Esra Nihan Bridge - Academia.edu (original) (raw)

Papers by Esra Nihan Bridge

Research paper thumbnail of İlişkilerde Mahşerin Dört Atlısı

Akademi Kürsü, 2020

ABD’de çok tanınmış bir araştırmacı ve psikoterapist olan John Gottman, kurduğu klinikte çiftleri... more ABD’de çok tanınmış bir araştırmacı ve psikoterapist olan John Gottman, kurduğu klinikte çiftlerin aralarındaki ilişki dinamiklerini ve tartışmalarını incelemiştir. Gottman, mutlu evliliklerde de problemler ve tartışmalar olduğunu, öfke, kızgınlık ve kırgınlık gibi duyguların evliliğin bitmesine neden olan esas sorun olmadığını, esas sorunun çiftin nasıl tartıştığı, yani çatışma adabı olduğunu dile getirmiştir. Buradan yola çıkarak bazı yaygın davranış paternlerinin ilişkilerde ayrılık çanlarının çaldığını gösterdiğini fark etmiş ve takip
çalışmalarında bu paternlere sahip evliliklerin ilk 6 yıl içersinde boşanmayla sonuçlandığını ortaya koymuştur. Gottman, bu 4 probleme “Mahşerin 4 Atlısı” yani felaket habercileri ismini vermiştir.

Research paper thumbnail of Ergenlerde Siber Zorbalığa Duyarlılığın Demografik Değişkenler Açısından İncelenmesi

Cyprus Turkish Journal of Psychiatry & Psychology, 2019

Siber zorbalık günümüzde özellikle ergen yaş gruplarında dikkat çeken bir olgudur. Bu nedenle son... more Siber zorbalık günümüzde özellikle ergen yaş gruplarında dikkat çeken bir olgudur. Bu nedenle son yıllarda literatürde siber zorbalığı ele alan çalışmalar sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Ülkemizde de bu konu başat bir çalışma alanı haline gelmekle birlikte siber zorbalığa duyarlılığı büyük bir çalışma grubu ile inceleyen çok az araştırma yapılmıştır. Bu araştırmanın temel amacı, siber zorbalık duyarlılık düzeyinin ortaokul ve lise öğrencilerindeki durumunu bazı demografik değişkenler açısından incelemektir. Araştırma İstanbul Kadıköy'deki ortaokul ve liselerde yapılmıştır. Araştırmaya 1752 öğrenci katılmıştır. Çalışmada demografik bilgiler için oluşturulan Kişisel Bilgi Formu ile birlikte Siber Zorbalığa Duyarlılık Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada öğrencilerin demografik bilgilerinin, aile yapısının ve teknoloji kullanımının, siber zorbalığa duyarlılık ile ilişkisi incelenmiştir. Araştırma sonucunda siber zorbalığa duyarlılığın cinsiyete, ebeveyn eğitim düzeyine, internet denetiminin varlığına, internete giriş amacına, günlük internet kullanım süresine ve öğrencilerin kişisel cep telefonuna sahip oluşuna göre anlamlı düzeyde farklılaştığı ortaya konulmuştur. Çalışma kızların erkeklere göre siber zorbalığa duyarlılıklarının daha yüksek olduğunu; 6. sınıf öğrencilerinin 11. sınıf öğrencilerine göre daha yüksek duyarlılığa sahip olduğunu; internete giriş denetimin olması halinde duyarlılığın arttığını; internette geçirilen sürenin az olduğu durumlarda duyarlılığın yüksek olduğunu; kişisel cep telefonuna sahip olan öğrencilerin siber zorbalığa daha duyarlı olduklarını göstermiştir. Araştırma çocuk ve ergenlerin siber zorbalığa duyarlılık düzeyini görebilmek ve siber zorbalık ile ilişkilendirilen diğer etmenleri anlamak, çevrimiçi dünyadaki siber zorbalık davranışlarını tanıma ve önleme çalışmaları açısından önem taşımaktadır.

Research paper thumbnail of CYBERBULLYING VICTIMIZATION: A STUDY OF MIDDLE AND HIGH SCHOOL STUDENTS

Motif Akademi Halkbilimi Dergisi, 2020

Cyberbullying, a new growing phenomenon due to society's heavy reliance on advanced technologies ... more Cyberbullying, a new growing phenomenon due to society's heavy reliance on advanced technologies is an intricate and ever-evolving form of bullying. Little is known about how cyberbullying is perpetrated at the middle and high school levels. The current study aims to investigate the prevalence, impact, and differential experience of cyberbullying victimization comprehensively. The participants of the study consist of 1752 middle and high school students in İstanbul. The cyber victimization inventory and personal information questionnaire were used to gather research data. These surveys examined the relationship between cyber victimization and technology use and students' sociodemographic information. As a result of the research, it was observed that male students experienced significantly higher cyber victimization than females. Also, the results demonstrated that 10 th and 11 th grade students have experienced more cyber victimization compared to 6 th , 7 th , 8 th , and 9 th grade students. When internet access was not supervised by the parents and students' time of internet usage increased, it was found that they have experienced cyber victimization significantly higher. This research contributes to the literature in terms of revealing cyber victimization and related factors. Understanding the level of cyber victimization that children are exposed to and the factors related to victimization are important for reinforcing studies to prevent bullying behaviors in the online environment.

Research paper thumbnail of YETİŞKİN İLİŞKİLERİNDE ŞİDDETE YÖNELİK TUTUMLARIN İNCELENMESİ

Motif Akademi Halk Bilimleri Dergisi, 2019

Partner ilişkilerinde fiziksel ve psikolojik saldırganlığa başvurma oranları ortalama olarak %30-... more Partner ilişkilerinde fiziksel ve psikolojik saldırganlığa başvurma oranları ortalama olarak %30-40 ile %70-80 arasında değişmektedir. Fiziksel ve psikolojik saldırganlığa yönelik tutumlar, partner şiddetini önleyici ve iyileştirici türdeki programlarda üzerinde en çok durulan değişkenlerdir. Bu araştırma üniversite öğrencilerinin partner ilişkilerindeki şiddet algılarını ve şiddete yönelik tutumlarının bazı demografik değişkenlere göre incelemeyi esas almıştır. Bu amaçla yaşları 18 ile 24 arasında değişen 64 üniversite öğrencisine "Yakın İlişkilerde Şiddete Yönelik Tutum Ölçeği-Gözden Geçirilmiş Formu" uygulanmıştır. Araştırma sonucunda öğrencilerin partner ilişkilerindeki şiddete yönelik kabul görmeyen bir tutuma sahip olduğu görülmüştür. Ölçeğin şiddet, kontrol ve istismar alt başlıkları incelendiğinde; fiziksel şiddetin en kabul edilemez davranış olduğu; psikolojik şiddete ilişkin tutumun (kontrol) orta sınırda, istismarın düşük-orta sınırda olduğu görülmüştür. Cinsiyet, yaş, gelir durumu, anne ile ilişki, baba ile ilişki, ebeveynlerin birbiriyle ilişki durumuna göre partner ilişkilerindeki şiddet algıları ve şiddete yönelik tutumların anlamlı farklılaşma göstermediği tespit edilmiştir. Araştırmanın bundan sonraki partner şiddeti alanında yapılacak çalışmalara kaynak niteliğinde olması hedeflenmektedir.

Research paper thumbnail of EMOTIONALLY FOCUSED COUPLE THERAPY A COUPLE’S STRUGGLE WITH INFIDELITY

International Journal of Afro-Eurasian Research (IJAR), 2019

The major purpose of this paper is to illustrate the theory, practice, and outcome of Emotionally... more The major purpose of this paper is to illustrate the theory, practice, and outcome of Emotionally Focused Couple Therapy. Emotionally Focused Therapy (EFT) has greatly influenced the world of marital therapy. It was developed by Susan Johnson and Leslie Greenberg in the early 1980s. This article involves emphasizing the formulation of EFT theory and application to a case example of a couple with infidelity. First, this paper will review the development of EFT and the influences of attachment theory. Next, it will illustrate how emotional interventions can influence the couple’s interactions and how key events create a change in couple’s interactions. In order to obtain a better understanding regarding EFT, theory of change, major clinical interventions, and structure of the therapy will be presented. Finally, this paper will present a clinical example, applying EFT to a couple who struggle with infidelity and discuss the outcomes.

Research paper thumbnail of Siber Mağduriyet

OPUS International Journal of Society Researches, 2019

Siber mağduriyeti geniş ve çeşitli bir örneklemle kapsamlı bir şekilde inceleyen çok az araştırma... more Siber mağduriyeti geniş ve çeşitli bir örneklemle kapsamlı bir şekilde inceleyen çok az araştırma yapılmıştır. Bu çalışmanın amacı, ortaokul ve lise öğrencileri arasında siber zorbalık mağduriyetinin yaygınlığını, etkisini ve farklılıklarını kapsamlı olarak incelemektedir. Araştırmanın katılımcılarını İs-tanbul'un en büyük ilçelerinden olan Kadıköy'de bulunan ortaokul ve liselerde okuyan 1752 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma verilerinin toplanmasında Kişisel Bilgi Formu ile birlikte Siber Mağduriyet Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada öğrencilerin teknoloji kullanımının ve öğrencilerin demografik bilg-ilerinin siber zorbalık mağduriyeti ile ilişkisi incelenmiştir. Araştırma sonucunda erkek öğrencilerin kızlara göre anlamlı derecede daha yüksek siber mağduriyet yaşadıkları görülmüştür. Ayrıca araştırma 10. ve 11. sınıf öğrencilerinin 6., 7., 8. ve 9. sınıf öğrencilerine oranla daha fazla siber mağduriyet yaşadığını ortaya koymuştur. Siber mağduriyetin, internete girişin ebeveynler tarafından denetimli olmadığı hallerde, öğrencilerin internette geçirildikleri sürenin arttığı durumlarda anlamlı derecede daha yüksek olduğu bulunmuştur. Öğrencilerin kişisel cep telefonunun olduğu durumlarda siber mağduriyetin ileri derecede yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca öğrencilerin internete giriş amaçları dikkate alındığında, ödev maksatlı internete girenlerde siber mağduriyet düzeyinin düşük olduğu tespit edilmiştir. Bu araştırma öğrencilerin maruz kaldığı siber mağduriyeti ve bununla ilişkili faktörleri ortaya koyması bakımından literatüre katkı sağlamaktadır. Çocukların maruz kaldıkları siber mağduri-yetin düzeyini ve mağduriyetle ilişkili faktörleri anlamak, online ortamdaki zorbalık davranışlarını önleme çalışmalarını güçlendirmek açısından önem taşımaktadır.

Research paper thumbnail of Transformation of childhood traumatic experiences to violence

Although there are several genetic, social, cultural, and evolutionary explanations for violence,... more Although there are several genetic, social, cultural, and evolutionary explanations for violence, this article will only be based on a psychological aspect with a special focus on trauma theory. Traumatic events in childhood including witnessing family violence and experiencing abuse, neglect, loss and abandonment can cause long term emotional pain and distress. Particularly, trauma becomes more severe when children are victims of family violence and parents who are supposed to love, protect, and reassure children become violent and threatening. Traumatic events leave children with overwhelming feelings of fear, anger, and vulnerability. Many authors emphasized the link between childhood traumatic experiences and aggressive behaviors, and they consider trauma and violence inseparable. However, there is little research focusing on the developmental aspects of this relation. Bowlby's attachment theory suggests that traumatic experiences interrupt a child's secure attachment and they generate attachment injuries that interfere with obtaining healthy relationships. Ferenczi's identification with the aggressor theory claims that traumatic experience teaches children both roles: victim role and the abuser role. Trauma in children and youth, differently than trauma in adults, affects underdeveloped personalities and it has a significant role in building the immature personality of children. This article focuses on explaining how childhood traumatic experiences turn into violence in light of Bowlby and Ferenczi's theories. ÇOCUKLUK ÇAĞI TRAVMATİK DENEYİMLERİNİN ŞİDDETE DÖNÜŞÜMÜ ÖZ Şiddetle ilgili genetik, sosyal, kültürel ve evrimsel açıklamalar olmasına rağmen, bu makale sadece travma teorisine odaklanan psikolojik bir bakış açısını temel alacaktır. Çocukluktaki istismar, ihmal, aile içi şiddete tanık olma, kayıp yaşama ve terk edilme gibi travmatik olaylar uzun süreli duygusal acı ve strese neden olabilmektedir. Çocuklar özellikle aile içi şiddet mağduru olduklarında, kendilerini sevmeleri, korumaları ve güven vermeleri gereken ebeveynler kendilerine şiddet ve tehdit oluşturmakta ve travma daha şiddetli hale gelmektedir. Travmatik olaylar çocukları yoğun korku, öfke ve kırılganlık hisleri ile başbaşa bırakmaktadır. Birçok araştırmacı, çocukluk çağı travmatik deneyimleri ile saldırgan davranışlar arasındaki bağlantıyı vurgulayarak, travma ve şiddeti birbirinden ayrılmaz olarak görmüşlerdir. Ancak, çok az çalışma travma ile şiddet arasındaki ilişkinin gelişimsel yönüne odaklanmıştır. Bowlby'nin bağlanma teorisi, travmatik deneyimlerin çocuğun güvenli bağlanmasını ve sağlıklı ilişkiler kurmalarını engelleyen önemli bağlanma yaralanmalarına yol açtığını öne sürmektedir. Ferenczi'nin saldırganla özdeşleşme kuramı travmatik deneyimin çocuklara mağdur rolü ve istismarcı rolü olmak üzere her iki rolü de öğrettiğini ileri sürmektedir. Çocuklarda ve gençlerdeki travmanın, yetişkinlerdeki travmadan farklı olarak olgunlaşmamış ya da az gelişmiş kişilikleri etkilediğini ve kişilik gelişiminde önemli bir rol oynadığını iddia etmektedir. Bu makale, Bowlby ve Ferenczi'nin teorileri ışığında çocukluk travmatik deneyimlerinin nasıl şiddete dönüştüğü açıklanmasına odaklanmaktadır.

Research paper thumbnail of Transformation of childhood traumatic experiences to violence

Life Skills Psychology Journal, 2020

Although there are several genetic, social, cultural, and evolutionary explanations for violence,... more Although there are several genetic, social, cultural, and evolutionary explanations for violence, this article will only be based on a psychological aspect with a special focus on trauma theory. Traumatic events in childhood including witnessing family violence and experiencing abuse, neglect, loss and abandonment can cause long term emotional pain and distress. Particularly, trauma becomes more severe when children are victims of family violence and parents who are supposed to love, protect, and reassure children become violent and threatening. Traumatic events leave children with overwhelming feelings of fear, anger, and vulnerability. Many authors emphasized the link between childhood traumatic experiences and aggressive behaviors, and they consider trauma and violence inseparable. However, there is little research focusing on the developmental aspects of this relation. Bowlby's attachment theory suggests that traumatic experiences interrupt a child's secure attachment and they generate attachment injuries that interfere with obtaining healthy relationships. Ferenczi's identification with the aggressor theory claims that traumatic experience teaches children both roles: victim role and the abuser role. Trauma in children and youth, differently than trauma in adults, affects underdeveloped personalities and it has a significant role in building the immature personality of children. This article focuses on explaining how childhood traumatic experiences turn into violence in light of Bowlby and Ferenczi's theories.

Research paper thumbnail of Eşe Yönelik Şiddet Mağdurlarının  Adli Süreçlerde Değerlendirilmesi

Dünya İnsan Bilimleri Dergisi, 2020

Son yıllarda eşe yönelik şiddet olayları sadece psikolojinin değil hukukun çalışmalarını da yakın... more Son yıllarda eşe yönelik şiddet olayları sadece psikolojinin değil hukukun çalışmalarını da yakından ilgilendirmektedir. Şiddet olayları adli mercilere yansıdığında, mağdurda fiziksel yara izleri mevcut ise bu somut bulgular adli mercideki kişilere olayı anlamlandırmada ve karar vermede kolaylık sağlamaktadır. Ancak şiddetin psikolojik/ duygusal olduğu ve/veya şiddeti ispat edecek somut bulguların olmadığı hallerde, olayın kovuşturma süreci daha zorlu hale gelmektedir. Duygusal istismarın ispatı için şiddet gördüğünü ifade eden mağdurun sözel anlatımı çok önemli olsa da, adalet
sistemi çalışanları çoğu zaman mağdurun eksik ya da içerik olarak yetersiz beyanları ile karşılaşmaktadır. Adalet çalışanları uzun süre şiddete maruz kaldığını ifade eden mağdurlarla karşılaştıklarında, mağdurun daha öncesinde niçin şikayetçi olmadığını ya da neden boşanmadığını anlamakta güçlük çekmektedir. Bu noktada, eşi tarafından şiddet gören mağdurları şikayetçi olmaktan ve boşanmaktan alıkoyan sebepleri araştırmak ve duygusal istismara uğradığını ifade eden mağdurun ifadelerinin geçerliliğini değerlendirmek yerinde olacaktır. Kriter bazlı ifade analizi tekniği; ifadelerin
güvenilirliğini incelemekte olup, hakim ve savcılara da mağdurların adli süreçte değerlendirilmesi konusunda farklı bir bakış açısı sunacaktır. Bu çalışma aynı zamanda eşe yönelik şiddetin doğasını ve mağdur psikolojisini aydınlatıcı bir rehber olarak literatüre katkı sağlayacaktır.

Research paper thumbnail of Therapeutic use of fairy tales in child sexual abuse

Seen and Heard, 2019

Therapeutic use of fairy tales in child sexual abuse

Research paper thumbnail of Review of a Case Study in light of Bowen Theory: Differentiation of Self

Life Skills Journal of Psychology, 2019

The major purpose of this paper is to illustrate the theory, practice, and outcome of Bowen's Fam... more The major purpose of this paper is to illustrate the theory, practice, and outcome of Bowen's Family Systems Theory. Murray Bowen is a founder of the family systems theory and one of the pioneers in family therapy. Bowen defined the term "differentiation of self" as a capacity to gain a balance between emotional and intellectual functioning without fusion. Bowen established this term in light of the family system theory and he believed self-differentiation is closely related to an individual's family life. Family system theory explains the causes of being undifferentiated in the concept of family relations, and it names some of the characteristics of the family that led to undifferentiation such as triangulation, marital conflict, sibling position, emotional cut off etc. Family systems theory demonstrates that differentiation of self is crucial to longterm intimate relationships. With this term, Bowen addressed emotional maturity and maintaining independent thinking during emotional relationships. A person's level of differentiation of self illustrates his capacity to distinguish feelings and thoughts under stressful situations. Bowen Theory has greatly influenced the world of family therapy and also studies demonstrated its effectiveness on individual therapy work. This article involves emphasizing the formulation of Bowen theory and application to a case example of an individual who struggles with differentiation. First, this paper will review the development of Bowen's theory, then, it will illustrate Bowen's eight interlocking terms. Finally, this paper will present a clinical example, applying family systems therapy to an individual who struggles with differentiation and discusses the outcomes.

Research paper thumbnail of Partner Violence in Muslim Marriages: Tips for Therapists in the US

Spiritual Psychology and Counseling, 2019

Partner violence in Muslim marriages is one of the most challenging subjects in the therapy setti... more Partner violence in Muslim marriages is one of the most challenging subjects in the therapy setting for both therapists and Muslim clients. Due to the lack of studies and the negative reputation of Muslim families' in Western culture, many therapists may carry stereotypes about partner violence in Muslim societies. Moreover, as a result of these same reasons, many Muslim clients might be hesitant to seek help or share their negative experiences. In family therapy, therapists would benefit from knowing what Muslim marriages are like and from learning to respect their clients' cultural values. Understanding Muslim families better can be valuable in the therapy setting for many Muslim clients by helping therapists recognize abuse and enabling clients to seek help for partner violence. The current study aims to guide therapists in understanding marriages, cultural values, and partner violence in terms of Muslim marriages; to prepare them for challenges in therapy; and also to encourage future studies focused on preventing and combatting intimate partner violence.
Keywords: Muslim marriages • Intimate partner violence • Couples • Violence • Therapist

Research paper thumbnail of The Concept of Skin Ego and the Investigation of the Skin Ego Structuring in Drug Users  Administering the Rorschach Inkblot Test

Turkish Studies , 2018

The main purpose of this research is to investigate the concept of the skin ego and the skin ego ... more The main purpose of this research is to investigate the concept of the skin ego and the skin ego structures of drug users by employing the Rorschach Inkblot Test. For this purpose, the concept of skin ego was explored first. Skin-ego (moi-peau) was first expressed in 1974 by Didier Anzieu, a psychoanalyst who worked with dermatological patients and used projective methods in his studies. Anzieu described skin ego as a psychic envelope and case for ego and explained its eight functions and the negative function. After eloborating the skin-ego term, the appropriate sample was determined from drug users who specifically injects heroin intravenously for at least two years. The first group included 23 heroin users and the control group consisting of 23 non-drug users. The Rorschach Inkblot Test was employed to the participants and The Rorschach protocols were coded. The results of the two groups were analyzed statistically by using SPSS. In addition to statistical data, content was evaluated by assessing the barrier and penetration responses in detail, and the information about skin ego structures of drug users was reached. Obtained findings indicated that there are some deterioration in skin ego structures of drug users (IV heroin users), excitation shield functioning of the skin ego cannot be fulfilled in these people, and some deficiencies in early relationships leads to the sensitivity in skin ego structures.

Research paper thumbnail of Identifying Pedophilia

Identifying Pedophilia, 2018

Pedophilia, derived from Greek words philia of pedeiktos meaning erotic love of children (Seto, 2... more Pedophilia, derived from Greek words philia of pedeiktos meaning erotic love of children (Seto, 2002) includes using children as a sexual excitement object to reach gratification. In most cultures children are not deemed as mature enough to make decisions about sexual intercourse. In this regard, child sexual abuse is not only intolerable, but is also sanctioned in many societies. Pedophilia is considered a controversial and unpleasant subject for many clinicians; therefore, most of them avoid conducting research on this topic. In the literature, there is no absolute and consistent classification and also diagnostic criteria of pedophile has changed over time. Although different theories such as psychoanalytic, attachment and Ferenczi's trauma theory propose some explanations regarding the reasons for pedophilia, there is no satisfactory elucidation about this topic. Pedophilia is a multidisciplinary concern and requires a bio-psycho-socio-legal plan for intervention, it is crucial to conduct research by collaboration of various disciplines and understand this subject is important and necessary to address this issue. This current study is an attempt to understand pedophilia by looking from different perspectives. PEDOFİLİYİ TANIMAK ÖZ Çocuklara yönelik erotik sevgi anlamına gelen Yunanca " pedeiktos " (çocuk) ve " philia " (sevgi) sözcüklerinden gelen pedofili (Seto, 2002), çocukların cinsel uyarım nesnesi olarak kullanılmasını içerir. Çoğu kültürde, çocuklar cinsel ilişki hakkında karar vermek için yeterince olgun olarak kabul edilmezler. Bu bağlamda, çocuk cinsel istismarı sadece tahammül edilemez olarak görülmekle kalmaz, aynı zamanda pek çok toplumda cezai yaptırıma da bağlanırr. Pedofili birçok klinisyen için tartışmalı ve hoş olmayan bir konu olarak kabul edilir; bu nedenle, çoğu klinisyen bu konuda araştırma yapmaktan kaçınır. Literatürde, pedofili için mutlak ve tutarlı bir sınıflandırma bulunmamaktadır. Aynı zamanda pedofili tanı kriterlerinin de zaman içerisinde değiştiği görülmektedir. Psikanalitik, bağlanma ve Ferenczi'nin travma teorisi gibi farklı teoriler pedofilinin nedenlerine ilişkin bazı açıklamalar önermesine rağmen, bu konu hakkında tatmin edici bir açıklama yoktur. Pedofili çok disiplinli bir meseledir ve biyo-psiko-sosyo-yasal bir müdahale planı gerektirmektedir, Pedofili konusunun ele alınmasında çeşitli disiplinlerin işbirliği ile araştırma yapması ve konuyu anlaması çok önemli ve gereklidir. Bu çalışma, farklı perspektiflerden bakılarak pedofiliyi anlama girişimidir.

Books by Esra Nihan Bridge

Research paper thumbnail of World Journal of Human Sciences,  2020 - 2 / Dünya İnsan Bilimleri Dergisi, 2020 - 2

World Journal of Human Sciences, 2020 - 2 / Dünya İnsan Bilimleri Dergisi, 2020 - 2, 2020

HUMAN World Journal of Human Sciences is an international multidisciplinary peer-reviewed journal... more HUMAN World Journal of Human Sciences is an international multidisciplinary peer-reviewed journal published twice a year (July-January). The journal is a multi-disciplinary academic journal and aims to bring together quality research and compilation articles in the human sciences to the world of science.
Our journal is an Open Access journal and based on the principle of "Knowledge is the common heritage of humanity". It has set out with the ideal of becoming a qualified academic platform for researchers worldwide who can conduct research in all areas of human sciences, to the benefit of humanity. Every article submitted to the Journal, passes through the double-blind peer review process prior to publication.

Research paper thumbnail of İlişkilerde Mahşerin Dört Atlısı

Akademi Kürsü, 2020

ABD’de çok tanınmış bir araştırmacı ve psikoterapist olan John Gottman, kurduğu klinikte çiftleri... more ABD’de çok tanınmış bir araştırmacı ve psikoterapist olan John Gottman, kurduğu klinikte çiftlerin aralarındaki ilişki dinamiklerini ve tartışmalarını incelemiştir. Gottman, mutlu evliliklerde de problemler ve tartışmalar olduğunu, öfke, kızgınlık ve kırgınlık gibi duyguların evliliğin bitmesine neden olan esas sorun olmadığını, esas sorunun çiftin nasıl tartıştığı, yani çatışma adabı olduğunu dile getirmiştir. Buradan yola çıkarak bazı yaygın davranış paternlerinin ilişkilerde ayrılık çanlarının çaldığını gösterdiğini fark etmiş ve takip
çalışmalarında bu paternlere sahip evliliklerin ilk 6 yıl içersinde boşanmayla sonuçlandığını ortaya koymuştur. Gottman, bu 4 probleme “Mahşerin 4 Atlısı” yani felaket habercileri ismini vermiştir.

Research paper thumbnail of Ergenlerde Siber Zorbalığa Duyarlılığın Demografik Değişkenler Açısından İncelenmesi

Cyprus Turkish Journal of Psychiatry & Psychology, 2019

Siber zorbalık günümüzde özellikle ergen yaş gruplarında dikkat çeken bir olgudur. Bu nedenle son... more Siber zorbalık günümüzde özellikle ergen yaş gruplarında dikkat çeken bir olgudur. Bu nedenle son yıllarda literatürde siber zorbalığı ele alan çalışmalar sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Ülkemizde de bu konu başat bir çalışma alanı haline gelmekle birlikte siber zorbalığa duyarlılığı büyük bir çalışma grubu ile inceleyen çok az araştırma yapılmıştır. Bu araştırmanın temel amacı, siber zorbalık duyarlılık düzeyinin ortaokul ve lise öğrencilerindeki durumunu bazı demografik değişkenler açısından incelemektir. Araştırma İstanbul Kadıköy'deki ortaokul ve liselerde yapılmıştır. Araştırmaya 1752 öğrenci katılmıştır. Çalışmada demografik bilgiler için oluşturulan Kişisel Bilgi Formu ile birlikte Siber Zorbalığa Duyarlılık Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada öğrencilerin demografik bilgilerinin, aile yapısının ve teknoloji kullanımının, siber zorbalığa duyarlılık ile ilişkisi incelenmiştir. Araştırma sonucunda siber zorbalığa duyarlılığın cinsiyete, ebeveyn eğitim düzeyine, internet denetiminin varlığına, internete giriş amacına, günlük internet kullanım süresine ve öğrencilerin kişisel cep telefonuna sahip oluşuna göre anlamlı düzeyde farklılaştığı ortaya konulmuştur. Çalışma kızların erkeklere göre siber zorbalığa duyarlılıklarının daha yüksek olduğunu; 6. sınıf öğrencilerinin 11. sınıf öğrencilerine göre daha yüksek duyarlılığa sahip olduğunu; internete giriş denetimin olması halinde duyarlılığın arttığını; internette geçirilen sürenin az olduğu durumlarda duyarlılığın yüksek olduğunu; kişisel cep telefonuna sahip olan öğrencilerin siber zorbalığa daha duyarlı olduklarını göstermiştir. Araştırma çocuk ve ergenlerin siber zorbalığa duyarlılık düzeyini görebilmek ve siber zorbalık ile ilişkilendirilen diğer etmenleri anlamak, çevrimiçi dünyadaki siber zorbalık davranışlarını tanıma ve önleme çalışmaları açısından önem taşımaktadır.

Research paper thumbnail of CYBERBULLYING VICTIMIZATION: A STUDY OF MIDDLE AND HIGH SCHOOL STUDENTS

Motif Akademi Halkbilimi Dergisi, 2020

Cyberbullying, a new growing phenomenon due to society's heavy reliance on advanced technologies ... more Cyberbullying, a new growing phenomenon due to society's heavy reliance on advanced technologies is an intricate and ever-evolving form of bullying. Little is known about how cyberbullying is perpetrated at the middle and high school levels. The current study aims to investigate the prevalence, impact, and differential experience of cyberbullying victimization comprehensively. The participants of the study consist of 1752 middle and high school students in İstanbul. The cyber victimization inventory and personal information questionnaire were used to gather research data. These surveys examined the relationship between cyber victimization and technology use and students' sociodemographic information. As a result of the research, it was observed that male students experienced significantly higher cyber victimization than females. Also, the results demonstrated that 10 th and 11 th grade students have experienced more cyber victimization compared to 6 th , 7 th , 8 th , and 9 th grade students. When internet access was not supervised by the parents and students' time of internet usage increased, it was found that they have experienced cyber victimization significantly higher. This research contributes to the literature in terms of revealing cyber victimization and related factors. Understanding the level of cyber victimization that children are exposed to and the factors related to victimization are important for reinforcing studies to prevent bullying behaviors in the online environment.

Research paper thumbnail of YETİŞKİN İLİŞKİLERİNDE ŞİDDETE YÖNELİK TUTUMLARIN İNCELENMESİ

Motif Akademi Halk Bilimleri Dergisi, 2019

Partner ilişkilerinde fiziksel ve psikolojik saldırganlığa başvurma oranları ortalama olarak %30-... more Partner ilişkilerinde fiziksel ve psikolojik saldırganlığa başvurma oranları ortalama olarak %30-40 ile %70-80 arasında değişmektedir. Fiziksel ve psikolojik saldırganlığa yönelik tutumlar, partner şiddetini önleyici ve iyileştirici türdeki programlarda üzerinde en çok durulan değişkenlerdir. Bu araştırma üniversite öğrencilerinin partner ilişkilerindeki şiddet algılarını ve şiddete yönelik tutumlarının bazı demografik değişkenlere göre incelemeyi esas almıştır. Bu amaçla yaşları 18 ile 24 arasında değişen 64 üniversite öğrencisine "Yakın İlişkilerde Şiddete Yönelik Tutum Ölçeği-Gözden Geçirilmiş Formu" uygulanmıştır. Araştırma sonucunda öğrencilerin partner ilişkilerindeki şiddete yönelik kabul görmeyen bir tutuma sahip olduğu görülmüştür. Ölçeğin şiddet, kontrol ve istismar alt başlıkları incelendiğinde; fiziksel şiddetin en kabul edilemez davranış olduğu; psikolojik şiddete ilişkin tutumun (kontrol) orta sınırda, istismarın düşük-orta sınırda olduğu görülmüştür. Cinsiyet, yaş, gelir durumu, anne ile ilişki, baba ile ilişki, ebeveynlerin birbiriyle ilişki durumuna göre partner ilişkilerindeki şiddet algıları ve şiddete yönelik tutumların anlamlı farklılaşma göstermediği tespit edilmiştir. Araştırmanın bundan sonraki partner şiddeti alanında yapılacak çalışmalara kaynak niteliğinde olması hedeflenmektedir.

Research paper thumbnail of EMOTIONALLY FOCUSED COUPLE THERAPY A COUPLE’S STRUGGLE WITH INFIDELITY

International Journal of Afro-Eurasian Research (IJAR), 2019

The major purpose of this paper is to illustrate the theory, practice, and outcome of Emotionally... more The major purpose of this paper is to illustrate the theory, practice, and outcome of Emotionally Focused Couple Therapy. Emotionally Focused Therapy (EFT) has greatly influenced the world of marital therapy. It was developed by Susan Johnson and Leslie Greenberg in the early 1980s. This article involves emphasizing the formulation of EFT theory and application to a case example of a couple with infidelity. First, this paper will review the development of EFT and the influences of attachment theory. Next, it will illustrate how emotional interventions can influence the couple’s interactions and how key events create a change in couple’s interactions. In order to obtain a better understanding regarding EFT, theory of change, major clinical interventions, and structure of the therapy will be presented. Finally, this paper will present a clinical example, applying EFT to a couple who struggle with infidelity and discuss the outcomes.

Research paper thumbnail of Siber Mağduriyet

OPUS International Journal of Society Researches, 2019

Siber mağduriyeti geniş ve çeşitli bir örneklemle kapsamlı bir şekilde inceleyen çok az araştırma... more Siber mağduriyeti geniş ve çeşitli bir örneklemle kapsamlı bir şekilde inceleyen çok az araştırma yapılmıştır. Bu çalışmanın amacı, ortaokul ve lise öğrencileri arasında siber zorbalık mağduriyetinin yaygınlığını, etkisini ve farklılıklarını kapsamlı olarak incelemektedir. Araştırmanın katılımcılarını İs-tanbul'un en büyük ilçelerinden olan Kadıköy'de bulunan ortaokul ve liselerde okuyan 1752 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma verilerinin toplanmasında Kişisel Bilgi Formu ile birlikte Siber Mağduriyet Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada öğrencilerin teknoloji kullanımının ve öğrencilerin demografik bilg-ilerinin siber zorbalık mağduriyeti ile ilişkisi incelenmiştir. Araştırma sonucunda erkek öğrencilerin kızlara göre anlamlı derecede daha yüksek siber mağduriyet yaşadıkları görülmüştür. Ayrıca araştırma 10. ve 11. sınıf öğrencilerinin 6., 7., 8. ve 9. sınıf öğrencilerine oranla daha fazla siber mağduriyet yaşadığını ortaya koymuştur. Siber mağduriyetin, internete girişin ebeveynler tarafından denetimli olmadığı hallerde, öğrencilerin internette geçirildikleri sürenin arttığı durumlarda anlamlı derecede daha yüksek olduğu bulunmuştur. Öğrencilerin kişisel cep telefonunun olduğu durumlarda siber mağduriyetin ileri derecede yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca öğrencilerin internete giriş amaçları dikkate alındığında, ödev maksatlı internete girenlerde siber mağduriyet düzeyinin düşük olduğu tespit edilmiştir. Bu araştırma öğrencilerin maruz kaldığı siber mağduriyeti ve bununla ilişkili faktörleri ortaya koyması bakımından literatüre katkı sağlamaktadır. Çocukların maruz kaldıkları siber mağduri-yetin düzeyini ve mağduriyetle ilişkili faktörleri anlamak, online ortamdaki zorbalık davranışlarını önleme çalışmalarını güçlendirmek açısından önem taşımaktadır.

Research paper thumbnail of Transformation of childhood traumatic experiences to violence

Although there are several genetic, social, cultural, and evolutionary explanations for violence,... more Although there are several genetic, social, cultural, and evolutionary explanations for violence, this article will only be based on a psychological aspect with a special focus on trauma theory. Traumatic events in childhood including witnessing family violence and experiencing abuse, neglect, loss and abandonment can cause long term emotional pain and distress. Particularly, trauma becomes more severe when children are victims of family violence and parents who are supposed to love, protect, and reassure children become violent and threatening. Traumatic events leave children with overwhelming feelings of fear, anger, and vulnerability. Many authors emphasized the link between childhood traumatic experiences and aggressive behaviors, and they consider trauma and violence inseparable. However, there is little research focusing on the developmental aspects of this relation. Bowlby's attachment theory suggests that traumatic experiences interrupt a child's secure attachment and they generate attachment injuries that interfere with obtaining healthy relationships. Ferenczi's identification with the aggressor theory claims that traumatic experience teaches children both roles: victim role and the abuser role. Trauma in children and youth, differently than trauma in adults, affects underdeveloped personalities and it has a significant role in building the immature personality of children. This article focuses on explaining how childhood traumatic experiences turn into violence in light of Bowlby and Ferenczi's theories. ÇOCUKLUK ÇAĞI TRAVMATİK DENEYİMLERİNİN ŞİDDETE DÖNÜŞÜMÜ ÖZ Şiddetle ilgili genetik, sosyal, kültürel ve evrimsel açıklamalar olmasına rağmen, bu makale sadece travma teorisine odaklanan psikolojik bir bakış açısını temel alacaktır. Çocukluktaki istismar, ihmal, aile içi şiddete tanık olma, kayıp yaşama ve terk edilme gibi travmatik olaylar uzun süreli duygusal acı ve strese neden olabilmektedir. Çocuklar özellikle aile içi şiddet mağduru olduklarında, kendilerini sevmeleri, korumaları ve güven vermeleri gereken ebeveynler kendilerine şiddet ve tehdit oluşturmakta ve travma daha şiddetli hale gelmektedir. Travmatik olaylar çocukları yoğun korku, öfke ve kırılganlık hisleri ile başbaşa bırakmaktadır. Birçok araştırmacı, çocukluk çağı travmatik deneyimleri ile saldırgan davranışlar arasındaki bağlantıyı vurgulayarak, travma ve şiddeti birbirinden ayrılmaz olarak görmüşlerdir. Ancak, çok az çalışma travma ile şiddet arasındaki ilişkinin gelişimsel yönüne odaklanmıştır. Bowlby'nin bağlanma teorisi, travmatik deneyimlerin çocuğun güvenli bağlanmasını ve sağlıklı ilişkiler kurmalarını engelleyen önemli bağlanma yaralanmalarına yol açtığını öne sürmektedir. Ferenczi'nin saldırganla özdeşleşme kuramı travmatik deneyimin çocuklara mağdur rolü ve istismarcı rolü olmak üzere her iki rolü de öğrettiğini ileri sürmektedir. Çocuklarda ve gençlerdeki travmanın, yetişkinlerdeki travmadan farklı olarak olgunlaşmamış ya da az gelişmiş kişilikleri etkilediğini ve kişilik gelişiminde önemli bir rol oynadığını iddia etmektedir. Bu makale, Bowlby ve Ferenczi'nin teorileri ışığında çocukluk travmatik deneyimlerinin nasıl şiddete dönüştüğü açıklanmasına odaklanmaktadır.

Research paper thumbnail of Transformation of childhood traumatic experiences to violence

Life Skills Psychology Journal, 2020

Although there are several genetic, social, cultural, and evolutionary explanations for violence,... more Although there are several genetic, social, cultural, and evolutionary explanations for violence, this article will only be based on a psychological aspect with a special focus on trauma theory. Traumatic events in childhood including witnessing family violence and experiencing abuse, neglect, loss and abandonment can cause long term emotional pain and distress. Particularly, trauma becomes more severe when children are victims of family violence and parents who are supposed to love, protect, and reassure children become violent and threatening. Traumatic events leave children with overwhelming feelings of fear, anger, and vulnerability. Many authors emphasized the link between childhood traumatic experiences and aggressive behaviors, and they consider trauma and violence inseparable. However, there is little research focusing on the developmental aspects of this relation. Bowlby's attachment theory suggests that traumatic experiences interrupt a child's secure attachment and they generate attachment injuries that interfere with obtaining healthy relationships. Ferenczi's identification with the aggressor theory claims that traumatic experience teaches children both roles: victim role and the abuser role. Trauma in children and youth, differently than trauma in adults, affects underdeveloped personalities and it has a significant role in building the immature personality of children. This article focuses on explaining how childhood traumatic experiences turn into violence in light of Bowlby and Ferenczi's theories.

Research paper thumbnail of Eşe Yönelik Şiddet Mağdurlarının  Adli Süreçlerde Değerlendirilmesi

Dünya İnsan Bilimleri Dergisi, 2020

Son yıllarda eşe yönelik şiddet olayları sadece psikolojinin değil hukukun çalışmalarını da yakın... more Son yıllarda eşe yönelik şiddet olayları sadece psikolojinin değil hukukun çalışmalarını da yakından ilgilendirmektedir. Şiddet olayları adli mercilere yansıdığında, mağdurda fiziksel yara izleri mevcut ise bu somut bulgular adli mercideki kişilere olayı anlamlandırmada ve karar vermede kolaylık sağlamaktadır. Ancak şiddetin psikolojik/ duygusal olduğu ve/veya şiddeti ispat edecek somut bulguların olmadığı hallerde, olayın kovuşturma süreci daha zorlu hale gelmektedir. Duygusal istismarın ispatı için şiddet gördüğünü ifade eden mağdurun sözel anlatımı çok önemli olsa da, adalet
sistemi çalışanları çoğu zaman mağdurun eksik ya da içerik olarak yetersiz beyanları ile karşılaşmaktadır. Adalet çalışanları uzun süre şiddete maruz kaldığını ifade eden mağdurlarla karşılaştıklarında, mağdurun daha öncesinde niçin şikayetçi olmadığını ya da neden boşanmadığını anlamakta güçlük çekmektedir. Bu noktada, eşi tarafından şiddet gören mağdurları şikayetçi olmaktan ve boşanmaktan alıkoyan sebepleri araştırmak ve duygusal istismara uğradığını ifade eden mağdurun ifadelerinin geçerliliğini değerlendirmek yerinde olacaktır. Kriter bazlı ifade analizi tekniği; ifadelerin
güvenilirliğini incelemekte olup, hakim ve savcılara da mağdurların adli süreçte değerlendirilmesi konusunda farklı bir bakış açısı sunacaktır. Bu çalışma aynı zamanda eşe yönelik şiddetin doğasını ve mağdur psikolojisini aydınlatıcı bir rehber olarak literatüre katkı sağlayacaktır.

Research paper thumbnail of Therapeutic use of fairy tales in child sexual abuse

Seen and Heard, 2019

Therapeutic use of fairy tales in child sexual abuse

Research paper thumbnail of Review of a Case Study in light of Bowen Theory: Differentiation of Self

Life Skills Journal of Psychology, 2019

The major purpose of this paper is to illustrate the theory, practice, and outcome of Bowen's Fam... more The major purpose of this paper is to illustrate the theory, practice, and outcome of Bowen's Family Systems Theory. Murray Bowen is a founder of the family systems theory and one of the pioneers in family therapy. Bowen defined the term "differentiation of self" as a capacity to gain a balance between emotional and intellectual functioning without fusion. Bowen established this term in light of the family system theory and he believed self-differentiation is closely related to an individual's family life. Family system theory explains the causes of being undifferentiated in the concept of family relations, and it names some of the characteristics of the family that led to undifferentiation such as triangulation, marital conflict, sibling position, emotional cut off etc. Family systems theory demonstrates that differentiation of self is crucial to longterm intimate relationships. With this term, Bowen addressed emotional maturity and maintaining independent thinking during emotional relationships. A person's level of differentiation of self illustrates his capacity to distinguish feelings and thoughts under stressful situations. Bowen Theory has greatly influenced the world of family therapy and also studies demonstrated its effectiveness on individual therapy work. This article involves emphasizing the formulation of Bowen theory and application to a case example of an individual who struggles with differentiation. First, this paper will review the development of Bowen's theory, then, it will illustrate Bowen's eight interlocking terms. Finally, this paper will present a clinical example, applying family systems therapy to an individual who struggles with differentiation and discusses the outcomes.

Research paper thumbnail of Partner Violence in Muslim Marriages: Tips for Therapists in the US

Spiritual Psychology and Counseling, 2019

Partner violence in Muslim marriages is one of the most challenging subjects in the therapy setti... more Partner violence in Muslim marriages is one of the most challenging subjects in the therapy setting for both therapists and Muslim clients. Due to the lack of studies and the negative reputation of Muslim families' in Western culture, many therapists may carry stereotypes about partner violence in Muslim societies. Moreover, as a result of these same reasons, many Muslim clients might be hesitant to seek help or share their negative experiences. In family therapy, therapists would benefit from knowing what Muslim marriages are like and from learning to respect their clients' cultural values. Understanding Muslim families better can be valuable in the therapy setting for many Muslim clients by helping therapists recognize abuse and enabling clients to seek help for partner violence. The current study aims to guide therapists in understanding marriages, cultural values, and partner violence in terms of Muslim marriages; to prepare them for challenges in therapy; and also to encourage future studies focused on preventing and combatting intimate partner violence.
Keywords: Muslim marriages • Intimate partner violence • Couples • Violence • Therapist

Research paper thumbnail of The Concept of Skin Ego and the Investigation of the Skin Ego Structuring in Drug Users  Administering the Rorschach Inkblot Test

Turkish Studies , 2018

The main purpose of this research is to investigate the concept of the skin ego and the skin ego ... more The main purpose of this research is to investigate the concept of the skin ego and the skin ego structures of drug users by employing the Rorschach Inkblot Test. For this purpose, the concept of skin ego was explored first. Skin-ego (moi-peau) was first expressed in 1974 by Didier Anzieu, a psychoanalyst who worked with dermatological patients and used projective methods in his studies. Anzieu described skin ego as a psychic envelope and case for ego and explained its eight functions and the negative function. After eloborating the skin-ego term, the appropriate sample was determined from drug users who specifically injects heroin intravenously for at least two years. The first group included 23 heroin users and the control group consisting of 23 non-drug users. The Rorschach Inkblot Test was employed to the participants and The Rorschach protocols were coded. The results of the two groups were analyzed statistically by using SPSS. In addition to statistical data, content was evaluated by assessing the barrier and penetration responses in detail, and the information about skin ego structures of drug users was reached. Obtained findings indicated that there are some deterioration in skin ego structures of drug users (IV heroin users), excitation shield functioning of the skin ego cannot be fulfilled in these people, and some deficiencies in early relationships leads to the sensitivity in skin ego structures.

Research paper thumbnail of Identifying Pedophilia

Identifying Pedophilia, 2018

Pedophilia, derived from Greek words philia of pedeiktos meaning erotic love of children (Seto, 2... more Pedophilia, derived from Greek words philia of pedeiktos meaning erotic love of children (Seto, 2002) includes using children as a sexual excitement object to reach gratification. In most cultures children are not deemed as mature enough to make decisions about sexual intercourse. In this regard, child sexual abuse is not only intolerable, but is also sanctioned in many societies. Pedophilia is considered a controversial and unpleasant subject for many clinicians; therefore, most of them avoid conducting research on this topic. In the literature, there is no absolute and consistent classification and also diagnostic criteria of pedophile has changed over time. Although different theories such as psychoanalytic, attachment and Ferenczi's trauma theory propose some explanations regarding the reasons for pedophilia, there is no satisfactory elucidation about this topic. Pedophilia is a multidisciplinary concern and requires a bio-psycho-socio-legal plan for intervention, it is crucial to conduct research by collaboration of various disciplines and understand this subject is important and necessary to address this issue. This current study is an attempt to understand pedophilia by looking from different perspectives. PEDOFİLİYİ TANIMAK ÖZ Çocuklara yönelik erotik sevgi anlamına gelen Yunanca " pedeiktos " (çocuk) ve " philia " (sevgi) sözcüklerinden gelen pedofili (Seto, 2002), çocukların cinsel uyarım nesnesi olarak kullanılmasını içerir. Çoğu kültürde, çocuklar cinsel ilişki hakkında karar vermek için yeterince olgun olarak kabul edilmezler. Bu bağlamda, çocuk cinsel istismarı sadece tahammül edilemez olarak görülmekle kalmaz, aynı zamanda pek çok toplumda cezai yaptırıma da bağlanırr. Pedofili birçok klinisyen için tartışmalı ve hoş olmayan bir konu olarak kabul edilir; bu nedenle, çoğu klinisyen bu konuda araştırma yapmaktan kaçınır. Literatürde, pedofili için mutlak ve tutarlı bir sınıflandırma bulunmamaktadır. Aynı zamanda pedofili tanı kriterlerinin de zaman içerisinde değiştiği görülmektedir. Psikanalitik, bağlanma ve Ferenczi'nin travma teorisi gibi farklı teoriler pedofilinin nedenlerine ilişkin bazı açıklamalar önermesine rağmen, bu konu hakkında tatmin edici bir açıklama yoktur. Pedofili çok disiplinli bir meseledir ve biyo-psiko-sosyo-yasal bir müdahale planı gerektirmektedir, Pedofili konusunun ele alınmasında çeşitli disiplinlerin işbirliği ile araştırma yapması ve konuyu anlaması çok önemli ve gereklidir. Bu çalışma, farklı perspektiflerden bakılarak pedofiliyi anlama girişimidir.

Research paper thumbnail of World Journal of Human Sciences,  2020 - 2 / Dünya İnsan Bilimleri Dergisi, 2020 - 2

World Journal of Human Sciences, 2020 - 2 / Dünya İnsan Bilimleri Dergisi, 2020 - 2, 2020

HUMAN World Journal of Human Sciences is an international multidisciplinary peer-reviewed journal... more HUMAN World Journal of Human Sciences is an international multidisciplinary peer-reviewed journal published twice a year (July-January). The journal is a multi-disciplinary academic journal and aims to bring together quality research and compilation articles in the human sciences to the world of science.
Our journal is an Open Access journal and based on the principle of "Knowledge is the common heritage of humanity". It has set out with the ideal of becoming a qualified academic platform for researchers worldwide who can conduct research in all areas of human sciences, to the benefit of humanity. Every article submitted to the Journal, passes through the double-blind peer review process prior to publication.