Musa TURŞAK - Academia.edu (original) (raw)
Papers by Musa TURŞAK
Bitlis İslamiyat Dergisi, Jun 15, 2021
Öz İnsan, yaratılış gayesi olan Allah'a ibadet etmeyi gerçekleştirsin diye en güzel bir şekilde y... more Öz İnsan, yaratılış gayesi olan Allah'a ibadet etmeyi gerçekleştirsin diye en güzel bir şekilde yaratılmış ve çeşitli organlarla donatılmıştır. İnsana görmesi için göz, duyması için kulak, konuşması için dil, yürümesi için ayak ve işlerini görmesi için eller Allah'ın bir Lütfu olarak verilmiştir. Dış görünüşün yerine iç görünüşün ön plana çıktığı Kur'an'da duyu organların işlevleri çoğu ayetlerde zahirî anlamlarıyla ifade edilmektedir. Ancak, kimi insanların ilahî hakikatlere karşı kör, sağır ve dilsiz olmaları mecazî olarak eleştirilmektedir. Bu eleştirilerin asıl maksadı, insana İslami bir kişilik kazandırmanın yanı sıra duyu organlarının hakkın sözcülüğünü yapmasını sağlamaktır. Bu çalışmada Kur'an'ın bedensel engelli olma durumuna bakış açısı ele alınmaktadır. Birçok konuda olduğu gibi bu konuda da Kur'an'ın belagat örnekleri görülmektedir. Bu bağlamda, gerçek manada dilsiz, sağır ve kör olmanın engelliliği tek başına ifade etmede yeterli olmadığı, asıl engelliğin gerçeği görmemenin, gerçeğe kulak vermemenin ve gerçeği söylememenin olduğu örneklerle işlenmektedir.
Her olayin bir nedeni oldugu gibi ayni kosullar altinda ayni nedenler ayni sonuclari dogurur. Kis... more Her olayin bir nedeni oldugu gibi ayni kosullar altinda ayni nedenler ayni sonuclari dogurur. Kisaca, her olay maddi ve manevi birtakim nedenlerin zorunlu sonucu olarak meydana gelmektedir. Buna kisaca nedensellik ilkesi denmektedir. Insanlik tarihi boyunca en cok tartisilan konulardan biri de “nedensellik” ilkesidir. Tarihte meydana gelen her olayin ve varliklar âlemindeki her seyin nedenselliginin kendine ozgu bir metotla sorgulanabilmesi, insanligin birikimi olan bilimsel inkisafin vazgecilmez sacayaklarindan biri gibidir. Islam dusuncesinin ana kaynaklari olan Kur’ân ve Hadis’te “sunnetullah” olarak ifade edilen evrensel ilahi kanunlara riayet edilmesi halinde hayat daha anlamli ve yasanilabilir hale gelecektir. Boylelikle bireysel ve toplumsal duzeyde meydana gelen olaylarda tesadufe yer olmadigi gercegi ortaya cikacaktir. Boylelikle insan varolus gayesini daha iyi anlayacak ve sorumluluklarini yerine getirecektir. Diger taraftan evrende gecerli ilahi kanunlardan yeterince isti...
Insanin hayatinda en cok hissettigi temel olgulardan birisi de degisim ve gelisimdir. Bu durum bi... more Insanin hayatinda en cok hissettigi temel olgulardan birisi de degisim ve gelisimdir. Bu durum bireysel hayatta oldugu gibi toplumsal hayatta daha cok musahede edilmektedir. Bu baglamda k lasik ifadeyle “degismeyen tek sey degisimdir” diyebiliriz. Ama insanlarin degisime karsi cogu zaman direnc gosterdigini gormekteyiz. Bu durum, yeni olmayip insanlik tarihi kadar eski bir olgudur. Cunku degisimin dogasinda her zaman icin bir stres, kaygi ve belirsizlik vardir. Degisince hayatindan bazi seylerin yok olacagini dusunen insanlar olabildigince degisime direnirler. Degisince zarar edecegini dusunen, zarardan kacinma egilimi yuksek olanlar; gelecekte olabilecek sorunlar, belirsizlik korkusu ve yabancisi oldugu seyden korkma gibi kotumser endiseler degisimi engelleyen temel faktorlerdir. Biz bu calismada degisimin bir ihtiyac oldugunu vurgularken cesitli endiselerle degisime kendisini kapatan ve direnen insanlarin zihinsel arka planini ve temel ozelliklerini Islami bakis acisiyla irdelemey...
Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Journal of International Social Research, Apr 30, 2019
Öz İnsanı ülvi bir amaçla yaratan Allah (c.c), onu yeryüzünde kendi adına hareket edebilsin diye ... more Öz İnsanı ülvi bir amaçla yaratan Allah (c.c), onu yeryüzünde kendi adına hareket edebilsin diye çeşitli kabiliyetlerle donatarak halifelik göreviyle görevlendirmiştir. Bu kabiliyetlerin bir kısmı nefsin "fücur" boyutuyla ilgili olup olumsuz, bir kısmı ise yine nefsin "takva" boyutuyla ilgili olup olumlu mahiyettedir. İnsanın varoluş gayesinin gerçekleşebilmesi ve Allah nezdindeki makamının belirlenebilmesi için birbirine taban tabana zıt olan bu kabiliyetlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kabiliyetler sarmalında yaşayan insanın yapması gereken en önemli husus; nefsin fücur boyutundan kaynaklanan olumsuz duyguların baskısına karşı gerekli direnci ve kararlılığı gösterip yaratılış gayesine göre hareket edebilmesidir. Böyle davranması halinde "ahsen-i takvim" denilen en üstün varlık olmavasfına sahip olacaktır. Aksi halde-hayvani duygularla hareket etmesi ve arzularının arkasına takılması-"esfel-i safilin" denilen hayvanlardan daha aşağı bir seviyeye düşme riskiyle karşı karşıyadır.
Bitlis İslamiyat Dergisi, Jun 15, 2021
Öz İnsan, yaratılış gayesi olan Allah'a ibadet etmeyi gerçekleştirsin diye en güzel bir şekilde y... more Öz İnsan, yaratılış gayesi olan Allah'a ibadet etmeyi gerçekleştirsin diye en güzel bir şekilde yaratılmış ve çeşitli organlarla donatılmıştır. İnsana görmesi için göz, duyması için kulak, konuşması için dil, yürümesi için ayak ve işlerini görmesi için eller Allah'ın bir Lütfu olarak verilmiştir. Dış görünüşün yerine iç görünüşün ön plana çıktığı Kur'an'da duyu organların işlevleri çoğu ayetlerde zahirî anlamlarıyla ifade edilmektedir. Ancak, kimi insanların ilahî hakikatlere karşı kör, sağır ve dilsiz olmaları mecazî olarak eleştirilmektedir. Bu eleştirilerin asıl maksadı, insana İslami bir kişilik kazandırmanın yanı sıra duyu organlarının hakkın sözcülüğünü yapmasını sağlamaktır. Bu çalışmada Kur'an'ın bedensel engelli olma durumuna bakış açısı ele alınmaktadır. Birçok konuda olduğu gibi bu konuda da Kur'an'ın belagat örnekleri görülmektedir. Bu bağlamda, gerçek manada dilsiz, sağır ve kör olmanın engelliliği tek başına ifade etmede yeterli olmadığı, asıl engelliğin gerçeği görmemenin, gerçeğe kulak vermemenin ve gerçeği söylememenin olduğu örneklerle işlenmektedir.
Her olayin bir nedeni oldugu gibi ayni kosullar altinda ayni nedenler ayni sonuclari dogurur. Kis... more Her olayin bir nedeni oldugu gibi ayni kosullar altinda ayni nedenler ayni sonuclari dogurur. Kisaca, her olay maddi ve manevi birtakim nedenlerin zorunlu sonucu olarak meydana gelmektedir. Buna kisaca nedensellik ilkesi denmektedir. Insanlik tarihi boyunca en cok tartisilan konulardan biri de “nedensellik” ilkesidir. Tarihte meydana gelen her olayin ve varliklar âlemindeki her seyin nedenselliginin kendine ozgu bir metotla sorgulanabilmesi, insanligin birikimi olan bilimsel inkisafin vazgecilmez sacayaklarindan biri gibidir. Islam dusuncesinin ana kaynaklari olan Kur’ân ve Hadis’te “sunnetullah” olarak ifade edilen evrensel ilahi kanunlara riayet edilmesi halinde hayat daha anlamli ve yasanilabilir hale gelecektir. Boylelikle bireysel ve toplumsal duzeyde meydana gelen olaylarda tesadufe yer olmadigi gercegi ortaya cikacaktir. Boylelikle insan varolus gayesini daha iyi anlayacak ve sorumluluklarini yerine getirecektir. Diger taraftan evrende gecerli ilahi kanunlardan yeterince isti...
Insanin hayatinda en cok hissettigi temel olgulardan birisi de degisim ve gelisimdir. Bu durum bi... more Insanin hayatinda en cok hissettigi temel olgulardan birisi de degisim ve gelisimdir. Bu durum bireysel hayatta oldugu gibi toplumsal hayatta daha cok musahede edilmektedir. Bu baglamda k lasik ifadeyle “degismeyen tek sey degisimdir” diyebiliriz. Ama insanlarin degisime karsi cogu zaman direnc gosterdigini gormekteyiz. Bu durum, yeni olmayip insanlik tarihi kadar eski bir olgudur. Cunku degisimin dogasinda her zaman icin bir stres, kaygi ve belirsizlik vardir. Degisince hayatindan bazi seylerin yok olacagini dusunen insanlar olabildigince degisime direnirler. Degisince zarar edecegini dusunen, zarardan kacinma egilimi yuksek olanlar; gelecekte olabilecek sorunlar, belirsizlik korkusu ve yabancisi oldugu seyden korkma gibi kotumser endiseler degisimi engelleyen temel faktorlerdir. Biz bu calismada degisimin bir ihtiyac oldugunu vurgularken cesitli endiselerle degisime kendisini kapatan ve direnen insanlarin zihinsel arka planini ve temel ozelliklerini Islami bakis acisiyla irdelemey...
Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Journal of International Social Research, Apr 30, 2019
Öz İnsanı ülvi bir amaçla yaratan Allah (c.c), onu yeryüzünde kendi adına hareket edebilsin diye ... more Öz İnsanı ülvi bir amaçla yaratan Allah (c.c), onu yeryüzünde kendi adına hareket edebilsin diye çeşitli kabiliyetlerle donatarak halifelik göreviyle görevlendirmiştir. Bu kabiliyetlerin bir kısmı nefsin "fücur" boyutuyla ilgili olup olumsuz, bir kısmı ise yine nefsin "takva" boyutuyla ilgili olup olumlu mahiyettedir. İnsanın varoluş gayesinin gerçekleşebilmesi ve Allah nezdindeki makamının belirlenebilmesi için birbirine taban tabana zıt olan bu kabiliyetlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kabiliyetler sarmalında yaşayan insanın yapması gereken en önemli husus; nefsin fücur boyutundan kaynaklanan olumsuz duyguların baskısına karşı gerekli direnci ve kararlılığı gösterip yaratılış gayesine göre hareket edebilmesidir. Böyle davranması halinde "ahsen-i takvim" denilen en üstün varlık olmavasfına sahip olacaktır. Aksi halde-hayvani duygularla hareket etmesi ve arzularının arkasına takılması-"esfel-i safilin" denilen hayvanlardan daha aşağı bir seviyeye düşme riskiyle karşı karşıyadır.