Hakan TAŞ - Academia.edu (original) (raw)
Papers by Hakan TAŞ
ÖZET Eski devirlerden bu yana harfler üzerine pek çok söz söylenmiş, çok değişik akım ve anlayışl... more ÖZET Eski devirlerden bu yana harfler üzerine pek çok söz söylenmiş, çok değişik akım ve anlayışlar oluşmuş ve harflerin biçim, okunuş, diziliş ve görünüşleri üzerine sayısız tahliller yapılmış, inanışlar meydana getirilmiştir. Klasik Osmanlı şairleri de eski şiirin biçim ve muhteva gibi katı kuralları içerisinde, bir anlamda belki şairlik güçlerini göstermek maksadıyla harflerin biçim özelliklerini şiirde kullanarak birtakım oyunlar yapmışlardır. Bu harf oyunları hemen hemen bütün klasik şairlerin şiirlerinde az da olsa mevcuttur. Ancak bu durum, kimi şairlerin (Necâtî, Emrî, Zâtî, Cemîlî vb.) şiirlerinde bir üslup özelliği olarak hissedilir biçimde göze çarpmaktadır. Meâlî de böyle şairlerdendir. Bu makalede Meâlî Dîvânı bu gözle taranmış, harf oyunları bir tasnife tâbi tutulmuş ve harf oyunları hakkında birtakım kanaatler serdedilmiştir. Anahtar Kelimeler: Meâlî, Meâlî Dîvânı, harf oyunları, edebî sanatlar. LETTER PLAYS IN ME'ÂLÎ DÎVÂNI Abstract Since ancient times, many words have been said on letters, many different forms of movements and approaches have appeared and countless analyses on the form, reading, sequencing and appearances of letters have been made, beliefs have been formed. Within the strict rules of the old poetry such as form and content, classical Ottoman poets made some plays by using the form properties of the letters in poetry in order to show their poetic capacity. These letter plays are available, at least some, in the poems of almost all the classic poets. But this situation stands out a lot in the poems of some poets (Necâtî, Emrî, Zâtî, Cemîlî, etc.) as a stylistic feature. Meâli is also one of those poets. In this article, 'Meal Dîvânı' has been scanned in terms of these aspects, letter plays have been classified and a number of conclusions have been suggested.
ÖZET Hayatı hakkında fazla bilgi bulunmayan Kabulî'nin doğum yeri bilin-memektedir. Bir müddet Şi... more ÖZET Hayatı hakkında fazla bilgi bulunmayan Kabulî'nin doğum yeri bilin-memektedir. Bir müddet Şirvan'da kalmış, muhtemelen II. Mehmed Han'ın âlim ve şairlere değer vermesi sebebiyle Osmanlı ülkesine gelmiştir. Kabulî daha sonra saraya ulaşmanın yolunu bulmuş ve ilk kasidesini sununca II. Mehmed Han'ın takdirini kazanarak maiyet erkânı arasına dâhil olmuştur; ancak geçimsiz bir tabiata sahip olması sebebiyle altı yedi yıl içerisinde padişahın çevresinden uzaklaştırılmştır. Divan'ının tek yazması Süleymaniye Ktp. Ayasofya Kit. 3958'te kayıtlıdır. Bu eserin, İ. H. Ertaylan tarafından tıpkıbasımı yayımlanmıştır. Bu makalede Kabulî'nin Farsça Divan'ı içerisinde bulunan iki kaside on bir gazelden ibaret Türkçe şiirleri gün yüzüne çıkarılmış, bunların çevirisi yapılmış ve şairin edebî kişiliği üzerinde durulmuştur. A n a h t a r K e l i m e l e r Mevlânâ Kabûlî, Divan'ındaki Türkçe Şiirleri, II. Mehmed Han dönemi.
ÖZET Hayatı hakkında fazla bilgi bulunmayan Kabulî'nin doğum yeri bilin-memektedir. Bir müddet Şi... more ÖZET Hayatı hakkında fazla bilgi bulunmayan Kabulî'nin doğum yeri bilin-memektedir. Bir müddet Şirvan'da kalmış, muhtemelen II. Mehmed Han'ın âlim ve şairlere değer vermesi sebebiyle Osmanlı ülkesine gelmiştir. Kabulî daha sonra saraya ulaşmanın yolunu bulmuş ve ilk kasidesini sununca II. Mehmed Han'ın takdirini kazanarak maiyet erkânı arasına dâhil olmuştur; ancak geçimsiz bir tabiata sahip olması sebebiyle altı yedi yıl içerisinde padişahın çevresinden uzaklaştırılmştır. Divan'ının tek yazması Süleymaniye Ktp. Ayasofya Kit. 3958'te kayıtlıdır. Bu eserin, İ. H. Ertaylan tarafından tıpkıbasımı yayımlanmıştır. Bu makalede Kabulî'nin Farsça Divan'ı içerisinde bulunan iki kaside on bir gazelden ibaret Türkçe şiirleri gün yüzüne çıkarılmış, bunların çevirisi yapılmış ve şairin edebî kişiliği üzerinde durulmuştur. A n a h t a r K e l i m e l e r Mevlânâ Kabûlî, Divan'ındaki Türkçe Şiirleri, II. Mehmed Han dönemi.
ÖZET Osmanlı aruz biliminde med, Arapça ve Farsça sözcüklerde bir uzun heceyi ya da sonu çift üns... more ÖZET Osmanlı aruz biliminde med, Arapça ve Farsça sözcüklerde bir uzun heceyi ya da sonu çift ünsüzle veya hemze ile biten bir heceyi bir uzun bir kısa olmak üzere iki hece olarak okumaktır. Türkçede kısa heceyi uzun okuyarak imale yapmak zaten yanlıştır, bir de bu kısa heceyi iki hece olacak biçimde büsbütün uzatmak aruzda büyük yanlış sayılır. Kimi divanlar bu gözle tarandığında şairlerin Türkçe sözcüklerde de med yaptıkları görül-müştür. Med yapılan sözcüklerin kökenleri incelendiğinde ise, bu sözcükle-rin gerçekte uzun ünlülü oldukları anlaşılmıştır. Makalede, bu sözcükler örnek beyitler üzerinde gösterilecek ve bu durumun sebepleri irdelenmeye çalışılacaktır. A n a h t a r K e l i m e l e r med, aruz ölçüsü, uzun ünlüler. Arapça my -l kökünden gelen imāle "bir nesneyi bir tarafa doğru eğ-mek ve deveye tatlı ot otarmak" anlamındadır. 1 Aynı zamanda "a ünlüsü-nün e veya i olma eğilimi" anlamına gelir. Fars aruz biliminde, Arapça kökenli uzun bir a ünlüsünün Farsça kökenli bir yā-yı mechūl ile kafiyeli olması durumunun adıdır. Osmanlı aruz biliminde ise imale tabirinin başka bir anlamı vardır, o da Türkçe kökenli bir sözcükte kısa bir hecede bulunan bir ünlünün uzun okunmasıdır. İmale yardımıyla Türkçe kökenli sözcükler, hecelerin uzunluk-kısalığına dayanan aruz ölçüsüne uydurul-maktadır. * 2007 Mayıs 2-5 tarihinde Konya'da düzenlenen 2007 UNESCO Mevlâna Yılında Uluslararası VII. Dil, Yazın ve Deyişbilim Sempozyumunda sunulan bildirinin genişle-tilmiş biçimidir.
ÖZET XV. yüzyıl Osmanlı şiirinin en önemli şairlerinden birisi olan Necâtî Beg [ö. 1509] 'in, d... more ÖZET XV. yüzyıl Osmanlı şiirinin en önemli şairlerinden birisi olan Necâtî Beg [ö. 1509] 'in, divanı Prof. Dr. Ali Nihad TARLAN [1898-1978 hoca tarafından yayımlanmıştır. Bilahare şair Necâtî üzerine tezler ve kitaplar hazırlanmış, makaleler yazılmış, bildiriler sunulmuştur. On Altıncı Yüzyıl Divan Şairlerinde Vezin Kullanımı adlı yüksek lisans tezimi hazırlarken, çalışmanın bir parçası olarak Dîvân'ı okumuş, vezinden doğan aksaklıkları ve okunamamış kimi yerleri yazmalara da müracaat ederek tashih etmiştim. Tercemân ~ tercümânın, bir sözü başka bir sözle beyan ve tefsir eden kimse; mecaz yoluyla bir başkasının emel ve maksatlarını bildirmekle mükellef olan yerinde kullanılır bir tabir; çevirmen, açıklayan, izah eden; ayak tercümânı, ayaklu tercümân: hizmetçi, uşak; güzel, ince, zarif, saf; mecazî anlamda hediye, iyi duyguların tercümanı olarak sunulan armağan; kurban gibi anlamları vardır. Tercemânın, sözlük anlamı üzerinden gelişen fakat tercümân olarak telaffuz edilen başka bir değişkesi daha vardır: Alevilerde ve Bektaşilerde herhangi bir günlük iş yapılırken okunan Arapça, Farsça, Türkçe manzum veya mensur dualara ve yine bu türden özür dileme dualarına verilen ad. Çok az da olsa öbür bazı tarikatlara ait tercümanlar da vardır. Bu makale, Necati Beg Divanı'nda, Divan'ın bir nüshasında tîre-cân, öbür bütün nüshalarında tercemân olarak geçen sözcüğün tîr-cân okunması üzerine kaleme alınmıştır. Çalışmada, beyitteki tîr-cân yerine tercemânın tercih edilmesi gerektiği belirtilip tercemân ~ tercümân üzerinde durulmuştur. A n a h t a r K e l i m e l e r Necati Beg Divaný, tîr-cân, tercümân, günlük dua, Bektaşilik. XV. yüzyıl Osmanlı şiirinin en önemli şairlerinden birisi olan Necātì Beg [ö. 1509]'in, divanı Prof. Dr. Ali Nihad TARLAN hoca tarafından yayımlanmıştır.
Hayatı hakkında fazla bilgi bulunmayan Kabulî'nin doğum yeri bilinmemektedir. Bir müddet Şirvan'd... more Hayatı hakkında fazla bilgi bulunmayan Kabulî'nin doğum yeri bilinmemektedir. Bir müddet Şirvan'da kalmış, muhtemelen II. Mehmed Han'ın âlim ve şairlere değer vermesi sebebiyle Osmanlı ülkesine gelmiştir. Kabulî daha sonra saraya ulaşmanın yolunu bulmuş ve ilk kasidesini sununca II. Mehmed Han'ın takdirini kazanarak maiyet erkânı arasına dâhil olmuştur; ancak geçimsiz bir tabiata sahip olması sebebiyle altı yedi yıl içerisinde padişahın çevresinden uzaklaştırılmştır. Divan'ının tek yazması Süleymaniye Ktp. Ayasofya Kit. 3958'te kayıtlıdır. Bu eserin, İ. H. Ertaylan tarafından tıpkıbasımı yayımlanmıştır. Bu makalede Kabulî'nin Farsça Divan'ı içerisinde bulunan iki kaside on bir gazelden ibaret Türkçe şiirleri gün yüzüne çıkarılmış, bunların çevirisi yapılmış ve şairin edebî kişiliği üzerinde durulmuştur. A n a h t a r K e l i m e l e r Mevlânâ Kabûlî, Divan'ındaki Türkçe Şiirleri, II. Mehmed Han dönemi.
ÖZET Eski devirlerden bu yana harfler üzerine pek çok söz söylenmiş, çok değişik akım ve anlayışl... more ÖZET Eski devirlerden bu yana harfler üzerine pek çok söz söylenmiş, çok değişik akım ve anlayışlar oluşmuş ve harflerin biçim, okunuş, diziliş ve görünüşleri üzerine sayısız tahliller yapılmış, inanışlar meydana getirilmiştir. Klasik Osmanlı şairleri de eski şiirin biçim ve muhteva gibi katı kuralları içerisinde, bir anlamda belki şairlik güçlerini göstermek maksadıyla harflerin biçim özelliklerini şiirde kullanarak birtakım oyunlar yapmışlardır. Bu harf oyunları hemen hemen bütün klasik şairlerin şiirlerinde az da olsa mevcuttur. Ancak bu durum, kimi şairlerin (Necâtî, Emrî, Zâtî, Cemîlî vb.) şiirlerinde bir üslup özelliği olarak hissedilir biçimde göze çarpmaktadır. Meâlî de böyle şairlerdendir. Bu makalede Meâlî Dîvânı bu gözle taranmış, harf oyunları bir tasnife tâbi tutulmuş ve harf oyunları hakkında birtakım kanaatler serdedilmiştir. Anahtar Kelimeler: Meâlî, Meâlî Dîvânı, harf oyunları, edebî sanatlar. LETTER PLAYS IN ME'ÂLÎ DÎVÂNI Abstract Since ancient times, many words have been said on letters, many different forms of movements and approaches have appeared and countless analyses on the form, reading, sequencing and appearances of letters have been made, beliefs have been formed. Within the strict rules of the old poetry such as form and content, classical Ottoman poets made some plays by using the form properties of the letters in poetry in order to show their poetic capacity. These letter plays are available, at least some, in the poems of almost all the classic poets. But this situation stands out a lot in the poems of some poets (Necâtî, Emrî, Zâtî, Cemîlî, etc.) as a stylistic feature. Meâli is also one of those poets. In this article, 'Meal Dîvânı' has been scanned in terms of these aspects, letter plays have been classified and a number of conclusions have been suggested.
ÖZET Hayatı hakkında fazla bilgi bulunmayan Kabulî'nin doğum yeri bilin-memektedir. Bir müddet Şi... more ÖZET Hayatı hakkında fazla bilgi bulunmayan Kabulî'nin doğum yeri bilin-memektedir. Bir müddet Şirvan'da kalmış, muhtemelen II. Mehmed Han'ın âlim ve şairlere değer vermesi sebebiyle Osmanlı ülkesine gelmiştir. Kabulî daha sonra saraya ulaşmanın yolunu bulmuş ve ilk kasidesini sununca II. Mehmed Han'ın takdirini kazanarak maiyet erkânı arasına dâhil olmuştur; ancak geçimsiz bir tabiata sahip olması sebebiyle altı yedi yıl içerisinde padişahın çevresinden uzaklaştırılmştır. Divan'ının tek yazması Süleymaniye Ktp. Ayasofya Kit. 3958'te kayıtlıdır. Bu eserin, İ. H. Ertaylan tarafından tıpkıbasımı yayımlanmıştır. Bu makalede Kabulî'nin Farsça Divan'ı içerisinde bulunan iki kaside on bir gazelden ibaret Türkçe şiirleri gün yüzüne çıkarılmış, bunların çevirisi yapılmış ve şairin edebî kişiliği üzerinde durulmuştur. A n a h t a r K e l i m e l e r Mevlânâ Kabûlî, Divan'ındaki Türkçe Şiirleri, II. Mehmed Han dönemi.
ÖZET Hayatı hakkında fazla bilgi bulunmayan Kabulî'nin doğum yeri bilin-memektedir. Bir müddet Şi... more ÖZET Hayatı hakkında fazla bilgi bulunmayan Kabulî'nin doğum yeri bilin-memektedir. Bir müddet Şirvan'da kalmış, muhtemelen II. Mehmed Han'ın âlim ve şairlere değer vermesi sebebiyle Osmanlı ülkesine gelmiştir. Kabulî daha sonra saraya ulaşmanın yolunu bulmuş ve ilk kasidesini sununca II. Mehmed Han'ın takdirini kazanarak maiyet erkânı arasına dâhil olmuştur; ancak geçimsiz bir tabiata sahip olması sebebiyle altı yedi yıl içerisinde padişahın çevresinden uzaklaştırılmştır. Divan'ının tek yazması Süleymaniye Ktp. Ayasofya Kit. 3958'te kayıtlıdır. Bu eserin, İ. H. Ertaylan tarafından tıpkıbasımı yayımlanmıştır. Bu makalede Kabulî'nin Farsça Divan'ı içerisinde bulunan iki kaside on bir gazelden ibaret Türkçe şiirleri gün yüzüne çıkarılmış, bunların çevirisi yapılmış ve şairin edebî kişiliği üzerinde durulmuştur. A n a h t a r K e l i m e l e r Mevlânâ Kabûlî, Divan'ındaki Türkçe Şiirleri, II. Mehmed Han dönemi.
ÖZET Osmanlı aruz biliminde med, Arapça ve Farsça sözcüklerde bir uzun heceyi ya da sonu çift üns... more ÖZET Osmanlı aruz biliminde med, Arapça ve Farsça sözcüklerde bir uzun heceyi ya da sonu çift ünsüzle veya hemze ile biten bir heceyi bir uzun bir kısa olmak üzere iki hece olarak okumaktır. Türkçede kısa heceyi uzun okuyarak imale yapmak zaten yanlıştır, bir de bu kısa heceyi iki hece olacak biçimde büsbütün uzatmak aruzda büyük yanlış sayılır. Kimi divanlar bu gözle tarandığında şairlerin Türkçe sözcüklerde de med yaptıkları görül-müştür. Med yapılan sözcüklerin kökenleri incelendiğinde ise, bu sözcükle-rin gerçekte uzun ünlülü oldukları anlaşılmıştır. Makalede, bu sözcükler örnek beyitler üzerinde gösterilecek ve bu durumun sebepleri irdelenmeye çalışılacaktır. A n a h t a r K e l i m e l e r med, aruz ölçüsü, uzun ünlüler. Arapça my -l kökünden gelen imāle "bir nesneyi bir tarafa doğru eğ-mek ve deveye tatlı ot otarmak" anlamındadır. 1 Aynı zamanda "a ünlüsü-nün e veya i olma eğilimi" anlamına gelir. Fars aruz biliminde, Arapça kökenli uzun bir a ünlüsünün Farsça kökenli bir yā-yı mechūl ile kafiyeli olması durumunun adıdır. Osmanlı aruz biliminde ise imale tabirinin başka bir anlamı vardır, o da Türkçe kökenli bir sözcükte kısa bir hecede bulunan bir ünlünün uzun okunmasıdır. İmale yardımıyla Türkçe kökenli sözcükler, hecelerin uzunluk-kısalığına dayanan aruz ölçüsüne uydurul-maktadır. * 2007 Mayıs 2-5 tarihinde Konya'da düzenlenen 2007 UNESCO Mevlâna Yılında Uluslararası VII. Dil, Yazın ve Deyişbilim Sempozyumunda sunulan bildirinin genişle-tilmiş biçimidir.
ÖZET XV. yüzyıl Osmanlı şiirinin en önemli şairlerinden birisi olan Necâtî Beg [ö. 1509] 'in, d... more ÖZET XV. yüzyıl Osmanlı şiirinin en önemli şairlerinden birisi olan Necâtî Beg [ö. 1509] 'in, divanı Prof. Dr. Ali Nihad TARLAN [1898-1978 hoca tarafından yayımlanmıştır. Bilahare şair Necâtî üzerine tezler ve kitaplar hazırlanmış, makaleler yazılmış, bildiriler sunulmuştur. On Altıncı Yüzyıl Divan Şairlerinde Vezin Kullanımı adlı yüksek lisans tezimi hazırlarken, çalışmanın bir parçası olarak Dîvân'ı okumuş, vezinden doğan aksaklıkları ve okunamamış kimi yerleri yazmalara da müracaat ederek tashih etmiştim. Tercemân ~ tercümânın, bir sözü başka bir sözle beyan ve tefsir eden kimse; mecaz yoluyla bir başkasının emel ve maksatlarını bildirmekle mükellef olan yerinde kullanılır bir tabir; çevirmen, açıklayan, izah eden; ayak tercümânı, ayaklu tercümân: hizmetçi, uşak; güzel, ince, zarif, saf; mecazî anlamda hediye, iyi duyguların tercümanı olarak sunulan armağan; kurban gibi anlamları vardır. Tercemânın, sözlük anlamı üzerinden gelişen fakat tercümân olarak telaffuz edilen başka bir değişkesi daha vardır: Alevilerde ve Bektaşilerde herhangi bir günlük iş yapılırken okunan Arapça, Farsça, Türkçe manzum veya mensur dualara ve yine bu türden özür dileme dualarına verilen ad. Çok az da olsa öbür bazı tarikatlara ait tercümanlar da vardır. Bu makale, Necati Beg Divanı'nda, Divan'ın bir nüshasında tîre-cân, öbür bütün nüshalarında tercemân olarak geçen sözcüğün tîr-cân okunması üzerine kaleme alınmıştır. Çalışmada, beyitteki tîr-cân yerine tercemânın tercih edilmesi gerektiği belirtilip tercemân ~ tercümân üzerinde durulmuştur. A n a h t a r K e l i m e l e r Necati Beg Divaný, tîr-cân, tercümân, günlük dua, Bektaşilik. XV. yüzyıl Osmanlı şiirinin en önemli şairlerinden birisi olan Necātì Beg [ö. 1509]'in, divanı Prof. Dr. Ali Nihad TARLAN hoca tarafından yayımlanmıştır.
Hayatı hakkında fazla bilgi bulunmayan Kabulî'nin doğum yeri bilinmemektedir. Bir müddet Şirvan'd... more Hayatı hakkında fazla bilgi bulunmayan Kabulî'nin doğum yeri bilinmemektedir. Bir müddet Şirvan'da kalmış, muhtemelen II. Mehmed Han'ın âlim ve şairlere değer vermesi sebebiyle Osmanlı ülkesine gelmiştir. Kabulî daha sonra saraya ulaşmanın yolunu bulmuş ve ilk kasidesini sununca II. Mehmed Han'ın takdirini kazanarak maiyet erkânı arasına dâhil olmuştur; ancak geçimsiz bir tabiata sahip olması sebebiyle altı yedi yıl içerisinde padişahın çevresinden uzaklaştırılmştır. Divan'ının tek yazması Süleymaniye Ktp. Ayasofya Kit. 3958'te kayıtlıdır. Bu eserin, İ. H. Ertaylan tarafından tıpkıbasımı yayımlanmıştır. Bu makalede Kabulî'nin Farsça Divan'ı içerisinde bulunan iki kaside on bir gazelden ibaret Türkçe şiirleri gün yüzüne çıkarılmış, bunların çevirisi yapılmış ve şairin edebî kişiliği üzerinde durulmuştur. A n a h t a r K e l i m e l e r Mevlânâ Kabûlî, Divan'ındaki Türkçe Şiirleri, II. Mehmed Han dönemi.