simge zeyneloğlu | Gazi University (original) (raw)
Papers by simge zeyneloğlu
Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, 2009
Özet Amaç: Araştırma, Hacettepe Üniversitesi'nde lisans öğrenimine devam eden son sınıf öğrencile... more Özet Amaç: Araştırma, Hacettepe Üniversitesi'nde lisans öğrenimine devam eden son sınıf öğrencilerinin çalışma yaşamı, toplumsal yaşam, evlilik ve aile yaşamı ile ilgili toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin görüşlerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Kesitsel tipte bir araştırmadır. Anket formu, 250 kız ve 198 erkek olmak üzere toplam 448 öğrenciye uygulanmıştır. Bulgular: Öğrencilerin çalışma yaşamı, toplumsal yaşam, evlilik yaşamı ve aile yaşamı ile ilgili konularda toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin görüşleri incelendiğinde, önermelerin büyük bir çoğunluğunda cinsiyetler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark (p<0.05) olduğu bulunmuştur. Sonuç ve öneriler: Araştırmada çalışma yaşamı ve evlilik yaşamı ile ilgili alanlarda erkeklerin daha geleneksel görüşlere sahip oldukları, toplumsal yaşam ve aile yaşamı ile ilgili önermelerde ise kız ve erkek öğrencilerin eşitlikçi görüşlere sahip oldukları belirlenmiştir. Araştırmanın sonuçları üniversite son sınıf öğrencilerinin toplumsal cinsiyete ilişkin görüşlerini ortaya koyması açısından önem taşımaktadır. Üniversite eğitiminde toplumsal cinsiyet bakış açısına yönelik hala geleneksel görüşlere sahip olan öğrencilerin olması, aydın bireyler yetiştirmeyi hedefleyen üniversite eğitiminin bu hedefini tam anlamıyla gerçekleştiremediğini ve öğrencilere temel mesleki bilginin yanı sıra toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda duyarlılık kazandırılması gereğini göstermektedir. Anahtar kelimeler: Toplumsal cinsiyet; cinsiyet rolleri; çalışma ve toplumsal yaşam; evlilik ve aile yaşamı; üniversite öğrencileri.
Araştırma, aile planlaması yöntemi olarak eşleri geri çekme uygulayan kadınların cinsel doyum dur... more Araştırma, aile planlaması yöntemi olarak eşleri geri çekme uygulayan kadınların cinsel doyum durumlarını, cinsel doyumlarını etkileyen faktörleri ve cinsel doyumlarının evlilik uyumları üzerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntemler: Araştırma kesitsel tipte olup, Gaziantep'teki bir Aile Sağlığı Merkezine kayıtlı/başvuran 302 kadın üzerinde gerçekleştirilmiştir. Veri toplama aracı olarak, anket formu ile "Glombook-Rust Cinsel Doyum Ölçeği" ve "Evlilik Uyum Ölçeği" kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler ortalama, standart sapma, minimum ve maksimum değerler ile yüzdelik sayılar, t-testi, Oneway Anova testi, Pearson Korelasyon testi, Lineer Regresyon analizi kullanılarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Kadınların Glombook-Rust Cinsel Doyum Ölçeği puan ortalamaları ile kadınların yaşı, öğrenim düzeyi, çalışma durumları, evlilik yılı, eşlerinin öğrenim düzeyi, eşi ile duygu ve düşüncelerini paylaşması, eşi ile yaşamda yer alan değerlerinin benzer olması, önemli konularda eşi ile karar alması, çocuk sahibi olma durumları, gebelik sayısı, gebeliklerinin planlı olma durumu, cinsel ilişki sıklığı, geri çekme yöntemine karar verme durumu, geri çekme yöntemi tercih etme nedenleri, istenmeyen gebelik yaşama durumları ve cinselliğin doyuruculuğu arasındaki farkın istatistikselaçıdan önemli olduğu belirlenmiştir (p<.05). Sonuç: Kadınların cinsel doyumlarının düşük olduğu, cinsel doyumları düşük olan kadınların evlilik uyumlarının da düşük olduğu belirlenmiştir (r = 0,514, p= ,001). Kadınların aile planlaması yöntem seçimlerine yönelik düzenlenecek eğitim programları ile bilinçlendirilerek istenmeyen gebeliklerin önlenmesi ve cinsel doyumlarının arttırılması sağlanmalıdır.
Nursing & Health Sciences, Feb 28, 2017
In this study, the predictors of satisfaction with postpartum care at a government hospital were ... more In this study, the predictors of satisfaction with postpartum care at a government hospital were evaluated. The descriptive research sample included 300 mothers in their postpartum period. Data were collected using a questionnaire and the Postpartum Nursing Care Evaluation Scale. The regression analysis undertaken showed that mothers who received prenatal care had a significantly higher evaluation score (compared to those who had not received prenatal care), as had mothers who had a caesarean delivery (compared to vaginal birth), as well as those who had received support from friends and relatives during their postpartum period (compared to those who did not receive such support). Our recommendation is that postpartum nursing care be improved for mothers who deliver vaginally, have not received prenatal care, were unintentionally pregnant, and have problems with breastfeeding. The results will help nurses who work with an international population of postpartum women to give professional, systematic, and patient-centered care to postpartum mothers in order to increase patient satisfaction.
Journal of Advanced Nursing, Apr 5, 2019
Aims: To determine the prevalence and predictors of victimization and perpetration of dating viol... more Aims: To determine the prevalence and predictors of victimization and perpetration of dating violence among nursing and midwifery students Background: Previous studies reported that nurses lack the knowledge, attitudes, skills, and self-confidence necessary to address interpersonal violence due to inadequate instruction and training during their education. The majority of the research done on dating violence has involved western cultures. In countries such as Turkey, where dating with a girl/boy is not accepted by cultural factors and extramarital affairs are ended by honor killings, dating violence continues to be an implicit problem. Design: A cross-sectional study design. Methods: The sample consisted of nursing and midwifery students (n = 603) at the largest state university in southeastern Turkey. Data were collected with a validated, investigator-designed survey instrument from September 2015 to January 2016. Findings: The majority of the participants had been exposed to dating violence. Jealousy, controlling behavior, and restrictions on another's social life were not perceived as violent behavior in dating relationships. There was no significant relationship of DV violence with gender, smoking, place of residence, or marijuana use. Exposure to parental violence and alcohol use were found to be the strongest predictors of being a perpetrator of violence in the DV perpetration model. Conclusion: The findings highlight the lack of recognition of dating violence among nursing and midwifery students. The perceptions of students should be enriched by adding content on violent behaviors in the curriculum of nursing and midwifery programs.
DergiPark (Istanbul University), Oct 1, 2012
Bu çalışma üniversite öğrencisi olan genç kızlarda premenstrual sendrom sıklığını belirlemek ve e... more Bu çalışma üniversite öğrencisi olan genç kızlarda premenstrual sendrom sıklığını belirlemek ve etkileyen faktörleri incelemek amacıyla yapılmıştır. Tanımlayıcı olan çalışmanın evrenini Gaziantep ili Kredi ve Yurtlar Kurumu'nda kalan 1052 kız öğrenci oluşturmuştur. Araştırmaya katılmayı kabul eden 282 öğrenci ile çalışma gerçekleştirilmiştir. Çalışma 12 Kasım-28 Ocak 2011 tarihleri arasında uygulanmıştır. Veriler 28 sorudan oluşan anket formu ve Premenstrual Sendrom Ölçeği (PMSÖ) kullanılarak toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde ki-kare testi, ortalama, standart sapma, sayı ve yüzde kullanılmıştır. Öğrencilerin yaş ortalamalarının 20.52±1.65 ve menarş yaşı ortalamalarının 13.21 ± 1.30 olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin PMSÖ'den aldıkları puana göre PMS prevalansı %57.4 olarak belirlenmiştir. Öğrencilerin PMSÖ'inden aldıkları puan ortalaması 116.56 ± 31.10 olarak saptanmıştır. Premenstrual dönemde öğrencilerin %70.2'sinde iştah değişimleri, %68.1'inde depresif duygulanım, %65.6'sında yorgunluk, %64.2'sinde sinirlilik, %62.4'ünde şişkinlik, %61.7'sinde ağrı, %50.7'sinde uyku değişimleri, %42.6'sında depresif düşünceler ve %20.6'sında anksiyete yakınmalarının görüldüğü belirlenmiştir. PMS etkileyen faktörler incelendiğinde; menstruasyona ilişkin aldığı bilginin yetersiz olduğu düşünen (x 2 = 3.820), menstruasyon görmeye ilişkin olumsuz tepkileri olan (x 2 = 3.302), dismenore yaşayan (x 2 = 4.162), kendisinin (x 2 = 11.032) ve annesinin (x 2 = 4.162) premenstrual yakınmalar yaşadığını belirten öğrencilerin PMS yaşadığı belirlenmiştir. Yapılan istatistiksel değerlendirmede değişkenler arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p < 0.05). PMS'nin olumsuz etkilerinin daha az yaşanması için okul sağlığı hemşirelerinin ve sağlık profesyonellerinin eğitimci ve danışman olarak öğrencilere destek olmaları önerilmektedir.
Nüfus Etütleri Enstitüsü, 2001
Amac: Arastirma, aile planlamasi yontemi olarak esleri geri cekme uygulayan kadinlarin cinsel doy... more Amac: Arastirma, aile planlamasi yontemi olarak esleri geri cekme uygulayan kadinlarin cinsel doyum durumlarini, cinsel doyumlarini etkileyen faktorleri ve cinsel doyumlarinin evlilik uyumlari uzerine etkisini belirlemek amaciyla yapilmistir. Gerec ve Yontemler: Arastirma kesitsel tipte olup, Gaziantep’teki bir Aile Sagligi Merkezine kayitli/basvuran 302 kadin uzerinde gerceklestirilmistir. Veri toplama araci olarak, anket formu ile “Glombook-Rust Cinsel Doyum Olcegi” ve “Evlilik Uyum Olcegi” kullanilmistir. Arastirmadan elde edilen veriler ortalama, standart sapma, minimum ve maksimum degerler ile yuzdelik sayilar, t-testi, Oneway Anova testi, Pearson Korelasyon testi, Lineer Regresyon analizi ku llanilarak degerlendirilmistir. Bulgular: Kadinlarin Glombook -Rust Cinsel Doyum Olcegi puan ortalamalari ile kadinlarin yasi, ogrenim duzeyi, calisma durumlari, evlilik yili, eslerinin ogrenim duzeyi, esi ile duygu ve dusuncelerini paylasmasi, esi ile yasamda yer alan degerlerinin benzer ...
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hemşirelik Dergisi, 2021
Giriş: Olumlu bir doğum sürecini deneyimlemiş olmak kadınların doğum korku ve kaygılarını azaltma... more Giriş: Olumlu bir doğum sürecini deneyimlemiş olmak kadınların doğum korku ve kaygılarını azaltmaktadır.Amaç: Bu araştırma vajinal doğum yapan kadınların doğuma ve hemşirelik bakımına ilişkin algılarının belirlenmesi amacıyla gerçekleştirildi.Yöntem: Araştırma tanımlayıcı ve kesitsel tipte olup 20 Ekim 2019–1 Ocak 2020 tarihleri arasında Van’da bir eğitim ve araştırma hastanesine başvuran 391 kadın üzerinde gerçekleştirilmiştir. Veri toplama aracı olarak Katılımcı Bilgi Formu, Annenin Doğumu Algılama Ölçeği ve Hastanın Hemşirelik Bakımını Algılama Ölçeği kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde bağımsız gruplar t-testi, One-way Anova testi, Kruskal-Wallis testi ve Spearman Korelasyon testi kullanılmıştır.Bulgular: Annelerin Doğumu Algılama Ölçeği puan ortalamaları ile sağlık güvencesi, sigara kullanımı, genel doğum ağrısını hissetmedeki rahatlık durumu, gebelik boyunca eş desteği arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmuştur (p < 0,05). Hastanın Hemşirelik B...
Journal of Advanced Nursing, 2019
Aims: To determine the prevalence and predictors of victimization and perpetration of dating viol... more Aims: To determine the prevalence and predictors of victimization and perpetration of dating violence among nursing and midwifery students Background: Previous studies reported that nurses lack the knowledge, attitudes, skills, and self-confidence necessary to address interpersonal violence due to inadequate instruction and training during their education. The majority of the research done on dating violence has involved western cultures. In countries such as Turkey, where dating with a girl/boy is not accepted by cultural factors and extramarital affairs are ended by honor killings, dating violence continues to be an implicit problem. Design: A cross-sectional study design. Methods: The sample consisted of nursing and midwifery students (n = 603) at the largest state university in southeastern Turkey. Data were collected with a validated, investigator-designed survey instrument from September 2015 to January 2016. Findings: The majority of the participants had been exposed to dating violence. Jealousy, controlling behavior, and restrictions on another's social life were not perceived as violent behavior in dating relationships. There was no significant relationship of DV violence with gender, smoking, place of residence, or marijuana use. Exposure to parental violence and alcohol use were found to be the strongest predictors of being a perpetrator of violence in the DV perpetration model. Conclusion: The findings highlight the lack of recognition of dating violence among nursing and midwifery students. The perceptions of students should be enriched by adding content on violent behaviors in the curriculum of nursing and midwifery programs.
Archives of Psychiatric Nursing, 2019
Hopelessness prevents abused women from participating in social life and increases the risk of su... more Hopelessness prevents abused women from participating in social life and increases the risk of suicide. The aim of this study was to determine the level of hopelessness and psychological distress among abused women admitted to shelter in a conservative country. The sample included 40 abused women. A questionnaire, Beck Hopelessness Scale and the General Health Questionnaire were used to collect data. Chi-square, the Pearson correlation analysis test, and variance analysis were performed. Half of the women experienced moderate and severe hopelessness. Higher levels of hopelessness were found to be associated with higher psychological distress. Women had problems with decision-making, concentrating on a job, felt unhappiness, and depression. The results of the study would be useful in designing training programs for nurses, social workers and counselors as well as policy makers who assist women facing domestic violence to provide better physiological and psychological care for sheltered women in conservative countries.
Journal of American college health : J of ACH, Jan 6, 2018
The researchers aimed to evaluate the knowledge and perceptions of first year female nursing stud... more The researchers aimed to evaluate the knowledge and perceptions of first year female nursing students about human papillomavirus (HPV), cervical cancer (CC) and HPV vaccination. The sample included 690 female nursing students from sampled universities between April and June 2015. Students were surveyed by using a pretested HPV and CC awareness questionnaire. More than half of the students (65.1%) answered questions incorrectly with a mean HPV knowledge score of 6.085 ± 3.38. The majority of students (82.6%) did not hear HPV vaccine. Only, 2.8% of the students had been vaccinated. A statistically significant relationship was found between HPV knowledge score and hearing about HPV vaccine (U = 28280,500, p = 0.015), and believing HPV vaccine protectiveness (x = 14.153, p = 0.001). This study highlights the lack of knowledge and low level of awareness about HPV, CC and HPV vaccination among first year nursing college students.
Nursing & Health Sciences, 2017
In this study, the predictors of satisfaction with postpartum care at a government hospital were ... more In this study, the predictors of satisfaction with postpartum care at a government hospital were evaluated. The descriptive research sample included 300 mothers in their postpartum period. Data were collected using a questionnaire and the Postpartum Nursing Care Evaluation Scale. The regression analysis undertaken showed that mothers who received prenatal care had a significantly higher evaluation score (compared to those who had not received prenatal care), as had mothers who had a caesarean delivery (compared to vaginal birth), as well as those who had received support from friends and relatives during their postpartum period (compared to those who did not receive such support). Our recommendation is that postpartum nursing care be improved for mothers who deliver vaginally, have not received prenatal care, were unintentionally pregnant, and have problems with breastfeeding. The results will help nurses who work with an international population of postpartum women to give professi...
Hacettepe University Journal of Education, 2011
Hacettepe Universitesi Hemsirelik Fakultesi Dergisi, 2010
Çalışma, isteğe bağlı ve terapötik abortus uygulanan kadınların yaşadıkları sorunları, anksiyete ... more Çalışma, isteğe bağlı ve terapötik abortus uygulanan kadınların yaşadıkları sorunları, anksiyete düzeylerini belirlemek amacıyla vaka-kontrol çalışması olarak yapılmıştır. Yöntem: Örneklemi, bir kadın hastalıkları ve doğum hastanesinin aile planlaması kliniği ile erken gebelik servisine başvuran toplam 200 kadın oluşturmuştur. Veriler, yarı yapılandırılmış anket formu ve Beck Anksiyete Envanteri kullanılarak toplanmıştır. Bulgular: İsteğe bağlı abortus (İA) uygulanan kadınların %79.0'u, terapötik abortus (TA) uygulanan kadınların %52.0'si abortusa karar verme aşamasında sorun yaşadıklarını belirtmişlerdir. Abortus sonrasında, en fazla yaşanan sorunun ağrı (%25.5 İA; %12.1 TA) ve bebeğin kaybından dolayı üzüntü (%15.3 İA; %13.3 TA) olduğu belirlenmiştir. İA ve TA uygulanan kadınların hafif düzeyde anksiyete yaşadıkları belirlenmiştir. İA ve TA uygulanan kadınların abortus öncesi anksiyete puan ortancalarının abortus sonrası puan ortancalarından yüksek olduğu (İA öncesi ank ortancası 16, İA sonrası ank ortancası 6.5; TA öncesi ank ortancası 9, TA sonrası ank ortancası 2) belirlenmiştir (p<0.05). Sonuç: Abortus uygulanan kadınların yapılan işleme bilgi verilmemesine bağlı korku, ağrı gibi sorunlar yaşadıkları saptanmıştır.
Gumushane Universitesi Saglık Bilimleri Dergisi, 2012
Bu çalışma üniversite öğrencisi olan genç kızlarda premenstrual sendrom sıklığını belirlemek ve e... more Bu çalışma üniversite öğrencisi olan genç kızlarda premenstrual sendrom sıklığını belirlemek ve etkileyen faktörleri incelemek amacıyla yapılmıştır. Tanımlayıcı olan çalışmanın evrenini Gaziantep ili Kredi ve Yurtlar Kurumu'nda kalan 1052 kız öğrenci oluşturmuştur. Araştırmaya katılmayı kabul eden 282 öğrenci ile çalışma gerçekleştirilmiştir. Çalışma 12 Kasım-28 Ocak 2011 tarihleri arasında uygulanmıştır. Veriler 28 sorudan oluşan anket formu ve Premenstrual Sendrom Ölçeği (PMSÖ) kullanılarak toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde ki-kare testi, ortalama, standart sapma, sayı ve yüzde kullanılmıştır. Öğrencilerin yaş ortalamalarının 20.52±1.65 ve menarş yaşı ortalamalarının 13.21 ± 1.30 olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin PMSÖ'den aldıkları puana göre PMS prevalansı %57.4 olarak belirlenmiştir. Öğrencilerin PMSÖ'inden aldıkları puan ortalaması 116.56 ± 31.10 olarak saptanmıştır. Premenstrual dönemde öğrencilerin %70.2'sinde iştah değişimleri, %68.1'inde depresif duygulanım, %65.6'sında yorgunluk, %64.2'sinde sinirlilik, %62.4'ünde şişkinlik, %61.7'sinde ağrı, %50.7'sinde uyku değişimleri, %42.6'sında depresif düşünceler ve %20.6'sında anksiyete yakınmalarının görüldüğü belirlenmiştir. PMS etkileyen faktörler incelendiğinde; menstruasyona ilişkin aldığı bilginin yetersiz olduğu düşünen (x 2 = 3.820), menstruasyon görmeye ilişkin olumsuz tepkileri olan (x 2 = 3.302), dismenore yaşayan (x 2 = 4.162), kendisinin (x 2 = 11.032) ve annesinin (x 2 = 4.162) premenstrual yakınmalar yaşadığını belirten öğrencilerin PMS yaşadığı belirlenmiştir. Yapılan istatistiksel değerlendirmede değişkenler arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p < 0.05). PMS'nin olumsuz etkilerinin daha az yaşanması için okul sağlığı hemşirelerinin ve sağlık profesyonellerinin eğitimci ve danışman olarak öğrencilere destek olmaları önerilmektedir.
Applied Nursing Research, 2016
This study was conducted, in order to determine the opinions of women who had a cesarean delivery... more This study was conducted, in order to determine the opinions of women who had a cesarean delivery and the problems that they faced in the postpartum period. This descriptive study was conducted with 337 women who delivered babies by cesarean section. The data were collected using a semi-structured questionnaire. The results of the study showed that 53.4% of women underwent cesarean delivery for the first time, and 83.1% said that it was the obstetrician's decision to have a cesarean delivery. More than half of the women (61.1%) had a negative experience with cesarean delivery due to postpartum pain (44.7%) and inability to care for their infant (35.9%). The most common problems associated with cesarean delivery were postpartum pain (96.1%), back pain (68.2%), problems passing gas (62.0%), bleeding (56.1%), breastfeeding problems (49.6%) and limitation of movement (43.6%) respectively. Understanding the the opinions and problems of women towards cesarean delivery assists healthcare professionals in identifying better ways to provide appropriate care and support.
International Journal of Nursing Practice, 2013
The purpose of this study was to determine the use of traditional practices to ease labour among ... more The purpose of this study was to determine the use of traditional practices to ease labour among Turkish women. Face-to-face interviews were conducted with 809 women by using an investigator-designed questionnaire. The mean age of the women was 28.9 ± 8.33 years (min = 15, max = 74), 49.4% were between 20-29 years of age and more than half (56.2%) of the women had had one to two pregnancies. The results showed that traditional practices were known and applied mostly by the women who were at an advanced age, less educated and who lived in rural areas. In addition, the knowledge and application status of traditional practices related to religious beliefs were found to be very high compared with superstitious practices. It was suggested that nurses provide culturally competent care that requires a commitment by the individual nurse to develop, refine and use specific skills in the care of women.
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2013
Knowledge and Beliefs Related to Sexuality of couples doing Marriage Preparation] ÖZET AMAÇ: Bu a... more Knowledge and Beliefs Related to Sexuality of couples doing Marriage Preparation] ÖZET AMAÇ: Bu araştırmanın amacı, evlilik hazırlığı yapan çiftlerin cinsellikle ilgili bilgi ve inanışlarının belirlenmesidir. YÖNTEM: Bu araştırma Gaziantep ili halk sağlığı laboratuarında 12 Ocak-18 Ağustos 2011 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneğini araştırmaya katılmayı kabul eden 382 çift oluşturmaktadır. Araştırma tanımlayıcı tiptedir. Veriler soru formu ve Cinsellikle İlgili Bilgi ve İnanışlar Formu (CİBİF) kullanılarak toplanmıştır. Soru formlarını çiftler ayrı mekanlarda bireysel olarak doldurmuşlardır. İstatistiksel analizlerde SPSS 11.5 versiyonu kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde; tanımlayıcı testler ve One-Way ANOVA testi kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırmada kadınların %56,8'i, erkeklerin %57,1'i cinsellik ve üreme sağlığı konusunda bilgi aldıklarını, kadınların %80,6'sı ve erkeklerin %73,4'ü bu bilgiyi kitle iletişim araçlarından aldıklarını belirtmişlerdir. Çiftlerin CİBİF'den aldıkları puan ortalamaları incelendiğinde; kadınların 18,01 ± 3,11 erkeklerin ise 22,59 ± 4,89 puan ortalamasına sahip oldukları belirlenmiştir (p < 0.05). Evlilik hazırlığı yapan çiftlerin cinsel bilgi düzeylerini etkileyen faktörler incelendiğinde; 20 yaşından küçük, ilkokul mezunu olan, tanışıp anlaşarak evlenmeye karar verdiğini belirten çiftlerin CİBİF'den aldıkları puan ortalamalarının diğer gruplarla karşılaştırıldığında daha yüksek olduğu belirlenmiştir (p < 0.05). SONUÇ: Çiftlerin CİBİF'de yer alan maddelere ilişkin bilgi ve inanışları incelendiğinde; evlilik hazırlığı yapan çiftlerin cinsellikle ilgili bilgi eksikliklerinin olduğu dikkati çekmektedir. Çiftlerin daha çok cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, cinsel sağlıkla ilişkili kişisel hijyen ve cinselliğin yaşanması konusunda yanlış inanışlara sahip oldukları belirlenmiştir. Bu nedenlerle sağlık personelinin evlilik hazırlığı yapan çiftlere aile sağlığı merkezlerinde cinsellik ve üreme sağlığına ilişkin bilgi ve danışmanlık hizmeti vermesinin cinsellikle ilgili yanlış bilgi ve inanışları önlemede etkili olacağı düşünülmektedir. SUMMARY AIM: The aim of this study was to determine the knowledge and beliefs related to sexuality of couples doing marriage preparation. METHOD: This study was carried out as a cross sectional descriptive study in the public health laboratory in Gaziantep between January 12 to August 18, 2011. The study sample consisted of 382 couples who agreed to participate in the study. A questionnaire form and Beliefs Related to Sexual Information Form (CİBİF) were used for data collection. Couples completed the forms as an individual in the separate locations. SPSS version 11.5 was used for statistical analyzes. Descriptive statistics and One-Way ANOVA test were used. RESULTS: In the study, 56.8% of women and 57.1% men stated that they received information about sexuality and reproductive health, of those 80.6% of the women and 73.4% of men received the information from the mass media. When we examined the mean scores of CİBİF, women were found to have 18.01 ± 3.11 mean score while men had 22.59 ± 4.89 mean score (p <0.05). We found that met and decided to marry in agreement, who are under 20 years old, had a primary school degree had significantly higher scores on average from CİBİF compared to other groups (p < 0.05). CONCLUSİON: This study draws attention to lack of knowledge about sexuality for couples who are in marriage preparation. Couples were found to have false beliefs about sexually transmitted infections, sexual health-related personal hygiene and sexuality to live. For these reasons, consulting services related to sexuality and reproductive health information for couples engaged in preparation for marriage in the family health centers by health care personel is thought to be effective way of preventing false information and beliefs about sexuality.
TURKISH JOURNAL OF MEDICAL SCIENCES, 2013
Introduction The Turkish population is the second largest population in Europe and Turkey is also... more Introduction The Turkish population is the second largest population in Europe and Turkey is also the most populous country in the Middle East (1). The population of Turkey is around 75 million people (2). According to the projections of the Turkish Statistics Institute, the population of Turkey is expected to reach 94.6 million in 2050. According to the estimates for the 2010-2015 period, the world population growth rate is 1.1% and Turkey's population growth rate is 1.3%. Turkey is ranked 92nd out of 187 countries by population growth rate (3). Worldwide, 38 million pregnancies are unplanned and 46 million unwanted pregnancies lead to abortions each year (4). In the United States, there were 6.7 million pregnancies, 3.2 million pregnancies (49%) were unintended, and 43% of unintended pregnancies ended in abortion in 2006 (5). The results of a European study of a large population showed that 6.5% women (4.5 million) aged 15-49 years were at risk of an unwanted pregnancy (6). In Turkey, approximately 2 million pregnancies occur each year. Of those, 11% result in abortion and 5.9% of the mothers die as the result of unsafe abortion each year (1). Nearly half (47.3%) of the pregnancies were unintended (7). Unwanted pregnancies can adversely affect the health of the individual and the health of the family as a whole. Factors that determine the couple's fertility pattern of behavior were specified in the literature (6,8-12). Some of these included the men's ideal number of children, sex preferences of offspring, men's insight, religious prohibition (9,10), the opposition of the husbands (8-10), and, most importantly, the low involvement of men in family planning. The studies indicated that in order to succeed in family planning services, men's participation must be increased (13,14). According to Porche, men are the critical missing client in most family planning services and in some cultures this significantly influences the choice of birth control methods, birth number, birth sequencing, and timing, along with an opinion regarding the birthing method (14). Use of male contraceptive methods is one important aspect of male involvement in family planning. Aim: Unintended pregnancy rates are still high in Turkey and family planning services have been directed mostly at women. The aim of this study was to assess the influence of age on the usage of family planning methods by Turkish married men. Materials and methods: A cross-sectional survey research design was used, including 1352 men aged 20-52 years who lived in the southeast of Turkey and whose wives were fertile, not menopausal, and had at least 1 child. A questionnaire was used to collect data. Descriptive statistics and multidimensional cross-tabs were used. Results: Men 40 years old and over used family planning methods more often than men in the age group of 20-29 years. The rates of family planning methods being used by men in the age group of 20-29 years with 5 or more children and by men who were 40 years old and over with high income levels were found to be high. The use of modern methods increased as both age and duration of marriage increased. Conclusion: Age-specific family planning programs can make an important contribution to the overall efforts to improve contraceptive use among men. It is advisable for clinicians to design age-specific education programs for men and receive support from the opinions of their religious leaders.
Nurse Education Today, 2013
Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, 2009
Özet Amaç: Araştırma, Hacettepe Üniversitesi'nde lisans öğrenimine devam eden son sınıf öğrencile... more Özet Amaç: Araştırma, Hacettepe Üniversitesi'nde lisans öğrenimine devam eden son sınıf öğrencilerinin çalışma yaşamı, toplumsal yaşam, evlilik ve aile yaşamı ile ilgili toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin görüşlerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Kesitsel tipte bir araştırmadır. Anket formu, 250 kız ve 198 erkek olmak üzere toplam 448 öğrenciye uygulanmıştır. Bulgular: Öğrencilerin çalışma yaşamı, toplumsal yaşam, evlilik yaşamı ve aile yaşamı ile ilgili konularda toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin görüşleri incelendiğinde, önermelerin büyük bir çoğunluğunda cinsiyetler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark (p<0.05) olduğu bulunmuştur. Sonuç ve öneriler: Araştırmada çalışma yaşamı ve evlilik yaşamı ile ilgili alanlarda erkeklerin daha geleneksel görüşlere sahip oldukları, toplumsal yaşam ve aile yaşamı ile ilgili önermelerde ise kız ve erkek öğrencilerin eşitlikçi görüşlere sahip oldukları belirlenmiştir. Araştırmanın sonuçları üniversite son sınıf öğrencilerinin toplumsal cinsiyete ilişkin görüşlerini ortaya koyması açısından önem taşımaktadır. Üniversite eğitiminde toplumsal cinsiyet bakış açısına yönelik hala geleneksel görüşlere sahip olan öğrencilerin olması, aydın bireyler yetiştirmeyi hedefleyen üniversite eğitiminin bu hedefini tam anlamıyla gerçekleştiremediğini ve öğrencilere temel mesleki bilginin yanı sıra toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda duyarlılık kazandırılması gereğini göstermektedir. Anahtar kelimeler: Toplumsal cinsiyet; cinsiyet rolleri; çalışma ve toplumsal yaşam; evlilik ve aile yaşamı; üniversite öğrencileri.
Araştırma, aile planlaması yöntemi olarak eşleri geri çekme uygulayan kadınların cinsel doyum dur... more Araştırma, aile planlaması yöntemi olarak eşleri geri çekme uygulayan kadınların cinsel doyum durumlarını, cinsel doyumlarını etkileyen faktörleri ve cinsel doyumlarının evlilik uyumları üzerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntemler: Araştırma kesitsel tipte olup, Gaziantep'teki bir Aile Sağlığı Merkezine kayıtlı/başvuran 302 kadın üzerinde gerçekleştirilmiştir. Veri toplama aracı olarak, anket formu ile "Glombook-Rust Cinsel Doyum Ölçeği" ve "Evlilik Uyum Ölçeği" kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler ortalama, standart sapma, minimum ve maksimum değerler ile yüzdelik sayılar, t-testi, Oneway Anova testi, Pearson Korelasyon testi, Lineer Regresyon analizi kullanılarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Kadınların Glombook-Rust Cinsel Doyum Ölçeği puan ortalamaları ile kadınların yaşı, öğrenim düzeyi, çalışma durumları, evlilik yılı, eşlerinin öğrenim düzeyi, eşi ile duygu ve düşüncelerini paylaşması, eşi ile yaşamda yer alan değerlerinin benzer olması, önemli konularda eşi ile karar alması, çocuk sahibi olma durumları, gebelik sayısı, gebeliklerinin planlı olma durumu, cinsel ilişki sıklığı, geri çekme yöntemine karar verme durumu, geri çekme yöntemi tercih etme nedenleri, istenmeyen gebelik yaşama durumları ve cinselliğin doyuruculuğu arasındaki farkın istatistikselaçıdan önemli olduğu belirlenmiştir (p<.05). Sonuç: Kadınların cinsel doyumlarının düşük olduğu, cinsel doyumları düşük olan kadınların evlilik uyumlarının da düşük olduğu belirlenmiştir (r = 0,514, p= ,001). Kadınların aile planlaması yöntem seçimlerine yönelik düzenlenecek eğitim programları ile bilinçlendirilerek istenmeyen gebeliklerin önlenmesi ve cinsel doyumlarının arttırılması sağlanmalıdır.
Nursing & Health Sciences, Feb 28, 2017
In this study, the predictors of satisfaction with postpartum care at a government hospital were ... more In this study, the predictors of satisfaction with postpartum care at a government hospital were evaluated. The descriptive research sample included 300 mothers in their postpartum period. Data were collected using a questionnaire and the Postpartum Nursing Care Evaluation Scale. The regression analysis undertaken showed that mothers who received prenatal care had a significantly higher evaluation score (compared to those who had not received prenatal care), as had mothers who had a caesarean delivery (compared to vaginal birth), as well as those who had received support from friends and relatives during their postpartum period (compared to those who did not receive such support). Our recommendation is that postpartum nursing care be improved for mothers who deliver vaginally, have not received prenatal care, were unintentionally pregnant, and have problems with breastfeeding. The results will help nurses who work with an international population of postpartum women to give professional, systematic, and patient-centered care to postpartum mothers in order to increase patient satisfaction.
Journal of Advanced Nursing, Apr 5, 2019
Aims: To determine the prevalence and predictors of victimization and perpetration of dating viol... more Aims: To determine the prevalence and predictors of victimization and perpetration of dating violence among nursing and midwifery students Background: Previous studies reported that nurses lack the knowledge, attitudes, skills, and self-confidence necessary to address interpersonal violence due to inadequate instruction and training during their education. The majority of the research done on dating violence has involved western cultures. In countries such as Turkey, where dating with a girl/boy is not accepted by cultural factors and extramarital affairs are ended by honor killings, dating violence continues to be an implicit problem. Design: A cross-sectional study design. Methods: The sample consisted of nursing and midwifery students (n = 603) at the largest state university in southeastern Turkey. Data were collected with a validated, investigator-designed survey instrument from September 2015 to January 2016. Findings: The majority of the participants had been exposed to dating violence. Jealousy, controlling behavior, and restrictions on another's social life were not perceived as violent behavior in dating relationships. There was no significant relationship of DV violence with gender, smoking, place of residence, or marijuana use. Exposure to parental violence and alcohol use were found to be the strongest predictors of being a perpetrator of violence in the DV perpetration model. Conclusion: The findings highlight the lack of recognition of dating violence among nursing and midwifery students. The perceptions of students should be enriched by adding content on violent behaviors in the curriculum of nursing and midwifery programs.
DergiPark (Istanbul University), Oct 1, 2012
Bu çalışma üniversite öğrencisi olan genç kızlarda premenstrual sendrom sıklığını belirlemek ve e... more Bu çalışma üniversite öğrencisi olan genç kızlarda premenstrual sendrom sıklığını belirlemek ve etkileyen faktörleri incelemek amacıyla yapılmıştır. Tanımlayıcı olan çalışmanın evrenini Gaziantep ili Kredi ve Yurtlar Kurumu'nda kalan 1052 kız öğrenci oluşturmuştur. Araştırmaya katılmayı kabul eden 282 öğrenci ile çalışma gerçekleştirilmiştir. Çalışma 12 Kasım-28 Ocak 2011 tarihleri arasında uygulanmıştır. Veriler 28 sorudan oluşan anket formu ve Premenstrual Sendrom Ölçeği (PMSÖ) kullanılarak toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde ki-kare testi, ortalama, standart sapma, sayı ve yüzde kullanılmıştır. Öğrencilerin yaş ortalamalarının 20.52±1.65 ve menarş yaşı ortalamalarının 13.21 ± 1.30 olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin PMSÖ'den aldıkları puana göre PMS prevalansı %57.4 olarak belirlenmiştir. Öğrencilerin PMSÖ'inden aldıkları puan ortalaması 116.56 ± 31.10 olarak saptanmıştır. Premenstrual dönemde öğrencilerin %70.2'sinde iştah değişimleri, %68.1'inde depresif duygulanım, %65.6'sında yorgunluk, %64.2'sinde sinirlilik, %62.4'ünde şişkinlik, %61.7'sinde ağrı, %50.7'sinde uyku değişimleri, %42.6'sında depresif düşünceler ve %20.6'sında anksiyete yakınmalarının görüldüğü belirlenmiştir. PMS etkileyen faktörler incelendiğinde; menstruasyona ilişkin aldığı bilginin yetersiz olduğu düşünen (x 2 = 3.820), menstruasyon görmeye ilişkin olumsuz tepkileri olan (x 2 = 3.302), dismenore yaşayan (x 2 = 4.162), kendisinin (x 2 = 11.032) ve annesinin (x 2 = 4.162) premenstrual yakınmalar yaşadığını belirten öğrencilerin PMS yaşadığı belirlenmiştir. Yapılan istatistiksel değerlendirmede değişkenler arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p < 0.05). PMS'nin olumsuz etkilerinin daha az yaşanması için okul sağlığı hemşirelerinin ve sağlık profesyonellerinin eğitimci ve danışman olarak öğrencilere destek olmaları önerilmektedir.
Nüfus Etütleri Enstitüsü, 2001
Amac: Arastirma, aile planlamasi yontemi olarak esleri geri cekme uygulayan kadinlarin cinsel doy... more Amac: Arastirma, aile planlamasi yontemi olarak esleri geri cekme uygulayan kadinlarin cinsel doyum durumlarini, cinsel doyumlarini etkileyen faktorleri ve cinsel doyumlarinin evlilik uyumlari uzerine etkisini belirlemek amaciyla yapilmistir. Gerec ve Yontemler: Arastirma kesitsel tipte olup, Gaziantep’teki bir Aile Sagligi Merkezine kayitli/basvuran 302 kadin uzerinde gerceklestirilmistir. Veri toplama araci olarak, anket formu ile “Glombook-Rust Cinsel Doyum Olcegi” ve “Evlilik Uyum Olcegi” kullanilmistir. Arastirmadan elde edilen veriler ortalama, standart sapma, minimum ve maksimum degerler ile yuzdelik sayilar, t-testi, Oneway Anova testi, Pearson Korelasyon testi, Lineer Regresyon analizi ku llanilarak degerlendirilmistir. Bulgular: Kadinlarin Glombook -Rust Cinsel Doyum Olcegi puan ortalamalari ile kadinlarin yasi, ogrenim duzeyi, calisma durumlari, evlilik yili, eslerinin ogrenim duzeyi, esi ile duygu ve dusuncelerini paylasmasi, esi ile yasamda yer alan degerlerinin benzer ...
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hemşirelik Dergisi, 2021
Giriş: Olumlu bir doğum sürecini deneyimlemiş olmak kadınların doğum korku ve kaygılarını azaltma... more Giriş: Olumlu bir doğum sürecini deneyimlemiş olmak kadınların doğum korku ve kaygılarını azaltmaktadır.Amaç: Bu araştırma vajinal doğum yapan kadınların doğuma ve hemşirelik bakımına ilişkin algılarının belirlenmesi amacıyla gerçekleştirildi.Yöntem: Araştırma tanımlayıcı ve kesitsel tipte olup 20 Ekim 2019–1 Ocak 2020 tarihleri arasında Van’da bir eğitim ve araştırma hastanesine başvuran 391 kadın üzerinde gerçekleştirilmiştir. Veri toplama aracı olarak Katılımcı Bilgi Formu, Annenin Doğumu Algılama Ölçeği ve Hastanın Hemşirelik Bakımını Algılama Ölçeği kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde bağımsız gruplar t-testi, One-way Anova testi, Kruskal-Wallis testi ve Spearman Korelasyon testi kullanılmıştır.Bulgular: Annelerin Doğumu Algılama Ölçeği puan ortalamaları ile sağlık güvencesi, sigara kullanımı, genel doğum ağrısını hissetmedeki rahatlık durumu, gebelik boyunca eş desteği arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmuştur (p < 0,05). Hastanın Hemşirelik B...
Journal of Advanced Nursing, 2019
Aims: To determine the prevalence and predictors of victimization and perpetration of dating viol... more Aims: To determine the prevalence and predictors of victimization and perpetration of dating violence among nursing and midwifery students Background: Previous studies reported that nurses lack the knowledge, attitudes, skills, and self-confidence necessary to address interpersonal violence due to inadequate instruction and training during their education. The majority of the research done on dating violence has involved western cultures. In countries such as Turkey, where dating with a girl/boy is not accepted by cultural factors and extramarital affairs are ended by honor killings, dating violence continues to be an implicit problem. Design: A cross-sectional study design. Methods: The sample consisted of nursing and midwifery students (n = 603) at the largest state university in southeastern Turkey. Data were collected with a validated, investigator-designed survey instrument from September 2015 to January 2016. Findings: The majority of the participants had been exposed to dating violence. Jealousy, controlling behavior, and restrictions on another's social life were not perceived as violent behavior in dating relationships. There was no significant relationship of DV violence with gender, smoking, place of residence, or marijuana use. Exposure to parental violence and alcohol use were found to be the strongest predictors of being a perpetrator of violence in the DV perpetration model. Conclusion: The findings highlight the lack of recognition of dating violence among nursing and midwifery students. The perceptions of students should be enriched by adding content on violent behaviors in the curriculum of nursing and midwifery programs.
Archives of Psychiatric Nursing, 2019
Hopelessness prevents abused women from participating in social life and increases the risk of su... more Hopelessness prevents abused women from participating in social life and increases the risk of suicide. The aim of this study was to determine the level of hopelessness and psychological distress among abused women admitted to shelter in a conservative country. The sample included 40 abused women. A questionnaire, Beck Hopelessness Scale and the General Health Questionnaire were used to collect data. Chi-square, the Pearson correlation analysis test, and variance analysis were performed. Half of the women experienced moderate and severe hopelessness. Higher levels of hopelessness were found to be associated with higher psychological distress. Women had problems with decision-making, concentrating on a job, felt unhappiness, and depression. The results of the study would be useful in designing training programs for nurses, social workers and counselors as well as policy makers who assist women facing domestic violence to provide better physiological and psychological care for sheltered women in conservative countries.
Journal of American college health : J of ACH, Jan 6, 2018
The researchers aimed to evaluate the knowledge and perceptions of first year female nursing stud... more The researchers aimed to evaluate the knowledge and perceptions of first year female nursing students about human papillomavirus (HPV), cervical cancer (CC) and HPV vaccination. The sample included 690 female nursing students from sampled universities between April and June 2015. Students were surveyed by using a pretested HPV and CC awareness questionnaire. More than half of the students (65.1%) answered questions incorrectly with a mean HPV knowledge score of 6.085 ± 3.38. The majority of students (82.6%) did not hear HPV vaccine. Only, 2.8% of the students had been vaccinated. A statistically significant relationship was found between HPV knowledge score and hearing about HPV vaccine (U = 28280,500, p = 0.015), and believing HPV vaccine protectiveness (x = 14.153, p = 0.001). This study highlights the lack of knowledge and low level of awareness about HPV, CC and HPV vaccination among first year nursing college students.
Nursing & Health Sciences, 2017
In this study, the predictors of satisfaction with postpartum care at a government hospital were ... more In this study, the predictors of satisfaction with postpartum care at a government hospital were evaluated. The descriptive research sample included 300 mothers in their postpartum period. Data were collected using a questionnaire and the Postpartum Nursing Care Evaluation Scale. The regression analysis undertaken showed that mothers who received prenatal care had a significantly higher evaluation score (compared to those who had not received prenatal care), as had mothers who had a caesarean delivery (compared to vaginal birth), as well as those who had received support from friends and relatives during their postpartum period (compared to those who did not receive such support). Our recommendation is that postpartum nursing care be improved for mothers who deliver vaginally, have not received prenatal care, were unintentionally pregnant, and have problems with breastfeeding. The results will help nurses who work with an international population of postpartum women to give professi...
Hacettepe University Journal of Education, 2011
Hacettepe Universitesi Hemsirelik Fakultesi Dergisi, 2010
Çalışma, isteğe bağlı ve terapötik abortus uygulanan kadınların yaşadıkları sorunları, anksiyete ... more Çalışma, isteğe bağlı ve terapötik abortus uygulanan kadınların yaşadıkları sorunları, anksiyete düzeylerini belirlemek amacıyla vaka-kontrol çalışması olarak yapılmıştır. Yöntem: Örneklemi, bir kadın hastalıkları ve doğum hastanesinin aile planlaması kliniği ile erken gebelik servisine başvuran toplam 200 kadın oluşturmuştur. Veriler, yarı yapılandırılmış anket formu ve Beck Anksiyete Envanteri kullanılarak toplanmıştır. Bulgular: İsteğe bağlı abortus (İA) uygulanan kadınların %79.0'u, terapötik abortus (TA) uygulanan kadınların %52.0'si abortusa karar verme aşamasında sorun yaşadıklarını belirtmişlerdir. Abortus sonrasında, en fazla yaşanan sorunun ağrı (%25.5 İA; %12.1 TA) ve bebeğin kaybından dolayı üzüntü (%15.3 İA; %13.3 TA) olduğu belirlenmiştir. İA ve TA uygulanan kadınların hafif düzeyde anksiyete yaşadıkları belirlenmiştir. İA ve TA uygulanan kadınların abortus öncesi anksiyete puan ortancalarının abortus sonrası puan ortancalarından yüksek olduğu (İA öncesi ank ortancası 16, İA sonrası ank ortancası 6.5; TA öncesi ank ortancası 9, TA sonrası ank ortancası 2) belirlenmiştir (p<0.05). Sonuç: Abortus uygulanan kadınların yapılan işleme bilgi verilmemesine bağlı korku, ağrı gibi sorunlar yaşadıkları saptanmıştır.
Gumushane Universitesi Saglık Bilimleri Dergisi, 2012
Bu çalışma üniversite öğrencisi olan genç kızlarda premenstrual sendrom sıklığını belirlemek ve e... more Bu çalışma üniversite öğrencisi olan genç kızlarda premenstrual sendrom sıklığını belirlemek ve etkileyen faktörleri incelemek amacıyla yapılmıştır. Tanımlayıcı olan çalışmanın evrenini Gaziantep ili Kredi ve Yurtlar Kurumu'nda kalan 1052 kız öğrenci oluşturmuştur. Araştırmaya katılmayı kabul eden 282 öğrenci ile çalışma gerçekleştirilmiştir. Çalışma 12 Kasım-28 Ocak 2011 tarihleri arasında uygulanmıştır. Veriler 28 sorudan oluşan anket formu ve Premenstrual Sendrom Ölçeği (PMSÖ) kullanılarak toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde ki-kare testi, ortalama, standart sapma, sayı ve yüzde kullanılmıştır. Öğrencilerin yaş ortalamalarının 20.52±1.65 ve menarş yaşı ortalamalarının 13.21 ± 1.30 olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin PMSÖ'den aldıkları puana göre PMS prevalansı %57.4 olarak belirlenmiştir. Öğrencilerin PMSÖ'inden aldıkları puan ortalaması 116.56 ± 31.10 olarak saptanmıştır. Premenstrual dönemde öğrencilerin %70.2'sinde iştah değişimleri, %68.1'inde depresif duygulanım, %65.6'sında yorgunluk, %64.2'sinde sinirlilik, %62.4'ünde şişkinlik, %61.7'sinde ağrı, %50.7'sinde uyku değişimleri, %42.6'sında depresif düşünceler ve %20.6'sında anksiyete yakınmalarının görüldüğü belirlenmiştir. PMS etkileyen faktörler incelendiğinde; menstruasyona ilişkin aldığı bilginin yetersiz olduğu düşünen (x 2 = 3.820), menstruasyon görmeye ilişkin olumsuz tepkileri olan (x 2 = 3.302), dismenore yaşayan (x 2 = 4.162), kendisinin (x 2 = 11.032) ve annesinin (x 2 = 4.162) premenstrual yakınmalar yaşadığını belirten öğrencilerin PMS yaşadığı belirlenmiştir. Yapılan istatistiksel değerlendirmede değişkenler arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p < 0.05). PMS'nin olumsuz etkilerinin daha az yaşanması için okul sağlığı hemşirelerinin ve sağlık profesyonellerinin eğitimci ve danışman olarak öğrencilere destek olmaları önerilmektedir.
Applied Nursing Research, 2016
This study was conducted, in order to determine the opinions of women who had a cesarean delivery... more This study was conducted, in order to determine the opinions of women who had a cesarean delivery and the problems that they faced in the postpartum period. This descriptive study was conducted with 337 women who delivered babies by cesarean section. The data were collected using a semi-structured questionnaire. The results of the study showed that 53.4% of women underwent cesarean delivery for the first time, and 83.1% said that it was the obstetrician's decision to have a cesarean delivery. More than half of the women (61.1%) had a negative experience with cesarean delivery due to postpartum pain (44.7%) and inability to care for their infant (35.9%). The most common problems associated with cesarean delivery were postpartum pain (96.1%), back pain (68.2%), problems passing gas (62.0%), bleeding (56.1%), breastfeeding problems (49.6%) and limitation of movement (43.6%) respectively. Understanding the the opinions and problems of women towards cesarean delivery assists healthcare professionals in identifying better ways to provide appropriate care and support.
International Journal of Nursing Practice, 2013
The purpose of this study was to determine the use of traditional practices to ease labour among ... more The purpose of this study was to determine the use of traditional practices to ease labour among Turkish women. Face-to-face interviews were conducted with 809 women by using an investigator-designed questionnaire. The mean age of the women was 28.9 ± 8.33 years (min = 15, max = 74), 49.4% were between 20-29 years of age and more than half (56.2%) of the women had had one to two pregnancies. The results showed that traditional practices were known and applied mostly by the women who were at an advanced age, less educated and who lived in rural areas. In addition, the knowledge and application status of traditional practices related to religious beliefs were found to be very high compared with superstitious practices. It was suggested that nurses provide culturally competent care that requires a commitment by the individual nurse to develop, refine and use specific skills in the care of women.
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2013
Knowledge and Beliefs Related to Sexuality of couples doing Marriage Preparation] ÖZET AMAÇ: Bu a... more Knowledge and Beliefs Related to Sexuality of couples doing Marriage Preparation] ÖZET AMAÇ: Bu araştırmanın amacı, evlilik hazırlığı yapan çiftlerin cinsellikle ilgili bilgi ve inanışlarının belirlenmesidir. YÖNTEM: Bu araştırma Gaziantep ili halk sağlığı laboratuarında 12 Ocak-18 Ağustos 2011 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneğini araştırmaya katılmayı kabul eden 382 çift oluşturmaktadır. Araştırma tanımlayıcı tiptedir. Veriler soru formu ve Cinsellikle İlgili Bilgi ve İnanışlar Formu (CİBİF) kullanılarak toplanmıştır. Soru formlarını çiftler ayrı mekanlarda bireysel olarak doldurmuşlardır. İstatistiksel analizlerde SPSS 11.5 versiyonu kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde; tanımlayıcı testler ve One-Way ANOVA testi kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırmada kadınların %56,8'i, erkeklerin %57,1'i cinsellik ve üreme sağlığı konusunda bilgi aldıklarını, kadınların %80,6'sı ve erkeklerin %73,4'ü bu bilgiyi kitle iletişim araçlarından aldıklarını belirtmişlerdir. Çiftlerin CİBİF'den aldıkları puan ortalamaları incelendiğinde; kadınların 18,01 ± 3,11 erkeklerin ise 22,59 ± 4,89 puan ortalamasına sahip oldukları belirlenmiştir (p < 0.05). Evlilik hazırlığı yapan çiftlerin cinsel bilgi düzeylerini etkileyen faktörler incelendiğinde; 20 yaşından küçük, ilkokul mezunu olan, tanışıp anlaşarak evlenmeye karar verdiğini belirten çiftlerin CİBİF'den aldıkları puan ortalamalarının diğer gruplarla karşılaştırıldığında daha yüksek olduğu belirlenmiştir (p < 0.05). SONUÇ: Çiftlerin CİBİF'de yer alan maddelere ilişkin bilgi ve inanışları incelendiğinde; evlilik hazırlığı yapan çiftlerin cinsellikle ilgili bilgi eksikliklerinin olduğu dikkati çekmektedir. Çiftlerin daha çok cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, cinsel sağlıkla ilişkili kişisel hijyen ve cinselliğin yaşanması konusunda yanlış inanışlara sahip oldukları belirlenmiştir. Bu nedenlerle sağlık personelinin evlilik hazırlığı yapan çiftlere aile sağlığı merkezlerinde cinsellik ve üreme sağlığına ilişkin bilgi ve danışmanlık hizmeti vermesinin cinsellikle ilgili yanlış bilgi ve inanışları önlemede etkili olacağı düşünülmektedir. SUMMARY AIM: The aim of this study was to determine the knowledge and beliefs related to sexuality of couples doing marriage preparation. METHOD: This study was carried out as a cross sectional descriptive study in the public health laboratory in Gaziantep between January 12 to August 18, 2011. The study sample consisted of 382 couples who agreed to participate in the study. A questionnaire form and Beliefs Related to Sexual Information Form (CİBİF) were used for data collection. Couples completed the forms as an individual in the separate locations. SPSS version 11.5 was used for statistical analyzes. Descriptive statistics and One-Way ANOVA test were used. RESULTS: In the study, 56.8% of women and 57.1% men stated that they received information about sexuality and reproductive health, of those 80.6% of the women and 73.4% of men received the information from the mass media. When we examined the mean scores of CİBİF, women were found to have 18.01 ± 3.11 mean score while men had 22.59 ± 4.89 mean score (p <0.05). We found that met and decided to marry in agreement, who are under 20 years old, had a primary school degree had significantly higher scores on average from CİBİF compared to other groups (p < 0.05). CONCLUSİON: This study draws attention to lack of knowledge about sexuality for couples who are in marriage preparation. Couples were found to have false beliefs about sexually transmitted infections, sexual health-related personal hygiene and sexuality to live. For these reasons, consulting services related to sexuality and reproductive health information for couples engaged in preparation for marriage in the family health centers by health care personel is thought to be effective way of preventing false information and beliefs about sexuality.
TURKISH JOURNAL OF MEDICAL SCIENCES, 2013
Introduction The Turkish population is the second largest population in Europe and Turkey is also... more Introduction The Turkish population is the second largest population in Europe and Turkey is also the most populous country in the Middle East (1). The population of Turkey is around 75 million people (2). According to the projections of the Turkish Statistics Institute, the population of Turkey is expected to reach 94.6 million in 2050. According to the estimates for the 2010-2015 period, the world population growth rate is 1.1% and Turkey's population growth rate is 1.3%. Turkey is ranked 92nd out of 187 countries by population growth rate (3). Worldwide, 38 million pregnancies are unplanned and 46 million unwanted pregnancies lead to abortions each year (4). In the United States, there were 6.7 million pregnancies, 3.2 million pregnancies (49%) were unintended, and 43% of unintended pregnancies ended in abortion in 2006 (5). The results of a European study of a large population showed that 6.5% women (4.5 million) aged 15-49 years were at risk of an unwanted pregnancy (6). In Turkey, approximately 2 million pregnancies occur each year. Of those, 11% result in abortion and 5.9% of the mothers die as the result of unsafe abortion each year (1). Nearly half (47.3%) of the pregnancies were unintended (7). Unwanted pregnancies can adversely affect the health of the individual and the health of the family as a whole. Factors that determine the couple's fertility pattern of behavior were specified in the literature (6,8-12). Some of these included the men's ideal number of children, sex preferences of offspring, men's insight, religious prohibition (9,10), the opposition of the husbands (8-10), and, most importantly, the low involvement of men in family planning. The studies indicated that in order to succeed in family planning services, men's participation must be increased (13,14). According to Porche, men are the critical missing client in most family planning services and in some cultures this significantly influences the choice of birth control methods, birth number, birth sequencing, and timing, along with an opinion regarding the birthing method (14). Use of male contraceptive methods is one important aspect of male involvement in family planning. Aim: Unintended pregnancy rates are still high in Turkey and family planning services have been directed mostly at women. The aim of this study was to assess the influence of age on the usage of family planning methods by Turkish married men. Materials and methods: A cross-sectional survey research design was used, including 1352 men aged 20-52 years who lived in the southeast of Turkey and whose wives were fertile, not menopausal, and had at least 1 child. A questionnaire was used to collect data. Descriptive statistics and multidimensional cross-tabs were used. Results: Men 40 years old and over used family planning methods more often than men in the age group of 20-29 years. The rates of family planning methods being used by men in the age group of 20-29 years with 5 or more children and by men who were 40 years old and over with high income levels were found to be high. The use of modern methods increased as both age and duration of marriage increased. Conclusion: Age-specific family planning programs can make an important contribution to the overall efforts to improve contraceptive use among men. It is advisable for clinicians to design age-specific education programs for men and receive support from the opinions of their religious leaders.
Nurse Education Today, 2013