Yeliz Cantekin | Duzce University / Düzce Üniversitesi (original) (raw)
Thesis Chapters by Yeliz Cantekin
SANATÇININ KENDİLİĞİ VE YARATICI ETKİNLİĞİNE TRAVMA ÜZERİNDEN BİR BAKIŞ - EXAMINING ARTIST’S SELF AND CREATIVE PROCESS FROM THE TRAUMA PERSPECTIVE, 2020
Sanat her ne açıdan ele alınacak olursa olsun insansız bir düşünme geliştirmek mümkün değildir. D... more Sanat her ne açıdan ele alınacak olursa olsun insansız bir düşünme geliştirmek mümkün değildir. Duyu, duygu ve aklını kullanan insan, sanat vasıtasıyla öznel gerçekliklerini ifade eder. Bu öznel gerçekliklerin ifade edilişi ‘Ben’ kavramının tanrısal bir düzenin içinden ayrışıp özerkliğini kazandığı, insanın insanlığa yüzünü dönmesiyle mümkün olabilmiştir. Özne artık ‘kendilik’i üzerinde çalışmalı ve geliştirdiği bireysel yöntemlerle yaşamını anlamlı kılmakla sorumludur. Bireyin bakışını ve eylemini kendisine çevirmesi anlamına gelen kendilik kaygısı, kişinin kendini tamamlama ya da biçimlendirme amacı taşıyan etkinlikler bütünüdür.
Sanat eseri nesnel özelliklerinin yanı sıra, sanatçının ruhsal süreç ve etkinliklerinin sonucunda şekillenen içe alınmış nesnelerden oluşturulur. Dış dünya ile olan ilişkide yaşanılan travmatik olaylar iç dünyadaki yaşantıları etkiler. İçsel durum ve hayal gücünden beslenen yaratıcılık, dış dünya nesneleri ile iç dünyayı sembolize eder. Bu çalışmada sanatçının yaşadığı travmatik olayların, sanatsal üretimi aracılığıyla nasıl ve neden görünür kılındığı verilen sanatçı örnekleriyle de desteklenerek açıklanmaya çalışılmıştır.
No matter which perspective you take, it is impossible to develop a consideration of art without humans. A person using their senses, motions and mind, expresses their subjective reality. Expression of the aforementioned subjective reality, is made possible only by humanity focusing on itself, and removing the concept of “I” from the deific order, while giving it its autonomy. Henceforth, subject should work on “self”, and is responsible for rendering their life meaningful through individual methods they develop. Angst of self, which means an individual focusing on their own approach and activities, encompasses that individual’s every act towards attaining self-completion or self- figuration.
Aside from having practical characteristics, a work of art is also comprised of objects, which are shaped and internalized via artist’s spirituality and processes. As traumatic events, which happen interacting with the world outside, also affect one’s inner world. Feeding off of one’s immanent nature and imagination, creativity symbolizes the objects of the outside world as well as the inner world. This study aims to explain how and why the artist’s traumas are visible through his/her artistic production, while supporting this premise by offering examples of such artists.
DÜNYA SAVAŞLARININ BİÇİMLENDİRDİĞİ MODERN HEYKEL SANATI- MODERN ART OF STATUES SHAPED BY THE WORLD WARS , 2014
İnsanoğlu, sanatı içinde bulunduğu koşullar ve dönem dahilinde, kendini ifade etme aracı olarak k... more İnsanoğlu, sanatı içinde bulunduğu koşullar ve dönem dahilinde, kendini ifade etme aracı olarak kullanmış ve bir çok farklı dil geliştirmiştir. Heykel Sanatı da ilk çağlardan beri var olan bir sanat dalı olarak, değişen insan ile birlikte farklı ifade biçimleri kazanmıştır. Aydınlanma Çağı, Fransız Devrimi ve Sanayi Devrimi ile sosyal ve politik alanlardaki değişim, I. ve II. Dünya Savaşları’nın çıkış nedenlerini oluşturmuştur. Dünya Savaşları süresince ve sonrasında sanatçı, maruz kaldığı ve tanık olduğu olaylar karşısında geliştirdiği sanat dili aracılığıyla kişisel tavrını göstermiştir. II. Dünya Savaşı sonrası değişen güç dengeleri, savaşın sonucunda Amerika’yı sanat merkezi haline getirmiş, New York Paris’in yerini almıştır. Amerikan Soyut Dışavurumculuğunda; bir başka değişle New York Okulu gelişiminde, göç etmiş Avrupalı sanatçıların etkisi büyüktür. Bu araştırma kapsamında, Antik çağdan başlayarak heykel sanatının kronolojik gelişimi; dönemin felsefi, politik ve kültürel değişimleriyle birlikte irdelenmiş, Soyut Dışavurumculuk, New York Okulu sanatçıları ve savaş sonrası heykel örnekleriyle incelenmiştir.
Mankind has used art as a means of self expression within the conditions and era he is in and has developed many different languages. And the art of statues being a branch of art that has existed since the antique times has gained different types of expression with the changing people. Illumination era the French Revolution and the industrial revolution and changes in the social and political areas have formed the reasons why the world war 1 and 2 started. During the world wars and afterwards, artists have shown their personal manners through the art language that they have developed upon the experiences he was exposed to or witnessed. The power balances having changed after the world war 2, made America the centre of art and new york took the place of Paris. The effect of migrated European artists on the American abstract exhibitionism is huge. Under the light of this research, starting from the antique times , the chronological development of the statue art has been examined beside the philosophical political and cultural changes of its time and abstract exhibitionism has been dealt with along with the artists of the school of new york and the post-war samples of statues.
Papers by Yeliz Cantekin
SDÜ ART-E Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Dergisi, 2023
Bu çalışmada İngiliz çağdaş sanatçı Marc Quinn'in 'The Complete Marbles' adlı heykel serisi üzeri... more Bu çalışmada İngiliz çağdaş sanatçı Marc Quinn'in 'The Complete Marbles' adlı heykel serisi üzerinden, ideal beden algısının dışında kalan beden normları incelenmiştir. Klasik sanat biçimleri incelendiğinde bedenin kusursuz olarak temsil edilme amacı olduğu görülür. Klasik geleneğe bağlı olan Neoklasik sanat örneklerinde de sonsuz güzellik ve kültürel idealizm ehil bedenler aracılığıyla betimlenmiş, ahlaki erdem ve kahramanlık hikayeleri görselleştirilmiştir. Çağdaş sanat ile klasik ideal beden anlayışı kırılmış, ötekileşmişdışlanmış olan görünür kılınmaya başlanmıştır. Ampute bedenlerin betimlendiği serideki mermer figürler Neoklasizmin idealize edici tavrına eleştirel bir söylem geliştirmiştir. The Complete Marbles serisi engellilik kavramı üzerinden izleyiciyi sanatsal ve sosyal idealleri sorgulamaya iter. 'İdeal' çerçevenin dışında kalanları görünür kılma arzusu, eril dilin yüceleştirdiği estetik ölçütün ve kahramanlık normlarının karşısında alegorik, yeni bir söylem yaratır. Çalışmada The Complete Marbles sergisinde yer alan eserleri aracılığıyla ideal beden kavramının ele alış biçimi incelenmiş, engelli bedenin sanatsal, kamusal alanlardaki görünüş ve algılanış biçimleri ile farklılıkları sorgulanmıştır.
Tykhe Sanat ve Tasarım Dergisi, Dec 31, 2020
Yeliz Cantekin, 2021
Yayoi Kusama (1929) yaşayan en ünlü avangart sanatçılardan biri olarak heykel, resim, enstalasyon... more Yayoi Kusama (1929) yaşayan en ünlü avangart sanatçılardan biri olarak heykel, resim, enstalasyon, performans, edebiyat, sinema ve moda gibi çeşitli alanlarda üretimler gerçekleştirmiştir. Çalışmaları feminizm, minimalizm, art brut, pop art ve soyut dışavurumculuk özellikleri barındıran, otobiyografik, psikolojik ve cinsel içeriklerle şekillenmiştir. Sanatsal üretiminin görsel ve düşünsel alt yapısının bir tarafı çocukluk yıllarında yaşadığı travmatik olaylara ve gördüğü halüsinasyonlara dayanır.
Dış dünya ile kurulan ilişkide yaşanılan travmatik olaylar, kişinin iç dünyasını etkiler. Psikoloji bu öznel gerçekliklerin ifade istemini, sürecini, şeklini tahlil edebilmek ve anlam derinliğini artırılabilmek için yararlanılabilir bir yöntemdir. Sanat; duyu, duygu ve aklını kullanan insan için öznel gerçekliklerini ifade edebileceği bir alan açar. Yaratıcılık ise içsel durum ve hayal gücünden beslenerek iç dünyayı sembolize eder.
Çalışmada Kusama’nın yaşadığı travmatik olaylar ve sonucunda gelişen psikolojik sorunları sanatçının kendi söylemleri ve sanatsal üretimleri üzerinden irdelenmiştir. Psikolojide farklı teorisyenler tarafından sanat ve yaratıcılık kavramları üzerine geliştirilmiş görüşler örneklendirilmiş, sanatçıyı ‘hasta’ olarak nitelendiren tavırdan farklı olan yaklaşımların izi sürülmüştür.
Yayoi Kusama (1929), one of the most famous living avant-garde artists, has produced in various fields such as sculpture, painting, installation, performance, literature, cinema and fashion. Her work has been shaped by autobiographical, psychological and sexual contents that include feminism, minimalism, art brut, pop art and abstract expressionism. One side of the visual and intellectual infrastructure of her artistic production is based on the traumatic events she experienced in her childhood and the hallucinations she saw.
Traumatic events experienced in the relationship with the external world affect the inner world of the person. Psychology is a useful method in order to analyze the expression request, process and form of these subjective realities and to increase the depth of meaning. Art opens a space for people who use their senses, emotions and mind to express their subjective realities. Creativity, on the other hand, feeds on the inner state and imagination and symbolizes the inner world.
In the study, the psychological problems that emerged as a result of the traumatic events experienced by Kusama were examined through the artist's own discourses and artistic productions. The views developed by different theorists in psychology on the concepts of art and creativity are exemplified, and approaches that differ from the attitude that defines the artist as "patient" have been traced.
Tykhe Sanat ve Tasarım Dergisi, 2020
_Tr _ Sanat her ne açıdan ele alınacak olursa olsun insansız bir düşünme geliştirmek eksik bir y... more _Tr _
Sanat her ne açıdan ele alınacak olursa olsun insansız bir düşünme geliştirmek eksik bir yaklaşım olacaktır. Duyu, duygu ve aklını kullanan insan, sanat vasıtasıyla öznel gerçekliklerini ifade eder. Bu çalışmada ruh biliminin ışığında psikolojik travmanın sanatçı üzerindeki etkilerinin eseri vasıtasıyla görünür kılındığı, üretim süreci ve sonucu olarak kendini yeniden kurgulama-aşma aracı-amacı olarak kullanılabilirliği ileri sürülmektedir. Bu amaçla önce birey olabilme yolunda 'ben'in ve 'benliğin' oluşum süreçleri psikoloji bağlamında ele alınmakta, ardından var edilen 'ben'in kendini gerçekleştirme, kendilik nesnesi ve travma olgularını sanat pratiği ile bağdaştırmaya gidilmektedir. Travmanın sanat aracılığıyla bir çözüm aracı olarak kullanımı verilen sanatçı örneklerinde kendi söylemleriyle desteklenmiştir.
_Eng_
No matter what aspect of art is taken, it would be an incomplete approach to develop an unmanned thinking. A person using his/her senses, emotions and mind, expresses his/her subjective reality. This study proposes that, in the light of psychology, the effects of artist’s psychological trauma can be made visible through his/her artwork, and as the production process and result, it can serve as a reconstruction/transgression tool/function. In accordance with this purpose, the creation processes of ‘I’ and ‘self’ on the way to becoming an individual are discussed, in the process behind self-realization of the established ‘I’, object of self, and traumas are associated through practice of art. The use of trauma as a solution tool through art is supported by their own discourses in the artist examples given.
Conference Presentations by Yeliz Cantekin
Feminizm Bağlamında Hannah Wilke ve Jo Spence’in Üretimlerindeki Öz-Sunum Örnekleri Üzerine Güncel Bir Değerlendirme, 2020
İnsan; duyu, duygu ve aklını kullanabilme yetisine sahiptir. Duyu, duygu ve eylemlerin faili “ben... more İnsan; duyu, duygu ve aklını kullanabilme yetisine sahiptir. Duyu, duygu ve eylemlerin faili “ben”dir. “Ben”in kendine dair bir bilince ulaşmasıyla insani edinimler gerçekleşebilir. Kendi öznelliğinin peşinde koşan sanatçı da sanatı vasıtasıyla “ben”in hakikatleri üzerinden ihtiyaçlarını görünür kılar. Sanat eseri nesnel özelliklerin yanı sıra sanatçının ruhsal süreç ve etkinliklerinin sonucunda şekillenir. Dış dünyada gerçekleşen travmatik olaylar iç dünyayı etkilemekte, sanatçının bu içsel durum ve hayal gücüyle beslediği yaratıcılığı iç dünyasını yansıtmaktadır. Bu çalışmada, feminist sanatçı Hannah Wilke ve Jo Spence’e kanser teşhisi konulmasıyla hastalık süreçlerini ve bedenleri üzerindeki değişimleri görünür kıldıkları sanatsal üretimleri ele alınmıştır. Kadın bedeni üzerinde hâkim olan “güzellik” yargılarını, hastalıkla deforme olmuş çıplak bedenleri üzerinden yeniden kurgulamış ve bu üretim süreçlerini kendileri adına bir terapi aracına dönüştürme çabaları irdelenmiştir.
8th IARTSS - Anadolu Üniversitesi, 2021
[Tr] Beth Cavener, 1972 doğumlu Montana'da yaşayan Amerikalı çağdaş, seramik ve heykel sanatçısı... more [Tr]
Beth Cavener, 1972 doğumlu Montana'da yaşayan Amerikalı çağdaş, seramik ve heykel sanatçısıdır. The Ohio State Üniversitesinde klasik sanat eğitimi alan heykeltıraş, sanatsal üretiminde seramik malzemesi kullanmaktadır. Sanatçı, büyük ölçekli
sanatsal seramik üretimlerde karşılaşılan sorunlara; heykel disiplinin kille şekillendirme üretim metodunda uygulanan konstrüksiyon imkanını kullanarak yeni çözüm yöntemleri geliştirmiştir. Çalışmalarında hayvan figürleri kullanan sanatçı, büyük ölçekte kurguladığı çalışmaları için metal armatürler oluşturarak özgün ifade biçimleri sunmaktadır. Kullanılan armatür, konu olarak seçilen hayvan figürlerinin kompleks bir formda inşa edilmesine ve seramik malzemesiyle yeni biçimsel ifadelere olanak sağlamıştır. Bu bağlamda, çalışma kapsamında sanatçı Beth Cavenerʼin büyük ölçekli seramik heykel örnekleri incelenerek, seramik ve heykel disiplini özelindeki etkinliğinin
araştırılması ve sunulması hedeflenmektedir.
[Eng]
Beth Cavener is a contemporary American ceramics and sculpture artist, born in 1972 and living in Montana. The sculptor, who studied classical art at The Ohio State University, uses ceramic material in her artistic production. The artist has to deal with the problems encountered in large-scale artistic ceramic production; She developed new solution methods by using the construction possibilities applied in the clay shaping production method of the sculpture discipline. The artist, who uses animal figures in her works, creates metal armatures for her large-scale works and presents original forms of expression. The armature used allowed the animal figures chosen as subject to be constructed in a complex form and new stylistic expressions with ceramic material. In this context, within the scope of the study, it is aimed to investigate and present the effectiveness of the artist Beth Cavener's large-scale ceramic sculptures by examining the ceramic and sculpture discipline.
SANATÇININ KENDİLİĞİ VE YARATICI ETKİNLİĞİNE TRAVMA ÜZERİNDEN BİR BAKIŞ - EXAMINING ARTIST’S SELF AND CREATIVE PROCESS FROM THE TRAUMA PERSPECTIVE, 2020
Sanat her ne açıdan ele alınacak olursa olsun insansız bir düşünme geliştirmek mümkün değildir. D... more Sanat her ne açıdan ele alınacak olursa olsun insansız bir düşünme geliştirmek mümkün değildir. Duyu, duygu ve aklını kullanan insan, sanat vasıtasıyla öznel gerçekliklerini ifade eder. Bu öznel gerçekliklerin ifade edilişi ‘Ben’ kavramının tanrısal bir düzenin içinden ayrışıp özerkliğini kazandığı, insanın insanlığa yüzünü dönmesiyle mümkün olabilmiştir. Özne artık ‘kendilik’i üzerinde çalışmalı ve geliştirdiği bireysel yöntemlerle yaşamını anlamlı kılmakla sorumludur. Bireyin bakışını ve eylemini kendisine çevirmesi anlamına gelen kendilik kaygısı, kişinin kendini tamamlama ya da biçimlendirme amacı taşıyan etkinlikler bütünüdür.
Sanat eseri nesnel özelliklerinin yanı sıra, sanatçının ruhsal süreç ve etkinliklerinin sonucunda şekillenen içe alınmış nesnelerden oluşturulur. Dış dünya ile olan ilişkide yaşanılan travmatik olaylar iç dünyadaki yaşantıları etkiler. İçsel durum ve hayal gücünden beslenen yaratıcılık, dış dünya nesneleri ile iç dünyayı sembolize eder. Bu çalışmada sanatçının yaşadığı travmatik olayların, sanatsal üretimi aracılığıyla nasıl ve neden görünür kılındığı verilen sanatçı örnekleriyle de desteklenerek açıklanmaya çalışılmıştır.
No matter which perspective you take, it is impossible to develop a consideration of art without humans. A person using their senses, motions and mind, expresses their subjective reality. Expression of the aforementioned subjective reality, is made possible only by humanity focusing on itself, and removing the concept of “I” from the deific order, while giving it its autonomy. Henceforth, subject should work on “self”, and is responsible for rendering their life meaningful through individual methods they develop. Angst of self, which means an individual focusing on their own approach and activities, encompasses that individual’s every act towards attaining self-completion or self- figuration.
Aside from having practical characteristics, a work of art is also comprised of objects, which are shaped and internalized via artist’s spirituality and processes. As traumatic events, which happen interacting with the world outside, also affect one’s inner world. Feeding off of one’s immanent nature and imagination, creativity symbolizes the objects of the outside world as well as the inner world. This study aims to explain how and why the artist’s traumas are visible through his/her artistic production, while supporting this premise by offering examples of such artists.
DÜNYA SAVAŞLARININ BİÇİMLENDİRDİĞİ MODERN HEYKEL SANATI- MODERN ART OF STATUES SHAPED BY THE WORLD WARS , 2014
İnsanoğlu, sanatı içinde bulunduğu koşullar ve dönem dahilinde, kendini ifade etme aracı olarak k... more İnsanoğlu, sanatı içinde bulunduğu koşullar ve dönem dahilinde, kendini ifade etme aracı olarak kullanmış ve bir çok farklı dil geliştirmiştir. Heykel Sanatı da ilk çağlardan beri var olan bir sanat dalı olarak, değişen insan ile birlikte farklı ifade biçimleri kazanmıştır. Aydınlanma Çağı, Fransız Devrimi ve Sanayi Devrimi ile sosyal ve politik alanlardaki değişim, I. ve II. Dünya Savaşları’nın çıkış nedenlerini oluşturmuştur. Dünya Savaşları süresince ve sonrasında sanatçı, maruz kaldığı ve tanık olduğu olaylar karşısında geliştirdiği sanat dili aracılığıyla kişisel tavrını göstermiştir. II. Dünya Savaşı sonrası değişen güç dengeleri, savaşın sonucunda Amerika’yı sanat merkezi haline getirmiş, New York Paris’in yerini almıştır. Amerikan Soyut Dışavurumculuğunda; bir başka değişle New York Okulu gelişiminde, göç etmiş Avrupalı sanatçıların etkisi büyüktür. Bu araştırma kapsamında, Antik çağdan başlayarak heykel sanatının kronolojik gelişimi; dönemin felsefi, politik ve kültürel değişimleriyle birlikte irdelenmiş, Soyut Dışavurumculuk, New York Okulu sanatçıları ve savaş sonrası heykel örnekleriyle incelenmiştir.
Mankind has used art as a means of self expression within the conditions and era he is in and has developed many different languages. And the art of statues being a branch of art that has existed since the antique times has gained different types of expression with the changing people. Illumination era the French Revolution and the industrial revolution and changes in the social and political areas have formed the reasons why the world war 1 and 2 started. During the world wars and afterwards, artists have shown their personal manners through the art language that they have developed upon the experiences he was exposed to or witnessed. The power balances having changed after the world war 2, made America the centre of art and new york took the place of Paris. The effect of migrated European artists on the American abstract exhibitionism is huge. Under the light of this research, starting from the antique times , the chronological development of the statue art has been examined beside the philosophical political and cultural changes of its time and abstract exhibitionism has been dealt with along with the artists of the school of new york and the post-war samples of statues.
SDÜ ART-E Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Dergisi, 2023
Bu çalışmada İngiliz çağdaş sanatçı Marc Quinn'in 'The Complete Marbles' adlı heykel serisi üzeri... more Bu çalışmada İngiliz çağdaş sanatçı Marc Quinn'in 'The Complete Marbles' adlı heykel serisi üzerinden, ideal beden algısının dışında kalan beden normları incelenmiştir. Klasik sanat biçimleri incelendiğinde bedenin kusursuz olarak temsil edilme amacı olduğu görülür. Klasik geleneğe bağlı olan Neoklasik sanat örneklerinde de sonsuz güzellik ve kültürel idealizm ehil bedenler aracılığıyla betimlenmiş, ahlaki erdem ve kahramanlık hikayeleri görselleştirilmiştir. Çağdaş sanat ile klasik ideal beden anlayışı kırılmış, ötekileşmişdışlanmış olan görünür kılınmaya başlanmıştır. Ampute bedenlerin betimlendiği serideki mermer figürler Neoklasizmin idealize edici tavrına eleştirel bir söylem geliştirmiştir. The Complete Marbles serisi engellilik kavramı üzerinden izleyiciyi sanatsal ve sosyal idealleri sorgulamaya iter. 'İdeal' çerçevenin dışında kalanları görünür kılma arzusu, eril dilin yüceleştirdiği estetik ölçütün ve kahramanlık normlarının karşısında alegorik, yeni bir söylem yaratır. Çalışmada The Complete Marbles sergisinde yer alan eserleri aracılığıyla ideal beden kavramının ele alış biçimi incelenmiş, engelli bedenin sanatsal, kamusal alanlardaki görünüş ve algılanış biçimleri ile farklılıkları sorgulanmıştır.
Tykhe Sanat ve Tasarım Dergisi, Dec 31, 2020
Yeliz Cantekin, 2021
Yayoi Kusama (1929) yaşayan en ünlü avangart sanatçılardan biri olarak heykel, resim, enstalasyon... more Yayoi Kusama (1929) yaşayan en ünlü avangart sanatçılardan biri olarak heykel, resim, enstalasyon, performans, edebiyat, sinema ve moda gibi çeşitli alanlarda üretimler gerçekleştirmiştir. Çalışmaları feminizm, minimalizm, art brut, pop art ve soyut dışavurumculuk özellikleri barındıran, otobiyografik, psikolojik ve cinsel içeriklerle şekillenmiştir. Sanatsal üretiminin görsel ve düşünsel alt yapısının bir tarafı çocukluk yıllarında yaşadığı travmatik olaylara ve gördüğü halüsinasyonlara dayanır.
Dış dünya ile kurulan ilişkide yaşanılan travmatik olaylar, kişinin iç dünyasını etkiler. Psikoloji bu öznel gerçekliklerin ifade istemini, sürecini, şeklini tahlil edebilmek ve anlam derinliğini artırılabilmek için yararlanılabilir bir yöntemdir. Sanat; duyu, duygu ve aklını kullanan insan için öznel gerçekliklerini ifade edebileceği bir alan açar. Yaratıcılık ise içsel durum ve hayal gücünden beslenerek iç dünyayı sembolize eder.
Çalışmada Kusama’nın yaşadığı travmatik olaylar ve sonucunda gelişen psikolojik sorunları sanatçının kendi söylemleri ve sanatsal üretimleri üzerinden irdelenmiştir. Psikolojide farklı teorisyenler tarafından sanat ve yaratıcılık kavramları üzerine geliştirilmiş görüşler örneklendirilmiş, sanatçıyı ‘hasta’ olarak nitelendiren tavırdan farklı olan yaklaşımların izi sürülmüştür.
Yayoi Kusama (1929), one of the most famous living avant-garde artists, has produced in various fields such as sculpture, painting, installation, performance, literature, cinema and fashion. Her work has been shaped by autobiographical, psychological and sexual contents that include feminism, minimalism, art brut, pop art and abstract expressionism. One side of the visual and intellectual infrastructure of her artistic production is based on the traumatic events she experienced in her childhood and the hallucinations she saw.
Traumatic events experienced in the relationship with the external world affect the inner world of the person. Psychology is a useful method in order to analyze the expression request, process and form of these subjective realities and to increase the depth of meaning. Art opens a space for people who use their senses, emotions and mind to express their subjective realities. Creativity, on the other hand, feeds on the inner state and imagination and symbolizes the inner world.
In the study, the psychological problems that emerged as a result of the traumatic events experienced by Kusama were examined through the artist's own discourses and artistic productions. The views developed by different theorists in psychology on the concepts of art and creativity are exemplified, and approaches that differ from the attitude that defines the artist as "patient" have been traced.
Tykhe Sanat ve Tasarım Dergisi, 2020
_Tr _ Sanat her ne açıdan ele alınacak olursa olsun insansız bir düşünme geliştirmek eksik bir y... more _Tr _
Sanat her ne açıdan ele alınacak olursa olsun insansız bir düşünme geliştirmek eksik bir yaklaşım olacaktır. Duyu, duygu ve aklını kullanan insan, sanat vasıtasıyla öznel gerçekliklerini ifade eder. Bu çalışmada ruh biliminin ışığında psikolojik travmanın sanatçı üzerindeki etkilerinin eseri vasıtasıyla görünür kılındığı, üretim süreci ve sonucu olarak kendini yeniden kurgulama-aşma aracı-amacı olarak kullanılabilirliği ileri sürülmektedir. Bu amaçla önce birey olabilme yolunda 'ben'in ve 'benliğin' oluşum süreçleri psikoloji bağlamında ele alınmakta, ardından var edilen 'ben'in kendini gerçekleştirme, kendilik nesnesi ve travma olgularını sanat pratiği ile bağdaştırmaya gidilmektedir. Travmanın sanat aracılığıyla bir çözüm aracı olarak kullanımı verilen sanatçı örneklerinde kendi söylemleriyle desteklenmiştir.
_Eng_
No matter what aspect of art is taken, it would be an incomplete approach to develop an unmanned thinking. A person using his/her senses, emotions and mind, expresses his/her subjective reality. This study proposes that, in the light of psychology, the effects of artist’s psychological trauma can be made visible through his/her artwork, and as the production process and result, it can serve as a reconstruction/transgression tool/function. In accordance with this purpose, the creation processes of ‘I’ and ‘self’ on the way to becoming an individual are discussed, in the process behind self-realization of the established ‘I’, object of self, and traumas are associated through practice of art. The use of trauma as a solution tool through art is supported by their own discourses in the artist examples given.
Feminizm Bağlamında Hannah Wilke ve Jo Spence’in Üretimlerindeki Öz-Sunum Örnekleri Üzerine Güncel Bir Değerlendirme, 2020
İnsan; duyu, duygu ve aklını kullanabilme yetisine sahiptir. Duyu, duygu ve eylemlerin faili “ben... more İnsan; duyu, duygu ve aklını kullanabilme yetisine sahiptir. Duyu, duygu ve eylemlerin faili “ben”dir. “Ben”in kendine dair bir bilince ulaşmasıyla insani edinimler gerçekleşebilir. Kendi öznelliğinin peşinde koşan sanatçı da sanatı vasıtasıyla “ben”in hakikatleri üzerinden ihtiyaçlarını görünür kılar. Sanat eseri nesnel özelliklerin yanı sıra sanatçının ruhsal süreç ve etkinliklerinin sonucunda şekillenir. Dış dünyada gerçekleşen travmatik olaylar iç dünyayı etkilemekte, sanatçının bu içsel durum ve hayal gücüyle beslediği yaratıcılığı iç dünyasını yansıtmaktadır. Bu çalışmada, feminist sanatçı Hannah Wilke ve Jo Spence’e kanser teşhisi konulmasıyla hastalık süreçlerini ve bedenleri üzerindeki değişimleri görünür kıldıkları sanatsal üretimleri ele alınmıştır. Kadın bedeni üzerinde hâkim olan “güzellik” yargılarını, hastalıkla deforme olmuş çıplak bedenleri üzerinden yeniden kurgulamış ve bu üretim süreçlerini kendileri adına bir terapi aracına dönüştürme çabaları irdelenmiştir.
8th IARTSS - Anadolu Üniversitesi, 2021
[Tr] Beth Cavener, 1972 doğumlu Montana'da yaşayan Amerikalı çağdaş, seramik ve heykel sanatçısı... more [Tr]
Beth Cavener, 1972 doğumlu Montana'da yaşayan Amerikalı çağdaş, seramik ve heykel sanatçısıdır. The Ohio State Üniversitesinde klasik sanat eğitimi alan heykeltıraş, sanatsal üretiminde seramik malzemesi kullanmaktadır. Sanatçı, büyük ölçekli
sanatsal seramik üretimlerde karşılaşılan sorunlara; heykel disiplinin kille şekillendirme üretim metodunda uygulanan konstrüksiyon imkanını kullanarak yeni çözüm yöntemleri geliştirmiştir. Çalışmalarında hayvan figürleri kullanan sanatçı, büyük ölçekte kurguladığı çalışmaları için metal armatürler oluşturarak özgün ifade biçimleri sunmaktadır. Kullanılan armatür, konu olarak seçilen hayvan figürlerinin kompleks bir formda inşa edilmesine ve seramik malzemesiyle yeni biçimsel ifadelere olanak sağlamıştır. Bu bağlamda, çalışma kapsamında sanatçı Beth Cavenerʼin büyük ölçekli seramik heykel örnekleri incelenerek, seramik ve heykel disiplini özelindeki etkinliğinin
araştırılması ve sunulması hedeflenmektedir.
[Eng]
Beth Cavener is a contemporary American ceramics and sculpture artist, born in 1972 and living in Montana. The sculptor, who studied classical art at The Ohio State University, uses ceramic material in her artistic production. The artist has to deal with the problems encountered in large-scale artistic ceramic production; She developed new solution methods by using the construction possibilities applied in the clay shaping production method of the sculpture discipline. The artist, who uses animal figures in her works, creates metal armatures for her large-scale works and presents original forms of expression. The armature used allowed the animal figures chosen as subject to be constructed in a complex form and new stylistic expressions with ceramic material. In this context, within the scope of the study, it is aimed to investigate and present the effectiveness of the artist Beth Cavener's large-scale ceramic sculptures by examining the ceramic and sculpture discipline.