Hilmi KARAAĞAÇ | Gazi University (original) (raw)
Papers by Hilmi KARAAĞAÇ
Zenodo (CERN European Organization for Nuclear Research), Jul 30, 2023
Dinin üç temel unsuru bulunmaktadır: iman, ibadet ahlak. İman, bir müminin inanarak kabul etmesi ... more Dinin üç temel unsuru bulunmaktadır: iman, ibadet ahlak. İman, bir müminin inanarak kabul etmesi gereken ilkeleri içerir. İbadet, yüce yaratıcıya karşı görev ve sorumlukları; ahlak ise kişinin Allah"a, kendisine ve diğer varlıklara yönelik eylemlerinde riayet etmesi gereken ilkeleri düzenlemektedir. İman, ibadet ve ahlak arasında zorunlu bir ilişki vardır. Bu ilişki tesis edildiğinde dinin oluşturmayı çalıştığı insan ve toplum elde edilir. Müslümanlar arasında meydana gelen sosyal kurum ve örgütlenmelerde bu birliktelik kurulmaya gayret edilmiştir. Türkler arasında yaygın tarikatlardan birisi olan Bektaşîlik"te de iman, ibadet ve ahlaka büyük önem verildiği görülür. Hacı Bektaş Veli"nin dört kapı kırk makam öğretisi bu üç ilkeyi en mükemmel şekilde bir arada toplamaktadır. Bu makamların ilki imandır. İman eden kişi; imanın altı esasını da kabul etmiştir. Bu esasları kabul eden kişi ahlaklı olmalıdır. Çünkü kitaplara, peygamberlere, meleklere ve ahirete iman etmek her türlü kötü söz, düşünce ve işlerden uzaklaşmayı gerektirir. Bu çalışmada, Bektaşîliğin kurucusu Hacı Bektaş Veli"nin düşünce sisteminde iman, ibadet ve ahlakın yeri ve aralarındaki ilişki ele alınacaktır.
EKEV akademi dergisi, 2011
DOAJ: Directory of Open Access Journals - DOAJ, Aug 1, 2019
Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2019
The Journal of Academic Social Science Studies, 2016
Öz Kelâm, İslam inanç esaslarınfın tespitini ve onların her asırda savunulmasını amaçlayan bir il... more Öz Kelâm, İslam inanç esaslarınfın tespitini ve onların her asırda savunulmasını amaçlayan bir ilimdir. Savunacağı esasları ilahi naslardan alır. Savunmayı şekillendiren temel unsur ise dönemin kültürel ortamı ve ihtiyaçlardır. Söz konusu bu unsurların değişmesi beraberinde savunma şeklinin değişmesini gerektirir. Bu açıdan Kelâm her dönemde kendini yenileyen dinamik bir ilim olmak zorundadır. 19. asırdan günümüze kadar İslam toplumlarının yaşadığı olumsuzluklar, ilim adamlarını İslâmî ilimlerin yenilenmesi gerektiği düşüncesine sevk etmiştir. Bu bağlamda çeşitli tecdid önerileri dile getirilmiştir. Bu öneriler genel olarak Osmanlı Türkiyesi, Mısır ve Hindistan'da ortaya çıkmıştır. Bu önerilerde temel amaç zamanla dinamikliğini kaybederek geçmişin tekrarına dönüşen İslam ilimlerini yeniden eski dinamik yapısına dönüştürmektir. Çağdaş düşünürlerden Hasan Hanefî, genelde tüm İslâmî ilimler özelde ise kelâm ilmi için bir yenilenme projesi önerir. Onun önerisi tarihi tenkit ve fenomenolojik yönteme dayanır. Ona göre kelâm, konusu ve muhtevası kültürel çevre tarafından belirlenen tarihsel bir ilimdir. Kültürel çevre değiştikçe kelâm'ın yenilenmesi gerekmektedir. Hanefi'nin "mine'l-akîde ile's-sevra" adlı eseri onun yenilenme önerisini ihtiva eder. Kelam'ın yenilenebilmesi için öncelikle onun teosantirik yapısının antroposantirik bir yapıya dönüştürülmesi gerekir. Böylelikle kelam beşeri bir ilim haline dönüştürülmüş olacaktır. Bu ise fenomenoloji ile gerçekleştirilir. Hanefî, fenomenolojinin kendisine sağladığı imkanla temel inanç esaslarını tevil eder. Bu çalışmada Hanefî'nın sunduğu öneri gerekçesi, yöntemi ve sonuçları açısından tahlil edilecektir.
Turkish Studies, 2013
Ehl-i sünnet, hicri III. asırdan sonra İslam toplumlarının çoğunluğu tarafından benimsenen itikad... more Ehl-i sünnet, hicri III. asırdan sonra İslam toplumlarının çoğunluğu tarafından benimsenen itikadi mezhep olmuştur. İlk dönemlerde bir çok fırkayı içine almakla birlikte sonraki dönemlerde Ehl-i sünnet ile Eş'âri ve Mâturîdî mezhepleri kastedilmiştir. Eş'ârilik, İslam tarihi boyunca bilinen ve çoğunluk tarafından benimsenen bir mezhep olmakla birlikte Mâturîdîlik için aynı durum söz konusu değildir. Bunun başlıca nedeni, Mâturîdîliğin neş'et ettiği coğrafyanın İslam medeniyetinin teşekkül ettiği ortamdan uzak olması ve bu mezhebin çok tanınmamış olmasıdır. Ancak son dönemlerde Mâturîdîliğe yönelik çalışmalarda belirgin bir artış görülmektedir. Ülkemiz başta olmak üzere bir çok İslam ülkesinde Mâturîdî kelamcılar, görüşleri ve eserlerine ilişkin çalışmalar yapılmaktadır. Bu bağlamda Mâturîdî kelamcıların eserleri tahkik edilerek ilim dünyasına kazandırılmıştır. Bunlardan bir tanesi de döneminin önde gelen Mâturîdi kelamcılarından olan Kemalüddîn el-Endicânî ve Sıdku'l-kelam fî ilmi'l-kelam adlı eseridir. Bu çalışmada, Kemalüddîn el-Endicânî'nin Sıdku'l-kelam fî ilmi'lkelam eserinin Kelam ilmindeki yeri ve önemi ortaya konulacaktır. Mâturîdî mezhebine mensup bir Kelamcı olan el-Endicânî (726-777) hicri VIII. yüzyılın Maveraünnehir bölgesinde önde gelen alimlerdendir. Günümüzde Özbekistan sınırları içerisindeki Fergana bölgesinin bir şehri olan Endican'da doğmuştur. Çalışmamızda müellifin yaşadığı bölge, İslam'ın yayılışı, hicri VIII. asırda bölgenin siyasi, ilmi ve dini durumu, müellifin hayatı, kişiliği, telif amacı ve eserin muhtevası hakkında bilgi verilecektir.
Osmanli doneminde Islâmi ilimlerin tahsil edildigi medreseler ulkenin her tarafina yayilmisti. Bu... more Osmanli doneminde Islâmi ilimlerin tahsil edildigi medreseler ulkenin her tarafina yayilmisti. Bu medreselerde yetisen Islam alimleri cok sayida eser telif etmistir. Bu eserler kutuphanelerimizde yazma nushalar halinde bulunmaktadir. Ancak bu ilmi birikim gunumuzde yeterince taninmamaktadir. Bu gun Islâmi ilimlerle istigal edenlerin bu ilmi birikimden bi-haber olmalari ve istifade etmemeleri dusunulemez. Bu donemde diger Islâmi ilimlerle birlikte akâid alaninda da sayisiz eserler telif edilmistir. Ozellikle kolay ogrenilmesi ve ezberlenebilmesi nedeniyle manzum akâid risâlelerine ayrica onem verildigi gorulmektedir. Bir yandan Maturidi temel kaynaklari manzum olarak terceme edilirken diger yandan mustakil manzum akâid risâleleri de telif edilmistir. Bu calismada, Osmanli'dan gunumuze telif edilen ve kutuphanelerimizde bulunan manzum eserler tespit edilmeye calisilmistir. Bu eserlerden bazilarinin muellifleri tanitilmis ve muhtevasi hakkinda kisa bilgiler verilmis, bazilarinin da...
Ahilik teskilati, Abbasi Halifesi en-Nasir li-Dinillah’in kurdugu futuvvet teskilatinin gelistiri... more Ahilik teskilati, Abbasi Halifesi en-Nasir li-Dinillah’in kurdugu futuvvet teskilatinin gelistirilerek Turk toplumuna uyarlanmis bir devami niteligindedir. Futuvvet teskilatin usul, adap ve erkânini tespit etmek amaciyla Futuvvetnâmeler kaleme alinmistir. Bu esaslari temellendirme anlaminda sikca ayet ve hadislere muracaat edilmistir. Ahiligin, ahlaki ve egitimsel ilkelerini ve temel kurallarini Futuvvet teskilatindan aldigi kabul edildiginde Ahiligin itikâdi temellerinin tesbitinde Futuvvetnâmeler buyuk onem arzetmektedir. Calismamizda Futuvvetnâmelerden yola cikarak Ahiligin ahlaki yapisinin itikâdi temelleri tespit edilerek Islam inanc esaslarinin Ahiligin ahlaki boyutuna etkileri ortaya konulacaktir. Futuvvetin temel amaci Allah’in rizasini kazanmaktir. Kisiye Allah’in rizasini kazandiracak ve onu ebedi saadete ulastiracak ameller ve ahlaki davranislar Futuvvetnâmelerin ana temasidir. Islam inanc esaslari Futuvvetnâmelerde bu ana tema cercevesinde yorumlanmistir.
Iman-islam iliskisi, itikadi mezheplerin ihtilaf ettigi konulardan birisidir. Iman ve islam kavra... more Iman-islam iliskisi, itikadi mezheplerin ihtilaf ettigi konulardan birisidir. Iman ve islam kavramlarinin es ya da farkli anlamli kullanimlarini Kur’an ve hadislerde gormek mumkundur. Bu farkli kullanim iman ve Islam’in ozdesligi ve farkliligi seklinde iki farkli goruse kaynaklik etmistir. Bu calismada iman ve islam kavramlarinin ozdesligi ve farkliligini savunanlarin dayanaklari ele alinacaktir.
Tekfir, baskalarini kufurle ve iman sinirlarinin disina cikmakla itham etmek anlamina gelir. Isla... more Tekfir, baskalarini kufurle ve iman sinirlarinin disina cikmakla itham etmek anlamina gelir. Islam, inanc esaslarini tasdik edenleri Musluman olarak kabul eder. Ehli Sunnet, ehl-i kiblenin tekfir edilemeyecegini temel bir ilke olarak benimsemistir. Buna ragmen bazi âlimlerin tekfire basvurduklari gorulmektedir. Tekfir en cok Allah’in sifatlari, insanin fiilleri, halk’ul-Kur’an, ru’yetullah, kabir hayati, ecel ve rizik konulari etrafinda olusur. Bu calismada tekfire neden olan hususlar ve tekfirin nedenleri ele alinacaktir.
The Problem of Takfir in Ahl SunnaTakfir means accusing others of being unbelief and takes them o... more The Problem of Takfir in Ahl SunnaTakfir means accusing others of being unbelief and takes them out of the faith limits. Islam, accepts as muslim who approved the principles of faith. Ahl sunna agrees as a basic princible that the moslim can not be accused out of Islam. However, some Sunni scholars are applied takfir on some issues. For examble; the attributes of God, the human being, the creation of Qur’an (khalg al-Qur’an), the possibility of seeing God, the life in grave, the sustenance and death. In this study we have tried to examine these issues and causes of takfir.
Kelam ilmi, akli ve nakli delillerden yola cikarak sahih inanc esaslarini tespit eden ve bu esasl... more Kelam ilmi, akli ve nakli delillerden yola cikarak sahih inanc esaslarini tespit eden ve bu esaslari muhalif firka ve dinlere karsi savunan bir ilimdir. Tasavvuf ise bu inanclar dogrultusunda bireyin yetistirilmesini ve ahlaki bir yasayisi amaclar. Her iki ilmin gayesindeki bu benzerlik ilk donem mutasavviflarinin itikâdi konularla ilgilenmelerine ve bu alanda eserler vermelerine neden olmustur. Şihabeddin Suhreverdi’nin “I’lâmu’l-hudâ ve akidetu erbâb-i ehli’t-tukâ” adli eseri de bunlardan bir tanesidir. Bu calismada, itikâdi konularin mutasavviflar tarafindan nasil ele alindigi Suhreverdi’nin eserinden hareketle islenecektir. Suhreverdi, doneminin onde gelen mutasavviflarindan olup, Es’âri mezhebini benimsemistir. Eserinde, ogrencilerine ve muntesiplerine dogru itikâdi gostermeyi amaclamaktadir. Bu sebeple eseri, Es’âriligin bir tekrari mahiyetindedir. Bununla birlikte mutasavvif olarak kalbin tezkiyesine ve kesfi bilgiye onem vermekte ve tartismali itikâdi konulara girmekten kaci...
the Journal of Academic Social Sciences, 2016
The Journal of Academic Social Sciences
Kelâm ilminin doğuşundan günümüze kadar bazı dönemleri bulunmaktadır. 14. asırdan sonrası şerh ve... more Kelâm ilminin doğuşundan günümüze kadar bazı dönemleri bulunmaktadır. 14. asırdan sonrası şerh ve haşiyeler dönemi olarak adlandırılır. Şerh, bir ilim dalına ait önemli bir metni açıklamak amacıyla yazılan eserdir. Şerhlerde temel metnin muğlak ifadelerini açıklanır, eksiklikleri tamamlanır ve konu örneklerle anlaşılır hale getirilir. Hâşiye ise bir eserin satır aralarına ve sayfa kenarlarına ilave edilen açıklayıcı ve tamamlayıcı not demektir. Bu notların zamanla müstakil esere dönüşmesiyle Haşiye müstakil bir telif türü olmuştur. Kelâm ilminde çok sayıda eser üzerine şerhler ve haşiyeler telif edilmiştir. Bu eserlerden birisi de Eş'ari kelamcısı Adudüddin el-Îcî'nin Akaid-i Adudiyye adlı risalesidir. Bu çalışmada Kelâm geleneğinde şerh ve haşiye literatürünün mahiyeti, telif nedenleri, Akaid-i Adudiyye'nin şerh ve haşiyeleri ele alınacaktır. Çalışmanın sonunda Akaid-i Adudiyye'nin metni ve Türkçe çevirisine yer verilmiştir.
al-Imam al-Maturîdî is considered the founder of Maturîdızm. He developed and systematized views ... more al-Imam al-Maturîdî is considered the founder of Maturîdızm. He developed and systematized views of Abu Hanîfa about faith. His views of faith defended by his successor such as an-Nasafi, al-Pezdevi and as-Sabunî who are scholars in Maturîdîzm. He discussed the theological views in details in his book al-Kıtabu't-Tawhid. In Maturîdızm, the faith means affirmation. For this reason, the issues of faith shaped within the framework of affirmation.
ULUSLARARASI ııiSLAMi iLiMLERiN TEŞEKKÜLÜ VE iSLAMi iLiMLER ARASI iLiŞKiLER", 2014
Arap edebiyatının önde gelen unsurlarından olan ir, islam ile birlikte muhteva açısından bir takı... more Arap edebiyatının önde gelen unsurlarından olan ir, islam ile birlikte
muhteva açısından bir takım değişikliklere uğramıştır. Bu değişikliklerin en önemli göstergesi bazı islami ilimierin manzum şeklinde ifadesinde görülür. Abbasiler
döneminden itibaren Kur'an ilimleri, tefsir, hadis, fıkıh ve akaid/kelam başta olmak üzere bir çok disiplinde manzum eserler telif edilmiştir.
Günümüzde rgız stan sın arı içinde bulunan Oş 'ta doğan Ali b. Osman
ei-Üşi (575/1179-SO)'nin telif ettiği Emôli Kasidesi, telifinden itibaren büyük bir
ilgiye mazhar olmuştur. Medreselerde okutularak ezberletilen, üzerine çok sayıda
şerhler yapılan kaside, islam inanç esaslarını kısa, öz ve sade bir üslupla, MaturJdi
bakış açısıyla ele almaktadır. Bu çalışmada, günümüzde hala önemini kaybetmeyen Emôli Kasidesi ve muhtevası ele lı nacaktır.
Anahtar Kelimeler: Em~ili Kasidesi, Ehl-i sünnet,
Ahîlik teşkilatı, Abbasi Halifesi en-Nasır liDinillah’ın kurduğu fütüvvet teşkilatının geliştiril... more Ahîlik teşkilatı, Abbasi Halifesi en-Nasır liDinillah’ın
kurduğu fütüvvet teşkilatının geliştirilerek Türk
toplumuna uyarlanmış bir devamı niteliğindedir. Fütüvvet
teşkilatın usul, adap ve erkânını tespit etmek amacıyla Fü-
tüvvetnâmeler kaleme alınmıştır. Bu esasları temellendirme
anlamında sıkça ayet ve hadislere müracaat edilmiştir.
Ahîliğin, ahlaki ve eğitimsel ilkelerini ve temel kurallarını
Fütüvvet teşkilatından aldığı kabul edildiğinde Ahîliğin
itikâdî temellerinin tesbitinde Fütüvvetnâmeler büyük
önem arzetmektedir. Çalışmamızda Fütüvvetnâmelerden
yola çıkarak Ahîliğin ahlaki yapısının itikâdî temelleri tespit
edilerek İslam inanç esaslarının Ahîliğin ahlaki boyutuna
etkileri ortaya konulacaktır. Fütüvvetin temel amacı Allah’ın
rızasını kazanmaktır. Kişiye Allah’ın rızasını kazandı-
racak ve onu ebedi saadete ulaştıracak ameller ve ahlaki
davranışlar Fütüvvetnâmelerin ana temasıdır. İslam inanç
esasları Fütüvvetnâmelerde bu ana tema çerçevesinde yorumlanmıştır.
A lot of methods have been used in the debate between theological sects. Among them is the accusa... more A lot of methods have been used in the debate between theological sects. Among them is the accusation the opponent as being part of another religion. A narration on the accusation of Qadaria as Majûs of this Ummah is one example of these accusations. Giving the opponents some titles was a way of denouncing and rendering them notorious in public opinion. And the term " majûs " was very extensively used to this cause. This article deals with this narration and discussions around it in Kalam history, questioning its authenticity.
ÖZ Tekfir, başkalarını küfürle ve iman sınırlarının dışına çıkmakla itham etmek anlamına gelir. İ... more ÖZ Tekfir, başkalarını küfürle ve iman sınırlarının dışına çıkmakla itham etmek anlamına gelir. İslam, inanç esaslarını tasdik edenleri Müslüman olarak kabul eder. Ehli Sünnet, ehl-i kıblenin tekfir edilemeyeceğini temel bir ilke olarak be-nimsemiştir. Buna rağmen bazı âlimlerin tekfire başvurdukları görülmektedir. Tekfir en çok Allah'ın sıfatları, insanın fiilleri, halk'ul-Kur'an, ru'yetullah, kabir hayatı, ecel ve rızık konuları etrafında oluşur. Bu çalışmada tekfire neden olan hususlar ve tekfirin nedenleri ele alınacaktır. Anahtar Kelimeler: Kur'an, tekfir, fırka, Ehl-i sünnet, Mu'tezile ABSTRACT The Problem of Takfir in Ahl Sunna Takfir means accusing others of being unbelief and takes them out of the faith limits. Islam, accepts as muslim who approved the principles of faith. Ahl sunna agrees as a basic princible that the moslim can not be accused out of Islam. However, some Sunni scholars are applied takfir on some issues. For examble; the attributes of God, the human being, the creation of Qur'an (khalg al-Qur'an), the possibility of seeing God, the life in grave, the sustenance and death. In this study we have tried to examine these issues and causes of takfir.
Özet İman-islam ilişkisi, itikadi mezheplerin ihtilaf ettiği konulardan birisidir. İman ve islam ... more Özet İman-islam ilişkisi, itikadi mezheplerin ihtilaf ettiği konulardan birisidir. İman ve islam kavramlarının eş ya da farklı anlamlı kullanımlarını Kur'an ve hadislerde görmek mümkündür. Bu farklı kullanım iman ve İslam'ın özdeşliği ve farklılığı şeklinde iki farklı görüşe kaynaklık etmiştir. Bu çalışmada iman ve islam kavramlarının özdeşliği ve farklılığını savunanların dayanakları ele alınacaktır. Abstract The relationship between faith and Islam is one of the most controversial issues in terms of sects. It is possible to see the uses of the concepts of faith and Islam with the same or different meanings in Qur'an and hadiths. This uses have led to two opposite views regarding the faith and Islam. One of them stress the fact that both refer to the same thing. The other regards them as separate concepts. İn this study, the justifications of these two approaches will be discussed.
Zenodo (CERN European Organization for Nuclear Research), Jul 30, 2023
Dinin üç temel unsuru bulunmaktadır: iman, ibadet ahlak. İman, bir müminin inanarak kabul etmesi ... more Dinin üç temel unsuru bulunmaktadır: iman, ibadet ahlak. İman, bir müminin inanarak kabul etmesi gereken ilkeleri içerir. İbadet, yüce yaratıcıya karşı görev ve sorumlukları; ahlak ise kişinin Allah"a, kendisine ve diğer varlıklara yönelik eylemlerinde riayet etmesi gereken ilkeleri düzenlemektedir. İman, ibadet ve ahlak arasında zorunlu bir ilişki vardır. Bu ilişki tesis edildiğinde dinin oluşturmayı çalıştığı insan ve toplum elde edilir. Müslümanlar arasında meydana gelen sosyal kurum ve örgütlenmelerde bu birliktelik kurulmaya gayret edilmiştir. Türkler arasında yaygın tarikatlardan birisi olan Bektaşîlik"te de iman, ibadet ve ahlaka büyük önem verildiği görülür. Hacı Bektaş Veli"nin dört kapı kırk makam öğretisi bu üç ilkeyi en mükemmel şekilde bir arada toplamaktadır. Bu makamların ilki imandır. İman eden kişi; imanın altı esasını da kabul etmiştir. Bu esasları kabul eden kişi ahlaklı olmalıdır. Çünkü kitaplara, peygamberlere, meleklere ve ahirete iman etmek her türlü kötü söz, düşünce ve işlerden uzaklaşmayı gerektirir. Bu çalışmada, Bektaşîliğin kurucusu Hacı Bektaş Veli"nin düşünce sisteminde iman, ibadet ve ahlakın yeri ve aralarındaki ilişki ele alınacaktır.
EKEV akademi dergisi, 2011
DOAJ: Directory of Open Access Journals - DOAJ, Aug 1, 2019
Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2019
The Journal of Academic Social Science Studies, 2016
Öz Kelâm, İslam inanç esaslarınfın tespitini ve onların her asırda savunulmasını amaçlayan bir il... more Öz Kelâm, İslam inanç esaslarınfın tespitini ve onların her asırda savunulmasını amaçlayan bir ilimdir. Savunacağı esasları ilahi naslardan alır. Savunmayı şekillendiren temel unsur ise dönemin kültürel ortamı ve ihtiyaçlardır. Söz konusu bu unsurların değişmesi beraberinde savunma şeklinin değişmesini gerektirir. Bu açıdan Kelâm her dönemde kendini yenileyen dinamik bir ilim olmak zorundadır. 19. asırdan günümüze kadar İslam toplumlarının yaşadığı olumsuzluklar, ilim adamlarını İslâmî ilimlerin yenilenmesi gerektiği düşüncesine sevk etmiştir. Bu bağlamda çeşitli tecdid önerileri dile getirilmiştir. Bu öneriler genel olarak Osmanlı Türkiyesi, Mısır ve Hindistan'da ortaya çıkmıştır. Bu önerilerde temel amaç zamanla dinamikliğini kaybederek geçmişin tekrarına dönüşen İslam ilimlerini yeniden eski dinamik yapısına dönüştürmektir. Çağdaş düşünürlerden Hasan Hanefî, genelde tüm İslâmî ilimler özelde ise kelâm ilmi için bir yenilenme projesi önerir. Onun önerisi tarihi tenkit ve fenomenolojik yönteme dayanır. Ona göre kelâm, konusu ve muhtevası kültürel çevre tarafından belirlenen tarihsel bir ilimdir. Kültürel çevre değiştikçe kelâm'ın yenilenmesi gerekmektedir. Hanefi'nin "mine'l-akîde ile's-sevra" adlı eseri onun yenilenme önerisini ihtiva eder. Kelam'ın yenilenebilmesi için öncelikle onun teosantirik yapısının antroposantirik bir yapıya dönüştürülmesi gerekir. Böylelikle kelam beşeri bir ilim haline dönüştürülmüş olacaktır. Bu ise fenomenoloji ile gerçekleştirilir. Hanefî, fenomenolojinin kendisine sağladığı imkanla temel inanç esaslarını tevil eder. Bu çalışmada Hanefî'nın sunduğu öneri gerekçesi, yöntemi ve sonuçları açısından tahlil edilecektir.
Turkish Studies, 2013
Ehl-i sünnet, hicri III. asırdan sonra İslam toplumlarının çoğunluğu tarafından benimsenen itikad... more Ehl-i sünnet, hicri III. asırdan sonra İslam toplumlarının çoğunluğu tarafından benimsenen itikadi mezhep olmuştur. İlk dönemlerde bir çok fırkayı içine almakla birlikte sonraki dönemlerde Ehl-i sünnet ile Eş'âri ve Mâturîdî mezhepleri kastedilmiştir. Eş'ârilik, İslam tarihi boyunca bilinen ve çoğunluk tarafından benimsenen bir mezhep olmakla birlikte Mâturîdîlik için aynı durum söz konusu değildir. Bunun başlıca nedeni, Mâturîdîliğin neş'et ettiği coğrafyanın İslam medeniyetinin teşekkül ettiği ortamdan uzak olması ve bu mezhebin çok tanınmamış olmasıdır. Ancak son dönemlerde Mâturîdîliğe yönelik çalışmalarda belirgin bir artış görülmektedir. Ülkemiz başta olmak üzere bir çok İslam ülkesinde Mâturîdî kelamcılar, görüşleri ve eserlerine ilişkin çalışmalar yapılmaktadır. Bu bağlamda Mâturîdî kelamcıların eserleri tahkik edilerek ilim dünyasına kazandırılmıştır. Bunlardan bir tanesi de döneminin önde gelen Mâturîdi kelamcılarından olan Kemalüddîn el-Endicânî ve Sıdku'l-kelam fî ilmi'l-kelam adlı eseridir. Bu çalışmada, Kemalüddîn el-Endicânî'nin Sıdku'l-kelam fî ilmi'lkelam eserinin Kelam ilmindeki yeri ve önemi ortaya konulacaktır. Mâturîdî mezhebine mensup bir Kelamcı olan el-Endicânî (726-777) hicri VIII. yüzyılın Maveraünnehir bölgesinde önde gelen alimlerdendir. Günümüzde Özbekistan sınırları içerisindeki Fergana bölgesinin bir şehri olan Endican'da doğmuştur. Çalışmamızda müellifin yaşadığı bölge, İslam'ın yayılışı, hicri VIII. asırda bölgenin siyasi, ilmi ve dini durumu, müellifin hayatı, kişiliği, telif amacı ve eserin muhtevası hakkında bilgi verilecektir.
Osmanli doneminde Islâmi ilimlerin tahsil edildigi medreseler ulkenin her tarafina yayilmisti. Bu... more Osmanli doneminde Islâmi ilimlerin tahsil edildigi medreseler ulkenin her tarafina yayilmisti. Bu medreselerde yetisen Islam alimleri cok sayida eser telif etmistir. Bu eserler kutuphanelerimizde yazma nushalar halinde bulunmaktadir. Ancak bu ilmi birikim gunumuzde yeterince taninmamaktadir. Bu gun Islâmi ilimlerle istigal edenlerin bu ilmi birikimden bi-haber olmalari ve istifade etmemeleri dusunulemez. Bu donemde diger Islâmi ilimlerle birlikte akâid alaninda da sayisiz eserler telif edilmistir. Ozellikle kolay ogrenilmesi ve ezberlenebilmesi nedeniyle manzum akâid risâlelerine ayrica onem verildigi gorulmektedir. Bir yandan Maturidi temel kaynaklari manzum olarak terceme edilirken diger yandan mustakil manzum akâid risâleleri de telif edilmistir. Bu calismada, Osmanli'dan gunumuze telif edilen ve kutuphanelerimizde bulunan manzum eserler tespit edilmeye calisilmistir. Bu eserlerden bazilarinin muellifleri tanitilmis ve muhtevasi hakkinda kisa bilgiler verilmis, bazilarinin da...
Ahilik teskilati, Abbasi Halifesi en-Nasir li-Dinillah’in kurdugu futuvvet teskilatinin gelistiri... more Ahilik teskilati, Abbasi Halifesi en-Nasir li-Dinillah’in kurdugu futuvvet teskilatinin gelistirilerek Turk toplumuna uyarlanmis bir devami niteligindedir. Futuvvet teskilatin usul, adap ve erkânini tespit etmek amaciyla Futuvvetnâmeler kaleme alinmistir. Bu esaslari temellendirme anlaminda sikca ayet ve hadislere muracaat edilmistir. Ahiligin, ahlaki ve egitimsel ilkelerini ve temel kurallarini Futuvvet teskilatindan aldigi kabul edildiginde Ahiligin itikâdi temellerinin tesbitinde Futuvvetnâmeler buyuk onem arzetmektedir. Calismamizda Futuvvetnâmelerden yola cikarak Ahiligin ahlaki yapisinin itikâdi temelleri tespit edilerek Islam inanc esaslarinin Ahiligin ahlaki boyutuna etkileri ortaya konulacaktir. Futuvvetin temel amaci Allah’in rizasini kazanmaktir. Kisiye Allah’in rizasini kazandiracak ve onu ebedi saadete ulastiracak ameller ve ahlaki davranislar Futuvvetnâmelerin ana temasidir. Islam inanc esaslari Futuvvetnâmelerde bu ana tema cercevesinde yorumlanmistir.
Iman-islam iliskisi, itikadi mezheplerin ihtilaf ettigi konulardan birisidir. Iman ve islam kavra... more Iman-islam iliskisi, itikadi mezheplerin ihtilaf ettigi konulardan birisidir. Iman ve islam kavramlarinin es ya da farkli anlamli kullanimlarini Kur’an ve hadislerde gormek mumkundur. Bu farkli kullanim iman ve Islam’in ozdesligi ve farkliligi seklinde iki farkli goruse kaynaklik etmistir. Bu calismada iman ve islam kavramlarinin ozdesligi ve farkliligini savunanlarin dayanaklari ele alinacaktir.
Tekfir, baskalarini kufurle ve iman sinirlarinin disina cikmakla itham etmek anlamina gelir. Isla... more Tekfir, baskalarini kufurle ve iman sinirlarinin disina cikmakla itham etmek anlamina gelir. Islam, inanc esaslarini tasdik edenleri Musluman olarak kabul eder. Ehli Sunnet, ehl-i kiblenin tekfir edilemeyecegini temel bir ilke olarak benimsemistir. Buna ragmen bazi âlimlerin tekfire basvurduklari gorulmektedir. Tekfir en cok Allah’in sifatlari, insanin fiilleri, halk’ul-Kur’an, ru’yetullah, kabir hayati, ecel ve rizik konulari etrafinda olusur. Bu calismada tekfire neden olan hususlar ve tekfirin nedenleri ele alinacaktir.
The Problem of Takfir in Ahl SunnaTakfir means accusing others of being unbelief and takes them o... more The Problem of Takfir in Ahl SunnaTakfir means accusing others of being unbelief and takes them out of the faith limits. Islam, accepts as muslim who approved the principles of faith. Ahl sunna agrees as a basic princible that the moslim can not be accused out of Islam. However, some Sunni scholars are applied takfir on some issues. For examble; the attributes of God, the human being, the creation of Qur’an (khalg al-Qur’an), the possibility of seeing God, the life in grave, the sustenance and death. In this study we have tried to examine these issues and causes of takfir.
Kelam ilmi, akli ve nakli delillerden yola cikarak sahih inanc esaslarini tespit eden ve bu esasl... more Kelam ilmi, akli ve nakli delillerden yola cikarak sahih inanc esaslarini tespit eden ve bu esaslari muhalif firka ve dinlere karsi savunan bir ilimdir. Tasavvuf ise bu inanclar dogrultusunda bireyin yetistirilmesini ve ahlaki bir yasayisi amaclar. Her iki ilmin gayesindeki bu benzerlik ilk donem mutasavviflarinin itikâdi konularla ilgilenmelerine ve bu alanda eserler vermelerine neden olmustur. Şihabeddin Suhreverdi’nin “I’lâmu’l-hudâ ve akidetu erbâb-i ehli’t-tukâ” adli eseri de bunlardan bir tanesidir. Bu calismada, itikâdi konularin mutasavviflar tarafindan nasil ele alindigi Suhreverdi’nin eserinden hareketle islenecektir. Suhreverdi, doneminin onde gelen mutasavviflarindan olup, Es’âri mezhebini benimsemistir. Eserinde, ogrencilerine ve muntesiplerine dogru itikâdi gostermeyi amaclamaktadir. Bu sebeple eseri, Es’âriligin bir tekrari mahiyetindedir. Bununla birlikte mutasavvif olarak kalbin tezkiyesine ve kesfi bilgiye onem vermekte ve tartismali itikâdi konulara girmekten kaci...
the Journal of Academic Social Sciences, 2016
The Journal of Academic Social Sciences
Kelâm ilminin doğuşundan günümüze kadar bazı dönemleri bulunmaktadır. 14. asırdan sonrası şerh ve... more Kelâm ilminin doğuşundan günümüze kadar bazı dönemleri bulunmaktadır. 14. asırdan sonrası şerh ve haşiyeler dönemi olarak adlandırılır. Şerh, bir ilim dalına ait önemli bir metni açıklamak amacıyla yazılan eserdir. Şerhlerde temel metnin muğlak ifadelerini açıklanır, eksiklikleri tamamlanır ve konu örneklerle anlaşılır hale getirilir. Hâşiye ise bir eserin satır aralarına ve sayfa kenarlarına ilave edilen açıklayıcı ve tamamlayıcı not demektir. Bu notların zamanla müstakil esere dönüşmesiyle Haşiye müstakil bir telif türü olmuştur. Kelâm ilminde çok sayıda eser üzerine şerhler ve haşiyeler telif edilmiştir. Bu eserlerden birisi de Eş'ari kelamcısı Adudüddin el-Îcî'nin Akaid-i Adudiyye adlı risalesidir. Bu çalışmada Kelâm geleneğinde şerh ve haşiye literatürünün mahiyeti, telif nedenleri, Akaid-i Adudiyye'nin şerh ve haşiyeleri ele alınacaktır. Çalışmanın sonunda Akaid-i Adudiyye'nin metni ve Türkçe çevirisine yer verilmiştir.
al-Imam al-Maturîdî is considered the founder of Maturîdızm. He developed and systematized views ... more al-Imam al-Maturîdî is considered the founder of Maturîdızm. He developed and systematized views of Abu Hanîfa about faith. His views of faith defended by his successor such as an-Nasafi, al-Pezdevi and as-Sabunî who are scholars in Maturîdîzm. He discussed the theological views in details in his book al-Kıtabu't-Tawhid. In Maturîdızm, the faith means affirmation. For this reason, the issues of faith shaped within the framework of affirmation.
ULUSLARARASI ııiSLAMi iLiMLERiN TEŞEKKÜLÜ VE iSLAMi iLiMLER ARASI iLiŞKiLER", 2014
Arap edebiyatının önde gelen unsurlarından olan ir, islam ile birlikte muhteva açısından bir takı... more Arap edebiyatının önde gelen unsurlarından olan ir, islam ile birlikte
muhteva açısından bir takım değişikliklere uğramıştır. Bu değişikliklerin en önemli göstergesi bazı islami ilimierin manzum şeklinde ifadesinde görülür. Abbasiler
döneminden itibaren Kur'an ilimleri, tefsir, hadis, fıkıh ve akaid/kelam başta olmak üzere bir çok disiplinde manzum eserler telif edilmiştir.
Günümüzde rgız stan sın arı içinde bulunan Oş 'ta doğan Ali b. Osman
ei-Üşi (575/1179-SO)'nin telif ettiği Emôli Kasidesi, telifinden itibaren büyük bir
ilgiye mazhar olmuştur. Medreselerde okutularak ezberletilen, üzerine çok sayıda
şerhler yapılan kaside, islam inanç esaslarını kısa, öz ve sade bir üslupla, MaturJdi
bakış açısıyla ele almaktadır. Bu çalışmada, günümüzde hala önemini kaybetmeyen Emôli Kasidesi ve muhtevası ele lı nacaktır.
Anahtar Kelimeler: Em~ili Kasidesi, Ehl-i sünnet,
Ahîlik teşkilatı, Abbasi Halifesi en-Nasır liDinillah’ın kurduğu fütüvvet teşkilatının geliştiril... more Ahîlik teşkilatı, Abbasi Halifesi en-Nasır liDinillah’ın
kurduğu fütüvvet teşkilatının geliştirilerek Türk
toplumuna uyarlanmış bir devamı niteliğindedir. Fütüvvet
teşkilatın usul, adap ve erkânını tespit etmek amacıyla Fü-
tüvvetnâmeler kaleme alınmıştır. Bu esasları temellendirme
anlamında sıkça ayet ve hadislere müracaat edilmiştir.
Ahîliğin, ahlaki ve eğitimsel ilkelerini ve temel kurallarını
Fütüvvet teşkilatından aldığı kabul edildiğinde Ahîliğin
itikâdî temellerinin tesbitinde Fütüvvetnâmeler büyük
önem arzetmektedir. Çalışmamızda Fütüvvetnâmelerden
yola çıkarak Ahîliğin ahlaki yapısının itikâdî temelleri tespit
edilerek İslam inanç esaslarının Ahîliğin ahlaki boyutuna
etkileri ortaya konulacaktır. Fütüvvetin temel amacı Allah’ın
rızasını kazanmaktır. Kişiye Allah’ın rızasını kazandı-
racak ve onu ebedi saadete ulaştıracak ameller ve ahlaki
davranışlar Fütüvvetnâmelerin ana temasıdır. İslam inanç
esasları Fütüvvetnâmelerde bu ana tema çerçevesinde yorumlanmıştır.
A lot of methods have been used in the debate between theological sects. Among them is the accusa... more A lot of methods have been used in the debate between theological sects. Among them is the accusation the opponent as being part of another religion. A narration on the accusation of Qadaria as Majûs of this Ummah is one example of these accusations. Giving the opponents some titles was a way of denouncing and rendering them notorious in public opinion. And the term " majûs " was very extensively used to this cause. This article deals with this narration and discussions around it in Kalam history, questioning its authenticity.
ÖZ Tekfir, başkalarını küfürle ve iman sınırlarının dışına çıkmakla itham etmek anlamına gelir. İ... more ÖZ Tekfir, başkalarını küfürle ve iman sınırlarının dışına çıkmakla itham etmek anlamına gelir. İslam, inanç esaslarını tasdik edenleri Müslüman olarak kabul eder. Ehli Sünnet, ehl-i kıblenin tekfir edilemeyeceğini temel bir ilke olarak be-nimsemiştir. Buna rağmen bazı âlimlerin tekfire başvurdukları görülmektedir. Tekfir en çok Allah'ın sıfatları, insanın fiilleri, halk'ul-Kur'an, ru'yetullah, kabir hayatı, ecel ve rızık konuları etrafında oluşur. Bu çalışmada tekfire neden olan hususlar ve tekfirin nedenleri ele alınacaktır. Anahtar Kelimeler: Kur'an, tekfir, fırka, Ehl-i sünnet, Mu'tezile ABSTRACT The Problem of Takfir in Ahl Sunna Takfir means accusing others of being unbelief and takes them out of the faith limits. Islam, accepts as muslim who approved the principles of faith. Ahl sunna agrees as a basic princible that the moslim can not be accused out of Islam. However, some Sunni scholars are applied takfir on some issues. For examble; the attributes of God, the human being, the creation of Qur'an (khalg al-Qur'an), the possibility of seeing God, the life in grave, the sustenance and death. In this study we have tried to examine these issues and causes of takfir.
Özet İman-islam ilişkisi, itikadi mezheplerin ihtilaf ettiği konulardan birisidir. İman ve islam ... more Özet İman-islam ilişkisi, itikadi mezheplerin ihtilaf ettiği konulardan birisidir. İman ve islam kavramlarının eş ya da farklı anlamlı kullanımlarını Kur'an ve hadislerde görmek mümkündür. Bu farklı kullanım iman ve İslam'ın özdeşliği ve farklılığı şeklinde iki farklı görüşe kaynaklık etmiştir. Bu çalışmada iman ve islam kavramlarının özdeşliği ve farklılığını savunanların dayanakları ele alınacaktır. Abstract The relationship between faith and Islam is one of the most controversial issues in terms of sects. It is possible to see the uses of the concepts of faith and Islam with the same or different meanings in Qur'an and hadiths. This uses have led to two opposite views regarding the faith and Islam. One of them stress the fact that both refer to the same thing. The other regards them as separate concepts. İn this study, the justifications of these two approaches will be discussed.