Ihsan Kabil - Profile on Academia.edu (original) (raw)
Papers by Ihsan Kabil
TRT Akademi, Jan 15, 2018
Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, Jun 23, 2021
Efendim, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi ülkemizin bilimsel üretimini konu alan yayınlar ... more Efendim, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi ülkemizin bilimsel üretimini konu alan yayınlar yapmakta ve her sayısında farklı bir bilim alanının birikimine dair çalışmalara yer vermektedir. Derginin, Türkiye'de sinema çalışmalarına ayrılan iki sayısından ilki 2020 yılında çıkmıştı, şimdi ikinci sayısı yayımlanmaktadır. Her sayıda yapılan söyleşilerin bir devamı olarak sizinle bu sayıda Türkiye'deki sinema yayıncılığına ve sektörüne dair kendi tecrübelerinizi konuşmak ve görüşlerinizi almak istedik. Konuşmamıza hayat hikayeniz, sinemaya olan ilginiz, eğitiminiz ve film yazılarına yönelişinizle başlamak ve sonra sinema üretimine, yayınlarına, festivallerine ve Türkiye'de sinema sektörünün geleceğine dair değerlendirmelerinizle konuşmamızı sürdürmek istiyoruz. Bize kısaca kendi kişisel tarihinizden, çocukluğunuzdan, aile ve genel olarak yetiştiğiniz ortamdan bahsedebilir misiniz? 1959'da İstanbul'da doğdum, Ortaköy'de. Oldukça yoksul bir ailede dünyaya gelmişim, tek çocuk olarak, aslında bir de ablam varmış ama daha bebekken hayata gözlerini yummuş. Babam ben üç yaşındayken rahmetli olduğunda, annem Ortaköy'de bulunan Pfizer ilaç fabrikasına işçi olarak girdikten sonra, beş yaşına geldiğimde beni Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağlı Eyüp Çocuk Yuvası'na yatılı olarak verdi ve yedi yaşına kadar orada kaldım. İlkokul çağına gelince, yine yatılı olarak Yakacık'ta bulunan Yetiştirme Yurdu'na verildim ve ilkokulu orada okudum. Annem her iki kurumda da beni hep ziyarete geldi; bayram ve tatilleri evde geçiriyordum. Kitap okuma alışkanlığım da ilk olarak yurdun kütüphanesinde gelişti.
Post-Truth Zeminde Suriyeli Mülteciler Hakkında Çıkan Haberlere Dair Bir İnceleme
Hakikat veya gerceklik gibi kavramlar uzun caglar boyunca tartisilmistir. Aydinlanma ve modernles... more Hakikat veya gerceklik gibi kavramlar uzun caglar boyunca tartisilmistir. Aydinlanma ve modernlesme surecleriyle birlikte hakikatin nesnelligi uzerine bazi uzlasimlar ortaya cikmaya baslamistir. Ne var ki post-modern donem ile hakikatin nesnelligi ve varligi uzerine tartismalar yeniden alevlenmistir. Kuskusuz, son yillarin en cok tartisilan olgularindan post-truth kavrami da hakikat tartismalarinin ulastigi farkli bir boyuttur. Bu calismada da post-truth etrafinda sekillenen tartismalara katilarak, hakikatin anlasilmasina dair anlamli bir katki saglanmasi umut edilmektedir. Bu baglamda Yalin Alpay’in Yalanin Siyaseti (2019) isimli calismasinda, post-truth zemin ile mucadele etmek icin ileri surdugu “mantiksal yaklasim” uygulamali bir sekilde irdelenmeye calisilmistir. Alpay’in safsata iceren savlar uzerine gelistirdigi yaklasimi, dezenformasyon iceren veya butunuyle yalan oldugu bilinen haberler uzerinde uygulanmis ve sadece bu yaklasim uzerinden safsatalarin tespit edilip edilemedi...
Türkiye İletişim Araştırmaları Dergisi/26306220
Western türü sinemanın ilk zamanlarında ortaya çıkmış ve uzun bir dönem seyircinin büyük ilgi gös... more Western türü sinemanın ilk zamanlarında ortaya çıkmış ve uzun bir dönem seyircinin büyük ilgi gösterdiği popüler türlerin başında gelmiştir. Dolayısıyla tür, film çalışmaları kapsamında farklı akademik yaklaşımlar çerçevesinde ele alınmıştır. Örneğin 1950'li yıllarda türe dair yaklaşımlar mitsel bir çerçevede teşekkül etmiştir. Akabinde Auteur teorinin film çalışmalarında etkin bir konuma doğru evrilmesi, western'lerin bu teori kapsamında irdelenmesine yol açmıştır. 1970'li yıllarla birlikte türe dair seyirci ilgisi azalırken, türe olan akademik ilgi yükselmiştir. Bu dönemde ön plana çıkan yaklaşım ise Will Wright'ın başını çektiği yapısalcı yaklaşım olmuştur. 1931-1972 yılları arasında çekilen western'leri yapısalcı yaklaşım ile inceleyen Wright western'lerde bulunan Amerika'nın modern mitlerini ortaya çıkarmaya çalışmıştır. Wright, western'lerde dört farklı anlatı yapısının takip edildiğini ve filmlerin yapısının bazı karşıtlıklardan oluştuğunu iddia etmiştir. Bu çalışmada Will Wright'ın yapısalcı yaklaşımı Türk sinemasında son dönemde çekilen tek western/komedi filmi olan Yahşi Batı (2009) filmine uygulanmıştır. Filmin Wright'ın yapısalcı yaklaşımına uygunluk gösterdiği tespit edilmiştir. Bu şekilde Wright'ın 1970'li yıllarda western'lere dair ortaya koyduğu yapısalcı yapının, ABD dışında nispeten yakın zamanda çekilen bir Türk western'inde de geçerliliğini koruduğu ortaya çıkarılmıştır.
sinecine: Sinema Araştırmaları Dergisi, Apr 15, 2020
Erciyes İletişim Dergisi
The purpose of this study is to make a contribution to the examination of the relationship betwee... more The purpose of this study is to make a contribution to the examination of the relationship between cinema and nationalism. Hence, The Bahoz / Storm film which was directed by Kazım Öz in 2008, is subject to discourse analysis in the context of nationalism. The reason for choosing this film is that it points to a discursive structure of Kurdish nationalism. Because Kazım Öz expressed various times which he considers his films in "Kurdish Cinema". Hence, Öz places his cinema in a separate position that the other known cinema practices. In addition to that the film's narrative centres around Kurdish youth movement. Therefore, the film provides a convenient structure for examining the relationship between Kurdish nationalism and cinema. One of the reasons for examining the relationship between Kurdish nationalism and cinema is that there is a deficiency in the current Turkish literature about this issue. While there are many studies on the relationship between Turkish nationalism and cinema, there is no study which directly deals with the relationship between Kurdish nationalism and cinema. First, nationalism and Kurdish nationalism are explained in the context of different theorists in order to provide the theoretical framework in the study. Subsequently, Teun Van Dijk's discourse analysis, which is a method for unveiling discourses in texts, is explained and the film is analyzed accordingly. The Kurdish nationalist discourse of the film has been confirmed. In addition to that, the various views expressed by the theoreticians of nationalism have also been confirmed by the film itself.
Türk Si̇nema Tari̇hi̇'Nde İlk Üçleme, Meti̇n Erksan'Dan Mülki̇yet Üçlemesi̇: "'Yilanlarin Öcü', 'Susuz Yaz', 'Kuyu
TÜRK SİNEMASINDA SURİYELİ MÜLTECİLER: “KARDEŞİM İÇİN DER’A” FİLMİNDE MÜLTECİLERİN MAĞDURİYET TEMS... more TÜRK SİNEMASINDA SURİYELİ MÜLTECİLER: “KARDEŞİM İÇİN DER’A” FİLMİNDE MÜLTECİLERİN MAĞDURİYET TEMSİLİ”
Sinecine: Sinema Araştırmaları Dergisi, 2020
Sinema tarihinde kötünün kahkahası her daim kötü karakter ile özdeşleşen ve kötüyü kahramandan ke... more Sinema tarihinde kötünün kahkahası her daim kötü karakter ile özdeşleşen ve kötüyü kahramandan keskin bir şekilde ayıran önemli bir olgu var olmuştur. Ancak bu kahkahanın nasıl bir sebepten veya motivasyondan dolayı filmlerde tezahür ettiği, akademik bağlamda yeterince üzerinde durulmamış ve düşünülmemiş bir durumdur. Bu çalışmada Türk sinemasında kötü karakterle/tiple özdeşleşmiş bir aktör olan Erol Taş'ın dört farklı filmde canlandırdığı karakter ve tiplerin kahkahası üzerinden bir inceleme yapılmaya çalışılacaktır. Teorik çerçevesini gülme teorilerinin oluşturduğu çalışmada, Türk sinemasında bulunan karakter/tip ayrımı için de teorik perspektif ortaya konulmuş ve Taş'ın seçilen filmlerde canlandırdığı kişiliklerin karakter ve tip ayrımları yapılmıştır. Çalışmada Erol Taş'ın ön plana çıktığını varsaydığımız dört farklı filmi seçilmiştir: Susuz Yaz (Metin Erksan, 1962), Aslan Bey (Yavuz Yalınkılıç, 1968), Çeko (Çetin İnanç, 1970), Yılmayan Şeytan (Yılmaz Atadeniz, 1972)...
Türk Si̇nemasinda Suri̇yeli̇ Mülteci̇ler: “Kardeşi̇m İçi̇n Der’A” Fi̇lmi̇nde Mülteci̇leri̇n Mağduri̇yet Temsi̇li̇”
İstanbul Aydın Üniversitesi iletişim çalışmaları dergisi
TÜRK SİNEMASINDA SURİYELİ MÜLTECİLER: “KARDEŞİM İÇİN DER’A” FİLMİNDE MÜLTECİLERİN MAĞDURİYET TEMS... more TÜRK SİNEMASINDA SURİYELİ MÜLTECİLER: “KARDEŞİM İÇİN DER’A” FİLMİNDE MÜLTECİLERİN MAĞDURİYET TEMSİLİ”
Sinema filmleri arasındaki biçimsel farklılıklar, belirli uzlaşımlar çerçevesinde oluşur ve bu fa... more Sinema filmleri arasındaki biçimsel farklılıklar, belirli uzlaşımlar çerçevesinde oluşur ve bu farklılıkları belirleyen en önemli unsur "kurgudur". Tecimsel popüler filmler, biçimsel olarak seyircinin aşina olduğu klasik devamlılık kurgusunun uzlaşımlarını kullanırlar. Klasik devamlılık kurgusu, klasik anlatı sinemasının 20. yüzyıl boyunca ve günümüze kadar kullanmış olduğu bir takım egemen biçimsel teknikler olarak tanımlanır. Bu tarz, en temel hedefini gerçekleştirebilmek için bir takım belirli kurgu prensiplerine dayanır. Bu hedef, seyircinin bir film seyretme eylemi içerisinde olduğunu unutarak aslında gerçekten olan bir şeye tanık olduğuna inanmasını sağlamaktır. Popüler Türk sinema filmlerinde de bu uzlaşımlar sürdürülmektedir. Buna karşın tecimsel sinemanın dışında kalan ve tartışmalı bir biçimde genellikle sanat filmi olarak nitelenen filmler ise, çoğunlukla klasik biçimin uzlaşımlarından kaçınarak, çağdaş festival filmleriyle ilişkilendirilen ve uzun çekimlere dayalı, düşük tempolu ve dolayısıyla kurgunun minimal bir şekilde kullanıldığı bir estetikle şekillenen bir biçime sahip olma eğilimindedirler. Ancak Nokta (2008) ve Sen Aydınlatırsın Geceyi (2009) filmlerinde kullanılan kurgu biçimleri bütün bu biçimsel konvansiyonlardan farklılık göstermektedir. Bu nedenle bu iki film Türk Sineması'nın biçimsel olarak öne çıkan örnekleri arasında yer almaktadır. Bu çalışmada Nokta ve Sen Aydınlatırsın Geceyi filmlerinin belirli çekim dizileri "çekim-çekim çözümleme" yöntemiyle çözümlenerek, iki filmin de biçimsel farklılıkları ortaya konulmuştur.
Redeemed worlds : Bresson's Pickpocket and Tarkovsky's The Sacrifice
MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi
Sinema filmleri arasındaki biçimsel farklılıklar, belirli uzlaşımlar çerçevesinde oluşur ve bu fa... more Sinema filmleri arasındaki biçimsel farklılıklar, belirli uzlaşımlar çerçevesinde oluşur ve bu farklılıkları belirleyen en önemli unsur "kurgudur". Tecimsel popüler filmler, biçimsel olarak seyircinin aşina olduğu klasik devamlılık kurgusunun uzlaşımlarını kullanırlar. Klasik devamlılık kurgusu, klasik anlatı sinemasının 20. yüzyıl boyunca ve günümüze kadar kullanmış olduğu bir takım egemen biçimsel teknikler olarak tanımlanır. Bu tarz, en temel hedefini gerçekleştirebilmek için bir takım belirli kurgu prensiplerine dayanır. Bu hedef, seyircinin bir film seyretme eylemi içerisinde olduğunu unutarak aslında gerçekten olan bir şeye tanık olduğuna inanmasını sağlamaktır. Popüler Türk sinema filmlerinde de bu uzlaşımlar sürdürülmektedir. Buna karşın tecimsel sinemanın dışında kalan ve tartışmalı bir biçimde genellikle sanat filmi olarak nitelenen filmler ise, çoğunlukla klasik biçimin uzlaşımlarından kaçınarak, çağdaş festival filmleriyle ilişkilendirilen ve uzun çekimlere dayalı, düşük tempolu ve dolayısıyla kurgunun minimal bir şekilde kullanıldığı bir estetikle şekillenen bir biçime sahip olma eğilimindedirler. Ancak Nokta (2008) ve Sen Aydınlatırsın Geceyi (2009) filmlerinde kullanılan kurgu biçimleri bütün bu biçimsel konvansiyonlardan farklılık göstermektedir. Bu nedenle bu iki film Türk Sineması'nın biçimsel olarak öne çıkan örnekleri arasında yer almaktadır. Bu çalışmada Nokta ve Sen Aydınlatırsın Geceyi filmlerinin belirli çekim dizileri "çekim-çekim çözümleme" yöntemiyle çözümlenerek, iki filmin de biçimsel farklılıkları ortaya konulmuştur.
Türk Western'ine Yapısalcı Bir Yaklaşım: Yahşi Batı Örneği (A Structural Approach to Turkish Western: Yahsi Bati The Ottoman Cowboys)
Türkiye İletişim Araştırmaları Dergisi, 2020
Western türü sinemanın ilk zamanlarında ortaya çıkmış ve uzun bir dönem seyircinin büyük ilgi gös... more Western türü sinemanın ilk zamanlarında ortaya çıkmış ve uzun bir dönem seyircinin büyük ilgi gösterdiği popüler türlerin başında gelmiştir. Dolayısıyla tür, film çalışmaları kapsamında farklı akademik yaklaşımlar çerçevesinde ele alınmıştır. Örneğin 1950’li yıllarda türe dair yaklaşımlar mitsel bir çerçevede teşekkül etmiştir. Akabinde Auteur teorinin film çalışmalarında etkin bir konuma doğru evrilmesi, western’lerin bu teori kapsamında irdelenmesine yol açmıştır. 1970’li yıllarla birlikte türe dair seyirci ilgisi azalırken, türe olan akademik ilgi yükselmiştir. Bu dönemde ön plana çıkan yaklaşım ise Will Wright’ın başını çektiği yapısalcı yaklaşım olmuştur. 1931-1972 yılları arasında çekilen western’leri yapısalcı yaklaşım ile inceleyen Wright western’lerde bulunan Amerika’nın modern mitlerini ortaya çıkarmaya çalışmıştır. Wright, western’lerde dört farklı anlatı yapısının takip edildiğini ve filmlerin yapısının bazı karşıtlıklardan oluştuğunu iddia etmiştir. Bu çalışmada Will Wr...
Redeemed worlds : Bresson's Pickpocket and Tarkovsky's The Sacrifice
TRT Akademi, Jan 15, 2018
Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, Jun 23, 2021
Efendim, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi ülkemizin bilimsel üretimini konu alan yayınlar ... more Efendim, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi ülkemizin bilimsel üretimini konu alan yayınlar yapmakta ve her sayısında farklı bir bilim alanının birikimine dair çalışmalara yer vermektedir. Derginin, Türkiye'de sinema çalışmalarına ayrılan iki sayısından ilki 2020 yılında çıkmıştı, şimdi ikinci sayısı yayımlanmaktadır. Her sayıda yapılan söyleşilerin bir devamı olarak sizinle bu sayıda Türkiye'deki sinema yayıncılığına ve sektörüne dair kendi tecrübelerinizi konuşmak ve görüşlerinizi almak istedik. Konuşmamıza hayat hikayeniz, sinemaya olan ilginiz, eğitiminiz ve film yazılarına yönelişinizle başlamak ve sonra sinema üretimine, yayınlarına, festivallerine ve Türkiye'de sinema sektörünün geleceğine dair değerlendirmelerinizle konuşmamızı sürdürmek istiyoruz. Bize kısaca kendi kişisel tarihinizden, çocukluğunuzdan, aile ve genel olarak yetiştiğiniz ortamdan bahsedebilir misiniz? 1959'da İstanbul'da doğdum, Ortaköy'de. Oldukça yoksul bir ailede dünyaya gelmişim, tek çocuk olarak, aslında bir de ablam varmış ama daha bebekken hayata gözlerini yummuş. Babam ben üç yaşındayken rahmetli olduğunda, annem Ortaköy'de bulunan Pfizer ilaç fabrikasına işçi olarak girdikten sonra, beş yaşına geldiğimde beni Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağlı Eyüp Çocuk Yuvası'na yatılı olarak verdi ve yedi yaşına kadar orada kaldım. İlkokul çağına gelince, yine yatılı olarak Yakacık'ta bulunan Yetiştirme Yurdu'na verildim ve ilkokulu orada okudum. Annem her iki kurumda da beni hep ziyarete geldi; bayram ve tatilleri evde geçiriyordum. Kitap okuma alışkanlığım da ilk olarak yurdun kütüphanesinde gelişti.
Post-Truth Zeminde Suriyeli Mülteciler Hakkında Çıkan Haberlere Dair Bir İnceleme
Hakikat veya gerceklik gibi kavramlar uzun caglar boyunca tartisilmistir. Aydinlanma ve modernles... more Hakikat veya gerceklik gibi kavramlar uzun caglar boyunca tartisilmistir. Aydinlanma ve modernlesme surecleriyle birlikte hakikatin nesnelligi uzerine bazi uzlasimlar ortaya cikmaya baslamistir. Ne var ki post-modern donem ile hakikatin nesnelligi ve varligi uzerine tartismalar yeniden alevlenmistir. Kuskusuz, son yillarin en cok tartisilan olgularindan post-truth kavrami da hakikat tartismalarinin ulastigi farkli bir boyuttur. Bu calismada da post-truth etrafinda sekillenen tartismalara katilarak, hakikatin anlasilmasina dair anlamli bir katki saglanmasi umut edilmektedir. Bu baglamda Yalin Alpay’in Yalanin Siyaseti (2019) isimli calismasinda, post-truth zemin ile mucadele etmek icin ileri surdugu “mantiksal yaklasim” uygulamali bir sekilde irdelenmeye calisilmistir. Alpay’in safsata iceren savlar uzerine gelistirdigi yaklasimi, dezenformasyon iceren veya butunuyle yalan oldugu bilinen haberler uzerinde uygulanmis ve sadece bu yaklasim uzerinden safsatalarin tespit edilip edilemedi...
Türkiye İletişim Araştırmaları Dergisi/26306220
Western türü sinemanın ilk zamanlarında ortaya çıkmış ve uzun bir dönem seyircinin büyük ilgi gös... more Western türü sinemanın ilk zamanlarında ortaya çıkmış ve uzun bir dönem seyircinin büyük ilgi gösterdiği popüler türlerin başında gelmiştir. Dolayısıyla tür, film çalışmaları kapsamında farklı akademik yaklaşımlar çerçevesinde ele alınmıştır. Örneğin 1950'li yıllarda türe dair yaklaşımlar mitsel bir çerçevede teşekkül etmiştir. Akabinde Auteur teorinin film çalışmalarında etkin bir konuma doğru evrilmesi, western'lerin bu teori kapsamında irdelenmesine yol açmıştır. 1970'li yıllarla birlikte türe dair seyirci ilgisi azalırken, türe olan akademik ilgi yükselmiştir. Bu dönemde ön plana çıkan yaklaşım ise Will Wright'ın başını çektiği yapısalcı yaklaşım olmuştur. 1931-1972 yılları arasında çekilen western'leri yapısalcı yaklaşım ile inceleyen Wright western'lerde bulunan Amerika'nın modern mitlerini ortaya çıkarmaya çalışmıştır. Wright, western'lerde dört farklı anlatı yapısının takip edildiğini ve filmlerin yapısının bazı karşıtlıklardan oluştuğunu iddia etmiştir. Bu çalışmada Will Wright'ın yapısalcı yaklaşımı Türk sinemasında son dönemde çekilen tek western/komedi filmi olan Yahşi Batı (2009) filmine uygulanmıştır. Filmin Wright'ın yapısalcı yaklaşımına uygunluk gösterdiği tespit edilmiştir. Bu şekilde Wright'ın 1970'li yıllarda western'lere dair ortaya koyduğu yapısalcı yapının, ABD dışında nispeten yakın zamanda çekilen bir Türk western'inde de geçerliliğini koruduğu ortaya çıkarılmıştır.
sinecine: Sinema Araştırmaları Dergisi, Apr 15, 2020
Erciyes İletişim Dergisi
The purpose of this study is to make a contribution to the examination of the relationship betwee... more The purpose of this study is to make a contribution to the examination of the relationship between cinema and nationalism. Hence, The Bahoz / Storm film which was directed by Kazım Öz in 2008, is subject to discourse analysis in the context of nationalism. The reason for choosing this film is that it points to a discursive structure of Kurdish nationalism. Because Kazım Öz expressed various times which he considers his films in "Kurdish Cinema". Hence, Öz places his cinema in a separate position that the other known cinema practices. In addition to that the film's narrative centres around Kurdish youth movement. Therefore, the film provides a convenient structure for examining the relationship between Kurdish nationalism and cinema. One of the reasons for examining the relationship between Kurdish nationalism and cinema is that there is a deficiency in the current Turkish literature about this issue. While there are many studies on the relationship between Turkish nationalism and cinema, there is no study which directly deals with the relationship between Kurdish nationalism and cinema. First, nationalism and Kurdish nationalism are explained in the context of different theorists in order to provide the theoretical framework in the study. Subsequently, Teun Van Dijk's discourse analysis, which is a method for unveiling discourses in texts, is explained and the film is analyzed accordingly. The Kurdish nationalist discourse of the film has been confirmed. In addition to that, the various views expressed by the theoreticians of nationalism have also been confirmed by the film itself.
Türk Si̇nema Tari̇hi̇'Nde İlk Üçleme, Meti̇n Erksan'Dan Mülki̇yet Üçlemesi̇: "'Yilanlarin Öcü', 'Susuz Yaz', 'Kuyu
TÜRK SİNEMASINDA SURİYELİ MÜLTECİLER: “KARDEŞİM İÇİN DER’A” FİLMİNDE MÜLTECİLERİN MAĞDURİYET TEMS... more TÜRK SİNEMASINDA SURİYELİ MÜLTECİLER: “KARDEŞİM İÇİN DER’A” FİLMİNDE MÜLTECİLERİN MAĞDURİYET TEMSİLİ”
Sinecine: Sinema Araştırmaları Dergisi, 2020
Sinema tarihinde kötünün kahkahası her daim kötü karakter ile özdeşleşen ve kötüyü kahramandan ke... more Sinema tarihinde kötünün kahkahası her daim kötü karakter ile özdeşleşen ve kötüyü kahramandan keskin bir şekilde ayıran önemli bir olgu var olmuştur. Ancak bu kahkahanın nasıl bir sebepten veya motivasyondan dolayı filmlerde tezahür ettiği, akademik bağlamda yeterince üzerinde durulmamış ve düşünülmemiş bir durumdur. Bu çalışmada Türk sinemasında kötü karakterle/tiple özdeşleşmiş bir aktör olan Erol Taş'ın dört farklı filmde canlandırdığı karakter ve tiplerin kahkahası üzerinden bir inceleme yapılmaya çalışılacaktır. Teorik çerçevesini gülme teorilerinin oluşturduğu çalışmada, Türk sinemasında bulunan karakter/tip ayrımı için de teorik perspektif ortaya konulmuş ve Taş'ın seçilen filmlerde canlandırdığı kişiliklerin karakter ve tip ayrımları yapılmıştır. Çalışmada Erol Taş'ın ön plana çıktığını varsaydığımız dört farklı filmi seçilmiştir: Susuz Yaz (Metin Erksan, 1962), Aslan Bey (Yavuz Yalınkılıç, 1968), Çeko (Çetin İnanç, 1970), Yılmayan Şeytan (Yılmaz Atadeniz, 1972)...
Türk Si̇nemasinda Suri̇yeli̇ Mülteci̇ler: “Kardeşi̇m İçi̇n Der’A” Fi̇lmi̇nde Mülteci̇leri̇n Mağduri̇yet Temsi̇li̇”
İstanbul Aydın Üniversitesi iletişim çalışmaları dergisi
TÜRK SİNEMASINDA SURİYELİ MÜLTECİLER: “KARDEŞİM İÇİN DER’A” FİLMİNDE MÜLTECİLERİN MAĞDURİYET TEMS... more TÜRK SİNEMASINDA SURİYELİ MÜLTECİLER: “KARDEŞİM İÇİN DER’A” FİLMİNDE MÜLTECİLERİN MAĞDURİYET TEMSİLİ”
Sinema filmleri arasındaki biçimsel farklılıklar, belirli uzlaşımlar çerçevesinde oluşur ve bu fa... more Sinema filmleri arasındaki biçimsel farklılıklar, belirli uzlaşımlar çerçevesinde oluşur ve bu farklılıkları belirleyen en önemli unsur "kurgudur". Tecimsel popüler filmler, biçimsel olarak seyircinin aşina olduğu klasik devamlılık kurgusunun uzlaşımlarını kullanırlar. Klasik devamlılık kurgusu, klasik anlatı sinemasının 20. yüzyıl boyunca ve günümüze kadar kullanmış olduğu bir takım egemen biçimsel teknikler olarak tanımlanır. Bu tarz, en temel hedefini gerçekleştirebilmek için bir takım belirli kurgu prensiplerine dayanır. Bu hedef, seyircinin bir film seyretme eylemi içerisinde olduğunu unutarak aslında gerçekten olan bir şeye tanık olduğuna inanmasını sağlamaktır. Popüler Türk sinema filmlerinde de bu uzlaşımlar sürdürülmektedir. Buna karşın tecimsel sinemanın dışında kalan ve tartışmalı bir biçimde genellikle sanat filmi olarak nitelenen filmler ise, çoğunlukla klasik biçimin uzlaşımlarından kaçınarak, çağdaş festival filmleriyle ilişkilendirilen ve uzun çekimlere dayalı, düşük tempolu ve dolayısıyla kurgunun minimal bir şekilde kullanıldığı bir estetikle şekillenen bir biçime sahip olma eğilimindedirler. Ancak Nokta (2008) ve Sen Aydınlatırsın Geceyi (2009) filmlerinde kullanılan kurgu biçimleri bütün bu biçimsel konvansiyonlardan farklılık göstermektedir. Bu nedenle bu iki film Türk Sineması'nın biçimsel olarak öne çıkan örnekleri arasında yer almaktadır. Bu çalışmada Nokta ve Sen Aydınlatırsın Geceyi filmlerinin belirli çekim dizileri "çekim-çekim çözümleme" yöntemiyle çözümlenerek, iki filmin de biçimsel farklılıkları ortaya konulmuştur.
Redeemed worlds : Bresson's Pickpocket and Tarkovsky's The Sacrifice
MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi
Sinema filmleri arasındaki biçimsel farklılıklar, belirli uzlaşımlar çerçevesinde oluşur ve bu fa... more Sinema filmleri arasındaki biçimsel farklılıklar, belirli uzlaşımlar çerçevesinde oluşur ve bu farklılıkları belirleyen en önemli unsur "kurgudur". Tecimsel popüler filmler, biçimsel olarak seyircinin aşina olduğu klasik devamlılık kurgusunun uzlaşımlarını kullanırlar. Klasik devamlılık kurgusu, klasik anlatı sinemasının 20. yüzyıl boyunca ve günümüze kadar kullanmış olduğu bir takım egemen biçimsel teknikler olarak tanımlanır. Bu tarz, en temel hedefini gerçekleştirebilmek için bir takım belirli kurgu prensiplerine dayanır. Bu hedef, seyircinin bir film seyretme eylemi içerisinde olduğunu unutarak aslında gerçekten olan bir şeye tanık olduğuna inanmasını sağlamaktır. Popüler Türk sinema filmlerinde de bu uzlaşımlar sürdürülmektedir. Buna karşın tecimsel sinemanın dışında kalan ve tartışmalı bir biçimde genellikle sanat filmi olarak nitelenen filmler ise, çoğunlukla klasik biçimin uzlaşımlarından kaçınarak, çağdaş festival filmleriyle ilişkilendirilen ve uzun çekimlere dayalı, düşük tempolu ve dolayısıyla kurgunun minimal bir şekilde kullanıldığı bir estetikle şekillenen bir biçime sahip olma eğilimindedirler. Ancak Nokta (2008) ve Sen Aydınlatırsın Geceyi (2009) filmlerinde kullanılan kurgu biçimleri bütün bu biçimsel konvansiyonlardan farklılık göstermektedir. Bu nedenle bu iki film Türk Sineması'nın biçimsel olarak öne çıkan örnekleri arasında yer almaktadır. Bu çalışmada Nokta ve Sen Aydınlatırsın Geceyi filmlerinin belirli çekim dizileri "çekim-çekim çözümleme" yöntemiyle çözümlenerek, iki filmin de biçimsel farklılıkları ortaya konulmuştur.
Türk Western'ine Yapısalcı Bir Yaklaşım: Yahşi Batı Örneği (A Structural Approach to Turkish Western: Yahsi Bati The Ottoman Cowboys)
Türkiye İletişim Araştırmaları Dergisi, 2020
Western türü sinemanın ilk zamanlarında ortaya çıkmış ve uzun bir dönem seyircinin büyük ilgi gös... more Western türü sinemanın ilk zamanlarında ortaya çıkmış ve uzun bir dönem seyircinin büyük ilgi gösterdiği popüler türlerin başında gelmiştir. Dolayısıyla tür, film çalışmaları kapsamında farklı akademik yaklaşımlar çerçevesinde ele alınmıştır. Örneğin 1950’li yıllarda türe dair yaklaşımlar mitsel bir çerçevede teşekkül etmiştir. Akabinde Auteur teorinin film çalışmalarında etkin bir konuma doğru evrilmesi, western’lerin bu teori kapsamında irdelenmesine yol açmıştır. 1970’li yıllarla birlikte türe dair seyirci ilgisi azalırken, türe olan akademik ilgi yükselmiştir. Bu dönemde ön plana çıkan yaklaşım ise Will Wright’ın başını çektiği yapısalcı yaklaşım olmuştur. 1931-1972 yılları arasında çekilen western’leri yapısalcı yaklaşım ile inceleyen Wright western’lerde bulunan Amerika’nın modern mitlerini ortaya çıkarmaya çalışmıştır. Wright, western’lerde dört farklı anlatı yapısının takip edildiğini ve filmlerin yapısının bazı karşıtlıklardan oluştuğunu iddia etmiştir. Bu çalışmada Will Wr...
Redeemed worlds : Bresson's Pickpocket and Tarkovsky's The Sacrifice