Mehmet Üzülmez | Gümüşhane University (original) (raw)
Papers by Mehmet Üzülmez
Günümüz dünyasında artan nüfusla birlikte enerji talebi de her geçen gün artmaktadır. Fosil yakıt... more Günümüz dünyasında artan nüfusla birlikte enerji talebi de her geçen gün artmaktadır. Fosil yakıtlar ömrünü tamamlama noktasına geldiğinden, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı da hızla artmaktadır. Türkiye, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımında önemli ölçüde gelişim kaydetmiştir. Ülke, coğrafi özellikleri sebebi ile söz konusu kaynaklar açısından büyük potansiyele sahiptir. Bu kaynaklardan biri olan güneş enerjisinin kullanılmasında ise güneş enerjisi santrallerine ihtiyaç duyulmaktadır. Böyle tesislerden yüksek derecede verim alabilmek için de arazide en uygun yerin belirlenmesi gerekir. Günümüz teknolojisi, en uygun yer seçimlerini çeşitli bilgisayar programları sayesinde ortaya koyabilmektedir. Bunlardan biri de Coğrafi Bilgi Sistemlerinde (CBS) kullanılan ArcGIS adlı yazılımdır. Bu çalışmada Manisa il genelinde Güneş enerjisi santrallerinin (GES) kurulabilmesi için en uygun yerler, söz konusu program vasıtasıyla tespit edilmeye çalışılmıştır. Yapılan çalışmada birden fazla parametre (eğim, bakı, tarım arazisi, orman arazisi, akarsu, göl, ulaşım yolları, enerji nakil hatları) kullanılmıştır. Bu parametreler, analizlerden önce Analitik Hiyerarşi Süreci ve ek olarak Bulanık Mantık süzgecinden geçirilmiş ve ilgili yazılımda çakıştırılmıştır. Yapılan analizler sonucunda Manisa ilinde GES'lerin kurulabilmesi için en uygun alanlar sahanın yaklaşık %14,5'ini kapsar. Bu alanlar da genellikle ova ve platoluk alanların çevrelerinde bulunmaktadır. GES'lerin yapımında tarım yapılan verimli alanlardan uzak durulması gerekmektedir. Böylece enerji tesislerini kurarken tarım arazilerinin de yok olması engellenebilir.
Giresun Şehrinde Okullara Erişimin Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ile Analizi Öz Günümüz şehirler... more Giresun Şehrinde Okullara Erişimin Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ile Analizi Öz Günümüz şehirleri gürültülü, kalabalık ve motorlu araçların çokluğuyla beraber insan sağlığı için tehlikeler oluşturmaktadır. Böyle şehirlerde mesafe olarak erişilmesi zor olan okullarda eğitim görebilmek bu durumu daha da tehlikeli hâle sokmaktadır. Bu sebeple ülkemizde Mekânsal Planlar Yönetmeliği çerçevesinde okullara erişimin mesafeleri okul seviyelerine göre belirlenmiştir. Günümüzde teknolojinin gelişmiş olmasıyla birlikte Coğrafi Bilgi Sistemleri de gelişmiş ve söz konusu sistemlerde kullanılan programlarla erişebilirlik analizleri yapılarak en uygun mesafeler ortaya konmaktadır. Bu çalışmada da Giresun şehrindeki konutların anaokulu, anasınıfı, ilkokul, ortaokul ve liselere olan mesafelerin yönetmeliğe göre uygunluğu analizlerle ortaya konmuştur. Çalışmada kullanılan okulların lokasyonları Millî Eğitim Bakanlığı'nın web sitelerinden, binaların konumları ise Giresun Belediyesi'nden temin edilmiştir. Analizlerin yapımında Coğrafi Bilgi Sistemleri programlarından biri olan ArcGIS adlı programının hizmet alanı (service area) modülünden faydalanılmıştır. Çalışmada Giresun şehrine ait 28 mahalledeki konutların okullara erişebilirliği analiz edilmiştir. Yapılan çalışmadaki sonuçlara göre şehirdeki binaların erişim uygunluğu ortalama olarak anaokullarına %21, anasınıflarına %37,4, ilkokullara %39,6, ortaokullara %70,2 ve liselere %93 şeklinde çıkmıştır. Okul seviyelerinin artmasıyla birlikte yürüme mesafelerinin de artması şehirdeki erişim uygunluğunu arttırmıştır. Ancak Giresun şehrinde okulların mekânda düzensiz dağılması pek çok binanın erişebilir mesafeler dışında kamasına neden olmaktadır. Şehirde, yönetmelik çerçevesinde uygun mesafe yönünden erişimi problem olan binaların olduğu bölgelerde yeni okulların yapımı buna çözüm olacaktır.
Bu çalışmada, Coğrafi Bilgi Sistemleri'nden yararlanılarak Gümüşhane şehrindeki kamu okullarından... more Bu çalışmada, Coğrafi Bilgi Sistemleri'nden yararlanılarak Gümüşhane şehrindeki kamu okullarından anaokulu, ilkokul, ortaokul ve liselerin Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği'ne göre erişilebilir olup olmadığı ortaya konulmuştur. Çalışma mekânsal analiz bakış açısı ile betimsel bir araştırma olarak tasarlanmıştır. Çalışmanın amacına uygun olarak analizlerin yapılabilmesi için birincil ve ikincil verilerden yararlanılmıştır. Bu veriler şehirdeki anaokulu, ilkokul, ortaokul ve liselerin konumları; tüm düzeylerdeki devlet okullarının öğretmen, öğrenci ve derslik sayıları; yerleşmede yer alan konutların konumları ve yerleşmedeki yolların haritasıdır. Okulların belirli bir mesafedeki erişilebilirlikleri test edileceğinden Service Area türü ağ analizi tercih edilmiştir. Verilerin analizinde ArcMap 10.2 yazılımına başvurulmuştur. Araştırmanın bulgularına göre yönetmeliğe uygun olarak erişim sağlayabilen binaların anaokulları için oranı %20, ilkokullar için %27, ortaokullar için %60 ve liseler için ise %87'dir. Bu bulgulara göre erişim oranlarının Türkiye'de yürütülen diğer çalışmalar ile benzerlik gösterdiği tespit edilmiştir. En düşük erişilebilirlik oranı Türkiye genelinde olduğu üzere anaokullarındadır. Yönetmeliğe göre okul seviyesi arttıkça uygun yaya yürüme mesafesi de arttığından erişilebilirlik problemi olan bina sayısı azalmaktadır. Araştırma sahasında erişilebilirlik durumunun istenenden düşük olmasının en önemli sebebi okul sayılarının azlığıdır. Bununla birlikte Ulaşım ağı sıkıntısı görülmeyen yerleşmede binaların dar bir sahaya yayılmış olması ve okulların bu dar sahada bulunması erişilebilir alanlarının sınırlanmasına sebep olmaktadır.
Studies of the Ottomon Domain, 2017
Bu çalışmada Ege bölgesinde Manisa ili Turgutlu ilçesine bağlı Çıkrıkçı köyündeki meskenler ve çe... more Bu çalışmada Ege bölgesinde Manisa ili Turgutlu ilçesine bağlı Çıkrıkçı köyündeki meskenler ve çevre ilişkisi ele alınmıştır. Köydeki geleneksel meskenler ile köyün içinde bulunduğu coğrafi çevre arasında kuvvetli bir ilişkinin var olduğu görülür. Çevrenin mesken üzerindeki en önemli etkisi, meskenin yapımında kullanılan malzeme olarak kendini göstermektedir. Geleneksel meskenlerin inşasında en dikkat çekici özelliklerden biri, yöreye özgü bir duvar yapım şekli olan "depme duvar" dır. Çıkrıkçı köyünde meskenler genelde üç ya da dört tarafı duvarla çevrilmiş bir avlu içindedir. Avlu içinde ahır, samanlık, saya, fırın, gibi ev eklentileri yer alır. Köydeki geleneksel meskenler, coğrafi çevre şartlarını ve yerel kültürü yansıtması açısından ayrı bir önem taşımaktadır. Ancak, ulaşımın gelişmesi, şehirle ilişkilerin artması ve sosyoekonomik yapıdaki değişim vb. nedenlerle geleneksel meskenlerin yerini giderek yeni modern (betonarme) meskenler almaktadır.
Şehirler, varlığını sürdürebilmek için çevrelerindeki doğal ve beşeri kaynaklara sıkı bir şekilde... more Şehirler, varlığını sürdürebilmek için çevrelerindeki doğal ve beşeri kaynaklara sıkı bir şekilde bağlıdır. Şehirlerde yaşayan nüfusun, yaşamını devam ettirebilmesi için ise gıdaya gereksinim duymaktadır. Gıda üretimi de genel olarak tarım arazilerinde yapılmaktadır. Kuruluşu 16. yüzyılın başlarına dayanan Salihli şehrinde, yaşayanların sayısı geçmişten beri hızla artmıştır. Nüfusun artmasıyla birlikte şehrin alanı, çevresindeki verimli olan tarım arazileri üzerine doğru büyümüştür. Bu durum günümüzde tarım arazileri için sorun oluşturmaya başlamıştır. Söz konusu çalışmada Salihli şehrinin gelişimi, ilçe belediyesinden temin edilen imar planlarının çalışmaya göre düzenlenmesiyle ortaya konmuştur. Şehrin, hangi arazi sınıfları üzerinde geliştiğini takip edebilmek için Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün hazırladığı arazi sınıfları kullanılmıştır. Sonuç itibariyle Salihli şehri, kurulduğu zamandan beri mekânsal gelişimini sürekli tarım arazileri üzerine sürdürmüştür. Şehrin çevresindeki verimli olan I., II. ve III. sınıf tarım arazilerinin 1283 hektarı, mekânsal gelişim sonucunda yok olmuştur. Şehir, güneyindeki topoğrafya engelinden dolayı gelecekte de gelişimini söz konusu araziler üzerine doğru devam ettireceği tahmin edilmektedir.
Öz Günümüz dünyasında insanoğlunun ihtiyaçları devamlı artmaktadır. Bu durum ise yeryüzünde kulla... more Öz Günümüz dünyasında insanoğlunun ihtiyaçları devamlı artmaktadır. Bu durum ise yeryüzünde kullanılan arazi yapısının sürekli değişimine sebep olmaktadır. Aynı şekilde Türkiye'de de araziler, amacı dışında kullanıldıklarından dolayı değişimlere uğramıştır ve hâlâ bu değişim süreci devam etmektedir. Türkiye'nin verimli arazileri üzerinde yer alan Ahmetli ilçesindeki arazi örtüsü/kullanımı, geçmişten günümüze değişime uğramıştır. Ahmetli ilçesi, Ege Bölgesi'nin Asıl Ege Bölümü'nde yer almaktadır. İlçe arazisinin büyük bölümünü, üzerinde tarımsal üretimin yapıldığı verimli arazi olan Gediz Ovası oluşturmaktadır. Bu çalışmada Ahmetli ilçesinin 1995-2015 yılları arasında arazi örtüsünün/kullanımının geçirdiği değişimler uydu görüntüleri yardımıyla zamansal açıdan incelenmiştir. Uydu görüntüleri, NASA'ya ait olan Landsat TM ve OLI isimli uydularından temin edilmiştir. Görüntüler elde edildikten sonra sınıflama işlemlerine tabi tutulmuş ve söz konusu işlem için Coğrafi Bilgi Sistemleri programlarından biri olan ArcGIS kullanılmıştır. Analizler sonucunda, 1995-2015 yıllarında en büyük değişim, %31'lik azalışla diğer arazi (kayalık, mera, çıplak arazi vb.) grubunda gerçekleşmiştir. Söz konusu yıllarda tarım arazileri %22, yerleşim alanı %7 ve orman arazisi %2 oranında artış göstermiştir. Yerleşim alanının çoğunluğu tarım arazilerinin üzerinde yer alması, yine bu yapıların söz konusu arazilere doğru büyüdüğünü ortaya koymuştur. Tarım ve orman arazilerindeki büyümenin nedeni sulamanın, teknolojinin, ağaçlandırma faaliyetlerinin artmasının yanında, diğer arazi grubunun da bahsedilen gelişmelerle birlikte tarım ve orman arazisine dönüşmesinden kaynaklanmıştır.
Today, the occupation of agriculturally productive land has accelerated with the spatial developm... more Today, the occupation of agriculturally productive land has accelerated with the spatial development of cities. In particular, the importance of the lands around the cities established on these lands and continuing their growth towards these lands has started to increase. Turgutlu city, where the fertile farmland the Aegean region of Turkey was founded on the Gediz Plain. Spatial development of the city in time, I. and II. class has been on agricultural land. This situation leads to the loss of fertile agricultural land, poses a threat to the future of agricultural activities in the plain. In this study, the negative impact of the spatial expansion of the city of Turgutlu on agricultural lands, the loss of agricultural land was tried to be revealed. In this study, the zoning plans of Turgutlu city and the land and land use ability classes data of the General Directorate of Rural Services were used. From 1950, when the spatial development of the city has accelerated, approximately 1700 hectares of agricultural lands have been opened to settlement. In the future, the development of the city on fertile agricultural lands to the north must be prevented. As in the last development plan, the development of the city should be continued in the south-southeast direction.
▼ Öz Üniversiteler, sadece verdikleri eğitim değil; bulundukları şehri, bölgeyi ya da ülkeyi etki... more ▼ Öz Üniversiteler, sadece verdikleri eğitim değil; bulundukları şehri, bölgeyi ya da ülkeyi etkileyebilmekeri ile de üzerinde durulması gereken kurumlardır. Genç nüfusunun artışı ile birlikte üniversite eğitimi almak isteyen kişi sayısının artması, Türkiye'de üniversiteleşme hızını da yükseltmiştir. Türkiye, mevcut 212 üniversite ile üniversiteleşmesini niceliksel olarak tamamlamak üzeredir. Üniversitelerin niteliklerinin geliştirilebilmesi için bölgesel kalkınma odaklı ihtisaslaşmanın amaçlanması üniversitelerin etki alanlarının belirlenmesini gerekli kılmıştır. Bu çalışma, Manisa Celal Bayar Üniversitesinin (MCBÜ) etki alanını bulmayı amaçlamış ve belirlenen fakültelerin birinci sınıfına kayıt yaptıran öğrencilerin ikamet illerini temel veri olarak kullanmıştır. Çalışmada elde edilen veriler ArcGIS 10.4.1 yazılımı ile sayısallaştırılmış ve çeşitli haritalar ile üniversitenin etki alanındaki değişim ortaya konulmuştur. Çalışma sonucunda, üniversiteye kayıt yaptıran öğrencilerin ikametlerinin Ege Bölgesi ve bölgeye komşu durumundaki Marmara ve Akdeniz bölgelerindeki illerde ağırlıkta olması nedeniyle üniversitenin etki alanının bölgesel nitelikli olduğu sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Üniversite, Etki Alanı, Manisa, Öğrenci Tercihleri. Abstract Universities are institutions that should be emphasized not only with their education, but also with their potential to affect the city, region or country. The increasing number of young people who want to get the college education of the population, it has increased the speed of a university degree in Turkey. Turkey has also completed a university degree to quantitatively with 212 universities. This situation made it necessary to determine the impact areas of the universities, aiming the regional development-oriented specialization in order to improve the qualifications of the universities. This study
Özet Bu çalışmada Ege bölgesinde Manisa ili Turgutlu ilçesine bağlı Çıkrıkçı köyündeki meskenler ... more Özet Bu çalışmada Ege bölgesinde Manisa ili Turgutlu ilçesine bağlı Çıkrıkçı köyündeki meskenler ve çevre ilişkisi ele alınmıştır. Köydeki geleneksel meskenler ile köyün içinde bulunduğu coğrafi çevre arasında kuvvetli bir ilişkinin var olduğu görülür. Çevrenin mesken üzerindeki en önemli etkisi, meskenin yapımında kullanılan malzeme olarak kendini göstermektedir. Geleneksel meskenlerin inşasında en dikkat çekici özelliklerden biri, yöreye özgü bir duvar yapım şekli olan " depme duvar " dır. Çıkrıkçı köyünde meskenler genelde üç ya da dört tarafı duvarla çevrilmiş bir avlu içindedir. Avlu içinde ahır, samanlık, saya, fırın, gibi ev eklentileri yer alır. Köydeki geleneksel meskenler, coğrafi çevre şartlarını ve yerel kültürü yansıtması açısından ayrı bir önem taşımaktadır. Ancak, ulaşımın gelişmesi, şehirle ilişkilerin artması ve sosyoekonomik yapıdaki değişim vb. nedenlerle geleneksel meskenlerin yerini giderek yeni modern (betonarme) meskenler almaktadır. Abstract In this study, the relationship between dwellings and environment in Çıkrıkçı is handled, which is a village in Turgutlu district of Manisa province. It is seen that there is a strong relationship between the traditional dwellings and the environment in which the village is placed. The most important effect of environment on dwellings is seen as the material that is used in constructing the dwellings. One of the striking aspects of traditional dwelling construct is the " depme duvar " which is one of the constructing wall styles, particular to the region. The dwellings in Çıkrıkçı village is usually in a yard which is encircled with three or four walls. There are some household things inside the yard which are barn, hayloft, shoe-upper, bakehouse and etc. The traditional dwellings in the village has a special importance because they reflect the geographical conditions and local culture. However, due to transportation developments, rising relationships with city life, changes in socioeconomic life, the modern (ferroconcrete) dwellings has substituted the place of the traditional dwellings. The modern dwellings and their usages are striking due to their reflection of socioeconomic and cultural changes in rural life.
Books by Mehmet Üzülmez
Sosyal Bilimler Üzerine Araştırmalar-IX , 2023
Sürdürülebilirlik günümüzde bütün yaşam alanımıza girmiş bulunmaktadır. Dünya nüfusunun artması b... more Sürdürülebilirlik günümüzde bütün yaşam alanımıza girmiş bulunmaktadır.
Dünya nüfusunun artması bu kavramın önemini daha da artırmıştır. İnsan
yaşamının vazgeçilmez unsurlarından biri olan ulaşımın da sürdürülebilir
şekilde yapılması gerekmektedir. Bunun için ülkeler belirli sürelerde Birleşmiş
Milletler çatısı altında çeşitli toplantılar yapmaktadır. Yapılan bu toplantıların
sonucunda ülkeler, gelecekte sera gazı üretimini azaltmaya yönelik taahhütlerde bulunmaktadırlar. Sera gazı üretiminde enerjinin payı %72 seviyelerinde ve ulaşım ise enerjiden kaynaklı sera gazı üretimine %15 oranında katkı sağlamaktadır. Ulaşımın payını daha da aşağı düşürebilmek için ulaşım araçları fosil yakıtlar yerine elektrikle çalışan araçlara dönüşebilmektedir. Ulaşım yollarında da teknolojinin gelişmesiyle daha uzun köprü ve tünellerin yapılması mesafeleri kısaltmakta ve böylece havaya daha az karbon salınımının olmasını sağlamaktadırlar. Bu çalışmada da Türkiye’nin en uzun karayolu tüneli olan Yeni Zigana Tüneli’nin ulaşımdaki sürdürülebilirliği incelenmiştir. Zigana Dağı’ndan geçen Yeni Zigana Tüneli ulaşımın sürdürülebilir şekilde olmasına
katkı sağlamaktadır. Çünkü yeni yapılan tünel eskisine göre 600-700 metre daha
alçaktan geçmektedir. Böylece hem ekonomik olarak mesafeyi kısaltmak hem
de 1800 metre yükseltiye çıkmadan araçlardan çıkan karbon salınımını %15
oranla azaltmaktadır. Yeni Zigana Tüneli, yüksek rakımdan geçen karayolunda
yaşanan kış mevsiminin getirdiği ağır iklim koşullarının etkisini azaltmasıyla
ulaşım araçlarının kar ve buzlanmadan kaynaklı kazaların sayısını da azaltacağı
düşünülmektedir. Aynı zamanda kaza nedeniyle ortaya çıkan ulaşım aksaklıklarını
da minimum düzeye indireceği şüphesizdir. Tünel, yağışın fazla olduğu
mevsimlerde heyelanların etkisini azaltmış ve fiziksel çözünmeden kaynaklı taş
düşmelerinden dolayı oluşan yol kapanmalarına karşı alternatif bir güzergâh
olmuştur. Zigana Dağı’ndan geçen ulaşım araçlarının azalmasıyla birlikte yaban
ve terk edilmiş/edilmemiş evcil hayvanların kaza risklerini minimuma düşüren
tünel, maddi ve manevi kazaların oluşmasını engelleyecektir.
Beşeri Coğrafya, 2021
Bu çal ma ara trma ve yayn eti ine uygun hazrlanm tr intihal incelemesinden geçirilmi tir.
Conference Presentations by Mehmet Üzülmez
Environment-development relations have been intensively discussed by academics, industrialists an... more Environment-development relations have been intensively discussed by academics, industrialists and administrators especially since the second half of the 20th century and as a result, it has led to the search for a new paradigm in development. The concept of sustainability that emerged after these searches was presented as an alternative solution in the environment-development discussions. Sustainability has come before many concepts as well as development and has been touted as the key to a multidimensional change through various applications. However, the fact that the concept of sustainability is full depends on its implementation through
Günümüz dünyasında artan nüfusla birlikte enerji talebi de her geçen gün artmaktadır. Fosil yakıt... more Günümüz dünyasında artan nüfusla birlikte enerji talebi de her geçen gün artmaktadır. Fosil yakıtlar ömrünü tamamlama noktasına geldiğinden, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı da hızla artmaktadır. Türkiye, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımında önemli ölçüde gelişim kaydetmiştir. Ülke, coğrafi özellikleri sebebi ile söz konusu kaynaklar açısından büyük potansiyele sahiptir. Bu kaynaklardan biri olan güneş enerjisinin kullanılmasında ise güneş enerjisi santrallerine ihtiyaç duyulmaktadır. Böyle tesislerden yüksek derecede verim alabilmek için de arazide en uygun yerin belirlenmesi gerekir. Günümüz teknolojisi, en uygun yer seçimlerini çeşitli bilgisayar programları sayesinde ortaya koyabilmektedir. Bunlardan biri de Coğrafi Bilgi Sistemlerinde (CBS) kullanılan ArcGIS adlı yazılımdır. Bu çalışmada Manisa il genelinde Güneş enerjisi santrallerinin (GES) kurulabilmesi için en uygun yerler, söz konusu program vasıtasıyla tespit edilmeye çalışılmıştır. Yapılan çalışmada birden fazla parametre (eğim, bakı, tarım arazisi, orman arazisi, akarsu, göl, ulaşım yolları, enerji nakil hatları) kullanılmıştır. Bu parametreler, analizlerden önce Analitik Hiyerarşi Süreci ve ek olarak Bulanık Mantık süzgecinden geçirilmiş ve ilgili yazılımda çakıştırılmıştır. Yapılan analizler sonucunda Manisa ilinde GES'lerin kurulabilmesi için en uygun alanlar sahanın yaklaşık %14,5'ini kapsar. Bu alanlar da genellikle ova ve platoluk alanların çevrelerinde bulunmaktadır. GES'lerin yapımında tarım yapılan verimli alanlardan uzak durulması gerekmektedir. Böylece enerji tesislerini kurarken tarım arazilerinin de yok olması engellenebilir.
Giresun Şehrinde Okullara Erişimin Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ile Analizi Öz Günümüz şehirler... more Giresun Şehrinde Okullara Erişimin Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ile Analizi Öz Günümüz şehirleri gürültülü, kalabalık ve motorlu araçların çokluğuyla beraber insan sağlığı için tehlikeler oluşturmaktadır. Böyle şehirlerde mesafe olarak erişilmesi zor olan okullarda eğitim görebilmek bu durumu daha da tehlikeli hâle sokmaktadır. Bu sebeple ülkemizde Mekânsal Planlar Yönetmeliği çerçevesinde okullara erişimin mesafeleri okul seviyelerine göre belirlenmiştir. Günümüzde teknolojinin gelişmiş olmasıyla birlikte Coğrafi Bilgi Sistemleri de gelişmiş ve söz konusu sistemlerde kullanılan programlarla erişebilirlik analizleri yapılarak en uygun mesafeler ortaya konmaktadır. Bu çalışmada da Giresun şehrindeki konutların anaokulu, anasınıfı, ilkokul, ortaokul ve liselere olan mesafelerin yönetmeliğe göre uygunluğu analizlerle ortaya konmuştur. Çalışmada kullanılan okulların lokasyonları Millî Eğitim Bakanlığı'nın web sitelerinden, binaların konumları ise Giresun Belediyesi'nden temin edilmiştir. Analizlerin yapımında Coğrafi Bilgi Sistemleri programlarından biri olan ArcGIS adlı programının hizmet alanı (service area) modülünden faydalanılmıştır. Çalışmada Giresun şehrine ait 28 mahalledeki konutların okullara erişebilirliği analiz edilmiştir. Yapılan çalışmadaki sonuçlara göre şehirdeki binaların erişim uygunluğu ortalama olarak anaokullarına %21, anasınıflarına %37,4, ilkokullara %39,6, ortaokullara %70,2 ve liselere %93 şeklinde çıkmıştır. Okul seviyelerinin artmasıyla birlikte yürüme mesafelerinin de artması şehirdeki erişim uygunluğunu arttırmıştır. Ancak Giresun şehrinde okulların mekânda düzensiz dağılması pek çok binanın erişebilir mesafeler dışında kamasına neden olmaktadır. Şehirde, yönetmelik çerçevesinde uygun mesafe yönünden erişimi problem olan binaların olduğu bölgelerde yeni okulların yapımı buna çözüm olacaktır.
Bu çalışmada, Coğrafi Bilgi Sistemleri'nden yararlanılarak Gümüşhane şehrindeki kamu okullarından... more Bu çalışmada, Coğrafi Bilgi Sistemleri'nden yararlanılarak Gümüşhane şehrindeki kamu okullarından anaokulu, ilkokul, ortaokul ve liselerin Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği'ne göre erişilebilir olup olmadığı ortaya konulmuştur. Çalışma mekânsal analiz bakış açısı ile betimsel bir araştırma olarak tasarlanmıştır. Çalışmanın amacına uygun olarak analizlerin yapılabilmesi için birincil ve ikincil verilerden yararlanılmıştır. Bu veriler şehirdeki anaokulu, ilkokul, ortaokul ve liselerin konumları; tüm düzeylerdeki devlet okullarının öğretmen, öğrenci ve derslik sayıları; yerleşmede yer alan konutların konumları ve yerleşmedeki yolların haritasıdır. Okulların belirli bir mesafedeki erişilebilirlikleri test edileceğinden Service Area türü ağ analizi tercih edilmiştir. Verilerin analizinde ArcMap 10.2 yazılımına başvurulmuştur. Araştırmanın bulgularına göre yönetmeliğe uygun olarak erişim sağlayabilen binaların anaokulları için oranı %20, ilkokullar için %27, ortaokullar için %60 ve liseler için ise %87'dir. Bu bulgulara göre erişim oranlarının Türkiye'de yürütülen diğer çalışmalar ile benzerlik gösterdiği tespit edilmiştir. En düşük erişilebilirlik oranı Türkiye genelinde olduğu üzere anaokullarındadır. Yönetmeliğe göre okul seviyesi arttıkça uygun yaya yürüme mesafesi de arttığından erişilebilirlik problemi olan bina sayısı azalmaktadır. Araştırma sahasında erişilebilirlik durumunun istenenden düşük olmasının en önemli sebebi okul sayılarının azlığıdır. Bununla birlikte Ulaşım ağı sıkıntısı görülmeyen yerleşmede binaların dar bir sahaya yayılmış olması ve okulların bu dar sahada bulunması erişilebilir alanlarının sınırlanmasına sebep olmaktadır.
Studies of the Ottomon Domain, 2017
Bu çalışmada Ege bölgesinde Manisa ili Turgutlu ilçesine bağlı Çıkrıkçı köyündeki meskenler ve çe... more Bu çalışmada Ege bölgesinde Manisa ili Turgutlu ilçesine bağlı Çıkrıkçı köyündeki meskenler ve çevre ilişkisi ele alınmıştır. Köydeki geleneksel meskenler ile köyün içinde bulunduğu coğrafi çevre arasında kuvvetli bir ilişkinin var olduğu görülür. Çevrenin mesken üzerindeki en önemli etkisi, meskenin yapımında kullanılan malzeme olarak kendini göstermektedir. Geleneksel meskenlerin inşasında en dikkat çekici özelliklerden biri, yöreye özgü bir duvar yapım şekli olan "depme duvar" dır. Çıkrıkçı köyünde meskenler genelde üç ya da dört tarafı duvarla çevrilmiş bir avlu içindedir. Avlu içinde ahır, samanlık, saya, fırın, gibi ev eklentileri yer alır. Köydeki geleneksel meskenler, coğrafi çevre şartlarını ve yerel kültürü yansıtması açısından ayrı bir önem taşımaktadır. Ancak, ulaşımın gelişmesi, şehirle ilişkilerin artması ve sosyoekonomik yapıdaki değişim vb. nedenlerle geleneksel meskenlerin yerini giderek yeni modern (betonarme) meskenler almaktadır.
Şehirler, varlığını sürdürebilmek için çevrelerindeki doğal ve beşeri kaynaklara sıkı bir şekilde... more Şehirler, varlığını sürdürebilmek için çevrelerindeki doğal ve beşeri kaynaklara sıkı bir şekilde bağlıdır. Şehirlerde yaşayan nüfusun, yaşamını devam ettirebilmesi için ise gıdaya gereksinim duymaktadır. Gıda üretimi de genel olarak tarım arazilerinde yapılmaktadır. Kuruluşu 16. yüzyılın başlarına dayanan Salihli şehrinde, yaşayanların sayısı geçmişten beri hızla artmıştır. Nüfusun artmasıyla birlikte şehrin alanı, çevresindeki verimli olan tarım arazileri üzerine doğru büyümüştür. Bu durum günümüzde tarım arazileri için sorun oluşturmaya başlamıştır. Söz konusu çalışmada Salihli şehrinin gelişimi, ilçe belediyesinden temin edilen imar planlarının çalışmaya göre düzenlenmesiyle ortaya konmuştur. Şehrin, hangi arazi sınıfları üzerinde geliştiğini takip edebilmek için Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün hazırladığı arazi sınıfları kullanılmıştır. Sonuç itibariyle Salihli şehri, kurulduğu zamandan beri mekânsal gelişimini sürekli tarım arazileri üzerine sürdürmüştür. Şehrin çevresindeki verimli olan I., II. ve III. sınıf tarım arazilerinin 1283 hektarı, mekânsal gelişim sonucunda yok olmuştur. Şehir, güneyindeki topoğrafya engelinden dolayı gelecekte de gelişimini söz konusu araziler üzerine doğru devam ettireceği tahmin edilmektedir.
Öz Günümüz dünyasında insanoğlunun ihtiyaçları devamlı artmaktadır. Bu durum ise yeryüzünde kulla... more Öz Günümüz dünyasında insanoğlunun ihtiyaçları devamlı artmaktadır. Bu durum ise yeryüzünde kullanılan arazi yapısının sürekli değişimine sebep olmaktadır. Aynı şekilde Türkiye'de de araziler, amacı dışında kullanıldıklarından dolayı değişimlere uğramıştır ve hâlâ bu değişim süreci devam etmektedir. Türkiye'nin verimli arazileri üzerinde yer alan Ahmetli ilçesindeki arazi örtüsü/kullanımı, geçmişten günümüze değişime uğramıştır. Ahmetli ilçesi, Ege Bölgesi'nin Asıl Ege Bölümü'nde yer almaktadır. İlçe arazisinin büyük bölümünü, üzerinde tarımsal üretimin yapıldığı verimli arazi olan Gediz Ovası oluşturmaktadır. Bu çalışmada Ahmetli ilçesinin 1995-2015 yılları arasında arazi örtüsünün/kullanımının geçirdiği değişimler uydu görüntüleri yardımıyla zamansal açıdan incelenmiştir. Uydu görüntüleri, NASA'ya ait olan Landsat TM ve OLI isimli uydularından temin edilmiştir. Görüntüler elde edildikten sonra sınıflama işlemlerine tabi tutulmuş ve söz konusu işlem için Coğrafi Bilgi Sistemleri programlarından biri olan ArcGIS kullanılmıştır. Analizler sonucunda, 1995-2015 yıllarında en büyük değişim, %31'lik azalışla diğer arazi (kayalık, mera, çıplak arazi vb.) grubunda gerçekleşmiştir. Söz konusu yıllarda tarım arazileri %22, yerleşim alanı %7 ve orman arazisi %2 oranında artış göstermiştir. Yerleşim alanının çoğunluğu tarım arazilerinin üzerinde yer alması, yine bu yapıların söz konusu arazilere doğru büyüdüğünü ortaya koymuştur. Tarım ve orman arazilerindeki büyümenin nedeni sulamanın, teknolojinin, ağaçlandırma faaliyetlerinin artmasının yanında, diğer arazi grubunun da bahsedilen gelişmelerle birlikte tarım ve orman arazisine dönüşmesinden kaynaklanmıştır.
Today, the occupation of agriculturally productive land has accelerated with the spatial developm... more Today, the occupation of agriculturally productive land has accelerated with the spatial development of cities. In particular, the importance of the lands around the cities established on these lands and continuing their growth towards these lands has started to increase. Turgutlu city, where the fertile farmland the Aegean region of Turkey was founded on the Gediz Plain. Spatial development of the city in time, I. and II. class has been on agricultural land. This situation leads to the loss of fertile agricultural land, poses a threat to the future of agricultural activities in the plain. In this study, the negative impact of the spatial expansion of the city of Turgutlu on agricultural lands, the loss of agricultural land was tried to be revealed. In this study, the zoning plans of Turgutlu city and the land and land use ability classes data of the General Directorate of Rural Services were used. From 1950, when the spatial development of the city has accelerated, approximately 1700 hectares of agricultural lands have been opened to settlement. In the future, the development of the city on fertile agricultural lands to the north must be prevented. As in the last development plan, the development of the city should be continued in the south-southeast direction.
▼ Öz Üniversiteler, sadece verdikleri eğitim değil; bulundukları şehri, bölgeyi ya da ülkeyi etki... more ▼ Öz Üniversiteler, sadece verdikleri eğitim değil; bulundukları şehri, bölgeyi ya da ülkeyi etkileyebilmekeri ile de üzerinde durulması gereken kurumlardır. Genç nüfusunun artışı ile birlikte üniversite eğitimi almak isteyen kişi sayısının artması, Türkiye'de üniversiteleşme hızını da yükseltmiştir. Türkiye, mevcut 212 üniversite ile üniversiteleşmesini niceliksel olarak tamamlamak üzeredir. Üniversitelerin niteliklerinin geliştirilebilmesi için bölgesel kalkınma odaklı ihtisaslaşmanın amaçlanması üniversitelerin etki alanlarının belirlenmesini gerekli kılmıştır. Bu çalışma, Manisa Celal Bayar Üniversitesinin (MCBÜ) etki alanını bulmayı amaçlamış ve belirlenen fakültelerin birinci sınıfına kayıt yaptıran öğrencilerin ikamet illerini temel veri olarak kullanmıştır. Çalışmada elde edilen veriler ArcGIS 10.4.1 yazılımı ile sayısallaştırılmış ve çeşitli haritalar ile üniversitenin etki alanındaki değişim ortaya konulmuştur. Çalışma sonucunda, üniversiteye kayıt yaptıran öğrencilerin ikametlerinin Ege Bölgesi ve bölgeye komşu durumundaki Marmara ve Akdeniz bölgelerindeki illerde ağırlıkta olması nedeniyle üniversitenin etki alanının bölgesel nitelikli olduğu sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Üniversite, Etki Alanı, Manisa, Öğrenci Tercihleri. Abstract Universities are institutions that should be emphasized not only with their education, but also with their potential to affect the city, region or country. The increasing number of young people who want to get the college education of the population, it has increased the speed of a university degree in Turkey. Turkey has also completed a university degree to quantitatively with 212 universities. This situation made it necessary to determine the impact areas of the universities, aiming the regional development-oriented specialization in order to improve the qualifications of the universities. This study
Özet Bu çalışmada Ege bölgesinde Manisa ili Turgutlu ilçesine bağlı Çıkrıkçı köyündeki meskenler ... more Özet Bu çalışmada Ege bölgesinde Manisa ili Turgutlu ilçesine bağlı Çıkrıkçı köyündeki meskenler ve çevre ilişkisi ele alınmıştır. Köydeki geleneksel meskenler ile köyün içinde bulunduğu coğrafi çevre arasında kuvvetli bir ilişkinin var olduğu görülür. Çevrenin mesken üzerindeki en önemli etkisi, meskenin yapımında kullanılan malzeme olarak kendini göstermektedir. Geleneksel meskenlerin inşasında en dikkat çekici özelliklerden biri, yöreye özgü bir duvar yapım şekli olan " depme duvar " dır. Çıkrıkçı köyünde meskenler genelde üç ya da dört tarafı duvarla çevrilmiş bir avlu içindedir. Avlu içinde ahır, samanlık, saya, fırın, gibi ev eklentileri yer alır. Köydeki geleneksel meskenler, coğrafi çevre şartlarını ve yerel kültürü yansıtması açısından ayrı bir önem taşımaktadır. Ancak, ulaşımın gelişmesi, şehirle ilişkilerin artması ve sosyoekonomik yapıdaki değişim vb. nedenlerle geleneksel meskenlerin yerini giderek yeni modern (betonarme) meskenler almaktadır. Abstract In this study, the relationship between dwellings and environment in Çıkrıkçı is handled, which is a village in Turgutlu district of Manisa province. It is seen that there is a strong relationship between the traditional dwellings and the environment in which the village is placed. The most important effect of environment on dwellings is seen as the material that is used in constructing the dwellings. One of the striking aspects of traditional dwelling construct is the " depme duvar " which is one of the constructing wall styles, particular to the region. The dwellings in Çıkrıkçı village is usually in a yard which is encircled with three or four walls. There are some household things inside the yard which are barn, hayloft, shoe-upper, bakehouse and etc. The traditional dwellings in the village has a special importance because they reflect the geographical conditions and local culture. However, due to transportation developments, rising relationships with city life, changes in socioeconomic life, the modern (ferroconcrete) dwellings has substituted the place of the traditional dwellings. The modern dwellings and their usages are striking due to their reflection of socioeconomic and cultural changes in rural life.
Sosyal Bilimler Üzerine Araştırmalar-IX , 2023
Sürdürülebilirlik günümüzde bütün yaşam alanımıza girmiş bulunmaktadır. Dünya nüfusunun artması b... more Sürdürülebilirlik günümüzde bütün yaşam alanımıza girmiş bulunmaktadır.
Dünya nüfusunun artması bu kavramın önemini daha da artırmıştır. İnsan
yaşamının vazgeçilmez unsurlarından biri olan ulaşımın da sürdürülebilir
şekilde yapılması gerekmektedir. Bunun için ülkeler belirli sürelerde Birleşmiş
Milletler çatısı altında çeşitli toplantılar yapmaktadır. Yapılan bu toplantıların
sonucunda ülkeler, gelecekte sera gazı üretimini azaltmaya yönelik taahhütlerde bulunmaktadırlar. Sera gazı üretiminde enerjinin payı %72 seviyelerinde ve ulaşım ise enerjiden kaynaklı sera gazı üretimine %15 oranında katkı sağlamaktadır. Ulaşımın payını daha da aşağı düşürebilmek için ulaşım araçları fosil yakıtlar yerine elektrikle çalışan araçlara dönüşebilmektedir. Ulaşım yollarında da teknolojinin gelişmesiyle daha uzun köprü ve tünellerin yapılması mesafeleri kısaltmakta ve böylece havaya daha az karbon salınımının olmasını sağlamaktadırlar. Bu çalışmada da Türkiye’nin en uzun karayolu tüneli olan Yeni Zigana Tüneli’nin ulaşımdaki sürdürülebilirliği incelenmiştir. Zigana Dağı’ndan geçen Yeni Zigana Tüneli ulaşımın sürdürülebilir şekilde olmasına
katkı sağlamaktadır. Çünkü yeni yapılan tünel eskisine göre 600-700 metre daha
alçaktan geçmektedir. Böylece hem ekonomik olarak mesafeyi kısaltmak hem
de 1800 metre yükseltiye çıkmadan araçlardan çıkan karbon salınımını %15
oranla azaltmaktadır. Yeni Zigana Tüneli, yüksek rakımdan geçen karayolunda
yaşanan kış mevsiminin getirdiği ağır iklim koşullarının etkisini azaltmasıyla
ulaşım araçlarının kar ve buzlanmadan kaynaklı kazaların sayısını da azaltacağı
düşünülmektedir. Aynı zamanda kaza nedeniyle ortaya çıkan ulaşım aksaklıklarını
da minimum düzeye indireceği şüphesizdir. Tünel, yağışın fazla olduğu
mevsimlerde heyelanların etkisini azaltmış ve fiziksel çözünmeden kaynaklı taş
düşmelerinden dolayı oluşan yol kapanmalarına karşı alternatif bir güzergâh
olmuştur. Zigana Dağı’ndan geçen ulaşım araçlarının azalmasıyla birlikte yaban
ve terk edilmiş/edilmemiş evcil hayvanların kaza risklerini minimuma düşüren
tünel, maddi ve manevi kazaların oluşmasını engelleyecektir.
Beşeri Coğrafya, 2021
Bu çal ma ara trma ve yayn eti ine uygun hazrlanm tr intihal incelemesinden geçirilmi tir.
Environment-development relations have been intensively discussed by academics, industrialists an... more Environment-development relations have been intensively discussed by academics, industrialists and administrators especially since the second half of the 20th century and as a result, it has led to the search for a new paradigm in development. The concept of sustainability that emerged after these searches was presented as an alternative solution in the environment-development discussions. Sustainability has come before many concepts as well as development and has been touted as the key to a multidimensional change through various applications. However, the fact that the concept of sustainability is full depends on its implementation through
© Bu kitabın yayın hakları Ege Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi'ne aittir. Bütün hakları saklıdır... more © Bu kitabın yayın hakları Ege Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi'ne aittir. Bütün hakları saklıdır. Bu kitabın tümü ya da bir bölümü önceden izin alınmaksızın basılamaz; herhangi bir baskı yoluyla veya elektronik, mekanik, fotokopi, ses kaydı gibi yollarla çoğaltılamaz. Makalenin içerikleri ve kaynak kullanımları yazarların sorumluluğu altındadır. Kaynak belirtmek suretiyle çalışmalardan alıntı yapılabilir. Eserlerin tüm hakları saklıdır. Eserin bilim, dil ve her türlü sorumluluğu yazarlarına aittir.