Ömer Anayurt - Academia.edu (original) (raw)
Papers by Ömer Anayurt
Istanbul University - DergiPark, Jun 1, 2008
The right to freedom from torture recognised in international human rights treaties. The prohibit... more The right to freedom from torture recognised in international human rights treaties. The prohibition of torture has today become a jus cogens qualifi ed norm of international law. The conventions include the prohibition of torture and other ill treatments just after it and of inhuman and degrading treatment and punishment. The expression of "ill treatment" is often used to defi ne inhuman treatments out of torture. Even though torture has been considered to be at the same statue with ill treatments in international laws, it certainly is separated from ill treatment methods in many aspects. In the fi rst article of United Nations Convention Against Torture and Other Cruel, Inhuman or Degrading Treatment or Punishment 1984 defi ned torture and included the elements distinguishing the other forms of ill treatment. The European Convention of Human Rights, in the third article, regulated the prohibition of torture and other ill treatments under the same article and subordinated it to the same conclusion. The European Court of Human Rights defi nitely mentions the separation between torture and other treatments. However, in the convention, neither torture was defi ned nor distinguishing standards from other treatments were stated. Using also the defi nition of the United Nations Convention, the Court resorts to defi ne torture and identify its elements. This article aims to focus on the concept of torture and its elements in the case-law of the European Court and then decicions which have been described as torture by the Court will be evaluated. As the concept of torture is not inclued in Turkish Criminal Law, explanation regarding this issue will not be taken into consideration. KEY WORDS Torture, ill-treatment, prohobition of torture, inhuman treatment, degrading treatment, cruel treatment, inhuman punishment, degrading punishment. Convention Against Torture.
The 1924 Constitution was widely affected by 1789 Communiqué (declaration) with respect to basic ... more The 1924 Constitution was widely affected by 1789 Communiqué (declaration) with respect to basic rights and freedoms. There seems to be great similarities between the 1924 Constitution and 1789 Communiqué in definition, limits and guarantees. Though The Constitution includes nearly all classic rights, it does not mention social rights. This exclusion can be attributed to the view that social rights were not widely recognized as classic rights at the time of the promulgation of the 1924 Constitution.
Mülkiye Dergisi, 2007
This paper explores the economic issues related to systemically important insurance companies, us... more This paper explores the economic issues related to systemically important insurance companies, using an example from the Great Depression, the National Surety Company. National Surety was a large and diverse insurance company that experienced a major crisis in 1933 due to losses from its guarantees of mortgage-backed securities. A liquidity crisis ensued, as policyholders staged a massive run on the company, demanding the return of their unearned premiums. The New York State Insurance Commissioner stepped in with a reorganization plan that split the company in two, out of fear that a disorderly liquidation would have systemic consequences given the sheer number of the company's counterparties, scattered all across the United States. A key dynamic of the crisis was that policy holders at an insurance company have a dual role as holders of liabilities and as providers of income.
1924 Anayasasi, 1921 Anayasasindan beri acik bir sekilde ortaya cikan ve fakat daginik bir manzar... more 1924 Anayasasi, 1921 Anayasasindan beri acik bir sekilde ortaya cikan ve fakat daginik bir manzara arz eden gelismeleri topluca ifade eden, saglam yapili, basit, kendi icerisinde tutarli, kisa bir anayasadir. Tarihi gelismenin urunu olan, yapildigi devrin ihtiyaclarina cevapveren "milli karakterli" 34 ve "yerli" bir Anayasa olup, 1921 Teskilât-i Esasiye Kanunu'nun dayandigi ilkeleri buyuk olcude benimseyip gelistirmeye calismistir. Bu calismada, kimilerine gore "devrimci bir nitelik tasiyan 5 kimilerine gore ise "devrimciligi kosteklemis bir metin" 6 olarak tavsif edilen ve "suclu anayasa" olarak bir zamanlar ilân olunan, zannimizca Turk anayasalari icerisinde asli kurucu iktidarin en demokratik bicimde kullanildigi, cerceve niteligi tasiyan 1924 Anayasasinin Meclis-Yurutme Kuvveti Iliskilerini ve bu baglamda hukumet sistemini ortaya koymaya calisacagiz.
Anayasa yargisi esasen dogasinda demokratik mesruiyet sorunu yasamaktadir. Cunku demokratik temsi... more Anayasa yargisi esasen dogasinda demokratik mesruiyet sorunu yasamaktadir. Cunku demokratik temsil niteligi olan yasama kurumunun su ya da bu olcekte siyasal tercihlerinin denetimi ve yaptirima baglanmasindan ibaret bir yetki kullanmaktadirlar. Parlamentonun ustunlugu- anayasanin ustunlugu catiskisi surdugu muddetce de bu mesruiyet sorunsali da az-cok devam edecektir. Demokrasi teorisiyle asla bagdasmayacagi bicimindeki marjinal bakislar bir kenara birakilacak olursa artik anayasa yargisi sinirli yonetimi gerceklestirme araci olarak gorulmekte ve ozgurlukleri koruma baglaminda da demokratik mesruiyetine atifta bulunulmaktadir. Genel yargi disinda ozel olarak yetkilendirilmis bir mahkeme yoluyla anayasallik denetimine dayanan Avrupa anayasa yargisi modelini benimsemis olan ulkelerde bu mahkemenin kompozisyonuna ozel onem verilmektedir. Mahkeme uyelerinin belirlenmesi, uyelik icin gerekli kosullar, gorev sureleri, gorev guvenceleri ve gorevle bagdasmazlik halleri anayasa mahkemelerini...
Butun uluslararasi bildiri ve sozlesmeler iskence ve ona es deger duzeyde gorulen bir takim muame... more Butun uluslararasi bildiri ve sozlesmeler iskence ve ona es deger duzeyde gorulen bir takim muameleleri ve cezalari yasaklamistir. Iskence yasagi bugun uluslararasi hukukun jus cogens nitelikli bir kurali halini almistir. Sozlesmelerde, iskence ve hemen ardindan da zalimane davranis, insanlik disi muamele ve ceza, onur kirici muamele ve ceza yasagina yer verilmektedir. Iskence disinda kalan bu muameleleri karsilamak uzere yaygin olarak “kotu muamele” deyimi kullanilmaktadir. Hic suphesiz iskence, uluslararasi sozlesmelerde kotu muamelelerle ayni statude duzenlenmisse de kotu muamele bicimlerinden pek cok acidan ayrilmaktadir. Birlesmis Milletler Iskencenin Onlenmesi Sozlesmesi 1’nci maddesinde iskenceyi tanimlamis ve digerlerinden ayirt edici unsurlara yer vermistir. Avrupa Insan Haklari Sozlesmesi 3’ncu maddesinde iskence ve diger kotu muamele yasaklarini ayni maddede duzenlemis ve ayni sonuca tabi kilmistir. Avrupa Insan Haklari mahkemesi, iskence ile diger muameleler arasindaki a...
Ali Fuat Başgil'in Anısına Armağan, XII Levha Yayıncılık, İstanbul, 2019
Özet: Bu çalışmada Cumhurbaşkanı ile parlamento seçimlerinin zamanlamasının siyasal istikrar üzer... more Özet: Bu çalışmada Cumhurbaşkanı ile parlamento seçimlerinin zamanlamasının siyasal istikrar üzerindeki etkisi incelenecektir. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçildiği sistemlerde bu iki seçim arasındaki ilişki büyük öneme sahiptir. Bu bağlamda hem devlet başkanlığı hem de parlamento seçimlerinin yapıldığı tüm hükümet sistemlerinde, bu iki seçimin zamanlamasının birbirine karşı konumunu ifade etmek için kullanılan kavrama seçim döngüsü (electoral cycle) adı verilmektedir. Seçim döngüsü, siyasal sistem, özellikle siyasal istikrar üzerinde etki yaratan bir anayasal mühendislik aracı-dır; özellikle bu iki seçimin birbirine göre zamanlaması eş veya yakın zamanlı olarak dizayn edilerek siyasal istikrar sağlanmaya çalışılır. Ancak bu durum kuvvetler ayrılığı açısından birtakım sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu doğrultuda çalışmanın temel sorunsalı, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçildiği hükümet sistemlerinde seçim döngüsünün bir siyasi istikrar aracı olarak kullanılmasının kuvvetler ayrılığı karşısındaki durumudur
Ali Fuat Başgil'in Anısına Armağan, XII Levha Yayıncılık, İstanbul, 2019
Özet: Siyasal parti çeşitliliği ve parti parçalanması tüm dünya üze-rinde hızla artmaktadır. Bunu... more Özet: Siyasal parti çeşitliliği ve parti parçalanması tüm dünya üze-rinde hızla artmaktadır. Bunun sonucunda siyasal partilerin tek başına parlamento çoğunluğunu sağlaması giderek zorlaşmaktadır. Özellikle tek yapılı yürütme esasına dayalı hükümet sistemlerinde, halk tarafından seçilen devlet başkanının parlamentodan destek görmesi için parlamen-todaki diğer siyasal partilerden de destek alması gerekmektedir. Başkan-lar bu desteği elde edebilmek için, seçim öncesi seçim ittifaklarına seçim sonrası ise kabine koalisyonlarına başvurmaktadır. Başarılı bir yürütme koalisyonu kurulabilmesi için, ılımlı birçok partililiğin olduğu ya da ana akım partilerin iki blok halinde gruplaştığı bir siyasal ortam gereklidir. Ayrıca söz konusu partiler ya disiplinli partiler olmalı ya da parlamento içi organizasyonları sayesinde başkan koalisyonundaki partilerin parlamen-todaki desteğinden emin olabilmelidir. Bu sistemlerdeki koalisyonların parlamenter sistemlerdeki koalisyonlar gibi etkin olabilmesi, başkanın bakanlıkları koalisyon ortakları arasında parlamentodaki üye sayılarına göre orantılı bir şekilde dağıtmasına bağlıdır. Özellikle Latin Amerika ülkelerinde bu tür koalisyon yapıları ile sıklıkla karşılaşılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Latin Amerika ülkeleri özelinde kuvvetler ayrılığına dayanan hükümet sistemlerindeki seçim ittifakları ve koalisyon yapılarını incelemektir.
Türkiye İnsan Hakları Kurumu, 2014
İnsan Hakları Yıllığı Cilt 23-24, 2001
Türk Ceza Hukuku Derneği (TCHD)- Av.Dr. Şükrü Alpaslan Armağanı, 2007
Istanbul University - DergiPark, Jun 1, 2008
The right to freedom from torture recognised in international human rights treaties. The prohibit... more The right to freedom from torture recognised in international human rights treaties. The prohibition of torture has today become a jus cogens qualifi ed norm of international law. The conventions include the prohibition of torture and other ill treatments just after it and of inhuman and degrading treatment and punishment. The expression of "ill treatment" is often used to defi ne inhuman treatments out of torture. Even though torture has been considered to be at the same statue with ill treatments in international laws, it certainly is separated from ill treatment methods in many aspects. In the fi rst article of United Nations Convention Against Torture and Other Cruel, Inhuman or Degrading Treatment or Punishment 1984 defi ned torture and included the elements distinguishing the other forms of ill treatment. The European Convention of Human Rights, in the third article, regulated the prohibition of torture and other ill treatments under the same article and subordinated it to the same conclusion. The European Court of Human Rights defi nitely mentions the separation between torture and other treatments. However, in the convention, neither torture was defi ned nor distinguishing standards from other treatments were stated. Using also the defi nition of the United Nations Convention, the Court resorts to defi ne torture and identify its elements. This article aims to focus on the concept of torture and its elements in the case-law of the European Court and then decicions which have been described as torture by the Court will be evaluated. As the concept of torture is not inclued in Turkish Criminal Law, explanation regarding this issue will not be taken into consideration. KEY WORDS Torture, ill-treatment, prohobition of torture, inhuman treatment, degrading treatment, cruel treatment, inhuman punishment, degrading punishment. Convention Against Torture.
The 1924 Constitution was widely affected by 1789 Communiqué (declaration) with respect to basic ... more The 1924 Constitution was widely affected by 1789 Communiqué (declaration) with respect to basic rights and freedoms. There seems to be great similarities between the 1924 Constitution and 1789 Communiqué in definition, limits and guarantees. Though The Constitution includes nearly all classic rights, it does not mention social rights. This exclusion can be attributed to the view that social rights were not widely recognized as classic rights at the time of the promulgation of the 1924 Constitution.
Mülkiye Dergisi, 2007
This paper explores the economic issues related to systemically important insurance companies, us... more This paper explores the economic issues related to systemically important insurance companies, using an example from the Great Depression, the National Surety Company. National Surety was a large and diverse insurance company that experienced a major crisis in 1933 due to losses from its guarantees of mortgage-backed securities. A liquidity crisis ensued, as policyholders staged a massive run on the company, demanding the return of their unearned premiums. The New York State Insurance Commissioner stepped in with a reorganization plan that split the company in two, out of fear that a disorderly liquidation would have systemic consequences given the sheer number of the company's counterparties, scattered all across the United States. A key dynamic of the crisis was that policy holders at an insurance company have a dual role as holders of liabilities and as providers of income.
1924 Anayasasi, 1921 Anayasasindan beri acik bir sekilde ortaya cikan ve fakat daginik bir manzar... more 1924 Anayasasi, 1921 Anayasasindan beri acik bir sekilde ortaya cikan ve fakat daginik bir manzara arz eden gelismeleri topluca ifade eden, saglam yapili, basit, kendi icerisinde tutarli, kisa bir anayasadir. Tarihi gelismenin urunu olan, yapildigi devrin ihtiyaclarina cevapveren "milli karakterli" 34 ve "yerli" bir Anayasa olup, 1921 Teskilât-i Esasiye Kanunu'nun dayandigi ilkeleri buyuk olcude benimseyip gelistirmeye calismistir. Bu calismada, kimilerine gore "devrimci bir nitelik tasiyan 5 kimilerine gore ise "devrimciligi kosteklemis bir metin" 6 olarak tavsif edilen ve "suclu anayasa" olarak bir zamanlar ilân olunan, zannimizca Turk anayasalari icerisinde asli kurucu iktidarin en demokratik bicimde kullanildigi, cerceve niteligi tasiyan 1924 Anayasasinin Meclis-Yurutme Kuvveti Iliskilerini ve bu baglamda hukumet sistemini ortaya koymaya calisacagiz.
Anayasa yargisi esasen dogasinda demokratik mesruiyet sorunu yasamaktadir. Cunku demokratik temsi... more Anayasa yargisi esasen dogasinda demokratik mesruiyet sorunu yasamaktadir. Cunku demokratik temsil niteligi olan yasama kurumunun su ya da bu olcekte siyasal tercihlerinin denetimi ve yaptirima baglanmasindan ibaret bir yetki kullanmaktadirlar. Parlamentonun ustunlugu- anayasanin ustunlugu catiskisi surdugu muddetce de bu mesruiyet sorunsali da az-cok devam edecektir. Demokrasi teorisiyle asla bagdasmayacagi bicimindeki marjinal bakislar bir kenara birakilacak olursa artik anayasa yargisi sinirli yonetimi gerceklestirme araci olarak gorulmekte ve ozgurlukleri koruma baglaminda da demokratik mesruiyetine atifta bulunulmaktadir. Genel yargi disinda ozel olarak yetkilendirilmis bir mahkeme yoluyla anayasallik denetimine dayanan Avrupa anayasa yargisi modelini benimsemis olan ulkelerde bu mahkemenin kompozisyonuna ozel onem verilmektedir. Mahkeme uyelerinin belirlenmesi, uyelik icin gerekli kosullar, gorev sureleri, gorev guvenceleri ve gorevle bagdasmazlik halleri anayasa mahkemelerini...
Butun uluslararasi bildiri ve sozlesmeler iskence ve ona es deger duzeyde gorulen bir takim muame... more Butun uluslararasi bildiri ve sozlesmeler iskence ve ona es deger duzeyde gorulen bir takim muameleleri ve cezalari yasaklamistir. Iskence yasagi bugun uluslararasi hukukun jus cogens nitelikli bir kurali halini almistir. Sozlesmelerde, iskence ve hemen ardindan da zalimane davranis, insanlik disi muamele ve ceza, onur kirici muamele ve ceza yasagina yer verilmektedir. Iskence disinda kalan bu muameleleri karsilamak uzere yaygin olarak “kotu muamele” deyimi kullanilmaktadir. Hic suphesiz iskence, uluslararasi sozlesmelerde kotu muamelelerle ayni statude duzenlenmisse de kotu muamele bicimlerinden pek cok acidan ayrilmaktadir. Birlesmis Milletler Iskencenin Onlenmesi Sozlesmesi 1’nci maddesinde iskenceyi tanimlamis ve digerlerinden ayirt edici unsurlara yer vermistir. Avrupa Insan Haklari Sozlesmesi 3’ncu maddesinde iskence ve diger kotu muamele yasaklarini ayni maddede duzenlemis ve ayni sonuca tabi kilmistir. Avrupa Insan Haklari mahkemesi, iskence ile diger muameleler arasindaki a...
Ali Fuat Başgil'in Anısına Armağan, XII Levha Yayıncılık, İstanbul, 2019
Özet: Bu çalışmada Cumhurbaşkanı ile parlamento seçimlerinin zamanlamasının siyasal istikrar üzer... more Özet: Bu çalışmada Cumhurbaşkanı ile parlamento seçimlerinin zamanlamasının siyasal istikrar üzerindeki etkisi incelenecektir. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçildiği sistemlerde bu iki seçim arasındaki ilişki büyük öneme sahiptir. Bu bağlamda hem devlet başkanlığı hem de parlamento seçimlerinin yapıldığı tüm hükümet sistemlerinde, bu iki seçimin zamanlamasının birbirine karşı konumunu ifade etmek için kullanılan kavrama seçim döngüsü (electoral cycle) adı verilmektedir. Seçim döngüsü, siyasal sistem, özellikle siyasal istikrar üzerinde etki yaratan bir anayasal mühendislik aracı-dır; özellikle bu iki seçimin birbirine göre zamanlaması eş veya yakın zamanlı olarak dizayn edilerek siyasal istikrar sağlanmaya çalışılır. Ancak bu durum kuvvetler ayrılığı açısından birtakım sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu doğrultuda çalışmanın temel sorunsalı, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçildiği hükümet sistemlerinde seçim döngüsünün bir siyasi istikrar aracı olarak kullanılmasının kuvvetler ayrılığı karşısındaki durumudur
Ali Fuat Başgil'in Anısına Armağan, XII Levha Yayıncılık, İstanbul, 2019
Özet: Siyasal parti çeşitliliği ve parti parçalanması tüm dünya üze-rinde hızla artmaktadır. Bunu... more Özet: Siyasal parti çeşitliliği ve parti parçalanması tüm dünya üze-rinde hızla artmaktadır. Bunun sonucunda siyasal partilerin tek başına parlamento çoğunluğunu sağlaması giderek zorlaşmaktadır. Özellikle tek yapılı yürütme esasına dayalı hükümet sistemlerinde, halk tarafından seçilen devlet başkanının parlamentodan destek görmesi için parlamen-todaki diğer siyasal partilerden de destek alması gerekmektedir. Başkan-lar bu desteği elde edebilmek için, seçim öncesi seçim ittifaklarına seçim sonrası ise kabine koalisyonlarına başvurmaktadır. Başarılı bir yürütme koalisyonu kurulabilmesi için, ılımlı birçok partililiğin olduğu ya da ana akım partilerin iki blok halinde gruplaştığı bir siyasal ortam gereklidir. Ayrıca söz konusu partiler ya disiplinli partiler olmalı ya da parlamento içi organizasyonları sayesinde başkan koalisyonundaki partilerin parlamen-todaki desteğinden emin olabilmelidir. Bu sistemlerdeki koalisyonların parlamenter sistemlerdeki koalisyonlar gibi etkin olabilmesi, başkanın bakanlıkları koalisyon ortakları arasında parlamentodaki üye sayılarına göre orantılı bir şekilde dağıtmasına bağlıdır. Özellikle Latin Amerika ülkelerinde bu tür koalisyon yapıları ile sıklıkla karşılaşılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Latin Amerika ülkeleri özelinde kuvvetler ayrılığına dayanan hükümet sistemlerindeki seçim ittifakları ve koalisyon yapılarını incelemektir.
Türkiye İnsan Hakları Kurumu, 2014
İnsan Hakları Yıllığı Cilt 23-24, 2001
Türk Ceza Hukuku Derneği (TCHD)- Av.Dr. Şükrü Alpaslan Armağanı, 2007