BİLAL ÇAKICI - Academia.edu (original) (raw)
Papers by BİLAL ÇAKICI
Three decades ago, the Turkic states of Azerbaijan, Kazakhstan, Kyrgyzstan, Uzbekistan, and Turkm... more Three decades ago, the Turkic states of Azerbaijan, Kazakhstan, Kyrgyzstan, Uzbekistan, and Turkmenistan gained their independence as a result of the dissolution of the USSR. Official contacts began to be established soon after the independence and this process was followed by the institutionalization of the relations. As an organization founded during this institutionalization period, the International Organization of Turkic Culture (TURKSOY) contributed to the nation-state building process of the Turkic states with its activities covering many areas. The main purpose of the article is to highlight the contributions of TURKSOY to the cultural cooperation within the Turkic World through the activities it performed during this thirty years period of independence.
Erdem
Mevlana Celaleddin-i Rumî (ö: 672/1273)'nin Mesnevi'si, yazıldığı günden bu güne kadar ma... more Mevlana Celaleddin-i Rumî (ö: 672/1273)'nin Mesnevi'si, yazıldığı günden bu güne kadar manzum ve mensur olarak birçok dile tercüme edilen ve üzerine şerhler yazılan bir eserdir. Seyyid Mehmed Şakir (ö. 1252/1836)'in "Tercemânu'l-Ma'nevî fî-Tercemeti'l-Mesnevî" adlı eseri de, Mesnevi'nin manzum tercümelerinden birisidir. Eser, Mesnevi'nin tamamını içeren bir tercüme olması bakımından önem taşımaktadır. Bu yazıda, tam bir nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi'nde bulunan bu eserin Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Kütüphanesi'nde bulunan gözlerden uzak kalmış ve mütercim Mehmed Şakir'in kendi hattıyla bir nüshası tanıtılmakta, ayrıca mütercimin kimliği açıklığa kavuşturulmaktadır.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 2021
Yunus Emre, Anadolu'da Türk yazı dilinin oluşmasında çok önemli bir yeri olan, şiirlerindeki ... more Yunus Emre, Anadolu'da Türk yazı dilinin oluşmasında çok önemli bir yeri olan, şiirlerindeki evrensel mesajlarıyla Türk edebiyatının en çok bilinen ve okunan şairlerindendir. Bize bıraktığı Divan ve Risaletü'n-Nushiyye, herkesin kendi düşüncesine göre yararlandığı ve sorularına cevap bulduğu metinlerdir. Bu yazıda Yunus'un “söz hakkındaki düşünceleri, sözün kaynağı, nasıl söylenmesi gerektiği, sözde, sözü söyleyende ve dinleyende aranan özellikler, sözün tesiri, gücü” gibi konular, şiirlerinden örneklerle değerlendirilecektir.
Kasidelerin çok çeşitli maksatlarla yazıldığı; ancak "kaside" denince akla ilk gelen şeyin övgü (... more Kasidelerin çok çeşitli maksatlarla yazıldığı; ancak "kaside" denince akla ilk gelen şeyin övgü (medhiye) olduğu bir gerçektir. Zamanla kaside ve medhiye kavramları öylesine yakınlaşmıştır ki kasidelerde asıl konunun işlendiği bölüm medhiye olarak adlandırılmıştır. Bununla birlikte övgü amacı gütmeyen ancak beyit sayısı ve kafiye düzeni bakımından kasideye benzeyen şiirlere de divanlarda kasâid bölümlerinde yer verilmiştir. Bu tür kasideler, alışılmışın dışında, bir mesneviyi andıran ve çoğunlukla didaktik şiirlerdir. Genel olarak maksûd ve duâ bölümlerinden oluşan bu kasidelerden bazıları; başlıkları, uzunlukları ve belli konuları işlemeleri, mesneviler gibi bölümlenmeleri, hatta bazılarına isimler verilmesi bakımından müstakil bir eser sayılabilecek niteliktedir. Bu yazıda, medhiye dışında kalan bu tür kasidelerin biçim ve içerik özelliklerine değinilecek ve buradan hareketle kasidenin bölümleriyle ilgili bazı teklifler sunulacaktır.
Türkoloji Dergisi, 2012
Bu makalede, XVI. yüzyıl Mevlevî şairlerinden Burdurlu Fedaî Dede'nin bir murabbać-ı mütekerririn... more Bu makalede, XVI. yüzyıl Mevlevî şairlerinden Burdurlu Fedaî Dede'nin bir murabbać-ı mütekerririnde geçen uyaė uyaė uyaė uyaė-fiiliinin anlamı ve kökeni değerlendirilmiştir. Öncelikle Tarama Sözlüğü'nde uyaėmaė fiiline verilen "batmak, gurup etmek, yıldız batmak" anlamlarının söz konusu şiir için uygun düşmediği ve metnin bağlamından hareketle "doğmak, parlamak" anlamlarında bir fiile gerek duyulduğu tespit edilmiştir. Aynı fiilin hemen hemen karşıt iki anlama gelmesinin mümkün olamayacağından yola çıkarak bu iki fiilin kökenlerinin farklı olduğu ve zamanla eşyazımlı ve belki eşsesli hâle geldiği, tanıklar aracılığıyla ortaya konmuştur.
Türkoloji Dergisi, 2021
Şeyhoğlu (ö. 817/1414?)’nun Kenzü’l-Küberâ ve Mehekkü’l-Ulemâ (Büyüklerin Hazinesi ve Âlimlerin M... more Şeyhoğlu (ö. 817/1414?)’nun Kenzü’l-Küberâ ve Mehekkü’l-Ulemâ (Büyüklerin Hazinesi ve Âlimlerin Mihenk Taşı) adlı eseri, Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig’inden sonra yazılan, siyasetname türündeki bilinen ikinci eserdir. Bu eser, Eski Anadolu Türkçesinin dil özelliklerini yansıtması, Anadolu nesrinin gelişimine dair veriler sunması ve elde bulunan tek yazma nüshasının harekeli olması yönüyle Türk dili tarihi açısından önem taşımaktadır. Söz konusu eser; çeviri yazılı metni, metnin günümüz Türkçesine aktarımı, incelemesi ve tıpkıbasımıyla Kemal Yavuz tarafından yayımlanmıştır. Bu yayında Kenzü’l-Küberâ’nın yazma nüshasının 1b ve 2a sayfasındaki deformasyon sebebiyle bazı yerler okunamayarak boş bırakılmış, metnin bütününde ise kimi kelimeler yanlış okunmuş veya atlanmıştır. Bu yazıda öncelikle ilk yapraklardaki okunamayan yerler, metin tamiri yöntemleriyle okunmaya çalışılmış; metnin tamamı tarafımızca gözden geçirilerek dikkati çeken yanlış okumalar düzeltilmiş, eksiklikler ise tama...
Three decades ago, the Turkic states of Azerbaijan, Kazakhstan, Kyrgyzstan, Uzbekistan, and Turkm... more Three decades ago, the Turkic states of Azerbaijan, Kazakhstan, Kyrgyzstan, Uzbekistan, and Turkmenistan gained their independence as a result of the dissolution of the USSR. Official contacts began to be established soon after the independence and this process was followed by the institutionalization of the relations. As an organization founded during this institutionalization period, the International Organization of Turkic Culture (TURKSOY) contributed to the nation-state building process of the Turkic states with its activities covering many areas. The main purpose of the article is to highlight the contributions of TURKSOY to the cultural cooperation within the Turkic World through the activities it performed during this thirty years period of independence.
Erdem
Mevlana Celaleddin-i Rumî (ö: 672/1273)'nin Mesnevi'si, yazıldığı günden bu güne kadar ma... more Mevlana Celaleddin-i Rumî (ö: 672/1273)'nin Mesnevi'si, yazıldığı günden bu güne kadar manzum ve mensur olarak birçok dile tercüme edilen ve üzerine şerhler yazılan bir eserdir. Seyyid Mehmed Şakir (ö. 1252/1836)'in "Tercemânu'l-Ma'nevî fî-Tercemeti'l-Mesnevî" adlı eseri de, Mesnevi'nin manzum tercümelerinden birisidir. Eser, Mesnevi'nin tamamını içeren bir tercüme olması bakımından önem taşımaktadır. Bu yazıda, tam bir nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi'nde bulunan bu eserin Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Kütüphanesi'nde bulunan gözlerden uzak kalmış ve mütercim Mehmed Şakir'in kendi hattıyla bir nüshası tanıtılmakta, ayrıca mütercimin kimliği açıklığa kavuşturulmaktadır.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 2021
Yunus Emre, Anadolu'da Türk yazı dilinin oluşmasında çok önemli bir yeri olan, şiirlerindeki ... more Yunus Emre, Anadolu'da Türk yazı dilinin oluşmasında çok önemli bir yeri olan, şiirlerindeki evrensel mesajlarıyla Türk edebiyatının en çok bilinen ve okunan şairlerindendir. Bize bıraktığı Divan ve Risaletü'n-Nushiyye, herkesin kendi düşüncesine göre yararlandığı ve sorularına cevap bulduğu metinlerdir. Bu yazıda Yunus'un “söz hakkındaki düşünceleri, sözün kaynağı, nasıl söylenmesi gerektiği, sözde, sözü söyleyende ve dinleyende aranan özellikler, sözün tesiri, gücü” gibi konular, şiirlerinden örneklerle değerlendirilecektir.
Kasidelerin çok çeşitli maksatlarla yazıldığı; ancak "kaside" denince akla ilk gelen şeyin övgü (... more Kasidelerin çok çeşitli maksatlarla yazıldığı; ancak "kaside" denince akla ilk gelen şeyin övgü (medhiye) olduğu bir gerçektir. Zamanla kaside ve medhiye kavramları öylesine yakınlaşmıştır ki kasidelerde asıl konunun işlendiği bölüm medhiye olarak adlandırılmıştır. Bununla birlikte övgü amacı gütmeyen ancak beyit sayısı ve kafiye düzeni bakımından kasideye benzeyen şiirlere de divanlarda kasâid bölümlerinde yer verilmiştir. Bu tür kasideler, alışılmışın dışında, bir mesneviyi andıran ve çoğunlukla didaktik şiirlerdir. Genel olarak maksûd ve duâ bölümlerinden oluşan bu kasidelerden bazıları; başlıkları, uzunlukları ve belli konuları işlemeleri, mesneviler gibi bölümlenmeleri, hatta bazılarına isimler verilmesi bakımından müstakil bir eser sayılabilecek niteliktedir. Bu yazıda, medhiye dışında kalan bu tür kasidelerin biçim ve içerik özelliklerine değinilecek ve buradan hareketle kasidenin bölümleriyle ilgili bazı teklifler sunulacaktır.
Türkoloji Dergisi, 2012
Bu makalede, XVI. yüzyıl Mevlevî şairlerinden Burdurlu Fedaî Dede'nin bir murabbać-ı mütekerririn... more Bu makalede, XVI. yüzyıl Mevlevî şairlerinden Burdurlu Fedaî Dede'nin bir murabbać-ı mütekerririnde geçen uyaė uyaė uyaė uyaė-fiiliinin anlamı ve kökeni değerlendirilmiştir. Öncelikle Tarama Sözlüğü'nde uyaėmaė fiiline verilen "batmak, gurup etmek, yıldız batmak" anlamlarının söz konusu şiir için uygun düşmediği ve metnin bağlamından hareketle "doğmak, parlamak" anlamlarında bir fiile gerek duyulduğu tespit edilmiştir. Aynı fiilin hemen hemen karşıt iki anlama gelmesinin mümkün olamayacağından yola çıkarak bu iki fiilin kökenlerinin farklı olduğu ve zamanla eşyazımlı ve belki eşsesli hâle geldiği, tanıklar aracılığıyla ortaya konmuştur.
Türkoloji Dergisi, 2021
Şeyhoğlu (ö. 817/1414?)’nun Kenzü’l-Küberâ ve Mehekkü’l-Ulemâ (Büyüklerin Hazinesi ve Âlimlerin M... more Şeyhoğlu (ö. 817/1414?)’nun Kenzü’l-Küberâ ve Mehekkü’l-Ulemâ (Büyüklerin Hazinesi ve Âlimlerin Mihenk Taşı) adlı eseri, Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig’inden sonra yazılan, siyasetname türündeki bilinen ikinci eserdir. Bu eser, Eski Anadolu Türkçesinin dil özelliklerini yansıtması, Anadolu nesrinin gelişimine dair veriler sunması ve elde bulunan tek yazma nüshasının harekeli olması yönüyle Türk dili tarihi açısından önem taşımaktadır. Söz konusu eser; çeviri yazılı metni, metnin günümüz Türkçesine aktarımı, incelemesi ve tıpkıbasımıyla Kemal Yavuz tarafından yayımlanmıştır. Bu yayında Kenzü’l-Küberâ’nın yazma nüshasının 1b ve 2a sayfasındaki deformasyon sebebiyle bazı yerler okunamayarak boş bırakılmış, metnin bütününde ise kimi kelimeler yanlış okunmuş veya atlanmıştır. Bu yazıda öncelikle ilk yapraklardaki okunamayan yerler, metin tamiri yöntemleriyle okunmaya çalışılmış; metnin tamamı tarafımızca gözden geçirilerek dikkati çeken yanlış okumalar düzeltilmiş, eksiklikler ise tama...