İBRAHİM ŞEKER - Academia.edu (original) (raw)
Papers by İBRAHİM ŞEKER
Revista Mvz Córdoba/Revista Mvz Cordoba, Mar 23, 2024
Revista MVZ Córdoba Original ISSNL: 0122-0268 ©El (los) autor (es) 2024. Este artículo se distrib... more Revista MVZ Córdoba Original ISSNL: 0122-0268 ©El (los) autor (es) 2024. Este artículo se distribuye bajo los términos de la licencia internacional Creative Commons Attribution 4.0 (https:// creativecommons.org/licenses/by-nc-sa/4.0/), que permite a otros distribuir, remezclar, retocar, y crear a partir de su obra de modo no comercial, siempre y cuando den crédito y licencien sus nuevas creaciones bajo las mismas condiciones.
DergiPark (Istanbul University), 2004
The aim of this study was to determine ıhc effect of layer age on some produetion traits and on e... more The aim of this study was to determine ıhc effect of layer age on some produetion traits and on extenıa! and internal egg qualiıy characteristics of Japanese quails (Coturnhc c<Hunüx japonica). Animal material of this rescarch was consisted of 90 female quaiis. Egg produetion. egg weighl. and some egg qualit> characteristics were taken into consideration. Egg qualily characteristics wcre measured at 9-23 \vceks of age. Average egg produetion (% Hen
Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Veteriner Dergisi, 2016
Bu arastirma, Malatya ilindeki sigircilik isletmelerinin biyoguvenlik bakimindan mevcut durumlari... more Bu arastirma, Malatya ilindeki sigircilik isletmelerinin biyoguvenlik bakimindan mevcut durumlarini tespit etmek amaciyla yapilmistir. Bu amacla belirlenen ilcelerden tesadufi ornekleme metodu kullanilarak secilen 172 adet sigircilik isletmesi sahibine yuz yuze anket uygulanmistir. Arastirmada, hayvanlarin Gida Tarim ve Hayvancilik Bakanligi veri tabanina kaydedilmesi %98,8, tuberkuloz kontrol ve test kayitlarinin tutulmasi %97,7, hasta hayvanlarin kaydinin tutulmasi %34,3, hayvan sevklerine ait belgelerin muhafazasi ve hayvan hareketlerinin kaydinin tutulmasi %51,7, sap hastaligi asisinin duzenli yapilmasi %97,7, barinak ve cevresinin temizligi %95,3, uygun ve yeterli gubre cukurunun varligi %21,5 ve farkli turden hayvanlarin bir arada bulundurulmasi %9,9 oranlarinda tespit edilmistir. Arastirmada elde edilen bulgulara gore; isletmelerde, hayvan sagligi ve ahir hijyenine dayali biyoguvenlik uygulamalari bakimindan bircok parametrenin “kabul edilebilir” noktada oldugu, ancak bazi barinak sartlari bakimindan dikkat cekici duzeyde yetersizlikler bulundugu belirlenmistir. Ozellikle, duraklarin uygun olcu ve niteliklere sahip olmadigi, uygun olanlarin ise sadece %9,9 oraninda kaldigi tespit edilmistir. Cok dusuk olan bu oran isletmelerin bu acidan ciddi bir eksiklik ve olumsuzluk tasidigini gostermektedir. Biyoguvenlik kurallarinin uygulanmasi kârlilik, surdurulebilir uretim ve halk sagligi acisindan gerekli oldugundan, mevcut olumsuzluklarin giderilmesi icin onlemler ivedilikle alinmalidir. Biyoguvenlikle ilgili is ve islemlerin daha bilincli yapilmasi icin, yetistiricilere yonelik egitim ve bilgilendirme calismalarina onem verilmelidir. Yetistirici birlikleri, isletmelere hizmet veren serbest veteriner hekimler ve Gida Tarim ve Hayvancilik Bakanliginin ilgili birimleri konu uzerinde hassasiyet gostermelidirler. Bakanlik teskilatlarinin gorevlerinden olan hayvanlarin tanimlanmasi ve tescili, hayvan sevklerinin tanzimi, isletmelerin biyoguvenlik cercevesinde izlenmesi ve asilama programlarinin takibi daha etkin bicimde yapilmalidir. Gerektiginde idari yaptirimlar uygulanmalidir.
DergiPark (Istanbul University), Dec 30, 2021
The aim of this study is to determine the opinions of university students on the consumption of m... more The aim of this study is to determine the opinions of university students on the consumption of milk and dairy products within the scope of animal welfare. The research was carried out with 361 randomly selected students from Samsun Ondokuz Mayıs University, Turkey, using a face-to-face questionnaire. In the study, the rate of students who think that, they do not have information about the presence and amount of cholesterol in milk and dairy products was 77.35%, milk and dairy products contain all the nutritional elements was 35.62%, UHT milk is not spoiled for a long time due to heat treatment was 28.90%, milk, cheese, yoghurt prices are normal were 63.34%, 40.41%, 68.31%, respectively, there was a welfare problem in farm animals was 56.00%. Also, the rate of students who want label information about milk and dairy products produced from animals raised under welfare conditions was 75.43%. The rates of students who can pay up to 10%, 11-25%, and more than 25% for milk and dairy products because they are suitable for animal welfare were determined as 64.74%, 26.14% and 9.12%, respectively. As a result, it was determined that university students' perceptions of animal welfare and their views on milk and dairy products consumption were generally at an acceptable level. However, more information and necessary training support should be provided to bring them to the desired level.
Erciyes üniversitesi veteriner fakültesi dergisi, 2015
In this study, it has been aimed to determine the internal and external quality traits of the qua... more In this study, it has been aimed to determine the internal and external quality traits of the quail eggs as well as the phenotypic correlation between these traits. Totally 202 Japanese quail eggs collected in three sequential days were used for this study. Eggs were obtained from 90 female quails, all at 20 weeks of age. The birds were housed as 1 male/3 female per cage of 40x30x30 cm at Quail Research unit of the
Revista Científica de la Facultad de Ciencias Veterinarias
This study was carried out on Bafra (Chios × Karayaka) breed to determine the fertility character... more This study was carried out on Bafra (Chios × Karayaka) breed to determine the fertility characteristics of sheep, growth performance, survivability and carcass weights of lambs. For this purpose, the reproductive characteristics of 600 sheep aged 2–5 years and the survivability of 1,150 lambs born from these sheep were determined. In addition, the growth performance characteristics, slaughter, and carcass weights of 65 lambs born from 38 randomly selected ewes 3–4 years old were determined. In the study, the pregnancy rate was 90.00%, the birth rate was 87.16%, singleness 15.00%, twins 80.00%, and triplet 5.00%, lamb yield per ewe 1.90, number of lambs per birth 2.20 was calculated. Birth and weaning (90th d) weights as well as 61–90th d of live weight gains of male and female lambs were found as 4.26 and 3.57 kg, 24.15 and 21.32 kg, 265.75 and 231.72 g, respectively. The 120th d survivability, slaughter and carcass weights and carcass yields of lambs were determined as 97.74%, 47.1...
Bu araştırmada, Fırat Üniversitesi Eğitim-Araştırma ve Uygulama Çiftliği'nde bulunan 10'ar baş İv... more Bu araştırmada, Fırat Üniversitesi Eğitim-Araştırma ve Uygulama Çiftliği'nde bulunan 10'ar baş İvesi ve Ost-friz x İvesi melezlerinde (F 1) linear meme özellikleri ve bunlar ile süt verimi arasındaki ilişkileri tespit etmek amaçlanmıştır. Araştırmanın materyalini iki yaşlı, ilk laktasyonda ve aynı tarihlerde doğum yapmış olan koyunlar oluşturmuştur. Bu araştırmada linear meme özellikleri olarak meme derinliği, meme bağlantısı, meme başı yerleşimi, meme başı uzunluğu ve meme şekli belirlenmiştir. Araştırmada koyunların laktasyon süreleri ve laktasyon süt verimleri tespit edilmiştir. İvesi ve Ost-friz x İvesi melezleri (F 1) arasında meme başı uzunluğu ve laktasyon süresi bakımından istatistiki önemde bir farklılık bulunamamıştır. Genotip grupları arasında linear meme özelliklerinden meme derinliği ve meme başı yerleşimi için önemli (p<0.05), meme bağlantısı ve meme şekli için ise yüksek düzeyde önemli (p<0.01) farklılıklar belirlenmiştir. Yine laktasyon süt verimleri bakımından yapılan karşılaştırmada da gruplar arasında tespit edilen farklılıklar istatistiki anlamda yüksek düzeyde önemli (p<0.01) bulunmuştur. İvesilerde laktasyon süt verimi ile linear meme özellikleri arasındaki fenotipik korelasyonlar 0.25 ile 0.40, Ostfriz x İvesi melezlerinde (F 1) ise 0.13 ile 0.43 arasında tespit edilmiştir. Bu araştırmada sonuç olarak, İvesi ve Ost-friz x İvesi melezleri (F 1) arasında linear meme özellikleri (meme başı uzunluğu hariç) ve laktasyon süt verimi bakımından istatistiki anlamda önemli farklılıklar tespit edilmiş olup, bu farklılıklar Ost-friz x İvesi melezleri (F 1) lehinde bulunmuştur.
Acta Veterinaria Brno, 2022
This study was aimed to reveal the relationship between the B-mode and colour Doppler ultrasonogr... more This study was aimed to reveal the relationship between the B-mode and colour Doppler ultrasonography features of the portio vaginalis of the cervix in Simmental cattle with different physiological and pathological conditions of genital organs. For this purpose, 90 cattle were used in the study. The length, width and circumference of the portio vaginalis of the cervix were measured ultrasonographically using a 5 MHz linear probe. In addition, the portio vaginalis of the cervix was ultrasonographically evaluated in terms of echogenicity, cystic formations, calcification and integrity of its borders. Regarding the colour Doppler ultrasonography, measurements of the vascular distribution category, vascular density and the vascular morphological appearance were made. In this study, it was found that the rate of irregularity of the border of the portio vaginalis in B-mode ultrasonography according to the pregnancy status was 10.9% in non-pregnant cows, while this was not observed in preg...
DergiPark (Istanbul University), Mar 31, 2016
Bu çalışma genel olarak atlarda seyrek olarak görülen alaca don ile Türkiye'de oldukça sınırlı bi... more Bu çalışma genel olarak atlarda seyrek olarak görülen alaca don ile Türkiye'de oldukça sınırlı bir bölgede yetiştiriciliği yapılan ve az sayıda popülasyona sahip alaca atlar ile ilgili bazı bilgileri sunmak amacıyla gerçekleştirilmiştir. At yetiştiriciliğinde ırk düzeyinde saflığı koruyabilmek ve ekonomik önem taşıyan özellikleri geliştirebilmek önemlidir. Bunun için ırklara ait morfolojik ve fizyolojik karakterlerin tespiti ile fenotipik ve genotipik parametrelerin ortaya konulması gerekir. Atın morfolojik özelliklerinin en önemlilerinden olan don ve nişaneler genetik esaslara göre şekillenmektedir. Alaca don, atlarda nadir görülen donlardan birisidir. Bu dona sahip atlar günümüzde birçok ülkede yetiştirilmekte birlikte saf olarak en fazla ABD'de yetiştirilmektedir. Bu ülkede alaca dona sahip atların kayıtlarının tutulduğu iki farklı yetiştirici birliği bulunmaktadır. Oysa Türkiye'deki alaca atların ırk mı, tip mi yoksa sadece mevcut yerli ırklar içerisinde bulunan bir varyete mi oldukları noktasında tartışmalı bir durum vardır. Türkiye'nin sahip olduğu bir değer olan bu atların tartışma konusu olan mevcut durumlarının açıklığa kavuşturulması ve yok olma tehdidi altındaki varlıklarının korunmasına yönelik önlemlerin alınabilmesi için mevcut sayılarının, morfolojik ve fizyolojik karakterlerinin tespitine ve bunlara ait fenotipik ve genotipik parametrelerin ortaya konulmasına ihtiyaç vardır. Bu derlemede alaca don ve alaca atlar hakkında mevcut bilgilerin toplanarak sunulması, sınırlı sayıda çalışmaya konu olmuş Türkiye'deki alaca atlarla ilgili daha güncel bilgilere ulaşılması ve bu atların bilimsel açıdan daha ayrıntılı şekilde incelenmesinin gerekli olduğu düşünülerek derlenmiştir.
Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi dergisi, Oct 1, 2004
Journal of the Hellenic Veterinary Medical Society, Jan 28, 2022
Effects of Alchemilla vulgaris on haematology and antioxidant status of heatstressed quails durin... more Effects of Alchemilla vulgaris on haematology and antioxidant status of heatstressed quails during the late laying period
International Journal of Poultry Science, May 15, 2004
Atatürk üniversitesi veteriner bilimleri dergisi, 2017
Australian Veterinary Journal, Dec 1, 2009
The majority of published studies about mastitis are related to the control and prevention of mas... more The majority of published studies about mastitis are related to the control and prevention of mastitis, with particular emphasis on eliminating predisposition factors. The objective of the current study was to determine the role of teat morphology as an important factor in the aetiology of mastitis. Ultrasonographic measurements were taken from 190 teats from 100 dairy cows of different breeds. Mastitis in cows was diagnosed by the California Mastitis Test (CMT) and microbiological tests. The data were evaluated in the light of the clinical history of the animals. Main effects of breed on teat diameter at the position of the Furstenberg rosette (FTD) and teat cistern diameter (CD), that of age on FTD and overall teat diameter (OTD), and that of CMT score on CD and OTD were significant (P < 0.05, P < 0.01). Number of lactations, pregnancy, the lactation period and the udder lobe (rear, front) were not found to have a significant effect on any of the measurements. Results showed that CD was significantly smaller (1.44 +/- 0.04 cm) (P < 0.01) in CMT-positive udder lobes than that in CMT-negative lobes. No difference was detected in canal length, CD, teat wall thickness, OTD or FTD between the CMT-positive and -negative lobes. The occurrence of mastitis could be related to specific ultrasonographic teat measurements (e.g. CD, OTD and FTD) and these may be important in the breeding of cows with a predisposition to mastitis, as well in the evaluation of in-herd cows in terms of udder/teat deformities.
Journal of the Hellenic Veterinary Medical Society, Jan 21, 2023
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0.
Kafkas Universitesi Veteriner Fakultesi Dergisi, 2009
Elazığ ili Merkez ilçedeki kırmızı et tüketim alışkanlığını ve tüketicilerin hayvan refahı konusu... more Elazığ ili Merkez ilçedeki kırmızı et tüketim alışkanlığını ve tüketicilerin hayvan refahı konusundaki görüşlerini belirlemek amacıyla 2010 yılı Mart ayında 463 kişi üzerinde anket uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, katılımcıların %58.4'ünün öncelikli olarak kırmızı eti tercih ettiği ve en çok tercih edilen kırmızı et türünün de sırasıyla "sığır" (%55.3), "koyun" (%15.3), "keçi" (%11.7) olduğu görülmüştür. Kırmızı etin tüketim şekli olarak %40.8 "ızgara-kızartma", %40.8 "sebzeli", %8.6 "haşlama" ve %9.7 oranında ise "diğer" tercihi ortaya konulmuştur. Kırmızı et tüketen ailelerin %44.3'ünün "ayda 4 kg'dan az" kırmızı et tükettikleri tespit edilmiştir. Tüketilen kırmızı eti "lezzetli" bulanların oranı %49.2 olmuştur. Kırmızı etin satın alındığı yer olarak %66.6'lık oranla "kasap" ilk sırada yer almıştır. Ayrıca tüketicilerden satın aldıkları kırmızı eti güvenilir bulanların oranı %78.8 olarak belirlenmiştir. Katılımcıların, %46.0'ı, çiftlik hayvanları içerisinde, en fazla refah sorunu yaşayan hayvanların "besi sığırları" olduğunu bildirmişlerdir. Çiftlik hayvanlarının refahı açısından en fazla endişe duyulan konuların başında "sağlık hizmetleri" (%25.0) gelirken; hayvanların maruz kaldıkları refah problemlerinin başında ise "veteriner hekimliği hizmetlerinin yoksunluğu" parametresi (%18.0) olduğu belirlenmiştir. Bu parametrelere paralel olarak, katılımcıların %22.0'si, çiftlik hayvanlarının yaşamlarında düzeltilmesi gereken öncelikli durumun "hastalıklar" olduğunu beyan etmiştir.
Kafkas Universitesi Veteriner Fakultesi Dergisi, 2009
Türkiye'nin 2007 yýlý verilerine göre sýğýr varlýğý yaklaşýk 11 milyon baş, sağýlan toplam sýğýr ... more Türkiye'nin 2007 yýlý verilerine göre sýğýr varlýğý yaklaşýk 11 milyon baş, sağýlan toplam sýğýr sayýsý 4.5 milyon baş, üretilen yýllýk süt miktarý ise yaklaşýk 11 milyon tondur. Dünya'da üretilen toplam sütün yaklaşýk %85'i, Türkiye'de ise %90'ý sýğýrlardan elde edilmektedir 1. Türkiye'deki sýğýr varlýğý dünyada önemli bir yere sahip olmasýna karşýn verimlilik bakýmýndan ayný ifadeleri kullanmak pek mümkün değildir. Hayvansal üretimin artýrýlmasý için hayvanlarýn genetik kapasitesinin iyileştirilmesi yanýnda, yetiştirildikleri işletmelerdeki çevresel koşullarýnýn da optimum düzeye çýkarýlmasý önemlidir. Süt verimi üzerine etkili olabilen çevresel faktörler oldukça fazladýr. Laktasyon süresi ile süt verimi arasýnda pozitif bir ilişki olduğu bilinmektedir.
Revista Mvz Córdoba/Revista Mvz Cordoba, Mar 23, 2024
Revista MVZ Córdoba Original ISSNL: 0122-0268 ©El (los) autor (es) 2024. Este artículo se distrib... more Revista MVZ Córdoba Original ISSNL: 0122-0268 ©El (los) autor (es) 2024. Este artículo se distribuye bajo los términos de la licencia internacional Creative Commons Attribution 4.0 (https:// creativecommons.org/licenses/by-nc-sa/4.0/), que permite a otros distribuir, remezclar, retocar, y crear a partir de su obra de modo no comercial, siempre y cuando den crédito y licencien sus nuevas creaciones bajo las mismas condiciones.
DergiPark (Istanbul University), 2004
The aim of this study was to determine ıhc effect of layer age on some produetion traits and on e... more The aim of this study was to determine ıhc effect of layer age on some produetion traits and on extenıa! and internal egg qualiıy characteristics of Japanese quails (Coturnhc c<Hunüx japonica). Animal material of this rescarch was consisted of 90 female quaiis. Egg produetion. egg weighl. and some egg qualit> characteristics were taken into consideration. Egg qualily characteristics wcre measured at 9-23 \vceks of age. Average egg produetion (% Hen
Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Veteriner Dergisi, 2016
Bu arastirma, Malatya ilindeki sigircilik isletmelerinin biyoguvenlik bakimindan mevcut durumlari... more Bu arastirma, Malatya ilindeki sigircilik isletmelerinin biyoguvenlik bakimindan mevcut durumlarini tespit etmek amaciyla yapilmistir. Bu amacla belirlenen ilcelerden tesadufi ornekleme metodu kullanilarak secilen 172 adet sigircilik isletmesi sahibine yuz yuze anket uygulanmistir. Arastirmada, hayvanlarin Gida Tarim ve Hayvancilik Bakanligi veri tabanina kaydedilmesi %98,8, tuberkuloz kontrol ve test kayitlarinin tutulmasi %97,7, hasta hayvanlarin kaydinin tutulmasi %34,3, hayvan sevklerine ait belgelerin muhafazasi ve hayvan hareketlerinin kaydinin tutulmasi %51,7, sap hastaligi asisinin duzenli yapilmasi %97,7, barinak ve cevresinin temizligi %95,3, uygun ve yeterli gubre cukurunun varligi %21,5 ve farkli turden hayvanlarin bir arada bulundurulmasi %9,9 oranlarinda tespit edilmistir. Arastirmada elde edilen bulgulara gore; isletmelerde, hayvan sagligi ve ahir hijyenine dayali biyoguvenlik uygulamalari bakimindan bircok parametrenin “kabul edilebilir” noktada oldugu, ancak bazi barinak sartlari bakimindan dikkat cekici duzeyde yetersizlikler bulundugu belirlenmistir. Ozellikle, duraklarin uygun olcu ve niteliklere sahip olmadigi, uygun olanlarin ise sadece %9,9 oraninda kaldigi tespit edilmistir. Cok dusuk olan bu oran isletmelerin bu acidan ciddi bir eksiklik ve olumsuzluk tasidigini gostermektedir. Biyoguvenlik kurallarinin uygulanmasi kârlilik, surdurulebilir uretim ve halk sagligi acisindan gerekli oldugundan, mevcut olumsuzluklarin giderilmesi icin onlemler ivedilikle alinmalidir. Biyoguvenlikle ilgili is ve islemlerin daha bilincli yapilmasi icin, yetistiricilere yonelik egitim ve bilgilendirme calismalarina onem verilmelidir. Yetistirici birlikleri, isletmelere hizmet veren serbest veteriner hekimler ve Gida Tarim ve Hayvancilik Bakanliginin ilgili birimleri konu uzerinde hassasiyet gostermelidirler. Bakanlik teskilatlarinin gorevlerinden olan hayvanlarin tanimlanmasi ve tescili, hayvan sevklerinin tanzimi, isletmelerin biyoguvenlik cercevesinde izlenmesi ve asilama programlarinin takibi daha etkin bicimde yapilmalidir. Gerektiginde idari yaptirimlar uygulanmalidir.
DergiPark (Istanbul University), Dec 30, 2021
The aim of this study is to determine the opinions of university students on the consumption of m... more The aim of this study is to determine the opinions of university students on the consumption of milk and dairy products within the scope of animal welfare. The research was carried out with 361 randomly selected students from Samsun Ondokuz Mayıs University, Turkey, using a face-to-face questionnaire. In the study, the rate of students who think that, they do not have information about the presence and amount of cholesterol in milk and dairy products was 77.35%, milk and dairy products contain all the nutritional elements was 35.62%, UHT milk is not spoiled for a long time due to heat treatment was 28.90%, milk, cheese, yoghurt prices are normal were 63.34%, 40.41%, 68.31%, respectively, there was a welfare problem in farm animals was 56.00%. Also, the rate of students who want label information about milk and dairy products produced from animals raised under welfare conditions was 75.43%. The rates of students who can pay up to 10%, 11-25%, and more than 25% for milk and dairy products because they are suitable for animal welfare were determined as 64.74%, 26.14% and 9.12%, respectively. As a result, it was determined that university students' perceptions of animal welfare and their views on milk and dairy products consumption were generally at an acceptable level. However, more information and necessary training support should be provided to bring them to the desired level.
Erciyes üniversitesi veteriner fakültesi dergisi, 2015
In this study, it has been aimed to determine the internal and external quality traits of the qua... more In this study, it has been aimed to determine the internal and external quality traits of the quail eggs as well as the phenotypic correlation between these traits. Totally 202 Japanese quail eggs collected in three sequential days were used for this study. Eggs were obtained from 90 female quails, all at 20 weeks of age. The birds were housed as 1 male/3 female per cage of 40x30x30 cm at Quail Research unit of the
Revista Científica de la Facultad de Ciencias Veterinarias
This study was carried out on Bafra (Chios × Karayaka) breed to determine the fertility character... more This study was carried out on Bafra (Chios × Karayaka) breed to determine the fertility characteristics of sheep, growth performance, survivability and carcass weights of lambs. For this purpose, the reproductive characteristics of 600 sheep aged 2–5 years and the survivability of 1,150 lambs born from these sheep were determined. In addition, the growth performance characteristics, slaughter, and carcass weights of 65 lambs born from 38 randomly selected ewes 3–4 years old were determined. In the study, the pregnancy rate was 90.00%, the birth rate was 87.16%, singleness 15.00%, twins 80.00%, and triplet 5.00%, lamb yield per ewe 1.90, number of lambs per birth 2.20 was calculated. Birth and weaning (90th d) weights as well as 61–90th d of live weight gains of male and female lambs were found as 4.26 and 3.57 kg, 24.15 and 21.32 kg, 265.75 and 231.72 g, respectively. The 120th d survivability, slaughter and carcass weights and carcass yields of lambs were determined as 97.74%, 47.1...
Bu araştırmada, Fırat Üniversitesi Eğitim-Araştırma ve Uygulama Çiftliği'nde bulunan 10'ar baş İv... more Bu araştırmada, Fırat Üniversitesi Eğitim-Araştırma ve Uygulama Çiftliği'nde bulunan 10'ar baş İvesi ve Ost-friz x İvesi melezlerinde (F 1) linear meme özellikleri ve bunlar ile süt verimi arasındaki ilişkileri tespit etmek amaçlanmıştır. Araştırmanın materyalini iki yaşlı, ilk laktasyonda ve aynı tarihlerde doğum yapmış olan koyunlar oluşturmuştur. Bu araştırmada linear meme özellikleri olarak meme derinliği, meme bağlantısı, meme başı yerleşimi, meme başı uzunluğu ve meme şekli belirlenmiştir. Araştırmada koyunların laktasyon süreleri ve laktasyon süt verimleri tespit edilmiştir. İvesi ve Ost-friz x İvesi melezleri (F 1) arasında meme başı uzunluğu ve laktasyon süresi bakımından istatistiki önemde bir farklılık bulunamamıştır. Genotip grupları arasında linear meme özelliklerinden meme derinliği ve meme başı yerleşimi için önemli (p<0.05), meme bağlantısı ve meme şekli için ise yüksek düzeyde önemli (p<0.01) farklılıklar belirlenmiştir. Yine laktasyon süt verimleri bakımından yapılan karşılaştırmada da gruplar arasında tespit edilen farklılıklar istatistiki anlamda yüksek düzeyde önemli (p<0.01) bulunmuştur. İvesilerde laktasyon süt verimi ile linear meme özellikleri arasındaki fenotipik korelasyonlar 0.25 ile 0.40, Ostfriz x İvesi melezlerinde (F 1) ise 0.13 ile 0.43 arasında tespit edilmiştir. Bu araştırmada sonuç olarak, İvesi ve Ost-friz x İvesi melezleri (F 1) arasında linear meme özellikleri (meme başı uzunluğu hariç) ve laktasyon süt verimi bakımından istatistiki anlamda önemli farklılıklar tespit edilmiş olup, bu farklılıklar Ost-friz x İvesi melezleri (F 1) lehinde bulunmuştur.
Acta Veterinaria Brno, 2022
This study was aimed to reveal the relationship between the B-mode and colour Doppler ultrasonogr... more This study was aimed to reveal the relationship between the B-mode and colour Doppler ultrasonography features of the portio vaginalis of the cervix in Simmental cattle with different physiological and pathological conditions of genital organs. For this purpose, 90 cattle were used in the study. The length, width and circumference of the portio vaginalis of the cervix were measured ultrasonographically using a 5 MHz linear probe. In addition, the portio vaginalis of the cervix was ultrasonographically evaluated in terms of echogenicity, cystic formations, calcification and integrity of its borders. Regarding the colour Doppler ultrasonography, measurements of the vascular distribution category, vascular density and the vascular morphological appearance were made. In this study, it was found that the rate of irregularity of the border of the portio vaginalis in B-mode ultrasonography according to the pregnancy status was 10.9% in non-pregnant cows, while this was not observed in preg...
DergiPark (Istanbul University), Mar 31, 2016
Bu çalışma genel olarak atlarda seyrek olarak görülen alaca don ile Türkiye'de oldukça sınırlı bi... more Bu çalışma genel olarak atlarda seyrek olarak görülen alaca don ile Türkiye'de oldukça sınırlı bir bölgede yetiştiriciliği yapılan ve az sayıda popülasyona sahip alaca atlar ile ilgili bazı bilgileri sunmak amacıyla gerçekleştirilmiştir. At yetiştiriciliğinde ırk düzeyinde saflığı koruyabilmek ve ekonomik önem taşıyan özellikleri geliştirebilmek önemlidir. Bunun için ırklara ait morfolojik ve fizyolojik karakterlerin tespiti ile fenotipik ve genotipik parametrelerin ortaya konulması gerekir. Atın morfolojik özelliklerinin en önemlilerinden olan don ve nişaneler genetik esaslara göre şekillenmektedir. Alaca don, atlarda nadir görülen donlardan birisidir. Bu dona sahip atlar günümüzde birçok ülkede yetiştirilmekte birlikte saf olarak en fazla ABD'de yetiştirilmektedir. Bu ülkede alaca dona sahip atların kayıtlarının tutulduğu iki farklı yetiştirici birliği bulunmaktadır. Oysa Türkiye'deki alaca atların ırk mı, tip mi yoksa sadece mevcut yerli ırklar içerisinde bulunan bir varyete mi oldukları noktasında tartışmalı bir durum vardır. Türkiye'nin sahip olduğu bir değer olan bu atların tartışma konusu olan mevcut durumlarının açıklığa kavuşturulması ve yok olma tehdidi altındaki varlıklarının korunmasına yönelik önlemlerin alınabilmesi için mevcut sayılarının, morfolojik ve fizyolojik karakterlerinin tespitine ve bunlara ait fenotipik ve genotipik parametrelerin ortaya konulmasına ihtiyaç vardır. Bu derlemede alaca don ve alaca atlar hakkında mevcut bilgilerin toplanarak sunulması, sınırlı sayıda çalışmaya konu olmuş Türkiye'deki alaca atlarla ilgili daha güncel bilgilere ulaşılması ve bu atların bilimsel açıdan daha ayrıntılı şekilde incelenmesinin gerekli olduğu düşünülerek derlenmiştir.
Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi dergisi, Oct 1, 2004
Journal of the Hellenic Veterinary Medical Society, Jan 28, 2022
Effects of Alchemilla vulgaris on haematology and antioxidant status of heatstressed quails durin... more Effects of Alchemilla vulgaris on haematology and antioxidant status of heatstressed quails during the late laying period
International Journal of Poultry Science, May 15, 2004
Atatürk üniversitesi veteriner bilimleri dergisi, 2017
Australian Veterinary Journal, Dec 1, 2009
The majority of published studies about mastitis are related to the control and prevention of mas... more The majority of published studies about mastitis are related to the control and prevention of mastitis, with particular emphasis on eliminating predisposition factors. The objective of the current study was to determine the role of teat morphology as an important factor in the aetiology of mastitis. Ultrasonographic measurements were taken from 190 teats from 100 dairy cows of different breeds. Mastitis in cows was diagnosed by the California Mastitis Test (CMT) and microbiological tests. The data were evaluated in the light of the clinical history of the animals. Main effects of breed on teat diameter at the position of the Furstenberg rosette (FTD) and teat cistern diameter (CD), that of age on FTD and overall teat diameter (OTD), and that of CMT score on CD and OTD were significant (P < 0.05, P < 0.01). Number of lactations, pregnancy, the lactation period and the udder lobe (rear, front) were not found to have a significant effect on any of the measurements. Results showed that CD was significantly smaller (1.44 +/- 0.04 cm) (P < 0.01) in CMT-positive udder lobes than that in CMT-negative lobes. No difference was detected in canal length, CD, teat wall thickness, OTD or FTD between the CMT-positive and -negative lobes. The occurrence of mastitis could be related to specific ultrasonographic teat measurements (e.g. CD, OTD and FTD) and these may be important in the breeding of cows with a predisposition to mastitis, as well in the evaluation of in-herd cows in terms of udder/teat deformities.
Journal of the Hellenic Veterinary Medical Society, Jan 21, 2023
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0.
Kafkas Universitesi Veteriner Fakultesi Dergisi, 2009
Elazığ ili Merkez ilçedeki kırmızı et tüketim alışkanlığını ve tüketicilerin hayvan refahı konusu... more Elazığ ili Merkez ilçedeki kırmızı et tüketim alışkanlığını ve tüketicilerin hayvan refahı konusundaki görüşlerini belirlemek amacıyla 2010 yılı Mart ayında 463 kişi üzerinde anket uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, katılımcıların %58.4'ünün öncelikli olarak kırmızı eti tercih ettiği ve en çok tercih edilen kırmızı et türünün de sırasıyla "sığır" (%55.3), "koyun" (%15.3), "keçi" (%11.7) olduğu görülmüştür. Kırmızı etin tüketim şekli olarak %40.8 "ızgara-kızartma", %40.8 "sebzeli", %8.6 "haşlama" ve %9.7 oranında ise "diğer" tercihi ortaya konulmuştur. Kırmızı et tüketen ailelerin %44.3'ünün "ayda 4 kg'dan az" kırmızı et tükettikleri tespit edilmiştir. Tüketilen kırmızı eti "lezzetli" bulanların oranı %49.2 olmuştur. Kırmızı etin satın alındığı yer olarak %66.6'lık oranla "kasap" ilk sırada yer almıştır. Ayrıca tüketicilerden satın aldıkları kırmızı eti güvenilir bulanların oranı %78.8 olarak belirlenmiştir. Katılımcıların, %46.0'ı, çiftlik hayvanları içerisinde, en fazla refah sorunu yaşayan hayvanların "besi sığırları" olduğunu bildirmişlerdir. Çiftlik hayvanlarının refahı açısından en fazla endişe duyulan konuların başında "sağlık hizmetleri" (%25.0) gelirken; hayvanların maruz kaldıkları refah problemlerinin başında ise "veteriner hekimliği hizmetlerinin yoksunluğu" parametresi (%18.0) olduğu belirlenmiştir. Bu parametrelere paralel olarak, katılımcıların %22.0'si, çiftlik hayvanlarının yaşamlarında düzeltilmesi gereken öncelikli durumun "hastalıklar" olduğunu beyan etmiştir.
Kafkas Universitesi Veteriner Fakultesi Dergisi, 2009
Türkiye'nin 2007 yýlý verilerine göre sýğýr varlýğý yaklaşýk 11 milyon baş, sağýlan toplam sýğýr ... more Türkiye'nin 2007 yýlý verilerine göre sýğýr varlýğý yaklaşýk 11 milyon baş, sağýlan toplam sýğýr sayýsý 4.5 milyon baş, üretilen yýllýk süt miktarý ise yaklaşýk 11 milyon tondur. Dünya'da üretilen toplam sütün yaklaşýk %85'i, Türkiye'de ise %90'ý sýğýrlardan elde edilmektedir 1. Türkiye'deki sýğýr varlýğý dünyada önemli bir yere sahip olmasýna karşýn verimlilik bakýmýndan ayný ifadeleri kullanmak pek mümkün değildir. Hayvansal üretimin artýrýlmasý için hayvanlarýn genetik kapasitesinin iyileştirilmesi yanýnda, yetiştirildikleri işletmelerdeki çevresel koşullarýnýn da optimum düzeye çýkarýlmasý önemlidir. Süt verimi üzerine etkili olabilen çevresel faktörler oldukça fazladýr. Laktasyon süresi ile süt verimi arasýnda pozitif bir ilişki olduğu bilinmektedir.