Güllühan Özdemir Çiçeklitaş - Academia.edu (original) (raw)
Uploads
Papers by Güllühan Özdemir Çiçeklitaş
Uluslararası sosyal ve eğitim bilimleri dergisi, Jun 12, 2023
Benzerlik / Similarity: %14 Öz Fener Rum Patrikhanesi'nin Doğu Roma topraklarında bulunması, Patr... more Benzerlik / Similarity: %14 Öz Fener Rum Patrikhanesi'nin Doğu Roma topraklarında bulunması, Patrikhane'yi Ortodoks Hristiyanları için önemli bir konuma getirmiştir. Patrikhane, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u alması (1453) ile birlikte Osmanlı Devleti himayesine girmiş ve uzun yıllar Osmanlı topraklarında Rumların dinî otoritesi statüsünde varlık göstermiştir. Patrikhane, Osmanlı'nın son yüz yılında dinî yetkilerini kullanarak birçok defa Osmanlı hükûmeti ve Devleti aleyhine faaliyetlerini genişletmiş ve Yunan hükûmeti için çalışan bir kurum haline dönüşmüştür. Milli Mücadele Dönemi'nde Fener Rum Patrikhanesi'nin, Yunanlıların Türk topraklarında yaptığı istila hareketini meşrulaştırmak için dünya kamuoyunda Türklerin, egemenlikleri altındaki Rum ve Hristiyanlara karşı zulümlerde bulunduğu yönünde bir algı oluşturma çabası içine girdiği görülmektedir. Patrikhane'nin bu dönemdeki çabaları sonuçsuz kalmamış, ortaya çıkan algının etkisi ile dış basında bu döneme ait birçok habere yer verilmiş ve yapılan haberlerin yankıları olmuştur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, özellikle Millî Mücadele Dönemi'nde Patrikhane'nin amaçlarını iyi tahlil ederek konu ile ilgili verdiği demeçlerde halkı ve meclisi bu tehlikeye karşı uyarmıştır. Bu çalışmada, Milli Mücadele Dönemi'nde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün demeçleri, döneme ait gazeteler, arşiv belgeleri ve farklı görüşler içeren kaynaklar, doküman inceleme yöntemi ile ele alınarak incelenmiştir. Ayrıca Fener Rum Patrikhanesi'nin dış basında (İngilizce yayın yapan gazeteler) Türklere karşı nasıl bir kamuoyu oluşturduğu ve oluşturulmaya çalışılan kamuoyunun dönemin siyasî ve toplumsal olaylarına etkisi araştırılmıştır.
Uluslararasi avrasya sosyal bi̇li̇mler dergi̇si, 2023
Salgın, toplumlar üzerinde derin etkiler bırakan ve hızla yayılan bulaşıcı enfeksiyonel hastalıkl... more Salgın, toplumlar üzerinde derin etkiler bırakan ve hızla yayılan bulaşıcı enfeksiyonel hastalıklardır. Eski Çağ'da Sümer, Asur ve Mısır gibi uygarlıklarda görülen salgın hastalıklar, Hitit toplumunda geniş kitlelere yayılarak insan hayatını önemli ölçüde etkilemiştir. II. Muršili'nin salgına karşı yazdırdığı Veba Duaları; hastalığın ortaya çıkışı ve süreci hakkında bilgi veren en önemli kaynaktır. Bu dualarda II. Muršili, tanrılara yakarışta bulunarak hastalığın ülkeden uzaklaştırılmasını istemektedir. Hititler, salgınları dini nedenlere dayandırdıkları için hastalığı tıbbi bir tedavi yöntemiyle değil dini ritüeller ile önlemeye çalışmıştır. Hastalıkları din ile bağdaştırma inancı, salgının halk arasında daha hızlı yayılmasına ve uzun süreli olmasına neden olmuştur. İlk kez Hitit Kralı I. Šuppiluliuma döneminde ortaya çıkan ve kitlesel ölümlere neden olan bu hastalık, Hitit kaynaklarında henkan/hinkan şeklinde geçmektedir. Henkan kelimesi ise ölümcül hastalık veya veba anlamına gelmektedir. II. Muršili döneminde önemli bir yayılma hızına ulaşan veba salgını, ülkede yirmi yıl gibi uzun bir süre etkisini göstermiştir. II. Muršili döneminden sonra ise kaynaklarda salgın ile ilgili bir bilgiye rastlanmamıştır. Bu durum da hastalığın II. Muršili dönemiyle birlikte ülkeyi terk ettiğini düşündürmektedir. Yaşanan salgın hastalığın günümüzde bilinen veba ile aynı hastalık olup olmadığı ise bilinmemektedir. Fakat salgının ülkeye Mısırlı savaş esirleri tarafından getirildiği ihtimalinin güçlü olduğu kabul edilmektedir. Mısır'da yaşanan salgının belirtilerini değerlendirdiğimizde ise bölgede yaşanan hastalığın büyük olasılıkla veba olduğu düşünülmektedir. Bu bağlamda çalışmanın amacı; Mısır'da ve Hititlerde görülen salgının benzer ve farklı yönlerini ortaya koyarak hastalığın tanımlanması ile ilgili yeni bir bakış açısı oluşturmaktır. Konu ile ilgili yapılan araştırmaların sınırlı olması, çalışmanın literatüre katkısı bağlamında önem arz etmektedir.
Turkish history education journal, May 28, 2023
Bu çalışmanın amacı, Erasmus+ Değişim Programına katılan tarih ve arkeoloji bölümü öğrenci ve per... more Bu çalışmanın amacı, Erasmus+ Değişim Programına katılan tarih ve arkeoloji bölümü öğrenci ve personelinin 2014-2020 yılları arasında gerçekleştirdikleri faaliyetleri; gidilen ülkeler, yıllık hareketlilik sayıları, cinsiyet ve öğrenim düzeyleri dikkate alınarak katılımcıların programdan elde ettikleri kazanımları ortaya koymaktır. Erasmus+ Değişim Programı, yükseköğretim kurumlarının birbirleri ile iş birliği yapmalarını destekleyen ve mezunların istihdamını artırmayı hedefleyen bir Avrupa Birliği girişimidir. Erasmus+ Değişim Programı, Avrupa Birliği üyesi ve aday ülkelerdeki üniversiteler arasında eğitimde kalitenin artırılması ve geliştirilmesine katkıda bulunma amacını taşımaktadır. Bunun yanı sıra Erasmus+ Değişim Programı aracılığıyla katılımcıların yurt dışı deneyimi yaşamaları, farklı kültür ve yaşam tarzlarını tanıma ve öğrenme imkânı bulmaları da sağlanmaktadır. Bireylere yurt dışında bir hareketlilik veya gönüllülük dönemi geçirerek dil eğitimi alma, akademik ve mesleki eğitim, yetişkin öğrenimi ve Avrupa spor etkinlikleri alanlarında proje ortaklıklarında iş birliği yapabilmeleri için fırsatlar da sunulmuştur. Program ile öğrencilere farklı ülkelerde öğrenim ve staj yapma, personele ise anlaşmalı olan yükseköğretim kurumlarında ders verme ve eğitim alma imkânı verilmektedir. Çalışma, Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı’ndan (Türkiye Ulusal Ajansı) 2014-2020 yıllarını kapsayan verilerin gönderilmesi nedeniyle bu yılları içerecek şekilde sınırlandırılmıştır. Bu çalışma, tarih ve arkeoloji bölümlerinin uluslararasılaşmasına dair verileri birincil kaynaktan elde ederek ortaya koyması bakımından özgün niteliktedir. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden biri olan doküman analizi kullanılarak verilerin analizi yapılmıştır. Çalışmada elde edilen bulgulara göre; Erasmus+ Öğrenim ve Staj Hareketliliği faaliyetine katılan öğrencilerin akademik ve dil kazanımlarının olumlu olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Erasmus+ Personel Hareketliliği faaliyetine katılan personelin teknoloji kullanımı kazanımı değerlendirildiğinde ise sonucun yeterli düzeyde olmadığı görülmüştür.
Uluslararası sosyal ve eğitim bilimleri dergisi, Jun 12, 2023
Benzerlik / Similarity: %14 Öz Fener Rum Patrikhanesi'nin Doğu Roma topraklarında bulunması, Patr... more Benzerlik / Similarity: %14 Öz Fener Rum Patrikhanesi'nin Doğu Roma topraklarında bulunması, Patrikhane'yi Ortodoks Hristiyanları için önemli bir konuma getirmiştir. Patrikhane, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u alması (1453) ile birlikte Osmanlı Devleti himayesine girmiş ve uzun yıllar Osmanlı topraklarında Rumların dinî otoritesi statüsünde varlık göstermiştir. Patrikhane, Osmanlı'nın son yüz yılında dinî yetkilerini kullanarak birçok defa Osmanlı hükûmeti ve Devleti aleyhine faaliyetlerini genişletmiş ve Yunan hükûmeti için çalışan bir kurum haline dönüşmüştür. Milli Mücadele Dönemi'nde Fener Rum Patrikhanesi'nin, Yunanlıların Türk topraklarında yaptığı istila hareketini meşrulaştırmak için dünya kamuoyunda Türklerin, egemenlikleri altındaki Rum ve Hristiyanlara karşı zulümlerde bulunduğu yönünde bir algı oluşturma çabası içine girdiği görülmektedir. Patrikhane'nin bu dönemdeki çabaları sonuçsuz kalmamış, ortaya çıkan algının etkisi ile dış basında bu döneme ait birçok habere yer verilmiş ve yapılan haberlerin yankıları olmuştur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, özellikle Millî Mücadele Dönemi'nde Patrikhane'nin amaçlarını iyi tahlil ederek konu ile ilgili verdiği demeçlerde halkı ve meclisi bu tehlikeye karşı uyarmıştır. Bu çalışmada, Milli Mücadele Dönemi'nde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün demeçleri, döneme ait gazeteler, arşiv belgeleri ve farklı görüşler içeren kaynaklar, doküman inceleme yöntemi ile ele alınarak incelenmiştir. Ayrıca Fener Rum Patrikhanesi'nin dış basında (İngilizce yayın yapan gazeteler) Türklere karşı nasıl bir kamuoyu oluşturduğu ve oluşturulmaya çalışılan kamuoyunun dönemin siyasî ve toplumsal olaylarına etkisi araştırılmıştır.
Uluslararasi avrasya sosyal bi̇li̇mler dergi̇si, 2023
Salgın, toplumlar üzerinde derin etkiler bırakan ve hızla yayılan bulaşıcı enfeksiyonel hastalıkl... more Salgın, toplumlar üzerinde derin etkiler bırakan ve hızla yayılan bulaşıcı enfeksiyonel hastalıklardır. Eski Çağ'da Sümer, Asur ve Mısır gibi uygarlıklarda görülen salgın hastalıklar, Hitit toplumunda geniş kitlelere yayılarak insan hayatını önemli ölçüde etkilemiştir. II. Muršili'nin salgına karşı yazdırdığı Veba Duaları; hastalığın ortaya çıkışı ve süreci hakkında bilgi veren en önemli kaynaktır. Bu dualarda II. Muršili, tanrılara yakarışta bulunarak hastalığın ülkeden uzaklaştırılmasını istemektedir. Hititler, salgınları dini nedenlere dayandırdıkları için hastalığı tıbbi bir tedavi yöntemiyle değil dini ritüeller ile önlemeye çalışmıştır. Hastalıkları din ile bağdaştırma inancı, salgının halk arasında daha hızlı yayılmasına ve uzun süreli olmasına neden olmuştur. İlk kez Hitit Kralı I. Šuppiluliuma döneminde ortaya çıkan ve kitlesel ölümlere neden olan bu hastalık, Hitit kaynaklarında henkan/hinkan şeklinde geçmektedir. Henkan kelimesi ise ölümcül hastalık veya veba anlamına gelmektedir. II. Muršili döneminde önemli bir yayılma hızına ulaşan veba salgını, ülkede yirmi yıl gibi uzun bir süre etkisini göstermiştir. II. Muršili döneminden sonra ise kaynaklarda salgın ile ilgili bir bilgiye rastlanmamıştır. Bu durum da hastalığın II. Muršili dönemiyle birlikte ülkeyi terk ettiğini düşündürmektedir. Yaşanan salgın hastalığın günümüzde bilinen veba ile aynı hastalık olup olmadığı ise bilinmemektedir. Fakat salgının ülkeye Mısırlı savaş esirleri tarafından getirildiği ihtimalinin güçlü olduğu kabul edilmektedir. Mısır'da yaşanan salgının belirtilerini değerlendirdiğimizde ise bölgede yaşanan hastalığın büyük olasılıkla veba olduğu düşünülmektedir. Bu bağlamda çalışmanın amacı; Mısır'da ve Hititlerde görülen salgının benzer ve farklı yönlerini ortaya koyarak hastalığın tanımlanması ile ilgili yeni bir bakış açısı oluşturmaktır. Konu ile ilgili yapılan araştırmaların sınırlı olması, çalışmanın literatüre katkısı bağlamında önem arz etmektedir.
Turkish history education journal, May 28, 2023
Bu çalışmanın amacı, Erasmus+ Değişim Programına katılan tarih ve arkeoloji bölümü öğrenci ve per... more Bu çalışmanın amacı, Erasmus+ Değişim Programına katılan tarih ve arkeoloji bölümü öğrenci ve personelinin 2014-2020 yılları arasında gerçekleştirdikleri faaliyetleri; gidilen ülkeler, yıllık hareketlilik sayıları, cinsiyet ve öğrenim düzeyleri dikkate alınarak katılımcıların programdan elde ettikleri kazanımları ortaya koymaktır. Erasmus+ Değişim Programı, yükseköğretim kurumlarının birbirleri ile iş birliği yapmalarını destekleyen ve mezunların istihdamını artırmayı hedefleyen bir Avrupa Birliği girişimidir. Erasmus+ Değişim Programı, Avrupa Birliği üyesi ve aday ülkelerdeki üniversiteler arasında eğitimde kalitenin artırılması ve geliştirilmesine katkıda bulunma amacını taşımaktadır. Bunun yanı sıra Erasmus+ Değişim Programı aracılığıyla katılımcıların yurt dışı deneyimi yaşamaları, farklı kültür ve yaşam tarzlarını tanıma ve öğrenme imkânı bulmaları da sağlanmaktadır. Bireylere yurt dışında bir hareketlilik veya gönüllülük dönemi geçirerek dil eğitimi alma, akademik ve mesleki eğitim, yetişkin öğrenimi ve Avrupa spor etkinlikleri alanlarında proje ortaklıklarında iş birliği yapabilmeleri için fırsatlar da sunulmuştur. Program ile öğrencilere farklı ülkelerde öğrenim ve staj yapma, personele ise anlaşmalı olan yükseköğretim kurumlarında ders verme ve eğitim alma imkânı verilmektedir. Çalışma, Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı’ndan (Türkiye Ulusal Ajansı) 2014-2020 yıllarını kapsayan verilerin gönderilmesi nedeniyle bu yılları içerecek şekilde sınırlandırılmıştır. Bu çalışma, tarih ve arkeoloji bölümlerinin uluslararasılaşmasına dair verileri birincil kaynaktan elde ederek ortaya koyması bakımından özgün niteliktedir. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden biri olan doküman analizi kullanılarak verilerin analizi yapılmıştır. Çalışmada elde edilen bulgulara göre; Erasmus+ Öğrenim ve Staj Hareketliliği faaliyetine katılan öğrencilerin akademik ve dil kazanımlarının olumlu olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Erasmus+ Personel Hareketliliği faaliyetine katılan personelin teknoloji kullanımı kazanımı değerlendirildiğinde ise sonucun yeterli düzeyde olmadığı görülmüştür.