Mücahit Karaoğlu | Igdir University (original) (raw)
Papers by Mücahit Karaoğlu
Polish Journal of Environmental Studies
In this study, erosion areas, rates and degrees of erosion were determined by Revised Universal S... more In this study, erosion areas, rates and degrees of erosion were determined by Revised Universal Soil Loss Equation (RUSLE 3D) method and Remote Sensing (RS) on the Geographical Information System (GIS) of the Ünlendi dam constructed on the Acıçay stream, Tuzluca-Iğdır. The precipitation data of 14 meteorology stations for rainfall erosion factor (R); large soil groups and characteristics in the basin for soil erosion susceptibility factor (K); the equation for slope length and slope steepness factor (LS); Sentinel-2 satellite image and the equation for vegetation cover factor (C); classification of slopes for erosion control factor (P) were used. Digital Elevation Model in 5x5 meters resolution, factors and erosion maps were created by using GIS. The average soil loss was found to be moderate (24.1 t.ha-1 .y-1) and above the average of Türkiye (8.24 t.ha-1 .y-1). In the erosion map, susceptibilities were determined as light in 37.3% (1932 ha); moderate in 14.9% (772 ha); strong in 14.7% (758 ha); severe in 28.4% (1468 ha) and very severe in 4.7% (244 ha). Insufficient vegetation and its destruction, steep slopes, overgrazing in pasture increase the erosion susceptibility. In risky areas, due to the nature of the region, terracing and afforestation studies have been proposed, considering the steepness of the slope.
Carpathian Journal of Earth and Environmental Sciences, 2023
In arid and semi-arid regions, one of the biggest problems for soil which is bare and/or has insu... more In arid and semi-arid regions, one of the biggest problems for soil which is bare and/or has insufficient vegetation is wind erosion caused by strong winds. The second largest wind erosion area of Türkiye is in the province of Aralık-Iğdır. In this study, surface soil analysis of 40 km2 of the wind erosion area (clay,% silt,% sand, carbonate%, OM%, pH and EC), dry sieving analysis (4, 2, 1, 0.84, 0.42, 0.106, 0.020, <0.020 mm), erodible fraction (EF1%, EF2%), stability index (SI) and relative aggregation index (RSI) were determined. In addition, elevation, slope, silt, >0.84 mm, 0.106 mm, >0.020 mm, EF1, EF2, SI and RSI values as percentage were mapped using Geographic Information Systems (GIS). As a result, the texture classes of the wind erosion area of surface soils were determined as S-LS-SL, the carbonate percentages as 0.4-0.8, the organic matter percentages as 0.3-2.4, the pH values as 8.0-9.1, the electrical conductivity measurements as 0.03-0.12. In dry sieving pro...
This study was conducted to determine variations in Soil Erosion Factor (K) of Revised Universal ... more This study was conducted to determine variations in Soil Erosion Factor (K) of Revised Universal Soil Loss Equaiton (RUSLE) and some significant soil properties related to RUSLE-K factor due to forestation on sandy soils of the Igdır Urban Woodland in the north-eastern part of Turkey. 60 surface soil samples were collected from 0-20 cm depth in different 5 locations (9-year, 7-year, 3-year, and 1-year forested and bare land). Soil susceptibility to erosion was estimated using the measured soil properties and soil erodibility nomograph. Soil organic matter (SOM), texture, pH, and aggregate stability (AS) were the soil properties that were analyzed to evaluate such effects. Variations in RUSLE-K, SOM, and WSA were statistically significant at the level of p<0.05. These results strongly suggested that forestation in different stages caused melioration in RUSLE-K and soil properties
Journal of the Institute of Science and Technology
Arazi kullanımı/örtü (AK/AÖ) değişimlerinin milli ve milletlerarası seviyede doğru olarak izlenme... more Arazi kullanımı/örtü (AK/AÖ) değişimlerinin milli ve milletlerarası seviyede doğru olarak izlenmesine, analizine ve hesaplanmasına imkân veren, uzaktan algılama (UA) ve coğrafi bilgi sistemlerinden (CBS) yararlanan yeni dijital veri kümeleri kullanımı yaygınlaşmıştır. Bu dijital veri kümelerinden birisi Avrupa ölçekli çevre ile ilgili veri elde etme görevini yürüten Avrupa Çevre Ajansı’nın (European Environment Agency-EEA) yöntemini geliştirdiği ve Türkiye’nin de dahil olduğu 39 ülke tarafından kullanılan CORINE izleme sistemidir. Bu çalışmada Çevresel Bilgi Koordinasyonu (Coordination of Information on the Environment-CORINE) izleme yöntemine göre Iğdır ili için 2000-2006-2012-2018 yıllarında arazi kullanımı/örtü mevcut durumu ve meydana gelen değişikliklerin alan ve oran olarak hesaplanması, değişimin sebeplerinin belirlenmesi hedeflenmiştir. Iğdır ili için CORINE yöntemine göre; AK/AÖ çeşitleri 1. düzeyde yer alan 5 ana başlık altında (yapay yüzeyler, tarım alanları, ormanlık ve ...
Iğdır-Aralık rüzgar erozyon sahası yarı kurak bir iklim özelliği gösterir. Diğer yandan çevresiyl... more Iğdır-Aralık rüzgar erozyon sahası yarı kurak bir iklim özelliği gösterir. Diğer yandan çevresiyle gösterdiği iklim farklılıkları sebebiyle bir mikro klima sahasıdır. Arazinin eğimi az, kültürel tarıma uygun ve vejetasyon süresi uzundur. Ancak Türkiye’nin ikinci büyük rüzgar erozyon sahasıdır ve tarıma hizmeti yoktur. Sahada etkili olan rüzgar erozyonu çevre ve sağlık açısından ciddi zararlar vermesiyle, koruma tedbirleri gündeme gelmiş ve az da olsa bir bölümünde de özverili çalışmalar yapılmıştır. Diğer yandan arazi araştırmacıların uzun yıllar dikkatini çekmiş, toprak özellikleri ve rüzgar erozyon potansiyeli hakkında çeşitli çalışmalar yürütülmüştür. Ancak direkt rüzgar erozyon ölçüm çalışmaları henüz yapılmamıştır. Bu çalışmada, rüzgar erozyon sahasının ve sahada yürütülen araştırma ve koruma amaçlı çalışmaların, ikinci rüzgar erozyon sahasının tanıtımı yapılmış ve yeni projeler tanıtılmıştır
Dünya üzerinde yer alan litosfer ve bunun üzerinde şekillenen pedosfer temel olarak elementler kü... more Dünya üzerinde yer alan litosfer ve bunun üzerinde şekillenen pedosfer temel olarak elementler kümesinden oluşmaktadır. Toprak minerallerinin kimyasal bileşimine giren elementler, elektriksel bir güçle tutulurlar ve bu elementlerin birbirine olan uzaklığı veya yakınlığı bu bağların güçlü olmasını sağlar. Bitki besin elementleri ise bitkinin büyümesi ve gelişmesi için yetiştirildiği ortamda mutlak bulunması gereken elementlerdir. Dünya nüfusunun hızla artmasıyla birlikte insanların gıda ihtiyaçlarını karşılamak için birim alandan elde ettikleri verimin de aynı oranda artması gerekmektedir. Bu ihtiyacı karşılayabilmek için tarım alanlarında yoğun kimyasal gübre uygulamaları yapılmaktadır. Gübreleme ile toprağa, bitki için gerekli besin elementleri sağlanırken, kimyasal gübre kaynaklarında bulunan diğer elementler de toprağa verilmekte ve toprakta birikmektedir. Karayollarına yakın arazilerde ağır metal birikimi daha fazla olmaktadır. Yetiştiricilik yapılan alanlarda fazla miktarda bul...
Aeolian veya eolian olayların bir sonucu veya bir alt çalışma konusu olarak ifade edilen rüzgar e... more Aeolian veya eolian olayların bir sonucu veya bir alt çalışma konusu olarak ifade edilen rüzgar erozyonu Türkiye ve dünyada kurak ve yarı kurak bölgelerin tipik olaylarından birisidir. Düzensiz ve yetersiz yağış, yüksek sıcaklık farkları, yüksek yaz mevsimi sıcaklık ortalamaları, frekansı yüksek yaz günleri, aşırı buharlaşma değerleri ve kuvvetli rüzgarlar rüzgar erozyonunun en önemli göstergeleridir. Rüzgar erozyonu aşındırdığı alanın toprak özelliklerinde değişikliğe sebep olduğu gibi, taşıma esnasında geçtiği bölgelerde olumsuz etkiler yapar (su kanalları, drenaj sistemleri, makineler, canlılar), gücünün azaldığı yerde taşıdığı sedimenti bıraktığı yerin toprak özelliklerinde de değişikliğe sebep olur. Bu derece doğrudan ve dolaylı olumsuz etkileri olan rüzgar erozyonunun iyi bilinmesi ve zararlı etkilerinin azaltılması oldukça önemlidir. Çünkü koruma tedbiri uygulamak, meydana gelen zararı telafi etmekten daha ucuzdur. Bu çalışmada rüzgar erozyonu etkileri, rüzgar ve toprak özell...
Bu araştırmada, Bingöl iline ait 1979-2008 yılları arasındaki yağışların analizi yapılarak, mevsi... more Bu araştırmada, Bingöl iline ait 1979-2008 yılları arasındaki yağışların analizi yapılarak, mevsimlik dağılımı belirlenmiştir. Bu analizlere göre en yağışlı aylar kış ayları ve erozyon açısından en riskli aylar Nisan, Mayıs, Haziran ve Ekim aylarıdır. Yazıcı yağışölçer diyagramlarından 1996-2009 yılları arasında Wischmeier ve Smith (1978)’e göre seçilen 54 yağış üzerinde yapılan hesaplamalar sonucu, uzun yıllar ortalama erozyon indeksi faktörü R = 27,9 olarak bulunmuştur. Bu değer daha önceki araştırmacıların iso-erodent haritalarına göre ortaya koydukları 25 değerinden daha yüksek, yani erozyon riski yılda 2,9 m.ton-metre/ha daha fazladır. Nisan-Ekim dönemi su erozyonu açısından en hassas dönemdir. Mayıs ayı erozyon riski en yüksek olan aydır. Sonbahar yağışları daha az olmasına rağmen, Ekim ayı da şiddetli yağışların en fazla görüldüğü dördüncü ay olarak erozyon riski yüksek bir ay olarak tespit edilmiştir
Bu çalışmada, Türkiye’de DMİ Genel Müdürlüğü bünyesinde meteorolojik rasat yapan istasyonlardan 2... more Bu çalışmada, Türkiye’de DMİ Genel Müdürlüğü bünyesinde meteorolojik rasat yapan istasyonlardan 20 tanesi rastgele seçilerek sıcaklık, yağış, buharlaşma ve nem değerleri incelenmiştir. İstasyonlar, Türkiye’nin üzerinde bulunduğu 5 enlem (37-41) derecesinden dörder tane olarak kuraklık riskinin fazla olduğu, deniz etkisinden uzak karasal iklim bölgelerinden seçilmiştir. Çalışmanın amacı ciddi bir kuraklık tehdidi altında bulunan Türkiye’de olayın meteorolojik boyutlarını farklı parametrelerle ortaya koymak, kuraklığın zirai meteorolojik etkilerini tespit etmek ve çözüm önerilerini sunmaktır. Seçilen istasyonlara ait 30 yıllık (1976-2005) sıcaklık, yağış, buharlaşma ve nem değerleri incelenmiş ve genel olarak sıcaklıklarda artma, yağışlarda ve özellikle kış yağışlarında azalma, buharlaşma değerlerinde artma ve nem değerlerinde azalma eğilimleri gözlenmiştir. Yağışların buharlaşmayı karşılama oranları oldukça düşük bulunmuştur. Bu sonuçlar kuraklık göstergesi olarak değerlendirilmiştir...
Toprak aşınımı ve toprak kaybı çok geç farkına vardığımız zararlarımızdan birisidir. Ülkemizde hâ... more Toprak aşınımı ve toprak kaybı çok geç farkına vardığımız zararlarımızdan birisidir. Ülkemizde hâlâ koyu renkli verimli üst toprağın aşınarak kaybolmasını ve alttaki açık renkli verimsiz toprağın görünmesini anlamayıp benim toprağımın rengi açıldı diyen çiftçilerimiz vardır. Ancak bilim insanları olarak bizler, çiftçilerimize çuvaldızı batırmadan önce, iğneyi kendimize batırmalıyız. Toprak aşınım ve kayıplarına hâlâ “erozyon” diyerek dilimizi de aşındırıyoruz. Benzer şekilde diğer uyarlanamamış (devşirme) terimleri kullanmaya devam etmekle yanlışımızı sürdürüyoruz. Bu çalışmada toprak biliminin bir alt dalı olan toprak koruma konusu içerisinde en çok kullanılan 29 terim veya terimler kümesi İngilizce karşılıkları ve bazılarının en uygun Türkçe kullanım önerileri, konu başlıkları altında, çizelgeler halinde ve bazı yorumlar çizelgelerden hemen sonra sunulmuştur
Atatürk Tarım İşletme Müdürlüğü (Yalova) için hazırlanmış eğim haritasından yararlanılarak, eğimi... more Atatürk Tarım İşletme Müdürlüğü (Yalova) için hazırlanmış eğim haritasından yararlanılarak, eğimi %2’den fazla olan 13 adet parsel belirlenmiştir. Bu parseller için Üniversal Toprak Kayıpları Tahmini Denklemi (USLE) çözümü yapılarak tahmini toprak kayıplarını hesaplamak için önce R, K, LS değerleri bulunmuştur. Arazide; hiç bir bitki örtüsü olmadığı durumda, bitki örtüsünün olduğu fakat koruma önlemlerinin olmadığı durumda, hem bitki örtüsünün hem de koruma önlemlerinin olduğu durumda tahmini toprak kayıpları hesaplanmıştır. Sonuçlar, toprak kaybı tolerans değerleri ile karşılaştırılmış ve tahmini toprak kayıpları fazla olan parsellere ait toprak kaybı değerlerini tolerans değerleri seviyesine düşürmek için; şeritvari ekim, teraslama, münavebe ve yüzey örtüsünün kuvvetlendirilmesi gibi koruma önlemleri önerilmiştir
Bir bölgenin kalkınması için gerekli olan her sektör ve her disiplin, iklim ile doğrudan ilgilidi... more Bir bölgenin kalkınması için gerekli olan her sektör ve her disiplin, iklim ile doğrudan ilgilidir. Yani, iklim bilgisi olmadan planlama, tesis, üretim, pazarlama ve ticaret yapılamaz. İklim verileri dikkate alınmadan atılacak her adım başarıyı azaltacak veya başarısızlığa sebep olacaktır. Bir bölgenin iklimi, uzun yıllar (en az 30 yıl) rasat verilerinin ortalama değerleridir. İklim verilerinin çeşitliliği ve rasat süresinin uzunluğu daha güvenilir sonuçlar ortaya koyacaktır. Bu verilere göre yapılacak planlama ve maliyet hesapları, kaynak israfı ve zararları önleyecektir. “Bingöl iklimi ve etkileri” adlı bu çalışmada büyük klima istasyonu olan Bingöl ili ve Solhan, Genç ve Kiğı ilçelerinin uzun yıllar iklim verileri incelenerek iklim özellikleri ve etkileri ortaya konmuştur
In this study, slope and phosphogypsum's (PG) effects on seal and crust formation and infiltr... more In this study, slope and phosphogypsum's (PG) effects on seal and crust formation and infiltration rate (IR) have been investigated. Clayey soil of Samsun (Typic Udorhent) and silty loam soil of Ankara (Typic Calciorthid) were used. Using a rainfall simulator, control and PG (at a rate of 5 and 10 t.ha-1) applied soils samples that have six different slopes angles (0, 2, 6, 15, 24 and 30 %) were subjected to two simulated rainfalls with an intensity of 45 mm for 60 minutes leaving seven days dry interval between two treatments. As a result of this study, it was found that in the PG-treated soils samples seal and crust formation were thinner and later than the control samples, and the increases of the infiltration rate were significant as statistically at level P?0.01
In this study, consecutive rainfall, slope and phosphogypsum’s (PG) effects on runoff and erosion... more In this study, consecutive rainfall, slope and phosphogypsum’s (PG) effects on runoff and erosion have been invertigated. Clayey soil of Samsun and silty loam soil of Ankara were used. Using a rainfall simulator, control and PG-treated (at the rate of 5 and 10 t.ha-1) soil samples that have five different slope angels (2, 6, 15, 24 and 30%) were subjected to two simulated rainfalls with an intensity of 45 mm for 60 minutes leaving 7 days dry interval between two applications. It was found that in the PG-treated soil samples runoff and erosion were decreased. These decreases were significant as statistically at level 0,01. The consecutive simulated rainfall, slope and PG were effective on runoff and erosion at the same level. The positive effects of PG were observed significantly at the slopes 24 and 30%
Atatürk Tarım İşletmesi (Yalova) topraklarının çeşitli özelliklerinden yararlanılarak, her bir to... more Atatürk Tarım İşletmesi (Yalova) topraklarının çeşitli özelliklerinden yararlanılarak, her bir toprak serisinin erozyon duyarlılığı faktörleri bulunmuş, mevcut erozyon tipi ve yayılımı belirlenmiş, işletme arazisinin eğim haritası çıkarılmış ve kesme dayanıklılığı testleri ile eğimli arazilerdeki kayma riski belirlenmiştir. Bu verilerden yararlanılarak arazideki erozyon yerlerini, tipini ve erozyon ile ilgili diğer görünümleri gösteren erozyon haritası hazırlanmıştır. İşletme arazilerindeki mevcut 6 toprak serisine ait yüzey toprak örnekleri üzerinde yapılan fiziksel analizler sonucunda yüzey toprak tekstürü; killi, killi tınlı, tınlı olarak belirlenmiştir. Yüzey toprakları, organik madde yönünden orta zengin ve hidrolik geçirgenlikleriorta yavaş ile orta hızlı arasında, agregat stabilitesi olarak hem zayıf hem de dirençli toprakları içermektedir. İnfiltrasyon kapasitesi yönünden orta yavaş ve orta infiltrasyon değerlerine sahip işletme arazilerinin, kayma riski bulunan ve fazla eği...
İklim, bir bölgenin yüzey şekilleri, bitki örtüsü, hayvanları, tarımı ve insan davranışları üzeri... more İklim, bir bölgenin yüzey şekilleri, bitki örtüsü, hayvanları, tarımı ve insan davranışları üzerinde doğrudan etkilidir. Zirai Meteoroloji, klimatolojinin tarıma uygulanmasıdır. İklim özellikleri dikkate alınmadan yapılacak planlama ve çalışmalar hatalı sonuçlara ve ciddi zararlara sebep olacaktır. Bu sebeple, bölgelerin iklim etüdü yapılmalı, sürekli olarak izlenmeli ve belli sürelerde yenilenmelidir. Bu araştırmada, Aras havzasında yer alan Erzurum, Ağrı, Iğdır, Kars ve Ardahan illerine ait otuz yıllık (1976-2005) veriler kullanılarak iklim özellikleri, iklim diyagramları ve su bütçeleri belirlenmiştir. Seçilen dönem için sıcaklık, yağış, bağıl nem ve buharlaşma öğelerinin gidişi ve ilişkileri araştırılmıştır. Sonuç olarak, Iğdırın uzun yıllar yıllık ortalama sıcaklık değeri diğer illerin iki katı ve daha fazlasıdır. Aras havzasındaki illerin yağışları Türkiye uzun yıllar toplam yağış ortalamasının altındadır. Bilinenin aksine, Iğdır, Aras havzasında en düşük bağıl nem değerine sa...
Istanbul University - DergiPark, Jul 26, 2014
Özet Erozyon yeryüzünün ve iklim olaylarının yaratılmasıyla başlayan, insan-toprak ilişkileriyle ... more Özet Erozyon yeryüzünün ve iklim olaylarının yaratılmasıyla başlayan, insan-toprak ilişkileriyle hızlandırılan ve zararı geç fark edilmiş, sürekli bir olaydır. Toprak için doğal erozyon bir yenilenme işlemi olarak değerlendirilirken hızlandırılmış erozyon toprağın bozulma ve kaybolmasını ifade etmektedir. Gerekli ve ekonomik önlemlerin alınması ve toprak kayıplarının azaltılabilmesi için erozyon ve etkilerinin iyi bilinmesi gereklidir. Kurak ve yarı kurak bölgelerdeki çıplak, kuru ve gevşek topraklarda görülen rüzgâr erozyonu, havaya, asılı çok küçük toprak parçacıkları ilave ederek su erozyonundan daha zararlı olabilmektedir. Havada asılı çok küçük toprak parçacıkları çok düşük rüzgâr hızlarında bile uzun süre bu şekilde kalabilmektedir. Özellikle PM10 olarak tanımlanan 10 µm çapından daha küçük parçacıklar solunum yollarından geçerek sağlığımızı tehdit etmektedir. Bu makalede erozyon olayı, terminolojisi, rüzgâr erozyonu ve ülkemizdeki ikinci büyük rüzgâr erozyon sahası olan Iğdır-Aralık rüzgâr erozyon sahası tanıtılmıştır.
Istanbul University - DergiPark, Jun 29, 2018
Ülkemizde ziraat eğitimi geç başlamasının yanında, zaman içerisinde program ve şekil açısından bi... more Ülkemizde ziraat eğitimi geç başlamasının yanında, zaman içerisinde program ve şekil açısından bir kaç defa değişikliğe uğramıştır. Bu durum hem eğitimciler hem de öğrenciler üzerinde olumsuz etkiler meydana getirmiştir. Bunun sonucunda ziraat eğitimi veren okullara yönelim azalmıştır. Ancak bu olumsuz durum artık aşılmak üzeredir. Yaklaşık bir yıldır YÖK Başkanlığı nezdinde çalışan komisyonlar tek tip müfredat, tek tip eğitim-öğretim sistemi üzerinde yoğun bir şekilde hazırlık yapmaktadırlar. Ziraat eğitimi verilen kurum ve kuruluşlarda ki diğer bir yanlışlık ise Ziraî Meteoroloji dersi yerine Meteoroloji, İklim Bilgisi veya Klimatoloji derslerinin okutulmasıdır. Bu çalışmada ziraat eğitiminin tarihçesi, meteoroloji, ilgili bilim dalları ve birbiriyle ilişkileri, klimatoloji, ziraî meteoroloji ve birbiriyle ilişkileri, ziraat eğitimi veren okullardaki uygulamalara değinilmiş ve ziraat eğitimi veren kurum ve kuruluşlarda ziraî meteoroloji dersinin gerekliliği vurgulanmıştır.
Istanbul University - DergiPark, Dec 30, 2018
ÖZET Rüzgar erozyonu verimli toprağın kaybedilmesine sebep olur ve sonuç olarak çölleşme olayı me... more ÖZET Rüzgar erozyonu verimli toprağın kaybedilmesine sebep olur ve sonuç olarak çölleşme olayı meydana gelir. Çölleşme, potansiyel olarak, kurak alanlarda yaşayan milyonlarca insanın sosyal ve ekonomik durumlarını etkileyen, ekosistem değişikliğinin en tehdit edici unsuru olmaya devam etmektedir. Rüzgar erozyonu ve dolayısıyla çölleşmenin en önemli sebebi, bitki örtüsünün farklı etkiler sonucu azalmasıdır. Bu farklı etkilerin çok büyük bir kısmı maalesef insan kaynaklıdır. Aslında insanın yaptığı her olumsuz etki, kendisine er geç bir afet olarak geri dönmektedir. Bu afetlerden birisi olan hızlandırılmış erozyon, kabul edilebilir değerlerin üzerindeki toprak kayıpları anlamına gelir ve engellenmediği sürece geleceğimizi tüketmeye devam edecektir. Rüzgar erozyon afeti ile başa çıkabilmek için, tahrip ettiğimiz bitki örtüsünü tamir etmek ve geri kazandırmak bir insanlık ödevimizdir. Bu ödevimizi yaptığımız sürece iyilik yapmaktan daha ziyade borcumuzu ödemiş olacağız. Bu çalışmada rüzgar erozyonunun azaltılmasında bitki örtüsünün önemi, bitki türleri ve gerekli kültürel işlemler açıklanarak, çalışma alanımız olan Iğdır-Aralık rüzgar erozyon sahasından örnekler verilmiştir.
Istanbul University - DergiPark, Jun 29, 2018
Ziraat ve meteoroloji, insanlık için iki vazgeçilmez bilim ve çalışma alanıdır. Günümüzde çok hız... more Ziraat ve meteoroloji, insanlık için iki vazgeçilmez bilim ve çalışma alanıdır. Günümüzde çok hızlı bir şekilde gelişen bilim ve teknoloji, çok disiplinli çalışma alanlarını ortaya çıkarmıştır. Bu hızlı gelişmeler, ortak çalışma alanları konusunda, ziraat ve meteorolojiyi de bir araya getirmiştir. Ziraî meteoroloji, meteorolojinin bir alt dalı olarak, meteorolojik verilerin büyük bir kısmının ziraatte kullanılması ve yorumlanmasıdır. Bunun yanında ziraî meteorolojinin kendine özgü çalışma konuları da vardır. Ekosistemdeki canlıların atmosferik olaylar karşısındaki davranış ve tepkileri ziraî meteorolojinin belli başlı çalışma konularıdır. Bu makalede ziraî meteorolojinin tanıtımı, önemi ve çalışma konuları üzerinde durulmuştur.
Polish Journal of Environmental Studies
In this study, erosion areas, rates and degrees of erosion were determined by Revised Universal S... more In this study, erosion areas, rates and degrees of erosion were determined by Revised Universal Soil Loss Equation (RUSLE 3D) method and Remote Sensing (RS) on the Geographical Information System (GIS) of the Ünlendi dam constructed on the Acıçay stream, Tuzluca-Iğdır. The precipitation data of 14 meteorology stations for rainfall erosion factor (R); large soil groups and characteristics in the basin for soil erosion susceptibility factor (K); the equation for slope length and slope steepness factor (LS); Sentinel-2 satellite image and the equation for vegetation cover factor (C); classification of slopes for erosion control factor (P) were used. Digital Elevation Model in 5x5 meters resolution, factors and erosion maps were created by using GIS. The average soil loss was found to be moderate (24.1 t.ha-1 .y-1) and above the average of Türkiye (8.24 t.ha-1 .y-1). In the erosion map, susceptibilities were determined as light in 37.3% (1932 ha); moderate in 14.9% (772 ha); strong in 14.7% (758 ha); severe in 28.4% (1468 ha) and very severe in 4.7% (244 ha). Insufficient vegetation and its destruction, steep slopes, overgrazing in pasture increase the erosion susceptibility. In risky areas, due to the nature of the region, terracing and afforestation studies have been proposed, considering the steepness of the slope.
Carpathian Journal of Earth and Environmental Sciences, 2023
In arid and semi-arid regions, one of the biggest problems for soil which is bare and/or has insu... more In arid and semi-arid regions, one of the biggest problems for soil which is bare and/or has insufficient vegetation is wind erosion caused by strong winds. The second largest wind erosion area of Türkiye is in the province of Aralık-Iğdır. In this study, surface soil analysis of 40 km2 of the wind erosion area (clay,% silt,% sand, carbonate%, OM%, pH and EC), dry sieving analysis (4, 2, 1, 0.84, 0.42, 0.106, 0.020, <0.020 mm), erodible fraction (EF1%, EF2%), stability index (SI) and relative aggregation index (RSI) were determined. In addition, elevation, slope, silt, >0.84 mm, 0.106 mm, >0.020 mm, EF1, EF2, SI and RSI values as percentage were mapped using Geographic Information Systems (GIS). As a result, the texture classes of the wind erosion area of surface soils were determined as S-LS-SL, the carbonate percentages as 0.4-0.8, the organic matter percentages as 0.3-2.4, the pH values as 8.0-9.1, the electrical conductivity measurements as 0.03-0.12. In dry sieving pro...
This study was conducted to determine variations in Soil Erosion Factor (K) of Revised Universal ... more This study was conducted to determine variations in Soil Erosion Factor (K) of Revised Universal Soil Loss Equaiton (RUSLE) and some significant soil properties related to RUSLE-K factor due to forestation on sandy soils of the Igdır Urban Woodland in the north-eastern part of Turkey. 60 surface soil samples were collected from 0-20 cm depth in different 5 locations (9-year, 7-year, 3-year, and 1-year forested and bare land). Soil susceptibility to erosion was estimated using the measured soil properties and soil erodibility nomograph. Soil organic matter (SOM), texture, pH, and aggregate stability (AS) were the soil properties that were analyzed to evaluate such effects. Variations in RUSLE-K, SOM, and WSA were statistically significant at the level of p<0.05. These results strongly suggested that forestation in different stages caused melioration in RUSLE-K and soil properties
Journal of the Institute of Science and Technology
Arazi kullanımı/örtü (AK/AÖ) değişimlerinin milli ve milletlerarası seviyede doğru olarak izlenme... more Arazi kullanımı/örtü (AK/AÖ) değişimlerinin milli ve milletlerarası seviyede doğru olarak izlenmesine, analizine ve hesaplanmasına imkân veren, uzaktan algılama (UA) ve coğrafi bilgi sistemlerinden (CBS) yararlanan yeni dijital veri kümeleri kullanımı yaygınlaşmıştır. Bu dijital veri kümelerinden birisi Avrupa ölçekli çevre ile ilgili veri elde etme görevini yürüten Avrupa Çevre Ajansı’nın (European Environment Agency-EEA) yöntemini geliştirdiği ve Türkiye’nin de dahil olduğu 39 ülke tarafından kullanılan CORINE izleme sistemidir. Bu çalışmada Çevresel Bilgi Koordinasyonu (Coordination of Information on the Environment-CORINE) izleme yöntemine göre Iğdır ili için 2000-2006-2012-2018 yıllarında arazi kullanımı/örtü mevcut durumu ve meydana gelen değişikliklerin alan ve oran olarak hesaplanması, değişimin sebeplerinin belirlenmesi hedeflenmiştir. Iğdır ili için CORINE yöntemine göre; AK/AÖ çeşitleri 1. düzeyde yer alan 5 ana başlık altında (yapay yüzeyler, tarım alanları, ormanlık ve ...
Iğdır-Aralık rüzgar erozyon sahası yarı kurak bir iklim özelliği gösterir. Diğer yandan çevresiyl... more Iğdır-Aralık rüzgar erozyon sahası yarı kurak bir iklim özelliği gösterir. Diğer yandan çevresiyle gösterdiği iklim farklılıkları sebebiyle bir mikro klima sahasıdır. Arazinin eğimi az, kültürel tarıma uygun ve vejetasyon süresi uzundur. Ancak Türkiye’nin ikinci büyük rüzgar erozyon sahasıdır ve tarıma hizmeti yoktur. Sahada etkili olan rüzgar erozyonu çevre ve sağlık açısından ciddi zararlar vermesiyle, koruma tedbirleri gündeme gelmiş ve az da olsa bir bölümünde de özverili çalışmalar yapılmıştır. Diğer yandan arazi araştırmacıların uzun yıllar dikkatini çekmiş, toprak özellikleri ve rüzgar erozyon potansiyeli hakkında çeşitli çalışmalar yürütülmüştür. Ancak direkt rüzgar erozyon ölçüm çalışmaları henüz yapılmamıştır. Bu çalışmada, rüzgar erozyon sahasının ve sahada yürütülen araştırma ve koruma amaçlı çalışmaların, ikinci rüzgar erozyon sahasının tanıtımı yapılmış ve yeni projeler tanıtılmıştır
Dünya üzerinde yer alan litosfer ve bunun üzerinde şekillenen pedosfer temel olarak elementler kü... more Dünya üzerinde yer alan litosfer ve bunun üzerinde şekillenen pedosfer temel olarak elementler kümesinden oluşmaktadır. Toprak minerallerinin kimyasal bileşimine giren elementler, elektriksel bir güçle tutulurlar ve bu elementlerin birbirine olan uzaklığı veya yakınlığı bu bağların güçlü olmasını sağlar. Bitki besin elementleri ise bitkinin büyümesi ve gelişmesi için yetiştirildiği ortamda mutlak bulunması gereken elementlerdir. Dünya nüfusunun hızla artmasıyla birlikte insanların gıda ihtiyaçlarını karşılamak için birim alandan elde ettikleri verimin de aynı oranda artması gerekmektedir. Bu ihtiyacı karşılayabilmek için tarım alanlarında yoğun kimyasal gübre uygulamaları yapılmaktadır. Gübreleme ile toprağa, bitki için gerekli besin elementleri sağlanırken, kimyasal gübre kaynaklarında bulunan diğer elementler de toprağa verilmekte ve toprakta birikmektedir. Karayollarına yakın arazilerde ağır metal birikimi daha fazla olmaktadır. Yetiştiricilik yapılan alanlarda fazla miktarda bul...
Aeolian veya eolian olayların bir sonucu veya bir alt çalışma konusu olarak ifade edilen rüzgar e... more Aeolian veya eolian olayların bir sonucu veya bir alt çalışma konusu olarak ifade edilen rüzgar erozyonu Türkiye ve dünyada kurak ve yarı kurak bölgelerin tipik olaylarından birisidir. Düzensiz ve yetersiz yağış, yüksek sıcaklık farkları, yüksek yaz mevsimi sıcaklık ortalamaları, frekansı yüksek yaz günleri, aşırı buharlaşma değerleri ve kuvvetli rüzgarlar rüzgar erozyonunun en önemli göstergeleridir. Rüzgar erozyonu aşındırdığı alanın toprak özelliklerinde değişikliğe sebep olduğu gibi, taşıma esnasında geçtiği bölgelerde olumsuz etkiler yapar (su kanalları, drenaj sistemleri, makineler, canlılar), gücünün azaldığı yerde taşıdığı sedimenti bıraktığı yerin toprak özelliklerinde de değişikliğe sebep olur. Bu derece doğrudan ve dolaylı olumsuz etkileri olan rüzgar erozyonunun iyi bilinmesi ve zararlı etkilerinin azaltılması oldukça önemlidir. Çünkü koruma tedbiri uygulamak, meydana gelen zararı telafi etmekten daha ucuzdur. Bu çalışmada rüzgar erozyonu etkileri, rüzgar ve toprak özell...
Bu araştırmada, Bingöl iline ait 1979-2008 yılları arasındaki yağışların analizi yapılarak, mevsi... more Bu araştırmada, Bingöl iline ait 1979-2008 yılları arasındaki yağışların analizi yapılarak, mevsimlik dağılımı belirlenmiştir. Bu analizlere göre en yağışlı aylar kış ayları ve erozyon açısından en riskli aylar Nisan, Mayıs, Haziran ve Ekim aylarıdır. Yazıcı yağışölçer diyagramlarından 1996-2009 yılları arasında Wischmeier ve Smith (1978)’e göre seçilen 54 yağış üzerinde yapılan hesaplamalar sonucu, uzun yıllar ortalama erozyon indeksi faktörü R = 27,9 olarak bulunmuştur. Bu değer daha önceki araştırmacıların iso-erodent haritalarına göre ortaya koydukları 25 değerinden daha yüksek, yani erozyon riski yılda 2,9 m.ton-metre/ha daha fazladır. Nisan-Ekim dönemi su erozyonu açısından en hassas dönemdir. Mayıs ayı erozyon riski en yüksek olan aydır. Sonbahar yağışları daha az olmasına rağmen, Ekim ayı da şiddetli yağışların en fazla görüldüğü dördüncü ay olarak erozyon riski yüksek bir ay olarak tespit edilmiştir
Bu çalışmada, Türkiye’de DMİ Genel Müdürlüğü bünyesinde meteorolojik rasat yapan istasyonlardan 2... more Bu çalışmada, Türkiye’de DMİ Genel Müdürlüğü bünyesinde meteorolojik rasat yapan istasyonlardan 20 tanesi rastgele seçilerek sıcaklık, yağış, buharlaşma ve nem değerleri incelenmiştir. İstasyonlar, Türkiye’nin üzerinde bulunduğu 5 enlem (37-41) derecesinden dörder tane olarak kuraklık riskinin fazla olduğu, deniz etkisinden uzak karasal iklim bölgelerinden seçilmiştir. Çalışmanın amacı ciddi bir kuraklık tehdidi altında bulunan Türkiye’de olayın meteorolojik boyutlarını farklı parametrelerle ortaya koymak, kuraklığın zirai meteorolojik etkilerini tespit etmek ve çözüm önerilerini sunmaktır. Seçilen istasyonlara ait 30 yıllık (1976-2005) sıcaklık, yağış, buharlaşma ve nem değerleri incelenmiş ve genel olarak sıcaklıklarda artma, yağışlarda ve özellikle kış yağışlarında azalma, buharlaşma değerlerinde artma ve nem değerlerinde azalma eğilimleri gözlenmiştir. Yağışların buharlaşmayı karşılama oranları oldukça düşük bulunmuştur. Bu sonuçlar kuraklık göstergesi olarak değerlendirilmiştir...
Toprak aşınımı ve toprak kaybı çok geç farkına vardığımız zararlarımızdan birisidir. Ülkemizde hâ... more Toprak aşınımı ve toprak kaybı çok geç farkına vardığımız zararlarımızdan birisidir. Ülkemizde hâlâ koyu renkli verimli üst toprağın aşınarak kaybolmasını ve alttaki açık renkli verimsiz toprağın görünmesini anlamayıp benim toprağımın rengi açıldı diyen çiftçilerimiz vardır. Ancak bilim insanları olarak bizler, çiftçilerimize çuvaldızı batırmadan önce, iğneyi kendimize batırmalıyız. Toprak aşınım ve kayıplarına hâlâ “erozyon” diyerek dilimizi de aşındırıyoruz. Benzer şekilde diğer uyarlanamamış (devşirme) terimleri kullanmaya devam etmekle yanlışımızı sürdürüyoruz. Bu çalışmada toprak biliminin bir alt dalı olan toprak koruma konusu içerisinde en çok kullanılan 29 terim veya terimler kümesi İngilizce karşılıkları ve bazılarının en uygun Türkçe kullanım önerileri, konu başlıkları altında, çizelgeler halinde ve bazı yorumlar çizelgelerden hemen sonra sunulmuştur
Atatürk Tarım İşletme Müdürlüğü (Yalova) için hazırlanmış eğim haritasından yararlanılarak, eğimi... more Atatürk Tarım İşletme Müdürlüğü (Yalova) için hazırlanmış eğim haritasından yararlanılarak, eğimi %2’den fazla olan 13 adet parsel belirlenmiştir. Bu parseller için Üniversal Toprak Kayıpları Tahmini Denklemi (USLE) çözümü yapılarak tahmini toprak kayıplarını hesaplamak için önce R, K, LS değerleri bulunmuştur. Arazide; hiç bir bitki örtüsü olmadığı durumda, bitki örtüsünün olduğu fakat koruma önlemlerinin olmadığı durumda, hem bitki örtüsünün hem de koruma önlemlerinin olduğu durumda tahmini toprak kayıpları hesaplanmıştır. Sonuçlar, toprak kaybı tolerans değerleri ile karşılaştırılmış ve tahmini toprak kayıpları fazla olan parsellere ait toprak kaybı değerlerini tolerans değerleri seviyesine düşürmek için; şeritvari ekim, teraslama, münavebe ve yüzey örtüsünün kuvvetlendirilmesi gibi koruma önlemleri önerilmiştir
Bir bölgenin kalkınması için gerekli olan her sektör ve her disiplin, iklim ile doğrudan ilgilidi... more Bir bölgenin kalkınması için gerekli olan her sektör ve her disiplin, iklim ile doğrudan ilgilidir. Yani, iklim bilgisi olmadan planlama, tesis, üretim, pazarlama ve ticaret yapılamaz. İklim verileri dikkate alınmadan atılacak her adım başarıyı azaltacak veya başarısızlığa sebep olacaktır. Bir bölgenin iklimi, uzun yıllar (en az 30 yıl) rasat verilerinin ortalama değerleridir. İklim verilerinin çeşitliliği ve rasat süresinin uzunluğu daha güvenilir sonuçlar ortaya koyacaktır. Bu verilere göre yapılacak planlama ve maliyet hesapları, kaynak israfı ve zararları önleyecektir. “Bingöl iklimi ve etkileri” adlı bu çalışmada büyük klima istasyonu olan Bingöl ili ve Solhan, Genç ve Kiğı ilçelerinin uzun yıllar iklim verileri incelenerek iklim özellikleri ve etkileri ortaya konmuştur
In this study, slope and phosphogypsum's (PG) effects on seal and crust formation and infiltr... more In this study, slope and phosphogypsum's (PG) effects on seal and crust formation and infiltration rate (IR) have been investigated. Clayey soil of Samsun (Typic Udorhent) and silty loam soil of Ankara (Typic Calciorthid) were used. Using a rainfall simulator, control and PG (at a rate of 5 and 10 t.ha-1) applied soils samples that have six different slopes angles (0, 2, 6, 15, 24 and 30 %) were subjected to two simulated rainfalls with an intensity of 45 mm for 60 minutes leaving seven days dry interval between two treatments. As a result of this study, it was found that in the PG-treated soils samples seal and crust formation were thinner and later than the control samples, and the increases of the infiltration rate were significant as statistically at level P?0.01
In this study, consecutive rainfall, slope and phosphogypsum’s (PG) effects on runoff and erosion... more In this study, consecutive rainfall, slope and phosphogypsum’s (PG) effects on runoff and erosion have been invertigated. Clayey soil of Samsun and silty loam soil of Ankara were used. Using a rainfall simulator, control and PG-treated (at the rate of 5 and 10 t.ha-1) soil samples that have five different slope angels (2, 6, 15, 24 and 30%) were subjected to two simulated rainfalls with an intensity of 45 mm for 60 minutes leaving 7 days dry interval between two applications. It was found that in the PG-treated soil samples runoff and erosion were decreased. These decreases were significant as statistically at level 0,01. The consecutive simulated rainfall, slope and PG were effective on runoff and erosion at the same level. The positive effects of PG were observed significantly at the slopes 24 and 30%
Atatürk Tarım İşletmesi (Yalova) topraklarının çeşitli özelliklerinden yararlanılarak, her bir to... more Atatürk Tarım İşletmesi (Yalova) topraklarının çeşitli özelliklerinden yararlanılarak, her bir toprak serisinin erozyon duyarlılığı faktörleri bulunmuş, mevcut erozyon tipi ve yayılımı belirlenmiş, işletme arazisinin eğim haritası çıkarılmış ve kesme dayanıklılığı testleri ile eğimli arazilerdeki kayma riski belirlenmiştir. Bu verilerden yararlanılarak arazideki erozyon yerlerini, tipini ve erozyon ile ilgili diğer görünümleri gösteren erozyon haritası hazırlanmıştır. İşletme arazilerindeki mevcut 6 toprak serisine ait yüzey toprak örnekleri üzerinde yapılan fiziksel analizler sonucunda yüzey toprak tekstürü; killi, killi tınlı, tınlı olarak belirlenmiştir. Yüzey toprakları, organik madde yönünden orta zengin ve hidrolik geçirgenlikleriorta yavaş ile orta hızlı arasında, agregat stabilitesi olarak hem zayıf hem de dirençli toprakları içermektedir. İnfiltrasyon kapasitesi yönünden orta yavaş ve orta infiltrasyon değerlerine sahip işletme arazilerinin, kayma riski bulunan ve fazla eği...
İklim, bir bölgenin yüzey şekilleri, bitki örtüsü, hayvanları, tarımı ve insan davranışları üzeri... more İklim, bir bölgenin yüzey şekilleri, bitki örtüsü, hayvanları, tarımı ve insan davranışları üzerinde doğrudan etkilidir. Zirai Meteoroloji, klimatolojinin tarıma uygulanmasıdır. İklim özellikleri dikkate alınmadan yapılacak planlama ve çalışmalar hatalı sonuçlara ve ciddi zararlara sebep olacaktır. Bu sebeple, bölgelerin iklim etüdü yapılmalı, sürekli olarak izlenmeli ve belli sürelerde yenilenmelidir. Bu araştırmada, Aras havzasında yer alan Erzurum, Ağrı, Iğdır, Kars ve Ardahan illerine ait otuz yıllık (1976-2005) veriler kullanılarak iklim özellikleri, iklim diyagramları ve su bütçeleri belirlenmiştir. Seçilen dönem için sıcaklık, yağış, bağıl nem ve buharlaşma öğelerinin gidişi ve ilişkileri araştırılmıştır. Sonuç olarak, Iğdırın uzun yıllar yıllık ortalama sıcaklık değeri diğer illerin iki katı ve daha fazlasıdır. Aras havzasındaki illerin yağışları Türkiye uzun yıllar toplam yağış ortalamasının altındadır. Bilinenin aksine, Iğdır, Aras havzasında en düşük bağıl nem değerine sa...
Istanbul University - DergiPark, Jul 26, 2014
Özet Erozyon yeryüzünün ve iklim olaylarının yaratılmasıyla başlayan, insan-toprak ilişkileriyle ... more Özet Erozyon yeryüzünün ve iklim olaylarının yaratılmasıyla başlayan, insan-toprak ilişkileriyle hızlandırılan ve zararı geç fark edilmiş, sürekli bir olaydır. Toprak için doğal erozyon bir yenilenme işlemi olarak değerlendirilirken hızlandırılmış erozyon toprağın bozulma ve kaybolmasını ifade etmektedir. Gerekli ve ekonomik önlemlerin alınması ve toprak kayıplarının azaltılabilmesi için erozyon ve etkilerinin iyi bilinmesi gereklidir. Kurak ve yarı kurak bölgelerdeki çıplak, kuru ve gevşek topraklarda görülen rüzgâr erozyonu, havaya, asılı çok küçük toprak parçacıkları ilave ederek su erozyonundan daha zararlı olabilmektedir. Havada asılı çok küçük toprak parçacıkları çok düşük rüzgâr hızlarında bile uzun süre bu şekilde kalabilmektedir. Özellikle PM10 olarak tanımlanan 10 µm çapından daha küçük parçacıklar solunum yollarından geçerek sağlığımızı tehdit etmektedir. Bu makalede erozyon olayı, terminolojisi, rüzgâr erozyonu ve ülkemizdeki ikinci büyük rüzgâr erozyon sahası olan Iğdır-Aralık rüzgâr erozyon sahası tanıtılmıştır.
Istanbul University - DergiPark, Jun 29, 2018
Ülkemizde ziraat eğitimi geç başlamasının yanında, zaman içerisinde program ve şekil açısından bi... more Ülkemizde ziraat eğitimi geç başlamasının yanında, zaman içerisinde program ve şekil açısından bir kaç defa değişikliğe uğramıştır. Bu durum hem eğitimciler hem de öğrenciler üzerinde olumsuz etkiler meydana getirmiştir. Bunun sonucunda ziraat eğitimi veren okullara yönelim azalmıştır. Ancak bu olumsuz durum artık aşılmak üzeredir. Yaklaşık bir yıldır YÖK Başkanlığı nezdinde çalışan komisyonlar tek tip müfredat, tek tip eğitim-öğretim sistemi üzerinde yoğun bir şekilde hazırlık yapmaktadırlar. Ziraat eğitimi verilen kurum ve kuruluşlarda ki diğer bir yanlışlık ise Ziraî Meteoroloji dersi yerine Meteoroloji, İklim Bilgisi veya Klimatoloji derslerinin okutulmasıdır. Bu çalışmada ziraat eğitiminin tarihçesi, meteoroloji, ilgili bilim dalları ve birbiriyle ilişkileri, klimatoloji, ziraî meteoroloji ve birbiriyle ilişkileri, ziraat eğitimi veren okullardaki uygulamalara değinilmiş ve ziraat eğitimi veren kurum ve kuruluşlarda ziraî meteoroloji dersinin gerekliliği vurgulanmıştır.
Istanbul University - DergiPark, Dec 30, 2018
ÖZET Rüzgar erozyonu verimli toprağın kaybedilmesine sebep olur ve sonuç olarak çölleşme olayı me... more ÖZET Rüzgar erozyonu verimli toprağın kaybedilmesine sebep olur ve sonuç olarak çölleşme olayı meydana gelir. Çölleşme, potansiyel olarak, kurak alanlarda yaşayan milyonlarca insanın sosyal ve ekonomik durumlarını etkileyen, ekosistem değişikliğinin en tehdit edici unsuru olmaya devam etmektedir. Rüzgar erozyonu ve dolayısıyla çölleşmenin en önemli sebebi, bitki örtüsünün farklı etkiler sonucu azalmasıdır. Bu farklı etkilerin çok büyük bir kısmı maalesef insan kaynaklıdır. Aslında insanın yaptığı her olumsuz etki, kendisine er geç bir afet olarak geri dönmektedir. Bu afetlerden birisi olan hızlandırılmış erozyon, kabul edilebilir değerlerin üzerindeki toprak kayıpları anlamına gelir ve engellenmediği sürece geleceğimizi tüketmeye devam edecektir. Rüzgar erozyon afeti ile başa çıkabilmek için, tahrip ettiğimiz bitki örtüsünü tamir etmek ve geri kazandırmak bir insanlık ödevimizdir. Bu ödevimizi yaptığımız sürece iyilik yapmaktan daha ziyade borcumuzu ödemiş olacağız. Bu çalışmada rüzgar erozyonunun azaltılmasında bitki örtüsünün önemi, bitki türleri ve gerekli kültürel işlemler açıklanarak, çalışma alanımız olan Iğdır-Aralık rüzgar erozyon sahasından örnekler verilmiştir.
Istanbul University - DergiPark, Jun 29, 2018
Ziraat ve meteoroloji, insanlık için iki vazgeçilmez bilim ve çalışma alanıdır. Günümüzde çok hız... more Ziraat ve meteoroloji, insanlık için iki vazgeçilmez bilim ve çalışma alanıdır. Günümüzde çok hızlı bir şekilde gelişen bilim ve teknoloji, çok disiplinli çalışma alanlarını ortaya çıkarmıştır. Bu hızlı gelişmeler, ortak çalışma alanları konusunda, ziraat ve meteorolojiyi de bir araya getirmiştir. Ziraî meteoroloji, meteorolojinin bir alt dalı olarak, meteorolojik verilerin büyük bir kısmının ziraatte kullanılması ve yorumlanmasıdır. Bunun yanında ziraî meteorolojinin kendine özgü çalışma konuları da vardır. Ekosistemdeki canlıların atmosferik olaylar karşısındaki davranış ve tepkileri ziraî meteorolojinin belli başlı çalışma konularıdır. Bu makalede ziraî meteorolojinin tanıtımı, önemi ve çalışma konuları üzerinde durulmuştur.