KÜBRA YENİ - Academia.edu (original) (raw)

Papers by KÜBRA YENİ

Research paper thumbnail of Epilepsy Knowledge, Attitude, Stigma, Anxiety and Depression and Quality of Life: A Structural Equation Modelling

#nofulltext# --- Şimşek, Ömer Faruk (Arel Author)

Research paper thumbnail of Pressure Ulcer Prevalence in a Intensive Care Unit: A Retrospective Study

Journal of academic research in nursing, 2020

Bu çalışmada, bir üniversite hastanesinin nöroloji yoğun bakım ünitesinde tedavi görmüş hastalard... more Bu çalışmada, bir üniversite hastanesinin nöroloji yoğun bakım ünitesinde tedavi görmüş hastalardaki basınç yarası sıklığının belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı, retrospektif nitelikte olan bu çalışmanın örneklemini bir üniversite hastanesinin nöroloji yoğun bakım ünitesinde Ocak-Aralık 2015 tarihleri arasında yatan hastalar oluşturdu. Bir yıllık süre içinde yatan toplam 92 hastanın hastalığa ilişkin özellikleri ve basınç yarası sıklığı geriye dönük olarak değerlendirildi. Bulgular: Toplam 92 hastanın çoğunluğunu (%55,4) erkek hastalar oluştururken, hastaların yaş ortalaması 64,98±16,2 ve hastanede kalış süre ortalaması 20,2±18,3 gün olarak bulundu. Hastaların büyük çoğunluğunun (%79,3) iskemik inme tanısı ile yattığı ve %65'inde ek bir hastalığın (hipertansiyon, diyabet ya da her ikisi birlikte) olduğu belirlendi. Hastaların Braden Risk Değerlendirme Ölçeği puan ortalaması 14,8±3,7 olarak bulunurken, ölçeğe göre hastaların %50'sinin orta ve yüksek risk grubunda olduğu saptandı. Basınç yarası sıklığı incelendiğinde 14 (%15,2) hastada basınç yarası olduğu, ancak dört hastanın (%4,4) basınç yarasının nöroloji yoğun bakım dışındaki servislerde ya da hastane dışında oluştuğu saptandı. Bu nedenle nöroloji yoğun bakım servisinde gelişen basınç yarası sıklığı %10,9 (n=10) olarak belirlendi. Basınç yarasının en çok sakral bölgede oluştuğu, yaraların tamamına yakınının evre 1 basınç yarası olduğu saptandı. Sonuç: Nöroloji yoğun bakım ünitelerinde yatan hastalar taburcu oluncaya dek basınç yarası ve risk faktörleri yönünden değerlendirilmelidir.

Research paper thumbnail of Relationships between knowledge, attitudes, stigma, anxiety and depression, and quality of life in epilepsy: A structural equation modeling

Epilepsy & Behavior, 2018

Epilepsy not only is a medical disorder characterized by seizures, but is also associated with st... more Epilepsy not only is a medical disorder characterized by seizures, but is also associated with stigma and a neurological disorder that affects quality of life. Insufficient knowledge and misconceptions about epilepsy that causes the development of negative attitudes towards patients with epilepsy increase the stigmatization and psychosocial problems and impact the quality of life. The aim of this study was to examine the relationship between epilepsy knowledge, attitude, stigma, anxiety and depression, and quality of life within the framework of structural equation modeling.

Research paper thumbnail of The effect of fear of COVID-19 on quality of life in patients with epilepsy

Epilepsia, 2021

Objective: In the COVID-19 pandemic period, the effect of COVID-19 fear on quality of life was un... more Objective: In the COVID-19 pandemic period, the effect of COVID-19 fear on quality of life was uncertain. This present study examined the effect of fear of COVID-19 on quality of life in patients with epilepsy through anxiety and depression. Methods: This single-center, cross-sectional study was conducted with a total of 319 adult patients with epilepsy. The mean age of the patients was 36.0 (± 11.1) years, and 53% were male. The mean duration of diagnosis was 16.0 (± 10.6) years, and more than half of the patients (52.4%) were using two and more antiepileptic drugs. Data were collected online between 15 December 2020 and 5 January 2021. COVID-19 Fear Scale, Beck Depression Inventory, Worry and Anxiety Questionnaire, and Epilepsy Quality of Life Scale-10 were used for data collection. Serial mediation analysis was conducted to determine the effect of COVID-19 fear on quality of life. Results: Although there was a significant correlation between them, the fear of COVID-19 did not directly affect the quality of life. The fear of COVID-19 increased anxiety and depression respectively, the increase in the mediators also decreased the quality of life. Conclusion: The fear of COVID-19 experienced by patients with epilepsy did not have a significant direct effect on the quality of life. However, it was found that it had an indirect effect on the quality of life by increasing mental health problems such as anxiety and depression, the indirect effect was mostly on anxiety.

Research paper thumbnail of Pressure Ulcer Prevalence in a Intensive Care Unit: A Retrospective Study

Journal of Academic Research in Nursing, 2020

Bu çalışmada, bir üniversite hastanesinin nöroloji yoğun bakım ünitesinde tedavi görmüş hastalard... more Bu çalışmada, bir üniversite hastanesinin nöroloji yoğun bakım ünitesinde tedavi görmüş hastalardaki basınç yarası sıklığının belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı, retrospektif nitelikte olan bu çalışmanın örneklemini bir üniversite hastanesinin nöroloji yoğun bakım ünitesinde Ocak-Aralık 2015 tarihleri arasında yatan hastalar oluşturdu. Bir yıllık süre içinde yatan toplam 92 hastanın hastalığa ilişkin özellikleri ve basınç yarası sıklığı geriye dönük olarak değerlendirildi. Bulgular: Toplam 92 hastanın çoğunluğunu (%55,4) erkek hastalar oluştururken, hastaların yaş ortalaması 64,98±16,2 ve hastanede kalış süre ortalaması 20,2±18,3 gün olarak bulundu. Hastaların büyük çoğunluğunun (%79,3) iskemik inme tanısı ile yattığı ve %65'inde ek bir hastalığın (hipertansiyon, diyabet ya da her ikisi birlikte) olduğu belirlendi. Hastaların Braden Risk Değerlendirme Ölçeği puan ortalaması 14,8±3,7 olarak bulunurken, ölçeğe göre hastaların %50'sinin orta ve yüksek risk grubunda olduğu saptandı. Basınç yarası sıklığı incelendiğinde 14 (%15,2) hastada basınç yarası olduğu, ancak dört hastanın (%4,4) basınç yarasının nöroloji yoğun bakım dışındaki servislerde ya da hastane dışında oluştuğu saptandı. Bu nedenle nöroloji yoğun bakım servisinde gelişen basınç yarası sıklığı %10,9 (n=10) olarak belirlendi. Basınç yarasının en çok sakral bölgede oluştuğu, yaraların tamamına yakınının evre 1 basınç yarası olduğu saptandı. Sonuç: Nöroloji yoğun bakım ünitelerinde yatan hastalar taburcu oluncaya dek basınç yarası ve risk faktörleri yönünden değerlendirilmelidir.

Research paper thumbnail of Attitudes toward epilepsy among a sample of turkish epilepsy patients

International Journal of Psychophysiology, 2016

Research paper thumbnail of The effect of a seminar on medical students’ information acquisition of and attitudes toward epilepsy

Epilepsy & Behavior, 2021

AIM The aim of the present study was to investigate the effect of a brief seminar focusing on med... more AIM The aim of the present study was to investigate the effect of a brief seminar focusing on medical and social aspects of epilepsy on information acquisition of and attitudes toward epilepsy among medical school students. METHOD The sample of this pretest-posttest study consisted of 57 fifth-grade medical students. The students participated in a one-hour seminar including medical and social aspects of epilepsy. An epilepsy-related awareness form developed by researchers and also the Epilepsy Attitude Scale were applied to the participants before and after the seminar. RESULTS It was determined that half of the students (50.9%) encountered an epileptic seizure and 12.3% of them applied first aid. The students had difficulty in describing the seizure type before education. Before education, the rate of describing the seizure was 47.4% for myoclonic seizure, 50.9% for simple partial seizure, and 64.9% for absence seizure, and after education, these rates increased to 82.5% (p < 0....

Research paper thumbnail of Impact of Health Information Technologies in Nursing Practices

ARC Journal of Nursing and Healthcare, 2016

Telehealth implementation includes the practices that help giving care to individuals by monitori... more Telehealth implementation includes the practices that help giving care to individuals by monitoring them from a distance, generally in their homes, without making them come to the clinic. Telehealth services ensure that patients participate in their own care effectively, increase their self-direction to cope with the disease, and cover certain initiatives that reduce health-related costs, such as training and consultancy. With a fast development of technology, the use of technological appliances in the area of health would facilitate access to health services. Telehealth practices ensure that the persons who have difficulty accessing health services due to geograpghical and other reasons are provided with equal level of care. Moreover, they facilitate monitoring individuals with chronic diseases and increase the quality of care by providing communication and consultancy for those who give care in areas with technological insufficiencies. In this regard, fast-developing technological infrastructure and use of information technologies in nursing, as stressed by American Nursing Association, are very important today. This study suggested that the primary goals in the future should be to increase the costeffectiveness of health care and strengthen the competencies of professionals and institutions by implementing proper health policies.

Research paper thumbnail of Epilepsy Knowledge, Attitude, Stigma, Anxiety and Depression and Quality of Life: A Structural Equation Modelling

#nofulltext# --- Şimşek, Ömer Faruk (Arel Author)

Research paper thumbnail of Pressure Ulcer Prevalence in a Intensive Care Unit: A Retrospective Study

Journal of academic research in nursing, 2020

Bu çalışmada, bir üniversite hastanesinin nöroloji yoğun bakım ünitesinde tedavi görmüş hastalard... more Bu çalışmada, bir üniversite hastanesinin nöroloji yoğun bakım ünitesinde tedavi görmüş hastalardaki basınç yarası sıklığının belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı, retrospektif nitelikte olan bu çalışmanın örneklemini bir üniversite hastanesinin nöroloji yoğun bakım ünitesinde Ocak-Aralık 2015 tarihleri arasında yatan hastalar oluşturdu. Bir yıllık süre içinde yatan toplam 92 hastanın hastalığa ilişkin özellikleri ve basınç yarası sıklığı geriye dönük olarak değerlendirildi. Bulgular: Toplam 92 hastanın çoğunluğunu (%55,4) erkek hastalar oluştururken, hastaların yaş ortalaması 64,98±16,2 ve hastanede kalış süre ortalaması 20,2±18,3 gün olarak bulundu. Hastaların büyük çoğunluğunun (%79,3) iskemik inme tanısı ile yattığı ve %65'inde ek bir hastalığın (hipertansiyon, diyabet ya da her ikisi birlikte) olduğu belirlendi. Hastaların Braden Risk Değerlendirme Ölçeği puan ortalaması 14,8±3,7 olarak bulunurken, ölçeğe göre hastaların %50'sinin orta ve yüksek risk grubunda olduğu saptandı. Basınç yarası sıklığı incelendiğinde 14 (%15,2) hastada basınç yarası olduğu, ancak dört hastanın (%4,4) basınç yarasının nöroloji yoğun bakım dışındaki servislerde ya da hastane dışında oluştuğu saptandı. Bu nedenle nöroloji yoğun bakım servisinde gelişen basınç yarası sıklığı %10,9 (n=10) olarak belirlendi. Basınç yarasının en çok sakral bölgede oluştuğu, yaraların tamamına yakınının evre 1 basınç yarası olduğu saptandı. Sonuç: Nöroloji yoğun bakım ünitelerinde yatan hastalar taburcu oluncaya dek basınç yarası ve risk faktörleri yönünden değerlendirilmelidir.

Research paper thumbnail of Relationships between knowledge, attitudes, stigma, anxiety and depression, and quality of life in epilepsy: A structural equation modeling

Epilepsy & Behavior, 2018

Epilepsy not only is a medical disorder characterized by seizures, but is also associated with st... more Epilepsy not only is a medical disorder characterized by seizures, but is also associated with stigma and a neurological disorder that affects quality of life. Insufficient knowledge and misconceptions about epilepsy that causes the development of negative attitudes towards patients with epilepsy increase the stigmatization and psychosocial problems and impact the quality of life. The aim of this study was to examine the relationship between epilepsy knowledge, attitude, stigma, anxiety and depression, and quality of life within the framework of structural equation modeling.

Research paper thumbnail of The effect of fear of COVID-19 on quality of life in patients with epilepsy

Epilepsia, 2021

Objective: In the COVID-19 pandemic period, the effect of COVID-19 fear on quality of life was un... more Objective: In the COVID-19 pandemic period, the effect of COVID-19 fear on quality of life was uncertain. This present study examined the effect of fear of COVID-19 on quality of life in patients with epilepsy through anxiety and depression. Methods: This single-center, cross-sectional study was conducted with a total of 319 adult patients with epilepsy. The mean age of the patients was 36.0 (± 11.1) years, and 53% were male. The mean duration of diagnosis was 16.0 (± 10.6) years, and more than half of the patients (52.4%) were using two and more antiepileptic drugs. Data were collected online between 15 December 2020 and 5 January 2021. COVID-19 Fear Scale, Beck Depression Inventory, Worry and Anxiety Questionnaire, and Epilepsy Quality of Life Scale-10 were used for data collection. Serial mediation analysis was conducted to determine the effect of COVID-19 fear on quality of life. Results: Although there was a significant correlation between them, the fear of COVID-19 did not directly affect the quality of life. The fear of COVID-19 increased anxiety and depression respectively, the increase in the mediators also decreased the quality of life. Conclusion: The fear of COVID-19 experienced by patients with epilepsy did not have a significant direct effect on the quality of life. However, it was found that it had an indirect effect on the quality of life by increasing mental health problems such as anxiety and depression, the indirect effect was mostly on anxiety.

Research paper thumbnail of Pressure Ulcer Prevalence in a Intensive Care Unit: A Retrospective Study

Journal of Academic Research in Nursing, 2020

Bu çalışmada, bir üniversite hastanesinin nöroloji yoğun bakım ünitesinde tedavi görmüş hastalard... more Bu çalışmada, bir üniversite hastanesinin nöroloji yoğun bakım ünitesinde tedavi görmüş hastalardaki basınç yarası sıklığının belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı, retrospektif nitelikte olan bu çalışmanın örneklemini bir üniversite hastanesinin nöroloji yoğun bakım ünitesinde Ocak-Aralık 2015 tarihleri arasında yatan hastalar oluşturdu. Bir yıllık süre içinde yatan toplam 92 hastanın hastalığa ilişkin özellikleri ve basınç yarası sıklığı geriye dönük olarak değerlendirildi. Bulgular: Toplam 92 hastanın çoğunluğunu (%55,4) erkek hastalar oluştururken, hastaların yaş ortalaması 64,98±16,2 ve hastanede kalış süre ortalaması 20,2±18,3 gün olarak bulundu. Hastaların büyük çoğunluğunun (%79,3) iskemik inme tanısı ile yattığı ve %65'inde ek bir hastalığın (hipertansiyon, diyabet ya da her ikisi birlikte) olduğu belirlendi. Hastaların Braden Risk Değerlendirme Ölçeği puan ortalaması 14,8±3,7 olarak bulunurken, ölçeğe göre hastaların %50'sinin orta ve yüksek risk grubunda olduğu saptandı. Basınç yarası sıklığı incelendiğinde 14 (%15,2) hastada basınç yarası olduğu, ancak dört hastanın (%4,4) basınç yarasının nöroloji yoğun bakım dışındaki servislerde ya da hastane dışında oluştuğu saptandı. Bu nedenle nöroloji yoğun bakım servisinde gelişen basınç yarası sıklığı %10,9 (n=10) olarak belirlendi. Basınç yarasının en çok sakral bölgede oluştuğu, yaraların tamamına yakınının evre 1 basınç yarası olduğu saptandı. Sonuç: Nöroloji yoğun bakım ünitelerinde yatan hastalar taburcu oluncaya dek basınç yarası ve risk faktörleri yönünden değerlendirilmelidir.

Research paper thumbnail of Attitudes toward epilepsy among a sample of turkish epilepsy patients

International Journal of Psychophysiology, 2016

Research paper thumbnail of The effect of a seminar on medical students’ information acquisition of and attitudes toward epilepsy

Epilepsy & Behavior, 2021

AIM The aim of the present study was to investigate the effect of a brief seminar focusing on med... more AIM The aim of the present study was to investigate the effect of a brief seminar focusing on medical and social aspects of epilepsy on information acquisition of and attitudes toward epilepsy among medical school students. METHOD The sample of this pretest-posttest study consisted of 57 fifth-grade medical students. The students participated in a one-hour seminar including medical and social aspects of epilepsy. An epilepsy-related awareness form developed by researchers and also the Epilepsy Attitude Scale were applied to the participants before and after the seminar. RESULTS It was determined that half of the students (50.9%) encountered an epileptic seizure and 12.3% of them applied first aid. The students had difficulty in describing the seizure type before education. Before education, the rate of describing the seizure was 47.4% for myoclonic seizure, 50.9% for simple partial seizure, and 64.9% for absence seizure, and after education, these rates increased to 82.5% (p < 0....

Research paper thumbnail of Impact of Health Information Technologies in Nursing Practices

ARC Journal of Nursing and Healthcare, 2016

Telehealth implementation includes the practices that help giving care to individuals by monitori... more Telehealth implementation includes the practices that help giving care to individuals by monitoring them from a distance, generally in their homes, without making them come to the clinic. Telehealth services ensure that patients participate in their own care effectively, increase their self-direction to cope with the disease, and cover certain initiatives that reduce health-related costs, such as training and consultancy. With a fast development of technology, the use of technological appliances in the area of health would facilitate access to health services. Telehealth practices ensure that the persons who have difficulty accessing health services due to geograpghical and other reasons are provided with equal level of care. Moreover, they facilitate monitoring individuals with chronic diseases and increase the quality of care by providing communication and consultancy for those who give care in areas with technological insufficiencies. In this regard, fast-developing technological infrastructure and use of information technologies in nursing, as stressed by American Nursing Association, are very important today. This study suggested that the primary goals in the future should be to increase the costeffectiveness of health care and strengthen the competencies of professionals and institutions by implementing proper health policies.