FATMA TAŞDEMİR | Gazi University (original) (raw)
Uploads
Papers by FATMA TAŞDEMİR
Savaşlar, silahlı çatışmalar ve terörizm siyasal şiddetin yeni türleri değildir. Uluslararası ins... more Savaşlar, silahlı çatışmalar ve terörizm siyasal şiddetin yeni türleri değildir. Uluslararası insancıl hukuk açıkça terörizmi yasaklayan birçok hükme sahiptir. Uluslararası insancıl hukukun bazı araçları terörizmle mücadeleye katkı sağlayabilir.
humanitarian law, human rights, Arap Spring and civil war,foreign intervention
Öz İdari gözaltı, adli gözaltıdan farklı olarak, güvenlik esasına dayalı, cezalandırıcı ni-telikt... more Öz İdari gözaltı, adli gözaltıdan farklı olarak, güvenlik esasına dayalı, cezalandırıcı ni-telikte olmayan ve yürütme erki tarafından emredilen istisnai bir tedbirdir. İdari gözal-tının amacı, geçmişteki davranışlarından dolayı kişileri cezalandırmak değil, güvenlik için tehdit oluşturduğu değerlendirilen bireylerin düşmanca eylemlere girişmelerini ön-lemektir. Karşı tarafa mensup olanları yakalama ve alıkoyma, silahlı çatışmanın doğa-sında var olan bir özelliktir. Uygulayanı devlet olsun devlet dışı aktör olsun, karşı tarafı özgürlüğünden yoksun bırakma, silahlı çatışmalarda meydana gelen sıradan bir olay-dır. Uluslararası olmayan silahlı çatışmalarda ele geçirilen muharipler, savaş esiri ola-rak özgürlüklerinden yoksun bırakılabilmektedir. Ancak muharip statüsünün olmadığı uluslararası olmayan silahlı çatışmalarda yakalanan karşı taraf mensuplarının hangi esas ve usullere göre gözaltında tutulacağı konusu tartışmalıdır. Bu makalede günümüz silahlı çatışmalarının önemli birer aktörü olan devlet dışı silahlı aktörler tarafından uygulanan gözaltı tedbirinin yasal dayanağı olup olmadığı tartışılacaktır. Makale iki ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, önleyici gözaltı kavramı tanımlanmış ve uluslararası olmayan silahlı çatışmalar kapsamında özellikleri ele alınmıştır. İkinci bölümde ise devlet dışı silahlı aktörlerin uyguladıkları önleyici gözaltının yasal daya-nakları tartışılmıştır. Abstract Being different from criminal detention, internment (administrative detention) in a non-punitive quality is based on security grounds and is an exceptional measure ordered by the executive power. The purpose of internment is to prevent individuals considered to be security threats from engaging in hostile acts, not to punish them for their past conducts. Capturing and holding members of the adversary is an inherent feature of armed conflict. Whether carried out by state or non-state parties the deprivation of * Bu makale Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı'nda yürü-tülmekte olan " Uluslararası Olmayan Silahlı Çatışmalarda Güvenlik Amaçlı/Önleyici Gözaltı " adlı yüksek lisans tez çalışmasından yararlanarak yazılmıştır.
In this study, the relationship between cyber warfare and the norms of international law will be ... more In this study, the relationship between cyber warfare and the norms of international law will be examined. Especially the position of cyber warfare in terms of jus ad bellum and jus in bello will be analysed. From this point of view, it can be said that the concepts of cyber armed attack, cyber armed conflict and the law of cyber warfare are included in the area of international law. Yet the difficulties about non-physical features of cyber space necessitates a detailed examination with regard to international law. In this respect, the law of cyber warfare is in some ways an application of international law to the unknown.
National self-determination" is generally accepted as a positive principle whereas the right to s... more National self-determination" is generally accepted as a positive principle whereas the right to secession is a negative concept associated with chaos, instability and destructiveness. The consensual right to secede is not problematic. The real problem is the secession of a group that is never subject to injustices and is not given consent to secede. The global taboo against the cases of unilateral secession stood until the post-Cold War era; the principle of territorial integrity was recognised as superior. Except for colonialism, self-determination that is not accepted the right to independence is approved the autonomy application in a existing state. In the post-Cold War era, unilateral secessions has generally occurred in newly independent states. Also in Europe, independence slogans are increasing day by day. The Catalan, the Scottish and the Flemish nationalisms are shaped by three related factors: Identity, Autonomy and Economy. Except for Kosovo in 2008 and South Sudan in 2011, none of the separatist unit were recognized as a state by now. Though the traditional opinions about the separation that fashes the concepts as the end of the Cold War, sovereignty and territorial integrity, the radical opinion of the traditional opinions about the separation can not be changed. Conflicts targeting self-determination and secession are generally among the most perpetual and destructive conflicts. There exists another choice apart from the choices of ultimate victory and the prolonged conflict. This is the choice of negotiation.
Öz Günümüzde devletler hala uluslararası hukuk sisteminin asli kişisidir. Ancak uluslararası nite... more Öz Günümüzde devletler hala uluslararası hukuk sisteminin asli kişisidir. Ancak uluslararası nitelikte olmayan silâhlı çatışmalarda yaşanan artışın bir sonucu olarak artık devlet dışı silâhlı aktörler de artan şekilde sistemde rol oynamaktadırlar ve uluslararası insancıl hu-kuk ve uluslararası insan hakları hukukunu en ağır şekilde ihlâl etmektedirler. Sivillerin korunmasını sağlamak için devlet dışı silâhlı aktörlerin de uluslararası insancıl hukuk ve uluslararası insan hakları hukukuna bağlı olması ve saygı göstermesi gereklidir. Ancak insan hakları ve insancıl hukuk normlarına taraf olmadıkları halde bu normların neden devlet dışı silâhlı aktörleri bağlaması gerektiği ve bunun hukuksal dayanağının ne olduğu konusu uluslararası hukukta oldukça tartışmalı bir konudur. Devlet dışı silâhlı aktörler uluslararası insancıl hukuk alanında en önemli aktörlerden bir tanesi olmasına karşın bunların uluslararası insancıl hukuk ihlâlleri dolayısıyla so-rumluluğu konusu uluslararası hukukta yeterince düzenlenmemiştir. Bu konuda mevcut dolaylı sorumluluk modellerinden birisi olan bireysel cezai sorumluluk mekanizması ye-tersizdir. Diğer dolaylı sorumluluk mekanizmasını oluşturan devlet dışı silâhlı aktörlerin gerçekleştirdiği insan hakları ve insancıl hukuk ihlâllerinden dolayı devletleri hesap verir kılma mekanizması da etkin değildir. Zira devletler; etkin denetim, bütünsel denetim veya onaylama doktrinlerinin ardına saklanarak sorumluluktan kaçabilmektedirler. Devletle-rin, devleti sorumlu tutmada izafe koşullarını kolaylaştıran yeni bir hesap verme modelini kabul etmesi de pek mümkün görünmemektedir. Devlet dışı silâhlı aktörlerin günümüzde geçirdiği evrim nedeniyle bunların doğrudan sorumluluğu önem kazanmıştır. Ancak önerilen bu doğrudan sorumluluk modeli de siya-sal ve hukuksal açıdan bir dizi ikilemler içermektedir. Bu nedenle doğrudan sorumluluk modeli uluslararası hukukun gri bölgelerinden bir tanesi olmaya devam etmektedir.
Öz 11 Eylül 2001'deki trajik terör saldırılarından bu yana devlet uygulamalarında ve doktrinde BM... more Öz 11 Eylül 2001'deki trajik terör saldırılarından bu yana devlet uygulamalarında ve doktrinde BM Andlaşması md.51'de yer alan meşru müdafaa hakkının daha esnek bir yorumu kabul görmektedir. IŞİD gibi devlet-dışı bir aktör tarafından gerçekleştirilen eylemlerin bir silahlı saldırı seviyesine ulaşabileceği kabul edilmektedir. Hatta eylemleri bir başka devlete izafe edilmese bile, " yönetilemeyen alan " ve " aciziyet " ya da " isteksiz-lik " ölçütleri çerçevesinde devlet-dışı aktörlere karşı meşru müdafaa hakkı kullanıla-bilmektedir. Nitekim 22 Eylül 2014 tarihinden bu yana ABD ve Rusya tarafından IŞİD'e karşı Suriye ve Irak topraklarında gerçekleştirilen askeri müdahaleleri meşrulaştırmak için bu dayanaklar sıkça kullanılmaktadır. Türkiye'nin de Fırat Kalkanı Operasyonunu meşru müdafaa hakkının bu geniş yorumuna dayanarak izah etmesine hiçbir engel yoktur. Kuvvet kullanma normlarının aşındığı bir dönemden geçerken Türkiye'nin " sı-nırlarını, vatandaşlarını ve bekasını " korumak için gerçekleştirdiği Fırat Kalkanının Uluslararası Hukuk açısından meşruiyetini araştırmak " zorlama " bir çaba gibi gelebilir. Ancak gelecekte olası yaptırımlara maruz kalmamak için; haklarımızı dünyaya duyur-mak ve bunları garanti altına almak için bu gayreti göstermek zorundayız. Abstract Since the tragic terrorist attacks on September 11, 2001, a more flexible interpretation of the right to self-defense under Article 51 of the UN Charter has been applied by the state practice and the doctrine. It is affirmed that actions carried out by non-state actors such as ISIS can reach the level of armed attack. Even its actions are not attributed to another state, the right to self-defense can be used against non-state actors by using the criteria of " ungoverned space " and " unwilling " or " unable " test. Since September 22, 2014, these justifications have been frequently used by the US and Russia to legitimize the military interventions against the ISIS in Syria and Iraq. Thus, Turkey can also use the same argument to explain the Operation Euphrates Shield by employing this broad interpretation of the right to self-defense. The norms of use of force have been eroded, and it may seem like a " debatable effort to investigate the legitimacy of the Euphrates' Shield in International Law, to protect Turkey's " borders,
Thesis Chapters by FATMA TAŞDEMİR
Öz İdari gözaltı, adli gözaltıdan farklı olarak, güvenlik esasına dayalı, cezalandırıcı ni-telikt... more Öz İdari gözaltı, adli gözaltıdan farklı olarak, güvenlik esasına dayalı, cezalandırıcı ni-telikte olmayan ve yürütme erki tarafından emredilen istisnai bir tedbirdir. İdari gözal-tının amacı, geçmişteki davranışlarından dolayı kişileri cezalandırmak değil, güvenlik için tehdit oluşturduğu değerlendirilen bireylerin düşmanca eylemlere girişmelerini ön-lemektir. Karşı tarafa mensup olanları yakalama ve alıkoyma, silahlı çatışmanın doğa-sında var olan bir özelliktir. Uygulayanı devlet olsun devlet dışı aktör olsun, karşı tarafı özgürlüğünden yoksun bırakma, silahlı çatışmalarda meydana gelen sıradan bir olay-dır. Uluslararası olmayan silahlı çatışmalarda ele geçirilen muharipler, savaş esiri ola-rak özgürlüklerinden yoksun bırakılabilmektedir. Ancak muharip statüsünün olmadığı uluslararası olmayan silahlı çatışmalarda yakalanan karşı taraf mensuplarının hangi esas ve usullere göre gözaltında tutulacağı konusu tartışmalıdır. Bu makalede günümüz silahlı çatışmalarının önemli birer aktörü olan devlet dışı silahlı aktörler tarafından uygulanan gözaltı tedbirinin yasal dayanağı olup olmadığı tartışılacaktır. Makale iki ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, önleyici gözaltı kavramı tanımlanmış ve uluslararası olmayan silahlı çatışmalar kapsamında özellikleri ele alınmıştır. İkinci bölümde ise devlet dışı silahlı aktörlerin uyguladıkları önleyici gözaltının yasal daya-nakları tartışılmıştır. Abstract Being different from criminal detention, internment (administrative detention) in a non-punitive quality is based on security grounds and is an exceptional measure ordered by the executive power. The purpose of internment is to prevent individuals considered to be security threats from engaging in hostile acts, not to punish them for their past conducts. Capturing and holding members of the adversary is an inherent feature of armed conflict. Whether carried out by state or non-state parties the deprivation of * Bu makale Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı'nda yürü-tülmekte olan " Uluslararası Olmayan Silahlı Çatışmalarda Güvenlik Amaçlı/Önleyici Gözaltı " adlı yüksek lisans tez çalışmasından yararlanarak yazılmıştır.
Savaşlar, silahlı çatışmalar ve terörizm siyasal şiddetin yeni türleri değildir. Uluslararası ins... more Savaşlar, silahlı çatışmalar ve terörizm siyasal şiddetin yeni türleri değildir. Uluslararası insancıl hukuk açıkça terörizmi yasaklayan birçok hükme sahiptir. Uluslararası insancıl hukukun bazı araçları terörizmle mücadeleye katkı sağlayabilir.
humanitarian law, human rights, Arap Spring and civil war,foreign intervention
Öz İdari gözaltı, adli gözaltıdan farklı olarak, güvenlik esasına dayalı, cezalandırıcı ni-telikt... more Öz İdari gözaltı, adli gözaltıdan farklı olarak, güvenlik esasına dayalı, cezalandırıcı ni-telikte olmayan ve yürütme erki tarafından emredilen istisnai bir tedbirdir. İdari gözal-tının amacı, geçmişteki davranışlarından dolayı kişileri cezalandırmak değil, güvenlik için tehdit oluşturduğu değerlendirilen bireylerin düşmanca eylemlere girişmelerini ön-lemektir. Karşı tarafa mensup olanları yakalama ve alıkoyma, silahlı çatışmanın doğa-sında var olan bir özelliktir. Uygulayanı devlet olsun devlet dışı aktör olsun, karşı tarafı özgürlüğünden yoksun bırakma, silahlı çatışmalarda meydana gelen sıradan bir olay-dır. Uluslararası olmayan silahlı çatışmalarda ele geçirilen muharipler, savaş esiri ola-rak özgürlüklerinden yoksun bırakılabilmektedir. Ancak muharip statüsünün olmadığı uluslararası olmayan silahlı çatışmalarda yakalanan karşı taraf mensuplarının hangi esas ve usullere göre gözaltında tutulacağı konusu tartışmalıdır. Bu makalede günümüz silahlı çatışmalarının önemli birer aktörü olan devlet dışı silahlı aktörler tarafından uygulanan gözaltı tedbirinin yasal dayanağı olup olmadığı tartışılacaktır. Makale iki ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, önleyici gözaltı kavramı tanımlanmış ve uluslararası olmayan silahlı çatışmalar kapsamında özellikleri ele alınmıştır. İkinci bölümde ise devlet dışı silahlı aktörlerin uyguladıkları önleyici gözaltının yasal daya-nakları tartışılmıştır. Abstract Being different from criminal detention, internment (administrative detention) in a non-punitive quality is based on security grounds and is an exceptional measure ordered by the executive power. The purpose of internment is to prevent individuals considered to be security threats from engaging in hostile acts, not to punish them for their past conducts. Capturing and holding members of the adversary is an inherent feature of armed conflict. Whether carried out by state or non-state parties the deprivation of * Bu makale Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı'nda yürü-tülmekte olan " Uluslararası Olmayan Silahlı Çatışmalarda Güvenlik Amaçlı/Önleyici Gözaltı " adlı yüksek lisans tez çalışmasından yararlanarak yazılmıştır.
In this study, the relationship between cyber warfare and the norms of international law will be ... more In this study, the relationship between cyber warfare and the norms of international law will be examined. Especially the position of cyber warfare in terms of jus ad bellum and jus in bello will be analysed. From this point of view, it can be said that the concepts of cyber armed attack, cyber armed conflict and the law of cyber warfare are included in the area of international law. Yet the difficulties about non-physical features of cyber space necessitates a detailed examination with regard to international law. In this respect, the law of cyber warfare is in some ways an application of international law to the unknown.
National self-determination" is generally accepted as a positive principle whereas the right to s... more National self-determination" is generally accepted as a positive principle whereas the right to secession is a negative concept associated with chaos, instability and destructiveness. The consensual right to secede is not problematic. The real problem is the secession of a group that is never subject to injustices and is not given consent to secede. The global taboo against the cases of unilateral secession stood until the post-Cold War era; the principle of territorial integrity was recognised as superior. Except for colonialism, self-determination that is not accepted the right to independence is approved the autonomy application in a existing state. In the post-Cold War era, unilateral secessions has generally occurred in newly independent states. Also in Europe, independence slogans are increasing day by day. The Catalan, the Scottish and the Flemish nationalisms are shaped by three related factors: Identity, Autonomy and Economy. Except for Kosovo in 2008 and South Sudan in 2011, none of the separatist unit were recognized as a state by now. Though the traditional opinions about the separation that fashes the concepts as the end of the Cold War, sovereignty and territorial integrity, the radical opinion of the traditional opinions about the separation can not be changed. Conflicts targeting self-determination and secession are generally among the most perpetual and destructive conflicts. There exists another choice apart from the choices of ultimate victory and the prolonged conflict. This is the choice of negotiation.
Öz Günümüzde devletler hala uluslararası hukuk sisteminin asli kişisidir. Ancak uluslararası nite... more Öz Günümüzde devletler hala uluslararası hukuk sisteminin asli kişisidir. Ancak uluslararası nitelikte olmayan silâhlı çatışmalarda yaşanan artışın bir sonucu olarak artık devlet dışı silâhlı aktörler de artan şekilde sistemde rol oynamaktadırlar ve uluslararası insancıl hu-kuk ve uluslararası insan hakları hukukunu en ağır şekilde ihlâl etmektedirler. Sivillerin korunmasını sağlamak için devlet dışı silâhlı aktörlerin de uluslararası insancıl hukuk ve uluslararası insan hakları hukukuna bağlı olması ve saygı göstermesi gereklidir. Ancak insan hakları ve insancıl hukuk normlarına taraf olmadıkları halde bu normların neden devlet dışı silâhlı aktörleri bağlaması gerektiği ve bunun hukuksal dayanağının ne olduğu konusu uluslararası hukukta oldukça tartışmalı bir konudur. Devlet dışı silâhlı aktörler uluslararası insancıl hukuk alanında en önemli aktörlerden bir tanesi olmasına karşın bunların uluslararası insancıl hukuk ihlâlleri dolayısıyla so-rumluluğu konusu uluslararası hukukta yeterince düzenlenmemiştir. Bu konuda mevcut dolaylı sorumluluk modellerinden birisi olan bireysel cezai sorumluluk mekanizması ye-tersizdir. Diğer dolaylı sorumluluk mekanizmasını oluşturan devlet dışı silâhlı aktörlerin gerçekleştirdiği insan hakları ve insancıl hukuk ihlâllerinden dolayı devletleri hesap verir kılma mekanizması da etkin değildir. Zira devletler; etkin denetim, bütünsel denetim veya onaylama doktrinlerinin ardına saklanarak sorumluluktan kaçabilmektedirler. Devletle-rin, devleti sorumlu tutmada izafe koşullarını kolaylaştıran yeni bir hesap verme modelini kabul etmesi de pek mümkün görünmemektedir. Devlet dışı silâhlı aktörlerin günümüzde geçirdiği evrim nedeniyle bunların doğrudan sorumluluğu önem kazanmıştır. Ancak önerilen bu doğrudan sorumluluk modeli de siya-sal ve hukuksal açıdan bir dizi ikilemler içermektedir. Bu nedenle doğrudan sorumluluk modeli uluslararası hukukun gri bölgelerinden bir tanesi olmaya devam etmektedir.
Öz 11 Eylül 2001'deki trajik terör saldırılarından bu yana devlet uygulamalarında ve doktrinde BM... more Öz 11 Eylül 2001'deki trajik terör saldırılarından bu yana devlet uygulamalarında ve doktrinde BM Andlaşması md.51'de yer alan meşru müdafaa hakkının daha esnek bir yorumu kabul görmektedir. IŞİD gibi devlet-dışı bir aktör tarafından gerçekleştirilen eylemlerin bir silahlı saldırı seviyesine ulaşabileceği kabul edilmektedir. Hatta eylemleri bir başka devlete izafe edilmese bile, " yönetilemeyen alan " ve " aciziyet " ya da " isteksiz-lik " ölçütleri çerçevesinde devlet-dışı aktörlere karşı meşru müdafaa hakkı kullanıla-bilmektedir. Nitekim 22 Eylül 2014 tarihinden bu yana ABD ve Rusya tarafından IŞİD'e karşı Suriye ve Irak topraklarında gerçekleştirilen askeri müdahaleleri meşrulaştırmak için bu dayanaklar sıkça kullanılmaktadır. Türkiye'nin de Fırat Kalkanı Operasyonunu meşru müdafaa hakkının bu geniş yorumuna dayanarak izah etmesine hiçbir engel yoktur. Kuvvet kullanma normlarının aşındığı bir dönemden geçerken Türkiye'nin " sı-nırlarını, vatandaşlarını ve bekasını " korumak için gerçekleştirdiği Fırat Kalkanının Uluslararası Hukuk açısından meşruiyetini araştırmak " zorlama " bir çaba gibi gelebilir. Ancak gelecekte olası yaptırımlara maruz kalmamak için; haklarımızı dünyaya duyur-mak ve bunları garanti altına almak için bu gayreti göstermek zorundayız. Abstract Since the tragic terrorist attacks on September 11, 2001, a more flexible interpretation of the right to self-defense under Article 51 of the UN Charter has been applied by the state practice and the doctrine. It is affirmed that actions carried out by non-state actors such as ISIS can reach the level of armed attack. Even its actions are not attributed to another state, the right to self-defense can be used against non-state actors by using the criteria of " ungoverned space " and " unwilling " or " unable " test. Since September 22, 2014, these justifications have been frequently used by the US and Russia to legitimize the military interventions against the ISIS in Syria and Iraq. Thus, Turkey can also use the same argument to explain the Operation Euphrates Shield by employing this broad interpretation of the right to self-defense. The norms of use of force have been eroded, and it may seem like a " debatable effort to investigate the legitimacy of the Euphrates' Shield in International Law, to protect Turkey's " borders,
Öz İdari gözaltı, adli gözaltıdan farklı olarak, güvenlik esasına dayalı, cezalandırıcı ni-telikt... more Öz İdari gözaltı, adli gözaltıdan farklı olarak, güvenlik esasına dayalı, cezalandırıcı ni-telikte olmayan ve yürütme erki tarafından emredilen istisnai bir tedbirdir. İdari gözal-tının amacı, geçmişteki davranışlarından dolayı kişileri cezalandırmak değil, güvenlik için tehdit oluşturduğu değerlendirilen bireylerin düşmanca eylemlere girişmelerini ön-lemektir. Karşı tarafa mensup olanları yakalama ve alıkoyma, silahlı çatışmanın doğa-sında var olan bir özelliktir. Uygulayanı devlet olsun devlet dışı aktör olsun, karşı tarafı özgürlüğünden yoksun bırakma, silahlı çatışmalarda meydana gelen sıradan bir olay-dır. Uluslararası olmayan silahlı çatışmalarda ele geçirilen muharipler, savaş esiri ola-rak özgürlüklerinden yoksun bırakılabilmektedir. Ancak muharip statüsünün olmadığı uluslararası olmayan silahlı çatışmalarda yakalanan karşı taraf mensuplarının hangi esas ve usullere göre gözaltında tutulacağı konusu tartışmalıdır. Bu makalede günümüz silahlı çatışmalarının önemli birer aktörü olan devlet dışı silahlı aktörler tarafından uygulanan gözaltı tedbirinin yasal dayanağı olup olmadığı tartışılacaktır. Makale iki ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, önleyici gözaltı kavramı tanımlanmış ve uluslararası olmayan silahlı çatışmalar kapsamında özellikleri ele alınmıştır. İkinci bölümde ise devlet dışı silahlı aktörlerin uyguladıkları önleyici gözaltının yasal daya-nakları tartışılmıştır. Abstract Being different from criminal detention, internment (administrative detention) in a non-punitive quality is based on security grounds and is an exceptional measure ordered by the executive power. The purpose of internment is to prevent individuals considered to be security threats from engaging in hostile acts, not to punish them for their past conducts. Capturing and holding members of the adversary is an inherent feature of armed conflict. Whether carried out by state or non-state parties the deprivation of * Bu makale Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı'nda yürü-tülmekte olan " Uluslararası Olmayan Silahlı Çatışmalarda Güvenlik Amaçlı/Önleyici Gözaltı " adlı yüksek lisans tez çalışmasından yararlanarak yazılmıştır.