AYTEN KAPLAN - Academia.edu (original) (raw)

Papers by AYTEN KAPLAN

DergiPark (Istanbul University), Nov 22, 2022

Bookmarks Related papers MentionsView impact

DergiPark (Istanbul University), Nov 22, 2022

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Sanatın dallarından olan müzik ile edebiyat arasında doğrudan bir ilişki yokmuş gibi görünür. Oys... more Sanatın dallarından olan müzik ile edebiyat arasında doğrudan bir ilişki yokmuş gibi görünür. Oysa hem şiir hem nesir kendilerine özgü içsel bir müzik yansıtırlar. Amaç, malzeme ve işlev açısından zaman zaman birbirlerini etkilemişler ve birlikte hareket etmişlerdir. Ses, âhenk, ritim, armoni, melodi gibi terimler her iki alanın olmazsa olmazlarıdır. Eserdeki anlamı kavrama ve aktarımda şair ya da yazarın kurgulama gücü ile okurun algılama düzeyinin örtüşmesi önemli bir rol oynamaktadır. Edebiyat, biçimsel özellikleri estetik kaygıya dayalı, duygu ve düşünceleri etkili bir biçimde yazı ile anlatma sanatı olarak tanımlanabilir. Malzemesi, benzetmeler, eğretilemeler sistemine dayalı olan dildir. Sözcüklerin kendi aralarındaki benzerlik ve farklılık ilişkileri amaca uygun biçimde bilinçli olarak düzenlenir. Şair ya da yazar, sözcükler arasındaki ilişkilerden, benzetmelerden ve zıtlıklardan yararlanıp; gerçeğin kendisini değil, gerçeğin ötesinde kendi gördüğünü imgeler

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Journal of Turkish Studies, 2014

Bookmarks Related papers MentionsView impact

20. yuzyilda, sanayilesme ile birlikte, toplumsal yasamin ayrintilari muzik dunyasina da yansimis... more 20. yuzyilda, sanayilesme ile birlikte, toplumsal yasamin ayrintilari muzik dunyasina da yansimistir. Kultur endustrisi, ekonomiyi, siyaseti ve teknigi bir arada kullananan bir sistemdir. Kitle iletisim araclarinin destegi ile ‘ikon’lar belirlenir ve onlara benzeme istegi koruklenir. Bu makalede, ‘Ankara Tarzi Muzik’ kendisini olusturan sosyal ve kulturel altyapi ile birlikte ele alinarak degerlendirilmektedir.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Tarihsel, sosyal ve cografi degisimlerin etkisiyle sekillenen muzik kulturumuzun buyuk bir bolumu... more Tarihsel, sosyal ve cografi degisimlerin etkisiyle sekillenen muzik kulturumuzun buyuk bir bolumunu sozlu muzik olusturmaktadir. Gunumuzde Turk muziginde ses egitiminin nasil yapilacagi, arastirmalara konu olmaya baslamistir. Tanzimat oncesinde ses egitiminin mesk ve hanendelik gelenegi ile ozdes oldugu soylenebilir. Tanzimat donemi ile birlikte baslayan batililasma politikalari, Cumhuriyet doneminde daha etkin bicimde uygulanmistir. Cumhuriyet doneminde, tum kurumlarda yasanan radikal degisimler, muzik egitimi ve ses egitimi alanina da yansimis, batililasma cizgisinde opera sarkiciligini gelistirmek icin kullanilan teknik ve yontemler, tum konservatuarlarda ve muzik egitimi bolumlerinde ses egitimi icin kullanilmaya baslanmistir. Geleneksel mesk ve hanendelik egitimi ile batililasmanin etkisiyle baslayan modern ses egitimi arasindaki yontem farkliliklari, ses egitiminin nasil yapilmasi gerektigi konusunda sorunlara neden olmustur. Klasik Musiki nazariyati olarak degerlendirebileceg...

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Ballads in Anatolia are reflections of traditions, customs, and art as in all other ethnic groups... more Ballads in Anatolia are reflections of traditions, customs, and art as in all other ethnic groups. In Turkey, “Türkü,” which is used as a substitute of “Ballad,” is a kind of folk poetry that is sung along with instruments. Ballads and Türküs are similar in terms of style and content. Traditionally, people have expressed their feelings in their lyrics and music for centuries. These oral songs carry the traces of the historical and geographical features, social and political conditions and developments of that certain area. In Türküs, one can find the reflections from the milestones (birth, marriage, death) of people’s lives. An Anatolian Türkü titled “Ceviz oynamaya mı geldin odama” (Did you come to my room to play with walnut?) is an example of an arranged marriage between a young girl and her much younger cousin. Although this kind of marriage is often common in rural areas for concerns of keeping the family estate intact, these unions may also bring dissatisfaction to the parties...

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Türk Kültürü ve HACI BEKTAŞ VELİ Araştırma Dergisi, 2020

Bookmarks Related papers MentionsView impact

In this study, research techniques of music, one of the forms of behaviour and symbols which reve... more In this study, research techniques of music, one of the forms of behaviour and symbols which reveal our culture that consumes our society, will be dealt with. Music isn't not only a voice system, but also a combination of behaviour which is formed by an ethnologic structure. As long as the principles and expectation of that culture isn't fully understood, it will never be understood why the composer uses this kind of composing technique. Every research technique has an inner-dynamic and priciples which are suitable for the aim. The datum which will make the relationship between societ-culture and music clear is only reached by the principles of music ethnography.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

gefad.gazi.edu.tr

... girişini sağlamak amaçlanır. İnsan, hem somut ve yalın ilişkilerle, hem de soyut ve karmaşık ... more ... girişini sağlamak amaçlanır. İnsan, hem somut ve yalın ilişkilerle, hem de soyut ve karmaşık ilişkilerle iç içedir. ... KAYNAKLAR Çotuksöken, Betül, (2000) Felsefi Söylem Nedir?,İstanbul, İnkilâp yayınevi. Davies, Stephen, (1994) Musical Meaning and Expression, Ithaca, NY:Cornel ...

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Anadolu topraklari, bircok etnik gruba barinma hakki saglamistir. Bu etnik gruplardan biri de Tat... more Anadolu topraklari, bircok etnik gruba barinma hakki saglamistir. Bu etnik gruplardan biri de Tatarlardir. Eskisehir, Ankara, Konya cevrelerinde yayilim gosteren Tatarlar, Anadolu’da, geldikleri yerin ismiyle tanimlanmislardir. Kazan Tatarlari, Kirim Tatarlari, Sibirya Tatarlari bunlara ornek olarak verilebilir. Arastirma konusu olan Bogrudelik Tatarlari, kendilerini Sibirya Tatari olarak tanimlamaktadir. Bu etnik grup hakkinda yapilan arastirmalar, daha cok tarihlerini ve dilini konu almaktadir. Cesitli duygu birikimlerini yansitmalarinin yani sira sosyokulturel olaylara ait onemli soylem araclari olan muzik uzerine yapilmis bir arastirma yoktur. Nesrin Şen “Cihanbeyli-Bogrudelik Koyu Turkuleri” (1996) isimli yuksek lisans tezinde, halk ezgileri olan yirlar, edebi olarak incelemistir. Bu tezin disinda, Bogrudelik’te yasayan Tatarlar’in muzik kulturleri uzerine yayinlanmis ya da arastirma konusu olmus bir kaynakla karsilasilmamistir. Bir toplumun muziginin incelenmesi etnomuzikoloji...

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Advances in Educational Marketing, Administration, and Leadership

The increasing number of non-native English speakers in the world has led to the use of varieties... more The increasing number of non-native English speakers in the world has led to the use of varieties of English. Nowadays, the number of speakers of English in the expanding circle has exceeded the number of speakers in the outer and inner circles. This has given rise to the scrutiny of English as a Lingua Franca (ELF). With this regard, the research on World Englishes (WEs) has increased over the last few decades. In light of these observations, the purpose of this chapter is to raise awareness of World Englishes (WEs) among preparatory students at private universities in Turkey. Specifically, the study is concerned with mentoring preparatory students through Wes-integrated courses. The participants of this study were 20 preparatory students at A2-level English proficiency. As data collection procedure, the mentor teacher of the existing program adapted EFL materials including videos, dialogues, and integrated four language skills. The data were collected through questionnaires and re...

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Shanlax International Journal of Education

Since the 1990s, CLIL has become a popular and well-established educational approach in English L... more Since the 1990s, CLIL has become a popular and well-established educational approach in English Language and Teaching (ELT) and has been cited for its positive learning outcomes. CLIL’s rising popularity in ELT is predicated on the necessity of internationalisation and unprecedented population mobility (Nikula, Dalton-Puffer and Llinares, 2013). Another reason why CLIL has attracted scholarly attention is attributed to CLIL’s pedagogical practicality. As Coyle (2006) suggests, CLIL can offer “opportunities involving problem-solving, risk-taking, confidence building, communication skills, extending vocabulary, self-expression and spontaneous talk” (p. 7) because it fuses content and language learning with a dual-approach. Such being the case, the aim of this collective case study was to investigate 5 in-service high school EFL teachers’ perceptions about and needs of CLIL. In line with this goal, relevant data were collected through 1) reflective essays written by the participants af...

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Journal of Turkish Studies, 2014

Bookmarks Related papers MentionsView impact

3.İpek Yolu KOnferansı, 2017

Bu çalışmada üniversite öğrencilerinin, Yüksek Öğretim Kurulu tarafından üniversitelerde zorunlu ... more Bu çalışmada üniversite öğrencilerinin, Yüksek Öğretim Kurulu tarafından üniversitelerde zorunlu seçmeli ders olarak uygulamaya koyulan Güzel Sanatlar Dersleri kapsamında olan müzik eğitimine ilişkin düşünceleri ele alınmıştır. Bu dersler öğrencilerin kişisel gelişimlerine katkıda bulunmak, derslerin yoğun atmosferinden onları kısmen de olsa uzaklaştırmak, kültürel, ve sanatsal gelişimlerine katkıda bulunarak, kültürel sermayelerini geliştirmelerine fırsat sağlamak amacıyla kullanılabilmektedir. Hacettepe Üniversitesinde yapılan çalışmada, farklı fakültelerde okuyan 789 öğrenciye anket uygulanmıştır. Nicel yöntem kapsamında yapılan çalışmada, öğrencilerden seçmeli güzel sanatlar derslerini alma durumları, müzik eğitimi alıp almadıkları ve bu eğitim konusundaki düşüncelerine ilişkin veriler toplanmıştır. Araştırma sonucunda, bu derslerin öğrencilerin müzik konusundaki yeteneklerini sergilemelerini ya da geliştirmelerini sağladığı saptanmıştır. Ayrıca müzik eğitiminin, günlük yaşamın sıkıntılarını ve eğitim sürecinin ağır yükünü de hafiflettiği görülmüştür. Özellikle çok yönlü olmanın yükselen bir değer olduğu günümüzde, çok yönlü gençlerin hem sosyal yaşamdan, hem de üniversite yaşamından daha büyük bir keyif aldıkları ve üniversitelerinden memnuniyet düzeylerinin de arttığı dikkat çekmiştir.
Anahtar kelimeler: Seçmeli Güzel Sanatlar Dersleri, Müzik eğitimi, Üniversiteli gençlik

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Bİldiri kitabıUluslararası Cumhuriyet Sanat Günleri Sempozyumu, 2017

Bir sanat yapıtı hangi türden olursa olsun, algının nesnesidir. Sanatın olgusal yönlerine göre a... more Bir sanat yapıtı hangi türden olursa olsun, algının nesnesidir. Sanatın olgusal yönlerine göre algı tarzları değişiklik gösterir. Tarihsel bir olgu olarak sanat tarihi; toplumsal bir olgu olarak toplumbilim, psikoloji, felsefe, antropoloji; fiziksel olgu olarak, fizik, akustik, fizyoloji araştırır. “Sanat nedir?”sorusuna yanıt ararken her biri kendi penceresinden bakar. Bu pencereyi belirleyen şey, bir sanat olayında var olan dört öğeden (sanatçı, sanat yapıtı, okur/dinleyici/izleyici, toplum) biridir. Müzik sanatında beşinci öğe olarak “yorumcu” eklenir.
Sanatı sanat yapan özellikleri aramak için bir takım kuramlar geliştirilmiştir. Bu kuramlar, mimetik/yansıtmacı/temsilci kuram, duygusal etki kuramı, ifade/anlatımcılık kuramı ve biçimci kuram olarak sınıflandırılmaktadır. Bunlardan en eski olanı mimetik kuramdır. Bu kuram sanatı yaşamın bir yansıması olarak gördüğü için yansıtmacı kuram; gerçekteki nesnelerin temsil edilmeleri anlamında temsilci kuram olarak da anılır.
Mimetik kuramda müzik kendini nasıl tanımlamaktadır? Doğadaki seslerin mi yoksa duyguların mı taklididir? Herhangi bir olguyu sembolize etmediği; herhangi bir amaç, kavram ve objeden bağımsız olduğu ileri sürülen salt müzik tanımlamaları müziğin mimetik kuram içinde değerlendirilemeyeceğini düşündürmektedir. Varolma koşulu beş öğenin bütünleşmesine dayanan müzikte, kavramsızlıktan söz etmemiz zor olabilir. 18.yüzyılda ortaya çıkan ‘programlı müzik’ akımı, bu görüşe ters düşerek, müziğin anlatıcı özelliğini vurgulamıştır. Burada, bestecilerin doğayı, toplumsal olayları, kişileri ve duygusal durumlarını vb. müzikal kompozisyon kurallarına göre işleyerek seslere yansıtması söz konusudur. Bir anlamda; durumlar, olgular, yaşantılar seslerde sembolleştirilmiştir.
Bu çalışmanın amacı, sembollerin kavranma düzeyi neye bağlıdır? Sembol olmayan salt müzikte kavrama koşulları nedir? Müzik mimetik sanat olarak değerlendirilebilir mi? gibi sorulara yanıt aramaktır.

Anahtar Sözcükler: Sanat, Mimetik Sanat Kuramı, Salt müzik, Programlı müzik, sembolizm

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or TurkicVolume 9/…Spring 2014, p. …-…,ANKARA-TURKEY, 2014

ABSTRACT Ballads in Anatolia are reflections of traditions, customs, and art as in all other ethn... more ABSTRACT Ballads in Anatolia are reflections of traditions, customs, and art as in all other ethnic groups. In Turkey, “Türkü,” which is used as a substitute of “Ballad,” is a kind of folk poetry that is sung along with instruments. Ballads and Türküs are similar in terms of style and content. Traditionally, people have expressed their feelings in their lyrics and music for centuries. These oral songs carry the traces of the historical and geographical features, social and political conditions and developments of that certain area. In Türküs, one can find the reflections from the milestones (birth, marriage, death) of people‟s lives. An Anatolian Türkü titled “Ceviz oynamaya mı geldin odama” (Did you come to my room to play with walnut?) is an example of an arranged marriage between a young girl and her much younger cousin. Although this kind of marriage is often common in rural areas for concerns of keeping the family estate intact, these unions may also bring dissatisfaction to the parties involved. In this marriage, She is unhappy but she has no choice but to accept her uncle‟s decision. While marriages depending on a mutual agreement between couples are more common in cities where cultural change is more profound, “prearranged marriages” and “consanguineous marriages” still prevail in rural areas where traditions are observed keenly. These forms of marriages are generally arranged by mutual agreement between the in-laws without necessarily the bride or groom‟s consent. Thus, personal unhappiness has no meaning against the wishes of the larger family unit. In this particular Türkü, the young girl finds herself in a prearranged “consanguineous marriage.” This paper will focus on her feelings and aspirations. The lyrics will be examined through a sociological approach to comment on the institution of marriage in the rural areas of Anatolia. Key Words:Forms of marriages,Consanguineous Marriage, Türkü/Ballad

Bookmarks Related papers MentionsView impact

DergiPark (Istanbul University), Nov 22, 2022

Bookmarks Related papers MentionsView impact

DergiPark (Istanbul University), Nov 22, 2022

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Journal of Turkish Studies, 2014

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Türk Kültürü ve HACI BEKTAŞ VELİ Araştırma Dergisi, 2020

Bookmarks Related papers MentionsView impact

gefad.gazi.edu.tr

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Advances in Educational Marketing, Administration, and Leadership

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Shanlax International Journal of Education

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Journal of Turkish Studies, 2014

Bookmarks Related papers MentionsView impact

3.İpek Yolu KOnferansı, 2017

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Bİldiri kitabıUluslararası Cumhuriyet Sanat Günleri Sempozyumu, 2017

Anahtar Sözcükler: Sanat, Mimetik Sanat Kuramı, Salt müzik, Programlı müzik, sembolizm

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or TurkicVolume 9/…Spring 2014, p. …-…,ANKARA-TURKEY, 2014

Bookmarks Related papers MentionsView impact

1. Erzurum Ulusal Müzik Bilimleri Sempozyumu : Erzurum, 28-29 Nisan 2016 / [düzenleyen] Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, 2016

Yaşantımızda bizi kuşatan maddî ve manevî “var olan” şeylerin bilgisine ulaşma uğraşı bizi ontolo... more Yaşantımızda bizi kuşatan maddî ve manevî “var olan” şeylerin bilgisine ulaşma uğraşı bizi ontoloji’ye götürmektedir. Ontoloji ,“Var olan”ın temel yapısı, onun nedensellik ilkeleri, türleri (ideal, real varlık), öğeleri ve tarzlarını (olanak, gerçeklik, zorunluluk, rastlantısallık, olanaksızlık, gerçek olmama) araştırır. “Var olan”ın bilimidir ve “var olan”da temel olanı araştırır. Var olanın üç var olma alanı vardır: dış dünya – düşünme – dil. Düşünme ve dilde var olan, doğrudan insan dünyasına ilişkindir, yapı olarak dayanağı, doğrudan „insan‟dır. Dış dünyada var olan ya da kendi başına var olan düşünen varlıktan bağımsız, nesne olarak değil, bir varlık olarak vardır. Nesne ya da konu olabilmesi bir düşünme edimiyle karşılaşması gerekmektedir. Bir müzik eserinde “varolanı var olan yapan şey” yani “nelik” ve bir şeyi “işte o” yapan şey ya da şeyler nedir? Bu „nelik‟i anlamanın dayanağı varolan-düşünme-dil arasındaki ilişkilerin çözümlenmesi midir? Besteci, müzik eseri, dinleyici, yorumcu/icracı, toplum varolma alanlarının neresinde yer almaktadır? Bunlar arasındaki ilişki ağı nasıl örülmektedir? “Kendi başına var olan”da anlamı gerçekleştiren ve fiziksel dünyaya taşıyan nedir? Bu çalışmada ele alacağımız bu soruların yanıtı bize, bir müzik eserinin var olma koşularını anlamamızda yardımcı olacaktır. Anahtar Sözcükler: Müzik, Ontoloji, nelik.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

1. EWrzurum Ulusal Müzik Bilimleri Sempozyumu: Erzurum 28-29 2016 (düzenleyen) Atatürk Üniversitesi Yayınları, 2016

Barış Manço, rock/pop müzisyeni kimliğinin yanında çağdaş bir halk ozanı olarak da görülmektedir.... more Barış Manço, rock/pop müzisyeni kimliğinin yanında çağdaş bir halk ozanı olarak da görülmektedir. Bestelediği bir çok eserde halk kültürünün çeşitli etmenlerini rock müzikle sentezlediği açıktır. Ö.Çobanoğlu’nun Barış Manço Araştırmalarının Önemi ve Yöntemi Üzerine Tespitler çalışmasında kullandığı ifadesiyle,Manço adeta “toplumsal değerleri güncel olaylara bağlayarak güncelleştirip, topluma kopuzu/gitarı eşliğinde söylediği sözlerle ileten, toplumsal etiği pekiştiren, kendine has ve mükemmel bir terkip” olarak ortaya çıkan bir estetikle güncel bir âşıktır. Bununla beraber Rock Müziğin Türkiye’deki en büyük temsilcilerinden olarak da görülmektedir. Yine de, müzik kuramı alanında Manço’nun eserlerinde sentezlenen bu unsurlar ve genel karakteristiklerle ilgili bir çalışmaya rastlanamamıştır. Bu çalışma, B. Manço’nun eserlerinden seçilen bir örneklem kümesinin, müzik kuramı yöntemleriyle, temsil ettikleri kültürel etmenler de dikkate alınarak ayrıntılı bir analizini amaçlamaktadır. Elde edilen veriler sonucunda bu etmenlerin müziksel ve kültürel bağlamdaki yerleri incelenecektir.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Müzik ve Bilimler Sempozyumu Bildiri, 2019

Ahenk kavramının sözlük anlamı, uyum, anlaşma, uyuşma ve iyi geçinmedir. Herhangi bir birimde olu... more Ahenk kavramının sözlük anlamı, uyum, anlaşma, uyuşma ve iyi geçinmedir. Herhangi bir birimde oluşan ahenkle birlikte ‘Birlik’ de kurulur. Eski çağlardan bu yana, insanda ve kosmosda ahenk oluşturmada öncelik verilen olgu müziktir. İdeal toplum oluşturmada, iyi insan ve cesur birey yetiştirmede, sağaltımda, iletişimde, müziğin etki gücünü anlama çabaları süregelmiştir.
Pythagoras ve bazı İslâm filozofları müziği “Kozmosun bir ifadesi” olarak açıklamışlardır. Yunan felsefesinde Kozmos âlemdeki nizam anlamına gelmektedir. Kozmosdaki bu düzen, müzikteki sesler arasında da vardır. Sesler arasındaki ahenkin insanın iç dünyasında etkili olacağına inanılmıştır (A.O.Aktaş, 2012, s.49; Y.Çetinkaya,1995, s.23).
Platon’a göre müzikteki ahenk seslerin birliği ve uyuşmasıdır (H.Toksöz,2018, s.89). ‘Birlik’ten söz etmeye başladığımız andan itibaren farklılığı da vurgulamış oluyoruz. Bu, farklılıkların uyuşmasından oluşan bir ‘birlik’tir. Müzik, birliği oluşturmaya ve olgunlaşmaya yardımcı olan bir olgudur. Müziğin araçları ise ses, sessizlik, ritim ve armonidir. Bunların uyuşmaları, bir araya geliş biçimlerine göre bir düzen, bir duygu ve ardından davranış oluşturur. Müzik, düzenlilik kurallarına dayanmaktadır. Ve insanın kelimelerle anlatamayacağı bazı düşüncelerini, duygularını, seslerle anlatmasına yardımcı olur. (A.Webern,1986.s.13-22) “Müzikal bakımdan ton ve dizinin belirli bir buyurucu gücü bulunmaktadır”(O. Doğanay, 2014, s.72) Seslerin titreşimleri arasındaki ilişkiler, ritim kalıpları, hız, şiddet vb. unsurlar, bellekte var olan bilgi ve yaşantıların mimesis aracılığıyla sesin duyumsal ortamında toplumsal ya da bireysel bir içerik üretiminin ‘nasıl’ olacağını belirler. Toplumsal koşullardaki değişim, ‘birlik’teki biçimlenmeye de yansıyacaktır. Fütürist Müzikçiler Manifestosunda, yeni çağın “gürültü” çağı olduğuna ve yeni müziğin makinelerin, trenlerin, arabaların ve kitlelerin sesiyle yazılması gerektiğine vurgu yapılmaktadır (K.Adam,2014,s.99).
İçerik üretiminde bireyin ruh ve beden bütünleşmesi etkin rol oynamaktadır. Birey müzik yaparken ve dinlerken, beynini ve bedenini bir bütün olarak kullanmaktadır. “Descartes’a göre ruh ve beden arasındaki ilişki beynin merkezinde yer alan epifiz bezi aracılığıyla sağlanır”(A.Yazıcı, Erişim tarihi,2018, s.3). Dolayısıyla birey algılama, bellek, duygu durumu, hareket, ses birliğine göre bir davranış oluşturacaktır.
Bu çalışmada müziği anlama çabası içinde ahenk kavramının ruh-beden-müzik üçgeninde nasıl konumlandığı irdelenecektir.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

VI.Hisarlı Ahmet Sempozyumu, 2015

ÖZET İnsanın dünyaya gelişinde ilk oluşturduğu çığlık şeklindeki ses, sağlıklı bir bireyde insan... more ÖZET
İnsanın dünyaya gelişinde ilk oluşturduğu çığlık şeklindeki ses, sağlıklı bir bireyde insanî özellik olarak konuşma şeklinde devam etmektedir. Konuşma, okuma veya söylev bir sözcük katarı olarak değerlendirilebilir mi? Yoksa sözcüklere anlam kazandıran başka öğeler mi var?
Çoğu kez konuşmanın çalgısı olan sesin oluşma düzenini , sesin yapısını ve özelliklerini tanımadan bilinçsizce yaptığımız konuşmalarla, kendimizi yanlış anlattığımız anlar olmuştur ve iletişimin başarısız sonuçlanmasının nedenlerini konuşmamızdan ziyade başka kaynaklara yüklemeye çalışmışızdır.
Sesin oluşumunda; akciğerler (jeneratör sistem) enerjiyi, larinks (vibratör sistem) primer ham sesi, rezonans boşlukları olan burun, damak, diş, gırtlak, dudak, maske (rezonatör sistem) ise sesin kalitesini oluşturmaktadır.
Konuşma sesi; dudaklar, dişler, dil ve ağız boşluğu (boşluğun tavanı, tabanı, duvarları) gibi organlar tarafından gerçekleştirilir. Bu organlarla birlikte hareket eden çene, larenks (gırtlak), farenks (yutak) duvarları da artikülasyona yardımcı organlardır.
Konuşmada ses bu rezonans boşluklarında dolaştırılarak anlatımı güçlendirmek ve amaç doğrultusunda biçimlendirmekte kullanılır. Konuşmacılar, eğiticiler, komutanlar, şâirler, politikacılar v.b. dilerlerse, sözcükte ve metinde hiçbir değişiklik yapmadan, konuşma aygıtındaki organları kullanarak sözcüklerin müziklerinde yapacakları değişikliklerle, anlam ve içeriği değiştirebilir, istedikleri anlamı yaratabilir ve karşısındakine istedikleri düşünceyi benimsetebilirler.
Anahtar Sözcükler: Ses, Konuşma Aygıtı, Anlam

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Uluslararası Cumhuriyet Sanat Günleri Sempozyumu, Sİvas, 2017

Anahtar Sözcükler: Sanat, Mimetik Sanat Kuramı, Salt müzik, Programlı müzik, sembolizm

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Bildiri, , 42nd International Ballad Conference “ Symbols in Folk Songs and Ballads”,, 2012

Aşık Veysel şiirlerinde yalın ve sade bir dil kullanmasına karşın, sözleri hep derinliklidir. Eğ... more Aşık Veysel şiirlerinde yalın ve sade bir dil kullanmasına karşın, sözleri hep derinliklidir. Eğitim almamıştır ama kitaplar dolusu bilgiyi onun şiirinde bulabilirsiniz. Gözleri görmez ama insanı ve doğayı, gören gözler gibi hatta daha da ötesini görür. Şiirlerini anlamak için sözcüklerin ötesinde düşünmek gerekir. Uzun ince bir yolda gidiyorum derken, yaşam sürecini ve bitişini anlatır. Benim sadık yarim kara toprak derken, insanoğlunun en son sığınağını hatırlatır. Anılmazdı Veysel adı, o sana aşık olmasa der, sevenin sevilenle var olduğuna dikkat çeker. Seven ve sevilenin birbirini tamamladıklarının farkına varmamızı sağlar. Eğitim almamış Veysel’de, felsefenin sorgulama aracı olan ‘ne’ sorusunu bulursunuz. “Renkler ne, çiçekler ne koku ne, güzellik ne sevgi nedir sevda ne” diye ontolojik sorgulama yapar.
Ele aldığı konular, işlediği temalar oldukça çeşitlilik gösterir. Bunlardan birisi de ‘Saz’dır.
Aşıklık geleneğinde ‘saz’ aşığın simgesidir. Türk kültüründe ‘Saz’ “aşıklık simgesi”, “ululuk simgesi”, “aşığın dert ortağı” olarak kabul edilmiştir. Âşıklarca kutsal bir varlık olarak görülmüştür.
Bu yazıda Aşık Veysel’in “Ben Gidersem Sazım Sen Kal Dünyada” şiirinden yola çıkarak saza yüklediği anlam belirlenmeye çalışılacaktır.

Anahtar Sözcükler: Aşık Veysel, Saz, Aşıklık Geleneği, Simge

Bookmarks Related papers MentionsView impact

BildiriKomission für Volksdichtung 43. Uluslararası Konferans Stellenbosh, Güney Afrika, 2013

ABSTRACT Ballads in Anatolia are reflections of traditions, customs, and art as in all other e... more ABSTRACT

Ballads in Anatolia are reflections of traditions, customs, and art as in all other ethnic groups. In Turkey, “Türkü,” which is used as a substitute of “Ballad,” is a kind of folk poetry that is sung along with instruments. Ballads and Türküs are similar in terms of style and content. Traditionally, people have expressed their feelings in their lyrics and music for centuries. These oral songs carry the traces of the historical and geographical features, social and political conditions and developments of that certain area. In Türküs, one can find the reflections from the milestones (birth, marriage, death) of people’s lives.

An Anatolian Türkü titled “Ceviz oynamaya mı geldin odama” (Did you come to my room to play with walnut?) is an example of an arranged marriage between a young girl and her much younger cousin. Although this kind of marriage is often common in rural areas for concerns of keeping the family estate intact, these unions may also bring dissatisfaction to the parties involved. In this case, She is unhappy but she has no choice but to accept her uncle’s decision. While marriages depending on a mutual agreement between couples are more common in cities where cultural change is more profound, “prearranged marriages” and “consanguineous marriages” still prevail in rural areas where traditions are observed keenly. These forms of marriages are generally arranged by mutual agreement between the in-laws without necessarily the bride or groom’s consent. Thus, personal unhappiness has no meaning against the wishes of the larger family unit.

In this particular Türkü, the young girl finds herself in a prearranged “consanguineous marriage.” This paper will focus on her feelings and aspirations. The lyrics will be examined through a sociological approach to comment on the institution of marriage in the rural areas of Anatolia.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Çerkes Müziği ve Çalgıları, 2019

ABSTRACT: The aim of this study is to investigate the traditional music and instruments of the Ci... more ABSTRACT: The aim of this study is to investigate the traditional music and instruments of the Circassians from the NorthWest People of Caucasus. The vast majority of Circassians, who lived through the 19th century's largest exile and immigration, were settled by the Ottoman Empire in Anatolia and the Balkans since 1864. These people, who are intertwined with music and dance in their social lives, tried to preserve their traditional music as a means of keeping their identity and keeping tradition and cultural heritage alive. During, they replaced some of their lost instruments, music and dances with new ones. Those who remained in the Caucasus somewhat managed to preserve their traditional instruments, music and dance traditions. In this study qualitative research system is used. Voice record resources compiled by musicologists, ethnologists and various researchers, publications and visual resources were searched and internet search was made. Some of the audio and video resource samples are added at the end of this notice via Qr Code.
ÖZET: Bu çalışmanın amacı Kuzey-Batı Kafkasya halklarından olan "Çerkes"lerin geleneksel müziklerinin ve çalgılarının genel bir bakış açısıyla araştırılmasıdır. 19. yüzyılın en büyük sürgün ve göç olayını yaşayan Çerkeslerin oldukça büyük bir kısmı 1864 yılından itibaren Osmanlı Devleti tarafından Anadolu ve Balkan coğrafyasına yerleştirilmiştir. 19. yüzyılın sonlarından itibaren de çoğu Balkanlar'dan getirilerek Anadolu'ya yerleştirilmişlerdir. Sosyal yaşamlarında müzik ve dansla iç içe olan bu insanlar, kimliklerini kaybetmemek için, yaşama tutunma aracı olarak geleneksel müziklerini korumaya çalışmıştır. Kaybolan çalgılarının, müziklerinin ve danslarının yerine yenilerini koymuşlardır. Kafkasya'da kalanlar ise geleneksel çalgılarını, müzik ve dans geleneklerini her şeye rağmen korumayı başarmışlardır. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılarak daha önce yazarlar tarafından ve çeşitli araştırmacılar tarafından derlenmiş ses kayıtlarına dayalı kaynaklar taranmış, yayınlar ve görüntü kaynakları ile internet taraması gerçekleştirilmiştir. Taranan kaynaklardan bazı sesli ve görüntülü örnekler karekod aracılığı ile çalışma sonuna eklenmiştir.

1 22-26 Temmuz 2019 tarihinde Ürgüp'te düzenlenen 5. Uluslararası Müzik ve Dans Kongresinde sunulan bildirinin genişletilmiş halidir.

Bookmarks Related papers MentionsView impact