Ayca Akkayan-Yildirim, Ph.D. - Academia.edu (original) (raw)

Papers by Ayca Akkayan-Yildirim, Ph.D.

Research paper thumbnail of Uluslararası Ticari Sözleşmelerde İngilizce Kullanımından Kaynaklanan Dil ve Yorum Sorunlarına İlişkin Bir Değerlendirme

Prof. Dr. Haluk Burcuoğlu'na Armağan/Filiz Kitabevi, 2020

Research paper thumbnail of Bağlanma (Linking), Toplama (Aggregating) ve Buluşu Yapma (Inovating): Websitelerine ve Site İçeriklerine Erişimin Düzenlenmesinde Mülkiyet, Sözleşme ve Haksız Fiil Prensiplerinin Rolü ( Çev.: Ayça Akkayan Yıldırım)

Uluslararası İnternet Hukuku Sempozyumu, 2001

by Prof. Robert G. Bone

Research paper thumbnail of Kredi Kartı Sözleşmelerinin Bağlı Tüketici Kredisi Olarak Nitelendirilip Nitelendirilemeyeceği Sorunu

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, 2015

Günümüzde, mal ve hizmet sağlamaya yönelik tüketici işlemlerinin finansmanının, işlemin konusunu ... more Günümüzde, mal ve hizmet sağlamaya yönelik tüketici işlemlerinin finansmanının, işlemin konusunu teşkil eden malın satıcısı veya hizmetin sağlayıcısı ile az ya da çok bağlantısı bulunan bir üçüncü kişi tarafından sağlandığı
durumlara sıklıkla rastlanmaktadır.
Tüketici, tüketici işleminin konusunu teşkil eden malı satan veya hizmeti sağlayan ve tüketici işleminin finansmanını sağlayan kredi veren arasındaki bu üç köşeli ilişkide, tüketici, biri satıcı veya sağlayıcı ile diğeri de kredi veren ile olmak üzere iki farklı sözleşme ilişkisiyle karşı karşıya bulunmaktadır. İşte bu yapıda tüketicilere ne şekilde ve ne düzeyde koruma sağlanacağı tüketici hukukunun tartışılagelen önemli sorunlarından birini teşkil etmektedir.
Esasen burada açıklığa kavuşturulması gereken, iki farklı sözleşme ilişkisinin, hangi şartlar altında, tüketicinin, satıcı ya da sağlayıcı karşısında sahip olduğu, sözleşmeye aykırılık ve sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan haklarını kredi verene karşı da ileri sürebileceği derecede bağlılık içinde kabul edilebileceği sorunudur.
6502 S. TKHK md. 30 f. 1 hükmünde, tüketici kredisinin münhasıran belirli bir malın veya hizmetin tedarikine ilişkin bir sözleşmenin finansmanı için verildiği ve bu iki sözleşmenin objektif açıdan ekonomik birlik oluşturduğu
sözleşmeler “bağlı kredi sözleşmesi” olarak nitelendirilmiştir.
Bu hallerde tüketiciye, satıcı veya sağlayıcı karşısında tanınan hakları, tüketici işlemini finanse eden kredi verene karşı da ileri sürebileceği geniş bir koruma sağlanmıştır.
Diğer taraftan 6502 S. TKHK md. 22 f. 2 hükmünde belirli özellikleri haiz kredi kartı sözleşmelerinin tüketici kredisi olarak nitelendirilebileceği düzenlenmiştir.
Kredi kartı sözleşmesinin tüketici kredisi niteliği arz ettiği hallerde, bu kredi kartını kullanarak yapmış olduğu işleme finansman sağlayan tüketici, satıcı veya sağlayıcıya karşı sahip olduğu hakları, finansmanın kaynağı olan kredi kartı verene karşı da ileri sürebilecek midir?
Soruyu bir başka şekilde ifade edersek; kredi kartı veren ile satıcı veya sağlayıcı arasında, 6502 S. TKHK md. 30 f. 1 hükmündeki anlamıyla objektif açıdan ekonomik birlik nitelendirmesine imkân verecek derecede bir bağlantı
bulunmakta mıdır?
Çalışmamızda, kredi kartı sözleşmesi çerçevesinde kullandırılan kredi kartının kredi sağlama işlevi ile bağlı kredilerin unsurları göz önünde bulundurularak bu sorulara cevap aranacaktır.

Research paper thumbnail of Evlilik Dışı Çocuğun Soyadı ve 02.07.2009 Tarih 2005/114 E. 2009/105 K. Sayılı Anayasa Mahkemesi Kararının Bu Bağlamda Değerlendirilmesi

Prof. Dr. Rona Serozan'a Armağan, 2010

Aynı aileden gelen bireyleri, diğer ailelerden gelen bireylerden ayırmayı sağlayan soyadı, Soyadı... more Aynı aileden gelen bireyleri, diğer ailelerden gelen bireylerden ayırmayı sağlayan soyadı, Soyadı Kanunu'nun 1. maddesinde yer alan " Her Türk öz adından başka soyadı kullanmak zorundadır" hükmünün açık ifadesi gereği, kullanılması zorunlu olan adlardandır.

Soyadı, soybağı ile evlenme ile evlat edinilme ile ya da idari kararla kazanılabilir. MK md. 28 / f. 1 uyarınca sağ ve tam doğum ile kişilik kazanmış olan çocuğun soyadını nasıl kazanacağı çeşitli ihtimallere göre değişecektir.

Evlilik dışı çocuklar ise, MK md. 321 hükmünün birinci cümlesinin ikinci kısmı uyarınca ananın soyadını taşıyacaktır. MK md.321 hükmünün birinci cümlesi şöyle kaleme alınmıştır: "Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin; evli değilse ananın soyadını taşır."

MK md.321 hükmünün ilk cümlesinin ikinci kısmında evlilik dışı çocukların soyadı bakımından getirilen düzenlemenin, Anayasa Mahkemesi'nin 02.07.2009 tarihli 2005/114 E. 2009/105 K. sayılı kararı öncesindeki durumu ile söz Konusu iptal kararının evlilik dışı çocukların soyadı üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi bu çalışmanın konusunu teşkil etmektedir. Mevcut hukuki durumun değerlendirilmesinin ardından, evlilik dışı çocuğun soyadının belirlenmesine ilişkin önerilere yer verilerek çalışma tamamlanacaktır.

Research paper thumbnail of Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması (CISG) Uyarınca Satıcının Sözleşmeye Aykırılığı Halinde Alıcının Başvurabileceği Hukuki İmkanlar (Çev.: Ayça Akkayan Yıldırım)

İKÜ Hukuk Fakültesi Dergisi, 2006

by Univ.-Prof. Dr. Rudolf Welser / Hon.-Prof. Dr. Irene Welser

Research paper thumbnail of Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinde Müteahhidin Temerrüde Düşmesi Üzerine Arsa Sahibinin Sözleşmeyi Sona Erdirmesi ve Sona Ermenin Etkileri

Prof. Dr. Ergun Özsunay'a Armağan, 2004

Çalışmamızda, arsa sahibinin BK md. 106'da yer alan seçimlik haklarından —kanunun lafzıyla akdi f... more Çalışmamızda, arsa sahibinin BK md. 106'da yer alan seçimlik haklarından —kanunun lafzıyla akdi fesh etmeyi— sözleşme ilişkisine son vermeyi tercih etmesi hali ve bu tercihin sonuçları incelenecektir.

Research paper thumbnail of Cezai Şartın İşlevi – Türk ve Amerikan Hukukları Açısından Karşılaştırmalı Bir Değerlendirme

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, 2003

Çalışmamızın ilk iki bölümü, kavramın Türk Hukuk Sistemindeki yerini yansıtmaktadır. 'Cezai Şart ... more Çalışmamızın ilk iki bölümü, kavramın Türk Hukuk Sistemindeki yerini yansıtmaktadır. 'Cezai Şart Kavramı' başlığı altında kaleme alınan ilk bölümde, terim sorunu irdelenerek, kullanılan terimin, kavramın Türk Hukukundaki işlevi ile ne ölçüde örtüştüğü hususu üzerinde durulacaktır. İkinci bölümde ise, cezai şartın Türk Hukuk Sistemi çerçevesindeki işlevi, kavramın tanımı, unsurlar ve türlerini belirlemek suretiyle oluşturulan ana yapı üzerinde temellendirilecektir.

Çalışmamızı amacı ile sınırlayabilmek adına cezai şartın kararlaştırılması, hükümleri, hükümsüzlüğü, tenkisi, sona ermesi ve benzer hukuki kurumlar ile ilişkisi ayrı başlıklar altında ele alınmayacaktır. Ancak, ele alacağımız Yargıtay Kararlarında bu başlıklardan bazıları ile karşılaşılacaktır.
Üçüncü bölümde, kavramın Amerikan Hukukundaki ele almış biçimi ana hatlarıyla ortaya konacak ve bu bağlamda cezai şartın Amerikan Hukuk Sistemi çerçevesindeki işlevi saptanmaya çalışılacaktır.

Nihayet son bölümde, farklı hukuk sistemlerinde bu kavrama farklı işlevler yüklenmesinin uygulamaya yansıyan etkilerinin neler olabileceği sorusuna yanıt aranacaktır.

Research paper thumbnail of E-Sağlık ve Hukuk (Çev: Ayça Akkayan-Yıldırım)

Uluslararası İnternet Hukuku Sempozyumu, 2002

by Prof. Timothy Stoltzfus Jost

Research paper thumbnail of Dijital İletişim ve Sözleşme Hukuku (Çev: Ayça Akkayan-Yıldırım)

Uluslararası İnternet Hukuku Sempozyumu, 2002

by Wolfhang Kilian

Research paper thumbnail of 4630 Sayılı Kanun Değişikliği ve Gelişmeler Işığında "Sinema Eseri" ve "Sinema Eser Sahipliği"

4630 Sayılı Kanun Değişikliği ve Gelişmeler Işığında "Sinema Eseri" ve "Sinema Eser Sahipliği", 2001

Çalışmamızda, sırasıyla, sinema eseri kavramı ve çeşitlerine değinildikten sonra, sinema eseri sa... more Çalışmamızda, sırasıyla, sinema eseri kavramı ve çeşitlerine değinildikten sonra, sinema eseri sahipliği ve sinema eserine bağlı olarak karşımıza çıkan haklar ve bu haklann kullanılması, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine İlişkin 4630 sayılı Kanun'un yeni düzenlemeleri ile karşılaştırmalı olarak incelenecektir.

Sinema endüstrisi, çağdaş sanat formlarının ticari anlamda ilk yayılma noktalarından belki de en önemlisi olarak, aynı zamanda yaratıcı yetenek ve enerjinin istismarını önlemeye yönelik en gelişmiş hukuki yapıları da beraberinde getirmek durumundadır. Bu noktadan hareketle, çalışmamızın son iki bölümünde de, dünyanın en gelişmiş sinema endüstirisine sahip olarak niteleyebileceğimiz Amerika Birleşik Devletleri'ndeki, sinema eserinin hukuki korunmasına yönelik federal bazdaki düzenlemeler vurgulanarak, eser sahipliğine ilişkin Türk ve Amerikan Hukuklarındaki düzenlemelerden hangisinin, sinema endüstrisinin yapısına daha uygun olduğu hususu değerlendirilecektir.

Research paper thumbnail of Liability & Compensation for Personal Injury and Death Resulting from Road Traffic Accidents in Turkey

Liability and compensation for personal injury and death resulting from road traffic accidents is... more Liability and compensation for personal injury and death resulting from road traffic accidents is one of the great issues on the liability and compensation agenda of our time. Applicable liability regulations of Turkish Law in road traffic accident cases are of importance because once a road traffic accident occurs in Turkey; Turkish law applies to the dispute. It is also significant to mention about the Turkish compensation system based on the distinction of personal injury compensation and compensation in the event of death as a result of a road traffic accident. In light of this distinction, we examine basic issues in codified legal system as well as the policy approaches behind in order to focus on how someone can get damages.

Research paper thumbnail of Geç Ortaya Çıkan Bedensel Zararların Tazmini Taleplerinde Uygulanacak Zamanaşımının Yeni Eğilimler Çerçevesinde Değerlendirilmesi

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, 2016

Günümüzde tüm hukuk sistemlerinde, zamana, hakları engelleyen bir etki tanınmaktadır. Hukukumuzda... more Günümüzde tüm hukuk sistemlerinde, zamana, hakları engelleyen bir etki tanınmaktadır. Hukukumuzda da bu paralelde, ne sebepten doğmuş olursa olsun her türlü alacak hakkının, kural olarak zamanaşımına tabi olacağı kabul edilmektedir. Zamanaşımı kurumu ile esasen, belirli bir zamanın geçmesi olgusuna, alacak hakkını zayıflatan bir etki tanınmıştır. Bu etki, tazminat alacakları bakımından değerlendirildiğinde, özellikle zarar verici olayın ya da fiilin zararlı etki ve sonuçlarının, bu olay ya da fiilin sona ermesinden uzun bir süre sonra gerçekleşmesi hallerinde bazı zamanaşımı sorunları ile karşılaşılacağı açıkça görülür. Bu kapsamda değerlendirilebilecek hallerde, zarar verici olay ya da fiil ile hak ihlalinin objektif olarak kavranması / kavranabilecek olması arasında önemli bir zaman dilimi bulunmaktadır. İşte zarar verici olay ya da fiil ile hak ihlalinin objektif olarak kavranması / kavranabilecek olması arasında önemli bir zaman dilimi bulunması hallerinde, belirtilen sürecin sonunda ortaya çıkan zararlar “geç ortaya çıkan zararlar”dır. Geç ortaya çıkan zararların tazmini talepleri bakımından temel sorun, söz konusu taleplerin hâlihazırda yürürlükte olan düzenlemeler çerçevesinde zamanaşımı savunması ile karşılaşabilecek olmalarıdır. Bir başka ifade ile geç ortaya çıkan zararlardan sorumlu olan kişilerin zamanaşımı def’ini ileri sürmesi,
zarar gören kimsenin alacak hakkını zayıflatabilecektir. Çalışmamızın ilerleyen
kısımlarında ele alacağımız güncel sorunlar göz önünde bulundurulduğunda,
bu kapsamda değerlendirilebilecek hak kayıplarının azımsanmayacak düzeyde olduğu açıktır. Özellikle, sanayi ve teknoloji alanlarındaki gelişmelere paralel olarak, bunlar kaynaklı olay ve/veya olguların etkisiyle gerçekleşen bedensel zararlar geç ortaya çıkma eğilimindedir. Ölüm, vücut bütünlüğü, sağlık, kişiye sıkı biçimde bağlı hukuki varlıklar olup; korunmalarındaki önem tartışmasızdır. Bu sebeple, geç ortaya çıkan bedensel zarar mağdurlarının tazminat taleplerinin zamanaşımı savunması ile karşılaşma riskinin yüksekliği, sorunun özel olarak ele alınmasını gerekli kılmaktadır. Çalışmamızda, geç ortaya çıkan zararların tazmini taleplerinde uygulanacak zamanaşımı rejimine ilişkin problemler, zamanaşımı kurumunun amacı ekseninde, yürürlükteki düzenlemeler, yargı uygulaması ve karşılaştırmalı hukuktaki yeni eğilimler göz önünde bulundurularak değerlendirilecektir. Türk özel hukuku zamanaşımı düzenlemelerinin bu muhtemel problemler karşısındaki tabiri caiz ise zayıf yönlerini belirlemek ve takiben modern gelişmelere paralel iyileştirmelere yönelik öneriler sunmak çalışmamızın temel amacıdır.

Research paper thumbnail of 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu Düzenlemeleri Çerçevesinde Kusursuz Sorumluluğun Özel Bir Türü Olarak Tehlike Sorumluluğu

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, 2012

Research paper thumbnail of DOES TURKEY (NEED TO) PARTICIPATE IN THE PROCESS OF HARMONIZATION OF THE EUROPEAN PRIVATE LAW.pdf

It probably takes five to ten minutes to read this article with a regular, consistent reading pac... more It probably takes five to ten minutes to read this article with a
regular, consistent reading pace. During those minutes, let’s assume
that a medium size foreign enterprise is going to consider doing
business in Turkey or will receive an offer from a Turkish enterprise.
The final decision will most probably be affected by legal predictability
and security issues. Does this mean that focusing on such issues will
probably lead the foreign enterprise to a negative reply? If this question could reasonably be answered positively, which means the situation is negative at all, then we have to consider whether it’s possible to prevent that from happening and change the situation.

As harmonization of private law is of great importance for the development of commercial integration on both European and international levels, I’d like to analyze the facts and factors that might serve to change this negative situation under the light of harmonization of national private laws specifically focusing on the law of contracts within this context.

As it is widely accepted, the law of contracts has been the core area of comparative law basically because of its economic importance and due to the practical needs stemming from the nature of international transactions. By keeping this consideration in mind while modeling the article and I’ll be focusing on the law of contracts, as one of the main pillars of the law of obligations, since contract law is more international in substance and in character.

Research paper thumbnail of Uluslararası Ticari Sözleşmelerde İngilizce Kullanımından Kaynaklanan Dil ve Yorum Sorunlarına İlişkin Bir Değerlendirme

Prof. Dr. Haluk Burcuoğlu'na Armağan/Filiz Kitabevi, 2020

Research paper thumbnail of Bağlanma (Linking), Toplama (Aggregating) ve Buluşu Yapma (Inovating): Websitelerine ve Site İçeriklerine Erişimin Düzenlenmesinde Mülkiyet, Sözleşme ve Haksız Fiil Prensiplerinin Rolü ( Çev.: Ayça Akkayan Yıldırım)

Uluslararası İnternet Hukuku Sempozyumu, 2001

by Prof. Robert G. Bone

Research paper thumbnail of Kredi Kartı Sözleşmelerinin Bağlı Tüketici Kredisi Olarak Nitelendirilip Nitelendirilemeyeceği Sorunu

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, 2015

Günümüzde, mal ve hizmet sağlamaya yönelik tüketici işlemlerinin finansmanının, işlemin konusunu ... more Günümüzde, mal ve hizmet sağlamaya yönelik tüketici işlemlerinin finansmanının, işlemin konusunu teşkil eden malın satıcısı veya hizmetin sağlayıcısı ile az ya da çok bağlantısı bulunan bir üçüncü kişi tarafından sağlandığı
durumlara sıklıkla rastlanmaktadır.
Tüketici, tüketici işleminin konusunu teşkil eden malı satan veya hizmeti sağlayan ve tüketici işleminin finansmanını sağlayan kredi veren arasındaki bu üç köşeli ilişkide, tüketici, biri satıcı veya sağlayıcı ile diğeri de kredi veren ile olmak üzere iki farklı sözleşme ilişkisiyle karşı karşıya bulunmaktadır. İşte bu yapıda tüketicilere ne şekilde ve ne düzeyde koruma sağlanacağı tüketici hukukunun tartışılagelen önemli sorunlarından birini teşkil etmektedir.
Esasen burada açıklığa kavuşturulması gereken, iki farklı sözleşme ilişkisinin, hangi şartlar altında, tüketicinin, satıcı ya da sağlayıcı karşısında sahip olduğu, sözleşmeye aykırılık ve sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan haklarını kredi verene karşı da ileri sürebileceği derecede bağlılık içinde kabul edilebileceği sorunudur.
6502 S. TKHK md. 30 f. 1 hükmünde, tüketici kredisinin münhasıran belirli bir malın veya hizmetin tedarikine ilişkin bir sözleşmenin finansmanı için verildiği ve bu iki sözleşmenin objektif açıdan ekonomik birlik oluşturduğu
sözleşmeler “bağlı kredi sözleşmesi” olarak nitelendirilmiştir.
Bu hallerde tüketiciye, satıcı veya sağlayıcı karşısında tanınan hakları, tüketici işlemini finanse eden kredi verene karşı da ileri sürebileceği geniş bir koruma sağlanmıştır.
Diğer taraftan 6502 S. TKHK md. 22 f. 2 hükmünde belirli özellikleri haiz kredi kartı sözleşmelerinin tüketici kredisi olarak nitelendirilebileceği düzenlenmiştir.
Kredi kartı sözleşmesinin tüketici kredisi niteliği arz ettiği hallerde, bu kredi kartını kullanarak yapmış olduğu işleme finansman sağlayan tüketici, satıcı veya sağlayıcıya karşı sahip olduğu hakları, finansmanın kaynağı olan kredi kartı verene karşı da ileri sürebilecek midir?
Soruyu bir başka şekilde ifade edersek; kredi kartı veren ile satıcı veya sağlayıcı arasında, 6502 S. TKHK md. 30 f. 1 hükmündeki anlamıyla objektif açıdan ekonomik birlik nitelendirmesine imkân verecek derecede bir bağlantı
bulunmakta mıdır?
Çalışmamızda, kredi kartı sözleşmesi çerçevesinde kullandırılan kredi kartının kredi sağlama işlevi ile bağlı kredilerin unsurları göz önünde bulundurularak bu sorulara cevap aranacaktır.

Research paper thumbnail of Evlilik Dışı Çocuğun Soyadı ve 02.07.2009 Tarih 2005/114 E. 2009/105 K. Sayılı Anayasa Mahkemesi Kararının Bu Bağlamda Değerlendirilmesi

Prof. Dr. Rona Serozan'a Armağan, 2010

Aynı aileden gelen bireyleri, diğer ailelerden gelen bireylerden ayırmayı sağlayan soyadı, Soyadı... more Aynı aileden gelen bireyleri, diğer ailelerden gelen bireylerden ayırmayı sağlayan soyadı, Soyadı Kanunu'nun 1. maddesinde yer alan " Her Türk öz adından başka soyadı kullanmak zorundadır" hükmünün açık ifadesi gereği, kullanılması zorunlu olan adlardandır.

Soyadı, soybağı ile evlenme ile evlat edinilme ile ya da idari kararla kazanılabilir. MK md. 28 / f. 1 uyarınca sağ ve tam doğum ile kişilik kazanmış olan çocuğun soyadını nasıl kazanacağı çeşitli ihtimallere göre değişecektir.

Evlilik dışı çocuklar ise, MK md. 321 hükmünün birinci cümlesinin ikinci kısmı uyarınca ananın soyadını taşıyacaktır. MK md.321 hükmünün birinci cümlesi şöyle kaleme alınmıştır: "Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin; evli değilse ananın soyadını taşır."

MK md.321 hükmünün ilk cümlesinin ikinci kısmında evlilik dışı çocukların soyadı bakımından getirilen düzenlemenin, Anayasa Mahkemesi'nin 02.07.2009 tarihli 2005/114 E. 2009/105 K. sayılı kararı öncesindeki durumu ile söz Konusu iptal kararının evlilik dışı çocukların soyadı üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi bu çalışmanın konusunu teşkil etmektedir. Mevcut hukuki durumun değerlendirilmesinin ardından, evlilik dışı çocuğun soyadının belirlenmesine ilişkin önerilere yer verilerek çalışma tamamlanacaktır.

Research paper thumbnail of Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması (CISG) Uyarınca Satıcının Sözleşmeye Aykırılığı Halinde Alıcının Başvurabileceği Hukuki İmkanlar (Çev.: Ayça Akkayan Yıldırım)

İKÜ Hukuk Fakültesi Dergisi, 2006

by Univ.-Prof. Dr. Rudolf Welser / Hon.-Prof. Dr. Irene Welser

Research paper thumbnail of Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinde Müteahhidin Temerrüde Düşmesi Üzerine Arsa Sahibinin Sözleşmeyi Sona Erdirmesi ve Sona Ermenin Etkileri

Prof. Dr. Ergun Özsunay'a Armağan, 2004

Çalışmamızda, arsa sahibinin BK md. 106'da yer alan seçimlik haklarından —kanunun lafzıyla akdi f... more Çalışmamızda, arsa sahibinin BK md. 106'da yer alan seçimlik haklarından —kanunun lafzıyla akdi fesh etmeyi— sözleşme ilişkisine son vermeyi tercih etmesi hali ve bu tercihin sonuçları incelenecektir.

Research paper thumbnail of Cezai Şartın İşlevi – Türk ve Amerikan Hukukları Açısından Karşılaştırmalı Bir Değerlendirme

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, 2003

Çalışmamızın ilk iki bölümü, kavramın Türk Hukuk Sistemindeki yerini yansıtmaktadır. 'Cezai Şart ... more Çalışmamızın ilk iki bölümü, kavramın Türk Hukuk Sistemindeki yerini yansıtmaktadır. 'Cezai Şart Kavramı' başlığı altında kaleme alınan ilk bölümde, terim sorunu irdelenerek, kullanılan terimin, kavramın Türk Hukukundaki işlevi ile ne ölçüde örtüştüğü hususu üzerinde durulacaktır. İkinci bölümde ise, cezai şartın Türk Hukuk Sistemi çerçevesindeki işlevi, kavramın tanımı, unsurlar ve türlerini belirlemek suretiyle oluşturulan ana yapı üzerinde temellendirilecektir.

Çalışmamızı amacı ile sınırlayabilmek adına cezai şartın kararlaştırılması, hükümleri, hükümsüzlüğü, tenkisi, sona ermesi ve benzer hukuki kurumlar ile ilişkisi ayrı başlıklar altında ele alınmayacaktır. Ancak, ele alacağımız Yargıtay Kararlarında bu başlıklardan bazıları ile karşılaşılacaktır.
Üçüncü bölümde, kavramın Amerikan Hukukundaki ele almış biçimi ana hatlarıyla ortaya konacak ve bu bağlamda cezai şartın Amerikan Hukuk Sistemi çerçevesindeki işlevi saptanmaya çalışılacaktır.

Nihayet son bölümde, farklı hukuk sistemlerinde bu kavrama farklı işlevler yüklenmesinin uygulamaya yansıyan etkilerinin neler olabileceği sorusuna yanıt aranacaktır.

Research paper thumbnail of E-Sağlık ve Hukuk (Çev: Ayça Akkayan-Yıldırım)

Uluslararası İnternet Hukuku Sempozyumu, 2002

by Prof. Timothy Stoltzfus Jost

Research paper thumbnail of Dijital İletişim ve Sözleşme Hukuku (Çev: Ayça Akkayan-Yıldırım)

Uluslararası İnternet Hukuku Sempozyumu, 2002

by Wolfhang Kilian

Research paper thumbnail of 4630 Sayılı Kanun Değişikliği ve Gelişmeler Işığında "Sinema Eseri" ve "Sinema Eser Sahipliği"

4630 Sayılı Kanun Değişikliği ve Gelişmeler Işığında "Sinema Eseri" ve "Sinema Eser Sahipliği", 2001

Çalışmamızda, sırasıyla, sinema eseri kavramı ve çeşitlerine değinildikten sonra, sinema eseri sa... more Çalışmamızda, sırasıyla, sinema eseri kavramı ve çeşitlerine değinildikten sonra, sinema eseri sahipliği ve sinema eserine bağlı olarak karşımıza çıkan haklar ve bu haklann kullanılması, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine İlişkin 4630 sayılı Kanun'un yeni düzenlemeleri ile karşılaştırmalı olarak incelenecektir.

Sinema endüstrisi, çağdaş sanat formlarının ticari anlamda ilk yayılma noktalarından belki de en önemlisi olarak, aynı zamanda yaratıcı yetenek ve enerjinin istismarını önlemeye yönelik en gelişmiş hukuki yapıları da beraberinde getirmek durumundadır. Bu noktadan hareketle, çalışmamızın son iki bölümünde de, dünyanın en gelişmiş sinema endüstirisine sahip olarak niteleyebileceğimiz Amerika Birleşik Devletleri'ndeki, sinema eserinin hukuki korunmasına yönelik federal bazdaki düzenlemeler vurgulanarak, eser sahipliğine ilişkin Türk ve Amerikan Hukuklarındaki düzenlemelerden hangisinin, sinema endüstrisinin yapısına daha uygun olduğu hususu değerlendirilecektir.

Research paper thumbnail of Liability & Compensation for Personal Injury and Death Resulting from Road Traffic Accidents in Turkey

Liability and compensation for personal injury and death resulting from road traffic accidents is... more Liability and compensation for personal injury and death resulting from road traffic accidents is one of the great issues on the liability and compensation agenda of our time. Applicable liability regulations of Turkish Law in road traffic accident cases are of importance because once a road traffic accident occurs in Turkey; Turkish law applies to the dispute. It is also significant to mention about the Turkish compensation system based on the distinction of personal injury compensation and compensation in the event of death as a result of a road traffic accident. In light of this distinction, we examine basic issues in codified legal system as well as the policy approaches behind in order to focus on how someone can get damages.

Research paper thumbnail of Geç Ortaya Çıkan Bedensel Zararların Tazmini Taleplerinde Uygulanacak Zamanaşımının Yeni Eğilimler Çerçevesinde Değerlendirilmesi

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, 2016

Günümüzde tüm hukuk sistemlerinde, zamana, hakları engelleyen bir etki tanınmaktadır. Hukukumuzda... more Günümüzde tüm hukuk sistemlerinde, zamana, hakları engelleyen bir etki tanınmaktadır. Hukukumuzda da bu paralelde, ne sebepten doğmuş olursa olsun her türlü alacak hakkının, kural olarak zamanaşımına tabi olacağı kabul edilmektedir. Zamanaşımı kurumu ile esasen, belirli bir zamanın geçmesi olgusuna, alacak hakkını zayıflatan bir etki tanınmıştır. Bu etki, tazminat alacakları bakımından değerlendirildiğinde, özellikle zarar verici olayın ya da fiilin zararlı etki ve sonuçlarının, bu olay ya da fiilin sona ermesinden uzun bir süre sonra gerçekleşmesi hallerinde bazı zamanaşımı sorunları ile karşılaşılacağı açıkça görülür. Bu kapsamda değerlendirilebilecek hallerde, zarar verici olay ya da fiil ile hak ihlalinin objektif olarak kavranması / kavranabilecek olması arasında önemli bir zaman dilimi bulunmaktadır. İşte zarar verici olay ya da fiil ile hak ihlalinin objektif olarak kavranması / kavranabilecek olması arasında önemli bir zaman dilimi bulunması hallerinde, belirtilen sürecin sonunda ortaya çıkan zararlar “geç ortaya çıkan zararlar”dır. Geç ortaya çıkan zararların tazmini talepleri bakımından temel sorun, söz konusu taleplerin hâlihazırda yürürlükte olan düzenlemeler çerçevesinde zamanaşımı savunması ile karşılaşabilecek olmalarıdır. Bir başka ifade ile geç ortaya çıkan zararlardan sorumlu olan kişilerin zamanaşımı def’ini ileri sürmesi,
zarar gören kimsenin alacak hakkını zayıflatabilecektir. Çalışmamızın ilerleyen
kısımlarında ele alacağımız güncel sorunlar göz önünde bulundurulduğunda,
bu kapsamda değerlendirilebilecek hak kayıplarının azımsanmayacak düzeyde olduğu açıktır. Özellikle, sanayi ve teknoloji alanlarındaki gelişmelere paralel olarak, bunlar kaynaklı olay ve/veya olguların etkisiyle gerçekleşen bedensel zararlar geç ortaya çıkma eğilimindedir. Ölüm, vücut bütünlüğü, sağlık, kişiye sıkı biçimde bağlı hukuki varlıklar olup; korunmalarındaki önem tartışmasızdır. Bu sebeple, geç ortaya çıkan bedensel zarar mağdurlarının tazminat taleplerinin zamanaşımı savunması ile karşılaşma riskinin yüksekliği, sorunun özel olarak ele alınmasını gerekli kılmaktadır. Çalışmamızda, geç ortaya çıkan zararların tazmini taleplerinde uygulanacak zamanaşımı rejimine ilişkin problemler, zamanaşımı kurumunun amacı ekseninde, yürürlükteki düzenlemeler, yargı uygulaması ve karşılaştırmalı hukuktaki yeni eğilimler göz önünde bulundurularak değerlendirilecektir. Türk özel hukuku zamanaşımı düzenlemelerinin bu muhtemel problemler karşısındaki tabiri caiz ise zayıf yönlerini belirlemek ve takiben modern gelişmelere paralel iyileştirmelere yönelik öneriler sunmak çalışmamızın temel amacıdır.

Research paper thumbnail of 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu Düzenlemeleri Çerçevesinde Kusursuz Sorumluluğun Özel Bir Türü Olarak Tehlike Sorumluluğu

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, 2012

Research paper thumbnail of DOES TURKEY (NEED TO) PARTICIPATE IN THE PROCESS OF HARMONIZATION OF THE EUROPEAN PRIVATE LAW.pdf

It probably takes five to ten minutes to read this article with a regular, consistent reading pac... more It probably takes five to ten minutes to read this article with a
regular, consistent reading pace. During those minutes, let’s assume
that a medium size foreign enterprise is going to consider doing
business in Turkey or will receive an offer from a Turkish enterprise.
The final decision will most probably be affected by legal predictability
and security issues. Does this mean that focusing on such issues will
probably lead the foreign enterprise to a negative reply? If this question could reasonably be answered positively, which means the situation is negative at all, then we have to consider whether it’s possible to prevent that from happening and change the situation.

As harmonization of private law is of great importance for the development of commercial integration on both European and international levels, I’d like to analyze the facts and factors that might serve to change this negative situation under the light of harmonization of national private laws specifically focusing on the law of contracts within this context.

As it is widely accepted, the law of contracts has been the core area of comparative law basically because of its economic importance and due to the practical needs stemming from the nature of international transactions. By keeping this consideration in mind while modeling the article and I’ll be focusing on the law of contracts, as one of the main pillars of the law of obligations, since contract law is more international in substance and in character.