Journal of Universal History Studies JUHIS - Profile on Academia.edu (original) (raw)

Papers by Journal of Universal History Studies JUHIS

Research paper thumbnail of Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Ekseninde Türkiye Cumhuriyeti’nin Kalkınma Politikası ve Tarımsal Üretim

Journal of Universal History Studies

This article is analyzed by two reviewers and it is screened for the resemblance rate by the edit... more This article is analyzed by two reviewers and it is screened for the resemblance rate by the editor/ Bu makale iki hakem tarafından incelenmiş ve editör tarafından benzerlik oranı taramasından geçirilmiştir) * In this article, the principles of scientific research and publication ethics were followed/ Bu makalede bilimsel araştırma ve yayın etiği ilkelerine uyulmuştur.

Research paper thumbnail of Hitit Kültüründe “Kandırma Eylemi” Üzerine Bir Değerlendirme

Journal of Universal History Studies

İnsan, tarih boyunca emellerine ulaşmak için çeşitli yollar denemiştir. Amacına ulaşmaya çalışan ... more İnsan, tarih boyunca emellerine ulaşmak için çeşitli yollar denemiştir. Amacına ulaşmaya çalışan kimse, kimi zaman etik kurallara uygun davransa da kimi zaman da bu durumu gözetmemiştir. İnsanın hedefine ulaşmak için kullandığı yöntemlerden birisi, kandırma eylemi ile durumu kontrol altına alma çabasıdır. Kişi, içinde bulunduğu olumsuz durumdan kurtulmak, içinde bulunduğu durumu korumak ve devam ettirmek ve kötü durumu lehine çevirmek amacıyla kandırma eylemini gerçekleştirmiştir. Kandırma eyleminin kullanımı diğer toplumlarda olduğu gibi Hititlerde de kayıtlara geçmiştir. Hititçe birçok farklı metinde belgelenen bu eylemde tanrılar, insanlar, hayvanlar ve cansız nesneler yer alabilmektedir. Tanrının başka bir tanrıyı, insanın başka bir insanı, insanın tanrıyı ve tanrının insanı kandırması şeklinde kaydedilmiştir. Ayrıca canlı veya cansız vekiller kullanılarak da kandırma eylemi gerçekleştirilmiştir. Kandırma eylemini gerçekleştiren kimselerin, bunu yapmaması gerektiği aksi halde ağ...

Research paper thumbnail of Sistersiyen Tarikatı’nın Altın Çağı, Yapısı ve İşleyişi

Journal of Universal History Studies

Bozulan monastik yaşama bir tepki olarak kurulan Citeaux Manastırı ve adını buradan alan Sistersi... more Bozulan monastik yaşama bir tepki olarak kurulan Citeaux Manastırı ve adını buradan alan Sistersiyen Tarikatı en parlak dönemini XII. yüzyılda yaşamıştır. Stephan Harding ile kurumsallaşan tarikat, Clairvauxlu Bernard’ın etkileyici vaazları ile popülerliğini artırmıştır. İlk kurulan manastır Citeaux’dur ve onu peşi sıra yeni manastırların takip ettiği bilinmektedir. Aziz Bernard zamanındaise tarikatın uluslararası meselelerde rol oynamaya başladığı görülmektedir. Benedikten kurallarına sıkı sıkıya bağlı olan tarikat din adamlarının zengin bir hayat sürmesine karşı olduğu için, “İsa kadar fakir olma”yı benimsemiştir. Bu sebeple tarikat üyeleri hayatlarını idame ettirmek için tarlalarda, bahçelerde, değirmenlerde çalışmaktaydılar. Ağır işlerde çalışan keşişler, manastır yaşamının ayrılmaz parçası olan ruhani ibadetlerle de meşgul olmaktaydılar. Tarikat fertlerinin görev ve sorumlulukları, beslenme şekilleri, ibadet ve ayin yükümlülükleri hazırlanan tüzükler ile belirlenmekteydi. Bilim...

Research paper thumbnail of Baltık Bölgesinin Hristiyanlaştırılması ve Kolonizasyonlaştırılması Sürecinde Wend Haçlı Seferleri’nin Tesiri (1147-1172)

Journal of Universal History Studies

Bu çalışmadaki amacımız, Katoliklerin II. Haçlı Seferi ile aynı dönemde Kuzey'de Slavlar üzer... more Bu çalışmadaki amacımız, Katoliklerin II. Haçlı Seferi ile aynı dönemde Kuzey'de Slavlar üzerine başlattıkları ve sonrasında Wend Haçlı seferleri diye bilinen saldırıları incelemektir. Ayrıca Wend Haçlı Seferinin diğer Haçlı Seferleri içindeki önemini ve konumunu değerlendireceğiz. Müslümanların dışında farklı bir inanca sahip olan topluluklar üzerine yapılan ilk Haçlı Seferi olması hasebiyle bu saldırıyı daha dikkatli okumamız gerektiğini düşünmekteyiz. Her ne kadar 1147’de yapılan ilk saldırı başarısız olsa da 1160’ta başlayıp 1171’e kadar süren devam niteliğindeki ikinci dalga saldırılarda, Haçlılar doğu yönündeki ilerlemenin kapısını açmışlardır. Öyle ki Wend Haçlı Seferi, 1505’e kadar sürecek olan ve genel olarak Baltık Haçlı Seferleri veya Kuzey Haçlı Seferleri diye tanımlanan uzun soluklu bir saldırı zincirinin ilk halkası olmuştur. Wend Haçlı Seferi sürecini ele aldıktan sonra, seferle ilgili değerlendirmelerimiz olacaktır. Dönemin birçok dini liderinin Wend Haçlı Seferi...

Research paper thumbnail of Bulgar Yazar İvan Lesiçkof’un Gözünden Balkan Harbinde Kırcaali Müfrezesi Ve Mehmed Yaver Paşa’nın Esareti

Journal of Universal History Studies

Tuğgeneral Mehmed Yaver Paşa, Balkan Harbinde Osmanlı Devletinin oluşturduğu Doğu ordusuna bağlı ... more Tuğgeneral Mehmed Yaver Paşa, Balkan Harbinde Osmanlı Devletinin oluşturduğu Doğu ordusuna bağlı Kırcaali Müfrezesinin komutanıdır. Yaver Paşa elindeki imkanların kısıtlı olması ve verdiği hatalı kararlar sonucunda Bulgarlara esir düşmüştür. Mağlup bir komutan olan Yaver Paşa hakkında elimizdeki bilgiler oldukça kısıtlıdır. Bu yüzden İvan Lesiçkof’un “Balkan Muharebatı Hatıratından” adlı eserinin Yaver Paşa ve Kırcaali Müfrezesi hakkında verdiği bilgiler oldukça önemlidir. Ayrıca bu eser Balkan Harbinin gerçekleştiği tarihe yakın bir zamanda neşr edildiği için birinci el kaynak niteliğindedir. Ayrıca yazar İvan Lesiçkof’un bizzat Balkan Harbine katılması ve gördüklerini kaleme alması bu eserin değerini artırmaktadır. Bununla birlikte Balkan Harbi hakkında komşumuz olan Bulgarların ne düşündüklerin anlamamız açısından da önemli bir eserdir. Makalemiz İvan Lesiçkof’un “Balkan Muharebatı Hatıratından” adlı eserinin birinci cüzü olan “Yaver Paşa’nın Esareti” adlı kısmın transkripsiyon v...

Research paper thumbnail of The Implications U-Boat Commerce Warfare In World Wars

Journal of Universal History Studies

The development of weapon technologies had reached remarkable momentum with the industrial age. O... more The development of weapon technologies had reached remarkable momentum with the industrial age. One of these new weapons systems is the submarines. The navies were originally planned to be used for coastal defense purposes only because of their insufficient capacities. But submarines have been transformed into a serious striking force by increasing their capacities and range thanks to generators operating with steel, battery, and gasoline. In the First World War, the Germans used the submarines for the first time in order to attack the enemy logistic convoys in the high seas instead of the coastal protection mission. In 1917, this new war concept would force the United Kingdom to surrender, which would almost succeed. At this point, the comparative analysis of the German Navy's success with the U-Boats in the first and second world wars will be examined in this study.

Research paper thumbnail of Atatürk'ün Sofrası

Journal of Universal History Studies

Kendisini iyi yetiştiren bireyin gerektiğinde devleti de iyi yöneteceğini söyleyen Eflatun (Plato... more Kendisini iyi yetiştiren bireyin gerektiğinde devleti de iyi yöneteceğini söyleyen Eflatun (Platon), öğrencileri ile kendi evinin bahçesinde tartışmalar yapmıştır. İnsanlar genellikle kendilerini rahat hissetmedikleri durumlarda fikirlerini beyan etmekten kaçınabilirler. Bunun farkında olan Mustafa Kemal Atatürk sofrasına devlet adamlarını davet ederek sıcak bir ortam yaratmayı düşünmüştür. Bu sofrada iç politika, dış politika, ekonomi, tarih, coğrafya, dil gibi çeşitli bilimsel konular, günün önemli sorunları, inkılâp hareketleri ve bu doğrultuda her çeşit milli mesele görüşülmüştür. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni Ankara’dan Başbakan İsmet İnönü ve bakanlar yönettiği için bu sofrayı hükümet merkezi olarak algılamak yanlış olur. Atatürk’ün sofrasına katılabilmek için davet edilmiş olmak gerekmektedir. Ancak İsmet Paşa (İnönü), Dışişleri Bakanı Dr. Tevfik Rüştü Aras ve Şükrü Kaya’nın ayrıcalıkları vardır. Bunlar her zaman, işlerinden arta kalan zamanlarında ve gerek gördükleri vakit,...

Research paper thumbnail of Bukranions And Probable Existence Od Hittite Found In Bulancak-Ahmetli Village And Reported By Giresun Community Center In 1937

Journal of Universal History Studies

1932’de kurulan Halkevleri tarih, kültür, folklor ve arkeoloji araştırmalarında önemli faaliyetl... more 1932’de kurulan Halkevleri tarih, kültür, folklor ve arkeoloji araştırmalarında önemli faaliyetler yürütmüştür. Halkevlerinin Giresun şubesi de bu alanlarda çeşitli faaliyetler göstermiştir. 1937’de bir yol yapımı sırasında Giresun’un Bulancak ilçesine bağlı Ahmetli köyünde, eski çağlara ait bazı heykeller bulunmuştur. Heykellerin yanı sıra aynı dönemin ürünü olduğu anlaşılan bazı eşya kalıntılarına rastlanmıştır. Heykeller kısmen zarar görmüş, eşya kalıntılarıyla birlikte parçalanmıştır. Parçalanan tarihi eserlerin bir kısmı yol inşaatına karışarak üzeri kapanmıştır. Bilinçsiz ve duyarsız bir biçimde yapılan yol çalışmaları neticesinde ortaya çıkan heykel ve eşya kalıntıları, ildeki bazı memurlar ve kaymakam eşliğinde incelenmiştir. Halkevleri Giresun şubesi yetkilileri ise bulunan tarihi eserlere dair bir rapor hazırlamıştır. Söz konusu dönemlerde Giresun’da henüz müze bulunmadığından, bir müddet Giresun’da bir ilkokulun deposunda tutulan heykel ya da heykellerin Trabzon Müzesi’n...

Research paper thumbnail of Burcî Memlûkler Dönemi’nde Şer’î ve Hukukî Meseleler İçin Kullanılan Mekânlar

Journal of Universal History Studies

Burcî Memlûkler Dönemi, bazı adlî kurumların sistemleştirildiği ve geliştirildiği bir dönem olara... more Burcî Memlûkler Dönemi, bazı adlî kurumların sistemleştirildiği ve geliştirildiği bir dönem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu dönemde adliye saraylarının farklı özelliklere sahip müesseseler olduğu görülmektedir. Burcî Memlûklerde Istablü’s-Sultânî, Saray ve Sultan Makamı, Meydân, Eyvânü’l-Kebîr, ed-Dekke, Dâru’n-Niyâbe gibi mekânlar adliye sarayı olarak kullanılmıştır. Bu çalışmada Bahrî Memlûkler Dönemi’nde adliye sarayı olarak kullanılan mekânları tespit ettik. Bu adliye saraylarının ne olduğu, niçin ihdas edildiği ve tesirlerinin neler olduğu hususları üzerinde durduk. Ayrıca Burcî Memlûkler Dönemi’nde bulunan adliye binalarının fonksiyonları ve önemini de belirttik.

Research paper thumbnail of Arşag Alboyacıyan’ın Kayseri Ermenileri Tarihi Kitabına Göre Kayseri Nüfusu

Journal of Universal History Studies

Arşag Alboyacıyan, 1937 yılında Kahire’de iki cilt olarak yayınlanmış olan “Kayseri Ermenileri Ta... more Arşag Alboyacıyan, 1937 yılında Kahire’de iki cilt olarak yayınlanmış olan “Kayseri Ermenileri Tarihi” adlı kitabının ilk cildinin üçüncü bölümü içerisinde 692-700 sayfaları arasında yer alan “Ahali ve Ermeni Nüfusu” başlığı altında Kayseri’nin hem genel nüfusunu hem de Ermeni nüfusuna ait verileri sunmuştur. İstatistiksel verileri çoğunlukla Ermeni yazar ve yayınlarına, patrikhane kayıtlarına ve yabancılara ait olan seyahatnamelere dayandırmıştır. Genel olarak bu çalışmada XIX. yüzyılın başlarından itibaren tutulan nüfus istatistiklerinin verileriyle hareket edilmiştir. İlk olarak 1813’te ortaya konulan Kinneir’in hazırladığı istatistikî verilerle Kayseri’deki Ermeni nüfusunun genel nüfusa oranı açıklanmaya çalışılmıştır. 1839’da Ainsworth, 1850-1859 arasında Anadolu’yu dolaşan H. Barth ve ekibinde bulunan Mordtmann’ın vermiş olduğu bilgiler daha önce istatistik sunan Kinneir’in verileriyle karşılaştırılmıştır.Alboyacıyan, çalışmasındaki verilerin büyük kısmını Ermeni araştırmacıla...

Research paper thumbnail of Harcama ve Borç İlişkisi Açısından Osmanlı’da Saray Kadınları: “Sultan Abdülmecid'in Başikbali Nalandil Hanım Örneği”

Journal of Universal History Studies

Türk ve Dünya tarihinde derin bir etki bırakan Osmanlı medeniyetinin izlerini bugün her sahada gö... more Türk ve Dünya tarihinde derin bir etki bırakan Osmanlı medeniyetinin izlerini bugün her sahada görmek mümkündür. Siyasi, iktisadi, sosyal ve kültürel boyutlarıyla geçmiş ve geleceğin kaderini tayin eden bu izler, pek çok akademik çalışmada ele alınmış ve bunlarla çeşitli tespitler ortaya konulmuştur. Ancak böylesine muazzam ve karmaşık bir medeniyetinin anlaşılması için muhtelif çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmada, Osmanlı’da saray kadınlarının harcamalarından kaynaklanan borçlar meselesine dikkat çekilmiştir. Bu bağlamda borçlar meselesinin tarihsel sürecine değinilmiş, saray kadınlarının gösterişli ve masraflı yaşantılarından doğan borçların probleme dönüşmesinde etkili olan hususlar genel çerçevede incelenmiştir. Meselenin anlaşılabilmesi için de Sultan Abdülmecid'in Başikbali Nalandil Hanım örneği irdelenmiştir. Nalandil Hanım’ın harcamaları ve bunlara konu olan eşyanın orijin bakımından dağılımı ortaya konulmuştur. Böylece tespit edilen toplam harcama miktarı il...

Research paper thumbnail of Millî Mücadele Sırasında İstanbul Rum Patrikhanesi ile Trabzon Metropolitliği Arasındaki İlişkiler

Journal of Universal History Studies

Mütareke dönemi Osmanlı Devleti ile İstanbul Rum Patrikhanesi’nin ve Rum ahalinin büyük çoğunluğu... more Mütareke dönemi Osmanlı Devleti ile İstanbul Rum Patrikhanesi’nin ve Rum ahalinin büyük çoğunluğunun karşı karşıya geldiği bir zaman dilimiydi. Anadolu’yu işgal eden Yunan ordusunu destekleyen patrikhane ve Rum ahali, ülkede Osmanlı idaresinin tamamen bittiği görüşündeydi. Buna dayanarak da İstanbul ve Anadolu üzerindeki taleplerini hayata geçirmeye çalışmaktaydılar. Ancak Rumlar tek bir cephe halinde hareket etmedikleri gibi siyasî olarak da tek bir hedefe bağlı değillerdi. Yunanistan içerisindeki Venizelos – Konstantin çatışması ve halk arasındaki ayrışma Osmanlı Rumlarını da etkilemişti. Osmanlı Rumları ve patrikhane üzerinde esas belirleyici güç Venizelos olmakla birlikte Kral Konstantin yanlısı önemli bir kitle de vardı. Patrikhanede bariz olan Venizelos etkinliğine karşı Konstantin yanlısı muhalefetin önemli isimlerinden birisi de Trabzon Metropoliti Hrisanthos Flippides idi. Hrisanthos, “Pontus” sorunu gibi konularda patrikhane ve Venizelos ile zaman zaman birlikte hareket et...

Research paper thumbnail of The Struggle of Tuberculosis Activities Between the Years of 1939-1950 in Turkey

Journal of Universal History Studies

Salgın hastalıklar dünya tarihinde çok sayıda insanın ölmesine neden olmuştur. Özellikle savaş, d... more Salgın hastalıklar dünya tarihinde çok sayıda insanın ölmesine neden olmuştur. Özellikle savaş, doğal afet, kıtlık ve ekonomik sıkıntılar salgın hastalıkların yayılmasını kolaylaştırmıştır. II. Dünya Savaşı’nın başlaması tüm dünyada olumsuz durumların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Türkiye her ne kadar savaşa katılmamış olsa da savaştan nasibini almış, ülkede ekonomik ve sosyal alanda sıkıntılar baş göstermiştir. Ülkede üretim faaliyetleri azalmış, ekonomi bozulmuş, gıda sıkıntıları başlamış ve bunlara paralel olarak salgın hastalıklarda artış meydana gelmiştir. Özellikle bu süreçte ölümün kaptanı olarak tanımlanan verem hastalığı ülkenin pek çok yerine yayılmış, hastalığa bağlı ölümler her geçen gün artmıştır. Yaşanan bu gelişmelere bağlı olarak ülkede verem hastalığına karşı topyekûn bir savaş başlatılmıştır. Bu çalışmada Türkiye’de verem hastalığına karşı ne gibi önlemler alındığı, devletin ve halkın verem hastalığı ile ilgili mücadele yöntemleri tespit edilmeye çalışılmıştır. ...

Research paper thumbnail of Devlet-i Aliyye Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar-IV (Ayanlar, Tanzimat, Meşrutiyet)

Journal of Universal History Studies

Türk Tarihinin son duayenlerinden biri olan Halil İnalcık’ın dört kitap halinde kaleme aldığı Dev... more Türk Tarihinin son duayenlerinden biri olan Halil İnalcık’ın dört kitap halinde kaleme aldığı Devlet-i Aliyye serisinin dördüncü kitabı olan ‘’Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar-IV (Ayanlar, Tanzimat, Meşrutiyet)’’ isimli eserle yazar Osmanlı’nın 1600’lü yıllarından başlayarak Cumhuriyet Dönemine kadar olan süreçteki meydana gelen olayları çarpıcı ve bir o kadar da sürükleyici bir şekilde ele almaktadır. Diğer üç kitap ve incelemesini yapacağım dördüncü kitapta Osmanlı Devleti hakkında bildiklerimizden daha çok bugüne kadar belki de hiç duymadığımız birçok bilgiyi öğrenme fırsatına sahip oluyoruz. Öyle ki bu kitapları okumaya başladığınız zaman gerçekten her sayfasında Osmanlı Tarihi adına yeni ve orijinal bir bilgi ile karşılaşmamız mümkündür. Eser bu yönüyle alanında yazılmış birçok Osmanlı Tarihi kitabından daha sağlam ve güvenilir bilgileri okuyucuları ile paylaşmaktadır.

Research paper thumbnail of İkinci Dünya Savaşı Esnasında Eden ve Menemencioğlu’nun Kahire’de Gerçekleştirdiği Görüşmelerin Türk Basınına Yansımaları

Journal of Universal History Studies, 2019

Çalışmanın konusunu, İkinci Dünya Savaşı döneminde, cephelerde üstünlük elde etmeye başlayan Mütt... more Çalışmanın konusunu, İkinci Dünya Savaşı döneminde, cephelerde üstünlük elde etmeye başlayan Müttefiklerin, 1943 yılında, Almanya’yı kısa sürede yenilgiye uğratmak maksadıyla Türkiye’yi işgücü kaynağı şeklinde değerlendirmeleri neticesinde İngiltere’nin Dışişleri Bakanı Anthony Eden ile Türkiye’nin Dışişleri Bakanı Numan Menemencioğlu arasında Kahire’de gerçekleştirdikleri görüşmeler oluşturmaktadır. Bu bağlamda çalışmada, 5-6 Kasım 1943 tarihinde Kahire’de başlayan iki müttefik ülkenin dışişleri bakanları görüşmelerine odaklanılacaktır. Bu odaklanma neticesinde çalışma, görüşmelerin başladığı sırada Türkiye basınında ve dış basında yapılan yorum ve değerlendirmelerin kamuoyuna sunumunun tespitini amaçlamaktadır. Bu amaç kapsamında, Milli Kütüphane Süreli Yayınlar Şubesi’nde, belge tarama metoduyla dönemin ulusal basınında yer alan haberlerin ve özellikle de başyazarların değerlendirmeleri üzerinden elde edilen bilgilerle sürecin işleyişi aktarılmaktadır. Sonuçta anlaşılmaktadır ki,...

Research paper thumbnail of Osmanlı’da Ticarî Yol Sistemi ve Taşımacılık: Konya Örneği(1700-1750)

Journal of Universal History Studies, 2019

Konya, gerek konumu ve gerekse transit ticaretin bir geçiş merkezi olması hasebiyle tarihî süreçt... more Konya, gerek konumu ve gerekse transit ticaretin bir geçiş merkezi olması hasebiyle tarihî süreçte geniş halk kitlelerinin ve tacir erbabının dikkatini çekmiştir. Konya, bir şehir merkezi olarak Osmanlı idaresinde de önemini korumuş ve bir kültür, ticaret ve sanayi şehri olma özelliğini muhafaza edebilmiştir. Ancak bölge, Osmanlı Devleti’nde hayvancılık bakımından eskiden beri daha önemli bir merkez olarak kabul görmüştür. Çünkü kent, ordunun sefer güzergâhında bulunmaktaydı ve bu bölge halkının bir kısmı ordunun ihtiyacı olan atları geniş bozkırlarda yetiştirmekteydi. Bunun yanında kervan ticareti de kara yolu taşımacılığını öngördüğünden ve tarihî ipek yolunun bir kolu da bu güzergâhtan geçtiği için bizzat tüccar taifesi de Konya’ya uğradığında eşyalarının nakli hususunda yöre halkından bu taşıma hayvanlarını kiralamak hatta satın almak suretiyle temin edebilmekteydiler. Bu ihtiyaç hem kente ekonomik bir katkı sağlamakta hem de kente farklı noktalardan tüccarların uğramasına imkâ...

Research paper thumbnail of A Visual Source for The Ottoman Historical Narrative: Battle Engravings Reflected on the Dirk van der Hagen’s Atlas

Journal of Universal History Studies, 2020

Dünya haritacılık tarihinin yükselişe geçtiği XVI. yüzyılda ortaya çıkan atlas kavramı, başlangıç... more Dünya haritacılık tarihinin yükselişe geçtiği XVI. yüzyılda ortaya çıkan atlas kavramı, başlangıçta harita derlemeleri için kullanılmış olsa da bu tarif zamanla değişikliğe uğrayarak, harita içindeki yerler hakkında bilgi veren kitap formu ile özdeşleşmiştir. Bölgenin coğrafyasına özgü topografik detayları içeren bu eserler, aynı zamanda devrin tarihi ve sosyal gelişimine ışık tutan resimlerle bezenmiştir. Bu türün ilk örneklerinden birisi de Hollanda Kraliyet Kütüphanesi’nde muhafaza edilen 1690 tarihli Dirk van der Hagen Atlası’dır. Dört cilt halinde hazırlanmış olan yapıt, tarih ve coğrafya atlası niteliğinde derlenmiş kompozit bir harita kitabıdır. Dönemin en erken tarihli ülke haritalarını kapsaması konusunda adeta bir model teşkil eden atlas, siyasi gelişmeleri ele alan resimlerden mitolojik sahnelere, şehir manzaralarından peyzaj görünümlerine kadar çok sayıda renkli baskıyı içinde barındırmaktadır. Makalenin konusunu, atlasın gravürleri arasında yer alan ve Osmanlı savaş tar...

Research paper thumbnail of 19. Yüzyılın Ortalarında Konya Eyâleti Ilgın Kazası Çiğil-i Süflâ (Aşağı Çiğil) Karyesi’nin Sosyo-Ekonomik Durumu (10093 Numaralı Temettü’ât Defterine Göre)

Journal of Universal History Studies, 2021

Osmanlı Devleti’nin sosyo-ekonomik tarihinin aydınlatılmasında, 19. yüzyılın ortalarında tutulan ... more Osmanlı Devleti’nin sosyo-ekonomik tarihinin aydınlatılmasında, 19. yüzyılın ortalarında tutulan temettü’ât defterlerinin önemli bir yeri vardır. Ayrıca bu defterler, yerel tarih çalışmaları için de önem arz eder. Temettü’ât defterlerinden o dönem, Osmanlı merkez ve taşra yerleşimlerinde yaşayan halkın nüfus yapısına, geçim sağladığı ekonomik uğraşlarına ve ödediği vergilere dair bilgiler edinilmektedir. Bu çalışmada, 19. yüzyılın ortalarında Konya Eyâleti’nin Ilgın Kazası’na bağlı, “Çiğil-i Süflâ (günümüzde Aşağı Çiğil Mahallesi)” olarak bilinen köyün sosyo-ekonomik durumu, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Arşivleri Başkanlığı Osmanlı Arşivi, Maliye Varidat Kalemi (ML.VRD.TMT.d.) içinde 10093 numarada kayıtlı bulunan temettü’ât defteri verileri ışığında incelenmiştir. Çiğil-i Süflâ Karyesi, 19. yüzyılın ortalarında 113 hane ve yaklaşık 600 nüfusu barındırmaktaydı. Bu haliyle de o dönem Ilgın Kazası’nın kalabalık nüfusa sahip olan köylerinden birisiydi. Köy halkı geçimini tarım ve hayvanc...

Research paper thumbnail of Sheikh Ahmed Senussi's, Religious Leader Of The Turkish National Struggle, Residence In Tarsus And Mersin And Departure From Turkey

Journal of Universal History Studies, 2018

Şeyh Ahmed Senusi, Kuzey Afrika merkezli Senusiyye Tarikatı’nın lideridir ve Milli Mücadele Dönem... more Şeyh Ahmed Senusi, Kuzey Afrika merkezli Senusiyye Tarikatı’nın lideridir ve Milli Mücadele Dönemi’nde Anadolu’da Ankara Hükümeti lehine önemli faaliyetler yürütmüştür. Şeyh Senusi Ekim 1924’te Türkiye’den ayrılmıştır. 25 Eylül 1922 tarihinden itibaren Tarsus’ta, 4 Temmuz 1923 tarihinden itibaren de Mersin’de ikamet etmiştir. Literatürde Şeyh Senusi’nin Türkiye’den ayrılış şekli ve nedenleri ile ilgili birtakım çelişkili ve mesnetsiz bilgiler mevcuttur. Şeyh Senusi’nin Hanedan mensupları ile ilişkisi olduğu için Türkiye’den gönderildiği bu iddialardan biridir. Bu çalışmada Şeyh Senusi’nin Tarsus ve Mersin’de ikametinin nedenleri, ikameti esnasındaki faaliyetleri ve Türkiye’den ayrılış nedeni yerel basın ve arşiv belgeleri ışığında tespit edilmeye çalışılacaktır.

Research paper thumbnail of An Examination of Khaje Atabak’s Tomb, a Remained Memorial Monument from Seljuks’ Era in Kerman

Journal of Universal History Studies, 2019

Seljuks ruled Kerman for almost a century and a half (433-583 A.H.) and left historical monuments... more Seljuks ruled Kerman for almost a century and a half (433-583 A.H.) and left historical monuments in this city. The current study, being a basic examinational research, aims at introducing one of these memorial monuments named Khaje Atabak’s Tomb, while examining the works done to restore its outer façade and also the present condition of this monument. In order to collect the data library results were utilized along with field studies. The research questions include: 1. Who does Khaje Atabak’s Tomb belong to and when exactly has it been built? 2. What are the decorative details used in this monument? 3. What is the present condition of this place? The results of the study suggest that Khaje Atabak’s Tomb has been one of the most beautiful Iranian monuments of the 6th century AH, mainly famous for its diverse decorations and writings of the inscriptions. Brick decorations, Negin tiles, different plaster work with geometric and natural shapes, knotted Kufi inscriptions, thuluth calli...

Research paper thumbnail of Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Ekseninde Türkiye Cumhuriyeti’nin Kalkınma Politikası ve Tarımsal Üretim

Journal of Universal History Studies

This article is analyzed by two reviewers and it is screened for the resemblance rate by the edit... more This article is analyzed by two reviewers and it is screened for the resemblance rate by the editor/ Bu makale iki hakem tarafından incelenmiş ve editör tarafından benzerlik oranı taramasından geçirilmiştir) * In this article, the principles of scientific research and publication ethics were followed/ Bu makalede bilimsel araştırma ve yayın etiği ilkelerine uyulmuştur.

Research paper thumbnail of Hitit Kültüründe “Kandırma Eylemi” Üzerine Bir Değerlendirme

Journal of Universal History Studies

İnsan, tarih boyunca emellerine ulaşmak için çeşitli yollar denemiştir. Amacına ulaşmaya çalışan ... more İnsan, tarih boyunca emellerine ulaşmak için çeşitli yollar denemiştir. Amacına ulaşmaya çalışan kimse, kimi zaman etik kurallara uygun davransa da kimi zaman da bu durumu gözetmemiştir. İnsanın hedefine ulaşmak için kullandığı yöntemlerden birisi, kandırma eylemi ile durumu kontrol altına alma çabasıdır. Kişi, içinde bulunduğu olumsuz durumdan kurtulmak, içinde bulunduğu durumu korumak ve devam ettirmek ve kötü durumu lehine çevirmek amacıyla kandırma eylemini gerçekleştirmiştir. Kandırma eyleminin kullanımı diğer toplumlarda olduğu gibi Hititlerde de kayıtlara geçmiştir. Hititçe birçok farklı metinde belgelenen bu eylemde tanrılar, insanlar, hayvanlar ve cansız nesneler yer alabilmektedir. Tanrının başka bir tanrıyı, insanın başka bir insanı, insanın tanrıyı ve tanrının insanı kandırması şeklinde kaydedilmiştir. Ayrıca canlı veya cansız vekiller kullanılarak da kandırma eylemi gerçekleştirilmiştir. Kandırma eylemini gerçekleştiren kimselerin, bunu yapmaması gerektiği aksi halde ağ...

Research paper thumbnail of Sistersiyen Tarikatı’nın Altın Çağı, Yapısı ve İşleyişi

Journal of Universal History Studies

Bozulan monastik yaşama bir tepki olarak kurulan Citeaux Manastırı ve adını buradan alan Sistersi... more Bozulan monastik yaşama bir tepki olarak kurulan Citeaux Manastırı ve adını buradan alan Sistersiyen Tarikatı en parlak dönemini XII. yüzyılda yaşamıştır. Stephan Harding ile kurumsallaşan tarikat, Clairvauxlu Bernard’ın etkileyici vaazları ile popülerliğini artırmıştır. İlk kurulan manastır Citeaux’dur ve onu peşi sıra yeni manastırların takip ettiği bilinmektedir. Aziz Bernard zamanındaise tarikatın uluslararası meselelerde rol oynamaya başladığı görülmektedir. Benedikten kurallarına sıkı sıkıya bağlı olan tarikat din adamlarının zengin bir hayat sürmesine karşı olduğu için, “İsa kadar fakir olma”yı benimsemiştir. Bu sebeple tarikat üyeleri hayatlarını idame ettirmek için tarlalarda, bahçelerde, değirmenlerde çalışmaktaydılar. Ağır işlerde çalışan keşişler, manastır yaşamının ayrılmaz parçası olan ruhani ibadetlerle de meşgul olmaktaydılar. Tarikat fertlerinin görev ve sorumlulukları, beslenme şekilleri, ibadet ve ayin yükümlülükleri hazırlanan tüzükler ile belirlenmekteydi. Bilim...

Research paper thumbnail of Baltık Bölgesinin Hristiyanlaştırılması ve Kolonizasyonlaştırılması Sürecinde Wend Haçlı Seferleri’nin Tesiri (1147-1172)

Journal of Universal History Studies

Bu çalışmadaki amacımız, Katoliklerin II. Haçlı Seferi ile aynı dönemde Kuzey'de Slavlar üzer... more Bu çalışmadaki amacımız, Katoliklerin II. Haçlı Seferi ile aynı dönemde Kuzey'de Slavlar üzerine başlattıkları ve sonrasında Wend Haçlı seferleri diye bilinen saldırıları incelemektir. Ayrıca Wend Haçlı Seferinin diğer Haçlı Seferleri içindeki önemini ve konumunu değerlendireceğiz. Müslümanların dışında farklı bir inanca sahip olan topluluklar üzerine yapılan ilk Haçlı Seferi olması hasebiyle bu saldırıyı daha dikkatli okumamız gerektiğini düşünmekteyiz. Her ne kadar 1147’de yapılan ilk saldırı başarısız olsa da 1160’ta başlayıp 1171’e kadar süren devam niteliğindeki ikinci dalga saldırılarda, Haçlılar doğu yönündeki ilerlemenin kapısını açmışlardır. Öyle ki Wend Haçlı Seferi, 1505’e kadar sürecek olan ve genel olarak Baltık Haçlı Seferleri veya Kuzey Haçlı Seferleri diye tanımlanan uzun soluklu bir saldırı zincirinin ilk halkası olmuştur. Wend Haçlı Seferi sürecini ele aldıktan sonra, seferle ilgili değerlendirmelerimiz olacaktır. Dönemin birçok dini liderinin Wend Haçlı Seferi...

Research paper thumbnail of Bulgar Yazar İvan Lesiçkof’un Gözünden Balkan Harbinde Kırcaali Müfrezesi Ve Mehmed Yaver Paşa’nın Esareti

Journal of Universal History Studies

Tuğgeneral Mehmed Yaver Paşa, Balkan Harbinde Osmanlı Devletinin oluşturduğu Doğu ordusuna bağlı ... more Tuğgeneral Mehmed Yaver Paşa, Balkan Harbinde Osmanlı Devletinin oluşturduğu Doğu ordusuna bağlı Kırcaali Müfrezesinin komutanıdır. Yaver Paşa elindeki imkanların kısıtlı olması ve verdiği hatalı kararlar sonucunda Bulgarlara esir düşmüştür. Mağlup bir komutan olan Yaver Paşa hakkında elimizdeki bilgiler oldukça kısıtlıdır. Bu yüzden İvan Lesiçkof’un “Balkan Muharebatı Hatıratından” adlı eserinin Yaver Paşa ve Kırcaali Müfrezesi hakkında verdiği bilgiler oldukça önemlidir. Ayrıca bu eser Balkan Harbinin gerçekleştiği tarihe yakın bir zamanda neşr edildiği için birinci el kaynak niteliğindedir. Ayrıca yazar İvan Lesiçkof’un bizzat Balkan Harbine katılması ve gördüklerini kaleme alması bu eserin değerini artırmaktadır. Bununla birlikte Balkan Harbi hakkında komşumuz olan Bulgarların ne düşündüklerin anlamamız açısından da önemli bir eserdir. Makalemiz İvan Lesiçkof’un “Balkan Muharebatı Hatıratından” adlı eserinin birinci cüzü olan “Yaver Paşa’nın Esareti” adlı kısmın transkripsiyon v...

Research paper thumbnail of The Implications U-Boat Commerce Warfare In World Wars

Journal of Universal History Studies

The development of weapon technologies had reached remarkable momentum with the industrial age. O... more The development of weapon technologies had reached remarkable momentum with the industrial age. One of these new weapons systems is the submarines. The navies were originally planned to be used for coastal defense purposes only because of their insufficient capacities. But submarines have been transformed into a serious striking force by increasing their capacities and range thanks to generators operating with steel, battery, and gasoline. In the First World War, the Germans used the submarines for the first time in order to attack the enemy logistic convoys in the high seas instead of the coastal protection mission. In 1917, this new war concept would force the United Kingdom to surrender, which would almost succeed. At this point, the comparative analysis of the German Navy's success with the U-Boats in the first and second world wars will be examined in this study.

Research paper thumbnail of Atatürk'ün Sofrası

Journal of Universal History Studies

Kendisini iyi yetiştiren bireyin gerektiğinde devleti de iyi yöneteceğini söyleyen Eflatun (Plato... more Kendisini iyi yetiştiren bireyin gerektiğinde devleti de iyi yöneteceğini söyleyen Eflatun (Platon), öğrencileri ile kendi evinin bahçesinde tartışmalar yapmıştır. İnsanlar genellikle kendilerini rahat hissetmedikleri durumlarda fikirlerini beyan etmekten kaçınabilirler. Bunun farkında olan Mustafa Kemal Atatürk sofrasına devlet adamlarını davet ederek sıcak bir ortam yaratmayı düşünmüştür. Bu sofrada iç politika, dış politika, ekonomi, tarih, coğrafya, dil gibi çeşitli bilimsel konular, günün önemli sorunları, inkılâp hareketleri ve bu doğrultuda her çeşit milli mesele görüşülmüştür. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni Ankara’dan Başbakan İsmet İnönü ve bakanlar yönettiği için bu sofrayı hükümet merkezi olarak algılamak yanlış olur. Atatürk’ün sofrasına katılabilmek için davet edilmiş olmak gerekmektedir. Ancak İsmet Paşa (İnönü), Dışişleri Bakanı Dr. Tevfik Rüştü Aras ve Şükrü Kaya’nın ayrıcalıkları vardır. Bunlar her zaman, işlerinden arta kalan zamanlarında ve gerek gördükleri vakit,...

Research paper thumbnail of Bukranions And Probable Existence Od Hittite Found In Bulancak-Ahmetli Village And Reported By Giresun Community Center In 1937

Journal of Universal History Studies

1932’de kurulan Halkevleri tarih, kültür, folklor ve arkeoloji araştırmalarında önemli faaliyetl... more 1932’de kurulan Halkevleri tarih, kültür, folklor ve arkeoloji araştırmalarında önemli faaliyetler yürütmüştür. Halkevlerinin Giresun şubesi de bu alanlarda çeşitli faaliyetler göstermiştir. 1937’de bir yol yapımı sırasında Giresun’un Bulancak ilçesine bağlı Ahmetli köyünde, eski çağlara ait bazı heykeller bulunmuştur. Heykellerin yanı sıra aynı dönemin ürünü olduğu anlaşılan bazı eşya kalıntılarına rastlanmıştır. Heykeller kısmen zarar görmüş, eşya kalıntılarıyla birlikte parçalanmıştır. Parçalanan tarihi eserlerin bir kısmı yol inşaatına karışarak üzeri kapanmıştır. Bilinçsiz ve duyarsız bir biçimde yapılan yol çalışmaları neticesinde ortaya çıkan heykel ve eşya kalıntıları, ildeki bazı memurlar ve kaymakam eşliğinde incelenmiştir. Halkevleri Giresun şubesi yetkilileri ise bulunan tarihi eserlere dair bir rapor hazırlamıştır. Söz konusu dönemlerde Giresun’da henüz müze bulunmadığından, bir müddet Giresun’da bir ilkokulun deposunda tutulan heykel ya da heykellerin Trabzon Müzesi’n...

Research paper thumbnail of Burcî Memlûkler Dönemi’nde Şer’î ve Hukukî Meseleler İçin Kullanılan Mekânlar

Journal of Universal History Studies

Burcî Memlûkler Dönemi, bazı adlî kurumların sistemleştirildiği ve geliştirildiği bir dönem olara... more Burcî Memlûkler Dönemi, bazı adlî kurumların sistemleştirildiği ve geliştirildiği bir dönem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu dönemde adliye saraylarının farklı özelliklere sahip müesseseler olduğu görülmektedir. Burcî Memlûklerde Istablü’s-Sultânî, Saray ve Sultan Makamı, Meydân, Eyvânü’l-Kebîr, ed-Dekke, Dâru’n-Niyâbe gibi mekânlar adliye sarayı olarak kullanılmıştır. Bu çalışmada Bahrî Memlûkler Dönemi’nde adliye sarayı olarak kullanılan mekânları tespit ettik. Bu adliye saraylarının ne olduğu, niçin ihdas edildiği ve tesirlerinin neler olduğu hususları üzerinde durduk. Ayrıca Burcî Memlûkler Dönemi’nde bulunan adliye binalarının fonksiyonları ve önemini de belirttik.

Research paper thumbnail of Arşag Alboyacıyan’ın Kayseri Ermenileri Tarihi Kitabına Göre Kayseri Nüfusu

Journal of Universal History Studies

Arşag Alboyacıyan, 1937 yılında Kahire’de iki cilt olarak yayınlanmış olan “Kayseri Ermenileri Ta... more Arşag Alboyacıyan, 1937 yılında Kahire’de iki cilt olarak yayınlanmış olan “Kayseri Ermenileri Tarihi” adlı kitabının ilk cildinin üçüncü bölümü içerisinde 692-700 sayfaları arasında yer alan “Ahali ve Ermeni Nüfusu” başlığı altında Kayseri’nin hem genel nüfusunu hem de Ermeni nüfusuna ait verileri sunmuştur. İstatistiksel verileri çoğunlukla Ermeni yazar ve yayınlarına, patrikhane kayıtlarına ve yabancılara ait olan seyahatnamelere dayandırmıştır. Genel olarak bu çalışmada XIX. yüzyılın başlarından itibaren tutulan nüfus istatistiklerinin verileriyle hareket edilmiştir. İlk olarak 1813’te ortaya konulan Kinneir’in hazırladığı istatistikî verilerle Kayseri’deki Ermeni nüfusunun genel nüfusa oranı açıklanmaya çalışılmıştır. 1839’da Ainsworth, 1850-1859 arasında Anadolu’yu dolaşan H. Barth ve ekibinde bulunan Mordtmann’ın vermiş olduğu bilgiler daha önce istatistik sunan Kinneir’in verileriyle karşılaştırılmıştır.Alboyacıyan, çalışmasındaki verilerin büyük kısmını Ermeni araştırmacıla...

Research paper thumbnail of Harcama ve Borç İlişkisi Açısından Osmanlı’da Saray Kadınları: “Sultan Abdülmecid'in Başikbali Nalandil Hanım Örneği”

Journal of Universal History Studies

Türk ve Dünya tarihinde derin bir etki bırakan Osmanlı medeniyetinin izlerini bugün her sahada gö... more Türk ve Dünya tarihinde derin bir etki bırakan Osmanlı medeniyetinin izlerini bugün her sahada görmek mümkündür. Siyasi, iktisadi, sosyal ve kültürel boyutlarıyla geçmiş ve geleceğin kaderini tayin eden bu izler, pek çok akademik çalışmada ele alınmış ve bunlarla çeşitli tespitler ortaya konulmuştur. Ancak böylesine muazzam ve karmaşık bir medeniyetinin anlaşılması için muhtelif çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmada, Osmanlı’da saray kadınlarının harcamalarından kaynaklanan borçlar meselesine dikkat çekilmiştir. Bu bağlamda borçlar meselesinin tarihsel sürecine değinilmiş, saray kadınlarının gösterişli ve masraflı yaşantılarından doğan borçların probleme dönüşmesinde etkili olan hususlar genel çerçevede incelenmiştir. Meselenin anlaşılabilmesi için de Sultan Abdülmecid'in Başikbali Nalandil Hanım örneği irdelenmiştir. Nalandil Hanım’ın harcamaları ve bunlara konu olan eşyanın orijin bakımından dağılımı ortaya konulmuştur. Böylece tespit edilen toplam harcama miktarı il...

Research paper thumbnail of Millî Mücadele Sırasında İstanbul Rum Patrikhanesi ile Trabzon Metropolitliği Arasındaki İlişkiler

Journal of Universal History Studies

Mütareke dönemi Osmanlı Devleti ile İstanbul Rum Patrikhanesi’nin ve Rum ahalinin büyük çoğunluğu... more Mütareke dönemi Osmanlı Devleti ile İstanbul Rum Patrikhanesi’nin ve Rum ahalinin büyük çoğunluğunun karşı karşıya geldiği bir zaman dilimiydi. Anadolu’yu işgal eden Yunan ordusunu destekleyen patrikhane ve Rum ahali, ülkede Osmanlı idaresinin tamamen bittiği görüşündeydi. Buna dayanarak da İstanbul ve Anadolu üzerindeki taleplerini hayata geçirmeye çalışmaktaydılar. Ancak Rumlar tek bir cephe halinde hareket etmedikleri gibi siyasî olarak da tek bir hedefe bağlı değillerdi. Yunanistan içerisindeki Venizelos – Konstantin çatışması ve halk arasındaki ayrışma Osmanlı Rumlarını da etkilemişti. Osmanlı Rumları ve patrikhane üzerinde esas belirleyici güç Venizelos olmakla birlikte Kral Konstantin yanlısı önemli bir kitle de vardı. Patrikhanede bariz olan Venizelos etkinliğine karşı Konstantin yanlısı muhalefetin önemli isimlerinden birisi de Trabzon Metropoliti Hrisanthos Flippides idi. Hrisanthos, “Pontus” sorunu gibi konularda patrikhane ve Venizelos ile zaman zaman birlikte hareket et...

Research paper thumbnail of The Struggle of Tuberculosis Activities Between the Years of 1939-1950 in Turkey

Journal of Universal History Studies

Salgın hastalıklar dünya tarihinde çok sayıda insanın ölmesine neden olmuştur. Özellikle savaş, d... more Salgın hastalıklar dünya tarihinde çok sayıda insanın ölmesine neden olmuştur. Özellikle savaş, doğal afet, kıtlık ve ekonomik sıkıntılar salgın hastalıkların yayılmasını kolaylaştırmıştır. II. Dünya Savaşı’nın başlaması tüm dünyada olumsuz durumların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Türkiye her ne kadar savaşa katılmamış olsa da savaştan nasibini almış, ülkede ekonomik ve sosyal alanda sıkıntılar baş göstermiştir. Ülkede üretim faaliyetleri azalmış, ekonomi bozulmuş, gıda sıkıntıları başlamış ve bunlara paralel olarak salgın hastalıklarda artış meydana gelmiştir. Özellikle bu süreçte ölümün kaptanı olarak tanımlanan verem hastalığı ülkenin pek çok yerine yayılmış, hastalığa bağlı ölümler her geçen gün artmıştır. Yaşanan bu gelişmelere bağlı olarak ülkede verem hastalığına karşı topyekûn bir savaş başlatılmıştır. Bu çalışmada Türkiye’de verem hastalığına karşı ne gibi önlemler alındığı, devletin ve halkın verem hastalığı ile ilgili mücadele yöntemleri tespit edilmeye çalışılmıştır. ...

Research paper thumbnail of Devlet-i Aliyye Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar-IV (Ayanlar, Tanzimat, Meşrutiyet)

Journal of Universal History Studies

Türk Tarihinin son duayenlerinden biri olan Halil İnalcık’ın dört kitap halinde kaleme aldığı Dev... more Türk Tarihinin son duayenlerinden biri olan Halil İnalcık’ın dört kitap halinde kaleme aldığı Devlet-i Aliyye serisinin dördüncü kitabı olan ‘’Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar-IV (Ayanlar, Tanzimat, Meşrutiyet)’’ isimli eserle yazar Osmanlı’nın 1600’lü yıllarından başlayarak Cumhuriyet Dönemine kadar olan süreçteki meydana gelen olayları çarpıcı ve bir o kadar da sürükleyici bir şekilde ele almaktadır. Diğer üç kitap ve incelemesini yapacağım dördüncü kitapta Osmanlı Devleti hakkında bildiklerimizden daha çok bugüne kadar belki de hiç duymadığımız birçok bilgiyi öğrenme fırsatına sahip oluyoruz. Öyle ki bu kitapları okumaya başladığınız zaman gerçekten her sayfasında Osmanlı Tarihi adına yeni ve orijinal bir bilgi ile karşılaşmamız mümkündür. Eser bu yönüyle alanında yazılmış birçok Osmanlı Tarihi kitabından daha sağlam ve güvenilir bilgileri okuyucuları ile paylaşmaktadır.

Research paper thumbnail of İkinci Dünya Savaşı Esnasında Eden ve Menemencioğlu’nun Kahire’de Gerçekleştirdiği Görüşmelerin Türk Basınına Yansımaları

Journal of Universal History Studies, 2019

Çalışmanın konusunu, İkinci Dünya Savaşı döneminde, cephelerde üstünlük elde etmeye başlayan Mütt... more Çalışmanın konusunu, İkinci Dünya Savaşı döneminde, cephelerde üstünlük elde etmeye başlayan Müttefiklerin, 1943 yılında, Almanya’yı kısa sürede yenilgiye uğratmak maksadıyla Türkiye’yi işgücü kaynağı şeklinde değerlendirmeleri neticesinde İngiltere’nin Dışişleri Bakanı Anthony Eden ile Türkiye’nin Dışişleri Bakanı Numan Menemencioğlu arasında Kahire’de gerçekleştirdikleri görüşmeler oluşturmaktadır. Bu bağlamda çalışmada, 5-6 Kasım 1943 tarihinde Kahire’de başlayan iki müttefik ülkenin dışişleri bakanları görüşmelerine odaklanılacaktır. Bu odaklanma neticesinde çalışma, görüşmelerin başladığı sırada Türkiye basınında ve dış basında yapılan yorum ve değerlendirmelerin kamuoyuna sunumunun tespitini amaçlamaktadır. Bu amaç kapsamında, Milli Kütüphane Süreli Yayınlar Şubesi’nde, belge tarama metoduyla dönemin ulusal basınında yer alan haberlerin ve özellikle de başyazarların değerlendirmeleri üzerinden elde edilen bilgilerle sürecin işleyişi aktarılmaktadır. Sonuçta anlaşılmaktadır ki,...

Research paper thumbnail of Osmanlı’da Ticarî Yol Sistemi ve Taşımacılık: Konya Örneği(1700-1750)

Journal of Universal History Studies, 2019

Konya, gerek konumu ve gerekse transit ticaretin bir geçiş merkezi olması hasebiyle tarihî süreçt... more Konya, gerek konumu ve gerekse transit ticaretin bir geçiş merkezi olması hasebiyle tarihî süreçte geniş halk kitlelerinin ve tacir erbabının dikkatini çekmiştir. Konya, bir şehir merkezi olarak Osmanlı idaresinde de önemini korumuş ve bir kültür, ticaret ve sanayi şehri olma özelliğini muhafaza edebilmiştir. Ancak bölge, Osmanlı Devleti’nde hayvancılık bakımından eskiden beri daha önemli bir merkez olarak kabul görmüştür. Çünkü kent, ordunun sefer güzergâhında bulunmaktaydı ve bu bölge halkının bir kısmı ordunun ihtiyacı olan atları geniş bozkırlarda yetiştirmekteydi. Bunun yanında kervan ticareti de kara yolu taşımacılığını öngördüğünden ve tarihî ipek yolunun bir kolu da bu güzergâhtan geçtiği için bizzat tüccar taifesi de Konya’ya uğradığında eşyalarının nakli hususunda yöre halkından bu taşıma hayvanlarını kiralamak hatta satın almak suretiyle temin edebilmekteydiler. Bu ihtiyaç hem kente ekonomik bir katkı sağlamakta hem de kente farklı noktalardan tüccarların uğramasına imkâ...

Research paper thumbnail of A Visual Source for The Ottoman Historical Narrative: Battle Engravings Reflected on the Dirk van der Hagen’s Atlas

Journal of Universal History Studies, 2020

Dünya haritacılık tarihinin yükselişe geçtiği XVI. yüzyılda ortaya çıkan atlas kavramı, başlangıç... more Dünya haritacılık tarihinin yükselişe geçtiği XVI. yüzyılda ortaya çıkan atlas kavramı, başlangıçta harita derlemeleri için kullanılmış olsa da bu tarif zamanla değişikliğe uğrayarak, harita içindeki yerler hakkında bilgi veren kitap formu ile özdeşleşmiştir. Bölgenin coğrafyasına özgü topografik detayları içeren bu eserler, aynı zamanda devrin tarihi ve sosyal gelişimine ışık tutan resimlerle bezenmiştir. Bu türün ilk örneklerinden birisi de Hollanda Kraliyet Kütüphanesi’nde muhafaza edilen 1690 tarihli Dirk van der Hagen Atlası’dır. Dört cilt halinde hazırlanmış olan yapıt, tarih ve coğrafya atlası niteliğinde derlenmiş kompozit bir harita kitabıdır. Dönemin en erken tarihli ülke haritalarını kapsaması konusunda adeta bir model teşkil eden atlas, siyasi gelişmeleri ele alan resimlerden mitolojik sahnelere, şehir manzaralarından peyzaj görünümlerine kadar çok sayıda renkli baskıyı içinde barındırmaktadır. Makalenin konusunu, atlasın gravürleri arasında yer alan ve Osmanlı savaş tar...

Research paper thumbnail of 19. Yüzyılın Ortalarında Konya Eyâleti Ilgın Kazası Çiğil-i Süflâ (Aşağı Çiğil) Karyesi’nin Sosyo-Ekonomik Durumu (10093 Numaralı Temettü’ât Defterine Göre)

Journal of Universal History Studies, 2021

Osmanlı Devleti’nin sosyo-ekonomik tarihinin aydınlatılmasında, 19. yüzyılın ortalarında tutulan ... more Osmanlı Devleti’nin sosyo-ekonomik tarihinin aydınlatılmasında, 19. yüzyılın ortalarında tutulan temettü’ât defterlerinin önemli bir yeri vardır. Ayrıca bu defterler, yerel tarih çalışmaları için de önem arz eder. Temettü’ât defterlerinden o dönem, Osmanlı merkez ve taşra yerleşimlerinde yaşayan halkın nüfus yapısına, geçim sağladığı ekonomik uğraşlarına ve ödediği vergilere dair bilgiler edinilmektedir. Bu çalışmada, 19. yüzyılın ortalarında Konya Eyâleti’nin Ilgın Kazası’na bağlı, “Çiğil-i Süflâ (günümüzde Aşağı Çiğil Mahallesi)” olarak bilinen köyün sosyo-ekonomik durumu, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Arşivleri Başkanlığı Osmanlı Arşivi, Maliye Varidat Kalemi (ML.VRD.TMT.d.) içinde 10093 numarada kayıtlı bulunan temettü’ât defteri verileri ışığında incelenmiştir. Çiğil-i Süflâ Karyesi, 19. yüzyılın ortalarında 113 hane ve yaklaşık 600 nüfusu barındırmaktaydı. Bu haliyle de o dönem Ilgın Kazası’nın kalabalık nüfusa sahip olan köylerinden birisiydi. Köy halkı geçimini tarım ve hayvanc...

Research paper thumbnail of Sheikh Ahmed Senussi's, Religious Leader Of The Turkish National Struggle, Residence In Tarsus And Mersin And Departure From Turkey

Journal of Universal History Studies, 2018

Şeyh Ahmed Senusi, Kuzey Afrika merkezli Senusiyye Tarikatı’nın lideridir ve Milli Mücadele Dönem... more Şeyh Ahmed Senusi, Kuzey Afrika merkezli Senusiyye Tarikatı’nın lideridir ve Milli Mücadele Dönemi’nde Anadolu’da Ankara Hükümeti lehine önemli faaliyetler yürütmüştür. Şeyh Senusi Ekim 1924’te Türkiye’den ayrılmıştır. 25 Eylül 1922 tarihinden itibaren Tarsus’ta, 4 Temmuz 1923 tarihinden itibaren de Mersin’de ikamet etmiştir. Literatürde Şeyh Senusi’nin Türkiye’den ayrılış şekli ve nedenleri ile ilgili birtakım çelişkili ve mesnetsiz bilgiler mevcuttur. Şeyh Senusi’nin Hanedan mensupları ile ilişkisi olduğu için Türkiye’den gönderildiği bu iddialardan biridir. Bu çalışmada Şeyh Senusi’nin Tarsus ve Mersin’de ikametinin nedenleri, ikameti esnasındaki faaliyetleri ve Türkiye’den ayrılış nedeni yerel basın ve arşiv belgeleri ışığında tespit edilmeye çalışılacaktır.

Research paper thumbnail of An Examination of Khaje Atabak’s Tomb, a Remained Memorial Monument from Seljuks’ Era in Kerman

Journal of Universal History Studies, 2019

Seljuks ruled Kerman for almost a century and a half (433-583 A.H.) and left historical monuments... more Seljuks ruled Kerman for almost a century and a half (433-583 A.H.) and left historical monuments in this city. The current study, being a basic examinational research, aims at introducing one of these memorial monuments named Khaje Atabak’s Tomb, while examining the works done to restore its outer façade and also the present condition of this monument. In order to collect the data library results were utilized along with field studies. The research questions include: 1. Who does Khaje Atabak’s Tomb belong to and when exactly has it been built? 2. What are the decorative details used in this monument? 3. What is the present condition of this place? The results of the study suggest that Khaje Atabak’s Tomb has been one of the most beautiful Iranian monuments of the 6th century AH, mainly famous for its diverse decorations and writings of the inscriptions. Brick decorations, Negin tiles, different plaster work with geometric and natural shapes, knotted Kufi inscriptions, thuluth calli...