Pınar Kahya - Academia.edu (original) (raw)
Articles by Pınar Kahya
Uluslararası İlişkiler Dergisi, Apr 17, 2021
Politik Ekonomik Kuram, 2023
Bretton Woods sisteminin miadını doldurmasıyla, uluslararası ticaret büyük ölçüde 1994 yılında ku... more Bretton Woods sisteminin miadını doldurmasıyla, uluslararası ticaret büyük ölçüde 1994 yılında kurulan Dünya Ticaret Örgütü’nün kuralları çerçevesinde düzenlenmiştir. Örgütün kuruluşundan bugüne, örgütün işleyiş mekanizması ve bizatihi kendisi, üye devlet protestolarından, büyük çaplı kitlesel gösterilere, çeşitli tartışmaların merkezinde yer almıştır. “Küreselleşme” tartışmaları dönemi diye tariflenebilecek dönemin belki de ilk görünür geri çekilişi DTÖ’nün tıkanmasıdır. DTÖ’deki tıkanışın ardından gündeme gelen mega- bölgesel ticaret anlaşmaları, özellikle Obama yönetiminin TPP, TTIP ve TISA girişimi bu tıkanmaya bir cevap niteliğindedir. TPP Trump yönetimi tarafından askıya alınmış, ABD olmaksızın müzakereci 11 ülke CPTPP’yi imzalamış, TTIP ve TISA ise müzakereci ülkeler tarafından rafa kaldırılmıştır. TPP, TTIP ve TISA süreci askıya alınmış olsa da “ticaret savaşları” halen uluslararası medyanın en popüler meselelerinden biridir. Literatürde, ticaret anlaşmalarının değerlendirilmesinde yaşanan en büyük zorluk, sosyal bilim disiplinlerinin metodolojik yalıtılmışlığıdır. Anaakım uluslararası hukuk, uluslararası iktisat ve uluslararası ilişkiler, anlaşmaların farklı yönlerine odaklanmaktadır ancak anlaşmaları küresel kapitalizmin regülasyonu çerçevesinde değerlendirmek, uluslararası ticari ilişkileri salt ulus devletlerar asındaki rekabet, uluslararası örgüt merkezli kurumsal analiz veya düzenleyici hukuki metinler çerçevelerinin sınırlılığını aşmayı mümkün kılmaktadır. Makalede, TPP, TTIP, TISA gibi mega-bölgesel ticaret anlaşmalarının, uluslararası ticaretin regülasyon sorununu çözmeye dönük açılımlar olduğu, bu açılımların içeriğinin de ticaret savaşlarının merkezinde yer alan düzenleme esasları olduğu belirtilmektedir. Diğer bir değişle, TPP, TTIP ve TISA’nın merkezindeki tartışmanın ticaret savaşlarının özünü oluşturduğu savunulmakta, bu doğrultuda, anlaşmaların içeriğinin ötesine geçen bir okumayla uluslararası ticarette bir regülasyon açmazı olduğu tespiti yapılmaktadır.
Fiscaoeconomia, 2023
Neoliberalism is still main reference point of economic thought in economics departments of unive... more Neoliberalism is still main reference point of economic thought in economics departments of universities and hegemonic ideology of policy makers although it comes in harsh criticisms for policy outcomes particularly deepening global inequality from wide range of scholars, journalists and even some policy networks especially after 2008-9 financial crisis. These criticisms are meaningful in terms of questioning neoliberal hegemony even so the motto of neoliberalism which is "there is no alternative" has not been responded as "nope, there is an alternative" yet at least as a counter hegemonic position for global political and economic system. The article sets out to formulate the need of going beyond criticisms and creating a reference toolbox kit to face with neoliberal hegemony. Is it possible to create an alternative method of thought in economics via eliminating deficiencies of particular schools of thought? In particular, is it possible to create a holistic response from different schools of non-mainstream economics focusing on neoliberalism as a concrete case for objection? The answer is yes. In this study, three different schools of economic thought, evolutionary institutionalism, Keynesianism and Marxism are mutually considered and the theoretical possibility of a holistic opposition in different levels is affirmed in a way of their stances in against neoliberalism.
The Turkish Yearbook of International Relations, 2021
1950s are an important historical point for Turkish foreign policy literature and researches on T... more 1950s are an important historical point for Turkish foreign policy literature and researches on Turkish political thought. There is a general opinion in academia and Turkish Foreign Affairs that the main drive for Turkey’s participation in the capitalist bloc led by the US after the war was due to its reflex for protecting national interests against “Soviet expansionism”. This is deep-seated in the minds of scholars and is a mainstream approach in the literature. Such interpretation implies an approach that reduces the Cold War to a mere competition between two superpowers. There is a growing number of studies which are critical to this mainstream reading of the Cold War. This study examines contributions of the Turkish Association of Peace-Lovers to the efforts towards explaining the political atmosphere in 1950s that succeeded in devising an alternative reading of relations of Turkey with the world.
Conference Presentations by Pınar Kahya
1950’li yıllar, Türkiye dış politikası yazınında ve Türkiye siyasal düşüncesi araştırmalarında ön... more 1950’li yıllar, Türkiye dış politikası yazınında ve Türkiye siyasal
düşüncesi araştırmalarında önemli bir tarihsel uğraktır. Türkiye’nin savaş
sonrası bloklaşmada, ABD liderliğindeki kapitalist blokta yer
almasındaki başat itkinin, “Sovyet yayılmacılığına” karşı ulusal çıkarları
koruma refleksi olduğu yönünde, akademide ve Türkiye hariciyesinde
genel bir kanı mevcuttur. Bu kanı, her yeniden üretiminde bir olgu olarak
sabitlenmekte, dolayısıyla da Türkiye’nin bu dönemdeki sistemik
yönelimi kaçınılmaz, alternatifsiz, karşı çıkılamaz ve dahi çıkılmamış bir
olguymuşçasına analiz edilmektedir. Dahası bu okumada, Soğuk Savaş’ı
iki süper güç arasındaki rekabete indirgeyen bir yaklaşım söz konusudur.
Bu çalışma, 1950’li yılların siyasi atmosferini anlamlandırma çabasına,
Türkiye’nin dünyayla ilişkilenmesine dair alternatif bir kurgu
geliştirmeyi başarmış Türk Barışseverler Cemiyeti’ni analiz ederek katkı
koymaktadır. Bu katkı, Soğuk Savaş’ı SSCB ve ABD arasındaki güç
mücadelesine indirgeme ve Türkiye’nin yönelimini “Sovyet tehdidi”
merkezli ele almaya itirazı içermektedir.
Book Chapters by Pınar Kahya
Yoksulluğu en genel ve kapsayıcı manada, ortalama ve standart bir hayat yaşamak için yeterli ka... more Yoksulluğu en genel ve kapsayıcı manada, ortalama ve standart bir hayat yaşamak için yeterli kaynaklar, kapasiteler, seçenekler ile güvenlik ve güçten yoksun olma halinin, süreklileşmesi olarak tanımlamak mümkün görünmektedir. Peki, bu haliyle yoksulluk bir sorun mudur? Ya da yoksulluk yalnızca yoksulların sorunu mudur? Yoksulluğun bir insan hakları ihlali olduğuna yönelik literatürün hakkını yemek pahasına, yoksulluğun olmasa bile yoksullaşma “tehlikesinin” gündemde olduğu her an ve her durumda, yoksulluk kaçınılmaz bir biçimde dünyada yaşayan milyarlarca insan için küresel bir sorundur.
FARKLI PERSPEKTİFLERİYLE ULUSLARARASI TURİZM, 2021
Bu bölümde, uluslararası turizm çalışmalarına, faaliyetin dinlenme ve eğlenme amaçlı boş zaman fa... more Bu bölümde, uluslararası turizm çalışmalarına, faaliyetin dinlenme ve eğlenme amaçlı boş zaman faaliyeti olarak uluslararası kısa süreli yer değişimi ve bunun mevcut ve muhtemel ekonomik etkilerinin ötesine geçmek anlamında kapsamlı, faaliyet kaynaklı sorunlara işaret etmek anlamında da eleştirel bakış açısı getirme iddiasındaki uluslararası politik ekonomi disiplini şemsiyesi altındaki önermeler incelenmiştir. Bu anlamda, ülkeler arasındaki uluslararası eşitsiz ilişkilerin uluslararası turizme etkilerinden söz edilmiş, uluslararası turizm faaliyetinde istihdam rejiminin genel niteliği tartışılmış ve ilişkili olarak da toplumsal cinsiyet kaynaklı sorunlara işaret edilmiştir. Faaliyetin çevre ile ilişkisi bağlamında, ekolojik toplumsal muhalefetin yanı sıra, yeni bir toplumsal hareket olarak ortaya çıkan anti-turizm hareketinin temel saikleri tartışılmıştır. Böylece, uluslararası turizmin politik ekonomisinin çerçevesi çizilmiş, araştırma gündem ve ajandası soruşturulmuştur.
Siyaset, Devlet, Uluslararası İlişkiler, 2021
Marx ve Engels’in bir devlet teorisi var mı sorusuna kısaca hayır cevabı vermek mümkündür. Öte ya... more Marx ve Engels’in bir devlet teorisi var mı sorusuna kısaca hayır cevabı vermek mümkündür. Öte yandan Marksizm kaçınılmaz olarak devleti irdelemektedir. Marksizm’de toplumsal ilişkilerin/çelişkilerin incelenmesi ve açıklanmasında devlet önemli bir yer işgal etmektedir. Açıklama gücü/yeteneğinin ötesine geçip, toplumsal ilişkileri dönüştürmeyi öngördüğü durumda dahi devlet Marksizm’in ele aldığı bir sorunsaldır. Kısacası Marksizm devlet teorisi ile doğrudan ilgilenir. Bu nedenle bu çalışmanın amacı Marksist devlet teorilerini tanıtmak ve aralarındaki farkları anlaşılır kılmaktır. Devlet de sınıflar da diğer birçok başka fenomen gibi toplumsal tarihin dinamikleriyle şekillenen kategorilerdir. Söz konusu Marksizm olduğunda ise, yaklaşımların olmazsa olmaz dinamiği toplumsal sınıflardır. Diğer bir değişle, Marksizm’in özgünlüğü devlet kategorisi ile toplumsal sınıf soyutlaması arasında kurduğu ilişkilenme/dahil etme arzu, arayış ve ısrarından geçer.
TÜRK SİYASAL HAYATINDA PROPAGANDA ÇALIŞMALARI, 2019
1965-1971 yılları arası dönemde Türkiye, Süleyman Demirel liderliğindeki Adalet Partisi’nin 1965 ... more 1965-1971 yılları arası dönemde Türkiye, Süleyman Demirel liderliğindeki Adalet Partisi’nin 1965 ve 1969 genel seçimlerinde tek başına hükümet kuracak çoğunluğu sağlamasıyla siyasal olarak görece istikrarlı ve demokratik bir ortamda yadsınamaz bir ekonomik büyüme yakalamıştır. Türkiye’nin bu dönemi, siyasetin sosyalizasyonu ve toplumsal muhalefetin çeşitliliği anlamında da renkli bir dönemdir. Bu dönem, özelinde politik iletişimin canlılığı ve propaganda faaliyetlerinin yoğunluğu ile ilişkili olarak siyasal söylem itibariyle halen bir referans noktası olabilmektedir. Ancak bir dönemleştirme üzerine tasarlanan bu kitapta, dönemin ahenginin sınırlı bir politik iletişim veçhesi olan propagandaya odaklanılacaktır. Dolayısıyla, 1965-71 arası dönemde, “seçmen iknası paradigması” çerçevesinde, “politik meşruiyetin sağlanmasının harcı olarak” politik iletişime bakılacaktır (Köker, 2007: 22) (Nimmo ve Swanson, 1990). Özellikle siyasi parti liderlerinin basına verdikleri demeçler, imzalı köşe yazıları ve kitapları, kendileriyle yapılmış röportajlar ile partilerin seçim bildirileri, propaganda afişleri, radyo konuşmaları ve seçim şarkıları gibi çeşitli kitle iletişim araçları vasıtasıyla yürütülen propaganda analiz edilecektir. Öncesinde ise, dönemin ruhunun kavranabilmesi adına ise bir siyasal ve iktisadi panorama sunulacaktır.
Book Reviews by Pınar Kahya
BirGün kitap- ‘Yoksullukla mücadele’ mi? Kalkınma mücadelesi mi?, 2021
Orijinali, ‘The Struggle for Development’ adıyla 2017’de Polity Press’ten çıkan Sussex Üniversite... more Orijinali, ‘The Struggle for Development’ adıyla 2017’de Polity Press’ten çıkan Sussex Üniversitesi’nden Benjamin Selwyn’in çalışması, Heretik Yayıncılık tarafından yakınlarda (2021, Eylül) ‘Kalkınma Mücadelesi’ adıyla Türkçe’ye çevrildi. Yoksullukla mücadeleyi yukarıda değinilen sınırlı çerçevenin dışından tartışmak noktasında oldukça önemli bir katkı sunan Selwyn, devletlerden, uluslararası örgütlere ve STK’lara Yoksulluk Karşıtı Uzlaşı olarak adlandırdığı konsensüsün, ekonomik büyüme ile yoksulluğun azalması arasında pozitif bir korelasyon kurmasına karşı çıkıyor ve bölüşüme değil büyümeye odaklanan bu yaklaşımın, eşitsizliği görmezden geldiğini belirtiyor.
Talks by Pınar Kahya
H nd stan'da yaklaşık 6 hafta süren 7 aşamalı genel seç mler , Başbakan Narendra Mod 'n n başında... more H nd stan'da yaklaşık 6 hafta süren 7 aşamalı genel seç mler , Başbakan Narendra Mod 'n n başında olduğu Bharat ya Janata Part s (BJP) l derl ğ nde kurulan Ulusal Demokrat k İtt fak (NDA) kazandı. Ancak parlamentoda çoğunluğu sağlayamadı. H nd stan'da yen ekonom k ve s yas dengeler İnönü Ün vers tes Araştırma Görevl s Pınar Kahya le konuştuk. Mod 'n n başta şç ler ve ç ftç ler olmak üzere H nd stanlıların gündel k yaşamını olumsuz etk leyecek oldukça acımasız pol t kalara mza attığını bel rten Kahya, "En son, seç m bonoları/ kuponları skandalı da BJP ve Mod 'n n popül st söylem n n geçerl l ğ n sorgulattı" ded. 10.06.2024 11:23 H nd stan seç mler n değerlend ren akadem syen Pınar Kahya: 'Acımasız pol t kalar Mod 'y sorgulattı'-Evrensel https://www.evrensel.net/haber/520479/h nd stan-sec mler n-degerlend ren-akadem syen-p nar-kahya-ac mas z-pol t kalar-mod y-sorgulatt 1/7 10.06.2024 11:23 H nd stan seç mler n değerlend ren akadem syen Pınar Kahya: 'Acımasız pol t kalar Mod 'y sorgulattı'-Evrensel https://www.evrensel.net/haber/520479/h nd stan-sec mler n-degerlend ren-akadem syen-p nar-kahya-ac mas z-pol t kalar-mod y-sorgulatt 6/7 10.06.2024 11:23 H nd stan seç mler n değerlend ren akadem syen Pınar Kahya: 'Acımasız pol t kalar Mod 'y sorgulattı'-Evrensel https://www.evrensel.net/haber/520479/h nd stan-sec mler n-degerlend ren-akadem syen-p nar-kahya-ac mas z-pol t kalar-mod y-sorgulatt 7/7
Textum
Dünyanın ahvali nicedir bir çıkmaz sokak olarak betimleniyor. Dünyanın her köşesinde pahalılıktan... more Dünyanın ahvali nicedir bir çıkmaz sokak olarak betimleniyor. Dünyanın her köşesinde pahalılıktan, yoksulluktan, işsizlikten, borçluluktan mustarip milyarlarca insan ise bir çıkış arıyor. Ekonomik darboğaza, siyasal alanı toplumsal taleplere sınırlayan otoriter siyasal rejimleri eklediğimizde çıkışın kendisinin iktisadi, siyasi ve sosyal anlamda var olanın ötesine uzanması gerektiği açık. Kitaplarından makalelerine ve köşe yazılarına kadar yazdıkları her dile çevrilen, dünyanın en saygın iktisatçılarından Prabhat Patnaik ile neoliberal kapitalizmin krizini, otoriter rejimleri ve bu çıkmazın alternatiflerine dair “ne yapmalıyı” konuştuk.
Papers by Pınar Kahya
Textum Dergi, 2024
Éric Toussaint, borçlanma ve neoliberal küreselleşme konularında kapsamlı araştırmalar yürütmüş b... more Éric Toussaint, borçlanma ve neoliberal küreselleşme konularında kapsamlı araştırmalar yürütmüş bir siyaset bilimci. Ancak bu dosya bağlamında onu asıl öne çıkaran, borca karşı göstermiş olduğu duruş. 1990 yılında Meşru Olmayan Borçların Ortadan Kaldırılması Komitesi’ni (CADTM) kurarak, borç ve adalet arasındaki ilişkiyi sorgulayan ve bu kavramları yeniden tanımlamayı amaçlayan bir mücadeleye başladı. Bu bağlamda, 2007-2011 yılları arasında Ekvador’da Kapsamlı Kredi Denetleme Komisyonu’nda yer alarak, borçların meşruiyetini değerlendirme sürecine katkı sağladı; 2015 yılında ise Yunanistan Parlamentosu’nun kurduğu Borç Üzerine Hakikat Komisyonu’nun yürütücülüğünü üstlendi ve borç konusundaki küresel tartışmaları derinleştirdi. Toussaint, özellikle Küresel Güney ülkelerinin borçlanma süreçlerinin finansallaşma ve neoliberal politikalarla iç içe geçmiş yapısını ele alan eleştirel analizleriyle dikkat çekiyor. Onun bakış açısına göre, borç yalnızca bir finansal araç değil; aynı zamanda toplumların üzerindeki kontrolü artırmayı hedefleyen, siyasi ve sosyal bir denetim mekanizması. Bu perspektif, borcun, kapitalizmin yarattığı derin eşitsizlikleri yeniden üretme konusundaki rolünü anlamamıza yardımcı oluyor ve borca karşı verilen mücadelenin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal özgürlük ve adalet mücadelesi olduğunu hatırlatıyor.
TEXTUM dergi, 2021
Hindu milliyetçiliği ve neoliberal otoriterlik kıskacındaki Hindistan’da, yoksulluğun pandemideki... more Hindu milliyetçiliği ve neoliberal otoriterlik kıskacındaki Hindistan’da, yoksulluğun pandemideki seyri, ülkedeki hem sınıfsal hem de bölgesel eşitsizlikleri acımasızca gözler önüne sererken Hindistan halkının karşı karşıya olduğu felaketin bir halk sağlığı sorunu olmanın ötesinde, Modi Hükümeti ile içeriklendirilmek durumunda olan bir devlet biçimi ve sermaye birikim stratejisi sorunu olduğu açıktır. Bu çerçeveden, çalışmada öncelikle Hindistan’daki son durum ve yaşananlar özetlenecek, ardından ülkenin kronik yoksulluk ve yoksullukla mücadelesine dair başat izlekler tarif edilecek ve tespitler yapılacak, devamında Hindistan’da devlet biçimi ve sermaye birikim stratejisinin güncel krizi tartışılacaktır. Son olarak ise yoksul(suz) siyaset/ siyasetin yoksulluğu olarak tarif etmekte beis görülmeyen Hindu milliyetçisi neoliberalizmin, yoksulkıyıma varan iktidar şiddetine karşı Hindistan halkının mücadele ekseni aktarılacaktır.
Uluslararası İlişkiler Dergisi, Apr 17, 2021
Politik Ekonomik Kuram, 2023
Bretton Woods sisteminin miadını doldurmasıyla, uluslararası ticaret büyük ölçüde 1994 yılında ku... more Bretton Woods sisteminin miadını doldurmasıyla, uluslararası ticaret büyük ölçüde 1994 yılında kurulan Dünya Ticaret Örgütü’nün kuralları çerçevesinde düzenlenmiştir. Örgütün kuruluşundan bugüne, örgütün işleyiş mekanizması ve bizatihi kendisi, üye devlet protestolarından, büyük çaplı kitlesel gösterilere, çeşitli tartışmaların merkezinde yer almıştır. “Küreselleşme” tartışmaları dönemi diye tariflenebilecek dönemin belki de ilk görünür geri çekilişi DTÖ’nün tıkanmasıdır. DTÖ’deki tıkanışın ardından gündeme gelen mega- bölgesel ticaret anlaşmaları, özellikle Obama yönetiminin TPP, TTIP ve TISA girişimi bu tıkanmaya bir cevap niteliğindedir. TPP Trump yönetimi tarafından askıya alınmış, ABD olmaksızın müzakereci 11 ülke CPTPP’yi imzalamış, TTIP ve TISA ise müzakereci ülkeler tarafından rafa kaldırılmıştır. TPP, TTIP ve TISA süreci askıya alınmış olsa da “ticaret savaşları” halen uluslararası medyanın en popüler meselelerinden biridir. Literatürde, ticaret anlaşmalarının değerlendirilmesinde yaşanan en büyük zorluk, sosyal bilim disiplinlerinin metodolojik yalıtılmışlığıdır. Anaakım uluslararası hukuk, uluslararası iktisat ve uluslararası ilişkiler, anlaşmaların farklı yönlerine odaklanmaktadır ancak anlaşmaları küresel kapitalizmin regülasyonu çerçevesinde değerlendirmek, uluslararası ticari ilişkileri salt ulus devletlerar asındaki rekabet, uluslararası örgüt merkezli kurumsal analiz veya düzenleyici hukuki metinler çerçevelerinin sınırlılığını aşmayı mümkün kılmaktadır. Makalede, TPP, TTIP, TISA gibi mega-bölgesel ticaret anlaşmalarının, uluslararası ticaretin regülasyon sorununu çözmeye dönük açılımlar olduğu, bu açılımların içeriğinin de ticaret savaşlarının merkezinde yer alan düzenleme esasları olduğu belirtilmektedir. Diğer bir değişle, TPP, TTIP ve TISA’nın merkezindeki tartışmanın ticaret savaşlarının özünü oluşturduğu savunulmakta, bu doğrultuda, anlaşmaların içeriğinin ötesine geçen bir okumayla uluslararası ticarette bir regülasyon açmazı olduğu tespiti yapılmaktadır.
Fiscaoeconomia, 2023
Neoliberalism is still main reference point of economic thought in economics departments of unive... more Neoliberalism is still main reference point of economic thought in economics departments of universities and hegemonic ideology of policy makers although it comes in harsh criticisms for policy outcomes particularly deepening global inequality from wide range of scholars, journalists and even some policy networks especially after 2008-9 financial crisis. These criticisms are meaningful in terms of questioning neoliberal hegemony even so the motto of neoliberalism which is "there is no alternative" has not been responded as "nope, there is an alternative" yet at least as a counter hegemonic position for global political and economic system. The article sets out to formulate the need of going beyond criticisms and creating a reference toolbox kit to face with neoliberal hegemony. Is it possible to create an alternative method of thought in economics via eliminating deficiencies of particular schools of thought? In particular, is it possible to create a holistic response from different schools of non-mainstream economics focusing on neoliberalism as a concrete case for objection? The answer is yes. In this study, three different schools of economic thought, evolutionary institutionalism, Keynesianism and Marxism are mutually considered and the theoretical possibility of a holistic opposition in different levels is affirmed in a way of their stances in against neoliberalism.
The Turkish Yearbook of International Relations, 2021
1950s are an important historical point for Turkish foreign policy literature and researches on T... more 1950s are an important historical point for Turkish foreign policy literature and researches on Turkish political thought. There is a general opinion in academia and Turkish Foreign Affairs that the main drive for Turkey’s participation in the capitalist bloc led by the US after the war was due to its reflex for protecting national interests against “Soviet expansionism”. This is deep-seated in the minds of scholars and is a mainstream approach in the literature. Such interpretation implies an approach that reduces the Cold War to a mere competition between two superpowers. There is a growing number of studies which are critical to this mainstream reading of the Cold War. This study examines contributions of the Turkish Association of Peace-Lovers to the efforts towards explaining the political atmosphere in 1950s that succeeded in devising an alternative reading of relations of Turkey with the world.
1950’li yıllar, Türkiye dış politikası yazınında ve Türkiye siyasal düşüncesi araştırmalarında ön... more 1950’li yıllar, Türkiye dış politikası yazınında ve Türkiye siyasal
düşüncesi araştırmalarında önemli bir tarihsel uğraktır. Türkiye’nin savaş
sonrası bloklaşmada, ABD liderliğindeki kapitalist blokta yer
almasındaki başat itkinin, “Sovyet yayılmacılığına” karşı ulusal çıkarları
koruma refleksi olduğu yönünde, akademide ve Türkiye hariciyesinde
genel bir kanı mevcuttur. Bu kanı, her yeniden üretiminde bir olgu olarak
sabitlenmekte, dolayısıyla da Türkiye’nin bu dönemdeki sistemik
yönelimi kaçınılmaz, alternatifsiz, karşı çıkılamaz ve dahi çıkılmamış bir
olguymuşçasına analiz edilmektedir. Dahası bu okumada, Soğuk Savaş’ı
iki süper güç arasındaki rekabete indirgeyen bir yaklaşım söz konusudur.
Bu çalışma, 1950’li yılların siyasi atmosferini anlamlandırma çabasına,
Türkiye’nin dünyayla ilişkilenmesine dair alternatif bir kurgu
geliştirmeyi başarmış Türk Barışseverler Cemiyeti’ni analiz ederek katkı
koymaktadır. Bu katkı, Soğuk Savaş’ı SSCB ve ABD arasındaki güç
mücadelesine indirgeme ve Türkiye’nin yönelimini “Sovyet tehdidi”
merkezli ele almaya itirazı içermektedir.
Yoksulluğu en genel ve kapsayıcı manada, ortalama ve standart bir hayat yaşamak için yeterli ka... more Yoksulluğu en genel ve kapsayıcı manada, ortalama ve standart bir hayat yaşamak için yeterli kaynaklar, kapasiteler, seçenekler ile güvenlik ve güçten yoksun olma halinin, süreklileşmesi olarak tanımlamak mümkün görünmektedir. Peki, bu haliyle yoksulluk bir sorun mudur? Ya da yoksulluk yalnızca yoksulların sorunu mudur? Yoksulluğun bir insan hakları ihlali olduğuna yönelik literatürün hakkını yemek pahasına, yoksulluğun olmasa bile yoksullaşma “tehlikesinin” gündemde olduğu her an ve her durumda, yoksulluk kaçınılmaz bir biçimde dünyada yaşayan milyarlarca insan için küresel bir sorundur.
FARKLI PERSPEKTİFLERİYLE ULUSLARARASI TURİZM, 2021
Bu bölümde, uluslararası turizm çalışmalarına, faaliyetin dinlenme ve eğlenme amaçlı boş zaman fa... more Bu bölümde, uluslararası turizm çalışmalarına, faaliyetin dinlenme ve eğlenme amaçlı boş zaman faaliyeti olarak uluslararası kısa süreli yer değişimi ve bunun mevcut ve muhtemel ekonomik etkilerinin ötesine geçmek anlamında kapsamlı, faaliyet kaynaklı sorunlara işaret etmek anlamında da eleştirel bakış açısı getirme iddiasındaki uluslararası politik ekonomi disiplini şemsiyesi altındaki önermeler incelenmiştir. Bu anlamda, ülkeler arasındaki uluslararası eşitsiz ilişkilerin uluslararası turizme etkilerinden söz edilmiş, uluslararası turizm faaliyetinde istihdam rejiminin genel niteliği tartışılmış ve ilişkili olarak da toplumsal cinsiyet kaynaklı sorunlara işaret edilmiştir. Faaliyetin çevre ile ilişkisi bağlamında, ekolojik toplumsal muhalefetin yanı sıra, yeni bir toplumsal hareket olarak ortaya çıkan anti-turizm hareketinin temel saikleri tartışılmıştır. Böylece, uluslararası turizmin politik ekonomisinin çerçevesi çizilmiş, araştırma gündem ve ajandası soruşturulmuştur.
Siyaset, Devlet, Uluslararası İlişkiler, 2021
Marx ve Engels’in bir devlet teorisi var mı sorusuna kısaca hayır cevabı vermek mümkündür. Öte ya... more Marx ve Engels’in bir devlet teorisi var mı sorusuna kısaca hayır cevabı vermek mümkündür. Öte yandan Marksizm kaçınılmaz olarak devleti irdelemektedir. Marksizm’de toplumsal ilişkilerin/çelişkilerin incelenmesi ve açıklanmasında devlet önemli bir yer işgal etmektedir. Açıklama gücü/yeteneğinin ötesine geçip, toplumsal ilişkileri dönüştürmeyi öngördüğü durumda dahi devlet Marksizm’in ele aldığı bir sorunsaldır. Kısacası Marksizm devlet teorisi ile doğrudan ilgilenir. Bu nedenle bu çalışmanın amacı Marksist devlet teorilerini tanıtmak ve aralarındaki farkları anlaşılır kılmaktır. Devlet de sınıflar da diğer birçok başka fenomen gibi toplumsal tarihin dinamikleriyle şekillenen kategorilerdir. Söz konusu Marksizm olduğunda ise, yaklaşımların olmazsa olmaz dinamiği toplumsal sınıflardır. Diğer bir değişle, Marksizm’in özgünlüğü devlet kategorisi ile toplumsal sınıf soyutlaması arasında kurduğu ilişkilenme/dahil etme arzu, arayış ve ısrarından geçer.
TÜRK SİYASAL HAYATINDA PROPAGANDA ÇALIŞMALARI, 2019
1965-1971 yılları arası dönemde Türkiye, Süleyman Demirel liderliğindeki Adalet Partisi’nin 1965 ... more 1965-1971 yılları arası dönemde Türkiye, Süleyman Demirel liderliğindeki Adalet Partisi’nin 1965 ve 1969 genel seçimlerinde tek başına hükümet kuracak çoğunluğu sağlamasıyla siyasal olarak görece istikrarlı ve demokratik bir ortamda yadsınamaz bir ekonomik büyüme yakalamıştır. Türkiye’nin bu dönemi, siyasetin sosyalizasyonu ve toplumsal muhalefetin çeşitliliği anlamında da renkli bir dönemdir. Bu dönem, özelinde politik iletişimin canlılığı ve propaganda faaliyetlerinin yoğunluğu ile ilişkili olarak siyasal söylem itibariyle halen bir referans noktası olabilmektedir. Ancak bir dönemleştirme üzerine tasarlanan bu kitapta, dönemin ahenginin sınırlı bir politik iletişim veçhesi olan propagandaya odaklanılacaktır. Dolayısıyla, 1965-71 arası dönemde, “seçmen iknası paradigması” çerçevesinde, “politik meşruiyetin sağlanmasının harcı olarak” politik iletişime bakılacaktır (Köker, 2007: 22) (Nimmo ve Swanson, 1990). Özellikle siyasi parti liderlerinin basına verdikleri demeçler, imzalı köşe yazıları ve kitapları, kendileriyle yapılmış röportajlar ile partilerin seçim bildirileri, propaganda afişleri, radyo konuşmaları ve seçim şarkıları gibi çeşitli kitle iletişim araçları vasıtasıyla yürütülen propaganda analiz edilecektir. Öncesinde ise, dönemin ruhunun kavranabilmesi adına ise bir siyasal ve iktisadi panorama sunulacaktır.
BirGün kitap- ‘Yoksullukla mücadele’ mi? Kalkınma mücadelesi mi?, 2021
Orijinali, ‘The Struggle for Development’ adıyla 2017’de Polity Press’ten çıkan Sussex Üniversite... more Orijinali, ‘The Struggle for Development’ adıyla 2017’de Polity Press’ten çıkan Sussex Üniversitesi’nden Benjamin Selwyn’in çalışması, Heretik Yayıncılık tarafından yakınlarda (2021, Eylül) ‘Kalkınma Mücadelesi’ adıyla Türkçe’ye çevrildi. Yoksullukla mücadeleyi yukarıda değinilen sınırlı çerçevenin dışından tartışmak noktasında oldukça önemli bir katkı sunan Selwyn, devletlerden, uluslararası örgütlere ve STK’lara Yoksulluk Karşıtı Uzlaşı olarak adlandırdığı konsensüsün, ekonomik büyüme ile yoksulluğun azalması arasında pozitif bir korelasyon kurmasına karşı çıkıyor ve bölüşüme değil büyümeye odaklanan bu yaklaşımın, eşitsizliği görmezden geldiğini belirtiyor.
H nd stan'da yaklaşık 6 hafta süren 7 aşamalı genel seç mler , Başbakan Narendra Mod 'n n başında... more H nd stan'da yaklaşık 6 hafta süren 7 aşamalı genel seç mler , Başbakan Narendra Mod 'n n başında olduğu Bharat ya Janata Part s (BJP) l derl ğ nde kurulan Ulusal Demokrat k İtt fak (NDA) kazandı. Ancak parlamentoda çoğunluğu sağlayamadı. H nd stan'da yen ekonom k ve s yas dengeler İnönü Ün vers tes Araştırma Görevl s Pınar Kahya le konuştuk. Mod 'n n başta şç ler ve ç ftç ler olmak üzere H nd stanlıların gündel k yaşamını olumsuz etk leyecek oldukça acımasız pol t kalara mza attığını bel rten Kahya, "En son, seç m bonoları/ kuponları skandalı da BJP ve Mod 'n n popül st söylem n n geçerl l ğ n sorgulattı" ded. 10.06.2024 11:23 H nd stan seç mler n değerlend ren akadem syen Pınar Kahya: 'Acımasız pol t kalar Mod 'y sorgulattı'-Evrensel https://www.evrensel.net/haber/520479/h nd stan-sec mler n-degerlend ren-akadem syen-p nar-kahya-ac mas z-pol t kalar-mod y-sorgulatt 1/7 10.06.2024 11:23 H nd stan seç mler n değerlend ren akadem syen Pınar Kahya: 'Acımasız pol t kalar Mod 'y sorgulattı'-Evrensel https://www.evrensel.net/haber/520479/h nd stan-sec mler n-degerlend ren-akadem syen-p nar-kahya-ac mas z-pol t kalar-mod y-sorgulatt 6/7 10.06.2024 11:23 H nd stan seç mler n değerlend ren akadem syen Pınar Kahya: 'Acımasız pol t kalar Mod 'y sorgulattı'-Evrensel https://www.evrensel.net/haber/520479/h nd stan-sec mler n-degerlend ren-akadem syen-p nar-kahya-ac mas z-pol t kalar-mod y-sorgulatt 7/7
Textum
Dünyanın ahvali nicedir bir çıkmaz sokak olarak betimleniyor. Dünyanın her köşesinde pahalılıktan... more Dünyanın ahvali nicedir bir çıkmaz sokak olarak betimleniyor. Dünyanın her köşesinde pahalılıktan, yoksulluktan, işsizlikten, borçluluktan mustarip milyarlarca insan ise bir çıkış arıyor. Ekonomik darboğaza, siyasal alanı toplumsal taleplere sınırlayan otoriter siyasal rejimleri eklediğimizde çıkışın kendisinin iktisadi, siyasi ve sosyal anlamda var olanın ötesine uzanması gerektiği açık. Kitaplarından makalelerine ve köşe yazılarına kadar yazdıkları her dile çevrilen, dünyanın en saygın iktisatçılarından Prabhat Patnaik ile neoliberal kapitalizmin krizini, otoriter rejimleri ve bu çıkmazın alternatiflerine dair “ne yapmalıyı” konuştuk.
Textum Dergi, 2024
Éric Toussaint, borçlanma ve neoliberal küreselleşme konularında kapsamlı araştırmalar yürütmüş b... more Éric Toussaint, borçlanma ve neoliberal küreselleşme konularında kapsamlı araştırmalar yürütmüş bir siyaset bilimci. Ancak bu dosya bağlamında onu asıl öne çıkaran, borca karşı göstermiş olduğu duruş. 1990 yılında Meşru Olmayan Borçların Ortadan Kaldırılması Komitesi’ni (CADTM) kurarak, borç ve adalet arasındaki ilişkiyi sorgulayan ve bu kavramları yeniden tanımlamayı amaçlayan bir mücadeleye başladı. Bu bağlamda, 2007-2011 yılları arasında Ekvador’da Kapsamlı Kredi Denetleme Komisyonu’nda yer alarak, borçların meşruiyetini değerlendirme sürecine katkı sağladı; 2015 yılında ise Yunanistan Parlamentosu’nun kurduğu Borç Üzerine Hakikat Komisyonu’nun yürütücülüğünü üstlendi ve borç konusundaki küresel tartışmaları derinleştirdi. Toussaint, özellikle Küresel Güney ülkelerinin borçlanma süreçlerinin finansallaşma ve neoliberal politikalarla iç içe geçmiş yapısını ele alan eleştirel analizleriyle dikkat çekiyor. Onun bakış açısına göre, borç yalnızca bir finansal araç değil; aynı zamanda toplumların üzerindeki kontrolü artırmayı hedefleyen, siyasi ve sosyal bir denetim mekanizması. Bu perspektif, borcun, kapitalizmin yarattığı derin eşitsizlikleri yeniden üretme konusundaki rolünü anlamamıza yardımcı oluyor ve borca karşı verilen mücadelenin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal özgürlük ve adalet mücadelesi olduğunu hatırlatıyor.
TEXTUM dergi, 2021
Hindu milliyetçiliği ve neoliberal otoriterlik kıskacındaki Hindistan’da, yoksulluğun pandemideki... more Hindu milliyetçiliği ve neoliberal otoriterlik kıskacındaki Hindistan’da, yoksulluğun pandemideki seyri, ülkedeki hem sınıfsal hem de bölgesel eşitsizlikleri acımasızca gözler önüne sererken Hindistan halkının karşı karşıya olduğu felaketin bir halk sağlığı sorunu olmanın ötesinde, Modi Hükümeti ile içeriklendirilmek durumunda olan bir devlet biçimi ve sermaye birikim stratejisi sorunu olduğu açıktır. Bu çerçeveden, çalışmada öncelikle Hindistan’daki son durum ve yaşananlar özetlenecek, ardından ülkenin kronik yoksulluk ve yoksullukla mücadelesine dair başat izlekler tarif edilecek ve tespitler yapılacak, devamında Hindistan’da devlet biçimi ve sermaye birikim stratejisinin güncel krizi tartışılacaktır. Son olarak ise yoksul(suz) siyaset/ siyasetin yoksulluğu olarak tarif etmekte beis görülmeyen Hindu milliyetçisi neoliberalizmin, yoksulkıyıma varan iktidar şiddetine karşı Hindistan halkının mücadele ekseni aktarılacaktır.