Mustafa Hayta | Cukurova University (original) (raw)
Papers by Mustafa Hayta
Marriage age or marriageable age is defined as the age at which a person is legally allowed to ma... more Marriage age or marriageable age is defined as the age at which a person is legally allowed to marry. It can be said that the most common marriage age is 18 in today’s world. However, we must not forget that this age may change from country to country. While marriage age of men and women in many countries is the same, it is also seen that the women are married or allowed to marry at an early age in some other countries. Sociological studies conducted in this regard points out that these early marriages cannot be prevented because of gender discrimination, traditions, poverty and lack of education in society. Therefore, marriage at an early age (younger than the age of marriage) is allowed in some countries provided that the family consents. However, this situation is not unique to underdeveloped countries. Although the age of legal marriage has been determined in some developed countries, it is sometimes ignored in practice. One of the problems that Turkey is unable to overcome is e...
Mütefekkir, 2020
Mahkemeler, oteden beri kendileri icin tayin edilmis yargi cevresinde gorevlerini icra ederler. B... more Mahkemeler, oteden beri kendileri icin tayin edilmis yargi cevresinde gorevlerini icra ederler. Bu nedenle gorev ve yetkisini asarak bir davaya bakamaz ve karar veremezler. Aksi halde bu karar, hukuken gecerli olmayacaktir. Bununla birlikte mahkemelerin bakmakta oldugu davalarin bir yonuyle yargi cevresinin disinda olmasi muhtemeldir. Bu durumda mahkemenin ne yapacagi, hukuki bir sorun olarak onumuzde durmaktadir. Bu arastirma, zikredilen soruya yanit aramakta ve bunu yaparken hem ogretiye hem de mahkeme kararlarina (kadi sicili) dayanmaktadir. Yargi cevresi disinda ikamet eden sahitlerin dinlenmesi veya davalinin isticvabi, keza yargi cevresi disindaki bir mahallin kesfi vb. durumlarda mahkemeler arasi hukuki ve adli yardimlasma gundeme gelir. Bu husus ogretide kitâbu’l-kādi ile’l-kādi basligi altinda ele alinmis ve burada kitâbu’l-kādinin mesruiyeti, sekil sartlari ve keyfiyetine iliskin gorusler dile getirilmistir. Sadece hukuk davalarinda kullanilan bu kurum, nâib ve hakem tayin...
Islam hukuku, caydirici bir ta’zir cezasi olmasi bakimindan hapisten amacladigi ile kanuna aykiri... more Islam hukuku, caydirici bir ta’zir cezasi olmasi bakimindan hapisten amacladigi ile kanuna aykiri davranmasina ve mesru bir cezayi hak etmesine ragmen insani haklari elinden alinmayan bir insan olmasi bakimindan mahkum hakki arasinda bir denge kurarak mahkumun onur ve haysiyetini koruyan cesitli haklari kabul etmistir. Iste bu haklardan birisi de cagdas bilginlerce mahrem gorusme diye tanimlanan cezaevinde mahkumun esiyle bulusma hakkidir. Bu arastirma, bu goruse yoneltilen itirazlari reddederek ve bu konuda cumhur fukahânin yaklasimini da tercih ederek soz konusu hakki Islam hukuku tarafindan temellendirmek amaciyla yazilmistir. Bu arastirma ayrica mahrem gorusme (ser’i halvet) hakkina yonelik Islam hukukunun tutumuyla Urdun kanununun tutumu arasinda mukayese yapmaktadir
Butuncul yaklasim, parcaci yaklasimdan farkli olarak konusandan sadir olan sozun teker teker ele ... more Butuncul yaklasim, parcaci yaklasimdan farkli olarak konusandan sadir olan sozun teker teker ele alinarak degerlendirilmesi ve bir sonuca gidilmesi degil aksine konusanin gercekte ne kastettigini ortaya cikarmak maksadiyla sozun, olay ve konu butunlugu icinde alinmasi, bir baska ifadeyle ayni konuya iliskin metinlerin bir havuzda toplanmasi ve kritige tabi tutulmasidir. Boylelikle bir surec icinde ayni konuya iliskin sarf edilen farkli ya da celisik sozlerin bir yontem duzeyinde uzlastirilmasi da mumkun hale gelmektedir ve neticede butunun parcadan farkli ve buyuk oldugu anlasilmis olmakta ve parcalar, bir butunluk icinde anlam kazanmaktadir. Butuncul okuma dendiginde fikih usulunde iki yontem akla gelmektedir. Bunlardan biri tahsis digeri ise takyittir . Bu calismada takyidin fikih usulundeki tanimi, konumu, islevi ve delaleti uzerinde yapilan tartismalar ve fikhi ihtilaflardaki rolu orneklerle ortaya konulmaya calisilmistir.
Dokuz Eylül Ünivesitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Journal of International Social Research
Öz 1908 yılında Bulgaristan'ın bağımsızlığını ilân etmesine rağmen Osmanlı oradan Anadolu'ya göç ... more Öz 1908 yılında Bulgaristan'ın bağımsızlığını ilân etmesine rağmen Osmanlı oradan Anadolu'ya göç etmeyen Müslüman Türk nüfus ile ilişkilerini çok yönlü sürdürmeye ve geliştirmeye devam etmiştir. Bu ilişkinin somut örneklerinden biri de Medresetü'n-Nüvvâb'dır. Anılan kurum, Osmanlı devleti zamanında, ordu karargâhlarının bulunduğu, büyük stratejik önemi olan bölgenin en önemli şehirlerinden olan Şumnu'da Müslüman-Türk halkının dinî ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak ve bunun için imam-hatip, müftü ve kadı vekili gibi gerekli kadroları yetiştirmek maksadıyla 1919 yılında Bulgaristan Müslümanları Müessesât-ı Dîniyye Teşkilâtı Nizamnâmesi ile kurulmuştur. Daha sonra baş müftü Süleyman Faik Efendi'nin 1920 tarihli emirnamesiyle, Medresetü'n-Nüvvab'ın Nizâmnâme-i Esâsî, Program ve Dâhilî Talîmâtnâmesi' hazırlanmıştır. Buna göre tâlî (lise) ve âlî (yüksekokul) olmak üzere iki bölümden oluşan okulun, Kur'ân-ı Kerim, Fıkıh, Arap Dili ve Edebiyatı, İslâm Tarihi, Kelâm gibi dini ilimlerin yanı sıra Türk Dili ve Edebiyatı, Fizik, Kimya, Coğrafya, Matematik, Hüsn-ü Hat, Resim, Pedagoji gibi çağdaş ilimlerin de okutulduğu klasik bir medrese ve bir din okulu olmanın ötesinde çok işlevsel bir eğitim müessesi olduğu anlaşılmaktadır. Bu araştırmada söz konusu okulun kuruluşu, işlevi ve müfredatı üzerinde durulmuştur. Ayrıca Medresetü'n-Nüvvab'ın Nizâmnâme-i Esâsî, Program ve Dâhilî Talîmâtnâmesi' sadeleştirilerek ilgililerin dikkatine sunulmuştur.
Journal of International Social Research, Oct 25, 2017
Öz 1908 yılında Bulgaristan'ın bağımsızlığını ilân etmesine rağmen Osmanlı oradan Anadolu'ya göç ... more Öz 1908 yılında Bulgaristan'ın bağımsızlığını ilân etmesine rağmen Osmanlı oradan Anadolu'ya göç etmeyen Müslüman Türk nüfus ile ilişkilerini çok yönlü sürdürmeye ve geliştirmeye devam etmiştir. Bu ilişkinin somut örneklerinden biri de Medresetü'n-Nüvvâb'dır. Anılan kurum, Osmanlı devleti zamanında, ordu karargâhlarının bulunduğu, büyük stratejik önemi olan bölgenin en önemli şehirlerinden olan Şumnu'da Müslüman-Türk halkının dinî ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak ve bunun için imam-hatip, müftü ve kadı vekili gibi gerekli kadroları yetiştirmek maksadıyla 1919 yılında Bulgaristan Müslümanları Müessesât-ı Dîniyye Teşkilâtı Nizamnâmesi ile kurulmuştur. Daha sonra baş müftü Süleyman Faik Efendi'nin 1920 tarihli emirnamesiyle, Medresetü'n-Nüvvab'ın Nizâmnâme-i Esâsî, Program ve Dâhilî Talîmâtnâmesi' hazırlanmıştır. Buna göre tâlî (lise) ve âlî (yüksekokul) olmak üzere iki bölümden oluşan okulun, Kur'ân-ı Kerim, Fıkıh, Arap Dili ve Edebiyatı, İslâm Tarihi, Kelâm gibi dini ilimlerin yanı sıra Türk Dili ve Edebiyatı, Fizik, Kimya, Coğrafya, Matematik, Hüsn-ü Hat, Resim, Pedagoji gibi çağdaş ilimlerin de okutulduğu klasik bir medrese ve bir din okulu olmanın ötesinde çok işlevsel bir eğitim müessesi olduğu anlaşılmaktadır. Bu araştırmada söz konusu okulun kuruluşu, işlevi ve müfredatı üzerinde durulmuştur. Ayrıca Medresetü'n-Nüvvab'ın Nizâmnâme-i Esâsî, Program ve Dâhilî Talîmâtnâmesi' sadeleştirilerek ilgililerin dikkatine sunulmuştur.
Marriage age or marriageable age is defined as the age at which a person is legally allowed to ma... more Marriage age or marriageable age is defined as the age at which a person is legally allowed to marry. It can be said that the most common marriage age is 18 in today’s world. However, we must not forget that this age may change from country to country. While marriage age of men and women in many countries is the same, it is also seen that the women are married or allowed to marry at an early age in some other countries. Sociological studies conducted in this regard points out that these early marriages cannot be prevented because of gender discrimination, traditions, poverty and lack of education in society. Therefore, marriage at an early age (younger than the age of marriage) is allowed in some countries provided that the family consents. However, this situation is not unique to underdeveloped countries. Although the age of legal marriage has been determined in some developed countries, it is sometimes ignored in practice. One of the problems that Turkey is unable to overcome is e...
Mütefekkir, 2020
Mahkemeler, oteden beri kendileri icin tayin edilmis yargi cevresinde gorevlerini icra ederler. B... more Mahkemeler, oteden beri kendileri icin tayin edilmis yargi cevresinde gorevlerini icra ederler. Bu nedenle gorev ve yetkisini asarak bir davaya bakamaz ve karar veremezler. Aksi halde bu karar, hukuken gecerli olmayacaktir. Bununla birlikte mahkemelerin bakmakta oldugu davalarin bir yonuyle yargi cevresinin disinda olmasi muhtemeldir. Bu durumda mahkemenin ne yapacagi, hukuki bir sorun olarak onumuzde durmaktadir. Bu arastirma, zikredilen soruya yanit aramakta ve bunu yaparken hem ogretiye hem de mahkeme kararlarina (kadi sicili) dayanmaktadir. Yargi cevresi disinda ikamet eden sahitlerin dinlenmesi veya davalinin isticvabi, keza yargi cevresi disindaki bir mahallin kesfi vb. durumlarda mahkemeler arasi hukuki ve adli yardimlasma gundeme gelir. Bu husus ogretide kitâbu’l-kādi ile’l-kādi basligi altinda ele alinmis ve burada kitâbu’l-kādinin mesruiyeti, sekil sartlari ve keyfiyetine iliskin gorusler dile getirilmistir. Sadece hukuk davalarinda kullanilan bu kurum, nâib ve hakem tayin...
Islam hukuku, caydirici bir ta’zir cezasi olmasi bakimindan hapisten amacladigi ile kanuna aykiri... more Islam hukuku, caydirici bir ta’zir cezasi olmasi bakimindan hapisten amacladigi ile kanuna aykiri davranmasina ve mesru bir cezayi hak etmesine ragmen insani haklari elinden alinmayan bir insan olmasi bakimindan mahkum hakki arasinda bir denge kurarak mahkumun onur ve haysiyetini koruyan cesitli haklari kabul etmistir. Iste bu haklardan birisi de cagdas bilginlerce mahrem gorusme diye tanimlanan cezaevinde mahkumun esiyle bulusma hakkidir. Bu arastirma, bu goruse yoneltilen itirazlari reddederek ve bu konuda cumhur fukahânin yaklasimini da tercih ederek soz konusu hakki Islam hukuku tarafindan temellendirmek amaciyla yazilmistir. Bu arastirma ayrica mahrem gorusme (ser’i halvet) hakkina yonelik Islam hukukunun tutumuyla Urdun kanununun tutumu arasinda mukayese yapmaktadir
Butuncul yaklasim, parcaci yaklasimdan farkli olarak konusandan sadir olan sozun teker teker ele ... more Butuncul yaklasim, parcaci yaklasimdan farkli olarak konusandan sadir olan sozun teker teker ele alinarak degerlendirilmesi ve bir sonuca gidilmesi degil aksine konusanin gercekte ne kastettigini ortaya cikarmak maksadiyla sozun, olay ve konu butunlugu icinde alinmasi, bir baska ifadeyle ayni konuya iliskin metinlerin bir havuzda toplanmasi ve kritige tabi tutulmasidir. Boylelikle bir surec icinde ayni konuya iliskin sarf edilen farkli ya da celisik sozlerin bir yontem duzeyinde uzlastirilmasi da mumkun hale gelmektedir ve neticede butunun parcadan farkli ve buyuk oldugu anlasilmis olmakta ve parcalar, bir butunluk icinde anlam kazanmaktadir. Butuncul okuma dendiginde fikih usulunde iki yontem akla gelmektedir. Bunlardan biri tahsis digeri ise takyittir . Bu calismada takyidin fikih usulundeki tanimi, konumu, islevi ve delaleti uzerinde yapilan tartismalar ve fikhi ihtilaflardaki rolu orneklerle ortaya konulmaya calisilmistir.
Dokuz Eylül Ünivesitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Journal of International Social Research
Öz 1908 yılında Bulgaristan'ın bağımsızlığını ilân etmesine rağmen Osmanlı oradan Anadolu'ya göç ... more Öz 1908 yılında Bulgaristan'ın bağımsızlığını ilân etmesine rağmen Osmanlı oradan Anadolu'ya göç etmeyen Müslüman Türk nüfus ile ilişkilerini çok yönlü sürdürmeye ve geliştirmeye devam etmiştir. Bu ilişkinin somut örneklerinden biri de Medresetü'n-Nüvvâb'dır. Anılan kurum, Osmanlı devleti zamanında, ordu karargâhlarının bulunduğu, büyük stratejik önemi olan bölgenin en önemli şehirlerinden olan Şumnu'da Müslüman-Türk halkının dinî ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak ve bunun için imam-hatip, müftü ve kadı vekili gibi gerekli kadroları yetiştirmek maksadıyla 1919 yılında Bulgaristan Müslümanları Müessesât-ı Dîniyye Teşkilâtı Nizamnâmesi ile kurulmuştur. Daha sonra baş müftü Süleyman Faik Efendi'nin 1920 tarihli emirnamesiyle, Medresetü'n-Nüvvab'ın Nizâmnâme-i Esâsî, Program ve Dâhilî Talîmâtnâmesi' hazırlanmıştır. Buna göre tâlî (lise) ve âlî (yüksekokul) olmak üzere iki bölümden oluşan okulun, Kur'ân-ı Kerim, Fıkıh, Arap Dili ve Edebiyatı, İslâm Tarihi, Kelâm gibi dini ilimlerin yanı sıra Türk Dili ve Edebiyatı, Fizik, Kimya, Coğrafya, Matematik, Hüsn-ü Hat, Resim, Pedagoji gibi çağdaş ilimlerin de okutulduğu klasik bir medrese ve bir din okulu olmanın ötesinde çok işlevsel bir eğitim müessesi olduğu anlaşılmaktadır. Bu araştırmada söz konusu okulun kuruluşu, işlevi ve müfredatı üzerinde durulmuştur. Ayrıca Medresetü'n-Nüvvab'ın Nizâmnâme-i Esâsî, Program ve Dâhilî Talîmâtnâmesi' sadeleştirilerek ilgililerin dikkatine sunulmuştur.
Journal of International Social Research, Oct 25, 2017
Öz 1908 yılında Bulgaristan'ın bağımsızlığını ilân etmesine rağmen Osmanlı oradan Anadolu'ya göç ... more Öz 1908 yılında Bulgaristan'ın bağımsızlığını ilân etmesine rağmen Osmanlı oradan Anadolu'ya göç etmeyen Müslüman Türk nüfus ile ilişkilerini çok yönlü sürdürmeye ve geliştirmeye devam etmiştir. Bu ilişkinin somut örneklerinden biri de Medresetü'n-Nüvvâb'dır. Anılan kurum, Osmanlı devleti zamanında, ordu karargâhlarının bulunduğu, büyük stratejik önemi olan bölgenin en önemli şehirlerinden olan Şumnu'da Müslüman-Türk halkının dinî ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak ve bunun için imam-hatip, müftü ve kadı vekili gibi gerekli kadroları yetiştirmek maksadıyla 1919 yılında Bulgaristan Müslümanları Müessesât-ı Dîniyye Teşkilâtı Nizamnâmesi ile kurulmuştur. Daha sonra baş müftü Süleyman Faik Efendi'nin 1920 tarihli emirnamesiyle, Medresetü'n-Nüvvab'ın Nizâmnâme-i Esâsî, Program ve Dâhilî Talîmâtnâmesi' hazırlanmıştır. Buna göre tâlî (lise) ve âlî (yüksekokul) olmak üzere iki bölümden oluşan okulun, Kur'ân-ı Kerim, Fıkıh, Arap Dili ve Edebiyatı, İslâm Tarihi, Kelâm gibi dini ilimlerin yanı sıra Türk Dili ve Edebiyatı, Fizik, Kimya, Coğrafya, Matematik, Hüsn-ü Hat, Resim, Pedagoji gibi çağdaş ilimlerin de okutulduğu klasik bir medrese ve bir din okulu olmanın ötesinde çok işlevsel bir eğitim müessesi olduğu anlaşılmaktadır. Bu araştırmada söz konusu okulun kuruluşu, işlevi ve müfredatı üzerinde durulmuştur. Ayrıca Medresetü'n-Nüvvab'ın Nizâmnâme-i Esâsî, Program ve Dâhilî Talîmâtnâmesi' sadeleştirilerek ilgililerin dikkatine sunulmuştur.