Şeyda Akçalı - Academia.edu (original) (raw)
Papers by Şeyda Akçalı
Journal of Housing and the Built Environment
The Pentagon Model of Urban Social Sustainability: An Assessment of Soc, 2022
This article is an open access article distributed under the terms and conditions of the Creative... more This article is an open access article distributed under the terms and conditions of the Creative Commons Attribution (CC BY
World Academy of Science, Engineering and Technology, International Journal of Environmental and Ecological Engineering, 2017
Conference Presentations by Şeyda Akçalı
7. Uluslararası Sağlıklı Yaşam Kongresi, 2022
Dünya nüfusunun hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde hızla yaşlanmaya başlaması, insanla... more Dünya nüfusunun hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde hızla yaşlanmaya başlaması, insanları mümkün olduğu kadar uzun süre mevcut evlerinde ve mahallelerinde destekleme fikrini ve mimarlık ve planlama disiplinleri açısından da büyük önem taşıyan ‘yerinde yaşlanma’ kavramını ortaya çıkarmıştır. Yerinde yaşlanmayı desteklemek adına yaşlı dostu yapılı çevreler ve topluluklar oluşturmak küresel ajandanın önemli hedeflerinden biri haline gelmiştir. Fakat, bireyler yaşlandıkça duyular, hareketlilik, denge, hafıza ve bilişteki değişiklikler yapılı çevrenin birçok alanındaki ürün, malzeme ve tasarım elemanları dahil olmak üzere çeşitli özelleşmiş ihtiyaçlar da ortaya çıkmaktadır. Yaşlanma süreci ile birlikte meydana gelen fiziksel ve işlevsel değişiklikler, yalnızca bireylerin yeteneklerini ve yeterliliklerini değil, aynı zamanda diğer insanlarla ve fiziksel çevreyle olan etkileşim biçimlerini de etkilemektedir. Bu bağlamda, yaş almanın yol açtığı bilişsel, algısal ve davranışsal değişikliklere tasarım ve planlama temelinde de odaklanılmalıdır. Yerinde yaşlanma kapsamında bireylerin günlük fiziksel ve sosyal ihtiyaçlarını karşılanmasının ötesinde, bu değişimler tespit edilerek gerekli tasarım prensiplerine ve elemanlarına da yansıması gerekmektedir. Yaşlı insanlar ve sosyo-mekansal çevreleri arasındaki ilişkinin tanımı, açıklaması veya optimizasyonu ile ilgilenen çevresel gerontoloji, ayrı bir alt disiplin olarak bu çerçevede önemli bir potansiyel sunmaktadır. Çevresel psikoloji ve gerontoloji disiplinlerinin arakesitinde konut tasarımından kurumsallaşmış yaşam alternatiflerine, mikro düzeyde ev tadilatlarından makro düzeyde yaş dostu kentler ve topluluklara kadar kanıta dayalı birçok çalışma yapılmaktadır. Bu bağlamda coğrafi, sosyal ve kültürel bağlamlardan da etkilenen insan-mekan ilişkilerine, topluluk bakış açısının da dahil edildiği kanıta dayalı tasarımlar için Türkiye’de çevresel gerontoloji kapsamında daha fazla yerel ve ulusal çalışmaya ihtiyaç bulunmaktadır.
8th International Congress on Architecture and Design, 2022
Urban social sustainability is the ability of the city to offer livable conditions for human inte... more Urban social sustainability is the ability of the city to offer livable conditions for human interaction , communication, and cultural development in the long term. The potential of social sustainability in architecture is based on its strong relation to individuals and society. In this context, the study investigates the effect of public spaces on social sustainability, as one of the most important spatial assets of the urban space. It is observed that the qualities of the public space correspond to the goals and concepts in the social sustainability agenda. The study aims to reveal the basic components and contributions of public spaces, which are one of the main actors of community and social life, in providing social sustainability within the scope of residential areas. As a result of the comprehensive literature study, the indicators of social sustainability were determined through the scope of the architecture and public space. Accessibility, social infrastructure (social facilities, and open spaces), attachment, neighborliness, safety, and participation were identified as the primary components of public spaces in residential areas in influencing social sustainability. A questionnaire survey is applied to two areas in Karşıyaka, Izmir. The data was examined through factor analysis and correlation analysis. The research findings show that there are several positive relationships between the indicators of public spaces in residential areas and social sustainability, as well as some latent variables, which are perceived in more depth by the participants as the main components.
Books by Şeyda Akçalı
Cumhuriyetin 100. Yılında Kentleşme ve Kentsel Toplum, 2024
Mühendislik, Mimarlık, Tasarımda Teori, Uygulama ve Araştırmalar, 2022
Kentsel sosyal sürdürülebilirlik, kentin insan etkileşimi ve iletişimi ile sosyal ve kültürel gel... more Kentsel sosyal sürdürülebilirlik, kentin insan etkileşimi ve iletişimi ile sosyal ve kültürel gelişimi için yaşanabilir koşulları uzun süreçteki sunabilme yeteneğidir. Sosyal sürdürülebilirlik, bireysel yaşam
kalitesinin ötesinde toplumun kolektif işlevselliğinin devamlılığını ele almaktadır. Toplum ile ilişkisinden dolayı farklı disiplinler tarafından ele alınan sosyal sürdürülebilirliğin mimarlık alanındaki potansiyeli de yine birey ve toplum ile olan yakın ilişkiden kaynaklanmaktadır. Sosyal sürdürülebilirlik, günümüzdeki kentsel sorunların ele alınışında ve çözümünde eklektik bir paradigma olma potansiyeline sahiptir. Fakat, sosyal sürdürülebilirliğin tanımlanmasının, bileşenlerinin ve ölçüm kriterlerinin disiplin bağlamında gerçekleşmesi çeşitli teorik ve metodolojik zorluklar ortaya koymaktadır. Sosyal sürdürülebilirliğin felsefi, politik, toplumsal, coğrafi ve kültürel bağlamlardan etkilenmesi nedeniyle bileşenleri ve göstergeleri konusunda literatürde fikir birliği sağlanamadığı görülmektedir. Sosyal sürdürülebilirlik çalışmalarının ana eksenindeki konut ve çevresel sağlığı içeren temel ihtiyaçlar, eğitim, istihdam, eşitlik, insan hakları, cinsiyet, yoksulluk ve sosyal adalet gibi geleneksel kavramlardan; demografik değişim (yaşlanma, göç, mobilite), karma sosyal yapı, bağlılık, kimlik, yer duygusu ve aidiyet, yetki, katılım, erişim, sosyal sermaye, refah, mutluluk ve yaşam kalitesi gibi kavramlara doğru bir geçiş olduğu görülmektedir. Kamusal mekan ise çok yönlü yapısı gereği oldukça geniş bir kavram kümesi yaratmakta; teorik bağlamda araştırmalarda bazen çelişkili görüş ve tanımlara sebep olmasına rağmen, pratikte yapılı bir çevre olarak sosyo-kültürel, politik ve çevresel kompleks özellikler sunmaktadır. Kamusal mekân; fiziksel ağlar ile gündelik hayatı destekleme, ticari aktivitelere erişim imkanı sağlama, fiziksel egzersiz, yenilenme ve rekreasyon için fırsatlar sunma, kültürel bağın kurulması ve toplumsal bütünlüğü destekleme, toplum içerisindeki sosyal bağı olumlu yönde etkileme, bireysel ve kolektif belleğin oluşturulması ve devam ettirilmesine katkı sağlama, karşılaşma ve ifade özgürlüğüne aracılık etme gibi birçok fonksiyona sahiptir. Nitelikli kamusal mekanın varlığı ekonomik ve çevresel büyümenin yanı sıra, bireysel ve toplum ilişkileri çerçevesinde bir araya gelme fırsatları sağlayarak kentsel yaşama olumlu katkılar sağlamaktadır. Toplumsal eşitsizliklerin azaltılması, sosyal içerme ve katılımın artırılması, aidiyet ve gurur duygusunun güçlendirilmesi ve sosyal refahın iyileştirilmesi kamusal mekanın bu katkılarından bazılarıdır. Kamusal mekanın nitelikleri sosyal sürdürülebilirlik ajandası içerisinde yer alan hedefler ve kavramlarla örtüşmektedir. Dolayısıyla, kamusal mekanların toplum üzerindeki etkisi nedeniyle sosyal sürdürülebilirliği etkileyen temel bir değişken olarak ele alınması ve bir araştırma alanı olarak yaklaşılması gerekmektedir. Bu çalışma, toplumsal ve sosyal hayatın temel aktörlerinden biri olan kamusal mekanların konut alanları kapsamında sosyal sürdürülebilirliğin sağlamasındaki temel bileşenlerini ve katkısını ortaya çıkarmaktadır. Bu bağlamda, aralarındaki ilişkinin belirlenmesi için, literatürdeki sosyal sürdürülebilirlik göstergeleri araştırılarak kamusal mekân ile örtüşen temel bileşenler erişilebilirlik, sosyal altyapı, aidiyet, komşuluk, güvenlik ve katılım olarak tespit edilmiştir. Dönüşümsel yaklaşım ile sosyal sürdürülebilirlik ve kamusal mekan arasındaki ilişki kavramsallaştırılmıştır.
Medical Sciences and Multidisciplinary Approaches, 2022
Creating age-friendly cities and communities has become a priority in urban agenda as a result of... more Creating age-friendly cities and communities has become a priority in urban agenda as a result of the global impact of demographic change. The emergence of a variety of housing, community, and environmental needs among elderly persons imposed the idea of ageing in place, supporting people in their own homes and environments for as long as possible. Considering the increasing aging population trend in Türkiye follows a decade behind, the emergent issues could be formulated and performed by defining some priorities in the field. To do so, comparing the perceptions of elders and other age groups about sociospatial characteristics of the urban neighborhood might be a useful starting point. The majority of published research on aging focuses on urban environments in developed countries. The measures for age-friendly urban spaces must be determined within the context of Turkish cities and culture since its unique sociocultural characteristics shape the urban space sociospatially. The pentagon model was adapted? adopted to assess the socio-spatial aspects in comparison to different age groups since it gives a novel viewpoint on human-environment relations sociospatially, as well as embracing the community context. The pentagon model provides five dimensions: person (demographic and household characteristics), place (transportation, walkability, social infrastructure, and shopping), people (neighborliness, and activities with neighbors), perception (attachment, satisfaction with home and neighborhood, and safety and security), and process (participation). A questionnaire survey is conducted in Karsiyaka, Izmir, and resulted in 288 valid samples. The results show that +60 ages and other age groups had considerably differing sco-res in the indicators such as walkability, attachment, satisfaction with home and neighborhood, and activities with neighbors. In detail, alt - hough +60 ages are satisfied as much as the other groups in terms of the provision of social infrastructure and shopping opportunities in the neighborhoods, they are not satisfied with their proximity and ac-cessibility by walking. The age group over 60 had a significantly hig-her score than the other age groups for subcomponents of attachment, except place dependence. In addition, the +60 age ones want to stay in the same house and same neighborhood in the future, whereas the other age group is more willing to move to another one. The elders are more active with their neighbor relations, they salute and chat when they meet, visit each other in their homes, and go shopping or parks together. The results provide valuable insight into the future urban spaces in Türkiye, as an aging population in a developing country. The population projection for 2030 and 2050 shows that as the population ages, cities will face new challenges and possibilities in fulfilling the preferences and requirements of this demographic group. The critical question is whether these sociospatial neighborhood characteristics differ for the elderly and other age groups, and which factors vary through age, or whether they are perceived the same for all ages. By addressing these questions, the significance of ageing issues and urban space priorities might be determined from a viewpoint informed by evidence-based research, for future studies of environmental geronto-logy in Türkiye and other developing countries. Successful aging and the idea of ageing-in-place are dependent on planning, designing, ad-justing, and optimizing the residential areas and built environment for a better relationship between elderly individuals and their sociospatial environment.
Journal of Housing and the Built Environment
The Pentagon Model of Urban Social Sustainability: An Assessment of Soc, 2022
This article is an open access article distributed under the terms and conditions of the Creative... more This article is an open access article distributed under the terms and conditions of the Creative Commons Attribution (CC BY
World Academy of Science, Engineering and Technology, International Journal of Environmental and Ecological Engineering, 2017
7. Uluslararası Sağlıklı Yaşam Kongresi, 2022
Dünya nüfusunun hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde hızla yaşlanmaya başlaması, insanla... more Dünya nüfusunun hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde hızla yaşlanmaya başlaması, insanları mümkün olduğu kadar uzun süre mevcut evlerinde ve mahallelerinde destekleme fikrini ve mimarlık ve planlama disiplinleri açısından da büyük önem taşıyan ‘yerinde yaşlanma’ kavramını ortaya çıkarmıştır. Yerinde yaşlanmayı desteklemek adına yaşlı dostu yapılı çevreler ve topluluklar oluşturmak küresel ajandanın önemli hedeflerinden biri haline gelmiştir. Fakat, bireyler yaşlandıkça duyular, hareketlilik, denge, hafıza ve bilişteki değişiklikler yapılı çevrenin birçok alanındaki ürün, malzeme ve tasarım elemanları dahil olmak üzere çeşitli özelleşmiş ihtiyaçlar da ortaya çıkmaktadır. Yaşlanma süreci ile birlikte meydana gelen fiziksel ve işlevsel değişiklikler, yalnızca bireylerin yeteneklerini ve yeterliliklerini değil, aynı zamanda diğer insanlarla ve fiziksel çevreyle olan etkileşim biçimlerini de etkilemektedir. Bu bağlamda, yaş almanın yol açtığı bilişsel, algısal ve davranışsal değişikliklere tasarım ve planlama temelinde de odaklanılmalıdır. Yerinde yaşlanma kapsamında bireylerin günlük fiziksel ve sosyal ihtiyaçlarını karşılanmasının ötesinde, bu değişimler tespit edilerek gerekli tasarım prensiplerine ve elemanlarına da yansıması gerekmektedir. Yaşlı insanlar ve sosyo-mekansal çevreleri arasındaki ilişkinin tanımı, açıklaması veya optimizasyonu ile ilgilenen çevresel gerontoloji, ayrı bir alt disiplin olarak bu çerçevede önemli bir potansiyel sunmaktadır. Çevresel psikoloji ve gerontoloji disiplinlerinin arakesitinde konut tasarımından kurumsallaşmış yaşam alternatiflerine, mikro düzeyde ev tadilatlarından makro düzeyde yaş dostu kentler ve topluluklara kadar kanıta dayalı birçok çalışma yapılmaktadır. Bu bağlamda coğrafi, sosyal ve kültürel bağlamlardan da etkilenen insan-mekan ilişkilerine, topluluk bakış açısının da dahil edildiği kanıta dayalı tasarımlar için Türkiye’de çevresel gerontoloji kapsamında daha fazla yerel ve ulusal çalışmaya ihtiyaç bulunmaktadır.
8th International Congress on Architecture and Design, 2022
Urban social sustainability is the ability of the city to offer livable conditions for human inte... more Urban social sustainability is the ability of the city to offer livable conditions for human interaction , communication, and cultural development in the long term. The potential of social sustainability in architecture is based on its strong relation to individuals and society. In this context, the study investigates the effect of public spaces on social sustainability, as one of the most important spatial assets of the urban space. It is observed that the qualities of the public space correspond to the goals and concepts in the social sustainability agenda. The study aims to reveal the basic components and contributions of public spaces, which are one of the main actors of community and social life, in providing social sustainability within the scope of residential areas. As a result of the comprehensive literature study, the indicators of social sustainability were determined through the scope of the architecture and public space. Accessibility, social infrastructure (social facilities, and open spaces), attachment, neighborliness, safety, and participation were identified as the primary components of public spaces in residential areas in influencing social sustainability. A questionnaire survey is applied to two areas in Karşıyaka, Izmir. The data was examined through factor analysis and correlation analysis. The research findings show that there are several positive relationships between the indicators of public spaces in residential areas and social sustainability, as well as some latent variables, which are perceived in more depth by the participants as the main components.
Cumhuriyetin 100. Yılında Kentleşme ve Kentsel Toplum, 2024
Mühendislik, Mimarlık, Tasarımda Teori, Uygulama ve Araştırmalar, 2022
Kentsel sosyal sürdürülebilirlik, kentin insan etkileşimi ve iletişimi ile sosyal ve kültürel gel... more Kentsel sosyal sürdürülebilirlik, kentin insan etkileşimi ve iletişimi ile sosyal ve kültürel gelişimi için yaşanabilir koşulları uzun süreçteki sunabilme yeteneğidir. Sosyal sürdürülebilirlik, bireysel yaşam
kalitesinin ötesinde toplumun kolektif işlevselliğinin devamlılığını ele almaktadır. Toplum ile ilişkisinden dolayı farklı disiplinler tarafından ele alınan sosyal sürdürülebilirliğin mimarlık alanındaki potansiyeli de yine birey ve toplum ile olan yakın ilişkiden kaynaklanmaktadır. Sosyal sürdürülebilirlik, günümüzdeki kentsel sorunların ele alınışında ve çözümünde eklektik bir paradigma olma potansiyeline sahiptir. Fakat, sosyal sürdürülebilirliğin tanımlanmasının, bileşenlerinin ve ölçüm kriterlerinin disiplin bağlamında gerçekleşmesi çeşitli teorik ve metodolojik zorluklar ortaya koymaktadır. Sosyal sürdürülebilirliğin felsefi, politik, toplumsal, coğrafi ve kültürel bağlamlardan etkilenmesi nedeniyle bileşenleri ve göstergeleri konusunda literatürde fikir birliği sağlanamadığı görülmektedir. Sosyal sürdürülebilirlik çalışmalarının ana eksenindeki konut ve çevresel sağlığı içeren temel ihtiyaçlar, eğitim, istihdam, eşitlik, insan hakları, cinsiyet, yoksulluk ve sosyal adalet gibi geleneksel kavramlardan; demografik değişim (yaşlanma, göç, mobilite), karma sosyal yapı, bağlılık, kimlik, yer duygusu ve aidiyet, yetki, katılım, erişim, sosyal sermaye, refah, mutluluk ve yaşam kalitesi gibi kavramlara doğru bir geçiş olduğu görülmektedir. Kamusal mekan ise çok yönlü yapısı gereği oldukça geniş bir kavram kümesi yaratmakta; teorik bağlamda araştırmalarda bazen çelişkili görüş ve tanımlara sebep olmasına rağmen, pratikte yapılı bir çevre olarak sosyo-kültürel, politik ve çevresel kompleks özellikler sunmaktadır. Kamusal mekân; fiziksel ağlar ile gündelik hayatı destekleme, ticari aktivitelere erişim imkanı sağlama, fiziksel egzersiz, yenilenme ve rekreasyon için fırsatlar sunma, kültürel bağın kurulması ve toplumsal bütünlüğü destekleme, toplum içerisindeki sosyal bağı olumlu yönde etkileme, bireysel ve kolektif belleğin oluşturulması ve devam ettirilmesine katkı sağlama, karşılaşma ve ifade özgürlüğüne aracılık etme gibi birçok fonksiyona sahiptir. Nitelikli kamusal mekanın varlığı ekonomik ve çevresel büyümenin yanı sıra, bireysel ve toplum ilişkileri çerçevesinde bir araya gelme fırsatları sağlayarak kentsel yaşama olumlu katkılar sağlamaktadır. Toplumsal eşitsizliklerin azaltılması, sosyal içerme ve katılımın artırılması, aidiyet ve gurur duygusunun güçlendirilmesi ve sosyal refahın iyileştirilmesi kamusal mekanın bu katkılarından bazılarıdır. Kamusal mekanın nitelikleri sosyal sürdürülebilirlik ajandası içerisinde yer alan hedefler ve kavramlarla örtüşmektedir. Dolayısıyla, kamusal mekanların toplum üzerindeki etkisi nedeniyle sosyal sürdürülebilirliği etkileyen temel bir değişken olarak ele alınması ve bir araştırma alanı olarak yaklaşılması gerekmektedir. Bu çalışma, toplumsal ve sosyal hayatın temel aktörlerinden biri olan kamusal mekanların konut alanları kapsamında sosyal sürdürülebilirliğin sağlamasındaki temel bileşenlerini ve katkısını ortaya çıkarmaktadır. Bu bağlamda, aralarındaki ilişkinin belirlenmesi için, literatürdeki sosyal sürdürülebilirlik göstergeleri araştırılarak kamusal mekân ile örtüşen temel bileşenler erişilebilirlik, sosyal altyapı, aidiyet, komşuluk, güvenlik ve katılım olarak tespit edilmiştir. Dönüşümsel yaklaşım ile sosyal sürdürülebilirlik ve kamusal mekan arasındaki ilişki kavramsallaştırılmıştır.
Medical Sciences and Multidisciplinary Approaches, 2022
Creating age-friendly cities and communities has become a priority in urban agenda as a result of... more Creating age-friendly cities and communities has become a priority in urban agenda as a result of the global impact of demographic change. The emergence of a variety of housing, community, and environmental needs among elderly persons imposed the idea of ageing in place, supporting people in their own homes and environments for as long as possible. Considering the increasing aging population trend in Türkiye follows a decade behind, the emergent issues could be formulated and performed by defining some priorities in the field. To do so, comparing the perceptions of elders and other age groups about sociospatial characteristics of the urban neighborhood might be a useful starting point. The majority of published research on aging focuses on urban environments in developed countries. The measures for age-friendly urban spaces must be determined within the context of Turkish cities and culture since its unique sociocultural characteristics shape the urban space sociospatially. The pentagon model was adapted? adopted to assess the socio-spatial aspects in comparison to different age groups since it gives a novel viewpoint on human-environment relations sociospatially, as well as embracing the community context. The pentagon model provides five dimensions: person (demographic and household characteristics), place (transportation, walkability, social infrastructure, and shopping), people (neighborliness, and activities with neighbors), perception (attachment, satisfaction with home and neighborhood, and safety and security), and process (participation). A questionnaire survey is conducted in Karsiyaka, Izmir, and resulted in 288 valid samples. The results show that +60 ages and other age groups had considerably differing sco-res in the indicators such as walkability, attachment, satisfaction with home and neighborhood, and activities with neighbors. In detail, alt - hough +60 ages are satisfied as much as the other groups in terms of the provision of social infrastructure and shopping opportunities in the neighborhoods, they are not satisfied with their proximity and ac-cessibility by walking. The age group over 60 had a significantly hig-her score than the other age groups for subcomponents of attachment, except place dependence. In addition, the +60 age ones want to stay in the same house and same neighborhood in the future, whereas the other age group is more willing to move to another one. The elders are more active with their neighbor relations, they salute and chat when they meet, visit each other in their homes, and go shopping or parks together. The results provide valuable insight into the future urban spaces in Türkiye, as an aging population in a developing country. The population projection for 2030 and 2050 shows that as the population ages, cities will face new challenges and possibilities in fulfilling the preferences and requirements of this demographic group. The critical question is whether these sociospatial neighborhood characteristics differ for the elderly and other age groups, and which factors vary through age, or whether they are perceived the same for all ages. By addressing these questions, the significance of ageing issues and urban space priorities might be determined from a viewpoint informed by evidence-based research, for future studies of environmental geronto-logy in Türkiye and other developing countries. Successful aging and the idea of ageing-in-place are dependent on planning, designing, ad-justing, and optimizing the residential areas and built environment for a better relationship between elderly individuals and their sociospatial environment.