Mehmet Gedizli | Celal Bayar University (original) (raw)
Uploads
Papers by Mehmet Gedizli
Turkish studies, 2012
This article was examined in terms of the functions of Turkish construction of additional. One of... more This article was examined in terms of the functions of Turkish construction of additional. One of the ways used to create new words and concepts in Turkish is to use affixes. Due to an agglutinative language, it is need to be used a lot of affixes, this way of using has long been used with developing new vocabularies so today number of vocabulary in Turkish has reached maximum point. In parallel with the developments in information technologies, social structures like language make a rapid change and development. If languages which cannot use development opportunities correctly and efficiently they get into the effect of the dominant languages. The findings related to the language deaths in the world show that measures should be taken in the face of these developments. Turkish as one of the most spoken languages of the European Union is not faced with this problem directly, but if the necessary precautions are not already taken there likely seems to be problems in the future.
Turkish Studies (Elektronik), 2012
Akademik Bakış Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler Dergisi, Dec 1, 2013
Turkish is very rich in terms of type of verb phrases; there are a lot of fields of study related... more Turkish is very rich in terms of type of verb phrases; there are a lot of fields of study related to verb roots. In terms of operating system, history and structure Turkish has a lot of functional features and these should be examined more closely. In this study, a little more than one-third of the root verbs in Turkish that make up their roster were analyzed and the resulting data was classified in terms of structure and meaning. Attention was drawn to a point that wasn't encountered in the research on Turkish before and tidy data was presented to the researchers of the field.
Türük uluslararası dil edebiyat halkbilimi araştırmaları dergisi, 2021
The Journal of International Social Research, Feb 20, 2015
İnsanlığın ortak eseri olan diller, yapı ve işleyiş bakımından birbirilerinden ayrılırlar. İnsan ... more İnsanlığın ortak eseri olan diller, yapı ve işleyiş bakımından birbirilerinden ayrılırlar. İnsan dilinin belli sayıda seslerden oluştuğu dilbilimciler tarafından tespit edilmiştir. Belli ve sınırlı sayıdaki seslerle binlerce dil konuşulması ve bu dillerin her birinin kendine özgü yapı ve işleyiş oluşturmaları dikkat çekici bir husustur. Dillerin kendilerine özgü dil unsurları üretmeleri ve işletmeleri, dil olmalarının gerekçelerinden birisidir. Ünlemler de dillere özgü yapı ve işleyişe sahip olan dil unsurlarındandır. Her dilin ünlemleri vardır ve dilin konuşucuları tarafından kullanılmaktadır. Ünlemler, diğer dil unsurları (isim, fiil vd.) gibi genel nitelikli değildir. Yapıları ve kullanılışları bakımından özel bir yerleri vardır. Bu çalışmada, Türkçenin üzerinde en az çalışılan gramer konularından birisi olan ünlemler, genel özellikleri ve temel işlevi bakımından incelenmiştir. Öncelikle Türkçe gramer kitaplarının konuya yaklaşımları belirlenmiştir. Kaynaklar arasındaki farklı yaklaşımlara dikkat çekilmiştir. Gramer terimleri sözlüklerinin konuya dair açıklamaları temel alınarak, ünlemlerle ilgili tespitlerdeki eksikliklere ve ortak tespitlere vurgu yapılarak, tartışma zemini oluşturulmuştur. Türkçe araştırmalarında ünlemlerle ilgili oluşan tespitlere katkıda bulunması amacıyla fono-morfolojik, semantik, sentaks ve imlâ özellikleri açısından ünlemler, ayrı başlıklarda incelenip değerlendirilmiştir. Ünlemlerin temel işlevinin anlatım gerçekleştirme olduğu noktasından hareketle, cümle konusu içinde değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekilmiştir. Bu makale ünlemler konusunda, alana katkı sağlamayı amaçlamış ve özellikle iki nokta üzerine vurgu yapmıştır. İlkin ünlemlere özgü bir imlâ kararlılığının olmadığına dikkat çekmiştir. Çünkü asıl ünlemler dışında ünlem işlevli sözcüklerin ünlem olarak yazılı metinlerde kullanılmalarında bir belirsizlik görülmektedir. Diğer husus da Türkçede ünlemlerin temel işlevinin anlam karşılamak değil, anlatım gerçekleştirmek olduğunu belirtmiştir. Bu çalışma Türkçede ünlemlerle ilgili önemli tespitler ortaya koymakta ve bilim insanlarının konuya yaklaşımları açısından yeni bir bakış açısı sunmaktadır.
Turkish studies, 2013
durulması gerektiğine dikkat çekilmiştir. Özellikle çekim ekli isimlerle beraber kullanılan fiill... more durulması gerektiğine dikkat çekilmiştir. Özellikle çekim ekli isimlerle beraber kullanılan fiillerin aynı işlevi görüp görmedikleri konusunda yeni çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır. Sonuçta bu çalışma, yardımcı fiillerin genel özelliklerine ve Türkçe gramer ve dil bilgisi kitaplarında üzerinde durulmayan işlevi konusuna dikkat çekmektedir. Konunun meraklılarına ve alana katkı sağlayacağı düşüncesiyle bu çalışma yapılmış ve bilim insanlarının ilgisine sunulmuştur.
Opus uluslararası toplum araştırmaları dergisi, Jun 30, 2019
The number of common words in Turkish and Albanian is quite large. We cannot deny the significanc... more The number of common words in Turkish and Albanian is quite large. We cannot deny the significance of this attempt to scrutinize the commonality in language in terms of the Turkish Albanian relations in general as well as in terms of scientific, cultural, educational and social interaction. In light of the existing texts and records the history of the Turkish-Albanian relation can lead us to the 14 th century. This sociological relation that continues for seven hundred years reflects in the existence of common words as basic element of the language. Based on the Turkish language, this article will make a thematic classification of words found in the Albanian dictionaries, which are common to Turkish in structure and meaning. Thematic classification is a topic that interests many fields of science. One of the main tasks of the scientific studies is to classify data in order to produce scientific results and sound interpretation. Data production and classification is especially significant in social studies. There is noticeably limited number of studies regarding the interaction between the Turkish and Albanian language.
Journal of human sciences, Jul 31, 2021
This study attempts to reveal the methods of showing meaning and providing expression in Turkish.... more This study attempts to reveal the methods of showing meaning and providing expression in Turkish. The subject was discussed within the context of the "function of achieving agreement" of a language. There is no such a study specifically published on this subject in the relevant literature, which makes this study unique. Definitions regarding language emphasize that "language is a means of communication". This study organizes and classifies the units of Turkish that show meaning and provide expression by evaluating the language as a "means of agreement". The study consists of three parts as basic concepts, showing meaning and providing expression. The concepts that directly affect the language's showing-meaning and providing-expression features were associated in terms of the basic concepts. Considering showing meaning order, the functions of sound, word and phrase elements were discussed along with the examples in Turkish. The contribution of the expression, sentence and text to the realization of the expression in Turkish was dealt in providing expression order. The overall study engaged the attention of the interested parties through pointing out the context-building and transforming features of Turkish. Unlike the prescriptive approach of Turkish grammar books, this study outlined that
International journal of human sciences, Dec 31, 2013
Turkish is a rich language in terms of verb types and words. This research is limited to Turkish ... more Turkish is a rich language in terms of verb types and words. This research is limited to Turkish spoken in Turkey, and its verb roots. Turkish dictionary of Turkish Language Association (2011) is the main source of this study. This study was prepared by taking into account of written, audio and visual resources during the period of Turkish spoken in Turkey. From basic education to university education, this dictionary is one of the most important sources of Turkish lessons. Within this framework, the verb roots that are in the dictionary have been accepted as Turkish spoken in Turkey's verb roots and study field were established. The number of verb roots which wasn't encountered in any source, including Turkish language grammar books previously, were determined in this study and these verb roots were classified in terms of structure and meaning. In terms of structure, the verb roots consist of at least two sounds at most six sounds but among these verb roots three-and foursounded ones are outnumbered. And also in terms of their meaning features single and multi meaning verb roots are determined. In addition to this, this study focuses on the mental verb roots which have also drawn attention on them by the recently done Turkish researches and emphasized on the root verbs. This study was Fiil İsim Fiil İsim
Kapı Yayınları, 2022
Kutadgu Bilig, bizim her şeyimizdir. Hepsinden önce Türkçedeki “insan” tanımını ilk kez biz ond... more Kutadgu Bilig, bizim her şeyimizdir. Hepsinden önce
Türkçedeki “insan” tanımını ilk kez biz onda görürüz.
Türk’ün insan algısı oldukça açıktır, fakat bilgi birikimlerimizle bunu göremeyiz. “Yanılmaz, yenilmez bir Allah’tır.” derken bile hala Yusuf Has Hâcib’in tanımıyla
düşündüğümüzün pek farkında değilizdir. Yüce dinimiz
İslam insanı “Yaratılmışların en şereflisi ve sefillerin en
sefili” olarak iki kavram arasında konumlandırırken İslam’ın insan tasavvurunu gösterir. Eyvallah. Dünya denilen bu ırklar fuarında insanların insanlıkları da dünyayla
ilişkilerinin niteliğine göre ad kazanmaktadır. İnsan ölür,
adı kalır; adı da iyilikleri ya da kötülükleriyle kalır der
Kutadgu Bilig. Çünkü insan, “yanılan”dır. Yanılmak insan
olmanın gereğidir.
Uluslararası Geçmişten Günümüze Manisa Sempozyumu-II MANİSA -Akademik Araştırmalar Işığında-, 2022
Dil araştırmalarının ortaya koyduğu çıktılar, dil hakkında pek çok tanım ve yorum yapılabileceğ... more Dil araştırmalarının ortaya koyduğu çıktılar, dil hakkında pek çok
tanım ve yorum yapılabileceği gibi çeşitli yaklaşımlar da
sergilenebileceğini göstermektedir. Elbette insanlık, dil ile ilgili merakını
her zaman diri tutmuş; içinden geçilen şartları ve yaşanılanları
anlayabilmek için kendisi ile kendisini etkileyenler arasındaki durumları
anlamaya çalışırken çok yönlü çözümlemeler yapmıştır. İnsanın kendini
anlama çabası bazen karşısındakinden kendine doğru ilerlerken bazen de
kendisinden kendisi dışındakine doğru ilerlemiştir. Bu çok kapsamlı ve
çok ayrıntılı insanlık halleri, dil denilen varlığı her zaman ve koşulda
merakın öznesi olarak kalmaya mecbur bırakmasının yanında
hakkındakiler hakkında yeni merak noktaları oluşturarak kendine ait bir
evren olarak değerlendirilmesini zorunlu kılmıştır. Bilinen tarihi ve elde
edilen yeni bulguların sundukları dil hakkındaki yaklaşımları yeniden
gözden geçirtirken içinde bulunulan durumlar ve girişimler de dil
hakkındaki kabulleri sorgulatmaktadır. Evet, dil nedir?
Dil ve insan araştırmalarına göre dil hakkında pek çok tanım,
yorum ve yaklaşımla karşılaşmak mümkündür. İnsan ve toplum
hakkındaki her araştırma, istemli ya da istemsiz bir şekilde dil üzerinden
ya da dilin içinden geçerek bir türlü dilin evrenine uğramaktadır. Kendi
evreni ve bu evrende kendine has yasaları olan dilin kendi dilinin
olduğunu da pekâlâ söylemek mümkündür. Dilin dili nedir?
Dilin dili, dilin oluşumuna katkı sunan ve verdiği katkının dildeki
işleyişe etki ederek eksikliğinde işleyişin akamete uğramasına sebep olan
unsurlar bütününün ortaya çıkardığı karışık ve katışık varlık, yapı, düzgü
ya da sistemdir. Bir varlık, sistem, düzgü ya da yapı olarak dilin ele alınışı
dil araştırmalarında yeni yorum, tanım ve yaklaşımların da ortaya
çıkmasını sağlamıştır.
19. yüzyıl sonu 20. yüzyıl başında ortaya çıkan yeni yaklaşım, dile
bilimsel bir anlayışla yaklaşılması gerektiğini ve dilin diğer bilim
alanlarından bağımsız bir şekilde kendi yol ve yöntemleri doğrultusunda
Doç. Dr. Manisa Celal Bayar Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi
Anabilim Dalı mgedizli@gmail.com.
133
incelenmesinin mümkün olduğunu göstermiştir. Dili bir yapı olarak
değerlendiren bu yeni anlayış, dili salt bir varlık olarak inceleyerek
insanlığın dil hakkındaki öteden beri devam edip gelen dili anlama
merakına ışık tutmuştur.
Ferdinand de Saussure’ün dil hakkındaki görüşleri dil bilimin yeni
bir mecraya oturmuştur1. Dili, göstergeler sistemi olarak betimledikten
sonra onun işleyişini dizge olarak işaretleyen Saussure, dil bilimindeki
yönteminin tüm dillere uygulanabileceğini göstermiştir. Elbette ilerleyen
dönemlerde ortaya çıkan çalışmalar, dil bilimindeki eksikleri
göstermenin yanında yeni yaklaşımların da geliştirilmesine imkân
sunmuştur.
Dilin bir yapı olarak değerlendirilmesi ve bu yapının işleyişi
üzerinden incelenmesi, dil hakkındaki bilgileri belli bir kompozisyona
sokmakla birlikte dilin ne olduğu ile ilgili tanım, yorum ve yaklaşımların
da her zamanki gibi devam etmesini engellememiş, bilakis daha farklı
yönlerden dil ve dillere özgü işleyişlerin de gözlemlenmesine fırsat
vermiştir. Artık dil denilen varlık, yapısı, yasası, işleyişi ve ilişkileriyle bir
bilim alanı olarak daha fazla değerlendirilme imkânına kavuşmuştur.
Dil bilimi bir taraftan kendi kuramsal alanını genişletirken diğer
yandan da diğer bilimlerle ilişkilerini gözden geçirerek dilin insan ve
toplum hayatındaki etkisine her zamankinden daha fazla dikkat
çekmiştir. Dili oluşturan yapı unsurlarının yanında dilin var oluşunda
temel unsur olan birimlerle ilgili araştırmalar, dili bir yönüyle
araçsallaştırırken diğer taraftan da insanın kişiliği ve toplumun
kimliğinin ana ögesi olmasından dolayı daha özel bir alan kazanmasını
sağlamıştır.
Dili bir iletişim aracı olarak temel bir tanıma konumlandıran dil
bilimi kaynakları, insanı dilden fazlasıyla uzaklaştırmıştır. Dilin
anlaşılırlığını göstermesi bakımından oluşturulan bu yalınlama, diğer
taraftan dil ile ilgili pek çok ayrıntının körleştirilmesine de neden
olmuştur. Gösterge düzeni olarak benimsenen dil, insandan
bağımsızlaştıkça insan dışı bir varlık şeklinde telakki edilmeye
başlamaktadır. Oysa kelimeler dilin temel birimlerinden ve en fazla
kullanılıp bilinen unsuru olmalarına rağmen kelimelik ya da kelime
kitapları denilebilecek olan sözlükler, okunurlukları bakımından pek ilgi
görmezler. Tek bir kelime insanı mutlu edebilirken ya da üzebilirken
kelimelere gösterilen ilginin daha odakta olması gerektiği fikri
makulleşirken sonuç farklı bir seyir izlemektedir. Dil biliminin dil için
oluşturduğu çerçeve tanım, dilin bir yönüne dikkat çekerken insana ait
1 Ferdinand de Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, çev. Berke Vardar, Multilingual,
İstanbul 2001.
134
çoğul bir etkinlik alanı olarak dil hakkındaki yorum ve yaklaşımlarla
birlikte dilin anlaşılırlığını da sınırlandırmaktadır. Özellikle insanın
okuryazarlığı ve dil bilinci kazanımı açısından okul ve dersle
sınırlandırılmış bir dil bilgisi, hayatın olağan seyrinde insanın bireysel
gelişimine yeterince etki edememektedir.
Dil, iletişim aracı olmasıyla birlikte aslında bir insan davranışıdır.
İnsanın eylemlerinden biri olarak dil, insanın diğer eylemleri gibi insana
özgü bir davranış biçimidir. Her insan yürür, oturur, uyur ve konuşur.
İnsanın yürümemesindeki olağanüstülük konuşmaması için de geçerlidir.
İnsansa konuşmalıdır. İnsansa anlar ve anlatır. Anlama ve anlatma
yetersizliği, insanda eksikliktir. Dolayısıyla insanın ve dilin anlaşılırlığı
açısından dil ve insan konumlandırılırken temel özellikleriyle birlikte
değerlendirilmeyi zorunlu kılmaktadır. Çocuğun dillenme sürecindeki
gecikmeler olağanüstülüğe işaret eder, tıpkı diğer eylemlerindeki
gelişmelerdeki gecikmeler gibi. Bu da dil hakkındaki çerçevelendirmeyi
sadece dilin yapısal özelliklerine göre belirlemenin dili anlayabilmek
açısından bir eksiklik ortaya çıkardığını göstermektedir.
Saussure dil biliminin temel özelliği geliştirilebilir olmasıdır. Dil
bilimindeki gelişmeler de zaten bunu doğrulamaktadır. Sadece
konuşulan dil değil, dile ait özelliklere sahip olan her türlü unsur dil
biliminin araştırma alanına dâhil edilmesine kapı aralamaktadır.
Dil biliminin alt alanlarından biri olan ad bilimi2 (onomastik), dilin
isim birimleriyle ilgilenir. Genel dil bilimi ad bilimini bir alt araştırma
alanı olarak isimlendirmede dilin ortaya koyduğu ölçütleri belirlemeye
çalışır. Aslında adlandırma dil denilen varlığın temel işlevlerinden birini
oluşturmaktadır. Dilin evreninden isimleri çıkartmak imkânsızdır.
İsimlerin olmadığı bir dil düşünülemez, çünkü dil isimlerle işaretlediği
varlığı dil evrenine taşır. Genelde dildeki tüm isimleri kapsayan ad bilimi
daha dikkat çekici olması bakımından daha çok özel ad bilimi ve yer ad
bilimi gibi alanlar üzerinden ele almıştır. Yer adlarında belirleyici olan
unsurlar renk, yer yapısı ve yerle ilişkili olaylar ile durumların yer
adlarına yansımaları ilgili araştırmalarda daha fazla görünürlük
kazanmıştır.
Bir davranış biçimi olarak dilin isimlendirme ile ilgili ortaya
koyduğu görünüm esasında dili yaşayan insan ve toplumun da
görünürlüğüne ışık tutmaktadır. Dilin ait olduğu toplumu göstermesi
bakımından toplumun kimliği ve bireyin kişiliğini teşhis etmesi de dilin
tanımlanmasında önemli bir yere sahiptir.
İsimler dilin temel birimlerinden biridir. Genel olarak dil
isimlendirme yoluyla varlığın dilsel bir kimlik edinmesini sağlar. Dilin
2 Doğan Aksan, Her Yönüyle Dil, Türk Dil Kurumu, Ankara 2003.
135
isimlendirmede tercih ettiği yolların ortak özelliği dil dışı dünyaya ait
olan varlığın sadece o varlık olarak dilde de var olmasını sağlamaktır. Dil
varlığı işaretlerken varlığa ait özellikleri dikkate aldığı gibi varlığın
ilişkileri ve varlıkla ilk temas edene kadar pek çok ayrıntıyı
isimlendirmede kullanabilmektedir. Bundan dolayı dilin isimlendirme
sistemi dile özgü bir davranış olmakla birlikte dillerin iç işleyişlerine göre
de farklılaşabilmektedir. Çünkü davranış, organizmanın varlık karşısında
ortaya koyduğu tepkidir. İnsana ait davranış biçimlerinden biri olan dil
de varlığın dilin evrenine geçişinde varlığın algılanışına ve özelliklerine
göre dilsel bir tepki ortaya koyarak isimlendirmektedir.
Her dilin isimlendirme özellikleri dili yaşayanların üzerinde
bulundukları mekân ve bu mekânda meydana gelen bireysel ve sosyal
ilişkilere göre biçimlenir. Bu özellik doğal olarak dilin kültürel yönünü
düşünmeye teşvik eder. Dilin kültürel bir varlık olarak ele alınması, ilk
bakışta dil biliminin genelleyici yaklaşımıyla pek uyuşmasa da dillerin
kendilerine ait özellikleri ya da kimliklerinin anlaşılmasına yardımcı olur.
Aynı varlığı farklı diller, varlığı algılayışlarına ve çeşitli özelliklerine göre
adlandırabilir.
Türkçede Adlandırma
Her dilin kendine özgü davranış biçimleri, birimlerini
Türk İslam Medeniyeti Akademik Araştırmalar Dergisi, 2012
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Sep 1, 2016
Gunluk hayatta okuma; iletisim kurma, zihinsel gelisimi surdurme, anlama becerisini gelistirme gi... more Gunluk hayatta okuma; iletisim kurma, zihinsel gelisimi surdurme, anlama becerisini gelistirme gibi pek cok alanda onemli islevler surdurmektedir. Egitim surecinde de okuma, butun alanlarda basariyi etkileyen on sartlardan biri konumundadir. Bu sebeple okuma egitimi her donemde onemini korumustur. Okuma; sadece sembollerin taninma surecini degil, sembollerin anlamlandirilmasi, cozumlenmesi, yorumlanmasi ve degerlendirilmesi gibi surecleri de kapsar. Bu nedenle okuma becerisinin gelistirilmesi gerekir. Okuma becerisinin gelistirilmesinde ogrenciler tek basina basarili olamaz. Ailelerin, ogretmenlerin, yoneticilerin ve arkadaslarin da ogrenciye destek vermesi gerekmektedir. Bu nedenle okuma becerisinin gelistirilmesi icin egitim surecinin duzenlenmesi buyuk onem tasimaktadir. Ogrencilerin ilgilerini dikkate alarak okuma calismalarinin yapilmasi, ortamin okumaya uygun olarak ayarlanmasi ve aile ile is birligi saglanmasi okuma becerisinin gelisimini olumlu yunde etkiler. Bu calismada, ortaokul altinci sinif ogrencilerinin Okuma Becerileri secmeli dersine iliskin goruslerinin belirlenmesi amaclanmistir.
Turkish Studies (Elektronik), 2012
Türk İslam Medeniyeti Akademik Araştırmalar Dergisi, 2012
Gunluk hayatta okuma; iletisim kurma, zihinsel gelisimi surdurme, anlama becerisini gelistirme gi... more Gunluk hayatta okuma; iletisim kurma, zihinsel gelisimi surdurme, anlama becerisini gelistirme gibi pek cok alanda onemli islevler surdurmektedir. Egitim surecinde de okuma, butun alanlarda basariyi etkileyen on sartlardan biri konumundadir. Bu sebeple okuma egitimi her donemde onemini korumustur. Okuma; sadece sembollerin taninma surecini degil, sembollerin anlamlandirilmasi, cozumlenmesi, yorumlanmasi ve degerlendirilmesi gibi surecleri de kapsar. Bu nedenle okuma becerisinin gelistirilmesi gerekir. Okuma becerisinin gelistirilmesinde ogrenciler tek basina basarili olamaz. Ailelerin, ogretmenlerin, yoneticilerin ve arkadaslarin da ogrenciye destek vermesi gerekmektedir. Bu nedenle okuma becerisinin gelistirilmesi icin egitim surecinin duzenlenmesi buyuk onem tasimaktadir. Ogrencilerin ilgilerini dikkate alarak okuma calismalarinin yapilmasi, ortamin okumaya uygun olarak ayarlanmasi ve aile ile is birligi saglanmasi okuma becerisinin gelisimini olumlu yunde etkiler. Bu calismada, o...
International Language, Literature and Folklore Researchers Journal
STRUCTURE AND MEANING OF TURKISH AND MACEDONIAN COMMON WORDS Abstract Turkish and Macedonian belo... more STRUCTURE AND MEANING OF TURKISH AND MACEDONIAN COMMON WORDS Abstract Turkish and Macedonian belong to two different language families. Turkish is part of Ural-Altaic language family while Macedonian is a member of Indo – European family, Slavic group of languages. Despite this difference in terms of language relations both languages have many common words. Words are one of the basic language elements. Commonality of words provides an opportunity for versatile interpretation of language relations. The given condition could be examined in terms of intra-linguistic as well as extra-linguistic relations providing the speakers with an opportunity to form an opinion about the relations of the two languages throughout the history as well as well as set up the basis for certain future planning. Historically speaking Turkish and Macedonian have shared a mutual space and political, cultural and sociological relations and the number of common words present in the dictionaries is quite large. Although there is insufficient number of independent studies on the topic, various attempts on the subject provide sufficient number of data requiring a scientific approach to the topic. This article studied the common words used in Turkish and Macedonian in terms of their structure and meaning. Every language has its own way of functioning on the sub-structural (morphologic) level and the level related to meaning (semantic). This study elaborated structural and semantic properties of common words used in Turkish and Macedonian and present it to linguists. On the other hand, this study also tried to reveal how extra-linguistic developments (space, politics, culture, sociology etc) reflect on the intra-linguistic (phonetics, morphology, semantics etc) relations in different language families. Key words: Turkish; Macedonian; Common words; Linguistic relations. Türkçe ve Makedonca iki farklı dil ailesine mensuptur. Türkçe, Ural-Altay; Makedonca ise Hint-Avrupa-Slav dil grubunun üyeleridir. Bu farklılığa rağmen dil ilişkisi bağlamında pek çok ortak kelimeleri bulunmaktadır. Kelimeler dillerin temel unsurlarından biridir. Kelime ortaklığı üzerinden diller arası ilişkileri çok yönlü değerlendirmeye almak mümkündür. Dil içi ilişkiler yanında dil dışı ilişkiler açısından da incelenebilecek bu durum, dil konuşurlarının tarih içindeki ilişkileri hakkında fikir edinmeye katkı sunduğu gibi geleceğe dair bir takım planlamalar için de önemli bir altyapı oluştururlar. Tarihi olarak ortak coğrafya, siyaset, kültür ve sosyolojik ilişkiye sahip olan Türkçe ve Makedoncanın bugün sözlüklerine girmiş olan ortak kelimelerin sayısı oldukça fazladır. Konu hakkında müstakil çalışmalar henüz yeterli bir seviyede olmasa da muhtelif niyetlerle ortaya konulan yaklaşımlar, konunun bilimsel bir bakışla ele alınması gerektiğine dair yeterli veri sunmaktadır. Bu makalede Türkçe ve Makedoncada ortak olarak kullanılan kelimeler yapı ve anlam özellikleri açısından irdelenmiştir. Her dilin kendine ait yapısal (morfolojik) ve anlamsal (semantik) işleyişi vardır. Bu çalışmada Türkçe ve Makedoncanın ortak kelimelerinin yapı ve anlam özellikleri üzerinde durularak dil araştırmacılarının ilgisine sunulmuştur. Diğer taraftan dil dışı gelişmelerin (coğrafya, siyaset, kültür ve sosyoloji vb.) dil içi (fonetik, morfoloji,semantik vb.) ilişkilere yansımasının farklı dil ailelerindeki görüntüsü ortaya konulmaya çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Türkçe; Makedonca; Ortak kelimeler; Dil ilişkileri.
Journal of International Social Research, 2015
İnsanlığın ortak eseri olan diller, yapı ve işleyiş bakımından birbirilerinden ayrılırlar. İnsan ... more İnsanlığın ortak eseri olan diller, yapı ve işleyiş bakımından birbirilerinden ayrılırlar. İnsan dilinin belli sayıda seslerden oluştuğu dilbilimciler tarafından tespit edilmiştir. Belli ve sınırlı sayıdaki seslerle binlerce dil konuşulması ve bu dillerin her birinin kendine özgü yapı ve işleyiş oluşturmaları dikkat çekici bir husustur. Dillerin kendilerine özgü dil unsurları üretmeleri ve işletmeleri, dil olmalarının gerekçelerinden birisidir. Ünlemler de dillere özgü yapı ve işleyişe sahip olan dil unsurlarındandır. Her dilin ünlemleri vardır ve dilin konuşucuları tarafından kullanılmaktadır. Ünlemler, diğer dil unsurları (isim, fiil vd.) gibi genel nitelikli değildir. Yapıları ve kullanılışları bakımından özel bir yerleri vardır. Bu çalışmada, Türkçenin üzerinde en az çalışılan gramer konularından birisi olan ünlemler, genel özellikleri ve temel işlevi bakımından incelenmiştir. Öncelikle Türkçe gramer kitaplarının konuya yaklaşımları belirlenmiştir. Kaynaklar arasındaki farklı yaklaşımlara dikkat çekilmiştir. Gramer terimleri sözlüklerinin konuya dair açıklamaları temel alınarak, ünlemlerle ilgili tespitlerdeki eksikliklere ve ortak tespitlere vurgu yapılarak, tartışma zemini oluşturulmuştur. Türkçe araştırmalarında ünlemlerle ilgili oluşan tespitlere katkıda bulunması amacıyla fono-morfolojik, semantik, sentaks ve imlâ özellikleri açısından ünlemler, ayrı başlıklarda incelenip değerlendirilmiştir. Ünlemlerin temel işlevinin anlatım gerçekleştirme olduğu noktasından hareketle, cümle konusu içinde değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekilmiştir. Bu makale ünlemler konusunda, alana katkı sağlamayı amaçlamış ve özellikle iki nokta üzerine vurgu yapmıştır. İlkin ünlemlere özgü bir imlâ kararlılığının olmadığına dikkat çekmiştir. Çünkü asıl ünlemler dışında ünlem işlevli sözcüklerin ünlem olarak yazılı metinlerde kullanılmalarında bir belirsizlik görülmektedir. Diğer husus da Türkçede ünlemlerin temel işlevinin anlam karşılamak değil, anlatım gerçekleştirmek olduğunu belirtmiştir. Bu çalışma Türkçede ünlemlerle ilgili önemli tespitler ortaya koymakta ve bilim insanlarının konuya yaklaşımları açısından yeni bir bakış açısı sunmaktadır.
Turkish studies, 2012
This article was examined in terms of the functions of Turkish construction of additional. One of... more This article was examined in terms of the functions of Turkish construction of additional. One of the ways used to create new words and concepts in Turkish is to use affixes. Due to an agglutinative language, it is need to be used a lot of affixes, this way of using has long been used with developing new vocabularies so today number of vocabulary in Turkish has reached maximum point. In parallel with the developments in information technologies, social structures like language make a rapid change and development. If languages which cannot use development opportunities correctly and efficiently they get into the effect of the dominant languages. The findings related to the language deaths in the world show that measures should be taken in the face of these developments. Turkish as one of the most spoken languages of the European Union is not faced with this problem directly, but if the necessary precautions are not already taken there likely seems to be problems in the future.
Turkish Studies (Elektronik), 2012
Akademik Bakış Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler Dergisi, Dec 1, 2013
Turkish is very rich in terms of type of verb phrases; there are a lot of fields of study related... more Turkish is very rich in terms of type of verb phrases; there are a lot of fields of study related to verb roots. In terms of operating system, history and structure Turkish has a lot of functional features and these should be examined more closely. In this study, a little more than one-third of the root verbs in Turkish that make up their roster were analyzed and the resulting data was classified in terms of structure and meaning. Attention was drawn to a point that wasn't encountered in the research on Turkish before and tidy data was presented to the researchers of the field.
Türük uluslararası dil edebiyat halkbilimi araştırmaları dergisi, 2021
The Journal of International Social Research, Feb 20, 2015
İnsanlığın ortak eseri olan diller, yapı ve işleyiş bakımından birbirilerinden ayrılırlar. İnsan ... more İnsanlığın ortak eseri olan diller, yapı ve işleyiş bakımından birbirilerinden ayrılırlar. İnsan dilinin belli sayıda seslerden oluştuğu dilbilimciler tarafından tespit edilmiştir. Belli ve sınırlı sayıdaki seslerle binlerce dil konuşulması ve bu dillerin her birinin kendine özgü yapı ve işleyiş oluşturmaları dikkat çekici bir husustur. Dillerin kendilerine özgü dil unsurları üretmeleri ve işletmeleri, dil olmalarının gerekçelerinden birisidir. Ünlemler de dillere özgü yapı ve işleyişe sahip olan dil unsurlarındandır. Her dilin ünlemleri vardır ve dilin konuşucuları tarafından kullanılmaktadır. Ünlemler, diğer dil unsurları (isim, fiil vd.) gibi genel nitelikli değildir. Yapıları ve kullanılışları bakımından özel bir yerleri vardır. Bu çalışmada, Türkçenin üzerinde en az çalışılan gramer konularından birisi olan ünlemler, genel özellikleri ve temel işlevi bakımından incelenmiştir. Öncelikle Türkçe gramer kitaplarının konuya yaklaşımları belirlenmiştir. Kaynaklar arasındaki farklı yaklaşımlara dikkat çekilmiştir. Gramer terimleri sözlüklerinin konuya dair açıklamaları temel alınarak, ünlemlerle ilgili tespitlerdeki eksikliklere ve ortak tespitlere vurgu yapılarak, tartışma zemini oluşturulmuştur. Türkçe araştırmalarında ünlemlerle ilgili oluşan tespitlere katkıda bulunması amacıyla fono-morfolojik, semantik, sentaks ve imlâ özellikleri açısından ünlemler, ayrı başlıklarda incelenip değerlendirilmiştir. Ünlemlerin temel işlevinin anlatım gerçekleştirme olduğu noktasından hareketle, cümle konusu içinde değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekilmiştir. Bu makale ünlemler konusunda, alana katkı sağlamayı amaçlamış ve özellikle iki nokta üzerine vurgu yapmıştır. İlkin ünlemlere özgü bir imlâ kararlılığının olmadığına dikkat çekmiştir. Çünkü asıl ünlemler dışında ünlem işlevli sözcüklerin ünlem olarak yazılı metinlerde kullanılmalarında bir belirsizlik görülmektedir. Diğer husus da Türkçede ünlemlerin temel işlevinin anlam karşılamak değil, anlatım gerçekleştirmek olduğunu belirtmiştir. Bu çalışma Türkçede ünlemlerle ilgili önemli tespitler ortaya koymakta ve bilim insanlarının konuya yaklaşımları açısından yeni bir bakış açısı sunmaktadır.
Turkish studies, 2013
durulması gerektiğine dikkat çekilmiştir. Özellikle çekim ekli isimlerle beraber kullanılan fiill... more durulması gerektiğine dikkat çekilmiştir. Özellikle çekim ekli isimlerle beraber kullanılan fiillerin aynı işlevi görüp görmedikleri konusunda yeni çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır. Sonuçta bu çalışma, yardımcı fiillerin genel özelliklerine ve Türkçe gramer ve dil bilgisi kitaplarında üzerinde durulmayan işlevi konusuna dikkat çekmektedir. Konunun meraklılarına ve alana katkı sağlayacağı düşüncesiyle bu çalışma yapılmış ve bilim insanlarının ilgisine sunulmuştur.
Opus uluslararası toplum araştırmaları dergisi, Jun 30, 2019
The number of common words in Turkish and Albanian is quite large. We cannot deny the significanc... more The number of common words in Turkish and Albanian is quite large. We cannot deny the significance of this attempt to scrutinize the commonality in language in terms of the Turkish Albanian relations in general as well as in terms of scientific, cultural, educational and social interaction. In light of the existing texts and records the history of the Turkish-Albanian relation can lead us to the 14 th century. This sociological relation that continues for seven hundred years reflects in the existence of common words as basic element of the language. Based on the Turkish language, this article will make a thematic classification of words found in the Albanian dictionaries, which are common to Turkish in structure and meaning. Thematic classification is a topic that interests many fields of science. One of the main tasks of the scientific studies is to classify data in order to produce scientific results and sound interpretation. Data production and classification is especially significant in social studies. There is noticeably limited number of studies regarding the interaction between the Turkish and Albanian language.
Journal of human sciences, Jul 31, 2021
This study attempts to reveal the methods of showing meaning and providing expression in Turkish.... more This study attempts to reveal the methods of showing meaning and providing expression in Turkish. The subject was discussed within the context of the "function of achieving agreement" of a language. There is no such a study specifically published on this subject in the relevant literature, which makes this study unique. Definitions regarding language emphasize that "language is a means of communication". This study organizes and classifies the units of Turkish that show meaning and provide expression by evaluating the language as a "means of agreement". The study consists of three parts as basic concepts, showing meaning and providing expression. The concepts that directly affect the language's showing-meaning and providing-expression features were associated in terms of the basic concepts. Considering showing meaning order, the functions of sound, word and phrase elements were discussed along with the examples in Turkish. The contribution of the expression, sentence and text to the realization of the expression in Turkish was dealt in providing expression order. The overall study engaged the attention of the interested parties through pointing out the context-building and transforming features of Turkish. Unlike the prescriptive approach of Turkish grammar books, this study outlined that
International journal of human sciences, Dec 31, 2013
Turkish is a rich language in terms of verb types and words. This research is limited to Turkish ... more Turkish is a rich language in terms of verb types and words. This research is limited to Turkish spoken in Turkey, and its verb roots. Turkish dictionary of Turkish Language Association (2011) is the main source of this study. This study was prepared by taking into account of written, audio and visual resources during the period of Turkish spoken in Turkey. From basic education to university education, this dictionary is one of the most important sources of Turkish lessons. Within this framework, the verb roots that are in the dictionary have been accepted as Turkish spoken in Turkey's verb roots and study field were established. The number of verb roots which wasn't encountered in any source, including Turkish language grammar books previously, were determined in this study and these verb roots were classified in terms of structure and meaning. In terms of structure, the verb roots consist of at least two sounds at most six sounds but among these verb roots three-and foursounded ones are outnumbered. And also in terms of their meaning features single and multi meaning verb roots are determined. In addition to this, this study focuses on the mental verb roots which have also drawn attention on them by the recently done Turkish researches and emphasized on the root verbs. This study was Fiil İsim Fiil İsim
Kapı Yayınları, 2022
Kutadgu Bilig, bizim her şeyimizdir. Hepsinden önce Türkçedeki “insan” tanımını ilk kez biz ond... more Kutadgu Bilig, bizim her şeyimizdir. Hepsinden önce
Türkçedeki “insan” tanımını ilk kez biz onda görürüz.
Türk’ün insan algısı oldukça açıktır, fakat bilgi birikimlerimizle bunu göremeyiz. “Yanılmaz, yenilmez bir Allah’tır.” derken bile hala Yusuf Has Hâcib’in tanımıyla
düşündüğümüzün pek farkında değilizdir. Yüce dinimiz
İslam insanı “Yaratılmışların en şereflisi ve sefillerin en
sefili” olarak iki kavram arasında konumlandırırken İslam’ın insan tasavvurunu gösterir. Eyvallah. Dünya denilen bu ırklar fuarında insanların insanlıkları da dünyayla
ilişkilerinin niteliğine göre ad kazanmaktadır. İnsan ölür,
adı kalır; adı da iyilikleri ya da kötülükleriyle kalır der
Kutadgu Bilig. Çünkü insan, “yanılan”dır. Yanılmak insan
olmanın gereğidir.
Uluslararası Geçmişten Günümüze Manisa Sempozyumu-II MANİSA -Akademik Araştırmalar Işığında-, 2022
Dil araştırmalarının ortaya koyduğu çıktılar, dil hakkında pek çok tanım ve yorum yapılabileceğ... more Dil araştırmalarının ortaya koyduğu çıktılar, dil hakkında pek çok
tanım ve yorum yapılabileceği gibi çeşitli yaklaşımlar da
sergilenebileceğini göstermektedir. Elbette insanlık, dil ile ilgili merakını
her zaman diri tutmuş; içinden geçilen şartları ve yaşanılanları
anlayabilmek için kendisi ile kendisini etkileyenler arasındaki durumları
anlamaya çalışırken çok yönlü çözümlemeler yapmıştır. İnsanın kendini
anlama çabası bazen karşısındakinden kendine doğru ilerlerken bazen de
kendisinden kendisi dışındakine doğru ilerlemiştir. Bu çok kapsamlı ve
çok ayrıntılı insanlık halleri, dil denilen varlığı her zaman ve koşulda
merakın öznesi olarak kalmaya mecbur bırakmasının yanında
hakkındakiler hakkında yeni merak noktaları oluşturarak kendine ait bir
evren olarak değerlendirilmesini zorunlu kılmıştır. Bilinen tarihi ve elde
edilen yeni bulguların sundukları dil hakkındaki yaklaşımları yeniden
gözden geçirtirken içinde bulunulan durumlar ve girişimler de dil
hakkındaki kabulleri sorgulatmaktadır. Evet, dil nedir?
Dil ve insan araştırmalarına göre dil hakkında pek çok tanım,
yorum ve yaklaşımla karşılaşmak mümkündür. İnsan ve toplum
hakkındaki her araştırma, istemli ya da istemsiz bir şekilde dil üzerinden
ya da dilin içinden geçerek bir türlü dilin evrenine uğramaktadır. Kendi
evreni ve bu evrende kendine has yasaları olan dilin kendi dilinin
olduğunu da pekâlâ söylemek mümkündür. Dilin dili nedir?
Dilin dili, dilin oluşumuna katkı sunan ve verdiği katkının dildeki
işleyişe etki ederek eksikliğinde işleyişin akamete uğramasına sebep olan
unsurlar bütününün ortaya çıkardığı karışık ve katışık varlık, yapı, düzgü
ya da sistemdir. Bir varlık, sistem, düzgü ya da yapı olarak dilin ele alınışı
dil araştırmalarında yeni yorum, tanım ve yaklaşımların da ortaya
çıkmasını sağlamıştır.
19. yüzyıl sonu 20. yüzyıl başında ortaya çıkan yeni yaklaşım, dile
bilimsel bir anlayışla yaklaşılması gerektiğini ve dilin diğer bilim
alanlarından bağımsız bir şekilde kendi yol ve yöntemleri doğrultusunda
Doç. Dr. Manisa Celal Bayar Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi
Anabilim Dalı mgedizli@gmail.com.
133
incelenmesinin mümkün olduğunu göstermiştir. Dili bir yapı olarak
değerlendiren bu yeni anlayış, dili salt bir varlık olarak inceleyerek
insanlığın dil hakkındaki öteden beri devam edip gelen dili anlama
merakına ışık tutmuştur.
Ferdinand de Saussure’ün dil hakkındaki görüşleri dil bilimin yeni
bir mecraya oturmuştur1. Dili, göstergeler sistemi olarak betimledikten
sonra onun işleyişini dizge olarak işaretleyen Saussure, dil bilimindeki
yönteminin tüm dillere uygulanabileceğini göstermiştir. Elbette ilerleyen
dönemlerde ortaya çıkan çalışmalar, dil bilimindeki eksikleri
göstermenin yanında yeni yaklaşımların da geliştirilmesine imkân
sunmuştur.
Dilin bir yapı olarak değerlendirilmesi ve bu yapının işleyişi
üzerinden incelenmesi, dil hakkındaki bilgileri belli bir kompozisyona
sokmakla birlikte dilin ne olduğu ile ilgili tanım, yorum ve yaklaşımların
da her zamanki gibi devam etmesini engellememiş, bilakis daha farklı
yönlerden dil ve dillere özgü işleyişlerin de gözlemlenmesine fırsat
vermiştir. Artık dil denilen varlık, yapısı, yasası, işleyişi ve ilişkileriyle bir
bilim alanı olarak daha fazla değerlendirilme imkânına kavuşmuştur.
Dil bilimi bir taraftan kendi kuramsal alanını genişletirken diğer
yandan da diğer bilimlerle ilişkilerini gözden geçirerek dilin insan ve
toplum hayatındaki etkisine her zamankinden daha fazla dikkat
çekmiştir. Dili oluşturan yapı unsurlarının yanında dilin var oluşunda
temel unsur olan birimlerle ilgili araştırmalar, dili bir yönüyle
araçsallaştırırken diğer taraftan da insanın kişiliği ve toplumun
kimliğinin ana ögesi olmasından dolayı daha özel bir alan kazanmasını
sağlamıştır.
Dili bir iletişim aracı olarak temel bir tanıma konumlandıran dil
bilimi kaynakları, insanı dilden fazlasıyla uzaklaştırmıştır. Dilin
anlaşılırlığını göstermesi bakımından oluşturulan bu yalınlama, diğer
taraftan dil ile ilgili pek çok ayrıntının körleştirilmesine de neden
olmuştur. Gösterge düzeni olarak benimsenen dil, insandan
bağımsızlaştıkça insan dışı bir varlık şeklinde telakki edilmeye
başlamaktadır. Oysa kelimeler dilin temel birimlerinden ve en fazla
kullanılıp bilinen unsuru olmalarına rağmen kelimelik ya da kelime
kitapları denilebilecek olan sözlükler, okunurlukları bakımından pek ilgi
görmezler. Tek bir kelime insanı mutlu edebilirken ya da üzebilirken
kelimelere gösterilen ilginin daha odakta olması gerektiği fikri
makulleşirken sonuç farklı bir seyir izlemektedir. Dil biliminin dil için
oluşturduğu çerçeve tanım, dilin bir yönüne dikkat çekerken insana ait
1 Ferdinand de Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, çev. Berke Vardar, Multilingual,
İstanbul 2001.
134
çoğul bir etkinlik alanı olarak dil hakkındaki yorum ve yaklaşımlarla
birlikte dilin anlaşılırlığını da sınırlandırmaktadır. Özellikle insanın
okuryazarlığı ve dil bilinci kazanımı açısından okul ve dersle
sınırlandırılmış bir dil bilgisi, hayatın olağan seyrinde insanın bireysel
gelişimine yeterince etki edememektedir.
Dil, iletişim aracı olmasıyla birlikte aslında bir insan davranışıdır.
İnsanın eylemlerinden biri olarak dil, insanın diğer eylemleri gibi insana
özgü bir davranış biçimidir. Her insan yürür, oturur, uyur ve konuşur.
İnsanın yürümemesindeki olağanüstülük konuşmaması için de geçerlidir.
İnsansa konuşmalıdır. İnsansa anlar ve anlatır. Anlama ve anlatma
yetersizliği, insanda eksikliktir. Dolayısıyla insanın ve dilin anlaşılırlığı
açısından dil ve insan konumlandırılırken temel özellikleriyle birlikte
değerlendirilmeyi zorunlu kılmaktadır. Çocuğun dillenme sürecindeki
gecikmeler olağanüstülüğe işaret eder, tıpkı diğer eylemlerindeki
gelişmelerdeki gecikmeler gibi. Bu da dil hakkındaki çerçevelendirmeyi
sadece dilin yapısal özelliklerine göre belirlemenin dili anlayabilmek
açısından bir eksiklik ortaya çıkardığını göstermektedir.
Saussure dil biliminin temel özelliği geliştirilebilir olmasıdır. Dil
bilimindeki gelişmeler de zaten bunu doğrulamaktadır. Sadece
konuşulan dil değil, dile ait özelliklere sahip olan her türlü unsur dil
biliminin araştırma alanına dâhil edilmesine kapı aralamaktadır.
Dil biliminin alt alanlarından biri olan ad bilimi2 (onomastik), dilin
isim birimleriyle ilgilenir. Genel dil bilimi ad bilimini bir alt araştırma
alanı olarak isimlendirmede dilin ortaya koyduğu ölçütleri belirlemeye
çalışır. Aslında adlandırma dil denilen varlığın temel işlevlerinden birini
oluşturmaktadır. Dilin evreninden isimleri çıkartmak imkânsızdır.
İsimlerin olmadığı bir dil düşünülemez, çünkü dil isimlerle işaretlediği
varlığı dil evrenine taşır. Genelde dildeki tüm isimleri kapsayan ad bilimi
daha dikkat çekici olması bakımından daha çok özel ad bilimi ve yer ad
bilimi gibi alanlar üzerinden ele almıştır. Yer adlarında belirleyici olan
unsurlar renk, yer yapısı ve yerle ilişkili olaylar ile durumların yer
adlarına yansımaları ilgili araştırmalarda daha fazla görünürlük
kazanmıştır.
Bir davranış biçimi olarak dilin isimlendirme ile ilgili ortaya
koyduğu görünüm esasında dili yaşayan insan ve toplumun da
görünürlüğüne ışık tutmaktadır. Dilin ait olduğu toplumu göstermesi
bakımından toplumun kimliği ve bireyin kişiliğini teşhis etmesi de dilin
tanımlanmasında önemli bir yere sahiptir.
İsimler dilin temel birimlerinden biridir. Genel olarak dil
isimlendirme yoluyla varlığın dilsel bir kimlik edinmesini sağlar. Dilin
2 Doğan Aksan, Her Yönüyle Dil, Türk Dil Kurumu, Ankara 2003.
135
isimlendirmede tercih ettiği yolların ortak özelliği dil dışı dünyaya ait
olan varlığın sadece o varlık olarak dilde de var olmasını sağlamaktır. Dil
varlığı işaretlerken varlığa ait özellikleri dikkate aldığı gibi varlığın
ilişkileri ve varlıkla ilk temas edene kadar pek çok ayrıntıyı
isimlendirmede kullanabilmektedir. Bundan dolayı dilin isimlendirme
sistemi dile özgü bir davranış olmakla birlikte dillerin iç işleyişlerine göre
de farklılaşabilmektedir. Çünkü davranış, organizmanın varlık karşısında
ortaya koyduğu tepkidir. İnsana ait davranış biçimlerinden biri olan dil
de varlığın dilin evrenine geçişinde varlığın algılanışına ve özelliklerine
göre dilsel bir tepki ortaya koyarak isimlendirmektedir.
Her dilin isimlendirme özellikleri dili yaşayanların üzerinde
bulundukları mekân ve bu mekânda meydana gelen bireysel ve sosyal
ilişkilere göre biçimlenir. Bu özellik doğal olarak dilin kültürel yönünü
düşünmeye teşvik eder. Dilin kültürel bir varlık olarak ele alınması, ilk
bakışta dil biliminin genelleyici yaklaşımıyla pek uyuşmasa da dillerin
kendilerine ait özellikleri ya da kimliklerinin anlaşılmasına yardımcı olur.
Aynı varlığı farklı diller, varlığı algılayışlarına ve çeşitli özelliklerine göre
adlandırabilir.
Türkçede Adlandırma
Her dilin kendine özgü davranış biçimleri, birimlerini
Türk İslam Medeniyeti Akademik Araştırmalar Dergisi, 2012
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Sep 1, 2016
Gunluk hayatta okuma; iletisim kurma, zihinsel gelisimi surdurme, anlama becerisini gelistirme gi... more Gunluk hayatta okuma; iletisim kurma, zihinsel gelisimi surdurme, anlama becerisini gelistirme gibi pek cok alanda onemli islevler surdurmektedir. Egitim surecinde de okuma, butun alanlarda basariyi etkileyen on sartlardan biri konumundadir. Bu sebeple okuma egitimi her donemde onemini korumustur. Okuma; sadece sembollerin taninma surecini degil, sembollerin anlamlandirilmasi, cozumlenmesi, yorumlanmasi ve degerlendirilmesi gibi surecleri de kapsar. Bu nedenle okuma becerisinin gelistirilmesi gerekir. Okuma becerisinin gelistirilmesinde ogrenciler tek basina basarili olamaz. Ailelerin, ogretmenlerin, yoneticilerin ve arkadaslarin da ogrenciye destek vermesi gerekmektedir. Bu nedenle okuma becerisinin gelistirilmesi icin egitim surecinin duzenlenmesi buyuk onem tasimaktadir. Ogrencilerin ilgilerini dikkate alarak okuma calismalarinin yapilmasi, ortamin okumaya uygun olarak ayarlanmasi ve aile ile is birligi saglanmasi okuma becerisinin gelisimini olumlu yunde etkiler. Bu calismada, ortaokul altinci sinif ogrencilerinin Okuma Becerileri secmeli dersine iliskin goruslerinin belirlenmesi amaclanmistir.
Turkish Studies (Elektronik), 2012
Türk İslam Medeniyeti Akademik Araştırmalar Dergisi, 2012
Gunluk hayatta okuma; iletisim kurma, zihinsel gelisimi surdurme, anlama becerisini gelistirme gi... more Gunluk hayatta okuma; iletisim kurma, zihinsel gelisimi surdurme, anlama becerisini gelistirme gibi pek cok alanda onemli islevler surdurmektedir. Egitim surecinde de okuma, butun alanlarda basariyi etkileyen on sartlardan biri konumundadir. Bu sebeple okuma egitimi her donemde onemini korumustur. Okuma; sadece sembollerin taninma surecini degil, sembollerin anlamlandirilmasi, cozumlenmesi, yorumlanmasi ve degerlendirilmesi gibi surecleri de kapsar. Bu nedenle okuma becerisinin gelistirilmesi gerekir. Okuma becerisinin gelistirilmesinde ogrenciler tek basina basarili olamaz. Ailelerin, ogretmenlerin, yoneticilerin ve arkadaslarin da ogrenciye destek vermesi gerekmektedir. Bu nedenle okuma becerisinin gelistirilmesi icin egitim surecinin duzenlenmesi buyuk onem tasimaktadir. Ogrencilerin ilgilerini dikkate alarak okuma calismalarinin yapilmasi, ortamin okumaya uygun olarak ayarlanmasi ve aile ile is birligi saglanmasi okuma becerisinin gelisimini olumlu yunde etkiler. Bu calismada, o...
International Language, Literature and Folklore Researchers Journal
STRUCTURE AND MEANING OF TURKISH AND MACEDONIAN COMMON WORDS Abstract Turkish and Macedonian belo... more STRUCTURE AND MEANING OF TURKISH AND MACEDONIAN COMMON WORDS Abstract Turkish and Macedonian belong to two different language families. Turkish is part of Ural-Altaic language family while Macedonian is a member of Indo – European family, Slavic group of languages. Despite this difference in terms of language relations both languages have many common words. Words are one of the basic language elements. Commonality of words provides an opportunity for versatile interpretation of language relations. The given condition could be examined in terms of intra-linguistic as well as extra-linguistic relations providing the speakers with an opportunity to form an opinion about the relations of the two languages throughout the history as well as well as set up the basis for certain future planning. Historically speaking Turkish and Macedonian have shared a mutual space and political, cultural and sociological relations and the number of common words present in the dictionaries is quite large. Although there is insufficient number of independent studies on the topic, various attempts on the subject provide sufficient number of data requiring a scientific approach to the topic. This article studied the common words used in Turkish and Macedonian in terms of their structure and meaning. Every language has its own way of functioning on the sub-structural (morphologic) level and the level related to meaning (semantic). This study elaborated structural and semantic properties of common words used in Turkish and Macedonian and present it to linguists. On the other hand, this study also tried to reveal how extra-linguistic developments (space, politics, culture, sociology etc) reflect on the intra-linguistic (phonetics, morphology, semantics etc) relations in different language families. Key words: Turkish; Macedonian; Common words; Linguistic relations. Türkçe ve Makedonca iki farklı dil ailesine mensuptur. Türkçe, Ural-Altay; Makedonca ise Hint-Avrupa-Slav dil grubunun üyeleridir. Bu farklılığa rağmen dil ilişkisi bağlamında pek çok ortak kelimeleri bulunmaktadır. Kelimeler dillerin temel unsurlarından biridir. Kelime ortaklığı üzerinden diller arası ilişkileri çok yönlü değerlendirmeye almak mümkündür. Dil içi ilişkiler yanında dil dışı ilişkiler açısından da incelenebilecek bu durum, dil konuşurlarının tarih içindeki ilişkileri hakkında fikir edinmeye katkı sunduğu gibi geleceğe dair bir takım planlamalar için de önemli bir altyapı oluştururlar. Tarihi olarak ortak coğrafya, siyaset, kültür ve sosyolojik ilişkiye sahip olan Türkçe ve Makedoncanın bugün sözlüklerine girmiş olan ortak kelimelerin sayısı oldukça fazladır. Konu hakkında müstakil çalışmalar henüz yeterli bir seviyede olmasa da muhtelif niyetlerle ortaya konulan yaklaşımlar, konunun bilimsel bir bakışla ele alınması gerektiğine dair yeterli veri sunmaktadır. Bu makalede Türkçe ve Makedoncada ortak olarak kullanılan kelimeler yapı ve anlam özellikleri açısından irdelenmiştir. Her dilin kendine ait yapısal (morfolojik) ve anlamsal (semantik) işleyişi vardır. Bu çalışmada Türkçe ve Makedoncanın ortak kelimelerinin yapı ve anlam özellikleri üzerinde durularak dil araştırmacılarının ilgisine sunulmuştur. Diğer taraftan dil dışı gelişmelerin (coğrafya, siyaset, kültür ve sosyoloji vb.) dil içi (fonetik, morfoloji,semantik vb.) ilişkilere yansımasının farklı dil ailelerindeki görüntüsü ortaya konulmaya çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Türkçe; Makedonca; Ortak kelimeler; Dil ilişkileri.
Journal of International Social Research, 2015
İnsanlığın ortak eseri olan diller, yapı ve işleyiş bakımından birbirilerinden ayrılırlar. İnsan ... more İnsanlığın ortak eseri olan diller, yapı ve işleyiş bakımından birbirilerinden ayrılırlar. İnsan dilinin belli sayıda seslerden oluştuğu dilbilimciler tarafından tespit edilmiştir. Belli ve sınırlı sayıdaki seslerle binlerce dil konuşulması ve bu dillerin her birinin kendine özgü yapı ve işleyiş oluşturmaları dikkat çekici bir husustur. Dillerin kendilerine özgü dil unsurları üretmeleri ve işletmeleri, dil olmalarının gerekçelerinden birisidir. Ünlemler de dillere özgü yapı ve işleyişe sahip olan dil unsurlarındandır. Her dilin ünlemleri vardır ve dilin konuşucuları tarafından kullanılmaktadır. Ünlemler, diğer dil unsurları (isim, fiil vd.) gibi genel nitelikli değildir. Yapıları ve kullanılışları bakımından özel bir yerleri vardır. Bu çalışmada, Türkçenin üzerinde en az çalışılan gramer konularından birisi olan ünlemler, genel özellikleri ve temel işlevi bakımından incelenmiştir. Öncelikle Türkçe gramer kitaplarının konuya yaklaşımları belirlenmiştir. Kaynaklar arasındaki farklı yaklaşımlara dikkat çekilmiştir. Gramer terimleri sözlüklerinin konuya dair açıklamaları temel alınarak, ünlemlerle ilgili tespitlerdeki eksikliklere ve ortak tespitlere vurgu yapılarak, tartışma zemini oluşturulmuştur. Türkçe araştırmalarında ünlemlerle ilgili oluşan tespitlere katkıda bulunması amacıyla fono-morfolojik, semantik, sentaks ve imlâ özellikleri açısından ünlemler, ayrı başlıklarda incelenip değerlendirilmiştir. Ünlemlerin temel işlevinin anlatım gerçekleştirme olduğu noktasından hareketle, cümle konusu içinde değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekilmiştir. Bu makale ünlemler konusunda, alana katkı sağlamayı amaçlamış ve özellikle iki nokta üzerine vurgu yapmıştır. İlkin ünlemlere özgü bir imlâ kararlılığının olmadığına dikkat çekmiştir. Çünkü asıl ünlemler dışında ünlem işlevli sözcüklerin ünlem olarak yazılı metinlerde kullanılmalarında bir belirsizlik görülmektedir. Diğer husus da Türkçede ünlemlerin temel işlevinin anlam karşılamak değil, anlatım gerçekleştirmek olduğunu belirtmiştir. Bu çalışma Türkçede ünlemlerle ilgili önemli tespitler ortaya koymakta ve bilim insanlarının konuya yaklaşımları açısından yeni bir bakış açısı sunmaktadır.
A greatdeal of wordshavebeenpassed to Albanian from Turkish. Therearevariousviews on thecount of ... more A greatdeal of wordshavebeenpassed to Albanian from Turkish. Therearevariousviews on thecount of thewords. Thedataused in researchesarebased on Albanian and Turkish dictionaries. Besides, Turkish-Albanian langua gerelation shavebeenone of thetopicswhichdwelled on recently. Some of theresearchershavepredicat ed Turkishteaching on, some of themhavepredicatedimpact of Turkish on Albanian in the framework of Turkish culture basin on andsome of themhavepredicatedculturalrelationsbecause of being in Ottoman Empire's political geography on. Inthisstudy, wordspassed from Turkish to Albanian havebeenanalyzedfromtheview of sociolinguistics. Afterthebasicdatahavebeencomposed, thepropertiesandqualities of the data havebeendwelled on. Interpreting with a sociolinguistic view, the datahavebeenattachedtothisresearch in tablesboth in Turkish and Albanian topresenttotheattention of otherresearchers. Whenwordspassing from AlbaniantoTurkish are evaluated in theframework of language-language, laguage-societyandlanguage-society, three resultshavebeenobtained. Albanian haveborrowedmanywords from Turkish, haveplayed an important role in historicalbackgroundwordborrowing; finally, being in Turk culture basin has made it easiertointeract with Turkish langua gedespitebeingfrom a differentlangua gefamilyanddifferences in structure. Thisinteraction is stillgoingaheadbyway of education, trade, politics, turismandmedia. Özet:Türkçeden Arnavutçaya pek çok kelime geçmiştir. Araştırmacıların kelimelerin sayısı konusunda ileri sürdükleri gö rüşler muhteliftir. Çalışmalara esas kabul edilen verilerin kaynağını Arnavutça ve Türkçe sözlükler oluşturmaktadır. Bunun yanında Türkçe-Arnavutça dil ilişkileri son yıllarda üzerinde durulan konulardan birisi olmuştur. Bazı araştırmacılar Türkçe ö ğretimi, bazıları Türk kültür havzasındaki Arnavutçanın Türkçenin etkilenişini, bazıları da Osmanlı Devletinin siyasi coğrafyasında bulunmasından dolayı kültürel ilişkileri esas almışlardır. Bu çalışmada Türkçeden Arnavutçaya geçen kelimeler sosyolengüistik biliminin bakış açısıyla incelenmiştir. Çalışmaya esas veri oluşturulduktan sonra verinin ö zellikleri ve niteliği konusu üzerinde durulmuştur. Sosyolengüistik bir bakış açısıyla yorumlanan veriler diğer araştırmacıların da dikkatine sunulmak için tablo halinde Arnavutça-Türkçe şeklinde bu metne eklenmiştir. Arnavutçaya Türkçeden geçen kelimeler dil-dil; dil-toplum ve dil-kültür ilişkileri bağlamında değerlendirildiğinde üç sonuca varılmıştır. Arnavutça, Türkçeden ö dünçleme yoluyla pek çok kelime almıştır; tarihi arka plan kelime ö dünçlenmesinde ö nemli rol oynamıştır; son olarak da Arnavutçanın Türk kültür havzasında oluşu, farklı dil ailesinden olmasına ve yapı ö zelliği farklılığına rağmen Türkçeyle etkileşime girmesini kolaylaştırmıştır. Bu etkileşimhâlihazırda da eğitim, ticaret, siyaset, turizm ve medya aracılığıyla sürmektedir. Anahtar kelimeler: Türkçe-Arnavutça; Sosyolengüistik; Türk kültür havzası. 1. GİRİŞ Dil insanlar arasında iletişim aracı olarak tanımlanan bir insan etkinliği olarak tanımlanmasının yanında iletişim dışında bilim, kültür, sanat, tarih, kimlik, inanç gibi alanların da anlaşılmasında rol oynayan ö zne ve nesnedir. Kullanıcısına, kullanım biçimine, kullanım yerine ve kullanım amacına gö re çok yö nlü ö zellikler sergileyebilmektedir. Şiirde, günlük hayatta, mezar taşında, gazetede, reklam afişinde, kavgada, siyasette ve insan hayatının hemen her noktasında çok farklı tezahür biçimleri gö sterebilmektedir. Gramerci ya da dilbilimci için ö zne olan dil, politikacı ya da televizyon sunucusu için etkili kullanılması gereken bir nesne olabilmektedir. Dilin bu çok yö nlülüğü dilbiliminin kurucusu Ferdinand de Saussuere'dan sonra dil araştırmacıları tarafından daha çok gö z ö nünde bulundurulmuş ve artık sadece klasik gramer anlayışının ö znesi olmaktan sıyrılıp farklı ö zelliklerine gö re araştırılmaya ve incelenmeye başlanılmıştır. Dil içi ve dil dışı şeklinde de düşünülebilecek yaklaşımların etkisiyle dil, bireyin kullanımından toplumun çö zümlenip anlaşılmasına; ö ğretilmesinden 1513
Acaibü'l-Mahlukat, 2024
1202 yılının Ocak ayında Kazvin'de doğdu. Enes bin Malik'in torunlarındandır. Ensari ve Enesî ola... more 1202 yılının Ocak ayında Kazvin'de doğdu. Enes bin Malik'in torunlarındandır. Ensari ve Enesî olarak biliniyordu. Gençlik döneminde Dımaşk'ta Muhyiddin İbnü'l Arabî ile tanıştı. Musul'da Esîrüddîn el Ebherî'nin talebesi oldu. Geometri alanında bu hocasını en büyük üstad olarak kabul etti. Bağdat'ta kadılık yaptı. Vâsıt kadılığı da yaptı. 7 Nisan 1283'te Vâsıt'ta vefat etti.
Kapı Yayınları, 2023
... Şimdi, bizim zamanımızda halkın çoğu, manaların neye yaradığını bilmediğinden gül bahçelerind... more ...
Şimdi, bizim zamanımızda halkın çoğu, manaların neye yaradığını bilmediğinden gül bahçelerinden bir gül alamaz ve gül bahçesindeki bülbülün sesini işitemezdi. Bu yüzden Türkçe bir kitap yazılıp onun düzeniyle birkaç manzum söz söylendi. Faydasının her seviyeden insana ulaşacağı umulmaktadır.
Şiir;
Gerçi bu söz Türkçede söylendi,
Elbette mana hedefine de ulaşıldı;
Bütün yolların hedefini bilesin,
Türk ve Tacik dillerini yermeyesin.
Niyeti düzgün ve aklı doğru kişi, bu kitabı okuyunca yaratılmanın amacını öğrenip sırları, anlasın ve kendini de ona göre değiştirsin. Çirkin ve kötü işlerden uzaklaşıp Allah’a yakın olan veli kullarla düşüp kalksın. Bu kitaba kavuşanlar, iyilik ve olgunlukla ona bakıp eksik ve kusur aramasınlar.
Şiir;
İyilikle bakan bütün kusurları örter,
Öfkeyle bakansa bütün kusurları ortalığa saçar.
...
Türkçenin Sözcük Öğretimi, 2019
İnsanlar sosyal hayatta birbirleri ile iletişim kurarak hayatlarını devam ettirirler. İletişimin ... more İnsanlar sosyal hayatta birbirleri ile iletişim kurarak hayatlarını devam ettirirler. İletişimin sağlıklı olması taraflar arasındaki bilgi akışının netliğine ve anlaşılabilirliğine bağlıdır. Dolayısıyla etkileşim sürecinde seçilen ve kullanılan sözcüklerin ve kavramların taraflar tarafından doğru şekilde anlaşılması gereklidir. Benzer şekilde, kullanılan sözcüklerin niteliği gibi niceliği de önemlidir. Gerek sözel gerekse yazılı iletişimde tercih edilen sözcük çeşitliliği, düşünce zenginliğini göstermekle birlikte iletişimin etkililiğini de artırır. Dolayısıyla sözcük dağarcığının zenginliği bireyin iletişim becerisini desteklemekle birlikte akademik ve sosyal başarısını da artırmaktadır.