Hüsnü Çağdaş Arslan | İzmir Demokrasi Üniversitesi / İzmir Democracy University (original) (raw)
Papers by Hüsnü Çağdaş Arslan
Prof. Dr. Zeki Kaymaz Armağanı, 2023
Turkology
When it comes to etymology, two methods come to mind: 1. Scientific or linguistic etymology and 2... more When it comes to etymology, two methods come to mind: 1. Scientific or linguistic etymology and 2. Folk etymology. However, the Polish linguist Marek Stachowski introduced a new etymology term to the literature: 3.”Perceptual etymology”. Stachowski explains the term, which he coined for the first time in his article titled “Perceptual etymology, or three Turkish culinary terms in Croatian and Slovene, and a Polish social term inteligencja ‘intelligentsia’” published in Studia Linguistica Universitatis Iagellonicae Cracoviensis 138 (4) in 2021, in his article titled “Perceptual etymology. A social aspect of etymological research” published in issue 139 (1) of the same journal in 2022. In this study; unaware of this new term, the origin information of which is explained, 'اِمْغا', 'اَلِمْغا' in the Diwanu Lugati’t-Turk of Kashgari (Barskani) Mahmud and the titles ‘amγa’, ‘il ïmγa’ in Old Uighur letter documents, which mean “guard of the military governor, secretary of ...
Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Sempozyumu Bildiri Tam Metin Kitabı 2. CİLT: TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI, Editörler: Doç. Dr. İbrahim Şahin – Doç. Dr. Atıf Akgün, 2022, ss. 393-398, 2022
Hun dili devri, Türk dilinin en eski dönemleri ve Türkçenin yaşı üzerine yapılan bilimsel çalışma... more Hun dili devri, Türk dilinin en eski dönemleri ve Türkçenin yaşı üzerine yapılan bilimsel çalışmalarda konu edilen ve kaynak gösterilen önemli bir dönemdir. Omeljan Pritsak, Harvard Ukraynaca Araştırmaları dizisinde farklı kaynaklarda geçen Attila Hanedanı’na mensup Hunca 33 kişi adından 1982’de yayımlanan “The Hunnic Language of Attila Clan” başlıklı yazısında bahsetmiştir. Bu adlardan, 5-6. yüzyıllarda Latin kaynaklarından Jordanes ve Grek kaynaklarından Agathias’ta geçen Emnәçür, Elmingir, Elminçür kişi adlarının kökenleri ve anlamları üzerinde bir belirsizlik olduğu görülmektedir. Pritsak bu adların hem kişi adı hem de boy adı olarak kullanıldıkları yorumunu yapmaktadır. Özellikle adları oluşturan eklerin işlevsel olarak boy adı türetmede kullanıldıkları meselesine dikkati çekmektedir. Çalışmada Pritsak’ın konuyla ilgili görüşünden ve tarihî kaynaklardan yola çıkılarak Hunca Emnәçür, Elmingir, Elminçür adlarının kökeni üzerinde durulmuş ve yeni bir bakış açısıyla bu adlar açıklanmaya çalışılmıştır.
TÜRK HARP DİLİ VE EDEBİYATI SEMPOZYUMU BİLDİRİ KİTABI 21-22 HAZİRAN 2022, s. 71-79, 2023
Bu çalışma bilimsel araştırma ve etik kurallarına uygun olarak hazırlanmıştır. Bu çalışmada etik ... more Bu çalışma bilimsel araştırma ve etik kurallarına uygun olarak hazırlanmıştır. Bu çalışmada etik kurul izni veya yasal/özel izin gerektirecek bir içerik bulunmamaktadır.
Türkiyat Mecmuası / Journal of Turkology 32, 2 (2022): 523-538, 2022
XIII-XIV. yüzyıl Uygurlarından kalan ve Turfan ile çevresinde keşfedilmiş Eski Uygurca tarihî bel... more XIII-XIV. yüzyıl Uygurlarından kalan ve Turfan ile çevresinde keşfedilmiş Eski Uygurca tarihî belgeler arasında birçoğu Budist, bir kısmı Manihaist ve az sayıda Hristiyan Uygurlara ait pek çok şahsi (özel) mektup vardır. Bu mektupların az bir kısmı XX. yüzyılda Çin’de, Kansu Koridoru’ndaki Kara-hoto kalıntılarında, büyük bir bölümü ise Turfan vahasında veya Dunhuang’da ünlü Bin Buda (Mogao) Mağaraları’nda gün yüzüne çıkarılmıştır. Osman Fikri Sertkaya, o zamana kadar yaptığı envanter çalışmasına dayanarak 2012’de yayımladığı makalesinde 110 adet Uygurca mektup belirlediğini, kendi listesine dâhil etmediği Takao Moriyasu’nun çalışmalarında listelenen 40 mektubun da eklenmesiyle Eski Uygurca mektupların toplam sayısının 150 olduğunu söylemektedir. Bu mektupların Alman, Japon, Rus, Fransız, İngiliz, Türk vb. değişik uluslardan bilim adamları tarafından farklı zamanlarda yayımlandığı bilinse de konuyla ilgili en kapsamlı çalışma, 2019’da Japon tarihçi ve Türkolog Takao Moriyasu’nun, Turnhout’ta Brepols Publishers tarafından Berliner Turfantexte serisinin XLVI. (46.) cildi olarak - Doğu İpek Yolu’ndan Eski Uygur Mektuplarının Derlemi olarak Türkçeye çevirebileceğimiz - Corpus of the Old Uighur Letters from the Eastern Silk Road (= COUL) başlığıyla yayımlanan kitabıdır. Bu kitapta, 209 tane Eski Uygurca mektup fragmanının paleografik açıklamaları, transkripsiyonları, İngilizce çevirileri ve yazarın yorumları sunulmuştur. COUL’da mektuplar beş ana grupta değerlendirilmiş, aynı zamanda 7 tane mektup zarfı ve bunların üzerindeki metinler incelenmiştir. Bu yazıda, öncelikle Eski Uygur mektuplarının belirlenmesinde karşılaşılan zorluklara ve mektupların tespitinde göz önünde bulundurulan temel ölçütlere değinilecektir. Ardından Osman Fikri Sertkaya ile Takao Moriyasu’nun bazı sözlerden / söz kalıplarından / açılış ve bitiş formellerinden yola çıkarak oluşturdukları, mektupların sistematik bir yapı hâlinde formüllerle gösterilebilen kompozisyonlarına göre düzenlenmiş tasnifleri karşılaştırılacak ve hem benzer hem de farklı yönler belirlenmeye çalışılacaktır. Böylelikle Uygur mektuplarının sınıflandırılmasında temel ölçütleri oluşturan açılış ve bitiş kalıplarının sistematik bir şekilde ele alınıp belirlenmesinin ve formüllerle gösterilmesinin, henüz tanımlanmamış belgelerin sınıflandırılmasında ne gibi yararlarının olabileceği ifade edilecektir. Aynı zamanda, Eski Uygurca şahsi (özel) mektupların belirlenmelerinde ve sınıflandırılmalarında kolaylık sağlayabileceği varsayılan yeni bir öneride bulunulacaktır.
Türkoloji, (112): 74-91, 2022
Etimoloji denince akla iki yöntem gelmektedir: 1. Bilimsel yahut dilbilimsel etimoloji ve 2. Halk... more Etimoloji denince akla iki yöntem gelmektedir: 1. Bilimsel yahut dilbilimsel etimoloji ve 2. Halk etimolojisi. Ancak Polonyalı dilbilimci Marek Stachowski literatüre yeni bir etimoloji terimi daha kazandırmıştır: 3."Perceptual etymology (algısal etimoloji)". Stachowski, ilk kez 2021'de Studia Linguistica Universitatis Iagellonicae Cracoviensis 138 (4)'te yayımlanan "Perceptual etymology, or three Turkish culinary terms in Croatian and Slovene, and a Polish social term inteligencja 'intelligentsia'" başlıklı makalesinde ortaya attığı terimi, 2022 yılında aynı derginin 139 (1) numaralı sayısında yayımlanan "Perceptual etymology. A social aspect of etymological research" başlıklı yazısında açıklamaktadır. Bu çalışmada; bu yeni terimden habersiz, köken bilgisi açıklanan, Kâşgarlı (Barskanlı) Mahmud'un Dîvânu Lugâti't-Türk'ünde ْغا' ِم ,'ا ْغا' ِم َل 'ا ve Eski Uygurca mektup türünde belgelerde 'amga', 'il ımga' biçimlerinde geçen, "askerî valinin koruması, devlet sekreteri, devlet saymanı, hazinedar, vergi tahsildarı" gibi anlamlara sahip olan unvanlar, "algısal etimoloji" kavramı bağlamında yeniden ele alınmaktadır. Daha önce konuyla ilgili kaynaklardan yola çıkılarak sözcüğün, Çince bir unvan olan yaya'dan (押牙 / 押衙) ödünçleme yoluyla Çinli Tang Hanedanı zamanında Orta Çincedeki *im go dar telaffuzlu bir biçiminden Türkçeye geçtiği görüşünün kabul edildiği görülür. Bu unvanı, Sir G. Clauson 'ımğa', T. Takata 'ąmäga', N. Sims-Williams ile J. Hamilton''mγ' (amγa) ve T. Moriyasu amγa / ïmγa biçiminde göstermektedir. Burada söz konusu unvanın köken bilgisi; "algısal etimoloji" terimi, Eski Uygurca belgelerdeki yazımları, tarihî gelişimleri ve anlamları düşünülerek yeniden açıklanmaya ve unvanın, Türkçeye Çinceden değil, Hotan Sakacasından geçtiği gösterilmeye çalışılacaktır.
1. ULUSLARARASI TÜRKOLOJİ KONGRESİ: “ARAYIŞLAR VE YÖNELİMLER” 16-18 MAYIS 2022 BİLİDİRİ TAM METİN KİTABI, 2022
Bugün, dinî veya din dışı olanlar dâhil olmak üzere Eski Uygur belgeleri, BerlinBrandenburgische... more Bugün, dinî veya din dışı olanlar dâhil olmak üzere Eski Uygur belgeleri, BerlinBrandenburgische Akademie der Wissenschaften ve Berlin’deki Museum für Asiatische Kunst (eski adıyla Museum für Indische Kunst), Paris’teki Bibliothèque Nationale de France, Londra’daki İngiliz Kütüphanesi, Rusya Bilimler Akademisi Doğu Çalışmaları Enstitüsü St. Petersburg Şubesi, Kyoto’daki Ryūkoku Üniversitesi Ömiya Kütüphanesi, Turfan’daki Academia Turfanica (Turfan Müzesi), Urumçi’deki Sincan Uygur Özerk Bölgesi Müzesi, Dunhuang’daki Dunhuang Akademisi, Huhehot’daki İç Moğolistan Özerk Bölgesi Kültürel Miras ve Arkeoloji Enstitüsü, Pekin’deki Çin Ulusal Kütüphanesi ve Türkiye’deki İstanbul Üniversitesi gibi çeşitli kurumlar tarafından korunmaktadır. Bu belgeler, Turfan vahası dâhil Doğu Tianshan Bölgesi’nde ve çevresinde 9. yüzyılın ikinci yarısından 13. yüzyılın başına kadar gelişen Batı Uygur Kağanlığının insanları ve bu bölge Moğol İmparatorluğunun egemenliğine girdiğinde 13 ila 14. yüzyıl Uygurları (yani eski Batı Uygurları) tarafından yazılmıştır. Soğd alfabesinden türetilen Uygur alfabesi kullanılarak Eski Uygur Türkçesiyle yazılmış iki yüzden fazla mektup bulunmaktadır. Kâğıt kullanımı o zamanlar Avrupa’ya henüz yayılmamış olsa da bu mektupların tümü kâğıt üzerine yazılmıştır. Takao Moriyasu’nun verdiği bilgiye göre mürekkep, Çin’de kullanılana benzer, ancak mektuplar yazı fırçalarından ziyade kamış veya tahta kalemlerle yazılmıştır. Bu mektupların çoğu 20. yüzyılda Çin’de, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Turfan Çöküntüsü’nde veya Kansu’daki Dunhuang’da ünlü Bin Budaların Mogao Mağaraları’nda keşfedilmiştir ve az bir kısmı da Kansu Koridoru’ndaki Kara-hoto kalıntılarında ortaya çıkarılmıştır. Bu çalışmada adı geçen, okunan ve yorumlanan belge, bir özel mektuptur ve bu mektup, Berlin-Brandenburgische Akademie der Wissenschaften’e ait Turfan Koleksiyonunda U 5987 (COUL no. 201) katalog numarasıyla korunmaktadır. Bu belgenin içeriği, ilk kez 2009’da Raschmann’ın çalışmasında, daha sonra 2019’da Eski Uygurca özel mektupları bir araya getiren T. Moriyasu’nun Corpus’unda ele alınmıştır. Burada, bu belge ile ilgili bazı yeni okuma ve yorumlama önerilerinde bulunulmuştur.
Today, Old Uighur documents, including religious and non-religious ones, it is protected by various institutions such as Berlin-Brandenburgische Akademie der Wissenschaften and the Museum für Asiatische Kunst (formerly Museum für Indische Kunst) in Berlin, the Bibliothèque Nationale de France in Paris, the British Library in London , Institute of Oriental Studies of the Russian Academy of Sciences, St. Petersburg Branch, Ryūkoku University Ömiya Library in Kyoto, Academia Turfanica (Turfan Museum) in Turfan, Xinjiang Uyghur Autonomous Region Museum in Urumqi, Dunhuang Academy in Dunhuang, Inner Mongolia Autonomous Region Institute of Cultural Heritage and Archeology in Huhehot, the National Library of China in Beijing and Istanbul University in Turkey. These documents were written by the people of the Western Uighur Khaganate, which flourished in and around the Eastern Tianshan Region, including the Turfan oasis, from the second half of the 9th to the beginning of the 13th century, and by the 13th to 14th century Uighurs (i.e., the former Western Uighurs) when this region came under the rule of the Mongol Empire. There are more than two hundred letters written in Old Uighur Turkic using the Uighur alphabet derived from the Sogdian alphabet. Although the use of paper had not yet spread to Europe at that time, all these letters were written on paper. According to Takao Moriyasu, the ink is like that used in China, but letters were written with reed or wooden pens rather than writing brushes. Most of these letters were discovered in 20th century China, in the Turfan Depression in Xinjiang Uighur Autonomous Region, or in the famous Mogao Caves of the Thousand Buddhas at Dunhuang in Kansu, and a few were unearthed in the Kara-hoto ruins in the Kansu Corridor. The document mentioned, read, and interpreted in this study is a private letter and this letter is protected in the Turfan Collection of Berlin-Brandenburgische Akademie der Wissenschaften with catalog number U 5987 (COUL no. 201). The content of this document was first discussed in Raschmann’s work in 2009, and later in T. Moriyasu’s Corpus, which brought together Old Uighur private letters in 2019. Here are some new reading and interpretation suggestions for this document.
TÚRKOLOGIA / TÜRKOLOJİ, No:1 (109), 2022
There were private letters among the Uighur manuscripts in the Thousand Buddha Caves in Dunhuang.... more There were private letters among the Uighur manuscripts in the Thousand Buddha Caves in Dunhuang. It is seen that these letters have different contents from daily human relations to working life, from commerce to state administration. There are more than two hundred letters belonging to the Old Uighurs from different times. This study consists of presenting a document which is only given the text and translation of it in the doctoral thesis I have prepared on the Old Uighur letters and their vocabulary, and announcing updated information and comments about the document. The document mentioned, read and interpreted in this study is a letter and it is preserved in the Turfan Collection of the Berlin-Brandenburgische Akademie der Wissenschaften as U 5933 (T M 84 = COUL no. 172). This document was first examined by P. Zieme in 1975 and later by J. Wilkens in 2000. Finally, this document was discussed in T. Moriyasu’s Corpus, which brought together Old Uighur private letters in 2019. Considering the view that Moriyasu expresses as “I cannot understand the reason why Zieme and Wilkens regard it as a writing by a Manichaean”, some justifications defending this view are suggested here. In addition, some new reading and interpretation suggestions are made regarding this document.
«ТЮРКСКИЙ МИР: МАХМУД КАШГАРИ-БАРСКАНИ — ВЫДАЮЩИЙСЯ ТЮРКОЛОГ И ВЕЛИКИЙ ЭНЦИКЛОПЕДИСТ», 2021
Abstract: In Old Turkic, in the nominative case a name can be an indefinite object of a sentence ... more Abstract: In Old Turkic, in the nominative case a name can be an indefinite object of a sentence or a clause and this is also referred to as an accusative case without suffix. The definite object case is formed by adding the suffixes +g/+ġ to the stems without possessive suffix, the suffix +n to the stems with possessive suffixes; and very rarely by adding +nI after the personal and demonstrative pronouns in the plural case and it is provided by the addition of +I after the personal and the demonstrative pronouns in the singular case. In this study, the examples of the usage of consecutive accussative case suffixes in Old Turkic inscriptions (KT South 8-9, BQ North 6-7, T 9, BQ South 9 and KT East 36) have been given and the opinions on the readings of some expressions in Old Turkic inscriptions were presented. Furthermore the idea that this usage fulfills the appositival function is expressed again and the objection on this issue was answered. Keywords: Old Turkic, inscriptions, consecutive accusative case, appositival function. Аннотация: В древнетюркском языке, имя в именительном падеже может быть неопределенным объектом предложения или оговорки и также это правило называют винительным падежом без суффикса. В определенном конкретном случае он формируется путем добавления суффиксов + g / + ġ к корню без притяжательных суффиксов, добавлением суффикса + n к корню с притяжательными суффиксами; и очень редко, добавлением + nI после личных и указательных местоимений во множественном числе и добавлением + I после личных и указательных местоимений в единственном числе. В этом исследовании, приведены примеры использования последовательных суффиксов винительного падежа на древнетюркских надписях (КТ Юг 8-9, БК Север 6-7, Т 9, БК Юг 9 и КТ Восток 36) и были представлены мнения о чтении некоторых выражений на древнетюркских надписях. Кроме того, опять выражено мнение о том, что такое использование суффиксов выполняет аппозитивную функцию и на возражение по этому вопросу был дан ответ. Ключевые слова: Древнетюркский, надписи, последовательный винительный падеж, аппозитивная функция.
«ТЮРКСКИЙ МИР: МАХМУД КАШГАРИ-БАРСКАНИ — ВЫДАЮЩИЙСЯ ТЮРКОЛОГ И ВЕЛИКИЙ ЭНЦИКЛОПЕДИСТ», 2021
Аннотация: Бул макалада Орто кылымдардагы эң маданияттуу жана илим-билимдүү мамлекеттердин бири б... more Аннотация: Бул макалада Орто кылымдардагы эң маданияттуу жана илим-билимдүү мамлекеттердин бири болгон Карахандар кагандыгынын гүлдөгөн доорунда жашаган жана эң көрүнүктүү эмгекти мурастап кеткен Махмуд Кашгари-Барсканинин Тегерек картасы кыргыз тилине анын түп нускасынан которууда жүргүзүлгөн изилдөө иш-аракеттеринин натыйжасында ал бүтүн көрүнүшүндө толугу менен которулгандыгы жөнүндө баяндалды. Өзөк сөздөр: жер аталыштары, тегерек карта, түп нуска, тарыхый жана маданий мурас. Аннотация: В данной статье описывается перевод с оригинала на кыргызский язык круглой карты мира, созданной выдающимся фольклористом, учёным-энциклопедистом Махмудом Кашгари-Барскани, который жил в Караханидском каганате, самой культурной и высокообразованной стране Средневековья. Карта переведена с полной версии оригинала. Ключевые слова: названия земель, круглая карта, оригинал, историческое и культурное наследие. Annotation: This article describes the translation from the original into the Kyrgyz language of a round map of the world created by the eminent Mahmud Kashgari-Barskani who lived in the Karakhanid Kaganate, the most cultured and highly educated country in the Middle Ages. Map of the translation in the full version of the original. Keywords: names of lands, a round map, the original, historical and cultural heritage.
IX. ULUSLARARASI ТÜRKOLOJİ KONGRESİ Türk Kültür ve Medeniyetinin Sürekliliği (20-22 Ekim 2021) BİLDİRİ KİTABI IX ХАЛЫҚАРАЛЫҚ ТҮРКОЛОГИЯ КОНГРЕСІ Түркі мәдениеті мен өркениетінің сабақтастығы (20-22 Қазан 2021) МАТЕРИАЛДАРДЫҢ ЖИНАҒЫ, 2021
A written document sent by a person to another person for communication is called a letter, and a... more A written document sent by a person to another person for communication is called a letter, and also a written document that is artistic, fancy and prose or verse in classical literature with the same principles is called a literary letter. In addition to being a communication tool, the letter is a language data that conveys the past to the present in terms of its form and spelling qualities, and is a literary document that has gained an identity according to the style of its author. The letter is seen as a literary genre in the literature of almost every nation in the world. It is classified according to criteria such as language quality, spelling and style, and evaluated in scientific methods and techniques of linguistics in various groups. According to our historical information, although it is known that the Turks used the letter type during the Huns and Köktürks, the first letter samples that were found in the Turkish written language are the letters that remained from the Manichaean and Buddhist (and also, from a small number of Christians) Old Uighur Turks, that were written in the Old Turkish period (7th-13th centuries) and usually partially preserved. The fragment mentioned, read and interpreted in this study is preserved in the Turfan Collection of the Berlin-Brandenburgische Akademie der Wissenschaften as Ch/U 7426 (T II T 1353). This fragment was first published by P. Zieme in 1995. Finally, it was discussed in T. Moriyasu’s Corpus, which brought together Old Uighur private letters in 2019. This example of the letter, written in cursive style by Old Uighur letters, on the back of a dark yellow paper cut from the Chinese block print, and has important data on the icon culture in Buddhist Turks, firstly begins with the name of the recipient. The letter then specifies the sender’s name, the address / location of the sender, the greeting, and finally the purpose or request. In this letter, the sender addresses another second person and asks him a question. The letter in question is interrupted with the phrase ‘yänä sözüm’, possibly to indicate a new request. It is understood that the original purpose of this letter of the sender is to ask for ‘six rite (tapıg) icons (or objects)’ from the receiver. These ‘six rite (tapıg) icons (or objects)’ are; 1) Vajravidāraṇa statue, 2) Vajrapāṇi model, 3) Vajrapāṇi statue, 4) Māriči figure, 5) bell and 6) vajra. The sender asks the aforementioned person, Sävinč Kaya, why he still has not sent ‘munčuk ~ mončuk’ (jewel or a Buddhist rosary) to him, if he had promised before. This letter indicates that, in terms of content, the Turks had an iconic culture based on doctrine and as a requirement of this doctrine, in which they believed in the Uighur period, when their faith in Buddhism was strong. Keywords: Turkish History, Old Uighurs, Buddhism, Turfan, letter.
Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2022
In this study, the article titled "Török versek-Yunus Emréről, az Ómagyar Mária-siralom idejéből"... more In this study, the article titled "Török versek-Yunus Emréről, az Ómagyar Mária-siralom idejéből" ("Poems in Turkish-by Yunus Emre, from the time of the Mourning of the Virgin Mary in Old Hungarian") written by László Tusnády in the 5th (May) issue of the year 2019 of Búvópatak magazine with a civil, cultural and social content, which has been published monthly for 18 years in Hungarian, is the subject. Hungarian article is written between 15-19th pages of the journal, with two columns on each page. The sufi Turkish poet Yunus Emre, who lived in Anatolia in the 13th century, influenced not only the Turkish-Islamic world but also societies of different cultures and beliefs with his poems in which he spread the teaching of love. Tusnády's article is one of the best examples of this effect, written recently with the Christian Western understanding of the 21st century. Yunus Emre is a dervish-poet who seeks the divine essence in Anatolia, right in the middle of the intellectual resources and heritage of the East and the West. In his art, theology and philosophy merge. Here, it is explained how Tusnády, as a Western Christian but Hungarian writer, who speaks Turkish and is familiar with the Turkish-Islamic civilization, deals with Yunus Emre's mentality and influence on a universal scale, independent of space and time.
SDÜ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ, 2021
Eylem-tamlayıcı ilişkisi denilince akla ilk gelen araştırmacı, Fransız Lucien Tesnière'dir (1893-... more Eylem-tamlayıcı ilişkisi denilince akla ilk gelen araştırmacı, Fransız Lucien Tesnière'dir (1893-1954). Modern bağımsal dil bilgisinin (dependency grammar) ve valenz teorisinin (valency theory) kurucusu sayılan Tesnière, cümlede yer alan eylemden yola çıkarak öteki ögeleri eyleyen (actants) ve tümleyen (circontants) biçiminde ikiye ayırmakla birlikte, eylemlerin belirli sayıda eyleyen alma niteliğini atomun birleşim değeriyle karşılaştırmış, eyleyenleri zorunlu, tümleyenleri ise seçimli şeklinde nitelemiştir. Bu çalışmada öncelikle, Eski Türkçe (Kök-Türkçe ve Eski Uygur Türkçesi) Dönemi'ne ait yazıtlarda ve metinlerde tur-biçiminde gördüğümüz eylemin kökeni üzerinde durulmuş, ardından eylem (fiil)-tamlayıcı ilişkisi bakımından tur-eyleminin ve türevlerinin tamlayıcıları ile yazıtlardan ve metinlerden alınmış bunlarla ilgili örnekler sunulmuştur. Böyle bir çalışmanın yapılmasının amacı, Eski Türkçe araştırmalarındaki eksikliği giderme isteği sonucunda gelecekte ortaya çıkarılabilecek bir Eski Türkçede eylemlerin istem sözlüğüne katkı yapmaktır.
DİCLE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DERGİSİ , 2021
In this article, first of all, the opinions about the origin of the verb uk-, which we encounter ... more In this article, first of all, the opinions about the origin of the verb uk-, which we encounter in the written resources of the Old Turkic (Kök-Turkic and Old Uighur Turkic) Period of Turkish in its historical development and it is accepted by many researchers that it means only “to understand, to comprehend; to know” and has seen also as a part of a reduplication (hendiadyoin) because it has a close meaning with the verb bil- in historical texts, are included. Despite it is evaluated as “a mistake” by some researchers that the spelling WKGLI in the 28th line of the eastern side of the Bilge Kagan Inscription was read by Radloff as ukgalı giving the meanings “to listen, to obey, to bow, to comply” and iterating these meanings later by Malov also, today it is seen that the verb has the meaning “to listen, to obey” in Teleüt dialect, and “to hear, to listen” in addition to the meaning “to understand” in New Uighur Turkic. Considering Altun Yaruk, Huastuanift, Maitrisimit and one of the texts found in the Old Uighur Turkic manuscripts collection in St. Petersburg, at the same time previously published by L. Ju. Tugusheva in 1971 and by Sir G. Clauson in 1973, the expression “bitig ötügüŋüzteki sogtular tilinteki kayu ogurlug sav söz erti erser barça uka y(a)rlık(a)d(ı)m(ı)z” in the fragment numbered SI 2 Kr 17 II and Sutra Obshchıniy Belogo Lotosa – Tyurkskaya Versiya (Turkish Version of the White Lotus Congregation Sutra) published by L. Ju. Tugusheva, the meanings of this verb in historical texts were emphasized, and then the complements of the verb uk- and its derivative uktur- in terms of verb-complementary relationship. and examples taken from the texts are presented. The purpose of such a study is to contribute to a detailed valency dictionary of verbs in Old Turkic that can be prepared by one or more researchers in the future.
Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Dergisi, 2021
ABSTRACT The Old Uighur individual letters were among the manuscripts found in the Thousand Bud... more ABSTRACT
The Old Uighur individual letters were among the manuscripts
found in the Thousand Buddha Caves in Dunhuang. It is seen that the
Old Uighur letters identified were written on the issues of human
relations, work life, state administration, trade, agriculture and daily
life. There are more than two hundred letters from the Buddhist,
Manichaean and Christian surroundings. This study consists of
reviewing and presenting the two titles in the doctoral dissertation we
prepared on Old Uighur letters and announcing the updated results of
the this part of the research. The vocabulary of the letters was
compared with the vocabulary of Khakas through related studies and
dictionaries and traceable (common) words were determined. In
addition, the common Old Uighur and Khakassian words were
evaluated according to Morris Swadesh’s final 100-words list
published in 1971. We can explain the reasons for this comparison by
the fact that Khakas, which is in the azaq / taγlïγ group of Turkish
dialects, together with Yellow Uighur and Fu-yu Kyrgyz, is one of the
closest contemporary Turkish dialects to Old Uighur today, after
Yellow Uighur, which is not a written language, and by requirement
to describe this aspect of Old Uighur-Khakas language relations.
Keywords: Old Uighur, letters, Khakassian, vocabulary, Swadesh list.
ÖZET
Eski Uygurca özel mektuplar, Dunhuang’da yer alan Bin Buda
Mağaraları’ndaki yazmalar arasında bulunmaktaydı. Bu mektupların
insan ilişkileri, çalışma hayatı, devlet idaresi, ticaret, tarım ve günlük
hayat gibi değişik içeriklere sahip olduğu görülmektedir. Budist,
Manihaist ve Hristiyan çevrelerine ait iki yüzden fazla mektup
bulunmaktadır. Bu çalışma, Eski Uygurca mektuplar üzerine
hazırlamış olduğumuz doktora tezindeki iki başlığın gözden
geçirilerek sunulmasından ve araştırmanın bu bölümünün
güncellenmiş sonuçlarının duyurulmasından oluşmaktadır.
Mektupların söz varlığı, ilgili çalışmalar ve sözlükler aracılığıyla
Hakasçanın söz varlığı ile karşılaştırılmıştır ve izlenebilir (ortaklaşan)
sözler belirlenmiştir. Ayrıca Eski Uygurca-Hakasça ortak sözcükler,
Morris Swadesh’in 1971’de yayımlanan son 100 kelimelik listesine
göre değerlendirilmiştir. Bu karşılaştırmanın yapılma nedenini, Sarı
Uygurca ve Fu-yü Kırgızcası ile birlikte Türk lehçelerinin azaḳ / taġlıġ
grubunda yer alan Hakasçanın, bugün Eski Uygurcaya, yazı dili
olmayan Sarı Uygurcadan sonra en yakın çağdaş Türk lehçelerinden
biri olmasıyla ve Eski Uygurca-Hakasça dil ilişkilerinin bu yönünün
betimlenmesi gerekliliğiyle açıklayabiliriz.
Anahtar kelimeler: Eski Uygurca, mektuplar, Hakasça, söz varlığı,
Swadesh listesi
Актуальные вопросы тюркологических исследований: Международные научные конференции XXXIII и XXXIV Кононовские чтения, 2020
In this study, the word bošγutčï “teacher; student” which was seen in Old Uighur manuscripts and ... more In this study, the word bošγutčï “teacher; student” which was seen in Old Uighur manuscripts and used in religious terminology is discussed. The base bošγut “educating, teaching, informing”, from which bošγutčï derives, comes from a hypothetical verb bošγu-, according to the researchers. The researchers came to this idea from the verbs bošγu-r- “to teach, to educate” and bošγu-n- “to learn, to study, to be educated” in Old Turkic. R. Rahmeti Arat went one step further and based bošγut on boš. Some researchers suppose the origin of the word *bošγu- in relation to the word bušï < Chinese 布施 bù shī. Kipchak word pošγut “laborer, casual worker” is the extension of the words bošγutčï in Old Uighur and bošγut “apprentice” in Karakhanid. The word is not encountered after the period of Kipchak. As a result, the structure and origin of the word bošγutčï has been re explained through previous informations briefly here.
Key words: Old Turkic, Old Uighur, Chinese, etymology, bošγutčï, teacher, student.
Аннотация: В данной работе исследуется слово bošγutčï «учитель; ученик», которое встречалось в древнеуйгурских рукописях и использовалось в религиозной терминологии. По мнению исследователей, основа bošγut «обучение, преподавание, информирование», от которого происходит bošγutčï, происходит от гипотетического глагола bošγu-. Исследователи пришли к этой форме, выводя из глаголов bošγur- «учить, обучать» и bošγu-n- «учить, учиться, получать образование» на древнетюркском языке. Р. Рахмети Арат пошел еще дальше и произвел bošγut от boš. Некоторые исследователи предполагают происхождение слова *bošγu- по отношению к слову bušï < китайский 布施 bù shī. Кипчакское слово pošγut «рабочий, случайный работник» является продолжением слова bošγutčï в древнеуйгурском и bošγut «ученик» в Караханиде. Слово не встречается после периода кипчаков. В статье структура и происхождение слова bošγutčï рассмотрено заново с необходимыми пояснениями.
Ключевые слова: древнетюркский, древнеуйгурский, китайский, этимология, bošγutčï, учитель, ученик.
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi / TURKISH WORLD Journal of Language and Literature, 2020
An Evaluation on the Old Uighur and Chinese Translations of Suvarṇaprabhāsa-sūtra (Between 149th-... more An Evaluation on the Old Uighur and Chinese Translations of Suvarṇaprabhāsa-sūtra (Between 149th-171st Lines of 15th Chapter)
Abstract
In this study, Sanskrit Suvarṇaprabhāsa-sūtra, which was a sutra book of Mahāyāna Buddhism (大乘佛教 Dàshèng Fójiào) and translated into Chinese by Yì Jìng and from Chinese into Old Uighur by Shingko Sheli Tutung, is known as the Old Uighur name, Altun Yaruq (Golden Light) Sutra, the remaining part between 149th-171st lines of Chapter 15 titled as sarasvati atl(ı)g t(e)ŋri kızı ötüg ötünmek “the requesting (/presentation) of the goddess named as Sarasvati” of this sutra book is discussed. The aim of this study is to make a comparative evaluation by considering two translation texts on the basis of the questions “Should the translation be verbum e verbu, the word for word or sensum exprimere de sensu, the translation of meaning?” However, it is also aimed to briefly explain some of the basic concepts of Buddhism such as toyın, nom ėligi etc. in the Old Uighur text and 呪 zhòu, 菩提 pútí etc. in the Chinese text, and to reach some conclusions about the translation attitude of Shingko Sheli Tutung on the basis of this sample. Firstly, theoretical information about the subject is presented here. Then, since the path followed in the study was text comparison, the texts of comparative translation in Old Uighur & Chinese of the part between 149th-171st lines of the 15th Chapter of Altun Yaruq and the translations of these texts into Turkish in Turkey were given respectively. Later, the explanations about the texts were made and the results of the comparative evaluation were tried to be presented. In addition, the fragments from Turfanforschung Digitales Turfan-Archiv [Turfan Research Digital Turfan Archive] and Radlov-Malov publication are given in the appendix section at the end of the article so that the researchers can easily access the relevant documents.
Keywords: Old Turkic, Old Uighur, Chinese, translation studies, Altun Yaruq.
Öz
Bu çalışmada, Mahāyāna Budizmine (大乘佛教 Dàshèng Fójiào) ait bir sutra kitabı olan ve Yì Jìng tarafından Çinceye, Şingko Şeli Tutung tarafından Çinceden Eski Uygurcaya çevrilen Sanskritçe Suvarṇaprabhāsa-sūtra’nın, Eski Uygurca bilinen adıyla Altun Yaruk (Altın Işık) Sutrası’nın, sarasvati atl(ı)g t(e)ŋri kızı ötüg ötünmek “Sarasvati adlı tanrıça(nın) ricada bulunması (/arz edişi)” başlığını taşıyan 15. Bölümünün 149-171. satırları arasında kalan parçaları ele alınmıştır. Özellikle bugüne kadar çeviribilim içerisinde tartışılagelen “verbum e verbu, sözcüğü sözcüğüne çeviri mi olmalı yoksa sensum exprimere de sensu, anlamın çevirisi mi olmalı?” soruları temelinde iki çeviri metin göz önüne alınmış ve karşılaştırmalı bir değerlendirmenin yapılması amaçlanmıştır. Bununla birlikte, Eski Uygurca metinde geçen toyın, nom ėligi vb. ile Çince metinde geçen 呪 zhòu, 菩提 pútí vb. gibi Budizmin temel kavramlarından bazılarının kısaca açıklanması ve bu örneklem temelinde Şingko Şeli Tutung’un çeviri tutumuyla ilgili bazı çıkarımlara ulaşılması da amaçlanmıştır. Burada öncelikle konuyla ilgili kuramsal bilgiler sunulmuştur. Ardından, çalışmada izlenen yol metin karşılaştırması olduğundan, Altun Yaruk’un 15. Bölümünün 149-171. satırları arasındaki parçanın Eski Uygurca-Çince karşılaştırmalı çeviri metinleri ile Türkiye Türkçesine aktarmaları sırasıyla verilmiştir ve metinlerle ilgili açıklamalar yapılarak karşılaştırmalı değerlendirmenin sonuçları sunulmaya çalışılmıştır. Ayrıca araştırmacıların konuyla ilgili belgelere rahatça ulaşabilmesi için Turfanforschung Digitales Turfan-Archiv’den [Turfan Araştırmaları Dijital Turfan Arşivi] ve Radlov-Malov yayınından alınan fragmanlar, yazının sonunda bulunan ekler kısmında verilmiştir.
Anahtar sözcükler: Eski Türkçe, Eski Uygurca, Çince, çeviribilim, Altun Yaruk.
Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Dergisi, 2019
It is very exciting and important that a unique collection including Hebrew and Arabic documents,... more It is very exciting and important that a unique collection including Hebrew and Arabic documents, hailing from all over the Mediterranean countries, especially from the 11th through the 13th centuries, has been found in the so-called Cairo Geniza or Genizah. The Hebrew word geniza (or genizah) [ גניזה ] (“hiding” or “hidingplace”) means a storage area or a storeroom in a Jewish synagogue and cemetery. These geniza places are designated for the temporary storage of worn-out Hebrew-language books and papers on religious topics before proper cemetery burial. According to the information given by Cambridge University Digital Library, it is located there, one of these geniza documents which is numerated as T-S H5.111 and it is written in Hebrew and Arabic. In this article, we try to explain the Arabic verso page of this document which mentions an “affair of the Turks”. We want to point this issue out to Turkish researchers especially. Furthermore we discuss some new opinions.
Түрк Дүйнөсү: Билим - өнөр булагы конференциясы, pp. 105-117, Bishkek, Kyrgyzstan. [Unfortunately the runes and notes in the paper were not appeared on the publication./Maalesef yayında runik font ve dipnotlar görünmüyor.), 2018
В кёк-тюркском языке имя в именительном падеже может быть неопределенным объектом предложения или... more В кёк-тюркском языке имя в именительном падеже может быть неопределенным объектом предложения или оговорки. Также это правило называют винительным падежом без суффикса. В определенном конкретном случае он формируется путем добавления суффиксов + g / + ġ к корню без притяжательных суффиксов, добавлением суффикса + n к корню с притяжательными суффиксами; и очень редко, добавлением + nI после личных и указательных местоимений во множественном числе и добавлением + I после личных и указательных местоимений в единственном числе.
В литературе мы видим, что у суффиксов + nI и + I существует согласование только относительно суффикса + nI, за исключением работ нескольких исследователей. Большинство исследователей согласны с тем, что + I, встречающееся в древнем анатолийском тюркском языке, является результатом добавления суффикса соединительного гласного, и опусканием / g /, / ġ / с преобразованием + (X) g / + (X) ġ> + I. В этом исследовании обсуждается данное широко распространенное мнение, наряду с возражениями по нему.
Приведены примеры использования последовательных суффиксов винительного падежа в кёк-тюркском языке и выражено мнение о том, что такое использование суффиксов выполняет аппозитивную функцию. Кроме того, были представлены мнения о чтении некоторых выражений на древнетюркских надписях.
In Kök Turkic a name in the nominative case can be an indefinite object of a sentence or a clause. This is also referred to as an accusative case without suffix. The definite object case is formed by adding the suffixes +g/+ġ to the stems without possessive suffix, the suffix +n to the stems with possessive suffixes; and very rarely by adding +nI after the personal and demonstrative pronouns in the plural case and it is provided by the addition of +I after the personal and the demonstrative pronouns in the singular case.
In the literature we see that on the +nI and +I suffixes, there is only a consensus on the existence of the +nI suffix after only a few except for a few researchers. Most researchers accept that +I, seen in Old Anatolian Turkic, is the result of the being suffix of connective vowel, the drop of /g/, /ġ/ with the development of +(X)g/+(X)ġ > +I. In this study, this widespread opinion and the objections are discussed.
The examples of the use of consecutive accussative case suffixes in Kök Turkic have been given and the view that this use fulfills the appositival function is expressed. Furthermore the opinions on the readings of some expressions in Old Turkic inscriptions were presented.
Key words: Old Turkic, Kök Turkic, consecutive accusative, appositival function.
Kök-Türkçede yalın durumdaki bir ad, bir cümleciğin ya da cümlenin belirsiz nesnesi olabilir. Buna eksiz belirtme durumu da denir. Belirli nesne durumu ise; iyelik eksiz gövdelere +g/+ġ, iyelik ekli gövdelere +n eklerinin; çok seyrek olarak da çokluk kişi ve işaret adıllarından sonra +nI; teklik kişi ve işaret adıllarından sonra +I ekinin getirilmesiyle sağlanmaktadır.
Literatürde +nI ve +I ekleri üzerine, çok az sayıda araştırmacı dışında yalnızca adıllardan sonra +nI ekinin varlığı üzerinde görüş birliği olduğunu görmekteyiz. Araştırmacıların çoğu, Eski Anadolu Türkçesinde görülen +I ekinin, +(X)g/+(X)ġ > +I gelişmesiyle /g/, /ġ/ seslerinin düşmesi, bağlayıcı ünlünün ekleşmesi sonucu oluştuğunu kabul etmektedir. Bu çalışmada bu yaygın görüş ve itirazlar ele alınmıştır.
Kök-Türkçede ardışık belirtme durumu eklerinin kullanıldığı örnekler verilmiş ve bu kullanımın açıklama işlevini yerine getirdiği görüşü ifade edilmiştir. Ayrıca Eski Türk yazıtlarındaki bazı ifadelerin okunuşlarıyla ilgili görüşler sunulmuştur.
International Journal of Language Academy, 2018
Our examination is the part of a large work handling the accusative case in the linguistic materi... more Our examination is the part of a large work handling the accusative case in the linguistic materials of the Old Turkic which consists Čoyr, Köl Tigin, Bilge Kagan, Tunyuquq, Ongi, Köli Čor, Süci, Šine-Usu, Taryat, Tes, Yenisey and Kyrgyzstan inscriptions, and also the fortune book called Irk Bitig which are written by Old Turkic (runic) alphabet and according to the informations in the sources written on them. In Old Turkic inscriptions a name in the nominative case can be an indefinite object of a sentence or a clause. This is referred to as an accusative case without suffix. And the definite object case is formed by adding the suffixes +g/+ġ to the stems without possessive suffix, the suffix +n to the stems with possessive suffixes. This case is also formed very rarely by adding +nI after the personal and demonstrative pronouns in the plural case and +I after the personal and the demonstrative pronouns in the singular case. It is known that different works have been done since the end of the 19th century and especially from the beginning of the 20th century on the Old Turkic inscriptions. Nowadays these works are carried out by field researchers intensely. However, in addition to reading and interpretation problems related to the inscriptions, phonetic and morphological discussions still remain. Reading problems are especially focused on the words that we cannot trace in today's vocabulary with damaged parts, while the problems of interpretation focus on the translations without taking into consideration the structure of Turkish language. In this study, accusative suffixes were explained using the method of the surveying literature in an approach that addresses the problems of reading and translation in relation to the Old Turkic inscriptions, and the opinions on the readings of the expressions in Köl Tigin East 38th and Tunyuquq 23rd lines were presented. By these arguments, it is aimed to point to translation problems in Old Turkic researches and to contribute to the morphological studies of Old Turkic.
Prof. Dr. Zeki Kaymaz Armağanı, 2023
Turkology
When it comes to etymology, two methods come to mind: 1. Scientific or linguistic etymology and 2... more When it comes to etymology, two methods come to mind: 1. Scientific or linguistic etymology and 2. Folk etymology. However, the Polish linguist Marek Stachowski introduced a new etymology term to the literature: 3.”Perceptual etymology”. Stachowski explains the term, which he coined for the first time in his article titled “Perceptual etymology, or three Turkish culinary terms in Croatian and Slovene, and a Polish social term inteligencja ‘intelligentsia’” published in Studia Linguistica Universitatis Iagellonicae Cracoviensis 138 (4) in 2021, in his article titled “Perceptual etymology. A social aspect of etymological research” published in issue 139 (1) of the same journal in 2022. In this study; unaware of this new term, the origin information of which is explained, 'اِمْغا', 'اَلِمْغا' in the Diwanu Lugati’t-Turk of Kashgari (Barskani) Mahmud and the titles ‘amγa’, ‘il ïmγa’ in Old Uighur letter documents, which mean “guard of the military governor, secretary of ...
Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Sempozyumu Bildiri Tam Metin Kitabı 2. CİLT: TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI, Editörler: Doç. Dr. İbrahim Şahin – Doç. Dr. Atıf Akgün, 2022, ss. 393-398, 2022
Hun dili devri, Türk dilinin en eski dönemleri ve Türkçenin yaşı üzerine yapılan bilimsel çalışma... more Hun dili devri, Türk dilinin en eski dönemleri ve Türkçenin yaşı üzerine yapılan bilimsel çalışmalarda konu edilen ve kaynak gösterilen önemli bir dönemdir. Omeljan Pritsak, Harvard Ukraynaca Araştırmaları dizisinde farklı kaynaklarda geçen Attila Hanedanı’na mensup Hunca 33 kişi adından 1982’de yayımlanan “The Hunnic Language of Attila Clan” başlıklı yazısında bahsetmiştir. Bu adlardan, 5-6. yüzyıllarda Latin kaynaklarından Jordanes ve Grek kaynaklarından Agathias’ta geçen Emnәçür, Elmingir, Elminçür kişi adlarının kökenleri ve anlamları üzerinde bir belirsizlik olduğu görülmektedir. Pritsak bu adların hem kişi adı hem de boy adı olarak kullanıldıkları yorumunu yapmaktadır. Özellikle adları oluşturan eklerin işlevsel olarak boy adı türetmede kullanıldıkları meselesine dikkati çekmektedir. Çalışmada Pritsak’ın konuyla ilgili görüşünden ve tarihî kaynaklardan yola çıkılarak Hunca Emnәçür, Elmingir, Elminçür adlarının kökeni üzerinde durulmuş ve yeni bir bakış açısıyla bu adlar açıklanmaya çalışılmıştır.
TÜRK HARP DİLİ VE EDEBİYATI SEMPOZYUMU BİLDİRİ KİTABI 21-22 HAZİRAN 2022, s. 71-79, 2023
Bu çalışma bilimsel araştırma ve etik kurallarına uygun olarak hazırlanmıştır. Bu çalışmada etik ... more Bu çalışma bilimsel araştırma ve etik kurallarına uygun olarak hazırlanmıştır. Bu çalışmada etik kurul izni veya yasal/özel izin gerektirecek bir içerik bulunmamaktadır.
Türkiyat Mecmuası / Journal of Turkology 32, 2 (2022): 523-538, 2022
XIII-XIV. yüzyıl Uygurlarından kalan ve Turfan ile çevresinde keşfedilmiş Eski Uygurca tarihî bel... more XIII-XIV. yüzyıl Uygurlarından kalan ve Turfan ile çevresinde keşfedilmiş Eski Uygurca tarihî belgeler arasında birçoğu Budist, bir kısmı Manihaist ve az sayıda Hristiyan Uygurlara ait pek çok şahsi (özel) mektup vardır. Bu mektupların az bir kısmı XX. yüzyılda Çin’de, Kansu Koridoru’ndaki Kara-hoto kalıntılarında, büyük bir bölümü ise Turfan vahasında veya Dunhuang’da ünlü Bin Buda (Mogao) Mağaraları’nda gün yüzüne çıkarılmıştır. Osman Fikri Sertkaya, o zamana kadar yaptığı envanter çalışmasına dayanarak 2012’de yayımladığı makalesinde 110 adet Uygurca mektup belirlediğini, kendi listesine dâhil etmediği Takao Moriyasu’nun çalışmalarında listelenen 40 mektubun da eklenmesiyle Eski Uygurca mektupların toplam sayısının 150 olduğunu söylemektedir. Bu mektupların Alman, Japon, Rus, Fransız, İngiliz, Türk vb. değişik uluslardan bilim adamları tarafından farklı zamanlarda yayımlandığı bilinse de konuyla ilgili en kapsamlı çalışma, 2019’da Japon tarihçi ve Türkolog Takao Moriyasu’nun, Turnhout’ta Brepols Publishers tarafından Berliner Turfantexte serisinin XLVI. (46.) cildi olarak - Doğu İpek Yolu’ndan Eski Uygur Mektuplarının Derlemi olarak Türkçeye çevirebileceğimiz - Corpus of the Old Uighur Letters from the Eastern Silk Road (= COUL) başlığıyla yayımlanan kitabıdır. Bu kitapta, 209 tane Eski Uygurca mektup fragmanının paleografik açıklamaları, transkripsiyonları, İngilizce çevirileri ve yazarın yorumları sunulmuştur. COUL’da mektuplar beş ana grupta değerlendirilmiş, aynı zamanda 7 tane mektup zarfı ve bunların üzerindeki metinler incelenmiştir. Bu yazıda, öncelikle Eski Uygur mektuplarının belirlenmesinde karşılaşılan zorluklara ve mektupların tespitinde göz önünde bulundurulan temel ölçütlere değinilecektir. Ardından Osman Fikri Sertkaya ile Takao Moriyasu’nun bazı sözlerden / söz kalıplarından / açılış ve bitiş formellerinden yola çıkarak oluşturdukları, mektupların sistematik bir yapı hâlinde formüllerle gösterilebilen kompozisyonlarına göre düzenlenmiş tasnifleri karşılaştırılacak ve hem benzer hem de farklı yönler belirlenmeye çalışılacaktır. Böylelikle Uygur mektuplarının sınıflandırılmasında temel ölçütleri oluşturan açılış ve bitiş kalıplarının sistematik bir şekilde ele alınıp belirlenmesinin ve formüllerle gösterilmesinin, henüz tanımlanmamış belgelerin sınıflandırılmasında ne gibi yararlarının olabileceği ifade edilecektir. Aynı zamanda, Eski Uygurca şahsi (özel) mektupların belirlenmelerinde ve sınıflandırılmalarında kolaylık sağlayabileceği varsayılan yeni bir öneride bulunulacaktır.
Türkoloji, (112): 74-91, 2022
Etimoloji denince akla iki yöntem gelmektedir: 1. Bilimsel yahut dilbilimsel etimoloji ve 2. Halk... more Etimoloji denince akla iki yöntem gelmektedir: 1. Bilimsel yahut dilbilimsel etimoloji ve 2. Halk etimolojisi. Ancak Polonyalı dilbilimci Marek Stachowski literatüre yeni bir etimoloji terimi daha kazandırmıştır: 3."Perceptual etymology (algısal etimoloji)". Stachowski, ilk kez 2021'de Studia Linguistica Universitatis Iagellonicae Cracoviensis 138 (4)'te yayımlanan "Perceptual etymology, or three Turkish culinary terms in Croatian and Slovene, and a Polish social term inteligencja 'intelligentsia'" başlıklı makalesinde ortaya attığı terimi, 2022 yılında aynı derginin 139 (1) numaralı sayısında yayımlanan "Perceptual etymology. A social aspect of etymological research" başlıklı yazısında açıklamaktadır. Bu çalışmada; bu yeni terimden habersiz, köken bilgisi açıklanan, Kâşgarlı (Barskanlı) Mahmud'un Dîvânu Lugâti't-Türk'ünde ْغا' ِم ,'ا ْغا' ِم َل 'ا ve Eski Uygurca mektup türünde belgelerde 'amga', 'il ımga' biçimlerinde geçen, "askerî valinin koruması, devlet sekreteri, devlet saymanı, hazinedar, vergi tahsildarı" gibi anlamlara sahip olan unvanlar, "algısal etimoloji" kavramı bağlamında yeniden ele alınmaktadır. Daha önce konuyla ilgili kaynaklardan yola çıkılarak sözcüğün, Çince bir unvan olan yaya'dan (押牙 / 押衙) ödünçleme yoluyla Çinli Tang Hanedanı zamanında Orta Çincedeki *im go dar telaffuzlu bir biçiminden Türkçeye geçtiği görüşünün kabul edildiği görülür. Bu unvanı, Sir G. Clauson 'ımğa', T. Takata 'ąmäga', N. Sims-Williams ile J. Hamilton''mγ' (amγa) ve T. Moriyasu amγa / ïmγa biçiminde göstermektedir. Burada söz konusu unvanın köken bilgisi; "algısal etimoloji" terimi, Eski Uygurca belgelerdeki yazımları, tarihî gelişimleri ve anlamları düşünülerek yeniden açıklanmaya ve unvanın, Türkçeye Çinceden değil, Hotan Sakacasından geçtiği gösterilmeye çalışılacaktır.
1. ULUSLARARASI TÜRKOLOJİ KONGRESİ: “ARAYIŞLAR VE YÖNELİMLER” 16-18 MAYIS 2022 BİLİDİRİ TAM METİN KİTABI, 2022
Bugün, dinî veya din dışı olanlar dâhil olmak üzere Eski Uygur belgeleri, BerlinBrandenburgische... more Bugün, dinî veya din dışı olanlar dâhil olmak üzere Eski Uygur belgeleri, BerlinBrandenburgische Akademie der Wissenschaften ve Berlin’deki Museum für Asiatische Kunst (eski adıyla Museum für Indische Kunst), Paris’teki Bibliothèque Nationale de France, Londra’daki İngiliz Kütüphanesi, Rusya Bilimler Akademisi Doğu Çalışmaları Enstitüsü St. Petersburg Şubesi, Kyoto’daki Ryūkoku Üniversitesi Ömiya Kütüphanesi, Turfan’daki Academia Turfanica (Turfan Müzesi), Urumçi’deki Sincan Uygur Özerk Bölgesi Müzesi, Dunhuang’daki Dunhuang Akademisi, Huhehot’daki İç Moğolistan Özerk Bölgesi Kültürel Miras ve Arkeoloji Enstitüsü, Pekin’deki Çin Ulusal Kütüphanesi ve Türkiye’deki İstanbul Üniversitesi gibi çeşitli kurumlar tarafından korunmaktadır. Bu belgeler, Turfan vahası dâhil Doğu Tianshan Bölgesi’nde ve çevresinde 9. yüzyılın ikinci yarısından 13. yüzyılın başına kadar gelişen Batı Uygur Kağanlığının insanları ve bu bölge Moğol İmparatorluğunun egemenliğine girdiğinde 13 ila 14. yüzyıl Uygurları (yani eski Batı Uygurları) tarafından yazılmıştır. Soğd alfabesinden türetilen Uygur alfabesi kullanılarak Eski Uygur Türkçesiyle yazılmış iki yüzden fazla mektup bulunmaktadır. Kâğıt kullanımı o zamanlar Avrupa’ya henüz yayılmamış olsa da bu mektupların tümü kâğıt üzerine yazılmıştır. Takao Moriyasu’nun verdiği bilgiye göre mürekkep, Çin’de kullanılana benzer, ancak mektuplar yazı fırçalarından ziyade kamış veya tahta kalemlerle yazılmıştır. Bu mektupların çoğu 20. yüzyılda Çin’de, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Turfan Çöküntüsü’nde veya Kansu’daki Dunhuang’da ünlü Bin Budaların Mogao Mağaraları’nda keşfedilmiştir ve az bir kısmı da Kansu Koridoru’ndaki Kara-hoto kalıntılarında ortaya çıkarılmıştır. Bu çalışmada adı geçen, okunan ve yorumlanan belge, bir özel mektuptur ve bu mektup, Berlin-Brandenburgische Akademie der Wissenschaften’e ait Turfan Koleksiyonunda U 5987 (COUL no. 201) katalog numarasıyla korunmaktadır. Bu belgenin içeriği, ilk kez 2009’da Raschmann’ın çalışmasında, daha sonra 2019’da Eski Uygurca özel mektupları bir araya getiren T. Moriyasu’nun Corpus’unda ele alınmıştır. Burada, bu belge ile ilgili bazı yeni okuma ve yorumlama önerilerinde bulunulmuştur.
Today, Old Uighur documents, including religious and non-religious ones, it is protected by various institutions such as Berlin-Brandenburgische Akademie der Wissenschaften and the Museum für Asiatische Kunst (formerly Museum für Indische Kunst) in Berlin, the Bibliothèque Nationale de France in Paris, the British Library in London , Institute of Oriental Studies of the Russian Academy of Sciences, St. Petersburg Branch, Ryūkoku University Ömiya Library in Kyoto, Academia Turfanica (Turfan Museum) in Turfan, Xinjiang Uyghur Autonomous Region Museum in Urumqi, Dunhuang Academy in Dunhuang, Inner Mongolia Autonomous Region Institute of Cultural Heritage and Archeology in Huhehot, the National Library of China in Beijing and Istanbul University in Turkey. These documents were written by the people of the Western Uighur Khaganate, which flourished in and around the Eastern Tianshan Region, including the Turfan oasis, from the second half of the 9th to the beginning of the 13th century, and by the 13th to 14th century Uighurs (i.e., the former Western Uighurs) when this region came under the rule of the Mongol Empire. There are more than two hundred letters written in Old Uighur Turkic using the Uighur alphabet derived from the Sogdian alphabet. Although the use of paper had not yet spread to Europe at that time, all these letters were written on paper. According to Takao Moriyasu, the ink is like that used in China, but letters were written with reed or wooden pens rather than writing brushes. Most of these letters were discovered in 20th century China, in the Turfan Depression in Xinjiang Uighur Autonomous Region, or in the famous Mogao Caves of the Thousand Buddhas at Dunhuang in Kansu, and a few were unearthed in the Kara-hoto ruins in the Kansu Corridor. The document mentioned, read, and interpreted in this study is a private letter and this letter is protected in the Turfan Collection of Berlin-Brandenburgische Akademie der Wissenschaften with catalog number U 5987 (COUL no. 201). The content of this document was first discussed in Raschmann’s work in 2009, and later in T. Moriyasu’s Corpus, which brought together Old Uighur private letters in 2019. Here are some new reading and interpretation suggestions for this document.
TÚRKOLOGIA / TÜRKOLOJİ, No:1 (109), 2022
There were private letters among the Uighur manuscripts in the Thousand Buddha Caves in Dunhuang.... more There were private letters among the Uighur manuscripts in the Thousand Buddha Caves in Dunhuang. It is seen that these letters have different contents from daily human relations to working life, from commerce to state administration. There are more than two hundred letters belonging to the Old Uighurs from different times. This study consists of presenting a document which is only given the text and translation of it in the doctoral thesis I have prepared on the Old Uighur letters and their vocabulary, and announcing updated information and comments about the document. The document mentioned, read and interpreted in this study is a letter and it is preserved in the Turfan Collection of the Berlin-Brandenburgische Akademie der Wissenschaften as U 5933 (T M 84 = COUL no. 172). This document was first examined by P. Zieme in 1975 and later by J. Wilkens in 2000. Finally, this document was discussed in T. Moriyasu’s Corpus, which brought together Old Uighur private letters in 2019. Considering the view that Moriyasu expresses as “I cannot understand the reason why Zieme and Wilkens regard it as a writing by a Manichaean”, some justifications defending this view are suggested here. In addition, some new reading and interpretation suggestions are made regarding this document.
«ТЮРКСКИЙ МИР: МАХМУД КАШГАРИ-БАРСКАНИ — ВЫДАЮЩИЙСЯ ТЮРКОЛОГ И ВЕЛИКИЙ ЭНЦИКЛОПЕДИСТ», 2021
Abstract: In Old Turkic, in the nominative case a name can be an indefinite object of a sentence ... more Abstract: In Old Turkic, in the nominative case a name can be an indefinite object of a sentence or a clause and this is also referred to as an accusative case without suffix. The definite object case is formed by adding the suffixes +g/+ġ to the stems without possessive suffix, the suffix +n to the stems with possessive suffixes; and very rarely by adding +nI after the personal and demonstrative pronouns in the plural case and it is provided by the addition of +I after the personal and the demonstrative pronouns in the singular case. In this study, the examples of the usage of consecutive accussative case suffixes in Old Turkic inscriptions (KT South 8-9, BQ North 6-7, T 9, BQ South 9 and KT East 36) have been given and the opinions on the readings of some expressions in Old Turkic inscriptions were presented. Furthermore the idea that this usage fulfills the appositival function is expressed again and the objection on this issue was answered. Keywords: Old Turkic, inscriptions, consecutive accusative case, appositival function. Аннотация: В древнетюркском языке, имя в именительном падеже может быть неопределенным объектом предложения или оговорки и также это правило называют винительным падежом без суффикса. В определенном конкретном случае он формируется путем добавления суффиксов + g / + ġ к корню без притяжательных суффиксов, добавлением суффикса + n к корню с притяжательными суффиксами; и очень редко, добавлением + nI после личных и указательных местоимений во множественном числе и добавлением + I после личных и указательных местоимений в единственном числе. В этом исследовании, приведены примеры использования последовательных суффиксов винительного падежа на древнетюркских надписях (КТ Юг 8-9, БК Север 6-7, Т 9, БК Юг 9 и КТ Восток 36) и были представлены мнения о чтении некоторых выражений на древнетюркских надписях. Кроме того, опять выражено мнение о том, что такое использование суффиксов выполняет аппозитивную функцию и на возражение по этому вопросу был дан ответ. Ключевые слова: Древнетюркский, надписи, последовательный винительный падеж, аппозитивная функция.
«ТЮРКСКИЙ МИР: МАХМУД КАШГАРИ-БАРСКАНИ — ВЫДАЮЩИЙСЯ ТЮРКОЛОГ И ВЕЛИКИЙ ЭНЦИКЛОПЕДИСТ», 2021
Аннотация: Бул макалада Орто кылымдардагы эң маданияттуу жана илим-билимдүү мамлекеттердин бири б... more Аннотация: Бул макалада Орто кылымдардагы эң маданияттуу жана илим-билимдүү мамлекеттердин бири болгон Карахандар кагандыгынын гүлдөгөн доорунда жашаган жана эң көрүнүктүү эмгекти мурастап кеткен Махмуд Кашгари-Барсканинин Тегерек картасы кыргыз тилине анын түп нускасынан которууда жүргүзүлгөн изилдөө иш-аракеттеринин натыйжасында ал бүтүн көрүнүшүндө толугу менен которулгандыгы жөнүндө баяндалды. Өзөк сөздөр: жер аталыштары, тегерек карта, түп нуска, тарыхый жана маданий мурас. Аннотация: В данной статье описывается перевод с оригинала на кыргызский язык круглой карты мира, созданной выдающимся фольклористом, учёным-энциклопедистом Махмудом Кашгари-Барскани, который жил в Караханидском каганате, самой культурной и высокообразованной стране Средневековья. Карта переведена с полной версии оригинала. Ключевые слова: названия земель, круглая карта, оригинал, историческое и культурное наследие. Annotation: This article describes the translation from the original into the Kyrgyz language of a round map of the world created by the eminent Mahmud Kashgari-Barskani who lived in the Karakhanid Kaganate, the most cultured and highly educated country in the Middle Ages. Map of the translation in the full version of the original. Keywords: names of lands, a round map, the original, historical and cultural heritage.
IX. ULUSLARARASI ТÜRKOLOJİ KONGRESİ Türk Kültür ve Medeniyetinin Sürekliliği (20-22 Ekim 2021) BİLDİRİ KİTABI IX ХАЛЫҚАРАЛЫҚ ТҮРКОЛОГИЯ КОНГРЕСІ Түркі мәдениеті мен өркениетінің сабақтастығы (20-22 Қазан 2021) МАТЕРИАЛДАРДЫҢ ЖИНАҒЫ, 2021
A written document sent by a person to another person for communication is called a letter, and a... more A written document sent by a person to another person for communication is called a letter, and also a written document that is artistic, fancy and prose or verse in classical literature with the same principles is called a literary letter. In addition to being a communication tool, the letter is a language data that conveys the past to the present in terms of its form and spelling qualities, and is a literary document that has gained an identity according to the style of its author. The letter is seen as a literary genre in the literature of almost every nation in the world. It is classified according to criteria such as language quality, spelling and style, and evaluated in scientific methods and techniques of linguistics in various groups. According to our historical information, although it is known that the Turks used the letter type during the Huns and Köktürks, the first letter samples that were found in the Turkish written language are the letters that remained from the Manichaean and Buddhist (and also, from a small number of Christians) Old Uighur Turks, that were written in the Old Turkish period (7th-13th centuries) and usually partially preserved. The fragment mentioned, read and interpreted in this study is preserved in the Turfan Collection of the Berlin-Brandenburgische Akademie der Wissenschaften as Ch/U 7426 (T II T 1353). This fragment was first published by P. Zieme in 1995. Finally, it was discussed in T. Moriyasu’s Corpus, which brought together Old Uighur private letters in 2019. This example of the letter, written in cursive style by Old Uighur letters, on the back of a dark yellow paper cut from the Chinese block print, and has important data on the icon culture in Buddhist Turks, firstly begins with the name of the recipient. The letter then specifies the sender’s name, the address / location of the sender, the greeting, and finally the purpose or request. In this letter, the sender addresses another second person and asks him a question. The letter in question is interrupted with the phrase ‘yänä sözüm’, possibly to indicate a new request. It is understood that the original purpose of this letter of the sender is to ask for ‘six rite (tapıg) icons (or objects)’ from the receiver. These ‘six rite (tapıg) icons (or objects)’ are; 1) Vajravidāraṇa statue, 2) Vajrapāṇi model, 3) Vajrapāṇi statue, 4) Māriči figure, 5) bell and 6) vajra. The sender asks the aforementioned person, Sävinč Kaya, why he still has not sent ‘munčuk ~ mončuk’ (jewel or a Buddhist rosary) to him, if he had promised before. This letter indicates that, in terms of content, the Turks had an iconic culture based on doctrine and as a requirement of this doctrine, in which they believed in the Uighur period, when their faith in Buddhism was strong. Keywords: Turkish History, Old Uighurs, Buddhism, Turfan, letter.
Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2022
In this study, the article titled "Török versek-Yunus Emréről, az Ómagyar Mária-siralom idejéből"... more In this study, the article titled "Török versek-Yunus Emréről, az Ómagyar Mária-siralom idejéből" ("Poems in Turkish-by Yunus Emre, from the time of the Mourning of the Virgin Mary in Old Hungarian") written by László Tusnády in the 5th (May) issue of the year 2019 of Búvópatak magazine with a civil, cultural and social content, which has been published monthly for 18 years in Hungarian, is the subject. Hungarian article is written between 15-19th pages of the journal, with two columns on each page. The sufi Turkish poet Yunus Emre, who lived in Anatolia in the 13th century, influenced not only the Turkish-Islamic world but also societies of different cultures and beliefs with his poems in which he spread the teaching of love. Tusnády's article is one of the best examples of this effect, written recently with the Christian Western understanding of the 21st century. Yunus Emre is a dervish-poet who seeks the divine essence in Anatolia, right in the middle of the intellectual resources and heritage of the East and the West. In his art, theology and philosophy merge. Here, it is explained how Tusnády, as a Western Christian but Hungarian writer, who speaks Turkish and is familiar with the Turkish-Islamic civilization, deals with Yunus Emre's mentality and influence on a universal scale, independent of space and time.
SDÜ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ, 2021
Eylem-tamlayıcı ilişkisi denilince akla ilk gelen araştırmacı, Fransız Lucien Tesnière'dir (1893-... more Eylem-tamlayıcı ilişkisi denilince akla ilk gelen araştırmacı, Fransız Lucien Tesnière'dir (1893-1954). Modern bağımsal dil bilgisinin (dependency grammar) ve valenz teorisinin (valency theory) kurucusu sayılan Tesnière, cümlede yer alan eylemden yola çıkarak öteki ögeleri eyleyen (actants) ve tümleyen (circontants) biçiminde ikiye ayırmakla birlikte, eylemlerin belirli sayıda eyleyen alma niteliğini atomun birleşim değeriyle karşılaştırmış, eyleyenleri zorunlu, tümleyenleri ise seçimli şeklinde nitelemiştir. Bu çalışmada öncelikle, Eski Türkçe (Kök-Türkçe ve Eski Uygur Türkçesi) Dönemi'ne ait yazıtlarda ve metinlerde tur-biçiminde gördüğümüz eylemin kökeni üzerinde durulmuş, ardından eylem (fiil)-tamlayıcı ilişkisi bakımından tur-eyleminin ve türevlerinin tamlayıcıları ile yazıtlardan ve metinlerden alınmış bunlarla ilgili örnekler sunulmuştur. Böyle bir çalışmanın yapılmasının amacı, Eski Türkçe araştırmalarındaki eksikliği giderme isteği sonucunda gelecekte ortaya çıkarılabilecek bir Eski Türkçede eylemlerin istem sözlüğüne katkı yapmaktır.
DİCLE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DERGİSİ , 2021
In this article, first of all, the opinions about the origin of the verb uk-, which we encounter ... more In this article, first of all, the opinions about the origin of the verb uk-, which we encounter in the written resources of the Old Turkic (Kök-Turkic and Old Uighur Turkic) Period of Turkish in its historical development and it is accepted by many researchers that it means only “to understand, to comprehend; to know” and has seen also as a part of a reduplication (hendiadyoin) because it has a close meaning with the verb bil- in historical texts, are included. Despite it is evaluated as “a mistake” by some researchers that the spelling WKGLI in the 28th line of the eastern side of the Bilge Kagan Inscription was read by Radloff as ukgalı giving the meanings “to listen, to obey, to bow, to comply” and iterating these meanings later by Malov also, today it is seen that the verb has the meaning “to listen, to obey” in Teleüt dialect, and “to hear, to listen” in addition to the meaning “to understand” in New Uighur Turkic. Considering Altun Yaruk, Huastuanift, Maitrisimit and one of the texts found in the Old Uighur Turkic manuscripts collection in St. Petersburg, at the same time previously published by L. Ju. Tugusheva in 1971 and by Sir G. Clauson in 1973, the expression “bitig ötügüŋüzteki sogtular tilinteki kayu ogurlug sav söz erti erser barça uka y(a)rlık(a)d(ı)m(ı)z” in the fragment numbered SI 2 Kr 17 II and Sutra Obshchıniy Belogo Lotosa – Tyurkskaya Versiya (Turkish Version of the White Lotus Congregation Sutra) published by L. Ju. Tugusheva, the meanings of this verb in historical texts were emphasized, and then the complements of the verb uk- and its derivative uktur- in terms of verb-complementary relationship. and examples taken from the texts are presented. The purpose of such a study is to contribute to a detailed valency dictionary of verbs in Old Turkic that can be prepared by one or more researchers in the future.
Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Dergisi, 2021
ABSTRACT The Old Uighur individual letters were among the manuscripts found in the Thousand Bud... more ABSTRACT
The Old Uighur individual letters were among the manuscripts
found in the Thousand Buddha Caves in Dunhuang. It is seen that the
Old Uighur letters identified were written on the issues of human
relations, work life, state administration, trade, agriculture and daily
life. There are more than two hundred letters from the Buddhist,
Manichaean and Christian surroundings. This study consists of
reviewing and presenting the two titles in the doctoral dissertation we
prepared on Old Uighur letters and announcing the updated results of
the this part of the research. The vocabulary of the letters was
compared with the vocabulary of Khakas through related studies and
dictionaries and traceable (common) words were determined. In
addition, the common Old Uighur and Khakassian words were
evaluated according to Morris Swadesh’s final 100-words list
published in 1971. We can explain the reasons for this comparison by
the fact that Khakas, which is in the azaq / taγlïγ group of Turkish
dialects, together with Yellow Uighur and Fu-yu Kyrgyz, is one of the
closest contemporary Turkish dialects to Old Uighur today, after
Yellow Uighur, which is not a written language, and by requirement
to describe this aspect of Old Uighur-Khakas language relations.
Keywords: Old Uighur, letters, Khakassian, vocabulary, Swadesh list.
ÖZET
Eski Uygurca özel mektuplar, Dunhuang’da yer alan Bin Buda
Mağaraları’ndaki yazmalar arasında bulunmaktaydı. Bu mektupların
insan ilişkileri, çalışma hayatı, devlet idaresi, ticaret, tarım ve günlük
hayat gibi değişik içeriklere sahip olduğu görülmektedir. Budist,
Manihaist ve Hristiyan çevrelerine ait iki yüzden fazla mektup
bulunmaktadır. Bu çalışma, Eski Uygurca mektuplar üzerine
hazırlamış olduğumuz doktora tezindeki iki başlığın gözden
geçirilerek sunulmasından ve araştırmanın bu bölümünün
güncellenmiş sonuçlarının duyurulmasından oluşmaktadır.
Mektupların söz varlığı, ilgili çalışmalar ve sözlükler aracılığıyla
Hakasçanın söz varlığı ile karşılaştırılmıştır ve izlenebilir (ortaklaşan)
sözler belirlenmiştir. Ayrıca Eski Uygurca-Hakasça ortak sözcükler,
Morris Swadesh’in 1971’de yayımlanan son 100 kelimelik listesine
göre değerlendirilmiştir. Bu karşılaştırmanın yapılma nedenini, Sarı
Uygurca ve Fu-yü Kırgızcası ile birlikte Türk lehçelerinin azaḳ / taġlıġ
grubunda yer alan Hakasçanın, bugün Eski Uygurcaya, yazı dili
olmayan Sarı Uygurcadan sonra en yakın çağdaş Türk lehçelerinden
biri olmasıyla ve Eski Uygurca-Hakasça dil ilişkilerinin bu yönünün
betimlenmesi gerekliliğiyle açıklayabiliriz.
Anahtar kelimeler: Eski Uygurca, mektuplar, Hakasça, söz varlığı,
Swadesh listesi
Актуальные вопросы тюркологических исследований: Международные научные конференции XXXIII и XXXIV Кононовские чтения, 2020
In this study, the word bošγutčï “teacher; student” which was seen in Old Uighur manuscripts and ... more In this study, the word bošγutčï “teacher; student” which was seen in Old Uighur manuscripts and used in religious terminology is discussed. The base bošγut “educating, teaching, informing”, from which bošγutčï derives, comes from a hypothetical verb bošγu-, according to the researchers. The researchers came to this idea from the verbs bošγu-r- “to teach, to educate” and bošγu-n- “to learn, to study, to be educated” in Old Turkic. R. Rahmeti Arat went one step further and based bošγut on boš. Some researchers suppose the origin of the word *bošγu- in relation to the word bušï < Chinese 布施 bù shī. Kipchak word pošγut “laborer, casual worker” is the extension of the words bošγutčï in Old Uighur and bošγut “apprentice” in Karakhanid. The word is not encountered after the period of Kipchak. As a result, the structure and origin of the word bošγutčï has been re explained through previous informations briefly here.
Key words: Old Turkic, Old Uighur, Chinese, etymology, bošγutčï, teacher, student.
Аннотация: В данной работе исследуется слово bošγutčï «учитель; ученик», которое встречалось в древнеуйгурских рукописях и использовалось в религиозной терминологии. По мнению исследователей, основа bošγut «обучение, преподавание, информирование», от которого происходит bošγutčï, происходит от гипотетического глагола bošγu-. Исследователи пришли к этой форме, выводя из глаголов bošγur- «учить, обучать» и bošγu-n- «учить, учиться, получать образование» на древнетюркском языке. Р. Рахмети Арат пошел еще дальше и произвел bošγut от boš. Некоторые исследователи предполагают происхождение слова *bošγu- по отношению к слову bušï < китайский 布施 bù shī. Кипчакское слово pošγut «рабочий, случайный работник» является продолжением слова bošγutčï в древнеуйгурском и bošγut «ученик» в Караханиде. Слово не встречается после периода кипчаков. В статье структура и происхождение слова bošγutčï рассмотрено заново с необходимыми пояснениями.
Ключевые слова: древнетюркский, древнеуйгурский, китайский, этимология, bošγutčï, учитель, ученик.
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi / TURKISH WORLD Journal of Language and Literature, 2020
An Evaluation on the Old Uighur and Chinese Translations of Suvarṇaprabhāsa-sūtra (Between 149th-... more An Evaluation on the Old Uighur and Chinese Translations of Suvarṇaprabhāsa-sūtra (Between 149th-171st Lines of 15th Chapter)
Abstract
In this study, Sanskrit Suvarṇaprabhāsa-sūtra, which was a sutra book of Mahāyāna Buddhism (大乘佛教 Dàshèng Fójiào) and translated into Chinese by Yì Jìng and from Chinese into Old Uighur by Shingko Sheli Tutung, is known as the Old Uighur name, Altun Yaruq (Golden Light) Sutra, the remaining part between 149th-171st lines of Chapter 15 titled as sarasvati atl(ı)g t(e)ŋri kızı ötüg ötünmek “the requesting (/presentation) of the goddess named as Sarasvati” of this sutra book is discussed. The aim of this study is to make a comparative evaluation by considering two translation texts on the basis of the questions “Should the translation be verbum e verbu, the word for word or sensum exprimere de sensu, the translation of meaning?” However, it is also aimed to briefly explain some of the basic concepts of Buddhism such as toyın, nom ėligi etc. in the Old Uighur text and 呪 zhòu, 菩提 pútí etc. in the Chinese text, and to reach some conclusions about the translation attitude of Shingko Sheli Tutung on the basis of this sample. Firstly, theoretical information about the subject is presented here. Then, since the path followed in the study was text comparison, the texts of comparative translation in Old Uighur & Chinese of the part between 149th-171st lines of the 15th Chapter of Altun Yaruq and the translations of these texts into Turkish in Turkey were given respectively. Later, the explanations about the texts were made and the results of the comparative evaluation were tried to be presented. In addition, the fragments from Turfanforschung Digitales Turfan-Archiv [Turfan Research Digital Turfan Archive] and Radlov-Malov publication are given in the appendix section at the end of the article so that the researchers can easily access the relevant documents.
Keywords: Old Turkic, Old Uighur, Chinese, translation studies, Altun Yaruq.
Öz
Bu çalışmada, Mahāyāna Budizmine (大乘佛教 Dàshèng Fójiào) ait bir sutra kitabı olan ve Yì Jìng tarafından Çinceye, Şingko Şeli Tutung tarafından Çinceden Eski Uygurcaya çevrilen Sanskritçe Suvarṇaprabhāsa-sūtra’nın, Eski Uygurca bilinen adıyla Altun Yaruk (Altın Işık) Sutrası’nın, sarasvati atl(ı)g t(e)ŋri kızı ötüg ötünmek “Sarasvati adlı tanrıça(nın) ricada bulunması (/arz edişi)” başlığını taşıyan 15. Bölümünün 149-171. satırları arasında kalan parçaları ele alınmıştır. Özellikle bugüne kadar çeviribilim içerisinde tartışılagelen “verbum e verbu, sözcüğü sözcüğüne çeviri mi olmalı yoksa sensum exprimere de sensu, anlamın çevirisi mi olmalı?” soruları temelinde iki çeviri metin göz önüne alınmış ve karşılaştırmalı bir değerlendirmenin yapılması amaçlanmıştır. Bununla birlikte, Eski Uygurca metinde geçen toyın, nom ėligi vb. ile Çince metinde geçen 呪 zhòu, 菩提 pútí vb. gibi Budizmin temel kavramlarından bazılarının kısaca açıklanması ve bu örneklem temelinde Şingko Şeli Tutung’un çeviri tutumuyla ilgili bazı çıkarımlara ulaşılması da amaçlanmıştır. Burada öncelikle konuyla ilgili kuramsal bilgiler sunulmuştur. Ardından, çalışmada izlenen yol metin karşılaştırması olduğundan, Altun Yaruk’un 15. Bölümünün 149-171. satırları arasındaki parçanın Eski Uygurca-Çince karşılaştırmalı çeviri metinleri ile Türkiye Türkçesine aktarmaları sırasıyla verilmiştir ve metinlerle ilgili açıklamalar yapılarak karşılaştırmalı değerlendirmenin sonuçları sunulmaya çalışılmıştır. Ayrıca araştırmacıların konuyla ilgili belgelere rahatça ulaşabilmesi için Turfanforschung Digitales Turfan-Archiv’den [Turfan Araştırmaları Dijital Turfan Arşivi] ve Radlov-Malov yayınından alınan fragmanlar, yazının sonunda bulunan ekler kısmında verilmiştir.
Anahtar sözcükler: Eski Türkçe, Eski Uygurca, Çince, çeviribilim, Altun Yaruk.
Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Dergisi, 2019
It is very exciting and important that a unique collection including Hebrew and Arabic documents,... more It is very exciting and important that a unique collection including Hebrew and Arabic documents, hailing from all over the Mediterranean countries, especially from the 11th through the 13th centuries, has been found in the so-called Cairo Geniza or Genizah. The Hebrew word geniza (or genizah) [ גניזה ] (“hiding” or “hidingplace”) means a storage area or a storeroom in a Jewish synagogue and cemetery. These geniza places are designated for the temporary storage of worn-out Hebrew-language books and papers on religious topics before proper cemetery burial. According to the information given by Cambridge University Digital Library, it is located there, one of these geniza documents which is numerated as T-S H5.111 and it is written in Hebrew and Arabic. In this article, we try to explain the Arabic verso page of this document which mentions an “affair of the Turks”. We want to point this issue out to Turkish researchers especially. Furthermore we discuss some new opinions.
Түрк Дүйнөсү: Билим - өнөр булагы конференциясы, pp. 105-117, Bishkek, Kyrgyzstan. [Unfortunately the runes and notes in the paper were not appeared on the publication./Maalesef yayında runik font ve dipnotlar görünmüyor.), 2018
В кёк-тюркском языке имя в именительном падеже может быть неопределенным объектом предложения или... more В кёк-тюркском языке имя в именительном падеже может быть неопределенным объектом предложения или оговорки. Также это правило называют винительным падежом без суффикса. В определенном конкретном случае он формируется путем добавления суффиксов + g / + ġ к корню без притяжательных суффиксов, добавлением суффикса + n к корню с притяжательными суффиксами; и очень редко, добавлением + nI после личных и указательных местоимений во множественном числе и добавлением + I после личных и указательных местоимений в единственном числе.
В литературе мы видим, что у суффиксов + nI и + I существует согласование только относительно суффикса + nI, за исключением работ нескольких исследователей. Большинство исследователей согласны с тем, что + I, встречающееся в древнем анатолийском тюркском языке, является результатом добавления суффикса соединительного гласного, и опусканием / g /, / ġ / с преобразованием + (X) g / + (X) ġ> + I. В этом исследовании обсуждается данное широко распространенное мнение, наряду с возражениями по нему.
Приведены примеры использования последовательных суффиксов винительного падежа в кёк-тюркском языке и выражено мнение о том, что такое использование суффиксов выполняет аппозитивную функцию. Кроме того, были представлены мнения о чтении некоторых выражений на древнетюркских надписях.
In Kök Turkic a name in the nominative case can be an indefinite object of a sentence or a clause. This is also referred to as an accusative case without suffix. The definite object case is formed by adding the suffixes +g/+ġ to the stems without possessive suffix, the suffix +n to the stems with possessive suffixes; and very rarely by adding +nI after the personal and demonstrative pronouns in the plural case and it is provided by the addition of +I after the personal and the demonstrative pronouns in the singular case.
In the literature we see that on the +nI and +I suffixes, there is only a consensus on the existence of the +nI suffix after only a few except for a few researchers. Most researchers accept that +I, seen in Old Anatolian Turkic, is the result of the being suffix of connective vowel, the drop of /g/, /ġ/ with the development of +(X)g/+(X)ġ > +I. In this study, this widespread opinion and the objections are discussed.
The examples of the use of consecutive accussative case suffixes in Kök Turkic have been given and the view that this use fulfills the appositival function is expressed. Furthermore the opinions on the readings of some expressions in Old Turkic inscriptions were presented.
Key words: Old Turkic, Kök Turkic, consecutive accusative, appositival function.
Kök-Türkçede yalın durumdaki bir ad, bir cümleciğin ya da cümlenin belirsiz nesnesi olabilir. Buna eksiz belirtme durumu da denir. Belirli nesne durumu ise; iyelik eksiz gövdelere +g/+ġ, iyelik ekli gövdelere +n eklerinin; çok seyrek olarak da çokluk kişi ve işaret adıllarından sonra +nI; teklik kişi ve işaret adıllarından sonra +I ekinin getirilmesiyle sağlanmaktadır.
Literatürde +nI ve +I ekleri üzerine, çok az sayıda araştırmacı dışında yalnızca adıllardan sonra +nI ekinin varlığı üzerinde görüş birliği olduğunu görmekteyiz. Araştırmacıların çoğu, Eski Anadolu Türkçesinde görülen +I ekinin, +(X)g/+(X)ġ > +I gelişmesiyle /g/, /ġ/ seslerinin düşmesi, bağlayıcı ünlünün ekleşmesi sonucu oluştuğunu kabul etmektedir. Bu çalışmada bu yaygın görüş ve itirazlar ele alınmıştır.
Kök-Türkçede ardışık belirtme durumu eklerinin kullanıldığı örnekler verilmiş ve bu kullanımın açıklama işlevini yerine getirdiği görüşü ifade edilmiştir. Ayrıca Eski Türk yazıtlarındaki bazı ifadelerin okunuşlarıyla ilgili görüşler sunulmuştur.
International Journal of Language Academy, 2018
Our examination is the part of a large work handling the accusative case in the linguistic materi... more Our examination is the part of a large work handling the accusative case in the linguistic materials of the Old Turkic which consists Čoyr, Köl Tigin, Bilge Kagan, Tunyuquq, Ongi, Köli Čor, Süci, Šine-Usu, Taryat, Tes, Yenisey and Kyrgyzstan inscriptions, and also the fortune book called Irk Bitig which are written by Old Turkic (runic) alphabet and according to the informations in the sources written on them. In Old Turkic inscriptions a name in the nominative case can be an indefinite object of a sentence or a clause. This is referred to as an accusative case without suffix. And the definite object case is formed by adding the suffixes +g/+ġ to the stems without possessive suffix, the suffix +n to the stems with possessive suffixes. This case is also formed very rarely by adding +nI after the personal and demonstrative pronouns in the plural case and +I after the personal and the demonstrative pronouns in the singular case. It is known that different works have been done since the end of the 19th century and especially from the beginning of the 20th century on the Old Turkic inscriptions. Nowadays these works are carried out by field researchers intensely. However, in addition to reading and interpretation problems related to the inscriptions, phonetic and morphological discussions still remain. Reading problems are especially focused on the words that we cannot trace in today's vocabulary with damaged parts, while the problems of interpretation focus on the translations without taking into consideration the structure of Turkish language. In this study, accusative suffixes were explained using the method of the surveying literature in an approach that addresses the problems of reading and translation in relation to the Old Turkic inscriptions, and the opinions on the readings of the expressions in Köl Tigin East 38th and Tunyuquq 23rd lines were presented. By these arguments, it is aimed to point to translation problems in Old Turkic researches and to contribute to the morphological studies of Old Turkic.
Sosyal Bilimler Çerçevesinde Bağımsızlık ve Yeniden Kuruluş/ Independence And Re-Establishment Within The Framework of Social Sciences, 2022
ARSLAN, H. Ç. (2022). Eski Türkçe Metinlerde Bağımsızlık Kavramı. Bedriye Tunçsiper ve Dilek İnan... more ARSLAN, H. Ç. (2022). Eski Türkçe Metinlerde Bağımsızlık Kavramı. Bedriye Tunçsiper ve Dilek İnan (Ed.). Sosyal Bilimler Çerçevesinde Bağımsızlık ve Yeniden Kuruluş/ Independence And Re-Establishment Within The Framework of Social Sciences (pp. 157-169) içinde, Kriter Yayınevi: İstanbul.
Bedriye Tunçsiper (Ed.). Sosyal Bilimlerde Seçme Alan Araştırmaları: Teori, Uygulama ve Politika (s. 193-201) içinde, Ekin Yayınevi: İstanbul., 2022
Tüm hakları mahfuzdur. Bu kitabın tamamı ya da bir kısmı 5846 Sayılı Yasa'nın hükümlerine göre, k... more Tüm hakları mahfuzdur. Bu kitabın tamamı ya da bir kısmı 5846 Sayılı Yasa'nın hükümlerine göre, kitabı yayınlayan yayınevinin izni olmaksızın elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayıt sistemi ile çoğaltılamaz, özetlenemez, yayınlanamaz, depolanamaz.
Türkiyat Mecmuası, 2022
XIII-XIV. yüzyıl Uygurlarından kalan ve Turfan ile çevresinde keşfedilmiş Eski Uygurca tarihî bel... more XIII-XIV. yüzyıl Uygurlarından kalan ve Turfan ile çevresinde keşfedilmiş Eski Uygurca tarihî belgeler arasında birçoğu Budist, bir kısmı Manihaist ve az sayıda Hristiyan Uygurlara ait pek çok şahsi (özel) mektup vardır. Bu mektupların az bir kısmı XX. yüzyılda Çin’de, Kansu Koridoru’ndaki Kara-hoto kalıntılarında, büyük bir bölümü ise Turfan vahasında veya Dunhuang’da ünlü Bin Buda (Mogao) Mağaraları’nda gün yüzüne çıkarılmıştır. Osman Fikri Sertkaya, o zamana kadar yaptığı envanter çalışmasına dayanarak 2012’de yayımladığı makalesinde 110 adet Uygurca mektup belirlediğini, kendi listesine dâhil etmediği Takao Moriyasu’nun çalışmalarında listelenen 40 mektubun da eklenmesiyle Eski Uygurca mektupların toplam sayısının 150 olduğunu söylemektedir. Bu mektupların Alman, Japon, Rus, Fransız, İngiliz, Türk vb. değişik uluslardan bilim adamları tarafından farklı zamanlarda yayımlandığı bilinse de konuyla ilgili en kapsamlı çalışma, 2019’da Japon tarihçi ve Türkolog Takao Moriyasu’nun, Turnhout’ta Brepols Publishers tarafından Berliner Turfantexte serisinin XLVI. (46.) cildi olarak - Doğu İpek Yolu’ndan Eski Uygur Mektuplarının Derlemi olarak Türkçeye çevirebileceğimiz - Corpus of the Old Uighur Letters from the Eastern Silk Road (= COUL) başlığıyla yayımlanan kitabıdır. Bu kitapta, 209 tane Eski Uygurca mektup fragmanının paleografik açıklamaları, transkripsiyonları, İngilizce çevirileri ve yazarın yorumları sunulmuştur. COUL’da mektuplar beş ana grupta değerlendirilmiş, aynı zamanda 7 tane mektup zarfı ve bunların üzerindeki metinler incelenmiştir. Bu yazıda, öncelikle Eski Uygur mektuplarının belirlenmesinde karşılaşılan zorluklara ve mektupların tespitinde göz önünde bulundurulan temel ölçütlere değinilecektir. Ardından Osman Fikri Sertkaya ile Takao Moriyasu’nun bazı sözlerden / söz kalıplarından / açılış ve bitiş formellerinden yola çıkarak oluşturdukları, mektupların sistematik bir yapı hâlinde formüllerle gösterilebilen kompozisyonlarına göre düzenlenmiş tasnifleri karşılaştırılacak ve hem benzer hem de farklı yönler belirlenmeye çalışılacaktır. Böylelikle Uygur mektuplarının sınıflandırılmasında temel ölçütleri oluşturan açılış ve bitiş kalıplarının sistematik bir şekilde ele alınıp belirlenmesinin ve formüllerle gösterilmesinin, henüz tanımlanmamış belgelerin sınıflandırılmasında ne gibi yararlarının olabileceği ifade edilecektir. Aynı zamanda, Eski Uygurca şahsi (özel) mektupların belirlenmelerinde ve sınıflandırılmalarında kolaylık sağlayabileceği varsayılan yeni bir öneride bulunulacaktır.
---
Among the Old Uighur historical documents discovered in Turfan and its surroundings from the 13th and 14th centuries, Uighurs are many personal (private) letters belonging to Uighurs, mostly Buddhists, some Manichaeans, and a small number of Christians. A few of these letters were unearthed in 20th century China at the Kara-hoto ruins in the Kansu Corridor, and the majority in the Turfan oasis or the famous Thousand Buddha (Mogao) Caves in Dunhuang. Osman Fikri Sertkaya says that he identified 110 Uighur letters in his article published in 2012 based on the inventory work he had done until then, adding the 40 letters listed in Takao Moriyasu’s works, which he did not include in his list, making the total number of Old Uighur letters 150. Although it is known that these letters were published at different times by scientists from different nations such as Germany, Japan, Russia, France, the UK, Turkey, etc., the most comprehensive study on the subject was published in Turnout by Brepols Publishers in Berliner Turfantexte in 2019. It is the book published as the 46th volume of the series with the title Corpus of the Old Uighur Letters from the Eastern Silk Road (= COUL) written by the Japanese historian and Turcologist Takao Moriyasu. In this book, paleographic descriptions, transcriptions, English translations, and the author's comments on 209 Old Uighur letter fragments are presented. In COUL, letters were evaluated in five main groups, and at the same time, 7 envelopes and the texts on them were examined. In this article, first of all, the difficulties encountered in the identification of Old Uighur letters and the basic criteria are taken into account in the determination of the letters will be discussed. Then, the classifications of the letters arranged according to the compositions that can be represented by formulas in a systematic structure, which Osman Fikri Sertkaya and Takao Moriyasu created based on some words, phrases, opening and ending formals, will be compared and both similar and different aspects will be tried to be determined. Thus, it will be stated what kind of benefits the opening and ending patterns, which constitute the basic criteria in the classification of Uighur letters, can be systematically handled, determined, and demonstrated with formulas in the classification of documents that have yet to be defined. Simultaneously, a new proposal will be made to facilitate the identification and classification of Old Uighur personal (private) letters.