Onur Gülbay | Dokuz Eylül University (original) (raw)
Uploads
Books by Onur Gülbay
9786057397140, 2022
Sakin Kitap-Yeni Baskı
978-605-72934-8-0, Mar 3, 2023
Book Chapters by Onur Gülbay
Arkeoloji ve Sanat ISBN 978-605-396-574-9, 2023
DAI "Natur und Kult" in Anatolien, 2014- 2016, Apr 30, 2019
During the 2015 excavation season in Metropolis, various pieces of architectural fragments and in... more During the 2015 excavation season in Metropolis, various pieces of architectural fragments and inscribed column bases were found on the northeastern slope of the Acropolis. The study on these new finds show that this area was a sanctuary dedicated to Zeus Krezimos from the Late Hellenistic period to the end of the Roman period. ›Krezimos‹ is an epithet associated with fertility and the revival of nature. It is understood that for the first time in the history of ancient Anatolia, Zeus was worshiped under this epithet in Metropolis. The sanctuary was built in front of a large rocky area which was integrated into the building itself. Due to the dismantling of architectural parts in place and the changes in function particularly in Late Antiquity, it is difficult to say anything about the precise plan of the area. Despite insufficient architectural data, epigraphic evidence provides detailed information about cult officials and how the cult worked.
Papers by Onur Gülbay
Arkeoloji ve Sanat 175. Sayı, Ocak-Nisan, 2024
Arkeoloji ve Sanat 161. Sayı, Mayıs-Ağustos, 2019
Arkeoloji ve Sanat 156. Sayı, Eylül-Aralık, 2017
Arkeoloji Sanat Yay. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. adına Sahi bi ve ya yın yö net me ni M. Ne zih Başg... more Arkeoloji Sanat Yay. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. adına Sahi bi ve ya yın yö net me ni M. Ne zih Başge len So rum lu ya zıiş le ri mü dü rü Or hun Gök çay İda ri yöne tim Se ma Baş gelen Editör M. Ne zih Başge len Editör yardımcısı Özgür Yılmaz Uygulama Ser dar Kıran Arkeoloji ve Sanat Dergisi, TÜBİTAK ULAKBİM tarafından taranan ha kem li bir der gidir. Ya yım la nan ya zı lar da ki her türlü gö rüş ve dü şün ce lerin, bilimsel değerlendirmeler ve eleştirilerin yasal sorumluluğu ya za rla rı na ait tir. Ar ke olo ji ve Sa nat Dergisi/Yayınları bun lar dan herhangi bir so rum lu luk ka bul et mez. Ya zı ve her tür lü gör sel mal ze me nin her türlü ya yın hak kı sak lı dır. Ya yı ne vi nin ya zı lı iz ni ol mak sı zın elekt ro nik, me ka nik, fo to ko pi ve ben ze ri araç lar la ya da di ğer kay de di ci ci haz lar la kop ya la na maz, ak ta rı la maz ve ço ğal tı la maz.
Sahibi: Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi adına Dekan Prof. Dr. Ersin Doğer Sorumlu Müdürü: E.Ü... more Sahibi: Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi adına Dekan Prof. Dr. Ersin Doğer Sorumlu Müdürü: E.Ü. Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü adına Prof. Dr. Eşref Abay ARKEOLOJİ DERGİSİ hakemlidir ve yılda bir kez basılmaktadır. TÜBİTAK/ULAKBİM kriterlerine uygun olarak yayınlanmaktadır. Published once a year. EGE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ'nin izni olmadan ARKEOLOJİ DERGİSİ'nin hiçbir bölümü kopya edilemez. Alıntı yapılması durumunda referans gösterilmelidir. Yazıların yasal sorumluluğu yazarlara aittir. It is not allowed to copy any section of ARKEOLOJİ DERGİSİ without the permit of EGE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ DERGİSİ'ne gönderilen makaleler aşağıdaki web adresinde bu cildin son sayfalarında belirtilen formatlara uygun olduğu takdirde yayınlanacaktır. Articles should be written according to the guideline mentioned in the following web adress or on the last pages of this volume. ARKEOLOJİ DERGİSİ'nin yeni sayılarında yayınlanması istenen makaleler için yazışma adresi: Correspondance addresses for following submissions for ARKEOLOJİ DERGİSİ ARKEOLOJİ DERGİSİ Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Bornova 315110 İZMİR-TURKEY Diğer iletişim adresleri / Other correspondance addresses Fax: +90 (232) 388 11 02 web: arkeolojidergisi.ege.edu.tr
This study comprises seven statuettes which are today preserved in the depot of the Museum of Öde... more This study comprises seven statuettes which are today preserved in the depot of the Museum of Ödemiş and which, within the framework of the museum's renovation works, are planned to be displayed among the museum exhibits in the near future. As part of a study entitled The Stone Artifacts of the Ödemiş Museum, supported by the University of Dokuz Eylül Research Fund and now in the preparatory stages, they are here presented for the first time to the scholarly world. These statuettes consist of one god and goddesses: two Venuses, one Hecate, one Diana, one Aesculapius, one Cybele and a Ceres or Priestess. This study aims to present and date the statuettes by comparing their stylistic, plastic and chronological characteristics with similar examples. Although the head and arm section of Diana, the left hand of the second Venus and the right hand of Cybele and, of Aesculapius, the right hand of and the portion below his ankles are lost, the fact that the statuettes are otherwise intact or completed makes them important from the standpoint of condition 1 . It is thought that the statuettes were very probably used either in a domestic cult or as votive offerings. They are dated to within the first half of the 2 nd or beginning of the 3 rd centuries A.D. on the basis of their general workmanship characteristics.
During the ancient period, coins were used as a means of remembering, propaganda and advertisemen... more During the ancient period, coins were used as a means of remembering, propaganda and advertisement, as well as their commercial uses like the coins of our time. Therefore, it is possible to find some symbols on the coins that call attention to the facts that are impressed upon the history of a state or a city, such as legends about their establishments and religious beliefs.
![Research paper thumbnail of The Değirmentepe Temple at Smyrna / İzmir, Türkiye Bilimler Akademisi Arkeoloji Dergisi [TÜBA-AR] / TÜBA-AR 13 2010 Turkish Academy of Sciences Journal of Archaeology](https://attachments.academia-assets.com/25942249/thumbnails/1.jpg)
](Intensive building activities and unplanned urban growth that gained pace by the 20 th century ha... more Intensive building activities and unplanned urban growth that gained pace by the 20 th century has almost totally devastated what had remained of ancient Smyrna, once reputed as the pearly of Roman province of Asia. Likewise, the temenos of the monumental temple, once located at the Değirmentepe district of İzmir was no exception to this destruction. As late as 19 th century the location of the temple was marked by the remains of its foundations and scattered fragments of marble; now they are replaced by modern tall apartment buildings. Accordingly, the present paper is based on the assessment of ancient literary sources, descriptions of ancient travelers and archaeological comparisons.
9786057397140, 2022
Sakin Kitap-Yeni Baskı
978-605-72934-8-0, Mar 3, 2023
Arkeoloji ve Sanat ISBN 978-605-396-574-9, 2023
DAI "Natur und Kult" in Anatolien, 2014- 2016, Apr 30, 2019
During the 2015 excavation season in Metropolis, various pieces of architectural fragments and in... more During the 2015 excavation season in Metropolis, various pieces of architectural fragments and inscribed column bases were found on the northeastern slope of the Acropolis. The study on these new finds show that this area was a sanctuary dedicated to Zeus Krezimos from the Late Hellenistic period to the end of the Roman period. ›Krezimos‹ is an epithet associated with fertility and the revival of nature. It is understood that for the first time in the history of ancient Anatolia, Zeus was worshiped under this epithet in Metropolis. The sanctuary was built in front of a large rocky area which was integrated into the building itself. Due to the dismantling of architectural parts in place and the changes in function particularly in Late Antiquity, it is difficult to say anything about the precise plan of the area. Despite insufficient architectural data, epigraphic evidence provides detailed information about cult officials and how the cult worked.
Arkeoloji ve Sanat 175. Sayı, Ocak-Nisan, 2024
Arkeoloji ve Sanat 161. Sayı, Mayıs-Ağustos, 2019
Arkeoloji ve Sanat 156. Sayı, Eylül-Aralık, 2017
Arkeoloji Sanat Yay. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. adına Sahi bi ve ya yın yö net me ni M. Ne zih Başg... more Arkeoloji Sanat Yay. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. adına Sahi bi ve ya yın yö net me ni M. Ne zih Başge len So rum lu ya zıiş le ri mü dü rü Or hun Gök çay İda ri yöne tim Se ma Baş gelen Editör M. Ne zih Başge len Editör yardımcısı Özgür Yılmaz Uygulama Ser dar Kıran Arkeoloji ve Sanat Dergisi, TÜBİTAK ULAKBİM tarafından taranan ha kem li bir der gidir. Ya yım la nan ya zı lar da ki her türlü gö rüş ve dü şün ce lerin, bilimsel değerlendirmeler ve eleştirilerin yasal sorumluluğu ya za rla rı na ait tir. Ar ke olo ji ve Sa nat Dergisi/Yayınları bun lar dan herhangi bir so rum lu luk ka bul et mez. Ya zı ve her tür lü gör sel mal ze me nin her türlü ya yın hak kı sak lı dır. Ya yı ne vi nin ya zı lı iz ni ol mak sı zın elekt ro nik, me ka nik, fo to ko pi ve ben ze ri araç lar la ya da di ğer kay de di ci ci haz lar la kop ya la na maz, ak ta rı la maz ve ço ğal tı la maz.
Sahibi: Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi adına Dekan Prof. Dr. Ersin Doğer Sorumlu Müdürü: E.Ü... more Sahibi: Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi adına Dekan Prof. Dr. Ersin Doğer Sorumlu Müdürü: E.Ü. Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü adına Prof. Dr. Eşref Abay ARKEOLOJİ DERGİSİ hakemlidir ve yılda bir kez basılmaktadır. TÜBİTAK/ULAKBİM kriterlerine uygun olarak yayınlanmaktadır. Published once a year. EGE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ'nin izni olmadan ARKEOLOJİ DERGİSİ'nin hiçbir bölümü kopya edilemez. Alıntı yapılması durumunda referans gösterilmelidir. Yazıların yasal sorumluluğu yazarlara aittir. It is not allowed to copy any section of ARKEOLOJİ DERGİSİ without the permit of EGE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ DERGİSİ'ne gönderilen makaleler aşağıdaki web adresinde bu cildin son sayfalarında belirtilen formatlara uygun olduğu takdirde yayınlanacaktır. Articles should be written according to the guideline mentioned in the following web adress or on the last pages of this volume. ARKEOLOJİ DERGİSİ'nin yeni sayılarında yayınlanması istenen makaleler için yazışma adresi: Correspondance addresses for following submissions for ARKEOLOJİ DERGİSİ ARKEOLOJİ DERGİSİ Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Bornova 315110 İZMİR-TURKEY Diğer iletişim adresleri / Other correspondance addresses Fax: +90 (232) 388 11 02 web: arkeolojidergisi.ege.edu.tr
This study comprises seven statuettes which are today preserved in the depot of the Museum of Öde... more This study comprises seven statuettes which are today preserved in the depot of the Museum of Ödemiş and which, within the framework of the museum's renovation works, are planned to be displayed among the museum exhibits in the near future. As part of a study entitled The Stone Artifacts of the Ödemiş Museum, supported by the University of Dokuz Eylül Research Fund and now in the preparatory stages, they are here presented for the first time to the scholarly world. These statuettes consist of one god and goddesses: two Venuses, one Hecate, one Diana, one Aesculapius, one Cybele and a Ceres or Priestess. This study aims to present and date the statuettes by comparing their stylistic, plastic and chronological characteristics with similar examples. Although the head and arm section of Diana, the left hand of the second Venus and the right hand of Cybele and, of Aesculapius, the right hand of and the portion below his ankles are lost, the fact that the statuettes are otherwise intact or completed makes them important from the standpoint of condition 1 . It is thought that the statuettes were very probably used either in a domestic cult or as votive offerings. They are dated to within the first half of the 2 nd or beginning of the 3 rd centuries A.D. on the basis of their general workmanship characteristics.
During the ancient period, coins were used as a means of remembering, propaganda and advertisemen... more During the ancient period, coins were used as a means of remembering, propaganda and advertisement, as well as their commercial uses like the coins of our time. Therefore, it is possible to find some symbols on the coins that call attention to the facts that are impressed upon the history of a state or a city, such as legends about their establishments and religious beliefs.
Intensive building activities and unplanned urban growth that gained pace by the 20 th century ha... more Intensive building activities and unplanned urban growth that gained pace by the 20 th century has almost totally devastated what had remained of ancient Smyrna, once reputed as the pearly of Roman province of Asia. Likewise, the temenos of the monumental temple, once located at the Değirmentepe district of İzmir was no exception to this destruction. As late as 19 th century the location of the temple was marked by the remains of its foundations and scattered fragments of marble; now they are replaced by modern tall apartment buildings. Accordingly, the present paper is based on the assessment of ancient literary sources, descriptions of ancient travelers and archaeological comparisons.
Klasik Arkeoloji bilimi içerisinde az bilinen bir konu olarak ortaya çıkan "kurşun tesseralar" üz... more Klasik Arkeoloji bilimi içerisinde az bilinen bir konu olarak ortaya çıkan "kurşun tesseralar" üzerine dünya literatüründe çok sınırlı düzeyde araştırma ve yayın bulunmaktadır. Bu nedenle sikkeye benzeyen fakat işlevleri sikkeden biraz farklı olan "kurşun tesseralar" arkeologların ve nümizmatların ilgisini çekmektedir. Özellikle sikkeye çok benzemeleri nedeniyle uzun zaman sikke, mühür, ya da ağırlık olarak kullanılmış oldukları düşünülmüştür. Fakat kurşun tesseralar günümüzde sikkenin ya da paranın üstlenmediği bir görev olan jeton ya da bilet olarak da kullanılmış objelerdi. Form olarak sikkeye benzeyen bu objelerin sikkeden en önemli farkı tek taraflarının darp edilmiş olmaları ve metalinin kurşun olmasıdır. Fakat bu objeler sikkelerin aksine sınırlı sayıda kentte ve nadir oranlarda karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle nüfus yoğunluğunun fazla olduğu Roma dönemi kentlerinde örneğin Atina, Roma, Efes gibi başkentlik yapmış kentlerde görülmektedir. Her antik kentte tesseraya rastlamak mümkün değildir. Bu objeler hakkında şimdiye kadar elde ettiğimiz bilgiler sayesinde en erken örneklerin Helenistik dönemle beraber ortaya çıktığı bilinmektedir. Fakat yoğun olarak kullanımlarının ise Roma dönemiyle başladığı geç Antik çağ başı ile de işlevlerini yitirerek tedavülden kalktıkları anlaşılmaktadır. Özellikle erken örneklerin kullanım amaç ve işlevleri kesin bilinmemektedir. Fakat Roma döneminde kullanılmaya başlayan örneklerin imparatorlukta daha yaygın olarak görüldüğü, bununla beraber işlevlerin de ne olduğu anlaşılmaktadır. Roma döneminde tesseralar ilk olarak halka dağıtılan hububat miktarını ölçmek amacıyla kullanılmaktaydı. Özel günlerde Seneca ve Plinius'un da belirttiği gibi imparatorluk tarafından küçük birer hediye olarak halka dağıtılır ve halkın bu marka işlevli tesseralarla ofislerden hububat alması sağlanırdı. Daha sonra bunların miktarındaki artışla da beraber farklı işlevlerle özelikle de jeton, bilet ve bozuk para olarak halk arasında kullanılmaya başlandıkları bilinmektedir. Şimdiye kadar yapılan çalışmalar sayesinde bu objelerin sikkenin üstlenmediği bir görevle Roma döneminde günümüzdekine benzer bir işlevle oyunlara ya da açılışlara girmek için jeton ya da bilet olarak, bazen de bozuk para işleviyle kullanıldıkları anlaşılmaktadır.
Apollonis is a lesser known Hellenistic city of Lydia in Manisa Province of Turkey. It was establ... more Apollonis is a lesser known Hellenistic city of Lydia in Manisa Province of Turkey. It was established through a synoecism in the 2 nd century B.C. The city was named in honor of Queen Apollonis, the wife of Attalos I and mother of Eumenes II. Although there has been epigraphic surveys on the vicinity of Apollonis, systematic archaeological investigations has not yet been conducted. In a research trip, city walls, some Late Roman architectural remains, Hellenistic-Roman pottery sherds and approximately a 10x10 m square cistern was recorded for a future survey project. In addition to these new records, the satellite imagery gives some important clues about the grid city plan and architectural remains preserved on the site. This paper focuses on current epigraphic data and the archaeological results of the research trip aims to demonstrate educational and military character of Hellenistic Apollonis. It underlines that Apollonis was a city with a primarily military role and its architecture plan focused on buildings such as gymnasium where ephebes, the resources of military services, were educated. Apollonis, formatasi per sinecismo nel II secolo a.C., è una delle città ellenistiche meno note della Lydia ed è situata presso Manisa, una provincia della Turchia. La città fu chiamata così in onore della regina Apollonis, moglie di Attalo I e madre di Eumene II. Sebbene vi siano stati ritrovamenti epigrafici nella vicinanza di Apollonis, non sono state ancora condotte indagini archeologiche sistematiche. In una ricerca sul terreno sono stati registrati -anche per un futuro progetto di indagine -le mura della città, alcuni resti architettonici di età tardo-romana, frammenti di ceramica ellenistico-romana e una cisterna quadrata di circa m 10x10. In aggiunta a questi nuovi ritrovamenti, le immagini satellitari ci offrono alcuni indizi importanti sulla griglia dell'impianto della città e sull'esistenza di resti architettonici conservati sul sito. Questo lavoro di ricerca sulla base dei dati epigrafici attuali e sui risultati archeologici del survey ha lo scopo di dimostrare il carattere educativo e militare della città ellenistica di Apollonis. Si vuole sottolineare, infatti, che la città ebbe un ruolo prevalentemente militare e che il piano architettonico era concentrato su edifici come il ginnasio dove venivano addestrati gli efebi, risorsa dei servizi militari.
The concept of 'hygiene', as a result of the agelong evolution of mankind, was primarily taken in... more The concept of 'hygiene', as a result of the agelong evolution of mankind, was primarily taken into consideration in the 19 th century, when it became increasingly important as a topic. 1 In the ancient world, water closets, the most important element of hygiene, often were constructed in connection with baths, whereby archaeological evidence proves that the first water closets and baths were built in the early 3 rd Millennium BC. 2 These first water closets were located mostly in areas inhabited by Eastern civilizations in Asia and Mesopotamia, from where the tradition influenced the Anatolian and Mediterranean civilizations. In the Roman period, water closets became public buildings and were called latrines. 3 These public buildings also were natural centers for socializing in addition to merely meeting the general needs of the citizens.
Cambridge The Classical Review, 2022
