Kemal Kahraman - Academia.edu (original) (raw)
Papers by Kemal Kahraman
VAKANÜVİS- Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi/ International Journal of Historical Researches, 2021
Prens Sait Halim Paşa Osmanlı’nın son döneminde önemli görevler almış devlet, düşünce ve kültür a... more Prens Sait Halim Paşa Osmanlı’nın son döneminde önemli görevler almış devlet, düşünce ve kültür adamıdır. Devletin tarihi bir süreçten geçtiği yıllarda belirleyici bir rol aldığı gibi düşünceleri ve yazdıklarıyla ülkemizde ve özellikle İslam dünyasında etkili olmuş, yakından izlenmiştir. Bu çalışma, Sait Halim Paşa’nın fikirlerinden büyük ölçüde etkilenen, Hindistan ve İngiltere’de Müslümanlar arasında tanınmasını sağlayan bir isimde odaklanıyor; Marmaduke W. Pickthall. Sonradan Müslüman olan İngiliz yazar ve edebiyatçı, aile ve düşünce itibariyle İngiltere’deki muhafazakâr geleneğe dayanıyor. Bizzat görüşme imkânı bulduğu Paşa’nın fikirlerinden çok etkileniyor. Yaptığı konuşmalarda ve yazılarında onları paylaşıyor. Bir kısmını İngilizceye çevirerek yayınlıyor. Sait Halim Paşa ve Pickthall’ın düşünceleri arasında önemli benzerlikler ve paralellikler söz konusudur.
Prince Sait Halim Pasha was a man of state, idea and culture who had very important roles at the last years of the Ottoman Empire. While he played a decisive role at years in which the State was experiencing historical times, he had also been effective and followed closely in our country and at the Islamic World with his ideas and writings. This work is focusing on a man who was strongly affected by the ideas of Sait Halim Pasha and made them known among the Muslims in India and UK; Marmaduke W. Pickthall. As an English writer and man of literature, concerning his family and ideas, he is coming from the conservatist tradition in UK. He was influenced by the ideas of Pasha whom he had opportunity to meet in person at a young age. And reflected them in his later life in his Works and conferences. He has publishes many of them by translating into English. There are important similarities and parallels between the ideas of Sait Halim Pasha and Pickthall.
Hece Dergisi, 2011
Rasim Özdenören'in yazılarına belli bir açıdan bakmanın zorluğunu, okuyanlar bilir. Felsefe için ... more Rasim Özdenören'in yazılarına belli bir açıdan bakmanın zorluğunu, okuyanlar bilir. Felsefe için bilimlerin anası denir. Belki de bize en çok "felsefeci" kavramı yardımcı olacaktı. Fakat o da formel bir disiplin ifade eder hale gelmiştir. Akademik olmayan durumlarda kullanılan "düşünür" kavramı burada işimize yarayabilir. Yazdıkları edebi tür olarak genellikle hikaye, deneme ve fıkra kapsamına giriyor diyebiliriz. Fakat ben burada Özdenören'in hakiki dünyasından uzaklaşmamak için, şu tasnif çalışmasını bir kenara bırakmak istiyorum. Bunu ne ölçüde başarabileceğimi ise bilemiyorum. Özdenören'in kitaplarını yeniden inceleyip tarihe bakışı açısından nasıl bir değerlendirme yapabileceğimi düşündüm. Bir kere karşımızda ilk gençlik yıllarından itibaren yaşadıklarını yazmış, yazdıklarını yaşamış bir insan duruyor. Bunun alışılmış bir durum olduğunu söyleyemeyiz. Sait Faik'de, yaşadığı döneme ilişkin ipuçları vardır ama onlar hikaye formatı içinde yeniden kurgulanmış enstantanelerdir. Onun döneme ilişkin siyasal duruşunu, geçmişe ve geleceğe bakışını bilemeyiz. O katıksız hikayecidir. Birçok yazar, şair için benzer durum söz konusudur. Özdenören'in yazılarına Osmanlı Arşivlerindeki belgeler gibi, bir dönemle ilgili önemli ipuçları veren vesikalar gözüyle bakmak, bir abartma olmayacaktır. Çünkü onlarda tarihin temel kaynaklarından bir faydalanma olduğu kadar, bizatihi içinde yaşadığı döneme ilişkin çok değerli hatıralar, bilgiler ve düşünceler buluyoruz. Kendisi, mevcut zaman içindeki tarihselliği, tarihin yerini ve rolünü bize en iyi algılatan yazarlar arasındadır. Bunu öncelikle onun hayatında izleriz. Çocukluğu, gençliği, lise ve üniversite yılları, bürokrasiye atılması, yetişme yıllarından itibaren yaşadığı kentlerdeki değişim, Türkiye'deki toplumsal ve siyasal gelişmeler, bütün bunlar birbirini tamamlayarak Özdenören'in yapı taşlarını oluşturuyor. Yazar olarak toplumun aynası olma görevini fazlasıyla yerine getiriyor. Kendi durumunu en iyi anlatan ifadeyi yine kendisinin bulduğunu itiraf etmeliyim; Ruhun Malzemeleri. Yaşadığı her şey onu meydana getiren malzemeler olmuştur. Bunda şaşılacak bir şey yoktur. Şu farkla ki o bize bu malzemeleri zamanı geldikçe açıklama imkanı bulmuştur. Mesela yasakçılığı anlatacak. Bizi kendisinde muhalif duyguların oluşmaya başladığı döneme götürüyor. Demokrat Parti İktidarında Maraş'a gidiyoruz. Lise yıllarında, yerel gazetelerde yazıyorlar arkadaşlarıyla beraber; Erdem Bayazıt, Alaeddin Özdenören, Cahit Zarifoğlu, vs. Bir yandan ulusal politika üzerine "keskin bir muhalif ruh" taşıyor ve bu ruhu geliştirmeye çalışıyorlar, bir yandan da yerel yönetim üzerine "keskin" yazılar "döşeniyorlar". Ve 1 Hece Dergisi, Rasim Özdenören Özel Sayısı, Ocak 2011, s.71.
Bu çalışmada Türkiye’nin yakın tarihi bağlamında belli bir aydın kesimin serencamı, Kemal Tahir ç... more Bu çalışmada Türkiye’nin yakın tarihi bağlamında belli bir aydın kesimin serencamı, Kemal Tahir çevresinde ele alınıyor. Sol gelenekten yola çıkarak “yerli ve milli” bir yol arayan Kemal Tahir’in duruşu karşılaştırmalı olarak değerlendiriliyor. Kurucu kadrolara yakın bir çizgiden Marksist yönteme doğru seyreden düşüncesi tarihsel boyutta genişleyerek ATÜT üzerinde duruyor. Bugünden geçmişe doğru köklerini arıyor ve sahipleniyor. Yakın tarihle hesaplaşma yaklaşımı romanlarının ana teması oluyor. Bunun için hapislerde yatıyor, Ortodoks sol tarafından dışlanıyor, bir çeşit aforoz ediliyor. Fakat romanları zaman karşısında iyi bir sınav veriyor. Bugün tarih romanı denince ilk aklımıza gelen yazarlarımızdan birisidir. Bu çalışma onun çevresinde aydın geleneğimizin genel bir değerlendirmesini yapıyor.
Anahtar kelimeler; Atatürk, Kemal Tahir, ATÜT, Marksizm, SSCB, Osmanlı, Halk Fırkası, Nazım Hikmet, aydınlar, Kuva-yı Milliye, Mayakovski, Ortodoks.
TARIK BUĞRA KİTABI, 2020
Bu makale tarih ve roman arasındaki ilişki üzerinden Kemal Tahir ve Tarık Buğra örneğinde yoğunla... more Bu makale tarih ve roman arasındaki ilişki üzerinden Kemal Tahir ve Tarık Buğra örneğinde yoğunlaşıyor. Türk tarihinde dönüm noktaları vardır. Bunlardan birisi Osmanlı devletinin kuruluş süreci. Diğeri Devlet-i Ali olan Osmanlı’nın yıkılışı ve külleri üzerinde yeni bir devletin filizlenmesi olayıdır. Türk toplumu bu dönemlerde büyük bir mücadele, katastrofik bir yıkım ve yeniden doğuş süreçleri yaşadı. Çok geniş akademik çalışmalara konu olan bu dönemler edebiyat dünyasında da yazarların, şairlerin gözünden kaçmadı. Yapılan değerlendirmeler, dünya görüşlerine, kültür ve inanç farklarına göre çeşitleniyor. Kemal Tahir ve Tarık Buğra edebiyat dünyamızda bu farkları temsil eden özellikler taşıyor.
Anahtar Kelimeler: Tarık Buğra, Kemal Tahir, roman, Osmanlı, kuruluş, Milli Mücadele, Cumhuriyet, tarih, memleket, kahraman, felsefe.
Hece Dergisi 245, 2017
Osmanlı Devleti Batı dünyası ile arasındaki dengelerin bozulmaya başlaması üzerine önce Batı başk... more Osmanlı Devleti Batı dünyası ile arasındaki dengelerin bozulmaya başlaması üzerine önce Batı başkentlerine daimi elçiler atama gereği duydu. Arkasından Dersaadet’de Tercüme Odası kuruldu (1832). Bunun yenileşmede köklü adımlarının atıldığı II. Mahmut devrinde gerçekleşmesi bir rastlantı değildir. Daha çok dış politika ilişkileri ve eğitim amacıyla kurulan bu odada zamanla kültür ve edebiyat dünyamıza katkı sağlayan önemli çalışmalar yapıldı. Namık Kemal gibi bürokrat aydınlar burada yetiştiği gibi James Redhouse gibi dil uzmanları burada öğretmenlik yaptı, eserler verdi.
Milli Saraylar Dergisi / Journal of National Palaces, 2019
Üsküdar, eski İstanbul’un en önemli yerleşim merkezlerinden birisidir. İstanbul’dan 100 yıl kada... more Üsküdar, eski İstanbul’un en önemli yerleşim merkezlerinden birisidir. İstanbul’dan 100 yıl kadar önce Türkler Üsküdar’ı yurt edinmiş ve buraya yerleşmiştir. İstanbul’un hemen karşısında yer alan Üsküdar, ulaşımı kolay ve nispeten daha ferah bir havaya sahip olması nedeniyle çok eski tarihlerden beri hanedanların ve varlıklı kesimlerin genellikle yaz aylarında tercih ettikleri bir bölge olmuştur. Asya Yakası’nda, Boğaz boyunca oldukça geniş bir alana yayılan Üsküdar’ın birçok yerinde eski saray kalıntıları, binaları veya kayıtları mevcuttur. Bu makalenin amacı, günümüze ulaşan veya ulaşmayan
izleriyle, kalıntılarıyla, bütün bu saray, köşk, kasır gibi yapıların genel bir resmini çıkarmaktır.
Anahtar kelimeler: Üsküdar Sarayı, Dersaâdet, Evliyâ Çelebi, Şerefâbâd, Rüstem Paşa, Kavak, Balyan, Melling,
Mâbeyn, Küçüksu, Beylerbeyi
Üsküdar is one of the most important settlements in Istanbul. Turks made homeland and settled here about 100 years before Istanbul. This region, located just across Istanbul was preferred by dynasties and upper classes mostly in summer seasons for having easy transport and fresh air compared to Istanbul side. Therefore, there are many palace buildings, ruins or at least records about them in Üsküdar which spread throughout Bosphorus on the Asian side. The purpose of this paper is to reveal a general information about these palaces, mansions and pavilions and their extant and nonextant ruins and traces.
Keywords: Üsküdar Sarayı, Dersaâdet, Evliyâ Çelebi, Şerefâbâd, Rüstem Paşa, Kavak, Balyan, Melling, Mâbeyn,
Küçüksu, Beylerbeyi
TYB Akademi, May 2015
Bu çalışmamız Kırım’dan Osmanlı topraklarına doğru yaşanan göçleri esas almaktadır. Göçlerin son... more Bu çalışmamız Kırım’dan Osmanlı topraklarına doğru yaşanan göçleri esas almaktadır. Göçlerin sonuçları ile bugün Romanya sınırlarında kalan Dobruca’daki yerleşimler genel olarak değerlendirilmekte, özellikle Kırım Harbinden sonra Sultan Abdülmecid’in emriyle kurulan Mecidiye Kasabası üzerinde durulmaktadır. Halen aynı adla yaşamakta olan bu kasaba gerek kurulduğu dönemde, gerekse daha sonraki dönemlerde, Romanya devletinin kuruluşundan sonra da, önemli bir çekim ve etki merkezi hüviyetini korumuştur. Ünlü Mecidiye Semineri okulunda Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerimizin önemli ilim ve düşünce adamları yetişmiştir. Mecidiye Belediyesi kasabanın bu Osmanlı kimliğini halen vurgulamakta ve tarihi bir birikim olarak yaşatmaya çalışmaktadır.
Anahtar Kelimeler; Kırım, Muhacir, Dobruca, Mecidiye, Sultan Abdülmecid, Karasu, Silistre.
In this work, immigrations that took pleace within a certain period of time, from the Crimea towards Ottoman lands have been considered. Results of the immigrations, immigrant settlements in Dobruca, today part of Romania, are being examined with a special focus on the town of Mecidiye, which was established by the decree of Sultan Abdülmecid, just after the Crimean War. This town which is still in Romania keeping its original name, have kept its caracter as an important city center right from its establishment to the present day. At the Ottoman and Republican periods, important scholars and intellectuals were brought up at the famous Mecidiye Seminar School. The Present Mecidiye Muncipality still gives a special importance to the Ottoman caracter of the town and keen on keeping it as a historical haritage.
Key words; Crimea, Immigrant, Dobruca, Mecidiye, Sultan Abdulmecid, Karasu, Silistre.
Book Reviews by Kemal Kahraman
Lübnan’lı Maruni bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Ahmed Faris Eş Şidyak, 19. Yüzyıl ortala... more Lübnan’lı Maruni bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Ahmed Faris Eş Şidyak, 19. Yüzyıl ortalarında Malta’da yaşadığı dönemle ilgili aldığı notları bir kitapta toplamış; El Vasıta fi Marifet-i Ahval-i Malta. Malta Seyahatnamesi olarak tercüme edilmiş. Çok yönlü bir kişiliğe ve büyük bir birikime sahip olan Şidyak, Arap kültürünün, dilinin inceliklerine vakıf bir aydın olarak nesir ve şiir birçok eser ortaya koymuştur. Malta Seyahatnamesi kitabı, gezi edebiyatı (edebü’r rıhle) alanındaki önemli bir eseridir. Kitap, İslam kültürüne ve dünyasına vakıf bir insanın bakışıyla yazılmıştır. Döneminden beklenmeyecek sağlam bir duruşa sahiptir. Batı kültürüne de vakıf bir aydın olarak aşağılık kompleksinden, özentiden, özgüven yoksunluğundan uzak bir üsluba sahiptir. Aynı dönemde İstanbul’daki Osmanlı aydınlarıyla karşılaştırılsa ilginç sonuçlar ortaya çıkacaktır.
Yediiklim Dergisi, 2021
Müşavir Paşa’nın anılarında Osmanlı devletiyle resmi anlamda dost ve müttefik olan bir ülkenin te... more Müşavir Paşa’nın anılarında Osmanlı devletiyle resmi anlamda dost ve müttefik olan bir ülkenin temsilcisi olarak gelen askeri bir uzmanın yaklaşımını görüyoruz. Bize Kırım Harbi öncesi ve sonrasındaki Osmanlı devlet yapısı, ordu, maliye, gelenekler, ıslahat çalışmaları konusunda ayrıntılı bir rapor sunuyor. Tam da bir müşavirin yapması gerektiği gibi. Fakat onunki alışılmış bir duruş değildir. Dışarıdan bir bakışla, yaşanan olumsuzlukları eleştirmekten geri durmuyor. Bu da kitabın en yararlı özelliğini oluşturuyor. Ne yazık ki bu rapordan Osmanlı bürokrasisi pek faydalanmışa benzemiyor.
Yedi İklim Dergisi, 2018
Avrupa’nın ortaçağ karanlıklarında el yordamıyla bir çıkış yolu aradığı dönemde Rotterdam’da Eras... more Avrupa’nın ortaçağ karanlıklarında el yordamıyla bir çıkış yolu aradığı dönemde Rotterdam’da Erasmus dünyaya geliyor. Avrupa tarihi açısından dönüm noktası diyebileceğimiz isimlerden birisi. Milli eğitimden ezberlediğimiz şekliyle, “skolastik” dönemde Batı irfanına ışık olmuş bir isim. Konumuz, onun hakkında Stefan Zweig tarafından yazılmış bir kitap üzerine şekilleniyor; Rotterdamlı Erasmus. Kitabın Zweig tarafından yazılmış olmasını bir şans olarak görmemiz gerekiyor. Çünkü Zweig, önemli bir biyografi ustası. Bazı önemli şahsiyetlerin hayatı çevresinde Avrupa tarihini roman tadında sunan eserleri vardır. Fransız ihtilalini anlatan Marie Antoinette gibi.
Hece Öykü Dergisi 82, 2017
Kitapçıda gezinirken yeni çıkan yayınlar arasında birisi dikkatimi çekti; Jules Verne / İnatçı Ke... more Kitapçıda gezinirken yeni çıkan yayınlar arasında birisi dikkatimi çekti; Jules Verne / İnatçı Keraban. Gençliğimde Verne’den birçok macera ve bilim kurgu romanı okumuş bir insan olarak şaşırdım. Şöyle bir inceledim. Alfa yayınları, güzel bir baskı yapmış. Bir macera romanına yakışacak şekilde ve dönemin adetlerine uygun olarak karakalem çizimlerle zenginleştirilmiş. Resimlerin her biri birer gravür gibi. “Olayın Osmanlı topraklarında geçmesi” beni şaşırttı. Ama Rusya’ya da uğramadan edemiyor. Verne’nin dünyanın her yerine yaptığı hayali gezilere Osmanlı topraklarını da katmış olduğunu bilmiyordum. Bu yerinde duramayan Fransız gezgin romancının ülkemize nasıl baktığını oldukça merak ettim ve kitabı aldım. Nihat Özyıldırım tarafından başarılı bir şekilde dilimize kazandırılmış. Rahat bir okuma sırasında aldığım notları sizinle paylaşmak istiyorum.
VAKANÜVİS- Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi/ International Journal of Historical Researches, 2021
Prens Sait Halim Paşa Osmanlı’nın son döneminde önemli görevler almış devlet, düşünce ve kültür a... more Prens Sait Halim Paşa Osmanlı’nın son döneminde önemli görevler almış devlet, düşünce ve kültür adamıdır. Devletin tarihi bir süreçten geçtiği yıllarda belirleyici bir rol aldığı gibi düşünceleri ve yazdıklarıyla ülkemizde ve özellikle İslam dünyasında etkili olmuş, yakından izlenmiştir. Bu çalışma, Sait Halim Paşa’nın fikirlerinden büyük ölçüde etkilenen, Hindistan ve İngiltere’de Müslümanlar arasında tanınmasını sağlayan bir isimde odaklanıyor; Marmaduke W. Pickthall. Sonradan Müslüman olan İngiliz yazar ve edebiyatçı, aile ve düşünce itibariyle İngiltere’deki muhafazakâr geleneğe dayanıyor. Bizzat görüşme imkânı bulduğu Paşa’nın fikirlerinden çok etkileniyor. Yaptığı konuşmalarda ve yazılarında onları paylaşıyor. Bir kısmını İngilizceye çevirerek yayınlıyor. Sait Halim Paşa ve Pickthall’ın düşünceleri arasında önemli benzerlikler ve paralellikler söz konusudur.
Prince Sait Halim Pasha was a man of state, idea and culture who had very important roles at the last years of the Ottoman Empire. While he played a decisive role at years in which the State was experiencing historical times, he had also been effective and followed closely in our country and at the Islamic World with his ideas and writings. This work is focusing on a man who was strongly affected by the ideas of Sait Halim Pasha and made them known among the Muslims in India and UK; Marmaduke W. Pickthall. As an English writer and man of literature, concerning his family and ideas, he is coming from the conservatist tradition in UK. He was influenced by the ideas of Pasha whom he had opportunity to meet in person at a young age. And reflected them in his later life in his Works and conferences. He has publishes many of them by translating into English. There are important similarities and parallels between the ideas of Sait Halim Pasha and Pickthall.
Hece Dergisi, 2011
Rasim Özdenören'in yazılarına belli bir açıdan bakmanın zorluğunu, okuyanlar bilir. Felsefe için ... more Rasim Özdenören'in yazılarına belli bir açıdan bakmanın zorluğunu, okuyanlar bilir. Felsefe için bilimlerin anası denir. Belki de bize en çok "felsefeci" kavramı yardımcı olacaktı. Fakat o da formel bir disiplin ifade eder hale gelmiştir. Akademik olmayan durumlarda kullanılan "düşünür" kavramı burada işimize yarayabilir. Yazdıkları edebi tür olarak genellikle hikaye, deneme ve fıkra kapsamına giriyor diyebiliriz. Fakat ben burada Özdenören'in hakiki dünyasından uzaklaşmamak için, şu tasnif çalışmasını bir kenara bırakmak istiyorum. Bunu ne ölçüde başarabileceğimi ise bilemiyorum. Özdenören'in kitaplarını yeniden inceleyip tarihe bakışı açısından nasıl bir değerlendirme yapabileceğimi düşündüm. Bir kere karşımızda ilk gençlik yıllarından itibaren yaşadıklarını yazmış, yazdıklarını yaşamış bir insan duruyor. Bunun alışılmış bir durum olduğunu söyleyemeyiz. Sait Faik'de, yaşadığı döneme ilişkin ipuçları vardır ama onlar hikaye formatı içinde yeniden kurgulanmış enstantanelerdir. Onun döneme ilişkin siyasal duruşunu, geçmişe ve geleceğe bakışını bilemeyiz. O katıksız hikayecidir. Birçok yazar, şair için benzer durum söz konusudur. Özdenören'in yazılarına Osmanlı Arşivlerindeki belgeler gibi, bir dönemle ilgili önemli ipuçları veren vesikalar gözüyle bakmak, bir abartma olmayacaktır. Çünkü onlarda tarihin temel kaynaklarından bir faydalanma olduğu kadar, bizatihi içinde yaşadığı döneme ilişkin çok değerli hatıralar, bilgiler ve düşünceler buluyoruz. Kendisi, mevcut zaman içindeki tarihselliği, tarihin yerini ve rolünü bize en iyi algılatan yazarlar arasındadır. Bunu öncelikle onun hayatında izleriz. Çocukluğu, gençliği, lise ve üniversite yılları, bürokrasiye atılması, yetişme yıllarından itibaren yaşadığı kentlerdeki değişim, Türkiye'deki toplumsal ve siyasal gelişmeler, bütün bunlar birbirini tamamlayarak Özdenören'in yapı taşlarını oluşturuyor. Yazar olarak toplumun aynası olma görevini fazlasıyla yerine getiriyor. Kendi durumunu en iyi anlatan ifadeyi yine kendisinin bulduğunu itiraf etmeliyim; Ruhun Malzemeleri. Yaşadığı her şey onu meydana getiren malzemeler olmuştur. Bunda şaşılacak bir şey yoktur. Şu farkla ki o bize bu malzemeleri zamanı geldikçe açıklama imkanı bulmuştur. Mesela yasakçılığı anlatacak. Bizi kendisinde muhalif duyguların oluşmaya başladığı döneme götürüyor. Demokrat Parti İktidarında Maraş'a gidiyoruz. Lise yıllarında, yerel gazetelerde yazıyorlar arkadaşlarıyla beraber; Erdem Bayazıt, Alaeddin Özdenören, Cahit Zarifoğlu, vs. Bir yandan ulusal politika üzerine "keskin bir muhalif ruh" taşıyor ve bu ruhu geliştirmeye çalışıyorlar, bir yandan da yerel yönetim üzerine "keskin" yazılar "döşeniyorlar". Ve 1 Hece Dergisi, Rasim Özdenören Özel Sayısı, Ocak 2011, s.71.
Bu çalışmada Türkiye’nin yakın tarihi bağlamında belli bir aydın kesimin serencamı, Kemal Tahir ç... more Bu çalışmada Türkiye’nin yakın tarihi bağlamında belli bir aydın kesimin serencamı, Kemal Tahir çevresinde ele alınıyor. Sol gelenekten yola çıkarak “yerli ve milli” bir yol arayan Kemal Tahir’in duruşu karşılaştırmalı olarak değerlendiriliyor. Kurucu kadrolara yakın bir çizgiden Marksist yönteme doğru seyreden düşüncesi tarihsel boyutta genişleyerek ATÜT üzerinde duruyor. Bugünden geçmişe doğru köklerini arıyor ve sahipleniyor. Yakın tarihle hesaplaşma yaklaşımı romanlarının ana teması oluyor. Bunun için hapislerde yatıyor, Ortodoks sol tarafından dışlanıyor, bir çeşit aforoz ediliyor. Fakat romanları zaman karşısında iyi bir sınav veriyor. Bugün tarih romanı denince ilk aklımıza gelen yazarlarımızdan birisidir. Bu çalışma onun çevresinde aydın geleneğimizin genel bir değerlendirmesini yapıyor.
Anahtar kelimeler; Atatürk, Kemal Tahir, ATÜT, Marksizm, SSCB, Osmanlı, Halk Fırkası, Nazım Hikmet, aydınlar, Kuva-yı Milliye, Mayakovski, Ortodoks.
TARIK BUĞRA KİTABI, 2020
Bu makale tarih ve roman arasındaki ilişki üzerinden Kemal Tahir ve Tarık Buğra örneğinde yoğunla... more Bu makale tarih ve roman arasındaki ilişki üzerinden Kemal Tahir ve Tarık Buğra örneğinde yoğunlaşıyor. Türk tarihinde dönüm noktaları vardır. Bunlardan birisi Osmanlı devletinin kuruluş süreci. Diğeri Devlet-i Ali olan Osmanlı’nın yıkılışı ve külleri üzerinde yeni bir devletin filizlenmesi olayıdır. Türk toplumu bu dönemlerde büyük bir mücadele, katastrofik bir yıkım ve yeniden doğuş süreçleri yaşadı. Çok geniş akademik çalışmalara konu olan bu dönemler edebiyat dünyasında da yazarların, şairlerin gözünden kaçmadı. Yapılan değerlendirmeler, dünya görüşlerine, kültür ve inanç farklarına göre çeşitleniyor. Kemal Tahir ve Tarık Buğra edebiyat dünyamızda bu farkları temsil eden özellikler taşıyor.
Anahtar Kelimeler: Tarık Buğra, Kemal Tahir, roman, Osmanlı, kuruluş, Milli Mücadele, Cumhuriyet, tarih, memleket, kahraman, felsefe.
Hece Dergisi 245, 2017
Osmanlı Devleti Batı dünyası ile arasındaki dengelerin bozulmaya başlaması üzerine önce Batı başk... more Osmanlı Devleti Batı dünyası ile arasındaki dengelerin bozulmaya başlaması üzerine önce Batı başkentlerine daimi elçiler atama gereği duydu. Arkasından Dersaadet’de Tercüme Odası kuruldu (1832). Bunun yenileşmede köklü adımlarının atıldığı II. Mahmut devrinde gerçekleşmesi bir rastlantı değildir. Daha çok dış politika ilişkileri ve eğitim amacıyla kurulan bu odada zamanla kültür ve edebiyat dünyamıza katkı sağlayan önemli çalışmalar yapıldı. Namık Kemal gibi bürokrat aydınlar burada yetiştiği gibi James Redhouse gibi dil uzmanları burada öğretmenlik yaptı, eserler verdi.
Milli Saraylar Dergisi / Journal of National Palaces, 2019
Üsküdar, eski İstanbul’un en önemli yerleşim merkezlerinden birisidir. İstanbul’dan 100 yıl kada... more Üsküdar, eski İstanbul’un en önemli yerleşim merkezlerinden birisidir. İstanbul’dan 100 yıl kadar önce Türkler Üsküdar’ı yurt edinmiş ve buraya yerleşmiştir. İstanbul’un hemen karşısında yer alan Üsküdar, ulaşımı kolay ve nispeten daha ferah bir havaya sahip olması nedeniyle çok eski tarihlerden beri hanedanların ve varlıklı kesimlerin genellikle yaz aylarında tercih ettikleri bir bölge olmuştur. Asya Yakası’nda, Boğaz boyunca oldukça geniş bir alana yayılan Üsküdar’ın birçok yerinde eski saray kalıntıları, binaları veya kayıtları mevcuttur. Bu makalenin amacı, günümüze ulaşan veya ulaşmayan
izleriyle, kalıntılarıyla, bütün bu saray, köşk, kasır gibi yapıların genel bir resmini çıkarmaktır.
Anahtar kelimeler: Üsküdar Sarayı, Dersaâdet, Evliyâ Çelebi, Şerefâbâd, Rüstem Paşa, Kavak, Balyan, Melling,
Mâbeyn, Küçüksu, Beylerbeyi
Üsküdar is one of the most important settlements in Istanbul. Turks made homeland and settled here about 100 years before Istanbul. This region, located just across Istanbul was preferred by dynasties and upper classes mostly in summer seasons for having easy transport and fresh air compared to Istanbul side. Therefore, there are many palace buildings, ruins or at least records about them in Üsküdar which spread throughout Bosphorus on the Asian side. The purpose of this paper is to reveal a general information about these palaces, mansions and pavilions and their extant and nonextant ruins and traces.
Keywords: Üsküdar Sarayı, Dersaâdet, Evliyâ Çelebi, Şerefâbâd, Rüstem Paşa, Kavak, Balyan, Melling, Mâbeyn,
Küçüksu, Beylerbeyi
TYB Akademi, May 2015
Bu çalışmamız Kırım’dan Osmanlı topraklarına doğru yaşanan göçleri esas almaktadır. Göçlerin son... more Bu çalışmamız Kırım’dan Osmanlı topraklarına doğru yaşanan göçleri esas almaktadır. Göçlerin sonuçları ile bugün Romanya sınırlarında kalan Dobruca’daki yerleşimler genel olarak değerlendirilmekte, özellikle Kırım Harbinden sonra Sultan Abdülmecid’in emriyle kurulan Mecidiye Kasabası üzerinde durulmaktadır. Halen aynı adla yaşamakta olan bu kasaba gerek kurulduğu dönemde, gerekse daha sonraki dönemlerde, Romanya devletinin kuruluşundan sonra da, önemli bir çekim ve etki merkezi hüviyetini korumuştur. Ünlü Mecidiye Semineri okulunda Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerimizin önemli ilim ve düşünce adamları yetişmiştir. Mecidiye Belediyesi kasabanın bu Osmanlı kimliğini halen vurgulamakta ve tarihi bir birikim olarak yaşatmaya çalışmaktadır.
Anahtar Kelimeler; Kırım, Muhacir, Dobruca, Mecidiye, Sultan Abdülmecid, Karasu, Silistre.
In this work, immigrations that took pleace within a certain period of time, from the Crimea towards Ottoman lands have been considered. Results of the immigrations, immigrant settlements in Dobruca, today part of Romania, are being examined with a special focus on the town of Mecidiye, which was established by the decree of Sultan Abdülmecid, just after the Crimean War. This town which is still in Romania keeping its original name, have kept its caracter as an important city center right from its establishment to the present day. At the Ottoman and Republican periods, important scholars and intellectuals were brought up at the famous Mecidiye Seminar School. The Present Mecidiye Muncipality still gives a special importance to the Ottoman caracter of the town and keen on keeping it as a historical haritage.
Key words; Crimea, Immigrant, Dobruca, Mecidiye, Sultan Abdulmecid, Karasu, Silistre.
Lübnan’lı Maruni bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Ahmed Faris Eş Şidyak, 19. Yüzyıl ortala... more Lübnan’lı Maruni bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Ahmed Faris Eş Şidyak, 19. Yüzyıl ortalarında Malta’da yaşadığı dönemle ilgili aldığı notları bir kitapta toplamış; El Vasıta fi Marifet-i Ahval-i Malta. Malta Seyahatnamesi olarak tercüme edilmiş. Çok yönlü bir kişiliğe ve büyük bir birikime sahip olan Şidyak, Arap kültürünün, dilinin inceliklerine vakıf bir aydın olarak nesir ve şiir birçok eser ortaya koymuştur. Malta Seyahatnamesi kitabı, gezi edebiyatı (edebü’r rıhle) alanındaki önemli bir eseridir. Kitap, İslam kültürüne ve dünyasına vakıf bir insanın bakışıyla yazılmıştır. Döneminden beklenmeyecek sağlam bir duruşa sahiptir. Batı kültürüne de vakıf bir aydın olarak aşağılık kompleksinden, özentiden, özgüven yoksunluğundan uzak bir üsluba sahiptir. Aynı dönemde İstanbul’daki Osmanlı aydınlarıyla karşılaştırılsa ilginç sonuçlar ortaya çıkacaktır.
Yediiklim Dergisi, 2021
Müşavir Paşa’nın anılarında Osmanlı devletiyle resmi anlamda dost ve müttefik olan bir ülkenin te... more Müşavir Paşa’nın anılarında Osmanlı devletiyle resmi anlamda dost ve müttefik olan bir ülkenin temsilcisi olarak gelen askeri bir uzmanın yaklaşımını görüyoruz. Bize Kırım Harbi öncesi ve sonrasındaki Osmanlı devlet yapısı, ordu, maliye, gelenekler, ıslahat çalışmaları konusunda ayrıntılı bir rapor sunuyor. Tam da bir müşavirin yapması gerektiği gibi. Fakat onunki alışılmış bir duruş değildir. Dışarıdan bir bakışla, yaşanan olumsuzlukları eleştirmekten geri durmuyor. Bu da kitabın en yararlı özelliğini oluşturuyor. Ne yazık ki bu rapordan Osmanlı bürokrasisi pek faydalanmışa benzemiyor.
Yedi İklim Dergisi, 2018
Avrupa’nın ortaçağ karanlıklarında el yordamıyla bir çıkış yolu aradığı dönemde Rotterdam’da Eras... more Avrupa’nın ortaçağ karanlıklarında el yordamıyla bir çıkış yolu aradığı dönemde Rotterdam’da Erasmus dünyaya geliyor. Avrupa tarihi açısından dönüm noktası diyebileceğimiz isimlerden birisi. Milli eğitimden ezberlediğimiz şekliyle, “skolastik” dönemde Batı irfanına ışık olmuş bir isim. Konumuz, onun hakkında Stefan Zweig tarafından yazılmış bir kitap üzerine şekilleniyor; Rotterdamlı Erasmus. Kitabın Zweig tarafından yazılmış olmasını bir şans olarak görmemiz gerekiyor. Çünkü Zweig, önemli bir biyografi ustası. Bazı önemli şahsiyetlerin hayatı çevresinde Avrupa tarihini roman tadında sunan eserleri vardır. Fransız ihtilalini anlatan Marie Antoinette gibi.
Hece Öykü Dergisi 82, 2017
Kitapçıda gezinirken yeni çıkan yayınlar arasında birisi dikkatimi çekti; Jules Verne / İnatçı Ke... more Kitapçıda gezinirken yeni çıkan yayınlar arasında birisi dikkatimi çekti; Jules Verne / İnatçı Keraban. Gençliğimde Verne’den birçok macera ve bilim kurgu romanı okumuş bir insan olarak şaşırdım. Şöyle bir inceledim. Alfa yayınları, güzel bir baskı yapmış. Bir macera romanına yakışacak şekilde ve dönemin adetlerine uygun olarak karakalem çizimlerle zenginleştirilmiş. Resimlerin her biri birer gravür gibi. “Olayın Osmanlı topraklarında geçmesi” beni şaşırttı. Ama Rusya’ya da uğramadan edemiyor. Verne’nin dünyanın her yerine yaptığı hayali gezilere Osmanlı topraklarını da katmış olduğunu bilmiyordum. Bu yerinde duramayan Fransız gezgin romancının ülkemize nasıl baktığını oldukça merak ettim ve kitabı aldım. Nihat Özyıldırım tarafından başarılı bir şekilde dilimize kazandırılmış. Rahat bir okuma sırasında aldığım notları sizinle paylaşmak istiyorum.