Serdar Vardar | Izmir Katip Celebi (original) (raw)

Papers by Serdar Vardar

Research paper thumbnail of Torbalı Ovasının Kuzey ve Güney Kesimlerinin Alüvyal Gelişimi ve Doğal Ortam Değişmelerine Etkileri

Ekoloji, 2006

... Kuzeyde Bozdağlar ile güneyde Aydın Dağları arasında, oluşturduğu doğu-batı doğrultulu alüvya... more ... Kuzeyde Bozdağlar ile güneyde Aydın Dağları arasında, oluşturduğu doğu-batı doğrultulu alüvyal düzlüğü ... şekil-lenmiştir (Şekil 1). Küçük Menderes grabeni taba-nındaki Kiraz, Ödemiş, Tire ... Ayrıca bu yerlerdeki alüvyon birikimi çevrenin iklim, bitki örtüsü, toprak örtüsü özellik ...

Research paper thumbnail of Marmara Gölü’nün Paleocoğrafyası ve Tunç Çağı’ndan günümüze jeoarkeolojik değerlendirmeler, Manisa

Co, 2018

Öz: Marmara (Gygian) gölü Batı Anadolu'nun önemli sulak alanlarından biridir. Gölün oluşumu, şeki... more Öz: Marmara (Gygian) gölü Batı Anadolu'nun önemli sulak alanlarından biridir. Gölün oluşumu, şekillenmesi, göl seviyesinde ve alanında meydana gelen değişimler tarih öncesinden günümüze çevresinde var olmuş kültürler üzerinde etkili olmuştur. Bu değişimlerin izleri göl çevresindeki alüvyal dolgularda bulunmaktadır. Holosen kıyı çizgisi ve çevre değişmelerinin açıklanması amacıyla göl çevresindeki alüvyal alanlarda sondajlar yapılmıştır. Alınan karotlardan sedimantolojik, element ve mikrofosil analizleri yapılmıştır. Sondajlardan birinde yüzeyden 710 cm aşağıda kalınlığı 8 cm civarında olan volkanik kül katmanı bulunmuştur. Bu katmanın element analizleri sonucunda küllerin Santorini adasında MÖ 1630-1640 yıllarında meydana gelmiş olan Minoan patlamasıyla uyumlu olduğu anlaşılmıştır. Gölün kuzeyindeki delta gelişiminin değerlendirilmesinde, bu kül katmanı kılavuz bir seviye olarak ele alınmıştır. Gölün kuzeyinde ve doğusunda yapılan sondajlar volkanik patlamanın olduğu dönemde göl alanının günümüzdekinden daha geniş olduğunu ortaya koymuştur. Kuzeydeki delta ve loblarının gelişimi ile GÖ 8000, 6000, 4000-3500, 1000 yıllarına ait olan dört kıyı gerilemesi dönemi belirlenmiştir. GÖ 11000 yıla tarihlenen gölün kuzeyinde ve güneyinde eski göl taraçaları ve kıyı izleri bulunmuştur. Göl alanının doğu kenarının setlenmesi ve kanal sisteminin kurulmasından sonra göl seviyesi büyük ölçüde kontrol edilmiştir. Göl alanının çevresindeki Tunç Çağı ile Lidya yerleşim ve buluntu alanlarının periferik dağılışı ve dokusu, meydana gelen doğal çevre değişmelerinden etkilendiklerini ortaya koymaktadır. Sondaj çalışmaları ile birçok kurak iklim döneminin yaşandığı ve göl alanının zaman zaman oldukça daraldığı tespit edilmiştir.

Research paper thumbnail of Importance of the tephra of Santorini (Thera) in the paleogeography and geoarchaeology of the western and southwestern Anatolia

Tephra örnekleri kronostratigrafik yorumlarda kılavuz bir katmandır ve paleocoğrafya ile jeomorfo... more Tephra örnekleri kronostratigrafik yorumlarda kılavuz bir katmandır ve paleocoğrafya ile jeomorfoloji değerlendirmelerinde farklı bölgelere ait morfolojik birimlerin korelasyonlarında bilimsel katkılar sağlamaktadır. Volkanik küller, püskürme zamanlarına ait kapladıkları rölyefi çok iyi yansıttıkları için genel bir rölyef korelasyonunu mümkün kılmaktadır. Santorini volkanının patlamasına ait küller ve dağılış özelikleri Batı Anadolu paleocoğrafyası ve jeoarkeolojisi için hem kronolojik bir referanstır hem de belirli bir dönemin morfolojik özeliklerini yansıtmaktadır. Bunun yanında volkanik küllerin kıyı bölgelerindeki tsunami etkileri ve izleri de paleocoğrafya- jeoarkeoloji araştırmaları için önemlidir. Bu çalışmada Eşen ovası, Bayraklı (Symirna) antik kenti ve Gölcük gölü (Ödemiş-İzmir) sondajlarından alınan volkanik küllerin element analizleri sonucunda Santorini'nin (Thera) Minoan patlamasına (GÖ 1650) ait olduğu belirlenmiştir. Analiz sonuçları Batı Anadolu'da daha önce...

Research paper thumbnail of Ekşi̇ Höyük Çevresi̇nde (Çal/Deni̇zli̇) Paleocoğrafya Ve Jeoarkeoloji̇ Araştirmalari

Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi

Çivril Ovası’ndaki önemli arkeolojik yerlerden biri olan Ekşi Höyük, Çivril Ovası’nın güneyinde, ... more Çivril Ovası’ndaki önemli arkeolojik yerlerden biri olan Ekşi Höyük, Çivril Ovası’nın güneyinde, Çal ilçesinin (Denizli) doğusundadır. Ekşi Höyük ve çevresindeki doğal çevre değişmelerinin belirlenmesi amacıyla delgi sondaj yöntemli paleocoğrafya ve jeoarkeoloji çalışmaları yapılmıştır. Bu kapsamda höyük üzerinde 10, höyüğün batısındaki alanda 6 olmak üzere toplam 16 adet sondaj gerçekleştirilmiştir. Sondajlardan alınan sediman örneklerinin sedimantolojik ve paleontolojik analiz sonuçları, sahada gerçekleştirilen arazi gözlemleri ile birleştirilerek Ekşi Höyük ve yakın çevresinin paleocoğrafya-jeoarkeoloji özellikleri ortaya konmuştur. Neolitik Çağda ilk yerleşim Neojen (Pliyosen) anakaya üzerinde başlamış olup, kültür katmanının kalınlığı höyüğün merkezinde 2 metreye kadar ulaşmaktadır. Ekşi-2018-13 ve Ekşi-2018-16 sondajlarında seramik ve çört / artifact (obsidyen?) parçalarına rastlanmıştır. İlk yerleşimin başladığı Neolitik’te höyüğün batısında Büyük Menderes Irmağı’nın gömülmüş...

Research paper thumbnail of Yeni Paleontolojik Analizlerin Işığında Finike Ovasının Paleocoğrafyası ve Limyra’nın Jeoarkeolojisi

Coğrafya Dergisi / Journal of Geography

Limyra ya da Zemuri, Teke yarımadasının güneydoğusunda, Finike ovasının kuzeyinde Toçak dağının e... more Limyra ya da Zemuri, Teke yarımadasının güneydoğusunda, Finike ovasının kuzeyinde Toçak dağının eteklerinde yer alır. Limyra, Likya medeniyetinin önemli yerleşmelerindendir. Limyra'da ilk yerleşimden, bugüne kadarki doğal çevre değişmelerinin belirlenmesi amacıyla 46 adet delgi sondaj gerçekleştirilmiştir. Bu sondajlardan seçilen 6 adedinin ayrıntılı paleontolojik-sedimantolojik analizleri yapılmıştır. Belirlenen makro-mikro fosiller, sedimantolojik olarak ayırt edilen ortamların daha iyi anlaşılmasında önemli katkılar sunmuştur. Bütün bu yeni verilerin de katkısıyla; Limyra harabelerinin yer aldığı kesimde, ova yüzeyinin deniz seviyesinden birkaç metre yükseltide olmasına rağmen, bu alandaki delgi sondajlarda sedimantolojik-paleontolojik analizlerle desteklenen denizel sedimanlara ulaşılmamıştır. Holosen transgresyonu ile yükselen deniz, olasılıkla Akçay ve Alakır çaylarının oluşturduğu alüvyon yelpazeleri arasında kalan Limyra çevresine sokulamamıştır. Bununla birlikte yelpazeler arasında Toçak dağı etekleri boyunca çıkan karstik kaynaklar tarafından beslenen sulak alan var olmuştur.

Research paper thumbnail of Santorini Tephra Bulguları ve Mikropaleontolojik Analizler Işığında Çeşme Bağlararası (İzmir) Tunç Çağı Jeoarkeolojisi

Jeomorfoloji Derneği Bülteni, 2018

Research paper thumbnail of Fi̇ni̇ke Ovasinin Holosen Jeomorfoloji̇si̇ Ve Li̇myra’Nin Jeoarkeoloji̇si̇

Teke yarimadasinin guneydogusunda yer alan Finike ovasi, Akcay ve Alakir caylarinin tasidigi aluv... more Teke yarimadasinin guneydogusunda yer alan Finike ovasi, Akcay ve Alakir caylarinin tasidigi aluvyonlar ile sekillenmistir. Ovanin kuzeyinde Tocak daginin eteklerindeki Limyra antik kenti Likya medeniyetinin onemli yerlesmelerindendir. Tocak dagi eteklerinden cikan karstik kaynaklar nedeniyle antik kente ait yapilarin ovada yer alanlari son yillara kadar batakliklar icinde bulunmustur. Limyra ve cevresinin paleocografya ozelliklerini belirlemek amaci ile toplam 46 adet delgi sondaj gerceklestirilmistir. Limyra harabelerinin bulundugu ova yuzeyi deniz seviyesinden birkac metre yukseltide olmasina ragmen bu alanda yapilan delgi sondajlarda denizel sedimanlara rastlanamamistir. Bunun nedeni Akcay ve Alakir caylarinin olusturdugu aluvyon yelpazelerinin Limyra ve cevresinin bulundugu alana Holosen transgresyonu ile yukselen denizin sokulmasini engellemis olmasidir. Ayni zamanda bu yelpazeler arasinda Tocak dagi etekleri boyunca cikan karstik kaynaklarin sulari tarafindan beslenen sig bir...

Research paper thumbnail of Urla-İskele Kiyi Düzlüğünün Holosen Paleocoğrafyasi Ve Jeoarkeoloji̇k Değerlendi̇rmeler

Urla’nin Iskele kiyi duzlugu, Miosen gol sedimanlarindan olusan Urla tepelik alanindan kuzeye, Iz... more Urla’nin Iskele kiyi duzlugu, Miosen gol sedimanlarindan olusan Urla tepelik alanindan kuzeye, Izmir Korfezine uzanan aluvyal-koluvyal etek duzlugu uzerinde sekillenmistir. Cakma-delgi sondajlardan saglanan sedimantolojik verilere gore, son buzul cagi sonrasinda yukselen deniz, Orta Holosen’de (7-6 bin yil oncelerde), bu etek duzlugu uzerinde guneye ilerleyerek Iskele duzlugunun orta kesiminde bugunku kiyidan 1 km iceriye kadar sokulmustur. Bu kiyiya ait sedimanlarin bugunku deniz seviyesinde bulunmasi, bu donemde denizin bugunku seviyesine kadar yukseldigini gostermektedir. Deniz seviyesi yukselmesinin sona ermesiyle, aluvyon birikimi etkin duruma gecmis ve bugunku kiyi duzlugu gelismeye baslamistir. Ancak, buraya ulasan buyuk bir akarsu bulunmadigindan, Iskele duzlugu bir delta ovasi degil, cevredeki etek duzluklerinin uzantisi niteliginde, kucuk bir kiyi duzlugudur. Iskele kiyilari Limantepe-Klazomenai arkeolojik buluntulari ile taninir. Limantepe, kiyida kucuk bir cikinti yapan ...

Research paper thumbnail of Eşen Deltasinin Paleocoğrafyasinda Letoon Ve Patara’Nin Jeoarkeoloji̇si̇

Antik caglarda Likya bolgesi olarak bilinen Teke yarimadasinin guneybatisinda yer alan Esen delta... more Antik caglarda Likya bolgesi olarak bilinen Teke yarimadasinin guneybatisinda yer alan Esen delta ovasi, Esen cayinin tasidigi aluvyonlar ile sekillenmistir. Delta ovasi ve cevresinde Ksanthos (Xanthos), Letoon ve Patara antik kentleri bulunmaktadir. Antik kentlerin deltadaki dogal cevre degismelerinden nasil etkilendiklerini anlamak icin 60 delgi sondaj gerceklestirilmis, sediman orneklerinin tane boyu, kimyasal ve paleontolojik analizleri yapilmis, 7 adet organik ornekten RC14 tarihlemesi yapilmis ve eldeki verilerin isiginda alanin paleocografya ozellikleri belirlenmistir. Esen Ovasi’nin bulundugu alandaki tektonik cukurluk Holosen transgresyonu ile birlikte 6000-7000 yil once bir korfeze donusturmustur. Deniz seviyesi yukselmesi durdugunda ise bu kez Esen Cayi’nin tasidigi aluvyonlarla korfez icinde bir delta gelismistir. Delta once Patara’nin bulundugu alandaki koya ulasmayi kolaylastirip bu alanin liman olarak kullanilmasini sagladigi icin olumlu etki yapmistir. Delta kiyisini...

Research paper thumbnail of Natural Environmental Changes and Their Effects from Prehistoric Period to Present in Altinova (Ayvalik-Balikesi̇r)

Altinova, Madra cayinin tasidigi aluvyonlarin Edremit ve Candarli depresyonlari arasinda KB-GD do... more Altinova, Madra cayinin tasidigi aluvyonlarin Edremit ve Candarli depresyonlari arasinda KB-GD dogrultusunda uzanan bir cukurlugun dogu kenarini doldurmasi ile olusmus bir deltadir. Son buzul maksimumunu izleyen donemde deniz seviyesinin yukselmesi (Holosen transgresyonu) Altinova benzeri kiyi bolgelerinde onemli degisimlere yol acmis ve kiyi cizgisi yeniden sekillenmistir. Bu degismelerin ortaya konulmasi amaciyla Altinova’da 1995 - 1998 yillari arasinda 22 adet, 2012-2015 yillari arasinda 10 adet sondaj yapilmistir. Sondaj orneklerinin analizleri ve C14 tarihlemeleriyle delta-kiyi ovasinin paleocografyasi ve jeoarkeolojisi degerlendirilmistir. Arastirma sonucunda, Altinova’nin Holosen’deki aluvyal gelisiminde uc ana donem belirlenmistir. Bunlar; Erken Holosen transgresyon donemi, Orta Holosen denizel sedimantasyon donemi, Gec Holosen delta-taskin ovasi gelisimidir. Deltadaki ilk yerlesim olan Yeniyeldegirmeni hoyugunun (Erken Bronz) GO 5000 kiyisinda bulundugu ve bu kiyinin delta ...

Research paper thumbnail of Altinova’Da (Ayvalik-Balikesi̇r) Doğal Çevre Deği̇şmeleri̇ İle Tari̇h Öncesi̇ Dönemden Günümüze Etki̇leri̇

Altinova, Madra cayinin tasidigi aluvyonlarin Edremit ve Candarli depresyonlari arasinda KB-GD do... more Altinova, Madra cayinin tasidigi aluvyonlarin Edremit ve Candarli depresyonlari arasinda KB-GD dogrultusunda uzanan bir cukurlugun dogu kenarini doldurmasi ile olusmus bir deltadir. Son buzul maksimumunu izleyen donemde deniz seviyesinin yukselmesi (Holosen transgresyonu) Altinova benzeri kiyi bolgelerinde onemli degisimlere yol acmis ve kiyi cizgisi yeniden sekillenmistir. Bu degismelerin ortaya konulmasi amaciyla Altinova’da 1995 - 1998 yillari arasinda 22 adet, 2012-2015 yillari arasinda 10 adet sondaj yapilmistir. Sondaj orneklerinin analizleri ve C14 tarihlemeleriyle delta-kiyi ovasinin paleocografyasi ve jeoarkeolojisi degerlendirilmistir. Arastirma sonucunda, Altinova’nin Holosen’deki aluvyal gelisiminde uc ana donem belirlenmistir. Bunlar; Erken Holosen transgresyon donemi, Orta Holosen denizel sedimantasyon donemi, Gec Holosen delta-taskin ovasi gelisimidir. Deltadaki ilk yerlesim olan Yeniyeldegirmeni hoyugunun (Erken Bronz) GO 5000 kiyisinda bulundugu ve bu kiyinin delta...

Research paper thumbnail of Gökçeada’Nin (Çanakkale) Paleocoğrafya Özelli̇kleri̇ Ve Jeoarkeoloji̇si̇

Ulkemizin, 285 km2 yuzolcumu ile en buyuk adasi olan Gokceada (diger adi ile Imroz), Ege denizini... more Ulkemizin, 285 km2 yuzolcumu ile en buyuk adasi olan Gokceada (diger adi ile Imroz), Ege denizinin kuzeydogusunda, Canakkale bogazinin kuzeybatisinda yer alir. Anadolu-Gelibolu selfi uzerinde bulunan Gokceada, Gelibolu yarimadasina 20 km uzakliktadir. Buyuk ekseni guneybati-kuzeydogu dogrultusunda uzanan Gokceada’nin en buyuk akarsuyu Buyukdere’dir. Buyukdere vadisinin asagi bolumundeki nispeten genis vadi tabaninda, kiyidan 1,5 km kadar iceride yerlesim tarihi gunumuzden 5000 yil oncesine dayanan Yeni Bademli Hoyugu bulunur. Hoyukte kazi calismalari 1996 yilinda baslamistir. Kazi projesinin paleocografya ve jeoarkeoloji arastirmalarini surdurmek uzere 1998-2002 yillari arasindaki bes yaz doneminde calismalarimiz devam etmis ve bu surede Yeni Bademli Hoyugu cevresindeki aluvyal alanda 44 adet delgi sondaji yapilmistir. Adanin GD’sundaki Tuz golu cevresinde de 6 sondaj gerceklestirilmistir. Bu sondajlardan elde edilen veriler, yorenin genel jeomorfolojik bilgileriyle birlikte deger...

Research paper thumbnail of Paleogeographical Characteristics and Geoarchaeology of the Gökçeada (Çanakkale)

Ulkemizin, 285 km2 yuzolcumu ile en buyuk adasi olan Gokceada (diger adi ile Imroz), Ege denizini... more Ulkemizin, 285 km2 yuzolcumu ile en buyuk adasi olan Gokceada (diger adi ile Imroz), Ege denizinin kuzeydogusunda, Canakkale bogazinin kuzeybatisinda yer alir. Anadolu-Gelibolu selfi uzerinde bulunan Gokceada, Gelibolu yarimadasina 20 km uzakliktadir. Buyuk ekseni guneybati-kuzeydogu dogrultusunda uzanan Gokceada’nin en buyuk akarsuyu Buyukdere’dir. Buyukdere vadisinin asagi bolumundeki nispeten genis vadi tabaninda, kiyidan 1,5 km kadar iceride yerlesim tarihi gunumuzden 5000 yil oncesine dayanan Yeni Bademli Hoyugu bulunur. Hoyukte kazi calismalari 1996 yilinda baslamistir. Kazi projesinin paleocografya ve jeoarkeoloji arastirmalarini surdurmek uzere 1998-2002 yillari arasindaki bes yaz doneminde calismalarimiz devam etmis ve bu surede Yeni Bademli Hoyugu cevresindeki aluvyal alanda 44 adet delgi sondaji yapilmistir. Adanin GD’sundaki Tuz golu cevresinde de 6 sondaj gerceklestirilmistir. Bu sondajlardan elde edilen veriler, yorenin genel jeomorfolojik bilgileriyle birlikte degerle...

Research paper thumbnail of Paleogeographical and geoarchaeological research around Tisna Ancient settlement (Aliağa-İzmir)

1st Istanbul International Geography Congress Proceedings Book, 2019

Bu çalışmada, Tisna çevresindeki Güzelhisar ve Sirçe ova düzlüklerinin alüvyal dolgularında yapıl... more Bu çalışmada, Tisna çevresindeki Güzelhisar ve Sirçe ova düzlüklerinin alüvyal dolgularında yapılan sondajlara dayanarak Myrina ve Tisna arasındaki kesimin paleocoğrafyası aydınlatılmaya çalışılmıştır.Ovanın paleocoğrafyasının ve çevredeki bu yerleşimler üzerindeki etkisinin belirlenmesi için 2010-2018 yılları arasında 49 delgi sondaj gerçekleştirilmiş ve sondaj örneklerinin tane boyu, element, mikrofosil analizleri yapılmıştır. Tisna KB'sındaki kıyı ovasının alüvyon katmanları yansıttıkları ortamlara göre 6 alüvyal birime ayrılmıştır. Bu sınıflandırma ve yapılan tarihlemelerle Güzelhisar kıyı ovasının ve deltasının son 6500-7000 yıl boyunca (Holosen transgresyonu ile birlikte-Orta Holosen'den günümüze) gelişimi değişen kıyı çizgilerine göre belirlenmiştir. Tisna kenti Holosen transgresyonu ile denizin karaya en çok sokulduğu dönemde bile kıyıdan 1-2 km uzakta bir sırt üzerinde var olduğu anlaşılmıştır. Tisna yerleşiminin bulunduğu sırtlar 6000-7000 Holosen transgresyonu kıyısının yaklaşık 2 km doğusunda yer aldığı için son 7000 yıldır hiçbir zaman kıyıda olmamıştır. Bu durumda, Tisna'nın bulunduğu yer kıyıya yakın bir konumda kalmıştır. Ayrıca G17 sondajında kıyı bataklığı sedimanlarının 6 m derinliğindeki seviyesinde Santorini'nin MÖ 1630-1640 yıllarındaki Minoan patlamasıyla uyumlu tefra tabakası tespit edilmiştir.

Research paper thumbnail of Teos Antik Yerleşimi Çevresinde Paleocoğrafya-Jeoarkeoloji Araştırmalarının İlk Sonuçları (Seferihisar-İzmir)

Journal of Geography, 2020

Bu araştırma Teos antik kenti çevresinde Holosen boyunca meydana gelen kıyı çizgisi ve doğal çevr... more Bu araştırma Teos antik kenti çevresinde Holosen boyunca meydana gelen kıyı çizgisi ve doğal çevre değişmelerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Antik kentin çevresinin paleocoğrafya koşullarının ve bunun jeoarkeolojik sonuçlarının belirlenmesinde alüvyon delgi sondaj yöntemi kullanılmıştır. Teos antik kenti kıyıya paralel uzanan K-G doğrultulu Ekmeksiz tepe sırtının doğu güneydoğu yamacı ile etekleri boyunca geniş bir alana yayılmıştır. Yapılan 11 delgi sondaj kentin doğusundaki Çayırarası kıyı ovasında K-G ve B-D doğrultulu iki hat üzerinde yapılmıştır. Paleocoğrafya ve jeoarkeoloji değerlendirmeleri sondaj örneklerinin sedimantolojik, element ve mikropaleontolojik analizleri yapıldıktan sonra elde edilen verilere dayanarak yapılmıştır. Elde edilen ilk bulgulara göre Çayırarası kıyı ovası dolgularının katmanlarının en alttan en üste doğru; denizel ortam sedimanları, kıyı bataklığı ortamı, Çayırarası taşkın ovası ve Teos kültür dolgularından meydana geldiği belirlenmiştir. Teos-2019-01 sondajından yapılan C14 tarihlemesi GÖ 3320 (Calibrated) yılını vermiştir. Buna göre, Çayırarası ovasının bulunduğu depresyonun Orta Holosen'de (Nortgripiyen) (Erken Tunç Çağı) K-G doğrultusunda uzanan boğaz şeklinde bir deniz ve Teos antik kentinin üzerinde bulunduğu Ekmeksiz tepenin bir ada olduğu saptanmıştır (GÖ 7000-6000). Teos antik kenti ve limanının Çayırarası depresyonuna uzanan kesiminin Tunç Çağı'ndan günümüze Yassıçayın taşkınları ve yamaç selleri ile örtüldüğü belirlenmiştir.

Research paper thumbnail of Justinianus Köprüsü Çevresinde Delgi Sondaj Yöntemli Paleocoğrafya-Jeoarkeoloji Araştırmalarının Ön Sonuçları

Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2019

Justinianus köprüsü Sakarya kentinin batı kenarındaki Serdivan mahallesinde, Çarksuyu deresi vadi... more Justinianus köprüsü Sakarya kentinin batı kenarındaki Serdivan mahallesinde, Çarksuyu deresi vadisinin güneye doğru genişleyen kesiminde bulunmaktadır. Bu çalışma Çarksuyu deresi vadisi alüvyal dolgularının paleocoğrafya özelliklerini ortaya koymak ve Antik Justinianus köprüsü üzerine jeoarkeolojik değerlendirmeler yapmak amacıyla yapılmıştır. Araştırma alüvyon delgi sondaj yöntemine dayanmaktadır. Batı-doğu doğrultusunda uzanan köprünün çevresinde 17 adet sondaj gerçekleştirilmiştir. Paleocoğrafya ve Jeoarkeoloji değerlendirmeleri saha gözlemlerinin yanında bu sondajların sediman örneklerinin tane boyutu, kalsiyum, element, organik madde, pH, mikro fosil analizlerine dayanarak yapılmıştır. Yapılan çalışmanın sonucunda, Çarksuyu deresi alüvyonları içinde 5 alüvyal birim (katman) tespit edilmiştir. Bunlar en alttan en üste doğru; etek dolguları, eski taşkın düzlüğü sedimanları, ard bataklık-gölsel ortam dolguları, akarsu taşkın sedimanları ve yüzey döküntüleridir. Ayrıca köprünün sığ...

Research paper thumbnail of Kaş Çevresi̇nde Paleocoğrafya Araştirmalari Ve Kyaneai-Avşar Tepe Anti̇k Yerleşmeleri̇ni̇n Jeoarkeoloji̇k Problemleri̇

Journal of Awareness, 2018

Teke yarımadası eski çağlarda Likya bölgesi olarak bilinir. Yarımadanın ortagüneyi "Merkezi Likya... more Teke yarımadası eski çağlarda Likya bölgesi olarak bilinir. Yarımadanın ortagüneyi "Merkezi Likya" olarak tanınır ve orta yükseklikte karstik bir plato alanıdır. Merkezi Likya'nın önemli kentlerinden biri olan Kyaneai ve güney batısındaki Avşar Tepe yerleşmelerinde, yörenin iklim ve litolojik özelliklerinden kaynaklanan su sorunu bugün olduğu gibi eski çağlarda da yaşanmıştır. Delgi sondaj yöntemli paleocoğrafya ve jeoarkeolojik araştırmalarımızla bu antik yerleşmelerin su sorunlarını nasıl çözdükleri araştırılmıştır. Benzer şekilde, Kyaneai ve yakın çevresindeki bazı arkeolojik sorulara yanıt aranmıştır.

Research paper thumbnail of Gedi̇z Deltasi Paleocoğrafyasinda Panaztepe Ni̇n Li̇manini Bulma Umudu

Journal of Awareness, 2018

Gediz deltası Batı Anadolu'nun en büyük kıyı ovalarından biridir. Deltada bulunan Panaztepe antik... more Gediz deltası Batı Anadolu'nun en büyük kıyı ovalarından biridir. Deltada bulunan Panaztepe antik kentinin kuruluş ve yaşamları, delta gelişiminin aşamaları ile yakından ilgilidir. Holosen de meydana gelen deniz ve kıyı çizgisi değişmeleri Panaztepe'nin bulunduğu Gediz delta gelişimini kontrol etmiştir. Bu gelişmelerin açıklanabilmesi ve paleocoğrafya özelliklerinin ortaya konabilmesi için delta ovasında 1990-2002 yılları arasında 12 ve 2017 yazındaki bu çalışmada 3 olmak üzere toplamda 15 sondaj yapılmıştır. Özellikle son dönemki çalışmalarımız Panaztepe antik kenti ve çevresinin paleocoğrafya-jeoarkeoloji özelliklerinin belirlenmesi üzerine yoğunlaşmıştır. Panaztepe'nin bir ada yerleşimi olup olmadığı ve Limankent kalıntıları önlerinde gerçekte bir limanının var olduğu olmadığı soruları önem kazanmıştır. Bunların yanıtlanması için yapılan bu çalışmada Panaztepe'nin limanını bulma yönünde umut veren önemli paleocoğrafya verilerine ulaşılmıştır.

Research paper thumbnail of Bağlararası Höyüğü Çevresinde Paleocoğrafya ve Jeoarkeoloji Araştırmaları (Çeşme– İzmir)

Türkiye Jeoloji Bülteni / Geological Bulletin of Turkey

Anadolu’nun Ege kiyilari caglar boyunca uygun toplumsal yasam icin cografi kosullara sahip olmust... more Anadolu’nun Ege kiyilari caglar boyunca uygun toplumsal yasam icin cografi kosullara sahip olmustur ve yasam icin elverisli alanlar olarak ortaya cikmistir. Bunlardan biri de Cesme yoresidir. Bu donemlerde kiyilarda liman kentleri olarak kurulan eski yerlesmeler, giderek kiyi cizgisinden oldukca icerilerde kalmis ve onemlerini kaybetmisler, cogu terk edilmistir. Cesme Baglararasi kazi alanlarindaki MO 2. bin ve 3. bin yerlesmelerinin Tunc Cagi’na ait oldugu ve o donemde dogal cevrenin bugunden cok farkli oldugu anlasilmaktadir. Cesme Baglararasi duzlugu, Liman Deresi’nin aluvyonlariyla ve daha cok yamac sellerinin koluvyal sedimanlariyla dolmus KB-GD dogrultulu bir tektonik cokuntunun tabanidir. Oldukca kucuk bir drenaj havzasina sahip olan Liman Deresi, Cesme Garaji’ndan baslayarak, KB yonunde limana kadar yaklasik 600 m uzanan ve 500 m eninde sig bir kiyi cukurlugunu doldurmustur. Tarihsel dogal cevre degismelerinin izleri cokuntuyu dolduran bu tortul katmanlarda gizlidir. Bu nedenle, Baglararasi cevresinin paleocografya ozelliklerini belirlemek, kiyi cizgisi ve deniz seviyesi degisimlerini ortaya koyabilmek ve bazi arkeolojik sorulara cevap bulabilmek icin Eylul (2016) ayinda Baglararasi Hoyugu ve cevresinde 10 delgi sondaj gerceklestirilmistir. Ilk bulgular, denizel dolgularin ve kiyi-kiyi batakligi-bataklik gibi gecis ortamlarinin yorumlarinin fosil analizlerine dayanarak hassas yapilmasi gerekliligini ortaya cikarmistir. Sondaj sonuclarina gore birimlerin stratigrafisi, temelde Miyosen kiltasi-kumtasi anakayasi uzerine uyumsuz olarak gelen Erken-Orta Holosen denizel cokelleri, Orta-Gec Holosen yasli hoyuk dolgulari ve tum birimleri orten yine Orta-Gec Holosen yasli aluvyal-koluvyal dolgulardan olusmaktadir. Alanda oncelikle denize daha yakin olan ucuncu bin yerlesiminin baslamasi dogrudan Bronz Cag regresyonu ile uyumlu gorulmektedir. Bu regresyonun sonrasinda ikinci bin yerlesiminin nispeten daha ic kesimlerde kuruldugu belirlenmistir. Bunlarin yaninda ilginc bir veri olarak, Santorini’deki Minoan volkanik patlamasina ait kuller Bronz (Tunc) Cagi kulturel dolgulari icinde bulunmus, bunlarin element analizleri yapilmis ve kronostratigrafik yorumlarda kilavuz seviye olarak degerlendirilmistir.

Research paper thumbnail of Paleogeographical and geoarchaeological surveys by core drilling method around Ekşi Mound (Çal-Denizli)

1st Istanbul International Geography Congress Proceedings Book

Research paper thumbnail of Torbalı Ovasının Kuzey ve Güney Kesimlerinin Alüvyal Gelişimi ve Doğal Ortam Değişmelerine Etkileri

Ekoloji, 2006

... Kuzeyde Bozdağlar ile güneyde Aydın Dağları arasında, oluşturduğu doğu-batı doğrultulu alüvya... more ... Kuzeyde Bozdağlar ile güneyde Aydın Dağları arasında, oluşturduğu doğu-batı doğrultulu alüvyal düzlüğü ... şekil-lenmiştir (Şekil 1). Küçük Menderes grabeni taba-nındaki Kiraz, Ödemiş, Tire ... Ayrıca bu yerlerdeki alüvyon birikimi çevrenin iklim, bitki örtüsü, toprak örtüsü özellik ...

Research paper thumbnail of Marmara Gölü’nün Paleocoğrafyası ve Tunç Çağı’ndan günümüze jeoarkeolojik değerlendirmeler, Manisa

Co, 2018

Öz: Marmara (Gygian) gölü Batı Anadolu'nun önemli sulak alanlarından biridir. Gölün oluşumu, şeki... more Öz: Marmara (Gygian) gölü Batı Anadolu'nun önemli sulak alanlarından biridir. Gölün oluşumu, şekillenmesi, göl seviyesinde ve alanında meydana gelen değişimler tarih öncesinden günümüze çevresinde var olmuş kültürler üzerinde etkili olmuştur. Bu değişimlerin izleri göl çevresindeki alüvyal dolgularda bulunmaktadır. Holosen kıyı çizgisi ve çevre değişmelerinin açıklanması amacıyla göl çevresindeki alüvyal alanlarda sondajlar yapılmıştır. Alınan karotlardan sedimantolojik, element ve mikrofosil analizleri yapılmıştır. Sondajlardan birinde yüzeyden 710 cm aşağıda kalınlığı 8 cm civarında olan volkanik kül katmanı bulunmuştur. Bu katmanın element analizleri sonucunda küllerin Santorini adasında MÖ 1630-1640 yıllarında meydana gelmiş olan Minoan patlamasıyla uyumlu olduğu anlaşılmıştır. Gölün kuzeyindeki delta gelişiminin değerlendirilmesinde, bu kül katmanı kılavuz bir seviye olarak ele alınmıştır. Gölün kuzeyinde ve doğusunda yapılan sondajlar volkanik patlamanın olduğu dönemde göl alanının günümüzdekinden daha geniş olduğunu ortaya koymuştur. Kuzeydeki delta ve loblarının gelişimi ile GÖ 8000, 6000, 4000-3500, 1000 yıllarına ait olan dört kıyı gerilemesi dönemi belirlenmiştir. GÖ 11000 yıla tarihlenen gölün kuzeyinde ve güneyinde eski göl taraçaları ve kıyı izleri bulunmuştur. Göl alanının doğu kenarının setlenmesi ve kanal sisteminin kurulmasından sonra göl seviyesi büyük ölçüde kontrol edilmiştir. Göl alanının çevresindeki Tunç Çağı ile Lidya yerleşim ve buluntu alanlarının periferik dağılışı ve dokusu, meydana gelen doğal çevre değişmelerinden etkilendiklerini ortaya koymaktadır. Sondaj çalışmaları ile birçok kurak iklim döneminin yaşandığı ve göl alanının zaman zaman oldukça daraldığı tespit edilmiştir.

Research paper thumbnail of Importance of the tephra of Santorini (Thera) in the paleogeography and geoarchaeology of the western and southwestern Anatolia

Tephra örnekleri kronostratigrafik yorumlarda kılavuz bir katmandır ve paleocoğrafya ile jeomorfo... more Tephra örnekleri kronostratigrafik yorumlarda kılavuz bir katmandır ve paleocoğrafya ile jeomorfoloji değerlendirmelerinde farklı bölgelere ait morfolojik birimlerin korelasyonlarında bilimsel katkılar sağlamaktadır. Volkanik küller, püskürme zamanlarına ait kapladıkları rölyefi çok iyi yansıttıkları için genel bir rölyef korelasyonunu mümkün kılmaktadır. Santorini volkanının patlamasına ait küller ve dağılış özelikleri Batı Anadolu paleocoğrafyası ve jeoarkeolojisi için hem kronolojik bir referanstır hem de belirli bir dönemin morfolojik özeliklerini yansıtmaktadır. Bunun yanında volkanik küllerin kıyı bölgelerindeki tsunami etkileri ve izleri de paleocoğrafya- jeoarkeoloji araştırmaları için önemlidir. Bu çalışmada Eşen ovası, Bayraklı (Symirna) antik kenti ve Gölcük gölü (Ödemiş-İzmir) sondajlarından alınan volkanik küllerin element analizleri sonucunda Santorini'nin (Thera) Minoan patlamasına (GÖ 1650) ait olduğu belirlenmiştir. Analiz sonuçları Batı Anadolu'da daha önce...

Research paper thumbnail of Ekşi̇ Höyük Çevresi̇nde (Çal/Deni̇zli̇) Paleocoğrafya Ve Jeoarkeoloji̇ Araştirmalari

Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi

Çivril Ovası’ndaki önemli arkeolojik yerlerden biri olan Ekşi Höyük, Çivril Ovası’nın güneyinde, ... more Çivril Ovası’ndaki önemli arkeolojik yerlerden biri olan Ekşi Höyük, Çivril Ovası’nın güneyinde, Çal ilçesinin (Denizli) doğusundadır. Ekşi Höyük ve çevresindeki doğal çevre değişmelerinin belirlenmesi amacıyla delgi sondaj yöntemli paleocoğrafya ve jeoarkeoloji çalışmaları yapılmıştır. Bu kapsamda höyük üzerinde 10, höyüğün batısındaki alanda 6 olmak üzere toplam 16 adet sondaj gerçekleştirilmiştir. Sondajlardan alınan sediman örneklerinin sedimantolojik ve paleontolojik analiz sonuçları, sahada gerçekleştirilen arazi gözlemleri ile birleştirilerek Ekşi Höyük ve yakın çevresinin paleocoğrafya-jeoarkeoloji özellikleri ortaya konmuştur. Neolitik Çağda ilk yerleşim Neojen (Pliyosen) anakaya üzerinde başlamış olup, kültür katmanının kalınlığı höyüğün merkezinde 2 metreye kadar ulaşmaktadır. Ekşi-2018-13 ve Ekşi-2018-16 sondajlarında seramik ve çört / artifact (obsidyen?) parçalarına rastlanmıştır. İlk yerleşimin başladığı Neolitik’te höyüğün batısında Büyük Menderes Irmağı’nın gömülmüş...

Research paper thumbnail of Yeni Paleontolojik Analizlerin Işığında Finike Ovasının Paleocoğrafyası ve Limyra’nın Jeoarkeolojisi

Coğrafya Dergisi / Journal of Geography

Limyra ya da Zemuri, Teke yarımadasının güneydoğusunda, Finike ovasının kuzeyinde Toçak dağının e... more Limyra ya da Zemuri, Teke yarımadasının güneydoğusunda, Finike ovasının kuzeyinde Toçak dağının eteklerinde yer alır. Limyra, Likya medeniyetinin önemli yerleşmelerindendir. Limyra'da ilk yerleşimden, bugüne kadarki doğal çevre değişmelerinin belirlenmesi amacıyla 46 adet delgi sondaj gerçekleştirilmiştir. Bu sondajlardan seçilen 6 adedinin ayrıntılı paleontolojik-sedimantolojik analizleri yapılmıştır. Belirlenen makro-mikro fosiller, sedimantolojik olarak ayırt edilen ortamların daha iyi anlaşılmasında önemli katkılar sunmuştur. Bütün bu yeni verilerin de katkısıyla; Limyra harabelerinin yer aldığı kesimde, ova yüzeyinin deniz seviyesinden birkaç metre yükseltide olmasına rağmen, bu alandaki delgi sondajlarda sedimantolojik-paleontolojik analizlerle desteklenen denizel sedimanlara ulaşılmamıştır. Holosen transgresyonu ile yükselen deniz, olasılıkla Akçay ve Alakır çaylarının oluşturduğu alüvyon yelpazeleri arasında kalan Limyra çevresine sokulamamıştır. Bununla birlikte yelpazeler arasında Toçak dağı etekleri boyunca çıkan karstik kaynaklar tarafından beslenen sulak alan var olmuştur.

Research paper thumbnail of Santorini Tephra Bulguları ve Mikropaleontolojik Analizler Işığında Çeşme Bağlararası (İzmir) Tunç Çağı Jeoarkeolojisi

Jeomorfoloji Derneği Bülteni, 2018

Research paper thumbnail of Fi̇ni̇ke Ovasinin Holosen Jeomorfoloji̇si̇ Ve Li̇myra’Nin Jeoarkeoloji̇si̇

Teke yarimadasinin guneydogusunda yer alan Finike ovasi, Akcay ve Alakir caylarinin tasidigi aluv... more Teke yarimadasinin guneydogusunda yer alan Finike ovasi, Akcay ve Alakir caylarinin tasidigi aluvyonlar ile sekillenmistir. Ovanin kuzeyinde Tocak daginin eteklerindeki Limyra antik kenti Likya medeniyetinin onemli yerlesmelerindendir. Tocak dagi eteklerinden cikan karstik kaynaklar nedeniyle antik kente ait yapilarin ovada yer alanlari son yillara kadar batakliklar icinde bulunmustur. Limyra ve cevresinin paleocografya ozelliklerini belirlemek amaci ile toplam 46 adet delgi sondaj gerceklestirilmistir. Limyra harabelerinin bulundugu ova yuzeyi deniz seviyesinden birkac metre yukseltide olmasina ragmen bu alanda yapilan delgi sondajlarda denizel sedimanlara rastlanamamistir. Bunun nedeni Akcay ve Alakir caylarinin olusturdugu aluvyon yelpazelerinin Limyra ve cevresinin bulundugu alana Holosen transgresyonu ile yukselen denizin sokulmasini engellemis olmasidir. Ayni zamanda bu yelpazeler arasinda Tocak dagi etekleri boyunca cikan karstik kaynaklarin sulari tarafindan beslenen sig bir...

Research paper thumbnail of Urla-İskele Kiyi Düzlüğünün Holosen Paleocoğrafyasi Ve Jeoarkeoloji̇k Değerlendi̇rmeler

Urla’nin Iskele kiyi duzlugu, Miosen gol sedimanlarindan olusan Urla tepelik alanindan kuzeye, Iz... more Urla’nin Iskele kiyi duzlugu, Miosen gol sedimanlarindan olusan Urla tepelik alanindan kuzeye, Izmir Korfezine uzanan aluvyal-koluvyal etek duzlugu uzerinde sekillenmistir. Cakma-delgi sondajlardan saglanan sedimantolojik verilere gore, son buzul cagi sonrasinda yukselen deniz, Orta Holosen’de (7-6 bin yil oncelerde), bu etek duzlugu uzerinde guneye ilerleyerek Iskele duzlugunun orta kesiminde bugunku kiyidan 1 km iceriye kadar sokulmustur. Bu kiyiya ait sedimanlarin bugunku deniz seviyesinde bulunmasi, bu donemde denizin bugunku seviyesine kadar yukseldigini gostermektedir. Deniz seviyesi yukselmesinin sona ermesiyle, aluvyon birikimi etkin duruma gecmis ve bugunku kiyi duzlugu gelismeye baslamistir. Ancak, buraya ulasan buyuk bir akarsu bulunmadigindan, Iskele duzlugu bir delta ovasi degil, cevredeki etek duzluklerinin uzantisi niteliginde, kucuk bir kiyi duzlugudur. Iskele kiyilari Limantepe-Klazomenai arkeolojik buluntulari ile taninir. Limantepe, kiyida kucuk bir cikinti yapan ...

Research paper thumbnail of Eşen Deltasinin Paleocoğrafyasinda Letoon Ve Patara’Nin Jeoarkeoloji̇si̇

Antik caglarda Likya bolgesi olarak bilinen Teke yarimadasinin guneybatisinda yer alan Esen delta... more Antik caglarda Likya bolgesi olarak bilinen Teke yarimadasinin guneybatisinda yer alan Esen delta ovasi, Esen cayinin tasidigi aluvyonlar ile sekillenmistir. Delta ovasi ve cevresinde Ksanthos (Xanthos), Letoon ve Patara antik kentleri bulunmaktadir. Antik kentlerin deltadaki dogal cevre degismelerinden nasil etkilendiklerini anlamak icin 60 delgi sondaj gerceklestirilmis, sediman orneklerinin tane boyu, kimyasal ve paleontolojik analizleri yapilmis, 7 adet organik ornekten RC14 tarihlemesi yapilmis ve eldeki verilerin isiginda alanin paleocografya ozellikleri belirlenmistir. Esen Ovasi’nin bulundugu alandaki tektonik cukurluk Holosen transgresyonu ile birlikte 6000-7000 yil once bir korfeze donusturmustur. Deniz seviyesi yukselmesi durdugunda ise bu kez Esen Cayi’nin tasidigi aluvyonlarla korfez icinde bir delta gelismistir. Delta once Patara’nin bulundugu alandaki koya ulasmayi kolaylastirip bu alanin liman olarak kullanilmasini sagladigi icin olumlu etki yapmistir. Delta kiyisini...

Research paper thumbnail of Natural Environmental Changes and Their Effects from Prehistoric Period to Present in Altinova (Ayvalik-Balikesi̇r)

Altinova, Madra cayinin tasidigi aluvyonlarin Edremit ve Candarli depresyonlari arasinda KB-GD do... more Altinova, Madra cayinin tasidigi aluvyonlarin Edremit ve Candarli depresyonlari arasinda KB-GD dogrultusunda uzanan bir cukurlugun dogu kenarini doldurmasi ile olusmus bir deltadir. Son buzul maksimumunu izleyen donemde deniz seviyesinin yukselmesi (Holosen transgresyonu) Altinova benzeri kiyi bolgelerinde onemli degisimlere yol acmis ve kiyi cizgisi yeniden sekillenmistir. Bu degismelerin ortaya konulmasi amaciyla Altinova’da 1995 - 1998 yillari arasinda 22 adet, 2012-2015 yillari arasinda 10 adet sondaj yapilmistir. Sondaj orneklerinin analizleri ve C14 tarihlemeleriyle delta-kiyi ovasinin paleocografyasi ve jeoarkeolojisi degerlendirilmistir. Arastirma sonucunda, Altinova’nin Holosen’deki aluvyal gelisiminde uc ana donem belirlenmistir. Bunlar; Erken Holosen transgresyon donemi, Orta Holosen denizel sedimantasyon donemi, Gec Holosen delta-taskin ovasi gelisimidir. Deltadaki ilk yerlesim olan Yeniyeldegirmeni hoyugunun (Erken Bronz) GO 5000 kiyisinda bulundugu ve bu kiyinin delta ...

Research paper thumbnail of Altinova’Da (Ayvalik-Balikesi̇r) Doğal Çevre Deği̇şmeleri̇ İle Tari̇h Öncesi̇ Dönemden Günümüze Etki̇leri̇

Altinova, Madra cayinin tasidigi aluvyonlarin Edremit ve Candarli depresyonlari arasinda KB-GD do... more Altinova, Madra cayinin tasidigi aluvyonlarin Edremit ve Candarli depresyonlari arasinda KB-GD dogrultusunda uzanan bir cukurlugun dogu kenarini doldurmasi ile olusmus bir deltadir. Son buzul maksimumunu izleyen donemde deniz seviyesinin yukselmesi (Holosen transgresyonu) Altinova benzeri kiyi bolgelerinde onemli degisimlere yol acmis ve kiyi cizgisi yeniden sekillenmistir. Bu degismelerin ortaya konulmasi amaciyla Altinova’da 1995 - 1998 yillari arasinda 22 adet, 2012-2015 yillari arasinda 10 adet sondaj yapilmistir. Sondaj orneklerinin analizleri ve C14 tarihlemeleriyle delta-kiyi ovasinin paleocografyasi ve jeoarkeolojisi degerlendirilmistir. Arastirma sonucunda, Altinova’nin Holosen’deki aluvyal gelisiminde uc ana donem belirlenmistir. Bunlar; Erken Holosen transgresyon donemi, Orta Holosen denizel sedimantasyon donemi, Gec Holosen delta-taskin ovasi gelisimidir. Deltadaki ilk yerlesim olan Yeniyeldegirmeni hoyugunun (Erken Bronz) GO 5000 kiyisinda bulundugu ve bu kiyinin delta...

Research paper thumbnail of Gökçeada’Nin (Çanakkale) Paleocoğrafya Özelli̇kleri̇ Ve Jeoarkeoloji̇si̇

Ulkemizin, 285 km2 yuzolcumu ile en buyuk adasi olan Gokceada (diger adi ile Imroz), Ege denizini... more Ulkemizin, 285 km2 yuzolcumu ile en buyuk adasi olan Gokceada (diger adi ile Imroz), Ege denizinin kuzeydogusunda, Canakkale bogazinin kuzeybatisinda yer alir. Anadolu-Gelibolu selfi uzerinde bulunan Gokceada, Gelibolu yarimadasina 20 km uzakliktadir. Buyuk ekseni guneybati-kuzeydogu dogrultusunda uzanan Gokceada’nin en buyuk akarsuyu Buyukdere’dir. Buyukdere vadisinin asagi bolumundeki nispeten genis vadi tabaninda, kiyidan 1,5 km kadar iceride yerlesim tarihi gunumuzden 5000 yil oncesine dayanan Yeni Bademli Hoyugu bulunur. Hoyukte kazi calismalari 1996 yilinda baslamistir. Kazi projesinin paleocografya ve jeoarkeoloji arastirmalarini surdurmek uzere 1998-2002 yillari arasindaki bes yaz doneminde calismalarimiz devam etmis ve bu surede Yeni Bademli Hoyugu cevresindeki aluvyal alanda 44 adet delgi sondaji yapilmistir. Adanin GD’sundaki Tuz golu cevresinde de 6 sondaj gerceklestirilmistir. Bu sondajlardan elde edilen veriler, yorenin genel jeomorfolojik bilgileriyle birlikte deger...

Research paper thumbnail of Paleogeographical Characteristics and Geoarchaeology of the Gökçeada (Çanakkale)

Ulkemizin, 285 km2 yuzolcumu ile en buyuk adasi olan Gokceada (diger adi ile Imroz), Ege denizini... more Ulkemizin, 285 km2 yuzolcumu ile en buyuk adasi olan Gokceada (diger adi ile Imroz), Ege denizinin kuzeydogusunda, Canakkale bogazinin kuzeybatisinda yer alir. Anadolu-Gelibolu selfi uzerinde bulunan Gokceada, Gelibolu yarimadasina 20 km uzakliktadir. Buyuk ekseni guneybati-kuzeydogu dogrultusunda uzanan Gokceada’nin en buyuk akarsuyu Buyukdere’dir. Buyukdere vadisinin asagi bolumundeki nispeten genis vadi tabaninda, kiyidan 1,5 km kadar iceride yerlesim tarihi gunumuzden 5000 yil oncesine dayanan Yeni Bademli Hoyugu bulunur. Hoyukte kazi calismalari 1996 yilinda baslamistir. Kazi projesinin paleocografya ve jeoarkeoloji arastirmalarini surdurmek uzere 1998-2002 yillari arasindaki bes yaz doneminde calismalarimiz devam etmis ve bu surede Yeni Bademli Hoyugu cevresindeki aluvyal alanda 44 adet delgi sondaji yapilmistir. Adanin GD’sundaki Tuz golu cevresinde de 6 sondaj gerceklestirilmistir. Bu sondajlardan elde edilen veriler, yorenin genel jeomorfolojik bilgileriyle birlikte degerle...

Research paper thumbnail of Paleogeographical and geoarchaeological research around Tisna Ancient settlement (Aliağa-İzmir)

1st Istanbul International Geography Congress Proceedings Book, 2019

Bu çalışmada, Tisna çevresindeki Güzelhisar ve Sirçe ova düzlüklerinin alüvyal dolgularında yapıl... more Bu çalışmada, Tisna çevresindeki Güzelhisar ve Sirçe ova düzlüklerinin alüvyal dolgularında yapılan sondajlara dayanarak Myrina ve Tisna arasındaki kesimin paleocoğrafyası aydınlatılmaya çalışılmıştır.Ovanın paleocoğrafyasının ve çevredeki bu yerleşimler üzerindeki etkisinin belirlenmesi için 2010-2018 yılları arasında 49 delgi sondaj gerçekleştirilmiş ve sondaj örneklerinin tane boyu, element, mikrofosil analizleri yapılmıştır. Tisna KB'sındaki kıyı ovasının alüvyon katmanları yansıttıkları ortamlara göre 6 alüvyal birime ayrılmıştır. Bu sınıflandırma ve yapılan tarihlemelerle Güzelhisar kıyı ovasının ve deltasının son 6500-7000 yıl boyunca (Holosen transgresyonu ile birlikte-Orta Holosen'den günümüze) gelişimi değişen kıyı çizgilerine göre belirlenmiştir. Tisna kenti Holosen transgresyonu ile denizin karaya en çok sokulduğu dönemde bile kıyıdan 1-2 km uzakta bir sırt üzerinde var olduğu anlaşılmıştır. Tisna yerleşiminin bulunduğu sırtlar 6000-7000 Holosen transgresyonu kıyısının yaklaşık 2 km doğusunda yer aldığı için son 7000 yıldır hiçbir zaman kıyıda olmamıştır. Bu durumda, Tisna'nın bulunduğu yer kıyıya yakın bir konumda kalmıştır. Ayrıca G17 sondajında kıyı bataklığı sedimanlarının 6 m derinliğindeki seviyesinde Santorini'nin MÖ 1630-1640 yıllarındaki Minoan patlamasıyla uyumlu tefra tabakası tespit edilmiştir.

Research paper thumbnail of Teos Antik Yerleşimi Çevresinde Paleocoğrafya-Jeoarkeoloji Araştırmalarının İlk Sonuçları (Seferihisar-İzmir)

Journal of Geography, 2020

Bu araştırma Teos antik kenti çevresinde Holosen boyunca meydana gelen kıyı çizgisi ve doğal çevr... more Bu araştırma Teos antik kenti çevresinde Holosen boyunca meydana gelen kıyı çizgisi ve doğal çevre değişmelerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Antik kentin çevresinin paleocoğrafya koşullarının ve bunun jeoarkeolojik sonuçlarının belirlenmesinde alüvyon delgi sondaj yöntemi kullanılmıştır. Teos antik kenti kıyıya paralel uzanan K-G doğrultulu Ekmeksiz tepe sırtının doğu güneydoğu yamacı ile etekleri boyunca geniş bir alana yayılmıştır. Yapılan 11 delgi sondaj kentin doğusundaki Çayırarası kıyı ovasında K-G ve B-D doğrultulu iki hat üzerinde yapılmıştır. Paleocoğrafya ve jeoarkeoloji değerlendirmeleri sondaj örneklerinin sedimantolojik, element ve mikropaleontolojik analizleri yapıldıktan sonra elde edilen verilere dayanarak yapılmıştır. Elde edilen ilk bulgulara göre Çayırarası kıyı ovası dolgularının katmanlarının en alttan en üste doğru; denizel ortam sedimanları, kıyı bataklığı ortamı, Çayırarası taşkın ovası ve Teos kültür dolgularından meydana geldiği belirlenmiştir. Teos-2019-01 sondajından yapılan C14 tarihlemesi GÖ 3320 (Calibrated) yılını vermiştir. Buna göre, Çayırarası ovasının bulunduğu depresyonun Orta Holosen'de (Nortgripiyen) (Erken Tunç Çağı) K-G doğrultusunda uzanan boğaz şeklinde bir deniz ve Teos antik kentinin üzerinde bulunduğu Ekmeksiz tepenin bir ada olduğu saptanmıştır (GÖ 7000-6000). Teos antik kenti ve limanının Çayırarası depresyonuna uzanan kesiminin Tunç Çağı'ndan günümüze Yassıçayın taşkınları ve yamaç selleri ile örtüldüğü belirlenmiştir.

Research paper thumbnail of Justinianus Köprüsü Çevresinde Delgi Sondaj Yöntemli Paleocoğrafya-Jeoarkeoloji Araştırmalarının Ön Sonuçları

Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2019

Justinianus köprüsü Sakarya kentinin batı kenarındaki Serdivan mahallesinde, Çarksuyu deresi vadi... more Justinianus köprüsü Sakarya kentinin batı kenarındaki Serdivan mahallesinde, Çarksuyu deresi vadisinin güneye doğru genişleyen kesiminde bulunmaktadır. Bu çalışma Çarksuyu deresi vadisi alüvyal dolgularının paleocoğrafya özelliklerini ortaya koymak ve Antik Justinianus köprüsü üzerine jeoarkeolojik değerlendirmeler yapmak amacıyla yapılmıştır. Araştırma alüvyon delgi sondaj yöntemine dayanmaktadır. Batı-doğu doğrultusunda uzanan köprünün çevresinde 17 adet sondaj gerçekleştirilmiştir. Paleocoğrafya ve Jeoarkeoloji değerlendirmeleri saha gözlemlerinin yanında bu sondajların sediman örneklerinin tane boyutu, kalsiyum, element, organik madde, pH, mikro fosil analizlerine dayanarak yapılmıştır. Yapılan çalışmanın sonucunda, Çarksuyu deresi alüvyonları içinde 5 alüvyal birim (katman) tespit edilmiştir. Bunlar en alttan en üste doğru; etek dolguları, eski taşkın düzlüğü sedimanları, ard bataklık-gölsel ortam dolguları, akarsu taşkın sedimanları ve yüzey döküntüleridir. Ayrıca köprünün sığ...

Research paper thumbnail of Kaş Çevresi̇nde Paleocoğrafya Araştirmalari Ve Kyaneai-Avşar Tepe Anti̇k Yerleşmeleri̇ni̇n Jeoarkeoloji̇k Problemleri̇

Journal of Awareness, 2018

Teke yarımadası eski çağlarda Likya bölgesi olarak bilinir. Yarımadanın ortagüneyi "Merkezi Likya... more Teke yarımadası eski çağlarda Likya bölgesi olarak bilinir. Yarımadanın ortagüneyi "Merkezi Likya" olarak tanınır ve orta yükseklikte karstik bir plato alanıdır. Merkezi Likya'nın önemli kentlerinden biri olan Kyaneai ve güney batısındaki Avşar Tepe yerleşmelerinde, yörenin iklim ve litolojik özelliklerinden kaynaklanan su sorunu bugün olduğu gibi eski çağlarda da yaşanmıştır. Delgi sondaj yöntemli paleocoğrafya ve jeoarkeolojik araştırmalarımızla bu antik yerleşmelerin su sorunlarını nasıl çözdükleri araştırılmıştır. Benzer şekilde, Kyaneai ve yakın çevresindeki bazı arkeolojik sorulara yanıt aranmıştır.

Research paper thumbnail of Gedi̇z Deltasi Paleocoğrafyasinda Panaztepe Ni̇n Li̇manini Bulma Umudu

Journal of Awareness, 2018

Gediz deltası Batı Anadolu'nun en büyük kıyı ovalarından biridir. Deltada bulunan Panaztepe antik... more Gediz deltası Batı Anadolu'nun en büyük kıyı ovalarından biridir. Deltada bulunan Panaztepe antik kentinin kuruluş ve yaşamları, delta gelişiminin aşamaları ile yakından ilgilidir. Holosen de meydana gelen deniz ve kıyı çizgisi değişmeleri Panaztepe'nin bulunduğu Gediz delta gelişimini kontrol etmiştir. Bu gelişmelerin açıklanabilmesi ve paleocoğrafya özelliklerinin ortaya konabilmesi için delta ovasında 1990-2002 yılları arasında 12 ve 2017 yazındaki bu çalışmada 3 olmak üzere toplamda 15 sondaj yapılmıştır. Özellikle son dönemki çalışmalarımız Panaztepe antik kenti ve çevresinin paleocoğrafya-jeoarkeoloji özelliklerinin belirlenmesi üzerine yoğunlaşmıştır. Panaztepe'nin bir ada yerleşimi olup olmadığı ve Limankent kalıntıları önlerinde gerçekte bir limanının var olduğu olmadığı soruları önem kazanmıştır. Bunların yanıtlanması için yapılan bu çalışmada Panaztepe'nin limanını bulma yönünde umut veren önemli paleocoğrafya verilerine ulaşılmıştır.

Research paper thumbnail of Bağlararası Höyüğü Çevresinde Paleocoğrafya ve Jeoarkeoloji Araştırmaları (Çeşme– İzmir)

Türkiye Jeoloji Bülteni / Geological Bulletin of Turkey

Anadolu’nun Ege kiyilari caglar boyunca uygun toplumsal yasam icin cografi kosullara sahip olmust... more Anadolu’nun Ege kiyilari caglar boyunca uygun toplumsal yasam icin cografi kosullara sahip olmustur ve yasam icin elverisli alanlar olarak ortaya cikmistir. Bunlardan biri de Cesme yoresidir. Bu donemlerde kiyilarda liman kentleri olarak kurulan eski yerlesmeler, giderek kiyi cizgisinden oldukca icerilerde kalmis ve onemlerini kaybetmisler, cogu terk edilmistir. Cesme Baglararasi kazi alanlarindaki MO 2. bin ve 3. bin yerlesmelerinin Tunc Cagi’na ait oldugu ve o donemde dogal cevrenin bugunden cok farkli oldugu anlasilmaktadir. Cesme Baglararasi duzlugu, Liman Deresi’nin aluvyonlariyla ve daha cok yamac sellerinin koluvyal sedimanlariyla dolmus KB-GD dogrultulu bir tektonik cokuntunun tabanidir. Oldukca kucuk bir drenaj havzasina sahip olan Liman Deresi, Cesme Garaji’ndan baslayarak, KB yonunde limana kadar yaklasik 600 m uzanan ve 500 m eninde sig bir kiyi cukurlugunu doldurmustur. Tarihsel dogal cevre degismelerinin izleri cokuntuyu dolduran bu tortul katmanlarda gizlidir. Bu nedenle, Baglararasi cevresinin paleocografya ozelliklerini belirlemek, kiyi cizgisi ve deniz seviyesi degisimlerini ortaya koyabilmek ve bazi arkeolojik sorulara cevap bulabilmek icin Eylul (2016) ayinda Baglararasi Hoyugu ve cevresinde 10 delgi sondaj gerceklestirilmistir. Ilk bulgular, denizel dolgularin ve kiyi-kiyi batakligi-bataklik gibi gecis ortamlarinin yorumlarinin fosil analizlerine dayanarak hassas yapilmasi gerekliligini ortaya cikarmistir. Sondaj sonuclarina gore birimlerin stratigrafisi, temelde Miyosen kiltasi-kumtasi anakayasi uzerine uyumsuz olarak gelen Erken-Orta Holosen denizel cokelleri, Orta-Gec Holosen yasli hoyuk dolgulari ve tum birimleri orten yine Orta-Gec Holosen yasli aluvyal-koluvyal dolgulardan olusmaktadir. Alanda oncelikle denize daha yakin olan ucuncu bin yerlesiminin baslamasi dogrudan Bronz Cag regresyonu ile uyumlu gorulmektedir. Bu regresyonun sonrasinda ikinci bin yerlesiminin nispeten daha ic kesimlerde kuruldugu belirlenmistir. Bunlarin yaninda ilginc bir veri olarak, Santorini’deki Minoan volkanik patlamasina ait kuller Bronz (Tunc) Cagi kulturel dolgulari icinde bulunmus, bunlarin element analizleri yapilmis ve kronostratigrafik yorumlarda kilavuz seviye olarak degerlendirilmistir.

Research paper thumbnail of Paleogeographical and geoarchaeological surveys by core drilling method around Ekşi Mound (Çal-Denizli)

1st Istanbul International Geography Congress Proceedings Book

Research paper thumbnail of Tisnaios Was the God of Which River?  Tisnaios Hangi Nehrin Tanrısıydı?

Rivers, Seas and Lakes Through the Ages From Prehistory to the Byzantine Period, Çağlar Boyunca Nehirler, Denizler ve Göller Prehistorya’dan Bizans Dönemi’ne, 2021

Tisna is located in the region defined as Aiolis in the Ancient Period. The surveys initiated in ... more Tisna is located in the region defined as Aiolis in the Ancient Period. The
surveys initiated in 2018 in the site, which is known through ancient texts, provide
important information for the archeology of the region. Apart from the ancient
texts, Tisna is also known for its coins dated to the 4th century BC. These coins
mostly contain the depictions of the river god Tisnaios, who is believed to give
the city its name. The identity of Tisnaios, who is mostly associated with Güzelhisar
River, and which river it actually represents constitute the main subject of
our study. A small stream identified in 2018 in Sarıkale Tepe, which stands out
as the main residential area of the city, and the geographical studies carried out
on this stream suggest that Tisnaios can be associated with this small but vital
fresh water source, unlike Güzelhisar River.

Research paper thumbnail of Teos Çevresinde Tsunami ve Volkanik Kül İzleri

Teos: Yazıtlar, Kültler ve Kentsel Doku, 2021

Bu çalışmada, Teos çevresinde Holosende meydana gelmiş eski tsunamilerin ve Mionan patlamasına (... more Bu çalışmada, Teos çevresinde Holosende meydana gelmiş eski tsunamilerin ve Mionan patlamasına (Santorini tefrası-GÖ 3650) ait volkanik kül tabakalarının alüvyon katmanlarındaki izleri araştırılmıştır.

Research paper thumbnail of Teos Antik Kenti Çevresinde Holosen Kıyı Değişmeleri

Teos: Yazıtlar, Kültler ve Kentsel Doku, 2021

Teos antik kenti çevresinde alüvyon delgi sondajlarına dayalı Holosen paleocoğrafyası-kıyı çizgi... more Teos antik kenti çevresinde alüvyon delgi sondajlarına dayalı Holosen paleocoğrafyası-kıyı çizgisi değişmeleri ve jeoarkeoloji araştırmaları.

Research paper thumbnail of Traces of Tsunamis and Volcanic Ashfall Around Teos

Teos: Inscriptions, Cults and Urban Fabric, 2021

This study is about investigating the traces of tsunamis that occurred during the Holocene around... more This study is about investigating the traces of tsunamis that occurred during the Holocene around the ancient city of Teos.
Elemental and microfossil analyzes of the drilling sediments were interpreted together with the sedimentological findings, and the reworked material from the tsunami was examined.

Research paper thumbnail of Coastline Evolution Around the Ancient City of Teos During the Holocene

Teos: Inscriptions, Cults and Urban Fabric, 2021

Teos is located in Sıgacik-Seferhisar in the province of Izmir. This study is a paleogeography-ge... more Teos is located in Sıgacik-Seferhisar in the province of Izmir. This study is a paleogeography-geoarchaeology research that deals with Holocene environmental changes around the ancient city together with the city. After investigating the geomorphological features of land, the traces of natural environmental changes in the alluvial deposits were discussed. The aim of the research was to investigate the Holocene paleogeography and shoreline changes based on sedimentological, elemental and microfossil analyzes of the sediments taken by the drill drilling method. The interaction of these changes with the city has been evaluated.

Research paper thumbnail of Küçük Menderes Havzası Doğu Bölümünde Paleocoğrafya Araştırmaları (2015), Ödemiş Ovasında Jeoarkeolojik Değerlendirmeler.pdf

Yıllardır ülkemizin doğal-tarihsel-kültürel kimliğine belirli boyutlarda bakmanın gerekliliği üze... more Yıllardır ülkemizin doğal-tarihsel-kültürel kimliğine belirli boyutlarda bakmanın gerekliliği üzerinde sürekli durmaya, belirli örneklerle bunun "kaçınılmaz olduğunu" kanıtlamaya çalışıyoruz. Bu konuda başarılı olduğumuz havzaların kazandırdığı deneyimlerden kalkarak, son yıllarda ülke bütününe yönelme şansımız oldu.

Research paper thumbnail of Güzelhisar Çayı Kıyı Ovası’nda Alüvyal Jeomorfoloji Araştırmaları ve Myrina Jeoarkeolojisi, Myrina ve Gryneion Arkeolojik Yüzey Araştırmaları-2 (2018)

Research paper thumbnail of Lidya’nın Tmolos (Bozdağlar) Yaylalarında Jeomorfoloji, Paleocoğrafya ve Jeoarkeoloji Araştırmaları (2018) .pdf

Research paper thumbnail of Geoarchaeological Interpretations of The "Troian Bay", Troia and Troad Scientific Approaches (Chapter 25), Springer (2003)

Research paper thumbnail of Vardar 2013 AsafKOÇMAN_Armağan.pdf

Research paper thumbnail of Vardar 2013 İlhanKayan_Armağan.pdf

Research paper thumbnail of vardar 2017 pegem 21.bölüm.pdf

Research paper thumbnail of Myrina’da (Aliağa – İzmir) Jeoarkeoloji Araştırmaları ve Planlanan Çalışmalar, Myrina ve Gryneion Yüzey Araştırmaları-1 (15. Bölüm) (2017)

Research paper thumbnail of Küçük Menderes Araştırmaları 2 (KÜMAR 2) (Editör Serdar Vardar) (2017)

Küçük Menderes AraĢtırmaları (KÜMAR) Kerschner M. (1995) Ostgriechische Vogelschalen und Verwandt... more Küçük Menderes AraĢtırmaları (KÜMAR) Kerschner M. (1995) Ostgriechische Vogelschalen und Verwandtes. Studien zur Chronologie und Verbreitung der ostgriechischen Keramik (ungedr. Diss. Universitat Bochum). Kerschner M. (1997) Ein stratifizierter Opferkomplex des 7. Jh.s v. Chr. aus dem Artemision von Ephesos, OJh 66, Beibl. 85-226.

Research paper thumbnail of The Madra River Delta, Chapters 65-66 (2007)