MEHMET FATİH KÖKSAL - Academia.edu (original) (raw)
Uploads
Papers by MEHMET FATİH KÖKSAL
Turkish Studies - Language and Literature, 2021
At binen kendini zannetmeye tenhâ zîrâ Boş değil arsa-i dünyâ ne süvârân dolanır Lâ-edrî
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2019
Journal of Turkish Studies, 2009
Turkish language is one of rich languages of world according to its vocabulary. So that even our ... more Turkish language is one of rich languages of world according to its vocabulary. So that even our archaic words has richer vocabulary than lots of languages. Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü is a dictionary has performed an important mission in the time that it had been prepared. Another important dictionary is Türkiye Türkçesinin Tarihsel Sözlüğü prepared to complite Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü and also it is larger than first one. It's certain that this dictionary supply the deficiency when it publishes.
tertın olarak "Allah'a yakınlaşma vesilesi olarak boğazlanan hayvan" anlamıyla günümüz Türkiye Tü... more tertın olarak "Allah'a yakınlaşma vesilesi olarak boğazlanan hayvan" anlamıyla günümüz Türkiye Türkçesinde öe günlük hayatta sıkça kullanılan kelimelerden biridir. Ancak bazı edebi metinler, bizi "kaş" ve "kurban" kelimeleri arasındaki ilişkinin bilinenden farklı boyutları olduğu, dolayısıyla "kurban" kelimesinin de başka bir anlamı olması gerektiği djlşüncesine sevk etti. Bizi bu düşüneeye götüren ilk etken, meşhur şeyholisHim · ve Divan sahibi şair Kemalpaşa-zade'nin şu beyti olmuştur:
Özet Kelime anlamı olarak "mevlid", "doğum yeri" ve "doğum tarihi" anlamlarına gelmektedir. Edebî... more Özet Kelime anlamı olarak "mevlid", "doğum yeri" ve "doğum tarihi" anlamlarına gelmektedir. Edebî tür olarak ise mevlidi "Hz. Muhammed'in doğumunu anlatan eser" şeklinde tanımlamak genel kabul görmüştür. Ne var ki edebiyatımızdaki bütün mevlidler Hz. Muhammed'in doğumunu anlatmaz. Nitekim bu yazıda tanıtacağımız mevlid de Hz. Muhammed dışında biri için yazılmış mevlidlerdendir. Türk edebiyatındaki mevlidlerin çok büyük çoğunluğu Hz. Muhammed'i konu edinirken, diğer din büyüklerinden sadece Hz. Ali ve Hz. Fatıma için yazılan mevlidlerin mevcudiyeti bilinmektedir. Burada tanıtacağımız mevlid, Hz. Ali veya Hz. Fatıma için yazılmadığı gibi dört halife, on iki imam, aşere-i mübeşşere vb. İslam büyükleri için de yazılmamıştır. Hatta sahabeden yahut mezhep kurucusu imamlardan biri için de kaleme alınmış değildir. Eser, Necâtî mahlasını kullanan bir müridin şeyhinin doğumunu anlattığı bir mevliddir. Mesnevi tarzında yazılan 110 beyitlik bu kısa mevlid, bu yönüyle türünün bilinen tek örneğidir. Tek olduğu gibi şeyhinin doğum hadisesini diğer mevlid müelliflerinin Hz. Muhammed'in doğumunu anlattıklarından farksız ifadelerle anlatması açısından da son derece ilginç ve aykırıdır. Eserin bilinen yegâne nüshası M. Fatih Köksal'ın kişisel kütüphanesindedir. Bu mevlidde doğumu anlatılan kişi aslen Dağıstanlı olup Mekke, Medine ve Anadolu'nun muhtelif yerlerinde bulunduktan sonra İstanbul'a yerleşen Nakşî şeyhi Ahmed Hüsâmeddîn'dir . Bu makalede, Şeyh Ahmed Hüsâmeddîn tanıtıldıktan sonra söz konusu Mevlid hakkında bilgi verilecek ve eserin transkribeli metni yayımlanacaktır.
Özet Kelime anlamı olarak "mevlid", "doğum yeri" ve "doğum tarihi" anlamlarına gelmektedir. Edebî... more Özet Kelime anlamı olarak "mevlid", "doğum yeri" ve "doğum tarihi" anlamlarına gelmektedir. Edebî tür olarak ise mevlidi "Hz. Muhammed'in doğumunu anlatan eser" şeklinde tanımlamak genel kabul görmüştür. Ne var ki edebiyatımızdaki bütün mevlidler Hz. Muhammed'in doğumunu anlatmaz. Nitekim bu yazıda tanıtacağımız mevlid de Hz. Muhammed dışında biri için yazılmış mevlidlerdendir. Türk edebiyatındaki mevlidlerin çok büyük çoğunluğu Hz. Muhammed'i konu edinirken, diğer din büyüklerinden sadece Hz. Ali ve Hz. Fatıma için yazılan mevlidlerin mevcudiyeti bilinmektedir. Burada tanıtacağımız mevlid, Hz. Ali veya Hz. Fatıma için yazılmadığı gibi dört halife, on iki imam, aşere-i mübeşşere vb. İslam büyükleri için de yazılmamıştır. Hatta sahabeden yahut mezhep kurucusu imamlardan biri için de kaleme alınmış değildir. Eser, Necâtî mahlasını kullanan bir müridin şeyhinin doğumunu anlattığı bir mevliddir. Mesnevi tarzında yazılan 110 beyitlik bu kısa mevlid, bu yönüyle türünün bilinen tek örneğidir. Tek olduğu gibi şeyhinin doğum hadisesini diğer mevlid müelliflerinin Hz. Muhammed'in doğumunu anlattıklarından farksız ifadelerle anlatması açısından da son derece ilginç ve aykırıdır. Eserin bilinen yegâne nüshası M. Fatih Köksal'ın kişisel kütüphanesindedir. Bu mevlidde doğumu anlatılan kişi aslen Dağıstanlı olup Mekke, Medine ve Anadolu'nun muhtelif yerlerinde bulunduktan sonra İstanbul'a yerleşen Nakşî şeyhi Ahmed Hüsâmeddîn'dir . Bu makalede, Şeyh Ahmed Hüsâmeddîn tanıtıldıktan sonra söz konusu Mevlid hakkında bilgi verilecek ve eserin transkribeli metni yayımlanacaktır.
Klasik edebiyatımıza mensup dîvân sahibi şairlerin dîvânlarında yer almayan bazı şiirlerinin şiir... more Klasik edebiyatımıza mensup dîvân sahibi şairlerin dîvânlarında yer almayan bazı şiirlerinin şiir mecmuaları ve kısmen cönkler gibi derlemelerde yer aldığı görülür. Şairin o şiir(ler)i bilerek ve isteyerek dîvânına almamış olması veya o şiir(ler)i dîvânı tertip ettikten sonra yazmış olması, bunun iki temel sebebi olarak gösterilebilir. Bun-lar dışında da, şaire veya esere (nüshaya) özel sebeplerin mevcudiyeti de mümkündür. Şiir mecmualarında bu türden şiirlerine tesadüf edilen şairlerden biri de Bâkî'dir. Bâkî, sadece XVI. yüzyılın değil, kuşkusuz ki bütün Türk edebiyatının en önemli şair-lerinden biridir. Bu sebeple Bâkî'nin şiirleri edebiyat araş-tırmacıları için ilgi konusu olagelmiş, bu cümleden olarak onun Dîvân'ında bulunmayan veya yayımlanmamış şiir-leri üzerine de çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Bu makalede de Bâkî Dîvânı'ının Arap harfleriyle veya yeni Türk harf-leriyle yayımlanmış neşirlerinde bulunmayan bazı şiirle-rine yer verilecektir. Hepsi de şahsî kütüphanemizde bulu-nan şiir mecmualarından tespit edilen bu şiirlerden biri, derkenarında, şairin Nev'î'ye gönderdiği bu şiirin yazdığı en son gazel ve en son şiir olduğu ve Dîvân'ında bulunma-dığına dair bir not bulunması hasebiyle ayrıca önem arz etmektedir. Even though not seen in the divans of classic poets', some poems can be seen in mecmuas and in partly compilations like conks.We can think of two reason for that. First, the poet may left out of those poems from their divans on purpose and secondly, he/she wrote those poems after the establishment of his/her divan.
Classical Turkish Literature
Books by MEHMET FATİH KÖKSAL
Turkish Studies - Language and Literature, 2021
At binen kendini zannetmeye tenhâ zîrâ Boş değil arsa-i dünyâ ne süvârân dolanır Lâ-edrî
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2019
Journal of Turkish Studies, 2009
Turkish language is one of rich languages of world according to its vocabulary. So that even our ... more Turkish language is one of rich languages of world according to its vocabulary. So that even our archaic words has richer vocabulary than lots of languages. Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü is a dictionary has performed an important mission in the time that it had been prepared. Another important dictionary is Türkiye Türkçesinin Tarihsel Sözlüğü prepared to complite Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü and also it is larger than first one. It's certain that this dictionary supply the deficiency when it publishes.
tertın olarak "Allah'a yakınlaşma vesilesi olarak boğazlanan hayvan" anlamıyla günümüz Türkiye Tü... more tertın olarak "Allah'a yakınlaşma vesilesi olarak boğazlanan hayvan" anlamıyla günümüz Türkiye Türkçesinde öe günlük hayatta sıkça kullanılan kelimelerden biridir. Ancak bazı edebi metinler, bizi "kaş" ve "kurban" kelimeleri arasındaki ilişkinin bilinenden farklı boyutları olduğu, dolayısıyla "kurban" kelimesinin de başka bir anlamı olması gerektiği djlşüncesine sevk etti. Bizi bu düşüneeye götüren ilk etken, meşhur şeyholisHim · ve Divan sahibi şair Kemalpaşa-zade'nin şu beyti olmuştur:
Özet Kelime anlamı olarak "mevlid", "doğum yeri" ve "doğum tarihi" anlamlarına gelmektedir. Edebî... more Özet Kelime anlamı olarak "mevlid", "doğum yeri" ve "doğum tarihi" anlamlarına gelmektedir. Edebî tür olarak ise mevlidi "Hz. Muhammed'in doğumunu anlatan eser" şeklinde tanımlamak genel kabul görmüştür. Ne var ki edebiyatımızdaki bütün mevlidler Hz. Muhammed'in doğumunu anlatmaz. Nitekim bu yazıda tanıtacağımız mevlid de Hz. Muhammed dışında biri için yazılmış mevlidlerdendir. Türk edebiyatındaki mevlidlerin çok büyük çoğunluğu Hz. Muhammed'i konu edinirken, diğer din büyüklerinden sadece Hz. Ali ve Hz. Fatıma için yazılan mevlidlerin mevcudiyeti bilinmektedir. Burada tanıtacağımız mevlid, Hz. Ali veya Hz. Fatıma için yazılmadığı gibi dört halife, on iki imam, aşere-i mübeşşere vb. İslam büyükleri için de yazılmamıştır. Hatta sahabeden yahut mezhep kurucusu imamlardan biri için de kaleme alınmış değildir. Eser, Necâtî mahlasını kullanan bir müridin şeyhinin doğumunu anlattığı bir mevliddir. Mesnevi tarzında yazılan 110 beyitlik bu kısa mevlid, bu yönüyle türünün bilinen tek örneğidir. Tek olduğu gibi şeyhinin doğum hadisesini diğer mevlid müelliflerinin Hz. Muhammed'in doğumunu anlattıklarından farksız ifadelerle anlatması açısından da son derece ilginç ve aykırıdır. Eserin bilinen yegâne nüshası M. Fatih Köksal'ın kişisel kütüphanesindedir. Bu mevlidde doğumu anlatılan kişi aslen Dağıstanlı olup Mekke, Medine ve Anadolu'nun muhtelif yerlerinde bulunduktan sonra İstanbul'a yerleşen Nakşî şeyhi Ahmed Hüsâmeddîn'dir . Bu makalede, Şeyh Ahmed Hüsâmeddîn tanıtıldıktan sonra söz konusu Mevlid hakkında bilgi verilecek ve eserin transkribeli metni yayımlanacaktır.
Özet Kelime anlamı olarak "mevlid", "doğum yeri" ve "doğum tarihi" anlamlarına gelmektedir. Edebî... more Özet Kelime anlamı olarak "mevlid", "doğum yeri" ve "doğum tarihi" anlamlarına gelmektedir. Edebî tür olarak ise mevlidi "Hz. Muhammed'in doğumunu anlatan eser" şeklinde tanımlamak genel kabul görmüştür. Ne var ki edebiyatımızdaki bütün mevlidler Hz. Muhammed'in doğumunu anlatmaz. Nitekim bu yazıda tanıtacağımız mevlid de Hz. Muhammed dışında biri için yazılmış mevlidlerdendir. Türk edebiyatındaki mevlidlerin çok büyük çoğunluğu Hz. Muhammed'i konu edinirken, diğer din büyüklerinden sadece Hz. Ali ve Hz. Fatıma için yazılan mevlidlerin mevcudiyeti bilinmektedir. Burada tanıtacağımız mevlid, Hz. Ali veya Hz. Fatıma için yazılmadığı gibi dört halife, on iki imam, aşere-i mübeşşere vb. İslam büyükleri için de yazılmamıştır. Hatta sahabeden yahut mezhep kurucusu imamlardan biri için de kaleme alınmış değildir. Eser, Necâtî mahlasını kullanan bir müridin şeyhinin doğumunu anlattığı bir mevliddir. Mesnevi tarzında yazılan 110 beyitlik bu kısa mevlid, bu yönüyle türünün bilinen tek örneğidir. Tek olduğu gibi şeyhinin doğum hadisesini diğer mevlid müelliflerinin Hz. Muhammed'in doğumunu anlattıklarından farksız ifadelerle anlatması açısından da son derece ilginç ve aykırıdır. Eserin bilinen yegâne nüshası M. Fatih Köksal'ın kişisel kütüphanesindedir. Bu mevlidde doğumu anlatılan kişi aslen Dağıstanlı olup Mekke, Medine ve Anadolu'nun muhtelif yerlerinde bulunduktan sonra İstanbul'a yerleşen Nakşî şeyhi Ahmed Hüsâmeddîn'dir . Bu makalede, Şeyh Ahmed Hüsâmeddîn tanıtıldıktan sonra söz konusu Mevlid hakkında bilgi verilecek ve eserin transkribeli metni yayımlanacaktır.
Klasik edebiyatımıza mensup dîvân sahibi şairlerin dîvânlarında yer almayan bazı şiirlerinin şiir... more Klasik edebiyatımıza mensup dîvân sahibi şairlerin dîvânlarında yer almayan bazı şiirlerinin şiir mecmuaları ve kısmen cönkler gibi derlemelerde yer aldığı görülür. Şairin o şiir(ler)i bilerek ve isteyerek dîvânına almamış olması veya o şiir(ler)i dîvânı tertip ettikten sonra yazmış olması, bunun iki temel sebebi olarak gösterilebilir. Bun-lar dışında da, şaire veya esere (nüshaya) özel sebeplerin mevcudiyeti de mümkündür. Şiir mecmualarında bu türden şiirlerine tesadüf edilen şairlerden biri de Bâkî'dir. Bâkî, sadece XVI. yüzyılın değil, kuşkusuz ki bütün Türk edebiyatının en önemli şair-lerinden biridir. Bu sebeple Bâkî'nin şiirleri edebiyat araş-tırmacıları için ilgi konusu olagelmiş, bu cümleden olarak onun Dîvân'ında bulunmayan veya yayımlanmamış şiir-leri üzerine de çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Bu makalede de Bâkî Dîvânı'ının Arap harfleriyle veya yeni Türk harf-leriyle yayımlanmış neşirlerinde bulunmayan bazı şiirle-rine yer verilecektir. Hepsi de şahsî kütüphanemizde bulu-nan şiir mecmualarından tespit edilen bu şiirlerden biri, derkenarında, şairin Nev'î'ye gönderdiği bu şiirin yazdığı en son gazel ve en son şiir olduğu ve Dîvân'ında bulunma-dığına dair bir not bulunması hasebiyle ayrıca önem arz etmektedir. Even though not seen in the divans of classic poets', some poems can be seen in mecmuas and in partly compilations like conks.We can think of two reason for that. First, the poet may left out of those poems from their divans on purpose and secondly, he/she wrote those poems after the establishment of his/her divan.
Classical Turkish Literature