Alihan Babaoğlu | Bartın University (original) (raw)

Uploads

Thesis Chapters by Alihan Babaoğlu

Research paper thumbnail of Nadir Aganın Hatıraları 1-2 (Toplumsal Tarih Dergisi 49)

Toplumsal Tarih Dergisinin 49. Sayısında Yayınlanan, Nadir Ağanın Hatıralarının 1. ve 2. Yazıları... more Toplumsal Tarih Dergisinin 49. Sayısında Yayınlanan, Nadir Ağanın Hatıralarının 1. ve 2. Yazılarına bu dosya üzerinden ulaşabilirsiniz.

Research paper thumbnail of II. Selim Döneminde Osmanlı -Safevi Münasebetleri

Sultan Selim Arap ülkelerine ilk ayak basan Osmanoğlu’dur, fakat bu hususta Selçukluların bıraktı... more Sultan Selim Arap ülkelerine ilk ayak basan Osmanoğlu’dur, fakat bu hususta Selçukluların bıraktığı yerden devam etmiştir. Safevi Şahı İsmail ise hemen hemen her dönem Osmanlıya kafa tutmuş Türk-Şîî bir hükümdardır. Bu iki şahsın ilişkisini elimden geldiği kadarıyla objektif ve perspektif olarak incelemeye çalıştım. Aslında bakacak olursak Müslümanlar bireysel ve toplumsal olarak kendilerini geliştirmek, yaşadıkları çağı anlamlandırmak, karşılaştıkları problemleri İslami ilkeler doğrultusunda çözüme kavuşturmak ve bu uğurda çaba harcamak için de tarihlerine hakim olmak zorundalar....

Papers by Alihan Babaoğlu

Research paper thumbnail of Kanun-i Hürrem Çiftinin Toplumsal Projesi Tekke-i Haseki Sultan (Usbik 2020 )

Kanun-i Hürrem Çiftinin Toplumsal Projesi Tekke-i Haseki Sultan (Usbik 2020 )

Vakıf Müessesesi, Türk kültür tarihinin önemli ananelerinden biri olarak; sosyal, kültürel, ilmi ... more Vakıf Müessesesi, Türk kültür tarihinin önemli ananelerinden biri olarak; sosyal, kültürel, ilmi ve iktisadi
hayatın öznesi konumundadır. Bu konum İslam devletleri çatısı altında oluşan toplumlarda yardımlaşma,
hoşgörü, hayırseverlik gibi temel ahlakın yadsınamaz gerçeklerinin bir sonucudur. Bu çalışmada, devlet
sınırlarının doruk noktasına ulaştığı 17. Yüzyılda; köylüsü, şehirlisi, Müslim’i ve gayrimüslimi ile homojen
olmayan bir yapıya sahip olan Osmanlı Toplumunun ve hanedanlığının bağrından çıkan ve yüzyıllarca
yardımseverliğin en büyük örneklerinden biri olan Kudüs Haseki Sultan İmareti incelenecektir. Bu inceleme
sırasında ise; bahsi geçen imaret arazisinin yardımsever kadınları (Tunşuk Hatun, Azize Elena, Hürrem
Sultan) arasındaki ortak bağlantılar göz önünde bulundurularak, Haseki Hürrem Sultanın, Kanuni Sultan
Süleyman’ın desteğiyle büyük toplumsal projelere adını yazdırmasının gerçek sebepleri ortaya çıkacaktır.
Kudüs Haseki Sultan imareti bugün bile aynı coşku ve belirli bir ihtiyatın sonucuymuşçasına hizmetlerine ve
yardımseverliğine devam etmektedir. Bilinenin aksine vakıf müessesenin en önemli tartışması olan, vakıf
kurumun altında yatan siyasi otorite ve statü sağlama mevzusu açısından literatürdeki yerini alacaktır. Bunun
yanı sıra Kudüs imaretinin kapsama alanı, gelir ve gider kaynakları, yöneten ve yönetilen zümreye etkileri,
imaretin işleyişi ve istihdam alanları bu çalışmanın sebepleri arasındadır.

Research paper thumbnail of İslami Modernizmin Kurucusu Cemaleddin Afganî

Özet 19. Yüzyılda yaşamış olan ve dönemin önemli düşünürleri arasında sayılabilecek, Cemaleddin A... more Özet 19. Yüzyılda yaşamış olan ve dönemin önemli düşünürleri arasında sayılabilecek, Cemaleddin Afgani'nin hakkında birçok biyografi eseri yazılmıştır. İslam dininin amacından saptığı ve emperyalist devletlerin etkisini arttırdığı bir dönemde aktivist kimliğiyle ön plana çıkmış ve birçok ülkede çeşitli konferanslar vermiştir. Yetiştirmiş olduğu öğrenciler vasıtasıyla belirli halk kitlelerini etkilemiştir. Bu etkileşim İslam dininde bir yenilik çağrısı üzerine odaklanmıştır. Afganistan'dan İran'a, Mısır'dan Osmanlı'ya ve Rusya Müslümanlarına kadar ulaşmış ve çabalarıyla Milliyetçi kişilerin de odak noktasında olmuştur. Ancak Afganî ekolü bugün büyük bir kesim tarafından masonluk ve dinsizlikle aşağılanmıştır. Afganî ekolündeki, felsefeyi ve mantığı anlayamayanlar, belli bir dine inanmayan kimsenin mason olamayacağı kuralını bilmeyenler ve araştırmayanlarla aynı kişiler olması muhtemel bir görüştür. Arap topraklarında Panarabizm'i, Türk topraklarında Pantürkizm'i savunmuş olması, sömürgeci devletlere karşı yapılacak en büyük darbeydi. Afgani'nin görüşlerine ise Panislamizm karşıtı olduğu gerekçesiyle, Müslüman liderler tarafından karşı çıkılmıştır. Hayatını bir seyyah gibi geçirmiş ve gittiği coğrafyalarda; yeniliğin, modernizmin, anayasal sistemin ve felsefenin gücünün yanı sıra tüm bunların gerekliliğini de vurgulamıştır. Hayatının son durağı olan Osmanlı Devletinde, mücadelesine ve fikirlerine veda etmiştir.

Research paper thumbnail of Bir Kültür Köprüsü Niteliğinde Soğd'lar

Asya, Orta Doğu ve Anadolu’ya kadar ticari anlamda mekik dokuyan ve mahir diplomat özelliği taşıy... more Asya, Orta Doğu ve Anadolu’ya kadar ticari anlamda mekik dokuyan ve mahir diplomat özelliği taşıyan Soğd’lar, ipek yoluna hakim olan devletle birlikte egemenlik altına girmişlerdir. Ancak bu egemenlik bir asimilasyondan ziyade, gitmiş oldukları veya boyun eğdikleri toplumlara kendi kültürlerini taşımışlardır.

Research paper thumbnail of Osmanlı Devleti Vakıflarında Kadın'ın Rolü

Kadının tarihteki kimlik belirsizliği ve rolü, uzun yıllar değişkenlik göstererek çoklu tartışmal... more Kadının tarihteki kimlik belirsizliği ve rolü, uzun yıllar değişkenlik göstererek çoklu tartışmalara konu olmuştur. Tarih Biliminin belirlenmeye başladığı dönemlerden itibaren bakacak olursak, kadın; ticari bir eşya, er kişinin ve yakınlarının hizmetkarı, doğurgan bir nesne ve Ortaçağ Avrupası’nın şeytanı olmuş, hatta bunun yanı sıra cahiliye saflarının utanç pınarı olduğu hepimizce bilinmektedir. Kadına Tarih boyu yakıştırılan bu sıfatların yanı sıra Osmanlı Devleti müesseseleri olan Vakıflar, birinci derecede kadının etkin rol oynadığı bir kurum olmuştur. Aslında tam olarak yaygınlaşması II. Mehmet ile başlıyor diyebiliriz. Onun öncesinde kadınlar eski Türk geleneklerine göre yaşamıştır. Ancak belirli bir dönemden sonra Dünya kadın görüşüyle, Osmanlı kadınlarının şahsiyetleri karşı karşıya gelmiştir. İşte bu kültür karmaşasında Osmanlı Kadınları ne şekilde hareket etmişlerdir? Buna bir cevap aramaya çalışacağız.

Research paper thumbnail of Nadir Aganın Hatıraları 1-2 (Toplumsal Tarih Dergisi 49)

Toplumsal Tarih Dergisinin 49. Sayısında Yayınlanan, Nadir Ağanın Hatıralarının 1. ve 2. Yazıları... more Toplumsal Tarih Dergisinin 49. Sayısında Yayınlanan, Nadir Ağanın Hatıralarının 1. ve 2. Yazılarına bu dosya üzerinden ulaşabilirsiniz.

Research paper thumbnail of II. Selim Döneminde Osmanlı -Safevi Münasebetleri

Sultan Selim Arap ülkelerine ilk ayak basan Osmanoğlu’dur, fakat bu hususta Selçukluların bıraktı... more Sultan Selim Arap ülkelerine ilk ayak basan Osmanoğlu’dur, fakat bu hususta Selçukluların bıraktığı yerden devam etmiştir. Safevi Şahı İsmail ise hemen hemen her dönem Osmanlıya kafa tutmuş Türk-Şîî bir hükümdardır. Bu iki şahsın ilişkisini elimden geldiği kadarıyla objektif ve perspektif olarak incelemeye çalıştım. Aslında bakacak olursak Müslümanlar bireysel ve toplumsal olarak kendilerini geliştirmek, yaşadıkları çağı anlamlandırmak, karşılaştıkları problemleri İslami ilkeler doğrultusunda çözüme kavuşturmak ve bu uğurda çaba harcamak için de tarihlerine hakim olmak zorundalar....

Research paper thumbnail of Kanun-i Hürrem Çiftinin Toplumsal Projesi Tekke-i Haseki Sultan (Usbik 2020 )

Kanun-i Hürrem Çiftinin Toplumsal Projesi Tekke-i Haseki Sultan (Usbik 2020 )

Vakıf Müessesesi, Türk kültür tarihinin önemli ananelerinden biri olarak; sosyal, kültürel, ilmi ... more Vakıf Müessesesi, Türk kültür tarihinin önemli ananelerinden biri olarak; sosyal, kültürel, ilmi ve iktisadi
hayatın öznesi konumundadır. Bu konum İslam devletleri çatısı altında oluşan toplumlarda yardımlaşma,
hoşgörü, hayırseverlik gibi temel ahlakın yadsınamaz gerçeklerinin bir sonucudur. Bu çalışmada, devlet
sınırlarının doruk noktasına ulaştığı 17. Yüzyılda; köylüsü, şehirlisi, Müslim’i ve gayrimüslimi ile homojen
olmayan bir yapıya sahip olan Osmanlı Toplumunun ve hanedanlığının bağrından çıkan ve yüzyıllarca
yardımseverliğin en büyük örneklerinden biri olan Kudüs Haseki Sultan İmareti incelenecektir. Bu inceleme
sırasında ise; bahsi geçen imaret arazisinin yardımsever kadınları (Tunşuk Hatun, Azize Elena, Hürrem
Sultan) arasındaki ortak bağlantılar göz önünde bulundurularak, Haseki Hürrem Sultanın, Kanuni Sultan
Süleyman’ın desteğiyle büyük toplumsal projelere adını yazdırmasının gerçek sebepleri ortaya çıkacaktır.
Kudüs Haseki Sultan imareti bugün bile aynı coşku ve belirli bir ihtiyatın sonucuymuşçasına hizmetlerine ve
yardımseverliğine devam etmektedir. Bilinenin aksine vakıf müessesenin en önemli tartışması olan, vakıf
kurumun altında yatan siyasi otorite ve statü sağlama mevzusu açısından literatürdeki yerini alacaktır. Bunun
yanı sıra Kudüs imaretinin kapsama alanı, gelir ve gider kaynakları, yöneten ve yönetilen zümreye etkileri,
imaretin işleyişi ve istihdam alanları bu çalışmanın sebepleri arasındadır.

Research paper thumbnail of İslami Modernizmin Kurucusu Cemaleddin Afganî

Özet 19. Yüzyılda yaşamış olan ve dönemin önemli düşünürleri arasında sayılabilecek, Cemaleddin A... more Özet 19. Yüzyılda yaşamış olan ve dönemin önemli düşünürleri arasında sayılabilecek, Cemaleddin Afgani'nin hakkında birçok biyografi eseri yazılmıştır. İslam dininin amacından saptığı ve emperyalist devletlerin etkisini arttırdığı bir dönemde aktivist kimliğiyle ön plana çıkmış ve birçok ülkede çeşitli konferanslar vermiştir. Yetiştirmiş olduğu öğrenciler vasıtasıyla belirli halk kitlelerini etkilemiştir. Bu etkileşim İslam dininde bir yenilik çağrısı üzerine odaklanmıştır. Afganistan'dan İran'a, Mısır'dan Osmanlı'ya ve Rusya Müslümanlarına kadar ulaşmış ve çabalarıyla Milliyetçi kişilerin de odak noktasında olmuştur. Ancak Afganî ekolü bugün büyük bir kesim tarafından masonluk ve dinsizlikle aşağılanmıştır. Afganî ekolündeki, felsefeyi ve mantığı anlayamayanlar, belli bir dine inanmayan kimsenin mason olamayacağı kuralını bilmeyenler ve araştırmayanlarla aynı kişiler olması muhtemel bir görüştür. Arap topraklarında Panarabizm'i, Türk topraklarında Pantürkizm'i savunmuş olması, sömürgeci devletlere karşı yapılacak en büyük darbeydi. Afgani'nin görüşlerine ise Panislamizm karşıtı olduğu gerekçesiyle, Müslüman liderler tarafından karşı çıkılmıştır. Hayatını bir seyyah gibi geçirmiş ve gittiği coğrafyalarda; yeniliğin, modernizmin, anayasal sistemin ve felsefenin gücünün yanı sıra tüm bunların gerekliliğini de vurgulamıştır. Hayatının son durağı olan Osmanlı Devletinde, mücadelesine ve fikirlerine veda etmiştir.

Research paper thumbnail of Bir Kültür Köprüsü Niteliğinde Soğd'lar

Asya, Orta Doğu ve Anadolu’ya kadar ticari anlamda mekik dokuyan ve mahir diplomat özelliği taşıy... more Asya, Orta Doğu ve Anadolu’ya kadar ticari anlamda mekik dokuyan ve mahir diplomat özelliği taşıyan Soğd’lar, ipek yoluna hakim olan devletle birlikte egemenlik altına girmişlerdir. Ancak bu egemenlik bir asimilasyondan ziyade, gitmiş oldukları veya boyun eğdikleri toplumlara kendi kültürlerini taşımışlardır.

Research paper thumbnail of Osmanlı Devleti Vakıflarında Kadın'ın Rolü

Kadının tarihteki kimlik belirsizliği ve rolü, uzun yıllar değişkenlik göstererek çoklu tartışmal... more Kadının tarihteki kimlik belirsizliği ve rolü, uzun yıllar değişkenlik göstererek çoklu tartışmalara konu olmuştur. Tarih Biliminin belirlenmeye başladığı dönemlerden itibaren bakacak olursak, kadın; ticari bir eşya, er kişinin ve yakınlarının hizmetkarı, doğurgan bir nesne ve Ortaçağ Avrupası’nın şeytanı olmuş, hatta bunun yanı sıra cahiliye saflarının utanç pınarı olduğu hepimizce bilinmektedir. Kadına Tarih boyu yakıştırılan bu sıfatların yanı sıra Osmanlı Devleti müesseseleri olan Vakıflar, birinci derecede kadının etkin rol oynadığı bir kurum olmuştur. Aslında tam olarak yaygınlaşması II. Mehmet ile başlıyor diyebiliriz. Onun öncesinde kadınlar eski Türk geleneklerine göre yaşamıştır. Ancak belirli bir dönemden sonra Dünya kadın görüşüyle, Osmanlı kadınlarının şahsiyetleri karşı karşıya gelmiştir. İşte bu kültür karmaşasında Osmanlı Kadınları ne şekilde hareket etmişlerdir? Buna bir cevap aramaya çalışacağız.