Ceren Ece Gocen - Academia.edu (original) (raw)
Papers by Ceren Ece Gocen
Econder international academic journal, Dec 30, 2018
Bu makale, en az iki hakem tarafından incelenmiş ve intihal içermediği teyit edilmiştir. / This a... more Bu makale, en az iki hakem tarafından incelenmiş ve intihal içermediği teyit edilmiştir. / This article has been reviewed by at least two referees and scanned via a plagiarism software.
Işık Üniversitesi Yayınları eBooks, Feb 4, 2021
Avrupa Birliği aktif rol almaya başladığı günden bugüne kadar ekonomi, insan hakları, milliyetçil... more Avrupa Birliği aktif rol almaya başladığı günden bugüne kadar ekonomi, insan hakları, milliyetçilik, azınlık hakları, güvenlik, terörizm, sınır güvenliği, göçmen sorunu ve insan ticareti gibi konularda etkin rol oynamıştır. Avrupa Birliği'nin, Orta ve Doğu Avrupa genişlemesinin ardından ise sınırları değişmiş, kapasitesi artmış, yeni komşulara sahip olmuştur ve böylece dünya sahnesindeki sorumluluklarında artış gözlemlenmiştir. Bu sebepten AB, sınır güveliğini sağlayacak ve komşuluk ilişkilerini geliştirecek yeni bir politikaya yönelmiştir. Kuzey Afrika, Güney Kafkasya ve Doğu Avrupa bölgelerini içine alacak şekilde komşularına üyelik öngörmeyen fakat onlara ekonomik, siyasi, kültürel gelişim desteği ve karşılıklı iş birliği sağlayan dış politika araçlarından Avrupa Komşuluk Politikası'nı oluşturmuştur. Avrupa Komşuluk Politikası, Avrupa-Akdeniz Ortaklığı'nın devamı niteliğinde olup daha kapsamlı içeriğe sahip bir politikadır. Avrupa Komşuluk Politikası, ikili ilişkiler çerçevesinde güven ve huzurlu yaşam alanları yaratarak taraflara fayda sağlamayı amaçlamaktadır. Komşu ülkelere imtiyazlı ortaklık öngören Avrupa Komşuluk Politikası ile Avrupa Birliği ve komşu ülkeler arasında ilişkiler önce ortaklık anlaşmaları ile oluşmaktadır. Daha sonra süreç Avrupa Komşuluk Politikası araçları olan eylem planları, ülke raporları ve ilerleme raporları üzerinden yürütülmektedir. Avrupa Komşuluk Politikası ile AB, üyelik öngörmediği ülke ve bölgeleri Avrupalılaştırmak, AB'nin sınır güvenliği ve bütünlüğünü koruma amacıyla hareket etmektedir. Ortaklık ve iş birliği temelleri üzerine oluşan bu politikada demokrasinin gelişmesi, insan hakları ihlallerinin azaltılması, hukukun üstünlüğünün sağlanması, kitle imha silahlarının kullanımının azaltılması, yasa dışı göçün engellenmesi ve sürdürülebilir kalkınmanın oluşması Avrupa Komşuluk Politikası'nın değerlerini oluşturmaktadır.
Savaş Yayınları, 2017
Geçmişte mal, hizmet ve üretim faktörlerinin ülkeler arasında yer değiştirmesi şeklinde basit bir... more Geçmişte mal, hizmet ve üretim faktörlerinin ülkeler arasında yer değiştirmesi şeklinde basit bir tanımlamayla açıklanan uluslararası ticaret ve üretim kavramları, gün geçtikçe daha karmaşık bir yapılanma sergilemektedir. Hız kazanan küreselleşme, teknoloji ve iletişim ağında yaşanan ilerleme, neoliberal politikaların benimsenmesi gibi teknik, ekonomik, politik ve sosyal etkenler sayesinde uluslararası ilişkiler açısından daha önemli hale gelmektedir. Aynı zamanda, karşılıklı yarar bağlamında, bu etkenlerin de gelişmesinde rol oynayan ticaret ve üretim kavramları, ülkeler için özellikle ekonomik büyüme, kalkınma, sermaye kazandırma, döviz rezervlerini artırma gibi faydalar sağlamaktadır. Ekonominin politikadan ayrı tutulamayacağı perspektifinden hareketle bu kavramlar, iç politikada doğrudan veya dolaylı olarak alınan kararları etkilemekte ve alınan politik kararlar çerçevesinde şekillenmektedir. İç politikanın yanı sıra, uluslararası ticaret ve üretim kavramları dış ticarette alınan kararları da etkilemekte, karar alma sürecinde araç olarak kullanılmakta ve böylece ülkelerin politik ekonomilerinin şekillenmesinde aktif rol oynamaktadır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye'nin politik ekonomisinin, uluslararası ticaret ve üretimin tarihsel gelişimi bağlamında şekillendiği kabulü üzerinden, mevcut iç ve dış politika yapım süreçleri üzerindeki politik ekonomisinin etkinliğini ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda çeşitli yazılı ve çevrimiçi kaynaklardan yararlanılacak, verilmek istenen bilgiler tablo ve grafiklerle desteklenerek genel bir çerçeve çizilecektir. Makalenin birinci bölümünde, uluslararası ticaret ve üretimin ve bağlantılı olduğu bazı kavramların tanımlamaları yapılarak genel bir çerçeve çizilecek, daha sonra ise istatistiksel veriler ve grafikler kullanılarak dünyadaki güncel durum hakkında bilgi aktarılacaktır. Bölümün ikinci kısmında, uluslararası ticaret ve üretimin faydaları ve nasıl kazançlı çıkılacağı üzerine geliştirilmiş teorileri açıklanacaktır. Üçüncü kısımda, uluslararası ticaret ve üretimin tarihsel gelişimi "Ticaret Dönemi", "Sömürge Dönemi", "Ayrıcalıklar Dönemi" ve "Uluslararası Dönem" olmak üzere dört ayrı döneme bölünerek ayrıntılı olarak incelenecektir. Bölümün son kısmında ise uluslararası ticaret ve üretimle ile ilgili olan bazı uluslararası örgütlere yer verilecektir. İkinci bölümde, Türkiye özelinde bir inceleme yapılacaktır. İlk kısımda, Türkiye'nin uluslararası ticaret ve üretimin tarihsel gelişimi, Osmanlı Devleti'nin son döneminden günümüze kadar ülkenin politik ekonomisi çerçevesinde incelenecek, önemli ekonomi politikaları üzerinde durulacaktır. Bölümün ikinci kısmında, uluslararası ticaret ve üretim faaliyetleri için Türkiye'de uygulanan teşvik programlarına yer verilecektir. Makalenin son bölümü olan üçüncü bölümde ise, Türkiye'nin uluslararası ticaret ve üretiminin yön verdiği politik ekonomisi ve bunların mevcut iç ve dış politikaya olan etkisi, tarihsel süreçte yaşanan bazı örneklerle analiz edilecektir.
Işık Üniversitesi Yayınları, Dec 10, 2020
Megachile sculpturalis Smith 1853 is found for the first time on the island of Mallorca (Balearic... more Megachile sculpturalis Smith 1853 is found for the first time on the island of Mallorca (Balearic Islands, Spain). This is the first time that this exotic bee is reported from an island and is the southernmost record in Europe so far. Specimens were found in five distant locations throughout the island, which points out the current broad distribution of this species within the island and suggests that the introduction of M. sculpturalis may have happened earlier than 2020 and went unnoticed. M. sculpturalis females were found mainly feeding and collecting pollen from Sophora japonica L. 1767 (¼ Styphnolobium japonicum (L.) Schott 1830) and Parkinsonia aculeata L. 1753, two exotic ornamental trees. Potential entry means and impacts of this exotic bee on local biodiversity are discussed. Island ecosystems are highly vulnerable to the negative impacts produced by exotic species. Judging from the evidence of negative effects described in the literature so far, we recommend that the invasive potential and the impact of this species on native plants and pollinators within the insular context of the Balearic Islands be addressed in the future.
Suriye’de Arap Bahari’nin etkisiyle baslayan olaylar ic savasa donusmustur. Bu ic savastan kacan... more Suriye’de Arap Bahari’nin etkisiyle baslayan olaylar ic savasa donusmustur. Bu ic savastan kacan ve can guvenligini saglamak isteyenler basta komsu ulkeler olmak uzere dunyanin pek cok ulkesine siginmislardir. Suriyeliler Turkiye’ye ilk kez 29 Nisan 2011’de gelmeye baslamis ve sayilari gunumuzde yaklasik 3,5 milyona ulasmistir. Hukuki olarak gecici koruma altina alinan Suriyeliler bu surecte Turkiye’yi ekonomik, politik ve sosyal acidan oldukca etkilemistir. Basta temel ihtiyaclar olmak uzere pek cok hizmet sunulmus ve maddi olarak milyarlarca dolar harcama yapilmistir. Ulke yardimseverligi ve insani normlara verdigi degerin yani sira dis politikasinda benimsedigi yumusak guc yaklasimiyla her zaman Suriyelilerin yaninda olmustur. Turkiye’nin bu davranisi uluslararasi toplumda takdirle karsilanmis, bazi ulkelerle iliskilerde iyilesme saglanmis ve yardim sozleri verilmistir. Fakat projeler ve fonlarla kismen saglanan yardimlar, uluslararasi toplumun ilgisizligiyle istenen seviyeye u...
In Syria, the events that started with the effect of the Arab Spring have turned into civil war. ... more In Syria, the events that started with the effect of the Arab Spring have turned into civil war. Those who escaped from this civil war and want to provide safety for their lives have taken shelter in many countries of the world, especially in neighboring countries. Syrians have begun to arrive in 20 18 -1 ULUSLARARASI AFRO-AVRASYA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ INTERNATIONAL JOURNAL OF AFRO-EURASIAN RESEARCH 2018-1 E-ISSN2602-215X – Ocak / January Sayı/Issue:5 2 Turkey for the first time on April 29, 2011 and today the number has reached nearly 3,5 million. In this process, Syrians who are legally under temporary protection, have greatly affected Turkey economically, politically and socially. At first, many services were provided, including basic needs and billions of dollars were spent financially. In addition to its value to humanitarian norms and philanthropy, the country has always been stand by the Syrians with its soft power approach adopted in foreign policy. Turkey's behavior has...
In today's global economy, BRICS countries come to the fore with their growth rates and are t... more In today's global economy, BRICS countries come to the fore with their growth rates and are thus called rising powers. In the 1990s and the beginning of the 2000s were a period when the economies have been liberalized, they focused on foreign trade and their economies grew, with globalization. In this context, the relationship between economic growth and foreign trade has gained importance. Through the acceptance of the bilateral relationship of economic growth with foreign trade, this study aims to determine the impact of foreign trade on the economic growth of BRICS countries. In this study, between 2000 and 2018 BRICS countries' economic growth rates and their understanding of foreign trade were examined. It has been determined that economic growth is achieved by the transition of countries to a free market economy. All of the BRICS countries have entered a liberal reform process, especially since the 1990s, as a result of which their import and export rates have increase...
Pamukkale Üniversitesi SBE Dergisi, 2021
Günümüz küresel ekonomisinde BRICS ülkeleri büyüme hızlarıyla ön plana çıkmakta ve bu sayede yüks... more Günümüz küresel ekonomisinde BRICS ülkeleri büyüme hızlarıyla ön plana çıkmakta ve bu sayede yükselen güçler olarak adlandırılmaktadır. 1990'lı ve 2000'li yılların başı, küreselleşmenin etkisiyle liberalleşen ekonomilerin dış ticarete ağırlık verdiği ve ekonomilerinin büyüdüğü bir dönem olmuştur. Bu bağlamda, ekonomik büyüme ve dış ticaret ilişkisi önem kazanmıştır. Ekonomik büyümenin dış ticaretle çift yönlü ilişkisinin kabulü üzerinden, bu çalışma BRICS ülkelerinin ekonomik büyümesinde dış ticaretin etkisini belirlemeyi amaçlamaktadır. 2000-2018 yılları arasında BRICS ülkelerinin ekonomik büyüme oranları ve dış ticaret anlayışlarının incelendiği bu çalışmada, ülkelerin serbest piyasa ekonomisine geçmeleriyle ekonomik büyümelerinin sağlandığı tespit edilmiştir. BRICS ülkelerinin tamamı özellikle 1990'lı yıllardan itibaren liberal bir reform sürecine girmiş, bunun sonucunda ithalat ve ihracat oranları artmıştır. Serbest ekonominin önemini kavrayan BRICS ülkelerinin son 20 yılda ekonomik büyümeleri ile dış ticaretleri birbirini etkilemiştir.
İstinye Üniversitesi, ceren.gocen@istinye.edu.tr Suat Eren Özyiğit İstinye Üniversitesi, suat.ozy... more İstinye Üniversitesi, ceren.gocen@istinye.edu.tr Suat Eren Özyiğit İstinye Üniversitesi, suat.ozyigit@istinye.edu.tr ÖZET Küreselleşmenin krizi altında bütün dünyayı etkisi altına alan "yeni popülizm" olgusu, günümüzde en keskin ifadelerinden birini Asya kıtasında bulur. Asya'da ise Filipinler'in Duterte'si, Hindistan'ın Modi'si ve Endonezya'nın Widodo'su, yeni popülizm dalgasının belki de en fazla öne çıkan önderleri arasında gösterilir. Asya'nın yeni popülizminin küresel etkileri, liberal demokrasinin gerilemesinin yanı sıra -tıpkı Güney Çin Denizi örneğinde olduğu gibi-artan çatışma riski ve bölgesel istikrarsızlıkta kendisini hissettirmektedir. Bu genel gözlemlerden yola çıkan mevcut çalışma şu sorular etrafında şekillenmektedir: Yeni popülizmin uluslararası güvenliğe etkileri ne şekilde ortaya çıkmaktadır? Asya özelinde, yeni popülizm dalgasının bölgede dış siyaset söylemi ve güvenlik algısının inşasındaki rolü nedir? Bu çalışma, inceleme altındaki ülkelerin kendilerine özgü özelliklerinin yanı sıra dış siyasetlerindeki benzeşen yönleri ve karşılıklı etkileşimleri ortaya koymayı amaçlamaktadır. Böylece çalışma, halk-elit ayrımına, kişisel ve doğrudan bir liderlik tarzına ve halk iradesine vurgu yapan hâkim popülizm tanımının içeriğini uluslararası güvenlik ve Asya kıtasının özgüllüğü bağlamlarında genişleterek literatüre kavramsal ve ampirik katkılar sağlayacaktır. Asya örneğinde, popülizmde belirleyici olan kişisel liderliğin etkileri dış siyasete doğru genişlemiştir. İktidara sahip popülist liderlerin pragmatist yönelimlerinin dış siyaseti şekillendirmiş olduğu anlaşılmaktadır. Çin ile ilişkiler ve popülist desteği artırmaya yönelik altyapı kalkınmasına verilen öncelik belirleyici bir etken teşkil etmektedir. Aşırı sağ milliyetçilikten ya da daha çoğulcu sayılabilecek bir milliyetçilikten beslenmesi fark etmeksizin Asya'daki vakalar, popülizmin kaçınılmaz olarak Trumpvari bir izolasyonizme yol açacağı savını yanlışlamaktadır.
Econder International Academic Journal, 2018
Küreselleşen dünyada önemli bir yeri olan kalkınma seviyesinin göstergelerinden biri, mevcut işgü... more Küreselleşen dünyada önemli bir yeri olan kalkınma seviyesinin göstergelerinden biri, mevcut işgücünün istihdamının sağlanıyor olmasıdır. Türkiye’de ve pek çok ülkede kadın ile erkeğin yasalar önünde eşitliği kabul görmüştür. Fakat işgücü içerisinde kadının istihdam edilmesi ve edilse dahi cinsiyetçi ayrımcılık gibi engellerle karşılaması söz konusudur. Türkiye’de bu engellerin ortaya çıkmasındaki temel etken, ataerkil toplum düzeni ve gelenekselleşmiş toplumsal cinsiyet rolleridir. Bu engelleri ekonomik, toplumsal, demografik ve politik faktörler şeklinde sınıflandırmak mümkündür. Özellikle son yıllarda, kadınların işgücüne katılımının önündeki engellerin ortadan kaldırılarak cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve toplumdaki konumlarının iyileştirilmesine yönelik politikalar hız kazanmıştır. Bu politikalar ve çalışmalar genellikle uluslararası örgütlerin etkisiyle gerçekleşmektedir ve Türkiye üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye çabalamaktadır. Buna rağmen verilere bakıldığında, sorunun çözülemediği, kadının işgücüne katılmada ve istihdam edilmesinde hala cinsiyetçi ayrımla mücadele edildiği, çalışmaların veriminin yetersiz olduğu görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Kadın, İstihdam, İşgücü, Kalkınma, Cinsiyet ayrımcılığı, Uluslararası Örgütler
In Syria, the events that started with the effect of the Arab Spring have turned into civil war. ... more In Syria, the events that started with the effect of the Arab Spring have
turned into civil war. Those who escaped from this civil war and want to
provide safety for their lives have taken shelter in many countries of the
world, especially in neighboring countries. Syrians have begun to arrive Turkey for the first time on April 29, 2011 and today the number has reached nearly 3,5 million. In this process, Syrians who are legally under temporary protection, have greatly affected Turkey economically, politically and socially. At first, many services were provided, including basic needs and billions of dollars were spent financially. In addition to its value to humanitarian norms and philanthropy, the country has always been stand by the Syrians with its soft power approach adopted in foreign policy. Turkey's behavior has been met with appreciation in the international community, provided improvement in relations with some countries and promises of help are given. However, the project provided partial funding and assistance has not reached the desired level with the disinterest of the international community and Turkey was left alone in this regard.
Since 2011, Arab Spring has affected many countries in North Africa and the Middle East, and caus... more Since 2011, Arab Spring has affected many countries in North Africa and the Middle East, and caused regional conflicts and civil war as in Syria. People living in these regions have had to leave their countries for security concerns. At the beginning, those who took refuge in neighbouring countries have moved to Europe considering factors such as better living conditions, economic prosperity, and educational opportunities. The migrants who wanted to go to Europe from their
host countries were from Syria, Kosovo, Albania, Afghanistan, Iraq, Eritrea and Nigeria. The common expectations of migrants in various origins have been to provide maritime access to Greece and Italy, and then spread throughout Europe. The wave of migration that started with this anticipation continued with the disappearance of the lives of thousands in the Mediterranean, and those who reached Europe have been treated as negative and hostile at the borders.
In the EU, which is the target of migrants, racism, anti-migration and
Islamophobia have been increasing for years. The beginning of the migrant crisis in 2015 accelerated the rise of political organisation and extreme right-wing parties, racist movements and hate speech. Extreme right-wing and anti-migrant parties, which increased voting rates, used migrants as political propaganda tools. Immigrants are held responsible for economic, political and social problems. It is argued that immigrants have created insecurity and increased crime rates. It is also argued that sociocultural influence is negatively affected. The migration crisis, with the European countries failing to take responsibility and exhibiting an anti-migrant attitude, and the living tragedy has riveted. The EU countries have caused the crisis to grow even more by blaming each other
and trying to load each other’s responsibilities. It took time to act collectively towards the crisis. In the meantime, some of the countries within the Schengen Region have closed their borders with wire mesh and have tried to control by deploying security forces. People who have gone through illegal routes have been subjected to violence from time to time. This attitude of the European countries is contrary to the values and norms that the union has and which it has defended since its establishment. In the same way, beginning to adopt more conservative
and individual politics instead of libertarian policies has negatively affected to European integration.
Books by Ceren Ece Gocen
Studies on Interdisciplinary Economics and Business - Volume IV, 2021
This volume is a collection of empirical and theoretical research papers regarding economics, pub... more This volume is a collection of empirical and theoretical research papers regarding economics, public finance, and business written by researchers from several different universities. The studies include a wide range of topics from issues in economics and business. The book is aimed at educators, researchers, and students interested in business and economics. The Editor Özer Özçelik works at Kütahya Dumlupınar University (Turkey) as an associate professor. He currently teaches history of economics and macroeconomics-related subjects.
TESAM, 2018
2011 yılında başlayan Suriye İç Savaşı kapsamında Esad rejimi, IŞİD ve PYD/YPG gibi yapılanmalar ... more 2011 yılında başlayan Suriye İç Savaşı kapsamında Esad rejimi,
IŞİD ve PYD/YPG gibi yapılanmalar Türkiye sınırında güvenlik
tehdidi yaratmaktadır. Türkiye ise sınır hattını terör unsurlarından
temizleme, bölgede güvenliği sağlama ve Suriye’den gelen göç akınını
durdurma amaçlarıyla sınır ötesi operasyonlar düzenlemektedir. Bu
operasyonlardan ilki 24 Ağustos 2016’da başlayan ve Türk Silahlı
Kuvvetleri destekli Özgür Suriye Ordusu tarafından yürütülen Fırat
Kalkanı Harekâtı’dır. Harekât sonucunda önemli bir başarı elde
edilmiş, Cerablus, Çobanbey ve El-Bab şehirleri IŞİD’in elinden
alınarak güvenlik kısmen sağlanmıştır. Sınır ötesi operasyonların
askeri başarısına ek olarak politik ve ekonomik çıktıları da
olmuştur. Bu çalışma, politika ve ekonominin birbirinden ayrı
tutulamayacağı gerçeği göz önünde bulundurularak, Fırat Kalkanı
Harekâtı özelinde sınır ötesi operasyonların politik ekonomiye
yansımasının ne olduğunu tespit etmeyi amaçlamaktadır.
Anahtar Kelimeler: Suriye, Türk Silahlı Kuvvetleri, Özgür Suriye
Ordusu, Fırat Kalkanı Harekâtı
Uluslararası Politik Ekonomi I, 2017
Geçmişte mal, hizmet ve üretim faktörlerinin ülkeler arasında yer değiştirmesi şeklinde basit bir... more Geçmişte mal, hizmet ve üretim faktörlerinin ülkeler arasında yer değiştirmesi şeklinde basit bir tanımlamayla açıklanan uluslararası ticaret ve üretim kavramları, gün geçtikçe daha karmaşık bir yapılanma sergilemektedir. Hız kazanan küreselleşme, teknoloji ve iletişim ağında yaşanan ilerleme, neoliberal politikaların benimsenmesi gibi teknik, ekonomik, politik ve sosyal etkenler sayesinde uluslararası ilişkiler açısından daha önemli hale gelmektedir. Aynı zamanda, karşılıklı yarar bağlamında, bu etkenlerin de gelişmesinde rol oynayan ticaret ve üretim kavramları, ülkeler için özellikle ekonomik büyüme, kalkınma, sermaye kazandırma, döviz rezervlerini artırma gibi faydalar sağlamaktadır. Ekonominin politikadan ayrı tutulamayacağı perspektifinden hareketle bu kavramlar, iç politikada doğrudan veya dolaylı olarak alınan kararları etkilemekte ve alınan politik kararlar çerçevesinde şekillenmektedir. İç politikanın yanı sıra, uluslararası ticaret ve üretim kavramları dış ticarette alınan kararları da etkilemekte, karar alma sürecinde araç olarak kullanılmakta ve böylece ülkelerin politik ekonomilerinin şekillenmesinde aktif rol oynamaktadır.
Bu çalışmanın amacı, Türkiye'nin politik ekonomisinin, uluslararası ticaret ve üretimin tarihsel gelişimi bağlamında şekillendiği kabulü üzerinden, mevcut iç ve dış politika yapım süreçleri üzerindeki politik ekonomisinin etkinliğini ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda çeşitli yazılı ve çevrimiçi kaynaklardan yararlanılacak, verilmek istenen bilgiler tablo ve grafiklerle desteklenerek genel bir çerçeve çizilecektir.
Makalenin birinci bölümünde, uluslararası ticaret ve üretimin ve bağlantılı olduğu bazı kavramların tanımlamaları yapılarak genel bir çerçeve çizilecek, daha sonra ise istatistiksel veriler ve grafikler kullanılarak dünyadaki güncel durum hakkında bilgi aktarılacaktır. Bölümün ikinci kısmında, uluslararası ticaret ve üretimin faydaları ve nasıl kazançlı çıkılacağı üzerine geliştirilmiş teorileri açıklanacaktır. Üçüncü kısımda, uluslararası ticaret ve üretimin tarihsel gelişimi "Ticaret Dönemi", "Sömürge Dönemi", "Ayrıcalıklar Dönemi" ve "Uluslararası Dönem" olmak üzere dört ayrı döneme bölünerek ayrıntılı olarak incelenecektir. Bölümün son kısmında ise uluslararası ticaret ve üretimle ile ilgili olan bazı uluslararası örgütlere yer verilecektir.
İkinci bölümde, Türkiye özelinde bir inceleme yapılacaktır. İlk kısımda, Türkiye'nin uluslararası ticaret ve üretimin tarihsel gelişimi, Osmanlı Devleti'nin son döneminden günümüze kadar ülkenin politik ekonomisi çerçevesinde incelenecek, önemli ekonomi politikaları üzerinde durulacaktır. Bölümün ikinci kısmında, uluslararası ticaret ve üretim faaliyetleri için Türkiye'de uygulanan teşvik programlarına yer verilecektir.
Makalenin son bölümü olan üçüncü bölümde ise, Türkiye'nin uluslararası ticaret ve üretiminin yön verdiği politik ekonomisi ve bunların mevcut iç ve dış politikaya olan etkisi, tarihsel süreçte yaşanan bazı örneklerle analiz edilecektir.
Conference Presentations by Ceren Ece Gocen
2011 yılından itibaren Arap Baharı'nın etkisiyle milyonlarca insan ülkelerinin sınırları dışına g... more 2011 yılından itibaren Arap Baharı'nın etkisiyle milyonlarca insan ülkelerinin sınırları dışına göç etmek zorunda kalmıştır. 2015'te ise göçmenler, Akdeniz üzerinden yasa dışı yollarla Yunanistan ve İtalya'ya ulaşıp Avrupa içinde yayılmaya başlamıştır. Bu göç dalgasının yarattığı kriz sonucunda aşırı sağ, göçmen karşıtı partilerin ve ırkçılığın yükselişi hız kazanmıştır. Irkçılığın yükselmesinde siyasi partilerin göçmenleri işsizlik, güvensizlik, suç ve kimlik ile ilişkilendirmeleri etkili olmuştur. Bu çalışma, göçmen karşıtı partilerin popülist yaklaşımlarının gerçeği ne oranla yansıttığını ve göçmenlerin politik, ekonomik ve sosyal açıdan sorunun gerçek kaynağı olup olmadığını belirlemeyi amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda birincil ve ikincil kaynaklar ile istatistiksel verilerden faydalanılacaktır. Böylece AB'nin kendi değerleriyle çelişen ve bütünleşme sürecine zarar veren tavrının çözümlenmesine katkı sağlanacaktır.
Anahtar Kelimeler: Arap Baharı, Göçmen Krizi, Irkçılık, AB Bütünleşmesi
Econder international academic journal, Dec 30, 2018
Bu makale, en az iki hakem tarafından incelenmiş ve intihal içermediği teyit edilmiştir. / This a... more Bu makale, en az iki hakem tarafından incelenmiş ve intihal içermediği teyit edilmiştir. / This article has been reviewed by at least two referees and scanned via a plagiarism software.
Işık Üniversitesi Yayınları eBooks, Feb 4, 2021
Avrupa Birliği aktif rol almaya başladığı günden bugüne kadar ekonomi, insan hakları, milliyetçil... more Avrupa Birliği aktif rol almaya başladığı günden bugüne kadar ekonomi, insan hakları, milliyetçilik, azınlık hakları, güvenlik, terörizm, sınır güvenliği, göçmen sorunu ve insan ticareti gibi konularda etkin rol oynamıştır. Avrupa Birliği'nin, Orta ve Doğu Avrupa genişlemesinin ardından ise sınırları değişmiş, kapasitesi artmış, yeni komşulara sahip olmuştur ve böylece dünya sahnesindeki sorumluluklarında artış gözlemlenmiştir. Bu sebepten AB, sınır güveliğini sağlayacak ve komşuluk ilişkilerini geliştirecek yeni bir politikaya yönelmiştir. Kuzey Afrika, Güney Kafkasya ve Doğu Avrupa bölgelerini içine alacak şekilde komşularına üyelik öngörmeyen fakat onlara ekonomik, siyasi, kültürel gelişim desteği ve karşılıklı iş birliği sağlayan dış politika araçlarından Avrupa Komşuluk Politikası'nı oluşturmuştur. Avrupa Komşuluk Politikası, Avrupa-Akdeniz Ortaklığı'nın devamı niteliğinde olup daha kapsamlı içeriğe sahip bir politikadır. Avrupa Komşuluk Politikası, ikili ilişkiler çerçevesinde güven ve huzurlu yaşam alanları yaratarak taraflara fayda sağlamayı amaçlamaktadır. Komşu ülkelere imtiyazlı ortaklık öngören Avrupa Komşuluk Politikası ile Avrupa Birliği ve komşu ülkeler arasında ilişkiler önce ortaklık anlaşmaları ile oluşmaktadır. Daha sonra süreç Avrupa Komşuluk Politikası araçları olan eylem planları, ülke raporları ve ilerleme raporları üzerinden yürütülmektedir. Avrupa Komşuluk Politikası ile AB, üyelik öngörmediği ülke ve bölgeleri Avrupalılaştırmak, AB'nin sınır güvenliği ve bütünlüğünü koruma amacıyla hareket etmektedir. Ortaklık ve iş birliği temelleri üzerine oluşan bu politikada demokrasinin gelişmesi, insan hakları ihlallerinin azaltılması, hukukun üstünlüğünün sağlanması, kitle imha silahlarının kullanımının azaltılması, yasa dışı göçün engellenmesi ve sürdürülebilir kalkınmanın oluşması Avrupa Komşuluk Politikası'nın değerlerini oluşturmaktadır.
Savaş Yayınları, 2017
Geçmişte mal, hizmet ve üretim faktörlerinin ülkeler arasında yer değiştirmesi şeklinde basit bir... more Geçmişte mal, hizmet ve üretim faktörlerinin ülkeler arasında yer değiştirmesi şeklinde basit bir tanımlamayla açıklanan uluslararası ticaret ve üretim kavramları, gün geçtikçe daha karmaşık bir yapılanma sergilemektedir. Hız kazanan küreselleşme, teknoloji ve iletişim ağında yaşanan ilerleme, neoliberal politikaların benimsenmesi gibi teknik, ekonomik, politik ve sosyal etkenler sayesinde uluslararası ilişkiler açısından daha önemli hale gelmektedir. Aynı zamanda, karşılıklı yarar bağlamında, bu etkenlerin de gelişmesinde rol oynayan ticaret ve üretim kavramları, ülkeler için özellikle ekonomik büyüme, kalkınma, sermaye kazandırma, döviz rezervlerini artırma gibi faydalar sağlamaktadır. Ekonominin politikadan ayrı tutulamayacağı perspektifinden hareketle bu kavramlar, iç politikada doğrudan veya dolaylı olarak alınan kararları etkilemekte ve alınan politik kararlar çerçevesinde şekillenmektedir. İç politikanın yanı sıra, uluslararası ticaret ve üretim kavramları dış ticarette alınan kararları da etkilemekte, karar alma sürecinde araç olarak kullanılmakta ve böylece ülkelerin politik ekonomilerinin şekillenmesinde aktif rol oynamaktadır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye'nin politik ekonomisinin, uluslararası ticaret ve üretimin tarihsel gelişimi bağlamında şekillendiği kabulü üzerinden, mevcut iç ve dış politika yapım süreçleri üzerindeki politik ekonomisinin etkinliğini ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda çeşitli yazılı ve çevrimiçi kaynaklardan yararlanılacak, verilmek istenen bilgiler tablo ve grafiklerle desteklenerek genel bir çerçeve çizilecektir. Makalenin birinci bölümünde, uluslararası ticaret ve üretimin ve bağlantılı olduğu bazı kavramların tanımlamaları yapılarak genel bir çerçeve çizilecek, daha sonra ise istatistiksel veriler ve grafikler kullanılarak dünyadaki güncel durum hakkında bilgi aktarılacaktır. Bölümün ikinci kısmında, uluslararası ticaret ve üretimin faydaları ve nasıl kazançlı çıkılacağı üzerine geliştirilmiş teorileri açıklanacaktır. Üçüncü kısımda, uluslararası ticaret ve üretimin tarihsel gelişimi "Ticaret Dönemi", "Sömürge Dönemi", "Ayrıcalıklar Dönemi" ve "Uluslararası Dönem" olmak üzere dört ayrı döneme bölünerek ayrıntılı olarak incelenecektir. Bölümün son kısmında ise uluslararası ticaret ve üretimle ile ilgili olan bazı uluslararası örgütlere yer verilecektir. İkinci bölümde, Türkiye özelinde bir inceleme yapılacaktır. İlk kısımda, Türkiye'nin uluslararası ticaret ve üretimin tarihsel gelişimi, Osmanlı Devleti'nin son döneminden günümüze kadar ülkenin politik ekonomisi çerçevesinde incelenecek, önemli ekonomi politikaları üzerinde durulacaktır. Bölümün ikinci kısmında, uluslararası ticaret ve üretim faaliyetleri için Türkiye'de uygulanan teşvik programlarına yer verilecektir. Makalenin son bölümü olan üçüncü bölümde ise, Türkiye'nin uluslararası ticaret ve üretiminin yön verdiği politik ekonomisi ve bunların mevcut iç ve dış politikaya olan etkisi, tarihsel süreçte yaşanan bazı örneklerle analiz edilecektir.
Işık Üniversitesi Yayınları, Dec 10, 2020
Megachile sculpturalis Smith 1853 is found for the first time on the island of Mallorca (Balearic... more Megachile sculpturalis Smith 1853 is found for the first time on the island of Mallorca (Balearic Islands, Spain). This is the first time that this exotic bee is reported from an island and is the southernmost record in Europe so far. Specimens were found in five distant locations throughout the island, which points out the current broad distribution of this species within the island and suggests that the introduction of M. sculpturalis may have happened earlier than 2020 and went unnoticed. M. sculpturalis females were found mainly feeding and collecting pollen from Sophora japonica L. 1767 (¼ Styphnolobium japonicum (L.) Schott 1830) and Parkinsonia aculeata L. 1753, two exotic ornamental trees. Potential entry means and impacts of this exotic bee on local biodiversity are discussed. Island ecosystems are highly vulnerable to the negative impacts produced by exotic species. Judging from the evidence of negative effects described in the literature so far, we recommend that the invasive potential and the impact of this species on native plants and pollinators within the insular context of the Balearic Islands be addressed in the future.
Suriye’de Arap Bahari’nin etkisiyle baslayan olaylar ic savasa donusmustur. Bu ic savastan kacan... more Suriye’de Arap Bahari’nin etkisiyle baslayan olaylar ic savasa donusmustur. Bu ic savastan kacan ve can guvenligini saglamak isteyenler basta komsu ulkeler olmak uzere dunyanin pek cok ulkesine siginmislardir. Suriyeliler Turkiye’ye ilk kez 29 Nisan 2011’de gelmeye baslamis ve sayilari gunumuzde yaklasik 3,5 milyona ulasmistir. Hukuki olarak gecici koruma altina alinan Suriyeliler bu surecte Turkiye’yi ekonomik, politik ve sosyal acidan oldukca etkilemistir. Basta temel ihtiyaclar olmak uzere pek cok hizmet sunulmus ve maddi olarak milyarlarca dolar harcama yapilmistir. Ulke yardimseverligi ve insani normlara verdigi degerin yani sira dis politikasinda benimsedigi yumusak guc yaklasimiyla her zaman Suriyelilerin yaninda olmustur. Turkiye’nin bu davranisi uluslararasi toplumda takdirle karsilanmis, bazi ulkelerle iliskilerde iyilesme saglanmis ve yardim sozleri verilmistir. Fakat projeler ve fonlarla kismen saglanan yardimlar, uluslararasi toplumun ilgisizligiyle istenen seviyeye u...
In Syria, the events that started with the effect of the Arab Spring have turned into civil war. ... more In Syria, the events that started with the effect of the Arab Spring have turned into civil war. Those who escaped from this civil war and want to provide safety for their lives have taken shelter in many countries of the world, especially in neighboring countries. Syrians have begun to arrive in 20 18 -1 ULUSLARARASI AFRO-AVRASYA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ INTERNATIONAL JOURNAL OF AFRO-EURASIAN RESEARCH 2018-1 E-ISSN2602-215X – Ocak / January Sayı/Issue:5 2 Turkey for the first time on April 29, 2011 and today the number has reached nearly 3,5 million. In this process, Syrians who are legally under temporary protection, have greatly affected Turkey economically, politically and socially. At first, many services were provided, including basic needs and billions of dollars were spent financially. In addition to its value to humanitarian norms and philanthropy, the country has always been stand by the Syrians with its soft power approach adopted in foreign policy. Turkey's behavior has...
In today's global economy, BRICS countries come to the fore with their growth rates and are t... more In today's global economy, BRICS countries come to the fore with their growth rates and are thus called rising powers. In the 1990s and the beginning of the 2000s were a period when the economies have been liberalized, they focused on foreign trade and their economies grew, with globalization. In this context, the relationship between economic growth and foreign trade has gained importance. Through the acceptance of the bilateral relationship of economic growth with foreign trade, this study aims to determine the impact of foreign trade on the economic growth of BRICS countries. In this study, between 2000 and 2018 BRICS countries' economic growth rates and their understanding of foreign trade were examined. It has been determined that economic growth is achieved by the transition of countries to a free market economy. All of the BRICS countries have entered a liberal reform process, especially since the 1990s, as a result of which their import and export rates have increase...
Pamukkale Üniversitesi SBE Dergisi, 2021
Günümüz küresel ekonomisinde BRICS ülkeleri büyüme hızlarıyla ön plana çıkmakta ve bu sayede yüks... more Günümüz küresel ekonomisinde BRICS ülkeleri büyüme hızlarıyla ön plana çıkmakta ve bu sayede yükselen güçler olarak adlandırılmaktadır. 1990'lı ve 2000'li yılların başı, küreselleşmenin etkisiyle liberalleşen ekonomilerin dış ticarete ağırlık verdiği ve ekonomilerinin büyüdüğü bir dönem olmuştur. Bu bağlamda, ekonomik büyüme ve dış ticaret ilişkisi önem kazanmıştır. Ekonomik büyümenin dış ticaretle çift yönlü ilişkisinin kabulü üzerinden, bu çalışma BRICS ülkelerinin ekonomik büyümesinde dış ticaretin etkisini belirlemeyi amaçlamaktadır. 2000-2018 yılları arasında BRICS ülkelerinin ekonomik büyüme oranları ve dış ticaret anlayışlarının incelendiği bu çalışmada, ülkelerin serbest piyasa ekonomisine geçmeleriyle ekonomik büyümelerinin sağlandığı tespit edilmiştir. BRICS ülkelerinin tamamı özellikle 1990'lı yıllardan itibaren liberal bir reform sürecine girmiş, bunun sonucunda ithalat ve ihracat oranları artmıştır. Serbest ekonominin önemini kavrayan BRICS ülkelerinin son 20 yılda ekonomik büyümeleri ile dış ticaretleri birbirini etkilemiştir.
İstinye Üniversitesi, ceren.gocen@istinye.edu.tr Suat Eren Özyiğit İstinye Üniversitesi, suat.ozy... more İstinye Üniversitesi, ceren.gocen@istinye.edu.tr Suat Eren Özyiğit İstinye Üniversitesi, suat.ozyigit@istinye.edu.tr ÖZET Küreselleşmenin krizi altında bütün dünyayı etkisi altına alan "yeni popülizm" olgusu, günümüzde en keskin ifadelerinden birini Asya kıtasında bulur. Asya'da ise Filipinler'in Duterte'si, Hindistan'ın Modi'si ve Endonezya'nın Widodo'su, yeni popülizm dalgasının belki de en fazla öne çıkan önderleri arasında gösterilir. Asya'nın yeni popülizminin küresel etkileri, liberal demokrasinin gerilemesinin yanı sıra -tıpkı Güney Çin Denizi örneğinde olduğu gibi-artan çatışma riski ve bölgesel istikrarsızlıkta kendisini hissettirmektedir. Bu genel gözlemlerden yola çıkan mevcut çalışma şu sorular etrafında şekillenmektedir: Yeni popülizmin uluslararası güvenliğe etkileri ne şekilde ortaya çıkmaktadır? Asya özelinde, yeni popülizm dalgasının bölgede dış siyaset söylemi ve güvenlik algısının inşasındaki rolü nedir? Bu çalışma, inceleme altındaki ülkelerin kendilerine özgü özelliklerinin yanı sıra dış siyasetlerindeki benzeşen yönleri ve karşılıklı etkileşimleri ortaya koymayı amaçlamaktadır. Böylece çalışma, halk-elit ayrımına, kişisel ve doğrudan bir liderlik tarzına ve halk iradesine vurgu yapan hâkim popülizm tanımının içeriğini uluslararası güvenlik ve Asya kıtasının özgüllüğü bağlamlarında genişleterek literatüre kavramsal ve ampirik katkılar sağlayacaktır. Asya örneğinde, popülizmde belirleyici olan kişisel liderliğin etkileri dış siyasete doğru genişlemiştir. İktidara sahip popülist liderlerin pragmatist yönelimlerinin dış siyaseti şekillendirmiş olduğu anlaşılmaktadır. Çin ile ilişkiler ve popülist desteği artırmaya yönelik altyapı kalkınmasına verilen öncelik belirleyici bir etken teşkil etmektedir. Aşırı sağ milliyetçilikten ya da daha çoğulcu sayılabilecek bir milliyetçilikten beslenmesi fark etmeksizin Asya'daki vakalar, popülizmin kaçınılmaz olarak Trumpvari bir izolasyonizme yol açacağı savını yanlışlamaktadır.
Econder International Academic Journal, 2018
Küreselleşen dünyada önemli bir yeri olan kalkınma seviyesinin göstergelerinden biri, mevcut işgü... more Küreselleşen dünyada önemli bir yeri olan kalkınma seviyesinin göstergelerinden biri, mevcut işgücünün istihdamının sağlanıyor olmasıdır. Türkiye’de ve pek çok ülkede kadın ile erkeğin yasalar önünde eşitliği kabul görmüştür. Fakat işgücü içerisinde kadının istihdam edilmesi ve edilse dahi cinsiyetçi ayrımcılık gibi engellerle karşılaması söz konusudur. Türkiye’de bu engellerin ortaya çıkmasındaki temel etken, ataerkil toplum düzeni ve gelenekselleşmiş toplumsal cinsiyet rolleridir. Bu engelleri ekonomik, toplumsal, demografik ve politik faktörler şeklinde sınıflandırmak mümkündür. Özellikle son yıllarda, kadınların işgücüne katılımının önündeki engellerin ortadan kaldırılarak cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve toplumdaki konumlarının iyileştirilmesine yönelik politikalar hız kazanmıştır. Bu politikalar ve çalışmalar genellikle uluslararası örgütlerin etkisiyle gerçekleşmektedir ve Türkiye üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye çabalamaktadır. Buna rağmen verilere bakıldığında, sorunun çözülemediği, kadının işgücüne katılmada ve istihdam edilmesinde hala cinsiyetçi ayrımla mücadele edildiği, çalışmaların veriminin yetersiz olduğu görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Kadın, İstihdam, İşgücü, Kalkınma, Cinsiyet ayrımcılığı, Uluslararası Örgütler
In Syria, the events that started with the effect of the Arab Spring have turned into civil war. ... more In Syria, the events that started with the effect of the Arab Spring have
turned into civil war. Those who escaped from this civil war and want to
provide safety for their lives have taken shelter in many countries of the
world, especially in neighboring countries. Syrians have begun to arrive Turkey for the first time on April 29, 2011 and today the number has reached nearly 3,5 million. In this process, Syrians who are legally under temporary protection, have greatly affected Turkey economically, politically and socially. At first, many services were provided, including basic needs and billions of dollars were spent financially. In addition to its value to humanitarian norms and philanthropy, the country has always been stand by the Syrians with its soft power approach adopted in foreign policy. Turkey's behavior has been met with appreciation in the international community, provided improvement in relations with some countries and promises of help are given. However, the project provided partial funding and assistance has not reached the desired level with the disinterest of the international community and Turkey was left alone in this regard.
Since 2011, Arab Spring has affected many countries in North Africa and the Middle East, and caus... more Since 2011, Arab Spring has affected many countries in North Africa and the Middle East, and caused regional conflicts and civil war as in Syria. People living in these regions have had to leave their countries for security concerns. At the beginning, those who took refuge in neighbouring countries have moved to Europe considering factors such as better living conditions, economic prosperity, and educational opportunities. The migrants who wanted to go to Europe from their
host countries were from Syria, Kosovo, Albania, Afghanistan, Iraq, Eritrea and Nigeria. The common expectations of migrants in various origins have been to provide maritime access to Greece and Italy, and then spread throughout Europe. The wave of migration that started with this anticipation continued with the disappearance of the lives of thousands in the Mediterranean, and those who reached Europe have been treated as negative and hostile at the borders.
In the EU, which is the target of migrants, racism, anti-migration and
Islamophobia have been increasing for years. The beginning of the migrant crisis in 2015 accelerated the rise of political organisation and extreme right-wing parties, racist movements and hate speech. Extreme right-wing and anti-migrant parties, which increased voting rates, used migrants as political propaganda tools. Immigrants are held responsible for economic, political and social problems. It is argued that immigrants have created insecurity and increased crime rates. It is also argued that sociocultural influence is negatively affected. The migration crisis, with the European countries failing to take responsibility and exhibiting an anti-migrant attitude, and the living tragedy has riveted. The EU countries have caused the crisis to grow even more by blaming each other
and trying to load each other’s responsibilities. It took time to act collectively towards the crisis. In the meantime, some of the countries within the Schengen Region have closed their borders with wire mesh and have tried to control by deploying security forces. People who have gone through illegal routes have been subjected to violence from time to time. This attitude of the European countries is contrary to the values and norms that the union has and which it has defended since its establishment. In the same way, beginning to adopt more conservative
and individual politics instead of libertarian policies has negatively affected to European integration.
Studies on Interdisciplinary Economics and Business - Volume IV, 2021
This volume is a collection of empirical and theoretical research papers regarding economics, pub... more This volume is a collection of empirical and theoretical research papers regarding economics, public finance, and business written by researchers from several different universities. The studies include a wide range of topics from issues in economics and business. The book is aimed at educators, researchers, and students interested in business and economics. The Editor Özer Özçelik works at Kütahya Dumlupınar University (Turkey) as an associate professor. He currently teaches history of economics and macroeconomics-related subjects.
TESAM, 2018
2011 yılında başlayan Suriye İç Savaşı kapsamında Esad rejimi, IŞİD ve PYD/YPG gibi yapılanmalar ... more 2011 yılında başlayan Suriye İç Savaşı kapsamında Esad rejimi,
IŞİD ve PYD/YPG gibi yapılanmalar Türkiye sınırında güvenlik
tehdidi yaratmaktadır. Türkiye ise sınır hattını terör unsurlarından
temizleme, bölgede güvenliği sağlama ve Suriye’den gelen göç akınını
durdurma amaçlarıyla sınır ötesi operasyonlar düzenlemektedir. Bu
operasyonlardan ilki 24 Ağustos 2016’da başlayan ve Türk Silahlı
Kuvvetleri destekli Özgür Suriye Ordusu tarafından yürütülen Fırat
Kalkanı Harekâtı’dır. Harekât sonucunda önemli bir başarı elde
edilmiş, Cerablus, Çobanbey ve El-Bab şehirleri IŞİD’in elinden
alınarak güvenlik kısmen sağlanmıştır. Sınır ötesi operasyonların
askeri başarısına ek olarak politik ve ekonomik çıktıları da
olmuştur. Bu çalışma, politika ve ekonominin birbirinden ayrı
tutulamayacağı gerçeği göz önünde bulundurularak, Fırat Kalkanı
Harekâtı özelinde sınır ötesi operasyonların politik ekonomiye
yansımasının ne olduğunu tespit etmeyi amaçlamaktadır.
Anahtar Kelimeler: Suriye, Türk Silahlı Kuvvetleri, Özgür Suriye
Ordusu, Fırat Kalkanı Harekâtı
Uluslararası Politik Ekonomi I, 2017
Geçmişte mal, hizmet ve üretim faktörlerinin ülkeler arasında yer değiştirmesi şeklinde basit bir... more Geçmişte mal, hizmet ve üretim faktörlerinin ülkeler arasında yer değiştirmesi şeklinde basit bir tanımlamayla açıklanan uluslararası ticaret ve üretim kavramları, gün geçtikçe daha karmaşık bir yapılanma sergilemektedir. Hız kazanan küreselleşme, teknoloji ve iletişim ağında yaşanan ilerleme, neoliberal politikaların benimsenmesi gibi teknik, ekonomik, politik ve sosyal etkenler sayesinde uluslararası ilişkiler açısından daha önemli hale gelmektedir. Aynı zamanda, karşılıklı yarar bağlamında, bu etkenlerin de gelişmesinde rol oynayan ticaret ve üretim kavramları, ülkeler için özellikle ekonomik büyüme, kalkınma, sermaye kazandırma, döviz rezervlerini artırma gibi faydalar sağlamaktadır. Ekonominin politikadan ayrı tutulamayacağı perspektifinden hareketle bu kavramlar, iç politikada doğrudan veya dolaylı olarak alınan kararları etkilemekte ve alınan politik kararlar çerçevesinde şekillenmektedir. İç politikanın yanı sıra, uluslararası ticaret ve üretim kavramları dış ticarette alınan kararları da etkilemekte, karar alma sürecinde araç olarak kullanılmakta ve böylece ülkelerin politik ekonomilerinin şekillenmesinde aktif rol oynamaktadır.
Bu çalışmanın amacı, Türkiye'nin politik ekonomisinin, uluslararası ticaret ve üretimin tarihsel gelişimi bağlamında şekillendiği kabulü üzerinden, mevcut iç ve dış politika yapım süreçleri üzerindeki politik ekonomisinin etkinliğini ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda çeşitli yazılı ve çevrimiçi kaynaklardan yararlanılacak, verilmek istenen bilgiler tablo ve grafiklerle desteklenerek genel bir çerçeve çizilecektir.
Makalenin birinci bölümünde, uluslararası ticaret ve üretimin ve bağlantılı olduğu bazı kavramların tanımlamaları yapılarak genel bir çerçeve çizilecek, daha sonra ise istatistiksel veriler ve grafikler kullanılarak dünyadaki güncel durum hakkında bilgi aktarılacaktır. Bölümün ikinci kısmında, uluslararası ticaret ve üretimin faydaları ve nasıl kazançlı çıkılacağı üzerine geliştirilmiş teorileri açıklanacaktır. Üçüncü kısımda, uluslararası ticaret ve üretimin tarihsel gelişimi "Ticaret Dönemi", "Sömürge Dönemi", "Ayrıcalıklar Dönemi" ve "Uluslararası Dönem" olmak üzere dört ayrı döneme bölünerek ayrıntılı olarak incelenecektir. Bölümün son kısmında ise uluslararası ticaret ve üretimle ile ilgili olan bazı uluslararası örgütlere yer verilecektir.
İkinci bölümde, Türkiye özelinde bir inceleme yapılacaktır. İlk kısımda, Türkiye'nin uluslararası ticaret ve üretimin tarihsel gelişimi, Osmanlı Devleti'nin son döneminden günümüze kadar ülkenin politik ekonomisi çerçevesinde incelenecek, önemli ekonomi politikaları üzerinde durulacaktır. Bölümün ikinci kısmında, uluslararası ticaret ve üretim faaliyetleri için Türkiye'de uygulanan teşvik programlarına yer verilecektir.
Makalenin son bölümü olan üçüncü bölümde ise, Türkiye'nin uluslararası ticaret ve üretiminin yön verdiği politik ekonomisi ve bunların mevcut iç ve dış politikaya olan etkisi, tarihsel süreçte yaşanan bazı örneklerle analiz edilecektir.
2011 yılından itibaren Arap Baharı'nın etkisiyle milyonlarca insan ülkelerinin sınırları dışına g... more 2011 yılından itibaren Arap Baharı'nın etkisiyle milyonlarca insan ülkelerinin sınırları dışına göç etmek zorunda kalmıştır. 2015'te ise göçmenler, Akdeniz üzerinden yasa dışı yollarla Yunanistan ve İtalya'ya ulaşıp Avrupa içinde yayılmaya başlamıştır. Bu göç dalgasının yarattığı kriz sonucunda aşırı sağ, göçmen karşıtı partilerin ve ırkçılığın yükselişi hız kazanmıştır. Irkçılığın yükselmesinde siyasi partilerin göçmenleri işsizlik, güvensizlik, suç ve kimlik ile ilişkilendirmeleri etkili olmuştur. Bu çalışma, göçmen karşıtı partilerin popülist yaklaşımlarının gerçeği ne oranla yansıttığını ve göçmenlerin politik, ekonomik ve sosyal açıdan sorunun gerçek kaynağı olup olmadığını belirlemeyi amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda birincil ve ikincil kaynaklar ile istatistiksel verilerden faydalanılacaktır. Böylece AB'nin kendi değerleriyle çelişen ve bütünleşme sürecine zarar veren tavrının çözümlenmesine katkı sağlanacaktır.
Anahtar Kelimeler: Arap Baharı, Göçmen Krizi, Irkçılık, AB Bütünleşmesi