Nazmiye Selçuk Kapısız - Academia.edu (original) (raw)
Papers by Nazmiye Selçuk Kapısız
The management of acute renal failure and hemorrhage in a patient after embolectomy is presented ... more The management of acute renal failure and hemorrhage in a patient after embolectomy is presented in this article. A 47 yearsâold female patient was operated for acute arterial occlusion of lower extremity. She developed oligoâanuric renal failure and needed hemodialysis in postoperative first day. Progressive huge hematoma developed at the site of jugular catheter and bleeding started at all vascular access sites a few hours after hemodialysis. Besides early diagnosis and surgical intervention, meticulous follow up of cardiac, renal and lung functions play very important role in treatment of acute arterial occlusions.
Bu yazıda Carney sendromlu anne ve kızında görülen tekrarlayan ailesel kardiyak miksoma ve guatr ... more Bu yazıda Carney sendromlu anne ve kızında görülen tekrarlayan ailesel kardiyak miksoma ve guatr sunuldu. Kırk iki yaşında annede ve 13 yaşındaki kızında ilk ameliyattan sırasıyla 1.5 yıl ve dört yıl sonra sol atriyal miksoma nüksü saptandı. Her ikisi de tekrarlayan sol atriyal miksoma nedeniyle ameliyat edildi. İlginç olan nokta, annedeki tekrarlayan miksomanın, ilk ameliyatta yerleştirilen yama üzerindeki endotelden kaynaklanmış olmasıydı. Carney sendromu kardiyokutanöz bir hastalıktan çok daha öte bir durum olduğundan, hastanın ve birinci dereceden akrabalarının tıbbi incelemesi ve takibi gerekir.
This study was planned to evaluate the results of surgical and medical treatment in descending ao... more This study was planned to evaluate the results of surgical and medical treatment in descending aortic dissections. Patients and Methods: The study included 22 patients presented with DeBakey type III dissection between January 1999 and March 2002. While 11 patients (8 males, 3 females; mean age 56.6±11.9) were treated surgically, 11 patients (10 males, 1 female; mean age 72.8±7.7) were followed up by medical therapy. Patients operated and patients followed up with medical treatment were called and evaluated for pain history, physical examination signs, and thoracoabdominal computed tomography with 6-month intervals. Results: Of surgically treated patients, two had acute descending aortic rupture, nine had acute type III dissection unresponsive to medical therapy. Seven patients died (63.6%). Comorbid diseases, excessive bleeding during the operation and blood transfusion, cross clamp time and development of low cardiac output were found to be the causes of high mortality. Although early results in surgical group were poor, late results in surgical and medical groups were similar. In the follow-up (6-28 months) of medically treated patients distal organ ischemia or aortic diameter increase were seen, there were no complications or mortality. Conclusion: Type III dissection is a disease with high mortality and morbidity. Patients' response to medical therapy were found to be good.
Turkiye Klinikleri Cardiovascular Sciences, 2013
Periferik Damar Yaralanmalarına Yaklaşım Ö ÖZ ZE ET T A Am ma aç ç: : Periferik damar yaralanmala... more Periferik Damar Yaralanmalarına Yaklaşım Ö ÖZ ZE ET T A Am ma aç ç: : Periferik damar yaralanmaları yüksek morbidite ve mortalite oranları ile birliktedir. Hasta hayatı ve ekstremitenin kurtarılması için erken tanı ve müdahale gereklidir. Bu retrospektif klinik çalışma, periferik damar yaralanmalarına yaklaşımda önemli faktörleri, ilgili literatür ile birlikte incelemek amacıyla planlanan araştırma yazısıdır. G Ge er re eç ç v ve e Y Yö ön nt te em ml le er r: : Eylül 2008-Mart 2011 tarihleri arasında periferik damar yaralanması nedeniyle ameliyat edilen 63 olgu etiyoloji, yaralanma yeri, eşlik eden lezyonlar, uygulanan tedaviler ve komplikasyonlar açısından değerlendirilmiştir. B Bu ul lg gu ul la ar r: : Kırk beş erkek, 18 kadın olmak üzere toplam 63 hasta (yaş ortalaması: 31, yaş sınırı:17-65) periferik damar yaralanması nedeniyle opere edildi. En sık yaralanma nedeni 37 hasta ile kesici-delici alet yaralanmasıydı. Hastaneye geliş süresi 0-5 saat arasında değişmekteydi. Yaralanma bulguları en belirgin olarak 29 (%46) hastada kanama, 25 (%39,6) hastada iskemi, 9 (%14,2) hastada hematom şeklindeydi. Hastaların %19'unda üst ekstremite arter yaralanmaları, %81'inde alt ekstremite arter yaralanmaları görülmekteydi. Venöz yaralanmalar tüm hastaların %49,2'sinde mevcuttu. Kas ve tendon yaralanmaları 27 (%42,8) hastada, fraktür12 (%19) hastada, sinir yaralanması 10 (%15,8) hastada tespit edildi. S So on nu uç ç: : Üst ekstremite yaralanmalarında en sık radial arter yaralanması görülürken, alt ekstremite yaralanmalarında sıklık sırası ana femoral arter, eksternal iliak arter, popliteal arter ve yüzeyel femoral arter şeklindeydi. Venöz yaralanmalarda en sık olarak ana femoral ven ve daha az sıklıkla yüzeyel femoral ven yaralanması mevcut olup, venöz yaralanmaların çoğuna arteriyel yaralanma da eşlik etmekteydi. Olgu sayımız istatistiksel olarak anlamlı bir sonuç için yeterli olmamakla beraber, literatür verileri de dikkate alınarak, hastaneye ulaşma süresi, erken müdahale, yaralanma bölgesi (alt ekstremite-üst ekstremite, proksimal-distal), yaralanma tipi (kesici-delici, künt, ateşli silah, iatrojenik), ek yaralanmalar (kas-tendon, kemik fraktürü, sinir), müdahale sıralaması (revaskülarizasyon-stabilizasyon), kompartman sendromunun erken tanınması, gerektiğinde erken amputasyon kararının zamanında alınması, özellikle motor ve duyu defisiti göz önünde bulundurularak postoperatif takibe önem verilmesi periferik vasküler yarlanmalarına yaklaşımda önem verilmesi gereken konulardır. Ancak olgu sayımızın az olmasından dolayı, vasküler yaralanmalarda yaklaşımda dikkat edilmesi gereken hususlar ile morbidite ve mortaliteyi etkileyen faktörlerin daha büyük olgu serilerini içeren prospektif çalışmalarla incelenmesi önerilmektedir. A An na ah ht ta ar r K Ke el li im me el le er r: : Vasküler sistem yaralanmaları; kol yaralanmaları; bacak yaralanmaları A AB BS ST TR RA AC CT T O Ob bj je ec ct ti iv ve e: : Peripheral vascular injuries are accompanied with high morbidity and mortality. Early diagnosis and management are necessary for the salvage of life and extremity. This retrospective study was planned to examine the factors in the management of cases admitted with peripheral vascular injuries together with the relevant literature. M Ma at te e-r ri ia al l a an nd d M Me et th ho od ds s: : The cases operated for peripheral vascular injuries between September 2008-March 2011 were evaluated retrospectively in terms of injury site, associated lesions, applied treatments and complications. R Re es su ul lt ts s: : We studied fortyfive males, eighteen woman, totally sixty-three patients (mean age:31, age range: 17-65) who had surgical operation for peripheral vascular injuries. The most common cause of injury was cutting-piercing tool injury in thirty seven patients. The duration for the arrival to hospital was 0-5 hours. Injury findings were most notably bleeding in 26 patients(%46), ischemia in 25 patients (39.6%), hematoma in 9 patients(14.2%). Upper extremity arterial injuries were seen in 19% of patients and lower extremity arterial injuries were seen in 81% of patients. Venous injuries were present in 49.2% of patients. Muscle and tendon injuries were seen in 27(42.8%) patients, fractures were seen in 12 patients(19%), nerve injuries were present in 10 patients(15.8%). C Co on nc cl lu us si io on n: : Radial arter was the most afffected artery in upper extremity injuries. Common femoral artery, external iliac artery, popliteal artery and superficial femoral artery were the most affected artery in lower extremity injuries. Common femoral vein and less frequently superficial femoral vein were the most affected vein in venous injuries and venous injuries were usually accompanied by the arterial injuries. Although the number of our cases is not sufficient for obtaining a statistically significant result, taking into account literature data; arrival time, early intervention, the area of injury (lower extremity and upper extremity, proximal-distal), type of injury (penetrating, blunt, firearm, iatrogenic), additional injuries (muscle-tendon, bone fractures, nerve), intervention ranking (revascularization-stabilization), early recognition of the compartment syndrome, decision taken in time of the early amputation if necessary, giving importance to postoperative follow up of especially motor and sensory deficits are impotant issues that should be taken into account in approach to peripheral vascular injuries. Since number of cases in our study is small, prospective studies containing larger case series should be planned to examine the factors affecting morbidity and mortality and the issuses to be considered in approach to vascular injuries.
Amaç: Çalışmamızın amacı implantasyondan hemen önce ameliyathanede uygulanabilen bir fiksasyon me... more Amaç: Çalışmamızın amacı implantasyondan hemen önce ameliyathanede uygulanabilen bir fiksasyon metodu ile perikardial yamaların gerilme kuvveti ve elastikiyetlerini ölçmektir. Hastalar ve Yöntemler: Koroner bypass ameliyatı geçiren 50-70 yaşları arasındaki 60 hastadan alınan perikard yamaları çalışılmıştır. Yatay ve dikey yönde kesilen perikard yamaları %0.5, %1, %2 konsantrasyonlarındaki gluteraldehid solüsyonu ile 5, 10 20 dakika süreyle muamele edilmiştir. Perikardial kesitler uniaksial germe testine tabi tutulmuştur. Kalınlık, maksimum germe kuvveti, maksimum uzama, kopma kuvveti, kopma uzaması farklı fiksasyon grupları arasında karşılaştırılmıştır. Bulgular: Maksimum germe kuvveti, maksimum kopma kuvveti, maksimum uzama ve kopma uzaması %2 konsantrasyonundaki gluteraldehid solüsyonu ile beş dakika muamele edilen perikard yamalarında en yüksek bulunmuştur. Sonuç: Yüzde ikilik gluteraldehid solüsyonunda beş dakika süreyle muamele edilen perikardial kesitlerde uniaksial germe testi ile daha yüksek germe kuvveti ve uzaması elde edilmiştir. Klinik uygulamaya konmadan önce benzer çalışmaların biaksial germe testi ile yapılması önerilmektedir. Anahtar Sözcükler: Glutaraldehid; fiksasyon; perikardial yama; germe testi.
Ulusal travma ve acil cerrahi dergisi = Turkish journal of trauma & emergency surgery : TJTES, 2010
Although airbags reduce the overall risk of injury and death from motor vehicle accidents, the ai... more Although airbags reduce the overall risk of injury and death from motor vehicle accidents, the airbag may cause injuries during deployment. We present a case of apparently isolated sternal fracture caused by airbag deployment during a motor vehicle crash and we discuss the ultrasonographic diagnosis. We also examine the mechanism of injury caused by the airbag.
International Journal of Vascular Medicine, 2014
The objective of the study is to evaluate a range of potential risk factors in the etiology of va... more The objective of the study is to evaluate a range of potential risk factors in the etiology of varicose veins with superficial venous reflux. Forty-nine patients attending a cardiovascular surgery clinic for the management of varicose disease between 2009 and 2010 were enrolled for the study. The age range of the patient group was 44,04 ± 15,05 years and female/male (F/M) ratio was 30/19. Twenty-six normal, healthy volunteers with the age of 40,94 ± 13,60 years and with the female/male ratio of 15/11 acted as control subjects. We investigated several parameters including body mass index, age, birth number > 1, standing for a long time (standing for 8 or more hours without taking a break), systemic diseases, family history, venous Doppler fındings, the levels of homocysteine, ferritin, vitamin B12, and hemoglobin, sedimentation rate, mean corpuscular volume, low density lipoprotein, and rheumatoid factor of the patient group and the control group. We also determined the contributi...
Trakya Univ Tip Fak …, 2007
Presented at the European Society of Cardiovascular Surgery, Chapter of ISCVS, 52nd Congress, Nov... more Presented at the European Society of Cardiovascular Surgery, Chapter of ISCVS, 52nd Congress, November 2003, Istanbul (Avrupa Kardiyovasküler Cerrahi Derne¤i'nin ISCVS Kolunun 52. Kongresinde sunulmufltur, Kasm 2003, stanbul). Correspondence (letiflim adresi): ...
… Tip Fakultesi Dergisi, 2007
Mechanical heart valves are associated with a risk of thromboembolism and anticoagulation is reco... more Mechanical heart valves are associated with a risk of thromboembolism and anticoagulation is recommended though the latter is associated with a risk for bleeding. Intracranial bleeding is the most dangerous form with more devastating results than other types of bleeding. Management of intracranial hemorrhage is even more difficult in patients with mechanical heart valves, since in those
Balkan Medical Journal, 2008
Amac: Calismamizin amaci implantasyondan hemen once ameliyathanede uygulanabilen bir fiksasyon me... more Amac: Calismamizin amaci implantasyondan hemen once ameliyathanede uygulanabilen bir fiksasyon metodu ile perikardial yamalarin gerilme kuvveti ve elastikiyetlerini olcmektir. Hastalar ve Yontemler: Koroner bypass ameliyati geciren 50-70 yaslari arasindaki 60 hastadan alinan perikard yamalari calisilmistir. Yatay ve dikey yonde kesilen perikard yamalari %0.5, %1, %2 konsantrasyonlarindaki gluteraldehid solusyonu ile 5, 10 20 dakika sureyle muamele edilmistir. Perikardial kesitler uniaksial germe testine tabi tutulmustur. Kalinlik, maksimum germe kuvveti, maksimum uzama, kopma kuvveti, kopma uzamasi farkli fiksasyon gruplari arasinda karsilastirilmistir. Bulgular: Maksimum germe kuvveti, maksimum kopma kuvveti, maksimum uzama ve kopma uzamasi %2 konsantrasyonundaki gluteraldehid solusyonu ile bes dakika muamele edilen perikard yamalarinda en yuksek bulunmustur. Sonuc: Yuzde ikilik gluteraldehid solusyonunda bes dakika sureyle muamele edilen perikardial kesitlerde uniaksial germe test...
Balkan Medical Journal, 2008
Amac: Calismamizin amaci implantasyondan hemen once ameliyathanede uygulanabilen bir fiksasyon me... more Amac: Calismamizin amaci implantasyondan hemen once ameliyathanede uygulanabilen bir fiksasyon metodu ile perikardial yamalarin gerilme kuvveti ve elastikiyetlerini olcmektir. Hastalar ve Yontemler: Koroner bypass ameliyati geciren 50-70 yaslari arasindaki 60 hastadan alinan perikard yamalari calisilmistir. Yatay ve dikey yonde kesilen perikard yamalari %0.5, %1, %2 konsantrasyonlarindaki gluteraldehid solusyonu ile 5, 10 20 dakika sureyle muamele edilmistir. Perikardial kesitler uniaksial germe testine tabi tutulmustur. Kalinlik, maksimum germe kuvveti, maksimum uzama, kopma kuvveti, kopma uzamasi farkli fiksasyon gruplari arasinda karsilastirilmistir. Bulgular: Maksimum germe kuvveti, maksimum kopma kuvveti, maksimum uzama ve kopma uzamasi %2 konsantrasyonundaki gluteraldehid solusyonu ile bes dakika muamele edilen perikard yamalarinda en yuksek bulunmustur. Sonuc: Yuzde ikilik gluteraldehid solusyonunda bes dakika sureyle muamele edilen perikardial kesitlerde uniaksial germe test...
The management of acute renal failure and hemorrhage in a patient after embolectomy is presented ... more The management of acute renal failure and hemorrhage in a patient after embolectomy is presented in this article. A 47 yearsâold female patient was operated for acute arterial occlusion of lower extremity. She developed oligoâanuric renal failure and needed hemodialysis in postoperative first day. Progressive huge hematoma developed at the site of jugular catheter and bleeding started at all vascular access sites a few hours after hemodialysis. Besides early diagnosis and surgical intervention, meticulous follow up of cardiac, renal and lung functions play very important role in treatment of acute arterial occlusions.
Bu yazıda Carney sendromlu anne ve kızında görülen tekrarlayan ailesel kardiyak miksoma ve guatr ... more Bu yazıda Carney sendromlu anne ve kızında görülen tekrarlayan ailesel kardiyak miksoma ve guatr sunuldu. Kırk iki yaşında annede ve 13 yaşındaki kızında ilk ameliyattan sırasıyla 1.5 yıl ve dört yıl sonra sol atriyal miksoma nüksü saptandı. Her ikisi de tekrarlayan sol atriyal miksoma nedeniyle ameliyat edildi. İlginç olan nokta, annedeki tekrarlayan miksomanın, ilk ameliyatta yerleştirilen yama üzerindeki endotelden kaynaklanmış olmasıydı. Carney sendromu kardiyokutanöz bir hastalıktan çok daha öte bir durum olduğundan, hastanın ve birinci dereceden akrabalarının tıbbi incelemesi ve takibi gerekir.
This study was planned to evaluate the results of surgical and medical treatment in descending ao... more This study was planned to evaluate the results of surgical and medical treatment in descending aortic dissections. Patients and Methods: The study included 22 patients presented with DeBakey type III dissection between January 1999 and March 2002. While 11 patients (8 males, 3 females; mean age 56.6±11.9) were treated surgically, 11 patients (10 males, 1 female; mean age 72.8±7.7) were followed up by medical therapy. Patients operated and patients followed up with medical treatment were called and evaluated for pain history, physical examination signs, and thoracoabdominal computed tomography with 6-month intervals. Results: Of surgically treated patients, two had acute descending aortic rupture, nine had acute type III dissection unresponsive to medical therapy. Seven patients died (63.6%). Comorbid diseases, excessive bleeding during the operation and blood transfusion, cross clamp time and development of low cardiac output were found to be the causes of high mortality. Although early results in surgical group were poor, late results in surgical and medical groups were similar. In the follow-up (6-28 months) of medically treated patients distal organ ischemia or aortic diameter increase were seen, there were no complications or mortality. Conclusion: Type III dissection is a disease with high mortality and morbidity. Patients' response to medical therapy were found to be good.
Turkiye Klinikleri Cardiovascular Sciences, 2013
Periferik Damar Yaralanmalarına Yaklaşım Ö ÖZ ZE ET T A Am ma aç ç: : Periferik damar yaralanmala... more Periferik Damar Yaralanmalarına Yaklaşım Ö ÖZ ZE ET T A Am ma aç ç: : Periferik damar yaralanmaları yüksek morbidite ve mortalite oranları ile birliktedir. Hasta hayatı ve ekstremitenin kurtarılması için erken tanı ve müdahale gereklidir. Bu retrospektif klinik çalışma, periferik damar yaralanmalarına yaklaşımda önemli faktörleri, ilgili literatür ile birlikte incelemek amacıyla planlanan araştırma yazısıdır. G Ge er re eç ç v ve e Y Yö ön nt te em ml le er r: : Eylül 2008-Mart 2011 tarihleri arasında periferik damar yaralanması nedeniyle ameliyat edilen 63 olgu etiyoloji, yaralanma yeri, eşlik eden lezyonlar, uygulanan tedaviler ve komplikasyonlar açısından değerlendirilmiştir. B Bu ul lg gu ul la ar r: : Kırk beş erkek, 18 kadın olmak üzere toplam 63 hasta (yaş ortalaması: 31, yaş sınırı:17-65) periferik damar yaralanması nedeniyle opere edildi. En sık yaralanma nedeni 37 hasta ile kesici-delici alet yaralanmasıydı. Hastaneye geliş süresi 0-5 saat arasında değişmekteydi. Yaralanma bulguları en belirgin olarak 29 (%46) hastada kanama, 25 (%39,6) hastada iskemi, 9 (%14,2) hastada hematom şeklindeydi. Hastaların %19'unda üst ekstremite arter yaralanmaları, %81'inde alt ekstremite arter yaralanmaları görülmekteydi. Venöz yaralanmalar tüm hastaların %49,2'sinde mevcuttu. Kas ve tendon yaralanmaları 27 (%42,8) hastada, fraktür12 (%19) hastada, sinir yaralanması 10 (%15,8) hastada tespit edildi. S So on nu uç ç: : Üst ekstremite yaralanmalarında en sık radial arter yaralanması görülürken, alt ekstremite yaralanmalarında sıklık sırası ana femoral arter, eksternal iliak arter, popliteal arter ve yüzeyel femoral arter şeklindeydi. Venöz yaralanmalarda en sık olarak ana femoral ven ve daha az sıklıkla yüzeyel femoral ven yaralanması mevcut olup, venöz yaralanmaların çoğuna arteriyel yaralanma da eşlik etmekteydi. Olgu sayımız istatistiksel olarak anlamlı bir sonuç için yeterli olmamakla beraber, literatür verileri de dikkate alınarak, hastaneye ulaşma süresi, erken müdahale, yaralanma bölgesi (alt ekstremite-üst ekstremite, proksimal-distal), yaralanma tipi (kesici-delici, künt, ateşli silah, iatrojenik), ek yaralanmalar (kas-tendon, kemik fraktürü, sinir), müdahale sıralaması (revaskülarizasyon-stabilizasyon), kompartman sendromunun erken tanınması, gerektiğinde erken amputasyon kararının zamanında alınması, özellikle motor ve duyu defisiti göz önünde bulundurularak postoperatif takibe önem verilmesi periferik vasküler yarlanmalarına yaklaşımda önem verilmesi gereken konulardır. Ancak olgu sayımızın az olmasından dolayı, vasküler yaralanmalarda yaklaşımda dikkat edilmesi gereken hususlar ile morbidite ve mortaliteyi etkileyen faktörlerin daha büyük olgu serilerini içeren prospektif çalışmalarla incelenmesi önerilmektedir. A An na ah ht ta ar r K Ke el li im me el le er r: : Vasküler sistem yaralanmaları; kol yaralanmaları; bacak yaralanmaları A AB BS ST TR RA AC CT T O Ob bj je ec ct ti iv ve e: : Peripheral vascular injuries are accompanied with high morbidity and mortality. Early diagnosis and management are necessary for the salvage of life and extremity. This retrospective study was planned to examine the factors in the management of cases admitted with peripheral vascular injuries together with the relevant literature. M Ma at te e-r ri ia al l a an nd d M Me et th ho od ds s: : The cases operated for peripheral vascular injuries between September 2008-March 2011 were evaluated retrospectively in terms of injury site, associated lesions, applied treatments and complications. R Re es su ul lt ts s: : We studied fortyfive males, eighteen woman, totally sixty-three patients (mean age:31, age range: 17-65) who had surgical operation for peripheral vascular injuries. The most common cause of injury was cutting-piercing tool injury in thirty seven patients. The duration for the arrival to hospital was 0-5 hours. Injury findings were most notably bleeding in 26 patients(%46), ischemia in 25 patients (39.6%), hematoma in 9 patients(14.2%). Upper extremity arterial injuries were seen in 19% of patients and lower extremity arterial injuries were seen in 81% of patients. Venous injuries were present in 49.2% of patients. Muscle and tendon injuries were seen in 27(42.8%) patients, fractures were seen in 12 patients(19%), nerve injuries were present in 10 patients(15.8%). C Co on nc cl lu us si io on n: : Radial arter was the most afffected artery in upper extremity injuries. Common femoral artery, external iliac artery, popliteal artery and superficial femoral artery were the most affected artery in lower extremity injuries. Common femoral vein and less frequently superficial femoral vein were the most affected vein in venous injuries and venous injuries were usually accompanied by the arterial injuries. Although the number of our cases is not sufficient for obtaining a statistically significant result, taking into account literature data; arrival time, early intervention, the area of injury (lower extremity and upper extremity, proximal-distal), type of injury (penetrating, blunt, firearm, iatrogenic), additional injuries (muscle-tendon, bone fractures, nerve), intervention ranking (revascularization-stabilization), early recognition of the compartment syndrome, decision taken in time of the early amputation if necessary, giving importance to postoperative follow up of especially motor and sensory deficits are impotant issues that should be taken into account in approach to peripheral vascular injuries. Since number of cases in our study is small, prospective studies containing larger case series should be planned to examine the factors affecting morbidity and mortality and the issuses to be considered in approach to vascular injuries.
Amaç: Çalışmamızın amacı implantasyondan hemen önce ameliyathanede uygulanabilen bir fiksasyon me... more Amaç: Çalışmamızın amacı implantasyondan hemen önce ameliyathanede uygulanabilen bir fiksasyon metodu ile perikardial yamaların gerilme kuvveti ve elastikiyetlerini ölçmektir. Hastalar ve Yöntemler: Koroner bypass ameliyatı geçiren 50-70 yaşları arasındaki 60 hastadan alınan perikard yamaları çalışılmıştır. Yatay ve dikey yönde kesilen perikard yamaları %0.5, %1, %2 konsantrasyonlarındaki gluteraldehid solüsyonu ile 5, 10 20 dakika süreyle muamele edilmiştir. Perikardial kesitler uniaksial germe testine tabi tutulmuştur. Kalınlık, maksimum germe kuvveti, maksimum uzama, kopma kuvveti, kopma uzaması farklı fiksasyon grupları arasında karşılaştırılmıştır. Bulgular: Maksimum germe kuvveti, maksimum kopma kuvveti, maksimum uzama ve kopma uzaması %2 konsantrasyonundaki gluteraldehid solüsyonu ile beş dakika muamele edilen perikard yamalarında en yüksek bulunmuştur. Sonuç: Yüzde ikilik gluteraldehid solüsyonunda beş dakika süreyle muamele edilen perikardial kesitlerde uniaksial germe testi ile daha yüksek germe kuvveti ve uzaması elde edilmiştir. Klinik uygulamaya konmadan önce benzer çalışmaların biaksial germe testi ile yapılması önerilmektedir. Anahtar Sözcükler: Glutaraldehid; fiksasyon; perikardial yama; germe testi.
Ulusal travma ve acil cerrahi dergisi = Turkish journal of trauma & emergency surgery : TJTES, 2010
Although airbags reduce the overall risk of injury and death from motor vehicle accidents, the ai... more Although airbags reduce the overall risk of injury and death from motor vehicle accidents, the airbag may cause injuries during deployment. We present a case of apparently isolated sternal fracture caused by airbag deployment during a motor vehicle crash and we discuss the ultrasonographic diagnosis. We also examine the mechanism of injury caused by the airbag.
International Journal of Vascular Medicine, 2014
The objective of the study is to evaluate a range of potential risk factors in the etiology of va... more The objective of the study is to evaluate a range of potential risk factors in the etiology of varicose veins with superficial venous reflux. Forty-nine patients attending a cardiovascular surgery clinic for the management of varicose disease between 2009 and 2010 were enrolled for the study. The age range of the patient group was 44,04 ± 15,05 years and female/male (F/M) ratio was 30/19. Twenty-six normal, healthy volunteers with the age of 40,94 ± 13,60 years and with the female/male ratio of 15/11 acted as control subjects. We investigated several parameters including body mass index, age, birth number > 1, standing for a long time (standing for 8 or more hours without taking a break), systemic diseases, family history, venous Doppler fındings, the levels of homocysteine, ferritin, vitamin B12, and hemoglobin, sedimentation rate, mean corpuscular volume, low density lipoprotein, and rheumatoid factor of the patient group and the control group. We also determined the contributi...
Trakya Univ Tip Fak …, 2007
Presented at the European Society of Cardiovascular Surgery, Chapter of ISCVS, 52nd Congress, Nov... more Presented at the European Society of Cardiovascular Surgery, Chapter of ISCVS, 52nd Congress, November 2003, Istanbul (Avrupa Kardiyovasküler Cerrahi Derne¤i'nin ISCVS Kolunun 52. Kongresinde sunulmufltur, Kasm 2003, stanbul). Correspondence (letiflim adresi): ...
… Tip Fakultesi Dergisi, 2007
Mechanical heart valves are associated with a risk of thromboembolism and anticoagulation is reco... more Mechanical heart valves are associated with a risk of thromboembolism and anticoagulation is recommended though the latter is associated with a risk for bleeding. Intracranial bleeding is the most dangerous form with more devastating results than other types of bleeding. Management of intracranial hemorrhage is even more difficult in patients with mechanical heart valves, since in those
Balkan Medical Journal, 2008
Amac: Calismamizin amaci implantasyondan hemen once ameliyathanede uygulanabilen bir fiksasyon me... more Amac: Calismamizin amaci implantasyondan hemen once ameliyathanede uygulanabilen bir fiksasyon metodu ile perikardial yamalarin gerilme kuvveti ve elastikiyetlerini olcmektir. Hastalar ve Yontemler: Koroner bypass ameliyati geciren 50-70 yaslari arasindaki 60 hastadan alinan perikard yamalari calisilmistir. Yatay ve dikey yonde kesilen perikard yamalari %0.5, %1, %2 konsantrasyonlarindaki gluteraldehid solusyonu ile 5, 10 20 dakika sureyle muamele edilmistir. Perikardial kesitler uniaksial germe testine tabi tutulmustur. Kalinlik, maksimum germe kuvveti, maksimum uzama, kopma kuvveti, kopma uzamasi farkli fiksasyon gruplari arasinda karsilastirilmistir. Bulgular: Maksimum germe kuvveti, maksimum kopma kuvveti, maksimum uzama ve kopma uzamasi %2 konsantrasyonundaki gluteraldehid solusyonu ile bes dakika muamele edilen perikard yamalarinda en yuksek bulunmustur. Sonuc: Yuzde ikilik gluteraldehid solusyonunda bes dakika sureyle muamele edilen perikardial kesitlerde uniaksial germe test...
Balkan Medical Journal, 2008
Amac: Calismamizin amaci implantasyondan hemen once ameliyathanede uygulanabilen bir fiksasyon me... more Amac: Calismamizin amaci implantasyondan hemen once ameliyathanede uygulanabilen bir fiksasyon metodu ile perikardial yamalarin gerilme kuvveti ve elastikiyetlerini olcmektir. Hastalar ve Yontemler: Koroner bypass ameliyati geciren 50-70 yaslari arasindaki 60 hastadan alinan perikard yamalari calisilmistir. Yatay ve dikey yonde kesilen perikard yamalari %0.5, %1, %2 konsantrasyonlarindaki gluteraldehid solusyonu ile 5, 10 20 dakika sureyle muamele edilmistir. Perikardial kesitler uniaksial germe testine tabi tutulmustur. Kalinlik, maksimum germe kuvveti, maksimum uzama, kopma kuvveti, kopma uzamasi farkli fiksasyon gruplari arasinda karsilastirilmistir. Bulgular: Maksimum germe kuvveti, maksimum kopma kuvveti, maksimum uzama ve kopma uzamasi %2 konsantrasyonundaki gluteraldehid solusyonu ile bes dakika muamele edilen perikard yamalarinda en yuksek bulunmustur. Sonuc: Yuzde ikilik gluteraldehid solusyonunda bes dakika sureyle muamele edilen perikardial kesitlerde uniaksial germe test...