Cemil Işık Sönmez | Duzce University / Düzce Üniversitesi (original) (raw)
Papers by Cemil Işık Sönmez
Ankara Medical Journal, Apr 1, 2012
Ozet: Amac: Calismayi yeni tespit edilen veya hic tedavi almamis tip 2 diyabetik hastalarda metab... more Ozet: Amac: Calismayi yeni tespit edilen veya hic tedavi almamis tip 2 diyabetik hastalarda metabolik sendrom ve bilesenlerinin sikligini ve iliskisini belirleyebilmek amaciyla planladik. Metod: Calismaya alinan 220 diyabetik hastanin kilo, boy, bel cevresi, vucut kitle indeksi, aclik kan sekeri, tansiyon, HbA1c, total kolesterol, trigliserid, LDL, HDL verilerine ek olarak birinci derece akrabalarinda, metabolik sendrom bilesenleri sorgulandi. Sonuc: Yeni tespit edilen tip 2 diyabetik hastalarla yaptigimiz calismamizda, Metabolik Sendrom(MS) sikligini Ulusal Kolesterol Egitim Programi(NCEP)’na gore %70,5, Uluslararasi Diyabet Federasyonu (IDF)’na gore %80 olarak tespitedildi. Cinsiyete gore kadin ve erkekte MS olma oranlari sirayla %84,8 ve %75,6 idi. Hastalarin birinci derece akrabalari olan ebeveyn, kardes ve cocuklarin tumunde MS bileseni olarak obezite birinci sirada yer aldi. Tartisma: Insulin direncini en iyi yansitan kriterin yine bel cevresi oldugu goruldu. NCEP’in kriterlerine gore MS olan ile olmayan hastalarin AKŞ degerlerinde anlamli bir farklilik saptanmamasinin sebebi olarak NCEP’nin uzun donemde riski azaltmak icin AKŞ’nin esik degerini dusuk tuttugu dusunuldu. Diyabetli hastalarin anne, baba, kardes ve cocuklarinda obezitenin birinci sirada ve siklikla yer almasi, obezitenin diyabet ve insulin direnci ile ortak genlerden aktarilabilecek bir hastalik olabilecegi suphesini uyandirdi.
PubMed, 1998
Choriocarcinoma is an aggressive tumor with cyto- and syncytiotrophoblastic cells. It arises gest... more Choriocarcinoma is an aggressive tumor with cyto- and syncytiotrophoblastic cells. It arises gestationally or nongestationally. Nongestational choriocarcinoma of the ovary can be pure or mixed with other germ cell tumors. Pure type is less frequent than mixed type and the diagnosis of nongestational choriocarcinoma of the ovary is very difficult in the reproductive period. A case of a 20-year-old woman with pure choriocarcinoma of the ovary is presented with a review of the literature and discussion of its origin.
International journal of traditional and complementary medicine research, Aug 27, 2020
Eurasian journal of family medicine, 2018
Tükenmişlik, sağlık çalışanlarında, özellikle de işyerinde yüksek düzeyde strese maruz kalan heki... more Tükenmişlik, sağlık çalışanlarında, özellikle de işyerinde yüksek düzeyde strese maruz kalan hekimlerde çok sık görülmektedir. Bu çalışmada Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde uzmanlık eğitimini almakta olan asistan hekimlerde tükenmişlik düzeylerinin ve ilişkili olabilecek faktörlerin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışmamız tanımlayıcı-kesitsel tipte olup, 01.01.2018-01.04.2018 tarihleri arasında Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde uzmanlık eğitimini almakta olan toplam 89 asistan hekim çalışmaya alınmıştır. Veri toplama aracı olarak araştırma görevlilerinin sosyo-demografik özelliklerini değerlendiren 21 sorudan oluşan anket formu ve araştırma görevlilerinin tükenmişlik düzeylerinin belirlenmesi için 22 sorudan oluşan Maslach Tükenmişlik Ölçeği yüz yüze görüşme tekniği ile uygulandı. Bulgular: Katılımcıların yaş ortalaması 28,65±3,03'tür; 46'sı (%51,7) erkek, 57'si (%64) bekar hekimlerden oluşmaktadır. Maslach Tükenmişlik Ölçeği duygusal tükenme ortalama puanları 27,78±7,80; duyarsızlaşma ortalama puanları 12,76±4,15 ve kişisel başarıda azalma ortalama puanları 27,69±5,04'tür. Duygusal tükenme durumu ile meslek sevgisi ve seçilen branş sevgisi arasında; duyarsızlaşma durumu ile cinsiyet arasında; kişisel başarıda azalma durumu ile gelir durumu, kronik hastalık varlığı, meslek sevgisi arasında istatistiki olarak pozitif yönde anlamlı ilişki saptanmıştır. Sonuç: Çalışmamızın sonuçlarına göre asistan hekimlerde tükenmişlik bulunmaktadır. Asistanların gelir düzeyi durumunun düzenlenmesi, adaletsiz dağılımların önlenmesi, kronik hastalığı olan hekimlere bazı durumlarda ayrıcalık tanınması, mesleki doyumlarının artmasına yönelik motivasyonel teşvik aktivitelerinin yapılması, gerekirse ödüllendirmelerin yapılmasının, hekimlerde tükenmişlik sendromunun önlenmesinde olumlu etki edeceği düşünülmektedir. Anahtar kelimeler: tıp asistanlığı, risk faktörleri, tükenmişlik, mesleki
Family practice and palliative care, Oct 4, 2018
Introduction: Adolescent pregnancies and their maternal and fetal complications are a global heal... more Introduction: Adolescent pregnancies and their maternal and fetal complications are a global health burden. Iron deficiency anemia is among the factors, which might contribute to these negative consequences. In this study, we aimed to evaluate the frequency of iron deficiency anemia among pregnant adolescents followed at the Düzce University Medical Faculty Hospital and to investigate its maternal and fetal effects. Methods: A total of 122 pregnant women under 19 years of age were included in this case-control study. The socioeconomic characteristics, hematological status, and adverse maternal and perinatal outcomes possibly related to iron deficiency anemia were evaluated. Results: The incidence of anemia among the studied women was 29.5%, and 56.5% were receiving iron supplementation. Oral iron supplementation rate was 33.3% in the anemic group and 66.2% in the non-anemic group (p = 0.01). While the serum ferritin and hemoglobin levels were lower in the anemic group, iron binding capacity was lower in the non-anemic group, and the difference between the groups was statistically significant (p = 0.01, p = 0.01, and p = 0.02; respectively). Concerning adverse perinatal outcomes, preeclampsia was seen in 11.4% of the anemic group and 4.6% in the non-anemic group; the difference was statistically significant (p = 0.01). Conclusions: Iron deficiency anemia is a common problem in adolescent pregnancy. However, many anemic pregnant adolescents do not receive iron treatment. Positive effects on some maternal and perinatal outcomes can be achieved by administering iron supplementation to these women. Iron use should be increased to combat iron deficiency anemia during pregnancy.
Geburtshilfe Und Frauenheilkunde, Oct 11, 2018
Konuralp Tip Dergisi, Jul 6, 2017
Sigara içme oranlarının azaltılmasında özellikle sağlık çalışanlarının etkin, inançlı ve sürekli ... more Sigara içme oranlarının azaltılmasında özellikle sağlık çalışanlarının etkin, inançlı ve sürekli desteğinin olması çok önemlidir. Yapılan çalışmalarda sigara içme oranlarının en başarılı şekilde düşürüldüğü ülkelerin; hekimler arasında sigara içme oranlarının en düşük olduğu ülkeler olduğu saptanmıştır. Bu çalışma ile Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi dönem I ve VI öğrencilerinde sigara içme sıklığı ve öğrencilerin sigara hakkında bilgi, tutum ve bununla ilişkili risk faktörlerinin araştırmayı amaçladık. Yöntem: Kesitsel tanımlayıcı tipte yapılan bu çalışmanın evrenini 2016-2017 öğretim yılında Düzce Üniversitesi Fakültesi'nde okumakta olan toplamda 198 1. Ve 6. Sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Ankette öğrencilerin sigara alışkanlığına ait bilgiler yanında, sigara bıraktırma politikaları konusunda bilgi ve tutumları, tıp fakültelerinde sigara bıraktırma eğitimi ile ilgili güncel durum konusundaki bilgilerini değerlendirmeye yönelik sorular kullanıldı. Bulgular: Dönem I öğrencilerinde hala sigara kullananların oranı %18,26; dönem VI öğrencilerinde bu oran %21,27'idi. Sigara içenlerin %61,7'sı (n:29) tıp fakültesinden önce sigara kullanmaktayken; %36,2'si (n:17) tıp fakültesinde sigaraya başlamıştı. Sigara içme durumları ile sınıfın ileri olması, yaşadığı ortamda sigara içilmesine izin verilmesi, yakın arkadaş grubunda sigara içilmesi arasında anlamlı ilişkili bulunmuştur. Sonuç: Çalışmamızda saptanan en önemli bulgu tıp fakültesi öğrencilerinin belli bir oranın sigara kullandığı ve bu oranların I. dönemden VI. döneme doğru arttığıdır. Diğer çalışmalarda rastlanmayıp bizim çalışmamızda ön plana çıkan ve oldukça önemli olan bir diğer nokta ise öğrencilerin tıp eğitiminde sigara ve zararları ile ilgili yeterli düzeyde eğitim verilmediği ve öğrencilerin sigara bırakma polikliniklerin işlevini bilmediğidir.
Eurasian journal of family medicine, Mar 30, 2023
Aim: We aimed to underline the importance of "normal weight obesity concept", prevent the overloo... more Aim: We aimed to underline the importance of "normal weight obesity concept", prevent the overlooking of Normal Weight Obesity patients, administrate their treatments and explain them the risks regarding their future lives along with making emphasis on the necessity of change in polyclinical practices about the subject. Methods: We selected 200 female patients that were either normal or overweighted for this study. Patients have been divided into 4 groups with respect to their body mass index and body fat percent values. Differences of bioelectrical impedance analysis measurements between the groups, relation of the anthropometric and metabolic parameters and those parameters' inner correlations have been inspected. Results: Serum levels of fasting plasma glucose, insulin, HOMA-IR, total cholesterol, LDL, triglyceride and TSH were higher in "Normal Weight Obesity" subjects than "Normal Weight Lean" subjects. The mean LDL levels were found to be higher in the Normal Weight Obesity group compared to the other groups and it was found to be statistically significant. Body fat percent was positively correlated to insulin, HOMA-IR, visceral fat rating, waisthip circumferences, waist to heighthip to height ratios. Conclusion: The importance of measurement of body fat percent and not to overlook the Normal Weight Obesity patients should be emphasized once more. Therefore, in the primary care, during public screening and polyclinical assessment states, patients should be checked for obesity with not only measuring their weights and heights, but also detection of their detailed body composition.
Journal of Addictions Nursing, Jun 25, 2021
BACKGROUND Smoking is a serious public health challenge across the world. Fasting in Ramadan requ... more BACKGROUND Smoking is a serious public health challenge across the world. Fasting in Ramadan requires people to stay away from smoking as well as activities such as eating, drinking, and sexual intercourse. We examined the effect of fasting on cigarette smoking and nicotine addiction during the Ramadan. METHODOLOGY This study was designed as a descriptive cross-sectional survey. A questionnaire was prepared to determine sociodemographic data and smoking habits of a sample population. The questionnaire was delivered through face-to-face interviews at several family medicine clinics in Turkey, with smokers who fast in Ramadan. RESULTS There were 354 persons, of which 278 were male (78.5%), 76 were female (21.5%), and the mean age was 32.92 ± 11.84 years. A significant decrease in cigarette consumption during the Ramadan was reported by 285 (80.5%) smokers (p < .001). The number of smokers who had difficulty resisting the urge to smoke was less in Ramadan than non-Ramadan periods (p < .001). Religious sentiments were reported as the most important reason for coping with nicotine abstinence (53.7%). Significantly in 14.7% of the cases, participants stopped smoking during the whole period of Ramadan. CONCLUSIONS Religious beliefs and willpower were found to be effective in helping people reduce or temporary stop smoking. Fasting may play a significant role in changing smoking behavior. Smoking cessation along with counseling supported by the state, health authorities, and clergy can be useful in the fight against smoking in Ramadan.
Acta medica alanya, Mar 2, 2020
Amaç: Bu çalışmada, Sigara Bırakma Polikliniğine başvuran hastalarda anksiyete duyarlılık düzeyle... more Amaç: Bu çalışmada, Sigara Bırakma Polikliniğine başvuran hastalarda anksiyete duyarlılık düzeyleri ile nikotin bağımlılığı ile sigara bırakma sonuçları arasındaki ilişkiyi araştırmayı amaçladık. Yöntem: Bu retrospektif çalışma Ocak 2017-Temmuz 2017 tarihleri arasında sigara bırakma polikliniğine başvuran 286 hastayı içermektedir. Sosyo-demografik özellikler, sigara içme durumu, Nikotin Bağımlılığı için Fagerström Testi (FTDN) skorları, Beck Depresyon Envanteri (BDI) ile ölçülen depresyon skorları ve Beck Anksiyete Envanteri (BAI) ve Anksiyete Duyarlılığı İndeksi-3 (ASI) ölçeklerinin skorları hasta tıbbi dosyalarından geriye dönük olarak alındı. Tüm hastalar ile irtibata geçildi ve hastaların anlık sigara içme durumu kaydedildi. Bulgular: Katılımcıların % 19,5'i (n = 56) (izlemeye gelmeyenler dahil) sigarayı bırakmış ve sigarayı bırakma tarihinden en az altı ay sonra hala içmemektedirler. Ortalama anksiyete duyarlılığı skorları orta / yüksek nikotin bağımlı hastalarda hafif nikotin bağımlı hastalardan anlamlı derecede yüksekti (sırasıyla p = 0.001 ve p <0.001). Anksiyete duyarlılığı ve tüm alt ölçeklerinin ortalama puanları, mevcut sigara içicilerin sigara içenlere göre anlamlı derecede yüksekti (her biri için p <0.001). Sonuç: Anksiyete duyarlılığının sigara bırakma başarısında ciddi bir engel olabileceği belirlenmiştir. Bununla birlikte, kaygı duyarlılığı, yüksek nikotin bağımlılığı ile anlamlı şekilde ilişkilidir. Sigarayı bırakmayı planlayan hastaların ilk günlerinden kaygı duyarlılığı, kaygı ve depresyon düzeylerini değerlendirmek önemlidir. Yüksek kaygı duyarlılığına sahip sigara içicileri dikkatle izlenmeli ve bırakma oranlarını artırmak için kaygı hassasiyetlerini azaltmak için tedaviler uygulanmalıdır.
DergiPark (Istanbul University), Apr 19, 2018
Amac: Periyodik saglik muayenesinin amaci, aktif sikayeti olmayan bireylerin, cinsiyet ve yas gru... more Amac: Periyodik saglik muayenesinin amaci, aktif sikayeti olmayan bireylerin, cinsiyet ve yas gruplarina uygun olarak, onlenebilir ve tedavi edilebilir hastaliklarinin erken belirtilerini ve risk faktoru olup olmadigini tanimlayarak morbidite ve mortalitelerini azaltmaktir. Bu calisma ile amaclanan hastalarin periyodik saglik muayenesi hakkinda bilgi, tutum ve davranislarini tespit ederek kisilerin periyodik saglik muayenesi icin hastaneye basvurmasinin onundeki engelleri kaldiracak calismalara isik tutmaktir. Gerec Yontem: Tanimlayici tipteki calismamizda; Duzce Universitesi Tip Fakultesi Aile Hekimligi Anabilim Dalina bagli 3 poliklinige herhangi bir nedenle basvuran 18-90 yas araligindaki 137 kisiye 17 sorudan olusan anket formu uygulanmistir. Anket ile hastalarin sosyodemografik bilgilerinin yaninda, kronik hastalik varligi, ailelerinde kronik hastalik varligi, periyodik saglik muayenesi yaptirip yaptirmadiklari, nedenleri, cinsiyet ve yas grubuna gore en cok yapilmasini istedikleri periyodik saglik muayenelerinin neler oldugu gibi ozellikler sorgulanmistir. Bulgular: Hastalarin %33,8’i periyodik saglik muayenesine basvuru sorusuna “evet”,%66’si ise “hayir” yaniti vermistir. Periyodik saglik muayenesine basvurma durumu ile egitim durumlari, birinci derece akrabasinda kronik hastalik olma durumu arasinda istatistiki olarak anlamli bir iliski bulunmustur (p<0,05). Sonuc: Bu calisma ile katilimcilarin periyodik saglik muayenesi ile ilgili yeterli bilgilerinin olmadigi saptanmis olup, eger kisilere gerekli bilgilendirilme yapilirsa periyodik saglik muayenesi icin basvuru oranlarinin artacagi dusunulmektedir. Bu konuda toplumun buyuk cogunluguna ulasma imkani olan; ozellikle de aktif sikayeti olmayan kesime ulasma imkani diger saglik kuruluslarina gore cok daha yuksek olan aile hekimlerine buyuk yuk dusmektedir.
Family practice and palliative care, Apr 19, 2018
Introduction: In mothers with fever complaint who applied to Duzce University Faculty of Medicine... more Introduction: In mothers with fever complaint who applied to Duzce University Faculty of Medicine Research and Practice Hostipal, defining attitude and behaviours and general knowledge levels about fever are aimed in this study. Methods: 230 patients who were admitted to pediatric emergency service and general pediatric outpatient clinics from February to June 2017 were included in the study. Questionnaires with 26 questions were evaluated in this study. Descriptive features, chi-square test and one-way ANOVA followed by Bonferroni's post-hoc comparisons tests were performed in all statistical analyzes. Results: It was learned that 79.1% of the mothers were placing the thermometers under the armpit during measurement. Most of the mothers picked the normal body temperature as 35.5-36.4 ° C (57.8%). 74.8% of the mothers considered fever as a disease and 98.7% of the mothers thought that fever was harmful. Most of the mothers were considering the advices of doctors on reducing fever of children (48.7%). The most common intervention to reduce fever was to shower with warm water (73.5%). The most preferred antipyretic was paracetamol (76.1%). As the education levels increased, rates of showering with warm water and taking out the children's clothes were increasing significantly (p=0.027, p=0.025, respectively). Conclusion: In this study, it was seen that the mother's general knowledge about fever was inadequate and there were occasionally wrong attitudes and behaviors in order to reduce fever. We think that detailed information about fever given to the families by physicians will prevent unnecessary applications in this area.
Konuralp Tip Dergisi, Aug 15, 2018
Gestasyonel diyabet taramasında karşılaşılan önemli bir problem: Gebeler neden oral glukoz tolera... more Gestasyonel diyabet taramasında karşılaşılan önemli bir problem: Gebeler neden oral glukoz tolerans testi yaptırmak istemiyor? ÖZET Amaç: Gebelerin, gestasyonel diabetes mellitus (GDM) taraması için kullanılan 75g oral glukoz tolerans testini (OGTT) yaptırmasında etkili olan faktörleri incelemeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi antenatal takip polikliniğine baş vuran ve GDM taraması için 75 g OGTT yaptırmayı kabul eden 129 ve GDM taraması için 75 g OGTT yaptırmayan 133 olmak üzere toplam 262 gebe dahil edildi. Gebelerin demografik özellikleri, eğitim düzeyleri ve gelir seviyeleri araştırıldı. Bulgular: OGTT yapılan grupta GDM sıklığı %7.9'du (n=10). OGTT yaptıran grupta VKİ daha yüksekti ve gruplar arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlıydı (29.17 ± 5.67 vs. 26.93 ± 4.02; p= 0.003). Gruplar eğitim seviyeleri açısından karşılaştırıldığında, OGTT yaptıran grupta yalnızca okur-yazar olan gebelerin oranı daha yüksekti (8.5% vs. 0; p=0.004). OGTT yaptırmayan grupta bunun en sık nedeni 57.8% oranında testin bebeğe zarar vereceği endişesiydi (n=77), ikinci sıklıkta bu testin özellikle görsel medyada yer alan bazı sağlık personelleri tarafından önerilmemesi geliyordu (30.8%, n=41). Sonuç: Son yıllarda gebelerin GDM taraması için OGTT yaptırma oranları düşmektedir. Bunun başlıca nedenleri arasında özellikle görsel medyada var olan bilgi kirliliği ve gebelerin sağlık personeli tarafından yeterinde bilgilendirilmemesi gösterilebilir. Bu nedenle sağlık bakımını sağlayan tüm paydaşlar tarafından prekonsepsiyonel dönemden başlayarak gebelik esnasında halkın yanlış bilgi edinmesinin önüne geçecek programlar ortaya koymalı ve bu konudaki bilgi kirliliğinin ortadan kaldırılmalıdır.
World family medicine journal, 2013
Family practice and palliative care, Dec 28, 2017
Hastanesi'nde doğum yapmış adölesan gebeler ile reprodüktif yaş grubunda doğum yapmış hastaları k... more Hastanesi'nde doğum yapmış adölesan gebeler ile reprodüktif yaş grubunda doğum yapmış hastaları kıyaslayarak maternal ve fetal sonuçları gözden geçirmeyi amaçladık. Yöntem: Ocak 2015-Mayıs 2017 tarihleri arasında Düzce Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kadın Doğum Kliniğinde doğum yapmış 3223 adet gebeden uygun koşulları taşıyan 183 hastanın verileri retrospektif olarak incelendi. İstatistiksel değerlendirme olarak SPSS 21 programı kullanıldı, p<0,05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Bulgular: Adölesan çağ gebeliklerinin toplam komplikasyon oranı kontrol grubundan fazla bulunmuştur (p=0,03). Ancak komplikasyonların subgrup analizinde anlamlı bir sonuç bulunamamıştır. Eğitim durumu arttıkça adölesan gebelik oranları azalmaktadır (p=0,01). Sonuç: Adölesan gebelikler maternal ve fetal komplikasyonları arttırmaktadır. Adölesan gebeliklerin önlenmesi için çalışmalar yapılmalı, gebelik sonuçlarının düzeltilmesi için sosyal destek, eğitim ve düzenli takip yapılmalıdır.
Pica disease, although more frequent in childhood, can be found in all populations and age groups... more Pica disease, although more frequent in childhood, can be found in all populations and age groups and is either caused by and leads to the lack of iron and other trace elements. That is why pica should be questioned in the medical history of children with anemia.
Konuralp Tip Dergisi, Mar 28, 2018
Yapılan çalışmalar, annelerin anne sütü ve emzirme konusunda bilgi eksikleri olduğunu göstermekte... more Yapılan çalışmalar, annelerin anne sütü ve emzirme konusunda bilgi eksikleri olduğunu göstermektedir. Annelerin bilgi eksikliğini kapatmak için en büyük görev, sağlık sisteminin temeli olan aile sağlığı merkezleri çalışanlarına düşmektedir. Bu araştırmada amaç, anneleri anne sütü hakkında eğitme görevini üstlenen aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarının anne sütü danışmanlık eğitimleri öncesi bilgi düzeylerini ölçmek ve karşılaştırmaktır. Gereç ve Yöntem: 1 Eylül-15 Kasım 2016 tarihleri arasında Kocaeli ilindeki aile sağlığı merkezlerinde çalışan 471 aile hekiminden %73,5'sı (n:346) ve 470 aile sağlığı elemanından %65,7'sinin (n:309) anne sütü ve emzirme danışmanlık eğitimleri öncesi genel bilgi düzeyleri, anket formu ile sorgulandı. Bulgular: Aile hekimleri tüm soruların ortalama %78,77'sini doğru cevaplamıştır. Aile sağlığı elemanları tüm soruların ortalama %87,10'unu doğru cevaplamıştır. Anket genelinde aile hekimlerinin en az doğru yanıt verdikleri soruların dağılımına bakıldığında bu sorulara doğru yanıt veren aile hekimlerinin; 40-45 yaş aralığında olduğu, kadın cinsiyette olduğu, meslekte 15-20 yıldır çalıştıkları saptandı. Ebelerin doğru cevap ortalaması diğer meslek gruplarından istatistiksel olarak anlamlı olarak yüksek saptandı (p=0,02). Aile sağlığı elemanlarının meslekte çalışma yılları ile doğru cevap verme oranları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptandı (p=0,04). Sonuç: Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre aile sağlığı elemanlarının anne sütü hakkında bilgi düzeyleri aile hekimlerinden daha yüksek olarak saptanmıştır. Bu sonuçta, aile sağlığı merkezlerine gelen gebe ve annelerle daha çok aile sağlığı elemanlarının iletişime geçiyor olmalarının etkili olabileceği düşünülmektedir. Birinci basamak sağlık çalışanlarının anne sütü/emzirme ile ilgili kurs/seminerlere katılımının daha çok teşvik edilmesi ve anne sütüyle ilgili değişen bilgilerden haberdar edilmesi ve aile hekimlerinin danışmanlık konusunda aile sağlığı elemanlarına daha çok eşlik etmesi önerilebilir.
Journal of Addictions Nursing, 2021
BACKGROUND Smoking is a serious public health challenge across the world. Fasting in Ramadan requ... more BACKGROUND Smoking is a serious public health challenge across the world. Fasting in Ramadan requires people to stay away from smoking as well as activities such as eating, drinking, and sexual intercourse. We examined the effect of fasting on cigarette smoking and nicotine addiction during the Ramadan. METHODOLOGY This study was designed as a descriptive cross-sectional survey. A questionnaire was prepared to determine sociodemographic data and smoking habits of a sample population. The questionnaire was delivered through face-to-face interviews at several family medicine clinics in Turkey, with smokers who fast in Ramadan. RESULTS There were 354 persons, of which 278 were male (78.5%), 76 were female (21.5%), and the mean age was 32.92 ± 11.84 years. A significant decrease in cigarette consumption during the Ramadan was reported by 285 (80.5%) smokers (p < .001). The number of smokers who had difficulty resisting the urge to smoke was less in Ramadan than non-Ramadan periods (p < .001). Religious sentiments were reported as the most important reason for coping with nicotine abstinence (53.7%). Significantly in 14.7% of the cases, participants stopped smoking during the whole period of Ramadan. CONCLUSIONS Religious beliefs and willpower were found to be effective in helping people reduce or temporary stop smoking. Fasting may play a significant role in changing smoking behavior. Smoking cessation along with counseling supported by the state, health authorities, and clergy can be useful in the fight against smoking in Ramadan.
Çocuk ve gençlik ruh sağlığı dergisi, 2012
World Family Medicine Journal/Middle East Journal of Family Medicine, 2013
Ankara Medical Journal, Apr 1, 2012
Ozet: Amac: Calismayi yeni tespit edilen veya hic tedavi almamis tip 2 diyabetik hastalarda metab... more Ozet: Amac: Calismayi yeni tespit edilen veya hic tedavi almamis tip 2 diyabetik hastalarda metabolik sendrom ve bilesenlerinin sikligini ve iliskisini belirleyebilmek amaciyla planladik. Metod: Calismaya alinan 220 diyabetik hastanin kilo, boy, bel cevresi, vucut kitle indeksi, aclik kan sekeri, tansiyon, HbA1c, total kolesterol, trigliserid, LDL, HDL verilerine ek olarak birinci derece akrabalarinda, metabolik sendrom bilesenleri sorgulandi. Sonuc: Yeni tespit edilen tip 2 diyabetik hastalarla yaptigimiz calismamizda, Metabolik Sendrom(MS) sikligini Ulusal Kolesterol Egitim Programi(NCEP)’na gore %70,5, Uluslararasi Diyabet Federasyonu (IDF)’na gore %80 olarak tespitedildi. Cinsiyete gore kadin ve erkekte MS olma oranlari sirayla %84,8 ve %75,6 idi. Hastalarin birinci derece akrabalari olan ebeveyn, kardes ve cocuklarin tumunde MS bileseni olarak obezite birinci sirada yer aldi. Tartisma: Insulin direncini en iyi yansitan kriterin yine bel cevresi oldugu goruldu. NCEP’in kriterlerine gore MS olan ile olmayan hastalarin AKŞ degerlerinde anlamli bir farklilik saptanmamasinin sebebi olarak NCEP’nin uzun donemde riski azaltmak icin AKŞ’nin esik degerini dusuk tuttugu dusunuldu. Diyabetli hastalarin anne, baba, kardes ve cocuklarinda obezitenin birinci sirada ve siklikla yer almasi, obezitenin diyabet ve insulin direnci ile ortak genlerden aktarilabilecek bir hastalik olabilecegi suphesini uyandirdi.
PubMed, 1998
Choriocarcinoma is an aggressive tumor with cyto- and syncytiotrophoblastic cells. It arises gest... more Choriocarcinoma is an aggressive tumor with cyto- and syncytiotrophoblastic cells. It arises gestationally or nongestationally. Nongestational choriocarcinoma of the ovary can be pure or mixed with other germ cell tumors. Pure type is less frequent than mixed type and the diagnosis of nongestational choriocarcinoma of the ovary is very difficult in the reproductive period. A case of a 20-year-old woman with pure choriocarcinoma of the ovary is presented with a review of the literature and discussion of its origin.
International journal of traditional and complementary medicine research, Aug 27, 2020
Eurasian journal of family medicine, 2018
Tükenmişlik, sağlık çalışanlarında, özellikle de işyerinde yüksek düzeyde strese maruz kalan heki... more Tükenmişlik, sağlık çalışanlarında, özellikle de işyerinde yüksek düzeyde strese maruz kalan hekimlerde çok sık görülmektedir. Bu çalışmada Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde uzmanlık eğitimini almakta olan asistan hekimlerde tükenmişlik düzeylerinin ve ilişkili olabilecek faktörlerin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışmamız tanımlayıcı-kesitsel tipte olup, 01.01.2018-01.04.2018 tarihleri arasında Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde uzmanlık eğitimini almakta olan toplam 89 asistan hekim çalışmaya alınmıştır. Veri toplama aracı olarak araştırma görevlilerinin sosyo-demografik özelliklerini değerlendiren 21 sorudan oluşan anket formu ve araştırma görevlilerinin tükenmişlik düzeylerinin belirlenmesi için 22 sorudan oluşan Maslach Tükenmişlik Ölçeği yüz yüze görüşme tekniği ile uygulandı. Bulgular: Katılımcıların yaş ortalaması 28,65±3,03'tür; 46'sı (%51,7) erkek, 57'si (%64) bekar hekimlerden oluşmaktadır. Maslach Tükenmişlik Ölçeği duygusal tükenme ortalama puanları 27,78±7,80; duyarsızlaşma ortalama puanları 12,76±4,15 ve kişisel başarıda azalma ortalama puanları 27,69±5,04'tür. Duygusal tükenme durumu ile meslek sevgisi ve seçilen branş sevgisi arasında; duyarsızlaşma durumu ile cinsiyet arasında; kişisel başarıda azalma durumu ile gelir durumu, kronik hastalık varlığı, meslek sevgisi arasında istatistiki olarak pozitif yönde anlamlı ilişki saptanmıştır. Sonuç: Çalışmamızın sonuçlarına göre asistan hekimlerde tükenmişlik bulunmaktadır. Asistanların gelir düzeyi durumunun düzenlenmesi, adaletsiz dağılımların önlenmesi, kronik hastalığı olan hekimlere bazı durumlarda ayrıcalık tanınması, mesleki doyumlarının artmasına yönelik motivasyonel teşvik aktivitelerinin yapılması, gerekirse ödüllendirmelerin yapılmasının, hekimlerde tükenmişlik sendromunun önlenmesinde olumlu etki edeceği düşünülmektedir. Anahtar kelimeler: tıp asistanlığı, risk faktörleri, tükenmişlik, mesleki
Family practice and palliative care, Oct 4, 2018
Introduction: Adolescent pregnancies and their maternal and fetal complications are a global heal... more Introduction: Adolescent pregnancies and their maternal and fetal complications are a global health burden. Iron deficiency anemia is among the factors, which might contribute to these negative consequences. In this study, we aimed to evaluate the frequency of iron deficiency anemia among pregnant adolescents followed at the Düzce University Medical Faculty Hospital and to investigate its maternal and fetal effects. Methods: A total of 122 pregnant women under 19 years of age were included in this case-control study. The socioeconomic characteristics, hematological status, and adverse maternal and perinatal outcomes possibly related to iron deficiency anemia were evaluated. Results: The incidence of anemia among the studied women was 29.5%, and 56.5% were receiving iron supplementation. Oral iron supplementation rate was 33.3% in the anemic group and 66.2% in the non-anemic group (p = 0.01). While the serum ferritin and hemoglobin levels were lower in the anemic group, iron binding capacity was lower in the non-anemic group, and the difference between the groups was statistically significant (p = 0.01, p = 0.01, and p = 0.02; respectively). Concerning adverse perinatal outcomes, preeclampsia was seen in 11.4% of the anemic group and 4.6% in the non-anemic group; the difference was statistically significant (p = 0.01). Conclusions: Iron deficiency anemia is a common problem in adolescent pregnancy. However, many anemic pregnant adolescents do not receive iron treatment. Positive effects on some maternal and perinatal outcomes can be achieved by administering iron supplementation to these women. Iron use should be increased to combat iron deficiency anemia during pregnancy.
Geburtshilfe Und Frauenheilkunde, Oct 11, 2018
Konuralp Tip Dergisi, Jul 6, 2017
Sigara içme oranlarının azaltılmasında özellikle sağlık çalışanlarının etkin, inançlı ve sürekli ... more Sigara içme oranlarının azaltılmasında özellikle sağlık çalışanlarının etkin, inançlı ve sürekli desteğinin olması çok önemlidir. Yapılan çalışmalarda sigara içme oranlarının en başarılı şekilde düşürüldüğü ülkelerin; hekimler arasında sigara içme oranlarının en düşük olduğu ülkeler olduğu saptanmıştır. Bu çalışma ile Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi dönem I ve VI öğrencilerinde sigara içme sıklığı ve öğrencilerin sigara hakkında bilgi, tutum ve bununla ilişkili risk faktörlerinin araştırmayı amaçladık. Yöntem: Kesitsel tanımlayıcı tipte yapılan bu çalışmanın evrenini 2016-2017 öğretim yılında Düzce Üniversitesi Fakültesi'nde okumakta olan toplamda 198 1. Ve 6. Sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Ankette öğrencilerin sigara alışkanlığına ait bilgiler yanında, sigara bıraktırma politikaları konusunda bilgi ve tutumları, tıp fakültelerinde sigara bıraktırma eğitimi ile ilgili güncel durum konusundaki bilgilerini değerlendirmeye yönelik sorular kullanıldı. Bulgular: Dönem I öğrencilerinde hala sigara kullananların oranı %18,26; dönem VI öğrencilerinde bu oran %21,27'idi. Sigara içenlerin %61,7'sı (n:29) tıp fakültesinden önce sigara kullanmaktayken; %36,2'si (n:17) tıp fakültesinde sigaraya başlamıştı. Sigara içme durumları ile sınıfın ileri olması, yaşadığı ortamda sigara içilmesine izin verilmesi, yakın arkadaş grubunda sigara içilmesi arasında anlamlı ilişkili bulunmuştur. Sonuç: Çalışmamızda saptanan en önemli bulgu tıp fakültesi öğrencilerinin belli bir oranın sigara kullandığı ve bu oranların I. dönemden VI. döneme doğru arttığıdır. Diğer çalışmalarda rastlanmayıp bizim çalışmamızda ön plana çıkan ve oldukça önemli olan bir diğer nokta ise öğrencilerin tıp eğitiminde sigara ve zararları ile ilgili yeterli düzeyde eğitim verilmediği ve öğrencilerin sigara bırakma polikliniklerin işlevini bilmediğidir.
Eurasian journal of family medicine, Mar 30, 2023
Aim: We aimed to underline the importance of "normal weight obesity concept", prevent the overloo... more Aim: We aimed to underline the importance of "normal weight obesity concept", prevent the overlooking of Normal Weight Obesity patients, administrate their treatments and explain them the risks regarding their future lives along with making emphasis on the necessity of change in polyclinical practices about the subject. Methods: We selected 200 female patients that were either normal or overweighted for this study. Patients have been divided into 4 groups with respect to their body mass index and body fat percent values. Differences of bioelectrical impedance analysis measurements between the groups, relation of the anthropometric and metabolic parameters and those parameters' inner correlations have been inspected. Results: Serum levels of fasting plasma glucose, insulin, HOMA-IR, total cholesterol, LDL, triglyceride and TSH were higher in "Normal Weight Obesity" subjects than "Normal Weight Lean" subjects. The mean LDL levels were found to be higher in the Normal Weight Obesity group compared to the other groups and it was found to be statistically significant. Body fat percent was positively correlated to insulin, HOMA-IR, visceral fat rating, waisthip circumferences, waist to heighthip to height ratios. Conclusion: The importance of measurement of body fat percent and not to overlook the Normal Weight Obesity patients should be emphasized once more. Therefore, in the primary care, during public screening and polyclinical assessment states, patients should be checked for obesity with not only measuring their weights and heights, but also detection of their detailed body composition.
Journal of Addictions Nursing, Jun 25, 2021
BACKGROUND Smoking is a serious public health challenge across the world. Fasting in Ramadan requ... more BACKGROUND Smoking is a serious public health challenge across the world. Fasting in Ramadan requires people to stay away from smoking as well as activities such as eating, drinking, and sexual intercourse. We examined the effect of fasting on cigarette smoking and nicotine addiction during the Ramadan. METHODOLOGY This study was designed as a descriptive cross-sectional survey. A questionnaire was prepared to determine sociodemographic data and smoking habits of a sample population. The questionnaire was delivered through face-to-face interviews at several family medicine clinics in Turkey, with smokers who fast in Ramadan. RESULTS There were 354 persons, of which 278 were male (78.5%), 76 were female (21.5%), and the mean age was 32.92 ± 11.84 years. A significant decrease in cigarette consumption during the Ramadan was reported by 285 (80.5%) smokers (p < .001). The number of smokers who had difficulty resisting the urge to smoke was less in Ramadan than non-Ramadan periods (p < .001). Religious sentiments were reported as the most important reason for coping with nicotine abstinence (53.7%). Significantly in 14.7% of the cases, participants stopped smoking during the whole period of Ramadan. CONCLUSIONS Religious beliefs and willpower were found to be effective in helping people reduce or temporary stop smoking. Fasting may play a significant role in changing smoking behavior. Smoking cessation along with counseling supported by the state, health authorities, and clergy can be useful in the fight against smoking in Ramadan.
Acta medica alanya, Mar 2, 2020
Amaç: Bu çalışmada, Sigara Bırakma Polikliniğine başvuran hastalarda anksiyete duyarlılık düzeyle... more Amaç: Bu çalışmada, Sigara Bırakma Polikliniğine başvuran hastalarda anksiyete duyarlılık düzeyleri ile nikotin bağımlılığı ile sigara bırakma sonuçları arasındaki ilişkiyi araştırmayı amaçladık. Yöntem: Bu retrospektif çalışma Ocak 2017-Temmuz 2017 tarihleri arasında sigara bırakma polikliniğine başvuran 286 hastayı içermektedir. Sosyo-demografik özellikler, sigara içme durumu, Nikotin Bağımlılığı için Fagerström Testi (FTDN) skorları, Beck Depresyon Envanteri (BDI) ile ölçülen depresyon skorları ve Beck Anksiyete Envanteri (BAI) ve Anksiyete Duyarlılığı İndeksi-3 (ASI) ölçeklerinin skorları hasta tıbbi dosyalarından geriye dönük olarak alındı. Tüm hastalar ile irtibata geçildi ve hastaların anlık sigara içme durumu kaydedildi. Bulgular: Katılımcıların % 19,5'i (n = 56) (izlemeye gelmeyenler dahil) sigarayı bırakmış ve sigarayı bırakma tarihinden en az altı ay sonra hala içmemektedirler. Ortalama anksiyete duyarlılığı skorları orta / yüksek nikotin bağımlı hastalarda hafif nikotin bağımlı hastalardan anlamlı derecede yüksekti (sırasıyla p = 0.001 ve p <0.001). Anksiyete duyarlılığı ve tüm alt ölçeklerinin ortalama puanları, mevcut sigara içicilerin sigara içenlere göre anlamlı derecede yüksekti (her biri için p <0.001). Sonuç: Anksiyete duyarlılığının sigara bırakma başarısında ciddi bir engel olabileceği belirlenmiştir. Bununla birlikte, kaygı duyarlılığı, yüksek nikotin bağımlılığı ile anlamlı şekilde ilişkilidir. Sigarayı bırakmayı planlayan hastaların ilk günlerinden kaygı duyarlılığı, kaygı ve depresyon düzeylerini değerlendirmek önemlidir. Yüksek kaygı duyarlılığına sahip sigara içicileri dikkatle izlenmeli ve bırakma oranlarını artırmak için kaygı hassasiyetlerini azaltmak için tedaviler uygulanmalıdır.
DergiPark (Istanbul University), Apr 19, 2018
Amac: Periyodik saglik muayenesinin amaci, aktif sikayeti olmayan bireylerin, cinsiyet ve yas gru... more Amac: Periyodik saglik muayenesinin amaci, aktif sikayeti olmayan bireylerin, cinsiyet ve yas gruplarina uygun olarak, onlenebilir ve tedavi edilebilir hastaliklarinin erken belirtilerini ve risk faktoru olup olmadigini tanimlayarak morbidite ve mortalitelerini azaltmaktir. Bu calisma ile amaclanan hastalarin periyodik saglik muayenesi hakkinda bilgi, tutum ve davranislarini tespit ederek kisilerin periyodik saglik muayenesi icin hastaneye basvurmasinin onundeki engelleri kaldiracak calismalara isik tutmaktir. Gerec Yontem: Tanimlayici tipteki calismamizda; Duzce Universitesi Tip Fakultesi Aile Hekimligi Anabilim Dalina bagli 3 poliklinige herhangi bir nedenle basvuran 18-90 yas araligindaki 137 kisiye 17 sorudan olusan anket formu uygulanmistir. Anket ile hastalarin sosyodemografik bilgilerinin yaninda, kronik hastalik varligi, ailelerinde kronik hastalik varligi, periyodik saglik muayenesi yaptirip yaptirmadiklari, nedenleri, cinsiyet ve yas grubuna gore en cok yapilmasini istedikleri periyodik saglik muayenelerinin neler oldugu gibi ozellikler sorgulanmistir. Bulgular: Hastalarin %33,8’i periyodik saglik muayenesine basvuru sorusuna “evet”,%66’si ise “hayir” yaniti vermistir. Periyodik saglik muayenesine basvurma durumu ile egitim durumlari, birinci derece akrabasinda kronik hastalik olma durumu arasinda istatistiki olarak anlamli bir iliski bulunmustur (p<0,05). Sonuc: Bu calisma ile katilimcilarin periyodik saglik muayenesi ile ilgili yeterli bilgilerinin olmadigi saptanmis olup, eger kisilere gerekli bilgilendirilme yapilirsa periyodik saglik muayenesi icin basvuru oranlarinin artacagi dusunulmektedir. Bu konuda toplumun buyuk cogunluguna ulasma imkani olan; ozellikle de aktif sikayeti olmayan kesime ulasma imkani diger saglik kuruluslarina gore cok daha yuksek olan aile hekimlerine buyuk yuk dusmektedir.
Family practice and palliative care, Apr 19, 2018
Introduction: In mothers with fever complaint who applied to Duzce University Faculty of Medicine... more Introduction: In mothers with fever complaint who applied to Duzce University Faculty of Medicine Research and Practice Hostipal, defining attitude and behaviours and general knowledge levels about fever are aimed in this study. Methods: 230 patients who were admitted to pediatric emergency service and general pediatric outpatient clinics from February to June 2017 were included in the study. Questionnaires with 26 questions were evaluated in this study. Descriptive features, chi-square test and one-way ANOVA followed by Bonferroni's post-hoc comparisons tests were performed in all statistical analyzes. Results: It was learned that 79.1% of the mothers were placing the thermometers under the armpit during measurement. Most of the mothers picked the normal body temperature as 35.5-36.4 ° C (57.8%). 74.8% of the mothers considered fever as a disease and 98.7% of the mothers thought that fever was harmful. Most of the mothers were considering the advices of doctors on reducing fever of children (48.7%). The most common intervention to reduce fever was to shower with warm water (73.5%). The most preferred antipyretic was paracetamol (76.1%). As the education levels increased, rates of showering with warm water and taking out the children's clothes were increasing significantly (p=0.027, p=0.025, respectively). Conclusion: In this study, it was seen that the mother's general knowledge about fever was inadequate and there were occasionally wrong attitudes and behaviors in order to reduce fever. We think that detailed information about fever given to the families by physicians will prevent unnecessary applications in this area.
Konuralp Tip Dergisi, Aug 15, 2018
Gestasyonel diyabet taramasında karşılaşılan önemli bir problem: Gebeler neden oral glukoz tolera... more Gestasyonel diyabet taramasında karşılaşılan önemli bir problem: Gebeler neden oral glukoz tolerans testi yaptırmak istemiyor? ÖZET Amaç: Gebelerin, gestasyonel diabetes mellitus (GDM) taraması için kullanılan 75g oral glukoz tolerans testini (OGTT) yaptırmasında etkili olan faktörleri incelemeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi antenatal takip polikliniğine baş vuran ve GDM taraması için 75 g OGTT yaptırmayı kabul eden 129 ve GDM taraması için 75 g OGTT yaptırmayan 133 olmak üzere toplam 262 gebe dahil edildi. Gebelerin demografik özellikleri, eğitim düzeyleri ve gelir seviyeleri araştırıldı. Bulgular: OGTT yapılan grupta GDM sıklığı %7.9'du (n=10). OGTT yaptıran grupta VKİ daha yüksekti ve gruplar arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlıydı (29.17 ± 5.67 vs. 26.93 ± 4.02; p= 0.003). Gruplar eğitim seviyeleri açısından karşılaştırıldığında, OGTT yaptıran grupta yalnızca okur-yazar olan gebelerin oranı daha yüksekti (8.5% vs. 0; p=0.004). OGTT yaptırmayan grupta bunun en sık nedeni 57.8% oranında testin bebeğe zarar vereceği endişesiydi (n=77), ikinci sıklıkta bu testin özellikle görsel medyada yer alan bazı sağlık personelleri tarafından önerilmemesi geliyordu (30.8%, n=41). Sonuç: Son yıllarda gebelerin GDM taraması için OGTT yaptırma oranları düşmektedir. Bunun başlıca nedenleri arasında özellikle görsel medyada var olan bilgi kirliliği ve gebelerin sağlık personeli tarafından yeterinde bilgilendirilmemesi gösterilebilir. Bu nedenle sağlık bakımını sağlayan tüm paydaşlar tarafından prekonsepsiyonel dönemden başlayarak gebelik esnasında halkın yanlış bilgi edinmesinin önüne geçecek programlar ortaya koymalı ve bu konudaki bilgi kirliliğinin ortadan kaldırılmalıdır.
World family medicine journal, 2013
Family practice and palliative care, Dec 28, 2017
Hastanesi'nde doğum yapmış adölesan gebeler ile reprodüktif yaş grubunda doğum yapmış hastaları k... more Hastanesi'nde doğum yapmış adölesan gebeler ile reprodüktif yaş grubunda doğum yapmış hastaları kıyaslayarak maternal ve fetal sonuçları gözden geçirmeyi amaçladık. Yöntem: Ocak 2015-Mayıs 2017 tarihleri arasında Düzce Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kadın Doğum Kliniğinde doğum yapmış 3223 adet gebeden uygun koşulları taşıyan 183 hastanın verileri retrospektif olarak incelendi. İstatistiksel değerlendirme olarak SPSS 21 programı kullanıldı, p<0,05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Bulgular: Adölesan çağ gebeliklerinin toplam komplikasyon oranı kontrol grubundan fazla bulunmuştur (p=0,03). Ancak komplikasyonların subgrup analizinde anlamlı bir sonuç bulunamamıştır. Eğitim durumu arttıkça adölesan gebelik oranları azalmaktadır (p=0,01). Sonuç: Adölesan gebelikler maternal ve fetal komplikasyonları arttırmaktadır. Adölesan gebeliklerin önlenmesi için çalışmalar yapılmalı, gebelik sonuçlarının düzeltilmesi için sosyal destek, eğitim ve düzenli takip yapılmalıdır.
Pica disease, although more frequent in childhood, can be found in all populations and age groups... more Pica disease, although more frequent in childhood, can be found in all populations and age groups and is either caused by and leads to the lack of iron and other trace elements. That is why pica should be questioned in the medical history of children with anemia.
Konuralp Tip Dergisi, Mar 28, 2018
Yapılan çalışmalar, annelerin anne sütü ve emzirme konusunda bilgi eksikleri olduğunu göstermekte... more Yapılan çalışmalar, annelerin anne sütü ve emzirme konusunda bilgi eksikleri olduğunu göstermektedir. Annelerin bilgi eksikliğini kapatmak için en büyük görev, sağlık sisteminin temeli olan aile sağlığı merkezleri çalışanlarına düşmektedir. Bu araştırmada amaç, anneleri anne sütü hakkında eğitme görevini üstlenen aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarının anne sütü danışmanlık eğitimleri öncesi bilgi düzeylerini ölçmek ve karşılaştırmaktır. Gereç ve Yöntem: 1 Eylül-15 Kasım 2016 tarihleri arasında Kocaeli ilindeki aile sağlığı merkezlerinde çalışan 471 aile hekiminden %73,5'sı (n:346) ve 470 aile sağlığı elemanından %65,7'sinin (n:309) anne sütü ve emzirme danışmanlık eğitimleri öncesi genel bilgi düzeyleri, anket formu ile sorgulandı. Bulgular: Aile hekimleri tüm soruların ortalama %78,77'sini doğru cevaplamıştır. Aile sağlığı elemanları tüm soruların ortalama %87,10'unu doğru cevaplamıştır. Anket genelinde aile hekimlerinin en az doğru yanıt verdikleri soruların dağılımına bakıldığında bu sorulara doğru yanıt veren aile hekimlerinin; 40-45 yaş aralığında olduğu, kadın cinsiyette olduğu, meslekte 15-20 yıldır çalıştıkları saptandı. Ebelerin doğru cevap ortalaması diğer meslek gruplarından istatistiksel olarak anlamlı olarak yüksek saptandı (p=0,02). Aile sağlığı elemanlarının meslekte çalışma yılları ile doğru cevap verme oranları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptandı (p=0,04). Sonuç: Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre aile sağlığı elemanlarının anne sütü hakkında bilgi düzeyleri aile hekimlerinden daha yüksek olarak saptanmıştır. Bu sonuçta, aile sağlığı merkezlerine gelen gebe ve annelerle daha çok aile sağlığı elemanlarının iletişime geçiyor olmalarının etkili olabileceği düşünülmektedir. Birinci basamak sağlık çalışanlarının anne sütü/emzirme ile ilgili kurs/seminerlere katılımının daha çok teşvik edilmesi ve anne sütüyle ilgili değişen bilgilerden haberdar edilmesi ve aile hekimlerinin danışmanlık konusunda aile sağlığı elemanlarına daha çok eşlik etmesi önerilebilir.
Journal of Addictions Nursing, 2021
BACKGROUND Smoking is a serious public health challenge across the world. Fasting in Ramadan requ... more BACKGROUND Smoking is a serious public health challenge across the world. Fasting in Ramadan requires people to stay away from smoking as well as activities such as eating, drinking, and sexual intercourse. We examined the effect of fasting on cigarette smoking and nicotine addiction during the Ramadan. METHODOLOGY This study was designed as a descriptive cross-sectional survey. A questionnaire was prepared to determine sociodemographic data and smoking habits of a sample population. The questionnaire was delivered through face-to-face interviews at several family medicine clinics in Turkey, with smokers who fast in Ramadan. RESULTS There were 354 persons, of which 278 were male (78.5%), 76 were female (21.5%), and the mean age was 32.92 ± 11.84 years. A significant decrease in cigarette consumption during the Ramadan was reported by 285 (80.5%) smokers (p < .001). The number of smokers who had difficulty resisting the urge to smoke was less in Ramadan than non-Ramadan periods (p < .001). Religious sentiments were reported as the most important reason for coping with nicotine abstinence (53.7%). Significantly in 14.7% of the cases, participants stopped smoking during the whole period of Ramadan. CONCLUSIONS Religious beliefs and willpower were found to be effective in helping people reduce or temporary stop smoking. Fasting may play a significant role in changing smoking behavior. Smoking cessation along with counseling supported by the state, health authorities, and clergy can be useful in the fight against smoking in Ramadan.
Çocuk ve gençlik ruh sağlığı dergisi, 2012
World Family Medicine Journal/Middle East Journal of Family Medicine, 2013