğrencileri örnekleminde bilişsel kapıl... more Araştırmanın amacı, uzaktan eğitim sürecindeki üniversite öğrencileri örnekleminde bilişsel kapılma, algılanan öğrenme ve özgüdümlü öğrenme arasındaki ilişkilerin incelenmesidir. Araştırmanın örneklem grubu, kolay ulaşılabilir örneklem yöntemi doğrultusunda gönüllülük ilkesiyle araştırmaya katılan 238 (kadın=167, erkek=71) öğrenciden oluşmuştur. Tarama modelinde yürütülmüş betimsel bu araştırmada kullanılan veriler Usluel ve Vural (2009) tarafından Türkçe uyarlaması yapılan “Bilişsel Kapılma Ölçeği”, Albayrak, Güngören ve Horzum (2014) tarafından Türkçe uyarlaması yapılan “Algılanan Öğrenme Ölçeği” ve Yurdugül ve Alsancak Sırakaya tarafından Türkçe uyarlaması yapılan “Çevrimiçi Öğrenme Hazır Bulunuşluluk Ölçeğinin” alt boyutu olan “Özgüdümlü Öğrenme Ölçeği” aracılığıyla elde edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre cinsiyet, algılanan öğrenme ve bilişsel kapılma için bir belirleyicidir. Kullanılan cihaz ve ders dışı teknoloji kullanımı bilişsel kapılma düzeyini etkilemektedir. Ayrıca yüksek bilişsel kapılma düzeyine sahip öğrenciler, tercih hakları olsa örgün eğitimi tercih edeceklerini belirtmişlerdir. Özgüdümlü öğrenme ile algılanan öğrenme arasında ise pozitif yönlü bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Bu bulgulardan hareketle öğrencilerin, özgüdümlü öğrenme düzeylerini yukarı çekebilmeleri adına çaba sarf etmeleri önerilmektedir. / The aim of this study is to examine the relationships between cognitive absorption, perceived learning, and self- directed learning in university students of distance education students. The study group of the research consisted of 238 (female=167, male=71) students who participated in the research with the principle of voluntariness in line with the easily accessible sampling method. This research is descriptive research conducted in the scanning model. In the study, data were collected through the “Cognitive Absorption Scale”, “Perceived Learning Scale” and “Self-Directed Learning Scale”. According to the results obtained, gender is a determinant for perceived learning and cognitive absorption. The device used affects the level of cognitive absorption. Students with a high level of cognitive absorption state that they would prefer formal education if they had the right to choose. Extracurricular technology use is a determinant of cognitive absorption. Self-directed learning and perceived learning are in a positive relationship. Based on these findings, it is suggested that efforts should be made to increase students' self-directed learning.
Spor ve Performans Araştırmaları Dergisi, 2022
Bu araştırma; Spor Bilimleri Fakültesi öğrencilerinin bireysel girişimcilik ve liderlik davranışl... more Bu araştırma; Spor Bilimleri Fakültesi öğrencilerinin bireysel girişimcilik ve liderlik davranışlarına ilişkin öz algıları arasındaki ilişkinin incelenmesini amaçlayan betimsel bir araştırmadır. Araştırmada kullanılan veriler, basit rastgele yöntem doğrultusunda gönüllük ilkesine bağlı olarak araştırmaya katılan 204’ü kadın, 100’ü erkek toplam 304 öğrenciden elde edilmiştir. Çalışmada veri toplama aracı olarak Lisans Öğrencilerinin Liderlik Davranışlarına İlişkin Öz Algıları ve Bireysel Girişimcilik Algı Ölçeği kullanılmıştır. İstatistiksel analizlerde bağımsız gruplar t-testi ve tek yönlü varyans analizi yapılmıştır. Boyutlar arasındaki ilişkilerin yorumlanmasına yönelik ise Pearson korelasyon katsayısı hesaplanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre kararlı liderlik davranışı algısı için cinsiyet, kadınlar lehine anlamlı bir belirleyicidir. Aktif spor yapan öğrenciler planlama, kontrol, kendine güven, motivasyon, bireysel girişimcilik algısı ile ilkeli, kararlı liderlik boyutlarında aktif spor yapmayan öğrencilere kıyasla anlamlı bir biçimde daha yüksek puanlara sahiptirler. Spor Yöneticiliği Bölümü öğrencileri kontrol, iletişim, öz disiplin ile katılımcı ve kendine güvenen liderlik davranışlarında anlamlı bir biçimde yüksek puanlar elde etmişlerdir. Ayrıca liderlik davranışları ile bireysel girişimcilik boyutları arasında anlamlı ilişkiler olduğu belirlenmiştir. / The aim of this research is to examine the relationships between the self-per- ceptions of the leadership behaviors of the students of the faculty of sports sciences and their perceptions of individual entrepreneurship. The research is a descriptive research. The data used in the research were obtained from a total of 304 students, 204 female and 100 male, who participated in the research based on the principle of voluntariness in line with the simple random method. The data used in the research were collected through the Self-Perceptions of Undergraduate Students’ Leadership Behaviors Scale and the Individual Entrepreneurship Perception Sca- le. In the statistical analysis, independent groups t-test and one-way analysis of variance were performed. Pearson correlation coefficient was calculated for the interpretation of the relations between the dimensions. According to the results, gender is a significant determinant in favor of women for the perception of deter- mined leadership behavior. Students who actively engage in sports have high sco- res in the dimensions of planning, control, self-confidence, motivation, individual entrepreneurship perception, and principled and determined leadership. Sports management students achieved significantly higher scores in control, communi- cation, self-discipline, and participatory and self-confident leadership behaviors. In addition, it has been determined that there are significant relationships between leadership behaviors and individual entrepreneurship dimensions.
Akdeniz Spor Bilimleri Dergisi, 2022
Bu araştırmanın amacı spor bilimleri fakültesi adaylarının bazı özelliklerinin tanımlanması ve sp... more Bu araştırmanın amacı spor bilimleri fakültesi adaylarının bazı özelliklerinin tanımlanması ve spor yaralanması kaygısı ile sportif sorunlarla başa çıkma becerileri arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Araştırmada kullanılan veriler, kolay ulaşılabilir örneklem yöntemi temelinde gönüllülük esasıyla çalışma grubunu oluşturan 889 (281 kadın, 608 erkek) adaydan elde edilmiştir. Adaylarının tamamı 2021-2022 eğitim-öğretim yılı için özel yetenek sınavlarına girmişlerdir. Tarama modelinde yürütülmüş betimsel bu araştırmada kullanılan veriler Spor Yaralanması Kaygı Ölçeği ve Sportif Sorunlarla Başa Çıkma Envanteri aracılığıyla elde edilmiştir. Sonuçlara göre spor geçmişine sahip erkek amatör sporcuların spor bilimleri fakültesi adayları arasında oransal üstünlüğe sahip olduğu, adayların hazırlanma koşullarında ise bireysel ya da kurs ile hazırlanma oranının birbirine yakın olduğu belirlenmiştir. Erkek adayların sportif sorunlarla başa çıkma becerilerinin kadın adaylara kıyasla daha yüksek olduğu söylenebilirken kadın adayların özellikle fiziksel unsurları içeren yaralanma kaygı düzeylerinin yüksek olduğu ifade edilebilir. Ayrıca adayların spor yaralanma kaygılarının orta düzeyde, sportif sorunlarla başa çıkma becerisi algılarının ise yüksek olduğu söylenebilir. Sporculuk geçmişi olan ve profesyonel seviyede spor yapan adayların rakiplerine kıyasla sportif sorunlarla başa çıkma becerilerinin yüksek, spor yaralanması kaygılarının ise düşük olduğu ifade edilebilir. / The aim of this research is to reveal some descriptive characteristics of the Sports Science Faculty candidates and to examine the relationship between sports injury anxiety and their ability to athletic coping skills. Easily accessible sampling method was used in the research. The study group consisted of 889 (281 female, 608 male) student candidates. All of the candidates took the special talent exams for the 2021-2022 academic year. This research is a descriptive research conducted in the scanning model. The data were obtained through the Sports Injury Anxiety Scale and the Coping with Sports Problems Inventory. According to the results obtained, male amateur athletes with a sports background have a proportional advantage among the candidates of the faculty of sports sciences. In the preparation conditions of the candidates, it was determined that the rate of individual or course and preparation was close to each other. It was determined that male candidates' ability to cope with sportive problems was higher than female candidates. In addition, it can be stated that female candidates have high levels of injury anxiety, especially involving physical elements. In addition, it can be said that the sports injury anxiety of the candidates is moderate level, and the perception of the ability to cope with sports problems is high. It can be stated that the candidates who have a history of sportsmanship and who play sports at a professional level have higher coping skills with sports problems and lower anxiety about sports injuries compared to their competitors.
Ahi Evran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2022
Teknolojinin günümüzde her alanda olduğu gibi spor faaliyetlerinin öncesinde, sırasında ve sonras... more Teknolojinin günümüzde her alanda olduğu gibi spor faaliyetlerinin öncesinde, sırasında ve sonrasında birçok şekilde ve amaçla kullanılmasının, sporun öznesi olan sporcular tarafından nasıl değerlendirildiği merak konusu olmuştur. Bu çalışma sporcuların, spor bünyesindeki teknoloji kullanımına dair görüşlerini metaforlar aracılığıyla tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Bu amaç doğrultusunda çalışma grubu farklı branşlarda aktif spor yapan 50 elit sporcudan oluşturulmuştur. Nitel araştırma yöntemlerinden olgu bilim deseninin kullanıldığı araştırmada veriler içerik analizi tekniği kullanılarak çözümlenmiştir. Katılımcıların sporda teknoloji kullanımına dair görüşlerini anlamak için “Sporda teknoloji kullanımı .... gibidir / ‘na benzer. Çünkü ....” cümlelerini tamamlamaları istenmiştir. Sporda teknoloji kullanımına ilişkin antrenman, anne, antrenör, oksijen, ilaç, su gibi metaforlar tespit edilmiştir. Araştırma kapsamında elde edilen bu metaforlar “zorunluluk, fayda, rehber, adalet sağlama, tamamlayıcı olma” kavramsal kategorileri altında toplanmıştır. Bu araştırma kapsamında elde edilen metaforlar değerlendirildiğinde, elit sporcuların sporda teknoloji kullanımına dair olumlu bir tutum içerisinde olduğu ve sporcuların teknoloji kullanımını destekledikleri kanaati oluşmuştur. / Today, it is a matter of curiosity how the use of technology in many ways and purposes before, during and after sports activities is evaluated by the athletes who are the subjects of sports. How athletes assess the technology usage in sports activities creates curiosity. The aim of this research is to determine the thoughts of athletes' on the usage of technology in sports activities through metaphors. The sample of the study consist of 50 elite athletes who are from different branches. In research, the phenomenological method from the qualitative research approaches was used. For the analysis of data, the content analysis method was used. The athletes were asked to fill the sentence “Technology usage in sports activities is like ... / look like’. Because ... .” Training, mother, trainer, oxygen, medicine, water are some of the metaphors related to the usage of technology in sports activities. Metaphors were gathered under 5 different categories. The metaphors derived from the research collected categories as “necessity, benefit, guide, secure the justice, supplementary”. Metaphors that have been derived from this research are assessed and we concluded that elite athletes are in a positive manner towards and support usage of technology in sports activities.
Kocaeli Sağlık Bilimleri Derisi, 2022
Amaç: Bu araştırmada amaç Covid-19 pandemisinde sporcuların depresyon ve kaygı düzeylerinin bazı ... more Amaç: Bu araştırmada amaç Covid-19 pandemisinde sporcuların depresyon ve kaygı düzeylerinin bazı değişkenler açısından incelenmesidir. Yöntem: Araştırmanın çalışma grubu kolay ulaşılabilir örneklem yöntemi doğrultusunda gönüllülük ilkesiyle araştırmaya katılan 256 (kadın=127, erkek=129) sporcudan oluşturulmuştur. Çalışma grubuna dâhil olmak için sporculardan pandemi ilan edilmeden hemen önce aktif müsabık sporcu olma şartı aranmıştır. Tarama modelinde yürütülmüş betimsel bu araştırmada kullanılan veriler Tuğlu ve ark. tarafından Türkçe uyarlaması yapılan “Birinci Basamak İçin Beck Depresyon Ölçeği” ve Öner ve Le Compte tarafından Türkçe uyarlaması yapılan “Durumluk ve Sürekli Kaygı Ölçeği” aracılığıyla toplanmıştır.
Bulgular: Sporcuların durumluk ve sürekli kaygı ile depresyon puanları cinsiyet, partner durumu, ekonomik gelir değerlendirmesi, pandemi nedeniyle ekonomik gelir kaybı yaşama ve Covid-19 geçirme durumuna göre istatistiksel olarak farklılaşmaktadır (p<0,05). Ayrıca depresyon ile kaygı düzeyleri arasında pozitif yönde istatistiksel olarak anlamlı ilişkiler saptanmıştır (p<0,05).
Sonuç: Sporcuların depresyon ve kaygı düzeylerinin Covid-19 pandemisi ve izolasyon önlemleri nedeniyle gösterebileceği artışta cinsiyet, partner durumu, covid geçirme durumu, ekonomik değerlendirme, pandemi nedeniyle ikamet değişikliği ve gelir kaybı yaşama durumunun belirleyici olabileceği belirlenmiştir. Ayrıca depresyon ya da kaygı düzeylerinde yaşanılacak herhangi bir artışın, bir diğerinde de artışa neden olabileceği saptanmıştır. / Objective: The aim of this study is to examine the depression and anxiety levels of the athletes in the Covid-19 pandemic in terms of some variables. Methods: The working group of the study was composed of 256 (female=127, male=129) athletes who participated in the study on the principle of volunteerism in accordance with the easily accessible sample method. In order to be included in the study group, athletes were required to be active competitive athletes just before the pandemic was declared. Descriptive data used in this study conducted with the scanning model Tuglu et al., Turkish adaptation by (2005) “Beck Depression Scale for Primary Care” and Turkish adaptation by Öner and Le Compte (1983) “status and continuous Anxiety Scale” was collected through.
Results:According to the results obtained, athletes' status and constant anxiety and depression scores differ statistically according to gender, relationship status, economic income assessment, economic income loss due to pandemic and Covid-19 positive (p<0.05). In addition, statistically significant relationships were found between depression and anxiety levels in a positive direction (p<0.05).
Conclusion: It has been determined that the increase in the depression and anxiety levels of the athletes due to the Covid-19 pandemic and isolation measures can be determined by the gender, relationship status, covid status, economic evaluation, change of residence and loss of income due to the pandemic. In addition, it has been determined that any increase in depression or anxiety levels may cause an increase in the other variable.
International Journal of Sport Culture and Science, 2020
The purpose of this research is to examine the personality traits of veteran folk dancers and the... more The purpose of this research is to examine the personality traits of veteran folk dancers and their participation motivation in sports. The study group of the research consists of 136 (66 female, 70 male) veteran folk dancers who voluntarily participated in the research from among the veteran folk dancers who took part in the Local Branch Folk Dances Competition in line with the easily accessible sampling method. In this descriptive study conducted in the scanning model, data has been collected by means of using the Participation Motivation Scale in Sports developed by Gill et al. (1983) and reported to be valid and reliable in Turkish by Oyar et al. (2001) as well as Ten-item Personality Scale developed by Gosling et al. (2003) and reported to be valid and reliable in Turkish by Atak (2013). According to the results obtained, it can be stated that gender is not a determinant factor in the personality formation and participation motivation in sports in veteran folk dancers and that sportive success / status seeking of veteran folk dancers continues despite their advancing age in line with emotional stability, which is a dominant personality traits of veteran folk dancers. / Bu araştırmanın amacı veteran halk oyuncuların kişilik özellikleri ile spora katılım motivasyonlarının incelenmesidir. Araştırmanın çalışma grubu kolay ulaşılabilir örneklem yöntemi doğrultusunda Mahalli Dal Halkoyunları Yarışmasında yer alan veteran halk oyunculardan gönüllülükle araştırmaya dâhil olan 136 (66 kadın, 70 erkek) veteran halk oyuncudan oluşmuştur. Tarama modelinde yürütülmüş betimsel bu araştırmada Gill ve arkadaşları (1983) tarafından geliştirilen, Oyar ve arkadaşları (2001) tarafından Türkçe geçerlik güvenirliği raporlanan Spora Katılım Güdüsü Ölçeği ile Gosling arkadaşları (2003) tarafından geliştirilen ve Atak (2013) tarafından Türkçe geçerlik güvenirliği raporlanan On Maddeli Kişilik Ölçeği aracılığıyla toplanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre veteran halk oyuncularında kişilik ve spora katılım güdüsünde cinsiyetin bir belirleyici olmadığı ve veteran halk oyuncularının baskın kişilik özellikleri olan duygusal dengelilik doğrultusunda ilerleyen yaşlarına rağmen sportif başarı / statü arayışlarının devam ettiği ifade edilebilir.
Akdeniz Spor Bilimleri Dergisi, 2021
Bu araştırmanın amacı, ragbi sporcularında duygusal zekâ ve kişilik özellikleri arasındaki ilişki... more Bu araştırmanın amacı, ragbi sporcularında duygusal zekâ ve kişilik özellikleri arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Araştırma grubu 2020-2021 sezonunda Türkiye Ragbi Federasyonu tarafından düzenlenen lig müsabakalarında oynayan 213 (94 kadın, 119 erkek) ragbi sporcusundan oluşmuştur. Araştırmanın verileri Lane ve diğerleri (2009) tarafından geliştirilen ve Türkçe uyarlaması Adiloğulları ve Görgülü, (2015) tarafından yapılan “Sporda Duygusal Zekâ Envanteri” ile Rammstedt ve John (2007) tarafından geliştirilen ve Horzum, Ayas ve Padır (2017) tarafından Türkçe uyarlaması yapılan “Beş Faktör Kişilik Ölçeği” ile toplanmıştır. Verilerin analizinde bilgisayar destekli veri çözümleme paket programı SPSS kullanılmıştır. Verilerin dağılım değerlendirmeleri çarpıklık ve basıklık puanlamaları üzerinden yapılırken, tüm analizlerde anlamlılık kriteri olarak p<0,05 düzeyi dikkate alınmıştır. Araştırma sonucunda; ragbi sporcularında duygusal zekâ ve kişilik özellikleri arasında anlamlı ilişkiler tespit edilmiştir. Ayrıca kadın sporcuların duygusal zekâ düzeylerinin erkek sporculara kıyasla istatistiksel olarak anlamlı bir biçimde daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Araştırmada elde edilen bulgular neticesinde ragbi sporcularının kişilik özellikleri açısından dışa dönük bireyler olduğu; duygusal zekâ düzeylerinin orta seviyede olduğu; cinsiyetin, ragbi sporcularının duygusal zekâ düzeylerinde bir belirleyici olduğu ve duygusal zekânın kişilik özellikleri ile istatistiksel olarak anlamlı bir biçimde ilişkili olduğu söylenebilir. / The aim of this research is to examine the relationship between emotional intelligence and personality traits in rugby players. The research group consisted of 213 (94 female, 119 male) rugby players playing in the league competitions organized by the Turkish Rugby Federation in the 2020-2021 season. To achieve the purpose of the study, Emotional Intelligence Inventory in Sports and Five Factor Personality Scalewere used. The obtained data were analyzed by SPSS 24 package program. While the distribution evaluations of the data were made on the basis of skewness and kurtosis scores, p<0,05 level was taken into consideration as the significance criterion in all analyzes. As a result of the research; A statistically significant relationship was found between emotional intelligence and personality traits in rugby players. In addition, it was determined that the emotional intelligence levels of female athletes were statistically significantly higher than male athletes. As a result of the findings obtained in the study, it was determined that rugby athletes are extroverted individuals in terms of personality traits; their emotional intelligence levels are moderate; It can be said that gender is a determinant of the emotional intelligence levels of rugby players and that emotional intelligence is statistically significantly related to personality traits.
Gazi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 2021
Bu araştırmanın amacı sporcuların COVID-19’a yakalanma kaygı düzeylerinin bazı değişkenler açısın... more Bu araştırmanın amacı sporcuların COVID-19’a yakalanma kaygı düzeylerinin bazı değişkenler açısından incelenmesidir. Araştırmada kullanılan veriler kolay ulaşılabilir örneklem yöntemi ile 972 sporcunun (523 Kadın, 449 Erkek) dahil edildiği çalışma grubundan elde edilmiştir. Çalışma grubuna dâhil olmak için en az üç yıllık lisanslı sporcu olma, pandemi öncesinde en az bir yıldır resmi müsabakalara katılmış olma ve 17 ile 33 yaş aralığında olma kriterleri aranmıştır. Tarama modelinde yürütülmüş betimsel araştırmada kullanılan veriler Demir, Cicioğlu ve İlhan (2020) tarafından alanyazına kazandırılan “Sporcuların Yeni Tip Koronavirüse Yakalanma Kaygısı Ölçeği (SYTKYKÖ)” aracılığıyla elde edilmiştir. Elde edilen verilerin normal dağılım gösterdiği gözlemlenmiştir. Bu kapsamda bağımsız gruplar t-testi ve tek yönlü varyans analizi yapılmıştır. İstatistiksel analizler İstatistiksel analizler p<0,05 anlamlılık düzeyi dikkate alınarak SPSS 22 paket programı aracılığıyla yapılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre sporcular cinsiyet, bireysel ve takım sporcusu olma, algılanan ekonomik durum değişkenleri açısından karşılaştırıldığında sporcuların COVID-19’a yakalanma kaygı düzeyleri istatistiksel olarak anlamlı bir biçimde farklılaşmaktadır. Öte yandan sporcuların COVID-19’a yakalanma kaygılarının bir yakınlarının COVID-19’a yakalanma değişkeni açısından farklılaşmadığı da tespit edilmiştir. Sonuç olarak, sporcuların COVID-19’a yakalanma kaygısı içinde oldukları belirlenmiştir. Bu bilgilerden hareketle; sporcuların psikolojik yapılarının korunması ve sportif performans kayıplarının önüne geçilmesi amacıyla branş ve sporculuk seviyesi gözetmeksizin COVID-19’a yakalanma kaygıları da dahil olmak üzere sportif performanslarını olumsuz etkileyecek benzer unsurların farkında olunması ve bu unsurların giderilmesine yönelik çalışmaların yapılması önerilmektedir. / The aim of this research is to examine the athlete's anxiety to catch the novel coronavirus (COVID-19) in terms of some variables. The study group of the research was composed of 972 (women=523, man=449) athletes who voluntarily participated with the easily accessible sampling method. In order to be included in the study group, the athletes were required to have at least three years of licensed sports and to participate in official competitions for at least one year before the pandemic, and being between the ages of 17 and 33 were determined as criteria. The data used in this study were obtained through the Novel Coronavirus Anxiety Scale developed by Demir, Cicioğlu, and İlhan (2020). It was observed that the obtained data showed a normal distribution. In this context, independent groups t-test and one-way analysis of variance were performed. All analyzes were performed using the SPSS 22 package program, taking into account the significance level of p<0,05. According to the results, when the athletes are compared in terms of gender, being an individual and a team athlete, and economic evaluation variables, the levels of anxiety about catching a novel coronavirus differ significantly. On the other hand, it has been determined that the concerns of athletes about getting COVID-19 did not differ in terms of the variable of catching the COVID-19. As a result, it has been determined that the athletes are concerned about catching the COVID-19. Based on this information, it should be aware of similar factors that will negatively affect the sports performance of the athletes, including the anxiety of catching the COVID-19, regardless of the branch and level of sportsmanship.
SPORMETRE, 2020
Bu araştırmanın amacı, futbolculuk seviyesinin (amatör, profesyonel, milli) prososyal ve antisosy... more Bu araştırmanın amacı, futbolculuk seviyesinin (amatör, profesyonel, milli) prososyal ve antisosyal davranışlar üzerindeki belirleyici rolünü tespit etmektir. Araştırmaya yaşları 19-30 arasında değişen 300 erkek futbolcu gönüllü olarak katılmıştır. Araştırma kapsamında veri toplama aracı olarak Kavussanu ve Boardley (2009) tarafından geliştirilen ve Türkçe uyarlaması Sezen-Balçıkanlı (2013) tarafından yapılan "Sporda Prososyal ve Antisosyal Davranış Ölçeği" kullanılmıştır. Araştırmanın istatistiksel analizlerinde, bağımsız değişkenin bağımlı değişkenleri yordamadaki gücünü belirlemek amacıyla basit doğrusal regresyon analiz yöntemi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre, sporculuk seviyesinin, takım arkadaşına prososyal davranışı anlamlı düzeyde yordadığı ve varyansın %4'ünü açıkladığı, rakip takım oyuncusuna prososyal davranışı anlamlı düzeyde yordadığı ve varyansın %20'sini açıkladığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte sporculuk seviyesinin takım arkadaşına antisosyal davranışı anlamlı düzeyde yordadığı ve varyansın %5'ini açıkladığı; rakip takım oyuncusuna antisosyal davranışı anlamlı düzeyde yordadığı ve varyansın %25'ini açıkladığı tespit edilmiştir. Gruplar içi puan ortalamaları incelendiğinde, milli ve profesyonel sporcuların amatör sporcu grubuna göre prososyal davranışlarda daha yüksek ortalamaya sahip olduğu, antisosyal davranışlarda ise daha düşük ortalamaya sahip olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak, sporculuk seviyesi arttıkça takım arkadaşına ve rakip takım oyuncusuna prososyal davranışların yükseleceği, sporculuk seviyesi düştükçe takım arkadaşına ve rakip takım oyuncusuna antisosyal davranışların yükseleceği değerlendirmesine varılmıştır. / Abstract: The aim of this study is to determining role of football level (amateur, professional, national) on prosocial and antisocial behaviors. A total of 300 male football players aged 19-30 years participated in the study voluntarily. In the scope of the research "Prosocial and Antisocial Behavior Scale in Sports" developed by Kavussanu and Boardley (2009) and Turkish adapted by Sezen-Balçıkanlı (2013) was used as data collection tool. In this research, simple linear regression analysis method was used to determine the power of independent variable in predicting dependent variables. According to the results of the research, it was found that the level of sportsmanship predicted prosocial behavior to his team mate significantly and explained 4% of the variance, predicted prosocial behavior to the opponent team player and explained 20% of the variance. In addition, it was found that the level of sportsmanship predicted antisocial behavior to teammate significantly and explained 5% of the variance, the opponent team player predicted antisocial behavior significantly and explained 25% of the variance. When the mean scores within the groups were examined, it was found that national and professional athletes had higher mean scores in prosocial behaviors and lower average in antisocial behaviors than amateur athletes. As a result, it was concluded that as the level of sportsmanship increases, prosocial behavior will increase to the teammate and the opponent team player and antisocial behavior will increase to the teammate and the opponent team player.
Progress in Nutrition, 2020
Study Objectives: The study aimed to contribute to the research and understanding of the concept ... more Study Objectives: The study aimed to contribute to the research and understanding of the concept of athletic mental energy (AME), which seems to be lacking in the literature. For this purpose, the relationship between athletic mental energy and eating habits was examined in a sample of professional football players. Methods: A total of 254 professional men football players with a mean age of 24.22±4.62 years, mean of 11.50±4.50 sports ages, participated in the study. The research used The Three-Factor Eating Questionnaire (TFEQ-R18) and The Athletic Mental Energy Scale (AMES). TFEQ-R18 was developed by Karlson et al (2000) and adapted to Turkish by Kıraç et al (2015). AMES was developed by Lu et al (2018) and adapted to Turkish by Yıldız et al (2020). Descriptive statistics and Simple Linear Regression Analysis methods were used in the analysis of the data obtained. The analyzes were made in the SPSS 22 package program and the significance level was taken as p <0.05 in all analyzes in the study. Results: As the result of research, it has been determined that cognitive restraint is positively correlated with AME, uncontrolled eating is negatively correlated with AME, emotional eating is negatively correlated with AME and susceptibility to hunger is negatively correlated with AME. Conclusion: We can state that eating behavior are predictors of cognitive energy as a result of research.
SPORMETRE Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi / The Journal of Physical Education and Sport Sciences, 2020
Öz: Bu çalışmanın amacı, yeni bir kavram olarak değerlendirilebilecek atletik zihinsel enerjinin ... more Öz: Bu çalışmanın amacı, yeni bir kavram olarak değerlendirilebilecek atletik zihinsel enerjinin ölçümü için Lu ve arkadaşları (2018) tarafından geliştirilen Atletik Zihinsel Enerji Ölçeği'nin (AZEÖ) Türkçeye uyarlanması ve psikometrik özelliklerinin incelenmesidir. Çalışmaya farklı branşlarda müsabık seviyede faal (futbol, basketbol, voleybol, hentbol, çim/buz hokeyi, atletizm, judo, taekwondo, tenis, yüzme, oryantiring, wushu, bisiklet) 174'ü erkek (%60,6) (x̄yaş=22,57±3,29), 113'ü kadın (%39,4) (x̄yaş=22.25±2.82) olmak üzere toplam 287 sporcu gönüllü olarak katılmıştır. Ölçek 18 madde ve 6 alt boyuttan oluşmakta, 6'lı Likert tipinde değerlendirilmektedir. Ölçeğin yapı geçerliliği için birinci ve ikinci düzey doğrulayıcı faktör analizi ayrı ayrı incelenmiş, güvenirlik değerlendirmesi için ise iç tutarlılık katsayıları hesaplanmış, iç tutarlılığın belirlenmesi adına madde toplam test korelasyonları da incelenmiştir. Birinci düzey doğrulayıcı faktör analiz sonuçlarında elde edilen uyum iyiliği indeks değerleri, x2/sd(x2=251,392, sd=120)=2,09, RMSEA=0,062, SRMR=0,053, GFI=0,91, CFI=0,95 olarak belirlenmiştir. İkinci düzey doğrulayıcı faktör analiz sonuçlarında elde edilen uyum iyiliği indeks değerleri ise, x2/sd(x2=336,325, sd=129)=2,60, RMSEA=0,075, SRMR=0,064, GFI=0,90, CFI=0,92 olarak belirlenmiştir. Ölçeğin Cronbach Alpha değerlerinin, 0,78 ile 0,91 arasında değiştiği tespit edilmiştir. Sonuç olarak Atletik Zihinsel Enerji Ölçeği'nin Türkçe versiyonunun sporcular için geçerli ve güvenilir bir ölçüm aracı olduğu söylenebilir. //
Abstract: This study aimed to adapt the Athletic Mental Energy Scale (AMES) ,which has been developed by Lu et al. (2018) to Turkish, and to investigate its psychometric properties. For this purpose, a total of 287 athletes participated in the study voluntarily,174 of whom were male (x̄age =22,57±3,29), and 174 were female (x̄age=22,25±2,82) who were active in different sport branches (football, basketball, volleyball, handball, field/ice hokey, track and field, judo, taekwondo, tennis, swimming, orienteering, wushu, bicycle). AMES consists of 18 items and 6 sub-dimensions and is evaluated as 6 Likert type. First and second level confirmatory factor analyses were examined for construct validity of the scale. Internal consistency coefficients were calculated for reliability assessment, and item-total test correlations were also examined to determine internal consistency. In the first level confirmatory factor analysis results, the goodness of fit index values were determined as x2/sd(x2=251,392, sd=120)=2,09, RMSEA=0,062, SRMR=0,053, GFI=0,91, CFI=0,95. In the second level confirmatory factor analysis results, the goodness of fit index values were determined x2/sd(x2=336,325, sd=129)=2,60, RMSEA=0,075, SRMR=0,064, GFI=0,90, CFI=0,92. It was determined that the internal consistency coefficients of the questionnaire changed between 0.78 and 0.91. As a result, it can be said that the Turkish version of "Athletic Mental Energy-AMES" is a valid and reliable measurement tool for athletes.
Akdenir Spor Bilimleri Dergisi / Mediterranean Journal of Sport Science, 2020
Bu araştırmada atletizm branşındaki sporcuların kişilik özelliklerinin başarı motivasyonuna etkis... more Bu araştırmada atletizm branşındaki sporcuların kişilik özelliklerinin başarı motivasyonuna etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışma, tarama modelinin kullanıldığı betimsel bir araştırmadır. Araştırmanın evrenini Türkiye’de atletizm branşında faaliyet gösteren sporcular oluştururken, araştırma grubunu ise Ankara, Antalya ve Mersin illerinde atletizm ile ilgilenen 104 milli takım sporcusu ve 238 milli olmayan sporcu oluşturmuştur. Araştırma kapsamında veriler, araştırmacılar tarafından hazırlanan Kişisel Bilgi Formu, Spora Özgü Başarı Motivasyonu Ölçeği (SÖBMÖ) ve Eysenck Kişilik Anketi – Gözden Geçirilmiş/Kısaltılmış Formu (EKA-GGK) ile toplanmıştır. Elde edilen veriler SPSS 23 paket programı ile analiz edilmiştir. Kişisel bilgilerin analizinde yüzde ve frekans hesaplaması kullanılmıştır. Cinsiyet ve millilik durumuna göre karşılaştırmalar, ManyWhitney U testi ile yapılmıştır. Yaş durumuna göre karşılaştırmalar ise Kruskal Wallis H testi ile yapılmıştır. Ölçeklerin alt faktörlerinin birbirleriyle ilişkilerinin tespiti için korelasyon analizi yapılmıştır. Sonuç olarak; atletizm ile ilgilenen sporcuların sporda başarı motivasyonu ile kişilik özellikleri arasında yakın bir ilişki vardır.
2. Uluslararası Akademik Öğrenci Çalışmaları Kongresi, 2019
Bütün toplumlarda görülen evrensel bir fenomen olarak din, insanların tutum ve davranışlarını, in... more Bütün toplumlarda görülen evrensel bir fenomen olarak din, insanların tutum ve davranışlarını, insanlar arası ilişkileri ve toplumsal hayatı belirleyen bir kurumdur. Çalışmanın amacı, spor bilimleri fakültesinde öğrenim gören öğrencilerin dinsel yaşayış düzeylerini yaş, cinsiyet ve öğrenim gördükleri bölüm açısından inanç, ahlak, ibadet alt boyutlarında saptamaktır. Araştırma, Gazi Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’nde 2018-2019 eğitim-öğretim yılının güz döneminde öğrenim gören 196 öğrenciyi kapsamaktadır. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden tarama deseni kullanılmıştır. Verilerin toplanmasında, Kişisel Bilgi Formu ile daha önce Kayıklık (2003) tarafından geliştirilen ve Kayıklık ve Kalgı (2017) tarafından revize edilen Dini Yaşayış Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde, ikili grup karşılaştırmalarında Mann Whitney-U testi, ikiden fazla grupların karşılaştırılmasında ise Kruskall Wallis H testi kullanılmıştır. Kruskall Wallis H testi sonuçları dikkate alınarak, gerek görüldüğünde Bonferroni düzeltmeli Mann Whitney-U testi kullanılmıştır. Araştırmaya katılan öğrencilerin Dini Yaşayış Ölçeği’nin alt boyutları olan İnanç ve İbadet Alt boyutları ile cinsiyet değişkeni arasında Erkekler lehine istatistiksel olarak anlamlı farklar tespit edilmiştir. Bölüm değişkenine göre, Dini Yaşayış Toplam Puanlarında ve İbadet Alt Boyutunda istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. Yaş değişkenine göre, İnanç Alt Boyutunda istatistiksel olarak Gecikmeli-Uzatmalı Dönem lehine anlamlı farklılık saptanmıştır. Sonuçlara göre, Erkeklerin inançları ve bu doğrultuda yapmış oldukları ibadetlerin kadınlara oranla anlamlı düzeyde yüksek farklılığa sahip olmasının kaynağı olarak, Erkeklerin büyük çoğunluğunun haftada bir de olsa düzenli olarak Cuma namazına gitmelerinden kaynaklandığı ve erkeklerin kendi zihinlerinde oluşturduğu dini şemaları daha güçlü benimsemiş olabilmeleri söylenebilir. Sonuçlara göre Rekreasyon Bölümü öğrencilerinin dini yaşayışlarının ve ibadetlerinin diğer bölümlere oranla daha az olduğu söylenebilir. Son olarak yaşın ilerlemesi ile İnanç düzeyindeki artışın, yaşla birlikte insanların dine karşı daha olumlu tutum ve davranışlar geliştirmelerinden kaynaklandığı söylenebilir.
Akdeniz Spor Bilimleri Dergisi / Mediterranenan Journal of Sport Science, 2019
Bu araştırmanın amacı, spor bahsi oynayan bireylerin, paraya ilişkin tutumlarının yaş, aylık geli... more Bu araştırmanın amacı, spor bahsi oynayan bireylerin, paraya ilişkin tutumlarının yaş, aylık gelir, haftalık bahse ayrılan harcama değişkenlerine göre fark olup olmadığını değerlendirmektir. Araştırmaya Ankara ili Altındağ ilçesinden tamamı erkek 242 gönüllü katılmıştır. Sosyo-demografik değişkenler ile ilgili bilgiler, araştırmacı tarafından oluşturulan Kişisel Bilgi Formu ile toplanmıştır. Araştırmada Tang tarafından 1995 yılında geliştirilen 12 maddeli Para Etiği ölçeği kullanılmıştır. Çalışmada kullanılan ölçeğe verilen yanıtların iç tutarlılığı Cronbach alpha (α) ile incelenmiş başarı, bütçe ve şeytan alt boyutları için katsayılar sırasıyla .88, .87, .86 olarak bulunmuştur. Elde edilen verilerin dağılımı incelenmiş ve normal dağılım gösterdiği tespit edilmiştir. Verilerin analizinde betimsel istatistikler, frekans (f) ve ANOVA testleri kullanılmıştır. İstatistikler SPSS .25 paket programıyla yapılmış ve yapılan tüm değerlendirmelerde istatistiksel anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edilmiştir. Sonuç olarak spor bahsi oynayan gençlerin, yaşlılara kıyasla paranın kullanımında daha dikkatli oldukları düşünülmektedir. Spor bahsi oynayan katılımcıların gelir seviyesi düştükçe, parayı başarı göstergesi olarak görme eğilimlerinin arttığı belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: bahis, spor bahsi, paraya ilişkin tutum. / / /
The aim of this study is to evaluate whether the attitudes of individuals who play sports bets differ according to the variables of age, monthly income, and weekly spending. 242 volunteers from Altındağ district of Ankara participated in the study. Information about socio-demographic variables was collected by the Personal Information Form formed by the researcher. In the study, a 12-item Monetary Ethics scale developed by Tang in 1995 was used. The internal consistency of the responses to the scale used in the study was examined by Cronbach alpha (α). The coefficients of success, budget and evil sub-dimensions were .88, .87, .86, respectively. The distribution of the obtained data was examined and found to be normal. Data were analyzed using descriptive statistics, frequency (f) and ANOVA tests. Statistical analysis was performed with SPSS .25 package program and statistical significance level was accepted as p <0.05 in all evaluations. As a result, it is thought that young people who play sports bet are more careful in using money than the elderly. As the income level of the sports betting participants decreased, their tendency to see money as an indicator of success increased.
Gaziantep Üniversitesi Spor Bilimleri Dergisi, 2019
Bu çalışmanın temel amacı; spor bilimleri fakültesindeki sporcu öğrencilerin kendinle konuşma ve ... more Bu çalışmanın temel amacı; spor bilimleri fakültesindeki sporcu öğrencilerin kendinle konuşma ve zihinsel dayanıklılık düzeyleri arasındaki ilişkinin incelemesidir. Çalışmaya Akdeniz ve Gazi Üniversitelerinin Spor Bilimleri Fakültelerinde öğrenim görmekte olan rastgele yöntemle seçilmiş 198 sporcu öğrenci katılmıştır. Katılımcıların 86'sı kadın (%43,4), 112'si erkektir (%56,6). Araştırma kapsamında veriler, araştırmacılar tarafından hazırlanan Kişisel Bilgi Formu, Sporda Zihinsel Dayanıklılık Envanteri (SZDE) ve Kendinle Konuşma Envanteri (KKE) ile toplanmıştır. SZDE, Sheard, Golby ve Van Wersch (2009) tarafından geliştirilmiş ve Türkçe uyarlaması Altıntaş (2015) tarafından yapılmıştır. KKE ise Zervas, Stavrouve Psychountaki (2007) tarafından geliştirilmiş ve Türkçe uyarlaması Engür (2011) tarafından yapılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde betimsel istatistik yöntemleri kullanılmıştır. Kendinle konuşma alt boyutları olan motivasyonel kendinle konuşma ve bilişsel kendinle konuşmanın, zihinsel dayanıklılık alt boyutlarından, güven alt boyutu, devamlılık alt boyutu ve kontrol alt boyutlarının birer yordayıcısı olup olmadığı çoklu regresyon analizi (aşamalı) ile test edilmiştir. Zihinsel dayanıklılık ile kendinle konuşma alt boyutları arasındaki ilişki ise Pearson korelasyon analizi ile değerlendirilmiştir. Yapılan analizler de anlamlılık düzeyi p< 0.05 olarak kabul edilmiş ve analizler de SPSS 25.0 paket programı kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, motivasyonel kendinle konuşma altboyutu ile zihinsel dayanıklılık düzeyi arasında pozitif yönlü zayıf bir ilişki, bilişsel kendinle konuşma altboyutu ile zihinsel dayanıklılık düzeyi arasında ise pozitif yönlü orta şiddetli bir ilişki saptanmıştır. Ayrıca motivasyonel kendinle konuşma alt boyutunun zihinsel dayanıklılığın devamlılık alt boyutuna, bilişsel kendinle konuşma alt boyutunun ise zihinsel dayanıklılığın güven alt boyutuna etkisinin manidar olduğu tespit edilmiştir. / / /
The purpose of this study was to examine the relationship between self-talk and mental toughness levels of student-athletes in the sports sciences faculty. A total of 198 student-athletes participating in the study were randomly selected from the Faculty of Sports Sciences of Akdeniz and Gazi Universities (male = 86, female = 112). In the research, information about socio-demographic variables was collected by the Personal Information Form created by the researcher. To achieve the purpose of the study, Sport Mental Toughness Questionnaire which was developed by Sheard, Golby and Van Wersch (2009) and adapted to Turkish language by Altıntaş (2015); and Self-Talk Questionnaire, which was developed by Zervas, Stavrouve Psychountaki (2007) and adapted to Turkish language by Engür (2011) were used. Descriptive statistics were applied in analysis of obtained data. Multiple regression analysis (stepwise) was used to test whether motivational self-talk and cognitive self-talk, which are sub-dimensions of self-talk, predict confidence, continuity and control which are sub-dimensions of mental toughness. The relationship between mental toughness and self-talk subscales was evaluated by Pearson Correlation coefficient. Analysis was performed by using SPSS, and the statistical significance was set at p<0,05. As a result of this research, while a weak positive correlation was noted between motivational self-talk levels and the level of mental toughness, there was a moderate positive relationship between cognitive self-talk levels and the level of mental toughness. Moreover, the effect size of the sub-dimension Motivational Self-talk sub-dimension was found to be significant on continuity sub-dimension of mental toughness and the effect size of cognitive self-talk sub-dimension was found to be significant on confidence sub-dimension of mental toughness.
Akdeniz Spor Bilimleri Dergisi / Mediterranean Journal of Sport Science , 2018
Bu araştırmanın amacı, bireysel ve takım sporu yapan spor bilimleri fakültesi öğrencilerinin kend... more Bu araştırmanın amacı, bireysel ve takım sporu yapan spor bilimleri fakültesi öğrencilerinin kendinle konuşma düzeylerini incelemek ve aralarında cinsiyet, sporculuk düzeyi, bölüm ve milli olma durumuna göre fark olup olmadığını belirlemektir. Araştırmaya bireysel sporlardan yüzme, taekwondo, okçuluk, masa tenisi ve güreş branşlarından 47'si erkek (46,1), 55'i kadın (53,9) olmak üzere toplam 102 sporcu; takım sporlarından ise, futbol, basketbol, voleybol ve hentbol branşlarından 43'ü erkek (35,3), 79'u kadın (64,7) olmak üzere 122 sporcu gönüllü olarak katılmıştır. Araştırmada sosyo-demografik değişkenler ile ilgili bilgiler, araştırmacı tarafından oluşturulan Kişisel Bilgi Formu ile toplanmıştır. Araştırmanın amacına ulaşmak için; Zervas, Stavrouve Psychountaki (2007) tarafından geliştirilen, Türkçe uyarlaması Engür (2011) tarafından yapılan "Kendinle Konuşma Envanteri" kullanılmıştır. Çalışmada kullanılan ölçeğe verilen yanıtların iç tutarlılığı Cronbach alpha (α) ile incelenmiş, kendinle konuşma düzeyi, motivasyonel işlev altboyutu, bilişsel işlev altboyutları için katsayılar sırasıyla; .96, .95, .91 olarak bulunmuştur. Elde edilen verilerin analizinde betimsel istatistik yöntemleri ve ikili grupların karşılaştırılmasında bağımsız gruplar T testi kullanılmıştır. İkiden fazla grupların karşılaştırılması tek yönlü varyans analizi ile yapılmıştır. İstatistikler SPSS 22 paket programıyla yapılmış ve yapılan tüm değerlendirmelerde istatistiksel anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edilmiştir. Milli takımda yer alma, takım ya da bireysel spor yapma değişkeni açısından öğrencilerin kendinle konuşma düzeylerinin farklılaşmadığı saptanmıştır. Öte yandan, cinsiyet ve bölüm açısından ise kendinle konuşma düzeylerinde ve motivasyonel işlev altboyutunda istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmıştır. Bu araştırma sonucunda spor bilimleri fakültesi öğrencilerinin kendinle konuşma düzeylerinin yüksek olduğu saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: bireysel sporlar, spor bilimleri, kendinle konuşma, takım sporları / / /
The purpose of this research is to examine the self-talk levels of the students of sports science faculty who perform individual and team sports and determine whether there is any difference according to gender, level of sports, division and nationality. A total of 102 athletes, 47 male (46,1) and 55 female (53,9) from Athletics, swiming, taekwondo, archery, table tennis and wrestling branches, as for the team sports, a total of 122 athletes, 43 male (35,3) and 79 female (64,7) from football, basketball, volleyball and handball branches voluntarily participated in the research study. In this research, information about socio-demographic variables was collected by the Personal Information Chart which was created by the researcher. To reach the purpose of the research; Self-Talk Questionnaire, which was developed by Zervas, Stavrouve Psychountaki (2007) and adapted to Turkish language by Engür (2011) were used. Descriptive statiscal methods were used to analyse the obtained datas and in analysis of the data about the comparison of two groups Independent-Samples T Test is used. Comparison of the groups which consists of more than two groups are conducted by One Way ANOVA Test. SPSS Pack 22 software was used for statistical analysis and p <0.05 was accepted as the level of significance. It has been determined that the levels of self-talk among the students do not differ in terms of participation in the national team, team or individual sporting change. On the other hand, a statistically significant difference was found in self-talk levels and motivational function sub-dimension in terms of gender and department. As a result of this research, it was determined that students of sports science faculty had high self-talks levels.
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2018
Çalışmanın amacı; elit düzeyde bireysel ve takım sporu yapan sporcuların zihinsel dayanıklılık dü... more Çalışmanın amacı; elit düzeyde bireysel ve takım sporu yapan sporcuların zihinsel dayanıklılık düzeylerini ve aralarında cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi, spor yapma sürelerine göre fark olup olmadığını belirlemektir. Araştırmaya bireysel sporlardan (Atletizm, Boks, Karate, Bisiklet) 56'sı erkek (%54,6), 50'si kadın (%45,4) toplam 106 sporcu; takım sporlarından, (Futbol, Basketbol, Voleybol, Hentbol) 57'si erkek (%56,4), 44'ü kadın (%43,6) 101 sporcu gönüllü olarak katılmıştır. Araştırmada Sheard ve diğ. (2009) tarafından geliştirilen, Türkçeye uyarlamasını Altıntaş (2015)'ın yaptığı " Sporda Zihinsel Dayanıklılık Envanteri " ve araştırmacıların hazırladığı kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Çalışmada yanıtların iç tutarlılığı Crα ile incelenmiş ve katsayısı .83 olarak bulunmuştur. Verilerin analizi SPSS 21 programı ile yapılmış, betimsel istatistiklerden frekans (f), yüzde (%); T-Testi testi ve ANOVA testleri kullanılmıştır. Araştırma sonucunda; bireysel sporcuların, takım sporcularına göre zihinsel dayanıklılık düzeylerinin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi ve spor yapma süresi, değişkenleri incelendiğinde gruplar içinde istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. / / /
The Purpose of this study is to examine the level of mental toughness of athletes who play individual and team sports at elite level and whether they differ according to gender, age, education level and time span of participation in that sport. 56 male (54.6%), 50 female (45.4%), totally 106 athletes from individual sports (Track and field, Boxing, Karate, Bicycle); and from team sports, (football, basketball, volleyball, handball), 57 male (56.4%) and 44 female (43.6%) participated in this study voluntarily. In the study, " Sport Mental Toughness Questionnaire (MTTQ) ", which was developed by Sheard et al. (2009) and adapted to Turkish by Altıntaş (2015), and personal information form prepared by researchers were used. The internal consistency of responses in the study was examined by Crα and the coefficient was found to be .83. Analysis of the data were made with SPSS 21 program, frequency (f), percentage (%) of descriptive statistics; T-test and ANOVA tests were used. As a result of the research; individual athletes have higher levels of mental toughness than team athletes. In addition, when the variables such as gender, age, education level and duration of sport were examined, statistically significant differences were found in the groups.
Muş Alparslan Üniversitesi Uluslararası Spor Bilimleri Dergisi, 2017
Bu araştırmanın temel amacı; spor dışındaki alanlarda öğrenim gören üniversite öğrencilerinin spo... more Bu araştırmanın temel amacı; spor dışındaki alanlarda öğrenim gören üniversite öğrencilerinin spora yönelik tutumlarının belirlenmesidir. Bu bağlamda, çalışmaya Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesinde öğrenim gören 391 kız (%60,2) 259 erkek (%39,8) olmak üzere toplamda 650 lisans öğrencisi gönüllü olarak katılmıştır. Bu araştırmada sosyo-demografik değişkenler ile ilgili bilgiler, araştırmacı tarafından oluşturulan Kişisel Bilgi Formu ile toplanmıştır. Araştırmanın amacına ulaşmak için; Koçak (2014) tarafından geliştirilen, 22 madde ve 3 faktörden oluşan " Spor Tutum Ölçeği " kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde verilerin dağılımları ve grupların dengeli olup olmamasına bağlı olarak ikili grup karşılaştırmalarında Mann Whitney-U testi, ikiden fazla grupların karşılaştırılmasında ise Kruskall Wallis testi kullanılmıştır. Kruskall Wallis testi sonuçları dikkate alınarak, gerek görüldüğünde Bonferroni düzeltmeli Mann Whitney-U Testi kullanılmıştır. İstatistikler SPSS 22 paket programıyla yapılmış ve yapılan tüm değerlendirmelerde istatistiksel anlamlılık düzeyi p<0,05 olarak kabul edilmiştir.Bu araştırmanın sonucunda, cinsiyet değişkeni açısından spor tutum toplam puanının yanında Psikososyal Gelişme ve Fiziksel Gelişme faktörlerinde anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. Zihinsel Gelişme faktöründe ise anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Spora Katılım değişkenine göre Spor Tutumu toplam puanları ve tüm faktörlerde anlamlı farklılıklar saptanmıştır. Öte yandan Anne ve Baba eğitim düzeyine göre farklılık tespit edilememesinin yanında öğrencilerin öğrenim gördüğü fakültelere göre farklılıklar tespit edilmiştir. Bu araştırma sonucunda, kız ve erkek öğrencilerin genel olarak spora yönelik tutum puanlarının yüksek olduğu belirlenmiştir. / / / The purpose of this research is determining the attitudes of undergraduate students enrolled in degree programs other than field of sport towards sport. In this context, 650 students of Ankara Yıldırım Beyazıt University, which consists of 391 women (60.2%) and 259 men (39.8%) participated in the study, voluntarily. In this research, information about socio-demographic variables was collected by the Personal Information Chart which was created by the researcher.
To achieve the purpose of the study, Sport Attitude Scale of Kocak (2014) which consists of 22 items and 3 factors, were used. In analysis of the data about the comparison of two groups Mann Whitney-U Test is used, which is determined by whether distribution of data or the groups are balanced. Comparison of the groups which consists of more than two groups are conducted by Kruskall Wallis Test. According to the results of Kruskall Wallis Test, Mann Whitney-U Test with the Bonferroni-correction is used, when needed. Statistics are generated by SPSS Pack 22
and p<0,05 is used as the significancy level. As a result of the analysis of the data set, when the gender is mentioned and there was found significant evidence about the total points of attitudes towards sports and psychosocial development and pyhsical development factors. However, there is no significant evidence in data set for mental development factor and the gender. Moreover, significant differences was detected in total points of attitudes towards sports and all of the factors, according to the regular participation to sports activities. On the other hand, effect of education level of parents was found to be insignificant while the different faculties had reasonable effects.
To sum up, the students who has participated in the study are detected to have high points of attitudes towards sports.