Leyla Telhan - Academia.edu (original) (raw)
Papers by Leyla Telhan
Bu makale yazarın aynı isimli uzmanlık tezinden türetilmiştir. ÖZET Bu çalışmada 84 kardiyomiyopa... more Bu makale yazarın aynı isimli uzmanlık tezinden türetilmiştir. ÖZET Bu çalışmada 84 kardiyomiyopatili hastanın klinik ve epidemiyolojik özellikleri incelenmiş ortalama 10±2 aylık izlem suren sonundaki sonuçları değerlendirilmiş, prognoza etki eden faktörler araştırılmıştır. Çalışmada Primer kardiyomiyopatilerin çoğunun dilate tipte olduğu (%59.2), ardından hipertrofik (%37.28) ve restriktif (%3.38) tipin geldiği, hipertrofik tipte erkeklerin çoğunlukta olduğu; en sık nefes darlığı ve çabuk yorulma ile başvurup hepatomegali ve taşikardi bulgusu ile karşılaşıldığı, ilk başvuruda %66.6 kalp yetmezliği olduğu saptanmıştır. Hastaların tümünde elektrokardiyograbk, telekardiyografîk ve ekokardiyografik değerlendirmeler yapılmış, gerektiğinde kalp kataterizasyonu uygulanmıştır. EKG'de en sık sol ventrikül hipertrofisi ve ST-T değişikliği ile karşılaşılırken, ilk başvuruda %90.4 haftada telekardiyogramda kardiyomegali saptanmıştır. Hastaların ortalama izlem süresi 10 ±2 ay olup, %10.71 exitus, %34.52 düzelme, %41.66 ayar kalma, %13.09 kötüleşme olduğu görülmüştür. Dilate tipte %5.26, restriktif tipte %33.33, hipertrofik tipte %8.3 oranında serebrovaslriüer olay ile karşılaşılmıştır. Sonuca etki eden faktörlerin istatistiksel analizlerinde cins, yaş, akrabalık, aritmi ve kalp yetmezliği varlığı gibi faktörlerin sonucu istatistiksel olarak anlamlı ölçüde etkilemediği bulunmuştur.
Pediatric Infectious Disease Journal
Background: This study aims to evaluate the clinical course of human rhinovirus/enterovirus (HRV/... more Background: This study aims to evaluate the clinical course of human rhinovirus/enterovirus (HRV/EV) infections in the pediatric intensive care unit. Methods: The study was conducted as a multicenter, prospective observational study from September 2022 to December 2022. Cases with positive polymerase chain reaction testing for HRV/EV of nasopharyngeal swab samples within the first 24 hours of pediatric intensive care unit admission were recorded. There were 2 groups: 1–24 months and >24 months. Results: A total of 75 cases (39 male) were included in the study. The median age for all cases was 21 months. The highest polymerase chain reaction positivity rates were observed in October (37.33%). Among the cases, 32 (42.67%) presented with bronchopneumonia/pneumonia, 24 (32%) presented with acute bronchiolitis/bronchitis and 7 (9.33%) presented with sepsis/septic shock. The frequency of pediatric acute respiratory distress syndrome was found to be 6.67%. In the age group of 1–24 month...
Turk Pediatri Arsivi-turkish Archives of Pediatrics, Mar 1, 2010
P Pl le ev vr ra al l s s› ›v v› ›y yl la a s se ey yr re ed de en n s si is st te em mi ik k k k... more P Pl le ev vr ra al l s s› ›v v› ›y yl la a s se ey yr re ed de en n s si is st te em mi ik k k ka ap pi il le er r k ka aç ça ak k s se en nd dr ro om mu u S Sy ys st te em mi ic c c ca ap pi il ll la ar ry y l le ea ak k s sy yn nd dr ro om me e a as ss so oc ci ia at te ed d w wi it th h p pl le eu ur ra al l e ef ff fu us si io on n
Annals of Tropical Paediatrics, Jun 1, 2009
Management of multidrug-resistant Acinetobacter baumannii (MDRAB) meningitis/ventriculitis is a d... more Management of multidrug-resistant Acinetobacter baumannii (MDRAB) meningitis/ventriculitis is a difficult therapeutic problem owing to the limited penetration of antibiotics into cerebrospinal fluid (CSF). A 2-month-old girl with ventriculitis caused by MDRAB is reported. Despite therapy with intravenous (IV) colistin ventricular fluid, cultures remained positive for MDRAB. Institution of combination therapy with IV and intraventricular colistin resulted in a successful clinical and microbiological outcome. Intraventricular/intrathecal and IV colistin might be the best therapeutic option in the treatment of central nervous system infection caused by MDRAB. Further studies are required to evaluate pharmacokinetic and pharmacodynamic parameters of combined IV and intraventricular/intrathecal colistin administration, especially in children.
DergiPark (Istanbul University), Dec 1, 2002
Protein kaybettiren enteropati (PKE) çeflitli mekanizmalar sonucu barsak lümenine proteinden zeng... more Protein kaybettiren enteropati (PKE) çeflitli mekanizmalar sonucu barsak lümenine proteinden zengin lenf s›v›s›n›n kaçmas› sonras› ortaya ç›kan bir hipoproteinemi tablosudur. Enflamatuar barsak hastal›¤›, allerjik gastroenteropati, infestasyonlar s›k görülen nedenler olmakla birlikte seyrek olarak Helicobacter pylori (Hp) enfeksiyonu da PKE'den sorumlu tutulmaktad›r. Literatürde çocukluk ça¤›nda PKE ile Hp aras›ndaki iliflki nadir olarak bildirildi¤inden bu olgu sunulmak istendi. O Ol lg gu u: : Yedi yafl›nda k›z hasta kar›n a¤r›s› ve bacaklarda flifllik yak›nmas› ile getirildi. Fizik muayenede solukluk, pretibial ödem mevcut idi, organomegali saptanmad›. Laboratuvar tetkiklerinde hipoproteinemi, hipogammaglobulinemi, demir eksikli¤i ile uyumlu anemi ve hipokalsemi tespit edildi. ‹drar tetkikinde proteinüri saptanmad›. D›flk›da alfa-1-antitripsin de¤eri yüksekti. D›flk›da Hp antijeni ve serumda Hp Ig G pozitif-li¤i bulunan hastan›n yap›lan endoskopik incelemesinde gastrit ve duodenit lehine bulgular mevcuttu. Histopatolojik incelemesinde panmukozal gastrit, Hp ve duodenumda lenfoplasmositer iltihabi hücre infiltrasyonu saptand›. Bu bulgularla Hp enfeksiyonuna ba¤l› PKE tan›s› alan hastaya anti-Hp tedavisi baflland›. üç gün içinde kar›n a¤r›s› kaybolan, ödemleri gerileyen hastan›n bir ay sonraki kontrolünde laboratuvar bul-gular›n›n normale döndü¤ü gözlendi. Sonuç olarak, hipoproteinemi etyolojisi araflt›r›l›rken çocukluk ça¤› tekrarlayan kar›n a¤r›lar›n›n s›k nedenlerinden biri olan Hp enfeksiyonu düflünülmelidir. A An na ah ht ta ar r k ke el li im me el le er r: : H He el li ic co ob ba ac ct te er r p py yl lo or ri i, , p pr ro ot te ei in n k ka ay yb be et tt ti ir re en n e en nt te er ro op pa at ti i, , ç ço oc cu uk kl lu uk k ç ça a¤ ¤› ›
Medical Bulletin of Sisli Etfal Hospital, 2008
Kabakulak, parotis bezleri tutulumu olsun ya da olmasın, bir veya birden fazla tükrük bezinde, ge... more Kabakulak, parotis bezleri tutulumu olsun ya da olmasın, bir veya birden fazla tükrük bezinde, genellikle ağrılı şişmeye yol açabilen çocukluk çağının önemli bir hastalığıdır (1). Kabakulak enfeksiyonuna bağlı meningoensefalit hastalığın en sık görülen komplikasyonu olup genellikle hastalığın başlangıcından 3 ila 10 gün sonra ortaya çıkar (2,3). Meningoensefalit gelişen vakaların çoğu asemptomatik veya subklinik seyretmekte ancak olguların %10 kadarında merkezi sinir sistemi enfeksiyonun klinik bulguları bulunmaktadır (2-4). Çocukluk çağı viral menenjit-ÖZET Amaç: Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Enfeksiyon Servisinde kabakulak meningoensefaliti tanısı ile izlenen hastaların demografik ve klinik özelliklerini inceledik.
Çocuk dergisi, May 17, 2021
Standart tedavi alan Hodgkin Lymphoma (HL) hastalarının yaklaşık %20'sinde hastalık dirençli seyr... more Standart tedavi alan Hodgkin Lymphoma (HL) hastalarının yaklaşık %20'sinde hastalık dirençli seyredebilir veya tekrar edebilir. Tekrar eden/ dirençli HL'da standart tedavi yüksek doz kemoterapi ve takip eden otolog kök hücre naklidir (OKHN). Otolog KHN sonrası tekrar eden hastalarda ise allojeneik kök hücre nakli (AKHN) önemli bir kurtarma tedavisi olarak görülmektedir. Amaç: Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi çocuk kemik iliği nakil ünitesinde OKHN ve AKHN yapılan hastalarda sonuçları değerlendirmek. Yöntem: Tekrar eden/dirençli HL nedeniyle 2014 Kasım ile Temmuz 2019 tarihleri arasında merkezimizde OKHN yapılan 18 olgu retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Otolog KHN sonrası hastalığı tekrar eden ve AKHN yapılan hastalarda ayrıca değerlendirilmiştir. Bulgular: Onaltı hasta halen hayattadır. Onbir hastada OKHN sonrası hastalık tekrar etmiştir. Relaps eden hastalardan 10'una AKHN yapılmıştır. Bu hastalardan üçünde tekrar görülmüş olup, sekizi nakil sonrası hayattadırlar.
Şişli Etfal Hastanesi tıp bülteni, Sep 30, 2014
Çocuk acilde karın ağrısı: Bir yıllık klinik deneyim Amaç: Çalışmamızda son bir yılda akut karın ... more Çocuk acilde karın ağrısı: Bir yıllık klinik deneyim Amaç: Çalışmamızda son bir yılda akut karın ağrısı nedeniyle acil gözlemde izlenen hastaların, klinik spektrumu, fizik bakı, laboratuvar ve görüntüleme bulgularının ve seyirlerinin irdelenmesini amaçladık. Gereç ve Yöntem: Ocak 2012-Aralık 2012 tarihleri arasında hastanemize akut karın ağrısı ile getirilip gözleme alınan 451 hasta demografik özellikleri, etiyolojileri, fizik bakı, laboratuvar ve görüntüleme sonuçları ve hastalığın gidişi yönünden dosya kayıtlarından geriye dönük olarak incelenmiştir. Bulgular: Acil servise başvuran 94750 hastanın 3700'ü (%3.9) karın ağrısı nedeniyle getirilmiş olup 451'i (%12.2) acil gözlemde izlenmiştir. Hastalarımızın yaş ortalaması 7.01±1.62 yıl olup kız erkek oranı 1.6 idi. Karın ağrısına en sık eşlik eden semptom kusmaydı (%45.4). Hastaların %21.5'inde (n=97 hasta) tekrarlayan karın ağrısı öyküsü vardı. Tekrarlayan karın ağrılı hastaların %29.9'unu (n=29 hasta) Ailevi Akdeniz Ateşi tanılı hastalar oluşturmaktaydı. Laboratuvar bulguları %74.9 hastada (n=338 hasta) karın ağrısı etyolojisini saptamaya yardımcı olmamıştı. Hastaların %26.82'sine (n=121 hasta) karın ultrasonografisi (USG) yapılmış olup USG yapılan hastaların %46.7'si (n=64 hasta) normal, %26.2'sinde de (n=36 hasta) mezenterik lenfadenit bulunmuştu. Hastaların %11.6'sında (n=51 hasta) cerrahi nedenler saptanmıştı ve bu nedenler arasında en sık neden akut apandisitti. Cerrahi müdahale gerektiren hastaların %71.4'ünde USG bulguları tanıyı destekliyordu. Hastaların %12.6'sında (n=57 hasta) karın ağrısının nedeni bulunamamıştı. Cerrahi dışı nedenler arasında akut gastroenteritler ilk sıradaydı. Hastalarımızın %12.8'inin (n=58 hasta) yatırılarak izlemine devam edilmişti. Sonuç: Acil gözlemde akut karın ağrısı nedeniyle izlenen hastalarda cerrahi dışı nedenler daha fazla gözlenmekteydi. Cerrahi girişim gerektiren hastalarda USG tanıyı desteklemekteydi.
Çocuk Enfeksiyon Dergisi, Sep 1, 2010
Objective: In this study, the children with ventriculoperitoneal shunt infections hospitalized be... more Objective: In this study, the children with ventriculoperitoneal shunt infections hospitalized between December 2001-August 2008 in a research hospital were evaluated retrospectively in terms of some aspects. Material and Methods: Diagnosis of shunt infections was based on history, physical examination and analysis of ventricle cerebrospinal fluid (CSF). The differential diagnosis between meningitis and ventriculitis was based on CSF and magnetic resonance imaging findings in addition to clinical findings. The patients were evaluated retrospectively in terms of time of infection, the causative agents, duration of hospitalization and its relationship with various factors and factors affecting the prognosis. Results: The study comprised 40 children, 31 of whom (77.5%) were diagnosed as meningitis and 9 (22.5%) as ventriculitis. Thirty five patients had positive CSF cultures, in 12 of whom (30%) S.epidermidis and S. aureus were isolated. In 17 cases, more than one microorganism were isolated, among which coagulase negative staphylococci constituted the majority. For the treatment of infection, the shunts were removed in 16 patients and external ventricular drainage procedures were made, in 11 patients intrathecal antibiotics were administered. Over half of the patients (52.5%) stayed in hospital longer than 30 days and five patients (12.5%) died during treatment. Conclusion: Infections are important complications in children with ventriculoperitoneal shunts and they lead to long-term hospitalization and a high mortality rate.
Although the pathophysiology of Crohn’s disease has been understood better recently, the differen... more Although the pathophysiology of Crohn’s disease has been understood better recently, the differential diagnosis of Crohn's disease and gastrointestinal tuberculosis is a dilemma to clinicians and pathologists as they present similar clinical, radiological, endoscopic and histological features. Unfortunately, there is no definite laboratory test for differentiating gastrointestinal tuberculosis from Crohn’s disease. Herein we present a 13-year-old girl with intestinal tuberculosis who was previously diagnosed as Crohn’s disease. Diagnosis was confirmed with histopathological findings of biopsy specimens, a positive Quantiferon-TB Gold test and M. tuberculosis growth in the gastric aspirate culture. In developing countries, gastrointestinal tuberculosis should be kept in mind for differential diagnosis of Crohn’s disease. It is important to make the definitive diagnosis in order to avoid immunosuppressive therapy in patients with gastrointestinal tuberculosis who are presumed to be Crohn's disease.
Turk Pediatri Arsivi-turkish Archives of Pediatrics, 2002
Protein losing enteropathy PLE is most commonly associated with inflammatory bowel disease allerg... more Protein losing enteropathy PLE is most commonly associated with inflammatory bowel disease allergic gastroenteropathy and parasitic infestations in the literature We present a seven years old girl who was referred to our hospital with complaints of swelling of the extremities and abdominal pain Physical findings were paleness and pretibial edema Hepatosplenomegaly was not present Laboratory investigations revealed iron deficiency anemia hypocalcemia hypoproteinemia and hypogammaglobinemia Proteinuria was not present Alfa 1 antitrypsin was high in stool Helicobacter pylori Hp antigen was positive in stool and Hp Ig G was positive in serum Endoscopic examination was consistent with gastritis and duedenitis Panmucosal gastritis Hp and mononuclear inflammatory cell infiltration was noted in histopathological examination The patient was diagnosed as protein losing gastropathy due to Hp infection and anti Hp treatment was started Abdominal pain and pretibial edema disappeared; laboratory findings were normal one month later In conclusion Hp infection which is a common cause of recurrent abdominal pain in childhood should as well be included in the differential diagnosis of hypoproteinemia Key words: Helicobacter pylori protein losing enteropathy childhood
Turkiye Klinikleri Journal of Pediatrics, 2014
Although the pathophysiology of Crohn’s disease has been understood better recently, the differen... more Although the pathophysiology of Crohn’s disease has been understood better recently, the differential diagnosis of Crohn's disease and gastrointestinal tuberculosis is a dilemma to clinicians and pathologists as they present similar clinical, radiological, endoscopic and histological features. Unfortunately, there is no definite laboratory test for differentiating gastrointestinal tuberculosis from Crohn’s disease. Herein we present a 13-year-old girl with intestinal tuberculosis who was previously diagnosed as Crohn’s disease. Diagnosis was confirmed with histopathological findings of biopsy specimens, a positive Quantiferon-TB Gold test and M. tuberculosis growth in the gastric aspirate culture. In developing countries, gastrointestinal tuberculosis should be kept in mind for differential diagnosis of Crohn’s disease. It is important to make the definitive diagnosis in order to avoid immunosuppressive therapy in patients with gastrointestinal tuberculosis who are presumed to be Crohn's disease.
Şişli Etfal Hastanesi tıp bülteni, 2014
Çocuk acilde karın ağrısı: Bir yıllık klinik deneyim Amaç: Çalışmamızda son bir yılda akut karın ... more Çocuk acilde karın ağrısı: Bir yıllık klinik deneyim Amaç: Çalışmamızda son bir yılda akut karın ağrısı nedeniyle acil gözlemde izlenen hastaların, klinik spektrumu, fizik bakı, laboratuvar ve görüntüleme bulgularının ve seyirlerinin irdelenmesini amaçladık. Gereç ve Yöntem: Ocak 2012-Aralık 2012 tarihleri arasında hastanemize akut karın ağrısı ile getirilip gözleme alınan 451 hasta demografik özellikleri, etiyolojileri, fizik bakı, laboratuvar ve görüntüleme sonuçları ve hastalığın gidişi yönünden dosya kayıtlarından geriye dönük olarak incelenmiştir. Bulgular: Acil servise başvuran 94750 hastanın 3700'ü (%3.9) karın ağrısı nedeniyle getirilmiş olup 451'i (%12.2) acil gözlemde izlenmiştir. Hastalarımızın yaş ortalaması 7.01±1.62 yıl olup kız erkek oranı 1.6 idi. Karın ağrısına en sık eşlik eden semptom kusmaydı (%45.4). Hastaların %21.5'inde (n=97 hasta) tekrarlayan karın ağrısı öyküsü vardı. Tekrarlayan karın ağrılı hastaların %29.9'unu (n=29 hasta) Ailevi Akdeniz Ateşi tanılı hastalar oluşturmaktaydı. Laboratuvar bulguları %74.9 hastada (n=338 hasta) karın ağrısı etyolojisini saptamaya yardımcı olmamıştı. Hastaların %26.82'sine (n=121 hasta) karın ultrasonografisi (USG) yapılmış olup USG yapılan hastaların %46.7'si (n=64 hasta) normal, %26.2'sinde de (n=36 hasta) mezenterik lenfadenit bulunmuştu. Hastaların %11.6'sında (n=51 hasta) cerrahi nedenler saptanmıştı ve bu nedenler arasında en sık neden akut apandisitti. Cerrahi müdahale gerektiren hastaların %71.4'ünde USG bulguları tanıyı destekliyordu. Hastaların %12.6'sında (n=57 hasta) karın ağrısının nedeni bulunamamıştı. Cerrahi dışı nedenler arasında akut gastroenteritler ilk sıradaydı. Hastalarımızın %12.8'inin (n=58 hasta) yatırılarak izlemine devam edilmişti. Sonuç: Acil gözlemde akut karın ağrısı nedeniyle izlenen hastalarda cerrahi dışı nedenler daha fazla gözlenmekteydi. Cerrahi girişim gerektiren hastalarda USG tanıyı desteklemekteydi.
Çocuk Enfeksiyon Dergisi, 2010
... 100 Leyla Telhan1, Fatma Çavuşoğlu1, Murat Müslüman2, Osman Türkmenoğlu2, Feyzullah Çetinkaya... more ... 100 Leyla Telhan1, Fatma Çavuşoğlu1, Murat Müslüman2, Osman Türkmenoğlu2, Feyzullah Çetinkaya3 1Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Sağlığı ve ... 4. Yılmaz A, Hacı AG, Müslüman AM, Çolak İ, Şahin Y, Aydın Y. Ventriküloperitoneal Şant Disfonksiyonları. ...
Şişli Etfal Hastanesi tıp bülteni, 2008
... hastaların %10'unda görülebilirken, %65 hastada menenjitin klinik bulguları olsun ve... more ... hastaların %10'unda görülebilirken, %65 hastada menenjitin klinik bulguları olsun veya olmasın BOS'ta pleositoz saptanır (1-4). Hastalık çoğu vakada asemptomatik veya subkli-nik seyretmektedir ve herhangi bir tedavi yapıl-madan iyileşmektedir. ... 5. Ghatage ST, Kakade GM. ...
Turkish journal of hematology, 2012
Objective: Immunosuppressive treatment (IST) is an alternative for children with acquired aplasti... more Objective: Immunosuppressive treatment (IST) is an alternative for children with acquired aplastic anemia (AA) that do not have HLA-matched donors. The objective of this study was to evaluate the outcome of IST in children with acquired AA. Material and Methods: The study included 18 pediatric acquired AA patients that were retrospectively evaluated. The patients either did not have an HLA-matched related donor or were unable to undergo transplantation within 6 months despite having an HLA-matched donor. Results: In all, 6 of the patients were characterized as very severe AA, 6 as severe AA, and 6 as moderate AA. Mean duration of follow-up was 44.5 months. In total, 9 patients that could not be treated with equine anti-thymocyte globulin (hATG) following diagnosis received high-dose methylprednisolone treatment. Among the 6 very severe AA patients, 2 achieved complete remission (22%); the other 16 patients received hATG+cyclosporine and short-term methylprednisolone. In total, 4 of the patients died during the first month of treatment. Of the remaining 12 patients, 3 responded to the treatment (25%). Of the 9 patients that did not respond after 3 months of treatment, 7 received a second course of immunosuppressive treatment with rabbit ATG (rATG)+cyclosporine and short-term methylprednisolone; 2 of the 7 patients responded (22%), but 5 did not respond to any treatment. Median survival among the patients was as 64 ± 8 months Conclusion: Combination IST with ATG+cyclosporine and low-dose methylprednisolone was an effective treatment in the pediatric acquired AA patients with non-identical HLA donors. In the patients that couldn't be treated with ATG high-dose methylprednisolone treatment was safe and effective.
Pediatric Transplantation, Apr 16, 2021
Introduction(Ph‐like) ALL is a subset of leukemia which has a gene expression profile similar to ... more Introduction(Ph‐like) ALL is a subset of leukemia which has a gene expression profile similar to Ph+disease, but without the presence of BCR‐ABL1 translocation.Case descriptionWe reported an exceptional case of a child with relapsed Ph‐like ALL with IKZF1 gene deletion treated with high‐dose ruxolitinib as monotherapy, after multi‐agent chemotherapy. He remains in continued MRD‐negative leukemia remission with full donor chimerism at 12 months post‐HSCT.DiscussionThe circumstance that makes our case featured is the usage of ruxolitinib as monotherapy. This report, we believe, is a pioneering report for a frequent disease with a high risk of failure for the outcome.
We report a case of a 6-year-old girl, with the diagnosis of neurocutaneous melanomatosis (NCM). ... more We report a case of a 6-year-old girl, with the diagnosis of neurocutaneous melanomatosis (NCM). Presentation can be without significance and biopsy is required for the diagnosis. In literature our treatment protocol is striking and the quality of life during the treatment process was pleasing.
Bu makale yazarın aynı isimli uzmanlık tezinden türetilmiştir. ÖZET Bu çalışmada 84 kardiyomiyopa... more Bu makale yazarın aynı isimli uzmanlık tezinden türetilmiştir. ÖZET Bu çalışmada 84 kardiyomiyopatili hastanın klinik ve epidemiyolojik özellikleri incelenmiş ortalama 10±2 aylık izlem suren sonundaki sonuçları değerlendirilmiş, prognoza etki eden faktörler araştırılmıştır. Çalışmada Primer kardiyomiyopatilerin çoğunun dilate tipte olduğu (%59.2), ardından hipertrofik (%37.28) ve restriktif (%3.38) tipin geldiği, hipertrofik tipte erkeklerin çoğunlukta olduğu; en sık nefes darlığı ve çabuk yorulma ile başvurup hepatomegali ve taşikardi bulgusu ile karşılaşıldığı, ilk başvuruda %66.6 kalp yetmezliği olduğu saptanmıştır. Hastaların tümünde elektrokardiyograbk, telekardiyografîk ve ekokardiyografik değerlendirmeler yapılmış, gerektiğinde kalp kataterizasyonu uygulanmıştır. EKG'de en sık sol ventrikül hipertrofisi ve ST-T değişikliği ile karşılaşılırken, ilk başvuruda %90.4 haftada telekardiyogramda kardiyomegali saptanmıştır. Hastaların ortalama izlem süresi 10 ±2 ay olup, %10.71 exitus, %34.52 düzelme, %41.66 ayar kalma, %13.09 kötüleşme olduğu görülmüştür. Dilate tipte %5.26, restriktif tipte %33.33, hipertrofik tipte %8.3 oranında serebrovaslriüer olay ile karşılaşılmıştır. Sonuca etki eden faktörlerin istatistiksel analizlerinde cins, yaş, akrabalık, aritmi ve kalp yetmezliği varlığı gibi faktörlerin sonucu istatistiksel olarak anlamlı ölçüde etkilemediği bulunmuştur.
Pediatric Infectious Disease Journal
Background: This study aims to evaluate the clinical course of human rhinovirus/enterovirus (HRV/... more Background: This study aims to evaluate the clinical course of human rhinovirus/enterovirus (HRV/EV) infections in the pediatric intensive care unit. Methods: The study was conducted as a multicenter, prospective observational study from September 2022 to December 2022. Cases with positive polymerase chain reaction testing for HRV/EV of nasopharyngeal swab samples within the first 24 hours of pediatric intensive care unit admission were recorded. There were 2 groups: 1–24 months and >24 months. Results: A total of 75 cases (39 male) were included in the study. The median age for all cases was 21 months. The highest polymerase chain reaction positivity rates were observed in October (37.33%). Among the cases, 32 (42.67%) presented with bronchopneumonia/pneumonia, 24 (32%) presented with acute bronchiolitis/bronchitis and 7 (9.33%) presented with sepsis/septic shock. The frequency of pediatric acute respiratory distress syndrome was found to be 6.67%. In the age group of 1–24 month...
Turk Pediatri Arsivi-turkish Archives of Pediatrics, Mar 1, 2010
P Pl le ev vr ra al l s s› ›v v› ›y yl la a s se ey yr re ed de en n s si is st te em mi ik k k k... more P Pl le ev vr ra al l s s› ›v v› ›y yl la a s se ey yr re ed de en n s si is st te em mi ik k k ka ap pi il le er r k ka aç ça ak k s se en nd dr ro om mu u S Sy ys st te em mi ic c c ca ap pi il ll la ar ry y l le ea ak k s sy yn nd dr ro om me e a as ss so oc ci ia at te ed d w wi it th h p pl le eu ur ra al l e ef ff fu us si io on n
Annals of Tropical Paediatrics, Jun 1, 2009
Management of multidrug-resistant Acinetobacter baumannii (MDRAB) meningitis/ventriculitis is a d... more Management of multidrug-resistant Acinetobacter baumannii (MDRAB) meningitis/ventriculitis is a difficult therapeutic problem owing to the limited penetration of antibiotics into cerebrospinal fluid (CSF). A 2-month-old girl with ventriculitis caused by MDRAB is reported. Despite therapy with intravenous (IV) colistin ventricular fluid, cultures remained positive for MDRAB. Institution of combination therapy with IV and intraventricular colistin resulted in a successful clinical and microbiological outcome. Intraventricular/intrathecal and IV colistin might be the best therapeutic option in the treatment of central nervous system infection caused by MDRAB. Further studies are required to evaluate pharmacokinetic and pharmacodynamic parameters of combined IV and intraventricular/intrathecal colistin administration, especially in children.
DergiPark (Istanbul University), Dec 1, 2002
Protein kaybettiren enteropati (PKE) çeflitli mekanizmalar sonucu barsak lümenine proteinden zeng... more Protein kaybettiren enteropati (PKE) çeflitli mekanizmalar sonucu barsak lümenine proteinden zengin lenf s›v›s›n›n kaçmas› sonras› ortaya ç›kan bir hipoproteinemi tablosudur. Enflamatuar barsak hastal›¤›, allerjik gastroenteropati, infestasyonlar s›k görülen nedenler olmakla birlikte seyrek olarak Helicobacter pylori (Hp) enfeksiyonu da PKE'den sorumlu tutulmaktad›r. Literatürde çocukluk ça¤›nda PKE ile Hp aras›ndaki iliflki nadir olarak bildirildi¤inden bu olgu sunulmak istendi. O Ol lg gu u: : Yedi yafl›nda k›z hasta kar›n a¤r›s› ve bacaklarda flifllik yak›nmas› ile getirildi. Fizik muayenede solukluk, pretibial ödem mevcut idi, organomegali saptanmad›. Laboratuvar tetkiklerinde hipoproteinemi, hipogammaglobulinemi, demir eksikli¤i ile uyumlu anemi ve hipokalsemi tespit edildi. ‹drar tetkikinde proteinüri saptanmad›. D›flk›da alfa-1-antitripsin de¤eri yüksekti. D›flk›da Hp antijeni ve serumda Hp Ig G pozitif-li¤i bulunan hastan›n yap›lan endoskopik incelemesinde gastrit ve duodenit lehine bulgular mevcuttu. Histopatolojik incelemesinde panmukozal gastrit, Hp ve duodenumda lenfoplasmositer iltihabi hücre infiltrasyonu saptand›. Bu bulgularla Hp enfeksiyonuna ba¤l› PKE tan›s› alan hastaya anti-Hp tedavisi baflland›. üç gün içinde kar›n a¤r›s› kaybolan, ödemleri gerileyen hastan›n bir ay sonraki kontrolünde laboratuvar bul-gular›n›n normale döndü¤ü gözlendi. Sonuç olarak, hipoproteinemi etyolojisi araflt›r›l›rken çocukluk ça¤› tekrarlayan kar›n a¤r›lar›n›n s›k nedenlerinden biri olan Hp enfeksiyonu düflünülmelidir. A An na ah ht ta ar r k ke el li im me el le er r: : H He el li ic co ob ba ac ct te er r p py yl lo or ri i, , p pr ro ot te ei in n k ka ay yb be et tt ti ir re en n e en nt te er ro op pa at ti i, , ç ço oc cu uk kl lu uk k ç ça a¤ ¤› ›
Medical Bulletin of Sisli Etfal Hospital, 2008
Kabakulak, parotis bezleri tutulumu olsun ya da olmasın, bir veya birden fazla tükrük bezinde, ge... more Kabakulak, parotis bezleri tutulumu olsun ya da olmasın, bir veya birden fazla tükrük bezinde, genellikle ağrılı şişmeye yol açabilen çocukluk çağının önemli bir hastalığıdır (1). Kabakulak enfeksiyonuna bağlı meningoensefalit hastalığın en sık görülen komplikasyonu olup genellikle hastalığın başlangıcından 3 ila 10 gün sonra ortaya çıkar (2,3). Meningoensefalit gelişen vakaların çoğu asemptomatik veya subklinik seyretmekte ancak olguların %10 kadarında merkezi sinir sistemi enfeksiyonun klinik bulguları bulunmaktadır (2-4). Çocukluk çağı viral menenjit-ÖZET Amaç: Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Enfeksiyon Servisinde kabakulak meningoensefaliti tanısı ile izlenen hastaların demografik ve klinik özelliklerini inceledik.
Çocuk dergisi, May 17, 2021
Standart tedavi alan Hodgkin Lymphoma (HL) hastalarının yaklaşık %20'sinde hastalık dirençli seyr... more Standart tedavi alan Hodgkin Lymphoma (HL) hastalarının yaklaşık %20'sinde hastalık dirençli seyredebilir veya tekrar edebilir. Tekrar eden/ dirençli HL'da standart tedavi yüksek doz kemoterapi ve takip eden otolog kök hücre naklidir (OKHN). Otolog KHN sonrası tekrar eden hastalarda ise allojeneik kök hücre nakli (AKHN) önemli bir kurtarma tedavisi olarak görülmektedir. Amaç: Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi çocuk kemik iliği nakil ünitesinde OKHN ve AKHN yapılan hastalarda sonuçları değerlendirmek. Yöntem: Tekrar eden/dirençli HL nedeniyle 2014 Kasım ile Temmuz 2019 tarihleri arasında merkezimizde OKHN yapılan 18 olgu retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Otolog KHN sonrası hastalığı tekrar eden ve AKHN yapılan hastalarda ayrıca değerlendirilmiştir. Bulgular: Onaltı hasta halen hayattadır. Onbir hastada OKHN sonrası hastalık tekrar etmiştir. Relaps eden hastalardan 10'una AKHN yapılmıştır. Bu hastalardan üçünde tekrar görülmüş olup, sekizi nakil sonrası hayattadırlar.
Şişli Etfal Hastanesi tıp bülteni, Sep 30, 2014
Çocuk acilde karın ağrısı: Bir yıllık klinik deneyim Amaç: Çalışmamızda son bir yılda akut karın ... more Çocuk acilde karın ağrısı: Bir yıllık klinik deneyim Amaç: Çalışmamızda son bir yılda akut karın ağrısı nedeniyle acil gözlemde izlenen hastaların, klinik spektrumu, fizik bakı, laboratuvar ve görüntüleme bulgularının ve seyirlerinin irdelenmesini amaçladık. Gereç ve Yöntem: Ocak 2012-Aralık 2012 tarihleri arasında hastanemize akut karın ağrısı ile getirilip gözleme alınan 451 hasta demografik özellikleri, etiyolojileri, fizik bakı, laboratuvar ve görüntüleme sonuçları ve hastalığın gidişi yönünden dosya kayıtlarından geriye dönük olarak incelenmiştir. Bulgular: Acil servise başvuran 94750 hastanın 3700'ü (%3.9) karın ağrısı nedeniyle getirilmiş olup 451'i (%12.2) acil gözlemde izlenmiştir. Hastalarımızın yaş ortalaması 7.01±1.62 yıl olup kız erkek oranı 1.6 idi. Karın ağrısına en sık eşlik eden semptom kusmaydı (%45.4). Hastaların %21.5'inde (n=97 hasta) tekrarlayan karın ağrısı öyküsü vardı. Tekrarlayan karın ağrılı hastaların %29.9'unu (n=29 hasta) Ailevi Akdeniz Ateşi tanılı hastalar oluşturmaktaydı. Laboratuvar bulguları %74.9 hastada (n=338 hasta) karın ağrısı etyolojisini saptamaya yardımcı olmamıştı. Hastaların %26.82'sine (n=121 hasta) karın ultrasonografisi (USG) yapılmış olup USG yapılan hastaların %46.7'si (n=64 hasta) normal, %26.2'sinde de (n=36 hasta) mezenterik lenfadenit bulunmuştu. Hastaların %11.6'sında (n=51 hasta) cerrahi nedenler saptanmıştı ve bu nedenler arasında en sık neden akut apandisitti. Cerrahi müdahale gerektiren hastaların %71.4'ünde USG bulguları tanıyı destekliyordu. Hastaların %12.6'sında (n=57 hasta) karın ağrısının nedeni bulunamamıştı. Cerrahi dışı nedenler arasında akut gastroenteritler ilk sıradaydı. Hastalarımızın %12.8'inin (n=58 hasta) yatırılarak izlemine devam edilmişti. Sonuç: Acil gözlemde akut karın ağrısı nedeniyle izlenen hastalarda cerrahi dışı nedenler daha fazla gözlenmekteydi. Cerrahi girişim gerektiren hastalarda USG tanıyı desteklemekteydi.
Çocuk Enfeksiyon Dergisi, Sep 1, 2010
Objective: In this study, the children with ventriculoperitoneal shunt infections hospitalized be... more Objective: In this study, the children with ventriculoperitoneal shunt infections hospitalized between December 2001-August 2008 in a research hospital were evaluated retrospectively in terms of some aspects. Material and Methods: Diagnosis of shunt infections was based on history, physical examination and analysis of ventricle cerebrospinal fluid (CSF). The differential diagnosis between meningitis and ventriculitis was based on CSF and magnetic resonance imaging findings in addition to clinical findings. The patients were evaluated retrospectively in terms of time of infection, the causative agents, duration of hospitalization and its relationship with various factors and factors affecting the prognosis. Results: The study comprised 40 children, 31 of whom (77.5%) were diagnosed as meningitis and 9 (22.5%) as ventriculitis. Thirty five patients had positive CSF cultures, in 12 of whom (30%) S.epidermidis and S. aureus were isolated. In 17 cases, more than one microorganism were isolated, among which coagulase negative staphylococci constituted the majority. For the treatment of infection, the shunts were removed in 16 patients and external ventricular drainage procedures were made, in 11 patients intrathecal antibiotics were administered. Over half of the patients (52.5%) stayed in hospital longer than 30 days and five patients (12.5%) died during treatment. Conclusion: Infections are important complications in children with ventriculoperitoneal shunts and they lead to long-term hospitalization and a high mortality rate.
Although the pathophysiology of Crohn’s disease has been understood better recently, the differen... more Although the pathophysiology of Crohn’s disease has been understood better recently, the differential diagnosis of Crohn's disease and gastrointestinal tuberculosis is a dilemma to clinicians and pathologists as they present similar clinical, radiological, endoscopic and histological features. Unfortunately, there is no definite laboratory test for differentiating gastrointestinal tuberculosis from Crohn’s disease. Herein we present a 13-year-old girl with intestinal tuberculosis who was previously diagnosed as Crohn’s disease. Diagnosis was confirmed with histopathological findings of biopsy specimens, a positive Quantiferon-TB Gold test and M. tuberculosis growth in the gastric aspirate culture. In developing countries, gastrointestinal tuberculosis should be kept in mind for differential diagnosis of Crohn’s disease. It is important to make the definitive diagnosis in order to avoid immunosuppressive therapy in patients with gastrointestinal tuberculosis who are presumed to be Crohn's disease.
Turk Pediatri Arsivi-turkish Archives of Pediatrics, 2002
Protein losing enteropathy PLE is most commonly associated with inflammatory bowel disease allerg... more Protein losing enteropathy PLE is most commonly associated with inflammatory bowel disease allergic gastroenteropathy and parasitic infestations in the literature We present a seven years old girl who was referred to our hospital with complaints of swelling of the extremities and abdominal pain Physical findings were paleness and pretibial edema Hepatosplenomegaly was not present Laboratory investigations revealed iron deficiency anemia hypocalcemia hypoproteinemia and hypogammaglobinemia Proteinuria was not present Alfa 1 antitrypsin was high in stool Helicobacter pylori Hp antigen was positive in stool and Hp Ig G was positive in serum Endoscopic examination was consistent with gastritis and duedenitis Panmucosal gastritis Hp and mononuclear inflammatory cell infiltration was noted in histopathological examination The patient was diagnosed as protein losing gastropathy due to Hp infection and anti Hp treatment was started Abdominal pain and pretibial edema disappeared; laboratory findings were normal one month later In conclusion Hp infection which is a common cause of recurrent abdominal pain in childhood should as well be included in the differential diagnosis of hypoproteinemia Key words: Helicobacter pylori protein losing enteropathy childhood
Turkiye Klinikleri Journal of Pediatrics, 2014
Although the pathophysiology of Crohn’s disease has been understood better recently, the differen... more Although the pathophysiology of Crohn’s disease has been understood better recently, the differential diagnosis of Crohn's disease and gastrointestinal tuberculosis is a dilemma to clinicians and pathologists as they present similar clinical, radiological, endoscopic and histological features. Unfortunately, there is no definite laboratory test for differentiating gastrointestinal tuberculosis from Crohn’s disease. Herein we present a 13-year-old girl with intestinal tuberculosis who was previously diagnosed as Crohn’s disease. Diagnosis was confirmed with histopathological findings of biopsy specimens, a positive Quantiferon-TB Gold test and M. tuberculosis growth in the gastric aspirate culture. In developing countries, gastrointestinal tuberculosis should be kept in mind for differential diagnosis of Crohn’s disease. It is important to make the definitive diagnosis in order to avoid immunosuppressive therapy in patients with gastrointestinal tuberculosis who are presumed to be Crohn's disease.
Şişli Etfal Hastanesi tıp bülteni, 2014
Çocuk acilde karın ağrısı: Bir yıllık klinik deneyim Amaç: Çalışmamızda son bir yılda akut karın ... more Çocuk acilde karın ağrısı: Bir yıllık klinik deneyim Amaç: Çalışmamızda son bir yılda akut karın ağrısı nedeniyle acil gözlemde izlenen hastaların, klinik spektrumu, fizik bakı, laboratuvar ve görüntüleme bulgularının ve seyirlerinin irdelenmesini amaçladık. Gereç ve Yöntem: Ocak 2012-Aralık 2012 tarihleri arasında hastanemize akut karın ağrısı ile getirilip gözleme alınan 451 hasta demografik özellikleri, etiyolojileri, fizik bakı, laboratuvar ve görüntüleme sonuçları ve hastalığın gidişi yönünden dosya kayıtlarından geriye dönük olarak incelenmiştir. Bulgular: Acil servise başvuran 94750 hastanın 3700'ü (%3.9) karın ağrısı nedeniyle getirilmiş olup 451'i (%12.2) acil gözlemde izlenmiştir. Hastalarımızın yaş ortalaması 7.01±1.62 yıl olup kız erkek oranı 1.6 idi. Karın ağrısına en sık eşlik eden semptom kusmaydı (%45.4). Hastaların %21.5'inde (n=97 hasta) tekrarlayan karın ağrısı öyküsü vardı. Tekrarlayan karın ağrılı hastaların %29.9'unu (n=29 hasta) Ailevi Akdeniz Ateşi tanılı hastalar oluşturmaktaydı. Laboratuvar bulguları %74.9 hastada (n=338 hasta) karın ağrısı etyolojisini saptamaya yardımcı olmamıştı. Hastaların %26.82'sine (n=121 hasta) karın ultrasonografisi (USG) yapılmış olup USG yapılan hastaların %46.7'si (n=64 hasta) normal, %26.2'sinde de (n=36 hasta) mezenterik lenfadenit bulunmuştu. Hastaların %11.6'sında (n=51 hasta) cerrahi nedenler saptanmıştı ve bu nedenler arasında en sık neden akut apandisitti. Cerrahi müdahale gerektiren hastaların %71.4'ünde USG bulguları tanıyı destekliyordu. Hastaların %12.6'sında (n=57 hasta) karın ağrısının nedeni bulunamamıştı. Cerrahi dışı nedenler arasında akut gastroenteritler ilk sıradaydı. Hastalarımızın %12.8'inin (n=58 hasta) yatırılarak izlemine devam edilmişti. Sonuç: Acil gözlemde akut karın ağrısı nedeniyle izlenen hastalarda cerrahi dışı nedenler daha fazla gözlenmekteydi. Cerrahi girişim gerektiren hastalarda USG tanıyı desteklemekteydi.
Çocuk Enfeksiyon Dergisi, 2010
... 100 Leyla Telhan1, Fatma Çavuşoğlu1, Murat Müslüman2, Osman Türkmenoğlu2, Feyzullah Çetinkaya... more ... 100 Leyla Telhan1, Fatma Çavuşoğlu1, Murat Müslüman2, Osman Türkmenoğlu2, Feyzullah Çetinkaya3 1Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Sağlığı ve ... 4. Yılmaz A, Hacı AG, Müslüman AM, Çolak İ, Şahin Y, Aydın Y. Ventriküloperitoneal Şant Disfonksiyonları. ...
Şişli Etfal Hastanesi tıp bülteni, 2008
... hastaların %10'unda görülebilirken, %65 hastada menenjitin klinik bulguları olsun ve... more ... hastaların %10'unda görülebilirken, %65 hastada menenjitin klinik bulguları olsun veya olmasın BOS'ta pleositoz saptanır (1-4). Hastalık çoğu vakada asemptomatik veya subkli-nik seyretmektedir ve herhangi bir tedavi yapıl-madan iyileşmektedir. ... 5. Ghatage ST, Kakade GM. ...
Turkish journal of hematology, 2012
Objective: Immunosuppressive treatment (IST) is an alternative for children with acquired aplasti... more Objective: Immunosuppressive treatment (IST) is an alternative for children with acquired aplastic anemia (AA) that do not have HLA-matched donors. The objective of this study was to evaluate the outcome of IST in children with acquired AA. Material and Methods: The study included 18 pediatric acquired AA patients that were retrospectively evaluated. The patients either did not have an HLA-matched related donor or were unable to undergo transplantation within 6 months despite having an HLA-matched donor. Results: In all, 6 of the patients were characterized as very severe AA, 6 as severe AA, and 6 as moderate AA. Mean duration of follow-up was 44.5 months. In total, 9 patients that could not be treated with equine anti-thymocyte globulin (hATG) following diagnosis received high-dose methylprednisolone treatment. Among the 6 very severe AA patients, 2 achieved complete remission (22%); the other 16 patients received hATG+cyclosporine and short-term methylprednisolone. In total, 4 of the patients died during the first month of treatment. Of the remaining 12 patients, 3 responded to the treatment (25%). Of the 9 patients that did not respond after 3 months of treatment, 7 received a second course of immunosuppressive treatment with rabbit ATG (rATG)+cyclosporine and short-term methylprednisolone; 2 of the 7 patients responded (22%), but 5 did not respond to any treatment. Median survival among the patients was as 64 ± 8 months Conclusion: Combination IST with ATG+cyclosporine and low-dose methylprednisolone was an effective treatment in the pediatric acquired AA patients with non-identical HLA donors. In the patients that couldn't be treated with ATG high-dose methylprednisolone treatment was safe and effective.
Pediatric Transplantation, Apr 16, 2021
Introduction(Ph‐like) ALL is a subset of leukemia which has a gene expression profile similar to ... more Introduction(Ph‐like) ALL is a subset of leukemia which has a gene expression profile similar to Ph+disease, but without the presence of BCR‐ABL1 translocation.Case descriptionWe reported an exceptional case of a child with relapsed Ph‐like ALL with IKZF1 gene deletion treated with high‐dose ruxolitinib as monotherapy, after multi‐agent chemotherapy. He remains in continued MRD‐negative leukemia remission with full donor chimerism at 12 months post‐HSCT.DiscussionThe circumstance that makes our case featured is the usage of ruxolitinib as monotherapy. This report, we believe, is a pioneering report for a frequent disease with a high risk of failure for the outcome.
We report a case of a 6-year-old girl, with the diagnosis of neurocutaneous melanomatosis (NCM). ... more We report a case of a 6-year-old girl, with the diagnosis of neurocutaneous melanomatosis (NCM). Presentation can be without significance and biopsy is required for the diagnosis. In literature our treatment protocol is striking and the quality of life during the treatment process was pleasing.