İbrahim BİLGİN - Academia.edu (original) (raw)
Papers by İbrahim BİLGİN
İbrahim BİLGİN Tarih ilmi hemen her asırda farklı bir anlayış ile yazılmıştır fakat genel anlamd... more İbrahim BİLGİN
Tarih ilmi hemen her asırda farklı bir anlayış ile yazılmıştır fakat genel anlamda tarih yazım şekli, salt siyasi söylemler ve kahramanların başını çektiği bir durumdaydı. Tarih yazıcılığının gerçek anlamda olması gerektiği anlayışa ulaşması ancak XX. Yüzyılı bulmuştur. Bu yüzyılda tarih yazıcılığının seyrini, Annales adındaki bir dergi ve bu derginin asıl kurucuları değiştirmişlerdir. Annales ekolü, tarihin itibarını kaybettiği bir zamanda çok farklı fikirler ve iddialarla ortaya çıkmıştır. Bu ekolün temsilcileri, disiplinler arası anlayıştan hareketle, salt tarih ile yetinilmenin yeterli ve sağlıklı olamayacağını ileri sürerek, tarihin sadece siyasi ve kahramanların merkezli anlatılardan ibaret olmadığı vurgulamışlardır. Annales temsilcileri, tarihin sistematik bir zemine oturmasını ve metodolojik yaklaşımların kazanılmasını sağlamışlardır. Bu çalışmada, Annales'in kuruluş hikâyesi, kurucuları ve II. kuşak temsilcisi olan Braudel hakkında bilgi verilmeye çalışılacaktır.
Anadolu'nun Bekası Açısından Malazgirt İmtihanı ve Önemli Tespitler. Yazar: İbrahim BİLGİN
Özet 11.yüzyılın sonlarında başlayan bir takım Haçlı seferleri karşısında Anadolu'da, Selçuklu em... more Özet 11.yüzyılın sonlarında başlayan bir takım Haçlı seferleri karşısında Anadolu'da, Selçuklu emirlikleri ve Selçuklu şubeleri önemli görev ifa etmişlerdir. Anadolu'da, siyasi ve askeri stratejilerin ön planda olduğu bu kargaşa ortamı, İslam Dünyası için bir dönüm noktası olmakla beraber Anadolu'nun kader tayinin bakımından oldukça mühim bir dönemdi. I. Haçlı seferinin başarılı olmasından hareketle II. Haçlı seferini başlatan Haçlılar bu sefer başarıya ulaşamamışlardır. II. Haçlı seferinin başarısız neticelenmesinde Anadolu Selçuklu yöneticisi I. Mesud'un başarısı vardır. I. Mesud, I. Kılıçarslan'ın ölümü ile Anadolu Selçuklularında başlayan duraklamayı, bölgedeki siyasi güçlerle stratejik hamleler yaparak bertaraf edebilmiş ve Anadolu Selçuklularını güçlü konuma getirmiştir. Bu çalışmada, Anadolu'ya gelen Haçlıların başlatmış oldukları II. Haçlı harekâtına karşı başarılı bir şekilde mücadele eden Anadolu Selçuklu Devleti yöneticisi I. Mesut'un, askeri ve siyasi hamleleri ile birlikte Haçlılarla olan mücadelesine açıklık getirilmeye çalışılacaktır.
Özet Bizans İmparatoru I. Aleksios ve Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı I. Kılıçarslan yaşadıkları... more Özet Bizans İmparatoru I. Aleksios ve Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı I. Kılıçarslan yaşadıkları döneme damgalarını vurdular. Aleksios I Komnenos, Müslümanlara karşı Papa'dan yardım istemişti. Ancak onun bu talebi Haçlı Seferleri düzenlenmesine sebebiyet verecekti. Haçlılar din teması ve kutsal toprakların kurtarılması adına çıktıkları 1096 yılındaki ilk Haçlı Seferi'nde Türklerden ele geçirecekleri eski Bizans topraklarını, kendisine vereceklerine dair sadakat yemini etmelerine rağmen buna uymayacaklardı. Antakya, Urfa, Kudüs ve Trablus'ta kendi devletlerini kuracaklardı. İlk Haçlı seferinin başarılı olmasının altında yatan nedenlerin neler olduğuna ilişkin detaylar bu çalışmada verilecektir. Selçuklularda, gerek hanedan içerisindeki çekişmeler, emirlerin güvensiz ve çıkarları ve gerek Bâtınilerin özellikle Hasan Sabbah'ın yapmış oldukları büyük bir meşguliyet oluşturacak idi. Tüm bunlar yaşanırken Selçuklular I.Haçlı seferi esnasında zafiyet göstermişlerdir fakat Haçlıların daha sonra durdurulmasında yine başrol Selçuklular olmuştur. Bu çalışmada Haçlı seferlerinin sebepleri, Selçukluların o esnada bulunduğu durum ve Selçukluların Haçlılara karşı tavırları ve duruşları tetkik edilecektir. hükümdarlık göstergesi sayılan yüzüğün kuvvetini bir araç olarak kullanmışlardır. Mesela, I. İzzeddin Keykavus vefat ettiğinde kendisini hapsedildiği kaleden çıkarmak ve yeni Selçuklu sultanı olarak tanımak ve tahta oturtmak için gelen devlet adamlarına itibar etmeyen I. Alaaddin Keykubad, onların sultana ait yüzüğü göstermesiyle ikna olmuştu. 32 Devlet erkân arasındaki iktidar mücadelesi, bir grup baskısına, hatta bir şahıs zorbalığına kadar varan durumlara dönüşmeye oldukça müsaittir. 33 Görüldüğü gibi devlet adamlarının itibarlarını kazanmak veya sultana yaranmak için bu tür yollara başvurdukları anlaşılmaktadır. Bu durum ileride, sultanlar üzerinde bir otorite kazanmaya hatta devleti zaaf duruma düşürecek bir hale düşürebilmektedir. Bu durum ile alakalı olarak, Haçlıların 3 Haziran 1098 tarihinde Antakya'yı işgal etmeleri üzerine Sultan Berkyaruk Musul Emiri Kürboğa'yı Antakya Emiri Yağısıyan'a yardıma gönderdi. 34 Kürboğa'nın Antakya'nın düşmesinden önce hareket ettiği ve kendisine her taraftan iltihak eden kuvvetlerle güçlenmişti. 35 Bazı emir ve komutanlar Kürboğa'nın kendilerini aşağılayıcı tavrından rahatsız olup ordugâhtan ayrıldılar. Kürboğa'nın yanındaki emirleri küçümsemesi ve emirlerin de birbirlerine güvensizlikleri Selçuklu ordusunun sefalet içindeki Haçlılar karşısında bozguna uğrayıp dağılmasına sebep oldu. Amin Maalouf şöyle açıklamaktadır: "Herkes birbirini ihanet ve alçaklıkla suçluyordu. Birliklerinin denetiminin elinden kaçtığını öngören ve herhalde kuşatma altındakilerin mevcudunu olduğundan az tahmin eden Kürboğa, onlara bir anlaşma önerdi. Bu kendi adamlarının gözünden düşmesi ve düşmanın da güvenini ve hırsını artırması için son hareket olur. Frenkler teklifine cevap bile vermeye tenezzül etmeden yüklenerek, onu zorladılar. Kuvvetli Müslüman ordusu "bir kılıç veya mızrak darbesi indiremeden, tek bir ok bile atamadan" dağılmıştır." 36 Fulcherius Carnotensis bu konuda Kürboğa'nın tavrına işaret etmektedir: "Türkler kalabalık ordularına ve güçlerine güvenerek bizi yok edeceklerini düşünmüşlerdi. 37 Kürboğa'nın Urfa önünde de çok zaman kaybetmesi, Birinci Haçlı Seferinin başarıya ulaşmasına neden olmuştur. Eğer Kürboğa, zamanında ve planlı bir şekilde hareket etse idi 32 Ahmet Kütük, "İslam/Türk Devlet ve Toplum Geleneğinde Yüzük ve Hukuki Mahiyeti", Türkiyat Mecmuası,
İbrahim BİLGİN Tarih ilmi hemen her asırda farklı bir anlayış ile yazılmıştır fakat genel anlamd... more İbrahim BİLGİN
Tarih ilmi hemen her asırda farklı bir anlayış ile yazılmıştır fakat genel anlamda tarih yazım şekli, salt siyasi söylemler ve kahramanların başını çektiği bir durumdaydı. Tarih yazıcılığının gerçek anlamda olması gerektiği anlayışa ulaşması ancak XX. Yüzyılı bulmuştur. Bu yüzyılda tarih yazıcılığının seyrini, Annales adındaki bir dergi ve bu derginin asıl kurucuları değiştirmişlerdir. Annales ekolü, tarihin itibarını kaybettiği bir zamanda çok farklı fikirler ve iddialarla ortaya çıkmıştır. Bu ekolün temsilcileri, disiplinler arası anlayıştan hareketle, salt tarih ile yetinilmenin yeterli ve sağlıklı olamayacağını ileri sürerek, tarihin sadece siyasi ve kahramanların merkezli anlatılardan ibaret olmadığı vurgulamışlardır. Annales temsilcileri, tarihin sistematik bir zemine oturmasını ve metodolojik yaklaşımların kazanılmasını sağlamışlardır. Bu çalışmada, Annales'in kuruluş hikâyesi, kurucuları ve II. kuşak temsilcisi olan Braudel hakkında bilgi verilmeye çalışılacaktır.
Anadolu'nun Bekası Açısından Malazgirt İmtihanı ve Önemli Tespitler. Yazar: İbrahim BİLGİN
Özet 11.yüzyılın sonlarında başlayan bir takım Haçlı seferleri karşısında Anadolu'da, Selçuklu em... more Özet 11.yüzyılın sonlarında başlayan bir takım Haçlı seferleri karşısında Anadolu'da, Selçuklu emirlikleri ve Selçuklu şubeleri önemli görev ifa etmişlerdir. Anadolu'da, siyasi ve askeri stratejilerin ön planda olduğu bu kargaşa ortamı, İslam Dünyası için bir dönüm noktası olmakla beraber Anadolu'nun kader tayinin bakımından oldukça mühim bir dönemdi. I. Haçlı seferinin başarılı olmasından hareketle II. Haçlı seferini başlatan Haçlılar bu sefer başarıya ulaşamamışlardır. II. Haçlı seferinin başarısız neticelenmesinde Anadolu Selçuklu yöneticisi I. Mesud'un başarısı vardır. I. Mesud, I. Kılıçarslan'ın ölümü ile Anadolu Selçuklularında başlayan duraklamayı, bölgedeki siyasi güçlerle stratejik hamleler yaparak bertaraf edebilmiş ve Anadolu Selçuklularını güçlü konuma getirmiştir. Bu çalışmada, Anadolu'ya gelen Haçlıların başlatmış oldukları II. Haçlı harekâtına karşı başarılı bir şekilde mücadele eden Anadolu Selçuklu Devleti yöneticisi I. Mesut'un, askeri ve siyasi hamleleri ile birlikte Haçlılarla olan mücadelesine açıklık getirilmeye çalışılacaktır.
Özet Bizans İmparatoru I. Aleksios ve Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı I. Kılıçarslan yaşadıkları... more Özet Bizans İmparatoru I. Aleksios ve Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı I. Kılıçarslan yaşadıkları döneme damgalarını vurdular. Aleksios I Komnenos, Müslümanlara karşı Papa'dan yardım istemişti. Ancak onun bu talebi Haçlı Seferleri düzenlenmesine sebebiyet verecekti. Haçlılar din teması ve kutsal toprakların kurtarılması adına çıktıkları 1096 yılındaki ilk Haçlı Seferi'nde Türklerden ele geçirecekleri eski Bizans topraklarını, kendisine vereceklerine dair sadakat yemini etmelerine rağmen buna uymayacaklardı. Antakya, Urfa, Kudüs ve Trablus'ta kendi devletlerini kuracaklardı. İlk Haçlı seferinin başarılı olmasının altında yatan nedenlerin neler olduğuna ilişkin detaylar bu çalışmada verilecektir. Selçuklularda, gerek hanedan içerisindeki çekişmeler, emirlerin güvensiz ve çıkarları ve gerek Bâtınilerin özellikle Hasan Sabbah'ın yapmış oldukları büyük bir meşguliyet oluşturacak idi. Tüm bunlar yaşanırken Selçuklular I.Haçlı seferi esnasında zafiyet göstermişlerdir fakat Haçlıların daha sonra durdurulmasında yine başrol Selçuklular olmuştur. Bu çalışmada Haçlı seferlerinin sebepleri, Selçukluların o esnada bulunduğu durum ve Selçukluların Haçlılara karşı tavırları ve duruşları tetkik edilecektir. hükümdarlık göstergesi sayılan yüzüğün kuvvetini bir araç olarak kullanmışlardır. Mesela, I. İzzeddin Keykavus vefat ettiğinde kendisini hapsedildiği kaleden çıkarmak ve yeni Selçuklu sultanı olarak tanımak ve tahta oturtmak için gelen devlet adamlarına itibar etmeyen I. Alaaddin Keykubad, onların sultana ait yüzüğü göstermesiyle ikna olmuştu. 32 Devlet erkân arasındaki iktidar mücadelesi, bir grup baskısına, hatta bir şahıs zorbalığına kadar varan durumlara dönüşmeye oldukça müsaittir. 33 Görüldüğü gibi devlet adamlarının itibarlarını kazanmak veya sultana yaranmak için bu tür yollara başvurdukları anlaşılmaktadır. Bu durum ileride, sultanlar üzerinde bir otorite kazanmaya hatta devleti zaaf duruma düşürecek bir hale düşürebilmektedir. Bu durum ile alakalı olarak, Haçlıların 3 Haziran 1098 tarihinde Antakya'yı işgal etmeleri üzerine Sultan Berkyaruk Musul Emiri Kürboğa'yı Antakya Emiri Yağısıyan'a yardıma gönderdi. 34 Kürboğa'nın Antakya'nın düşmesinden önce hareket ettiği ve kendisine her taraftan iltihak eden kuvvetlerle güçlenmişti. 35 Bazı emir ve komutanlar Kürboğa'nın kendilerini aşağılayıcı tavrından rahatsız olup ordugâhtan ayrıldılar. Kürboğa'nın yanındaki emirleri küçümsemesi ve emirlerin de birbirlerine güvensizlikleri Selçuklu ordusunun sefalet içindeki Haçlılar karşısında bozguna uğrayıp dağılmasına sebep oldu. Amin Maalouf şöyle açıklamaktadır: "Herkes birbirini ihanet ve alçaklıkla suçluyordu. Birliklerinin denetiminin elinden kaçtığını öngören ve herhalde kuşatma altındakilerin mevcudunu olduğundan az tahmin eden Kürboğa, onlara bir anlaşma önerdi. Bu kendi adamlarının gözünden düşmesi ve düşmanın da güvenini ve hırsını artırması için son hareket olur. Frenkler teklifine cevap bile vermeye tenezzül etmeden yüklenerek, onu zorladılar. Kuvvetli Müslüman ordusu "bir kılıç veya mızrak darbesi indiremeden, tek bir ok bile atamadan" dağılmıştır." 36 Fulcherius Carnotensis bu konuda Kürboğa'nın tavrına işaret etmektedir: "Türkler kalabalık ordularına ve güçlerine güvenerek bizi yok edeceklerini düşünmüşlerdi. 37 Kürboğa'nın Urfa önünde de çok zaman kaybetmesi, Birinci Haçlı Seferinin başarıya ulaşmasına neden olmuştur. Eğer Kürboğa, zamanında ve planlı bir şekilde hareket etse idi 32 Ahmet Kütük, "İslam/Türk Devlet ve Toplum Geleneğinde Yüzük ve Hukuki Mahiyeti", Türkiyat Mecmuası,