Gözde Şensoy - Academia.edu (original) (raw)
Papers by Gözde Şensoy
PSİKOLOJİK DANIŞMAN ADAYLARININ KAYIP YAŞANTILARI VE YAS SÜRECİ İLE İLGİLİ DEĞİŞKENLERİN İNCELENMESİ
Bu çalışmanın amacı, psikolojik danışman adaylarının kayıp yaşantıları ve yas süreci ile ilgili d... more Bu çalışmanın amacı, psikolojik danışman adaylarının kayıp yaşantıları ve yas süreci ile ilgili değişkenlerin incelenmesidir. Yaşanan kayıpların ardından ortaya çıkan yas süreci doğal ve evrensel bir tepki olmasına rağmen hangi dönemde olursa olsun bireyler çeşitli sıkıntılar hissedebilmekte; kayıpla birlikte kişilerin yaşam kalitesi düşebilmekte; fiziksel, bilişsel ve davranışsal zorluklar nedeniyle de profesyonel desteğe ihtiyaç duyabilmektedirler. Psikolojik danışmanların etkili bir psikolojik danışma süreci yürütebilmesi için kendi yaşadıkları olumsuz yaşam deneyimleriyle etkili şekilde başa çıkabilmesi ve özellikle kendi kayıp ve yas süreçlerini başarılı şekilde yönetebilmeyi öğrenmeleri gerekmektedir. Bu araştırmada rehberlik ve psikolojik danışmanlık programı öğrencilerinin kayıp ve yas süreci ile ilgili değişkenlerin incelenmesi amaçlanmaktadır. Araştırma, nitel araştırma modelinde olgu bilim deseninde tasarlanmıştır. Çalışmanın katılımcıları uygun örnekleme yöntemlerinden kolay ulaşılabilirlik tekniği kullanılarak oluşturulmuştur. Araştırma Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi ve İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi PDR Lisans programlarının 3 ve 4. sınıflarına devam eden 115 psikolojik danışman adayından herhangi bir kayıp yaşantısı olduğunu bildiren 81 gönüllü psikolojik danışman adayı ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada nitel veriler, yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile elde edilmiştir. Sonuç olarak, bu çalışmada psikolojik danışman adaylarının çoğunluğunun aile büyükleri başta olmak üzere ölüme bağlı kayıpları daha fazla yaşadığı; yas süreçlerinde az sayıda psikolojik danışman adayının herhangi bir profesyonel destek aldıkları; kullandıkları başa çıkma stratejileri ve yasla ilgili duygu ve düşünceleri incelendiğinde yaslarını sağlıklı şekilde yapılandırmadıkları görülmektedir. Sonuçlar psikolojik danışma becerileri açısından değerlendirildiğinde psikolojik danışman adaylarının yaşadıkları kayıplarla etkili şekilde başa çıkabilmeyi ve yas sürecini yapılandırmayı öğrenmeye gereksinimleri olduğu görülmektedir. Elde edilen bulgulara dayanarak psikolojik danışman eğitiminde kayıp ve yas konusuna odaklanmak, psikolojik danışman adaylarının kendi kayıp ve yas süreçlerini etkili şekilde yönetmesine yardımcı olmak ve yas danışmanlığı becerilerini kazandırmaya yönelik çalışmalar yapmak önemli bir ihtiyaç olarak görülmektedir.
Prediction of Relationship Satisfaction through Perfectionism and Trust, 2019
Bu araştırmada üniversite öğrencilerinin romantik ilişkilerde mükemmeliyetçilik ve güven düzeyini... more Bu araştırmada üniversite öğrencilerinin romantik ilişkilerde mükemmeliyetçilik ve güven düzeyinin ilişki doyum
düzeyini yordayıcı rolü incelenmiştir. Araştırmanın katılımcılarını hali hazırda romantik bir ilişki içinde olan 325
üniversite öğrencisi oluşturmuştur. Veriler İlişki Doyum Ölçeği, Romantik İlişkilerde Mükemmeliyetçilik Ölçeği,
İkili İlişkilerde Güven Ölçeği ve kişisel bilgi formu aracılığıyla toplanmıştır. Analizlerde aritmetik ortalama, Pearson
korelasyonu ve çoklu doğrusal regresyon analizi teknikleri kullanılmıştır. Bulgulara göre, ilişki doyumu ile kendine
yönelik mükemmeliyetçilik ve ikili ilişkilerde güven arasında pozitif yönde; diğerlerine yönelik mükemmeliyetçilik
arasında ise negatif yönde istatistiksel olarak anlamlı düzeyde ilişki vardır. Çoklu doğrusal regresyon analizi
sonuçlarına göre; kendine yönelik mükemmeliyetçilik, diğerlerine yönelik mükemmeliyetçilik ve ikili ilişkilerde
güven ilişki doyum düzeyindeki değişimin %33.3’ünü açıklamaktadır. Kendine yönelik mükemmeliyetçilik ve ikili
ilişkilerde güven düzeyinde meydana gelen artış ilişki doyum düzeyinin artmasına katkı sağlarken; diğerlerine
yönelik mükemmeliyetçilik düzeyinde meydana gelen artış ilişki doyum düzeyinin azalmasına yol açmaktadır. Elde
edilen bulgular ilgili literatür ışığında tartışılarak öneriler sunulmuştur.
The Effect of Group Supervision on the Psychological Counseling Self-Efficacy Levels of Psychological Counseling Candidates
Psychological counseling skills are the most important part of the psychological counseling profe... more Psychological counseling skills are the most important part of the psychological counseling profession. Psychological counseling candidates have the opportunity of performing these professional skills previously learned theoretically within the practice course of psychological counseling with another person during their undergraduate education and they receive supervision support for these practices. This study presents mixed-pattern research examining the effect of group supervision on the psychological counseling self-efficacy of psychological counselor candidates. Quantitative data were obtained from Counselor Activity Self-Efficacy Scale and qualitative data was obtained from the evaluation reports of the psychological counselor candidates. The quantitative findings show that group supervision is effective on all the subscales (exploration, insight, action, conflicts in relationships and client problems) of psychological counseling self-efficacy. The qualitative results backing up these findings prove that the responses of the participants can be divided into four categories of emotions, professional development, boosters, and difficulties. As a result, the findings of this research showed that the group supervision carried out in the individual psychological counseling course positively affected the psychological counseling self-efficacy perceptions of the psychological counselor candidates. Based on these findings, it has been suggested to take into consideration the improvement of the self-efficacy levels of psychological counselor candidates as well as the acquision of professional skills in counselor education.
PSİKODRAMA GRUP YAŞANTISININ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ÖĞRENCİLERİNİN ÖZ-DUYARLIK DÜZEYLERİNE ETKİSİ
Öz Bu araştırmanın amacı psikodrama grup yaşantısının rehberlik ve psikolojik danışmanlık lisans ... more Öz Bu araştırmanın amacı psikodrama grup yaşantısının rehberlik ve psikolojik danışmanlık lisans 4. Sınıf öğrencilerinin öz-duyarlık düzeylerine etkisini ve bu yaşantıya ilişkin öğrenci görüşlerini belirlemektir. Araştırma, 2016-2017 öğretim yılı bahar döneminde bir devlet üniversitesinde, rehberlik ve psikolojik danışmanlık lisans programında seçmeli ders olarak yer alan "Psikodrama" dersi kapsamında yürütülmüştür. Psikodrama grup yaşantısı her hafta üç ders saati olmak üzere toplam 8 hafta sürmüştür. Kontrol grubuna ise herhangi bir işlem uygulanmamıştır. Bu araştırma, nitel ve nicel yöntemlerin birlikte kullanıldığı karma desen kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya ait nicel ve nitel veriler ayrı ayrı değerlendirmeye alınmıştır. Deney ve kontrol grubundan öz-duyarlık ölçeği ile toplanan nicel veriler non-parametrik testlerden Mann-Whitney-U Testi ile Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi ile değerlendirilmiştir. Araştırmanın nitel verileri ise, deney grubundaki öğrencilerin süreç sonunda teslim ettiği değerlendirme raporlarından elde edilmiş ve içerik analizi ile incelenmiştir. Nicel bulgular incelendiğinde, psikodrama grup yaşantısının öğrencilerin toplam öz-duyarlık düzeylerini ve öz-duyarlığın pozitif alt boyutları olan öz-sevecenlik, paylaşımların bilincinde olma, bilinçlilik düzeylerini anlamlı olarak arttırdığı ve öz-duyarlığın negatif alt boyutları olan öz-yargılama, izolasyon ve aşırı özdeşleşme düzeylerini anlamlı olarak azalttığı görülmektedir. Nitel bulgular incelendiğinde ise, öğrencilerin psikodrama sürecinden hem kişisel hem de mesleki kazanımlar edindikleri görülmektedir. Abstract The purpose of this research is to determine the effects of the psychodrama group experience on the self-compassion levels of the 4 th grade guidance and psychological counseling students and to reveal the student views relevant to this experience. The research was conducted in a state university in the academic year of 2016-2017 under the scope of the elective "Psychodrama" course given in the undergraduate program of guidance and psychological counseling. Psychodrama group experience has continued for 8 weeks in total, three course hours every week. No process has been applied to the control group. This research was performed with mixed method including quantitative and qualitative methods. Quantitative and qualitative data for the research were separately evaluated. The quantitative data collected from the experiment and control group with self-compassion scale have been evaluated via Mann-Whitney-U Test and Wilcoxon Signed Rank Test among the non-parametric tests. The qualitative data of the research was taken from the evaluation reports provided by the students of experiment group at the end of the process and examined by content analysis. Upon examination of the quantitative findings, it has been observed that the psychodrama group experience has significantly increased the positive sub-dimensions of self-compassion such as total self-kindness, common humanity, and mindfulness levels of the students, and significantly decreased the levels of negative sub-dimensions of self-compassion such as self-judgment, isolation and over identification. Upon examination of the qualitative findings, it has been observed that the students have both personal and professional gains from the psychodrama process.
Eğitim Fakültesi Akademisyen ve Öğrencilerinin Üniversite Psikolojik Danışma Birimine Yönelik Görüşleri
Bu çalışmanın amacı, akademisyenlerin ve üniversite öğrencilerinin yükseköğretimde psikolojik dan... more Bu çalışmanın amacı, akademisyenlerin ve üniversite öğrencilerinin yükseköğretimde psikolojik danışma birimine dair görüşlerini incelemektir. Araştırmaya yedi akademisyen ve 40 lisans öğrencisi dâhil edilmiştir. Katılımcıların görüşleri, akademisyen ve öğrenciler için ayrı olarak değerlendirilmiştir. Veriler, sırasıyla dört ve yedi açık uçlu soru içeren iki yarı yapılandırılmış görüşme formu ile elde edilmiştir. Araştırma sonuçları, öğrenci ve akademisyenlerin üniversite bünyesinde bir psikolojik danışma ve rehberlik biriminin hizmet vermediğini düşündüklerini ya da bu konuda bir fikirleri olmadığını göstermektedir. Akademisyenlere göre öğrenciler en çok romantik ilişkiler, ailevi sorunlar ve mesleki konularda yardıma gereksinim duymaktadır. Öğrencilerin görüşlerine göre ise, en çok sınav kaygısı ve kişisel problemler konusunda psikolojik yardım aranmaktadır. Akademisyenler, çoğunlukla öğrencilerle doğru iletişim kurma becerileri ve öğrencileri psikolojik hizmet verecek birimlere yönlendirme konusunda yardım aramaktadır. Öğrenciler, psikolojik danışma ve rehberlik hizmeti veren bir birimin okudukları fakülte içerisinde veya kolaylıkla ulaşabilecekleri bir konumda bulunmasını tercih etmektedir. Öğrencilerin büyük çoğunluğu böyle bir birim bulunsaydı başvuracağını ve psikolojik hizmetlere düzenli zaman ayırabileceğini belirtmiştir. Katılımcı öğrenciler, böyle bir merkeze en çok kariyer danışmanlığı ve sınav kaygısı ile düzenli ders çalışma konularında başvuracaklarını belirtmiştir. Öğrenciler büyük oranda bireysel psikolojik yardımı almayı tercih ederken, bunu ikinci sırada grupla psikolojik danışma izlemektedir.
ÇATIŞMA ÇÖZME VE ARABULUCULUK EĞİTİMİNİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ: ERGENLERE VE TOPLUMA KATKILARI
Çatışma, bir ya da birden çok sayıda kişinin bir konu üzerinde yaşadığı anlaşmazlık ya da gerginl... more Çatışma, bir ya da birden çok sayıda kişinin bir konu üzerinde yaşadığı anlaşmazlık ya da gerginlik durumu olup insan yaşamının kaçınılmaz, doğal bir parçasıdır. Çatışmaların yapıcı bir yolla çözülmesi ergenlerin kişilik gelişimine ve sosyal gelişimine katkıda bulunarak onların bütün hayatını olumlu yönde etkileyecek beceriler kazanmasını sağlamaktadır. Son yıllarda, okullarda şiddete ve çatışmaya ilişkin korku giderek artış gösteren bir olgudur. Ergenlik döneminde öfke, kızgınlık gibi çatışma sonrası ortaya çıkması muhtemel duygular daha çok el, kol hareketleri ve bağırma gibi davranışlarla ortaya koyulmaktadır ve bu durum çatışma yaşandığında sözel ve fiziksel şiddete başvurma sıklığını arttırmaktadır. Çatışma durumlarında kullanılan yapıcı olmayan çatışma ve problem çözme yolları okul iklimini de ciddi şekilde etkilemektedir. Bu araştırmada, İzmir’de kültürel açıdan çeşitliliği olan göç almış düşük sosyoekonomik düzeydeki ve akran arabuluculuk modelinin 2006-2017 yılları arasında uygulandığı bir lisede, yapılan tüm arabuluculuk sözleşmelerinin doküman analizi ile incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda yapılan tüm müzakere ve akran arabuluculuk sözleşmeleri yıllar bazında; yetişen arabulucu sayısı, yapılan arabuluculuk sayısı, anlaşmazlık yaşayan tarafların sayıları, anlaşmazlık türleri, ulaşılan anlaşma türleri, çatışmaların yapıcı çözüme ulaşma sayısı açısından incelenmiştir. Sonuç olarak, 11 yıllık süreç içerisinde birikimli olarak 838 akran arabulucu öğrenci yetiştirildiği, 2278 anlaşmazlık yaşandığı, arabuluculuk görüşmelerinin başarı oranının %91.6 olduğu, yapıcı çatışma çözme uygulamalarının seçildiği tespit edilmiştir.
Halk Eğitim Merkezi Kursiyerlerinin Psikolojik İhtiyaçları ile Ruhsal Belirtilerinin İncelenmesi, 2017
Halk eğitimi, toplumun bütününe hitap etmesinin yanı sıra, kültür değerlerinin topluma mal olması... more Halk eğitimi, toplumun bütününe hitap etmesinin yanı sıra, kültür değerlerinin topluma mal olmasını sağlayan eğitim faaliyetleri olarak ifade edilmektedir. Belli bir yaş aralığı yerine tüm yaş gruplarından kursiyerlere hizmet vermesi, halk eğitim merkezlerinin halkın tümüne hitap etmesine imkan vermektedir. Psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerinin halk eğitim merkezleri bünyesinde sağlıklı planlanıp yürütülebilmesi için kursiyerlerin mevcut psikolojik ihtiyaçlarının tespit edilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda yaygın eğitim gören kursiyerlerin psikolojik ihtiyaçlarının belirlenmesi önem taşımaktadır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’nin batı bölgesinde bir halk eğitim merkezinde öğrenim gören 18 yaş üzeri kursiyerlerin psikolojik ihtiyaçları ile ruhsal belirtileri arasındaki ilişkinin incelenmesi ve bu değişkenlerin kursiyerlerin demografik özelliklerine göre anlamlı bir farklılaşma gösterip göstermediğinin incelenmesidir. Çalışmanın katılımcılarını halk eğitim merkezindeki çeşitli kurslara kayıtlı olan 97’si kadın 8’i erkek olmak üzere toplam 105 kursiyer oluşturmaktadır. Veri toplama araçları Kısa Semptom Envanteri ve Yeni Psikolojik İhtiyaç Değerlendirme Ölçeğidir. Araştırma sonucuna göre, kursiyerler sırasıyla en çok başarı, ilişki, özerklik ve başatlık ihtiyacı hissetmektedir. Katılımcıların özerklik ihtiyacı ile anksiyete, depresyon, olumsuz benlik ve hostiliteye dair ruhsal belirtileri ilişkili bulunmuştur. Ayrıca, özerklik ihtiyacı katılımcıların gelir düzeyine göre anlamlı şekilde farklılaşmaktadır.
Psikolojik Danışmanların Meslek Etiğine Yönelik Algıları: Özel Çalışanlara Yönelik Bir İnceleme, 2017
Psikolojik danışmanlar, meslek hayatları boyunca etik karar vermeyi gerektiren durumlarla sıklıkl... more Psikolojik danışmanlar, meslek hayatları boyunca etik karar vermeyi gerektiren durumlarla sıklıkla karşılaşmaktadır. Bu çalışmanın amacı, özel kurum ve kuruluşlarda psikolojik yardım hizmeti veren danışmanların meslek etiği konusunda bilgi ve tutumlarını incelemektir. Araştırma kapsamında, aktif olarak psikolojik danışma hizmeti vermekte olan gönüllü 16 danışmanla nitel görüşmeler yapılmıştır. Danışmanlara yöneltilen yarı yapılandırılmış sorular, danışmanların meslek etiğine yönelik uyması gereken kurallara dair bilgi düzeyini; yaşadığı etik ikilemleri; etik ikilemlerle karşılaştığında başvurduğu kaynakları; gizliliği ihlal etmesi gereken durumlar hakkındaki bilgi düzeyini ve danışanla çoklu ilişkilere dair tutumlarını belirlemeye yönelik oluşturulmuştur. Katılımcıların cevapları içerik analizi ile değerlendirilmiştir. Sonuçlar, en önemli mesleki etik ilkenin gizlilik olduğunu ortaya koymaktadır. Etik ikilem yaşanan konuların da en çok gizlilik ve yetkinlik konularında olduğu; etik ikilem yaşandığında süpervizyon gruplarından ve meslektaşlardan yardım arandığı saptanmıştır. Hayati tehlike arz eden durumlarda danışan gizliliğinin ihlal edilebileceği ileri sürülmektedir.
PSİKOLOJİK DANIŞMAN ADAYLARININ KAYIP YAŞANTILARI VE YAS SÜRECİ İLE İLGİLİ DEĞİŞKENLERİN İNCELENMESİ
Bu çalışmanın amacı, psikolojik danışman adaylarının kayıp yaşantıları ve yas süreci ile ilgili d... more Bu çalışmanın amacı, psikolojik danışman adaylarının kayıp yaşantıları ve yas süreci ile ilgili değişkenlerin incelenmesidir. Yaşanan kayıpların ardından ortaya çıkan yas süreci doğal ve evrensel bir tepki olmasına rağmen hangi dönemde olursa olsun bireyler çeşitli sıkıntılar hissedebilmekte; kayıpla birlikte kişilerin yaşam kalitesi düşebilmekte; fiziksel, bilişsel ve davranışsal zorluklar nedeniyle de profesyonel desteğe ihtiyaç duyabilmektedirler. Psikolojik danışmanların etkili bir psikolojik danışma süreci yürütebilmesi için kendi yaşadıkları olumsuz yaşam deneyimleriyle etkili şekilde başa çıkabilmesi ve özellikle kendi kayıp ve yas süreçlerini başarılı şekilde yönetebilmeyi öğrenmeleri gerekmektedir. Bu araştırmada rehberlik ve psikolojik danışmanlık programı öğrencilerinin kayıp ve yas süreci ile ilgili değişkenlerin incelenmesi amaçlanmaktadır. Araştırma, nitel araştırma modelinde olgu bilim deseninde tasarlanmıştır. Çalışmanın katılımcıları uygun örnekleme yöntemlerinden kolay ulaşılabilirlik tekniği kullanılarak oluşturulmuştur. Araştırma Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi ve İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi PDR Lisans programlarının 3 ve 4. sınıflarına devam eden 115 psikolojik danışman adayından herhangi bir kayıp yaşantısı olduğunu bildiren 81 gönüllü psikolojik danışman adayı ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada nitel veriler, yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile elde edilmiştir. Sonuç olarak, bu çalışmada psikolojik danışman adaylarının çoğunluğunun aile büyükleri başta olmak üzere ölüme bağlı kayıpları daha fazla yaşadığı; yas süreçlerinde az sayıda psikolojik danışman adayının herhangi bir profesyonel destek aldıkları; kullandıkları başa çıkma stratejileri ve yasla ilgili duygu ve düşünceleri incelendiğinde yaslarını sağlıklı şekilde yapılandırmadıkları görülmektedir. Sonuçlar psikolojik danışma becerileri açısından değerlendirildiğinde psikolojik danışman adaylarının yaşadıkları kayıplarla etkili şekilde başa çıkabilmeyi ve yas sürecini yapılandırmayı öğrenmeye gereksinimleri olduğu görülmektedir. Elde edilen bulgulara dayanarak psikolojik danışman eğitiminde kayıp ve yas konusuna odaklanmak, psikolojik danışman adaylarının kendi kayıp ve yas süreçlerini etkili şekilde yönetmesine yardımcı olmak ve yas danışmanlığı becerilerini kazandırmaya yönelik çalışmalar yapmak önemli bir ihtiyaç olarak görülmektedir.
Prediction of Relationship Satisfaction through Perfectionism and Trust, 2019
Bu araştırmada üniversite öğrencilerinin romantik ilişkilerde mükemmeliyetçilik ve güven düzeyini... more Bu araştırmada üniversite öğrencilerinin romantik ilişkilerde mükemmeliyetçilik ve güven düzeyinin ilişki doyum
düzeyini yordayıcı rolü incelenmiştir. Araştırmanın katılımcılarını hali hazırda romantik bir ilişki içinde olan 325
üniversite öğrencisi oluşturmuştur. Veriler İlişki Doyum Ölçeği, Romantik İlişkilerde Mükemmeliyetçilik Ölçeği,
İkili İlişkilerde Güven Ölçeği ve kişisel bilgi formu aracılığıyla toplanmıştır. Analizlerde aritmetik ortalama, Pearson
korelasyonu ve çoklu doğrusal regresyon analizi teknikleri kullanılmıştır. Bulgulara göre, ilişki doyumu ile kendine
yönelik mükemmeliyetçilik ve ikili ilişkilerde güven arasında pozitif yönde; diğerlerine yönelik mükemmeliyetçilik
arasında ise negatif yönde istatistiksel olarak anlamlı düzeyde ilişki vardır. Çoklu doğrusal regresyon analizi
sonuçlarına göre; kendine yönelik mükemmeliyetçilik, diğerlerine yönelik mükemmeliyetçilik ve ikili ilişkilerde
güven ilişki doyum düzeyindeki değişimin %33.3’ünü açıklamaktadır. Kendine yönelik mükemmeliyetçilik ve ikili
ilişkilerde güven düzeyinde meydana gelen artış ilişki doyum düzeyinin artmasına katkı sağlarken; diğerlerine
yönelik mükemmeliyetçilik düzeyinde meydana gelen artış ilişki doyum düzeyinin azalmasına yol açmaktadır. Elde
edilen bulgular ilgili literatür ışığında tartışılarak öneriler sunulmuştur.
The Effect of Group Supervision on the Psychological Counseling Self-Efficacy Levels of Psychological Counseling Candidates
Psychological counseling skills are the most important part of the psychological counseling profe... more Psychological counseling skills are the most important part of the psychological counseling profession. Psychological counseling candidates have the opportunity of performing these professional skills previously learned theoretically within the practice course of psychological counseling with another person during their undergraduate education and they receive supervision support for these practices. This study presents mixed-pattern research examining the effect of group supervision on the psychological counseling self-efficacy of psychological counselor candidates. Quantitative data were obtained from Counselor Activity Self-Efficacy Scale and qualitative data was obtained from the evaluation reports of the psychological counselor candidates. The quantitative findings show that group supervision is effective on all the subscales (exploration, insight, action, conflicts in relationships and client problems) of psychological counseling self-efficacy. The qualitative results backing up these findings prove that the responses of the participants can be divided into four categories of emotions, professional development, boosters, and difficulties. As a result, the findings of this research showed that the group supervision carried out in the individual psychological counseling course positively affected the psychological counseling self-efficacy perceptions of the psychological counselor candidates. Based on these findings, it has been suggested to take into consideration the improvement of the self-efficacy levels of psychological counselor candidates as well as the acquision of professional skills in counselor education.
PSİKODRAMA GRUP YAŞANTISININ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ÖĞRENCİLERİNİN ÖZ-DUYARLIK DÜZEYLERİNE ETKİSİ
Öz Bu araştırmanın amacı psikodrama grup yaşantısının rehberlik ve psikolojik danışmanlık lisans ... more Öz Bu araştırmanın amacı psikodrama grup yaşantısının rehberlik ve psikolojik danışmanlık lisans 4. Sınıf öğrencilerinin öz-duyarlık düzeylerine etkisini ve bu yaşantıya ilişkin öğrenci görüşlerini belirlemektir. Araştırma, 2016-2017 öğretim yılı bahar döneminde bir devlet üniversitesinde, rehberlik ve psikolojik danışmanlık lisans programında seçmeli ders olarak yer alan "Psikodrama" dersi kapsamında yürütülmüştür. Psikodrama grup yaşantısı her hafta üç ders saati olmak üzere toplam 8 hafta sürmüştür. Kontrol grubuna ise herhangi bir işlem uygulanmamıştır. Bu araştırma, nitel ve nicel yöntemlerin birlikte kullanıldığı karma desen kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya ait nicel ve nitel veriler ayrı ayrı değerlendirmeye alınmıştır. Deney ve kontrol grubundan öz-duyarlık ölçeği ile toplanan nicel veriler non-parametrik testlerden Mann-Whitney-U Testi ile Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi ile değerlendirilmiştir. Araştırmanın nitel verileri ise, deney grubundaki öğrencilerin süreç sonunda teslim ettiği değerlendirme raporlarından elde edilmiş ve içerik analizi ile incelenmiştir. Nicel bulgular incelendiğinde, psikodrama grup yaşantısının öğrencilerin toplam öz-duyarlık düzeylerini ve öz-duyarlığın pozitif alt boyutları olan öz-sevecenlik, paylaşımların bilincinde olma, bilinçlilik düzeylerini anlamlı olarak arttırdığı ve öz-duyarlığın negatif alt boyutları olan öz-yargılama, izolasyon ve aşırı özdeşleşme düzeylerini anlamlı olarak azalttığı görülmektedir. Nitel bulgular incelendiğinde ise, öğrencilerin psikodrama sürecinden hem kişisel hem de mesleki kazanımlar edindikleri görülmektedir. Abstract The purpose of this research is to determine the effects of the psychodrama group experience on the self-compassion levels of the 4 th grade guidance and psychological counseling students and to reveal the student views relevant to this experience. The research was conducted in a state university in the academic year of 2016-2017 under the scope of the elective "Psychodrama" course given in the undergraduate program of guidance and psychological counseling. Psychodrama group experience has continued for 8 weeks in total, three course hours every week. No process has been applied to the control group. This research was performed with mixed method including quantitative and qualitative methods. Quantitative and qualitative data for the research were separately evaluated. The quantitative data collected from the experiment and control group with self-compassion scale have been evaluated via Mann-Whitney-U Test and Wilcoxon Signed Rank Test among the non-parametric tests. The qualitative data of the research was taken from the evaluation reports provided by the students of experiment group at the end of the process and examined by content analysis. Upon examination of the quantitative findings, it has been observed that the psychodrama group experience has significantly increased the positive sub-dimensions of self-compassion such as total self-kindness, common humanity, and mindfulness levels of the students, and significantly decreased the levels of negative sub-dimensions of self-compassion such as self-judgment, isolation and over identification. Upon examination of the qualitative findings, it has been observed that the students have both personal and professional gains from the psychodrama process.
Eğitim Fakültesi Akademisyen ve Öğrencilerinin Üniversite Psikolojik Danışma Birimine Yönelik Görüşleri
Bu çalışmanın amacı, akademisyenlerin ve üniversite öğrencilerinin yükseköğretimde psikolojik dan... more Bu çalışmanın amacı, akademisyenlerin ve üniversite öğrencilerinin yükseköğretimde psikolojik danışma birimine dair görüşlerini incelemektir. Araştırmaya yedi akademisyen ve 40 lisans öğrencisi dâhil edilmiştir. Katılımcıların görüşleri, akademisyen ve öğrenciler için ayrı olarak değerlendirilmiştir. Veriler, sırasıyla dört ve yedi açık uçlu soru içeren iki yarı yapılandırılmış görüşme formu ile elde edilmiştir. Araştırma sonuçları, öğrenci ve akademisyenlerin üniversite bünyesinde bir psikolojik danışma ve rehberlik biriminin hizmet vermediğini düşündüklerini ya da bu konuda bir fikirleri olmadığını göstermektedir. Akademisyenlere göre öğrenciler en çok romantik ilişkiler, ailevi sorunlar ve mesleki konularda yardıma gereksinim duymaktadır. Öğrencilerin görüşlerine göre ise, en çok sınav kaygısı ve kişisel problemler konusunda psikolojik yardım aranmaktadır. Akademisyenler, çoğunlukla öğrencilerle doğru iletişim kurma becerileri ve öğrencileri psikolojik hizmet verecek birimlere yönlendirme konusunda yardım aramaktadır. Öğrenciler, psikolojik danışma ve rehberlik hizmeti veren bir birimin okudukları fakülte içerisinde veya kolaylıkla ulaşabilecekleri bir konumda bulunmasını tercih etmektedir. Öğrencilerin büyük çoğunluğu böyle bir birim bulunsaydı başvuracağını ve psikolojik hizmetlere düzenli zaman ayırabileceğini belirtmiştir. Katılımcı öğrenciler, böyle bir merkeze en çok kariyer danışmanlığı ve sınav kaygısı ile düzenli ders çalışma konularında başvuracaklarını belirtmiştir. Öğrenciler büyük oranda bireysel psikolojik yardımı almayı tercih ederken, bunu ikinci sırada grupla psikolojik danışma izlemektedir.
ÇATIŞMA ÇÖZME VE ARABULUCULUK EĞİTİMİNİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ: ERGENLERE VE TOPLUMA KATKILARI
Çatışma, bir ya da birden çok sayıda kişinin bir konu üzerinde yaşadığı anlaşmazlık ya da gerginl... more Çatışma, bir ya da birden çok sayıda kişinin bir konu üzerinde yaşadığı anlaşmazlık ya da gerginlik durumu olup insan yaşamının kaçınılmaz, doğal bir parçasıdır. Çatışmaların yapıcı bir yolla çözülmesi ergenlerin kişilik gelişimine ve sosyal gelişimine katkıda bulunarak onların bütün hayatını olumlu yönde etkileyecek beceriler kazanmasını sağlamaktadır. Son yıllarda, okullarda şiddete ve çatışmaya ilişkin korku giderek artış gösteren bir olgudur. Ergenlik döneminde öfke, kızgınlık gibi çatışma sonrası ortaya çıkması muhtemel duygular daha çok el, kol hareketleri ve bağırma gibi davranışlarla ortaya koyulmaktadır ve bu durum çatışma yaşandığında sözel ve fiziksel şiddete başvurma sıklığını arttırmaktadır. Çatışma durumlarında kullanılan yapıcı olmayan çatışma ve problem çözme yolları okul iklimini de ciddi şekilde etkilemektedir. Bu araştırmada, İzmir’de kültürel açıdan çeşitliliği olan göç almış düşük sosyoekonomik düzeydeki ve akran arabuluculuk modelinin 2006-2017 yılları arasında uygulandığı bir lisede, yapılan tüm arabuluculuk sözleşmelerinin doküman analizi ile incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda yapılan tüm müzakere ve akran arabuluculuk sözleşmeleri yıllar bazında; yetişen arabulucu sayısı, yapılan arabuluculuk sayısı, anlaşmazlık yaşayan tarafların sayıları, anlaşmazlık türleri, ulaşılan anlaşma türleri, çatışmaların yapıcı çözüme ulaşma sayısı açısından incelenmiştir. Sonuç olarak, 11 yıllık süreç içerisinde birikimli olarak 838 akran arabulucu öğrenci yetiştirildiği, 2278 anlaşmazlık yaşandığı, arabuluculuk görüşmelerinin başarı oranının %91.6 olduğu, yapıcı çatışma çözme uygulamalarının seçildiği tespit edilmiştir.
Halk Eğitim Merkezi Kursiyerlerinin Psikolojik İhtiyaçları ile Ruhsal Belirtilerinin İncelenmesi, 2017
Halk eğitimi, toplumun bütününe hitap etmesinin yanı sıra, kültür değerlerinin topluma mal olması... more Halk eğitimi, toplumun bütününe hitap etmesinin yanı sıra, kültür değerlerinin topluma mal olmasını sağlayan eğitim faaliyetleri olarak ifade edilmektedir. Belli bir yaş aralığı yerine tüm yaş gruplarından kursiyerlere hizmet vermesi, halk eğitim merkezlerinin halkın tümüne hitap etmesine imkan vermektedir. Psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerinin halk eğitim merkezleri bünyesinde sağlıklı planlanıp yürütülebilmesi için kursiyerlerin mevcut psikolojik ihtiyaçlarının tespit edilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda yaygın eğitim gören kursiyerlerin psikolojik ihtiyaçlarının belirlenmesi önem taşımaktadır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’nin batı bölgesinde bir halk eğitim merkezinde öğrenim gören 18 yaş üzeri kursiyerlerin psikolojik ihtiyaçları ile ruhsal belirtileri arasındaki ilişkinin incelenmesi ve bu değişkenlerin kursiyerlerin demografik özelliklerine göre anlamlı bir farklılaşma gösterip göstermediğinin incelenmesidir. Çalışmanın katılımcılarını halk eğitim merkezindeki çeşitli kurslara kayıtlı olan 97’si kadın 8’i erkek olmak üzere toplam 105 kursiyer oluşturmaktadır. Veri toplama araçları Kısa Semptom Envanteri ve Yeni Psikolojik İhtiyaç Değerlendirme Ölçeğidir. Araştırma sonucuna göre, kursiyerler sırasıyla en çok başarı, ilişki, özerklik ve başatlık ihtiyacı hissetmektedir. Katılımcıların özerklik ihtiyacı ile anksiyete, depresyon, olumsuz benlik ve hostiliteye dair ruhsal belirtileri ilişkili bulunmuştur. Ayrıca, özerklik ihtiyacı katılımcıların gelir düzeyine göre anlamlı şekilde farklılaşmaktadır.
Psikolojik Danışmanların Meslek Etiğine Yönelik Algıları: Özel Çalışanlara Yönelik Bir İnceleme, 2017
Psikolojik danışmanlar, meslek hayatları boyunca etik karar vermeyi gerektiren durumlarla sıklıkl... more Psikolojik danışmanlar, meslek hayatları boyunca etik karar vermeyi gerektiren durumlarla sıklıkla karşılaşmaktadır. Bu çalışmanın amacı, özel kurum ve kuruluşlarda psikolojik yardım hizmeti veren danışmanların meslek etiği konusunda bilgi ve tutumlarını incelemektir. Araştırma kapsamında, aktif olarak psikolojik danışma hizmeti vermekte olan gönüllü 16 danışmanla nitel görüşmeler yapılmıştır. Danışmanlara yöneltilen yarı yapılandırılmış sorular, danışmanların meslek etiğine yönelik uyması gereken kurallara dair bilgi düzeyini; yaşadığı etik ikilemleri; etik ikilemlerle karşılaştığında başvurduğu kaynakları; gizliliği ihlal etmesi gereken durumlar hakkındaki bilgi düzeyini ve danışanla çoklu ilişkilere dair tutumlarını belirlemeye yönelik oluşturulmuştur. Katılımcıların cevapları içerik analizi ile değerlendirilmiştir. Sonuçlar, en önemli mesleki etik ilkenin gizlilik olduğunu ortaya koymaktadır. Etik ikilem yaşanan konuların da en çok gizlilik ve yetkinlik konularında olduğu; etik ikilem yaşandığında süpervizyon gruplarından ve meslektaşlardan yardım arandığı saptanmıştır. Hayati tehlike arz eden durumlarda danışan gizliliğinin ihlal edilebileceği ileri sürülmektedir.