Mustafa Erdoğan - Academia.edu (original) (raw)
Papers by Mustafa Erdoğan
DergiPark (Istanbul University), Jun 1, 2012
Mahmûd bin Mustafa; XVI. asrın ünlü vezirlerinden Celâl-zâde Mustafa'nın oğludur. İstanbul'da yaş... more Mahmûd bin Mustafa; XVI. asrın ünlü vezirlerinden Celâl-zâde Mustafa'nın oğludur. İstanbul'da yaşayan, defterdarlık ve divan-ı hümayun kâtipliği gibi üst düzey görevlerde bulunan Mahmûd Efendi, babasının vefatından sonra, kendisine vaad edilen nişancılık görevinin verilmemesi ve yeterince ilgi gösterilmemesi sebebiyle, bir anlamda devlet yönetimine küserek inzivaya çekilmiştir. Sultan III. Murad'ın tahta geçişiyle yeniden sanat ve siyaset sahnesine dönen Mahmûd Efendi'nin Sultan III. Mehmed devrinde, 1596'dan sonra vefat ettiği anlaşılmaktadır. Mahmûd Efendi'nin mürettep bir Divan'ı ve Gencîne-i Letâif isimli nazım-nesir karışık bir eseri vardır. Ancak, Mahmûd Efendi hakkında ne şair tezkirelerinde ve ne de diğer tarihî yahut güncel biyografik kaynaklarda neredeyse hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Bu yazıda şairin hayatı, eserleri ve edebî kişiliği hakkında bilgi verilecek, daha sonra da Divan'ında bulunan üç şehir medhiyesi ilgililerin dikkatine sunulacaktır.
Klasik Turk Edebiyatı Nazım Şekillerine Dair Bazı Notlar, Tashihler ve Tartışmalar, 2023
Yayınevinin yazılı izni olmaksızın, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da f... more Yayınevinin yazılı izni olmaksızın, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz. Nobel Yayın Grubu, 1984 yılından itibaren ulusal ve 2011 yılından itibaren ise uluslararası düzeyde düzenli olarak faaliyet yürütmekte ve yayınladığı kitaplar, ulusal ve uluslararası düzeydeki yükseköğretim kurumları kataloglarında yer almaktadır.
DergiPark (Istanbul University), Feb 28, 2010
DergiPark (Istanbul University), Apr 1, 2009
Bu makalede önce, divan şiirindeki ortak mahlas sorunu ele alınmış, ortak mahlas kullanımının div... more Bu makalede önce, divan şiirindeki ortak mahlas sorunu ele alınmış, ortak mahlas kullanımının divan şiirinde nasıl karşılandığı, sebepleri, sonuçları, bu edebiyatın yaşadığı dönemde ve sonrasında ne gibi sıkıntılara sebep olduğu üzerinde durulmuştur. Başka şairlerle ortak mahlas kullanmaya divan şiiri geleneğinde iyi bakılmamış, hatta kimi zaman şairler bu yüzden mahlaslarını bile değiştirmişlerdir. Müşterek mahlas kullanımı sonucu geçmişte ve günümüzde şairler ve şiirler karıştırılmış, hatta kimi zaman bu yüzden kavgalar bile yaşanmıştır. Bu bakımdan araştırmacıların çok dikkatli olması, ayrıntıları atlamaması, araştırma sırasında varsa şairlerin eserlerine, tezkirelere, önemli şiir mecmualarına ve ilgili yayınlara mutlaka müracaat etmesi gerekmektedir. Yazıda daha sonra, Kabûlî örneğinden hareketle konu daha net hale getirilmiş ve Kabûlî mahlasını kullanan şairlerin de yer yer karıştırıldığı; Gedizli Kabûlî'nin şiirlerinin Sirozlu Kabûlî'ye ve Şeyh Mustafa Kabûlî'ye ait olarak gösterildiği ifade edilmiştir.
Dumlupınar Üniversitesi sosyal bilimler dergisi, Jun 20, 2015
Turk Kulturu Ve Haci Bektas Veli-arastirma Dergisi, 2003
... gücendim * Eyledik secdeyi cemâl-i yâre Vâkıf olur mu hiç zâhid esrâre Ka'be&... more ... gücendim * Eyledik secdeyi cemâl-i yâre Vâkıf olur mu hiç zâhid esrâre Ka'be'den mescidden olup âvâre Aşkın imâmına uyanlar gelsin * Kestik alâkayı şimdi her şeyle Mest olduk cânânın sunduğu meyle Nağme-i tanburla ... Henüz bahar zamanı olduğu için ortada köz bir mangal. ...
Turkish academic research review, Jun 22, 2023
Sonradan "Baba Hüsnî" diye tanınacak olan şair ve muallim Hüseyin Hüsnü (Ozanbay), 1882'de Dağıst... more Sonradan "Baba Hüsnî" diye tanınacak olan şair ve muallim Hüseyin Hüsnü (Ozanbay), 1882'de Dağıstan'da doğmuş, ilk ve orta tahsilini memleketinde yapmış, ardından İstanbul'da önce Dârülmuallimîn'i daha sonra da Dârülfünûn Edebiyat Fakültesi'ni bitirmiştir. 1909'da İşkodra İdadisi Türkçe ve edebiyat öğretmenliğine başlayan Hüsnî, 1911 yılında Samsun Lisesi edebiyat ve Türkçe öğretmenliğine tayin edilmiştir. Şairin 30 yaşlarında başlayan Samsun macerası 20 yıldan uzun bir süre devam etmiştir. Samsun'da şairliğiyle de tanınan Baba Hüsnî; sivri dilli ve rint-meşrep oluşunun tesiriyle, buradan kendi isteği dışında ve maaşı düşürülerek Konya'ya gönderilmiş, 8 yıl da Konya'da görev yaptıktan sonra, 1942'de vefat etmiştir. Mezarı Üçler Mezarlığı'ndadır. Son divan şairlerinden biri sayılabilecek Baba Hüsnî, her ne kadar şekil itibarıyla eskiyi devam ettirse de halk şiirinden de yararlanmıştır. Bu yüzden Hüsnî'yi döneminin divan edebiyatı ile halk edebiyatı arasında köprü görevi gören şairlerinden biri olarak değerlendirmek mümkündür. Hüsnî'nin bilinen tek eseri Divan'ıdır. İki yazma nüshası olan Baba Hüsnî Divanı'nda dini ve tasavvufi konular, dönemden şikâyet ve eleştiri, aşk teması, tarihi olaylar, ölüm gibi çok farklı konular işlenmiştir. Şiirlerinin mizahî yönü de olan şair, ayrıca millî ve hamasi şiirler de yazmıştır. Baba Hüsnî Divanı, Osmanlı'nın son ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında yaşanan maddi ve manevi zorlukları, Millî Mücadele döneminde yurtta yaşananları konu alması, yazıldığı zaman ve mekânların sosyal hayatını yansıtması bakımından önemlidir. Baba Hüsnî Divanı'nda doğrudan Samsun'la ilgili 44 manzume bulunmaktadır. Bunların toplam mısra sayısı 1132'dir. Bu manzumelerin Samsun'un sosyal, kültürel, edebî, siyasi, hatta iktisadi tarihi açısından oldukça önemli olduğu düşünülmektedir. Hüsnî'nin Samsun'la ilgili şiirlerinde; dönemin Samsun ağalarından, milletvekillerinden, belediye reislerinden, şair ve yazarlarından, Samsun Çaparcılar Heyeti'nden, çeşitli siyasetçi ve devlet görevlilerinden söz edilmekte, zaman zaman da Samsun'un o dönemdeki âdetlerinden, yemeklerinden, halkından, fakirliğinden, sosyal ve iktisadi hayatından izlere rastlanmaktadır. Bu makalede önce Baba Hüsnî hakkında bilgi verilmiş, ardından Baba Hüsnî Divanı'nda bulunan Samsun ile ilgili manzumeler değerlendirilmiş ve bunların bazılarının çeviri yazılı metinleri sunulmuştur.
Bu makalede önce, divan şiirindeki ortak mahlas sorunu ele alınmış, ortak mahlas kullanımının div... more Bu makalede önce, divan şiirindeki ortak mahlas sorunu ele alınmış, ortak mahlas kullanımının divan şiirinde nasıl karşılandığı, sebepleri, sonuçları, bu edebiyatın yaşadığı dönemde ve sonrasında ne gibi sıkıntılara sebep olduğu üzerinde durulmuştur. Başka şairlerle ortak mahlas kullanmaya divan şiiri geleneğinde iyi bakılmamış, hatta kimi zaman şairler bu yüzden mahlaslarını bile değiştirmişlerdir. Müşterek mahlas kullanımı sonucu geçmişte ve günümüzde şairler ve şiirler karıştırılmış, hatta kimi zaman bu yüzden kavgalar bile yaşanmıştır. Bu bakımdan araştırmacıların çok dikkatli olması, ayrıntıları atlamaması, araştırma sırasında varsa şairlerin eserlerine, tezkirelere, önemli şiir mecmualarına ve ilgili yayınlara mutlaka müracaat etmesi gerekmektedir. Yazıda daha sonra, Kabûlî örneğinden hareketle konu daha net hale getirilmiş ve Kabûlî mahlasını kullanan şairlerin de yer yer karıştırıldığı; Gedizli Kabûlî’nin şiirlerinin Sirozlu Kabûlî’ye ve Şeyh Mustafa Kabûlî’ye ait olarak gös...
Klasik Turk edebiyatinin yaygin nazim sekillerinden biri olan mesnevi, dahacok uzun soluklu ve ta... more Klasik Turk edebiyatinin yaygin nazim sekillerinden biri olan mesnevi, dahacok uzun soluklu ve tahkiyevi konulari islemede kullanildigi gibi, kimi zaman kisa,yerel konulari anlatmada da kullanilmistir. Bu yazida uzerinde durulacak olan Sefernâme, bahsedilen ikinci gruba dâhil edilebilecek bir metindir. Sefer-nâme, mesnevinazim sekli ile yazilmis, 87 beyitten meydana gelen, nasihat-nâme turune ornekolabilecek bir eserdir. Manzumede, gaza amaciyla evinden cikan/cikacak olan birOsmanli insanina ogutler ve tavsiyeler yer almaktadir. Eser bir yonuyle edebi ve diniiken, diger bir acidan da sosyal hayatla alakalidir. Cunku eserde o devrin halk inanc veâdetleri, gunluk hayatta kullanilan aletler gibi dogrudan halkin hayatiyla ilgili pek cokunsur bulunmaktadir. Dolayisiyla eser kismen siradan bir Osmanli insaninin hayatinaisik tutmaktadir. Telif tarihi belli olmayan Sefer-nâme’nin sairi olan Hasreti Beghakkindaki bilgiler net degildir. Eser, XVIII. yuzyilin sonu ile XIX. yuzyilin basindayasa...
Erdem
Bu yazıda öncelikle XVI. yüzyılın değerli şairlerinden olan Bursalı Rahmî'nin hayatı, edebî k... more Bu yazıda öncelikle XVI. yüzyılın değerli şairlerinden olan Bursalı Rahmî'nin hayatı, edebî kişiliği ve eserleri hakkında derli toplu bilgi verilecek, ardından Rahmî'nin Yenişehir Şehrengizi isimli eseri tanıtılıp incelenecek, en son da ilgili şehrengizin çevriyazılı metni sunulacaktır. Devrin ünlü şairlerinden biri olan Rahmî, daha çok Hayâlî tarzında âşıkâne ve zarif gazeller söyleyen biridir. Eserleri arasında Divan, Gül-i Sad-berg, Şâh u Gedâ ve Yenişehir Şehrengizi bulunmaktadır. Şehrengiz 279 beyitten oluşan bir mesnevîdir. Girişinde kâinatın yaratılışından ve aşktan bahsedilmektedir. Asıl konunun işlendiği bölümde ise Rumeli'de bulunan Yenişehir'in güzelliklerinden ve buradaki önde gelen yirmi dört kişiden söz edilmektedir.
Ataturk Universitesi Turkiyat Arastırmaları Enstitusu Dergisi, 2007
... Gül itdi ĥançer-i ĥār ile bülbüli ķurbān Cebīni üzre ķodı ţıfl-ı ġonca ķaţre-i ķān (7b)24 Rah... more ... Gül itdi ĥançer-i ĥār ile bülbüli ķurbān Cebīni üzre ķodı ţıfl-ı ġonca ķaţre-i ķān (7b)24 Rahmî Divanı'ndaki dokuzuncu kasîde nergis redifli ve 51 beyittir. ... Miĥnet ü derd ile ben zerd ü żaĆīf olduġumı Ħāl diliyle diye ŝorar iseŋ her nergis ...
Mustafa ERDOĞAN ESKİ TÜRK EDEBİYATININ BİLGE ŞÂİRİ: NÂBÎ Ârif ol zâhid-i huşk olma sakın Himmet... more Mustafa ERDOĞAN ESKİ TÜRK EDEBİYATININ BİLGE ŞÂİRİ: NÂBÎ Ârif ol zâhid-i huşk olma sakın Himmet it tâ olasın ehl-i yakîn Sa'y kıl ârif-i bi'llâholagör Nâil-i ma'rifetu'llâholagör (Nâbî)
Bu dünyeye gelen kişi âhir yine gitse gerek Müsâfirdür vatanına bir gün sefer itse gerek 1 Özet: ... more Bu dünyeye gelen kişi âhir yine gitse gerek Müsâfirdür vatanına bir gün sefer itse gerek 1 Özet: Bu yazıda, Türk irfanının önemli köşe taşlarından biri olan Yûnus Emre'nin dünyaya ve varlığa bakış açısı tespit edilmeye çalışılmıştır. Özelde Yûnus Emre olmakla birlikte, genelde Müslüman Türk büyüklerinin dünyaya ve varlığa bakışı bu şekilde ortaya konulmaya çalışılacaktır. Yûnus, dünyayı umumiyetle "fani, vefasız, zindan, cehennem, köhne saray, yel, hayâl, düş (rüya), aldatıcı, ikiyüzlü, ejderha, misafirhane, kahır evi/yeri/ocağı, leş, virane, lokma, tuzak" gibi olumsuz sıfatlarla anmakta, kimi zaman da insanı asıl hedefinden alıkoyan bir hilekâr olarak değerlendirmektedir. Yûnus insana, bu dünya malını yemeyi ve yoksullara yedirmeyi tavsiye ederken, hakiki manada varlığın sadece Hakk'a ait olduğunu söylemektedir. Ayrıca Yûnus Emre, dünya malı anlamındaki varlığın insanı tatmin etmediğini, insanın Allah aşkı ve zikriyle mutlu olacağını vurgulamaktadır.
Osmanlı döneminde İstanbul'da meydana gelen bir su baskını ve şair Abdülbaki Dede'nin bununla ilg... more Osmanlı döneminde İstanbul'da meydana gelen bir su baskını ve şair Abdülbaki Dede'nin bununla ilgili mizahi manzumesi...
Tavşanlı Mevlevihanesi'nin Kurucusu Esif Dede'nin Hayatı, Edebi Kişiliği ve Şiirlerinden Örnekler...
Mahmûd bin Mustafa; XVI. asrın ünlü vezirlerinden Celâl-zâde Mustafa'nın oğludur. İstanbul'da yaş... more Mahmûd bin Mustafa; XVI. asrın ünlü vezirlerinden Celâl-zâde Mustafa'nın oğludur. İstanbul'da yaşayan, defterdarlık ve divan-ı hümayun kâtipliği gibi üst düzey görevlerde bulunan Mahmûd Efendi, babasının vefatından sonra, kendisine vaad edilen nişancılık görevinin verilmemesi ve yeterince ilgi gösterilmemesi sebebiyle, bir anlamda devlet yönetimine küserek inzivaya çekilmiştir. Sultan III. Murad'ın tahta geçişiyle yeniden sanat ve siyaset sahnesine dönen Mahmûd Efendi'nin Sultan III. Mehmed devrinde, 1596'dan sonra vefat ettiği anlaşılmaktadır. Mahmûd Efendi'nin mürettep bir Divan'ı ve Gencîne-i Letâif isimli nazım-nesir karışık bir eseri vardır. Ancak, Mahmûd Efendi hakkında ne şair tezkirelerinde ve ne de diğer tarihî yahut güncel biyografik kaynaklarda neredeyse hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Bu yazıda şairin hayatı, eserleri ve edebî kişiliği hakkında bilgi verilecek, daha sonra da Divan'ında bulunan üç şehir medhiyesi ilgililerin dikkatine sunulacaktır.
DergiPark (Istanbul University), Jun 1, 2012
Mahmûd bin Mustafa; XVI. asrın ünlü vezirlerinden Celâl-zâde Mustafa'nın oğludur. İstanbul'da yaş... more Mahmûd bin Mustafa; XVI. asrın ünlü vezirlerinden Celâl-zâde Mustafa'nın oğludur. İstanbul'da yaşayan, defterdarlık ve divan-ı hümayun kâtipliği gibi üst düzey görevlerde bulunan Mahmûd Efendi, babasının vefatından sonra, kendisine vaad edilen nişancılık görevinin verilmemesi ve yeterince ilgi gösterilmemesi sebebiyle, bir anlamda devlet yönetimine küserek inzivaya çekilmiştir. Sultan III. Murad'ın tahta geçişiyle yeniden sanat ve siyaset sahnesine dönen Mahmûd Efendi'nin Sultan III. Mehmed devrinde, 1596'dan sonra vefat ettiği anlaşılmaktadır. Mahmûd Efendi'nin mürettep bir Divan'ı ve Gencîne-i Letâif isimli nazım-nesir karışık bir eseri vardır. Ancak, Mahmûd Efendi hakkında ne şair tezkirelerinde ve ne de diğer tarihî yahut güncel biyografik kaynaklarda neredeyse hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Bu yazıda şairin hayatı, eserleri ve edebî kişiliği hakkında bilgi verilecek, daha sonra da Divan'ında bulunan üç şehir medhiyesi ilgililerin dikkatine sunulacaktır.
Klasik Turk Edebiyatı Nazım Şekillerine Dair Bazı Notlar, Tashihler ve Tartışmalar, 2023
Yayınevinin yazılı izni olmaksızın, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da f... more Yayınevinin yazılı izni olmaksızın, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz. Nobel Yayın Grubu, 1984 yılından itibaren ulusal ve 2011 yılından itibaren ise uluslararası düzeyde düzenli olarak faaliyet yürütmekte ve yayınladığı kitaplar, ulusal ve uluslararası düzeydeki yükseköğretim kurumları kataloglarında yer almaktadır.
DergiPark (Istanbul University), Feb 28, 2010
DergiPark (Istanbul University), Apr 1, 2009
Bu makalede önce, divan şiirindeki ortak mahlas sorunu ele alınmış, ortak mahlas kullanımının div... more Bu makalede önce, divan şiirindeki ortak mahlas sorunu ele alınmış, ortak mahlas kullanımının divan şiirinde nasıl karşılandığı, sebepleri, sonuçları, bu edebiyatın yaşadığı dönemde ve sonrasında ne gibi sıkıntılara sebep olduğu üzerinde durulmuştur. Başka şairlerle ortak mahlas kullanmaya divan şiiri geleneğinde iyi bakılmamış, hatta kimi zaman şairler bu yüzden mahlaslarını bile değiştirmişlerdir. Müşterek mahlas kullanımı sonucu geçmişte ve günümüzde şairler ve şiirler karıştırılmış, hatta kimi zaman bu yüzden kavgalar bile yaşanmıştır. Bu bakımdan araştırmacıların çok dikkatli olması, ayrıntıları atlamaması, araştırma sırasında varsa şairlerin eserlerine, tezkirelere, önemli şiir mecmualarına ve ilgili yayınlara mutlaka müracaat etmesi gerekmektedir. Yazıda daha sonra, Kabûlî örneğinden hareketle konu daha net hale getirilmiş ve Kabûlî mahlasını kullanan şairlerin de yer yer karıştırıldığı; Gedizli Kabûlî'nin şiirlerinin Sirozlu Kabûlî'ye ve Şeyh Mustafa Kabûlî'ye ait olarak gösterildiği ifade edilmiştir.
Dumlupınar Üniversitesi sosyal bilimler dergisi, Jun 20, 2015
Turk Kulturu Ve Haci Bektas Veli-arastirma Dergisi, 2003
... gücendim * Eyledik secdeyi cemâl-i yâre Vâkıf olur mu hiç zâhid esrâre Ka'be&... more ... gücendim * Eyledik secdeyi cemâl-i yâre Vâkıf olur mu hiç zâhid esrâre Ka'be'den mescidden olup âvâre Aşkın imâmına uyanlar gelsin * Kestik alâkayı şimdi her şeyle Mest olduk cânânın sunduğu meyle Nağme-i tanburla ... Henüz bahar zamanı olduğu için ortada köz bir mangal. ...
Turkish academic research review, Jun 22, 2023
Sonradan "Baba Hüsnî" diye tanınacak olan şair ve muallim Hüseyin Hüsnü (Ozanbay), 1882'de Dağıst... more Sonradan "Baba Hüsnî" diye tanınacak olan şair ve muallim Hüseyin Hüsnü (Ozanbay), 1882'de Dağıstan'da doğmuş, ilk ve orta tahsilini memleketinde yapmış, ardından İstanbul'da önce Dârülmuallimîn'i daha sonra da Dârülfünûn Edebiyat Fakültesi'ni bitirmiştir. 1909'da İşkodra İdadisi Türkçe ve edebiyat öğretmenliğine başlayan Hüsnî, 1911 yılında Samsun Lisesi edebiyat ve Türkçe öğretmenliğine tayin edilmiştir. Şairin 30 yaşlarında başlayan Samsun macerası 20 yıldan uzun bir süre devam etmiştir. Samsun'da şairliğiyle de tanınan Baba Hüsnî; sivri dilli ve rint-meşrep oluşunun tesiriyle, buradan kendi isteği dışında ve maaşı düşürülerek Konya'ya gönderilmiş, 8 yıl da Konya'da görev yaptıktan sonra, 1942'de vefat etmiştir. Mezarı Üçler Mezarlığı'ndadır. Son divan şairlerinden biri sayılabilecek Baba Hüsnî, her ne kadar şekil itibarıyla eskiyi devam ettirse de halk şiirinden de yararlanmıştır. Bu yüzden Hüsnî'yi döneminin divan edebiyatı ile halk edebiyatı arasında köprü görevi gören şairlerinden biri olarak değerlendirmek mümkündür. Hüsnî'nin bilinen tek eseri Divan'ıdır. İki yazma nüshası olan Baba Hüsnî Divanı'nda dini ve tasavvufi konular, dönemden şikâyet ve eleştiri, aşk teması, tarihi olaylar, ölüm gibi çok farklı konular işlenmiştir. Şiirlerinin mizahî yönü de olan şair, ayrıca millî ve hamasi şiirler de yazmıştır. Baba Hüsnî Divanı, Osmanlı'nın son ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında yaşanan maddi ve manevi zorlukları, Millî Mücadele döneminde yurtta yaşananları konu alması, yazıldığı zaman ve mekânların sosyal hayatını yansıtması bakımından önemlidir. Baba Hüsnî Divanı'nda doğrudan Samsun'la ilgili 44 manzume bulunmaktadır. Bunların toplam mısra sayısı 1132'dir. Bu manzumelerin Samsun'un sosyal, kültürel, edebî, siyasi, hatta iktisadi tarihi açısından oldukça önemli olduğu düşünülmektedir. Hüsnî'nin Samsun'la ilgili şiirlerinde; dönemin Samsun ağalarından, milletvekillerinden, belediye reislerinden, şair ve yazarlarından, Samsun Çaparcılar Heyeti'nden, çeşitli siyasetçi ve devlet görevlilerinden söz edilmekte, zaman zaman da Samsun'un o dönemdeki âdetlerinden, yemeklerinden, halkından, fakirliğinden, sosyal ve iktisadi hayatından izlere rastlanmaktadır. Bu makalede önce Baba Hüsnî hakkında bilgi verilmiş, ardından Baba Hüsnî Divanı'nda bulunan Samsun ile ilgili manzumeler değerlendirilmiş ve bunların bazılarının çeviri yazılı metinleri sunulmuştur.
Bu makalede önce, divan şiirindeki ortak mahlas sorunu ele alınmış, ortak mahlas kullanımının div... more Bu makalede önce, divan şiirindeki ortak mahlas sorunu ele alınmış, ortak mahlas kullanımının divan şiirinde nasıl karşılandığı, sebepleri, sonuçları, bu edebiyatın yaşadığı dönemde ve sonrasında ne gibi sıkıntılara sebep olduğu üzerinde durulmuştur. Başka şairlerle ortak mahlas kullanmaya divan şiiri geleneğinde iyi bakılmamış, hatta kimi zaman şairler bu yüzden mahlaslarını bile değiştirmişlerdir. Müşterek mahlas kullanımı sonucu geçmişte ve günümüzde şairler ve şiirler karıştırılmış, hatta kimi zaman bu yüzden kavgalar bile yaşanmıştır. Bu bakımdan araştırmacıların çok dikkatli olması, ayrıntıları atlamaması, araştırma sırasında varsa şairlerin eserlerine, tezkirelere, önemli şiir mecmualarına ve ilgili yayınlara mutlaka müracaat etmesi gerekmektedir. Yazıda daha sonra, Kabûlî örneğinden hareketle konu daha net hale getirilmiş ve Kabûlî mahlasını kullanan şairlerin de yer yer karıştırıldığı; Gedizli Kabûlî’nin şiirlerinin Sirozlu Kabûlî’ye ve Şeyh Mustafa Kabûlî’ye ait olarak gös...
Klasik Turk edebiyatinin yaygin nazim sekillerinden biri olan mesnevi, dahacok uzun soluklu ve ta... more Klasik Turk edebiyatinin yaygin nazim sekillerinden biri olan mesnevi, dahacok uzun soluklu ve tahkiyevi konulari islemede kullanildigi gibi, kimi zaman kisa,yerel konulari anlatmada da kullanilmistir. Bu yazida uzerinde durulacak olan Sefernâme, bahsedilen ikinci gruba dâhil edilebilecek bir metindir. Sefer-nâme, mesnevinazim sekli ile yazilmis, 87 beyitten meydana gelen, nasihat-nâme turune ornekolabilecek bir eserdir. Manzumede, gaza amaciyla evinden cikan/cikacak olan birOsmanli insanina ogutler ve tavsiyeler yer almaktadir. Eser bir yonuyle edebi ve diniiken, diger bir acidan da sosyal hayatla alakalidir. Cunku eserde o devrin halk inanc veâdetleri, gunluk hayatta kullanilan aletler gibi dogrudan halkin hayatiyla ilgili pek cokunsur bulunmaktadir. Dolayisiyla eser kismen siradan bir Osmanli insaninin hayatinaisik tutmaktadir. Telif tarihi belli olmayan Sefer-nâme’nin sairi olan Hasreti Beghakkindaki bilgiler net degildir. Eser, XVIII. yuzyilin sonu ile XIX. yuzyilin basindayasa...
Erdem
Bu yazıda öncelikle XVI. yüzyılın değerli şairlerinden olan Bursalı Rahmî'nin hayatı, edebî k... more Bu yazıda öncelikle XVI. yüzyılın değerli şairlerinden olan Bursalı Rahmî'nin hayatı, edebî kişiliği ve eserleri hakkında derli toplu bilgi verilecek, ardından Rahmî'nin Yenişehir Şehrengizi isimli eseri tanıtılıp incelenecek, en son da ilgili şehrengizin çevriyazılı metni sunulacaktır. Devrin ünlü şairlerinden biri olan Rahmî, daha çok Hayâlî tarzında âşıkâne ve zarif gazeller söyleyen biridir. Eserleri arasında Divan, Gül-i Sad-berg, Şâh u Gedâ ve Yenişehir Şehrengizi bulunmaktadır. Şehrengiz 279 beyitten oluşan bir mesnevîdir. Girişinde kâinatın yaratılışından ve aşktan bahsedilmektedir. Asıl konunun işlendiği bölümde ise Rumeli'de bulunan Yenişehir'in güzelliklerinden ve buradaki önde gelen yirmi dört kişiden söz edilmektedir.
Ataturk Universitesi Turkiyat Arastırmaları Enstitusu Dergisi, 2007
... Gül itdi ĥançer-i ĥār ile bülbüli ķurbān Cebīni üzre ķodı ţıfl-ı ġonca ķaţre-i ķān (7b)24 Rah... more ... Gül itdi ĥançer-i ĥār ile bülbüli ķurbān Cebīni üzre ķodı ţıfl-ı ġonca ķaţre-i ķān (7b)24 Rahmî Divanı'ndaki dokuzuncu kasîde nergis redifli ve 51 beyittir. ... Miĥnet ü derd ile ben zerd ü żaĆīf olduġumı Ħāl diliyle diye ŝorar iseŋ her nergis ...
Mustafa ERDOĞAN ESKİ TÜRK EDEBİYATININ BİLGE ŞÂİRİ: NÂBÎ Ârif ol zâhid-i huşk olma sakın Himmet... more Mustafa ERDOĞAN ESKİ TÜRK EDEBİYATININ BİLGE ŞÂİRİ: NÂBÎ Ârif ol zâhid-i huşk olma sakın Himmet it tâ olasın ehl-i yakîn Sa'y kıl ârif-i bi'llâholagör Nâil-i ma'rifetu'llâholagör (Nâbî)
Bu dünyeye gelen kişi âhir yine gitse gerek Müsâfirdür vatanına bir gün sefer itse gerek 1 Özet: ... more Bu dünyeye gelen kişi âhir yine gitse gerek Müsâfirdür vatanına bir gün sefer itse gerek 1 Özet: Bu yazıda, Türk irfanının önemli köşe taşlarından biri olan Yûnus Emre'nin dünyaya ve varlığa bakış açısı tespit edilmeye çalışılmıştır. Özelde Yûnus Emre olmakla birlikte, genelde Müslüman Türk büyüklerinin dünyaya ve varlığa bakışı bu şekilde ortaya konulmaya çalışılacaktır. Yûnus, dünyayı umumiyetle "fani, vefasız, zindan, cehennem, köhne saray, yel, hayâl, düş (rüya), aldatıcı, ikiyüzlü, ejderha, misafirhane, kahır evi/yeri/ocağı, leş, virane, lokma, tuzak" gibi olumsuz sıfatlarla anmakta, kimi zaman da insanı asıl hedefinden alıkoyan bir hilekâr olarak değerlendirmektedir. Yûnus insana, bu dünya malını yemeyi ve yoksullara yedirmeyi tavsiye ederken, hakiki manada varlığın sadece Hakk'a ait olduğunu söylemektedir. Ayrıca Yûnus Emre, dünya malı anlamındaki varlığın insanı tatmin etmediğini, insanın Allah aşkı ve zikriyle mutlu olacağını vurgulamaktadır.
Osmanlı döneminde İstanbul'da meydana gelen bir su baskını ve şair Abdülbaki Dede'nin bununla ilg... more Osmanlı döneminde İstanbul'da meydana gelen bir su baskını ve şair Abdülbaki Dede'nin bununla ilgili mizahi manzumesi...
Tavşanlı Mevlevihanesi'nin Kurucusu Esif Dede'nin Hayatı, Edebi Kişiliği ve Şiirlerinden Örnekler...
Mahmûd bin Mustafa; XVI. asrın ünlü vezirlerinden Celâl-zâde Mustafa'nın oğludur. İstanbul'da yaş... more Mahmûd bin Mustafa; XVI. asrın ünlü vezirlerinden Celâl-zâde Mustafa'nın oğludur. İstanbul'da yaşayan, defterdarlık ve divan-ı hümayun kâtipliği gibi üst düzey görevlerde bulunan Mahmûd Efendi, babasının vefatından sonra, kendisine vaad edilen nişancılık görevinin verilmemesi ve yeterince ilgi gösterilmemesi sebebiyle, bir anlamda devlet yönetimine küserek inzivaya çekilmiştir. Sultan III. Murad'ın tahta geçişiyle yeniden sanat ve siyaset sahnesine dönen Mahmûd Efendi'nin Sultan III. Mehmed devrinde, 1596'dan sonra vefat ettiği anlaşılmaktadır. Mahmûd Efendi'nin mürettep bir Divan'ı ve Gencîne-i Letâif isimli nazım-nesir karışık bir eseri vardır. Ancak, Mahmûd Efendi hakkında ne şair tezkirelerinde ve ne de diğer tarihî yahut güncel biyografik kaynaklarda neredeyse hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Bu yazıda şairin hayatı, eserleri ve edebî kişiliği hakkında bilgi verilecek, daha sonra da Divan'ında bulunan üç şehir medhiyesi ilgililerin dikkatine sunulacaktır.
Hüsameddin Bursevî, Mir'atü'l-Kainat, İnceleme-Metin-İndeks, 2021
Tüm hakları yazarına aittir. Yazarın izni alınmadan kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik,... more Tüm hakları yazarına aittir. Yazarın izni alınmadan kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, çoğaltılması yapılamaz. Yalnızca kaynak gösterilerek kullanılabilir.