Sema Mat | Abant Izzet Baysal University, Bolu, Turkey (original) (raw)
Bolu Abant Izzet Baysal University
less
Related Authors
Universidad Nacional de Colombia (National University of Colombia)
Uploads
Papers by Sema Mat
Alman filozof Nietzsche Antik Yunan konusunda başarılarından dolayı çok erken yaşta profesör ünva... more Alman filozof Nietzsche Antik Yunan konusunda başarılarından dolayı çok erken yaşta profesör ünvanı almasına rağmen görevinden istifa ederek İsveç’te sakin ve yalnız bir hayat sürmeye başladı.’’İyinin ve Kötünün Ötesinde’’, ‘’Trajedi’nin Doğuşu’’, ‘’Ahlakın Soykütüğü’’ adlı eserlerinin yanında bütün dünyaca en çok bilinen ‘’Böyle Buyurdu Zerdüşt’’ kitabı bazı kesimlerce neredeyse ilahi bir kitap değeri gördü ve Nietzsche’yi adeta bir peygamber statüsüne yerleştirdi.Elimizdeki ‘’Tarihin Yaşam için Yararı ve Sakıncası’’ adlı eser Nietzsche’nin tarih filozofu oluşunun en somut kanıtıdır.
Kim var imiş biz burada yoğ iken
Farklı tarihlerde yaşamış, yazarın tabiriyle mütevazı dört kişiye ait belgelere dayanarak; onları... more Farklı tarihlerde yaşamış, yazarın tabiriyle mütevazı dört kişiye ait belgelere dayanarak; onların hayatlarından bir kesite şahit olup,bazı sorulara cevap aradığımız bu kitap uluslararası mecralarda kabul görmüş büyük bir tarihçinin kaleminden çıkmıştır.Cemal Kafadar farklı hayatlara ait belgeleri incelerken diğer taraftan olayların yaşandığı yıllardaki sorunları eleştirmekten daha çok önceden oluşturulmuş yargılara belgelerle karşılık veriyor gibi.Mesela Venedik’te ölen bir tüccarın üzerinden, Osmanlı’da müslüman olmayan ülkelerle ticarete ket vurulduğu, desteklenmediğiyle ilgili düşünceyi çürütmeye çalışıyor.Bütün bunlara ek olarak giriş bölümünde ,tarihçi ne kadar felsefi derinlik kazansa da,metin okuma stratejilerine aşina olsa da, edindiği bilgileri ampirik malzeme üzerinde uygulamaya gayret etmiyorsa bir yere varamaz, diyerek bu bölümde tarihçiye klavuzluk etmektedir.
Tarih sahnesinden çekildiği tarihe kadar farklı dil, din, ırk ve kültürden insanları bünyesind... more Tarih sahnesinden çekildiği tarihe kadar farklı dil, din, ırk ve kültürden insanları bünyesinde bulunduran, üç kıtada hüküm sürmüş Osmanlı Devleti bu uzun süreç içerisinde medreselerde yetişen alimlerin adaletiyle yönetilmiştir.Medreselerin bozulması konusunda sıralanan birçok neden aynı zamanda Osmanlı idaresinin bozuluşu konusunda da verilebilir.Çünkü devletin kuruluş, yükseliş, duraklama ve yıkılış süreci medreselerde de aynı paralellikte ilerlemektedir.Günümüze kadar çoğu araştırmacı Osmanlı medreselerinin bozulmasıyla devletin yıkılış sürecinin hızlandığını savunmuştur.Bu tez doğru olmakla birlikte asıl bozulmanın tam olarak nerede başladığını incelemek gerekmektedir.Osmanlı idaresinin medreselerde yapılması gereken reformları gerçekleştirememesi medreselerde zayıflığa ve niteliksiz memurların yetişmesine sebebiyet vermiştir.Yetişen bu memurlar haketmedikleri makamlara geldiklerindeyse devlet idaresinin adalet çemberinden uzaklaştığı görülmektedir.Sonuç olarak devletin yüksek makamlarının sorumluluğunda olan medreseler adaletten uzaklaşarak istenileni veremeyecek duruma geldiğinde buna bağlı olarak devletin işleyişinde aksaklıklar meydana gelmiştir.Fakat medreselerde görülen bu eksiklikler ancak devlet idarecilerinin yenilikçi politikaları sayesinde giderilebilirdi.
İngitere'yi İngiltere yapan kral, anglikan klisesinin kurucusu VIII.Henry ve reformasyonu
Alman filozof Nietzsche Antik Yunan konusunda başarılarından dolayı çok erken yaşta profesör ünva... more Alman filozof Nietzsche Antik Yunan konusunda başarılarından dolayı çok erken yaşta profesör ünvanı almasına rağmen görevinden istifa ederek İsveç’te sakin ve yalnız bir hayat sürmeye başladı.’’İyinin ve Kötünün Ötesinde’’, ‘’Trajedi’nin Doğuşu’’, ‘’Ahlakın Soykütüğü’’ adlı eserlerinin yanında bütün dünyaca en çok bilinen ‘’Böyle Buyurdu Zerdüşt’’ kitabı bazı kesimlerce neredeyse ilahi bir kitap değeri gördü ve Nietzsche’yi adeta bir peygamber statüsüne yerleştirdi.Elimizdeki ‘’Tarihin Yaşam için Yararı ve Sakıncası’’ adlı eser Nietzsche’nin tarih filozofu oluşunun en somut kanıtıdır.
Kim var imiş biz burada yoğ iken
Farklı tarihlerde yaşamış, yazarın tabiriyle mütevazı dört kişiye ait belgelere dayanarak; onları... more Farklı tarihlerde yaşamış, yazarın tabiriyle mütevazı dört kişiye ait belgelere dayanarak; onların hayatlarından bir kesite şahit olup,bazı sorulara cevap aradığımız bu kitap uluslararası mecralarda kabul görmüş büyük bir tarihçinin kaleminden çıkmıştır.Cemal Kafadar farklı hayatlara ait belgeleri incelerken diğer taraftan olayların yaşandığı yıllardaki sorunları eleştirmekten daha çok önceden oluşturulmuş yargılara belgelerle karşılık veriyor gibi.Mesela Venedik’te ölen bir tüccarın üzerinden, Osmanlı’da müslüman olmayan ülkelerle ticarete ket vurulduğu, desteklenmediğiyle ilgili düşünceyi çürütmeye çalışıyor.Bütün bunlara ek olarak giriş bölümünde ,tarihçi ne kadar felsefi derinlik kazansa da,metin okuma stratejilerine aşina olsa da, edindiği bilgileri ampirik malzeme üzerinde uygulamaya gayret etmiyorsa bir yere varamaz, diyerek bu bölümde tarihçiye klavuzluk etmektedir.
Tarih sahnesinden çekildiği tarihe kadar farklı dil, din, ırk ve kültürden insanları bünyesind... more Tarih sahnesinden çekildiği tarihe kadar farklı dil, din, ırk ve kültürden insanları bünyesinde bulunduran, üç kıtada hüküm sürmüş Osmanlı Devleti bu uzun süreç içerisinde medreselerde yetişen alimlerin adaletiyle yönetilmiştir.Medreselerin bozulması konusunda sıralanan birçok neden aynı zamanda Osmanlı idaresinin bozuluşu konusunda da verilebilir.Çünkü devletin kuruluş, yükseliş, duraklama ve yıkılış süreci medreselerde de aynı paralellikte ilerlemektedir.Günümüze kadar çoğu araştırmacı Osmanlı medreselerinin bozulmasıyla devletin yıkılış sürecinin hızlandığını savunmuştur.Bu tez doğru olmakla birlikte asıl bozulmanın tam olarak nerede başladığını incelemek gerekmektedir.Osmanlı idaresinin medreselerde yapılması gereken reformları gerçekleştirememesi medreselerde zayıflığa ve niteliksiz memurların yetişmesine sebebiyet vermiştir.Yetişen bu memurlar haketmedikleri makamlara geldiklerindeyse devlet idaresinin adalet çemberinden uzaklaştığı görülmektedir.Sonuç olarak devletin yüksek makamlarının sorumluluğunda olan medreseler adaletten uzaklaşarak istenileni veremeyecek duruma geldiğinde buna bağlı olarak devletin işleyişinde aksaklıklar meydana gelmiştir.Fakat medreselerde görülen bu eksiklikler ancak devlet idarecilerinin yenilikçi politikaları sayesinde giderilebilirdi.
İngitere'yi İngiltere yapan kral, anglikan klisesinin kurucusu VIII.Henry ve reformasyonu