Betul Karagoz Yerdelen - Academia.edu (original) (raw)
Papers by Betul Karagoz Yerdelen
The "intuitional" approach of Henri Bergson has tried to analyze in this paper. The approach of B... more The "intuitional" approach of Henri Bergson has tried to analyze in this paper. The approach of Bergson has developed in the basis of sense and perception. But this point of view putS Bergson in between knowledge and theory, away from practical reality. The philosophe of Bergson presents a highly deep bunch of epistemology. Especially the thoughts of "Creative Breakthrough" on esthetics have been attracted great attention. But his deep philosophe, which directed to discover of life's reality, is far from understanding of achieving this discover. The thought of Bergson states understandings, which stand close to philosophe of Ibn-i Sina with Aristo in contemporary age. However, his intuitive rationality is quite different from the approach of Ibn-i Sina.
Bu yazıda "Tarihî Materyalizmin İzinde" yola devam eden Perry Anderson düşüncesi analiz edilmişti... more Bu yazıda "Tarihî Materyalizmin İzinde" yola devam eden Perry Anderson düşüncesi analiz edilmiştir. Anderson'ın temel görüşlerini simgelediği düşünülen başlıca yapıtlar üstünde durularak, onun geniş entelektüel dünyasına ulaşılmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda Anderson'ın Mutlakıyetçi Devlet çözümlemesinin ve tarihî materyalizme yaklaşımının ve yer aldığı yapıtları temel başvuru kaynağı olarak seçilmiş ve incelenmiştir. Bu incelemelerin ortak amacı, hem çağımızın önemli entelektüellerinden biri olan Perry Anderson'ı tanımak ve tanıtmak, hem de günümüz postuygarlığındaki Marksizmin, klasik duruşuna işaret etmektir.
Contemporary studies in economic and financial analysis, May 28, 2020
The issues of development and democracy have ceased to be the internal problems of the countries ... more The issues of development and democracy have ceased to be the internal problems of the countries and have become a dynamic factor in the international relations as regional and global issues. The problems that are difficult to solve such as the production insufficiency overwhelming the countries just like a national nightmare most of which have the roots that actually go out in one way or the other, the lack of economic capacity, the low technology level, the lack of qualified school curriculum, the private sector which is not sufficiently developed in many areas, the state and private sector relations having remained away from the plural capacity and governance and that the injustice revenue distribution and the opportunities to obtain unfair wealth wear down the working and undertaking desires of the productive population are the primary development problems. This study aims to criticise the street economy, micro entrepreneurship and how can it be a macro step for development and democracy and to determine the importance of street economy and street vendors for global economy.
Emerald Publishing Limited eBooks, Jul 15, 2021
Although the concept of ‘social capital’ is not a new concept, its rise coincided with the COVID-... more Although the concept of ‘social capital’ is not a new concept, its rise coincided with the COVID-19 pandemic. This concept of sociology, left in a controversial and secondary position, was reborn both in the social, political and economic fields and in the scientific world, with the increase of the COVID-19 outbreak cases. Social capital is a form of socialisation and a way of performing social relationships. The COVID-19 outbreak led to the understanding that physical capital and human capital would not be sufficient to sustain social life, and, therefore, social capital started to rise. The expected private earning from social capital is not individual profit, but collective welfare and mutual benefit. In short, social capital is the capital spent on society and is for common good. On the other hand, social capital has a volume in proportion to the density of the capitals in the society. Social capital, with its intensity, has attracted the attention of different disciplines on Corona days and has exceeded the limits of sociology. Another issue to be emphasised in this study is the relationship between social capital and democracy. In societies where tutelary democracy is dominant, civil society cannot become functional enough. In this difficult environment, social capital is shaped as paternal (tutelary) and a healthy social network cannot be functionalised in society. On the one hand, the horrors of the pandemic are experienced, and, on the other hand, a social capital model that is ineffective in healing social wounds emerges. © 2021 by Emerald Publishing Limited.
The Journal of International Social Research, Aug 30, 2016
DOĞU-BATI EKSENİNDE BATI'NIN FARKLILAŞAN İZDÜŞÜMLERİ THE PROJECTIONS OF WEST'S DIFFERENTIATION TH... more DOĞU-BATI EKSENİNDE BATI'NIN FARKLILAŞAN İZDÜŞÜMLERİ THE PROJECTIONS OF WEST'S DIFFERENTIATION THROUGH EAST-WEST AXIS Betül KARAGÖZ YERDELEN • Öz Bu makalede, Doğu ve Batı Dünyası arasındaki farklılığın ipuçları takip edilmekte, farklılıklara yapılan vurgu üzerinden, ortak bir dünya algısına duyulan ihtiyaç dile getirilmektedir. Bu çerçevede üç bölümden oluşan makalenin birinci bölümünde Doğu ve Batı arasındaki farklılığa temel oluşturan düşünsel farklılık ele alınmıştır. İkinci bölümde Doğu ve Batı düşüncesinin bilimsel farklılığı irdelenmiştir. Üçüncü bölümde Doğu ve Batı dünyasına özgü davranış kalıpları üzerinde durulmuştur. Nihayet sonuç bölümünde ise, genel bir toparlamaya esas oluşturacak biçimde, Doğu-Batı farklılığının sistematik ve paradigmatik boyutu değerlendirilmiştir. Buradan hareketle, henüz dünyayı ortak vatan kılacak bir birliktelik ruhunun epeyce uzağında bulunulduğu, bu aşamada Küreselleşmenin bir çözüm olmadığı, yeni bir paradigmaya duyulan ihtiyacınsa her geçen gün arttığı savunulmuştur.
DergiPark (Istanbul University), Dec 16, 2022
Ortadoğu Kongresi'nde kısmen bildiri olarak sözlü sunulmuş olup; hiçbir yerde basılı yayınlanmamı... more Ortadoğu Kongresi'nde kısmen bildiri olarak sözlü sunulmuş olup; hiçbir yerde basılı yayınlanmamıştır. Bu makale Etik Kurul onayı gerektirmeyen bir veri setine sahiptir.
Alternatif politika, 2016
Günümüzün ulus-aşan çevre sorunları, bir küresel ekoloji krizi haline gelmiştir. Bugün uluslarara... more Günümüzün ulus-aşan çevre sorunları, bir küresel ekoloji krizi haline gelmiştir. Bugün uluslararası çevre hukuku hâlâ gelişen bir seyir izliyor olsa da, güçlü bir çevre-bilim (ekoloji) disiplini artık öne çıkmıştır. Ekoloji, giderek akademiyi aşan ve hem kuramdan pratiğe hem de pratikten kurama akan güçlü bir praksis alanı yaratmaktadır. İnsanlığın uğradığı ve kuşkusuz gelinen uygarlık düzeyinin tetiklediği ekolojik kriz, insanlık tarihinde böylesine büyük boyutta bir tehdidin ortaya çıkmasıyla ekoloji kavramının da çok boyutlu olarak ele alınmasına yol açmıştır
Memleket Siyaset Yönetim, 2008
Türkiye’de 1980 sonrasında yaşanan toplumsal-siyasal değişimde, dikkat çekici bir biçimde kadın h... more Türkiye’de 1980 sonrasında yaşanan toplumsal-siyasal değişimde, dikkat çekici bir biçimde kadın hareketleri yoğunluk kazanmıştır. Osmanlı Devleti’nin son döneminde görülen Birinci Dalga Kadın Hareketi’nden onlarca yıl sonra, İkinci Dalga Kadın Hareketi ortaya çıkmış ve Türk kadınlarının uzun sessizliği bozulmuştur. İkinci Dalga uğrağı, ulusal ve konjonktürel koşulların bir yansıması olarak belirmiştir. Ancak dönemin toplumsal mobilizasyonunu biçimlendirmeye dönük ulusal hareketler içinde oldukça önemli bir yer edinmiştir. Anahtar kelimeler: Kadın Hareketi, Feminizm, İkinci Dalga, Kadın Hakları, Toplumsal Hareketler.
"Çocuk Savaşçılar" Kavramı Militan Çocuklar ve Çocukların Terör Örgütlerince Te... more "Çocuk Savaşçılar" Kavramı Militan Çocuklar ve Çocukların Terör Örgütlerince Tercih Edilmesinin Nedenleri Çocuk Askerler ve Vekâlet Savaşçısı Çocuklar Soykırımlar ve Çocukların Soykırıma Uğraması
Karadeniz sosyal bilimler dergisi, Jun 15, 2016
Şiddetin turleri, tanimi, amaclari, araclari ve uygulama bicimleri farklilik gosterse de, genel a... more Şiddetin turleri, tanimi, amaclari, araclari ve uygulama bicimleri farklilik gosterse de, genel anlamda siddet, dogrudan veya dolayli olarak karsidakine zarar verme durumudur. Ayni zamanda bireysel, kitlesel veya siyasi boyutta karsilasilabilen bir zor ve zulum halidir. 21. Yuzyil, siddetin tamamen bitirilemeyecegi, ancak kontrol altina alinabilecegi gercegi ile bicimlenmektedir. Bu makalede, “siddet ile siyaset” arasindaki etkilesim analiz edilecektir. Şuphe yok ki, boyle bir etkilesim ortaminin bulunmamasi gerekir. Ancak gunumuzun ortak varolus duzeyi olarak siyaset, siddetin bir arac olarak kullanildigi veya siddetin etkisine maruz kalan bir alandir. Şiddet otoriter ve ozellikle totaliter rejimlerde sistematik bir siyasi araca donusurken, yogun kitlesel gerilimin ve terorun yasandigi kosullarda ise, siyasete nufuz edebilen kaotik bir guc ortaya cikmaktadir. Devletli duzenin varlik sebebi olarak gorulen hukukun yaptirim gucunun, her zaman iradi (hegemonya) degil, gerektiginde zecri (zor) olmasi, siyasetin siddet uretmesine denk gelmektedir. Siyasetin, gerektiginde duzenin selameti, toplumun huzuru ve devletin bekasi adina zora basvurmasi da gerekebilmektedir. Ancak rizaya dayali hegemonik iliskiler icinde, yani iradi olarak da olsa, hukukun kotuye kullanimi bir siddet temeli olusturur, hatta bir siddettir. Ayni sekilde kultur temelli ugraklarin, ornegin din ve etnikciligin siyasallasmasi da, siddet uretecek bir etkiye sahiptir. Ortaya cikan teror ise, siyasetin dinamiklerini etkileyen, yapisini bozan ve siddeti siyasetin alanina tasiyan cok daha agir bir etki yaratmaktadir.
Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, Oct 2, 2017
Bu makalede, hemen her Türk'ün farklı yoğunluklarda hissetmek, hatta yüzleşmek zorunda kaldığı Ba... more Bu makalede, hemen her Türk'ün farklı yoğunluklarda hissetmek, hatta yüzleşmek zorunda kaldığı Batı toplumundaki Türk imajı tartışılmaktadır. Bu doğrultuda hazırlanan çalışma, üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde "imaj" kavramı, kavramsal derinliği içinde ele alınmakta ve siyasal bir olgu olarak "uluslararası ilişkilerde imaj" kavramı incelenmektedir. İkinci bölümde, Yeni Dünya Düzeni'nde öne çıkan imaj-değer algısı ve bu algının hegemonik yönü üstünde durulmaktadır. Üçüncü bölümde ise, Doğu'nun ve Türkiye'nin Batı'daki imajı ile bu imajın arkaplanı çözümlenmektedir.
The "intuitional" approach of Henri Bergson has tried to analyze in this paper. The approach of B... more The "intuitional" approach of Henri Bergson has tried to analyze in this paper. The approach of Bergson has developed in the basis of sense and perception. But this point of view putS Bergson in between knowledge and theory, away from practical reality. The philosophe of Bergson presents a highly deep bunch of epistemology. Especially the thoughts of "Creative Breakthrough" on esthetics have been attracted great attention. But his deep philosophe, which directed to discover of life's reality, is far from understanding of achieving this discover. The thought of Bergson states understandings, which stand close to philosophe of Ibn-i Sina with Aristo in contemporary age. However, his intuitive rationality is quite different from the approach of Ibn-i Sina.
Bu yazıda "Tarihî Materyalizmin İzinde" yola devam eden Perry Anderson düşüncesi analiz edilmişti... more Bu yazıda "Tarihî Materyalizmin İzinde" yola devam eden Perry Anderson düşüncesi analiz edilmiştir. Anderson'ın temel görüşlerini simgelediği düşünülen başlıca yapıtlar üstünde durularak, onun geniş entelektüel dünyasına ulaşılmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda Anderson'ın Mutlakıyetçi Devlet çözümlemesinin ve tarihî materyalizme yaklaşımının ve yer aldığı yapıtları temel başvuru kaynağı olarak seçilmiş ve incelenmiştir. Bu incelemelerin ortak amacı, hem çağımızın önemli entelektüellerinden biri olan Perry Anderson'ı tanımak ve tanıtmak, hem de günümüz postuygarlığındaki Marksizmin, klasik duruşuna işaret etmektir.
Contemporary studies in economic and financial analysis, May 28, 2020
The issues of development and democracy have ceased to be the internal problems of the countries ... more The issues of development and democracy have ceased to be the internal problems of the countries and have become a dynamic factor in the international relations as regional and global issues. The problems that are difficult to solve such as the production insufficiency overwhelming the countries just like a national nightmare most of which have the roots that actually go out in one way or the other, the lack of economic capacity, the low technology level, the lack of qualified school curriculum, the private sector which is not sufficiently developed in many areas, the state and private sector relations having remained away from the plural capacity and governance and that the injustice revenue distribution and the opportunities to obtain unfair wealth wear down the working and undertaking desires of the productive population are the primary development problems. This study aims to criticise the street economy, micro entrepreneurship and how can it be a macro step for development and democracy and to determine the importance of street economy and street vendors for global economy.
Emerald Publishing Limited eBooks, Jul 15, 2021
Although the concept of ‘social capital’ is not a new concept, its rise coincided with the COVID-... more Although the concept of ‘social capital’ is not a new concept, its rise coincided with the COVID-19 pandemic. This concept of sociology, left in a controversial and secondary position, was reborn both in the social, political and economic fields and in the scientific world, with the increase of the COVID-19 outbreak cases. Social capital is a form of socialisation and a way of performing social relationships. The COVID-19 outbreak led to the understanding that physical capital and human capital would not be sufficient to sustain social life, and, therefore, social capital started to rise. The expected private earning from social capital is not individual profit, but collective welfare and mutual benefit. In short, social capital is the capital spent on society and is for common good. On the other hand, social capital has a volume in proportion to the density of the capitals in the society. Social capital, with its intensity, has attracted the attention of different disciplines on Corona days and has exceeded the limits of sociology. Another issue to be emphasised in this study is the relationship between social capital and democracy. In societies where tutelary democracy is dominant, civil society cannot become functional enough. In this difficult environment, social capital is shaped as paternal (tutelary) and a healthy social network cannot be functionalised in society. On the one hand, the horrors of the pandemic are experienced, and, on the other hand, a social capital model that is ineffective in healing social wounds emerges. © 2021 by Emerald Publishing Limited.
The Journal of International Social Research, Aug 30, 2016
DOĞU-BATI EKSENİNDE BATI'NIN FARKLILAŞAN İZDÜŞÜMLERİ THE PROJECTIONS OF WEST'S DIFFERENTIATION TH... more DOĞU-BATI EKSENİNDE BATI'NIN FARKLILAŞAN İZDÜŞÜMLERİ THE PROJECTIONS OF WEST'S DIFFERENTIATION THROUGH EAST-WEST AXIS Betül KARAGÖZ YERDELEN • Öz Bu makalede, Doğu ve Batı Dünyası arasındaki farklılığın ipuçları takip edilmekte, farklılıklara yapılan vurgu üzerinden, ortak bir dünya algısına duyulan ihtiyaç dile getirilmektedir. Bu çerçevede üç bölümden oluşan makalenin birinci bölümünde Doğu ve Batı arasındaki farklılığa temel oluşturan düşünsel farklılık ele alınmıştır. İkinci bölümde Doğu ve Batı düşüncesinin bilimsel farklılığı irdelenmiştir. Üçüncü bölümde Doğu ve Batı dünyasına özgü davranış kalıpları üzerinde durulmuştur. Nihayet sonuç bölümünde ise, genel bir toparlamaya esas oluşturacak biçimde, Doğu-Batı farklılığının sistematik ve paradigmatik boyutu değerlendirilmiştir. Buradan hareketle, henüz dünyayı ortak vatan kılacak bir birliktelik ruhunun epeyce uzağında bulunulduğu, bu aşamada Küreselleşmenin bir çözüm olmadığı, yeni bir paradigmaya duyulan ihtiyacınsa her geçen gün arttığı savunulmuştur.
DergiPark (Istanbul University), Dec 16, 2022
Ortadoğu Kongresi'nde kısmen bildiri olarak sözlü sunulmuş olup; hiçbir yerde basılı yayınlanmamı... more Ortadoğu Kongresi'nde kısmen bildiri olarak sözlü sunulmuş olup; hiçbir yerde basılı yayınlanmamıştır. Bu makale Etik Kurul onayı gerektirmeyen bir veri setine sahiptir.
Alternatif politika, 2016
Günümüzün ulus-aşan çevre sorunları, bir küresel ekoloji krizi haline gelmiştir. Bugün uluslarara... more Günümüzün ulus-aşan çevre sorunları, bir küresel ekoloji krizi haline gelmiştir. Bugün uluslararası çevre hukuku hâlâ gelişen bir seyir izliyor olsa da, güçlü bir çevre-bilim (ekoloji) disiplini artık öne çıkmıştır. Ekoloji, giderek akademiyi aşan ve hem kuramdan pratiğe hem de pratikten kurama akan güçlü bir praksis alanı yaratmaktadır. İnsanlığın uğradığı ve kuşkusuz gelinen uygarlık düzeyinin tetiklediği ekolojik kriz, insanlık tarihinde böylesine büyük boyutta bir tehdidin ortaya çıkmasıyla ekoloji kavramının da çok boyutlu olarak ele alınmasına yol açmıştır
Memleket Siyaset Yönetim, 2008
Türkiye’de 1980 sonrasında yaşanan toplumsal-siyasal değişimde, dikkat çekici bir biçimde kadın h... more Türkiye’de 1980 sonrasında yaşanan toplumsal-siyasal değişimde, dikkat çekici bir biçimde kadın hareketleri yoğunluk kazanmıştır. Osmanlı Devleti’nin son döneminde görülen Birinci Dalga Kadın Hareketi’nden onlarca yıl sonra, İkinci Dalga Kadın Hareketi ortaya çıkmış ve Türk kadınlarının uzun sessizliği bozulmuştur. İkinci Dalga uğrağı, ulusal ve konjonktürel koşulların bir yansıması olarak belirmiştir. Ancak dönemin toplumsal mobilizasyonunu biçimlendirmeye dönük ulusal hareketler içinde oldukça önemli bir yer edinmiştir. Anahtar kelimeler: Kadın Hareketi, Feminizm, İkinci Dalga, Kadın Hakları, Toplumsal Hareketler.
"Çocuk Savaşçılar" Kavramı Militan Çocuklar ve Çocukların Terör Örgütlerince Te... more "Çocuk Savaşçılar" Kavramı Militan Çocuklar ve Çocukların Terör Örgütlerince Tercih Edilmesinin Nedenleri Çocuk Askerler ve Vekâlet Savaşçısı Çocuklar Soykırımlar ve Çocukların Soykırıma Uğraması
Karadeniz sosyal bilimler dergisi, Jun 15, 2016
Şiddetin turleri, tanimi, amaclari, araclari ve uygulama bicimleri farklilik gosterse de, genel a... more Şiddetin turleri, tanimi, amaclari, araclari ve uygulama bicimleri farklilik gosterse de, genel anlamda siddet, dogrudan veya dolayli olarak karsidakine zarar verme durumudur. Ayni zamanda bireysel, kitlesel veya siyasi boyutta karsilasilabilen bir zor ve zulum halidir. 21. Yuzyil, siddetin tamamen bitirilemeyecegi, ancak kontrol altina alinabilecegi gercegi ile bicimlenmektedir. Bu makalede, “siddet ile siyaset” arasindaki etkilesim analiz edilecektir. Şuphe yok ki, boyle bir etkilesim ortaminin bulunmamasi gerekir. Ancak gunumuzun ortak varolus duzeyi olarak siyaset, siddetin bir arac olarak kullanildigi veya siddetin etkisine maruz kalan bir alandir. Şiddet otoriter ve ozellikle totaliter rejimlerde sistematik bir siyasi araca donusurken, yogun kitlesel gerilimin ve terorun yasandigi kosullarda ise, siyasete nufuz edebilen kaotik bir guc ortaya cikmaktadir. Devletli duzenin varlik sebebi olarak gorulen hukukun yaptirim gucunun, her zaman iradi (hegemonya) degil, gerektiginde zecri (zor) olmasi, siyasetin siddet uretmesine denk gelmektedir. Siyasetin, gerektiginde duzenin selameti, toplumun huzuru ve devletin bekasi adina zora basvurmasi da gerekebilmektedir. Ancak rizaya dayali hegemonik iliskiler icinde, yani iradi olarak da olsa, hukukun kotuye kullanimi bir siddet temeli olusturur, hatta bir siddettir. Ayni sekilde kultur temelli ugraklarin, ornegin din ve etnikciligin siyasallasmasi da, siddet uretecek bir etkiye sahiptir. Ortaya cikan teror ise, siyasetin dinamiklerini etkileyen, yapisini bozan ve siddeti siyasetin alanina tasiyan cok daha agir bir etki yaratmaktadir.
Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, Oct 2, 2017
Bu makalede, hemen her Türk'ün farklı yoğunluklarda hissetmek, hatta yüzleşmek zorunda kaldığı Ba... more Bu makalede, hemen her Türk'ün farklı yoğunluklarda hissetmek, hatta yüzleşmek zorunda kaldığı Batı toplumundaki Türk imajı tartışılmaktadır. Bu doğrultuda hazırlanan çalışma, üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde "imaj" kavramı, kavramsal derinliği içinde ele alınmakta ve siyasal bir olgu olarak "uluslararası ilişkilerde imaj" kavramı incelenmektedir. İkinci bölümde, Yeni Dünya Düzeni'nde öne çıkan imaj-değer algısı ve bu algının hegemonik yönü üstünde durulmaktadır. Üçüncü bölümde ise, Doğu'nun ve Türkiye'nin Batı'daki imajı ile bu imajın arkaplanı çözümlenmektedir.