Ekim Ortaç Uludüz | Izmir Katip Celebi (original) (raw)

Uploads

Papers by Ekim Ortaç Uludüz

Research paper thumbnail of Klasik Türk Şiirinde Yaratım İdeası Üzerine Bir Kullanım: Kevn ü Fesâd / Oluş ve Bozuluş

İnsan, yaratıcı, evren ilişkisi insanlık tarihi boyunca ontolojik tartışmaların temelini oluştura... more İnsan, yaratıcı, evren ilişkisi insanlık tarihi boyunca ontolojik tartışmaların temelini oluşturan; felsefe, din ve edebiyatın düşünsel alanına etki eden en temel meselelerden biridir. Anadolu coğrafyasında İslamiyet ve tasavvuf etkisiyle gelişen varlık teoremleri, klasik Türk şiirinin başat metafor unsurlarındandır. Antik Yunan medeniyeti devrinde filozoflar tarafından ileri sürülen ve İslam coğrafyasında birçok filozof ve ilim adamı tarafından yorumlanan “oluş ve bozuluş” fikri ise maddenin hareketi esas alınarak geliştirilmiştir. Arapçada “kevn ve fesâd” kelimeleriyle karşılanan oluş ve bozuluş, klasik Türk şiirinde varlık algısı etrafında dünya kavramıyla ilişkilendirilerek kullanılan felsefi temelli söz öbekleri arasındadır. İslam felsefesinde maddenin sürekli bir değişim ve dönüşüm içinde bulunduğu fikrini yansıtan oluş ve bozuluş hareketi, şiirde ise dönüşümün yarattığı etkiyle genellikle dünyanın fani, geçici ve aldatıcı olduğunu vurgulamak için kullanılmıştır. Ayrıca bu beyitlerin felsefi zeminde oluşturulan bir hayale matuf olarak kurgulanmaları dikkat çekicidir. Hazırlanan makale klasik şiirde “kevn ü fesâd” birleşik yapısıyla karşılanan bu düşüncenin kullanım alanlarını ve şiirde hangi unsurlarla bir arada bulunduğunu tespit etme amacı ile kaleme alınmıştır.

Research paper thumbnail of HAVRAN MEZARLIĞI OSMANLI KİTABELERİ

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, 2023

Research paper thumbnail of Osmanlı Mutfağının Şiirdeki İzleri: Kuşlar

Halk Gastronomisi - Motif Vakfı, 2022

Sofra kültürü, yeme-içme alışkanlıkları ve ritüelleri toplumların kültürel belleklerinde uzun yıl... more Sofra kültürü, yeme-içme alışkanlıkları ve ritüelleri toplumların kültürel belleklerinde uzun yıllar boyunca var olan ve yaşayan ortak yaşam unsurlarından biridir. Gündelik hayatın önemli bir kısmını kapsayan yemek ritüellerine dair birçok unsura toplumların sözlü ve yazılı kaynaklarında ulaşılabilir. Osmanlı sahası şairleri, estet bir tavır ile Anadolu kültüründen ve gündelik yaşamdan birçok ögeyi şiire dahil ettikleri gibi Türk mutfak kültüründen faydalanmayı da ihmal etmemişlerdir. Tahıllardan meyvelere, mezelerden içeceklere, et yemeklerinden salatalara, ekmek çeşitlerinden baharatlara, şekerleme ve tatlılardan çorbalara kadar Türk mutfak kültürünü oluşturan hemen her ögeye şiirde yer vermişlerdir. Yine yemek isimleri dışında mutfak alet-edevatını ve yeme-içme alışkanlıklarıyla alakalı birçok atasözü ve deyimi şiirlerde görmek mümkündür. Türk şairleri sosyal yaşamın en ince ayrıntılarını aşk estetiği zemininde şiire dahil ederken elbette doğanın eşsiz güzellikleri olan kuşları ihmal etmemişlerdir. Bu çalışmada bıldırcın, keklik, güvercin ve bülbülün klasik Türk şiirinde kebap/yemek olarak kullanımlarına dikkat çekilmiştir. Özellikle uzun yıllar boyunca âşık/sevgili/rakip üçgeninin önemli aktörlerinden olan “bülbül”ün bir yemek türü olarak varlığı sorgulanmıştır. Örnek beyitlerin seçiminde herhangi bir şair veya yüzyıl sınırlamasına gidilmemiş ve beyit açıklamalarında ayrıntıya yer verilmemiştir.

Research paper thumbnail of İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ATATÜRK KİTAPLIĞI BEL_YZ_o0043'TE KAYITLI ŞİİR MECMUASI VE MESTAP'A GÖRE TASNİFİ

KÜLTÜRK, 2021

Son dönemde edebiyat araştırmacılarının sıklıkla çalışma alanı olarak belirlediği şiir mecmuaları... more Son dönemde edebiyat araştırmacılarının sıklıkla çalışma alanı olarak belirlediği şiir mecmuaları mürettiplerin poetik beğenileri veyahut belli bir amaç üzerine derledikleri bir yazma eser kategorisidir. Genellikle derleyicilerin herhangi bir başlık koymadığı şiir mecmuaları, kütüphane kataloglarında “şiir mecmuası, mecmûa-i eş‘âr, mecmû‘atü’l-eş‘âr” vb. başlıklarla kayıtlanmışlardır. Uzun yıllar akademik ilgiye muhtaç olarak kütüphane raflarında kalan mecmualar, şaire ve şiire dair birçok yeni bilgiyle karşılaşılması muhtemel eserler konumundadır. Bu bağlamda klasik Türk şiir tarihi bakımından mütemmim rol üstlenen mecmualar, Mecmuaların Sistematik Tasnifi Projesi ile tek bir dijital platformda toplanmakta ve ortak kurallar dâhilinde sistematize edilmektedir. Bu proje kapsamında hazırlanan çalışmada İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı BEL_YZ_o0043 (1a-75b) demirbaş numaralı şiir mecmuası incelenmiştir. Mecmualar hakkında bilgi verilmiş ve çalışmaya konu olan şiir mecmuasının tanıtımı yapılarak elde edilen veriler sunulmuştur. İlgili eserde bulunan şairler ve 311 gazel, 73 müfred, 43 matla, 35 kıta, 7 şarkı, 4 kaside, 3 naat, 2 mesnevi, 2 tahmis, 1 müstezattan oluşan şiirler yekûnu MESTAP tablosuna göre tertip edilmiştir.

Research paper thumbnail of Harp Dönüşü (Aktarım - İnceleme - Sözlük)

Paradigma Akademi, 2021

Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının popüler roman yazarlarından Burhan Cahit Morkaya'nın Harp Dön... more Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının popüler roman yazarlarından Burhan Cahit Morkaya'nın Harp Dönüşü (1928) adlı eseri, Birinci Dünya Savaşı'nın atmosferi içerisinde kurgulanan bir aşk romanıdır. Eserin konusu temelde, 1910'lu yıllarda tanışan Macit ve Humret'in yaşadıkları aşk ve bu sırada Birinci Dünya Savaşı'nın çıkması sonucu savaşta ihtiyat zabiti olarak görev yapan Macit'in başından geçen olaylardır. Bir taraftan savaşın bütün gerçekliğiyle Macit'in hayatına girişi ve onun yaşamında yarattığı etkiler realist bir pencereden, diğer taraftan aralarında yaşadıkları aşkın harp karşısındaki "biricikliği" ise romantik bir pencereden okuyucuya sunulur.

Research paper thumbnail of İbni Sîrîn'den Yapılan Rüya Tabirnâmeleri ve Tercümeleri Üzerine

Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, 2019

Rüyalar, geçmişten bu güne insanda merak uyandırmış birtakım mistik tecrübelerdir. İnsan ve toplu... more Rüyalar, geçmişten bu güne insanda merak uyandırmış birtakım mistik tecrübelerdir. İnsan ve toplum hayatının bu denli içinde olan bir konunun edebî eserlere yansıması tabii bir durumdur. Toplum hayatına dair birçok edebî tür klasik Türk edebiyatı sahasında, yer almaktadır. Rüyada görülen kavramlara dair yorum üretilen eserlere "tabirname" adı verilmiştir. İlk örneklerine Arap edebiyatında rastlanan bu tarz eserler genel itibariyle "bab" sistemi ile tasnif edilmişlerdir. Her bir bab, birbiriyle ilişkili olan konu veya nesnelerin rüyada görülmesi ve tabir edilmesi üzerine kurgulanmaktadır. Önemli muhaddis ve rüya tabircilerinden İbni Sîrîn'in tabirnamesi Türk edebiyatında en çok tercümesi yapılan tabirnamelerden olmuştur. Kütüphanelerimizde bulunan İbni Sîrîn tercümelerine dair nüshalarda bab sayıları ve içerikleri açısından birtakım farklar bulunmaktadır. Hazırlanan çalışmada İbni Sîrîn tercümeleri nüshalarına dair yeni bilgiler verilmiş ve Ankara Millî Kütüphane'de kayıtlı İbni Sîrîn tercümelerinden biri incelenmiştir. Ayrıca incelenen yazma, bir başka İbni Sîrîn tercümesi ile bab içerikleri açısından karşılaştırılmıştır.

Research paper thumbnail of İrtical Kavramı ve Şu'arâ Tezkirelerine Göre İrticalen Şiir Söyleyen Şairler

Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 2019

İrticalen şiir söyleme geleneği halk şiirine özgü ritüellerden biridir. Saz şairlerinin atışma şe... more İrticalen şiir söyleme geleneği halk şiirine özgü ritüellerden biridir. Saz şairlerinin atışma şeklinde gerçekleştirdikleri bu gelenek, zamanla usta-çırak ilişkisiyle olgunlaştırılır. Âşıkların genelde sazlı olarak icra edip söyledikleri bu tarz şiirler klasik Türk edebiyatında yaygın olarak kullanılmamaktadır. Ancak bu durum, divan şairlerinin irticalen şiir söyleme kabiliyetlerinin olmadığı veya bu tarzda şiir söylemedikleri manasına gelmemektedir. Kaynaklar incelendiğinde divan şairlerinin herhangi bir vaka karşısında söyledikleri irticalî şiirlere rastlanır. Saz şairlerinden farklı olarak divan şairleri, bu tarz manzumeleri karşılıklı olarak değil genellikle bir olay karşısında söylerler. Bu olaylara göre şekillenen şiirlerin muhtevası hâliyle farklılık göstermektedir. Söylenen şiirlerin büyük çoğunluğu mizah içermekle beraber hiciv, övgü, ölüm gibi konular üzerine söylenmiş şiirler de bulunmaktadır. Şu‘arâ tezkireleri incelendiğinde birçok divan şairinin irticalî şiirlere meyli olduğu görülmektedir. Özellikle Âşık Çelebi, Kınalızâde Hasan Çelebi ve Gelibolulu Âlî’nin diğer tezkirelere nazaran daha fazla irticalî şiiri kaydetmeleri ve kendi söyledikleri irticalî şiirlere eserlerinin belli bölümlerinde yer vermeleri, divan şairlerinin bu tarz şiirlere gösterdikleri itibar açısından dikkate değerdir. Hazırlanan çalışmada “irtical” kavramı üzerinde durulmuş, klasik Türk edebiyatı sahasında az görülen bu tarz şiirlerin şu‘arâ tezkireleri taranarak örnekleri toplanmış ve şiirler tasnif edilmiştir

Books by Ekim Ortaç Uludüz

Research paper thumbnail of HAVRAN MEZARLIĞI OSMANLI KİTABELERİ

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, 2023

Research paper thumbnail of Klasik Türk Şiirinde Yaratım İdeası Üzerine Bir Kullanım: Kevn ü Fesâd / Oluş ve Bozuluş

İnsan, yaratıcı, evren ilişkisi insanlık tarihi boyunca ontolojik tartışmaların temelini oluştura... more İnsan, yaratıcı, evren ilişkisi insanlık tarihi boyunca ontolojik tartışmaların temelini oluşturan; felsefe, din ve edebiyatın düşünsel alanına etki eden en temel meselelerden biridir. Anadolu coğrafyasında İslamiyet ve tasavvuf etkisiyle gelişen varlık teoremleri, klasik Türk şiirinin başat metafor unsurlarındandır. Antik Yunan medeniyeti devrinde filozoflar tarafından ileri sürülen ve İslam coğrafyasında birçok filozof ve ilim adamı tarafından yorumlanan “oluş ve bozuluş” fikri ise maddenin hareketi esas alınarak geliştirilmiştir. Arapçada “kevn ve fesâd” kelimeleriyle karşılanan oluş ve bozuluş, klasik Türk şiirinde varlık algısı etrafında dünya kavramıyla ilişkilendirilerek kullanılan felsefi temelli söz öbekleri arasındadır. İslam felsefesinde maddenin sürekli bir değişim ve dönüşüm içinde bulunduğu fikrini yansıtan oluş ve bozuluş hareketi, şiirde ise dönüşümün yarattığı etkiyle genellikle dünyanın fani, geçici ve aldatıcı olduğunu vurgulamak için kullanılmıştır. Ayrıca bu beyitlerin felsefi zeminde oluşturulan bir hayale matuf olarak kurgulanmaları dikkat çekicidir. Hazırlanan makale klasik şiirde “kevn ü fesâd” birleşik yapısıyla karşılanan bu düşüncenin kullanım alanlarını ve şiirde hangi unsurlarla bir arada bulunduğunu tespit etme amacı ile kaleme alınmıştır.

Research paper thumbnail of HAVRAN MEZARLIĞI OSMANLI KİTABELERİ

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, 2023

Research paper thumbnail of Osmanlı Mutfağının Şiirdeki İzleri: Kuşlar

Halk Gastronomisi - Motif Vakfı, 2022

Sofra kültürü, yeme-içme alışkanlıkları ve ritüelleri toplumların kültürel belleklerinde uzun yıl... more Sofra kültürü, yeme-içme alışkanlıkları ve ritüelleri toplumların kültürel belleklerinde uzun yıllar boyunca var olan ve yaşayan ortak yaşam unsurlarından biridir. Gündelik hayatın önemli bir kısmını kapsayan yemek ritüellerine dair birçok unsura toplumların sözlü ve yazılı kaynaklarında ulaşılabilir. Osmanlı sahası şairleri, estet bir tavır ile Anadolu kültüründen ve gündelik yaşamdan birçok ögeyi şiire dahil ettikleri gibi Türk mutfak kültüründen faydalanmayı da ihmal etmemişlerdir. Tahıllardan meyvelere, mezelerden içeceklere, et yemeklerinden salatalara, ekmek çeşitlerinden baharatlara, şekerleme ve tatlılardan çorbalara kadar Türk mutfak kültürünü oluşturan hemen her ögeye şiirde yer vermişlerdir. Yine yemek isimleri dışında mutfak alet-edevatını ve yeme-içme alışkanlıklarıyla alakalı birçok atasözü ve deyimi şiirlerde görmek mümkündür. Türk şairleri sosyal yaşamın en ince ayrıntılarını aşk estetiği zemininde şiire dahil ederken elbette doğanın eşsiz güzellikleri olan kuşları ihmal etmemişlerdir. Bu çalışmada bıldırcın, keklik, güvercin ve bülbülün klasik Türk şiirinde kebap/yemek olarak kullanımlarına dikkat çekilmiştir. Özellikle uzun yıllar boyunca âşık/sevgili/rakip üçgeninin önemli aktörlerinden olan “bülbül”ün bir yemek türü olarak varlığı sorgulanmıştır. Örnek beyitlerin seçiminde herhangi bir şair veya yüzyıl sınırlamasına gidilmemiş ve beyit açıklamalarında ayrıntıya yer verilmemiştir.

Research paper thumbnail of İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ATATÜRK KİTAPLIĞI BEL_YZ_o0043'TE KAYITLI ŞİİR MECMUASI VE MESTAP'A GÖRE TASNİFİ

KÜLTÜRK, 2021

Son dönemde edebiyat araştırmacılarının sıklıkla çalışma alanı olarak belirlediği şiir mecmuaları... more Son dönemde edebiyat araştırmacılarının sıklıkla çalışma alanı olarak belirlediği şiir mecmuaları mürettiplerin poetik beğenileri veyahut belli bir amaç üzerine derledikleri bir yazma eser kategorisidir. Genellikle derleyicilerin herhangi bir başlık koymadığı şiir mecmuaları, kütüphane kataloglarında “şiir mecmuası, mecmûa-i eş‘âr, mecmû‘atü’l-eş‘âr” vb. başlıklarla kayıtlanmışlardır. Uzun yıllar akademik ilgiye muhtaç olarak kütüphane raflarında kalan mecmualar, şaire ve şiire dair birçok yeni bilgiyle karşılaşılması muhtemel eserler konumundadır. Bu bağlamda klasik Türk şiir tarihi bakımından mütemmim rol üstlenen mecmualar, Mecmuaların Sistematik Tasnifi Projesi ile tek bir dijital platformda toplanmakta ve ortak kurallar dâhilinde sistematize edilmektedir. Bu proje kapsamında hazırlanan çalışmada İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı BEL_YZ_o0043 (1a-75b) demirbaş numaralı şiir mecmuası incelenmiştir. Mecmualar hakkında bilgi verilmiş ve çalışmaya konu olan şiir mecmuasının tanıtımı yapılarak elde edilen veriler sunulmuştur. İlgili eserde bulunan şairler ve 311 gazel, 73 müfred, 43 matla, 35 kıta, 7 şarkı, 4 kaside, 3 naat, 2 mesnevi, 2 tahmis, 1 müstezattan oluşan şiirler yekûnu MESTAP tablosuna göre tertip edilmiştir.

Research paper thumbnail of Harp Dönüşü (Aktarım - İnceleme - Sözlük)

Paradigma Akademi, 2021

Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının popüler roman yazarlarından Burhan Cahit Morkaya'nın Harp Dön... more Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının popüler roman yazarlarından Burhan Cahit Morkaya'nın Harp Dönüşü (1928) adlı eseri, Birinci Dünya Savaşı'nın atmosferi içerisinde kurgulanan bir aşk romanıdır. Eserin konusu temelde, 1910'lu yıllarda tanışan Macit ve Humret'in yaşadıkları aşk ve bu sırada Birinci Dünya Savaşı'nın çıkması sonucu savaşta ihtiyat zabiti olarak görev yapan Macit'in başından geçen olaylardır. Bir taraftan savaşın bütün gerçekliğiyle Macit'in hayatına girişi ve onun yaşamında yarattığı etkiler realist bir pencereden, diğer taraftan aralarında yaşadıkları aşkın harp karşısındaki "biricikliği" ise romantik bir pencereden okuyucuya sunulur.

Research paper thumbnail of İbni Sîrîn'den Yapılan Rüya Tabirnâmeleri ve Tercümeleri Üzerine

Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, 2019

Rüyalar, geçmişten bu güne insanda merak uyandırmış birtakım mistik tecrübelerdir. İnsan ve toplu... more Rüyalar, geçmişten bu güne insanda merak uyandırmış birtakım mistik tecrübelerdir. İnsan ve toplum hayatının bu denli içinde olan bir konunun edebî eserlere yansıması tabii bir durumdur. Toplum hayatına dair birçok edebî tür klasik Türk edebiyatı sahasında, yer almaktadır. Rüyada görülen kavramlara dair yorum üretilen eserlere "tabirname" adı verilmiştir. İlk örneklerine Arap edebiyatında rastlanan bu tarz eserler genel itibariyle "bab" sistemi ile tasnif edilmişlerdir. Her bir bab, birbiriyle ilişkili olan konu veya nesnelerin rüyada görülmesi ve tabir edilmesi üzerine kurgulanmaktadır. Önemli muhaddis ve rüya tabircilerinden İbni Sîrîn'in tabirnamesi Türk edebiyatında en çok tercümesi yapılan tabirnamelerden olmuştur. Kütüphanelerimizde bulunan İbni Sîrîn tercümelerine dair nüshalarda bab sayıları ve içerikleri açısından birtakım farklar bulunmaktadır. Hazırlanan çalışmada İbni Sîrîn tercümeleri nüshalarına dair yeni bilgiler verilmiş ve Ankara Millî Kütüphane'de kayıtlı İbni Sîrîn tercümelerinden biri incelenmiştir. Ayrıca incelenen yazma, bir başka İbni Sîrîn tercümesi ile bab içerikleri açısından karşılaştırılmıştır.

Research paper thumbnail of İrtical Kavramı ve Şu'arâ Tezkirelerine Göre İrticalen Şiir Söyleyen Şairler

Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 2019

İrticalen şiir söyleme geleneği halk şiirine özgü ritüellerden biridir. Saz şairlerinin atışma şe... more İrticalen şiir söyleme geleneği halk şiirine özgü ritüellerden biridir. Saz şairlerinin atışma şeklinde gerçekleştirdikleri bu gelenek, zamanla usta-çırak ilişkisiyle olgunlaştırılır. Âşıkların genelde sazlı olarak icra edip söyledikleri bu tarz şiirler klasik Türk edebiyatında yaygın olarak kullanılmamaktadır. Ancak bu durum, divan şairlerinin irticalen şiir söyleme kabiliyetlerinin olmadığı veya bu tarzda şiir söylemedikleri manasına gelmemektedir. Kaynaklar incelendiğinde divan şairlerinin herhangi bir vaka karşısında söyledikleri irticalî şiirlere rastlanır. Saz şairlerinden farklı olarak divan şairleri, bu tarz manzumeleri karşılıklı olarak değil genellikle bir olay karşısında söylerler. Bu olaylara göre şekillenen şiirlerin muhtevası hâliyle farklılık göstermektedir. Söylenen şiirlerin büyük çoğunluğu mizah içermekle beraber hiciv, övgü, ölüm gibi konular üzerine söylenmiş şiirler de bulunmaktadır. Şu‘arâ tezkireleri incelendiğinde birçok divan şairinin irticalî şiirlere meyli olduğu görülmektedir. Özellikle Âşık Çelebi, Kınalızâde Hasan Çelebi ve Gelibolulu Âlî’nin diğer tezkirelere nazaran daha fazla irticalî şiiri kaydetmeleri ve kendi söyledikleri irticalî şiirlere eserlerinin belli bölümlerinde yer vermeleri, divan şairlerinin bu tarz şiirlere gösterdikleri itibar açısından dikkate değerdir. Hazırlanan çalışmada “irtical” kavramı üzerinde durulmuş, klasik Türk edebiyatı sahasında az görülen bu tarz şiirlerin şu‘arâ tezkireleri taranarak örnekleri toplanmış ve şiirler tasnif edilmiştir

Research paper thumbnail of HAVRAN MEZARLIĞI OSMANLI KİTABELERİ

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, 2023