MUSTAFA KARABACAK - Academia.edu (original) (raw)
Papers by MUSTAFA KARABACAK
Tevilat, 2021
İnsan sağlığını koruma ve tedavi etme olarak ifade edilen tıp, insanlık tarihi kadar eskidir. Tıb... more İnsan sağlığını koruma ve tedavi etme olarak ifade edilen tıp, insanlık tarihi kadar eskidir. Tıbb-ı nebevî ise insan sağlığının korunmasında, tedavi ve tedavi araçlarının nasıl uygulanacağı konusunda peygamberin tavsiye ve uygulamalarıdır. Tıbb-ı nebevînin diğer bir ifadeyle Hz. Peygamber’in tıbbının ilahi kaynaklı mı yoksa dönemsel ve Arap toplumunun tıp bilgisinden mi kaynaklanmaktadır, konusu kadim bir tartışmadır. Hz. Peygamber’in tıp ile ilgili tavsiyeleri bazı duaların yanında ağırlıklı olarak yiyecek içecek ve bunların farklı karışımlarla kullanımıyla ilgilidir. İnsanoğlunun hayatını ikame edebilmesi için gıda denilen yiyecek ve içecekler zorunlu ve doğrudan bir etkiye sahiptir. Gıdalar, içinde taşıdığı vitamin ve mineraller yönünden biri birinden farklılık arz etmektedir. Ayet ve hadislerde bazı yiyecek ve içeceklerin diğerinden daha besleyici olduğu belirtmek için bereket ifadesi kullanılmıştır. Çalışmada öncelikle ayet ve hadislerde bereketli olarak belirtilen yiyecek ve ...
Mütefekkir, 2021
Öz Hadisin sıhhati senet ve metin incelemesiyle gerçekleşir. Sahih hadisin tanımında da görüldüğü... more Öz Hadisin sıhhati senet ve metin incelemesiyle gerçekleşir. Sahih hadisin tanımında da görüldüğü gibi muhaddisler senedin muttasıl olup ve rivayetin şaz ve muallel olmamasını râvinin adâlet ve zabt sıfatlarından sonra araştırmışlardır. Diğer bir tabirle muhaddisler, hadisin sıhhatini tespitte önceliği râvilerin durumlarını araştırmaya vermişlerdir. Hadisin senedindeki râvilerin durumları da yine muhaddisler tarafından geliştirilen cerh ve taʿdil lafızlarıyla ifade edilmiştir. Bu lafızların da bir gelişim süreci vardır. Cerh ve taʿdil lafızlarının gelişim sürecinde Buhârî'nin yeri ise yadsınamayacak derecede önemlidir. Buhârî, tasnif dönemi ve hadisin altın çağı olarak nitelendirilen üçüncü asırda yaşamış bir muhaddistir. Döneminde rical ve tarih bilgisiyle daha sonra da el-Câmiu's-sahîh'i ile meşhur olmuştur. Yazdığı hadis ve rical kitaplarında birçok cerh-taʿdil lafzı ve hadis ıstılahı kullanmıştır. İlk mustakil hadis usûlü kitabının kendisinden yaklaşık bir asır sonra yazıldığı düşünülürse Buhârî'nin kullandığı hadis ıstılahları bu anlamda önemlidir. Buhârî'nin kullandığı bütün hadis ıstılahları makale boyutunu aşacağından bu çalışmada sadece onun eserlerinde kullandığı taʿdil lafızları tespit edilmiştir.
Cemaleddin el-Aksarâyi, Osmanli Devri kurulus devri hukumdarlarindan I. Murat doneminde Amasya, K... more Cemaleddin el-Aksarâyi, Osmanli Devri kurulus devri hukumdarlarindan I. Murat doneminde Amasya, Konya ve Aksaray gibi Anadolu topraklarinda yasamis âlim ve mutasavviftir. Soyunun dorduncu kusaktan Fahreddin er-Razi'ye ulas¬tigi belirtilen Cemaleddin el-Aksarâyi, Cemâli nisbesiyle taninmistir. Aksaray’daki Zinciriye Medresesinde hocalik yapmis ve Aksaray’da vefat etmis onemli bir âlimdir. Tefsir, basta olmak uzere hadis, fikih, ahlak, tip, dilbilim gibi cesitli alanlara ait Arapca, Farsca ve Turkce eserler yazmistir. Aksarâyi’nin farkli alanlarda ve dillerde eserler kaleme almasi kendisinin cok yonlu bir âlim oldugunu gostermesinin yani sira 14. asirdaki ilmi birikime isik tutmasi bakimindan da onemlidir. Cemaleddin el-Aksarâyi’nin hadise dair el-Es’ile ve’l-Ecvibe olarak sohret bulmus Şerhu Muskilâti’l-Kur’ani’l-Kerim ve Şerhu Muskilâti Ehâdisi Rabbi’l-Âlemin adli bir eseri bulunmaktadir. Eserin mukaddimesinde belirtildigine gore Cemaleddin el-Aksarâyi, el-Es’ile ve’l-Ecvibe’yi,...
Imsak vaktinden iftar vaktine kadar bir amac ugruna ve bilincli olarak yeme icme ve cinsel iliski... more Imsak vaktinden iftar vaktine kadar bir amac ugruna ve bilincli olarak yeme icme ve cinsel iliskiden uzak durmak anlamina gelen oruc, Islam’in temel ibadetlerinden biridir. Hz. Peygamber’in icinde yasadigi Sami gelenegine bagli Mekke Musrikleri ve Medineli Yahudiler de bu ibadeti biliyor ve oruc tutuyorlardi. Fakat tuttuklari orucun baslangic ve bitisi yaklasik 24 saat veya iki, uc gun ve daha uzun sureyi bulmaktaydi. Hz. Peygamber ve sahâbiler de icinde yasadigi topluma uyarak bu sekilde oruc tutmuslardir. Islamiyette ise orucun suresinin kisaltilmasiyla birlikte onceki gelenekteki oruca visâl orucu denmistir. Hz. Peygamber kendisi visâl orucu tutmasina ragmen ashâbina bunu tavsiye etmemistir. Hz. Peygamber kendini ornek alarak oruc tutanlara “Ben sizin gibi degilim; Rabbim beni yedirir ve icirir” demistir. Bu calismada Sami gelenegindeki oructan baslayarak rivayetlerde visâl orucunu ve Hz. Peygamber’in “Rabbim beni yedirir ve icirir” ifadesini onun ummetine olan ornekligiyle nasil...
Mütefekkir, 2019
TİRMİZÎ'NİN ES-SÜNEN'İ ÇERÇEVESİNDE BUHÂRÎ'NİN KULLANDIĞI HADİS USÛLÜ TERİMLERİ Öz Bir ilmin usûl... more TİRMİZÎ'NİN ES-SÜNEN'İ ÇERÇEVESİNDE BUHÂRÎ'NİN KULLANDIĞI HADİS USÛLÜ TERİMLERİ Öz Bir ilmin usûlünü ve terimlerini bilmek başta o ilimle uğraşan kişiler açısından önemlidir. Hadis usûlü denilen, hadis ilminin usûl ve terimlerini içeren bu ilmin müstakil eserleri, temel hadis kitaplarından sonra yazılmıştır. Muhaddislerin hadis kitaplarındaki usûlleri, eserlerine yazdığı mukaddimeden tespit edilebilmektedir. Fakat bazı muhaddislerin eserlerine mukaddime yazmadıkları için, usûl kriterleri, kendilerinin veya talebelerinin eserlerinin incelenmesinden anlaşılmaktadır. Bilindiği gibi temel hadis kitapları ikinci üçüncü asırda yazılırken elimize ulaşan ilk usûl kitabı dördüncü asırda yazılmıştır. Fakat, dördüncü asra kadar, eserlerinde hadis usûlü konularından bahseden muhaddisler vardır. Bunlardan biri üçüncü asırda yaşamış Tirmizî'dir. Tirmizî, es-Sünen isimli kitabının sonundaki "Kitâbu'l-ılel" bölümünde bu konuya değinmekte olup hakikatte o, eserinin tamamında yeri geldikçe hadis usûlü konularından bahsetmektedir. Bu çalışmada Tirmizî'nin es-Sünen isimli eseri özelinde hocası Buhârî'nin kullandığı hadis usûlü terimleri tespit edilecektir. Konu örneklendirmeler yapılarak işlenecektir. Makalede temel amaç Buhârî'nin kullandığı hadis usulü terimlerini tespit olduğundan rivayetler incelenirken Buhârî'nin söz konusu etmediği isnadın diğer ravileri hakkında bir değerlendirme yapılmayacaktır. Makalede ayrıca Buhârî'nin rivayet veya ravi hakkında vardığı sonuca öğrencisi Tirmizî'nin katılıp katılmadığı da belirtilecektir. Ayrıca Buhârî'nin ta'dîl veya cerh ettiği ravilerden rivayette bulunup bulunmadığı da rivayetin sonunda söz konusu edilecektir.
Mütefekkir, 2018
Bu makale en az iki hakem tarafından incelenmiş ve bir intihal yazılımı ile taranmıştır. İntihal ... more Bu makale en az iki hakem tarafından incelenmiş ve bir intihal yazılımı ile taranmıştır. İntihal yapılmadığı tespit edilmiştir. / This article has been reviewed by at least two referees and scanned via a plagiarism software. No plagiarism has been detected.
Mütefekkir, 2015
Bu çalıĢmada sahabenin ravilerin zabtına verdiği önem incelenmiĢ, onların zabta önem verme sebepl... more Bu çalıĢmada sahabenin ravilerin zabtına verdiği önem incelenmiĢ, onların zabta önem verme sebepleri ile bu konudaki metodları üzerinde durulmuĢtur. Ayrıca ça-lıĢma hadislerin zabtı konusunda sahabenin ortaya koyduğu eksik ve fazla rivayetlerin ortaya çıkmasına katkıda bulunacağı amaçlanmıĢtır. Bu çalıĢmada sahabenin zabtını te'kid için değiĢik yolların ortaya çıktığı görülmektedir. Bunlar da Ģunlardır: Haberi araĢtırmak için Kur'anî emre uymaları, Sünneti Nebeviyyeyi koruma hırsları bu konuda gevĢekliğe hoĢgörülü davranmamaları, ravinin hatasından veya yanlıĢ yazma ihtimalinden dolayı yalana güvenmemeleri, kendi bilgisine aykırı bir rivayet söylendiğinde ravinin zabtını te'kid için doğrudan Hz. Peygamber'e müracaattır. Yine bu çalıĢmada ravinin zabtını bilmek için sahabenin dayandığı yollar tespit edilmeye çalıĢılmıĢtır: Doğrudan kaynağa müracaat, sikanın muvafakatı, sikanın Ģehadeti veya yemini ile, ezberindekini yazılı metinle veya yazılı metindekini ezberindeki ile kıyaslama ile veya da bir baĢkasının haber vermesiyle ravinin zabtını bilme.
Mütefekkir, 2014
Allah Teâlâ, bazı zamanları diğerlerinden fazilet bakımından üstün kılmıĢtır. Ramazan ayının diğe... more Allah Teâlâ, bazı zamanları diğerlerinden fazilet bakımından üstün kılmıĢtır. Ramazan ayının diğer aylara, Kadir Gecesi'nin diğer gecelere, Cuma ve Arefe gününün diğer günlere üstünlüğü bu meyanda örnekler teĢkil etmektedir. Arefe günü mübârek bir gündür; çünkü Hac ibadetinin önemli bir rüknu olan vakfe bugünde yapılmaktadır. Bu günün faziletiyle ilgili oldukça fazla hadis vardır. Biz de bu çalıĢmada Arefe gününde yapılması tavsiye edilen dua ve ibadetlerin faziletiyle ilgili hadisleri değil; bugünün faziletine iĢaret eden hadislerin isnadına yönelik inceleme ve anla-Ģılmasına yönelik değerlendirmeler yaptık. Makaledeki amaç, Arefe gününün faziletine dâir zikredilen rivâyetlerin niteliğini tespit eden mütevâzi bir çalıĢma sunmaktır.
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2014
Mehmet Âkif Ersoy, Osmanlı Devleti'nin sonu ile Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarında yaşamış mün... more Mehmet Âkif Ersoy, Osmanlı Devleti'nin sonu ile Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarında yaşamış münevver bir İslam şâiridir. Onun Balkan Harbi ve Milli Mücadele yıllarında verdiği vaazlarda âyet ve hadisleri kullanarak toplumun bilinçlenmesine ve sorunların çözümüne katkıda bulunmaya çalıştığı bilinmektedir. Yaptığı vaazlar, Eşref Edip tarafından kaleme alınmıştır. Onun yayınlanmış dokuz sohbet ve vaazı vardır. Balkan Savaşı sırasında Beyazıd, Fatih ve Süleymaniye camilerinde yaptığı vaazlar Sırât-ı Müstakîm dergisinde neşredilmiştir. Vaazlarında toplam 12 hadis tespit ettik. Bunları konuları itibariyle gruplandırdık ve başlık oluşturduk. Hadisleri onun görüşlerini esas alarak açıkladık ve hadis kritiği açısından inceledik. Şüphesiz vaazların yapıldığı zamanlar, toplumda duygusal aklın ön plana çıktığı süreçlerdir. Aynı zamanda bu vaazların irticâli/kendiliğinden konuşmalar olduğunu da unutmamak gerekir. O, vaazlarında hadislerin bazen arapça metninin tamamını, bazen bir kısmını, bazen de sadece hadisin tercümesini vererek kullanmıştır. Âyet ve hadisleri kullanmadaki mahareti onun bu konulardaki engin bilgisine işaret etmektedir. Onun mevzû haberler konusunda tepkisi bilinmekle birlikte; bazen hadislerin sıhhatini araştırmadan kullandığı da muhakkaktır. Bunları da konularına göre gruplandırarak şu başlıklar altında inceledik. Kavmiyetçilik yerine İslam kardeşliği, Aklı kullanmak, Çalışmak, Güzel Ahlaklı olmak ve Hz. Ömer'in fazileti.
Journal of Turkish Studies, 2014
Marife Dini Araştırmalar Dergisi, 2018
Zaman zaman aynı safta namaz kılan Müslümanların teşehhüt anında sağ ellerinin parmakları ile ilg... more Zaman zaman aynı safta namaz kılan Müslümanların teşehhüt anında sağ ellerinin parmakları ile ilgili farklı uygulamalar yaptıklarına şahit olunmaktadır. Hatta parmağını ne zaman ve nasıl kardırdığından hangi mezhebe mensup olduğu da rahatlıkla anlaşılmaktadır. "Namazı benden gördüğünüz gibi kılın!" buyuran bir peygambere mensup bu insanların aynı kaynaktan beslenmelerine rağmen aralarında bu fark/farklar nereden kaynaklanmaktadır? Bilindiği gibi Kur'an-ı Kerim namazın farzlarından bahsetmekte ve ayrıntıya girmemektedir. Bu konuda ayrıntılar ise hadislerde daha çok da sahabe sözleri olan mevkuf rivayetlerdedir. Müslümanın gayesi elbette peygamberinin kıldığı gibi namazını kılmaktır; çünkü böyle yapıldığı zaman maksat hâsıl olmaktadır. Hz. Peygamber'in namaz kıldığı gibi bir namaz elbette onun namaz tariflerinden ve sahabenin onda gördüklerinden anlaşılacaktır. Bu konuda temel kriter de hadislerdir. Biz de bu makalede mezhebî görüşlere girmeden teşehhüt anında yapılan el ve parmakların durumu ve bu mezkur uygulamalardan hangisinin hadislere daha uygun olduğunu araştıracağız.
Ekev Akademi Dergisi, 2015
Öz Ka'b b. Mâlik, İkinci Akabe biatına katılmış, Bedir ve Tebük seferlerine katılmamış sahabileri... more Öz Ka'b b. Mâlik, İkinci Akabe biatına katılmış, Bedir ve Tebük seferlerine katılmamış sahabilerin öncülerinden birisidir. Oğlu Abdullah, babasının ağzından aktardığı hadiste babasının ve ayrıca iki sahabinin Tebük Seferi'ne katılmama sebebini ve Müslümanların elli günlük boykotundan sonra Allah Teâlâ'nın tevbelerini kabul ediş sürecini anlatmıştır. Ka'b'ın, Tebük Seferi'ne katılmayıp tevbesini geciktirmesi ve Allah tarafından affedildiğine dair hakkında âyet nâzil olan üç kişiden biri olması bilinirliğini biraz daha artırmıştır. Tevbenin nasıl olması gerektiğinin en güzel örneği anlatılmış olmakla birlikte, bu hadis farklı alanlar için üzerinde çalışılması gereken bir rivayettir. Hadiste belirtildiğine göre, Ka'b b. Mâlik, İkinci Akabe biatına katılmayı Bedir'de bulunmaktan daha üstün görmektedir. Bu değerlendirmesinde de yalnız değildir. Bu rivayet sahabenin kendi aralarında da bir fazilet sıralaması yaptığını ve bu konuda bir birliğin olmadığını da göstermektedir. Bu makalede onun ifadelerinden yola çıkarak sahabenin fazilet derecelendirmesi incelenmiştir. Ka'b ve iki sahabi, Tebük Seferi'ne kendi ifadesine göre geçerli hiçbir mazereti olmamasına rağmen katılmamışlar ve bu konuda Hz. Peygamber'e hiçbir mazeret de söylememişlerdir. Tebük Seferi'ne katılmadığı halde mazereti olmayan başkaları da vardı. Bunların dışındakiler hatalarını hemen anlamışlar ve Hz. Peygamber'in savaştan dönmesini beklemeden tevbe etmişlerdir. Bu üç sahabi ise tevbeyi geciktirmişler ve bir hata işledim sonucuna katlanacağım deyip beklemeye başlamışlar ve sonuçta Allah tevbelerini kabul etmiştir.
The American Journal of Cardiology, 2003
Patients with diabetes are at increased risk for adverse events after coronary stenting, perhaps ... more Patients with diabetes are at increased risk for adverse events after coronary stenting, perhaps reflecting a pro-inflammatory state. To characterize the inflammatory response to coronary stenting in patients with and without diabetes, blood samples were obtained from 75 patients before stenting and 10 minutes, 1 hour, and 24 hours later. C-reactive protein (CRP, microg/ml), interleukin (IL)-6 (pg/ml), IL-1 receptor antagonist (pg/ml), and soluble CD40 ligand (ng/ml) were assayed in each sample by enzyme-linked immunosorbent assay. Concentration changes after stenting were identified by repeated-measures analysis of variance. Multivariate analysis was performed to delineate independent predictors of increased concentrations of inflammation markers. Overall, 88% of patients had acute coronary syndromes; 36% had elevated markers of cardiac injury. The preprocedural concentrations of CRP in those with diabetes were more than twice as high as those in patients without diabetes. Two independent predictors of elevated preprocedural CRP concentrations were diabetes (odds ratio 3.95, 95% confidence interval 1.17 to 13.4) and a cardiac marker-positive acute coronary syndrome (odds ratio 3.70, 95% confidence interval 1.22 to 11.2). Preprocedural concentrations of IL-6, IL-1 receptor antagonist, and soluble CD40 ligand tended to be greater in patients with diabetes. The increase in CRP after stenting was much greater for patients without diabetes compared with that in patients with diabetes such that the apparent intensity of inflammation after 24 hours was similar in those with and without diabetes. Thus, patients with and without diabetes exhibit different inflammatory responses to stenting, reflecting the lower preprocedural inflammation in those without diabetes versus those with diabetes.
Tevilat, 2021
İnsan sağlığını koruma ve tedavi etme olarak ifade edilen tıp, insanlık tarihi kadar eskidir. Tıb... more İnsan sağlığını koruma ve tedavi etme olarak ifade edilen tıp, insanlık tarihi kadar eskidir. Tıbb-ı nebevî ise insan sağlığının korunmasında, tedavi ve tedavi araçlarının nasıl uygulanacağı konusunda peygamberin tavsiye ve uygulamalarıdır. Tıbb-ı nebevînin diğer bir ifadeyle Hz. Peygamber’in tıbbının ilahi kaynaklı mı yoksa dönemsel ve Arap toplumunun tıp bilgisinden mi kaynaklanmaktadır, konusu kadim bir tartışmadır. Hz. Peygamber’in tıp ile ilgili tavsiyeleri bazı duaların yanında ağırlıklı olarak yiyecek içecek ve bunların farklı karışımlarla kullanımıyla ilgilidir. İnsanoğlunun hayatını ikame edebilmesi için gıda denilen yiyecek ve içecekler zorunlu ve doğrudan bir etkiye sahiptir. Gıdalar, içinde taşıdığı vitamin ve mineraller yönünden biri birinden farklılık arz etmektedir. Ayet ve hadislerde bazı yiyecek ve içeceklerin diğerinden daha besleyici olduğu belirtmek için bereket ifadesi kullanılmıştır. Çalışmada öncelikle ayet ve hadislerde bereketli olarak belirtilen yiyecek ve ...
Mütefekkir, 2021
Öz Hadisin sıhhati senet ve metin incelemesiyle gerçekleşir. Sahih hadisin tanımında da görüldüğü... more Öz Hadisin sıhhati senet ve metin incelemesiyle gerçekleşir. Sahih hadisin tanımında da görüldüğü gibi muhaddisler senedin muttasıl olup ve rivayetin şaz ve muallel olmamasını râvinin adâlet ve zabt sıfatlarından sonra araştırmışlardır. Diğer bir tabirle muhaddisler, hadisin sıhhatini tespitte önceliği râvilerin durumlarını araştırmaya vermişlerdir. Hadisin senedindeki râvilerin durumları da yine muhaddisler tarafından geliştirilen cerh ve taʿdil lafızlarıyla ifade edilmiştir. Bu lafızların da bir gelişim süreci vardır. Cerh ve taʿdil lafızlarının gelişim sürecinde Buhârî'nin yeri ise yadsınamayacak derecede önemlidir. Buhârî, tasnif dönemi ve hadisin altın çağı olarak nitelendirilen üçüncü asırda yaşamış bir muhaddistir. Döneminde rical ve tarih bilgisiyle daha sonra da el-Câmiu's-sahîh'i ile meşhur olmuştur. Yazdığı hadis ve rical kitaplarında birçok cerh-taʿdil lafzı ve hadis ıstılahı kullanmıştır. İlk mustakil hadis usûlü kitabının kendisinden yaklaşık bir asır sonra yazıldığı düşünülürse Buhârî'nin kullandığı hadis ıstılahları bu anlamda önemlidir. Buhârî'nin kullandığı bütün hadis ıstılahları makale boyutunu aşacağından bu çalışmada sadece onun eserlerinde kullandığı taʿdil lafızları tespit edilmiştir.
Cemaleddin el-Aksarâyi, Osmanli Devri kurulus devri hukumdarlarindan I. Murat doneminde Amasya, K... more Cemaleddin el-Aksarâyi, Osmanli Devri kurulus devri hukumdarlarindan I. Murat doneminde Amasya, Konya ve Aksaray gibi Anadolu topraklarinda yasamis âlim ve mutasavviftir. Soyunun dorduncu kusaktan Fahreddin er-Razi'ye ulas¬tigi belirtilen Cemaleddin el-Aksarâyi, Cemâli nisbesiyle taninmistir. Aksaray’daki Zinciriye Medresesinde hocalik yapmis ve Aksaray’da vefat etmis onemli bir âlimdir. Tefsir, basta olmak uzere hadis, fikih, ahlak, tip, dilbilim gibi cesitli alanlara ait Arapca, Farsca ve Turkce eserler yazmistir. Aksarâyi’nin farkli alanlarda ve dillerde eserler kaleme almasi kendisinin cok yonlu bir âlim oldugunu gostermesinin yani sira 14. asirdaki ilmi birikime isik tutmasi bakimindan da onemlidir. Cemaleddin el-Aksarâyi’nin hadise dair el-Es’ile ve’l-Ecvibe olarak sohret bulmus Şerhu Muskilâti’l-Kur’ani’l-Kerim ve Şerhu Muskilâti Ehâdisi Rabbi’l-Âlemin adli bir eseri bulunmaktadir. Eserin mukaddimesinde belirtildigine gore Cemaleddin el-Aksarâyi, el-Es’ile ve’l-Ecvibe’yi,...
Imsak vaktinden iftar vaktine kadar bir amac ugruna ve bilincli olarak yeme icme ve cinsel iliski... more Imsak vaktinden iftar vaktine kadar bir amac ugruna ve bilincli olarak yeme icme ve cinsel iliskiden uzak durmak anlamina gelen oruc, Islam’in temel ibadetlerinden biridir. Hz. Peygamber’in icinde yasadigi Sami gelenegine bagli Mekke Musrikleri ve Medineli Yahudiler de bu ibadeti biliyor ve oruc tutuyorlardi. Fakat tuttuklari orucun baslangic ve bitisi yaklasik 24 saat veya iki, uc gun ve daha uzun sureyi bulmaktaydi. Hz. Peygamber ve sahâbiler de icinde yasadigi topluma uyarak bu sekilde oruc tutmuslardir. Islamiyette ise orucun suresinin kisaltilmasiyla birlikte onceki gelenekteki oruca visâl orucu denmistir. Hz. Peygamber kendisi visâl orucu tutmasina ragmen ashâbina bunu tavsiye etmemistir. Hz. Peygamber kendini ornek alarak oruc tutanlara “Ben sizin gibi degilim; Rabbim beni yedirir ve icirir” demistir. Bu calismada Sami gelenegindeki oructan baslayarak rivayetlerde visâl orucunu ve Hz. Peygamber’in “Rabbim beni yedirir ve icirir” ifadesini onun ummetine olan ornekligiyle nasil...
Mütefekkir, 2019
TİRMİZÎ'NİN ES-SÜNEN'İ ÇERÇEVESİNDE BUHÂRÎ'NİN KULLANDIĞI HADİS USÛLÜ TERİMLERİ Öz Bir ilmin usûl... more TİRMİZÎ'NİN ES-SÜNEN'İ ÇERÇEVESİNDE BUHÂRÎ'NİN KULLANDIĞI HADİS USÛLÜ TERİMLERİ Öz Bir ilmin usûlünü ve terimlerini bilmek başta o ilimle uğraşan kişiler açısından önemlidir. Hadis usûlü denilen, hadis ilminin usûl ve terimlerini içeren bu ilmin müstakil eserleri, temel hadis kitaplarından sonra yazılmıştır. Muhaddislerin hadis kitaplarındaki usûlleri, eserlerine yazdığı mukaddimeden tespit edilebilmektedir. Fakat bazı muhaddislerin eserlerine mukaddime yazmadıkları için, usûl kriterleri, kendilerinin veya talebelerinin eserlerinin incelenmesinden anlaşılmaktadır. Bilindiği gibi temel hadis kitapları ikinci üçüncü asırda yazılırken elimize ulaşan ilk usûl kitabı dördüncü asırda yazılmıştır. Fakat, dördüncü asra kadar, eserlerinde hadis usûlü konularından bahseden muhaddisler vardır. Bunlardan biri üçüncü asırda yaşamış Tirmizî'dir. Tirmizî, es-Sünen isimli kitabının sonundaki "Kitâbu'l-ılel" bölümünde bu konuya değinmekte olup hakikatte o, eserinin tamamında yeri geldikçe hadis usûlü konularından bahsetmektedir. Bu çalışmada Tirmizî'nin es-Sünen isimli eseri özelinde hocası Buhârî'nin kullandığı hadis usûlü terimleri tespit edilecektir. Konu örneklendirmeler yapılarak işlenecektir. Makalede temel amaç Buhârî'nin kullandığı hadis usulü terimlerini tespit olduğundan rivayetler incelenirken Buhârî'nin söz konusu etmediği isnadın diğer ravileri hakkında bir değerlendirme yapılmayacaktır. Makalede ayrıca Buhârî'nin rivayet veya ravi hakkında vardığı sonuca öğrencisi Tirmizî'nin katılıp katılmadığı da belirtilecektir. Ayrıca Buhârî'nin ta'dîl veya cerh ettiği ravilerden rivayette bulunup bulunmadığı da rivayetin sonunda söz konusu edilecektir.
Mütefekkir, 2018
Bu makale en az iki hakem tarafından incelenmiş ve bir intihal yazılımı ile taranmıştır. İntihal ... more Bu makale en az iki hakem tarafından incelenmiş ve bir intihal yazılımı ile taranmıştır. İntihal yapılmadığı tespit edilmiştir. / This article has been reviewed by at least two referees and scanned via a plagiarism software. No plagiarism has been detected.
Mütefekkir, 2015
Bu çalıĢmada sahabenin ravilerin zabtına verdiği önem incelenmiĢ, onların zabta önem verme sebepl... more Bu çalıĢmada sahabenin ravilerin zabtına verdiği önem incelenmiĢ, onların zabta önem verme sebepleri ile bu konudaki metodları üzerinde durulmuĢtur. Ayrıca ça-lıĢma hadislerin zabtı konusunda sahabenin ortaya koyduğu eksik ve fazla rivayetlerin ortaya çıkmasına katkıda bulunacağı amaçlanmıĢtır. Bu çalıĢmada sahabenin zabtını te'kid için değiĢik yolların ortaya çıktığı görülmektedir. Bunlar da Ģunlardır: Haberi araĢtırmak için Kur'anî emre uymaları, Sünneti Nebeviyyeyi koruma hırsları bu konuda gevĢekliğe hoĢgörülü davranmamaları, ravinin hatasından veya yanlıĢ yazma ihtimalinden dolayı yalana güvenmemeleri, kendi bilgisine aykırı bir rivayet söylendiğinde ravinin zabtını te'kid için doğrudan Hz. Peygamber'e müracaattır. Yine bu çalıĢmada ravinin zabtını bilmek için sahabenin dayandığı yollar tespit edilmeye çalıĢılmıĢtır: Doğrudan kaynağa müracaat, sikanın muvafakatı, sikanın Ģehadeti veya yemini ile, ezberindekini yazılı metinle veya yazılı metindekini ezberindeki ile kıyaslama ile veya da bir baĢkasının haber vermesiyle ravinin zabtını bilme.
Mütefekkir, 2014
Allah Teâlâ, bazı zamanları diğerlerinden fazilet bakımından üstün kılmıĢtır. Ramazan ayının diğe... more Allah Teâlâ, bazı zamanları diğerlerinden fazilet bakımından üstün kılmıĢtır. Ramazan ayının diğer aylara, Kadir Gecesi'nin diğer gecelere, Cuma ve Arefe gününün diğer günlere üstünlüğü bu meyanda örnekler teĢkil etmektedir. Arefe günü mübârek bir gündür; çünkü Hac ibadetinin önemli bir rüknu olan vakfe bugünde yapılmaktadır. Bu günün faziletiyle ilgili oldukça fazla hadis vardır. Biz de bu çalıĢmada Arefe gününde yapılması tavsiye edilen dua ve ibadetlerin faziletiyle ilgili hadisleri değil; bugünün faziletine iĢaret eden hadislerin isnadına yönelik inceleme ve anla-Ģılmasına yönelik değerlendirmeler yaptık. Makaledeki amaç, Arefe gününün faziletine dâir zikredilen rivâyetlerin niteliğini tespit eden mütevâzi bir çalıĢma sunmaktır.
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2014
Mehmet Âkif Ersoy, Osmanlı Devleti'nin sonu ile Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarında yaşamış mün... more Mehmet Âkif Ersoy, Osmanlı Devleti'nin sonu ile Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarında yaşamış münevver bir İslam şâiridir. Onun Balkan Harbi ve Milli Mücadele yıllarında verdiği vaazlarda âyet ve hadisleri kullanarak toplumun bilinçlenmesine ve sorunların çözümüne katkıda bulunmaya çalıştığı bilinmektedir. Yaptığı vaazlar, Eşref Edip tarafından kaleme alınmıştır. Onun yayınlanmış dokuz sohbet ve vaazı vardır. Balkan Savaşı sırasında Beyazıd, Fatih ve Süleymaniye camilerinde yaptığı vaazlar Sırât-ı Müstakîm dergisinde neşredilmiştir. Vaazlarında toplam 12 hadis tespit ettik. Bunları konuları itibariyle gruplandırdık ve başlık oluşturduk. Hadisleri onun görüşlerini esas alarak açıkladık ve hadis kritiği açısından inceledik. Şüphesiz vaazların yapıldığı zamanlar, toplumda duygusal aklın ön plana çıktığı süreçlerdir. Aynı zamanda bu vaazların irticâli/kendiliğinden konuşmalar olduğunu da unutmamak gerekir. O, vaazlarında hadislerin bazen arapça metninin tamamını, bazen bir kısmını, bazen de sadece hadisin tercümesini vererek kullanmıştır. Âyet ve hadisleri kullanmadaki mahareti onun bu konulardaki engin bilgisine işaret etmektedir. Onun mevzû haberler konusunda tepkisi bilinmekle birlikte; bazen hadislerin sıhhatini araştırmadan kullandığı da muhakkaktır. Bunları da konularına göre gruplandırarak şu başlıklar altında inceledik. Kavmiyetçilik yerine İslam kardeşliği, Aklı kullanmak, Çalışmak, Güzel Ahlaklı olmak ve Hz. Ömer'in fazileti.
Journal of Turkish Studies, 2014
Marife Dini Araştırmalar Dergisi, 2018
Zaman zaman aynı safta namaz kılan Müslümanların teşehhüt anında sağ ellerinin parmakları ile ilg... more Zaman zaman aynı safta namaz kılan Müslümanların teşehhüt anında sağ ellerinin parmakları ile ilgili farklı uygulamalar yaptıklarına şahit olunmaktadır. Hatta parmağını ne zaman ve nasıl kardırdığından hangi mezhebe mensup olduğu da rahatlıkla anlaşılmaktadır. "Namazı benden gördüğünüz gibi kılın!" buyuran bir peygambere mensup bu insanların aynı kaynaktan beslenmelerine rağmen aralarında bu fark/farklar nereden kaynaklanmaktadır? Bilindiği gibi Kur'an-ı Kerim namazın farzlarından bahsetmekte ve ayrıntıya girmemektedir. Bu konuda ayrıntılar ise hadislerde daha çok da sahabe sözleri olan mevkuf rivayetlerdedir. Müslümanın gayesi elbette peygamberinin kıldığı gibi namazını kılmaktır; çünkü böyle yapıldığı zaman maksat hâsıl olmaktadır. Hz. Peygamber'in namaz kıldığı gibi bir namaz elbette onun namaz tariflerinden ve sahabenin onda gördüklerinden anlaşılacaktır. Bu konuda temel kriter de hadislerdir. Biz de bu makalede mezhebî görüşlere girmeden teşehhüt anında yapılan el ve parmakların durumu ve bu mezkur uygulamalardan hangisinin hadislere daha uygun olduğunu araştıracağız.
Ekev Akademi Dergisi, 2015
Öz Ka'b b. Mâlik, İkinci Akabe biatına katılmış, Bedir ve Tebük seferlerine katılmamış sahabileri... more Öz Ka'b b. Mâlik, İkinci Akabe biatına katılmış, Bedir ve Tebük seferlerine katılmamış sahabilerin öncülerinden birisidir. Oğlu Abdullah, babasının ağzından aktardığı hadiste babasının ve ayrıca iki sahabinin Tebük Seferi'ne katılmama sebebini ve Müslümanların elli günlük boykotundan sonra Allah Teâlâ'nın tevbelerini kabul ediş sürecini anlatmıştır. Ka'b'ın, Tebük Seferi'ne katılmayıp tevbesini geciktirmesi ve Allah tarafından affedildiğine dair hakkında âyet nâzil olan üç kişiden biri olması bilinirliğini biraz daha artırmıştır. Tevbenin nasıl olması gerektiğinin en güzel örneği anlatılmış olmakla birlikte, bu hadis farklı alanlar için üzerinde çalışılması gereken bir rivayettir. Hadiste belirtildiğine göre, Ka'b b. Mâlik, İkinci Akabe biatına katılmayı Bedir'de bulunmaktan daha üstün görmektedir. Bu değerlendirmesinde de yalnız değildir. Bu rivayet sahabenin kendi aralarında da bir fazilet sıralaması yaptığını ve bu konuda bir birliğin olmadığını da göstermektedir. Bu makalede onun ifadelerinden yola çıkarak sahabenin fazilet derecelendirmesi incelenmiştir. Ka'b ve iki sahabi, Tebük Seferi'ne kendi ifadesine göre geçerli hiçbir mazereti olmamasına rağmen katılmamışlar ve bu konuda Hz. Peygamber'e hiçbir mazeret de söylememişlerdir. Tebük Seferi'ne katılmadığı halde mazereti olmayan başkaları da vardı. Bunların dışındakiler hatalarını hemen anlamışlar ve Hz. Peygamber'in savaştan dönmesini beklemeden tevbe etmişlerdir. Bu üç sahabi ise tevbeyi geciktirmişler ve bir hata işledim sonucuna katlanacağım deyip beklemeye başlamışlar ve sonuçta Allah tevbelerini kabul etmiştir.
The American Journal of Cardiology, 2003
Patients with diabetes are at increased risk for adverse events after coronary stenting, perhaps ... more Patients with diabetes are at increased risk for adverse events after coronary stenting, perhaps reflecting a pro-inflammatory state. To characterize the inflammatory response to coronary stenting in patients with and without diabetes, blood samples were obtained from 75 patients before stenting and 10 minutes, 1 hour, and 24 hours later. C-reactive protein (CRP, microg/ml), interleukin (IL)-6 (pg/ml), IL-1 receptor antagonist (pg/ml), and soluble CD40 ligand (ng/ml) were assayed in each sample by enzyme-linked immunosorbent assay. Concentration changes after stenting were identified by repeated-measures analysis of variance. Multivariate analysis was performed to delineate independent predictors of increased concentrations of inflammation markers. Overall, 88% of patients had acute coronary syndromes; 36% had elevated markers of cardiac injury. The preprocedural concentrations of CRP in those with diabetes were more than twice as high as those in patients without diabetes. Two independent predictors of elevated preprocedural CRP concentrations were diabetes (odds ratio 3.95, 95% confidence interval 1.17 to 13.4) and a cardiac marker-positive acute coronary syndrome (odds ratio 3.70, 95% confidence interval 1.22 to 11.2). Preprocedural concentrations of IL-6, IL-1 receptor antagonist, and soluble CD40 ligand tended to be greater in patients with diabetes. The increase in CRP after stenting was much greater for patients without diabetes compared with that in patients with diabetes such that the apparent intensity of inflammation after 24 hours was similar in those with and without diabetes. Thus, patients with and without diabetes exhibit different inflammatory responses to stenting, reflecting the lower preprocedural inflammation in those without diabetes versus those with diabetes.