nusret yılmaz | Igdir University (original) (raw)

Papers by nusret yılmaz

Research paper thumbnail of Reflectıon of Sarıkamış Operatıon on the Turkısh Novel Wıth Regards to Socıal Memory / Toplumsal Bellek Bağlamında Sarıkamış Harekâtı'nın Türk Romanına Yansıması

Folklor/Edebiyat, 2017

The importance of history which is a product of human actions can't be disregarded in terms o... more The importance of history which is a product of human actions can't be disregarded in terms of determining, leading, structuring effect. Forgotten, pressed memory and hidden facts one day reappear and face us by using other arguments. Each historical event continues to live in our collective subconsciousness till it reappears. Society, memory and history which is involved in recollection and forgetting dialectic depend on each other. The past which is adhered to our memory meets art, a social creation and is reflected in terms of historical novels. The Sarıkamış Operation always used as the image of disaster is one of the reflections although wished to be forgotten. Sarıkamış a historical image alone takes place in both our literary and social life. Within the notional framework of our study, the relation of historical events with the social memory is examined and it has been tried to determine how Sarıkamış Operation has been reflected on the Turkish novel

Research paper thumbnail of İdeoloji’den Din’e: İsmet Özel’in 70 Sonrası Şiirlerinde Anlam Arayışı

Dil ve Edebiyat Araştırmaları/Journal of Language and Literature Studies, 2018

One of the most important features in the potential of mankind is that they possess a purpose and... more One of the most important features in the potential of mankind is that they possess a purpose and values whatever the circumstances are. This feature, which we can describe as a search for meaning is a phenomenon that mankind will discover by their own efforts and that will be shaped by the consequences. İsmet Özel's search for meaning, which was more intense especially when he was middle-aged, continued steadily and passed through different stages determining the poet's life paradigm. Özel began to write poetry with his socialist ideals in his youth but evolved into a new stage following the 1971 coup and he gave up socialist ideology and adopted the Islamic world-view. The present study examines Özel's poetry between 1971 and 1974, the period which bears the traces of his turn from ideology to religion. It also tries to examine the poet's paradigm shift especially in terms of images and metaphors. When the nine poems, beginning with the poem Kötü Şiirler and ending with the poem Amentü, are considered, it is seen that there were no changes in Özel's poetry and that religious expressions that shaped his understanding of the concept leaked into his poems gradually. In this respect, İsmet Özel's poetry, influenced by his aggressive and ill-tempered nature of his personality, did not compromise its original identity even in the period when his existential concerns were eliminated.

Research paper thumbnail of Türk Edebiyatında Paris’in Feminen İmgesi

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2020

Tanzimat sonrası Türk sanatçıları için bir kentten daha fazlasını ifade eden Paris, Batı'ya karşı... more Tanzimat sonrası Türk sanatçıları için bir kentten daha fazlasını ifade eden Paris, Batı'ya karşı duyulan bütün olumlu imajların temelindeki özlemleri simgelemektedir. XVIII. Yüzyıldan itibaren tüm ülkelerden ziyaretçi ağırlayan bu kent, aslında Batı medeniyetinin örnek başkentidir. Tanzimat sonrası siyasi sorunlardan dolayı kaçanlar veya devlet eliyle öğrenime gönderilen öğrencilerin farklı amaçları olsa da Paris'te buluştukları ortak bir duygu vardır: hayret. Hem şaşkınlık hem de hayranlık kokan bu duygu hali, sadece kentin sanayisine, mimarisine veya caddesine has değildir. Modern bir sistemle idare edilen kentte kültürel hayat da Osmanlı aydın ve sanatçısını hayrete düşürür. Osmanlı sanatçısını kendine hayran bırakan Paris'in ihtişamına, bakımlı kadınların cazibesi yansımış ve Parizyen denilen modern bir kadın tipi ortaya çıkmıştır. Bu Parizyen tip, Paris'e feminen bir nitelik yükleyerek Tanzimat'tan itibaren ilk Türk sanatçıları üzerinde etkili olmuştur. Abdülhak Hamid ve Ahmet Mithat'la başlayan bu cazibenin etkisiyle sanatçılarımızın kadrajına Paris'in arka sokakları hiç girmemiş; Paris adeta bir cennet, Parizyen kadınlar da birer "huri" biçiminde tasvir edilmiştir.

Research paper thumbnail of One Fact Two Dreams: The Eastern Man Reflected in the Novels of Yasar Kemal and Kemal Tahir

Uluslararasi Kibris Universitesi Fen-Edebiyat Fakultesi, 2018

Although they issue similar themes, the approaches of our two authors Yaşar Kemal and Kemal Tahir... more Although they issue similar themes, the approaches of our two authors Yaşar Kemal and Kemal Tahir, who have different views, are not the same to the eastern man, without doubt. In the works of Kemal Tahir who meets the eastern man after he meets the Turkish male villagers, the eastern man has a negative image. Yaşar Kemal's romantic realism against the naturalist attitude of Kemal Tahir has determined the basic fiction in the authors' works and also the style of the authors. The statist view that forms Kemal Tahir's point of view turns into more anomalous, civilian colour. The eastern man in Kemal Tahir's works is rogue, ignorant, addicted to interest, whereas in Yaşar Kemal's works he becomes a brave person who objects to the cruelty of the landowners and who is dependent on his cultural roots. In this study, the reflections of two different views will be examined.

Research paper thumbnail of Doğu Anadolu'yu Konu Edinen Romanlarda "Bireysel ve Toplumsal Geri Kalmışlığın İ

Journal of Turkish Studies, 2018

gölgesinde şekillenen eserlerdeki tematik unsurlar belirlenmeye çalışılmıştır.

Research paper thumbnail of Toplumsal Bellek Bağlamında Sarıkamış Harekâtı nın Türk Romanına Yansıması

Uluslararasi Kibris Universitesi Fen-Edebiyat Fakultesi, 2017

Research paper thumbnail of Sait Faik'in Şehri Unutan Adam Adlı Öyküsünün Göstergebilimsel Açıdan İncelenmesi

Journal of Turkish Studies, 2013

The Earth the man is living on and each object he has started interacting is an object appropriat... more The Earth the man is living on and each object he has started interacting is an object appropriate for turning into a sign language. Man has been able to reflect these shapes in various ways; gesture and facial expressions, icon, picture, painting or words etc. Thanks to these indicators which have replaced the concept or creature, there has been exchange between the mind and the universe, in fact the man has found himself in the jungle of indicators. Turkish Studies

Research paper thumbnail of Bi̇ri̇nci̇ Dünya Savaşi Dönemi̇nde Yayinlanan Türk Romanlarinin Temati̇k Hari̇tasi

Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, 2020

This article was checked by ithenticate.

Research paper thumbnail of ERCİYES ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Edebiyat--Kültür BİLDİRİLER KİTABI

Research paper thumbnail of Riffaterre'in Göstergebilimsel

In the poems of Hilmi Yavuz, who has the right knowledge in many fields of social sciences, the t... more In the poems of Hilmi Yavuz, who has the right knowledge in many fields of social sciences, the traces of this wide knowledge are found. In his poems, which must be read in two planes, there are different layers of meaning that perceive themselves under the superficial meaning. Yavuz who recognized as an imagist poet, especially in the use of metaphorical references to the poem in the associations of abundant associations. In this work, we try to analyze Riffaterre with the help of semiotic methods, Doğu Şiirleri (The Eastern Poetry), were subjected to a close study in terms of both their depth of meaning and their aesthetic subtlety. Oriental civilization's own paradigmatic system was given in a general framework and the cultural and sociological qualities of Eastern Anatolia were tried to be conveyed to the extent that poetry was possible. In the period when poetry was written, in parallel with the socialist concept dominating Turkish poetry; but in these poems which are not influenced, the collective affairs are processed without neglecting individual sensitivities. The eastern poetry, consisting of eighteen poems, is the result of an effort to capture the eastern imagery that appears at the same time as the poet's philosophical, historical, economic, social and political point of view.

Research paper thumbnail of İdeoloji'den Din'e: İsmet Özel'in 70 Sonrası Şiirlerinde Anlam Arayışı

İnsanoğlunun potansiyelinde var olan en önemli özelliklerden biri içinde bulunduğu şartlar ne olu... more İnsanoğlunun potansiyelinde var olan en önemli özelliklerden biri içinde bulunduğu şartlar ne olursa olsun bir amaca veya bir değere sahip olmasıdır. Anlam arayışı olarak tanımlayabileceğimiz bu nitelik, insanın bizzat kendi çabasıyla keşfedeceği ve sonuçlarıyla şekilleneceği bir olgudur. İsmet Özel'in özellikle orta yaşlarda yoğunlaşan bu anlam arayışı durmadan devam etmiş ve farklı mecralardan geçerek şairin yaşam paradigmasını belirlemiştir. İlk gençliğinin sosyalist idealleriyle başlayan şiir hayatı 71 Darbesi'nden sonra yeni bir mecraya evrilmiş ve Özel, sosyalist ideolojiden vazgeçerek İslami dünya görüşünü benimsemiştir. Bu çalışmada, Özel'in ideolojiden dine yönelişinin işaretlerini taşıyan 1971-74 arası şiirleri ele alınmış; özellikle imgeler ve metaforlar üzerinden şairin değişen paradigması yakalanmaya çalışılmıştır. Kötü Şiirler ile başlayan ve Amentü ile biten dokuz şiirde Özel'in şiir anlayışının değişmediği, onun kavrama dünyasını şekillendiren dinsel ifadelerin şiirlerine aşamalı bir biçimde sızdığı görülmektedir. Bu yönüyle İsmet Özel'in kavgacı ve hırçın tabiatından etkilenen şiiri, varoluşsal kaygılarının giderildiği dönemde de özgün kimliğinden taviz vermemiştir.

Research paper thumbnail of Suç ve Ceza Türk Romanında Eşkıyalık

Research paper thumbnail of DOĞU ANADOLU

Research paper thumbnail of Turkish Studies -International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Research paper thumbnail of Riffaterre'in Göstergebilimsel

Makale, 2019

Öz: Sosyal bilimlerin birçok alanında haklı bir bilgi birikimine sahip Hilmi Yavuz'un şiirlerinde... more Öz: Sosyal bilimlerin birçok alanında haklı bir bilgi birikimine sahip Hilmi Yavuz'un şiirlerinde bu geniş irfanın izlerine rast-lanır. İki düzlemde okunması gereken şiirlerinde yüzeysel an-lamın altında kendini sezdiren farklı anlam katmanları bulun-maktadır. İmgeci bir şair olarak tanınan Yavuz, özellikle istiare-lerden yararlanarak ördüğü şiirlerinde bol çağrışımlı anlamlara başvurur. Bu çalışmada, Riffaterre'in göstergebilimsel yöntem-leri yardımıyla çözümlemeye çalıştığımız "doğu şiirleri" hem anlam derinliği hem de estetik incelikleri itibariyle bir yakın okumaya tabi tutulmuştur. Doğu uygarlığının kendi paradig-matik dizgesi genel bir çerçevede verilerek Doğu Anadolu'nun kültürel ve sosyolojik nitelikleri şiirin elverdiği imkânlar ölçü-sünde iletilmeye çalışılmıştır. Şiirin yazıldığı dönemde Türk şii-rine hâkim olan toplumcu anlayışın paralelinde olan fakat etki-sinde kalmayan bu şiirlerde kolektif meseleler, bireysel duyarlı-lıklar ihmal edilmeden işlenmiştir. On sekiz şiirden oluşan do-ğu şiirleri, şairin felsefi, tarihi, iktisadi, sosyal ve siyasal bakış açısının aynasında görünen Doğu imgesini yakalamaya yönelik gayretinin bir sonucudur. Anahtar Kelimeler: Hilmi Yavuz, Riffaterre, doğu, kültür, sev-da, ölüm. a Iğdır Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

Research paper thumbnail of TÜRK ROMANINDA DOĞU ANADOLU

Kitap, 2019

Türk edebiyatına konu olmakta hayli geciken Doğu Anadolu'nun romanlara yansıma biçimi, iki yüz kı... more Türk edebiyatına konu olmakta hayli geciken Doğu Anadolu'nun romanlara yansıma biçimi, iki yüz kırk roman öznelinde insan-mekân-tema eksenli incelenmiştir. Bu çalışmada roman kahramanlarının Doğu'ya yönelik bakış açısı, mekâna yönelik olumlu ve olumsuz bakış açı-ları ya anlatıcının ya da roman kahramanlarının anlatım ve diyalogları vasıtasıyla belirlenme-ye gayret edilmiştir. Romanların genelinde Doğu, kışlarının sertliği, kısıtlı ulaşım imkânları ve tarıma elverişsiz coğrafyasıyla öne çıkan olumsuz bir imgedir. Karamsarlık kokan tasvirlerle romanlarımıza konu olan Doğu Anadolu, az da olsa, kimi romanlarda özellikle bahar ve ya-zın etkisiyle tamamen değişmiş; dağların, gürül gürül akan suların, rengârenk açan çiçekle-rin verdiği coşkuyla güzel tasvirlere kapı aralamıştır. Özellikle memleket hasretiyle yazan ya-zarlarda tesadüf ettiğimiz bu olumlu yaklaşım, mitik unsurlarla da beslenerek yüceltilmiştir. Romanların tematik incelemelerini bireysel, sosyal ve siyasal içeriklerine göre sınıflandırıl-dığı kitapta özellikle Toplumcu Gerçekçi yazarların romanlarında, feodal düzenin tasviriyle birlikte yoksulluk, eğitimsizlik, kadın istismarı, töre cinayetleri, aşiret uyuşmazlıkları yoğun-luktadır. Savaşlardan, işgallerden ve göçlerden çok çeken halkın eşkıya hikâyeleriyle renkle-nen yaşamları; kaçakçılığın, soygun ve kız kaçırmaların sıkça görülmesi, bölgedeki idari sı-kıntının rengini göstermesi bakımından önemlidir. Halkın kutsal saydığı dağlara, yatırlara, kişilere sığınması, seyitlerle şıhların artan nüfuzları ve toplumsal rolleri birçok romanda ağır-lığını hissettirmiştir. Doğu Anadolu hakkında, roman tarihimiz boyunca yazılan tüm romanlar taranırken hissedi-len en baskın duygu huzursuzluktur. Gerek coğrafyasının amansızlığı gerek ikliminin çetin-liği gerekse tarihsel temellere dayanan sosyal ve siyasal olaylarıyla Doğu, oraya dışarıdan gelenlerin değil, orada yaşayan insanların bile tahammül sınırlarını zorlamaya yetmektedir. İncelenen romanların tematik ağırlığını oluşturan tüm olumsuz durumlar, edebiyat dünyasını ilgilendirdiği kadar diğer disiplinlerin de dikkatini kuvvetli bir biçimde çekecek niteliktedir. Burada açıkça itiraf edilmelidir ki bu çalışmadan çıkan kanaat ile ülke genelindeki Doğu'ya yönelik olumsuz algı, tamamen örtüşmektedir. Hatta var olan bu olumsuz algı, yaptığımız ça-lışmanın sonunda çürütülememiş, aksine daha da pekişmiştir. 20190123hip_nusret_yilmaz_dogunun_romanlari_kapak.indd All Pages

Research paper thumbnail of Bildiri- NURULLAH ATAÇ’IN ELEŞTİRİSİNDE ROMAN VE HİKÂYE

Bildiri, 2018

Türk edebiyatında kendine has bir çizginin sahibi olan Ataç, dil merkezli hassasiyetinin de etkis... more Türk edebiyatında kendine has bir çizginin sahibi olan Ataç, dil merkezli hassasiyetinin de etkisiyle taviz vermez bir eleştirmen olarak tanınmıştır. Gazete ve dergi yazılarıyla sanat anlayışını vermeye çalışan Ataç, özellikle yeni yetişen gençlerin edebiyata özendirilmesi ve yönlendirilmesinde büyük rol oynamıştır. Çoğunlukla şiir alanındaki eleştirileriyle tanınan Ataç'ın gazete ve dergi yazılarında roman ve hikâyelere yönelik azımsanamayacak sayıda değerlendirmelerinin olduğu da görülmektedir. Gerçekçi yazın anlayışına bağlı olan sanatçımız, roman türüne dair genel görüşlerinde veya ismini andığı bazı kitaplara yönelik değerlendirmelerinde onların gerçekçilik anlayışlarını sorgulamıştır. Kendi beğenilerinin yön verdiği bu eleştiri yazılarında taviz vermediği tek unsur, dildir. Değerlendirmelerinin ana eksenini ele aldığı eserdeki dil yanlışları ve eski kelimeleri olsa da Ataç, romanın sanatsal bir nitelik taşıyıp taşımamasına büyük önem verir. Ataç'ın sıklıkla eleştiri konusu ettiği şey, gerçekçilik iddiasındaki eserdeki tüm olayların gerçekte olup olmadığı değil, roman kahramanlarının ve olay örgüsünün bizi etkileyip etkilememe meselesidir, başka bir deyişle gerçeklik duygusudur.

Research paper thumbnail of Bildiri- RUS İŞGALİNİN TÜRK ROMANINA YANSIMASI

Bildiri, 2018

ÖZET Almanlar lehine savaşa giren İttihat ve Terakki yönetimi, kaybedilen toprakları tekrar kazan... more ÖZET Almanlar lehine savaşa giren İttihat ve Terakki yönetimi, kaybedilen toprakları tekrar kazanma umuduyla Rus limanları bombalayarak Ruslara resmen savaş açmış olur. Özellikle Enver Paşa'nın ihtirasıyla girişilen bu savaş diğer imparatorluklar gibi Osmanlı İmparatorluğu'nun da sonu olmuş ve savaş, dünya genelinde yaklaşık on milyon insanın yaşamına mal olmuştur. Tarih ile edebiyatın kesiştiği önemli olaylardan biri olan bu savaşla Doğu Anadolu, baştanbaşa Rus işgaline uğramış, bölgede yaşayan insanlar göç, kıyım ve baskılara maruz kalmıştır. Tarihi olaylara duyarsız kalmayan edebiyatın bu geniş ölçekli savaşı görmezden gelmesi mümkün değildir. Savaşı eserlerine konu edinen yazarlar, kolektif belleğimize fazlasıyla sirayet etmiş savaş anılarını, gerçekleşme zamanından yazma anına çekerek olaylara güncellik kazandırırlar. Toplumun hafızasında yakıcı etkisini koruyan bu konu araştırmamız kapsamındaki romanlara fazlaca yansımıştır. Bu çalışmada amacımız, Rus işgalinin Anadolu insanının hayatında meydana getirdiği olumsuz değişimi roman yardımıyla tespit etmektir. Bundan dolayı çalışmanın kapsamı Rus işgalini konu edinen romanlarla sınırlı kalmıştır. Sadece roman türüne yönelik bu çalışmamız, romanların tematik ağırlıkları belirlendikten sonra uygun alıntılarla desteklenerek değerlendirmeye tabi tutulmuştur.

Research paper thumbnail of Bildiri- AĞRI DAĞI EFSANESİ'ne OLUŞUMSAL YAPISALCI BİR YAKLAŞIM

Bildiri, 2018

Dünyaya ve sanata toplumcu gerçekçi bir bakış açısıyla yaklaşan Yaşar Kemal'in Ağrı Dağı Efsanesi... more Dünyaya ve sanata toplumcu gerçekçi bir bakış açısıyla yaklaşan Yaşar Kemal'in Ağrı Dağı Efsanesi, toplumun temel dinamiklerini ele verme konusunda bolca örnek sunması ve gerek roman sosyolojisi gerekse Kuzeydoğu Anadolu yöresinde yaşayan halkın sosyal gerçekliğini vermesi bakımından önemlidir. Yazarın bağrında yetiştiği toplumun niteliklerinin temsilcisi olması, dil başta olmak üzere bütün toplumsal kurumları ve değerleri eserine ister istemez yansıtmasıyla sonuçlanır. Yaşar Kemal, özellikle romanlarıyla toplumun nabzını tutmaya çabalayan ve yazdığı eserlerle toplumun tarihsel birikimlerini sosyolojinin verdiği perspektifle irdelemeye çalışan bir yazar olarak, konu edindiği yörelerin insanını onu şekillendiren kültüründen soyutlamadan vermeye çalışır. Verdiği mesajlar, içerdiği toplumsal kodlar küçük hacmini fazlaca aşan Ağrı Dağı Efsanesi'nde; dağ imgesiyle sembolleşen mekân, mitlerle yoğrulan halk kültürünü ve hisleriyle hareket eden toplumu Ahmet ile Gülbahar'ın aşkında buluşturur. Bu çalışmada, kolektif belleğin şekillendirdiği toplumsal yapının bir izdüşümü olan Ağrı Dağı Efsanesi, Lucien Goldman'ın bakış açısıyla incelenmeye çalışılacaktır. Toplumcu gerçekçi bakış açısıyla kaleme alınan bu eser, oluşumsal yapısalcı yaklaşımla ele alınarak metne sızan toplumsal gerçekliğin üzerine oturduğu bilinci yakalamamızı sağlar. Yazar, geniş halk yığınlarının kendilerini ezen iktidar aygıtına karşı direnebileceğini ve bu gücün halkı oluşturan kalabalıkların potansiyelinde var olduğunu gerçeğini bir atın sebep olduğu olaylar silsilesi sayesinde vermiş olur.

Research paper thumbnail of Bildiri- TÜRK ROMANINDA KUZEYDOĞU ANADOLU

Research paper thumbnail of Reflectıon of Sarıkamış Operatıon on the Turkısh Novel Wıth Regards to Socıal Memory / Toplumsal Bellek Bağlamında Sarıkamış Harekâtı'nın Türk Romanına Yansıması

Folklor/Edebiyat, 2017

The importance of history which is a product of human actions can't be disregarded in terms o... more The importance of history which is a product of human actions can't be disregarded in terms of determining, leading, structuring effect. Forgotten, pressed memory and hidden facts one day reappear and face us by using other arguments. Each historical event continues to live in our collective subconsciousness till it reappears. Society, memory and history which is involved in recollection and forgetting dialectic depend on each other. The past which is adhered to our memory meets art, a social creation and is reflected in terms of historical novels. The Sarıkamış Operation always used as the image of disaster is one of the reflections although wished to be forgotten. Sarıkamış a historical image alone takes place in both our literary and social life. Within the notional framework of our study, the relation of historical events with the social memory is examined and it has been tried to determine how Sarıkamış Operation has been reflected on the Turkish novel

Research paper thumbnail of İdeoloji’den Din’e: İsmet Özel’in 70 Sonrası Şiirlerinde Anlam Arayışı

Dil ve Edebiyat Araştırmaları/Journal of Language and Literature Studies, 2018

One of the most important features in the potential of mankind is that they possess a purpose and... more One of the most important features in the potential of mankind is that they possess a purpose and values whatever the circumstances are. This feature, which we can describe as a search for meaning is a phenomenon that mankind will discover by their own efforts and that will be shaped by the consequences. İsmet Özel's search for meaning, which was more intense especially when he was middle-aged, continued steadily and passed through different stages determining the poet's life paradigm. Özel began to write poetry with his socialist ideals in his youth but evolved into a new stage following the 1971 coup and he gave up socialist ideology and adopted the Islamic world-view. The present study examines Özel's poetry between 1971 and 1974, the period which bears the traces of his turn from ideology to religion. It also tries to examine the poet's paradigm shift especially in terms of images and metaphors. When the nine poems, beginning with the poem Kötü Şiirler and ending with the poem Amentü, are considered, it is seen that there were no changes in Özel's poetry and that religious expressions that shaped his understanding of the concept leaked into his poems gradually. In this respect, İsmet Özel's poetry, influenced by his aggressive and ill-tempered nature of his personality, did not compromise its original identity even in the period when his existential concerns were eliminated.

Research paper thumbnail of Türk Edebiyatında Paris’in Feminen İmgesi

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2020

Tanzimat sonrası Türk sanatçıları için bir kentten daha fazlasını ifade eden Paris, Batı'ya karşı... more Tanzimat sonrası Türk sanatçıları için bir kentten daha fazlasını ifade eden Paris, Batı'ya karşı duyulan bütün olumlu imajların temelindeki özlemleri simgelemektedir. XVIII. Yüzyıldan itibaren tüm ülkelerden ziyaretçi ağırlayan bu kent, aslında Batı medeniyetinin örnek başkentidir. Tanzimat sonrası siyasi sorunlardan dolayı kaçanlar veya devlet eliyle öğrenime gönderilen öğrencilerin farklı amaçları olsa da Paris'te buluştukları ortak bir duygu vardır: hayret. Hem şaşkınlık hem de hayranlık kokan bu duygu hali, sadece kentin sanayisine, mimarisine veya caddesine has değildir. Modern bir sistemle idare edilen kentte kültürel hayat da Osmanlı aydın ve sanatçısını hayrete düşürür. Osmanlı sanatçısını kendine hayran bırakan Paris'in ihtişamına, bakımlı kadınların cazibesi yansımış ve Parizyen denilen modern bir kadın tipi ortaya çıkmıştır. Bu Parizyen tip, Paris'e feminen bir nitelik yükleyerek Tanzimat'tan itibaren ilk Türk sanatçıları üzerinde etkili olmuştur. Abdülhak Hamid ve Ahmet Mithat'la başlayan bu cazibenin etkisiyle sanatçılarımızın kadrajına Paris'in arka sokakları hiç girmemiş; Paris adeta bir cennet, Parizyen kadınlar da birer "huri" biçiminde tasvir edilmiştir.

Research paper thumbnail of One Fact Two Dreams: The Eastern Man Reflected in the Novels of Yasar Kemal and Kemal Tahir

Uluslararasi Kibris Universitesi Fen-Edebiyat Fakultesi, 2018

Although they issue similar themes, the approaches of our two authors Yaşar Kemal and Kemal Tahir... more Although they issue similar themes, the approaches of our two authors Yaşar Kemal and Kemal Tahir, who have different views, are not the same to the eastern man, without doubt. In the works of Kemal Tahir who meets the eastern man after he meets the Turkish male villagers, the eastern man has a negative image. Yaşar Kemal's romantic realism against the naturalist attitude of Kemal Tahir has determined the basic fiction in the authors' works and also the style of the authors. The statist view that forms Kemal Tahir's point of view turns into more anomalous, civilian colour. The eastern man in Kemal Tahir's works is rogue, ignorant, addicted to interest, whereas in Yaşar Kemal's works he becomes a brave person who objects to the cruelty of the landowners and who is dependent on his cultural roots. In this study, the reflections of two different views will be examined.

Research paper thumbnail of Doğu Anadolu'yu Konu Edinen Romanlarda "Bireysel ve Toplumsal Geri Kalmışlığın İ

Journal of Turkish Studies, 2018

gölgesinde şekillenen eserlerdeki tematik unsurlar belirlenmeye çalışılmıştır.

Research paper thumbnail of Toplumsal Bellek Bağlamında Sarıkamış Harekâtı nın Türk Romanına Yansıması

Uluslararasi Kibris Universitesi Fen-Edebiyat Fakultesi, 2017

Research paper thumbnail of Sait Faik'in Şehri Unutan Adam Adlı Öyküsünün Göstergebilimsel Açıdan İncelenmesi

Journal of Turkish Studies, 2013

The Earth the man is living on and each object he has started interacting is an object appropriat... more The Earth the man is living on and each object he has started interacting is an object appropriate for turning into a sign language. Man has been able to reflect these shapes in various ways; gesture and facial expressions, icon, picture, painting or words etc. Thanks to these indicators which have replaced the concept or creature, there has been exchange between the mind and the universe, in fact the man has found himself in the jungle of indicators. Turkish Studies

Research paper thumbnail of Bi̇ri̇nci̇ Dünya Savaşi Dönemi̇nde Yayinlanan Türk Romanlarinin Temati̇k Hari̇tasi

Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, 2020

This article was checked by ithenticate.

Research paper thumbnail of ERCİYES ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Edebiyat--Kültür BİLDİRİLER KİTABI

Research paper thumbnail of Riffaterre'in Göstergebilimsel

In the poems of Hilmi Yavuz, who has the right knowledge in many fields of social sciences, the t... more In the poems of Hilmi Yavuz, who has the right knowledge in many fields of social sciences, the traces of this wide knowledge are found. In his poems, which must be read in two planes, there are different layers of meaning that perceive themselves under the superficial meaning. Yavuz who recognized as an imagist poet, especially in the use of metaphorical references to the poem in the associations of abundant associations. In this work, we try to analyze Riffaterre with the help of semiotic methods, Doğu Şiirleri (The Eastern Poetry), were subjected to a close study in terms of both their depth of meaning and their aesthetic subtlety. Oriental civilization's own paradigmatic system was given in a general framework and the cultural and sociological qualities of Eastern Anatolia were tried to be conveyed to the extent that poetry was possible. In the period when poetry was written, in parallel with the socialist concept dominating Turkish poetry; but in these poems which are not influenced, the collective affairs are processed without neglecting individual sensitivities. The eastern poetry, consisting of eighteen poems, is the result of an effort to capture the eastern imagery that appears at the same time as the poet's philosophical, historical, economic, social and political point of view.

Research paper thumbnail of İdeoloji'den Din'e: İsmet Özel'in 70 Sonrası Şiirlerinde Anlam Arayışı

İnsanoğlunun potansiyelinde var olan en önemli özelliklerden biri içinde bulunduğu şartlar ne olu... more İnsanoğlunun potansiyelinde var olan en önemli özelliklerden biri içinde bulunduğu şartlar ne olursa olsun bir amaca veya bir değere sahip olmasıdır. Anlam arayışı olarak tanımlayabileceğimiz bu nitelik, insanın bizzat kendi çabasıyla keşfedeceği ve sonuçlarıyla şekilleneceği bir olgudur. İsmet Özel'in özellikle orta yaşlarda yoğunlaşan bu anlam arayışı durmadan devam etmiş ve farklı mecralardan geçerek şairin yaşam paradigmasını belirlemiştir. İlk gençliğinin sosyalist idealleriyle başlayan şiir hayatı 71 Darbesi'nden sonra yeni bir mecraya evrilmiş ve Özel, sosyalist ideolojiden vazgeçerek İslami dünya görüşünü benimsemiştir. Bu çalışmada, Özel'in ideolojiden dine yönelişinin işaretlerini taşıyan 1971-74 arası şiirleri ele alınmış; özellikle imgeler ve metaforlar üzerinden şairin değişen paradigması yakalanmaya çalışılmıştır. Kötü Şiirler ile başlayan ve Amentü ile biten dokuz şiirde Özel'in şiir anlayışının değişmediği, onun kavrama dünyasını şekillendiren dinsel ifadelerin şiirlerine aşamalı bir biçimde sızdığı görülmektedir. Bu yönüyle İsmet Özel'in kavgacı ve hırçın tabiatından etkilenen şiiri, varoluşsal kaygılarının giderildiği dönemde de özgün kimliğinden taviz vermemiştir.

Research paper thumbnail of Suç ve Ceza Türk Romanında Eşkıyalık

Research paper thumbnail of DOĞU ANADOLU

Research paper thumbnail of Turkish Studies -International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Research paper thumbnail of Riffaterre'in Göstergebilimsel

Makale, 2019

Öz: Sosyal bilimlerin birçok alanında haklı bir bilgi birikimine sahip Hilmi Yavuz'un şiirlerinde... more Öz: Sosyal bilimlerin birçok alanında haklı bir bilgi birikimine sahip Hilmi Yavuz'un şiirlerinde bu geniş irfanın izlerine rast-lanır. İki düzlemde okunması gereken şiirlerinde yüzeysel an-lamın altında kendini sezdiren farklı anlam katmanları bulun-maktadır. İmgeci bir şair olarak tanınan Yavuz, özellikle istiare-lerden yararlanarak ördüğü şiirlerinde bol çağrışımlı anlamlara başvurur. Bu çalışmada, Riffaterre'in göstergebilimsel yöntem-leri yardımıyla çözümlemeye çalıştığımız "doğu şiirleri" hem anlam derinliği hem de estetik incelikleri itibariyle bir yakın okumaya tabi tutulmuştur. Doğu uygarlığının kendi paradig-matik dizgesi genel bir çerçevede verilerek Doğu Anadolu'nun kültürel ve sosyolojik nitelikleri şiirin elverdiği imkânlar ölçü-sünde iletilmeye çalışılmıştır. Şiirin yazıldığı dönemde Türk şii-rine hâkim olan toplumcu anlayışın paralelinde olan fakat etki-sinde kalmayan bu şiirlerde kolektif meseleler, bireysel duyarlı-lıklar ihmal edilmeden işlenmiştir. On sekiz şiirden oluşan do-ğu şiirleri, şairin felsefi, tarihi, iktisadi, sosyal ve siyasal bakış açısının aynasında görünen Doğu imgesini yakalamaya yönelik gayretinin bir sonucudur. Anahtar Kelimeler: Hilmi Yavuz, Riffaterre, doğu, kültür, sev-da, ölüm. a Iğdır Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

Research paper thumbnail of TÜRK ROMANINDA DOĞU ANADOLU

Kitap, 2019

Türk edebiyatına konu olmakta hayli geciken Doğu Anadolu'nun romanlara yansıma biçimi, iki yüz kı... more Türk edebiyatına konu olmakta hayli geciken Doğu Anadolu'nun romanlara yansıma biçimi, iki yüz kırk roman öznelinde insan-mekân-tema eksenli incelenmiştir. Bu çalışmada roman kahramanlarının Doğu'ya yönelik bakış açısı, mekâna yönelik olumlu ve olumsuz bakış açı-ları ya anlatıcının ya da roman kahramanlarının anlatım ve diyalogları vasıtasıyla belirlenme-ye gayret edilmiştir. Romanların genelinde Doğu, kışlarının sertliği, kısıtlı ulaşım imkânları ve tarıma elverişsiz coğrafyasıyla öne çıkan olumsuz bir imgedir. Karamsarlık kokan tasvirlerle romanlarımıza konu olan Doğu Anadolu, az da olsa, kimi romanlarda özellikle bahar ve ya-zın etkisiyle tamamen değişmiş; dağların, gürül gürül akan suların, rengârenk açan çiçekle-rin verdiği coşkuyla güzel tasvirlere kapı aralamıştır. Özellikle memleket hasretiyle yazan ya-zarlarda tesadüf ettiğimiz bu olumlu yaklaşım, mitik unsurlarla da beslenerek yüceltilmiştir. Romanların tematik incelemelerini bireysel, sosyal ve siyasal içeriklerine göre sınıflandırıl-dığı kitapta özellikle Toplumcu Gerçekçi yazarların romanlarında, feodal düzenin tasviriyle birlikte yoksulluk, eğitimsizlik, kadın istismarı, töre cinayetleri, aşiret uyuşmazlıkları yoğun-luktadır. Savaşlardan, işgallerden ve göçlerden çok çeken halkın eşkıya hikâyeleriyle renkle-nen yaşamları; kaçakçılığın, soygun ve kız kaçırmaların sıkça görülmesi, bölgedeki idari sı-kıntının rengini göstermesi bakımından önemlidir. Halkın kutsal saydığı dağlara, yatırlara, kişilere sığınması, seyitlerle şıhların artan nüfuzları ve toplumsal rolleri birçok romanda ağır-lığını hissettirmiştir. Doğu Anadolu hakkında, roman tarihimiz boyunca yazılan tüm romanlar taranırken hissedi-len en baskın duygu huzursuzluktur. Gerek coğrafyasının amansızlığı gerek ikliminin çetin-liği gerekse tarihsel temellere dayanan sosyal ve siyasal olaylarıyla Doğu, oraya dışarıdan gelenlerin değil, orada yaşayan insanların bile tahammül sınırlarını zorlamaya yetmektedir. İncelenen romanların tematik ağırlığını oluşturan tüm olumsuz durumlar, edebiyat dünyasını ilgilendirdiği kadar diğer disiplinlerin de dikkatini kuvvetli bir biçimde çekecek niteliktedir. Burada açıkça itiraf edilmelidir ki bu çalışmadan çıkan kanaat ile ülke genelindeki Doğu'ya yönelik olumsuz algı, tamamen örtüşmektedir. Hatta var olan bu olumsuz algı, yaptığımız ça-lışmanın sonunda çürütülememiş, aksine daha da pekişmiştir. 20190123hip_nusret_yilmaz_dogunun_romanlari_kapak.indd All Pages

Research paper thumbnail of Bildiri- NURULLAH ATAÇ’IN ELEŞTİRİSİNDE ROMAN VE HİKÂYE

Bildiri, 2018

Türk edebiyatında kendine has bir çizginin sahibi olan Ataç, dil merkezli hassasiyetinin de etkis... more Türk edebiyatında kendine has bir çizginin sahibi olan Ataç, dil merkezli hassasiyetinin de etkisiyle taviz vermez bir eleştirmen olarak tanınmıştır. Gazete ve dergi yazılarıyla sanat anlayışını vermeye çalışan Ataç, özellikle yeni yetişen gençlerin edebiyata özendirilmesi ve yönlendirilmesinde büyük rol oynamıştır. Çoğunlukla şiir alanındaki eleştirileriyle tanınan Ataç'ın gazete ve dergi yazılarında roman ve hikâyelere yönelik azımsanamayacak sayıda değerlendirmelerinin olduğu da görülmektedir. Gerçekçi yazın anlayışına bağlı olan sanatçımız, roman türüne dair genel görüşlerinde veya ismini andığı bazı kitaplara yönelik değerlendirmelerinde onların gerçekçilik anlayışlarını sorgulamıştır. Kendi beğenilerinin yön verdiği bu eleştiri yazılarında taviz vermediği tek unsur, dildir. Değerlendirmelerinin ana eksenini ele aldığı eserdeki dil yanlışları ve eski kelimeleri olsa da Ataç, romanın sanatsal bir nitelik taşıyıp taşımamasına büyük önem verir. Ataç'ın sıklıkla eleştiri konusu ettiği şey, gerçekçilik iddiasındaki eserdeki tüm olayların gerçekte olup olmadığı değil, roman kahramanlarının ve olay örgüsünün bizi etkileyip etkilememe meselesidir, başka bir deyişle gerçeklik duygusudur.

Research paper thumbnail of Bildiri- RUS İŞGALİNİN TÜRK ROMANINA YANSIMASI

Bildiri, 2018

ÖZET Almanlar lehine savaşa giren İttihat ve Terakki yönetimi, kaybedilen toprakları tekrar kazan... more ÖZET Almanlar lehine savaşa giren İttihat ve Terakki yönetimi, kaybedilen toprakları tekrar kazanma umuduyla Rus limanları bombalayarak Ruslara resmen savaş açmış olur. Özellikle Enver Paşa'nın ihtirasıyla girişilen bu savaş diğer imparatorluklar gibi Osmanlı İmparatorluğu'nun da sonu olmuş ve savaş, dünya genelinde yaklaşık on milyon insanın yaşamına mal olmuştur. Tarih ile edebiyatın kesiştiği önemli olaylardan biri olan bu savaşla Doğu Anadolu, baştanbaşa Rus işgaline uğramış, bölgede yaşayan insanlar göç, kıyım ve baskılara maruz kalmıştır. Tarihi olaylara duyarsız kalmayan edebiyatın bu geniş ölçekli savaşı görmezden gelmesi mümkün değildir. Savaşı eserlerine konu edinen yazarlar, kolektif belleğimize fazlasıyla sirayet etmiş savaş anılarını, gerçekleşme zamanından yazma anına çekerek olaylara güncellik kazandırırlar. Toplumun hafızasında yakıcı etkisini koruyan bu konu araştırmamız kapsamındaki romanlara fazlaca yansımıştır. Bu çalışmada amacımız, Rus işgalinin Anadolu insanının hayatında meydana getirdiği olumsuz değişimi roman yardımıyla tespit etmektir. Bundan dolayı çalışmanın kapsamı Rus işgalini konu edinen romanlarla sınırlı kalmıştır. Sadece roman türüne yönelik bu çalışmamız, romanların tematik ağırlıkları belirlendikten sonra uygun alıntılarla desteklenerek değerlendirmeye tabi tutulmuştur.

Research paper thumbnail of Bildiri- AĞRI DAĞI EFSANESİ'ne OLUŞUMSAL YAPISALCI BİR YAKLAŞIM

Bildiri, 2018

Dünyaya ve sanata toplumcu gerçekçi bir bakış açısıyla yaklaşan Yaşar Kemal'in Ağrı Dağı Efsanesi... more Dünyaya ve sanata toplumcu gerçekçi bir bakış açısıyla yaklaşan Yaşar Kemal'in Ağrı Dağı Efsanesi, toplumun temel dinamiklerini ele verme konusunda bolca örnek sunması ve gerek roman sosyolojisi gerekse Kuzeydoğu Anadolu yöresinde yaşayan halkın sosyal gerçekliğini vermesi bakımından önemlidir. Yazarın bağrında yetiştiği toplumun niteliklerinin temsilcisi olması, dil başta olmak üzere bütün toplumsal kurumları ve değerleri eserine ister istemez yansıtmasıyla sonuçlanır. Yaşar Kemal, özellikle romanlarıyla toplumun nabzını tutmaya çabalayan ve yazdığı eserlerle toplumun tarihsel birikimlerini sosyolojinin verdiği perspektifle irdelemeye çalışan bir yazar olarak, konu edindiği yörelerin insanını onu şekillendiren kültüründen soyutlamadan vermeye çalışır. Verdiği mesajlar, içerdiği toplumsal kodlar küçük hacmini fazlaca aşan Ağrı Dağı Efsanesi'nde; dağ imgesiyle sembolleşen mekân, mitlerle yoğrulan halk kültürünü ve hisleriyle hareket eden toplumu Ahmet ile Gülbahar'ın aşkında buluşturur. Bu çalışmada, kolektif belleğin şekillendirdiği toplumsal yapının bir izdüşümü olan Ağrı Dağı Efsanesi, Lucien Goldman'ın bakış açısıyla incelenmeye çalışılacaktır. Toplumcu gerçekçi bakış açısıyla kaleme alınan bu eser, oluşumsal yapısalcı yaklaşımla ele alınarak metne sızan toplumsal gerçekliğin üzerine oturduğu bilinci yakalamamızı sağlar. Yazar, geniş halk yığınlarının kendilerini ezen iktidar aygıtına karşı direnebileceğini ve bu gücün halkı oluşturan kalabalıkların potansiyelinde var olduğunu gerçeğini bir atın sebep olduğu olaylar silsilesi sayesinde vermiş olur.

Research paper thumbnail of Bildiri- TÜRK ROMANINDA KUZEYDOĞU ANADOLU