Macit Tekinalp - Academia.edu (original) (raw)
Papers by Macit Tekinalp
Höyük, May 1, 2024
Arykanda antik kenti, Antalya ili, Finike ilçesi, Arif Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. ... more Arykanda antik kenti, Antalya ili, Finike ilçesi, Arif Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Yamaç Hamamı, Devlet Agorası'ndan Akropolis'teki Ticaret Agorası'na doğru batıya yönelerek çıkan dar bir merdivenli yolun batısında yer almaktadır. Yamaç Hamamı'nın kuzeyindeki kazılar, 2012 yılında başlatılmış ve 2017 yılına kadar devam etmiştir. Bu alanda yedi açmada (YHK1-7) kazılar yapılmış ve bu kazı çalışmalarında toplam yetmiş yedi adet sikke ele geçmiştir. Bu sikkelerden okunabilen altmış yedi sikke MÖ 4. yüzyıl ile MS 4. yüzyıl aralığına tarihlendirilmektedir. Yamaç Hamamı'nın kuzeyindeki kazılarda yoğun yangın tabakaları saptanmıştır. İmparator Probus Dönemi sikke verilerindeki kesinti ve tahribat katmanları, kentin Akropolisi'nin MS 278 yılında saldırıya uğrayarak tahrip edildiğine işaret etmektedir. İmparator Probus Dönemi'nde MS 278 yılında Isaurialılar'ın Lykia'ya saldırmaları bölge genelinde yaklaşık bir yıl süren sıkıntılı bir sürece neden olmuştur. Bu dönemde bölgede bazı üst düzey askerlerin söz konusu ayaklanmayı bastırmak için görevlendirildikleri hem tarih kaynaklarından hem de yazıtlardan öğrenilmektedir. Arykanda Akropolisi'nde sur içinde, sur dışında ve Yamaç Hamamı'nın kuzeyinde tespit edilen yangın tabakaları da söz konusu dönemde Isaurialılar'ın saldırıları ile bağlantılı olmalıdır. MS 3. yüzyılın son çeyreğinde yaşanan bu olaylar sırasında Arykanda Akropolisi'nin ve yakın çevresinin önemli bir bölümünün çıkan yangınlar ile tahrip olduğu, geleneksel konut alanının yavaş yavaş terk edilerek kentin güneyinde daha alt kottaki teraslara taşındığı anlaşılmaktadır.
Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları (HÜTAD), Jun 1, 2006
Özet Anadolu Selçukluları tarihselolarak kısa bir zaman diliminde yönetimi ellerinde bulundurmuş ... more Özet Anadolu Selçukluları tarihselolarak kısa bir zaman diliminde yönetimi ellerinde bulundurmuş olmalarına karşın bıraktıkları eserler ve oluşturdukları kültürel alt yapı, etkilerini bugün de sürdürmektedir. Selçuklunun başarının ardındaki nedenlerden biri yönetimi altında yaşamayı tercih eden yerel Hıristiyan toplulukları dışlarnadan, onların üretkenliklerini de kurdukları sistem içerisinde bütünleştirmelerinde aranmalıdır. Bu dönemde eser vermeye devam eden Hıristiyan sanatçıların bir bölümü Sultan ve diğer yöneticiler için eserler üretirken bir bölümünün, kendi topluluğu içinde etkin oldukları anlaşılmaktadır. Bu çalışmada Anadolu'da 11-13. yüzyıllar arasında geliştirilen ortak yaşam pratiğinin bir son ürünü olarak mimari, kitap resmi ve plastik eserlerin üretiminde yer alan Hıristiyan sanatçılar ile eserlerinde gözlemlenen etkileşimler ele alınmış tır.
Güneş saatleri yüzyıllar boyunca insanların zamanı belirlemek için kullandığı düzeneklerdir. Güne... more Güneş saatleri yüzyıllar boyunca insanların zamanı belirlemek için kullandığı düzeneklerdir. Güneş saatleri 16. Yüzyılda mekanik saatlerin kullanılmaya başlanması nedeni ile giderek önemlerini yitirseler de günümüzde eğitim amaçlı, süs eşyası olarak kullanılırken meraklılarınca ilgi odağı olmayı da sürdürmektedirler. Tarih boyunca birçok uygarlığa beşiklik etmiş Anadolu'da bugünkü bilgiler çerçevesinde 200 dolayında güneş saati bulunmaktadır. Anadolu'daki güneş saatleri ile ilgili Türkçe kaynaklar yok denecek denli azdır. Türkiye'deki güneş saatleri hakkındaki ilk önemli yayın W.Meyer'in yazdığı "İstanbul'daki Güneş Saatleri" isimli kitaptır (Sandoz Kültür Yayınları, No:7,1985). Büyükbabası II. Abdülhamit'in Saray Saatçibaşısı, babası ve kendi de saatçi olan, 1878-1981 yılları arasında kısa aralıklar dışında İstanbul'da yaşamış, bu arada bir saatçi dükkanı işletmiş olanMeyer Ailesinin son ferdi olan W. Meyer bu kitabında İstanbul'daki güneş ...
Hutad, 2006
Anadolu Selcuklulari tarihselolarak kisa bir zaman diliminde yonetimi ellerinde bulundurmus olma... more Anadolu Selcuklulari tarihselolarak kisa bir zaman diliminde yonetimi ellerinde bulundurmus olmalarina karsin biraktiklari eserler ve olusturduklari kulturel alt yapi, etkilerini bugun de surdurmektedir. Selcuklunun basarinin ardindaki nedenlerden biri yonetimi altinda yasamayi tercih eden yerel Hiristiyan topluluklari dislarnadan, onlarin uretkenliklerini de kurduklari sistem icerisinde butunlestirmelerinde aranmalidir. Bu donemde eser vermeye devam eden Hiristiyan sanatcilarin bir bolumu Sultan ve diger yoneticiler icin eserler uretirken bir bolumunun, kendi toplulugu icinde etkin olduklari anlasilmaktadir. Bu calismada Anadolu'da 11- 13. yuzyillar arasinda gelistirilen ortak yasam pratiginin bir son urunu olarak mimari, kitap resmi ve plastik eserlerin uretiminde yer alan Hiristiyan sanatcilar ile eserlerinde gozlemlenen etkilesimler ele alinmistir.
Byzantine and Modern Greek Studies, 2009
The edifice in Konya known as Eflatun and the church in the citadel of Alanya, both of which were... more The edifice in Konya known as Eflatun and the church in the citadel of Alanya, both of which were maintained during the Anatolian Seljuk period, are discussed and interpreted. Architectural and historical information indicates that both structures were used during this period by the Christian spouses of the sultans as well as other Christians living and serving at court. Contrary to the common argument that the Seljuks retained churches near their palaces as a sign of their tolerance toward their Christian subjects, the paper presents evidence supporting the view that the sultans kept these structures for tactical and social reasons, for the use of their spouses and other Christian associates and servants of the Seljuk court. Compared with other contemporary neighbouring medieval cultures, the interactions in Anatolia between Mohammedans and Christians were on an unparalleled scale during the time of Muslim sovereignty. Once the cities had been secured by force, the most difficult and crucial process for their long-term existence was to establish the successful integration of the non-Muslim population into the existing economic system. The contemporary medieval sources are rich on the relations between Christian subjects and Seljuqid rulers in Anatolia and this topic has been the subject of many modern studies. 1 This study discusses the Eflatun masjid-church of St Amphilochios, formerly located on the Alaeddin hill in Konya, and the chapel within the citadel in Alanya, both next to the rulers' palaces during the Anatolian Seljuk period. Suggestions are made concerning
The edifice in Konya known as Eflatun and the church in the citadel of Alanya, both of which were... more The edifice in Konya known as Eflatun and the church in the citadel of Alanya, both of which were maintained during the Anatolian Seljuk period, are discussed and interpreted. Architectural and historical information indicates that both structures were used during this period by the Christian spouses of the sultans as well as other Christians living and serving at court. Contrary to the common argument that the Seljuks retained churches near their palaces as a sign of their tolerance toward their Christian subjects, the paper presents evidence supporting the view that the sultans kept these structures for tactical and social reasons, for the use of their spouses and other Christian associates and servants of the Seljuk court.
Höyük, May 1, 2024
Arykanda antik kenti, Antalya ili, Finike ilçesi, Arif Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. ... more Arykanda antik kenti, Antalya ili, Finike ilçesi, Arif Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Yamaç Hamamı, Devlet Agorası'ndan Akropolis'teki Ticaret Agorası'na doğru batıya yönelerek çıkan dar bir merdivenli yolun batısında yer almaktadır. Yamaç Hamamı'nın kuzeyindeki kazılar, 2012 yılında başlatılmış ve 2017 yılına kadar devam etmiştir. Bu alanda yedi açmada (YHK1-7) kazılar yapılmış ve bu kazı çalışmalarında toplam yetmiş yedi adet sikke ele geçmiştir. Bu sikkelerden okunabilen altmış yedi sikke MÖ 4. yüzyıl ile MS 4. yüzyıl aralığına tarihlendirilmektedir. Yamaç Hamamı'nın kuzeyindeki kazılarda yoğun yangın tabakaları saptanmıştır. İmparator Probus Dönemi sikke verilerindeki kesinti ve tahribat katmanları, kentin Akropolisi'nin MS 278 yılında saldırıya uğrayarak tahrip edildiğine işaret etmektedir. İmparator Probus Dönemi'nde MS 278 yılında Isaurialılar'ın Lykia'ya saldırmaları bölge genelinde yaklaşık bir yıl süren sıkıntılı bir sürece neden olmuştur. Bu dönemde bölgede bazı üst düzey askerlerin söz konusu ayaklanmayı bastırmak için görevlendirildikleri hem tarih kaynaklarından hem de yazıtlardan öğrenilmektedir. Arykanda Akropolisi'nde sur içinde, sur dışında ve Yamaç Hamamı'nın kuzeyinde tespit edilen yangın tabakaları da söz konusu dönemde Isaurialılar'ın saldırıları ile bağlantılı olmalıdır. MS 3. yüzyılın son çeyreğinde yaşanan bu olaylar sırasında Arykanda Akropolisi'nin ve yakın çevresinin önemli bir bölümünün çıkan yangınlar ile tahrip olduğu, geleneksel konut alanının yavaş yavaş terk edilerek kentin güneyinde daha alt kottaki teraslara taşındığı anlaşılmaktadır.
Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları (HÜTAD), Jun 1, 2006
Özet Anadolu Selçukluları tarihselolarak kısa bir zaman diliminde yönetimi ellerinde bulundurmuş ... more Özet Anadolu Selçukluları tarihselolarak kısa bir zaman diliminde yönetimi ellerinde bulundurmuş olmalarına karşın bıraktıkları eserler ve oluşturdukları kültürel alt yapı, etkilerini bugün de sürdürmektedir. Selçuklunun başarının ardındaki nedenlerden biri yönetimi altında yaşamayı tercih eden yerel Hıristiyan toplulukları dışlarnadan, onların üretkenliklerini de kurdukları sistem içerisinde bütünleştirmelerinde aranmalıdır. Bu dönemde eser vermeye devam eden Hıristiyan sanatçıların bir bölümü Sultan ve diğer yöneticiler için eserler üretirken bir bölümünün, kendi topluluğu içinde etkin oldukları anlaşılmaktadır. Bu çalışmada Anadolu'da 11-13. yüzyıllar arasında geliştirilen ortak yaşam pratiğinin bir son ürünü olarak mimari, kitap resmi ve plastik eserlerin üretiminde yer alan Hıristiyan sanatçılar ile eserlerinde gözlemlenen etkileşimler ele alınmış tır.
Güneş saatleri yüzyıllar boyunca insanların zamanı belirlemek için kullandığı düzeneklerdir. Güne... more Güneş saatleri yüzyıllar boyunca insanların zamanı belirlemek için kullandığı düzeneklerdir. Güneş saatleri 16. Yüzyılda mekanik saatlerin kullanılmaya başlanması nedeni ile giderek önemlerini yitirseler de günümüzde eğitim amaçlı, süs eşyası olarak kullanılırken meraklılarınca ilgi odağı olmayı da sürdürmektedirler. Tarih boyunca birçok uygarlığa beşiklik etmiş Anadolu'da bugünkü bilgiler çerçevesinde 200 dolayında güneş saati bulunmaktadır. Anadolu'daki güneş saatleri ile ilgili Türkçe kaynaklar yok denecek denli azdır. Türkiye'deki güneş saatleri hakkındaki ilk önemli yayın W.Meyer'in yazdığı "İstanbul'daki Güneş Saatleri" isimli kitaptır (Sandoz Kültür Yayınları, No:7,1985). Büyükbabası II. Abdülhamit'in Saray Saatçibaşısı, babası ve kendi de saatçi olan, 1878-1981 yılları arasında kısa aralıklar dışında İstanbul'da yaşamış, bu arada bir saatçi dükkanı işletmiş olanMeyer Ailesinin son ferdi olan W. Meyer bu kitabında İstanbul'daki güneş ...
Hutad, 2006
Anadolu Selcuklulari tarihselolarak kisa bir zaman diliminde yonetimi ellerinde bulundurmus olma... more Anadolu Selcuklulari tarihselolarak kisa bir zaman diliminde yonetimi ellerinde bulundurmus olmalarina karsin biraktiklari eserler ve olusturduklari kulturel alt yapi, etkilerini bugun de surdurmektedir. Selcuklunun basarinin ardindaki nedenlerden biri yonetimi altinda yasamayi tercih eden yerel Hiristiyan topluluklari dislarnadan, onlarin uretkenliklerini de kurduklari sistem icerisinde butunlestirmelerinde aranmalidir. Bu donemde eser vermeye devam eden Hiristiyan sanatcilarin bir bolumu Sultan ve diger yoneticiler icin eserler uretirken bir bolumunun, kendi toplulugu icinde etkin olduklari anlasilmaktadir. Bu calismada Anadolu'da 11- 13. yuzyillar arasinda gelistirilen ortak yasam pratiginin bir son urunu olarak mimari, kitap resmi ve plastik eserlerin uretiminde yer alan Hiristiyan sanatcilar ile eserlerinde gozlemlenen etkilesimler ele alinmistir.
Byzantine and Modern Greek Studies, 2009
The edifice in Konya known as Eflatun and the church in the citadel of Alanya, both of which were... more The edifice in Konya known as Eflatun and the church in the citadel of Alanya, both of which were maintained during the Anatolian Seljuk period, are discussed and interpreted. Architectural and historical information indicates that both structures were used during this period by the Christian spouses of the sultans as well as other Christians living and serving at court. Contrary to the common argument that the Seljuks retained churches near their palaces as a sign of their tolerance toward their Christian subjects, the paper presents evidence supporting the view that the sultans kept these structures for tactical and social reasons, for the use of their spouses and other Christian associates and servants of the Seljuk court. Compared with other contemporary neighbouring medieval cultures, the interactions in Anatolia between Mohammedans and Christians were on an unparalleled scale during the time of Muslim sovereignty. Once the cities had been secured by force, the most difficult and crucial process for their long-term existence was to establish the successful integration of the non-Muslim population into the existing economic system. The contemporary medieval sources are rich on the relations between Christian subjects and Seljuqid rulers in Anatolia and this topic has been the subject of many modern studies. 1 This study discusses the Eflatun masjid-church of St Amphilochios, formerly located on the Alaeddin hill in Konya, and the chapel within the citadel in Alanya, both next to the rulers' palaces during the Anatolian Seljuk period. Suggestions are made concerning
The edifice in Konya known as Eflatun and the church in the citadel of Alanya, both of which were... more The edifice in Konya known as Eflatun and the church in the citadel of Alanya, both of which were maintained during the Anatolian Seljuk period, are discussed and interpreted. Architectural and historical information indicates that both structures were used during this period by the Christian spouses of the sultans as well as other Christians living and serving at court. Contrary to the common argument that the Seljuks retained churches near their palaces as a sign of their tolerance toward their Christian subjects, the paper presents evidence supporting the view that the sultans kept these structures for tactical and social reasons, for the use of their spouses and other Christian associates and servants of the Seljuk court.