Bahtiyar UYGUN - Academia.edu (original) (raw)
Papers by Bahtiyar UYGUN
Kaygı. Bursa Uludağ Üniversitesi fen-edebiyat fakültesi felsefe dergisi, Sep 15, 2021
Öz: R. G. Collingwood, metafiziği reddetmenin moda olduğu Çağdaş Felsefede, Aristoteles'e dönerek... more Öz: R. G. Collingwood, metafiziği reddetmenin moda olduğu Çağdaş Felsefede, Aristoteles'e dönerek metafiziği yeniden yorumlamanın imkânını soruşturur. Bu soruşturma bağlamında metafizik, her türlü bilimsel ve entelektüel etkinliğin temelini oluşturan mutlak ön kabullerin bilimidir. Mutlak ön kabul, bir dönemin paradigmasıdır. Mutlak ön kabul, doğruluğu sorgulanamayan fakat doğruluk ölçütünün mantıksal yeterliliğidir. Collingwood'a göre mutlak ön kabuller tarihseldir ve onu analiz edecek olan metafiziğin de tarihsel olması gerekir. Tarihsel bir etkinlik olarak metafiziğin yöntemi de soru-yanıt mantığıdır. Metafizik, soru-yanıt mantığıyla mutlak ön kabulleri analiz eden evrensel bir bilimdir. Öte yandan metafizik, disiplinler-arası ilişkinin kurulmasında merkezi öneme sahiptir. Bu ilişki her alanın kendi mutlak ön kabulleri arasında kurulacağından metafizik etkinlik temeldir.
Turkish studies - social sciences, 2022
DergiPark (Istanbul University), Dec 31, 2021
Transcendental philosophy is the anding of one road in the history of philosophy, and the beginni... more Transcendental philosophy is the anding of one road in the history of philosophy, and the beginning of another. At the basis of this beginning lies the construction of the 'Self' as a synthetic space together. Kant's transcendental philosophy represents a criticism project. This criticism is embodied in Kant's Critique of Pure Reason, Critique of Practical Reason, and Critique of Judgement. In the context of Kant's criticism project, this study aims to deal with the establishment of the "Self" as a synthetic space and the problem of the possibility of knowledge on the basis of the Critique of Pure Reason. In this context, two basic questions are to be answered. First, what is the condition for applying a priori items to a posteriori items? Second, how can the problem of the possibility of knowledge be solved in connection with this application? The answer to these two questions belongs to the establishment and synthetic union of the "Self". This study aims to reveal how the "Pure Self" make enables possible synthetic unification knowledge. It is similar to the Copernican revolution, in Kant's words, because of the philosophy history of the founding of the Self. In other words is the transition from 'object' oriented form to 'subject' oriented thinking.
Modern politikanın krizi olarak ifade edilen toplumsal çözülme ve çöküş ikinci dünya savaşıyla bi... more Modern politikanın krizi olarak ifade edilen toplumsal çözülme ve çöküş ikinci dünya savaşıyla birlikte mi alınmalı? Yoksa bu krizin kaynağı daha eski zamanlara mı dayanır? Bireysel otonomi kavramı modern politika krizinin nedenlerinden biri mi, yoksa çözüm odaklarından biri mi? Modern politikanın krizini bu sorular çerçevesinde ele almak Modernite kavramından ne anladığımıza göre değişir. Bu çalışma Kantçı otonominin Hegel felsefesinde yaşadığı dönüşümle çağdaş tartışmalara Charles Taylor üzerinden nasıl dâhil olduğunu açıklamayı amaçlamaktadır. Taylor, Modernliğin Sıkıntıları (Otantiklik Etiği) ve Benliğin Kaynakları adlı eserlerde modern politikanın krizinde birey kavramının oynadığı rolü araştırarak, çağımızın temel problemlerinden birinin bireyin otonomisini yitirmesi olduğunu tespit eder. Taylor, modernliğin sıkıntılarına ilişkin üç temel problem tespit eder. Birincisi kendi içine kapalı özne mefhumunun icat edilmesidir. İkincisi bu özne mefhumunun yöntemiyle ilişkili olarak araçsal aklın bütün alanlara hegemonik ilişki tarzıyla sirayet etmesidir. Üçüncüsü de araçsal akıl ve otonomi tartışmalarında açığa çıkan özgürlük kaybıdır. Taylor'a göre modern politikanın krizine işaret eden bu sıkıntılar ancak kimlik mefhumu temelinde çokkültürcü politikalarla bireysel otonominin yeniden tesis edilmesiyle aşılabilir. Bu bağlamda kimlik temelli çokkültürcü politika, otantiklik, karşılıklı tanınma gibi toplumsal dinamikleri tartışmaya dâhil ederek çözümün bir parçası yapar. Taylor, kimlik odaklı tanınma politikasında modern politikanın krizi olarak ifade ettiğimiz toplumsal çözülmeyi, bir arada yaşamanın imkanını sunarak aşmaya girişir. Bu bağlamda farklı kültürlerin kendinde bir değer taşıyor olduğunu kabul etmemiz bu çözümün odak noktasıdır. Otantiklik, bireyin ya da kültürün kendini kendinde olduğu gibi kamusal alana taşıyabilmesidir. Kim olduğumuzu ve nereden geldiğimizi ifade eden kimliğin otantiklik ideali içerisinde kendini kamusal alana taşıyabilmesi tanınma sorununa işaret eder. Bu nedenle günümüz açısından modern politikanın krizi bir tanınma krizidir. Bu krizin çözümü, toplumsal ilişkileri birbirini dışlamayacak şekilde yeniden düşünmeyi gerektirir. Taylor bize kimlik, çokkültürcülük, eşit tanınma ve diyalog kavramları ekseninde bir çözüm önermektedir.
Turkish Studies-Social Sciences
Transcendental philosophy is the anding of one road in the history of philosophy, and the beginni... more Transcendental philosophy is the anding of one road in the history of philosophy, and the beginning of another. At the basis of this beginning lies the construction of the 'Self' as a synthetic space together. Kant's transcendental philosophy represents a criticism project. This criticism is embodied in Kant's Critique of Pure Reason, Critique of Practical Reason, and Critique of Judgement. In the context of Kant's criticism project, this study aims to deal with the establishment of the "Self" as a synthetic space and the problem of the possibility of knowledge on the basis of the Critique of Pure Reason. In this context, two basic questions are to be answered. First, what is the condition for applying a priori items to a posteriori items? Second, how can the problem of the possibility of knowledge be solved in connection with this application? The answer to these two questions belongs to the establishment and synthetic union of the "Self". This study aims to reveal how the "Pure Self" make enables possible synthetic unification knowledge. It is similar to the Copernican revolution, in Kant's words, because of the philosophy history of the founding of the Self. In other words is the transition from 'object' oriented form to 'subject' oriented thinking.
Bu tezin amacı; çağdaş felsefede Viyana Çevresi düşünürleri ile birlikte "metafizik"in ... more Bu tezin amacı; çağdaş felsefede Viyana Çevresi düşünürleri ile birlikte "metafizik"in elenmesi çabalarına karşılık Collingwood'un metafiziği yeniden yorumlama çabasını gözler önüne sermektir. Collingwood da Çağdaş felsefe ve Viyana Çevresi düşünürleri gibi dogmatik metafiziği reddetmektedir. Ek olarak Collingwood, Aristoteles'e dönerek gerçek metafiziği yeniden tesis etmeye girişmiştir. Buna göre metafizik, her türlü bilimsel, entelektüel etkinliğin dayandığı mutlak ön kabulleri ele alır. Collingwood’a göre mutlak ön kabuller tarihsel olduğu için; onu sorgulayan etkinliğin de tarihsel olması gerekir. Tarihsel bir etkinlik olarak metafiziğin yöntemi de soru-yanıt mantığıdır. Bu bağlamda metafizik, soru-yanıt mantığıyla mutlak ön kabulleri irdeleyen tarihsel bir felsefi etkinliktir. Öte yandan metafizik, disiplinler arası ilişkinin kurulmasında hayati öneme sahip evrensel bir soruşturmadır. Dolayısıyla, metafizik, sadece felsefi etkinliğe ait bir soruşturma değil, h...
TRANSANDANTAL FELSEFE’DE ‘BEN’İN KURULUŞU VE BİLGİNİN İMKÂNI PROBLEMİ, 2021
Transandantal felsefe, felsefe tarihinde bir yolun kapanması, diğer yandan da başka bir yolun baş... more Transandantal felsefe, felsefe tarihinde bir yolun kapanması, diğer yandan da başka bir yolun başlangıcıdır. Bu başlangıcın temelinde de ‘transandantal’ kelimesiyle beraber ‘Ben’in sentetik bir mekan olarak inşa edilmesi yatar. Kant’ın transandantal felsefesi bir eleştiri projesini temsil eder. Bu eleştiri Kant’ın Saf Aklın Eleştirisi, Pratik Aklın Eleştirisi ve Yargı Gücünün Eleştirisi eserlerinde somutlaşır. Bu çalışma, Kant’ın eleştiri projesi bağlamında Saf Aklın Eleştirisi temelinde ‘Ben’in sentetik bir mekân olarak kuruluşu ve bilginin imkânı problemini ele almayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda iki temel sorunun yanıtı aranacaktır. Birincisi a priori öğelerin a posteriori öğelere uygulanmasının koşulu nedir? İkincisi de bu uygulamayla bağlantılı olarak bilginin imkânı problemi nasıl çözüme kavuşturulabilir? Bu iki sorunun yanıtı ‘Ben’in kuruluşunda ve sentetik birliğinde saklıdır. Bu çalışma ‘Saf Ben’in sentetik birliğinin bilgiyi nasıl mümkün kıldığını ortaya koymayı amaçlamaktadır. ‘Ben’in kuruluşu felsefe tarihi açısından Kant’ın deyimiyle Kopernik devrimine benzer. Başka bir deyişle, ‘nesne’ merkezli düşünme biçiminden, ‘özne’ merkezli düşünme biçimine geçiştir.
Anahtar Kelimeler: Mekan, Zaman, Transandantal, Apperzeption, Saf Ben.
Kaygı, 20 (2), 2021, 628-652, 2021
Öz: R. G. Collingwood, metafiziği reddetmenin moda olduğu Çağdaş Felsefede, Aristoteles’e dönerek... more Öz: R. G. Collingwood, metafiziği reddetmenin moda olduğu Çağdaş Felsefede, Aristoteles’e dönerek metafiziği yeniden yorumlamanın imkânını soruşturur. Bu soruşturma bağlamında metafizik, her türlü bilimsel ve entelektüel etkinliğin temelini oluşturan mutlak ön kabullerin bilimidir. Mutlak ön kabul, bir dönemin paradigmasıdır. Mutlak ön kabul, doğruluğu sorgulanamayan fakat doğruluk ölçütünün mantıksal yeterliliğidir. Collingwood’a göre mutlak ön kabuller tarihseldir ve onu analiz edecek olan metafiziğin de tarihsel olması gerekir. Tarihsel bir etkinlik olarak metafiziğin yöntemi de soru-yanıt mantığıdır. Metafizik, soru-yanıt mantığıyla mutlak ön kabulleri analiz eden evrensel bir bilimdir. Öte yandan metafizik, disiplinler-arası ilişkinin kurulmasında merkezi öneme sahiptir. Bu ilişki her alanın kendi mutlak ön kabulleri arasında kurulacağından metafizik etkinlik temeldir. Anahtar Kelimeler: Bilim, Ön Kabul, Mutlak Ön Kabul, Metafizik, Soru-Yanıt Mantığı.
Abstract: In Contemporary Philosophy, in which fashion rejection of metaphysics is fashionable, R. G. Collingwood investigates the possibility of returning to Aristotle and reinterpreting metaphysics. In the context of this investigation, metaphysics is the science of absolute presuppositions that form the basis of any scientific and intellectual activity. Absolute presupposition is the paradigm of a period. Absolute presupposition is the logical capability of the accuracy criterion that cannot be questioned. According to Collingwood, absolute presuppositions are historical, and metaphysics that will analyze it must be historical. Now the method of metaphysics as an historical activity embodies the logic of questioning and answering. Metaphysics is a universal science that analyzes absolute presuppositions by the logic questioning and answering. On the other hand, metaphysics has a central role in establishing the interdisciplinary relationship. The metaphysical activity is essential since this relationship will be established between absolute presuppositions of each area. Keywords: Science, Presupposition, Absolute Presupposition, Metaphysics, Questioning and Answering.
This thesis is interested in spelling out Collingwood’s attempts to reinterpret metaphysics again... more This thesis is interested in spelling out Collingwood’s attempts to reinterpret metaphysics against the struggles so as to eliminate “metaphysics together with the thinkers of Vienna Circle in modern philosophy. Like modern philosophy as well as the thinkers of Vienna Circle, Collingwood rejects the dogmatic metaphysics as well. Moreover, Collingwood sets out to re-establish the true metaphysics by returning Aristotle once again. Metaphysics as such deals with the absolute presuppositions on which any kind of scientific and intellectual activities are based. For Collingwood, since absolute presuppositions are historical, the activity that questions it is also supposed to be historical. Now the method of metaphysics as an historical activity is the logic of questioning and answering. In this sense, metaphysics, which investigates the absolute presuppositions by the logic of questioning and answering, is a philosophical and historical activity.
KEYWORDS: Metaphysics, Philosophi, Science, Questioning and Answering, Presuppositions, Absolute Presuppositions.
Modern çağdaş toplumun atomlaşması ve buna bağlı olarak bireyselleşme olgusunun incelenmesi moder... more Modern çağdaş toplumun atomlaşması ve buna bağlı olarak bireyselleşme olgusunun incelenmesi modern politika krizinden bağımsız olarak düşünülemez. Çünkü modernite krizi aynı zamanda modern toplumun da, yani politikanın da krizidir. Modern politikanın krizini incelemek ve anlamak için de bir taraftan modern filozofların arasında sayılan, fakat öte yandan modern filozoflara eleştiriler yönelterek bu krizi aşmaya çalışan çağdaş politika filozoflarına bakmamız gerekir. Öte yandan da bu çağdaş politikanın krizini saptayabilmek için modern filozoflara dönmemiz gerekiyor. Modern felsefede ve modern politikada yaşanan kırılmaları ve dönüşümleri saptayıp iyi anlamak aynı zamanda çağdaş politikanın krizini de anlamak olacaktır. Modern felsefede politik etkinlik üzerindeki en önemli kırılma çağdaş politikanın kurucusu olarak görülen Machiavelli ile olmuştur. Epistemolojik alanda ise en önemli kopuşu da Descartes temsil etmektedir. Modern çağda toplumun atomlaşması ve bu atomize olmuş bireylerin birbirleriyle ve toplumla olan ilişkisi bu kopuşlar üzerinden düşünebiliriz. Çünkü modern toplumda yaşanan her gelişme ve kopuş kendini politik bir problem olarak gösterdi. Ancak bu gelişmeler arasında en tehlikeli olan politik olan ile ahlaki olanın birbirinden kopması ve buna bağlı olarak ahlaki öznenin tahakkümcü özneye dönüşmesidir. Politik olan ile ahlaki olan arasındaki ilişkinin dönüşümünün fikir babası Machiavelli'dir. Machiavelli politik olan ile ahlaki olan arsındaki bağı kopararak politika felsefesini yönetme sanatına dönüştürmeye çalıştı. Machiavelli pratik alanın dışından hareketle politik alanın kurulamayacağını söyler. Ona göre, doğada belli yasalar olduğu gibi, toplumda da belli yasalar vardır. Politikacının amacı bu yasaları keşfederek toplumu bu yasalar ışığında kurmaktır. Bu nedenle politik etkinliğe eşlik edecek olan erdemler değil toplumsal yasalardır. Politik etkinlikte erdemlerin yerini bilimsel yasa niteliğindeki toplumun yasasının alması politika bilimini doğurmuştur. Politika biliminin bu niteliğini Strauss şöyle aktarmaktadır: " Politika bilimi çift anlamlı bir terimdir: o, politik şeylere ilişkin olarak doğa bilimi modelinin rehberliğinde yapılan araş-tırmalara işaret eder ve de politika bilimi bölümlerinin üyelerince yapılan işi adlandırır. " 1 Politika biliminin doğa bilimlerinin yöntemini referans alması onun " sosyal bilim " olarak adlandırılan alanın bir parçası olmasını da sağlamıştır. Politika bilimi ile sosyal bilim arasındaki bir başka ilişki de ikisinin de 1 1 STRAUSS Leo (200) Politika Felsefesi Nedir?, Çev, Solmaz Zelyüt Hünler, İstanbul: Paradigma Yayıncılık, s: 37-38
Kaygı. Bursa Uludağ Üniversitesi fen-edebiyat fakültesi felsefe dergisi, Sep 15, 2021
Öz: R. G. Collingwood, metafiziği reddetmenin moda olduğu Çağdaş Felsefede, Aristoteles'e dönerek... more Öz: R. G. Collingwood, metafiziği reddetmenin moda olduğu Çağdaş Felsefede, Aristoteles'e dönerek metafiziği yeniden yorumlamanın imkânını soruşturur. Bu soruşturma bağlamında metafizik, her türlü bilimsel ve entelektüel etkinliğin temelini oluşturan mutlak ön kabullerin bilimidir. Mutlak ön kabul, bir dönemin paradigmasıdır. Mutlak ön kabul, doğruluğu sorgulanamayan fakat doğruluk ölçütünün mantıksal yeterliliğidir. Collingwood'a göre mutlak ön kabuller tarihseldir ve onu analiz edecek olan metafiziğin de tarihsel olması gerekir. Tarihsel bir etkinlik olarak metafiziğin yöntemi de soru-yanıt mantığıdır. Metafizik, soru-yanıt mantığıyla mutlak ön kabulleri analiz eden evrensel bir bilimdir. Öte yandan metafizik, disiplinler-arası ilişkinin kurulmasında merkezi öneme sahiptir. Bu ilişki her alanın kendi mutlak ön kabulleri arasında kurulacağından metafizik etkinlik temeldir.
Turkish studies - social sciences, 2022
DergiPark (Istanbul University), Dec 31, 2021
Transcendental philosophy is the anding of one road in the history of philosophy, and the beginni... more Transcendental philosophy is the anding of one road in the history of philosophy, and the beginning of another. At the basis of this beginning lies the construction of the 'Self' as a synthetic space together. Kant's transcendental philosophy represents a criticism project. This criticism is embodied in Kant's Critique of Pure Reason, Critique of Practical Reason, and Critique of Judgement. In the context of Kant's criticism project, this study aims to deal with the establishment of the "Self" as a synthetic space and the problem of the possibility of knowledge on the basis of the Critique of Pure Reason. In this context, two basic questions are to be answered. First, what is the condition for applying a priori items to a posteriori items? Second, how can the problem of the possibility of knowledge be solved in connection with this application? The answer to these two questions belongs to the establishment and synthetic union of the "Self". This study aims to reveal how the "Pure Self" make enables possible synthetic unification knowledge. It is similar to the Copernican revolution, in Kant's words, because of the philosophy history of the founding of the Self. In other words is the transition from 'object' oriented form to 'subject' oriented thinking.
Modern politikanın krizi olarak ifade edilen toplumsal çözülme ve çöküş ikinci dünya savaşıyla bi... more Modern politikanın krizi olarak ifade edilen toplumsal çözülme ve çöküş ikinci dünya savaşıyla birlikte mi alınmalı? Yoksa bu krizin kaynağı daha eski zamanlara mı dayanır? Bireysel otonomi kavramı modern politika krizinin nedenlerinden biri mi, yoksa çözüm odaklarından biri mi? Modern politikanın krizini bu sorular çerçevesinde ele almak Modernite kavramından ne anladığımıza göre değişir. Bu çalışma Kantçı otonominin Hegel felsefesinde yaşadığı dönüşümle çağdaş tartışmalara Charles Taylor üzerinden nasıl dâhil olduğunu açıklamayı amaçlamaktadır. Taylor, Modernliğin Sıkıntıları (Otantiklik Etiği) ve Benliğin Kaynakları adlı eserlerde modern politikanın krizinde birey kavramının oynadığı rolü araştırarak, çağımızın temel problemlerinden birinin bireyin otonomisini yitirmesi olduğunu tespit eder. Taylor, modernliğin sıkıntılarına ilişkin üç temel problem tespit eder. Birincisi kendi içine kapalı özne mefhumunun icat edilmesidir. İkincisi bu özne mefhumunun yöntemiyle ilişkili olarak araçsal aklın bütün alanlara hegemonik ilişki tarzıyla sirayet etmesidir. Üçüncüsü de araçsal akıl ve otonomi tartışmalarında açığa çıkan özgürlük kaybıdır. Taylor'a göre modern politikanın krizine işaret eden bu sıkıntılar ancak kimlik mefhumu temelinde çokkültürcü politikalarla bireysel otonominin yeniden tesis edilmesiyle aşılabilir. Bu bağlamda kimlik temelli çokkültürcü politika, otantiklik, karşılıklı tanınma gibi toplumsal dinamikleri tartışmaya dâhil ederek çözümün bir parçası yapar. Taylor, kimlik odaklı tanınma politikasında modern politikanın krizi olarak ifade ettiğimiz toplumsal çözülmeyi, bir arada yaşamanın imkanını sunarak aşmaya girişir. Bu bağlamda farklı kültürlerin kendinde bir değer taşıyor olduğunu kabul etmemiz bu çözümün odak noktasıdır. Otantiklik, bireyin ya da kültürün kendini kendinde olduğu gibi kamusal alana taşıyabilmesidir. Kim olduğumuzu ve nereden geldiğimizi ifade eden kimliğin otantiklik ideali içerisinde kendini kamusal alana taşıyabilmesi tanınma sorununa işaret eder. Bu nedenle günümüz açısından modern politikanın krizi bir tanınma krizidir. Bu krizin çözümü, toplumsal ilişkileri birbirini dışlamayacak şekilde yeniden düşünmeyi gerektirir. Taylor bize kimlik, çokkültürcülük, eşit tanınma ve diyalog kavramları ekseninde bir çözüm önermektedir.
Turkish Studies-Social Sciences
Transcendental philosophy is the anding of one road in the history of philosophy, and the beginni... more Transcendental philosophy is the anding of one road in the history of philosophy, and the beginning of another. At the basis of this beginning lies the construction of the 'Self' as a synthetic space together. Kant's transcendental philosophy represents a criticism project. This criticism is embodied in Kant's Critique of Pure Reason, Critique of Practical Reason, and Critique of Judgement. In the context of Kant's criticism project, this study aims to deal with the establishment of the "Self" as a synthetic space and the problem of the possibility of knowledge on the basis of the Critique of Pure Reason. In this context, two basic questions are to be answered. First, what is the condition for applying a priori items to a posteriori items? Second, how can the problem of the possibility of knowledge be solved in connection with this application? The answer to these two questions belongs to the establishment and synthetic union of the "Self". This study aims to reveal how the "Pure Self" make enables possible synthetic unification knowledge. It is similar to the Copernican revolution, in Kant's words, because of the philosophy history of the founding of the Self. In other words is the transition from 'object' oriented form to 'subject' oriented thinking.
Bu tezin amacı; çağdaş felsefede Viyana Çevresi düşünürleri ile birlikte "metafizik"in ... more Bu tezin amacı; çağdaş felsefede Viyana Çevresi düşünürleri ile birlikte "metafizik"in elenmesi çabalarına karşılık Collingwood'un metafiziği yeniden yorumlama çabasını gözler önüne sermektir. Collingwood da Çağdaş felsefe ve Viyana Çevresi düşünürleri gibi dogmatik metafiziği reddetmektedir. Ek olarak Collingwood, Aristoteles'e dönerek gerçek metafiziği yeniden tesis etmeye girişmiştir. Buna göre metafizik, her türlü bilimsel, entelektüel etkinliğin dayandığı mutlak ön kabulleri ele alır. Collingwood’a göre mutlak ön kabuller tarihsel olduğu için; onu sorgulayan etkinliğin de tarihsel olması gerekir. Tarihsel bir etkinlik olarak metafiziğin yöntemi de soru-yanıt mantığıdır. Bu bağlamda metafizik, soru-yanıt mantığıyla mutlak ön kabulleri irdeleyen tarihsel bir felsefi etkinliktir. Öte yandan metafizik, disiplinler arası ilişkinin kurulmasında hayati öneme sahip evrensel bir soruşturmadır. Dolayısıyla, metafizik, sadece felsefi etkinliğe ait bir soruşturma değil, h...
TRANSANDANTAL FELSEFE’DE ‘BEN’İN KURULUŞU VE BİLGİNİN İMKÂNI PROBLEMİ, 2021
Transandantal felsefe, felsefe tarihinde bir yolun kapanması, diğer yandan da başka bir yolun baş... more Transandantal felsefe, felsefe tarihinde bir yolun kapanması, diğer yandan da başka bir yolun başlangıcıdır. Bu başlangıcın temelinde de ‘transandantal’ kelimesiyle beraber ‘Ben’in sentetik bir mekan olarak inşa edilmesi yatar. Kant’ın transandantal felsefesi bir eleştiri projesini temsil eder. Bu eleştiri Kant’ın Saf Aklın Eleştirisi, Pratik Aklın Eleştirisi ve Yargı Gücünün Eleştirisi eserlerinde somutlaşır. Bu çalışma, Kant’ın eleştiri projesi bağlamında Saf Aklın Eleştirisi temelinde ‘Ben’in sentetik bir mekân olarak kuruluşu ve bilginin imkânı problemini ele almayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda iki temel sorunun yanıtı aranacaktır. Birincisi a priori öğelerin a posteriori öğelere uygulanmasının koşulu nedir? İkincisi de bu uygulamayla bağlantılı olarak bilginin imkânı problemi nasıl çözüme kavuşturulabilir? Bu iki sorunun yanıtı ‘Ben’in kuruluşunda ve sentetik birliğinde saklıdır. Bu çalışma ‘Saf Ben’in sentetik birliğinin bilgiyi nasıl mümkün kıldığını ortaya koymayı amaçlamaktadır. ‘Ben’in kuruluşu felsefe tarihi açısından Kant’ın deyimiyle Kopernik devrimine benzer. Başka bir deyişle, ‘nesne’ merkezli düşünme biçiminden, ‘özne’ merkezli düşünme biçimine geçiştir.
Anahtar Kelimeler: Mekan, Zaman, Transandantal, Apperzeption, Saf Ben.
Kaygı, 20 (2), 2021, 628-652, 2021
Öz: R. G. Collingwood, metafiziği reddetmenin moda olduğu Çağdaş Felsefede, Aristoteles’e dönerek... more Öz: R. G. Collingwood, metafiziği reddetmenin moda olduğu Çağdaş Felsefede, Aristoteles’e dönerek metafiziği yeniden yorumlamanın imkânını soruşturur. Bu soruşturma bağlamında metafizik, her türlü bilimsel ve entelektüel etkinliğin temelini oluşturan mutlak ön kabullerin bilimidir. Mutlak ön kabul, bir dönemin paradigmasıdır. Mutlak ön kabul, doğruluğu sorgulanamayan fakat doğruluk ölçütünün mantıksal yeterliliğidir. Collingwood’a göre mutlak ön kabuller tarihseldir ve onu analiz edecek olan metafiziğin de tarihsel olması gerekir. Tarihsel bir etkinlik olarak metafiziğin yöntemi de soru-yanıt mantığıdır. Metafizik, soru-yanıt mantığıyla mutlak ön kabulleri analiz eden evrensel bir bilimdir. Öte yandan metafizik, disiplinler-arası ilişkinin kurulmasında merkezi öneme sahiptir. Bu ilişki her alanın kendi mutlak ön kabulleri arasında kurulacağından metafizik etkinlik temeldir. Anahtar Kelimeler: Bilim, Ön Kabul, Mutlak Ön Kabul, Metafizik, Soru-Yanıt Mantığı.
Abstract: In Contemporary Philosophy, in which fashion rejection of metaphysics is fashionable, R. G. Collingwood investigates the possibility of returning to Aristotle and reinterpreting metaphysics. In the context of this investigation, metaphysics is the science of absolute presuppositions that form the basis of any scientific and intellectual activity. Absolute presupposition is the paradigm of a period. Absolute presupposition is the logical capability of the accuracy criterion that cannot be questioned. According to Collingwood, absolute presuppositions are historical, and metaphysics that will analyze it must be historical. Now the method of metaphysics as an historical activity embodies the logic of questioning and answering. Metaphysics is a universal science that analyzes absolute presuppositions by the logic questioning and answering. On the other hand, metaphysics has a central role in establishing the interdisciplinary relationship. The metaphysical activity is essential since this relationship will be established between absolute presuppositions of each area. Keywords: Science, Presupposition, Absolute Presupposition, Metaphysics, Questioning and Answering.
This thesis is interested in spelling out Collingwood’s attempts to reinterpret metaphysics again... more This thesis is interested in spelling out Collingwood’s attempts to reinterpret metaphysics against the struggles so as to eliminate “metaphysics together with the thinkers of Vienna Circle in modern philosophy. Like modern philosophy as well as the thinkers of Vienna Circle, Collingwood rejects the dogmatic metaphysics as well. Moreover, Collingwood sets out to re-establish the true metaphysics by returning Aristotle once again. Metaphysics as such deals with the absolute presuppositions on which any kind of scientific and intellectual activities are based. For Collingwood, since absolute presuppositions are historical, the activity that questions it is also supposed to be historical. Now the method of metaphysics as an historical activity is the logic of questioning and answering. In this sense, metaphysics, which investigates the absolute presuppositions by the logic of questioning and answering, is a philosophical and historical activity.
KEYWORDS: Metaphysics, Philosophi, Science, Questioning and Answering, Presuppositions, Absolute Presuppositions.
Modern çağdaş toplumun atomlaşması ve buna bağlı olarak bireyselleşme olgusunun incelenmesi moder... more Modern çağdaş toplumun atomlaşması ve buna bağlı olarak bireyselleşme olgusunun incelenmesi modern politika krizinden bağımsız olarak düşünülemez. Çünkü modernite krizi aynı zamanda modern toplumun da, yani politikanın da krizidir. Modern politikanın krizini incelemek ve anlamak için de bir taraftan modern filozofların arasında sayılan, fakat öte yandan modern filozoflara eleştiriler yönelterek bu krizi aşmaya çalışan çağdaş politika filozoflarına bakmamız gerekir. Öte yandan da bu çağdaş politikanın krizini saptayabilmek için modern filozoflara dönmemiz gerekiyor. Modern felsefede ve modern politikada yaşanan kırılmaları ve dönüşümleri saptayıp iyi anlamak aynı zamanda çağdaş politikanın krizini de anlamak olacaktır. Modern felsefede politik etkinlik üzerindeki en önemli kırılma çağdaş politikanın kurucusu olarak görülen Machiavelli ile olmuştur. Epistemolojik alanda ise en önemli kopuşu da Descartes temsil etmektedir. Modern çağda toplumun atomlaşması ve bu atomize olmuş bireylerin birbirleriyle ve toplumla olan ilişkisi bu kopuşlar üzerinden düşünebiliriz. Çünkü modern toplumda yaşanan her gelişme ve kopuş kendini politik bir problem olarak gösterdi. Ancak bu gelişmeler arasında en tehlikeli olan politik olan ile ahlaki olanın birbirinden kopması ve buna bağlı olarak ahlaki öznenin tahakkümcü özneye dönüşmesidir. Politik olan ile ahlaki olan arasındaki ilişkinin dönüşümünün fikir babası Machiavelli'dir. Machiavelli politik olan ile ahlaki olan arsındaki bağı kopararak politika felsefesini yönetme sanatına dönüştürmeye çalıştı. Machiavelli pratik alanın dışından hareketle politik alanın kurulamayacağını söyler. Ona göre, doğada belli yasalar olduğu gibi, toplumda da belli yasalar vardır. Politikacının amacı bu yasaları keşfederek toplumu bu yasalar ışığında kurmaktır. Bu nedenle politik etkinliğe eşlik edecek olan erdemler değil toplumsal yasalardır. Politik etkinlikte erdemlerin yerini bilimsel yasa niteliğindeki toplumun yasasının alması politika bilimini doğurmuştur. Politika biliminin bu niteliğini Strauss şöyle aktarmaktadır: " Politika bilimi çift anlamlı bir terimdir: o, politik şeylere ilişkin olarak doğa bilimi modelinin rehberliğinde yapılan araş-tırmalara işaret eder ve de politika bilimi bölümlerinin üyelerince yapılan işi adlandırır. " 1 Politika biliminin doğa bilimlerinin yöntemini referans alması onun " sosyal bilim " olarak adlandırılan alanın bir parçası olmasını da sağlamıştır. Politika bilimi ile sosyal bilim arasındaki bir başka ilişki de ikisinin de 1 1 STRAUSS Leo (200) Politika Felsefesi Nedir?, Çev, Solmaz Zelyüt Hünler, İstanbul: Paradigma Yayıncılık, s: 37-38