Gulsen Çankal - Academia.edu (original) (raw)
Papers by Gulsen Çankal
Afet ve Risk, 2024
1920’lerden 2000’li yılların başına kadar yılda ortalama bir veya iki kez görülen obruk oluşumunu... more 1920’lerden 2000’li yılların başına kadar yılda ortalama bir veya iki kez görülen obruk oluşumunun son on yılda yıllık 40 olarak kaydedilmesi ve tespit edilen 2 bin 240 obruğun mevcudiyeti su kaynaklarının aşırı kullanımı ve sürdürülebilir olmayan çevre yönetimi pratiklerinin doğrudan bir sonucu olarak karşılık bulmaktadır. Bu doğrultuda obruklar, doğal bir olay olarak; iklim değişikliği ve bilinçsiz tarım uygulamaları gibi insan faaliyetleri dahilinde oluşum sıklığını artırması ve nihayetinde insanı etkileme potansiyeli nedeni ile sosyolojinin ilgi alanına dahil olmaktadır. Obrukların oluşumunun toplumlar üzerindeki etkilerini incelemek ve bu tür doğal afetlerle başa çıkmak için önleyici ve yönetici önlemler almak ise afet sosyoloji dahilinde önemli bir konum elde etmektedir. İklim değişikliği, bilinçsiz tarım uygulamaları ve yeraltı su kaynaklarının yanlış kullanımı gibi faktörler, obrukların oluşumunu tetikleyen etkenler olarak göz önüne alınmaktadır. Bu tür doğal afetlerin etkilerini minimize etmek ve toplumların afetlere daha iyi hazırlıklı olmalarını sağlamak için ise bir takım çeşitli önlemler alınmalıdır. Özellikle iklim değişikliğiyle mücadele, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi ve bilinçli tarım uygulamaları bu tür afetlerin önlenmesine yardımcı olabilecek niteliktedir. İklim değişikliği ile mücadele için alınan kararlar ve sürdürülebilir tarım uygulamaları obruk oluşumunu azaltmada önemli bir rol oynayabilir. Bu tür önleyici tedbirler ise yerel halkın bilinçlendirilmesi ve işbirliği içinde çalışmaları gerektirir. Ayrıca, yeraltı su kaynaklarının izlenmesi ve yönetilmesi, bu kaynakların sürdürülebilir kullanımını sağlamak için kritik bir öneme sahiptir. Özellikle Konya’da obruk oluşumunun en önemli nedenlerinde arasında doğal kaynakların tükenmesi ve çevrenin sürdürülebilir bir şekilde kullanılmaması düşünüldüğünde alınması gereken tedbirlerin elzem bir şekilde hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Medeniyet ve Toplum Dergisi, Necmettin Erbakan University, 2021
Olgu, 2023
Visiting graves, historically, has been a deeply rooted religious ritual in many religions and so... more Visiting graves, historically, has been a deeply rooted religious ritual in many religions and societies. This ritual is conducted to visit the graves of the deceased and is considered an expression of spiritual connection among people. However, with the advancement of technology and the rise of digital communication platforms, this tradition is undergoing a transformation. In today's world, as the popularity of social media platforms continues to grow, grave visits are also taking on a new dimension in the virtual realm. This study examines how the social media profiles of deceased individuals, which were used during their lifetime, are visited and interacted with after their death. The research was observing internet-based social media platforms such as Instagram and studying social media users who visit and comment on the profiles of deceased individuals. These users provide a significant perspective on how the practice of commemorating and remembering the deceased has become digitalized and evolved. According to the study's findings, in modern societies, death is often acknowledged as a reality that is either overlooked or attempted to be forgotten. Visiting social media profiles and leaving comments are regarded as a way to remember the deceased and express one's attachment to them.
Kentsel dönüşüm uygulamaları yıkılma tehlikesi bulunan yapıların kontrollü şekilde yıkılarak yer... more Kentsel dönüşüm uygulamaları yıkılma tehlikesi bulunan
yapıların kontrollü şekilde yıkılarak yerine yeni yapıların
yapılması ve olası can ve mal kaybının önüne geçilmesini
amaçlamaktadır. Ancak genelde sosyal bilimler, özelde ise
sosyoloji için kentsel dönüşüm uygulamaları sadece
mimari anlamda karşılık bulan bir olgu değildir. Ekonomik
yetersizlikler ya da göç gibi etkenlere bağlı olarak
köhneleşen mekanlar, süreç içerisinde sosyal anlamda da
çöküntüye sebep olabilmektedir. Çöküntü haline gelen bu
mekanlar zaman içinde suçun işlendiği ya da suçlunun
yakalandığı mekanlar olarak bir kimlik kazanmaktadır. Bu
çalışmada, Konya, merkez Meram ilçesine bağlı Şükran
Mahallesinde 2016 yılında başlayan kentsel dönüşüm
uygulamasının suç ile ilişkide nasıl bir role sahip olduğunun
ortaya çıkarılmasını hedeflemektedir. Bu bağlamda 2019
yılı Mart – Temmuz ayları arasında 15 kişi ile nitel yöntem
ve yarı yapılandırılmış mülakat tekniği kullanılarak
görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Bulguların analizinde
fenomenolojik bakış açısı kullanılmış ve hem fiziksel hem
de sosyal dönüşümü referans alan kentsel dönüşüm
uygulamasıyla birlikte projenin henüz tamamlanmamasına
bağlı olarak daha önce mekanda görülmeyen yeni suçların
ortaya çıktığı tespit edilmiştir
Medya ve Din Araştırmaları Dergisi, 2021
Siyasal Sosyallesmede Ailenin Etkisi
MEDİAD, 2021
Araştırmanın konusu, self-oryantalist söylemlerin Turkovac aşısı özelinde incelenmesidir. Modern ... more Araştırmanın konusu, self-oryantalist söylemlerin Turkovac aşısı özelinde incelenmesidir. Modern bilimsel gelişmeler, salgın hastalıkların tarihin sayfalarına gömüleceğine ilişkin bir algı inşa etse de Covid-19 virüsü salgın hastalıkların günümüz toplumlarında da görülebileceğini göstermiştir. Pandemi ile mücadele kapsamında üretilen Turkovac aşısı hakkında sosyal medya platformlarında Avrupa merkezli bir uygarlık tarihi anlayışının yansıması olan gelişmiş-Batı, geri kalmış-Doğu imajının sürdürülmesi ve yeniden üretilmesi adına söylemlerin üretildiği görülmektedir. Özellikle bir sosyal medya platformu olan Twitter üzerinden BioNTech karşısında Turkovac'a karşı üretilen söylemlerin geri kalmış Doğu imajı ile oluşturulduğu ve self-oryantalizmden izler taşıdığı görülmektedir. Bu bağlamda çalışma kapsamında Turkovac'ın niteliğine ve gerçekliğine ilişkin self-oryantalist söylemlerin deşifre edilmesi için nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Twitter üzerinden gelişmiş-Batı, geri kalmış-Doğu vurgusunun yapıldığını ve self-oryantalizmin yeniden üretildiğini düşündüren 34 tweet eleştirel söylem analizi yöntemiyle incelenmiştir. Araştırmanın sonucunda ise self-oryantalizmin sosyal medya aracılığıyla yeniden üretildiği görülmüştür. Batı'nın inşa ettiği kendi aklını kullanma yeteneğinden mahrum bir Doğu imajı, sosyal medya aracılığıyla akılsız bir Doğu'ya evrilmiştir.
Book Reviews by Gulsen Çankal
Afet Sosyolojisi, 2022
İslam Can editörlüğünde yayına sunulan ve Türkçe literatürde afet sosyolojisine ilişkin bir yer a... more İslam Can editörlüğünde yayına sunulan ve Türkçe literatürde afet sosyolojisine ilişkin bir yer açma çabasında bulunan Afet Sosyolojisi genel olarak bu amacını yerine getirmiştir. Toplam altı bölümden oluşan eser on
ltı yazar tarafından ele alınmış ve her biri kendi uzmanlık alanları
oğrultusunda alan üzerinde okumalar gerçekleştirmiştir. Kitabın temel
rgümanı fiziksel olaylar olarak tanımlanan afetlerin esasında toplumsal olaylar olduğu ve ekonomiden dine, eşitsizliklerden
dezavantajlı gruplara, sosyal politikalar, afet ve kriz yönetimi gibi çok
kapsamlı ve çok katmanlı meseleler etrafında ele alınmasının gerekliliği
zerinedir. Bütünsel olarak değerlendirildiğinde bu eser sunmak istediği iddiayı çeşitli gerekçelerle ve farklı konu başlıkları ile detaylandırmaktadır.
u noktada eserin Türkçe literatürde bir ilk olarak varlık göstermesi alana
unduğu son derece önemli katkının en temel göstergesidir
NEU PRESS, 2021
Kadim dönem olarak adlandırılan modern öncesi dönem, birey ile toplum arasında aracı kurumları in... more Kadim dönem olarak adlandırılan modern öncesi dönem, birey ile toplum arasında aracı kurumları
inşa etmişti. Bu kurumlar bireyin neyi ne şekilde düşüneceği ya da herhangi bir belirsizlik dönemlerinde
nasıl anlamlar üreteceği noktasında en büyük destekçisiydi. Modern döneme gelindiğinde ise birey ile
toplum arasında merkezi bir role sahip olan bu kurumlar eski gücünü kaybetti ve birey anlam üretme
noktasında tek başına kaldı. Kadim dönemin kutsalları artık modern insan için sadece çoklu seçenekler
içerisinde tercihte bulunabileceği bir hal aldı. Modern insanın seküler insan olacağı yanılgısı ise her zaman
modern toplumları anlam krizinin eşiğinde bulundurdu.
Books by Gulsen Çankal
ÇİZGİ KİTABEVİ, 2024
Her köyün, her kasabanın kendi hikayesi, kendi kahramanları vardır. Onların yaşamları, köy meydan... more Her köyün, her kasabanın kendi hikayesi, kendi
kahramanları vardır. Onların yaşamları, köy meydanındaki
çeşmenin başında anlatılan masallarda, tarlalarda çalışan
ellerde ve birlikte çalınan sazlarda yankı bulur. Bu yerler,
büyük şehirlerin gürültüsünden uzakta, doğanın ve insanın
uyum içinde yaşadığı, tarih kokan topraklardır. Kırsaldaki
insanın özellikleri, yaşadıkları çevrenin etkisiyle şekillenir
ve bu özellikler genellikle belirli bir toplumsal tiplemeyi
oluşturur. Çoğunlukla geleneksel-muhafazakar bir yaşam
tarzını benimseyen kırsal alan insanı geçmişten gelen kültürel
mirası koruma eğilimindedir. Aile bağları güçlü, komşuluk
ilişkilerinin önemli olduğu kırsal alanlarda toplumsal
normlar sıkı bir şekilde takip edilir ve herkesin bu normlara
bağlı kalması arzu edilir. Ancak modernleşme sürecinde
meydana gelen değişimler kırsal alanları da etkisi altına almış
ve süreç içerisinde bir dizi değişim meydana getirmiştir. Kent
merkezleri kadar olmasa da tarım ve hayvancılık başta olmak
üzere birçok alan içerisinde teknolojik mekanizasyon sürecine
dahil olan kırsal toplumlarda bu durum insana da sirayet
etmiştir. Kırsalda modernleşme ve teknolojik gelişmeler ilk
olarak tarımda makineleşme ile başlamıştır. Makineleşme,
20. yüzyılın ortalarından itibaren dünya genelinde tarımsal
üretim pratiklerinde köklü değişikliklere yol açmıştır. Bu
süreç, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, kırsal nüfusun
kentlere göç etmesini etkileyen önemli faktörlerden biri
olmuştur. Tarım sektöründe yaşanan teknolojik ilerlemeler bir yandan verimliliği artırırken diğer yandan işgücü ihtiyacını
azaltmıştır. Gelişmiş tarım makineleri, daha önce çok sayıda
insan gücü gerektiren işleri kısa sürede ve daha az insanla
yapabilme kapasitesi, kırsal alanlardaki iş imkanlarının
azalmasına, insanları daha iyi yaşam koşulları ve iş olanakları
arayışına yönlendirmiştir.
Bu araştırma Konya’nın Bozkır ilçesine bağlı Koçaş köyü
üzerinedir. Araştırmanın konusu, Koçaş köyünün sosyokültürel yapısının incelenmesidir. Araştırma, kırsal alanlarda
yaşanan değişimleri ve bu değişimlerin köy halkı üzerindeki
etkilerini ele almayı hedeflemektedir. Araştırmanın amacı
ise Koçaş köyünün sosyo-kültürel yapısını ayrıntılı bir
şekilde analiz etmek, kırsal alanda yaşayan insanların yaşam
tarzlarını, toplumsal ilişkilerini ve ekonomik faaliyetlerini
belirlemek, modernleşme ve teknolojik gelişmelerin kırsal
alanlarda yarattığı değişimleri ve bu değişimlerin köy halkı
üzerindeki etkilerini incelemektir. Ayrıca dijital medya
platformlarında Koçaş köyüne dair paylaşılan içerikleri
analiz ederek köyün modern dünyadaki temsilini ve
algısını anlamaktır. Bu bağlamda, araştırma Koçaş köyünün
sosyo-kültürel yapısını, modernleşme sürecinde yaşadığı
dönüşümleri ve dijital medyanın bu süreçteki rolünü detaylı
bir şekilde ortaya koyarak, kırsal toplumlar hakkında kapsamlı
bir anlayış sunmayı hedeflemektedir. Araştırma sürecinde
monografi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmaya başlamadan
önce sahayı tanımak, bölgeye dair ön bilgi toplamak ve
gözlem yapmak için 15 Mayıs 2024 tarihinde bölgeye
gidilmiştir. Bölgede muhtarlık bulunmadığı için bölgeyi
ve halkı yakından tanıyan insanlarla iletişim kurulmuştur.
Sahayı tanımanın ardından araştırmanın hem monografik
hem de dijital medya analizi ile inşa edilmesine karar verilmiş
ve monografik araştırma için katılımcıların seçimi, tam sayım
yapılarak elde edilmiştir. Bu çerçevede veriler, 18 yaş üzeri
katılımcılardan elde edilmiştir. TÜİK verilerine göre köyde toplam 470 kişi ikamet etmektedir. Bu sayı içerisinde 18 yaş
üzeri tespit edilerek kimlerle görüşüleceği belirlenmiştir.
Koçaş dışında ikamet eden ancak günübirlik, haftalık ya da
aylık süre zarflarında Koçaş’a giden Koçaşlılarla bağlantılar
sağlanmış ve kendileri ile görüşmeler Konya merkezde
gerçekleştirilmiştir. Yarı yapılandırılmış mülakat tekniği ile
Koçaşlıların kendi bakış açıları, deneyimleri ve algıları ortaya
çıkarılmıştır. Mülakatlar aracılığıyla bölgenin sosyo-kültürel
dokusu, toplumsal hafızası ve değişim süreçleri gibi konular
ele alınarak, kırsal yaşam hakkında katılımcıların kanaatleri
keşfedilmiştir. Mülakat görüşmeleri 2024 yılı mayıs ve
haziran aylarında tamamlanmış ve her bir görüşme ortalama
50-60 dakika sürmüştür. Görüşmeler, katılımcının sözlü
onayına dayalı olarak ses kaydıyla kayıt altına alınmıştır.
Bu yöntemle, görüşmelerde elde edilen bilgilerin detaylı bir
şekilde analiz edilmesi sağlanmış ve araştırmacı tarafından
tekrar dinlenebilme imkanı elde edilmiştir. Ses kaydını kabul
etmeyen katılımcılarla yapılan görüşmeler ise görüşme
sonrasında yazıya aktarılarak saklanmıştır. Ayrıca, görüşme
sürecinde yapılan gözlemler ve doküman incelemeleriyle de
çalışmanın geçerliliği ve güvenilirliği artırılmıştır.
Araştırmanın bir diğer dayanak noktasını ise dijital
medya platformlarında Koçaş köyüne dair paylaşılan
içeriklerin analizi oluşturmaktadır. Günümüzde dijital
medya, yerel kültürlerin ve toplulukların kendilerini ifade
ettikleri önemli bir mecra haline gelmiştir. Bu bağlamda,
Koçaş köyüne ait sosyal medya paylaşımları, blog yazıları,
fotoğraf ve video içerikleri gibi dijital materyaller analiz
edilmiştir. Dijital medya analizleri, köyün dışa dönük yüzünü
ve modern zamanlarda nasıl algılandığını anlamamıza
yardımcı olmuştur. Sosyal medya platformlarındaki içerikler,
köyün kültürel etkinlikleri, geleneksel kutlamaları günlük
yaşamına dair güncel bilgiler sunarak, monografik çalışmanın
bulgularını tamamlayıcı nitelikte olmuştur. Bu iki yöntem bir araya getirildiğinde, Koçaş köyünün sosyo-kültürel yapısına
dair kapsamlı ve bütüncül bir portre çizilmiştir. Geleneksel
araştırma yöntemleriyle dijital dünyanın sunduğu verilerin
birleşimi, köyün geçmişten bugüne uzanan hikâyesini daha
net ve ayrıntılı bir şekilde ortaya koymuştur.
Araştırma, toplam on bir bölümden oluşmaktadır. İlk
bölümde, Koçaş’ın coğrafi özellikleri, iklimi ve bitki örtüsü
detaylı bir şekilde incelenmiş ve köyün il ve ilçe merkezine olan
konumu belirlenmiştir. Ayrıca, bölgenin iklimsel özellikleri
ve bitki örtüsünün çeşitliliği üzerine yapılan gözlemler ve
veriler sunulmuştur. İkinci bölümde, Koçaş’ın tarihi, bağlı
olduğu ilçe merkezinin tarihi ile birlikte ele alınmıştır. Köyün
kuruluşundan günümüze kadar olan tarihsel süreçte kimlere
ev sahipliği yaptığı, hangi medeniyetlerin izlerini taşıdığı ve
bu süreçte meydana gelen önemli olaylar detaylandırılmıştır.
Tarihi belgeler, arkeolojik buluntular ve yerel halkın anlatıları
bu bölümde yer almaktadır. Üçüncü bölümde, Koçaş’ın idari
ve demografik yapısı, nüfus ve göç hareketleri üzerinden
analiz edilmiştir. Köyün nüfus yapısındaki değişimler, göç
hareketlerinin nedenleri ve sonuçları detaylı bir şekilde ele
alınmıştır. Ayrıca, köyün idari yapısı, yerel yönetim organları
ve bu organların işleyişi hakkında bilgi verilmiştir.
Dördüncü bölümde, Koçaş’ın siyasi yapısı ve köy
halkının siyasi tutumları incelenmiştir. Yerel seçimlerdeki
oy dağılımları, siyasi partilere olan eğilimler ve köydeki
siyasi atmosfer analiz edilmiştir. Beşinci bölümde, Koçaş’ın
ekonomisi ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Tarım,
hayvancılık, lojistik, sanayi, meslekler, ustalıklar ve esnaflık
gibi ekonomik faaliyetler incelenmiş ve köy ekonomisinin
dinamikleri analiz edilmiştir. Son dönemde tersine göç
hareketi ile birlikte arıcılık faaliyetlerinin gelişimi de bu
bölümde değerlendirilmiştir.
Altıncı bölümde, Koçaş’ın dini hayatı geçmişten
günümüze kadar olan süreçte incelenmiştir. Dini pratikler, ibadet yerleri ve ritüeller gibi unsurlar ele alınarak, bu hayatın
şekillenmesinde hangi faktörlerin rol oynadığı tartışılmıştır.
Ayrıca, köydeki dini liderlerin etkisi de bu bölümde yer
almaktadır. Yedinci bölümde, Koçaş’ın karakteristik
mekanları sunulmuştur. Köy meydanı, evler, camiler, okul ve
diğer mekanlar incelenmiş ve bu mekanların köy yaşamındaki
yeri ve önemi tartışılmıştır. Mekanların tarihi, mimarisi ve
sosyal işlevleri de bu bölümde ele alınmıştır.
Sekizinci bölümde, Koçaş’taki sosyal hayat incelenmiştir.
Gündelik hayatın rutinlerinden yardımlaşma ve dayanışmaya,
eğlence ve festival anlayışından yemek kültürüne kadar
geniş bir yelpazede konular ele alınmıştır. Köydeki sosyal
ilişkiler, aile yapıları ve toplumsal normlar bu bölümde
detaylandırılmıştır. Dokuzuncu bölümde, Koçaş’ın kültürel
hayatı incelenmiştir. Bayramlar, düğünler, ölümler, halk
inançları, folklor, oyunlar, toplumsal değişim ve toplumsal
hafıza gibi konular ele alınarak, köyün kültürel mirası ve bu
mirasın korunması tartışılmıştır. Ayrıca, köydeki geleneksel
oyunlar ve eğlenceler, kültürel kayıplar ve yaşatılan değerler
bu bölümde yer almaktadır. Onuncu bölümde, Koçaş’a rol
model olan, köyün gelişmesi için çaba sarf eden ve köyden
çıkıp önemli yerlere gelen şahsiyetler hakkında bilgiler
verilmiştir. Bu kişiler, köyün tarihinde ve toplum hayatında
önemli yer tutan figürler olarak incelenmiş ve onların etkileri
tartışılmıştır. Ayrıca, köydeki sülale isimleri doğrultusunda
bir analiz sunulmuştur.
Son olarak, on birinci bölümde, Koçaş’ın kurduğu
dernekler, sosyal medya hesapları ve kooperatiflerin köy için
nasıl bir öneme sahip olduğu aktarılmıştır. Bu kuruluşların
köy yaşamındaki rolü, faaliyetleri ve köy halkı üzerindeki
etkileri detaylandırılmıştır. Ayrıca, köye ilişkin seçme sözlük
ve kalıp ifadeler eklenerek, köyün dil ve iletişim biçimleri
üzerine bir analiz sunulmuştur
Necmettin Erbakan Üniversitesi Yayınları, 2024
Bu araştırma geleneksel toplum yapılarını ve kültürel özellikleri teknolojik ve bilimsel gelişmel... more Bu araştırma geleneksel toplum yapılarını ve kültürel özellikleri
teknolojik ve bilimsel gelişmelerle değiştirerek yeni bir toplumsal
düzeninin temelini attığı dönemde Türk aydınlarının modernleşme
sürecinde nasıl bir role sahip olması gerektiği konusunda tartışma
yürüten Ziya Gökalp, Mümtaz Turhan ve Erol Güngör’e odaklanmaktadır.
18. Yüzyıl sonlarında başlayan modernleşme hareketleri 19. Yüzyıl
Tanzimat Döneminde eğitim, idari, hukuk, askeri alanlarda sistematik
bir şekilde sürdürülmüş ve Cumhuriyet dönemine gelindiğinde batılılaşma,
çağdaşlaşma, laikleşme gibi hedeflerle büyük bir toplumsal,
siyasal, ekonomik ve kültürel dönüşümü gerçekleştirmiştir. Bu dönemde
Gökalp, Türk kültürünün muhafazası ve medeniyetinin modernleşmesi
gerekliliği üzerinden hareketle aydınların modernleşme sürecini
yönlendirebilecek etkisinden söz etmektedir. Turhan ise aydınların
toplumsal değişim konusunda öncü bir rol üstlenmelerinden hareketle
kültürel ve bilimsel anlamda donanımlı olmaları ve bu donanımlarını
toplumlara rehberlik etmek için kullanmaları gerekliliğini vurgulamaktadır.
Son olarak Erol Güngör ise modernleşme sürecinde kültürel ve
sosyal değişimlere eleştirel bir yaklaşım sergileyerek Türk aydınlarının
modernizmi kabul etmeleri ancak milli kültürün korunmasına önem
vermeleri konusunda net görüşler ortaya koymaktadır.
Cumhuriyetin 100. Yılına Armağan. Sosyal ve Beşeri Bilimler Sosyoloji-İletişim, 2023
Afet ve Risk, 2024
1920’lerden 2000’li yılların başına kadar yılda ortalama bir veya iki kez görülen obruk oluşumunu... more 1920’lerden 2000’li yılların başına kadar yılda ortalama bir veya iki kez görülen obruk oluşumunun son on yılda yıllık 40 olarak kaydedilmesi ve tespit edilen 2 bin 240 obruğun mevcudiyeti su kaynaklarının aşırı kullanımı ve sürdürülebilir olmayan çevre yönetimi pratiklerinin doğrudan bir sonucu olarak karşılık bulmaktadır. Bu doğrultuda obruklar, doğal bir olay olarak; iklim değişikliği ve bilinçsiz tarım uygulamaları gibi insan faaliyetleri dahilinde oluşum sıklığını artırması ve nihayetinde insanı etkileme potansiyeli nedeni ile sosyolojinin ilgi alanına dahil olmaktadır. Obrukların oluşumunun toplumlar üzerindeki etkilerini incelemek ve bu tür doğal afetlerle başa çıkmak için önleyici ve yönetici önlemler almak ise afet sosyoloji dahilinde önemli bir konum elde etmektedir. İklim değişikliği, bilinçsiz tarım uygulamaları ve yeraltı su kaynaklarının yanlış kullanımı gibi faktörler, obrukların oluşumunu tetikleyen etkenler olarak göz önüne alınmaktadır. Bu tür doğal afetlerin etkilerini minimize etmek ve toplumların afetlere daha iyi hazırlıklı olmalarını sağlamak için ise bir takım çeşitli önlemler alınmalıdır. Özellikle iklim değişikliğiyle mücadele, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi ve bilinçli tarım uygulamaları bu tür afetlerin önlenmesine yardımcı olabilecek niteliktedir. İklim değişikliği ile mücadele için alınan kararlar ve sürdürülebilir tarım uygulamaları obruk oluşumunu azaltmada önemli bir rol oynayabilir. Bu tür önleyici tedbirler ise yerel halkın bilinçlendirilmesi ve işbirliği içinde çalışmaları gerektirir. Ayrıca, yeraltı su kaynaklarının izlenmesi ve yönetilmesi, bu kaynakların sürdürülebilir kullanımını sağlamak için kritik bir öneme sahiptir. Özellikle Konya’da obruk oluşumunun en önemli nedenlerinde arasında doğal kaynakların tükenmesi ve çevrenin sürdürülebilir bir şekilde kullanılmaması düşünüldüğünde alınması gereken tedbirlerin elzem bir şekilde hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Medeniyet ve Toplum Dergisi, Necmettin Erbakan University, 2021
Olgu, 2023
Visiting graves, historically, has been a deeply rooted religious ritual in many religions and so... more Visiting graves, historically, has been a deeply rooted religious ritual in many religions and societies. This ritual is conducted to visit the graves of the deceased and is considered an expression of spiritual connection among people. However, with the advancement of technology and the rise of digital communication platforms, this tradition is undergoing a transformation. In today's world, as the popularity of social media platforms continues to grow, grave visits are also taking on a new dimension in the virtual realm. This study examines how the social media profiles of deceased individuals, which were used during their lifetime, are visited and interacted with after their death. The research was observing internet-based social media platforms such as Instagram and studying social media users who visit and comment on the profiles of deceased individuals. These users provide a significant perspective on how the practice of commemorating and remembering the deceased has become digitalized and evolved. According to the study's findings, in modern societies, death is often acknowledged as a reality that is either overlooked or attempted to be forgotten. Visiting social media profiles and leaving comments are regarded as a way to remember the deceased and express one's attachment to them.
Kentsel dönüşüm uygulamaları yıkılma tehlikesi bulunan yapıların kontrollü şekilde yıkılarak yer... more Kentsel dönüşüm uygulamaları yıkılma tehlikesi bulunan
yapıların kontrollü şekilde yıkılarak yerine yeni yapıların
yapılması ve olası can ve mal kaybının önüne geçilmesini
amaçlamaktadır. Ancak genelde sosyal bilimler, özelde ise
sosyoloji için kentsel dönüşüm uygulamaları sadece
mimari anlamda karşılık bulan bir olgu değildir. Ekonomik
yetersizlikler ya da göç gibi etkenlere bağlı olarak
köhneleşen mekanlar, süreç içerisinde sosyal anlamda da
çöküntüye sebep olabilmektedir. Çöküntü haline gelen bu
mekanlar zaman içinde suçun işlendiği ya da suçlunun
yakalandığı mekanlar olarak bir kimlik kazanmaktadır. Bu
çalışmada, Konya, merkez Meram ilçesine bağlı Şükran
Mahallesinde 2016 yılında başlayan kentsel dönüşüm
uygulamasının suç ile ilişkide nasıl bir role sahip olduğunun
ortaya çıkarılmasını hedeflemektedir. Bu bağlamda 2019
yılı Mart – Temmuz ayları arasında 15 kişi ile nitel yöntem
ve yarı yapılandırılmış mülakat tekniği kullanılarak
görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Bulguların analizinde
fenomenolojik bakış açısı kullanılmış ve hem fiziksel hem
de sosyal dönüşümü referans alan kentsel dönüşüm
uygulamasıyla birlikte projenin henüz tamamlanmamasına
bağlı olarak daha önce mekanda görülmeyen yeni suçların
ortaya çıktığı tespit edilmiştir
Medya ve Din Araştırmaları Dergisi, 2021
Siyasal Sosyallesmede Ailenin Etkisi
MEDİAD, 2021
Araştırmanın konusu, self-oryantalist söylemlerin Turkovac aşısı özelinde incelenmesidir. Modern ... more Araştırmanın konusu, self-oryantalist söylemlerin Turkovac aşısı özelinde incelenmesidir. Modern bilimsel gelişmeler, salgın hastalıkların tarihin sayfalarına gömüleceğine ilişkin bir algı inşa etse de Covid-19 virüsü salgın hastalıkların günümüz toplumlarında da görülebileceğini göstermiştir. Pandemi ile mücadele kapsamında üretilen Turkovac aşısı hakkında sosyal medya platformlarında Avrupa merkezli bir uygarlık tarihi anlayışının yansıması olan gelişmiş-Batı, geri kalmış-Doğu imajının sürdürülmesi ve yeniden üretilmesi adına söylemlerin üretildiği görülmektedir. Özellikle bir sosyal medya platformu olan Twitter üzerinden BioNTech karşısında Turkovac'a karşı üretilen söylemlerin geri kalmış Doğu imajı ile oluşturulduğu ve self-oryantalizmden izler taşıdığı görülmektedir. Bu bağlamda çalışma kapsamında Turkovac'ın niteliğine ve gerçekliğine ilişkin self-oryantalist söylemlerin deşifre edilmesi için nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Twitter üzerinden gelişmiş-Batı, geri kalmış-Doğu vurgusunun yapıldığını ve self-oryantalizmin yeniden üretildiğini düşündüren 34 tweet eleştirel söylem analizi yöntemiyle incelenmiştir. Araştırmanın sonucunda ise self-oryantalizmin sosyal medya aracılığıyla yeniden üretildiği görülmüştür. Batı'nın inşa ettiği kendi aklını kullanma yeteneğinden mahrum bir Doğu imajı, sosyal medya aracılığıyla akılsız bir Doğu'ya evrilmiştir.
Afet Sosyolojisi, 2022
İslam Can editörlüğünde yayına sunulan ve Türkçe literatürde afet sosyolojisine ilişkin bir yer a... more İslam Can editörlüğünde yayına sunulan ve Türkçe literatürde afet sosyolojisine ilişkin bir yer açma çabasında bulunan Afet Sosyolojisi genel olarak bu amacını yerine getirmiştir. Toplam altı bölümden oluşan eser on
ltı yazar tarafından ele alınmış ve her biri kendi uzmanlık alanları
oğrultusunda alan üzerinde okumalar gerçekleştirmiştir. Kitabın temel
rgümanı fiziksel olaylar olarak tanımlanan afetlerin esasında toplumsal olaylar olduğu ve ekonomiden dine, eşitsizliklerden
dezavantajlı gruplara, sosyal politikalar, afet ve kriz yönetimi gibi çok
kapsamlı ve çok katmanlı meseleler etrafında ele alınmasının gerekliliği
zerinedir. Bütünsel olarak değerlendirildiğinde bu eser sunmak istediği iddiayı çeşitli gerekçelerle ve farklı konu başlıkları ile detaylandırmaktadır.
u noktada eserin Türkçe literatürde bir ilk olarak varlık göstermesi alana
unduğu son derece önemli katkının en temel göstergesidir
NEU PRESS, 2021
Kadim dönem olarak adlandırılan modern öncesi dönem, birey ile toplum arasında aracı kurumları in... more Kadim dönem olarak adlandırılan modern öncesi dönem, birey ile toplum arasında aracı kurumları
inşa etmişti. Bu kurumlar bireyin neyi ne şekilde düşüneceği ya da herhangi bir belirsizlik dönemlerinde
nasıl anlamlar üreteceği noktasında en büyük destekçisiydi. Modern döneme gelindiğinde ise birey ile
toplum arasında merkezi bir role sahip olan bu kurumlar eski gücünü kaybetti ve birey anlam üretme
noktasında tek başına kaldı. Kadim dönemin kutsalları artık modern insan için sadece çoklu seçenekler
içerisinde tercihte bulunabileceği bir hal aldı. Modern insanın seküler insan olacağı yanılgısı ise her zaman
modern toplumları anlam krizinin eşiğinde bulundurdu.
ÇİZGİ KİTABEVİ, 2024
Her köyün, her kasabanın kendi hikayesi, kendi kahramanları vardır. Onların yaşamları, köy meydan... more Her köyün, her kasabanın kendi hikayesi, kendi
kahramanları vardır. Onların yaşamları, köy meydanındaki
çeşmenin başında anlatılan masallarda, tarlalarda çalışan
ellerde ve birlikte çalınan sazlarda yankı bulur. Bu yerler,
büyük şehirlerin gürültüsünden uzakta, doğanın ve insanın
uyum içinde yaşadığı, tarih kokan topraklardır. Kırsaldaki
insanın özellikleri, yaşadıkları çevrenin etkisiyle şekillenir
ve bu özellikler genellikle belirli bir toplumsal tiplemeyi
oluşturur. Çoğunlukla geleneksel-muhafazakar bir yaşam
tarzını benimseyen kırsal alan insanı geçmişten gelen kültürel
mirası koruma eğilimindedir. Aile bağları güçlü, komşuluk
ilişkilerinin önemli olduğu kırsal alanlarda toplumsal
normlar sıkı bir şekilde takip edilir ve herkesin bu normlara
bağlı kalması arzu edilir. Ancak modernleşme sürecinde
meydana gelen değişimler kırsal alanları da etkisi altına almış
ve süreç içerisinde bir dizi değişim meydana getirmiştir. Kent
merkezleri kadar olmasa da tarım ve hayvancılık başta olmak
üzere birçok alan içerisinde teknolojik mekanizasyon sürecine
dahil olan kırsal toplumlarda bu durum insana da sirayet
etmiştir. Kırsalda modernleşme ve teknolojik gelişmeler ilk
olarak tarımda makineleşme ile başlamıştır. Makineleşme,
20. yüzyılın ortalarından itibaren dünya genelinde tarımsal
üretim pratiklerinde köklü değişikliklere yol açmıştır. Bu
süreç, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, kırsal nüfusun
kentlere göç etmesini etkileyen önemli faktörlerden biri
olmuştur. Tarım sektöründe yaşanan teknolojik ilerlemeler bir yandan verimliliği artırırken diğer yandan işgücü ihtiyacını
azaltmıştır. Gelişmiş tarım makineleri, daha önce çok sayıda
insan gücü gerektiren işleri kısa sürede ve daha az insanla
yapabilme kapasitesi, kırsal alanlardaki iş imkanlarının
azalmasına, insanları daha iyi yaşam koşulları ve iş olanakları
arayışına yönlendirmiştir.
Bu araştırma Konya’nın Bozkır ilçesine bağlı Koçaş köyü
üzerinedir. Araştırmanın konusu, Koçaş köyünün sosyokültürel yapısının incelenmesidir. Araştırma, kırsal alanlarda
yaşanan değişimleri ve bu değişimlerin köy halkı üzerindeki
etkilerini ele almayı hedeflemektedir. Araştırmanın amacı
ise Koçaş köyünün sosyo-kültürel yapısını ayrıntılı bir
şekilde analiz etmek, kırsal alanda yaşayan insanların yaşam
tarzlarını, toplumsal ilişkilerini ve ekonomik faaliyetlerini
belirlemek, modernleşme ve teknolojik gelişmelerin kırsal
alanlarda yarattığı değişimleri ve bu değişimlerin köy halkı
üzerindeki etkilerini incelemektir. Ayrıca dijital medya
platformlarında Koçaş köyüne dair paylaşılan içerikleri
analiz ederek köyün modern dünyadaki temsilini ve
algısını anlamaktır. Bu bağlamda, araştırma Koçaş köyünün
sosyo-kültürel yapısını, modernleşme sürecinde yaşadığı
dönüşümleri ve dijital medyanın bu süreçteki rolünü detaylı
bir şekilde ortaya koyarak, kırsal toplumlar hakkında kapsamlı
bir anlayış sunmayı hedeflemektedir. Araştırma sürecinde
monografi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmaya başlamadan
önce sahayı tanımak, bölgeye dair ön bilgi toplamak ve
gözlem yapmak için 15 Mayıs 2024 tarihinde bölgeye
gidilmiştir. Bölgede muhtarlık bulunmadığı için bölgeyi
ve halkı yakından tanıyan insanlarla iletişim kurulmuştur.
Sahayı tanımanın ardından araştırmanın hem monografik
hem de dijital medya analizi ile inşa edilmesine karar verilmiş
ve monografik araştırma için katılımcıların seçimi, tam sayım
yapılarak elde edilmiştir. Bu çerçevede veriler, 18 yaş üzeri
katılımcılardan elde edilmiştir. TÜİK verilerine göre köyde toplam 470 kişi ikamet etmektedir. Bu sayı içerisinde 18 yaş
üzeri tespit edilerek kimlerle görüşüleceği belirlenmiştir.
Koçaş dışında ikamet eden ancak günübirlik, haftalık ya da
aylık süre zarflarında Koçaş’a giden Koçaşlılarla bağlantılar
sağlanmış ve kendileri ile görüşmeler Konya merkezde
gerçekleştirilmiştir. Yarı yapılandırılmış mülakat tekniği ile
Koçaşlıların kendi bakış açıları, deneyimleri ve algıları ortaya
çıkarılmıştır. Mülakatlar aracılığıyla bölgenin sosyo-kültürel
dokusu, toplumsal hafızası ve değişim süreçleri gibi konular
ele alınarak, kırsal yaşam hakkında katılımcıların kanaatleri
keşfedilmiştir. Mülakat görüşmeleri 2024 yılı mayıs ve
haziran aylarında tamamlanmış ve her bir görüşme ortalama
50-60 dakika sürmüştür. Görüşmeler, katılımcının sözlü
onayına dayalı olarak ses kaydıyla kayıt altına alınmıştır.
Bu yöntemle, görüşmelerde elde edilen bilgilerin detaylı bir
şekilde analiz edilmesi sağlanmış ve araştırmacı tarafından
tekrar dinlenebilme imkanı elde edilmiştir. Ses kaydını kabul
etmeyen katılımcılarla yapılan görüşmeler ise görüşme
sonrasında yazıya aktarılarak saklanmıştır. Ayrıca, görüşme
sürecinde yapılan gözlemler ve doküman incelemeleriyle de
çalışmanın geçerliliği ve güvenilirliği artırılmıştır.
Araştırmanın bir diğer dayanak noktasını ise dijital
medya platformlarında Koçaş köyüne dair paylaşılan
içeriklerin analizi oluşturmaktadır. Günümüzde dijital
medya, yerel kültürlerin ve toplulukların kendilerini ifade
ettikleri önemli bir mecra haline gelmiştir. Bu bağlamda,
Koçaş köyüne ait sosyal medya paylaşımları, blog yazıları,
fotoğraf ve video içerikleri gibi dijital materyaller analiz
edilmiştir. Dijital medya analizleri, köyün dışa dönük yüzünü
ve modern zamanlarda nasıl algılandığını anlamamıza
yardımcı olmuştur. Sosyal medya platformlarındaki içerikler,
köyün kültürel etkinlikleri, geleneksel kutlamaları günlük
yaşamına dair güncel bilgiler sunarak, monografik çalışmanın
bulgularını tamamlayıcı nitelikte olmuştur. Bu iki yöntem bir araya getirildiğinde, Koçaş köyünün sosyo-kültürel yapısına
dair kapsamlı ve bütüncül bir portre çizilmiştir. Geleneksel
araştırma yöntemleriyle dijital dünyanın sunduğu verilerin
birleşimi, köyün geçmişten bugüne uzanan hikâyesini daha
net ve ayrıntılı bir şekilde ortaya koymuştur.
Araştırma, toplam on bir bölümden oluşmaktadır. İlk
bölümde, Koçaş’ın coğrafi özellikleri, iklimi ve bitki örtüsü
detaylı bir şekilde incelenmiş ve köyün il ve ilçe merkezine olan
konumu belirlenmiştir. Ayrıca, bölgenin iklimsel özellikleri
ve bitki örtüsünün çeşitliliği üzerine yapılan gözlemler ve
veriler sunulmuştur. İkinci bölümde, Koçaş’ın tarihi, bağlı
olduğu ilçe merkezinin tarihi ile birlikte ele alınmıştır. Köyün
kuruluşundan günümüze kadar olan tarihsel süreçte kimlere
ev sahipliği yaptığı, hangi medeniyetlerin izlerini taşıdığı ve
bu süreçte meydana gelen önemli olaylar detaylandırılmıştır.
Tarihi belgeler, arkeolojik buluntular ve yerel halkın anlatıları
bu bölümde yer almaktadır. Üçüncü bölümde, Koçaş’ın idari
ve demografik yapısı, nüfus ve göç hareketleri üzerinden
analiz edilmiştir. Köyün nüfus yapısındaki değişimler, göç
hareketlerinin nedenleri ve sonuçları detaylı bir şekilde ele
alınmıştır. Ayrıca, köyün idari yapısı, yerel yönetim organları
ve bu organların işleyişi hakkında bilgi verilmiştir.
Dördüncü bölümde, Koçaş’ın siyasi yapısı ve köy
halkının siyasi tutumları incelenmiştir. Yerel seçimlerdeki
oy dağılımları, siyasi partilere olan eğilimler ve köydeki
siyasi atmosfer analiz edilmiştir. Beşinci bölümde, Koçaş’ın
ekonomisi ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Tarım,
hayvancılık, lojistik, sanayi, meslekler, ustalıklar ve esnaflık
gibi ekonomik faaliyetler incelenmiş ve köy ekonomisinin
dinamikleri analiz edilmiştir. Son dönemde tersine göç
hareketi ile birlikte arıcılık faaliyetlerinin gelişimi de bu
bölümde değerlendirilmiştir.
Altıncı bölümde, Koçaş’ın dini hayatı geçmişten
günümüze kadar olan süreçte incelenmiştir. Dini pratikler, ibadet yerleri ve ritüeller gibi unsurlar ele alınarak, bu hayatın
şekillenmesinde hangi faktörlerin rol oynadığı tartışılmıştır.
Ayrıca, köydeki dini liderlerin etkisi de bu bölümde yer
almaktadır. Yedinci bölümde, Koçaş’ın karakteristik
mekanları sunulmuştur. Köy meydanı, evler, camiler, okul ve
diğer mekanlar incelenmiş ve bu mekanların köy yaşamındaki
yeri ve önemi tartışılmıştır. Mekanların tarihi, mimarisi ve
sosyal işlevleri de bu bölümde ele alınmıştır.
Sekizinci bölümde, Koçaş’taki sosyal hayat incelenmiştir.
Gündelik hayatın rutinlerinden yardımlaşma ve dayanışmaya,
eğlence ve festival anlayışından yemek kültürüne kadar
geniş bir yelpazede konular ele alınmıştır. Köydeki sosyal
ilişkiler, aile yapıları ve toplumsal normlar bu bölümde
detaylandırılmıştır. Dokuzuncu bölümde, Koçaş’ın kültürel
hayatı incelenmiştir. Bayramlar, düğünler, ölümler, halk
inançları, folklor, oyunlar, toplumsal değişim ve toplumsal
hafıza gibi konular ele alınarak, köyün kültürel mirası ve bu
mirasın korunması tartışılmıştır. Ayrıca, köydeki geleneksel
oyunlar ve eğlenceler, kültürel kayıplar ve yaşatılan değerler
bu bölümde yer almaktadır. Onuncu bölümde, Koçaş’a rol
model olan, köyün gelişmesi için çaba sarf eden ve köyden
çıkıp önemli yerlere gelen şahsiyetler hakkında bilgiler
verilmiştir. Bu kişiler, köyün tarihinde ve toplum hayatında
önemli yer tutan figürler olarak incelenmiş ve onların etkileri
tartışılmıştır. Ayrıca, köydeki sülale isimleri doğrultusunda
bir analiz sunulmuştur.
Son olarak, on birinci bölümde, Koçaş’ın kurduğu
dernekler, sosyal medya hesapları ve kooperatiflerin köy için
nasıl bir öneme sahip olduğu aktarılmıştır. Bu kuruluşların
köy yaşamındaki rolü, faaliyetleri ve köy halkı üzerindeki
etkileri detaylandırılmıştır. Ayrıca, köye ilişkin seçme sözlük
ve kalıp ifadeler eklenerek, köyün dil ve iletişim biçimleri
üzerine bir analiz sunulmuştur
Necmettin Erbakan Üniversitesi Yayınları, 2024
Bu araştırma geleneksel toplum yapılarını ve kültürel özellikleri teknolojik ve bilimsel gelişmel... more Bu araştırma geleneksel toplum yapılarını ve kültürel özellikleri
teknolojik ve bilimsel gelişmelerle değiştirerek yeni bir toplumsal
düzeninin temelini attığı dönemde Türk aydınlarının modernleşme
sürecinde nasıl bir role sahip olması gerektiği konusunda tartışma
yürüten Ziya Gökalp, Mümtaz Turhan ve Erol Güngör’e odaklanmaktadır.
18. Yüzyıl sonlarında başlayan modernleşme hareketleri 19. Yüzyıl
Tanzimat Döneminde eğitim, idari, hukuk, askeri alanlarda sistematik
bir şekilde sürdürülmüş ve Cumhuriyet dönemine gelindiğinde batılılaşma,
çağdaşlaşma, laikleşme gibi hedeflerle büyük bir toplumsal,
siyasal, ekonomik ve kültürel dönüşümü gerçekleştirmiştir. Bu dönemde
Gökalp, Türk kültürünün muhafazası ve medeniyetinin modernleşmesi
gerekliliği üzerinden hareketle aydınların modernleşme sürecini
yönlendirebilecek etkisinden söz etmektedir. Turhan ise aydınların
toplumsal değişim konusunda öncü bir rol üstlenmelerinden hareketle
kültürel ve bilimsel anlamda donanımlı olmaları ve bu donanımlarını
toplumlara rehberlik etmek için kullanmaları gerekliliğini vurgulamaktadır.
Son olarak Erol Güngör ise modernleşme sürecinde kültürel ve
sosyal değişimlere eleştirel bir yaklaşım sergileyerek Türk aydınlarının
modernizmi kabul etmeleri ancak milli kültürün korunmasına önem
vermeleri konusunda net görüşler ortaya koymaktadır.
Cumhuriyetin 100. Yılına Armağan. Sosyal ve Beşeri Bilimler Sosyoloji-İletişim, 2023